Öz Hızla değişen toplumsal şartlar, sosyal bilimleri ve özelinde halk bilimini, yeni ortaya çıkan... more Öz Hızla değişen toplumsal şartlar, sosyal bilimleri ve özelinde halk bilimini, yeni ortaya çıkan kültürel yapıları ve onların ortaya koydukları ürünleri inceleme, değerlendirme imkân ve kabiliyeti açısından zenginleştirmektedir. Halk tanımının kırsaldan, kente oradan metropollere uzanan dönüşümünün yeni bakış açıları ile ele alınabilmesi doğru bir anlamlandırma sürecini beraberinde getirmektedir. Uygulamalı halk bilimi anlayışı bu bakış açılarından sadece biridir. Uygulamalı halk bilimi anlayışında halk zenginliğinin daha karmaşık hale gelen sosyal yapılar içerisinde yaşayabilme imkânları analiz edilmektedir. Kent imgeleri uygulamalı halk bilimi bakışı ile çözümlenebilecek unsurlardandır. Kentlerin adıyla bütünleşmiş ürünler ya da unsurlar "oluşum / yayılma / yararlanma" basamakları ile ele alınıp onların imgeye dönüşüm süreci tespit edilebilmektedir. Amasya kentinin adı ile bütünleşen elma nesnesi de "Amasya Elması" adı/markası ile imgeye dönüşen unsurlardandır. Amasya elması imgesinin, Amasya'da yetiştirilmeye başlanan elmanın ticari bir ürün boyutuna ulaşması ile oluşum aşamasının, Amasya dışında bilinir hale gelmesi ile devam eden yayılma aşamasının ve Amasya'da elma imgesi üzerinden tespit edilen yararlanma aşamasının incelenmesi bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Abstract The rapidly changing social conditions enrich the social sciences and, in particular the folklore, in terms of their ability and capability to analyze and evaluate the emerging cultural structures and the products produced by them. Addressing the transformation of the definition of the folk traced from the countryside to the city and to the metropolises, with new perspectives requires a correct interpretation process.
Öz Beslenme evrensel bir olgudur ve insanoğlunun temel ihtiyaçlarının başında gelir. Beslenme iht... more Öz Beslenme evrensel bir olgudur ve insanoğlunun temel ihtiyaçlarının başında gelir. Beslenme ihtiyacının daha iyi karşılanması için bireyler toplu yaşamaya doğru yönlenmiştir. Bu durum aile, klan, devlet gibi toplumsal birliklerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Beslenmenin yetersiz olduğu toplumlarda açlık ortaya çıkar. Açlık olgusu, insanoğlu için ürkütücü bir yön taşımaktadır. Bununla beraber tarihi süreç içerisinde açlığa yüklenen anlamlarda birtakım değişiklikler görülebilir. Bu değişikliklerin izlenebilmesi için açlık kavramının Türk kültüründeki algılanışı, açlığa ve aç insana bakış tespit edilmelidir. Türk kültürüne mensup olanların açlığa bakışlarının en net şekilde tespit edilebileceği sözlü ürünlerin başında atasözleri gelir. Atasözlerinin geçmişin bilinmeyen zamanlarından beri geliyor olması, kültürün değerleriyle şekillenmesi onu, halk irfanının en önemli parçasına dönüştürmektedir. Bundan dolayı, çalışmada atasözlerinden hareketle açlığa bakış ele alınmıştır. Öncelikle Türk kültürünün bilinen en eski yazılı kaynaklarından itibaren aç ve açlık kavramlarına bakış incelenmiş ve tarihsel süreç içerisinde açlık olgusunun ele alınış biçimleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Devamında kronolojik bir sıralama esas alınarak toplu halde atasözleri içeren yazılı eserlerde tespit edilen açlıkla ilgili sözler çalışmaya alınmıştır. Atasözleri sözlüklerinden tespit edilen atasözlerinin tasnif edilmesiyle birlikte Türk kültüründe açlık algısı belirgin hale getirilmeye çalışılmıştır. Abstract Nutrition is a universal phenomenon, and it is one of the basic needs of mankind. For better fulfillment of nutritional needs, individuals were directed towards collective living. This situation has prepared the ground for the emergence of social units such as family, clan, and state. Hunger arises in communities where nutrition is inadequate. The phenomenon of hunger carries a scary aspect for mankind. However, it is observed that the meanings assigned to hunger have changed over time. In order to be able to follow these changes, the perception of the concept of hunger, and the views for hunger and hungry people in Turkish culture
Öz İnanç ile kutsal arasındaki güçlü bağ hayatın her alanında varlığını sürdürmektedir. Tarihsel ... more Öz İnanç ile kutsal arasındaki güçlü bağ hayatın her alanında varlığını sürdürmektedir. Tarihsel bir sürekliliğe sahip olan kutsal kavramı aynı zamanda kültürle iç içedir. Türk kültürü gibi kökleri kadim zamanlara ulaşan yapılarda kutsal olgusu hem çeşitlenmekte hem de zengin bir boyut kazanmaktadır. Bu derinlik ve zenginlik kutsalı gündelik hayatta iç içe yaşanan bir unsura dönüştürmektedir. Türk kültürünün hâkim olduğu coğrafyalarda rastlanan ziyaret yerleri ve çevresinde gelişen inanışlar, uygulamalar kutsaldan beslenen zenginliklerden biridir. Kırşehir " e bağlı Çayağzı (Cemele) köyünde bulunan Cambaz Pir " e ait ziyaret yeri kutsalın kültür içerisindeki sürekliliğini göstermesi bakımından önemlidir. Kaynak kişilerden derlenen bilgiler ışığında yapılan inceleme sonucunda bir Hristiyan Azizi olan Mamas " ın Battal Gazi Destanı " nda yer alan Şemmas Pir ve Cemele " de mezarı bulunan Cambaz Pir ile olan ilişkisi tespit edilmiştir. Bu ilişki üzerinden kutsalın Cambaz Pir özelinde kültür içerisinde canlı ve sürekli olmasında Battal Gazi Destanı " nın oynadığı işlevsel rol üzerinde durulmuştur. Sonradan Müslüman olan bir azizin hakkında anlatılan menkabelerin içeriğine dair değerlendirmeler yapılmıştır. Yöre halkı tarafından veli mertebesinde görülen Cambaz Pir " in mezarı çevresinde gelişen inanç ve uygulamaların Türk kültürüyle olan ilişkisine dair tespitlere yer verilmiştir. Değerlendirilen yönleriyle Cemele " de bulunan Cambaz Pir " e ait mezar yeri kutsalın kültürler üstü gücünü ortaya koymakta, bu dönüşümün destan, menkabe gibi sanatsal ürünlerle olan ilişkisine dair değerlendirme yapma imkânı vermekte ve kutsalın çevresinde hayata geçen inanç ve uygulamaların bu sürece etkisini göstermektedir. Abstract The strong bond between the sacred and faith continues to exist in all areas of life. The concept of sacred, which has a historical continuity, is entangled with culture. In the structures rooted in ancient times, such as Turkish culture, the phenomenon of sacred is being diversified, as well as gaining a rich dimension. This depth and richness, transform sacred into an element which is intertwined in everyday life. The places of visit located at the regions dominated by Turkish culture and the beliefs and practices built up around them is one of the richness fed from sacred. The place of visit belonging to Cambaz Pir, located at Çayağzı (Cemele) village of Kirsehir, is Yrd. Doç. Dr.; Amasya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fak., Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, cvtgzl40@gmail.com.
Özet İletişim bilimi ile halk bilimi arasındaki karşılıklı ilgi her geçen gün artmaktadır. İletiş... more Özet İletişim bilimi ile halk bilimi arasındaki karşılıklı ilgi her geçen gün artmaktadır. İletişim bilimi özellikle etki temelli yaklaşımlarında hitap ettiği kitleyi daha iyi tanıyabilmek için halk biliminin verilerinden faydalanmaktadır. Halk bilimi ise sözlü ürünlerinin ortaya çıkış sürecini ve toplum üzerindeki etkisini incelerken iletişim biliminden faydalanmaktadır. Halk kavramının tanımından itibaren kendini gösteren ve bu olgunun temel yapı taşlarından olan iletişim unsuru, halkın ortaya koyduğu her üründe çeşitli boyutlarda görünür hâle gelmektedir. İletişimin canlı ve güçlü bir şekilde kendini gösterdiği halk bilimi unsurlarının başında âşık tarzı kültür geleneği gelir. Âşık tarzı kültür geleneği sözün üretilmesi, nakledilmesi ve tüketilmesi boyutlarını içerir. Âşık tarzının bu üç temel özelliği de belirli kurallara tabidir. Usta çırak ilişkisinin hâkim olduğu eğitim ortamı içerisinde yetişen âşıklar hem tecrübelerini ve geleneğin usullerini hem de içerisinde yaşadığı kültürün ürün ve değerlerini gelecek nesillere aktarırlar. Bu aktarım sürecinde âşıklar yaşadıkları toplumla iletişim içerisindedirler ve bir iletişim aracı görevi görürler. Bu çalışmada âşık tarzı kültür geleneğinde iletişim boyutunun derinliği, ürünlerin ortaya çıkışı esnasında gelişen iletişim süreci, iletişim biliminin önemli teorilerinden biri olan ve Harold Lasswell tarafından geliştirilen " Çizgisel İletişim Modeli " çerçevesinde analiz edilecektir. Bu sayede halk biliminin inceleme alanında bulunan bir gelenek ve onun ürünlerinin iletişim bilimi açısından görünüşü ortaya konmaya çalışılacaktır. Abstract Mutual concern between communication science and folklore increases day by day. Communication science benefits from folklore data especially in effect based approaches in order to recognize the community better. As to Folklore, while researching the effect on society and the process of occurrence its verbal out put, benefits from communication science. Communication element which Shows itself begining from folk Notion and being main constituent of this fact, becomes visible in every output produced by people with several dimensions. Minstrel style culture tradition leads at the folklore element where communications hows itself animately and strongly. Minstrel style culture tradition contains producing utterance, transferring and exhaustion dimensions. These three main characteristics of Minstrel style subject to rules, too. Minstrels, having education in a master-apprentice relationship environment, hand down the next generations both their experiences and future procedures and the output and the values of the culture in which they live. In this transfer process, minstrels are in communication with the community they live in and act as a communication tool. In this study, the depth of communication dimension in minstrel style culture tradition, the communication process which is progressing during occurrence of output, within the frame of linear communication model which is one of the most important theories of communication science and developed by Harold Lasswell, 1 Ahi Evran Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Doktora Öğrencisi, cvtgzl40@gmail.com.
Öz Hızla değişen toplumsal şartlar, sosyal bilimleri ve özelinde halk bilimini, yeni ortaya çıkan... more Öz Hızla değişen toplumsal şartlar, sosyal bilimleri ve özelinde halk bilimini, yeni ortaya çıkan kültürel yapıları ve onların ortaya koydukları ürünleri inceleme, değerlendirme imkân ve kabiliyeti açısından zenginleştirmektedir. Halk tanımının kırsaldan, kente oradan metropollere uzanan dönüşümünün yeni bakış açıları ile ele alınabilmesi doğru bir anlamlandırma sürecini beraberinde getirmektedir. Uygulamalı halk bilimi anlayışı bu bakış açılarından sadece biridir. Uygulamalı halk bilimi anlayışında halk zenginliğinin daha karmaşık hale gelen sosyal yapılar içerisinde yaşayabilme imkânları analiz edilmektedir. Kent imgeleri uygulamalı halk bilimi bakışı ile çözümlenebilecek unsurlardandır. Kentlerin adıyla bütünleşmiş ürünler ya da unsurlar "oluşum / yayılma / yararlanma" basamakları ile ele alınıp onların imgeye dönüşüm süreci tespit edilebilmektedir. Amasya kentinin adı ile bütünleşen elma nesnesi de "Amasya Elması" adı/markası ile imgeye dönüşen unsurlardandır. Amasya elması imgesinin, Amasya'da yetiştirilmeye başlanan elmanın ticari bir ürün boyutuna ulaşması ile oluşum aşamasının, Amasya dışında bilinir hale gelmesi ile devam eden yayılma aşamasının ve Amasya'da elma imgesi üzerinden tespit edilen yararlanma aşamasının incelenmesi bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Abstract The rapidly changing social conditions enrich the social sciences and, in particular the folklore, in terms of their ability and capability to analyze and evaluate the emerging cultural structures and the products produced by them. Addressing the transformation of the definition of the folk traced from the countryside to the city and to the metropolises, with new perspectives requires a correct interpretation process.
Öz Beslenme evrensel bir olgudur ve insanoğlunun temel ihtiyaçlarının başında gelir. Beslenme iht... more Öz Beslenme evrensel bir olgudur ve insanoğlunun temel ihtiyaçlarının başında gelir. Beslenme ihtiyacının daha iyi karşılanması için bireyler toplu yaşamaya doğru yönlenmiştir. Bu durum aile, klan, devlet gibi toplumsal birliklerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Beslenmenin yetersiz olduğu toplumlarda açlık ortaya çıkar. Açlık olgusu, insanoğlu için ürkütücü bir yön taşımaktadır. Bununla beraber tarihi süreç içerisinde açlığa yüklenen anlamlarda birtakım değişiklikler görülebilir. Bu değişikliklerin izlenebilmesi için açlık kavramının Türk kültüründeki algılanışı, açlığa ve aç insana bakış tespit edilmelidir. Türk kültürüne mensup olanların açlığa bakışlarının en net şekilde tespit edilebileceği sözlü ürünlerin başında atasözleri gelir. Atasözlerinin geçmişin bilinmeyen zamanlarından beri geliyor olması, kültürün değerleriyle şekillenmesi onu, halk irfanının en önemli parçasına dönüştürmektedir. Bundan dolayı, çalışmada atasözlerinden hareketle açlığa bakış ele alınmıştır. Öncelikle Türk kültürünün bilinen en eski yazılı kaynaklarından itibaren aç ve açlık kavramlarına bakış incelenmiş ve tarihsel süreç içerisinde açlık olgusunun ele alınış biçimleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Devamında kronolojik bir sıralama esas alınarak toplu halde atasözleri içeren yazılı eserlerde tespit edilen açlıkla ilgili sözler çalışmaya alınmıştır. Atasözleri sözlüklerinden tespit edilen atasözlerinin tasnif edilmesiyle birlikte Türk kültüründe açlık algısı belirgin hale getirilmeye çalışılmıştır. Abstract Nutrition is a universal phenomenon, and it is one of the basic needs of mankind. For better fulfillment of nutritional needs, individuals were directed towards collective living. This situation has prepared the ground for the emergence of social units such as family, clan, and state. Hunger arises in communities where nutrition is inadequate. The phenomenon of hunger carries a scary aspect for mankind. However, it is observed that the meanings assigned to hunger have changed over time. In order to be able to follow these changes, the perception of the concept of hunger, and the views for hunger and hungry people in Turkish culture
Öz İnanç ile kutsal arasındaki güçlü bağ hayatın her alanında varlığını sürdürmektedir. Tarihsel ... more Öz İnanç ile kutsal arasındaki güçlü bağ hayatın her alanında varlığını sürdürmektedir. Tarihsel bir sürekliliğe sahip olan kutsal kavramı aynı zamanda kültürle iç içedir. Türk kültürü gibi kökleri kadim zamanlara ulaşan yapılarda kutsal olgusu hem çeşitlenmekte hem de zengin bir boyut kazanmaktadır. Bu derinlik ve zenginlik kutsalı gündelik hayatta iç içe yaşanan bir unsura dönüştürmektedir. Türk kültürünün hâkim olduğu coğrafyalarda rastlanan ziyaret yerleri ve çevresinde gelişen inanışlar, uygulamalar kutsaldan beslenen zenginliklerden biridir. Kırşehir " e bağlı Çayağzı (Cemele) köyünde bulunan Cambaz Pir " e ait ziyaret yeri kutsalın kültür içerisindeki sürekliliğini göstermesi bakımından önemlidir. Kaynak kişilerden derlenen bilgiler ışığında yapılan inceleme sonucunda bir Hristiyan Azizi olan Mamas " ın Battal Gazi Destanı " nda yer alan Şemmas Pir ve Cemele " de mezarı bulunan Cambaz Pir ile olan ilişkisi tespit edilmiştir. Bu ilişki üzerinden kutsalın Cambaz Pir özelinde kültür içerisinde canlı ve sürekli olmasında Battal Gazi Destanı " nın oynadığı işlevsel rol üzerinde durulmuştur. Sonradan Müslüman olan bir azizin hakkında anlatılan menkabelerin içeriğine dair değerlendirmeler yapılmıştır. Yöre halkı tarafından veli mertebesinde görülen Cambaz Pir " in mezarı çevresinde gelişen inanç ve uygulamaların Türk kültürüyle olan ilişkisine dair tespitlere yer verilmiştir. Değerlendirilen yönleriyle Cemele " de bulunan Cambaz Pir " e ait mezar yeri kutsalın kültürler üstü gücünü ortaya koymakta, bu dönüşümün destan, menkabe gibi sanatsal ürünlerle olan ilişkisine dair değerlendirme yapma imkânı vermekte ve kutsalın çevresinde hayata geçen inanç ve uygulamaların bu sürece etkisini göstermektedir. Abstract The strong bond between the sacred and faith continues to exist in all areas of life. The concept of sacred, which has a historical continuity, is entangled with culture. In the structures rooted in ancient times, such as Turkish culture, the phenomenon of sacred is being diversified, as well as gaining a rich dimension. This depth and richness, transform sacred into an element which is intertwined in everyday life. The places of visit located at the regions dominated by Turkish culture and the beliefs and practices built up around them is one of the richness fed from sacred. The place of visit belonging to Cambaz Pir, located at Çayağzı (Cemele) village of Kirsehir, is Yrd. Doç. Dr.; Amasya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fak., Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, cvtgzl40@gmail.com.
Özet İletişim bilimi ile halk bilimi arasındaki karşılıklı ilgi her geçen gün artmaktadır. İletiş... more Özet İletişim bilimi ile halk bilimi arasındaki karşılıklı ilgi her geçen gün artmaktadır. İletişim bilimi özellikle etki temelli yaklaşımlarında hitap ettiği kitleyi daha iyi tanıyabilmek için halk biliminin verilerinden faydalanmaktadır. Halk bilimi ise sözlü ürünlerinin ortaya çıkış sürecini ve toplum üzerindeki etkisini incelerken iletişim biliminden faydalanmaktadır. Halk kavramının tanımından itibaren kendini gösteren ve bu olgunun temel yapı taşlarından olan iletişim unsuru, halkın ortaya koyduğu her üründe çeşitli boyutlarda görünür hâle gelmektedir. İletişimin canlı ve güçlü bir şekilde kendini gösterdiği halk bilimi unsurlarının başında âşık tarzı kültür geleneği gelir. Âşık tarzı kültür geleneği sözün üretilmesi, nakledilmesi ve tüketilmesi boyutlarını içerir. Âşık tarzının bu üç temel özelliği de belirli kurallara tabidir. Usta çırak ilişkisinin hâkim olduğu eğitim ortamı içerisinde yetişen âşıklar hem tecrübelerini ve geleneğin usullerini hem de içerisinde yaşadığı kültürün ürün ve değerlerini gelecek nesillere aktarırlar. Bu aktarım sürecinde âşıklar yaşadıkları toplumla iletişim içerisindedirler ve bir iletişim aracı görevi görürler. Bu çalışmada âşık tarzı kültür geleneğinde iletişim boyutunun derinliği, ürünlerin ortaya çıkışı esnasında gelişen iletişim süreci, iletişim biliminin önemli teorilerinden biri olan ve Harold Lasswell tarafından geliştirilen " Çizgisel İletişim Modeli " çerçevesinde analiz edilecektir. Bu sayede halk biliminin inceleme alanında bulunan bir gelenek ve onun ürünlerinin iletişim bilimi açısından görünüşü ortaya konmaya çalışılacaktır. Abstract Mutual concern between communication science and folklore increases day by day. Communication science benefits from folklore data especially in effect based approaches in order to recognize the community better. As to Folklore, while researching the effect on society and the process of occurrence its verbal out put, benefits from communication science. Communication element which Shows itself begining from folk Notion and being main constituent of this fact, becomes visible in every output produced by people with several dimensions. Minstrel style culture tradition leads at the folklore element where communications hows itself animately and strongly. Minstrel style culture tradition contains producing utterance, transferring and exhaustion dimensions. These three main characteristics of Minstrel style subject to rules, too. Minstrels, having education in a master-apprentice relationship environment, hand down the next generations both their experiences and future procedures and the output and the values of the culture in which they live. In this transfer process, minstrels are in communication with the community they live in and act as a communication tool. In this study, the depth of communication dimension in minstrel style culture tradition, the communication process which is progressing during occurrence of output, within the frame of linear communication model which is one of the most important theories of communication science and developed by Harold Lasswell, 1 Ahi Evran Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Doktora Öğrencisi, cvtgzl40@gmail.com.
Uploads
Papers by Cavit Güzel