Skip to main content
Merkez bankası bağımsızlığı son dönemde yaygın olarak hem Türkiye’de hem de dünyada bir tartışma konusu haline gelmiştir. Bu tartışmalarda merkez bankalarının bağımsızlığı araç-amaç bağımsızlığına sıkıştırılır veya bağımsızlık,... more
Merkez bankası bağımsızlığı son dönemde yaygın olarak hem Türkiye’de hem de dünyada bir tartışma konusu haline gelmiştir. Bu tartışmalarda merkez bankalarının bağımsızlığı araç-amaç bağımsızlığına sıkıştırılır veya bağımsızlık, kökenlerinin tartışıldığı durumlarda para basma yetkisi ile tekeline (senyoraj hakkı) dayandırılır. Merkez bankası bağımsızlaşması ile hukukun üstünlüğü veya hukuk devleti kavramlarının sıkça birlikte kullanıldığı da dikkate alındığında bu tartışmanın daha farklı bir şekilde yapılması gerekmektedir. Bu çalışmada, merkez bankası bağımsızlığı iki koldan; başka bir deyişle birbiri ile ilgili iki süreç olan üstkurullaşma ve finansallaşma süreçleri bakımından ele alınacaktır. Üstkurullaşma süreci, düzenleyici kurulların oluşum süreçleri bakımından geniş bir perspektif sunar ve merkez bankaları özelinde iktisadi işlevin merkez bankası bağımsızlığıyla olan ilişkisini açıklamada yetersiz kaldığı yeri doldurabilir, böylece finansallaşma literatürünün eksikliği tamamla...
Antik ve Modern Dönemde Yasalar ve Yasa Yapımı Paneli için Eski Yunan’da yasalar ve yasa yapımı üzerine üç temel başlıktan oluşan bir bildiri hazırlanmıştır. İlk başlıkta Eski Yunan demokrasinin üzerinde yükseldiği toplumsal formasyon ve... more
Antik ve Modern Dönemde Yasalar ve Yasa Yapımı Paneli için Eski
Yunan’da yasalar ve yasa yapımı üzerine üç temel başlıktan oluşan bir bildiri
hazırlanmıştır. İlk başlıkta Eski Yunan demokrasinin üzerinde yükseldiği
toplumsal formasyon ve bunu hazırlayıcı yasalardan bahsedilmekte;
ardından M.Ö. 403/2 sonrası ilk defa “yasa yapma yasalarına göre yasa
yapan” Atina demokrasisindeki bu yöntemlere ilişkin bilgi verilecmekte;
son olarak ise Antik Yunan demokrasisinin türettiği kavram ve ilkelerin
günümüzdeki anlamına ilişkin bağlantılar kurulmaktadır.
Bu bildiride Atina demokrasisinin tarihsel koşullarında içeriğini kazanan “ifade özgürlüğü”nü, içinde oluştuğu üretim biçimi ve bununla bağlantılı siyasal kurumlar üzerinden inceleyecek ve Antik Yunan demokrasisine ait kavramların... more
Bu bildiride Atina demokrasisinin tarihsel koşullarında içeriğini kazanan “ifade özgürlüğü”nü, içinde oluştuğu üretim biçimi ve bununla bağlantılı siyasal kurumlar üzerinden inceleyecek ve Antik Yunan demokrasisine ait kavramların günümüzde nasıl bir anlam ifade edebileceğine dair bir tartışma penceresi açmaya çalışacağız. Amacımıza ulaşmak için öncelikle Antik Yunan dünyasını inceleyecek ve bu toplumdaki demokratia’nın maddi kökenlerini bulacağız. Ardından, Atina demokrasisinde “ifade özgürlüğü”nü andıran isegoria (siyasal meseleler üzerine konuşmada eşitlik) ve parrhesia (açık sözlülük, korkmadan konuşmada özgürlük) kavramlarını ele alacağız. Bu incelemenin ardından, Behice Boran’ın, mevcut anayasal düzen açısından da geçerli olan 1961 Anayasası’ndaki sosyal devlet ile demokratik devlet arasındaki bağlantıya ilişkin görüşlerini inceleyeceğiz. Böylece, ifade özgürlüğünün antik dünyaya ait bir kavram ile nasıl farklı bir içerik kazanabileceğini tartışma fırsatı edinmiş olacağız.
Özet Belirli toplumsal sınıf ve fraksiyonların çıkarlarını parlamentoda temsil etmek ve parlamentoların yasama veya denetim yetkilerini kullanmak noktasında en önemli rolü üstlenen siyasi partiler, günümüz temsili siyasetin başat... more
Özet

Belirli toplumsal sınıf ve fraksiyonların çıkarlarını parlamentoda temsil etmek ve parlamentoların yasama veya denetim yetkilerini kullanmak noktasında en önemli rolü üstlenen siyasi partiler, günümüz temsili siyasetin başat aktörleri olarak öne çıkarlar. " Negatif yasa koyucu " olarak da tanımlanan anayasa yargısı ise, parlamentolar tarafından yapılan yasal düzenlemelerin anayasaya uygunluğunu denetlemesi neticesinde, birbirinden ayrılamaz olan hukuk ve siyasetin içerisinde kendisine önemli bir yer edinir. Bu çalışma, Türkiye İşçi Partisi'nin 1963 – 1971 yılları arasında Türk Anayasa Mahkemesi'nde açtığı iptal davalarının konularını inceleme ve partinin temsil iddiasında olduğu toplumsal sınıf ve fraksiyonların çıkarlarının anayasa yargısı önünde nasıl ifade edildiğini gösterme çabasındadır. Çalışmada anayasa hukuku ile siyaset arasındaki ilişkiye dair belirli gözlemler sunulacak; savunulan çıkarların anayasal seviyede nasıl yorumlandığı ve bu çıkarların hangi argümanlarla savunulduğu gösterilecektir.

Anahtar Sözcükler: Anayasa Hukuku, Siyaset, Anayasa Yargısı, Türkiye İşçi Partisi, Toplumsal Sınıflar

Abstract

Political parties are the paramount organisations that represent the interests of social classes and class fractions and mostly political parties dominate the legislative and oversighting processes in the parliaments. Constitutional courts, also defined as " negative legislators " , with the power of reviewing the acts of parliament on the ground of complying with the constitution, also plays an important role on the law and politics which are inseparable. This article aims to focus on the acts of parliaments that are brought before the Turkish Constitutional Court by the Turkish Labour Party (TLP), between 1962-1971. By doing that, we can identify the interests of social classes and class fractions which are represented by the TLP and how and by which arguments these interests are presented before the Court. Also, some observations will be made on the relation between law and politics from this standpoint.

Keywords: Constitutional Law, Politics, Constitutional Review, Turkish Labour Party, Social Classes
Research Interests:
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra eşit oy ilkesi üzerinden ViraVerita için bir seçim analizi hazırlamıştım. Üç parça halinde yayınlanan analizin son bölümünde ise partilerin seçim başarısının mevcut sistem içerisindeki dinamikleri... more
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra eşit oy ilkesi üzerinden ViraVerita için bir seçim analizi hazırlamıştım. Üç parça halinde yayınlanan analizin son bölümünde ise partilerin seçim başarısının mevcut sistem içerisindeki dinamikleri tartışılmıştır.

Yazıya şu bağlantıdan erişilebilir: http://viraverita.org/yazilar/2015-turkiye-secimleri-3-oy-pusulasindaki-murekkepten-ceylan-derisi-koltuklara-bir
Research Interests:
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra eşit oy ilkesi üzerinden ViraVerita için bir seçim analizi hazırlamıştım. Üç parça halinde yayınlanan analizin ikinci bölümünde her ile bir milletvekili verilmesiyle beraber ortaya çıkan adaletsizliğe... more
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra eşit oy ilkesi üzerinden ViraVerita için bir seçim analizi hazırlamıştım. Üç parça halinde yayınlanan analizin ikinci bölümünde her ile bir milletvekili verilmesiyle beraber ortaya çıkan adaletsizliğe değinilmiştir.

Yazıya şu bağlantıdan erişilebilir: http://viraverita.org/yazilar/2015-turkiye-secimleri-2-her-ilin-sahip-oldugu-uc-sey-vali-universite-milletvekili
Research Interests:
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra eşit oy ilkesi üzerinden ViraVerita için bir seçim analizi hazırlamıştım. Üç parça halinde yayınlanan analizin ilk bölümünde meselenin ana hatları açıklanmıştır. Yazıya şu bağlantıdan erişilebilir:... more
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra eşit oy ilkesi üzerinden ViraVerita için bir seçim analizi hazırlamıştım. Üç parça halinde yayınlanan analizin ilk bölümünde meselenin ana hatları açıklanmıştır.

Yazıya şu bağlantıdan erişilebilir: http://viraverita.org/yazilar/2015-turkiye-secimleri-1-tek-mesele-baraj-degil
Research Interests:
Prof. Dr. Levent GÖNENÇ danışmanlığında hazırlanan ve Prof. Dr. Levent GÖNENÇ başkanlığında, Doç. Dr. Selin ESEN ve Yrd. Doç. Dr. Ozan ERGÜL'den oluşan jüri önünde oybirliği ile başarılı bulunan yüksek lisans tezinin içindekiler ve giriş... more
Prof. Dr. Levent GÖNENÇ danışmanlığında hazırlanan ve Prof. Dr. Levent GÖNENÇ başkanlığında, Doç. Dr. Selin ESEN ve Yrd. Doç. Dr. Ozan ERGÜL'den oluşan jüri önünde oybirliği ile başarılı bulunan yüksek lisans tezinin içindekiler ve giriş bölümü.
Research Interests:
Research Interests:
Susan Marks'ın "Big Brother is Bleeping Us – With the Message That Ideolology Doesn’t Matter" başlıklı makalesinin çevirisi [European Journal of International Law (2001), Vol. 12 No. 1. 109-123]. Özet ‘İdeoloji’ terimi birçok anlamda... more
Susan Marks'ın "Big Brother is Bleeping Us – With the Message That Ideolology Doesn’t Matter" başlıklı makalesinin çevirisi [European Journal of International Law (2001), Vol. 12 No. 1. 109-123].

Özet
‘İdeoloji’ terimi birçok anlamda kullanılır ancak bir anlamıyla terim, halihâzırda var olan güç eşitsizliklerinin meşrulaştırılmasında sözcüklerin (ve diğer sembolik biçimlerin) rolüne işaret eder. Bazı kuramcılar ideoloji kavramının kullanışlılığını yitirdiğini iddia ederken, diğerleri bu anlamıyla ideolojinin devamlılığına dikkat çeker. İkinciler böyle yaparak, köklerini Karl Marx’ın çalışmalarında bulan bir ideoloji kritiği geleneğini devam ettirirler. Bu makalede yazar, bu geleneğin uluslararası hukuk biliminin güncel biçimleri için geçerliliğini ele almaktadır. Yazar ideoloji kritiği yöntem ve amaçlarının uluslararası hukuk çalışmalarına ilişkin bazı yaklaşımlarda yer aldığını gözlemlemekte, ancak uluslararası hukukçuların çalışmalarında ideoloji kritiğine, bu zamana kadarkinden daha merkezi bir yer vermeleri gerektiğini öne sürmektedir. İncelemelerimizin gücü, zorunlu görünenin nasıl tarihsel adaletsizliğe siper olduğunu, evrensel görünenin nasıl özel çıkarlara hizmet ettiğini ve rasyonel gibi görünenin nasıl yeniden dağıtım taleplerine karşı işleve sahip olduğunu gösterebilirse; o zaman uluslararası hukuk bilimi sadece dünyayı yorumlamada değil, onu değiştirmede de şimdiye kadarkinden daha aktif bir rol oynayabilir.

Abstract
The term 'ideology' is used in many senses, but in one sense it refers to the role of words (and other symbolic forms) in legitimating subsisting inequalities of power. While some theorists contend that the concept of ideology has outlived its usefulness, others point to the persistence of ideology in this sense. In doing so, the latter reassert a tradition of ideology critique that has its roots in the work of Karl Marx. In this article, the author considers the relevance of that tradition for contemporary forms of international legal scholarship. She observes that the methods and objectives of ideology critique are reflected in some approaches to the study of international law, but argues that international legal scholars would do well to make the critique of ideology more central to their enquiries than they have done to date. If the thrust of our analyses was to show how that which appears necessary entrenches historical injustices, that which seems universal serves particular interests, and that which purports to be rational functions as an argument against redistributive claims, then international legal scholarship might come to play a more engaged part than hitherto, not just in interpreting the world, but also in changing it.