Skip to main content
Atıf Akgün
  • Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü 3. Kat Oda No: 325 Kampüs / Bornova / İZMİR
  • +905054333222
  • Menemen Yabancı Dil Ağırlıklı Lisesi (1998-2002)Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Anabili... moreedit
Bulgaristan Türklerinin çağdaş edebî ürünlerinin ilk örnekleri bölgede faaliyet gösteren matbaalarda basılan eski (Arap) harfli Türkçe edebiyat kitaplarında ve süreli yayınlarda yer alır. Bu döneme ait bazı edebiyat eserleri günümüze... more
Bulgaristan Türklerinin çağdaş edebî ürünlerinin ilk örnekleri bölgede faaliyet gösteren  matbaalarda basılan eski (Arap) harfli Türkçe edebiyat kitaplarında ve süreli yayınlarda  yer alır. Bu döneme ait bazı edebiyat eserleri günümüze ulaşmış olsa da süreli yayınlarda  yer almış muhtelif edebî ürünler genellikle dikkatlerden kaçmıştır. Bulgaristan Türklerinin  eski harfli Türkçe süreli yayınları arasında yayın süreleri veya etkinliği ile öne çıkan Ahali,  Rehber, Rodop Sesi, Havadis, Medeniyet, Özdilek, Yenilik, Rumeli, Resimli Balkan, Koca  Balkan, Balkan, Uhuvvet, Dostluk, Tunca, Turan, Açık Söz, Altın Kalem, Yoldaş,  Bulgaristan Türk Muallimler Mecmuası, Deliorman, İntibah, Birlik, Çiftçi Bilgisi,  Başlangıç, Doğru Sada, Ziya’nın temin edilebilen sayılarında yer almış edebî yazıların  tespiti ve genel değerlendirmesi söz konusu topluluğa ait ilk çağdaş edebî ürünlerin  literatüre kazandırılması yanında, dönemin edip kadrosunun edebiyat tarihlerinde yer  almayan bilgilerinin ve hatta söz konusu alandaki faaliyetleri yeterince bilinmeyen şair ve  yazarların tespitine ve edebiyat muhitlerini tanımaya da imkân sağlamaktadır. Bu çalışma  kapsamında Bulgaristan Türkleri arasında faaliyet gösteren ilk Türkçe süreli yayınlardan  dijital olarak erişime açık olanlar ile Türkiye ve Bulgaristan’daki muhtelif kütüphanelerde  tarafımızca tespit edilen yayınlar, sahip oldukları edebiyat malzemesi bakımından  incelenmiştir. Osmanlı Türkçesi ile yayınlanan muhtelif sayılardan elde edilen edebî  malzeme üzerindeki incelemelerimiz dönemin edebiyat ortamını analiz eden genel bir  değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
ÖZ Türkiye'de göçmen sorunu, özellikle yakın dönemde Suriye'den gerçekleşen göçlerle daha yoğun hissedilmeye başlanmış ve sosyal hayatın birçok alanını etkilemiştir. Bu bağlamda göçmen sorunu sosyal bilimlerin birçok şubesinin inceleme ve... more
ÖZ Türkiye'de göçmen sorunu, özellikle yakın dönemde Suriye'den gerçekleşen göçlerle daha yoğun hissedilmeye başlanmış ve sosyal hayatın birçok alanını etkilemiştir. Bu bağlamda göçmen sorunu sosyal bilimlerin birçok şubesinin inceleme ve araştırma konuları arasında da öne çıkmaya başlamıştır. Bu makale Türkiye'deki göçmen sorununa "göçmen çocukların eğitim sorunları" özelinde yaklaşmakta ve bu spesifik konu alanında genel bir durum değerlendirmesini amaçlamaktadır. Çalışmada tarihsel ve sosyolojik bir perspektif benimsenerek Türkiye'de göçmenlerin eğitim sorunları geçmişten günümüze, zihniyet ve uygulamadaki değişimleri yansıtacak şekilde ortaya konulmuş; bu bağlamda belli dönemlerdeki kırılmalar üzerinde durulmuştur. Konuyla ilgili alanyazın bulgularından hareketle Türkiye'deki göçmen çocukların eğitim kaynaklı sorunları; nedenleri, oluşumu ve diğer karakteristikleri ile tespit edilerek sorunun genel çerçevesinin oluşturulması, bu problem alanında kısa, orta ve uzun vadede hazırlanacak olan çalışmalara katkı sunulması; farklı disiplinlerden söz konusu soruna dair geliştirilecek farklı incelemelere temel bilgi ve birikim sağlanması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda Türkiye'de yakın dönemde ciddi bir akademik birikim oluşmuş ve meseleyi ele alan çok sayıda çalışmada göçmen çocukların eğitim sorunları farklı boyutlarıyla incelenmiştir. Bu çalışma bütüncül bir yaklaşımla meseleyi eğitim sosyolojisi kapsamında değerlendirmeyi, göçmen çocukların eğitimi konusunda Türkiye'deki yasal dayanakları, geçmişten günümüze değişen algı ve uygulamaları, mevcut durumda eğitim sistemi içerisindeki yerlerini genel bir durum tespiti, güncel referanslar ve akademik bir yaklaşım dâhilinde yakalamayı hedeflemektedir.
Balkan Türkleri arasında süreli çocuk yayıncılığına özel önem verilmektedir. Türk Dünyasının diğer bölgelerinden ayrılan bu özel yönelimde azınlık sosyolojisi en temel belirleyicidir. Çoğu zaman eğitimde yardımcı unsur olarak görülen... more
Balkan Türkleri arasında süreli çocuk yayıncılığına özel önem verilmektedir. Türk  Dünyasının diğer bölgelerinden ayrılan bu özel yönelimde azınlık sosyolojisi en  temel belirleyicidir. Çoğu zaman eğitimde yardımcı unsur olarak görülen bu  süreli çocuk yayıncılığı özellikle sosyalist dönemde geniş kitlelere yayılmış ve  1990 sonrası demokratik dönemde ise kısa ömürlü çok sayıda örnekle varlık  göstermiştir. Çocuk edebiyatı dairesinde birçok işlevi olan bu süreli çocuk  yayınları hakkında çok sayıda çalışma gerçekleştirilmiştir. Farklı disiplinlerden  ve farklı açılardan ele alınan bu yayınların eski harfli örnekleri üzerinde yapılmış  çalışma ise çok azdır. 1921-1922 yılları arasında Bulgaristan/Şumnu’da bir  eğitimci tarafından yayımlanan “Yoldaş” adlı çocuk dergisi, Balkan Türkleri  arasında süreli çocuk yayıncılığının ilk örneklerinden biridir ve hakkında  herhangi bir akademik çalışma tespit edilmemiştir. Söz konusu yayın üzerinde  yapılacak çalışmalar bölgede çocuk yayıncılığının ilk örnekleri hakkında fikir  verecek, bölgedeki Türkçe süreli yayıncılık anlayışının tespitine imkân sunacaktır.  Bu çalışmada, toplam 6 sayı yayınlandığı bilinen Yoldaş dergisinin arşivlerden  temin edilen 4 sayısı üzerinde niteliksel bir inceleme yapılmıştır. Bu kapsamda  dergi sayılarının fihristleri, klasik köşeleri, yazar kadrosu, yayın anlayışı ile  sayılarda yer verilen edebi türler ve içerikleri hakkında genel değerlendirmelerde  bulunulmuştur
Bugün Naim Ömer Bakoğlu Bulgaristan Türk şiirinin en güçlü kalemlerinden biri olarak Tuna boyunda Silistre’de Türkçenin ses bayrağını dalgalandırmaya ve giderek suskunlaşan Bulgaristan Türk şiirine nefes olmaya devam etmektedir. Yaşı ve... more
Bugün Naim Ömer Bakoğlu Bulgaristan Türk şiirinin en güçlü kalemlerinden biri olarak Tuna boyunda Silistre’de Türkçenin ses bayrağını dalgalandırmaya ve giderek suskunlaşan Bulgaristan Türk şiirine nefes olmaya devam etmektedir. Yaşı ve yaşadıkları itibariyle onun şiiri önceki dönemlerden bir ses taşımakta ve Bulgaristan’da Türkçe yazmak, edebiyat üretmek isteyenlere örnek teşkil etmektedir.
Bulgaristan’da totaliter yönetimin 1989 yılında sona ermesiyle başlayan ve günümüze kadar uzanan yeni dönem, ülke tarihinde “demokratik” dönem olarak nitelendirildi. Bulgaristan’da başta Türkler olmak üzere bütün milletler için... more
Bulgaristan’da totaliter yönetimin 1989 yılında sona ermesiyle başlayan ve günümüze kadar uzanan yeni dönem, ülke tarihinde “demokratik” dönem olarak nitelendirildi. Bulgaristan’da başta Türkler olmak üzere bütün milletler için özgürlüklerin önünün açılacağı ve kısmî bir serbestliğin sağlanacağı ümit edilen bu dönemde ülkedeki Türk dili ve edebiyatı faaliyetleri ne yazık ki arzu edilen seviyede gelişme gösteremedi. Ülkede eğitim-öğretim ortamının giderek daha fazla dışına itilen Türkçe eğitimi; Bulgaristan Türkleri Edebiyatı’ndaki söz konusu durgunluğun en temel sebeplerinden biri oldu. Bu karamsar tablo içinde Bulgaristan’daki Türkler anadillerini muhafaza etmeye çalışmaktadırlar. Ülkede Türk dilinin ve edebiyatının varlık mücadelesine günümüzde Türkçe şiirleri ile katkı sunan, Türkçe’nin Rodoplar’daki ses bayraklarından biri de Habibe Ahmet’tir. Bu çalışmada Habibe Ahmet’in hayatı hakkında bilgiler verilerek, şiirleri üzerinde genel bir değerlendirme
yapılmıştır.
Azerbaycan millî marşının şairi Ahmet Cevat, kısa fakat oldukça faal bir hayat sürmüştür. Ahmet Cevat, kendisi gibi repressiya kurbanı olan veya sürgüne maruz kalan birçok Azerbaycan Türkü edebî şahsiyetle beraber, modern Azerbaycan... more
Azerbaycan millî marşının şairi Ahmet Cevat, kısa fakat oldukça faal bir hayat sürmüştür. Ahmet
Cevat, kendisi gibi repressiya kurbanı olan veya sürgüne maruz kalan birçok Azerbaycan Türkü
edebî şahsiyetle beraber, modern Azerbaycan edebiyatının kurucu kuşağında yer almayı hak eden
isimlerden biridir.
Türkiye ve Azerbaycan edebî alâkaları bakımından temsil gücü oldukça yüksek bir şahsiyet olan
Ahmet Cevat’ın edebî ve kültürel faaliyetlerini Turan fikrine ve Bağımsız Azerbaycan davasına olan
bağlılığı belirler. Türkiye sahasında özellikle “Çırpınırdın Karadeniz, bakıp Türk’ün bayrağına…”
dizeleriyle bilinen ve istiklâl şairi vasfıyla öne çıkan Ahmet Cevat’ın Azerbaycan’ın millî mücadele
döneminde çocuklar için de şiirler kaleme almış olması dikkate değer bir husustur. Ahmet Cevat
şiirlerini topladığı “Koşma” ve “Dalga” adlı kitaplarındaki ve döneminin muhtelif süreli
yayınlarında gençleri ve çocukları merkeze alan bazı şiirleri ile Azerbaycan’da yeni gelişmekte olan
çağdaş çocuk edebiyatının millî çizgisini temsil edenlerden biri olur. Ahmet Cevat’ın edebî
şahsiyetini ele alan çalışmalarda onun çocuk edebiyatı dairesindeki faaliyetleri genellikle geri
planda kalmıştır.
Bu bildiride Ahmet Cevat’ın çocukları kapsayan edebî tarafına odaklanılmıştır. Şairin tespit edilen
şiirlerinden hareketle, edebî üslûbunda hâkim olan millî tavrın çocuk şiirlerindeki tezahürü
üzerinde durulmuştur.
Research Interests:
Balkan Türklerinin Çocuk Edebiyatı, Türk Dünyası Çocuk Edebiyatlarının en zengin olduğu sahalar arasında yer alır. Bu hususta yapılan bazı tespitlerde, Balkan Türkleri Çocuk Edebiyatı ürünlerinin bazı dönemlerde Türkiye sahasının nitelik... more
Balkan Türklerinin Çocuk Edebiyatı, Türk Dünyası Çocuk Edebiyatlarının en zengin olduğu sahalar arasında yer alır. Bu hususta yapılan bazı tespitlerde, Balkan Türkleri Çocuk Edebiyatı ürünlerinin bazı dönemlerde Türkiye sahasının nitelik ve nicelik olarak önüne geçtiği de iddia edilmektedir.
Gerek Balkan Türkleri Çocuk Edebiyatı eserlerini kendi özelinde inceleyen çalışmalarda gerekse Türkiye sahası ile mukayeseli inceleyen çalışmalarda, söz konusu edebiyatın birçok yönü ortaya konulmaktadır. Bu noktada belki de yeterince üzerinde durulmayan husus Balkan Türkleri Çocuk Edebiyatı eserlerinin teşekkülünde yer alan derin ideolojik tesirdir. Balkanlarda Türk Çocuk Edebiyatının varlığı ve zenginliği bir gerçek olmakla birlikte bu durumun temelinde yer alan belirgin ideolojik tesir – 1944-1989 yılları arasında gelişen sosyalist dönem göz önünde bulundurulduğunda- söz konusu edebiyatın gelişiminde oldukça belirleyicidir. Bu sahadaki niceliksel zenginliğin önemli bir bölümü ideolojik unsurlarla örülü çocuk edebiyatı ürünlerinden oluşmakta iken, 1990 sonrası özellikle Türkiye’de ortaya konulan çalışmalarda söz konusu edebiyatların ideolojiden uzak eser örneklerine yer verilmiş ve tanıtımı yapılmıştır. Bu bağlamda Yugoslavya sahasında Necati Zekeriya, Bulgaristan’da Nevzat Fuat, Latif Karagöz vb. örneklerin, ekseriyeti sosyalist çizgide gelişim sürdüren çocuk edebiyatçıları kadrosu içinde çizgi dışına çıkabilmiş örnekler oldukları bilinmez. Bu durum, Balkanlarda gelişen Türk çocuk edebiyatlarına dair yanlış bir algıyı da beraberinde getirmiş; bir dönem güdümlü bir çizgide ideolojik sınırlılıklar gösteren söz konusu edebiyatın bütüncül bir yaklaşımla tespit edilmesinde engel oluşturmuştur.
Bu çalışmada, Balkanlarda kültürel ve edebî faaliyetleri derinden etkileyen sosyalist ideoloji altında gelişim gösteren Balkan Türkleri Çocuk Edebiyatı ürünlerinde edebiyat estetiği ve çocuk edebiyatı ilkeleri bakımından görülen belli başlı sorunlar ortaya konulmuştur. Bu bağlamda, söz konusu çocuk edebiyatı ürünlerinde çocuğun bir özne olarak merkeze ne kadar alınabildiği, çocuk edebiyatı ürünlerinin imgelem dünyasında ideolojiye kurban edilen estetik ve edebî değerler ve söz konusu eserlerin seslendiği hedef kitle ile arasındaki bir takım engeller konusunda değerlendirmeler yapılmıştır.
Modern zamanların yaygın edebî türü roman, birçok hususiyeti yanında millî edebiyatların teşekkülünden itibaren herhangi bir dildeki edebî üretimin niteliğini de belirleyen önemli bir ölçüt olur. Edebiyatta ileri toplumlarda roman türünün... more
Modern zamanların yaygın edebî türü roman, birçok hususiyeti yanında millî edebiyatların teşekkülünden itibaren herhangi bir dildeki edebî üretimin niteliğini de belirleyen önemli bir ölçüt olur. Edebiyatta ileri toplumlarda roman türünün nitelikli seviyeyi az veya çok takip ettiği görülür. Bu husus Türk dilinin ve edebiyatının azınlık durumunda kaldığı bölgelerde de aynı perspektife sahip olur. Balkanlardaki ve daha özelinde Bulgaristan’daki Türklerin dil ve edebiyat faaliyetlerine benzer yaklaşımla bakıldığında ise roman diğer edebî türlerin gölgesinde kalarak varlık gösterir. Bulgaristan Türkleri tarafından yaratılan roman türündeki eserler, bölge Türklüğünün duygu ve düşünce dünyasının önemli bir yansıma alanı olduğu gibi kuşkusuz bölgede gelişen Türk dilli edebiyat faaliyetlerinin niteliği noktasında da fikir verir. Bu çalışma öncelikle bibliyografik bir temele ve sonrasında genel bir durum tespitine dayanır. Bulgaristan’da Türkçe yayımlanan ilk romandan günümüze, söz konusu eserlerin künyeleri, yazarları ve içerikleri hakkında kronolojik ve kuşatıcı bir bilgilendirme yapılmıştır. Bu bağlamda tarihselci ve bütüncül bir yaklaşımla Bulgaristan’daki Türk romanına dair genel bir çerçeve sunulmuştur. Bulgaristan Türklerinin özellikle Türkiye’de yoğunlaşan roman yayınları ise çalışmanın kapsamı dışında tutulmuştur.
Özet Türk tarihî roman geleneğinde ağırlıklı olarak Orta Asya Türk tarihi ve Osmanlı tarihi konu edilmektedir. Genellikle tarihî kişilikler, savaşlar ve bazı sosyal hadiseler üzerinde duran bu romanların konu alanına son zamanlarda göç... more
Özet Türk tarihî roman geleneğinde ağırlıklı olarak Orta Asya Türk tarihi ve Osmanlı tarihi konu edilmektedir. Genellikle tarihî kişilikler, savaşlar ve bazı sosyal hadiseler üzerinde duran bu romanların konu alanına son zamanlarda göç olgusu da eklenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma döneminde yaşanan önemli göç hareketlerinin toplumsal yaşamda meydana getirdiği değişimin işlendiği bu yeni edebî malzemenin en yaygın olanları arasında Balkan Savaşları ve sonrasında yaşanan trajedi yer almaktadır. Türkiye'de son dönemde yayımlanan birçok romanda, Balkan Türklerinin savaş döneminde Anadolu'ya gerçekleştirdikleri zorunlu göçler konu edilmiştir. Sosyal ve siyasi meseleleri sosyolojik boyutu ile bünyesinde taşımaya uygun bir edebî tür olan romanın, tarihî gerçeklik ile buluştuğu noktada var olan söz konusu romanlar hem edebiyat bilimi hem de tarih ve sosyoloji araştırmaları bakımından dikkate değer yayınlardır. Çalışmamızda 2000 sonrası yayınlanan ve ana eksenine Balkan Türklerinin Anadolu'ya gerçekleştirdikleri göçü alan romanlardan bir seçki yapılarak, söz konusu romanların göçle birlikte gelişen ortak kurguları, mekânları ve şahıs kadroları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu inceleme ile Balkan Savaşları ve sonrasında yaşanan göçlerin tarihsel gerçekliğinin romanın kurmaca dünyasına nasıl yansıdığı, Balkan trajedisinin roman estetiği çerçevesinde duygusal zemine taşınırken hangi unsurların kullanıldığı, edebî ve sosyolojik bir yaklaşımla tespit edilmiştir. Bu çerçevede yapılan mukayeseli incelemelerde romanların kurgu ve tezlerindeki ortaklık ile şahıs kadrolarında yer alan tiplerin benzer özellikleri ortaya konulmuştur.
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Günümüzde muhtelif Balkan ülkelerinde varlık gösteren çağdaş Türk dili ve edebiyatı faaliyetlerini tarihî bir perspektifle ele aldığımızda edebiyat geleneğimizin iki ana kolundan doğarak geliştiğini görürüz. Bu iki alan Türk halk... more
Günümüzde muhtelif Balkan ülkelerinde varlık gösteren çağdaş Türk dili
ve edebiyatı faaliyetlerini tarihî bir perspektifle ele aldığımızda edebiyat
geleneğimizin iki ana kolundan doğarak geliştiğini görürüz. Bu iki alan Türk halk  edebiyatı ve klasik Türk edebiyatıdır. Türk halk edebiyatı Balkanlarda Türkçenin  henüz yazılı bir edebiyat meydana getirmediği dönemlerden itibaren Türk diliyle  edebiyatın üretildiği yegâne zemin olmuştur. Balkanlarda sözlü Türk halk  edebiyatının bu misyonunu günümüzde de sürdürdüğünü söylemek mümkündür  ve Balkanlarda Türkçeye en önemli imkânı sunduğu kuşkusuzdur. Tarihî  önemleri bağlamında günümüz çağdaş Balkan Türk edebiyatlarına dair  herhangi bir söz söylemeden önce söz konusu sahada Türk halk edebiyatı  varlığı ve genel durumu hakkında bilgi vermek önemli bir zorunluluktur. Genel  bir değerlendirme niteliğinde olan bu çalışmada günümüzde muhtelif Balkan  ülkelerinde varlık gösteren yerel, çağdaş ve yazılı Türk edebiyatlarının zengin  Türk halk edebiyatı birikimiyle olan ilişkisi üzerinde bazı tespitlere yer verilmiştir.
Balkanlarda 14. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar süregelen son Türk hâkimiyeti evresinde teşekkül eden klasik Türk edebiyatı ise bölgede Türkçenin yazılı bir edebiyat dili olarak gelişmesinde ve yüksek bir kültür dili... more
Balkanlarda 14. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar
süregelen son Türk hâkimiyeti evresinde teşekkül eden klasik Türk
edebiyatı ise bölgede Türkçenin yazılı bir edebiyat dili olarak
gelişmesinde ve yüksek bir kültür dili oluşturmasında en büyük paya
sahiptir. Söz konusu klasik dönem, Balkanlarda Türk edebiyatının
muhtelif edebiyat muhitleri, matbuat merkezleri ve üdeba zümrelerini
geliştirerek kayıt altına alındığı ilk aşama olarak önem kazanmıştır.
Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Sempozyumu
adlı bir proje başlattık. Projenin ilk kitabı 60`lardan Günümüze Azerbaycan Hikâyesi (Metin İnceleme) adıyla Bengü Yayınevi tarafından basılacaktır. Bu projede sizin de bir kitap bölümü ile aramızda yer almanızı istiyoruz. Kabul ettiğiniz... more
adlı bir proje başlattık. Projenin ilk kitabı 60`lardan Günümüze Azerbaycan Hikâyesi (Metin İnceleme) adıyla Bengü Yayınevi tarafından basılacaktır. Bu projede sizin de bir kitap bölümü ile aramızda yer almanızı istiyoruz. Kabul ettiğiniz takdirde hazırlayacağınız kitap bölümünü en kısa sürede l.qasimli@oriental.science.az adresine göndermenizi rica ediyoruz. Emeğiniz için şimdiden teşekkür ederiz.
Çağdaş Balkan Türk Edebiyatının İlk Dönem Eserleri (II) Balkanlarda Türk ve İslâm kültürüyle yetişen iki yazarın 1913 ve 1923 yıllarında yayınladıkları bu eserler, Balkan Türklerinin muhtelif dramlarını farklı pencerelerden ve farklı... more
Çağdaş Balkan Türk Edebiyatının İlk Dönem Eserleri (II) Balkanlarda Türk ve İslâm kültürüyle yetişen iki yazarın 1913 ve 1923 yıllarında yayınladıkları bu eserler, Balkan Türklerinin muhtelif dramlarını farklı pencerelerden ve farklı üsluplar dâhilinde dile getirir. 20. Yüzyılın başlarında büyük savaşlara sahne olan Balkanlarda en ağır yaraları alan topluluk Balkan Türkleri olmuştur. Bu yıllarda yayımlanan "Felâket Günlerim" ve "Türk Gönlü" adlı eserler Balkan Türklerinin "savaş ve göç" acılarıyla boğuştukları dönemde neler yaşadıklarını, neler düşündüklerini, hangi mefkûrelere tutunduklarını iki yazarın dilinden ifâde eder; o zamanın gerçeklerine Edebiyat penceresinden bakmak isteyenleri o dönemlere götürür...