Skip to main content
Mutlu Binark
  • HACETTEPE UNIVERSITY
    FACULTY OF COMMUNICATION
    BEYTEPE 06800 ANKARA TURKEY

Mutlu Binark

  • Professor at the Department of Radio‐Television and Cinema, and Chair of the Division of Informatics and Information ... moreedit
Tübitak Sobag 107k039 nolu araştırma projesinin bulgularınatemelli Türkiye'de dijital oyun ekosisteminin hatitası, sorunlar ve olanaklar
Dijital oyun endüstrisinin ekonomi politiği
This study is a scientific output of the research project titled “Information Seeking and Information Evaluation of Older Adults in the Covid-19 Pandemic” supported by TUBITAK 1001-Supporting Scientific and Technological Research Projects... more
This study is a scientific output of the research project titled “Information Seeking and Information Evaluation of Older Adults in the Covid-19 Pandemic” supported by TUBITAK 1001-Supporting Scientific and Technological Research Projects Program with project number of 120K613. The research is managed by Prof. Dr. Mutlu Binark with involvements of Assoc. Dr. Özgür Arun and Assoc. Dr. Duygu Özsoy as researchers, and contributed by Beren Kandemir and Gül Şahinkaya as scholarship holders.
“Covid-19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyon Değerlendirmesi”başlıklı bu proje, TÜBİTAK tarafından 120k613 proje koduyla Haziran 2020 tarihinde desteklenmeye değer bulunmuştur. Proje, Türkiye’deki yaşlı nüfusu temsil... more
“Covid-19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve
Enformasyon Değerlendirmesi”başlıklı bu proje, TÜBİTAK tarafından 120k613 proje koduyla Haziran 2020 tarihinde desteklenmeye
değer bulunmuştur. Proje, Türkiye’deki yaşlı nüfusu temsil eden,
65 yaş ve üzerindeki insanların enformasyon arayışı ve değerlendirme süreçlerini ampirik verilerle ortaya koymayı amaçlamaktadır.
İnternet Araştırmaları Birliği’nin yayımladığı bu son kılavuz,Derneğimiz tarafından “STÖ-Akademi İş Birliği” kapsamında, AB Türkiye Delegasyonu ve STGM desteğiyle Türkçeleştirilmiştir. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ağ dolayımlı... more
İnternet Araştırmaları Birliği’nin yayımladığı bu son kılavuz,Derneğimiz tarafından “STÖ-Akademi İş Birliği” kapsamında, AB Türkiye Delegasyonu ve STGM desteğiyle Türkçeleştirilmiştir. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ağ dolayımlı ortamlarda, mobil teknolojilerin arayüzey ve uygulamalarında üretilen veriye yönelik araştırmalar artmaktadır. Bu nedenle, bu platformlar ve ortamlarda üretilen verinin sahipliği, kişisel verinin korunması ve veri-özne arasındaki ilişkinin, özneyi merkeze koyan bir etik bakış açısı ile kavranması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Derneğimizden e-kitap olarak yayınlanan Yeni Medya Araştırmalarında Etik Bakış Açısı ve Uygulamalar (Der. Binark ve Dikmen, 2020) çalışması da göz önüne alındığında, İnternet Araştırmaları: Etik Kılavuz 3.0’ın Türkçeye kazandırılmasındaki önem bir kez daha su yüzüne çıkmaktadır. Derneğimiz de bu gereklilikten hareketle, İnternet Araştırmaları: Etik Kılavuz 3.0’ın Türkçeleştirilmesine öncülük etmiştir. M. Burak Özdemir tarafından çevrilen bu metin, alanda araştırma yapacak kişilere önemli bir referans kaynağı olacaktır. Burak Özdemir’e bu titiz çevirisi için ayrıca teşekkür ederiz.

İnternet Araştırmaları: Etik Kılavuz 3.0’ın, Türkiye’de iletişim bilimleri, iletişim sosyolojisi, yeni medya, sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimi, kamu yönetimi, halk bi- limi dahil birçok disiplinde yürütülen, disiplinleri kesen bilimsel çalışmalara veri- özne ilişkisi ve kişisel verinin korunması ve benzeri konularda yeni bir tartışma zemini oluşturacağını düşünüyor, keyifli okumalar diliyoruz.
İnternet ve sosyal medya platformları akademik araştırmalara büyük bir kaynak ve veri hazinesi sunmaktadır. Ancak bu platformlar çoğu zaman kamusal bir ortam olarak düşünülse de, bu alanda yapılan bilimsel araştırmalarda kamusal alanın ve... more
İnternet ve sosyal medya platformları akademik araştırmalara büyük bir kaynak ve veri hazinesi sunmaktadır. Ancak bu platformlar çoğu zaman kamusal bir ortam olarak düşünülse de, bu alanda yapılan bilimsel araştırmalarda kamusal alanın ve öznenin, teknolojik bakış açısı ile dijital bir nesne olarak yeniden üretildiğine tanık oluyoruz. Bilinen kamusal alan/özel alan teorilerinin ve tanımlarının da bu anlamda gözden geçirilmesi zorunluluğu ortaya çıkıyor.

Tam da bu tartışmaları odak noktasına alan ve alanda yapılan araştırma çalışmalarına katkı sağlama düşüncesiyle “Yeni Medya Araştırmalarında Etik Bakış Açısı ve Uygulamalar” kitabı ortaya çıktı. Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. F. Mutlu Binark ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Dr. Ergin Şafak Dikmen’in editörlüğünü yaptığı kitap, genç araştırmacılar Arif Ayten, Beren Kandemir, Hasan H. Kayış’ın konuya ilişkin yürüttükleri titiz çalışma ve irdelemelerin, yeni alternatifler üretme çabasının ve işbirliğinin sonucudur. Tüm yazarlara ve editörlere teşekkürler. Bu çalışmanın ortaya çıkmasına ön ayak olan ve iş birliği yaptığımız NETlab Yeni Medya Araştırmaları Laboratuvarına da ayrıca teşekkür ediyoruz.
Bu çalışmada Covid19 salgın sürecinde farklı farklı ülkelerde uygulanan temas takip uygulamaları ve kişisel verilerin korunması tartışması ile Türkiye'de Hayat Eve Sığar Uygulaması'nın Kişisel verilerin korunması bağlamında incelemesi... more
Bu çalışmada Covid19 salgın sürecinde farklı farklı ülkelerde uygulanan temas takip uygulamaları ve kişisel verilerin  korunması tartışması ile Türkiye'de Hayat Eve Sığar Uygulaması'nın Kişisel verilerin korunması bağlamında incelemesi yapılmaktadır.
Bu kitap Güney Kore’den tüm dünyaya yayılan Kore Dalgası (“Hallyu”) olarak bilinen kültürel içeriklerin kültürel diplomasi aracı ve kanalı olarak devlet politikasıyla üretim ve yayılım sürecinin nasıl desteklendiğini örnekler üzerinden... more
Bu kitap Güney Kore’den tüm dünyaya yayılan Kore Dalgası (“Hallyu”) olarak bilinen kültürel içeriklerin kültürel diplomasi aracı ve kanalı olarak devlet politikasıyla üretim ve yayılım sürecinin nasıl desteklendiğini örnekler üzerinden tartışmaktadır. Çalışmada, “Hallyu” örneği merkeze alınarak yaratıcı içerik endüstrisinin Güney Kore’de devlet politikası ve büyük şirketlerin desteğiyle gelişme süreci, ulusaşırı popüler kültür pazarına damga vurması hem ekonomi politik bakış açısıyla, hem de kültürel üretim ve mücadele alanı olarak kültürel çalışmaların bakış açısıyla tartışmaya açılmaktadır.  Bu kitapta Kore sinema endüstrisinin, K-dramaların ve K-pop’un  gelişkin hükümet politikalarıyla ilişkisi Kore Dalgası’nın dönemsel farklılıklarını ve gelişme evrelerini ortaya koymak için örnek olarak ele alınmaktadır.
Çalışmanın Türkiye’de kültür politikaları, kültürel diplomasi, yaratıcı endüstriler alanında çalışanlara temel bir kaynak olması amaçlanırken; farklı bir coğrafyada bir ülkenin demokratikleşme sürecine koşut olarak kültürel alana ilişkin yönetsel erkin düzenleyici politikalarının denetimden ve sansürden ilk olarak ifade özgürlüğüne ve en nihayetinde de kültürel içerikleri metalaştırmaya doğru nasıl değiştiği yönünde bir izlek sunması açısından da örnek teşkil edeceğini düşünülmektedir. Bu bağlamda, kitabın Türkiye özelinde demokratik, kapsayıcı, çok yönlü ve sürdürülebilir kültür politikaları üretimi için yeni soruların sorulmasına ve araştırmaların yürütülmesine vesile olacağı umulmaktadır.
Bu kitap Güney Kore'den tüm dünyaya yayılan Kore Dalgası ("Hallyu") olarak bilinen kültürel içeriklerin kültürel diplomasi aracı ve kanalı olarak devlet politikasıyla üretim ve yayılım sürecinin nasıl desteklendiğini örnekler üzerinden... more
Bu kitap Güney Kore'den tüm dünyaya yayılan Kore Dalgası ("Hallyu") olarak bilinen kültürel içeriklerin kültürel diplomasi aracı ve kanalı olarak devlet politikasıyla üretim ve yayılım sürecinin nasıl desteklendiğini örnekler üzerinden tartışmaktadır. Çalışmada, "Hallyu" örneği merkeze alınarak yaratıcı içerik endüstrisinin Güney Kore'de devlet politikası ve büyük şirketlerin desteğiyle gelişme süreci, ulusaşırı popüler kültür pazarına damga vurması hem ekonomi politik bakış açısıyla, hem de kültürel üretim ve mücadele alanı olarak kültürel çalışmaların bakış açısıyla tartışmaya açılmaktadır. Bu kitapta Kore sinema endüstrisinin, K-dramaların ve K-pop'un gelişkin hükümet politikalarıyla ilişkisi Kore Dalgası'nın dönemsel farklılıklarını ve gelişme evrelerini ortaya koymak için örnek olarak ele alınmaktadır. Çalışmanın Türkiye'de kültür politikaları, kültürel diplomasi, yaratıcı endüstriler alanında çalışanlara temel bir kaynak olması amaçlanırken; farklı bir coğrafyada bir ülkenin demokratikleşme sürecine koşut olarak kültürel alana ilişkin yönetsel erkin düzenleyici politikalarının denetimden ve sansürden ilk olarak ifade özgürlüğüne ve en nihayetinde de kültürel içerikleri metalaştırmaya doğru nasıl değiştiği yönünde bir izlek sunması açısından da örnek teşkil edeceğini düşünülmektedir. Bu bağlamda, kitabın Türkiye özelinde demokratik, kapsayıcı, çok yönlü ve sürdürülebilir kültür politikaları üretimi için yeni soruların sorulmasına ve araştırmaların yürütülmesine vesile olacağı umulmaktadır.
Abstract Story(telling) of a TÜBİTAK SOBAG Research Project (107k039) In this paper, through the storytelling of a TÜBİTAK SOBAG research Project (107k039), I will emphasize the importance of self-reflexivity of the researcher, and... more
Abstract

Story(telling) of  a TÜBİTAK SOBAG Research Project (107k039)

In this paper, through the storytelling of a TÜBİTAK SOBAG research Project (107k039), I will emphasize the importance of self-reflexivity of the researcher, and her/his position taking during the ethongraphic field research among the participants, funding institutions, and industries’ agents. Then the lessons taken from the field will be explained. The field research, discussed here is carried on the game industry and digital game culture in Turkey from 2007 to 2009.

Keywords: self-reflexivity, field notes, field lessons, TÜBİTAK SOBAG, game industry, digital game culture, etnography

Özet
Bu çalışmada bir TÜBİTAK SOBAG projesi (107k039) üzerinden, araştırmacının özdüşünümselliği ile katılımcılar, destekleyen kuruluş ve endüstrinin aktörleri arasında araştırmacının pozisyon alışındaki önem açıklanacaktır. Saha çalışmasından çıkan dersler serimlenecektir. Saha çalışması Türkiye’de oyun endüstrisi ve dijital oyun kültürü üzerine 2007 ve 2009 yılları arasında gerçekleştirilmiştir.

Anahtar Sözcükler: öz düşünümsellik, saha notları, saha dersleri, TÜBİTAK SOBAG, oyun endüstrisi, dijital oyun kültürü, etnografi
Türkiye’de Dijital Gözetim: T.C. Kimlik Numarasından E-kimlik Kartlarına Yurttaşın Sayısal Bedenlenişi Alternatif Bilişim Derneği yeni bir kitapta bu kez dijital gözetimi tartışmaya açıyor. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler... more
Türkiye’de Dijital Gözetim: T.C. Kimlik Numarasından E-kimlik Kartlarına Yurttaşın Sayısal Bedenlenişi

Alternatif Bilişim Derneği yeni bir kitapta bu kez dijital gözetimi tartışmaya açıyor. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde 2011 Bahar Dönemi'nde Yeni Medya Sosyolojisi adlı doktora dersinde bir araya gelen bir grup akademisyen, Türkiye'de dijital gözetim konusuna çalıştı. Daha sonra o çalışma, süre gelen tartışmalar ve araştırmalarla beslendi ve kolektif bir emeğin ürünü olarak Türkiye’de Dijital Gözetim: T.C. Kimlik Numarasından E-kimlik Kartlarına Yurttaşın Sayısal Bedenlenişi kitabı oldu.

Kitap vatandaşını an be an izleyen ‘devlet’ ile gözetlenirken bir başkasını gözetleyen vatandaşı ve yarattığı dönüşümü ele alıyor. Modern devletlerin yeni iletişim teknolojileri yoluyla toplumsal yaşamı ve yurttaşları artan oranda nasıl denetlediğini ve kontrol ettiğini ortaya koyuyor. Gözetimin tüm toplumun yaşamına sirayet ettiği günümüzde yurttaşların nasıl ‘kişiliklerinden soyutlanıp’ birer sayısal bedene dönüştüğünü gözler önüne seriyor.

Kitabın “Dijital Gözetim Olgusuna Kuramsal ve Kavramsal Bakış” başlıkla birinci bölümü, dijital gözetim olgusunun ele alınabilmesi için kavramsal bir çerçeve sunuyor. Günümüzün yeniden yapılandırmacı muhafazakarlık biçimi olan neoliberal söylemin şeffaflık, yönetişim, demokrasi gibi kavramlarının ideolojik olarak nasıl kavranabileceğini detay ve örneklerle açıklıyor.

“Dijital Gözetim Teknolojileri ve Uygulamaları” başlıklı ikinci bölüm ise dijital gözetim amacıyla kullanılan teknolojileri ele alıyor. Bunların başında İnternet iletişiminin takip altına alınması anlamına gelen DPI (Deep packet inspection - Derin paket sorgulama) geliyor. ABD'nin İnternet iletişimini kayıtlaması, Türkiye'de BTK'nın "Güvenli İnternet" filtre sistemi, devletlerin güvenlik kameraları ile tüm alanlarda kurdukları denetim, Türkiye'de son yıllarda oluşan yargı rejiminin "delil" ve "suçlu" bulma çalışmaları, genetik bilgilerimizin bile bir denetim nesnesi olabileceği gerçeği olarak biyopolitika, işyerleri ve çalışma alanlarında yetkililerin hiç konuşmadan, gizlice sürdürdükleri takipleme ve ölçme-tartma çalışmaları, Google gibi araçların bizi izleyip kişiliğimizi ölçerek yanıt döndürmesi, bu şirketlerde kayıtlanan kişisel bilgilerin kötüye kullanılması tehlikesi...

Üçüncü bölüm, tekrar Türkiye'ye dönüyor ve Osmanlı'dan günümüze "nüfus idaresi" ile başlayıp "MERNİS" projesi olarak devam eden yurttaşların kayıtlanması sürecini anlatıyor. “Türkiye’de Yurttaşların Sayısal Kayıtlanması ve Gözetlenmesi: Şecere Kayıtlarından Sayısal Bedenlenişe” başlıklı bu bölümde ise 19. yüzyıldan MERNİS’e ve biyometrik kimlik kartlarına geçiş inceleniyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tüm bilgilerinin tek bir merkezi anahtar: T.C. kimlik numarasıyla erkezileştirilmesi, bireyin doğumdan ölüme, gündelik yaşamın her alanında devlet tarafından dijital olarak kayıtlanıp, sınıflara ayrılmasına dikkat çekiliyor. Özgürlüklerin otoritenin kontrolünün yanı sıra sürekli gözetlendiğini ve kontrol edildiğini düşünen yurttaşlar tarafından da kısıtlandığına vurgu yapılan çalışmada bu derece bireye özel olan verilerin ise hala korunaksız olduğuna dikkat çekiliyor. Bu sorun özellikle kişisel verilerin korunması ve güvenliği konusunda dünyadaki ve Türkiye’deki durumun ayrıntılı bir şekilde ele alındığı dördüncü bölümde ele alınıyor. Kitapta son olarak, Türkiye’de yurttaşın TC. Kimlik numarası ile olsun e-kimlik kartları uygulaması ile olsun sayısal bedenlenişi konusunda genel değerlendirme yapılarak, bu konuda yurttaşı ve yurttaşın kişisel verilerinin güvenliği ile kişisel verileri üzerinde enformasyon hakkını merkeze alan öneriler geliştiriliyor.

Selma Arslantaş Toktaş, Mutlu Binark, Şafak Dikmen, Işık Barış Fidaner, Gülden Gürsoy-Ataman, Elif Küzeci, Alkım Özaygen’in yazdığı kitabı Mutlu Binark yayına hazırladı.

Türkiye’de Dijital Gözetim: T.C. Kimlik Numarasından E-kimlik Kartlarına Yurttaşın Sayısal Bedenlenişi kitabı Friedrich-Ebert-Stiftung Vakfı Türkiye Temsilciliği-İstanbul’un katkılarıyla basıldı. Kitap Alternatif Bilişim Derneği’nin daha önce yayınladığı iki kitap gibi özgür e-kitap olarak da derneğin sitesinden indirilebilecek.

Basılı kitap talebi için: bilgi@alternatifbilisim.org

Türkiye’de Dijital Gözetim:
T.C. Kimlik Numarasından E-kimlik Kartlarına Yurttaşın Sayısal Bedenlenişi
ISBN: 978-605-62169-2-3
Mayıs 2012, 184 Sayfa
Yayına hazırlayan: Mutlu Binark
Kapak: Şafak Dikmen
Latex Yerleşimi: Alkım Özaygen
Baskı: Ceylan Mat
Yazıların hakları yazarlara aittir.
Bu derleme çalışması olup, yeni medyada araş.yöntemi, siyasal iletişim, röntegencilik-gözetim, e-terapi, kadın hareketleri, hacker olgusu, yerel basının web kullanımı, web ve gençlik kültürü, sanal çöpçatanlık vb. olgular ele alınmaktadır.
2011 Genel Seçimlerinde AKP’nin sosyal medya kampanyasınının söylem analizi üzerine Tübitak Sobag projesi (111k263 nolu proje) bulgularından beslenen bir kitap bölümü yayınlandı.
Yeni medya ortamlarından İnternet ve çeşitli Web 2.0 uygulamaları günümüzde pek çok insanın her gün gezip keşfetmekte olduğu, çok farklı ve nitelikte enformasyona ulaşabildiği, küresel ölçekte kişiler arasında eş anlı veya eşansız... more
Yeni medya ortamlarından İnternet ve çeşitli Web 2.0 uygulamaları günümüzde pek çok insanın her gün gezip keşfetmekte olduğu, çok farklı ve nitelikte enformasyona ulaşabildiği, küresel ölçekte kişiler arasında eş anlı veya eşansız etkileşimi olanaklı kılan ortamlardır. Bu ortamlarda iletişim pratiklerinin hızla gelişmesi, bu iletişimi sağlayan ortamların kültüre, kolektif üretimlere ve demokratik katılıma olumlu katkısı, endüstriyel ve akademik alanlarda çalışan pek çok araştırmacının her geçen gün daha çok ilgisini çekmektedir. Medya ve yeni medya çalışmaları alanından bir çok araştırmacı, bugüne değin gerek İnternet kullanım pratikleri olsun gerekse İnternet dolayımlı iletişim biçimleri üzerine olsun çok sayıda araştırmayı gerçekleştirmiştir. Bu çalışmanın niyeti, Türkiye’de gerek akademi çatısı altında kurumsallaşan yeni medya bölümlerinde gerekse iletişim bilimleri alanında ve/ya medya çalışmalarında yeni medya ortamları üzerine gerçekleştirilen nitelikli araştırmaların sayısının çoğalmasına, epistemolojik ve ontolojik tutarlığa sahip yeni medya araştırmalarına ve araştırma etiğine yöntembilimsel katkı sağlamaktır. Bir yeni medya çalışmasında araştırmacı,  hangi yeni medya ortamı veya pratiği üzerine çalışıyorsa çalışsın, asıl olarak derdinin samimi olması ve kavramsal ve kuramsal yaklaşımını tutarlı bir şekilde çatması gerektiğini, “sahaya” çıkıldığı zaman aslında topluma ve bireye değdiğini unutmamalıdır. Aslında, yeni medya ortamları ve kullanım pratikleri üzerine çalışırken  araştırmacı araştırma süreci içinde kendi derdi, soruları ve kavram seti, olay ve olgulara bakış açısıyla yüzleşme, sorgulama ve hesaplaşma içeren bir yolculuğa çıkmaktadır. Bu çalışma bundan ötürü bu yolculuğa farklı araştırma tekniklerini literatürdeki temel araştırmalardan örnekler ile serimleyerek,  araştırma etiği ve araştırmacı sorumluluğu hususlarında bir başvuru kaynağı olarak eşlik etmeyi amaçlamaktadır.

Derleyen: Mutlu Binark, Bölümler: Ezgi Mert, Günseli Bayraktutan, İslam Halaiqa, Mutlu Binark, Selda Tunç, Tuğrul Çomu ve Zeynep Büker Alyanak

İstanbul: Ayrıntı Schola Dizisi

ISBN: 978-975-539-931-7
This paper, mainly accepting that web 2.0 has a contribution to the development of citizenship culture, examines the uses of Facebook by Turkish political parties and their leaders during the 2011 Turkish General Elections. By examining... more
This paper, mainly accepting that web 2.0 has a contribution to the development of citizenship culture, examines the uses of Facebook by Turkish political parties and their leaders during the 2011 Turkish General Elections. By examining the relationship through the discursive practices of social media interface, this study reveals the possible converting effects of those practices of political parties by the usage of social media in the process of political communication. During the study, 9 Facebook accounts have been recorded for 3 months and analyzed by means of the quantitative and qualitative content analysis technique. Qualities of the accounts, such as customizations, information shared on the accounts, and the numbers of posts, have been examined for each account; topics, themes, styles, linguistic practices etc. have been examined for each post. Hence, this paper focuses on the opportunities offered by web 2.0 that have been used for election campaigning in Turkey, the mutual and interactive communication between the party and/or the candidate and the voters forming during the campaigning period, and the qualities of the online communications between the candidate and his/her competitors throughout the analysis of Facebook usage by both the party and the leaders.
"Sosyal medya ortamlarının siyasal iletişim süreci açısından kullanımını kronolojik olarak 2011 Genel Seçimlerinden itibaren günümüzdeki sıcak politik gelişmelere kadar taşıyan ve tartışan bu çalışmanın ardında, bu çalışmaya kaynaklık... more
"Sosyal medya ortamlarının siyasal iletişim süreci açısından kullanımını kronolojik olarak 2011 Genel Seçimlerinden itibaren günümüzdeki sıcak politik gelişmelere kadar taşıyan ve tartışan bu çalışmanın ardında, bu çalışmaya kaynaklık eden, ilham veren bir başka kapsamlı çalışma/araştırma projesi ve bu işi gerçekleştiren ekibin bir araya gelme ve yazma motivasyonu olduğunu belirtmeliyiz önce. Peter Burke’ın Bilginin Toplumsal Tarihi II-Encyclopédie’den Wikipedia’ya’da vurguladığı “Becerilerin tarihi pek ender yazılmakla beraber, ‘nasıl yapılacağını bilme’, kesinlikle ‘bir şeyi bilme’nin yanında bir yer hak ediyor.” (Ryle, 1949, Thelen; 2004′den akt. Burke, 2012: s. 6) sözünden hareketle öncelikle bu çalışmanın gerçekleşme öyküsünü kısaca aktarmak ve böylece niyetimizi de okuyucuyla paylaşmak istiyoruz.

Çok genel bir özetle web 2.0 diye tanımlanan yeni iletişim ortam ve araçlarının en popüler ve yaygın uygulamaları olarak sosyal medyanın siyasal iletişim sürecinde kullanılmasını konu edinen bu araştırma projesinde, sosyal medya ortam ve araçları ile siyasal iletişim arakesitinde, siyasal iletişim sürecine dahil aktörlere, özellikle liderlere, diğer siyasetçilere ve kurumsal yapılar olarak siyasi partilere sosyal medya arayüzeyinde yer alan söylemsel pratikleri (yazılı ve görsel paylaşımlar) üzerinden bakılmış ve çevrimdışı yapılan görüşmelerle de siyasi partileri temsil eden (milletvekilleri, MYK üyeleri, milletvekili adayları, sosyal medya uzmanları gibi) kişilerin süreç, araç ve ortamlara ilişkin görüşleri alınarak çalışma desteklenmiştir. Siyasal iletişim sürecinde sosyal medya ortamlarının kullanılmasının siyasetçiler-siyasi partiler ve yurttaşlar arasında siyasi katılım temelinde katılımcı demokrasinin güçleneceği varsayımıyla hareket eden bu araştırmada, siyasi partilerin, liderlerin ve adayların Türkiye’de 2011 Genel Seçimlerinde sosyal medya ortamlarını hangi amaçlarla, ne şekillerde kullandıklarına, bu bağlamda ortaya çıkan ortak ya da benzeşen kullanım pratiklerine, siyasi partilerin resmi web sitelerine göre sosyal medya ortamları kullanmalarıyla ortaya çıkan olanaklara ve bu ortamlarda kullanıcının yeni medyanın etkileşimsellik, katılım, kullanıcı türevli içerik üretme gibi özellikleri kullanması sonucunda siyasi partilerin ve liderlerin söylemsel pratiklerinin ve siyasal iletişim sürecinin ne şekilde etkilendiğine bakılmıştır.

Bu kitabı yazan ekip olarak, saha çalışmasında bir çeşit “katılımcılarımız” olan siyasi partiler, temsilcileri, siyasetçiler ve elbette bu sürecin en önemli parçası olan yurttaşlar tarafından da okunabilecek, kolaylıkla erişilebilecek yeni bir metin oluşturma gereksiniminin ortaya çıktığını fark ettik. Bundan yaklaşık üç yıl önce siyasal iletişim ve sosyal medya başlıklı bir araştırma projesi gerçekleştirmeye karar verdiğimizde birlikte çalışma pratiği olan, ortak bir dil üretmiş bir grup akademisyendik. Daha sonra yolumuz ortak çalışma konularımız olan, benzer bir yaklaşım ve dille meseleleri ele alan diğer çalışma arkadaşlarımızla kesişti.

04-06 Aralık 2013 tarihinde Türkiye Sosyal Bilimler Derneği tarafından düzenlenen 13. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi kapsamında katıldığımız bir panelde siyasal iletişim sürecinde sosyal medya ortamlarının kullanımı ağırlıklı olarak AKP, CHP ve BDP üzerinden tartışılmış, Mayıs 2013 tarihinde siyasi partilerin ve milletvekillerinin Mayıs gündemine koşut olarak sosyal medyayı ne şekillerde kullandıkları ele alınmıştı.

Bu kitap çalışmasını gerçekleştiren herkesin dahil olduğu panelin ardından, çalışmanın daha güncel tartışmalarla ve daha çok kişiye ulaşabilecek biçimde yeniden okunarak ve kurgulanarak dolaşıma sokulması gerektiğine karar verdik. Bundan ötürü de çalışmamızın adını Siyasetin Yeni Hâli: Vaka-i Sosyal Medya koyduk. Kitabın içeriğinin oluşturulmasında, Haziran 2013′te Türkiye coğrafyasında yurttaşın sivil katılımına ve seçim sandığı dışında yurttaşlığı tecrübe etmesine önemli bir katkı sağlayan Gezi Direnişi’nin yaşanmışlığı, ardından AKP hükümeti ve Gülen Cemaati arasında yaşanan iktidar bloğu kırılmasının, bunun siber uzamdaki tezahürleri olarak akseden sosyal medya savaşlarının hiç kuşkusuz etkili bir rolü oldu…..(Girişten)

Doğu, B., Özçetin, D., Bayraktutan, G, Binark, M., Çomu, T., İslamoğlu, G. ve Telli-Aydemir, A. (2014) Siyasetin Yeni Hali: Vaka-i Sosyal Medya – Seçimden Seçime, Gezi Direnişi’nden Hükümet Cemaat Çatışmasına,  İstanbul: Kalkedon Yayınları.
ISBN: 9786054979103"
Ayın Karanlık Yüzü: Yeni Medya ve Etik adlı Mutlu Binark ve Günseli Bayraktutan’ın Tübitak Sobag destekli araştırma projesi sonuçları Kalkedon Yayınlarından çıktı. Araştırmacılar amaç ve hedeflerini şu şekilde açıklıyorlar: “Temel... more
Ayın Karanlık Yüzü: Yeni Medya ve Etik adlı Mutlu Binark ve Günseli Bayraktutan’ın Tübitak Sobag destekli araştırma projesi sonuçları Kalkedon Yayınlarından çıktı.
Araştırmacılar amaç ve hedeflerini şu şekilde açıklıyorlar:

“Temel amacımız sürekli değişen ve gelişen, çeşitlenen ve neredeyse bir biçimde hepimizi dâhil eden sosyal medya araç ve ortamlarının ortaya çıkardığı-elbette kullanıcı dolayımlı-etik sorunların kaynağını öğrenmek, bunları tespit edip örneklendirmek, belki de sürekli değişen, farklılaşan, yenilenen bir “yeni” dünyada var olan olumsuzlukları da unutmamak üzerine bir kayıt düşmekti. Günümüzde başta çevrimiçi haber siteleri olmak üzere, sosyal medya kullanımı üzerinden çok sayıda olay ve olgu gerek ana akım medyanın gerekse kamuoyunun gündemine sıklıkla gelmektedir. Bu olay ve olguların içerik anlamında üretimi ve medyada yer alış biçimi etik açıdan sorunludur. Örneğin, yakın zamanlarda bazı politikacıların özel yaşamlarının gizliliğini ihlâl eden “mahrem alana”, “özel alana” ilişkin görsel-işitsel imgelerin gizlice yasa dışı yapılmış kayıtlarının İnternet’te forumlarda ve çeşitli video paylaşım sitelerinde dolaşıma girmesi, çevrimiçi haber sitelerinde, sosyal medyada ırkçı, etnik milliyetçi, farklı din ve mezhep aidiyetlerine karşı kızgınlık-küçümseme ve saldırı içeren, yabancı düşmanı, homofobik ve kadın düşmanı nefret söylemi üreten ve dolaşıma sokan içeriklerin varlığı, gerek çevrimiçi haber sitelerinde gerekse blog ortamlarında kaynak göstermeden görsel veya yazılı içerik kullanımı, içeriğe ilişkin yanıltıcı etiketleme, İnternet ortamında bırakılan dijital izlerin ard niyetle kayıtlanması ve tecimsel amaçlarla kullanılması, aşırı ticarileşme ve ticari ikna, telif haklarının ihlâli vb. sorunları yeni medya ortamındaki etik sorunlar olarak ilk elde saymak olanaklıdır.”
Çalışmanın önsözünü kaleme alan Ruhdan Uzun’a göre ise:

“İletişim alanının düzenlenmesinde gözden kaçırılmaması gereken en önemli konu ise alanın özgürlüklerle iç içe olması. Kişilerin ifade özgürlüğü hakkı ve bilgi edinme hakkı gibi temel haklarını kullanabilmeleri için sorunlar karşısında kısıtlayıcı, sınırlandırıcı, baskıcı yasalara başvurmak yerine etik bilincin yerleştirilmesi yeni medya alanında daha bir önem kazanıyor. Öte yandan, yeni medyanın siber suçları ve gözetimi artırma gibi tehlikeli yanlarına ilişkin hukuksal düzenlemeler için de moral panik yaratmak yerine kişi hak ve özgürlüklerinin, kişisel bilgilerin, mahremiyetin korunmasında yasalara rehberlik edecek etik ilkelerin geliştirilmesi gerekiyor. Elinizdeki kitap, sözü edilen eksikliklerin giderilmesinde önemli bir katkı sunuyor. Ortadoğudaki gelişmeler ve Gezi Parkı Direnişinin de gösterdiği gibi, siber uzamdaki sorunları ele almada yetersiz kalan geleneksel medyaya ilişkin etik tartışmasını yeni medya bağlamında yeniden ele alıyor. Binark ve Bayraktutan bu çalışmada, yeni medya ortamlarındaki etik sorunları saha çalışmasının bulgularıyla değerlendiriyorlar. Yeni medya profesyonelleri, sivil toplum kuruluşlarının, kamu kuruluşlarının ve meslek örgütlerinin temsilcileri, akademisyenler, hukukçular gibi çok sayıda kişinin düşünce ve deneyimlerini içermesi de çalışmanın bir diğer katkısı.” Ruhdan Uzun (Önsöz’den)

Ayın Karanlık Yüzü: Yeni Medya ve Etik

Yazarlar: Mutlu Binark ve Günseli Bayraktutan

Kapak: Kemal Akay
Bilgi ve iletişim teknolojileri artık hayatın vazgeçilmezleri arasındaki yerini aldı. Dünya üzerinde ve Türkiye’de insanlar bu teknolojiler sayesinde kendilerini çeşitli sosyal medya ortamlarında var ediyor, yeni fikirler ve kültürlerle... more
Bilgi ve iletişim teknolojileri artık hayatın vazgeçilmezleri arasındaki yerini aldı. Dünya üzerinde ve Türkiye’de insanlar bu teknolojiler sayesinde kendilerini çeşitli sosyal medya ortamlarında var ediyor, yeni fikirler ve kültürlerle tanışıyor. Ancak bunu yaparken arkasında hep bir iz bırakıyor, bazı fikirleri beğenip yayarken, bazı fikir ve kültürleri ise öteki ve düşman ilan ediyor. Kendini taraf kılıyor. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanıcılar tarafındaki kullanım pratikleri ve etkileri bugüne dek sayısız makale ve tartışmanın konusu oldu. Kuşkusuz bu konu hakkında söylenecek ve tartışılacak çok şey de var. Peki bu teknolojileri yönetenler bakımından kullanıcılar ne ifade ediyor? Sadece birer ticari veri hazinesi mi? Yoksa sürekli izlenip, denetlenmesi gereken birer sayısal beden mi?

Daha önce CESUR YENİ MEDYA:Wikileaks ve 2011 Arap İsyanları üzerine tartışmalar ile KATILIMIN “E HALİ”: Gençlerin Sanal Alemi adlı e-kitapları yayınlayan Alternatif Bilişim Derneği yeni bir kitapta bu kez dijital gözetimi tartışmaya açıyor. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde 2011 Bahar Dönemi’nde Yeni Medya Sosyolojisi adlı doktora dersinde bir araya gelen bir grup akademisyen, Türkiye’de dijital gözetim konusuna çalıştı. Daha sonra o çalışma, süre gelen tartışmalar ve araştırmalarla beslendi ve kolektif bir emeğin ürünü olarak TÜRKİYE’DE DİJİTAL GÖZETİM: T.C. KİMLİK NUMARASINDAN E-KİMLİK KARTLARINA YURTTAŞIN SAYISAL BEDENLENİŞİ kitabı (ISBN:978-605-62169-2-3) oldu

Kitap vatandaşını an be an izleyen ‘devlet’ ile gözetlenirken bir başkasını gözetleyen vatandaşı ve yarattığı dönüşümü ele alıyor. Modern devletlerin yeni iletişim teknolojileri yoluyla toplumsal yaşamı ve yurttaşları artan oranda nasıl denetlediğini ve kontrol ettiğini ortaya koyuyor. Gözetimin tüm toplumun yaşamına sirayet ettiği günümüzde yurttaşların nasıl ‘kişiliklerinden soyutlanıp’ birer sayısal bedene dönüştüğünü gözler önüne seriyor.

Kitabın “Dijital Gözetim Olgusuna Kuramsal ve Kavramsal Bakış” başlıkla birinci bölümü, dijital gözetim olgusunun ele alınabilmesi için kavramsal bir çerçeve sunuyor. Günümüzün yeniden yapılandırmacı muhafazakarlık biçimi olan neoliberal söylemin şeffaflık, yönetişim, demokrasi gibi kavramlarının ideolojik olarak nasıl kavranabileceğini detay ve örneklerle açıklıyor.

“Dijital Gözetim Teknolojileri ve Uygulamaları” başlıklı ikinci bölüm ise dijital gözetim amacıyla kullanılan teknolojileri ele alıyor. Bunların başında İnternet iletişiminin takip altına alınması anlamına gelen DPI (Deep packet inspection – Derin paket sorgulama) geliyor. ABD’nin İnternet iletişimini kayıtlaması, Türkiye’de BTK’nın “Güvenli İnternet” filtre sistemi, devletlerin güvenlik kameraları ile tüm alanlarda kurdukları denetim, Türkiye’de son yıllarda oluşan yargı rejiminin “delil” ve “suçlu” bulma çalışmaları, genetik bilgilerimizin bile bir denetim nesnesi olabileceği gerçeği olarak biyopolitika, işyerleri ve çalışma alanlarında yetkililerin hiç konuşmadan, gizlice sürdürdükleri takipleme ve ölçme-tartma çalışmaları, Google gibi araçların bizi izleyip kişiliğimizi ölçerek yanıt döndürmesi, bu şirketlerde kayıtlanan kişisel bilgilerin kötüye kullanılması tehlikesi…

Üçüncü bölüm, tekrar Türkiye’ye dönüyor ve Osmanlı’dan günümüze “nüfus idaresi” ile başlayıp “MERNİS” projesi olarak devam eden yurttaşların kayıtlanması sürecini anlatıyor. “Türkiye’de Yurttaşların Sayısal Kayıtlanması ve Gözetlenmesi: Şecere Kayıtlarından Sayısal Bedenlenişe” başlıklı bu bölümde ise 19. yüzyıldan MERNİS’e ve biyometrik kimlik kartlarına geçiş inceleniyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tüm bilgilerinin tek bir merkezi anahtar: T.C. kimlik numarasıyla erkezileştirilmesi, bireyin doğumdan ölüme, gündelik yaşamın her alanında devlet tarafından dijital olarak kayıtlanıp, sınıflara ayrılmasına dikkat çekiliyor. Özgürlüklerin otoritenin kontrolünün yanı sıra sürekli gözetlendiğini ve kontrol edildiğini düşünen yurttaşlar tarafından da kısıtlandığına vurgu yapılan çalışmada bu derece bireye özel olan verilerin ise hala korunaksız olduğuna dikkat çekiliyor. Bu sorun özellikle kişisel verilerin korunması ve güvenliği konusunda dünyadaki ve Türkiye’deki durumun ayrıntılı bir şekilde ele alındığı dördüncü bölümde ele alınıyor. Kitapta son olarak, Türkiye’de yurttaşın TC. Kimlik numarası ile olsun e-kimlik kartları uygulaması ile olsun sayısal bedenlenişi konusunda genel değerlendirme yapılarak, bu konuda yurttaşı ve yurttaşın kişisel verilerinin güvenliği ile kişisel verileri üzerinde enformasyon hakkını merkeze alan öneriler geliştiriliyor.

Selma Arslantaş Toktaş, Mutlu Binark, Şafak Dikmen, Işık Barış Fidaner, Gülden Gürsoy-Ataman, Elif Küzeci, Alkım Özaygen’in yazdığı kitabı Mutlu Binark yayına hazırladı.

TÜRKİYE’DE DİJİTAL GÖZETİM: T.C. KİMLİK NUMARASINDAN E-KİMLİK KARTLARINA YURTTAŞIN SAYISAL BEDENLENİŞİ kitabı Friedrich-Ebert-Stiftung Vakfı Türkiye Temsilciliği-İstanbul’un katkılarıyla basıldı. Kitap Alternatif Bilişim Derneği’nin daha önce yayınladığı iki kitap gibi özgür e-kitap olarak da derneğin ekitap sitesi ekitap.alternatifbilisim.org adresinden  indirilebilecek.

Alternatif Bilişim Derneği’nin ve Friedrich-Ebert-Stiftung Vakfı’nın Katılımıyla 16 Haziran 2012 tarihinde İstanbul’da yapılacak toplantıyla çalışma kamuoyuna tanıtılacak. Kitaba 1 Haziran 2012 tarihinden itibaren yenimedya.wordpress.com ile http://ekitap.alternatifbilisim.org/turkiyede-dijital-gozetim.html adreslerinden erişebilmek mümkün olacak.
Bilgi ve/veya kitap talebi için:

Adres: Alternatif Bilişim Derneği Genel Merkezi, Eğitim Mah. Ömerbey Sok. Keskin Hancı İş Merkezi No.19/B 34722 Kadıköy İstanbul

Telefon: 0 216 418 0 417

Web: www.alternatifbilisim.org
Sivil Toplum Örgütleri İçin Bilişim Rehberi Yazar: Mutlu Binark, Koray Löker YayınTarihi: Temmuz 2011 Mutlu Binark ve Koray Löker tarafından hazırlanan Sivil Toplum Örgütleri İçin Bilişim Rehberi örgütlere bilişim teknolojilerini... more
Sivil Toplum Örgütleri İçin Bilişim Rehberi

Yazar: Mutlu Binark, Koray Löker

YayınTarihi: Temmuz 2011

Mutlu Binark ve Koray Löker tarafından hazırlanan Sivil Toplum Örgütleri İçin Bilişim Rehberi örgütlere bilişim teknolojilerini kullanırken az da olsa rehberlik edebilmek, ilk elden ihtiyaç duydukları teknik bilgiyi sunabilmek amacıyla hazırlandı. Kitapta yeni medya ortamının özelliklerinden, bunun STÖ’ler ile toplumsal ve siyasal hareketler tarafından kullanılmasının önemine, bilgisayar ve internet mecrası için gereken teknik bilgilerden, sosyal ağ kullanımına kadar birçok konu ele alınıyor. Kitap ayrıca internet üzerinden yürütülen bazı başarı örneklerine de yer veriyor.
Recently, Alternative Information Technologies Association published an e-book based on the research findings of Civic Web project . This book, called as POLITICS OF E-PARTICIPATION: YOUNG PEOPLE ONLINE, is a compilation of results of... more
Recently, Alternative Information Technologies Association published an e-book based on the research findings of Civic Web project . This book, called as POLITICS OF E-PARTICIPATION: YOUNG PEOPLE ONLINE,  is a compilation of results of the project, titled “Civicweb: Young people, the internet and civic participation” (www.civicweb.eu) funded by the 6th Framework Program of theEuropean Commission in 2006-2009 under the Citizenship and Governance theme. Istanbul Bilgi University, being one of the 7 partners of the project aims to disseminate the project results and reflect different perspectives for the possible impact of the internet on youth studies in Turkey. You can access the book: http://ekitap.alternatifbilisim.org/katilimin-e-hali.html
CRITICAL MEDIA LITERACY: THEORETICAL APPROACHES AND PRACTICES By MUTLU BİNARK and MİNE GENCEL BEK İSTANBUL: KALKEDON, 2007 (in Turkish) But, you can read a chapter, with in a book: Gencel-Bek, M. ve M. Binark “A Critical... more
CRITICAL MEDIA LITERACY: THEORETICAL APPROACHES AND PRACTICES

By MUTLU BİNARK and MİNE GENCEL BEK

İSTANBUL: KALKEDON, 2007
(in Turkish)

But, you can read a chapter, with in a book:
Gencel-Bek, M. ve M. Binark “A Critical Evaluation of Media Literacy in Turkey and Suggestions for Developing Critical Media Literacy for Citizenship and Democratic Social Transformation” (Der.) M. Leaning, Information and Media Literacy: Criticism, Literacies and Policies. Santa Rosa: Ca, Information Science (2009)
Facebook – As A Social Networking Site: “Videor ergo sum!”
By Ali Toprak, Ayşenur Yıldırım, Eser Aygül, Mutlu Binark, Senem Börekçi, Tuğrul Çomu
Publisher: Kalkedon Yayınları
September 2009
Kültürel aracılar kültürel üretim ve tüketim pratikleri arasında eşik bekçiliği yaparken, kendilerini kültürel otorite olarak konumlandırarak, sembolik sermayelerini izlerkitleye meşru beğeni olarak aktarırlar. Pierre Bourdieu’nun tarif... more
Kültürel aracılar kültürel üretim ve tüketim pratikleri arasında eşik bekçiliği yaparken, kendilerini kültürel otorite olarak konumlandırarak, sembolik sermayelerini izlerkitleye meşru beğeni olarak aktarırlar. Pierre Bourdieu’nun tarif ettiği bu kavram müzik endüstrisi özelinde yapımcıları ve menajerleri işaret eder. Müzik endüstrinin platform ekonomisiyle birlikte geçirdiği dönüşümle birlikte, platform sahiplerinin atadığı kürasyon gücüyle insan olmayan maddi aktörler (algoritmalar) yeni aracı rolünü üstlenmektedir. Bu çalışmada müzik endüstrisinde platformlaşmaya koşut olarak kültürel aracılık olgusunun nasıl değiştiği, Türkiye’de müzik endüstrisinin farklı aktörlerinin bu değişime karşı yaklaşımları üç tema ekseninde tartışılmaktadır: Üretim ilişkilerindeki dönüşüm, eserlerin türsel/biçimsel dönüşümü, bağımsız sanatçıların var olma stratejileri. Bu kapsamda Kasım 2021 ve Haziran 2022 arasında nitel araştırma tekniklerine dayalı bir saha araştırması yürütülmüş, endüstrisinin fark...
In this chapter, the creation of a value chain during the process of digital games development in Turkey is discussed using a critical political economy approach. This study claims to be the first of its kind that intends to examine the... more
In this chapter, the creation of a value chain during the process of digital games development in Turkey is discussed using a critical political economy approach. This study claims to be the first of its kind that intends to examine the topography of the digital game industry in Turkey and gives a brief history and describes the present status of digital games production in Turkey. All the components of a value chain, namely, the industrial structure and development process, publishing and licensing, distribution and marketing structure, labor force, legal regulations, and governmental policies will be considered in that order to map out the present topography of the industry. The final part of the study will deal with possible solutions for further development in the industry. At this point, the study stresses the fact that all components of the value chain must be performed uninterrupted if the actors in Turkey’s digital game industry desire to position themselves as “producers” in global or local markets.
Yeni medya ortamlari, ozellikle sosyal medya ortamlari gunumuzde yurttaslar icin kendi sozlerini uretmeye, yaymaya, cogaltmaya ve cesitli toplumsal-kulturel-siyasal ve ekonomik sorunlar icin orgutlenmeye, bir araya gelmeye olanak taniyan... more
Yeni medya ortamlari, ozellikle sosyal medya ortamlari gunumuzde yurttaslar icin kendi sozlerini uretmeye, yaymaya, cogaltmaya ve cesitli toplumsal-kulturel-siyasal ve ekonomik sorunlar icin orgutlenmeye, bir araya gelmeye olanak taniyan etkilesimli alanlardir. Katilimci kulturun kullanici turevli icerik uretimi olanagi uzerinden gerceklestigi bu yeni kamusal alan, ayni zamanda teknolojiye ve alana gomulu olan bir diger toplumsal-ekonomik ve siyasal olguyu da ortaya cikartir: superpanoptikon. Yurttasin bilerek isteyerek bu dijital gozetim aglarinin bir parcasi olmasi, diger bir deyisle “dikizleme/gozetleme” olgusu bir yana, gerek siyasi gerekse ekonomik iktidar kaynaklari yurttaslari suregiden bir dijital gozetim altinda kayitlamakta, verileri eslemekte, verilerden “makbul” ve “makbul olmayan”lar seklinde profiller cikartmakta, veri ikizleri uretmektedir. Kimlik karti numarasi uygulamasindan, MOBESE kamera kayitlarina, bankamatik ciplerinden, iris, parmak izi ve damar kesiti kayitlamasina, cep telefonlarindaki kuresel konumlandirma sistemiyle isaretlenmeye, sosyal medya hesaplarindan, arama motorlari taramalarinda olusturulan kullanici bilgileri, tercihleri ve aliskanliklarina degin, yurttaslarin fiziksel bedenleri dijital bedenlere donusmekte, fiziki bedenin dijital bir veri ikizi ortaya cikmaktadir. Dijital gozetimin cesitli boyutlari konusunda Turkiye'de bilgi ve farkindalik eksikligi giderek onemli bir sorun olarak karsimiza cikmaktadir. Bu calismada, yukarida belirtilen eksen cercevesinde bir vakif universitesinin iletisim fakultesinde 2014-2015 akademik yili bahar doneminde yurutulen “Yeni Medya” secmeli dersi kapsaminda dijital gozetim olgusunun cesitli boyutlarini irdelemis bir grup ogrenci ve ayni universitede soz konusu egitimi almamis farkli iki grup ogrenciyle yapilan uc odak grup gorusmesi ile ayni kentteki iki devlet universitesine bagli iletisim fakultesinde gerceklestirilen farkli iki odak grup gorusmesi (toplam 5 odak grup gorusmesi) temel alinarak, yeni medya okuryazarliginin bir konusu olan dijital gozetim olgusuna yonelik olarak yurttaslarda farkindalik gelistirme egitimi ve bu farkindalik egitimine yonelik temel sorunlar ele alinacaktir. Dijital gozetim olgusuna yonelik olarak gelistirilecek bir yurttas egitiminde ele alinmasi gereken temel kavramlar, olgular/durumlar, bu egitimin hangi yas grubunda baslamasi geregi ve bu egitimin neden gerektigi, dijital gozetime karsi sifrelemenin saglayabilecekleri gibi sorular odak grup gorusmelerinin bulgularindan yararlanilarak, dijital gozetim calismalari izleginde tartismaya acilacaktir.
Bu çalışmada Türkiye’de müzik endüstrisinde platformlaşma olgusunun endüstrinin farklı aktörleri tarafından nasıl kavrandığını, araştırmamızın hikâyesini, sorularımızı, saha hazırlığımızı, saha deneyimimizi, araştırmayı nerede ve kimlerle... more
Bu çalışmada Türkiye’de müzik endüstrisinde platformlaşma olgusunun endüstrinin farklı aktörleri tarafından nasıl kavrandığını, araştırmamızın hikâyesini, sorularımızı, saha hazırlığımızı, saha deneyimimizi, araştırmayı nerede ve kimlerle nasıl paylaştığımızı anlatıyoruz. Bir araştırmaya düşünümsel bakış denemesi olan bu hikâyelendirmenin, yaratıcı endüstrileri ve özellikle müzik endüstrini kültürel ekonomi politik ve kültür politikası kesişiminde tartışmada yeni araştırmalar için zihin açıcı olabileceğini düşünüyoruz. Araştırmacı olarak bu süreçte öğrendiklerimiz bizi de yaratıcı endüstri ve kültür politikaları çalışmaları için yeni sorulara ve olgulara yönlendirdi.
China`s Belt and Road Initiative is a massive infrastructural project that Ethiopia is encompassed. Yet, in Ethiopia, public opinion over the subject has never been homogenous as there are both apparent faiths that the initiative would... more
China`s Belt and Road Initiative is a massive infrastructural project that Ethiopia is encompassed. Yet, in Ethiopia, public opinion over the subject has never been homogenous as there are both apparent faiths that the initiative would positively contribute to Ethiopia’s economy, and suspicions that it is merely China`s veiled ambition to accelerate its expansion in global economy and politics, intensifying the concerns that China will not be any different from former colonial powers for African nations. Besides mainstream media coverage, much of the debate over this initiative has increasingly happened on social networking sites as attributable to their relative accessibility and autonomy. By employing a thematic content analysis of Twitter contents generated by opinion technicians during the 2019 Belt and Road Initiative Forum in Beijing, this article examines how opinion technicians over the Ethiopian Twittersphere discuss the initiative.
Research Interests:
Kültürel aracılar kültürel üretim ve tüketim pratikleri arasında eşik bekçiliği yaparken, kendilerini kültürel otorite olarak konumlandırarak, sembolik sermayelerini izlerkitleye meşru beğeni olarak aktarırlar. Pierre Bourdieu’nun tarif... more
Kültürel aracılar kültürel üretim ve tüketim pratikleri arasında eşik bekçiliği yaparken, kendilerini kültürel otorite olarak konumlandırarak, sembolik sermayelerini izlerkitleye meşru beğeni olarak aktarırlar. Pierre Bourdieu’nun tarif ettiği bu kavram müzik endüstrisi özelinde yapımcıları ve menajerleri işaret eder. Müzik endüstrinin platform ekonomisiyle birlikte geçirdiği dönüşümle birlikte, platform sahiplerinin atadığı kürasyon gücüyle insan olmayan maddi aktörler (algoritmalar) yeni aracı rolünü üstlenmektedir. Bu çalışmada müzik endüstrisinde platformlaşmaya koşut olarak kültürel aracılık olgusunun nasıl değiştiği, Türkiye’de müzik endüstrisinin farklı aktörlerinin bu değişime karşı yaklaşımları üç tema ekseninde tartışılmaktadır: Üretim ilişkilerindeki dönüşüm, eserlerin türsel/biçimsel dönüşümü, bağımsız sanatçıların var olma stratejileri. Bu kapsamda Kasım 2021 ve Haziran 2022 arasında nitel araştırma tekniklerine dayalı bir saha araştırması yürütülmüş, endüstrisinin farklı aktörlerinin katılımıyla 4 odak grup ve 31 derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın bulguları, Türkiye’de müzik endüstrisinin farklı aktörlerinin platform ekonomisinin gücünü oluşturan yeni kültürel aracılar olarak algoritmik kürasyonun işleme mantığının farkında olduğunu, platform ekonomisinin yine büyük müzik şirketleri ve repertuvarları güçlü sanatçılar lehine işlediğini, algoritmaların kara kutular olarak işlemesinin bağımsız ve alternatif sanatçılar aleyhine şekillendiğini, bağımsız sanatçıların algoritmik beğeninin şekillenmesi sürecinde dijital iş modellerine uyumlanmaya, dijital beceriler kazanmaya çalıştıklarını göstermiştir. Ancak, araştırmanın katılımcıları platform kapitalizminin eşitsizlik üreten bu yapısını veya teknoloji şirketlerinin varlığını sorunsallaştırmamaktadır.
Yeni medya ortamlari, ozellikle sosyal medya ortamlari gunumuzde yurttaslar icin kendi sozlerini uretmeye, yaymaya, cogaltmaya ve cesitli toplumsal-kulturel-siyasal ve ekonomik sorunlar icin orgutlenmeye, bir araya gelmeye olanak taniyan... more
Yeni medya ortamlari, ozellikle sosyal medya ortamlari gunumuzde yurttaslar icin kendi sozlerini uretmeye, yaymaya, cogaltmaya ve cesitli toplumsal-kulturel-siyasal ve ekonomik sorunlar icin orgutlenmeye, bir araya gelmeye olanak taniyan etkilesimli alanlardir. Katilimci kulturun kullanici turevli icerik uretimi olanagi uzerinden gerceklestigi bu yeni kamusal alan, ayni zamanda teknolojiye ve alana gomulu olan bir diger toplumsal-ekonomik ve siyasal olguyu da ortaya cikartir: superpanoptikon. Yurttasin bilerek isteyerek bu dijital gozetim aglarinin bir parcasi olmasi, diger bir deyisle “dikizleme/gozetleme” olgusu bir yana, gerek siyasi gerekse ekonomik iktidar kaynaklari yurttaslari suregiden bir dijital gozetim altinda kayitlamakta, verileri eslemekte, verilerden “makbul” ve “makbul olmayan”lar seklinde profiller cikartmakta, veri ikizleri uretmektedir. Kimlik karti numarasi uygulamasindan, MOBESE kamera kayitlarina, bankamatik ciplerinden, iris, parmak izi ve damar kesiti kayitla...
Özet Bu çalışma yeni medya okuryazarlığı konusunu günümüzde önemli tartışma konularından biri haline gelen trollük kavramı bağlamında ele almaktadır. Türkiye'deki trollük olgusunu araştıran " Sosyal Medya ve Trol Olgusu... more
Özet Bu çalışma yeni medya okuryazarlığı konusunu günümüzde önemli tartışma konularından biri haline gelen trollük kavramı bağlamında ele almaktadır. Türkiye'deki trollük olgusunu araştıran " Sosyal Medya ve Trol Olgusu " adlı projenin bulgularından faydalanılarak bu çalışmada Twitter'daki eğlence trolleri olgusu eğer başa çıkılması düşünülüyorsa, bunun nasıl yapılacağı konusu ele alınmaktadır. Burada ilk olarak literatürde yer alan trollük olgusu ile çeşitli şekillerde başa çıkma yolları aktarılmakta, ardından araştırma projesinde konuyla ilgili uzman görüşlerine başvurulan akademisyenlerin ve yeni medya endüstrisi çalışanlarının önerileri ve yaklaşımlarına yer verilerek, yeni medya okuryazarlığının kullanıcılara kazandıracağı becerilerin trollük olgusu ile mücadeledeki önemi vurgulanmaktadır. Bu çalışma kapsamında, sosyal medya ortamlarında trol hesaplara karşı mücadele yolu olarak her düzeyde (yaş grubunda) yeni medya okuryazarlığı politikası ve trollerin " beslenmemesi gereği " önerilmektedir.
Özet Bu çalışma yeni medya okuryazarlığı konusunu günümüzde önemli tartışma konularından biri haline gelen trollük kavramı bağlamında ele almaktadır. Türkiye'deki trollük olgusunu araştıran " Sosyal Medya ve Trol Olgusu... more
Özet Bu çalışma yeni medya okuryazarlığı konusunu günümüzde önemli tartışma konularından biri haline gelen trollük kavramı bağlamında ele almaktadır. Türkiye'deki trollük olgusunu araştıran " Sosyal Medya ve Trol Olgusu " adlı projenin bulgularından faydalanılarak bu çalışmada Twitter'daki eğlence trolleri olgusu eğer başa çıkılması düşünülüyorsa, bunun nasıl yapılacağı konusu ele alınmaktadır. Burada ilk olarak literatürde yer alan trollük olgusu ile çeşitli şekillerde başa çıkma yolları aktarılmakta, ardından araştırma projesinde konuyla ilgili uzman görüşlerine başvurulan akademisyenlerin ve yeni medya endüstrisi çalışanlarının önerileri ve yaklaşımlarına yer verilerek, yeni medya okuryazarlığının kullanıcılara kazandıracağı becerilerin trollük olgusu ile mücadeledeki önemi vurgulanmaktadır. Bu çalışma kapsamında, sosyal medya ortamlarında trol hesaplara karşı mücadele yolu olarak her düzeyde (yaş grubunda) yeni medya okuryazarlığı politikası ve trollerin " beslenmemesi gereği " önerilmektedir.
Turkey and China are the countries that established their relations in the shadow of their ideological affiliation. Turkey constructed its multi-partied democratic regime as an implementation of Western-based democracy. However, this has... more
Turkey and China are the countries that established their relations in the shadow of their ideological affiliation. Turkey constructed its multi-partied democratic regime as an implementation of Western-based democracy. However, this has not granted EU full-membership to the country, and Turkey has initiated alternative allies since mid 2000s. This shift of axis has turned into more enthusiasm after the failed coup d’état of 15 July 2016. The purpose of this study is to reveal how Turkish mainstream newspapers represent the Chinese alternative globalization project, “The Belt and Road Initiative” which was introduced in 2013 by General Secretary of the Chinese Communist Party, Xi Jinping. In order to frame the background information, we will first introduce the aims of the Belt and Road Initiative, and then summarize Turkey’s relation to China from two aspects: political and economic concerns. Following the overview of Turko-Sino relationship, we will focus on the Justice and Develo...
Cin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC), gunumuzde Guney Asya’da Cin’in Orta Dogu’daki petrol ticareti hattini kisaltan en onemli rota kabul edilen bir ticaret yolu olarak Pakistan’in Belucistan eyaletindeki Gwadar limanini Cin’in Kasgar... more
Cin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC), gunumuzde Guney Asya’da Cin’in Orta Dogu’daki petrol ticareti hattini kisaltan en onemli rota kabul edilen bir ticaret yolu olarak Pakistan’in Belucistan eyaletindeki Gwadar limanini Cin’in Kasgar bolgesini birbirine baglamaktadir. Bu ticaret yolu, Cin’in alternatif kuresellesme projesi olan ve katilimci ulkelerdeki ticari ve kulturel etkilesim yollarini kapsayan Kusak ve Yol Girisimi (KYG) temel bilesenlerinden birini olusturmaktadir. KYG, esas olarak katilimci ulkelerin devlet kurumlari dolayimindaki siyasi iliskileri icermesine ragmen bu ulkelerin Cin'le olan kulturel, siyasi ve ekonomik iliskilerinin tarihsel arkaplani soz konusu ulkelerin KYG’ye katilim bicimlerini etkilemekte ve o ulkelerdeki kamusal tartismasini sekillendirmektedir. Pakistan da tipki KYG’nin diger katilimci ulkeleri gibi kendi bolgesel ve ekonomik cikarlarini guvence altina almak icin KYG’ye ve Cin’le olan iliskilerine ciddi bir onem atfetmektedir. Cin’in de benzer b...
Turkey and China are the countries that established their relations in the shadow of their ideological affiliation. Turkey constructed its multi-partied democratic regime as an implementation of Western-based democracy. However, this has... more
Turkey and China are the countries that established their relations in the shadow of their ideological affiliation. Turkey constructed its multi-partied democratic regime as an implementation of Western-based democracy. However, this has not granted EU full-membership to the country, and Turkey has initiated alternative allies since mid 2000s. This shift of axis has turned into more enthusiasm after the failed coup d’état of 15 July 2016. The purpose of this study is to reveal how Turkish mainstream newspapers represent the Chinese alternative globalization project, “The Belt and Road Initiative” which was introduced in 2013 by General Secretary of the Chinese Communist Party, Xi Jinping. In order to frame the background information, we will first introduce the aims of the Belt and Road Initiative, and then summarize Turkey’s relation to China from two aspects: political and economic concerns. Following the overview of Turko-Sino relationship, we will focus on the Justice and Develo...
Bu tezde, yeni medya ortamlarindan video paylasim aglarinda dolasima sokulan nefret soylemi incelenmektedir. Yeni medyanin ozellikleri, kullanicilarin icerik uretmelerine ve bu icerikleri Internet uzerinden dolasima sokmalarina olanak... more
Bu tezde, yeni medya ortamlarindan video paylasim aglarinda dolasima sokulan nefret soylemi incelenmektedir. Yeni medyanin ozellikleri, kullanicilarin icerik uretmelerine ve bu icerikleri Internet uzerinden dolasima sokmalarina olanak tanimaktadir. Kullanicilarin urettikleri bu icerikler arasinda olumlu pek cok ornegin yani sira olumsuz ornekler olarak nefret soylemi barindiran icerikler de bulunmaktadir. Bu durum, kullanici turevli nefret iceriklerindeki soylemlere dikkat vermeyi gerektirmektedir. Diger taraftan ag uzerinde bulunan videolar, farkli yeni medya uygulamalari uzerinden de cok sayida kullaniciya ulasabilmektedir. Bir yeni medya uygulamasi olan video paylasim aglarinda, yeni medyanin risk ve olanaklarinin her ikisi de bulunmaktadir. Risklerden biri olan kullanici turevli nefret iceriklerinin, hangi soylemsel pratiklerle dolasima girdigi bu calismanin temel inceleme konusudur. Bu amacla, Birinci Bolum’de yeni medya ortami ve bu ortamin ozellikleri degerlendirilmis, Ikinci...
Cin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC), gunumuzde Guney Asya’da Cin’in Orta Dogu’daki petrol ticareti hattini kisaltan en onemli rota kabul edilen bir ticaret yolu olarak Pakistan’in Belucistan eyaletindeki Gwadar limanini Cin’in Kasgar... more
Cin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC), gunumuzde Guney Asya’da Cin’in Orta Dogu’daki petrol ticareti hattini kisaltan en onemli rota kabul edilen bir ticaret yolu olarak Pakistan’in Belucistan eyaletindeki Gwadar limanini Cin’in Kasgar bolgesini birbirine baglamaktadir. Bu ticaret yolu, Cin’in alternatif kuresellesme projesi olan ve katilimci ulkelerdeki ticari ve kulturel etkilesim yollarini kapsayan Kusak ve Yol Girisimi (KYG) temel bilesenlerinden birini olusturmaktadir. KYG, esas olarak katilimci ulkelerin devlet kurumlari dolayimindaki siyasi iliskileri icermesine ragmen bu ulkelerin Cin'le olan kulturel, siyasi ve ekonomik iliskilerinin tarihsel arkaplani soz konusu ulkelerin KYG’ye katilim bicimlerini etkilemekte ve o ulkelerdeki kamusal tartismasini sekillendirmektedir. Pakistan da tipki KYG’nin diger katilimci ulkeleri gibi kendi bolgesel ve ekonomik cikarlarini guvence altina almak icin KYG’ye ve Cin’le olan iliskilerine ciddi bir onem atfetmektedir. Cin’in de benzer b...
Internet kullanimi ve internete erisim olanaklari arttikca, internet kanaatlerin sekillenmesi ve dolasimi acisindan gitgide daha da onemli bir arac haline gelmistir. Kimi arastirmacilar, siber uzamin alternatif bir kamusal alan olarak... more
Internet kullanimi ve internete erisim olanaklari arttikca, internet kanaatlerin sekillenmesi ve dolasimi acisindan gitgide daha da onemli bir arac haline gelmistir. Kimi arastirmacilar, siber uzamin alternatif bir kamusal alan olarak dusunulebilecegi iddiasini gundeme getirmekte ve internetin demokrasinin derinlestirilmesinde olumlu bir rol oynayacaginin altini cizmektedir. Internet-kamusallik baglantisina daha supheci yaklasan arastirmacilar ise, siber uzamin sinirliliklarini vurgular ve internete erisimdeki esitsizlikler ve siber uzamdaki anti-demokratik iceriklere (nefret soylemi, irkci, cinsiyetci, ayrimci icerikler vb.) isaret etmektedirler. “Internet Mecralari, Kanaat Olusumu ve Dolasimi: Kamusal ve Mahrem Arasinda” baslikli TUBITAK SOBAG projesinin bulgularindan yola cikan bu calismada, siber uzam-kamusallik iliskisi niceliksel ve niteliksel arastirma bulgulari esliginde tartisilmaktadir. Calisma, internet, kamusallik, tartisma etigi ve demokrasi arasindaki iliskinin ve bu i...
Bu tezde, yeni medya ortamlarindan video paylasim aglarinda dolasima sokulan nefret soylemi incelenmektedir. Yeni medyanin ozellikleri, kullanicilarin icerik uretmelerine ve bu icerikleri Internet uzerinden dolasima sokmalarina olanak... more
Bu tezde, yeni medya ortamlarindan video paylasim aglarinda dolasima sokulan nefret soylemi incelenmektedir. Yeni medyanin ozellikleri, kullanicilarin icerik uretmelerine ve bu icerikleri Internet uzerinden dolasima sokmalarina olanak tanimaktadir. Kullanicilarin urettikleri bu icerikler arasinda olumlu pek cok ornegin yani sira olumsuz ornekler olarak nefret soylemi barindiran icerikler de bulunmaktadir. Bu durum, kullanici turevli nefret iceriklerindeki soylemlere dikkat vermeyi gerektirmektedir. Diger taraftan ag uzerinde bulunan videolar, farkli yeni medya uygulamalari uzerinden de cok sayida kullaniciya ulasabilmektedir. Bir yeni medya uygulamasi olan video paylasim aglarinda, yeni medyanin risk ve olanaklarinin her ikisi de bulunmaktadir. Risklerden biri olan kullanici turevli nefret iceriklerinin, hangi soylemsel pratiklerle dolasima girdigi bu calismanin temel inceleme konusudur. Bu amacla, Birinci Bolum’de yeni medya ortami ve bu ortamin ozellikleri degerlendirilmis, Ikinci...
Yazar Fang Fang’in Wuhan Gunlugu ( ) adli karantina gunlugunun dogrusu Turkce’ye cevrilmesini beklemiyordum. Bilgi Yayinevi’nden Ingilizce’den Turkce’ye cevirilen gunluk benim icin bir surpriz oldu. Fang Fang ( ), yazar Wang Fang’in( )... more
Yazar Fang Fang’in Wuhan Gunlugu ( ) adli karantina gunlugunun dogrusu Turkce’ye cevrilmesini beklemiyordum. Bilgi Yayinevi’nden Ingilizce’den Turkce’ye cevirilen gunluk benim icin bir surpriz oldu. Fang Fang ( ), yazar Wang Fang’in( ) mahlasi. Fang, Nanjing dogumlu ve 1978 yilinda Cin Dili ve Edebiyati okumak icin Wuhan Universitesi’ne gitmesinden bu yana, Wuhan’da yasiyor. Romani Feng Jing ( ) ile 1987-1988 yilinda Lu Xun Edebiyat odulunu kazandi. Hubei eyaletinin merkezi Wuhan’in Covid-19 ile tanismasini, ardindan virusun yayilmasi nedeniyle merkezi hukumetin Cin Yeni Yilinin baslangicinda kenti kapatmasi uzerine Weibo’daki1 sosyal medya hesabi uzerinden yasadiklarini yayinlayan Fang’in gunlugu Haziran 2020’da Harper Collins tarafindan Michael Berry’in cevrisiyle yayinlandi. Daha gunluk Ingilizce’ye cevrilmeden yazar, Cin icerisinde gerek parti-devlet yonelimli geleneksel medyada gerekse sosyal medya platformlarinda siyasal ve toplumsal lince ugradi. Gunlugundeki gozlemlerinin Ci...
Internet kullanimi ve internete erisim olanaklari arttikca, internet kanaatlerin sekillenmesi ve dolasimi acisindan gitgide daha da onemli bir arac haline gelmistir. Kimi arastirmacilar, siber uzamin alternatif bir kamusal alan olarak... more
Internet kullanimi ve internete erisim olanaklari arttikca, internet kanaatlerin sekillenmesi ve dolasimi acisindan gitgide daha da onemli bir arac haline gelmistir. Kimi arastirmacilar, siber uzamin alternatif bir kamusal alan olarak dusunulebilecegi iddiasini gundeme getirmekte ve internetin demokrasinin derinlestirilmesinde olumlu bir rol oynayacaginin altini cizmektedir. Internet-kamusallik baglantisina daha supheci yaklasan arastirmacilar ise, siber uzamin sinirliliklarini vurgular ve internete erisimdeki esitsizlikler ve siber uzamdaki anti-demokratik iceriklere (nefret soylemi, irkci, cinsiyetci, ayrimci icerikler vb.) isaret etmektedirler. “Internet Mecralari, Kanaat Olusumu ve Dolasimi: Kamusal ve Mahrem Arasinda” baslikli TUBITAK SOBAG projesinin bulgularindan yola cikan bu calismada, siber uzam-kamusallik iliskisi niceliksel ve niteliksel arastirma bulgulari esliginde tartisilmaktadir. Calisma, internet, kamusallik, tartisma etigi ve demokrasi arasindaki iliskinin ve bu i...
Yazar Fang Fang’in Wuhan Gunlugu ( ) adli karantina gunlugunun dogrusu Turkce’ye cevrilmesini beklemiyordum. Bilgi Yayinevi’nden Ingilizce’den Turkce’ye cevirilen gunluk benim icin bir surpriz oldu. Fang Fang ( ), yazar Wang Fang’in( )... more
Yazar Fang Fang’in Wuhan Gunlugu ( ) adli karantina gunlugunun dogrusu Turkce’ye cevrilmesini beklemiyordum. Bilgi Yayinevi’nden Ingilizce’den Turkce’ye cevirilen gunluk benim icin bir surpriz oldu. Fang Fang ( ), yazar Wang Fang’in( ) mahlasi. Fang, Nanjing dogumlu ve 1978 yilinda Cin Dili ve Edebiyati okumak icin Wuhan Universitesi’ne gitmesinden bu yana, Wuhan’da yasiyor. Romani Feng Jing ( ) ile 1987-1988 yilinda Lu Xun Edebiyat odulunu kazandi. Hubei eyaletinin merkezi Wuhan’in Covid-19 ile tanismasini, ardindan virusun yayilmasi nedeniyle merkezi hukumetin Cin Yeni Yilinin baslangicinda kenti kapatmasi uzerine Weibo’daki1 sosyal medya hesabi uzerinden yasadiklarini yayinlayan Fang’in gunlugu Haziran 2020’da Harper Collins tarafindan Michael Berry’in cevrisiyle yayinlandi. Daha gunluk Ingilizce’ye cevrilmeden yazar, Cin icerisinde gerek parti-devlet yonelimli geleneksel medyada gerekse sosyal medya platformlarinda siyasal ve toplumsal lince ugradi. Gunlugundeki gozlemlerinin Ci...
Yeni iletisim teknolojilerinin sagladigi olanaklar katilimci kulturu besleyerek bireylerin yeni  medya ortamlarinda yaratici formlar olusturmasini mumkun kilmaktadir. Bu yaratici formlarin  nasil olusturuldugu, Turkiye’deki Twitter... more
Yeni iletisim teknolojilerinin sagladigi olanaklar katilimci kulturu besleyerek bireylerin yeni  medya ortamlarinda yaratici formlar olusturmasini mumkun kilmaktadir. Bu yaratici formlarin  nasil olusturuldugu, Turkiye’deki Twitter trollerinin uretimleri incelenerek gorulebilmektedir.  Bu calismada, trolluk ile yaratici kultur arasinda ‘caps’ler uzerinden bir bag kurulmakta ve Twitter  Turkiye ozelinde trol hesaplarin urettigi ‘caps’lerin kulturel yurttasligi ve yurttasin sosyal  medya dolayimi ile katilimini guclendirici bir boyutu oldugu iddia edilmektedir. Calisma kapsaminda  Twitter uzerinden belirlenen 15 trol hesaba tematik soylem analizi uygulanmistir. Bu  analiz vasitasiyla trollerin yaratici dil pratikleri ve caps uretimleri ortaya konmustur. Calismanin  sonucunda Turkiye’de Twitter trollerinin kendilerine ozel gelistirdikleri, mizahtan beslenen  yaratici dil pratikleri ve caps uretimleriyle guncel olay, olgu ve sorunlara iliskin farkli ve elestirel  bir bakis acisi sundukl...
Traditional television broadcasting has shown a significant change with the convergence to the new media environment. This convergence has changed the traditional ways of television content production and consumption. The audience has... more
Traditional television broadcasting has shown a significant change with the convergence to the new media environment. This convergence has changed the traditional ways of television content production and consumption. The audience has become the most important actor in the broadcasting industry, and new mediums and platforms, such as second screen applications and social TV, have gained importance in television broadcasting. This article discusses the transformation of television broadcasting from the second screen phenomenon and the new broadcasting ecosystem through the case of the Turkish serial Insider. The participation of the audience as a producer and consumer, the changing industry strategy, and the new ways of brand integration in this new broadcasting environment were examined through content analysis. The analysis results reveal the audience management strategies of the Turkish broadcasting industry and the audience’s position as producer and consumer in this new ecosystem.
The 1001/121K234-TÜBİTAK (The Scientific and Technological Research Council of Turkey) project “Film Festivals in Turkey: Structure, Economy, Organization, Audience Profile (The case of Antalya, Adana, İstanbul, Ankara Film Festivals)”... more
The 1001/121K234-TÜBİTAK (The Scientific and Technological Research Council of Turkey) project “Film Festivals in Turkey: Structure, Economy, Organization, Audience Profile (The case of Antalya, Adana, İstanbul, Ankara Film Festivals)” aims to describe the institutional structures, programming, economy and key features of the film festivals in Turkey. The project also intends to identify the role of film festivals in the development of national cinema and determine their contribution to the city in terms of the cultural economy and cultural/creative industries. The articles in this review are the collection of the papers presented in the Film Festivals Symposium which is held within the scope of the project. The articles include transnational film festivals, online festivals as the impact of the COVID-19 pandemic, film evaluation processes, environmental film festivals, short film and film festivals, academic studies on film festivals, and the industry's view of the film festival. The articles in the review are listed below:
Presentation: film festival studies and Turkey, Hakan Erkılıç
Anatomy of a transnation film festival: London Turkish Film Festival, Hasan Akbulut
The structure of transnational Turkish Film Festivals in Germany and the United States of America during the Covid-19, Tuncer Mert Aydın
Film industry and film festivals in South Korea during the pandemic: Ways to meet with the audience in the movie theatre, Mutlu Binark
The transformation of film festivals during the pandemic and mock film festivals, Onur Erkin
Post-Covid-19 Film Festivals in Turkey, Zeynep Merve Uygun & Metin Çavuş 
Art of cinema and film festivals as a historical paradox the position of short film at a critical moment, Ayla Kanbur
An ecocritical analysis of environmental film festivals in Turkey, Mehmet Emre Gül
General overview of film festivals as a right to the city, Yüksel Doğan
Bibliometric analysis of academic studies and print media on film festivals: comparison of Istanbul Film Festival and  Antalya Film Festival with other film festivals, Ufuk Küçükcan
Film festivals in consideration of 1001 Documentary Film Festival experience Enis Rıza &Ebru Şeremetli,
New era, new festivals?, Aylin Pınar Demir
Mart Susi and Tiina Pajuste (eds.), Covid-19 “Vaccine Passports”: An Exploratory Study of 23 Countries (Tallinn:
Tallinn University, 2021)
Türkiye'de sosyal medya ortamlarında trol olgusu özellikle Twitter’da Gezi Parkı olayları sırasında ve 17 Aralık Yolsuzluk Operasyonunu takiben YouTube’da siyasal içerikli, manipülatif ve yanıltıcı içerik dağıtımıyla gündeme... more
Türkiye'de sosyal medya ortamlarında trol olgusu özellikle Twitter’da Gezi Parkı olayları sırasında ve 17 Aralık Yolsuzluk Operasyonunu takiben YouTube’da siyasal içerikli, manipülatif ve yanıltıcı içerik dağıtımıyla gündeme geldi. Ancak trol olgusu, yalnızca siyasi amaçlarla yapılmamaktadır. Farklı çevrimiçi ortamlarda farklı trol türleri ve davranışları söz konusudur. Wikipedia trolleri olabildiği gibi, okur yorumları trolleri, sözlük trolleri, hatta oyun trolleri dahi olabilmektedir. Türkiye’de trol olgusunun varlığına ana akım medyadaki haberlerde ve köşe yazılarında dikkat çekilmekle birlikte, doğrudan trol olgusuna yönelik geniş kapsamlı akademik bir çalışma mevcut değildir. Yeni medya çalışmaları alanyazınında bu toplumsal olgu, dünyada 2010'lardan bu yana artan yoğunlukta farklı çevrimiçi ortamlardaki görünümleriyle birlikte incelenmiştir. Bishop'a göre, "İnternet trollüğü 21. yüzyılda bilgisayar jargonunun en hızla yayılan parçalarından birisidir" (2014:7). Bu çalışmada ise, Türkiye’de Twitter ortamındaki trollük olgusu, trol kültürü ve türleri ele alınmaktadır. Trollüğün hedefleri ve yapılış biçimleri de (dilsel pratikleri) örneklerle serimlenmektedir. Çalışmada trol sözcüğünün etimolojik kökeni, trollük olgusuna ilişkin alanyazındaki farklı tanımlamalar ve trollük türlerine ilişkin sınıflandırmalar, alanyazın ve konunun ilgili 29 uzmanıyla yapılan derinlemesine görüşmelerden oluşan saha çalışmasında elde edilen bulgularla birlikte açıklanacaktır.
Binark, M. (2017). "Why is a techno-social policy of new media literacy needed for all?", Communication for All 2017, Editors, Deniz Bayraktar and Özlem Avcı Aksoy, Ankara: Turkish National Commision for UNESCO, 53-68.... more
Binark, M. (2017). "Why is a techno-social policy of new media literacy needed for all?", Communication for All 2017, Editors, Deniz Bayraktar and Özlem Avcı Aksoy, Ankara: Turkish National Commision for UNESCO, 53-68. ISBN: 978-605-66617-3-0.
Summary This study is a part of a comprehensive research supported by TUBITAK SOBAG (The Scientific and Technological Research Council of Turkey - Social Sciences and Humanities Research Grant Group), which investigates with quantitative... more
Summary This study is a part of a comprehensive research supported by TUBITAK SOBAG (The Scientific and Technological Research Council of Turkey - Social Sciences and Humanities Research Grant Group), which investigates with quantitative and qualitative methods the practices involved in the usage of the social media by political parties and political party leaders as a channel/area for political communication. The aim for this study is to demonstrate, within the framework of the developing citizenship culture, the discourse practices and the political language of the political parties that emerges as a result of the effective use of social media environments in political communication campaigns.

And 98 more

Prof. Dr. Oya Tokgöz ile yapılan bu sözlü tarih çalışması, Türkiye’de iletişim bilimleri alanına katkı veren ilk doktora tezlerini, konularını ve katkılarını, iletişim bilimleri eğitiminin kurumsallaşarak başlama gerekçesini ve bu... more
Prof. Dr. Oya Tokgöz ile yapılan bu sözlü tarih çalışması, Türkiye’de iletişim bilimleri alanına katkı veren ilk doktora tezlerini, konularını ve katkılarını, iletişim bilimleri eğitiminin kurumsallaşarak başlama gerekçesini ve bu eğitimin temellerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmanın Türkiye’de iletişim çalışmaları, iletişim sosyolojisi ve kitle iletişim kuramları alanındaki tartışmalara kaynaklık edeceği düşünülmektedir.
Yönetmen: Cüneyt Karakuş
Danışman: Mutlu Binark
Research Interests:
BTS: 2nd Global online interdiscliplinary conference CSUN tarafından 1-3 Mayıs 2021 tarihlerinde düzenlendi. Konferans kapsamında Strugle and Social Justice panelinde, "BTS’ FANS -TURKISH ARMY- AND THEIR CHANGE.ORG CAMPAIGN OF... more
BTS: 2nd Global online interdiscliplinary conference CSUN tarafından 1-3 Mayıs 2021 tarihlerinde düzenlendi. Konferans kapsamında Strugle and Social Justice panelinde, "BTS’ FANS -TURKISH ARMY- AND THEIR CHANGE.ORG CAMPAIGN OF DEMANDING JUSTICE FOR #MELİSA: You Just Need To “Love Yourself” and Fight Against “Stigma”" adlı sunum yapıldı (Binark & Keskin).
Analyzing the Determinants of News-Seeking Behaviours of Older Adults in Terms of Digital Inequality Prof. Dr. Ferruh Mutlu Binark Associate Prof. Dr. Özgür Arun Assistant Prof. Dr. Duygu Özsoy Kadriye Beren Kandemir Gül Şahinkaya... more
Analyzing the Determinants of News-Seeking Behaviours of Older Adults in Terms of Digital Inequality
Prof. Dr. Ferruh Mutlu Binark
Associate Prof. Dr. Özgür Arun
Assistant Prof. Dr. Duygu Özsoy
Kadriye Beren Kandemir
Gül Şahinkaya

Abstract: The aim of the study is to examine the determinants of news-seeking behaviours of older adults of during the COVID-19 in Turkey and to analyze how differences in these practices feed inequalities in the society and the role of the Internet in this process within the context of aging. Although predominantly it is considered as a homogeneous category in the digital inequality literature, it is known that older adults are a heterogeneous group, which this heterogeneity leads to different experiences of inequalities. The data have been collecting from the representative sample (n = 1073) of 65+ older adults in Turkey through surveys.
During the pandemic, the information needs of people has increased all over the world. At the same time, a significant portion of the previously offline work has started to be done online. Thus, media and ICT use have increased and become more important, which has brought along some problems. The increasing information requirement has enhanced the amount of information as well as the amount of disinformation and misinformation, moreover, misinformation can spread faster than information. In this process, ICT access and use gap have become more evident, which can make older adult, who are already disadvantaged in terms of ICT, more disadvantaged. Lack of digital capital of older adults underlines inequalities in all fields, from everyday life necessities to searching for information on health issues, etc. In order to find solutions to these problems, first of all, it is necessary to reveal how older adults access information, how they evaluate information, and what problems they encounter. This study concerned to respond to this requirement, through a field survey conducted in Turkey aims to offer a unique contribution.
Keywords: older adults, media use, digital inequality

*This research received financial backing as project number 120K613 by TÜBİTAK (The Scientific and Technological Research Council of Turkey). Title of the project is “Information Seeking and Information Evaluation of Older Adults in the Covid19 Process”. The authors thank TÜBİTAK for funding support.
KORE HÜKÜMETİNİN KÜLTÜREL DİPLOMASİ POLİTİKASINDA “HALLYU”NUN ÖNEMİ: BTS’İN ÇEKME KUVVETİ Milton Cummings kültürel diplomasiyi, “uluslar ve onların halkları arasında karşılıklı kavrayışı geliştirmek için fikirlerin, enformasyonun,... more
KORE HÜKÜMETİNİN KÜLTÜREL DİPLOMASİ POLİTİKASINDA “HALLYU”NUN ÖNEMİ: BTS’İN ÇEKME KUVVETİ

Milton Cummings kültürel diplomasiyi, “uluslar ve onların halkları arasında karşılıklı kavrayışı geliştirmek için fikirlerin, enformasyonun, sanatın ve kültürün diğer yönlerinin değiş tokuşu” olarak tanımlarken (2003:1); Louis Belanger ise kültürel diplomasiyi “kültür, eğitim, bilim ve bir dereceye kadar teknik işbirliği ile ilgilenen dış politika etkinlikleri…” olarak açıklar (1994:422 aktaran Zamorano 2016:169). Bu tanımların ortak noktası, ülkenin dış politika hedefleri ile kültürel etkinliklerin kesişmesidir. Kültürel diplomasi, hükümetlerin sistematik bir şekilde ulusal kimliğini temsil eden kültürel ifade ve üretimlere, ulus markalama çalışma ve stratejileri dahil müdahalesini içerir. Bu çalışmada Kore hükümetlerinin yaratıcı içerik endüstri politikalarına koşut olarak, her türlü kültürel üretim ve hizmeti kültürel diplomasi aracı ve kanalı olarak nasıl kullandıkları, Mart-Ağustos 2018 tarihleri arasında G.Kore’de gerçekleştirilen saha çalışması bulgularına temellendirilerek tartışılacaktır. KOCCA, KOCIS, KOFICE, KOFIC başta olmak üzere Kore Kültür Turizm ve Spor Bakanlığı’na bağlı çalışan bu özerk kamu aktörlerinin kültürel diplomasi politikasını nasıl uyguladıkları, uzmanlarla yapılan derinlemesine görüşmeler ve kamu politika metinleriyle birlikte ele alınacaktır. Kore hükümetlerinin yıllar içinde gelişen ve yoğunlaşan “Hallyu” (Kore Dalgası) politikaları, K pop yıldızlarının kültürel diplomasi ve ulus markalama kanalı olarak kullanılmasını içermektedir. K-yıldızların kültürel diplomasi kanalı olarak kullanılması Kore’ye yönelik dostluk ve ilgi yaratılırken, uzun erimli olarak başta Kore kaynaklı teknolojik ürünlere, K-içeriklere ve diğer ürün ve hizmetlere (kozmetik, yiyecek, moda, turizm ve yaşam tarzı vb.) yönelik olumlu bir algı oluşturmaktadır. BigHit Entertainment’in yaklaşık altı yıl önce çıkışını yaptığı BTS (“Beyond the Scene”), Korece deyişle “Bangtan Sonyeondan” (방탄소년단) özellikle 2018 ve 2019 yıllarında Billboard’da büyük başarı göstererek, dünyada Hallyu’nun tanıtım yıldızı haline gelmiş, Kore’nin ulus markalama yüzü olmayı fazlasıyla hak etmiştir. Time Dergisi 2019 yılında dünyada “Gelecek Neslin Liderleri” olacak 100 etkili kişi arasında BTS’i de saymıştır1. BTS, Seoul kentinin turizm tanıtımlarının “BTS’ Life in Seoul” videoları ile yüzü ve WithSeoul şarkısıyla sesi olmuştur. Çalışmada BTS’in Kore’nin yakın zamanlı ulus markalama kanalı olarak kullanılmasının ardında yatan nedenler, BTS’in Kore’ye yönelik olarak nasıl bir çekim kuvveti yarattığı -sosyal medya kullanım stratejisi, bu stratejinin bileşenleri (otantiklik, etkileşim ve hayran topluluğunun kullanıcı türevli içerik yaratımı)- üzerinde örnek olay olarak durulacaktır.
In Turkey, recently the research on social media, which falls into the scope of social science, has been conducted primarily by collecting data produced by users in the interface. In this research project, it is assumed that there are... more
In Turkey, recently the research on social media, which falls into the scope of social science, has been conducted primarily by collecting data produced by users in the interface. In this research project, it is assumed that there are some problems about data gathering from social media for the social science research. These problems can be listed as not getting users’ consent, not anonymizing users and using their personal data, using and sharing data for purposes out of context, not being sure about the real owner of data, transparency problems in the use of data, data matching and surveillance etc. This study aims to reveal whether there is a data ethics policy in social science research in Turkey and whether such a policy is applied to data gathering from social media. This study covers two stages. First stage is in-depth interview with experts to discuss the themes and problems obtained from literature review. Secondly, based on literature review and the findings obtained from the in-depth interviews, the current situation, the problems and the suggestions are presented. As a result of this research project, these ethical problems found in social media researches conducted in Turkey; the lack of policy about personal data protection, the lack of ethical regulation about social media researches, not using informed consent form while gathering personal data from social media, reutilizing of data, data ownership… In the last instance this study emphasizes the importance of self-reflexivity of researcher in obtaining research ethics.
Gündelik yaşamda yeni iletişim teknolojileri birlikte değişimler/dönüşümler neleri getirdi? yeni sorunlar ve olgular burada, kavramsal tartışmalar ile birlikte ele alınacak.
Bu çalışma 26-27 Şubat 2015 tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Alternatif Bilişim Derneği’nin ortaklığıyla, Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Yeni Medya Çalışmaları II. Ulusal... more
Bu çalışma 26-27 Şubat 2015 tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Alternatif Bilişim Derneği’nin ortaklığıyla, Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Yeni Medya Çalışmaları II. Ulusal Kongre’de sunulan bildirilerin tam metinlerinden oluşmaktadır.

Her birlikte yolculuğun bir hikayesi olduğu gibi, bu Kongrenin de bir hikayesi var. Hikâyenin başlangıcı temanın ve ev sahibi üniversitenin seçilmesine dayanıyor. Kongrenin teması yeni medya okuryazarlığı olarak belirlendikten sonra, bu olgunun Türkiye'de ve dünyada gelişimi, kuramsal yaklaşımlar, kavramsal tartışmaları üzerine, bir yandan yurttaş katılımına ve demokrasi kültürüne vurgu yapan öte yandan da dijital gözetim teknolojilerinin gündelik yaşam içerisindeki artan konumuna değinen geniş kapsamlı bir çağrı metni Kongre Düzenleme Kurulu tarafından kaleme alındı. Kongrenin temasının yeni medya okuryazarlığı olmasının nedeni, hiç kuşkusuz ki bu olgunun hem çevrimiçi medya ortamlarının hem gündelik yaşamımızın demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir zemin olarak inşa edilmesinde, yeni iletişim ve bilişim teknolojilerini ve ortamlarını kullanan bireylerin yetkinliklerinin ve farkındalıklarının gerçekleşmesinde yaşamsal bir role sahip olmasından kaynaklanmaktadır.

Kongre’de sunulan tüm bildirilere ait tam metinler, yazarların izinleri doğrultusunda bu çalışmada yer almaktadır. Çalışmalarını bu kitapta yayınlanmasına izin vermeyen yazarların bildirilerinin yerinde ise bildiri tam metinleri yerine özetleri bulunmaktadır. Kongre’ye kabul edilmiş, ancak çeşitli nedenlerle katılım sağlayamamış yazarların bildirilerine bu çalışmada yer verilmemiştir. İçerikte yer alan bildiri metinlerinin sıralaması, Kongre’deki oturum sırasına göre, oturum içindeki sıralama ise yazar adına göre alfabetik olarak düzenlenmiştir. Kongre boyunca yapılan sunumlar ve tartışmalar ekseninde şekillenen kongre sonuç bildirgesi de bu çalışmanın sonunda yer almaktadır.

Yeni Medya Çalışmaları II. Ulusal Kongre Kitabı
Şubat 2016, 684 Sayfa
Yayına hazırlayanlar: Burak Ozçetin, Ceren Sozeri, Idil Sayımer, Irem Inceoglu, Perrin Ogun Emre, Tugrul Comu
Kapak Tasarımı: : Banu Küçüksaraç
ISBN: 978 - 605 - 62169 - 5 - 4
Bu sunumda dijital kuşak olgusu tanımlanmakta, TR.de mevcut çalışmalar özetlenmetedir. Neden ve nasıl dijital kuşaklar hangi olgularla birlikte çalışmalı sorusu yanıtlanmaktadır.
Bu sunumda dijital kültür ve özellikleri, bu özellikleden beslenen sosyal medya otrtamlarında etik ihlaller, sorunun çözümü için açık etik anlayışı tartışılmaktadır. Bulgular Tübitak Sobag 111K368 nolu projeye temellenmektedir.
IAMCR 2011 presentation on hate speech in Turkey in Facebook environment
Research Interests:
Binark, M. (2022) “Platformlar Arasında ve İçinde Yaşamak: #LifeGoesOn”, Bu da Biter, Ya Sonra?: Covid 19 ve A’dan Z’ye Yeni Hayat. Der. S. Dağdelen, Dilek Aslan ve B. İlhan. Konya: Literatür. 161-170.
ISBN:978-975-04-0898-4
Bu çalışmada Lee Chang-dong’un Poetry (시) (Şiir) (2010) adlı filmi üzerinden, Güney Kore’de bir kadının yaşam döngüsü deneyimi, farklı kesişimsellikler ile birlikte okunacaktır. Filmin kahramanı Mija, eşini kaybetmiş, engelli bir dul... more
Bu çalışmada Lee Chang-dong’un Poetry (시) (Şiir) (2010) adlı filmi üzerinden, Güney Kore’de bir kadının yaşam döngüsü deneyimi,  farklı kesişimsellikler ile birlikte okunacaktır. Filmin kahramanı Mija, eşini kaybetmiş, engelli bir dul erkeğin haftalık bakımını yaparak gelir elde eden, yalnız olan anne kızı çalışmak için büyük kente taşınmış, bakması için ona bırakılmış torunu ile yaşayan yaşlı bir kadındır. Bir gün kelimeleri anımsamadığı için doktora giden Mija, yapılan testler sonucu Alzheimer’in erken döneminde olduğunu öğrenir. Unutuşun döngüsüne yakalanmadan önce, Mija yaşamda yapmak istediği şeyi, şiir yazmayı öğrenmek ister. Böylece şiir kursuna yazılır. Burada öğretmenin kursiyerlere bir elmayı göstererek söylediği şey, “Elmayı görmek, onun özünü bilmek, onunla ilgilenmek, iletişim kurmak ve onu anlamak demektir.” Mija şiir yazmayı denerken, Alzheimer giderek ilerler. Torununun  okulda bir grup arkadaşı ile yoksul bir kız öğrenciye tecavüz suçuna karışması sonucu, kız öğrenci intihar eder. Mija, bir yandan suçun örtbas edilmesi için aileye verilecek “kan parasını” bulmaya çalışırken bir yandan da nasıl şiir yazacağını dert etmektedir. Lee, Mija’nın gündelik yaşamından, evin işlerinden, sokakta yürümesinden, bakıcılığını yaptığı yaşlı dulla ilişkisinden, kursta dersi dikkatle dinlemesinden, torunu ile diyalogsuz ilişkisinden farklı kesitler sunar bize. Tüm bu kesitler, anlatının ana kahramanının  şiirini tamamlanması ile birlikte yaşam döngüsünün de tamamlanacağını işaret eder. Anlatı, Güney Kore’de yoksul ve yalnız yaşlı kadın olmanın zorluğunu, sosyal olarak toplumun kenarındaki konumunu Mija üzerinden serimler. Kuşaklararası iletişim kopukluğu da, anlatının bize gösterdiği bir diğer toplumsal ve evrensel bir sorundur. Mija, torunu ile bir türlü iletişim kuramaz. Ancak sıcak yaz gecesinde badmington oynarlarken anneanne ve torun aralarındaki iletişimsizlik kırılır. O an da polisin, Mija’nın torununu tecavüz suçundan tutuklaması ile sona erer. Anlatı, toplumu, kültürü, siyaseti ve ekonomik katılımı şekillendiren, Konfüçyanist ideolojiden beslenen hetereoseksist cinsiyet rejiminin tahakkümünde Mija’nın susma edimleriyle devam eder. Şiir yazmak, kadın kahramanın yaşamının son evresinde yaptığı bir konuşmadır. Mija’nın iç sesi bize seslenirken, aslında topluma seslenmektedir. Eril tahakküme, kadınların değersizleştirilen belleklerine karşı Mija’nın şiiri siyasal ve toplumsal bir işaretlemedir. Bu nedenle, yaşam döngüsü perspektifiyle, Şiir filmini okumak gereklidir. Anlatının gösterdiği gibi, şiir yazmak, yaşamı içinde hissetmek, anlamak ve anlatmaktır. Mija’nın toplumun kenarında; o güne dek değer verilmemiş  hislerinin tercümesidir şiir yazmak.
Çinde çevrimiçi yönetişim olgusu üç uygulama üzerinden (Wechat pay, Alipay in entegre olduğu Xuexi qiangguo ile Sesame Credit) bioiktidarın üretilmesi temelinde tartışılmıştır.
Binark, M. ve Ş.Karataş-Özaydın (2019). “Porselen Yüzleri ve Dişilleştirilmiş Erkek Bedenleri İle K-Erkeklik İmgesi: Güney Kore Yaratıcı İçerik endüstrisi ve Aşık Oluncak Hallyu Yıldızları”, Aşkın Halleri. Der. Tezcan Durna ve Nehir... more
Binark, M. ve Ş.Karataş-Özaydın (2019). “Porselen Yüzleri ve Dişilleştirilmiş Erkek Bedenleri İle K-Erkeklik İmgesi: Güney Kore Yaratıcı İçerik endüstrisi ve Aşık Oluncak Hallyu Yıldızları”, Aşkın Halleri. Der. Tezcan Durna ve Nehir Durna. Ankara:UMAG. 165-190.
ISBN: 978-605-4274-90-1
Binark, M. (2017). "Why is a techno-social policy of new media literacy needed for all?", Communication for All 2017, Editors, Deniz Bayraktar and Özlem Avcı Aksoy, Ankara: Turkish National Commision for UNESCO, 53-68. ISBN:... more
Binark, M. (2017). "Why is a techno-social policy of new media literacy needed for all?", Communication for All 2017, Editors, Deniz Bayraktar and Özlem Avcı Aksoy, Ankara: Turkish National Commision for UNESCO, 53-68.
ISBN: 978-605-66617-3-0.
Binark, M. (2017).  "Yeni Medya Okuryazarlığı Tekno-toplumsal Politikası Herkes İçin Neden Gerekli?" Herkes için İletişim 2017 (Yayına Haz. Deniz Bayraktar ve Özlem Avcı Aksoy) Ankara: Unesco Türkiye Milli Komisyonu, (51-64).... more
Binark, M. (2017).  "Yeni Medya Okuryazarlığı Tekno-toplumsal Politikası Herkes İçin Neden Gerekli?" Herkes için İletişim 2017 (Yayına Haz. Deniz Bayraktar ve Özlem Avcı Aksoy) Ankara: Unesco Türkiye Milli Komisyonu, (51-64).
ISBN:978-605-66617-3-0.
Özet Bu çalışma yeni medya okuryazarlığı konusunu günümüzde önemli tartışma konularından biri haline gelen trollük kavramı bağlamında ele almaktadır. Türkiye'deki trollük olgusunu araştıran " Sosyal Medya ve Trol Olgusu " adlı projenin... more
Özet Bu çalışma yeni medya okuryazarlığı konusunu günümüzde önemli tartışma konularından biri haline gelen trollük kavramı bağlamında ele almaktadır. Türkiye'deki trollük olgusunu araştıran " Sosyal Medya ve Trol Olgusu " adlı projenin bulgularından faydalanılarak bu çalışmada Twitter'daki eğlence trolleri olgusu eğer başa çıkılması düşünülüyorsa, bunun nasıl yapılacağı konusu ele alınmaktadır. Burada ilk olarak literatürde yer alan trollük olgusu ile çeşitli şekillerde başa çıkma yolları aktarılmakta, ardından araştırma projesinde konuyla ilgili uzman görüşlerine başvurulan akademisyenlerin ve yeni medya endüstrisi çalışanlarının önerileri ve yaklaşımlarına yer verilerek, yeni medya okuryazarlığının kullanıcılara kazandıracağı becerilerin trollük olgusu ile mücadeledeki önemi vurgulanmaktadır. Bu çalışma kapsamında, sosyal medya ortamlarında trol hesaplara karşı mücadele yolu olarak her düzeyde (yaş grubunda) yeni medya okuryazarlığı politikası ve trollerin " beslenmemesi gereği " önerilmektedir.
Yeni medya, kimilerine gore ileti~im ve yaymcthk olanaklan adma gOncel teknolojinin en son a~amast hatta bir ti.ir devrim, kimilerine gore ise yurtta~larm ve profesyonellerin bir arada-varhk gosterebildikleri kaotik bir ki.iresel... more
Yeni medya, kimilerine gore ileti~im ve yaymcthk olanaklan
adma gOncel teknolojinin en son a~amast hatta bir ti.ir devrim,
kimilerine gore ise yurtta~larm ve profesyonellerin bir arada-varhk
gosterebildikleri kaotik bir ki.iresel platform. Birbirlerine benzeyenlerin ve ~oteki"lerin kolayca kar~tla~abildikleri, yeni kimlikler kurgulayabildikleri, yeni kabilelere dahil olabildikleri ozgOr ve dinamik bir yeni ya~am alaru. Zaman ve mekan stntrlamast almadan kimi zaman bedensiz, kimi zaman avatarlarla temsil olunan sOrekli bir etkile~imin soz konusu oldugu, kimi kez bireysel ozgOrle~me i~in kimi kez de yeni toplumsal hareketlere dahil olma ve tabandan ses duyurma(k) i~in kullamlan yeni ara~larm i~ledigi bir di.inya; her durumda teknoloji dolaytmlt yeni bir di.inya! Bu yeni dOnyaya yonelik bilimsel meraktn odaklandtgt soru ise yeninin
farkt ve fark1 olu~turan ko~ullar Ozerine. Bu sorulann pe~inden
giden ara~ttrmactlar olarak biz de yamtlanmtz i~in bu yaztdaalantmiZ! etik meselesiyle smJrlandJrmak istedik. Smirlandirmanm gerek~esi ise oldukp makul: Bir arada ya~amanm, topluluk olmanm onemli ko~ullanndan biri de kural koymak, bu kurallar buti.inunu benimsemek ve ya~am pratigimiz i~erisinde bu kurallara uygun se~imler yaparak ya~amak. Aynca, etik sadece gOndelik ya~amda iyi olmay1 tammlamaz; ayn1 zamanda profesyonel i~ yapmanm da kurallanm belirler. Her meslek i~in tan1mlanan pra tik kurallar da bu kategoride degerlendirebilir. Bu haliyle de yeni
medya ve etik tartJ~mast sadece belirli bir grubu ve/veya profesyonel ekibi ilgilendiren bir ba~hk olmaktan ~ok ote; yeni medya ortamlannda varhk gostersin ya da gostermesinneredeyse tOm bireyleri ilgilendiren bir boyuta da sahip.
Binark, M, Bayraktutan-Sütcü, G. (2011) “Dijital Oyun Kültürü Haritasında Oyuncular: Dijital Oyuncuların Habitusları ve Kariyer Türevleri”, Katılımın E-Hali:Gençlerin Sanal Alemi. (Der.) Aslı Telli-Aydermir. İstanbul: Alternatif Bilişim... more
Binark, M, Bayraktutan-Sütcü, G. (2011) “Dijital Oyun Kültürü Haritasında Oyuncular: Dijital Oyuncuların Habitusları ve Kariyer Türevleri”, Katılımın E-Hali:Gençlerin Sanal Alemi. (Der.) Aslı Telli-Aydermir. İstanbul: Alternatif Bilişim Derneği Yayınları. 303-330.
ISBN:  978-605-62169-1-6
Research Interests:
Bilgi toplumunun ortaya çıkışıyla birlikte, 19. ve 20. yüzyıllardaki Marksist sınıf teorisinin ortaya koyduğu sınıf kavramında bir genişlemenin yanı sıra sınıfın örgütlenme biçimlerinde de mühim bir değişim meydana geldi. Sınıf tanımı... more
Bilgi toplumunun ortaya çıkışıyla birlikte, 19. ve 20. yüzyıllardaki Marksist sınıf teorisinin ortaya koyduğu sınıf kavramında bir genişlemenin yanı sıra sınıfın örgütlenme biçimlerinde de mühim bir değişim meydana geldi. Sınıf tanımı hizmet sektörüne ve kognitif emeğe paralel biçimde genişlerken, neoliberalizmin öngördüğü güvencesiz emek rejimi kendisi için gerekli koşulları yaratmış oldu. Prekarya kavramı, bugün hem taşeronla hem de kognitif emeğin sağladığı freelance olarak bilinen çalışma biçimleriyle, gayrimerkezi emeğin etrafında şekillenen bir emek profili şeklinde tanımlanabilir. Bu emek profili, birbirlerinden uzakta yahut birbirlerine yakın olarak, kanuni ve fiziki olarak erişimleri engellenmiş sınıfın örgütlenmesini geleneksel koşullarda imkansızlaştırmaktadır. Bu bağlamda Türkiye özelinde sendikalaşması imkansızlaştırılan plaza işçileri ve taşeron işçiler bu güvencesiz rejime karşı yeni medya üstünden mücadele örgütleyerek kazanım elde eden ya da etme peşinde olan gruplar olarak çalışmanın temel örneklerini teşkil ediyorlar. Makale boyunca yeni medyada güvencesiz emek sisteminde örgütlenmenin Türkiye’deki bu pratikleri ve geçmişte geleneksel sendika çalışmalarına katılmayıp yeni medya aracılığıyla sürece dahil olanların tecrübelerinden hareketle yeni medyanın prekarya mücadelesine sürecinde sağladığı avantajlar incelenmiştir ve görülmüştür ki yeni medya teknolojileri hem yeni çalışma rejiminin enstrümanları olarak hem de güvencesiz emek karşıtı örgütlenmenin ana enstrümanı olarak karşımıza çıkıyor ve bir değişim aracı niteliği taşıyor.

Anahtar Kelimeler: Yeni Medya, Prekarya, Çokluk, Kırılgan Emek, Hizmet Sektörü
Bu çalışmada yeni medya ortamlarındaki araştırma yolculuğum, neden yöntem ve etik konusu araştırmalarda önemli, özellikle sosyal medya ortamlarında bu konu tartışılmaktadır. Bu çalışma 3 Mayıs 2016 tarihinde İst.Ünv. Edeb.Fak. Sosyoloji... more
Bu çalışmada yeni medya ortamlarındaki araştırma yolculuğum, neden yöntem ve etik konusu araştırmalarda önemli, özellikle sosyal medya ortamlarında bu konu tartışılmaktadır. Bu çalışma 3 Mayıs 2016 tarihinde İst.Ünv. Edeb.Fak. Sosyoloji Bölümü daveti üzerine Araştırma Deneyimleri seminerleri kapsamında sunulmuştur.
Bu çalışma, Tübitak Sobag tarafından desteklenen 120k613 proje kodlu saha araştırmasının bulgularını içermektedir. Araştırmanın amacı yaşlıların (65 yaş ve üstü) Covid-19 salgını döneminde salgın öncesi ve sırasında enformasyon arama... more
Bu çalışma, Tübitak Sobag tarafından desteklenen 120k613 proje kodlu saha araştırmasının bulgularını içermektedir. Araştırmanın amacı yaşlıların (65 yaş ve üstü) Covid-19 salgını döneminde salgın öncesi ve sırasında enformasyon arama edimlerini saptamak ve bu
enformasyonu nasıl değerlendirdiklerini ortaya koymaktır. Araştırmada, salgın öncesinde ve sürecinde yaşlıların nasıl bir medya repertuvarları olduğu, enformasyona hangi kaynaklardan ulaştıkları, elde edilen enformasyona ne düzeyde güven duydukları, dijital sermaye durumları
tespit edilmiştir. Bunun için, 10 Temmuz ile 27 Ağustos 2020 tarihleri arasında, 12 istatistiki bölgeyi temsil eden Antalya, Ankara, Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir,
Kayseri, Samsun, Trabzon ve Van illerinde ikamet eden Türkiye’nin 65 yaş ve üstü nüfusu temsil eden (n=1075) örneklem grubundan, telefon ve yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak veri toplanmıştır. Anket aracılığıyla, katılımcıların sosyo-demografik özellikleri, iletişim araçları
sahipliği, medya repertuvarları, salgına ilişkin bilgi düzeyleri, Covid-19 öncesi ve sürecinde haber/enformasyon alma tercih ve pratikleri, enformasyon eksiklikleri, Covid-19 öncesi ve
sürecinde çeşitli enformasyon kaynaklarına ve araçlarına güven düzeylerine ilişkin veri toplanmıştır. İlişkisel sosyolojik bakış açısıyla araştırmanın katılımcıların toplumsal cinsiyeti, yaşı, toplumsal sınıfı kesişiminde salgın öncesi ve sonrası medya repertuvarları, salgına ilişkin
elde edilen enformasyonel içeriğe güven ile dijital sermaye durumu (sahiplik ve yetkinlik) hakkında durumları tespit edilmiştir.
Bu çalışmanın konusunu Çin Halk Cumhuriyeti’nin olumsuz başlayan Covid-19 ile mücadelesini hem iç hem de dış kamuoyunda sosyal medya platformlarında dolaşıma sokulan video anlatılar aracılığıyla zafer hikâyesine dönüştürmede başvurduğu... more
Bu çalışmanın konusunu Çin Halk Cumhuriyeti’nin olumsuz başlayan Covid-19 ile mücadelesini hem iç hem de dış kamuoyunda sosyal medya platformlarında dolaşıma sokulan video anlatılar aracılığıyla zafer hikâyesine dönüştürmede başvurduğu söylemsel stratejiler oluşturmaktadır. Çalışmada, Çin’in başvurduğu ve yönetilebilir bir kamu yaratma amacı taşıyan söylemsel stratejiler Foucault’nun yönetimsellik kavramsallaştırmasının özünü oluşturan “tutumların yönlendirilmesi” ve “özneleştirme” süreçleri üzerinden tartışmaya açılmıştır. Çin’in hem iç hem dış kamuyu yönlendirmede başvurduğu en önemli taktiklerinden birisi propagandadır. Bu kapsamda Çin, Covid-19 ile mücadele sürecinde sosyal medya platformlarında hem iç kamusuna hem de dış kamuoyuna yönelik olarak Çin’in birlik ve mücadelesini vurgulayan video anlatıları dolaşıma sokmuştur. 
Çalışmada 28 Ocak-8 Nisan 2020 tarihleri arasında Çince ve İngilizce altyazılı üretilen 15 adet video anlatı tematik söylem analizi yapılmak üzere Çin sosyal medya platformu olan Sina Weibo’dan ve Çin haber kaynakları tarafından Twitter’a yapılan yüklemeler arasından seçilmiştir. Yapılan analiz sonucunda video anlatılardaki hakim temalar “Çin ordusu ve kamu çalışanlarının özverisi ve birlikte başarılacağı vurgusu”, yan temalar ise “yerel personelin özverisi, Çin devletinin salgınla mücadeleye verdiği destek, Wuhanlıların ve Çin halkının birlik ve beraberliğe olan inançları ve vatan sevgisiyle başaracaklarına olan inanç olarak” sıralanmaktadır. Tematik söylem analiziyle incelenen video anlatılarda “Ulusal Birlik”, “Gayret Et Çin” ve “Çin Güçlü Kal!” vb. söylemsel stratejiler aracılığıyla bu salgının kontrol altına alınacağına yönelik ikna dilinin üretilmekte olduğu, Çin’in yeni bir yönetimsellik stratejisini başarıyla uygulamakta olduğu görülmüştür. Çevrimiçi uzamda dolaşıma sokulan farklı anlatı türleri, devletin inşa ettiği Çin Rüyası söyleminin sürdürülmesine doğal bir zemin hazırlarken, ulusun birliği, bütünlüğü ve müreffeh bir yaşam tahayyülü birbiri üzerine teğellenmektedir.
Anahtar kelimeler: Çin, Wuhan, Covid-19, Foucault, Yönetimsellik, Tematik Söylem Analizi.
Research Interests:
Yazar Fang Fang'ın Wuhan Günlüğü adlı eserinin kitap değerlendirmesi
Tom Mc Donald'ın (2016). Social Media in Rural China: Social networks and moral frameworks adlı kitabının değerlendirmesi
Ankara Üniversitesi SBE Y.Lisans Tezi 1992
Doktora Tezi: Enformasyon Teknolojilerinin Toplumsal Cinsiyete Bağlı Kullanımı: Japonya ve Türkiye Örneği
Ankara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Radyo-Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı

Ankara-1999
EDRigram is a bimonthly newsletter by European Digital rights with its 40+ member organizations in Europe with trans-European links. This is the eighteenth article of the series "EDRi member in the Spotlight" in which our members have the... more
EDRigram is a bimonthly newsletter by European Digital rights with its 40+ member organizations in Europe with trans-European links. This is the eighteenth article of the series "EDRi member in the Spotlight" in which our members have the opportunity to introduce themselves and their work in depth. Today we introduce our member from Turkey-The Alternative Informatics Association (Turkish: Alternatif Bilişim Derneği, Alternatif Bilişim acronym). For digital access:  https://edri.org/our-work/member-in-the-spotlight-alternatif-bilisim-dernegi/