Skip to main content

Ali Vatansever

"Yeni medyanın tasarlama süreçlerine dahil olmasıyla, farklı kulvarlarda çalışan tasarımcıların medya aşırı ortaklık kurmaları mümkün oldu. Bu ortaklık sonucunda birçok sektörde olduğu gibi film sektöründe de birden çok ortama hizmet... more
"Yeni medyanın tasarlama süreçlerine dahil olmasıyla, farklı kulvarlarda çalışan tasarımcıların medya aşırı ortaklık kurmaları mümkün oldu. Bu ortaklık sonucunda birçok sektörde olduğu gibi film sektöründe de birden çok ortama hizmet veren anlatı örnekleri ortaya çıktı. Artık film tasarımcıları, oluşturdukları dünyanın sadece sinema salonunda ya da evde doğrusal (linear) ve pasif bir seyir deneyimine hizmet veren kapalı bir kutudan ziyade; farklı disiplinlerden kurulu bir tasarım ekibinin dahil olmasıyla TV, oyun, interaktif, mimari vb. farklı platformlara açılımlanabilen bir ağ olduğunu dikkate almaya başladılar. Hikaye dünyasının bütünselliğine hizmet eden yeni anlatı deneyimleri (transmedia storytelling) şekillendirmeye başladılar. Bu yeni ortak platform, tasarımı iş şemasının merkezine yerleştirirken; sinemaseverlerin herhangi bir izleyici olmanın çok ötesinde, karar verici, aktif kullanıcı ve üretici rolünü üstlenmelerine olanak tanıdı.
Bu çalışma kapsamında, transmedya uygulamalarının anlatı yapısını nasıl dönüştürdüğü ve kullanıcıların dahiliyetinin bu dönüşümdeki rolleri, sinemasal bir çerçeveden benzer örnek ve öncül çalışmalar ışığında irdelenmektedir.
"
Bilgi toplumunun ortaya çıkışıyla birlikte, 19. ve 20. yüzyıllardaki Marksist sınıf teorisinin ortaya koyduğu sınıf kavramında bir genişlemenin yanı sıra sınıfın örgütlenme biçimlerinde de mühim bir değişim meydana geldi. Sınıf tanımı... more
Bilgi toplumunun ortaya çıkışıyla birlikte, 19. ve 20. yüzyıllardaki Marksist sınıf teorisinin ortaya koyduğu sınıf kavramında bir genişlemenin yanı sıra sınıfın örgütlenme biçimlerinde de mühim bir değişim meydana geldi. Sınıf tanımı hizmet sektörüne ve kognitif emeğe paralel biçimde genişlerken, neoliberalizmin öngördüğü güvencesiz emek rejimi kendisi için gerekli koşulları yaratmış oldu. Prekarya kavramı, bugün hem taşeronla hem de kognitif emeğin sağladığı freelance olarak bilinen çalışma biçimleriyle, gayrimerkezi emeğin etrafında şekillenen bir emek profili şeklinde tanımlanabilir. Bu emek profili, birbirlerinden uzakta yahut birbirlerine yakın olarak, kanuni ve fiziki olarak erişimleri engellenmiş sınıfın örgütlenmesini geleneksel koşullarda imkansızlaştırmaktadır. Bu bağlamda Türkiye özelinde sendikalaşması imkansızlaştırılan plaza işçileri ve taşeron işçiler bu güvencesiz rejime karşı yeni medya üstünden mücadele örgütleyerek kazanım elde eden ya da etme peşinde olan gruplar olarak çalışmanın temel örneklerini teşkil ediyorlar. Makale boyunca yeni medyada güvencesiz emek sisteminde örgütlenmenin Türkiye’deki bu pratikleri ve geçmişte geleneksel sendika çalışmalarına katılmayıp yeni medya aracılığıyla sürece dahil olanların tecrübelerinden hareketle yeni medyanın prekarya mücadelesine sürecinde sağladığı avantajlar incelenmiştir ve görülmüştür ki yeni medya teknolojileri hem yeni çalışma rejiminin enstrümanları olarak hem de güvencesiz emek karşıtı örgütlenmenin ana enstrümanı olarak karşımıza çıkıyor ve bir değişim aracı niteliği taşıyor.

Anahtar Kelimeler: Yeni Medya, Prekarya, Çokluk, Kırılgan Emek, Hizmet Sektörü