Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
İslam dünyasında 13. yüzyıl sonrası Mantık tarihi, genel olarak şerh ve haşiyelerle gelenek oluşturucu metinler etrafında seyretmiş, bu bağlamda Ebherî’nin Îsâgûcî’si, Kâtibî’nin Şemsiyye’si ve Taftazânî’nin Tehzîb’i öne çıkmıştır. Bu eserlerin yanında daha çok dinî ilimler odaklı farklı bir mantık geleneğinin oluştuğu Mısır-Mağrib bölgesinde ise Hûnecî’nin Cümel’i ve Ahdarî’nin Süllem’iyle birlikte öne çıkan ‘gelenek oluşturucu’ metinlerden biri de Muhammed b. Yusuf es-Senûsî’nin ‘Muhtasaru’l-Mantık’ isimli eseridir. Bu makalede, Senûsî’nin Muhtasar’ı, bu eserine bizzat kendisi tarafından yazılmış olan Şerhu’l- Muhtasar fî İlmi’l-Mantık isimli şerhi ile birlikte incelenmekte ve klasik mantık tarihi içindeki yeri belirlenmeye çalışılmaktadır. History of Logic in the Muslim World after the 13th century gathered mainly around commentaries, glosses and tradition-forming texts; and in this regard, Ebherî’s Îsâgûcî, Kâtibî’s Şemsiyye and Taftazânî’s Tehzîb became prominent. As for the region of Egypt-Maghreb, where a different logic tradition focusing more on religious sciences developed, some of the prominent and tradition-forming texts there were those of Muhammad Ibn Yusuf es-Senusí’s work and commentaries being called ‘Muhtasaru’l-Mantık’ along with Hûnecî’s Cümel and Ahdarî’s Süllem. In this article, Senusí’s Muhtasar, with his own commentary called Şerhu’l-Muhtasar fî İlmi’l-Mantık, is examined; trying to determinate its position in the history of classical logic.
Journal of Logical Studies
Mantık Araştırmaları Dergisi2019 •
This is a journal that edited and published by me.
Huccetü’l-İslâm İmâm-ı Gazzâlî, İslâm düşünce ve ilim tarihinin en önemli dönüm noktalarından birini oluşturmaktadır. Dinî ve hatta aklî ilimlerin çoğu için mütekaddimûn-müteahhirûn ayrımının merkezinde durmaktadır. Bu durum, mantık ilminin İslâm dünyasındaki seyri için de söz konusudur. Bu makalede Gazzâlî’nin mantık ilmini meşrulaştırmaya çalışırken ihdas etmiş olduğu ıstılahların, ortaya koymuş olduğu görüşlerin ve teklif etmiş olduğu kavramsallaştırmaların ‘mantık ilmi’ ve tarihi seyri açısından önemi ve değeri üzerinde durulmaktadır. Mantık ilminin ‘mevzusu’ndaki dönüşüm hakkında ve Gazzalî’nin bu meşrulaştırma çabasıyla ilgili meşhur eseri ‘el-Kıstasu’l-mustakîm’ ile yine onun XVIII . yüzyıl Osmanlı mutasavvıf ve düşünürlerinden Muhammed el-Lalezârî tarafından kaleme alınan ve pek fazla bilinmeyen el-Mizanü'lmukîm fî ma'rifeti'l-Kıstasi'l-mustakîm isimli tek şerhi etrafında önemli tespit ve değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Hujjat al-Islam Imam al-Ghazzali constitutes one of the milestones of the history of Islamic thought and knowledge. In respect to many religious and rational sciences he stands at the center of the classification of former (mutaqaddimun) and modern (mutaakhkhirun) scholars. This is also true in respect to historical progress of the science of Logic in the Muslim world. This article points out the value and significance of Ghazzali’s views, approaches, and terminology in connection with the legitimization of logic within the context of logic and its history. It asserts some evaluations and important findings about the transformation of the subject matter of Logic and Ghazzali’s famous book al-Qistas al-Mustakim, written about the legitimization of logic, and its only but little-known commentary by an 18th century Ottoman Sufi and philosopher Muhammad al-Lalazari titled al-Mizan al-Mukîm fî Ma'rifat al-Qistas al-Mustakim.
Osmanlı ilim geleneğinin kodlarını çözmek için öncelikle şerh ve hâşiye yazım türünün mantığını kavramak gerekir. Zira Osmanlı döneminde İslâmî ilimler sahasında verilen ürünler, önemli ölçüde şerh ve hâşiyelerden oluşur. Şerh ve hâşiyeler, geçmişin kuru bir tekrarından ibaret görüldüğü takdirde, beş altı yüzyıllık bir ilmî birikim peşinen mahkûm edilmiş olur. Hâlbuki şerh ve hâşiyeleri, kendi alanında yetkinliği kabul edilmiş kurucu bir metin üzerine tahlil, tenkit, mukayese, muhakeme gibi yöntemlerin uygulandığı eserler olarak görmek; bu çalışmalarla ilmî sürekliliğin ve canlılığın sağlandığını, belli geleneklerin temsil edildiğini, bunun da yapılan ilmî çalışmalara bir meşruiyet kazandırdığını düşünmek, Osmanlı ilim hayatını araştırmaya giriş için iyi bir başlangıç olacaktır. Tefsir ilminde telif edilen eserlere de bu noktadan bakmak daha sağlıklı sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Nitekim Ahmed b. Mahmûd el-Karamânî’ye ait olan tefsir / Zemahşerîşerhi, bu yazım türünün temsil gücü yüksek bir örneğini oluşturur. Anahtar Kelimeler: Osmanlı ilim geleneği, şerh ve hâşiye, tefsir, Zemahşerî, Karamânî Sharh and Hashiya Historiography in the Ottoman Science Tradition -Evaluation of the Tafsir of Ahmad al-Karamani / His Hashiya on al-ZamakhshariOne must grasp the logic of the hashiya and sharh genre, to correctly decode the Ottoman scholarly tradition. This is due to the fact that the academic products in the field of Islamic sciences during the Ottoman period substantially consist of sharhs and hashiyas. When sharh and hashiya works are regarded as sole repetitions of the past knowledge, the accumulation of five or six centuries of scientific advance would be regarded in advance as condemned. Whereas it is a better way to see these commentaries and hashiyas as works who apply analysis, criticism, comparison and judgments on founding texts whose competence in their field has been assured. It would be a good start to enter Ottoman research life by thinking that what justifies these scholarly works is that via these works scientific continuity and vitality is provided and certain traditions are represented. It would end in better results if we look also at Tafsir works from this viewpoint. Indeed, the commentary belonging to Ahmad b. Mahmud al-Karamânî which is a hashiya on al-Zamakhshari’s Tafsir, is one of the best examples of this powerful genre. Key Words: the Ottoman scholarly tradition, sharhs and hashiyas, Tafsir, al-Zamakhshari, al-Karamani
İslam Düşünce geleneğinin mütemmim cüzü olmakla birlikte farklı düşünce geleneklerinin de varisi olarak kabul edebileceğimiz Osmanlı düşüncesi, içinde neşet ettiği imparatorluğun dünya tarihindeki etkinliğinin aksine hak-kında oldukça az malumata sahip olduğumuz bir alan olarak karşımıza çık-maktadır. Osmanlı düşüncesi hakkındaki çalışmaların azlığından kaynakla-nan malumat eksikliği günümüzde iki farklı yaklaşımın temel dayanağı ha-line gelmiştir. İslam düşüncesini kendisine çalışma alanı olarak seçmiş akade-misyenlerin bir kısmı söz konusu dönemdeki yazım geleneğinin ağırlıklı ola-rak temel metinlere yazılan şerh ve hâşiyelerden oluşmasından hareket ede-rek, Osmanlı düşüncesinin tevarüs ettiği geleneğe herhangi özgün bir katkısı olmadığını iddia etmektedirler. Bu görüşe karşı olan akademisyenler ise bahse konu olan şerh ve hâşiyelerin aslında özgün birer akademik üretim ol-duğunu ve birçok noktada temel metinlere yeni meydan okumalar olarak de-ğerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadırlar. Bu akademisyenlere göre, Os-manlı düşüncesi birçok özgün fikrin neşet ettiği yeni bir gelenek olarak okun-malıdır. Osmanlı düşüncesine ait çalışmalar göz önüne alındığında hangi ta-rafın görüşlerinde haklı olduğu konusunda karar vermek için oldukça erken olduğu söylenebilir. Bu konuda nihai bir karara varmak, mezkûr düşünce ge-leneğine yönelik çalışmaların tatmin edici niteliğe ve niceliğe ulaşmasının ar-dından mümkün olacaktır.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Yayınları
Uluslararası 13. Yüzyılda Felsefe Sempozyumu BildirileriCumhuriyet Dönemi Türkçe İslam Felsefesi Tarihi Çalışmalarına Dair Literatür Denemesi
Cumhuriyet Dönemi Türkçe İslam Felsefesi Tarihi Çalışmalarına Dair Literatür Denemesi2011 •
Mantık Derneği Yayınları
Türkiye’de Felsefenin Sorunları, Çözüm Önerileri ve Gelecek Perspektifleri, Uluslararası İstanbul Felsefe Kongresi (2-4 Mayıs 2018) Bildiri Kitabı2018 •
2018 •
Osmanlı'da İlm-i Tefsir
Tefsir Tarihinin Kayıp Halkası: Mâturîdî Tefsiri'nin Osmanlı Tefsirciliğindeki İzleri2018 •
Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (BÜİFD)
[MAKELE/ARTICLE] el-İşârât 'ın "Garip" Bir Şerhinin Müellifi: Şemsüddin Semerkandî ve Beşârâtü'l-işârât Adlı Eseri [An “Unknown” Commentator of al-Ishârât: Shams al-Din Samarqandî and His Book Bashârât al-Ishârât]2015 •
2017 •
VII. Mantık Çalıştayı Kitabı
VII. Mantık Çalıştayı KitabıIn the Memory of Prof. Dr. Mehmed Cavusoglu, International Classical Turkish Literature Symposium Proceeding Book
MOLLA ABDURRAHMAN CAMÎ İLE İLGİLİ TÜRKİYE’DE YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR Researches on Mollah Abdurrahman Jami in Turkey2012 •
Abant İzzet Baysal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Modern Dönemde Pratik ve Pedagojik Olarak Arap Gramerini Kolaylaştırma Çalışmaları/FACILITATION WORKS ON ARABIC GRAMMAR PRACTICALLY AND PEDAGOGICALLY IN MODERN TIME2018 •
Milel ve Nihal Dergisi 14(2)
Kutsal ve Muhayyel Arasında Osmanlı Mimarlık Tarihi: Osmanlı Mimarlık Tarih Yazımında Bir Yöntem Denemesi / Ottoman Architectural History Between Sacred and Imagined: A Methodological Attempt for Ottoman Architectural Historiography2017 •
Zeytinburnu Belediyesi
Kara Halil'in Fenari Haşiyesinde Formel Mantık Konuların Ele Alınışı (Kara Halil Tirevî's Contrubitons to Arabic Formal Logic)2017 •
2020 •
2017 •
ULUSLARARASI SÖZ, SANAT, SAĞLIK SEMPOZYUMU
Türk Kültürünün Temel Taşıyıcıları El Yazmaları ve Bir Manzum Ferâiz2015 •