- Istanbul Arel üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Faculty Memberadd
Research Interests:
Research Interests:
Türk mitolojisinde kozmogonik tasarım; gök, yer ve yeraltı olmak üzere üç katmanlı olarak düşünülmüştür. Sözü edilen her bir katman, iyi ve kötü kavramlarıyla anlamlandırılmıştır. Bu düşünceye göre, gök, tanrısal mekân olarak... more
Türk mitolojisinde kozmogonik tasarım; gök, yer ve yeraltı olmak üzere üç katmanlı olarak düşünülmüştür. Sözü edilen her bir katman, iyi ve kötü kavramlarıyla anlamlandırılmıştır. Bu düşünceye göre, gök, tanrısal mekân olarak iyiliği/aydınlığı; yeraltı ise Tanrı tarafından cezalandırılan Erlik mekânını yani kötülüğü/karanlığı temsil etmektedir. Yeryüzü ise hem iyi hem de kötüye meyilli olan kişioğlunun yaşadığı alanı simgelemektedir. Yeryüzünün merkez simgesi ise topraktır. Toprağın kutsallığı, yer ile gök arasında dünya ekseni (axis mundi) vazifesi gören ağaç, dağ gibi birçok unsura, tıpkı bir annenin bebeğini karnında taşıması gibi, yaşam alanı sağlaması düşüncesinden gelmektedir. Dolayısıyla toprak, üretici, bereket verici olarak tasarımlanmıştır. Toprak farklı kültürlerde üzerinde yaşanan mekân olmasının yanında hayat verici ve besleyici özellikleriyle anne merkezli simgesel anlatımın önemli bir unsuru olmuştur. Diğer birçok toplumda görüldüğü gibi, Türk toplum ve kültür hayatında da toprağın ana olarak algılanması, çoban kültüründe otlaklara olan gereksinimden; tarım kültüründe ise toprağa olan ekonomik bağlılık ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Çalışmada, mitolojik ana algısının, Türk mitik tasarımından beslenen sözlü folklor ürünlerindeki işlevsel konumu üzerine bir değerlendirme yapılması planlanmaktadır.
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Özet Mitler, ilk çağlardan beri çeşitli yönleriyle tartışılan halk anlatılarıdır. Tartışmalar genellikle mitlerin gerçeklikleri, tarih ile ilgileri ve anlatıldıkları toplumlarda kazandıkları kutsal kimlikleri ile ilgili olmuştur.... more
Özet
Mitler, ilk çağlardan beri çeşitli yönleriyle tartışılan halk anlatılarıdır. Tartışmalar genellikle mitlerin gerçeklikleri, tarih ile ilgileri ve anlatıldıkları toplumlarda kazandıkları kutsal kimlikleri ile ilgili olmuştur. Mitlerin gerçek bir tarih olup olmadıkları ise araştırmacıları meşgul eden önemli bir konudur. Bir halk anlatısı olarak mitlerin gerçek bir tarih olup olmadıkları icra bağlamları ve bu bağlamdaki işlevleri ile ilgili görülmektedir. İşlevsel olarak mit anlatıları ve bu anlatılara bağlı olarak uygulanan pratikler, mitleri geçmişe bağlamaktadır. Mitlerin tarihselliği ise kültürel bellekte sürdürülmeleriyle ilişkilidir. Uzun tarihleri boyunca mitler pek çok anlatı türünü beslemiş olan temel bir anlatı olarak bugün varlıklarını çeşitli pratiklerde ve kültürel kodlamada sürdürmektedirler.
Abstract
Myths are folktales that have been discussed in various aspects since ancient times. The discussions generally focus on the reality of myths, their relation to history and the sacred identity of myths achieved in the society they are told. Whether myths are real history or not is a subject that keeps researchers busy. The reality of myths is dependent on their performance context and their functions in the relevant context. The myth narratives and practices related to those narratives connect myths to past. The historicity of myths is related to their presence in the cultural memory. Throughout their history myths have nourished various kinds of narratives and myths continue their existence in various practices and cultural codes.
Mitler, ilk çağlardan beri çeşitli yönleriyle tartışılan halk anlatılarıdır. Tartışmalar genellikle mitlerin gerçeklikleri, tarih ile ilgileri ve anlatıldıkları toplumlarda kazandıkları kutsal kimlikleri ile ilgili olmuştur. Mitlerin gerçek bir tarih olup olmadıkları ise araştırmacıları meşgul eden önemli bir konudur. Bir halk anlatısı olarak mitlerin gerçek bir tarih olup olmadıkları icra bağlamları ve bu bağlamdaki işlevleri ile ilgili görülmektedir. İşlevsel olarak mit anlatıları ve bu anlatılara bağlı olarak uygulanan pratikler, mitleri geçmişe bağlamaktadır. Mitlerin tarihselliği ise kültürel bellekte sürdürülmeleriyle ilişkilidir. Uzun tarihleri boyunca mitler pek çok anlatı türünü beslemiş olan temel bir anlatı olarak bugün varlıklarını çeşitli pratiklerde ve kültürel kodlamada sürdürmektedirler.
Abstract
Myths are folktales that have been discussed in various aspects since ancient times. The discussions generally focus on the reality of myths, their relation to history and the sacred identity of myths achieved in the society they are told. Whether myths are real history or not is a subject that keeps researchers busy. The reality of myths is dependent on their performance context and their functions in the relevant context. The myth narratives and practices related to those narratives connect myths to past. The historicity of myths is related to their presence in the cultural memory. Throughout their history myths have nourished various kinds of narratives and myths continue their existence in various practices and cultural codes.
Research Interests: Mitoloji and Tarihsellik
Halk edebiyatı nesir anlatı türlerinden olan memorat, sözlü anlatı geleneği içinde geniş bir yayılım alanına sahiptir. Mit, masal, efsane gibi türlere nazaran daha yeni bir tür olarak halk edebiyatı çalışmaları literatürüne girmiş olan bu... more
Halk edebiyatı nesir anlatı türlerinden olan memorat, sözlü anlatı geleneği içinde geniş bir yayılım alanına sahiptir. Mit, masal, efsane gibi türlere nazaran daha yeni bir tür olarak halk edebiyatı çalışmaları literatürüne girmiş olan bu tür, araştırıcılar tarafından efsane ile ilişkilendirilerek değerlendirilmiştir. Geniş bir yayılım ve kullanım alanına sahip olan sözlü anlatı türleri, çeşitli kurgu eserlerde de işlenmiştir. Folklorik anlatılardan yola çıkılarak kurgulanmış sinema filmleri de bu çeşitlilikten birisini oluşturmaktadır. Özellikle korku sinemasının “gerçek bir hikâyeden alıntıdır” cümlesini kullanması nesir anlatı türlerinden memorat ile ilişkilendirilebilir.
Bu çalışmada, 2000 sonrası Türk korku filmlerinden Siccin filminin cin olgusuna yaklaşımı ve memorat türü ile ilişkilendirilerek cinlere dair anlatıların filmleştirilmesi işlenecektir. Bu filmde memorat tasniflerinden Cinler İle Kurulan İletişim Biçimleri değerlendirilerek cinlerle ilgili emir ve yasaklar ile korunma yöntemleri incelenecektir.
Bu çalışmada, 2000 sonrası Türk korku filmlerinden Siccin filminin cin olgusuna yaklaşımı ve memorat türü ile ilişkilendirilerek cinlere dair anlatıların filmleştirilmesi işlenecektir. Bu filmde memorat tasniflerinden Cinler İle Kurulan İletişim Biçimleri değerlendirilerek cinlerle ilgili emir ve yasaklar ile korunma yöntemleri incelenecektir.