Skip to main content
Günümüz küresel dünyasında eğitim beşeri sermayenin temelidir. Ekonomik kalkınma ve büyüme için beşeri sermaye fiziki sermaye kadar önemlidir. Eğitim bireyin ve toplumun gelişiminde gerekli olduğu için ekonomik kalkınma ve büyümeye katkı... more
Günümüz küresel dünyasında eğitim beşeri sermayenin temelidir. Ekonomik kalkınma ve büyüme için beşeri sermaye fiziki sermaye kadar önemlidir. Eğitim bireyin ve toplumun gelişiminde gerekli olduğu için ekonomik kalkınma ve büyümeye katkı sağlar. Bu özelliklerinden dolayı, eğitim hem kamu hem de özel sektör tarafından sunulması gereken bir yarı kamusal hizmettir. Eğitimin toplum ve bireyler üzerindeki olumlu etkileri, çoğu ülkenin dikkatini eğitim harcamalarına yöneltmiştir. Bu çalışmada Türkiye'deki eğitim harcamaları analiz edilecek ve daha sonra Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri ile Türkiye'deki eğitim harcamaları karşılaştırılacaktır. Bu analizde Türkiye'deki eğitim harcamalarının son 10 yılda düzenli bir şekilde artmasına rağmen, eğitim hizmetlerinin nitelik ve nicelik açısından değerlendirilmesine olanak sağlayan toplam eğitim harcamaları, eğitim kurumlarına yapılan harcamaların gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki oranı, eğitim kurumların...
In the current economies, technological innovations are one of the most important considerations because of development of countries. The countries should invest research and development (R&D) activities in order to have the technological... more
In the current economies, technological innovations are one of the most important considerations because of development of countries. The countries should invest research and development (R&D) activities in order to have the technological innovations. Owing to the failure of the market, the countries use some incentive instruments to encourage investments for R&D activities. The one of these instruments is the tax incentives. In 2000’s, Turkey has provided important tax incentives for R&D activities. These incentives usually include tax deduction and exception for R&D activities. In this study, these incentives policies and their efficiency are investigated as comprehensive approach.
Ulkelerin vergi sisteminde gelir ve harcama vergileri genellikle mali fonksiyonu saglamaya yonelik olarak kullanilirken, servet vergileri daha cok sosyal amaclari gerceklestirmeye yoneliktir. Servet vergileri devlete gelir saglamanin... more
Ulkelerin vergi sisteminde gelir ve harcama vergileri genellikle mali fonksiyonu saglamaya yonelik olarak kullanilirken, servet vergileri daha cok sosyal amaclari gerceklestirmeye yoneliktir. Servet vergileri devlete gelir saglamanin otesinde, toplum icindeki mali dengesizlikleri duzeltme, vergilemede adalet ve esitligi saglama, gelir ve harcama vergilerini tamamlama ve servet verimliligini artirarak ekonomik etkinligi saglama gibi bircok fonksiyonu da bulunmaktadir. Bu calismain amaci Avrupa Birligi (AB) ulkelerinde ve Turkiye’de alinan servet vergilerini karsilastirmak, daha sonra uye ulkelerde servet vergilerinin payi en yuksek olan ulkeleri tespit etmek ve son olarak bu ulkelerde servet vergilerini inceleyerek ulkemiz icin cikarimlar yapmatir. Elde edilen bulgularin sonucuna gore, AB ulkelerine kiyasla emlak vergisinin toplam vergi gelirleri icindeki payi oldukca dusuk olan Turkiye’de bu verginin oranlarini artirarak veya yeni uygulamalara gidilerek daha fazla vergi tahsil etme ...
Purpose: The aim of this study is to analyze the effects of public and private sector investments on gross domestic product (GDP) and employment econometrically with the panel data method in order to determine the efficiency of... more
Purpose: The aim of this study is to analyze the effects of public and private sector investments on gross domestic product (GDP) and
employment econometrically with the panel data method in order to determine the efficiency of investments in Turkey.
Design/Method/Approach: In the study, the possible effects of public and private sector investments on GDP and employment in Turkey are
examined by dividing them into sectors. Sectors are included in the analysis as agriculture and other non-agricultural sectors. Since the data
of various sectors within a certain time period are used, time series and horizontal cross-sectional data are analyzed using the panel data
method, which allows them to be used together. Four different models are created in the research. Among them, the effects of public
investment expenditures on GDP in the period of 2004-2020 in Model 1, private investment expenditures on GDP in the same period in Model
2, public investment expenditures on employment in the period of 2014-2021 in Model 3 and private investment expenditures on employment
data in Model 4 are investigated.
Findings: The results obtained from the analyses show that public and private sector investments have a significant and positive impact on GDP
and employment in Turkey.
Practical Implications: It is generally accepted in the public finance literature that investments will positively affect economic growth, production
level, employment and regional development if they are used in productive areas.
Originality/Value: What makes this study different from others is that the relationship of public and private sector investments with both GDP
and employment is analyzed separately. In this way, a comparison can be made from the point of public and private sector investments in
Turkey in terms of the contribution of investments to both GDP and employment, and an answer can be sought to the question of how
correct the policy of increasing the share of the private sector in investments, especially in recent years, is in Turkey.
Research Limitations/Future Research: This study will make a significant contribution to the literature on the economic effects of public and
private sector investments. It will be determined how accurate the idea
of increasing the share of private investments in Turkey in recent years
is. According to the results obtained from the study, new studies will be
conducted on what can be done to increase the efficiency of public or
private sector investments
Kamu harcamaları ekonomik sınıflandırmaya göre cari, yatırım ve transfer harcamaları olarak üç gruba ayrılır. Yapılan ulusal ve uluslararası çalışmaların çoğu, bu harcamalar içinde yatırım harcamalarının üretim ve hizmet potansiyelini... more
Kamu harcamaları ekonomik sınıflandırmaya göre cari, yatırım ve transfer harcamaları olarak üç gruba ayrılır. Yapılan ulusal ve uluslararası çalışmaların çoğu, bu harcamalar içinde yatırım harcamalarının üretim ve hizmet potansiyelini daha fazla arttırdığını göstermektedir. Yatırımlar sonucu üretim ve hizmet kapasitesinin artması milli gelirin ve istihdam oranlarının yükselmesine sebep olur. Kamu yatırımlarının ekonomik ve sosyal açıdan sunduğu bu olumlu etkileri, devletin vergi hasılatına ve bütçe dengesine de olumlu bir şekilde yansır. Kamu yatırımlarının ekonomik ve sosyal açıdan olumlu etkilerini incelerken, sadece bu harcamaların miktarı üzerinden değerlendirme yapılması yeterli olmayacaktır. Yatırım harcamalarının ekonomik ve sosyal geri dönüşü bakımından etkili ve verimli alanlarda kullanılması kritik öneme sahiptir. Bu alanda daha önce yapılan çalışmalar genellikle yatırım harcamalarının ekonomik etkinliğini ve ekonomik büyüme üzerindeki etkisini bölgelere veya ülkeler genel...
Devletler için verginin birçok mali, ekonomik ve sosyal amacı vardır. Ancak yükümlüler için kişisel karşılığının belirgin olmaması ve zorla alınması gibi nedenlerle bir yük olarak hissedilmektedir. Vergi yükünün adaletli ve dengeli... more
Devletler için verginin birçok mali, ekonomik ve sosyal amacı vardır. Ancak
yükümlüler için kişisel karşılığının belirgin olmaması ve zorla alınması gibi nedenlerle bir
yük olarak hissedilmektedir. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı yükümlülerin vergi
uyumunun sağlanabilmesi ve kamu gelirlerinin optimum düzeyde toplanabilmesi için
oldukça önemlidir. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı ilkesi, devletin vergileme
yetkisini kullanırken sosyal adalet anlayışını göz ardı etmemesi amacıyla birçok ülke
anayasasında olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda da yer almaktadır. Fakat
Türkiye’de vergi yükünün bölgelerarası dağılımında ciddi dengesizlikler söz konusudur. Bu
çalışmada, Türkiye’de bölgelerarası vergi yükü farklılıklarının nedenleri araştırılmaktadır. Bu
amaçla vergi yükü yüksek olan bölgeler ile vergi yükü düşük olan bölgeler tespit edilerek
bir gruplandırma yapılmakta ve daha sonra her iki bölge grubunda ekonomik faaliyet
türleri, dış ticaret işlemleri, kayıtdışı istihdam oranları ve vergi sübvansiyonlarının vergi
yükü üzerindeki etkisi panel veri yöntemi kullanılarak analiz edilmektedir. Analizlerden elde edilen sonuçlara göre, vergi yükü yüksek olan bölgelerde vergi sübvansiyonları ve
kayıtdışı istihdam oranları vergi yükünü istatistiksek olarak anlamlı ve olumlu etkilerken,
tarım sektörü olumsuz etkilemektedir. Vergi yükü düşük olan bölgelerde ise tarım sektörü,
sanayi sektörü, hizmetler sektörü ve kayıtdışı istihdam oranları olumsuz etkilemektedir.
Elde edilen sonuçlara göre, Türkiye’de tarım sektöründeki büyümenin vergi yükünü
olumsuz etkilediği, buna karşın sanayi ve hizmetler sektörünün vergi yükü üzerindeki
etkilerinin bölgelere göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir.
Dış ticaret açığı çoğu gelişmekte olan ülkede olduğu gibi Türkiye’de de geçmişten günümüze ekonomik sorunlar arasında yer almaktadır. Dış ticaret açığının kapatılmasında ihracat gelirlerini arttırmak etkili bir araç olarak kullanılabilir.... more
Dış ticaret açığı çoğu gelişmekte olan ülkede olduğu gibi Türkiye’de de geçmişten
günümüze ekonomik sorunlar arasında yer almaktadır. Dış ticaret açığının kapatılmasında ihracat
gelirlerini arttırmak etkili bir araç olarak kullanılabilir. Bu doğrultuda çalışmanın amacı ihracat
gelirleri ile çeşitli sektörlere yapılan kamu yatırım harcamalarının ilişkisini araştırmaktır. Bu amacı
gerçekleştirmek için çalışmada ekonometrik model olarak panel veri yöntemi kullanılacaktır. İhracat
gelirleri üzerinde etkisi olabileceği düşünülen ve araştırmaya dâhil edilen sektörler arasında; tarım,
madencilik, imalat, enerji, ulaştırma-haberleşme, turizm, eğitim ve sağlık sektörlerine yapılan kamu
yatırım harcamaları yer almaktadır. Analiz sonuçlarına göre bazı sektörlere yapılan kamu yatırım
harcamaları ile ihracat gelirleri arasında anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir.
Sosyal güvenlik hizmetlerinin finansman kaynağı olan sosyal parafiskal gelirler vergilerden sonra kamu gelirleri içinde en fazla paya sahip olan gelir türüdür. Sosyal parafiskal gelirler refah harcamalarının önemli bir kısmını meydana... more
Sosyal güvenlik hizmetlerinin finansman kaynağı olan sosyal parafiskal gelirler vergilerden sonra kamu gelirleri içinde en fazla paya sahip olan gelir türüdür. Sosyal parafiskal gelirler refah harcamalarının önemli bir kısmını meydana getiren sosyal güvenlik hizmetlerinin temel finansman kaynağını oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı sosyal parafiskal gelir esnekliğini, 2001-2019 dönemi verilerine dayalı olarak Türkiye ve diğer OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı) üyesi ülkelerle karşılaştırmalı olarak panel veri yöntemi ile analiz etmektir. Analiz sonucunda gayrisafi yurtiçi hasılada (GSYH) yıllara göre değişim ile toplam sosyal güvenlik primlerinin yıllara göre değişimi arasında anlamlı ve pozitif yönlü ilişki tespit edilmiştir.
ÖZ Geçmişten günümüze ülkemizde vergi, devletin en önemli finansman kaynağı olduğundan devlet için son derece önemli bir yere sahiptir. Vatandaşlar açısından ise gelir, servet ve harcamalarda daralmaya sebep olması, kişisel karşılığı... more
ÖZ Geçmişten günümüze ülkemizde vergi, devletin en önemli finansman kaynağı olduğundan devlet için son derece önemli bir yere sahiptir. Vatandaşlar açısından ise gelir, servet ve harcamalarda daralmaya sebep olması, kişisel karşılığı bulunmaması ve zorla tahsil edilmesi gibi nedenlerden dolayı vergiye gönüllü uyum kolay olmayabilir. Devlet vergiye gönüllü uyumu sağlayabilirse, kamu hizmetlerini yerine getirebilmek için ihtiyaç duyduğu finansal kaynağa daha rahat ulaşabilecektir. Yapılan çalışmalar, ekonomik ve mali faktörlerin olduğu kadar sosyal faktörlerin de vergiye gönüllü uyumu arttırabileceğini göstermektedir. Vergiye gönüllü uyumu arttıracak sosyal faktörler arasında vergi bilinci, vergi ahlakı ve vergi konusunda kamu otoritesine duyulan güven konuları yer almaktadır. Bu çalışmada söz konusu konuların Doğu Karadeniz Bölgesi'nde seçilmiş illerde (Samsun, Trabzon ve Giresun) yaşayan vatandaşların yaş, cinsiyet, eğitim durumu ve gelir seviyeleri gibi demografik faktörlerle ve bu illerdeki vergi tahsilat oranlarıyla ilişkisi incelenmiştir. Demografik faktörlere göre vatandaşların vergi bilinci, vergi ahlakı ve vergi konusunda kamu otoritesine duyulan güven konularına ilişkin anlamlı farklılıklar tespit edilmiş, bunun yanı sıra illerin vergi tahakkuk ve tahsilat oranları ile de sonuçların uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Özet Ekonomik büyüme, bölgesel kalkınma ve gelir dağılımında adaleti sağlamak gibi ekonomik veya sosyal amaçları gerçekleştirmek için bir maliye politikası aracı olarak vergi muafiyet, istisna, indirim gibi uygulamalarla devletin vergi... more
Özet Ekonomik büyüme, bölgesel kalkınma ve gelir dağılımında adaleti sağlamak gibi ekonomik veya sosyal amaçları gerçekleştirmek için bir maliye politikası aracı olarak vergi muafiyet, istisna, indirim gibi uygulamalarla devletin vergi gelirinden vazgeçmesine mali literatürde vergi harcaması denilmektedir. Vergi harcamaları, amaçları dışında kullanıldığında veya belirlenen sınırı aştığında hem vergi gelirlerinde bir kayba hem de vergilemede adalet ilkesinden sapmalara neden olmaktadır. Vergi harcamaları teorik ve uygulamalar açısından irdelendiğinde tüm vergi türlerinde yer almaktadırlar. Bu çalışmanın konusunu, vergi ödeme gücünün bir göstergesi olan servetin, karşılıksız el değiştirmesi üzerinden alınan veraset ve intikal vergisi oluşturmaktadır. Hem vergilemede ödeme gücü ilkesi gereği hem de verginin mali ve sosyal fonksiyonları açısından veraset ve intikal vergisi vergi sistemi içinde yer alması gerekmektedir. Buna rağmen bu verginin toplam vergi gelirleri içindeki payı sıfıra yakın seviyelerdedir. Bu vergiden toplanan gelirin bu kadar düşük olmasında vergi harcamalarının da payı bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türk veraset ve intikal vergisi kapsamında yer alan ve vergilemede adalet ilkesine aykırılık gösteren vergi harcamaları incelenerek, vergi harcamaları nedeniyle veraset ve intikal vergi gelirlerindeki erozyonu araştırmaktır. Anahtar Kelimeler : Vergilemede Adalet, Veraset ve İntikal Vergisi, Vergi Harcaması.. Jel Sınıflandırılması : H21, H27, K34.
Öz Ülkelerin vergi sisteminde gelir ve harcama vergileri genellikle mali fonksiyonu sağlamaya yönelik olarak kullanılırken, servet vergileri daha çok sosyal amaçları gerçekleştirmeye yöneliktir. Servet vergileri devlete gelir sağlamanın... more
Öz Ülkelerin vergi sisteminde gelir ve harcama vergileri genellikle mali fonksiyonu sağlamaya yönelik olarak kullanılırken, servet vergileri daha çok sosyal amaçları gerçekleştirmeye yöneliktir. Servet vergileri devlete gelir sağlamanın ötesinde, toplum içindeki mali dengesizlikleri düzeltme, vergilemede adalet ve eşitliği sağlama, gelir ve harcama vergilerini tamamlama ve servet verimliliğini artırarak ekonomik etkinliği sağlama gibi birçok fonksiyonu da bulunmaktadır. Bu çalışmaın amacı Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ve Türkiye'de alınan servet vergilerini karşılaştırmak, daha sonra üye ülkelerde servet vergilerinin payı en yüksek olan ülkeleri tespit etmek ve son olarak bu ülkelerde servet vergilerini inceleyerek ülkemiz için çıkarımlar yapmatır. Elde edilen bulguların sonucuna göre, AB ülkelerine kıyasla emlak vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı oldukça düşük olan Türkiye'de bu verginin oranlarını artırarak veya yeni uygulamalara gidilerek daha fazla vergi tahsil etme potansiyeli vardır. Veraset ve intikal vergisi ise çoğu AB ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de çok düşük düzeydedir. Ülkemizde MTV gelirleri çoğu AB ülkesine göre yüksektir fakat bu verginin AB ülkelerinde olduğu gibi çevreye duyarlı bir biçimde yeniden düzenlenmesinde yarar vardır. Anahtar Kelimeler: vergi, servet vergileri, emlak vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, veraset ve intikal vergisi A Comparative Analysis on the Wealth Tax In Turkey and The European Union Countries Abstract Income and expenditure taxes usually serve a financial function within a country's tax system, while wealth taxation is more about realizing social goals. The wealth taxes have many functions such as correcting the financial imbalances within the society, providing justice and equality in taxation, supplementing the income and expenditure taxes, and contributing to economic performance by increasing wealth efficiency.
Günümüz ekonomilerinde, teknolojik yenilikler ülkelerin gelişmesi için önemli unsurlardan biridir. Ülkeler teknolojik yeniliklere sahip olabilmek için araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerine yatırım yapmalıdır. Piyasa başarısızlığı... more
Günümüz ekonomilerinde, teknolojik yenilikler ülkelerin gelişmesi için önemli unsurlardan biridir. Ülkeler teknolojik yeniliklere sahip olabilmek için araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerine yatırım yapmalıdır. Piyasa başarısızlığı nedeniyle, Ar-Ge yatırımlarını teşvik etmek amacıyla ülkeler bazı teşvik araçları kullanırlar. Bu araçlardan birisi de vergi teşvikleridir. Türkiye 2000’li yıllarda Ar-Ge faaliyetlerine yönelik önemli vergisel teşvikler sağlanmıştır. Bu teşvikler genellikle Ar-Ge faaliyetlerine yönelik vergi indirimi ve istisnası şeklindedir. Bu çalışmada söz konusu teşvik politikaları ve bu politikaların etkinliği kapsamlı olarak incelenecektir
ÖZET Günümüz küresel dünyasında eğitim beşeri sermayenin temelidir. Ekonomik kalkınma ve büyüme için beşeri sermaye fiziki sermaye kadar önemlidir. Eğitim bireyin ve toplumun gelişiminde gerekli olduğu için ekonomik kalkınma ve büyümeye... more
ÖZET Günümüz küresel dünyasında eğitim beşeri sermayenin temelidir. Ekonomik kalkınma ve büyüme için beşeri sermaye fiziki sermaye kadar önemlidir. Eğitim bireyin ve toplumun gelişiminde gerekli olduğu için ekonomik kalkınma ve büyümeye katkı sağlar. Bu özelliklerinden dolayı, eğitim hem kamu hem de özel sektör tarafından sunulması gereken bir yarı kamusal hizmettir. Eğitimin toplum ve bireyler üzerindeki olumlu etkileri, çoğu ülkenin dikkatini eğitim harcamalarına yöneltmiştir. Bu çalışmada Türkiye'deki eğitim harcamaları analiz edilecek ve daha sonra Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri ile Türkiye'deki eğitim harcamaları karşılaştırılacaktır. Bu analizde Türkiye'deki eğitim harcamalarının son 10 yılda düzenli bir şekilde artmasına rağmen, eğitim hizmetlerinin nitelik ve nicelik açısından değerlendirilmesine olanak sağlayan toplam eğitim harcamaları, eğitim kurumlarına yapılan harcamaların gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki oranı, eğitim kurumlarına yapılan harcamaların toplam kamu harcamaları içindeki oranı ve yıllık öğrenci başı yapılan eğitim harcamaları gibi göstergeler açısından OECD ülkeleri ile kıyaslandığında son derece düşük olduğu görülmüştür.
Devletin çeşitli mali, ekonomik ve sosyal amaçları gerçekleştirebilmesi için vergi gelirlerini en az kayıpla toplaması oldukça önemlidir. Bu nedenle devletin vergi kaybını azaltmak için, mükelleflerin vergiye karşı davranışlarını olumsuz... more
Devletin çeşitli mali, ekonomik ve sosyal amaçları gerçekleştirebilmesi için vergi gelirlerini en az kayıpla toplaması oldukça önemlidir. Bu nedenle devletin vergi kaybını azaltmak için, mükelleflerin vergiye karşı davranışlarını olumsuz etkileyen, yani onları vergi ödememeye yönelten sebepleri bulup, bu sebeplere göre önlemler alabilmesi son derece önemlidir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de vergi kayıp ve kaçağını azaltma yönünde gerekli önlemleri alabilmek için; vergi bilinci ve ahlakı yüksek seviyelerde olduğu düşünülen maliye bilim insanlarının, vergi kayıp ve kaçağı ile bunların temel nedenleri hakkındaki düşüncelerini ortaya çıkarmaktır. Böylece, bilim insanlarının düşüncelerine göre önlemler alınması sağlanarak Türkiye’de vergi kayıp ve kaçağının azaltılmasına katkı sağlanabilir. Söz konusu amacı gerçekleştirmek için, hazırlanan anket formu 750 maliye bilim insanına e-posta aracılığı ile gönderilmiştir. Geri dönüş yapan 223 maliye bilim insanı ankete katılım sağlamıştır. SPSS istatistiki analiz yöntemi kullanılarak elde edilen sonuçlara göre, Türkiye’de maliye bilim insanları vergi bilinci ve vergi ahlakı konularında oldukça duyarlıdır. Bilim insanlarına göre Türkiye’de vergi kayıp ve kaçağı miktarı yüksek seviyelerdedir. Son olarak bilim insanlarına göre Türkiye’de vergi kayıp ve kaçağının en önemli nedenleri sırasıyla; “belli aralıklarla çıkartılan vergi afları ve yapılandırmaları”, “vergi ahlakının” ve “vergi bilincinin” tam olarak yerleşmemiş olması” ve “vergi denetimlerinin yetersizliği” dir.
Bu çalışmada, Türkiye’de Düzey 1 bölgelerine tarım sektörüne yapılan kamu yatırım harcamaları ile tarımsal GSYH arasındaki ilişki panel veri ekonometrik analiz yöntemi kullanılarak incelenmektedir. Analizlerden elde edilen sonuçlara göre... more
Bu çalışmada, Türkiye’de Düzey 1 bölgelerine tarım sektörüne
yapılan kamu yatırım harcamaları ile tarımsal GSYH arasındaki ilişki
panel veri ekonometrik analiz yöntemi kullanılarak incelenmektedir.
Analizlerden elde edilen sonuçlara göre Türkiye’de kamu yatırım
harcamaları ile tarımsal GSYH arasında anlamlı ve pozitif ilişki tespit
edilmiştir.