Skip to main content
S. Sadi  SEFEROGLU
  • http://yunus.hacettepe.edu.tr/~sadi/
    http://yunus.hacettepe.edu.tr/~sadi/yayin/yayinlar.html
Bireyler, yaşamları boyunca yüz yüze karşılaşmadıkları ya da tanışıklıklarının olmadığı kişilerle ilgili olarak doğruluğu kanıtlanmamış bilgilere kolayca erişebilmektedirler. Bu durum özellikle sosyal medya sayesinde İnternet... more
Bireyler, yaşamları boyunca yüz yüze karşılaşmadıkları ya da tanışıklıklarının olmadığı kişilerle ilgili olarak doğruluğu kanıtlanmamış bilgilere kolayca erişebilmektedirler. Bu durum özellikle sosyal medya sayesinde İnternet kullanıcılarının günlük yaşamlarının bir parçası olmaya başlamıştır. Sosyal medya aracılığıyla bireyler doğruluğu kanıtlanmayan içerikleri hızlı bir şekilde birçok kişiye ulaştırabilmektedir.
Özellikle son zamanlarda bu ortamlarda klavye kahramanları olarak adlandırılabilecek ve gerçek hayatta yapamadığı ya da ifade edemediği sözleri sanal ortamda sahte kimliklerle aktaran kötü niyetli kişiler de
aktif rol almaya başlamıştır. Çevrim içi ortamlarda sahte dijital kimlik kullanarak insanları aldatan, ortamın huzurunu bozan, çoğu zaman saldırganlık eğiliminde olan bu kişiler trol olarak adlandırılmaktadır. Troller kasıtlı olarak tartışma ortamının oluşmasına zemin hazırlarken, hatalı ya da yanlış bilgi ve içerikleri paylaşarak karmaşaya da neden olmaktadırlar. Bu bağlamda bu bölümde trollerle ilgili farkındalık oluşturulması amacıyla ilk olarak trol ve trolleme kavramlarına değinilmiş, daha sonra trol ve trolleme türleri ve özellikleri ele alınmıştır. Bundan sonra trolleme davranışı altında yatan etmenlerden bahsedilerek çevrim içi ortamlarda karşılaşılan çevrim içi kavga/hakaret (flaming), siber zorbalık (cyber-bullying) ve siber vandallık kavramları ile trolleme arasındaki benzerlikler ve farklılıklar açıklanmıştır. Bölümün sonunda ise İnternet ve sosyal medya kullanıcılarına trolleme davranışına maruz kaldıklarında yapmaları gerekenlerle ilgili öneriler sunulmuştur.
Research Interests:
Türkiye genç nüfusu yüksek olan ülkelerden biridir. TUİK (2014) verilerine göre Türkiye’de 15-24 yaş arasında yaklaşık 12 milyon 800 bin genç nüfus bulunmaktadır. Özellikle bilgisayar ve internet teknolojileri ile büyüyen bu bireyler... more
Türkiye genç nüfusu yüksek olan ülkelerden biridir. TUİK (2014) verilerine göre Türkiye’de 15-24 yaş arasında yaklaşık 12 milyon 800 bin genç nüfus bulunmaktadır. Özellikle bilgisayar ve internet teknolojileri ile büyüyen bu bireyler dijital dönüşüme kolaylıkla uyum sağlayabilmektedir. Günümüz toplumunda gelişen teknolojilerin sunduğu olanaklarla bireyler arası etkileşim giderek kolaylaşmaktadır. Teknolojik devrimle birlikte bireyler arasında haberleşme ve iletişim amacıyla kullanılan medya araçları da değişmiştir. Günümüzde özellikle genç nüfusun kullandığı sosyal medya araçları ile her türlü haber ve bilgi hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Mobil cihazlarla internet erişiminin kolayca yapılabilmesi sosyal ağları gençlerin hayatının vazgeçilmezlerinden biri haline getirmiştir. We Are Social (2014) isimli bir kurum tarafından yapılan çalışmaya göre Türkiye’deki İnternet kullanıcı sayısı 35.4 milyonken, bu kullanıcıların %30’u mobil cihazla İnternete erişebilmektedir. Mobil cihazla internet erişimi sağlayan kişilerin ise %95’i interneti belli bir konuda bilgi almak için kullandıklarını belirtmişlerdir. Bu kişilerin %22’si de sosyal medya uygulamalarını mobil cihazlar aracılığıyla kullanmaktadırlar. Mobil cihazlar ve internet aracılığıyla bilgiye erişim sosyal medya uygulamalarıyla daha da kolay hale gelmektedir. Kullanılan sosyal medya türüne göre anlık görüntüler, anlık mesajlar, bir durumla ilgili yapılan kişisel paylaşımlar anında milyonlarca kişiye ulaşabilmektedir. Bu durum bireylerin organize olarak büyük kitle hareketlerini başlatabilmelerine de zemin hazırlamaktadır. Büyük kitleleri harekete geçiren olayların en bilinenlerine örnek olarak, yakında zamanda gerçekleşen ve hala etkisi devam eden Türkiye’deki “Gezi Parkı” ve Arap ülkelerindeki “Arap Bahar’ı” süreçleri verilebilir. Özellikle gençlerin aktif rol aldığı bu olaylarda herhangi bir yer ve zamana bağlı olmaksızın, İnternet bağlantısı olan mobil cihazlar üzerinden sosyal medya araçlarıyla yapılan anlık paylaşımlar bu süreçlerde etkili rol oynamıştır. 
Bu kapsamda bu bölümde ilk olarak sosyal medya terimiyle ilgili tanımlarda zaman içinde gözlenen değişimlere değinilecektir. Daha sonra web teknolojilerinin gelişimiyle sosyal medyada yaşanan değişimlerden bahsedilecektir. Bunu takiben sosyal medyayı geleneksel medyadan ayıran özelliklere yer verilerek sosyal medyanın kullanıcı kitlesinin niteliklerine değinilerek ve sosyal medyanın, sosyal medya araçlarını etkin olarak kullanan genç nüfus üzerindeki etkisinden bahsedilecektir. Son bölümde ise sosyal medyanın etkili kullanımı için önerilere yer verilecektir.
Research Interests:
With the developments of information technologies there exists two different generations. One of these generations was born into the technology age and grew up with technology. The other one meet with technology in the late ages. Thus,... more
With the developments of information technologies there exists two different generations. One of these
generations was born into the technology age and grew up with technology. The other one meet with
technology in the late ages. Thus, they have different habits, different expectations and different learning
preferences. In the meantime, with the developments in technology and Internet infrastructure, online
learning environments have become popular as an alternative learning environment in higher education.
The aim of this chapter is to guide instructors to design their online learning environments based on the
new generation’s needs and expectations. To learn about new generations’ needs a survey questionnaire
was conducted on higher education students. The results indicated that, todays’ students spends a lot
of time on the Internet specifically in social media environments and they commonly get connected to
the Internet with their mobile phones which necessitates a new design in online learning environments.
Research Interests:
ÖZET Kitlesel açık çevrimiçi ders (KAÇD, Massive Open Online Courses-MOOCs) kavramı açık çevrim-içi ders formatının belirli bir türü için 2008 yılında ortaya çıkan bir terimdir. KAÇD'ler ortaya ilk çıktığı andan itibaren hızla popülerlik... more
ÖZET Kitlesel açık çevrimiçi ders (KAÇD, Massive Open Online Courses-MOOCs) kavramı açık çevrim-içi ders formatının belirli bir türü için 2008 yılında ortaya çıkan bir terimdir. KAÇD'ler ortaya ilk çıktığı andan itibaren hızla popülerlik ka-zanmış, genişlemiş ve gelişmiştir. Bu yapılar bir öğrenme sistemi olarak halihazır-da var olan öğrenme ortamlarına meydan okuyarak alana yeni bir soluk getirmiş-lerdir. Başka bir ifadeyle KAÇD'lerin, var olan öğrenme sistemlerinin kendilerini sorgulamaları, yenilemeleri ve güncelleme yapmaları gibi doğurguları olmuştur/ olmaktadır. Bu bölümde öncelikle KAÇD'lerin tanımları yapılmakta ve tarihsel gelişimine değinilmektedir. Daha sonra ise öğrenme öğretme yöntemleri üzerine durulmuştur. Son olarak KAÇD'lerle ilgili olarak yapılan alanyazında yapılan eleş-tiriler üzerinden değerlendirmeler yapılmıştır.
Research Interests:
Öğretmen yetiştirme alanındaki uygulamalar ve gelişmeler: Öğretmen yeterlikleri ve mesleki gelişim çalışmaları.
Research Interests:
Research Interests:
Doğan, D., & Seferoğlu, S. S. (2015). Mobil cihazlar ve eğitimde dijital dönüşüm [Mobile devices and digital transformation in education]. In, B. Akkoyunlu, A. Isman ve H. F. Odabasi (Ed.). Eğitim teknolojileri okumaları 2015 [Educational... more
Doğan, D., & Seferoğlu, S. S. (2015). Mobil cihazlar ve eğitimde dijital dönüşüm [Mobile devices and digital transformation in education]. In, B. Akkoyunlu, A. Isman ve H. F. Odabasi (Ed.). Eğitim teknolojileri okumaları 2015 [Educational technology readings 2015]. Chapter 27, pp. 539-563. TOJET-The Turkish Online Journal of Educational Technology.
Research Interests:
Sayın, Z., & Seferoğlu, S. S. (2015). Çevrim-içi öğrenmeye yeni bir bakış açısı: Kitlesel açık çevrimiçi dersler [Massive open online courses [MOOCs]: New ways of online learning. In, B. Akkoyunlu, A. Isman ve H. F. Odabasi (Ed.). Eğitim... more
Sayın, Z., & Seferoğlu, S. S. (2015). Çevrim-içi öğrenmeye yeni bir bakış açısı: Kitlesel açık çevrimiçi dersler [Massive open online courses [MOOCs]: New ways of online learning. In, B. Akkoyunlu, A. Isman ve H. F. Odabasi (Ed.). Eğitim teknolojileri okumaları 2015 [Educational technology readings 2015]. Chapter 26, pp. 525-538. TOJET-The Turkish Online Journal of Educational Technology.
Research Interests:
Seferoğlu, S. S. (2009). Yeterlikler, standartlar ve bilişim teknolojilerindeki gelişmeler ışığında öğretmenlerin sürekli mesleki eğitimi. Eğitimde Yansımalar IX: Türkiye'nin Öğretmen Yetiştirme Çıkmazı Ulusal Sempozyumu, 204-217. Başkent... more
Seferoğlu, S. S. (2009). Yeterlikler, standartlar ve bilişim teknolojilerindeki gelişmeler ışığında öğretmenlerin sürekli mesleki eğitimi. Eğitimde Yansımalar IX: Türkiye'nin Öğretmen Yetiştirme Çıkmazı Ulusal Sempozyumu, 204-217. Başkent Üniversitesi Eğitim Fakültesi ve Tekışık Eğitim Araştırma Geliştirme Vakfı, 12-13 Kasım 2009, Başkent Üniversitesi Bağlıca Kampüsü, ANKARA.
Research Interests:
Seferoğlu, S. S., Çelen, F. K. ve Çelik, A. (2011). Türkiye'de e-devlet uygulamalarında e-öğrenmenin yeri. B. B. Demirci, G. T. Yamamoto ve U. Demiray (Ed.) içinde, Türkiye’de e-öğrenme: Gelişmeler ve uygulamalar II, Bölüm 19, ss.... more
Seferoğlu, S. S., Çelen, F. K. ve Çelik, A. (2011). Türkiye'de e-devlet uygulamalarında e-öğrenmenin yeri. B. B. Demirci, G. T. Yamamoto ve U. Demiray (Ed.) içinde, Türkiye’de e-öğrenme: Gelişmeler ve uygulamalar II, Bölüm 19, ss. 281-308. Anadolu Üniversitesi, Eskişehir.
Research Interests:
Seferoğlu, S. S., Doğan, D. ve Duman, D. (2011). Toplumsal buradalık algısı ve çevrimiçi ortamlarda bu algının arttırılması. B. B. Demirci, G. T. Yamamoto ve U. Demiray (Ed.) içinde, Türkiye’de e-öğrenme: Gelişmeler ve uygulamalar II,... more
Seferoğlu, S. S., Doğan, D. ve Duman, D. (2011). Toplumsal buradalık algısı ve çevrimiçi ortamlarda bu algının arttırılması. B. B. Demirci, G. T. Yamamoto ve U. Demiray (Ed.) içinde, Türkiye’de e-öğrenme: Gelişmeler ve uygulamalar II, Bölüm 4, ss. 37-60. Anadolu Üniversitesi, Eskişehir.
Research Interests:
Research Interests:
Rapid changes are occurring in life owing to information and communication technologies. During this change period, digital identities have begun to emerge. These identities are associated with actions that users perform in online... more
Rapid changes are occurring in life owing to information and communication technologies. During this change period, digital identities have begun to emerge. These identities are associated with actions that users perform in online environments. A digital footprint is formed with these actions. The purpose of this study is to determine the digital footprint awareness and digital footprint experiences of higher education students. In order to collect data for the study, researchers developed a data collection tool titled 'A survey for digital media use'. The study group consisted of 508 higher education students from 41 Turkish universities. Data were collected through an online-form where participation was on a volunteer basis. The findings of the research show that students have a high level of digital footprint awareness (x = 4.251) and a low level of digital footprint experience (x = 1.907).
Özet Bu araştırmada, eğitim fakültelerinde görevli öğretim elemanlarının, bilgisayar kullanma durumları ile bilgisayar kullanmaya ilişkin öz-yeterlik algıları arasındaki ilişki ve öğretim elemanlarının bilişim teknolojileri (BT)... more
Özet Bu araştırmada, eğitim fakültelerinde görevli öğretim elemanlarının, bilgisayar kullanma durumları ile bilgisayar kullanmaya ilişkin öz-yeterlik algıları arasındaki ilişki ve öğretim elemanlarının bilişim teknolojileri (BT) kullanımında karşılaştıkları engeller ile bu engellere ilişkin çözüm ...
Özet İnternet gibi her türlü içeriğin bulunduğu bir ortamın bilgi arama amaçlı olarak kullanılması zor ve karmaşık bir süreçtir. Bu durum, ortamda sahip olunması gereken bilişsel ve üst bilişsel stratejileri gündeme getirmektedir. Bu... more
Özet İnternet gibi her türlü içeriğin bulunduğu bir ortamın bilgi arama amaçlı olarak kullanılması zor ve karmaşık bir süreçtir. Bu durum, ortamda sahip olunması gereken bilişsel ve üst bilişsel stratejileri gündeme getirmektedir. Bu çalışmanın amacı lisansüstü öğrencilerin çevrim-içi bilgi arama stratejilerini cinsiyet, İnternet kullanma deneyimi, bilgisayar kullanma düzeyi ve bilgisayar ve İnterneti öncelikli olarak kullanma amacı değişkenleri açısından incelemektir. Araştırmada tarama yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak üç temel alan, yedi alt faktör ve 25 maddeden oluşan " Çevrim-içi Bilgi Arama Stratejileri Envanteri " kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını, sunulan çevrim-içi envanteri gönüllülük esasına dayalı olarak yanıtlayan 36 farklı üniversiteden 227 lisansüstü öğrencisi oluşturmaktadır. Cinsiyetin, İnternet kullanma deneyiminin ve bilgisayar kullanma düzeyinin lisansüstü öğrencilerinin çevrim-içi bilgi arama stratejilerinde anlamlı düzeyde farklılık yarattığı, öte yandan bilgisayar ve İnterneti öncelikli olarak kullanma amaçlarının, çevrim-içi bilgi arama stratejilerinde anlamlı farklılık yaratmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bundan sonraki çalışmalarda öğrencilerin akademik başarıları ile çevrim-içi bilgi arama stratejileri arasındaki ilişkinin okumakta oldukları üniversite, bölüm, eğitim düzeyleri vb. değişkenler açısından incelenmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Bilgisayar kullanma düzeyi, çevrim-içi bilgi arama stratejileri, İnternet kullanma deneyimi, İnternet kullanma amacı, lisansüstü öğrenciler. Abstract Using Internet is a difficult and complex process because it includes searching of different types of content when navigating. Therefore, it could be claimed that it is important to have basic knowledge about searching strategies in this complex system. Thus it is important to evaluate cognitive and metacognitive strategies users need to have. The purpose of this study was to examine online information searching strategies of graduate students in terms of gender, Internet use experience, level of computer usage and the primary purpose of using computer and Internet variables. Survey method was used in this study. For data collection " Online Information Searching Strategy Inventory " was used. The inventory consists of 25 items with three domains and seven subscales. The participants of the study are 227 graduate students from
Research Interests:
Avrupa yüksekö¤retiminde bir reform niteli¤i tafl›yan Bologna süreci, ö¤renci ifl yükünü esas alan Avrupa Kredi Transfer Sistemine (AKTS) dayal› olup, uy-gulamalarda ö¤renci ifl yükünün hesaplanmas› ve ö¤renci baflar›s›n› de¤erlen-dirme... more
Avrupa yüksekö¤retiminde bir reform niteli¤i tafl›yan Bologna süreci, ö¤renci ifl yükünü esas alan Avrupa Kredi Transfer Sistemine (AKTS) dayal› olup, uy-gulamalarda ö¤renci ifl yükünün hesaplanmas› ve ö¤renci baflar›s›n› de¤erlen-dirme yöntemleri kritik önem tafl›maktad›r. Bu çal›flman›n amac›, Hacettepe Üniversitesi'nin Bologna süreci çal›flmalar› kapsam›nda güncellenen lisansüs-tü programlar›n›n ders bilgi paketlerindeki derslerin AKTS kredilerinin belir-lenmesinde etkili olan ö¤renci ifl yükü ile ö¤renci ders baflar›s›n›n de¤erlendi-rilmesinde dikkate al›nan görevlerin karfl›laflt›r›lmas›d›r. Çal›flma kapsam›nda Hacettepe Üniversitesi E¤itim Bilimleri Enstitüsü bünyesinde yürütülen, tez-li yüksek lisans düzeyindeki 12 program ele al›nm›flt›r. Söz konusu yüksek li-sans programlar›n›n her birinden, bilim dal›na özgü temel ders niteli¤i tafl›yan iki zorunlu, iki seçmeli statüde olmak üzere toplam 48 dersin bilgi paketleri in-celenmifltir. Araflt›rman›n sonuçlar›, de¤erlendirme sistemi tablolar›nda yer alan görevlerle ö¤renci ifl yükü tablolar›nda yer alan görevlerin genel olarak birbirleriyle örtüflmedi¤ini göstermifltir. Ayr›ca ders de¤erlendirme sistemi tablolar›nda yer alan görevlerin say›lar› ve ö¤renci baflar›s›n›n de¤erlendiril-mesine iliflkin katk› oranlar› ile ö¤renci ifl yükü görevlerinin say› ve saatleri de ço¤unlukla çeliflmektedir. Baz› derslerin toplam ifl yükünün yanl›fl hesapland›-¤› ve AKTS (ö¤renci ifl yükü) tablosu hesaplamalar› yap›l›rken toplam ifl yükü-nün göz ard› edildi¤i tespit edilmifltir. Araflt›rma sonuçlar›, ö¤retim elemanla-r›n›n ders bilgi paketlerinin doldurulmas›, ö¤renci ifl yükünün hesaplanmas› ve ders de¤erlendirme sistemi olufltururken dikkat edilmesi gereken hususlar ko-nusunda bilgilendirmeye ihtiyaç duydu¤unu düflündürmektedir. Ayr›ca, ders bilgi katalo¤u için kullan›lan bilgisayar yaz›l›m›ndan kaynakland›¤› düflünülen tablolar aras›ndaki görev farkl›l›klar›n›n nedenlerinin araflt›r›lmas›n›n önemli oldu¤u söylenebilir. Bu durumda da üniversitelerin yaz›l›m güncelleme çal›fl-malar›na gereken önemi ve önceli¤i vermesinin gere¤i vurgulanabilir. Anahtar sözcükler: AKTS, Avrupa Yüksekö¤retim Alan›, Bologna süreci, ders bilgi paketi, e¤itim bilimleri, Hacettepe Üniversitesi, ifl yükü, ö¤renci ifl yükü, ö¤renci de¤erlendirme yöntemleri, Türkiye, yüksekö¤retim. Bologna process as a reform at higher education is based on European Credit Transfer System that predicates student workload. Calculating student workload and defining student assessment methods are important issues in Bologna process. The aim of this study is comparing student workload which is effective in determining course ECTS to student tasks which affect the course assessment. Within the scope of the study, 12 masters programs with thesis at Hacettepe University Graduate School of Educational Sciences were investigated. Two compulsory and two elec-tive courses from each program which means 48 course catalogues in total were investigated. The results of the study showed that the tasks on course assessment system tables and the tasks on student workload tables do not match up in general. Moreover, the tasks' number and contribution rate on the tables conflict with each other. It's determined that total workload of some courses calculated incorrectly and when ECTS (student workload table) calculations were being done, total workload was ignored. The research results indicate that instructors need to be provided with training on how the course catalogues are developed, in particular how student workload is calculated and how course assessment system needs to be integrated with the rest of the course packages. In the meantime , it can be claimed that investigation of the reasons in the task differences observed in the tables, which might be a result of inaccurate performance of the software used for course catalogue, are very important. Thus, it could be emphasized the fact that that the universities need to give priority to software updates.
Research Interests:
In the present day, the use of information technologies in businesses and industry has increased quickly and extensively. These developments in information and communication technologies have made it compulsory for students to use... more
In the present day, the use of information technologies in businesses and industry has increased quickly and extensively. These developments in information and communication technologies have made it compulsory for students to use technologies to be successful members of the knowledge-based world. New technologies have the potential to support education through the curricula and help individuals to adopt the new demands of today’s business and industry. However, many teachers still do not integrate these tools in their instruction. As a result, the use of high-level technology is still unexpectedly low. This paper seeks out the attitudes and opinions of teachers about the implementation of new technologies in their classrooms. The aim of this paper is to discover the information technologies that teachers are using and how often they are using them. The participants of the study were public school teachers in Turkey. Data were collected by using a questionnaire. The questionnaire in...
Bu araştırmanın amacı Eğitim Fakültelerinde verilen Topluma Hizmet Uygulamaları (THU) isimli dersin işlenişi sürecinde yapılan uygulamalardan örnekler sunmak ve süreçle ilgili öğrenci görüşlerini değerlendirmektir. Çalışmanın... more
Bu araştırmanın amacı Eğitim Fakültelerinde verilen Topluma Hizmet Uygulamaları (THU) isimli dersin işlenişi
sürecinde yapılan uygulamalardan örnekler sunmak ve süreçle ilgili öğrenci görüşlerini değerlendirmektir.
Çalışmanın katılımcıları THU dersine kayıtlı 44 öğretmen adayı üniversite öğrencisidir. Bu ders kapsamında
14 hafta boyunca topluma hizmete yönelik çeşitli projeler geliştirilerek uygulamaya konulmuştur. Bu
çalışmada, bu dersin yapılandırılmasına yönelik uygulama örneklerine, öğrenci düşüncelerinde ortaya çıkan
temalara ve dersin işlenişine yönelik çıkarımlara yer verilmiştir. Çalışma kapsamında geliştirilen projelerin
ve dersin değerlendirilmesi için öğretmen adaylarından günlükler tutmaları ve raporlar hazırlamaları
istenmiştir. Raporların betimsel analizi sonucunda topluma hizmetle ilgili olarak katılımcıların duygu ve
düşüncelerinde yedi temanın ağırlık kazandığı anlaşılmıştır. Öğrenci raporlarının incelenmesinden, bu
derste gerçekleştirilen uygulamalar sayesinde göze çarpan en belirgin sonucun öğrencilerde topluma
hizmet bilincinin ve farkındalığın gelişmesi olduğu anlaşılmaktadır.
Al Lily, A., Seferoglu, S. S., Foland, J., Stoloff, D., Gogus, A., Erguvan, I., Awshar, M., Tondeur, J., Hammond, M., Venter, I., Jerry, P., Vlachopoulos, D., Oni, A., Liu, Y., Badosek, R., López de la Madrid, M., Mazzoni, E., Lee, H.,... more
Al Lily, A., Seferoglu, S. S., Foland, J., Stoloff, D., Gogus, A., Erguvan, I., Awshar, M., Tondeur, J., Hammond, M., Venter, I., Jerry, P., Vlachopoulos, D., Oni, A., Liu, Y., Badosek, R., López de la Madrid, M., Mazzoni, E., Lee, H., Kinley, K., Kalz, M., Sambuu, U., Bushnaq, T., Pinkwart, N., Adedokun-Shittu, N., Zander, P., Oliver, K., Pombo, L., Sali, J., Gregory, S., Tobgay, S., Joy, M., Elen, J., Jwaifell, M., Said, M., Al-Saggaf, Y., Naaji, A., White, J., Jordan, K., Gerstein, J., Yapici, İ., Sanga, C., Nleya, P., Sbihi, B., Lucas, M., Mbarika, V., Reiners, T., Schön, S., Sujo-Montes, L., Santally, M., Häkkinen, P., Al Saif, A., Gegenfurtner, A., Schatz, S., Vigil, V., Tannahill, C., Partida, S., Zhang, Z., Charalambous, K., Moreira, A., Coto, M., Laxman, K., Farley, H., Gumbo, M., Simsek, A., Ramganesh, E., Birzina, R., Player-Koro, C., Dumbraveanu, R., Ziphorah, M., Mohamudally, N., Thomas, S., Romero, M., Nirmala, M., Cifuentes, L., Osaily, R., Omoogun, A., Elçi, A., Edyburn, D., Moudgalya, K., Ebner, M., Bottino , R., Khoo, E., Pedro, L., Buarki, H., Román-Odio, C., Qureshi, I., Khan, M., Thornthwaite, C., Kerimkulova, S., Downes, T., Malmi, L., Bardakci, S., Itmazi, J., Rogers, J., Rughooputh, S., Akour, M., Henderson, J., de Freitas, S., & Schrader, P. (2016). Academic domains as political battlegrounds: A global enquiry by 99 academics in the fields of education and technology. Information Development. doi:10.1177/0266666916646415.

http://idv.sagepub.com/content/early/2016/05/03/0266666916646415.full.pdf?ijkey=QtsF7QaLOhMzxrt&keytype=finite

https://www.academia.edu/25056969/Academic_domains_as_political_battlegrounds_A_global_enquiry_by_99_academics_in_the_fields_of_education_and_technology

---------------------------------------------------------

Abstract
This article theorizes the functional relationship between the human components (i.e., scholars) and nonhuman components (i.e., structural configurations) of academic domains. It is organized around the following question: in what ways have scholars formed and been formed by the structural configurations of their academic domain? The article uses as a case study the academic domain of education and technology to examine this question. Its authorship approach is innovative, with a worldwide collection of academics (99 authors) collaborating to address the proposed question based on their reflections on daily social and academic practices. This collaboration followed a three-round process of contributions via email. Analysis of these scholars’ reflective accounts was carried out, and a theoretical proposition was established from this analysis. The proposition is of a mutual (yet not necessarily balanced) power (and therefore political) relationship between the human and non-human constituents of an academic realm, with the two shaping one another. One implication of this proposition is that these non-human elements exist as political ‘actors’, just like their human counterparts, having ‘agency’ – which they exercise over humans. This turns academic domains into political (functional or dysfunctional) ‘battlefields’ wherein both humans and non-humans engage in political activities and actions that form the identity of the academic domain.

For more information about the authorship approach, please see Al Lily AEA (2015) A crowd-authoring project on the scholarship of educational technology. Information Development. doi: 10.1177/0266666915622044.
Keywords: education, technology, academia, power, organizational politics, academic domain, crowd-authoring

--------------------------------------------
The increasing opportunity to access the Internet from home has opened the way for a number of positive changes in our lives, while at the same time raising the specter of a variety of risks. This study examined middle school students'... more
The increasing opportunity to access the Internet from home has opened the way for a number of positive changes in our lives, while at the same time raising the specter of a variety of risks. This study examined middle school students' computer and Internet usage in terms of time spent, perceived levels of proficiency, manner of home usage and risky Internet behavior. It also looked at how the gender of the students, the level of parental education, time spent online and level of the Internet proficiency affected students' risky behavior. A significant proportion of children were found to spend long hours on the computer and to consider themselves at an intermediate or advanced level of proficiency with regard to computer and the Internet usage. Approximately half of the students surveyed connected to the Internet in their own rooms. Similarly, close to half of the students surveyed were subject to various types of parental limitations. Although scores for risky Internet behavior were not markedly high, students did exhibit certain types of riskybehavior. Gender and mother's level of education were found to correlate with risky Internet behavior. Overall, the study findings suggest that students, families and different institutions all have certain responsibilities with regard to online risks and those solutions to related problems require the collaboration of all stakeholders.
Research Interests:
In recent years, rapid improvements in science and technology have had an enormous impact on social life style. These developments also caused significant changes in generating, sharing, and transferring of information. The new situation... more
In recent years, rapid improvements in science and technology have had an enormous impact on social life style. These developments also caused significant changes in generating, sharing, and transferring of information.
The new situation required changes and updates in school curricula as well. In this new era, people’s roles and responsibilities also have changed. In order to be effective members of society, individuals need to renew, update and develop themselves to cope with the changes occurred in many parts of the daily life. One of the outcomes of these changes is that use of information and communication technologies in education, which also brought the widespread use of online environments to make education available and reachable for everyone, increased. In addition, this lead people to distance education programs and online learning environments. The purpose of this research was to investigate the needs and problems of online education programs offered by Turkish universities.
In addition some possible solutions for those problems were suggested. The study group was consisted of faculty members who were currently teaching or working in distance education programs. In order to collect data a survey was used. Findings revealed that the most common problems are related to pedagogical competence, technical issues, design and preparation of content and use of distance education systems. In order to have effective online learning programs, it can be suggested that an efficient feedback system need to be used, and technical and pedagogical support to faculty members in the preparation and design of contents should be provided.
Research Interests:
Öğrenme süreçlerinde öğrenenlerin sürece etkin bir Şekilde katılıyor olmaları etkili öğrenmelerin gerçekleşmesi açısından önemlidir. Son yıllarda geleneksel yüz yüze ortamlara çevrimiçi öğrenme ortamları da eklenmiştir. Öğrenme sürecinin... more
Öğrenme süreçlerinde öğrenenlerin sürece etkin bir Şekilde katılıyor olmaları etkili öğrenmelerin gerçekleşmesi açısından önemlidir. Son yıllarda geleneksel yüz yüze ortamlara çevrimiçi öğrenme ortamları da eklenmiştir. Öğrenme sürecinin yüz yüze olduğu durumlarda etkileşimi sağlamanın genellikle kolay, çevrimiçi ortamlarda ise zor olacağı düşünülür. Etkileşim konusuyla ilgili olarak özellikle son yıllarda alanyazında üstünde çokça konuşulan “toplumsal buradalık” kavramı bu duruma yeni bakış açıları getirmektedir. Toplumsal buradalık algısı, başka insanlarla toplumsal bir ortamda var olma duygusu veya kendini gösterme derecesi Şeklinde tanımlanabilir. Öğrenenlerin kendi aralarındaki etkileşimin yüksek olduğu durumlarda toplumsal buradalık duygusu da yüksek olacaktır.
Toplumsal buradalık algısının yüz yüze ortamlarda yani bireylerin fiziksel olarak bir arada oldukları ortamlarda yaşanan etkileşimler sayesinde doğal olarak yüksek olacağı düşünülür. Ancak bazı araştırmacılar bu duruma Şüpheyle yaklaşmakta ve fiziksel olarak bir arada olmanın toplumsal buradalık algısının varlığının garantisi olmayabileceğini ileri sürmektedirler. Öte yandan, e-öğrenme ortamlarında öğrenenler arasında; yalnızlık, yalıtılmışlık, iletişimsizlik ve bağlantıların kopukluğu gibi duyguların baskın olma olasılıkları ise daha yüksek olacaktır.
Toplumsal buradalık, öğrenenin yaşadığı doyum ve bir gruba ait olma duygusu Şeklinde tanımlanabilir. E-öğrenme ortamlarına katılan bireylerin bu ortamlara yönelik tutumları, bu ortamlara duydukları güven, ortamda bulunan diğer bireylerle etkileşim düzeyleri, bireylerin kendilerini bu ortamlarda rahat hissetme durumlarını, duygularını ve düşüncelerini rahat ifade edebilme düzeylerini belirleyici olabilmektedir.
Bu çalışmada çevrimiçi ortamlarda toplumsal buradalık algısının yükseltilmesinin önemi irdelenmekte ve bu bağlamda kullanılabilecek iletişim araçları incelenmektedir.
Research Interests:
Teknolojilerin hızla geliştiği ve toplumsal yaşamın her alanına girdiği günümüzde dijital mobil cihazların kullanımı da artmaya başlamıştır. Eğitim alanında teknoloji kullanımının yaygınlaşması, her yerde ve her zaman herhangi bir... more
Teknolojilerin hızla geliştiği ve toplumsal yaşamın her alanına girdiği günümüzde dijital mobil cihazların kullanımı da artmaya başlamıştır. Eğitim alanında teknoloji kullanımının yaygınlaşması, her yerde ve her zaman herhangi bir kısıtlama olmaksızın eğitim içeriklerine erişimi kolaylaştırmıştır. Özellikle bilgisayar oyunları, eposta, İnternet, cep telefonu, anlık mesajlaşma gibi ortamları kullanarak büyüyen bireyler herhangi bir yer ve zamanda İnternete bağlanabildikleri mobil cihazlar ile bilgiye ulaşabilmektedirler. Mobil teknolojiler aracılığıyla öğrenme olarak da adlandırılan mobil öğrenme ile bireyler bir internet ağı aracılığıyla kişisel bilgisayarlar başta olmak üzere, akıllı telefonlar, tablet, e-okuyucu, PDA gibi birçok farklı türde dijital cihaz ile eğitim ortamlarına erişebilmektedirler. Bu dijital cihazların eğitim-öğretim sürecinde etkili olarak kullanılması ile sınıflardaki geleneksel ders işleme sürecinin ve ortamdaki paydaşların rollerinin farklılaşması kaçınılmaz olmuştur. Bu bağlamda bu bölümde ilk olarak mobil öğrenme kavramının gelişen süreçteki değişimine değinilmiş, mobil cihazların neden kullanıldığı ve mobil öğrenme sürecini etkileyen değişkenler çerçevesinde yapılabilecek tasarım, “Yer, Teknoloji, Kültür ve Doyum” (Location, Technology, Culture, and Satisfaction, LTCS) modeli çerçevesinde ele alınmış ve tasarımcıların dikkat etmesi gereken noktalar belirtilmiştir. Daha sonra mobil öğrenme ile ilgili yanlış anlaşılmalar üzerinde durulmuştur. Bölümün sonunda ise mobil öğrenme ile ilgili güncel çalışmalara yer verilerek, değişen ve gelişen teknolojilerin mobil öğrenme sürecinde ortaya çıkarabileceği potansiyellere ve risklere değinilmiştir.
Research Interests:
Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişme ve değişmeler bilginin kapsamı kadar bilgiye erişim kanallarında da farklı uygulamaların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu değişimden en çok etkilenen kurumlardan biri de okullardır. Bilgiye... more
Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişme ve değişmeler bilginin kapsamı kadar bilgiye erişim kanallarında da farklı uygulamaların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu değişimden en çok etkilenen kurumlardan biri de okullardır. Bilgiye her zaman her yerden erişim olanağı sağlayan araçlar öğrenme ortamlarına erişimin önündeki fiziksel engelleri kaldırmakta, bu sayede öğrenmenin formal olmayan boyutu giderek önem kazanmaktadır. Bu gelişmeler sayesinde eğitim faaliyetlerinin yürütüleceği sanal öğrenme ortamlarına olan ilgi giderek artmaktadır. Günümüzde, uzaktan eğitimde kullanılan ortamlar eğitim-öğretim faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla örgün eğitimde de kullanılmaktadır. Uzaktan eğitimle gerçekleştirilen ya da desteklenen eğitim öğretim faaliyetleri için öğrenen, öğretici, içerik ve etkinlikleri bir araya getirmek amacıyla geliştirilen birçok öğretim ortamı bulunmaktadır. Bu sistemler farklı teknolojik altyapılara, sistem arayüzü ve içerik yönetimine, kullanıcı izinlerine ve eğitsel araçlara sahiptir. Öğrenme-öğretme süreçlerinde kullanılan öğretim yönetim sistemlerinden biri de Google tarafından eğitim kurumları için geliştirilen Google Sınıf öğretim yönetim sistemidir. Bu çalışmada Google Sınıf’ın temel bileşenleri ve özellikleri, eğitsel olarak öğrenme sürecine katkıları ve sistemle ilgili geliştirilmesi gereken özellikler tartışılmaktadır. Çalışmada ayrıca Google Sınıf aracının benzer diğer sistemlerle bir karşılaştırması yapılmaktadır. Yapılan değerlendirme sonucunda Google Sınıf eğitim yönetim sisteminin kullanıcı yönetimi, basit ve sade arayüz tasarımı, zengin içerik oluşturma araçları, anlık olmayan iletişim araçları, web-tabanlı çalışması ve ek yazılım kurulumu gerektirmemesi, çoklu platform desteği, kaynak paylaşma, ödev dağıtım ve toplama, dosya depolama, kullanıcı güvenliği, duyuru panosu ve görev hatırlatma özellikleriyle okullarda kullanımının önemli katkılar sağlayacağı söylenebilir. Bu sistemin benzer sistemlerle karşılaştırılması sonucunda dosyaların depolanması ve öğrencilere ait dijital portfolyo oluşturulması, içerik oluşturma araçları, e-posta hizmeti gibi farklı Google hizmetleriyle entegrasyonu sayesinde işlevsellik ve zengin eklenti seçenekleriyle geliştirilebilirlik açısından artıları olduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte Google Sınıf’ta intihal kontrolü, otomatik öğrenci kaydı, anlık iletişim araçları, not tablosu, diğer e-öğrenme içerikleriyle entegrasyon yönünden eksiklikler bulunmaktadır.
Research Interests:
Özet: Bilgi toplumu olarak bilinen günümüz toplumunda hızla gelişen ve değişen teknolojiler hızlı bir ivmeyle yaşamın her alanına girmekte, bireylerin iş ve özel yaşamlarında iş ve işlemlerin farklı bir şekilde yapılmasını zorunlu... more
Özet: Bilgi toplumu olarak bilinen günümüz toplumunda hızla gelişen ve değişen teknolojiler hızlı bir ivmeyle yaşamın her alanına girmekte, bireylerin iş ve özel yaşamlarında iş ve işlemlerin farklı bir şekilde yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Kuşaklar arasındaki farklılıkların yeni bir boyut kazandığı bu ortamda okullar da bu değişimden nasibini almıştır. Teknoloji ile büyüyen bu yeni kuşaktan oluşan öğrencilere eğitim vermeyi amaçlayan günümüz okullarında teknolojinin kullanımı da farklı bir boyutta ele alınmaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, çeşitli gruplar ve bölgeler arasındaki sayısal uçurumun kapatılması ve eğitimde kalitenin artırılması için farklı projeler uygulamaya konulmaktadır. Örneğin " her çocuğa bir bilgisayar " gibi bir sloganla teknolojik cihazların dağıtılması ve bu cihazların öğretmenler yardımıyla işe koşularak eğitimin olmazsa olmaz bir parçası haline getirilmesine çalışılmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye'de 2010 yılında temelleri atılan FATİH Projesinin temel bileşenleri ile çeşitli ülkelerde her çocuğa bir teknolojik cihaz verilmesi şeklinde özetlenebilecek olan projelerin bir karşılaştırmasının ve bu bağlamda bir durum analizinin yapılması amaçlanmaktadır. FATİH Projesinin temel bileşenleri " donanım ve yazılım altyapısının sağlanması, eğitsel içeriğin sağlanması ve yönetilmesi, öğretim programlarında etkin bilişim teknolojileri (BT) kullanımı, öğretmenlerin hizmet-içi eğitimi, ağ altyapısı ve geniş bant internet kullanımı ile bilinçli ve güvenli bilişim teknolojilerinin kullanımının sağlanması " şeklinde belirtilebilir. Bu çalışmada, bir projenin başarılı olması ve sürdürülebilirliği açısından önemli olan bu bileşenler temel alınarak, projelerin uygulanması sürecinde gerçekleştirilenler, koşulların iyileştirilmesi ve paydaşlarla olan ilişkiler bağlamında yapılması gerekenler ve bütün bunların eğitim ortamlarına yansımaları tartışılmaktadır. Bu amaçla Türkiye'de ki FATİH Projesi başta olmak Uganda'da uygulanan projeler ele alınmıştır. Yapılan analizler sonucunda, projelerin uygulandığı ülkelerin birçoğunda pilot çalışmalar sonucunda herhangi bir değerlendirme yapılmadan projelerin ülke geneline yaygınlaştırıldığı, projelerin uygulanması süreci boyunca ajanslar, şirketler ve paydaşlarla işbirliğinin eksik olduğu, öğretmen eğitimlerinin ve içeriklerin geliştirilmesinde yetersiz kalındığı tespit edilmiştir. Öte yandan özellikle pedagojik ve teknik destek eksikliği gibi unsurların belirlenen teknolojilerin kullanımının zaman almasına neden olduğu anlaşılmaktadır. Bu projelerde ayrıca öğretmenlerin teknolojiye yönelik tutumları ile sahip oldukları bilgi ve becerilerin dikkate alınmadığı ve bunun bir sonucu olarak da okullarda kullanılan teknolojilerin etkili bir şekilde kullanılamadığı ortaya çıkmıştır. Anahtar Sözcükler: FATİH Projesi, bilişim teknolojileri, e-içerik, donanımsal altyapı, teknik ve pedagojik destek, hizmet-içi eğitim
Research Interests:
Özet Son y›llarda bilim ve teknoloji alan›ndaki h›zl› geliflmeler bir yandan bilginin üretilmesi, paylafl›lmas› ve akta-r›lmas› süreçlerini derinden etkilerken öte yandan da toplumsal yaflam biçimlerinde önemli de¤iflimlere yol... more
Özet Son y›llarda bilim ve teknoloji alan›ndaki h›zl› geliflmeler bir yandan bilginin üretilmesi, paylafl›lmas› ve akta-r›lmas› süreçlerini derinden etkilerken öte yandan da toplumsal yaflam biçimlerinde önemli de¤iflimlere yol açm›fl-t›r. Bilim ve teknolojilerdeki geliflmeler sonucu bilginin art›fl h›z›nda yaflanan ivme var olan bilginin sürekli olarak güncellenmesini zorunlu hale getirmifltir. Buna paralel olarak her gün de¤iflen bilginin h›z›na yetiflebilmek için in-sanlar›n da bilgiyi sürekli takip eden, kendini yenileyen, bilgiye h›zl› eriflim sa¤layabilen ve eski bilgilerini yeni bil-gilerle gelifltirerek kendini sürekli güncelleyen bireyler olma yönünde ilerlemesini gerekli k›lm›flt›r. Bu durum e¤i-tim alan›nda da bilgi ve iletiflim teknolojileri ile internetin kullan›m›n› artt›rarak çevrimiçi ortamlar›n yayg›nlafl-mas› sonucunu do¤urmufltur. Yüksekö¤retim kurumlar›nda h›zla geliflen bilgi dünyas›nda insanlar›n e¤itim alan›n-daki artan ihtiyaçlar›n› karfl›lamak için uzaktan e¤itim programlar› ile çevrimiçi e¤itime yönelmifllerdir. Yüksekö¤-retim kurumlar›ndaki bu yeni yönelifl etkin e¤itim ö¤retim için hem üniversitelerin hem de ö¤retim elemanlar›-n›n yeni ihtiyaçlar›n› do¤urmaktad›r. Bu çal›flman›n amac›, üniversite ö¤retim elemanlar›n›n Türkiye'de çevrimi-çi ortamlarda sunulan e¤itimler konusunda üniversitelerin ne tür ihtiyaçlar›n›n oldu¤u ve hangi tip problemlerle karfl›lafl›ld›¤› konusundaki görüfllerini ve karfl›lafl›lan sorunlarla ilgili çözüm önerileri ortaya koymakt›r. Bu amaç-la üniversitelerin uzaktan e¤itim merkezlerinde çal›flan alan uzmanlar›, çevrimiçi e¤itim alan›nda çal›flmalar ger-çeklefltiren ö¤retim elemanlar› ve çevrimiçinde ders sunan ö¤retim elemanlar›na araflt›rmac›lar taraf›ndan haz›r-lanm›fl bir anket uygulanm›flt›r. Uygulanan anketle üniversitelerdeki uzaktan e¤itim programlar› kapsam›nda çev-rimiçi e¤itim sürecinde ö¤retim elemanlar›n›n ihtiyaçlar› ve yaflanan sorunlar gibi konularda bilgiler toplanm›flt›r. Araflt›rma bulgular›na göre e¤itimde ö¤retim elemanlar› en çok çevrimiçi e¤itimde pedagojik yeterlik, teknik ko-nular, içeri¤in haz›rlanmas› ve uzaktan e¤itim sistemlerini kullanmada deste¤e ihtiyaç duymaktad›rlar. Gözlenen sorunlar aç›s›ndan çevrimiçi ö¤retimin durumuna bak›ld›¤›nda, uzaktan e¤itim merkezlerinin süreklili¤inin sa¤-lanmas› için etkili bir geri dönüt sisteminin kullan›lmas›, özellikle içerik haz›rlanmas› konusunda teknik ve peda-gojik desteklerin sa¤lanmas› ve ihtiyaçlar do¤rultusunda ö¤retim elemanlar›na gerekli e¤itim desteklerinin sa¤lan-mas›n›n önemli oldu¤u ileri sürülebilir. Anahtar kelimeler: Beklentiler, çevrimiçi ö¤renme, ö¤retim elemanlar›, üniversite, yüksekö¤retim. Girifl Bilim ve teknolojideki h›zl› de¤iflimler sonucu bilginin art›fl h›z›nda yaflanan ivmeye paralel olarak toplumsal yaflamda da de¤iflmeler ortaya ç›km›flt›r. Toplumsal yaflam›n de¤iflmesi ortamdaki unsurlar›n rollerini de de¤ifltir-mifltir. Örne¤in bireylerin toplumun baflar›l› birer üyesi olabilmeleri için sahip olmalar› gereken beceriler de¤ifl-mektedir. Bu durum yeni ihtiyaçlar› da beraberinde getirmektedir. Öte yandan bilginin sürekli olarak artarak de
Research Interests:
Son y›llarda bilim ve teknoloji alan›ndaki h›zl› geliflmeler bir yandan top- lumsal yaflam biçimlerini derinden etkilerken öte yandan da bilginin üre- tilmesi, paylafl›lmas› ve aktar›lmas› süreçlerinde önemli de¤iflimlere yol açm›flt›r.... more
Son y›llarda bilim ve teknoloji alan›ndaki h›zl› geliflmeler bir yandan top-
lumsal yaflam biçimlerini derinden etkilerken öte yandan da bilginin üre-
tilmesi, paylafl›lmas› ve aktar›lmas› süreçlerinde önemli de¤iflimlere yol
açm›flt›r. Bilim ve teknolojideki geliflmeler sonucu bilginin art›fl h›z›nda
yaflanan ivme, var olan bilginin sürekli olarak güncellenmesini zorunlu
hale getirmifltir. Buna paralel olarak her gün de¤iflen bilginin h›z›na yeti-
flebilmek için insanlar›n da bilgiyi sürekli takip eden, kendini sürekli gün-
celleyen bireyler olma yönünde ilerlemesi gereklili¤i gündeme gelmifltir.
Bu durum e¤itim alan›nda da bilgi ve iletiflim teknolojileri ile ‹nternet’in
kullan›m›n› art›rarak çevrimiçi ortamlar›n yayg›nlaflmas› sonucunu do-
¤urmufltur. Yüksekö¤retim kurumlar› da insanlar›n artan ihtiyaçlar›n›
karfl›lamak için uzaktan e¤itim programlar› ile çevrimiçi e¤itime yönel-
mifllerdir. Yüksekö¤retim kurumlar›ndaki bu yeni yönelifl etkin e¤itim
ö¤retim için hem üniversiteler hem de ö¤retim elemanlar› aç›s›ndan yeni
ihtiyaçlar ortaya ç›karmaktad›r. Bu çal›flman›n amac›, üniversite ö¤retim
elemanlar›n›n Türkiye’de çevrimiçi ortamlarda sunulan e¤itimlerle ilgili
olarak üniversitelerin ne tür ihtiyaçlar›n›n oldu¤unu ve hangi tip prob-
lemlerle karfl›laflt›klar›n› belirlemek ve karfl›lafl›lan sorunlarla ilgili çözüm
önerileri ortaya koymakt›r. Bu amaçla üniversitelerin uzaktan e¤itim mer-
kezlerinde çal›flan alan uzmanlar›, çevrimiçi e¤itim alan›nda çal›flmalar
gerçeklefltiren ö¤retim elemanlar› ve çevrimiçi ders sunan ö¤retim ele-
manlar›na bir anket uygulanm›flt›r. Araflt›rma bulgular›na göre ö¤retim
elemanlar›n›n en çok çevrimiçi e¤itimde pedagojik yeterlik, teknik konu-
lar, içeri¤in haz›rlanmas› ve uzaktan e¤itim sistemlerini kullanmada des-
te¤e ihtiyaç duyduklar› anlafl›lmaktad›r. Gözlenen sorunlar aç›s›ndan çev-
rimiçi ö¤retimin durumuna bak›ld›¤›nda, uzaktan e¤itim merkezlerinin
süreklili¤inin sa¤lanmas› için etkili bir geri dönüt sisteminin kullan›lma-
s›, özellikle içerik haz›rlanmas› konusunda teknik ve pedagojik desteklerin
sa¤lanmas› ve ihtiyaçlar do¤rultusunda ö¤retim elemanlar›na gerekli e¤i-
tim desteklerinin sa¤lanmas›n›n önemli oldu¤u ileri sürülebilir
Research Interests:
The increasing opportunity to access the Internet from home has opened the way for a number of positive changes in our lives, while at the same time raising the specter of a variety of risks. This study examined middle school students’... more
The increasing opportunity to access the Internet from home has opened the way for a number
of positive changes in our lives, while at the same time raising the specter of a variety of risks.
This study examined middle school students’ computer and Internet usage in terms of time spent,
perceived levels of proficiency, manner of home usage and risky Internet behavior. It also looked
at how the gender of the students, the level of parental education, time spent online and level
of the Internet proficiency affected students’ risky behavior. A significant proportion of children
were found to spend long hours on the computer and to consider themselves at an intermediate
or advanced level of proficiency with regard to computer and the Internet usage. Approximately
half of the students surveyed connected to the Internet in their own rooms. Similarly, close to half
of the students surveyed were subject to various types of parental limitations. Although scores
for risky Internet behavior were not markedly high, students did exhibit certain types of risky behavior. Gender and mother’s level of education were found to correlate with risky Internet
behavior. Overall, the study findings suggest that students, families and different institutions all
have certain responsibilities with regard to online risks and those solutions to related problems
require the collaboration of all stakeholders.
Research Interests:
Özet Bu araştırmada, eğitim fakültelerinde görevli öğretim elemanlarının, bilgisayar kullanma durumları ile bilgisayar kullanmaya ilişkin öz-yeterlik algıları arasındaki ilişki ve öğretim elemanlarının bilişim teknolojileri (BT)... more
Özet Bu araştırmada, eğitim fakültelerinde görevli öğretim elemanlarının, bilgisayar kullanma durumları ile bilgisayar kullanmaya ilişkin öz-yeterlik algıları arasındaki ilişki ve öğretim elemanlarının bilişim teknolojileri (BT) kullanımında karşılaştıkları engeller ile bu engellere ilişkin çözüm ...
Research Interests:
Teknolojik gelişmelerin gün geçtikçe bireysel hayatın her anında yer almaya başladığı bir çağda yaşamaktayız. Her türlü bilgiye ulaşmada, akla gelen ilk kaynak geleneksel kütüphaneler olmaktan çok internet ortamı olmaya başlamıştır.... more
Teknolojik gelişmelerin gün geçtikçe bireysel hayatın her anında yer almaya başladığı bir çağda yaşamaktayız. Her türlü bilgiye ulaşmada, akla gelen ilk kaynak geleneksel kütüphaneler olmaktan çok internet ortamı olmaya başlamıştır. İnternet küçük-büyük, genç-yaşlı her yaşta ve her düzeyden bireyler için ulaşılabilirliği çok kolay olan bir yapıdır. Bu nedenle internet günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
Öte yandan, hayatı birçok açıdan kolaylaştıran ve herhangi bir zorluk yaşamadan her yaştan insanın kolaylıkla ulaşabildiği internet ortamı bir takım olumsuzlukları da beraberinde getirmektedir. Örneğin, internet kullanıcıları istenmeyen mesaj bombardımanlarına maruz kalabilmekte, banka hesap şifreleri kullanılarak hesaplar boşaltılabilmekte veya kişisel bilgiler yasal olmayan şekilde ele geçirilebilmektedir.
Bu söylemlerden sonra, bahsedilen bu olumsuz durumlardan en çok etkilenen kesimin küçük yaştaki çocuklar olduğunu da söylemek mümkündür. İnternet ortamında karşı karşıya kaldıkları olumsuzluklarla başa çıkma gücü olmayan küçük yaştaki çocuklar, bu durumdan doğal olarak olumsuz bir şekilde etkilenmektedirler. Aileler ise çocuklarının internette güvenli gezebilmelerini ve uygun olmayan web ortamlarına girmelerini  engellemek için, kısacası çocuklarının webde güvenliğini sağlamak için çeşitli önlemlere başvurmaktadırlar.
Bu araştırmada, internet ortamında çocukların güvenliğini sağlamak açısından neler yapılabileceğine dair öneriler sunulmuştur.
Research Interests:
Research Interests:
Teknolojinin eğitimde kullanılması olgusunun gelişmiş ülkelerde 1970lerde başladığı görülmektedir.Türkiye de ise 1960 yılından itibaren yayınlanan kalkınma planlarının ilk 3'ünde açık olarak bir teknoloji politikasından ve eğitimde... more
Teknolojinin eğitimde kullanılması olgusunun gelişmiş ülkelerde 1970lerde başladığı görülmektedir.Türkiye de ise 1960 yılından itibaren yayınlanan kalkınma planlarının ilk 3'ünde açık olarak bir teknoloji politikasından ve eğitimde teknoloji kullanımından bahsedilmemiş olsa da 1974 yılında yayınlanan planda eğitim teknolojisinden bahsedildiği görülmektedir. Eğitimin her kademesinde eğitim teknolojisinden faydalanılacağı, öncelikle eğitimin niteliğinin ve kapasitesini arttırmak amacı ile araştırma yapılacağı ve elde edilen sonuçların uygulamaya konulacağı belirtilmektedir. Türkiye'de okullara ilk bilgisayarlar 1984 yılında gelmiştir. 1985 ve 1987 yılları arasında ilköğretim ve meslek liselerine 2400 tane bilgisayar sağlanmıştır. 1990 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ile Dünya Bankası arasında Milli Eğitimi Geliştirme Projesi başlatılmıştır. Bu projenin genel amacı öğretim teknolojilerini sınıf içinde etkili bir biçimde kullanmak olarak ifade edilmiştir. Türkiye'nin de 1993 yılında dahil olduğu internet omurgası NFSNET ağ omurgasına ülkelerin hızla katılması ve çok hızlı artan ve bir teknoloji yarışının başlaması ile yeni bir döneme girilmiştir. Teknolojilerin gelişmesine paralel olarak, eğitim alanında kullanılan teknolojiler de gelişmiş ve bu teknolojilerin öğretim ortamlarında kullanılabilmesi için de bilgisayar öğretmenleri yetiştirilmeye başlanmıştır. Günümüze baktığımızda ise yürürlükte olan FATİH projesinin eğitimde teknolojinin kullanılması bakımından gelinen son nokta olduğu görülmektedir. Bu proje kapsamında belirlenen okullardaki sınıflara etkileşimli tahtalar takılmıştır ve öğrencilerin bir kısmına tablet dağıtılmıştır. Gelinen noktayı yorumlayacak olursak Türkiye'nin okullarda teknoloji kullanımı konusunda çokça yol kat ettiğini söylemek mümkün olsa da bu teknolojilerin eğitsel amaçlı kullanımının geldiği nokta hakkında aynı şeyi söylemek pek doğru olmayabilir. Bu araştırma kapsamında, cumhuriyet döneminde Türkiye'de okullarda teknolojinin eğitsel amaçlı kullanımının gelişimini incelemek ve bugün gelinen nokta hakkında bilgi vermek amaçlanmaktadır.
Research Interests:
2010 yılının Kasım ayında, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı arasında imzalanan bir protokolle bilgi ve iletişim teknolojilerinin öğrenme-öğretme süreçlerinde kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla Fırsatları Artırma ve... more
2010 yılının Kasım ayında, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı arasında imzalanan bir protokolle bilgi ve iletişim teknolojilerinin öğrenme-öğretme süreçlerinde kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) projesinin başlatıldığı duyurulmuştur. Bu proje ile Türkiye genelinde eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak ve teknolojik altyapıyı iyileştirmenin amaçlandığı proje uygulayıcıları tarafından beyan edilmiştir. Proje kapsamında belirlenen pilot okullarda bazı sınıflarda akıllı tahta kullanılmaya başlanmış ve birçok öğrenciye de tablet bilgisayarlar dağıtılmıştır. Proje ile ilgili çalışmalar ilk başlatıldığında yaklaşık 2 yılda biteceği ifade edilse de, bugün gelinen noktada projenin hala dinamik bir şekilde değişerek devam ettiği görülmektedir.
Bu çalışmanın amacı ise, FATİH proje ile birlikte pilot okul olarak belirlenen bir okulda eğitim görmekte olan ve kendilerine tablet bilgisayar dağıtılan öğrencilerin akıllı tahta ve tablet kullanımı konusunda ne düşündüklerini araştırmaktır. Çalışma Ankara’da pilot okul olarak belirlenen bir ortaöğretim kurumunda 2012-2013 güz yarıyılında gerçekleşmiştir. Çalışmanın yürütüldüğü bu okulda, okul idaresi tarafından belirlenen 4 tane 9.sınıfta akıllı tahta kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca bu sınıfların öğrencilerine tablet bilgisayarlar dağıtılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu bu sınıflardan rastgele seçilen 8 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması modeli kullanılarak desenlenmiştir. Veriler 2 aşamada toplanmıştır. İlk aşamada odak grup görüşmesi yönteminden, ikinci aşamada ise yarı yapılandırılmış görüşme yönteminden faydalanılmıştır. Öncelikle tablet bilgisayar dağıtılan bir sınıftan rastgele seçilen 8 öğrenci, 4’er kişilik 2 gruba ayılarak öğrencilerle araştırmacılar tarafından hazırlanan veri toplama aracı ile odak grup görüşmesi yapılarak veri toplanmıştır. Daha sonra ise seçilen 5 öğrenci ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Odak grup görüşmesi ve görüşmelerden elde edilen sonuçlar incelendiğinde, genel olarak bütün öğrencilerin tablet dağıtımından memnun kaldıkları görülmüştür. Fakat her bir öğrencinin memnun kalma sebebinin, öğrencilerin tableti kullanım amaçlarına göre farklılaştığı dikkati çekmiştir. Örneğin bir öğrenci tabletler ile ders çalışmanın daha keyifli bir hale geldiğini belirtirken, başka bir öğrenci sadece eğlence ve müzik dinleme amacıyla tableti kullandığını belirtmiştir. Başka bir öğrenci ise, tablet ile birlikte engelli olan sitelere girmek için elinden geleni yaptığını çünkü bu amaçla MEB tarafından kendisine iş verilebileceğini düşündüğünü ifade etmiştir. Elde edilen sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda, hedeflenen durumdan farklı bir noktaya gelindiği söylenebilir. Projenin amacına ulaşabilmesi için öğrencilerin öğrenme süreçlerinde tablet bilgisayarlardan nasıl faydalanacakları konusunda daha açık bilgilendirilmeleri ve bu süreçte yönlendirilmeleri gerektiği söylenebilir. Ayrıca, öğretmenlerin teknolojinin eğitimde kullanılması sürecinde öğrencilere destek olmasının sağlanması önerilebilir.
Research Interests:
Bu araştırmanın amacı BÖTE bölümünde lisansüstü eğitim alan öğrencilerin lisansüstü eğitime yönelik görüşlerini belirlemektir. Bu doğrultuda BÖTE alanında eğitime devam eden lisansüstü öğrencilerin, lisansüstü eğitim alma nedenleri,... more
Bu araştırmanın amacı BÖTE bölümünde lisansüstü eğitim alan öğrencilerin lisansüstü eğitime yönelik görüşlerini belirlemektir. Bu doğrultuda BÖTE alanında eğitime devam eden lisansüstü öğrencilerin, lisansüstü eğitim alma nedenleri, lisansüstü eğitimden beklentileri, lisansüstü eğitim sürecinde karşılaştıkları sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerine ilişkin görüşleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışma nitel araştırma desenlerinden, durum çalışması yöntemine uygun olarak tasarlanmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerine başvurulmasındaki en önemli sebeplerden bir tanesi, lisansüstü öğrencilerinin deneyimleri ile ilgili derinlemesine bilgiye ulaşma çabasıdır. Araştırmanın çalışma grubu belirlenirken, amaçlı örnekleme yöntemlerinden olan ölçüt örnekleme kullanılmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından oluşturulan açık uçlu bir anket formu aracılığı ile toplanmıştır. Veri toplama aracı oluşturulurken ilk olarak araştırmacılar tarafından araştırmanın amacına uygun olarak sorular hazırlanmıştır. Taslak form oluşturulduktan sonra nitel araştırma konusunda çalışmalar yapan ve bu konuda yetkin olan 3 alan uzmanının görüşüne sunulmuştur. Uzmanlardan gelen öneriler doğrultusunda gerekli görülen değişiklikler yapılarak forma nihai hali verilmiştir. Veriler çevrimiçi ortamda toplanmıştır. Verilerin analizinde içerik analizi yönteminden faydalanılmıştır. Nitel araştırma yöntemi ile yürütülen çalışmalarda kullanılan en uygun veri analiz yönteminin içerik analizi yöntemi olduğunu söylemek mümkündür. Elde edilen bulgular incelendiğinde, yüksek lisansa başlamadan önceki beklentilerin, süreç içerisinde farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca farklı kurumlarda ve farklı iş alanlarında çalışan öğrencilerin beklentilerinin de farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak, lisansüstü eğitime devam eden/edecek olan bireylere ve lisansüstü eğitim sürecinin daha verimli geçmesine ilişkin çeşitli önerilerde bulunulmaktadır. Çalışmanın gelecekte yapılacak olan çalışmalara yol göstermesi açısından önemli olduğu düşünülmektedir
Research Interests:
Bu çalışmanın amacı BÖTE bölümünde öğrenim görmekte olan üçüncü sınıf öğrencilerinin bölümlerine yönelik bakış açılarını ortaya koymaktır. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden döküman analizi yöntemi kullanılarak desenlenmiştir.... more
Bu çalışmanın amacı BÖTE bölümünde öğrenim görmekte olan
üçüncü sınıf öğrencilerinin bölümlerine yönelik bakış açılarını ortaya
koymaktır. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden döküman analizi
yöntemi kullanılarak desenlenmiştir. Çalışmada öğrencilerin hazırladıkları
görsel materyaller içerik analizi yöntemi kullanılarak incelenmiştir.
Öğrenciler tarafından oluşturulan 58 görsel materyaller analiz edildiğinde,
8 ana tema altında toplandığı görülmüştür. Öğrencilerin en fazla görsel
materyal hazırladığı konular, BÖTE Bölümü mezunlarının atanma azlığı ve
Bilişim Teknolojileri derslerinin kaldırılması olmuştur. Ayrıca FATİH Projesi
kapsamında hazırlanan materyallerin sayısının fazla olması da göze
çarpan bir diğer unsurdur. Öğrencilerin büyük çoğunluğunun geleceğe
yönelik olumsuz bakış açılarını hazırladıkları materyallere yansıttıkları
gözlenmektedir.
Research Interests:
İnternet kullanıcıları arasında sayıları gittikçe artan çocuklar çevrimiçi ortamları kullanırken birtakım risk ve tehditlere maruz kalmaktadırlar. Bu tehditlerden biri internetteki şiddet olarak adlandırılan sanal zorbalıktır. Bu... more
İnternet kullanıcıları arasında sayıları gittikçe artan çocuklar çevrimiçi ortamları
kullanırken birtakım risk ve tehditlere maruz kalmaktadırlar. Bu tehditlerden biri internetteki
şiddet olarak adlandırılan sanal zorbalıktır. Bu çalışmada, öğretmenlerin sanal zorbalık
hakkındaki düşüncelerini belirlemek amacıyla Türkiye’nin çeşitli illerinde görev yapan gönüllü
583 öğretmene araştırmacılar tarafından geliştirilen bir anket uygulanmıştır. Verilerin analizinde
frekanslar, yüzdeler ve ki-kare istatistiksel tekniği kullanılmıştır. Bulgulara göre öğretmenlerin
sanal zorbalık konusundaki genel farkındalıklarının yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan,
katılımcıların okullarının bulunduğu ortamın sosyoekonomik düzeyi ile internet kullanım sıklığı
değişkenlerinin sanal zorbalık hakkındaki bazı görüşler üzerinde etkisinin olduğu anlaşılmıştır.
Bu bulgulardan hareketle öğretmenlerin deneyimlerinin ve internetle ilgili sahip oldukları bilgi
ve becerilerin sanal zorbalıkla ilgili görüşlerine yansıdığı söylenebilir.
Research Interests:
Kavak, Y., Seferoğlu, S. S., Atalay-Kabasakal, K., Şen, Z. ve Uludağ, G. (2015). Eğitim alanındaki değişimler ve hukuk öğretimi: Bologna Süreci’ne dayalı örnek inceleme. Yükseköğretim ve Bilim Dergisi/Journal of Higher Education and... more
Kavak, Y., Seferoğlu, S. S., Atalay-Kabasakal, K., Şen, Z. ve Uludağ, G. (2015). Eğitim alanındaki değişimler ve hukuk öğretimi: Bologna Süreci’ne dayalı örnek inceleme. Yükseköğretim ve Bilim Dergisi/Journal of Higher Education and Science, 5(1), 1-13. DOI: 10.5961/jhes.2015.104. [Çevrim-içi: http://higheredu-sci.beun.edu.tr/pdf/pdf_HIG_1654.pdf, Erişim tarihi: 15.05.2015.]
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Seferoğlu, S. S. (2015). Okullarda teknoloji kullanımı ve uygulamalar: gözlemler, sorunlar ve çözüm önerileri. Artı Eğitim, 123(Nisan 2015), 90-91. [Çevrim-içi:... more
Seferoğlu, S. S. (2015). Okullarda teknoloji kullanımı ve uygulamalar: gözlemler, sorunlar ve çözüm önerileri. Artı Eğitim, 123(Nisan 2015), 90-91. [Çevrim-içi: http://www.egitimtercihi.com/okulgazetesi/17207-okullarda-teknoloji-kullan-m-ve-uygulamalar.html, Erişim tarihi: 9 Nisan 2015.]
Research Interests:
The purpose of this study was to explore current situation students’ computer usage at home. To do this, students’ views, in regard to students’ computer and Internet usage at home were investigated. The study group consisted of 149... more
The purpose of this study was to explore current situation students’ computer usage at home. To do
this, students’ views, in regard to students’ computer and Internet usage at home were investigated.
The study group consisted of 149 students, who own computers, from two schools, one elementary school and
one high school, in Ankara. Students from elementary school were from grades 4th through 8th, and students from high
school were from grades 9th through 11th.
Data collection was done through a survey questionnaire developed by the researchers. The data analysis was
done with Statistical Package for Social Sciences (SPSS). The data were presented by using frequencies and
percentages.
According to the students the main reason for why computer was purchased for home use was “using it as a tool
for courses and playing games”. Other reasons are listed as accessing information, using Internet services, using
Office programs, and using educational CDs. Students stated that they use computers for 2 hours in a session. On the
other hand, students’ use of Internet is low comparing to their computer usage.
Results about the kind of programs students use indicated that students mostly use computer games. In addition,
when needed help in using computers students get it from various sources, mainly from family members.
Research Interests:
In recent years, rapid improvements in science and technology have had an enormous impact on social life style. These developments also caused significant changes in generating, sharing, and transferring of information. The new situation... more
In recent years, rapid improvements in science and technology have had an enormous impact on social life style. These developments also caused significant changes in generating, sharing, and transferring of information. The new situation required changes and updates in school curricula as well. In this new era, people’s roles and responsibilities also have changed. In order to be effective members of society, individuals need to renew, update and develop themselves to cope with the changes occurred in many parts of the daily life. One of the outcomes of these changes is that use of information and communication technologies in education, which also brought the widespread use of online environments to make education available and reachable for everyone, increased. In addition, this lead people to distance education programs and online learning environments. The purpose of this research was to investigate the needs and problems of online education programs offered by Turkish universities. In addition some possible solutions for those problems were suggested. The study group was consisted of faculty members who were currently teaching or working in distance education programs. In order to collect data a survey was used. Findings revealed that the most common problems are related to pedagogical competence, technical issues, design and preparation of content and use of distance education systems. In order to have effective online learning programs, it can be suggested that an efficient feedback system need to be used, and technical and pedagogical support to faculty members in the preparation and design of contents should be provided.
Arık, G. ve Seferoğlu, S. S. (2015). Blogların e-öğrenmede rolü. XVII. Akademik Bilişim Konferansı (AB15), 4-6 Şubat 2015, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir.
Research Interests:
Yıldız, H. ve Seferoğlu, S. S. (2015). Sayısal uçurumun BİT okuryazarlığı açısından ilköğretim öğrencilerinin görüşlerine göre incelenmesi. Middle Eastern & African Journal of Educational Research (MAJER), 15, 96-105.
Research Interests:

And 100 more

Eleştirel, yaratıcı, yansıtıcı, analitik, mantıklı vb. düşünme becerileri eğitimin bireye sağlayacağı önemli kazanımlardandır. 1960'lardan beri farklı isimler altında gündemde olan bilgi-işlemsel düşünme becerisi de bireylere... more
Eleştirel, yaratıcı, yansıtıcı, analitik, mantıklı vb. düşünme becerileri eğitimin bireye sağlayacağı önemli kazanımlardandır. 1960'lardan beri farklı isimler altında gündemde olan bilgi-işlemsel düşünme becerisi de bireylere kazandırılması gereken düşünme becerileri arasında yer almaktadır. Bilgi-işlemsel düşünme becerisini diğer düşünme becerilerinden ayıran en önemli özellik bilgi-işlemsel düşünmenin insanların bilgisayarlarla işbirliği yapmalarına izin vermesidir. Bu nedenle özellikle 2000'li yıllardan sonra teknolojinin de gelişmesi ile bilgi-işlemsel düşünme daha çok mercek altına alınmaya başlanmıştır. Ancak bilgi-işlemsel düşünmenin eğitsel doğurgularının hala net bir şekilde anlaşılamadığı görülmektedir. Bu nedenle bu çalışma kapsamında bilgi-işlemsel düşünme ile ilgili bir alanyazın taraması yapılmıştır. Bu alanyazın taraması, ilk olarak bilgi-işlemsel düşünmenin tanımına, bilgi-işlemsel düşünmeye yönelik eleştirilere ve bilgi-işlemsel düşünme kavramının tarihteki gelişimine odaklanmaktadır. Bilgi-işlemsel düşünmenin eğitim ve oyun tabanlı öğrenme yöntemi ile ilişkisi, bilgi-işlemsel düşünmenin ölçülmesi ve zihinsel süreçler ile nasıl bir ilişki içerisinde olduğu bu alanyazın taramasının odaklandığı diğer konulardandır. Bu çalışmanın son bölümünde bilgi-işlemsel düşünme ile ilgili çalışmaların hangi yöne evrilmesi, bilgi-işlemsel düşünmenin nasıl ölçülmesi ve öğretilmesi gerektiğine yönelik önerilerde de bulunulmuştur.
Günümüzde bireylerin internet ortamında karşılaşabilecekleri en önemli problemlerden birinin sanal zorbalık olduğu ileri sürülmektedir. Bu nedenle sanal zorbalığın önlenmesi bireylerin psikolojik ve fiziksel sağlıkları açısından önem... more
Günümüzde bireylerin internet ortamında karşılaşabilecekleri en önemli problemlerden birinin sanal zorbalık olduğu ileri sürülmektedir. Bu nedenle sanal zorbalığın önlenmesi bireylerin psikolojik ve fiziksel sağlıkları açısından önem taşımaktadır. Sanal zorbalığın önlenmesi için ise sanal zorbalığı etkileyen ve sanal zorbalık ile ilişki içerisinde olan değişkenlerin araştırılması önem arz etmektedir. Bu bağlamda bu çalışma kapsamında bilgi okuryazarlığı, internet bağımlılığı ve sanal aylaklığın sanal zorbalık ile ilişkisi araştırılmıştır. Bunun yanı sıra, çeşitli değişkenlerin sanal zorbalık davranışlarına göre farklılık gösterme durumu da incelenmiştir. Araştırmaya 181 kişi katılmıştır. Katılımcıların çoğunu cinsiyet olarak erkek, eğitim durumu olarak ise lisans ve lisansüstü eğitimi almış bireyler oluşturmaktadır. Araştırmada 5 adet veri toplama aracı kullanılmıştır. Bu araçlar; demografik bilgiler anketi, siber aylaklık ölçeği, bilgi okuryazarlığı ölçeği, internet bağımlılığı ölçeği ve sanal zorbalık ölçeğidir. Araştırmanın bulguları sanal zorbalığın; sanal aylaklık ve internet bağımlılığı ile pozitif, bilgi okuryazarlığı ile ise negatif yönde anlamlı bir ilişki verdiği yönündedir. Ayrıca, sanal zorbalığın; yaşa, eğitim düzeyine ve mesleğe göre anlamlı farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. 25 yaş altı katılımcıların, 35 yaş üstü katılımcılara kıyasla daha fazla sanal zorbalık yaptıkları görülmüştür. Eğitim durumu söz konusu olduğunda ise, lisans ve yüksek lisans öğrencileri doktora öğrencilerine kıyasla daha fazla sanal zorbalık yaptıklarını raporlamışlardır. Meslek söz konusu olduğunda ise, henüz öğrenci olan katılımcılar öğretmen ve akademisyenlere kıyasla daha fazla sanal zorbalık davranışları göstermektedirler. Sanal zorbalık davranışlarının araştırmada ele alınan diğer değişkenler olan cinsiyete ve internete bağlanmak için en çok kullanılan cihaza göre anlamlı farklılık göstermediği araştırmanın diğer bulguları arasındadır. Araştırmanın sonuçları, özellikle bilgi okuryazarlığı eğitiminin sanal zorbalığı ve diğer ilişkili sorunları önlemede önemli olduğuna işaret etmektedir. Bu bağlamda, her düzeydeki eğitim kurumunun öğretim programında bu konulara yer verilmesinin sağlıklı kuşaklar yetiştirilmesi açısından önemli olduğu söylenebilir.

In our present day world, it is asserted that one of the most important problems individuals face is cyber bullying. Hence, preventing cyber bullying is of great significance in terms of cyber victims’ psychological and physical well-being. To do this, first of all, the underlying reasons of cyber bullying and variables that correlate with cyber bullying should be comprehensively investigated. Therefore, in the study it was aimed to investigate the relationship of cyber bullying with cyber loafing, internet addiction and information literacy. In addition to this, it was investigated if or not cyber bullying behaviors differed according to some variables. A total of 181 participants participated in the study. Mostly male individuals as gender, undergraduate and graduate students as education status constituted the study group. Five data collection tools were employed in the study. These tools are demographic information questionnaire, cyber loafing scale, information literacy scale, internet addiction scale and cyber bullying scale. Findings indicated that cyber bullying showed a significant positive correlation with cyber loafing and internet addiction, while it showed significant negative correlation with information literacy. Besides, it was revealed that cyber bullying behaviors changed according to age, education status and occupation. It was found out that participants below the age of 25 showed more cyber bullying behaviors than those participants above the age of 35 did. Regarding education status, it was determined that undergraduate and master students showed more cyber bullying behaviors compared to doctoral students. As for occupation, participants, who are student, involved in more cyber bullying compared to teachers and academicians. It was also found out cyber bullying behaviors did not change according to gender and the most frequently used device to connect internet. Results of the study, in particular, pointed out education regarding information literacy is important in order to prevent cyber bullying and other related problems. In this context, it can be said educational institutions’ inclusion these issues in their curricula in all levels is important for raising healthy generations.
Abstract will be published later.
Research Interests: