Skip to main content
  • I completed my major in sociology with a minor in philosophy at Middle East Technical University, Ankara, Turkey. Sub... moreedit
Kadına yönelik şiddetle mücadele uygulamalarında pratik bir ihtiyacı karşılamak amacıyla kaleme alınan bu çalışma, kuramsal yönüyle de bir yeniliğin işaretidir. Polis Akademisi Adli Bilimler Enstitüsü Kriminalistik Araştırma ve Uygulama... more
Kadına yönelik şiddetle mücadele uygulamalarında pratik bir ihtiyacı karşılamak amacıyla kaleme alınan bu çalışma, kuramsal yönüyle de bir yeniliğin işaretidir. Polis Akademisi Adli Bilimler Enstitüsü Kriminalistik Araştırma ve Uygulama Merkezi bünyesinde yapılan çalışmaların ürünü olan kitap, gelişmeye açık bir alan olarak yeni ortaya çıkan “önleyici adli bilimlerin” (preventive forensic science) alt alanı olan “önleyici delil bilimi” (preventive criminalistics) ile çoğu zaman fen bilimlerinin gölgesinde kalan “adli sosyal bilimler”in ortak ürünü olarak görülebilir. Dünyada giderek artan bir ilgi görmekle birlikte henüz hak ettiği ölçüde yaygınlaşmamış olan bu yeni disiplini (önleyici kriminalistiği) şöyle tanımlayabiliriz: Suç henüz oluşmamışken, suçun oluşma koşulları ile ilgili olarak doğa bilimlerinden ve matematik, istatistik, psikoloji ve sosyoloji gibi disiplinlerden yararlanarak tahminler üretmek; sınıflandırmalar yapmak ve tedbirler önermek gibi önemli bilimsel etkinliklerden oluşan yeni bir disiplindir. Yapay zekâ, artırılmış gerçeklik ve veri bilimi alanlarındaki ilerlemeler tahmin ve sınıflandırma algoritmalarının isabet (accuracy) gücünü artırdıkça, önleyici kriminalistiğin de güçleneceğini kestirmek zor değil.
Adli sosyal bilimler ile önleyici kriminalistiğin kesişim noktasında yer alan elinizdeki bu çalışmanın, kadına yönelik şiddetle mücadeleye sunacağı katkılara ek olarak, Türkiye’de bu yeni disipline ilginin artmasına aracı olma- sını ve bu alandaki çalışmalara ilham kaynağı teşkil etmesini dilerim.
-----------------------------------
Some practical needs in the practices of combating violence against women is the starting point for this work, but from the theoretical standpoint, it can also be regarded as a sign of innovations in the field. It is a product of the studies carried out within the "Criminalistics Research and Application Center (CRAC)" of the Institute of Forensic Sciences of the Turkish National Police Academy. For the last few years, CRAC allocated part of its interest in the works that are often associated with "preventive criminalistics", the sub-field of "preventive forensic science", which has emerged as a field open to further developments. There is a vast room in that field for the social sciences, i.e., "forensic social sciences", which is rarely taken into consideration at first sight.

Right at this point, there is a need for a definition for an emerging discipline (preventive criminalistics), that is now getting an increasing global attention but has not yet reached the degree it deserves: Preventive criminalistics is the discipline that makes predictions about the conditions of occurrence of crime, where the crime has not yet occurred, by making use of natural sciences and social sciences. It is a new discipline consisting of important scientific activities such as making classifications and predictions with data and suggesting measures. Developments in artificial intelligence, augmented reality and data science boost the accuracy of prediction and classification algorithms day by day and all these make preventive criminalistics a strong methodology in protective policing.
This is where this study is located: The square where forensic social sciences and preventive criminalistics meet. So, I hope, in addition to its contributions to fight violence against women (which is of course the first aim), this study will hopefully be instrumental in boosting the interest in this new discipline and be a source of inspiration for studies in the area.
Bulundukları ülkeden bir başka ülkeye göç eden sığınmacıların, mültecilerin veya göçmenlerin göç etme edimleri ile artı değer yaratması yerel toplumla bir birliktelik oluşturmalarına ve ahenkli bir şekilde yaşamalarına bağlıdır. Bir başka... more
Bulundukları ülkeden bir başka ülkeye göç eden sığınmacıların, mültecilerin veya göçmenlerin göç etme edimleri ile artı değer yaratması yerel toplumla bir birliktelik oluşturmalarına ve ahenkli bir şekilde yaşamalarına bağlıdır. Bir başka ifadeyle, göçle gelen toplumla ev sahibi toplum arasında uyumun tesis edildiği yerlerde göç etme süreci göçün olumlu özelliklerini açığa çıkarırken; eğitim, sağlık, istihdam, barınma konusunda geldiği ülkenin kendisine sunmadığı imkânlara göç ettikleri toplumda da kavuşamayan yabancılar kendi kültürleri, değerleri ve kimliklerine daha fazla sarılmaktadırlar. Bu nedenle yabancıların göç ettikleri yerlere uyumu konusunda ev sahibi topluma çok sayıda ödev ve sorumluluk düşmektedir. Sığınmacıların eğitiminin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi, onların kente ve kentin gündelik yaşamına adapte olmalarının sağlanması, kamu politikası inşa ve uygulama sürecinde mevcut sorunların tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması ve göç olgusunun aynı zamanda sosyo-psikolojik ve kültürel bir mesele olduğundan hareketle yönetilmesi göç ve uyum arasındaki ilişkiyi kuvvetlendiren önemli etmenler olmaktadır.
Polis Akademisi Başkanlığı Göç ve Sınır Güvenliği Araştırma Merkezi (GÖÇMER) tarafından hazırlanan ‘Göç ve Uyum’ başlıklı bu eser; özellikle Suriyeli sığınmacı akını gibi kitlesel göçler karşısında uyum konusunda karşılaşılan sorunlar ile eğitim, günlük yaşam, yasal düzenlemeler, göç politikaları ve uygulamaları konularında tespitleri ve önerileri içermektedir.
2016, 2017 ve 2018 yıllarında Türkiye'de meydana gelen 932 kadına yönelik ölümcül şiddet vakasını fail, olay ve maktul bakımından analiz etmektedir. Çalışmada polis ve jandarma kayıtlarındaki veriler kullanılmıştır.
Kitap 2016 yılında Türkiye'de yaşanan kadına yönelik ölümcül şiddet vakaları ile ilgili sayısal verileri, resmi kayıtlardan hareketle analiz etmektedir. Olaylarla ilgili nicel verilerin yanı sıra, olay tutanaklarının da (kişisel... more
Kitap 2016 yılında Türkiye'de yaşanan kadına yönelik ölümcül şiddet vakaları ile ilgili sayısal verileri, resmi kayıtlardan hareketle analiz etmektedir. Olaylarla ilgili nicel verilerin yanı sıra, olay tutanaklarının da (kişisel verilerden arındırılarak) ayrıntılı olarak analiz edilmesiyle hazırlanan kitap (2017 ve 2018 yıllarına ait verilerin de yer aldığı raporla birlikte), 6 Mart 2019 tarihinde İçişleri Bakanı tarafından basına tanıtılmıştır (https://www.youtube.com/watch?v=cYyIMk30wq8&feature=youtu.be). Yine Küçüker Yıldız ile birlikte hazırladığımız, 2016-2017-2018 yıllarına ait kadın cinayeti verilerini analiz eden bir başka çalışmamızın künyesi şöyledir: Taştan, C. ve Küçüker Yıldız, A. (2018). Dünyada ve Türkiye'de kadın cinayetleri: 2016-2017-2018 verileri ve analizler. Ankara: Polis Akademisi Yayınları.
Türkiye'de yaşayan geçici koruma altındaki Suriyeliler başta olmak üzere tüm yabancılar için hazırlanan Sosyal Entegrasyon Rehberi, özellikle emek piyasalarına entegrasyon konusuna odaklanmaktadır. Çalışma izinleri ile ilgili ayrıntılı... more
Türkiye'de yaşayan geçici koruma altındaki Suriyeliler başta olmak üzere tüm yabancılar için hazırlanan Sosyal Entegrasyon Rehberi, özellikle emek piyasalarına entegrasyon konusuna odaklanmaktadır. Çalışma izinleri ile ilgili ayrıntılı sayısal bilgileri vermenin yanı sıra çalışma izni başvuru yollarını da ayrıntılı olarak anlatan rehber, hem işverenler hem de yabacılar için önemli bir başvuru kaynağı niteliğindedir.
Research Interests:
Research Interests:
This study tries to make an in-depth analysis of one to one detailed interviews held with the Gezi protesters in the second weeks of the demonstrations in four cities (Istanbul, Ankara, Izmir and Eskisehir). In addition to this, the study... more
This study tries to make an in-depth analysis of one to one detailed interviews held with the Gezi protesters in the second weeks of the demonstrations in four cities (Istanbul, Ankara, Izmir and Eskisehir). In addition to this, the study bases itself on a political assessment of the discourse adopted during and after the protests; analyzes change and sustainability of the discourse and policies of the political parties about the protests; and lastly sheds a light on current and future political implications the demonstrations.
Coşkun Taştan ve Hatem Ete imzalı kitap, Gezi Parkı eylemlerinin sosyolojik ve siyasal dinamiklerini geniş bir çerçevede ortaya koyuyor. Kitap, iki genel alana yayılmış verileri toplayarak eylemlerin dinamiklerini sosyolojik ve siyasal... more
Coşkun Taştan ve Hatem Ete imzalı kitap, Gezi Parkı eylemlerinin sosyolojik ve siyasal dinamiklerini geniş bir çerçevede ortaya koyuyor. Kitap, iki genel alana yayılmış verileri toplayarak eylemlerin dinamiklerini sosyolojik ve siyasal açıdan ele alıyor: 1) İstanbul, Ankara, İzmir ve Eskişehir'de eylemcilerle eylem alanında yapılan derinlemesine mülakatlardan ve gazete, dergi, afiş, slogan, bildiri gibi materyallerden elde edilen veriler. 2) Siyasal partilerin, belli başlı yazarların ve politikacıların eylemlerle ilgili tutumlarından ve açıklamalarından elde edilen veriler.
Research Interests:
Nörolojiden, psikiyatriden ve psikolojiden sıyrılarak kendine yeni bir alan açan psikanaliz, geçtiğimiz yüzyılın başında Türkiye'ye nasıl ve hangi kapılardan girdi? Kimler bu yeni paradigmayı kabul etti? Kimler, neden reddetti? Daha önce... more
Nörolojiden, psikiyatriden ve psikolojiden sıyrılarak kendine yeni bir alan açan psikanaliz, geçtiğimiz yüzyılın başında Türkiye'ye nasıl ve hangi kapılardan girdi? Kimler bu yeni paradigmayı kabul etti? Kimler, neden reddetti? Daha önce Bağlam Yayınevi'nce basılan iki kitaplık derlememizdeki makalelerden (Psikanaliz Hakkında En Eski Metinler I -II) ve başka bir çok kaynaktan yararlanarak hazırladığımız bu kitap, yukarıdaki sorulara cevap arıyor.
Research Interests:
İki ciltlik derlemenin bu ikinci cildi, 1929-1960 araında Türkiye'de psikanaliz hakkında yazılmış çeşitli makaleleri bir araya getiriyor. İzzeddin Şadan'dan Mustafa Şekip Tunç'a; Şerif Mardin'den Şakir Eczacıbaşı'na çok farklı alanlardaki... more
İki ciltlik derlemenin bu ikinci cildi, 1929-1960 araında Türkiye'de psikanaliz hakkında yazılmış çeşitli makaleleri bir araya getiriyor. İzzeddin Şadan'dan Mustafa Şekip Tunç'a; Şerif Mardin'den Şakir Eczacıbaşı'na çok farklı alanlardaki önemli isimlerin psikanaliz hakkında yazdıklarını bir arada bulabilirsiniz. Bu döndemde, tıpkı Avrupa gibi Türkiye'de de psikanaliz çoktan tıbbın sınırlarından taşmış, sosyal bilim, felsefe ve sanat dünyasında ciddi bir külliyat meydana getirmişti.
Research Interests:
İki ciltlik derlemenin birinci cildinde, 1917-1928 yılları arasında Türkiye'de çeşitli dergilerde yayınlanan ve Freud psikanalizini konu edinen makaleler bir araya getirildi. Eski yazıdan Latin harlere transliterasyonu yapıldı. Türkiye'de... more
İki ciltlik derlemenin birinci cildinde, 1917-1928 yılları arasında Türkiye'de çeşitli dergilerde yayınlanan ve Freud psikanalizini konu edinen makaleler bir araya getirildi. Eski yazıdan Latin harlere transliterasyonu yapıldı. Türkiye'de psikanalizin tarihi ile ilgilenenler için olduğu kadar, psikanalizin Avrupa-dışı kültürlerle ilgisini sorgulayanlar için de yararlı bir kaynak eser. Kişisel olarak benim favorim Dr. İzzeddin Şadan'ın makaleleri. Her bakımdan ilginç bir şahsiyet. Mazhar Osman'la, Kerim Gökay'la ve diğer erken dönem Türk psikiyatristleriyle çalışmış; Türkeş ile birikte Mayıs 1944Irkçılık davasında yargılanmış biri. 1925'te yazdığı şu satırlar, pskanalizin tıp ile sosyal bilimler-felsefe-edebiyat alanları arasındaki konumunun sanki hiç değişmediğini düşündürüyor: "En hâr Freudcuların felsefeciler ve edebiyat mensubları, salon hakîmleri arasında bulundukları bariz bir müşahadedir. Arkaya itilmiş uzun ve pomadalı saçları, dar belli elbiseleri içinde kırıtarak hanımlara aşk ve isteri nazariyelerinden bahseden "panseksüalist" mütehassısların Freud tarafdarı olmaktan başka yapacakları yokdur".
Research Interests:
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi için yazılan "İlk Çağ felsefesi" adlı ders kitabının "Platon" başlıklı 5. Bölümü.
Research Interests:
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji Bölümü, Sosyoloji II dersi için yazdığım "Küreselleşme" başlıklı kitap bölümü.
Research Interests:
Nefret suçları üzerine Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji Bölümü, "Suç Sosyolojisi" adlı kitaba yazdığım bölüm.
Research Interests:
Türkiye'de Geçici Koruma Altında Bulunan Suriyeliler ile ilgili olarak pek çok önyargı mevcut. Bu önyargıların kelimenin gerçek anlamında "önyargı" olduğunu ve kamu düzenini ve toplumsal barışı tehdit edecek bir düzeye taşındığını... more
Türkiye'de Geçici Koruma Altında Bulunan Suriyeliler ile ilgili olarak pek çok önyargı mevcut. Bu önyargıların kelimenin gerçek anlamında "önyargı" olduğunu ve  kamu düzenini ve toplumsal barışı tehdit edecek bir düzeye taşındığını görmekteyiz. Bu rapor, Ankara'da 400 kişi ile yapılan yüzyüze anket çalışmasından elde edilen verilerle çeşitli kurumlar tarafından sağlanan verilerin karşılaştırılması yoluyla, Suriyeliler hakkında ortaya atılan pek çok olumsuz düşüncenin salt önyargılardan ibaret olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. Suriyelilerin Türkiye'de bulunması elbette pek çok sorunu beraberinde getirmektedir ancak önyargılara konu olan sorunların gerçek sorunlarla hiç bir ilgisinin olmadığı da açıkça görülmektedir.
Research Interests:
The inclusion of Syrian children into the education system is an important matter. There are many risks associated with being uneducated. First of all, the uneducated ones lose their hopes and are forced to work at low-paying jobs as they... more
The inclusion of Syrian children into the education system is
an important matter. There are many risks associated with being uneducated. First of all, the uneducated ones lose their hopes and are forced to work at low-paying jobs as they lack the necessary knowledge and skills. What follows is the risk of marginalization, ghettoization and radicalization. Access to quality education will help Syrians overcome psycho-social issues caused by war, violence and relocation and will contribute to the normalization of the individuals and the society.

This report is based upon a research carried out in 9 cities in Turkey between March-August 2017. 60 interviews and 15 focus group were conducted as part of the research. The report presents some important facts and figures of Syrians in Turkey and focuses on the reasons behind the low schooling rate among Syrian children aged 6-18. In addition, it sheds light on the problems Syrian children face at school and brings forth some recommendations to overcome those problems.
Research Interests:
Eylül 2017 verilerine göre Türkiye'de 3 milyondan fazla kayıtlı Suriyeli yaşamaktadır. Bu nüfusun yaklaşık 1,5 milyonu 18 yaşından küçük, 1 milyonu ise okul çağındaki çocuklardan oluşmaktadır. Okul çağındaki çocukların yakkaşık %... more
Eylül 2017 verilerine göre Türkiye'de 3 milyondan fazla kayıtlı Suriyeli yaşamaktadır. Bu nüfusun yaklaşık 1,5 milyonu 18 yaşından küçük, 1 milyonu ise okul çağındaki çocuklardan oluşmaktadır. Okul çağındaki çocukların yakkaşık % 54'ü okula gitmektedir. Yani Suriyeli çocukların yarıya yakını hala okul dışındadır. Bu rapor, uzun ve titiz bir veri toplama sürecinden sonra ortaya çıktı. 9 ilde 60 derinlemesine mülakat ve 15 odak grup görüşmesi sonucunda elde edilen verilerle MEB, AFAD ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü gibi kurumlardan elde edilen veriler harmanlanarak rapor hazırlandı.
Research Interests:
This work examines the nature of frames that restrict our perspectives and thus give birth to such sociological entities like societies, communities and nations. How is the dualism of “inside-outside” created on sociological and psychic... more
This work examines the nature of frames that restrict our perspectives and thus give birth to such sociological entities like societies, communities and nations. How is the dualism of “inside-outside” created on sociological and psychic levels? More importantly, what instruments play what kind of roles in the creation of that dualism? Examining the formation of Ottoman subjectivity as a case, this study gives original answers to these questions. The psychoanalytic theory, which opened a new methodological domain for the social sciences in the past century, productively accommodated a good amount of works on these questions. Sigmund Freud’s pioneering works on the dynamics of human psyche and Jacques Lacan’s theories of human subjectivity played important roles in the improvement of this domain. Beginning from the second half of the past century, discussions on identity and belonging, as well as such furious social questions as nationalism, racism and xenophobia, have been held in th...
The study aims to define xenophobia, which is attached such meanings as ءhostility against foreign people̕ or ءfear of alien people̕, through the main concepts of Lacanian Psychoanalysis. The ءfear of/hostility against foreign people̕ is... more
The study aims to define xenophobia, which is attached such meanings as ءhostility against foreign people̕ or ءfear of alien people̕, through the main concepts of Lacanian Psychoanalysis. The ءfear of/hostility against foreign people̕ is treated, in this study, by references to the subject-object relation formulated in Psychoanalysis. The study aims to give an original account of the spiral of subject-object through such concepts as ءpolarization̕, ءannexation̕, and ءergonomy̕. Under the light of this account, an attempt follows to recast the term xenophobia. The analysis focuses on three main historical lines, to check the account of the term set down in the study, as well as to fortify and clarify its limits: Capitalism, industrialization and nationalism. As a conclusion, the study maintains that both xenos (stranger) and fear dwell within the subjective field. Accordingly, the study concludes that xenophobia originates not from the ءprimary qualities̕ of the object of fear/hatred...
Salgın, ne kadar süreyle yaşamımızı etkileyecek? Okullar ne kadar süreyle tatil edilmeli? Sosyal mekânlar daha ne kadar süreyle kapalı tutulmalı? İçerisinde bulunduğumuz karantina durumu ne kadar devam edecek? Sokağa çıkma yasağı ilan... more
Salgın, ne kadar süreyle yaşamımızı etkileyecek? Okullar ne kadar süreyle tatil edilmeli? Sosyal mekânlar daha ne kadar süreyle kapalı tutulmalı? İçerisinde bulunduğumuz karantina durumu ne kadar devam edecek? Sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli mi?... Tüm bu ve benzeri soruların cevabı, esasen şu soruya verilecek cevapta gizli: COVID19 virüsü ne kadar sürede, ne kadar kişiye bulaşacak? Bu makalede, Türkiye’de salgının seyri ile ilgili analizler ve bazı tahminler yer almaktadır.
Freud’s psychoanalytic school owes much to France both in theoretical and practical senses. First of all Freud took courses on neurology from Jean Martin Charcot in Paris between 18851886. Freud himself expressed several times that some... more
Freud’s psychoanalytic school owes much to France both in theoretical and practical senses. First of all Freud took courses on neurology from Jean Martin Charcot in Paris between 18851886. Freud himself expressed several times that some of the ideas which make up the backbone of his theory (like his ideas on sexuality, for instance) were shaped in those productive times which he spent with Charcot. It is interesting, however, that Freud’s thoughts were able to find reception in France far later than most of any other European countries. In this study, I try to elaborate briefly on the relation between Freud and France so that I can shed some light on why Freudian psychoanalysis failed until 1920’s to attract an important attention in that country and when and how did this indefference come to an end.
In the last week of May 2013, a series of mass demonstrations began in Taksim Square, Istanbul, and quickly spread all over Turkey. The demonstrations were initiated by a group declaring their opposition to the removal of some trees as... more
In the last week of May 2013, a series of mass demonstrations began in Taksim Square, Istanbul, and quickly spread all over Turkey. The demonstrations were initiated by a group declaring their opposition to the removal of some trees as part of an urban modernization project in the city centre. A severe security intervention triggered massive reactions from residents of Istanbul and, later, other Turkish cities: shortly after this intervention, an estimated 2.5 million people joined the demonstrations nationwide. Sustained in its most active form for nearly a month, the demonstrations left behind several deaths, many injuries, and inestimable property damage. Known as the “Gezi events,” they had a tsunami effect on Turkish politics, reshaping the political networks, redesigning ideological positions, and disorganizing the political agenda. This article focuses on the politics of Gezi protests in relation to the Nationalist Action Party (Milliyetci Hareket Partisi, MHP), one of three ...
Sigmund Freud’un psikanaliz ekolu, kuramsal acidan oldugu kadar klinik uygulamalar bakimindan da Fransa’ya cok sey borcludur. Freud, 1885-1886 yillari arasinda Paris’te, Jean Martin Charcot’dan noroloji egitimi aldi. Kuraminin iskeletini... more
Sigmund Freud’un psikanaliz ekolu, kuramsal acidan oldugu kadar klinik uygulamalar bakimindan da Fransa’ya cok sey borcludur. Freud, 1885-1886 yillari arasinda Paris’te, Jean Martin Charcot’dan noroloji egitimi aldi. Kuraminin iskeletini teskil eden bazi goruslerinin (ornegin cinsellikle ilgili goruslerinin) Charcot’nun yaninda gecirdigi bu verimli donemde belirginlestigini Freud defalarca dile getirmistir. Tum bunlara ragmen, sasirtici bicimde psikanaliz, diger Avrupa ulkelerine nazaran Fransa’da cok gec kabul gordu. Elinizdeki calisma, Freud psikanalizinin Fransa ile olan iliskisini irdeleyerek bu yeni disiplinin Fransa’da 1920’lere kadar ragbet gormemesinin arkasindaki nedenleri ana hatlariyla ortaya koymayi hedefliyor. Buna paralel olarak makale, 1920’lerden sonra Freud ogretilerinin Fransa’da kimler tarafindan ve hangi dinamiklerle sahiplenildigini de ortaya koyuyor
2013 Summer 27 ABSTRACT Civil protests began on May 27, 2013, in opposition to modernization works planned for Gezi Park near Taksim Square, Istanbul. The events that ensued between protesters and the government eventually led to protests... more
2013 Summer 27 ABSTRACT Civil protests began on May 27, 2013, in opposition to modernization works planned for Gezi Park near Taksim Square, Istanbul. The events that ensued between protesters and the government eventually led to protests across Turkey. Only time will tell how the social events that started with the Gezi Park protests will affect Turkey. This article attempts to address the dynamics of the Gezi Park protests and how it turned out to be so wide spread. This research is based on the data collected between June 12-16, 2013, with face-to-face, in-depth interviews with 62 activists in Istanbul, Ankara, İzmir and Eskişehir.
In the last week of May 2013, a series of mass demonstrations began in Taksim Square, Istanbul, and quickly spread all over Turkey. The demonstrations were initiated by a group declaring their opposition to the removal of some trees as... more
In the last week of May 2013, a series of mass demonstrations began in Taksim Square, Istanbul, and quickly spread all over Turkey. The demonstrations were initiated by a group declaring their opposition to the removal of some trees as part of an urban modernization project in the city centre. A severe security intervention triggered massive reactions from residents of Istanbul and, later, other Turkish cities: shortly after this intervention, an estimated 2.5 million people joined the demonstrations nationwide. Sustained in its most active form for nearly a month, the demonstrations left behind several deaths, many injuries, and inestimable property damage. Known as the “Gezi events,” they had a tsunami effect on Turkish politics, reshaping the political networks, redesigning ideological positions, and disorganizing the political agenda. This article focuses on the politics of Gezi protests in relation to the Nationalist Action Party (Milliyetci Hareket Partisi, MHP), one of three ...
Sigmund Freud’un psikanaliz ekolu, kuramsal acidan oldugu kadar klinik uygulamalar bakimindan da Fransa’ya cok sey borcludur. Freud, 1885-1886 yillari arasinda Paris’te, Jean Martin Charcot’dan noroloji egitimi aldi. Kuraminin iskeletini... more
Sigmund Freud’un psikanaliz ekolu, kuramsal acidan oldugu kadar klinik uygulamalar bakimindan da Fransa’ya cok sey borcludur. Freud, 1885-1886 yillari arasinda Paris’te, Jean Martin Charcot’dan noroloji egitimi aldi. Kuraminin iskeletini teskil eden bazi goruslerinin (ornegin cinsellikle ilgili goruslerinin) Charcot’nun yaninda gecirdigi bu verimli donemde belirginlestigini Freud defalarca dile getirmistir. Tum bunlara ragmen, sasirtici bicimde psikanaliz, diger Avrupa ulkelerine nazaran Fransa’da cok gec kabul gordu. Elinizdeki calisma, Freud psikanalizinin Fransa ile olan iliskisini irdeleyerek bu yeni disiplinin Fransa’da 1920’lere kadar ragbet gormemesinin arkasindaki nedenleri ana hatlariyla ortaya koymayi hedefliyor. Buna paralel olarak makale, 1920’lerden sonra Freud ogretilerinin Fransa’da kimler tarafindan ve hangi dinamiklerle sahiplenildigini de ortaya koyuyor
Salgın, ne kadar süreyle yaşamımızı etkileyecek? Okullar ne kadar süreyle tatil edilmeli? Sosyal mekânlar daha ne kadar süreyle kapalı tutulmalı? İçerisinde bulunduğumuz karantina durumu ne kadar devam edecek? Sokağa çıkma yasağı ilan... more
Salgın, ne kadar süreyle yaşamımızı etkileyecek? Okullar ne kadar süreyle tatil edilmeli? Sosyal mekânlar daha ne kadar süreyle kapalı tutulmalı? İçerisinde bulunduğumuz karantina durumu ne kadar devam edecek? Sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli mi?... Tüm bu ve benzeri soruların cevabı, esasen şu soruya verilecek cevapta gizli: COVID19 virüsü ne kadar sürede, ne kadar kişiye bulaşacak? Bu makalede, Türkiye’de salgının seyri ile ilgili analizler ve bazı tahminler yer almaktadır.
Research Interests:
This article focuses on the politics of Gezi
protests in relation to the Nationalist Action Party (Milliyetçi Hareket Partisi,
MHP), one of three opposition parties in the Turkish Grand National Assembly.
Research Interests:
The civil protests began on May 27, 2013, as an opposition to modernization works in Gezi Park near Taksim Square, Istanbul. The events took place between the government and protesters eventually led to protests across the country. It... more
The civil protests began on May 27, 2013, as an opposition to modernization works in Gezi Park near Taksim Square, Istanbul. The events took place between the government and protesters eventually led to protests across the country. It will be clear only over time in what way the social events started with Gezi Park protests will change Turkey.  This article attempts to address the dynamics of the Gezi Park protests and how it turned out to be a well attended process. This research is based on the data collected between 12 to 16 June 2013, with face to face in-depth interviews technique with 62 activists in Istanbul, Ankara, İzmir and Eskişehir.
Research Interests:
Psikanaliz hakkında ilk tartışmalar dünyanın diğer ülkeleri ile eş zamanlı olarak 1910'larda en sert haliyle Türkiye'de de yapılmaktaydı. Psikanaliz uygulamaları 1920'lerde Türkiye'de kendini gösteriyordu. Ancak tüm bunlara rağmen... more
Psikanaliz hakkında ilk tartışmalar dünyanın diğer ülkeleri ile eş zamanlı olarak 1910'larda en sert haliyle Türkiye'de de yapılmaktaydı. Psikanaliz uygulamaları 1920'lerde Türkiye'de kendini gösteriyordu. Ancak tüm bunlara rağmen psikanalizin kurumsal varlığı Türkiye'de 1990'lardan sonra ortaya çıktı. Bu, diğer ülkelerdeki gidişattan çok farklı. Sözgelimi Rusya Psikanaliz Toplulluğu 1922’de kuruldu ve 1924’te topluluk UAPB tarafından onaylandı.  1934’te Max Eitingon (1881-1943), bir poliklinikle birlikte Uluslar Arası Psikanaliz Birliği’ne bağlı (bugün İsrail çatısı altında olan) Filistin Psikanaliz Enstitüsü’nü kurdu.  Peki Türkiye’de psikanalizin bu kadar geç kurumlaşmaya başlamasının arkasındaki nedenler nelerdir? Makale, bu soruya cevap arıyor...
Research Interests:
"Milliyetçilik" başka, "millet" başka bir şeydir. Nasıl ki "text" başka, "context" başka bir şey ise... Metin ile bağlam arasındaki ilişkiye bakarak milliyetçiliğin hastalıklarını anlayabilir miyiz? Hiç değilse kafa yormaya değer...
Research Interests:
İç göçe dayalı nüfus hareketliliğinin doğurduğu sorunların devlet nazarında şehircilik bakımından ele alınarak soruna somut biçimde ve geniş çaplı olarak müdahale edilmesi, 2000'li yıllara rastlar. Başbakanlığa bağlı Toplu Konut İdaresi... more
İç göçe dayalı nüfus hareketliliğinin doğurduğu sorunların devlet nazarında şehircilik bakımından ele alınarak soruna somut biçimde ve geniş çaplı olarak müdahale edilmesi, 2000'li yıllara rastlar. Başbakanlığa bağlı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, 2000'li yıllarla birlikte Türkiye genelinde " Planlı Kentleşme ve Konut Üretimi Seferberliği " adı altında bir uygulamayı hayata geçirdi. Kentsel Dönüşüm olarak da bilinen bu uygulama, başta Ankara ve İstanbul olmak üzere, şehirlerde iç göç nedeniyle oluşan plansız kentleşme sorunlarıyla mücadele etmeyi hedeflediğini ilan etmiştir. TOKİ verilerine göre bu kapsamda, 3 Mart 2015 tarihi itibarıyla 81 il, 800 ilçe ve 3039 şantiyede % 85,9'u sosyal konutlardan oluşan toplam 652 bin 292 adet konut inşa edilmiştir. TOKİ'nin başlattığı bu hareketlilik kısa zamanda özel sektöre de sıçramış ve ortaya çıkan makro eğilim Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde kentlerin belirli alanlarında hızla yapısal bir dönüşüm yaşanmasıyla sonuçlanmıştır. Bugün bu yapısal dönüşüm, büyük şehirlerin de sınırlarını aşmış, küçük ve yoksul illeri kapsamı alanına almış bulunmaktadır. Öte yandan, TOKİ tarafın-dan başlatılan bu süreç, kentlerin ve mahallelerin yapısal dönüşüm hızına yetişemeyen bir sosyolojik dönüşümü ortaya çıkarmıştır. TOKİ'nin ve ona bağlı olarak gelişen özel sektör uygulamalarının kentsel estetiğe, planlı kentleşmeye katkılarını akılda tutarak, bu gelişmelerin doğurduğu sosyolojik komplikasyonların dikkatle incelenmesi gereklidir. Bu uygulamalara dair farklı ülkelerde ve farklı bağlamlarda yapılan ve bu çalışma bakımından büyük önem arz eden başat eleştirel tespit, uygulamaların sosyal dokuyu hesaba katmadaki isteksizlikleri veya yetersizlikleridir. Sosyal dokuyu hesaba katmanın genellikle iş ve yapı maliyetlerini artıracağı ve konut ve yapı satışını, dolayısıyla kârlılığı azaltacağı düşünüldüğü için, girişimciler bu hesaptan kaçınmaktadırlar. Oysa bu iddianın ne ölçüde geçerli olduğuna dair ayrıntılı çalışmalardan yoksunuz. Örneğin bir mahallenin komşuluk ilişkilerini bozmadan, geleneksel üretim ve yaşam biçimlerini olabildiğince koruyan bir toplu konut uygulama-sının maliyetini mahalle sakinlerinin karşılama isteğine ve gücüne sahip olup olmadığı araştırıldığında belki de çok katlı, apartman tipi konutlar yerine tek katlı müstakil konutların da uygulanabilir olduğu ortaya çıkabilecektir. Bu çalışma, toplu konut ve kentsel dönüşüm uygulamalarının yol açtığı sosyolojik komplikasyonlara, bir örnek olay üzerinde odaklanarak işaret edecektir. Ağrı il merkezindeki Fırat Mahallesi Kentsel Dönüşüm uygulamasından doğan bir göç hikâyesinden yola çıkan bu çalışma, kent planlamalarında ve kentsel dönüşüm uygulamalarında sosyal dokunun hesaba katılmasının ne kadar önemli olduğunu gösterecektir. Anahtar Kelimeler: TOKİ, kentsel dönüşüm, göç, sosyal doku, şehir planlaması. (ctastan@gmail.com)
Research Interests:
TÜİK’in araştırmasına göre Ağrı’daki gençler arasında geleceklerinden umutlu olanların oranı, TRA2 bölgesinin ortalamasından ve Türkiye ortalamasından düşük çıkmıştır. TÜİK verilerine göre Ağrı’da gençlerin 67,3’si gelecekten ümitli... more
TÜİK’in araştırmasına göre Ağrı’daki gençler arasında geleceklerinden umutlu olanların oranı, TRA2 bölgesinin ortalamasından ve Türkiye ortalamasından düşük çıkmıştır. TÜİK verilerine göre Ağrı’da gençlerin 67,3’si gelecekten ümitli olduklarını ifade etmişlerdir. Aynı verilere göre TRA2 bölgesindeki gençlerin % 80,3’ü, Türkiye genelindeki gençlerin ise % 83,9’u gelecekten umutlu olduklarını ifade etmişlerdir. TÜİK’in bu kapsamlı araştırması, gençlerin ümitli ya da ümitsiz olmalarının arkasındaki nedenleri doğrudan araştırmamıştır. Bu çalışma, Ağrı’daki gençlerin bireysel gelecekleri kadar Türkiye’nin ve dünyanın geleceğinden ümitli olup olmadıklarını nedenleriyle birlikte ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırma böylece bir yandan TÜİK’in istatistiksel verilerini niteliksel bulgularla harmanlayarak gençlerin umutlu ya da umutsuz olmaları ile ilgili temel etmenleri açıklarken bir yandan da gençlerin bu hisleri hangi sosyolojik bağlamda deneyimlediklerine dair kesitler ortaya koymaktadır. Araştırmanın en önemli bulgularından biri, gençlerin umutsuzluklarının arkasındaki en belirgin faktörün sosyo-ekonomik düzlemde sınıf atlama aracı olarak formel eğitime yüklenen işlevler olduğunu ortaya koymaktadır. Kalabalık aile yapısı, kırdan kente göçün yol açtığı sarsıntılar ve formel eğitimde altyapı ile ilgili sorunlar, gençlerin formel eğitimle olan bağlarını koparmakta veya bu eğitimin kendilerine sağlayacağı şeylerden emin olmalarını engellemektedir. Bu da gençlerin ümitsizliğinin ardındaki en önemli nedendir. Ayrıca gençler, meslek edinme ve iş bulma ile ilgili imkânlarının kısıtlı olduğunu gördükçe kendi yaşamlarını kurma konusundaki ümitleri kırılmaktadır. Araştırma, gençlerin ümitlerini artırma konusunda bir dizi öneri de sunmaktadır.
Research Interests:
Türkiye'de gençler ve kitaplar.
Research Interests:
Bu çalışmada, 20. Yüzyılın başlarında Türkiye’deki Osmanlı-sonrası siyasal atmosfere gençlerin düşünsel olarak ayak uydurma çabalarının bir örneği olan ve Konya’da yayınlanan Yeni Fikir adlı dergi ele alınmaktadır. Yeni Fikir dergisinin... more
Bu çalışmada, 20. Yüzyılın başlarında Türkiye’deki Osmanlı-sonrası siyasal atmosfere gençlerin düşünsel olarak ayak uydurma çabalarının bir örneği olan ve Konya’da yayınlanan Yeni Fikir adlı dergi ele alınmaktadır. Yeni Fikir dergisinin Türkiye düşünce tarihindeki etkisi büyük olmasa da, Türkiye’de düşünce tarihindeki kırılmaları yansıtması bakımından önemlidir.
Research Interests:
Gençlik sorun mu, potansiyel mi? Yuvarlak masa toplantısı konuşma metinleri...
Research Interests:
Research Interests:
Polis Akademisi Göç ve Sınır Araştırma Merkezi (GÖÇMER) tarafından 11-13 Kasım 2016 tarihlerinde Antalya’da, “Kitlesel Göçler ve Kent” konulu I. Uluslararası Göç ve Güvenlik konulu konferans gerçekleştirilmiştir. Bu rapor, konferansta... more
Polis Akademisi Göç ve Sınır Araştırma
Merkezi (GÖÇMER) tarafından 11-13 Kasım
2016 tarihlerinde Antalya’da, “Kitlesel
Göçler ve Kent” konulu I. Uluslararası Göç
ve Güvenlik konulu konferans gerçekleştirilmiştir. Bu rapor, konferansta sunulan bildirilerden derlenmiştir.
Research Interests:
Gençlik Araştırmaları Dergisi 10. Sayı, Aralık 2016.
Journal of Youth Research, Issue 10, December 2016.
Research Interests:
--مصاحبه دراعتراضی پارک گزی \اندیشه پویا\ ماهنامه سیاسی  فرهنگی اندیشه پویا - شماره 13 - پرونده "خیزش جوان های ترک" - عنوان مصاحبه : ائتلاف گزی - گولن - صفحه 41
Research Interests:
The conference included a total of 11 sessions with 45 presentations by 52 speakers. • Over the past fifty years, two thirds of the world population has migrated from rural to urban spaces. The projections indicate that this tendency will... more
The conference included a total of 11 sessions with 45 presentations by 52 speakers.
• Over the past fifty years, two thirds of the world population has migrated from rural to urban spaces. The projections indicate that this tendency will gradually increase and by 2050 60 percent of the world population will be living in urban settings.
• In 2016, the global refugee population reached 65.5 million. If refugees formed a new country, it would be the 21st largest state in the world according to population size.
• The global tendency of migrating from rural to urban spaces necessitates thorough atten- tion. The first international migration and security conference entitled “Immigrant Influx and the City”, organized by CRIBS in 2016, aimed to fill a major gap in this context. A series of conferences with various themes that will address the issue are also planned for following years.
• In the presentations made as part of the conference, it was underscored that overlooking immigrants in urban planning processes is a significant global-level shortcoming. For instance, it was highlighted in one of the presentations that Pakistan has a number of urban planning practices embedded with covert discriminatory dimensions particularly against poor and female immigrants.
• In Turkey, the population of Syrians under temporary protection reached 2.801.586 as of December 15, 2016. Among this population, 258.571 people take shelter in Temporary Refugee Centers (TRCs) (not to say camps) while the rest reside in spaces outside of camps using their own means.
• If all Syrians under temporary protection in Turkey gathered in one city, it would be the 4th largest city in the country.
• According to four different scenarios developed as part of the projections made about Syrian population in Turkey, the population of Syrians under temporary protection will be between 2.4 and 3.7 million by the 2025.
7
Mass Immigration and Syrians in Turkey
• In Turkey, the influence of Syrians under temporary protection on the country's economy is significant. Their influence on the Turkish economy was also one of the topics discussed in the conference. According to the presentations made as part of the conference, the primary effects were determined as follows:
• Positive effects:
• Evaluating the impact that Syrians under temporary protection' have on the country's economy by looking solely at the negative effects would make for an incomplete assess- ment. Consequently, while making evaluations regarding this issue, the contributions Syrians make to the local economies with the assets they hold must also be taken into account.
• The extensive aid provided in border regions of Turkey has created economic mobility for local companies (the local production rates have increased particularly in the textile and food sectors.).
• A growing mobility has been observed in the real estate market.
• Negative effects:
• Rents prices have increased.
• Unfair competition has been observed in the labor market. The manpower (particu- larly in agriculture and unskilled labor) has become cheaper by falling below the national average.
• The province-based inflation has climbed above the national average in a number of provinces including Kilis, Gaziantep and Hatay, where Syrians under temporary pro- tection are densely populated.
• Unrecorded economic activities, tax loss and tax fraud have increased.
• It was highlighted throughout the conference that the economic impacts of the the mass migration movements in the context of Syrians under temporary protection should not only be considered in terms of security, but also approached with an aim to provide effective manage- ment.
• A number of presentations made within the conference were about the education of mass migrants. Considering that the influx of Syrian immigrants to Turkey constitutes one of the largest mass migration movements in recent years, the education of Syrians under temporary protection in Turkey stood out as one of the main themes touched upon in the presentations.
  8

Mass Immigration and Syrians in Turkey
• The topics highlighted in the presentations about the education of Syrians under tempo- rary protection in Turkey include:
• Among nearly three million Syrians under temporary protection in Turkey, the pop- ulation of school-age children is around 900.000.
• Asserting that “all Syrians in Turkey will be educated” is a baseless approach. Despite all the endeavors, a large number of Syrians under temporary protection will not be incorporated into the education system.
• Prior to 2014, it was suggested that Syrians should be educated in accordance with their own curricula with the assumption that Syrians under temporary protection would soon return to their country. However, as a result of the realization that Syrians would not be returning to their country in the short-term, in 2014, a Turkish educational cur- riculum was designed for Syrians.
• By 2016, Turkey had already spent $3 billion for the education of Syrians under temporary protection.
• When the education of Syrians under temporary protection is considered in terms of allocated resources, it can be seen that the local administrations aid Syrians not only with regard to education but also in terms of meeting their basic needs such as housing, food and health care.
• A total of 19.200 teacher candidates among temporarily protected Syrians were pro- vided with in-service training. The trained candidates are now ready to start working as professional teachers.
• The following points were highlighted in the presentations on mass migration and hous- ing:
• Towards the end of 2016, a total of 258.571 Syrians under temporary protection were taking shelter in 25 Temporary Refugee Centers located in 10 provinces across Turkey. • The cost of Temporary Refugee Centers based in Turkey is considerably high. Thanks to the modern facilities in the centers all kinds of basic necessities of Syrians under tem- porary protection are met.
• Administered by Turkey’s Disaster and Emergency Management Presidency (DEMP), the Temporary Refugee Centers are globally acclaimed.
• Based on the observations, Syrians under temporary protection who live outside the Temporary Refugee Centers (camps) encounter serious problems with regard to accom- modation.
  9

Mass Immigration and Syrians in Turkey
• Living especially in slum areas or in city’s decrepit neighborhoods, Syrians under temporary protection take shelter in buildings with poor material conditions. This situ- ation can cause health problems along with serious societal problems.
• Syrians' need for shelter has caused housing rents to rise in certain provinces such as Gaziantep, Şanlıurfa and Kilis.
• In the presentations made on the topic of mass migration and urban security, the fol- lowing subjects were highlighted:
• Mass migration can lead to an increase in xenophobia and hate crimes.
• The social and psychological relations between the host country and migrants must be closely followed and required measures must be taken to ensure coexistence in har- mony.
• Although the issue of urban security is already on the agenda regardless of mass mi- gration, the Syrian influx in Turkey has rendered the issue even more crucial. Concerns about urban housing and security, have led to an increase in high-security gated com- munities, which is being shaped by the discourses developed around Syrians' need for shelter.
• Aghettoisanurbanspacepredominantlypopulatedbymembersofaminoritygroup. Ghettoization directly affects urban security. Formed in the outskirts of cities, these spaces constitute a threat to the security of cities. The isolation of immigrants from the rest of society obstructs their integration into the host country. Various offenses includ- ing forgery, smuggling and drug trafficking are prevalent in ghettos. Ghettoization is also a major impediment to adopting an urban identity.
• Immigrants' acting according to their own accord instead of complying with urban and social life could lead to threats against national security in the medium and long term.
• Mass migration leads to threats against border security.
• Human trafficking activities rise as a result of mass migration.
• The mass migration experience in the context of the Syrian case is an example of failure for the United Nations (UN). As a transit country, Turkey was confronted with the migrant crisis as a result of this failure. However, this crisis is as a matter of global concern. The whole world is both responsible for and vulnerable to the crisis. Therefore, all countries across the world should contribute to resolving the problem that is partic- ularly visible in countries of transit like Turkey.
  10

Mass Immigration and Syrians in Turkey
• The first wave of Syrian refugees arriving in Turkey scrambled for a living under harsh circumstances. Yet, the living conditions of refugees in Turkey have been en- hanced as a result of the policies introduced throughout the process. However, long- term and far-reaching policies are still required in Turkey for the integration of Syrian refugees into society.
• The organized crime networks active in Turkey can easily deceive Syrian refugees, who form the most vulnerable segment of society. Consequently, Turkey could con- front the danger of an ethnic shift in terms of perpetrators of crime (both in offenders and injured parties) in the short term. For this reason, immediate measures are required.
• Following projects such as refugee centers and special education facilities designed for Syrian refugees, Turkey should develop more projects not only for Syrians but for all segments of society in order to facilitate the integration of Syrian refugees into social life.
İç göçe dayalı nüfus hareketliliğinin doğurduğu sorunların devlet nazarında şehircilik bakımından ele alınarak soruna somut biçimde ve geniş çaplı olarak müdahale edilmesi, 2000'li yıllara rastlar. Başbakanlığa bağlı Toplu Konut İdaresi... more
İç göçe dayalı nüfus hareketliliğinin doğurduğu sorunların devlet nazarında şehircilik bakımından ele alınarak soruna somut biçimde ve geniş çaplı olarak müdahale edilmesi, 2000'li yıllara rastlar. Başbakanlığa bağlı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, 2000'li yıllarla birlikte Türkiye genelinde " Planlı Kentleşme ve Konut Üretimi Seferberliği " adı altında bir uygulamayı hayata geçirdi. Kentsel Dönüşüm olarak da bilinen bu uygulama, başta Ankara ve İstanbul olmak üzere, şehirlerde iç göç nedeniyle oluşan plansız kentleşme sorunlarıyla mücadele etmeyi hedeflediğini ilan etmiştir. TOKİ verilerine göre bu kapsamda, 3 Mart 2015 tarihi itibarıyla 81 il, 800 ilçe ve 3039 şantiyede % 85,9'u sosyal konutlardan oluşan toplam 652 bin 292 adet konut inşa edilmiştir. TOKİ'nin başlattığı bu hareketlilik kısa zamanda özel sektöre de sıçramış ve ortaya çıkan makro eğilim Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde kentlerin belirli alanlarında hızla yapısal bir dönüşüm yaşanmasıyla sonuçlanmıştır. Bugün bu yapısal dönüşüm, büyük şehirlerin de sınırlarını aşmış, küçük ve yoksul illeri kapsamı alanına almış bulunmaktadır. Öte yandan, TOKİ tarafın-dan başlatılan bu süreç, kentlerin ve mahallelerin yapısal dönüşüm hızına yetişemeyen bir sosyolojik dönüşümü ortaya çıkarmıştır. TOKİ'nin ve ona bağlı olarak gelişen özel sektör uygulamalarının kentsel estetiğe, planlı kentleşmeye katkılarını akılda tutarak, bu gelişmelerin doğurduğu sosyolojik komplikasyonların dikkatle incelenmesi gereklidir. Bu uygulamalara dair farklı ülkelerde ve farklı bağlamlarda yapılan ve bu çalışma bakımından büyük önem arz eden başat eleştirel tespit, uygulamaların sosyal dokuyu hesaba katmadaki isteksizlikleri veya yetersizlikleridir. Sosyal dokuyu hesaba katmanın genellikle iş ve yapı maliyetlerini artıracağı ve konut ve yapı satışını, dolayısıyla kârlılığı azaltacağı düşünüldüğü için, girişimciler bu hesaptan kaçınmaktadırlar. Oysa bu iddianın ne ölçüde geçerli olduğuna dair ayrıntılı çalışmalardan yoksunuz. Örneğin bir mahallenin komşuluk ilişkilerini bozmadan, geleneksel üretim ve yaşam biçimlerini olabildiğince koruyan bir toplu konut uygulama-sının maliyetini mahalle sakinlerinin karşılama isteğine ve gücüne sahip olup olmadığı araştırıldığında belki de çok katlı, apartman tipi konutlar yerine tek katlı müstakil konutların da uygulanabilir olduğu ortaya çıkabilecektir. Bu çalışma, toplu konut ve kentsel dönüşüm uygulamalarının yol açtığı sosyolojik komplikasyonlara, bir örnek olay üzerinde odaklanarak işaret edecektir. Ağrı il merkezindeki Fırat Mahallesi Kentsel Dönüşüm uygulamasından doğan bir göç hikâyesinden yola çıkan bu çalışma, kent planlamalarında ve kentsel dönüşüm uygulamalarında sosyal dokunun hesaba katılmasının ne kadar önemli olduğunu gösterecektir. Anahtar Kelimeler: TOKİ, kentsel dönüşüm, göç, sosyal doku, şehir planlaması. (ctastan@gmail.com)
Research Interests:
In the last week of May 2013, a series of mass demonstrations began in Taksim Square, Istanbul, and quickly spread all over Turkey. The demonstrations were initiated by a group declaring their opposition to the removal of some trees as... more
In the last week of May 2013, a series of mass demonstrations began in Taksim Square, Istanbul, and quickly spread all over Turkey. The demonstrations were initiated by a group declaring their opposition to the removal of some trees as part of an urban modernization project in the city centre. A severe security intervention triggered massive reactions from residents of Istanbul and, later, other Turkish cities: shortly after this intervention, an estimated 2.5 million people joined the demonstrations nationwide. Sustained in its most active form for nearly a month, the demonstrations left behind several deaths, many injuries, and inestimable property damage. Known as the "Gezi events," they had a tsunami effect on Turkish politics, reshaping the political networks, redesigning ideological positions, and disorganizing the political agenda. This article focuses on the politics of Gezi protests in relation to the Nationalist Action Party (Milliyetçi Hareket Partisi, MHP), one of three opposition parties in the Turkish Grand National Assembly. Founded more than 50 years ago, the MHP is known for its far-right nationalist views. Unlike the main opposition party, the Republican People's Party (Cumhuriyet Halk Partisi, CHP), the MHP did not exploit the Gezi protests against the ruling Justice and Development Party (Adalet ve Kalkinma Partisi, AKP). The authors analyze the MHP's discourses and actions regarding the Gezi protests and conclude that, more than ever, the Kurdish question is the key battleground for the MHP, and that since the 1990s the MHP has successfully transformed nationalist reactions to the Kurdish question into political fuel.
Salgın, ne kadar süreyle yaşamımızı etkileyecek? Okullar ne kadar süreyle tatil edilmeli? Sosyal mekânlar daha ne kadar süreyle kapalı tutulmalı? İçerisinde bulunduğumuz karantina durumu ne kadar devam edecek? Sokağa çıkma yasağı ilan... more
Salgın, ne kadar süreyle yaşamımızı etkileyecek? Okullar ne kadar süreyle tatil edilmeli?  Sosyal mekânlar daha ne kadar süreyle kapalı tutulmalı? İçerisinde bulunduğumuz karantina durumu ne kadar devam edecek? Sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli mi?...

Tüm bu ve benzeri soruların cevabı, esasen şu soruya verilecek cevapta gizli: COVID19 virüsü ne kadar sürede, ne kadar kişiye bulaşacak? Bu makalede, Türkiye’de salgının seyri ile ilgili analizler ve bazı tahminler yer almaktadır.
Research Interests:
Institute of Forensic Sciences of Turkish National Police Academy is organizing the II. International Forensic Sciences Symposium with the main theme "Developments in Forensic Sciences and Criminalistics Applications, Current Research,... more
Institute of Forensic Sciences of Turkish National Police Academy is organizing the II. International Forensic Sciences Symposium with the main theme "Developments in Forensic Sciences and Criminalistics Applications, Current Research, and Technological Innovations". The Symposium will be held in Ankara, 7-8 December 2023. For further details and application, please refer to the CFP.
Research Interests:
Polis Akademisi Adli Bilimler Enstitüsü tarafından düzenlenen II. Uluslararası Adli Bilimler Kongresi, "Adli Bilimlerde ve Kriminalistik Uygulamalarda Gelişmeler, Güncel Araştırmalar ve Teknolojik Yenilikler" ana temasıyla 7-8 Aralık 2023... more
Polis Akademisi Adli Bilimler Enstitüsü tarafından düzenlenen II. Uluslararası Adli Bilimler Kongresi, "Adli Bilimlerde ve Kriminalistik Uygulamalarda Gelişmeler, Güncel Araştırmalar ve Teknolojik Yenilikler" ana temasıyla 7-8 Aralık 2023 tarihlerinde Ankara'da gerçekleştirilecektir. Sempozyum önemli tarihleri ve başvuru süreciyle ilgili ayrıntılara çağrı metninde yer verilmiştir.
Research Interests: