Skip to main content

Buket Kaya

Özet: İnternet teknolojilerindeki gelişmeler, hem bireyler hem de toplumlar için ekonomiden eğitime, siyasal katılımdan haberleşmeye kadar pek çok alanda önemli yenilikler ve açılımlar getirmiştir. Bu açılımlara paralel olarak bu... more
Özet: İnternet teknolojilerindeki gelişmeler, hem bireyler hem de toplumlar için ekonomiden eğitime, siyasal katılımdan haberleşmeye kadar pek çok alanda önemli yenilikler ve açılımlar getirmiştir. Bu açılımlara paralel olarak bu teknolojilere erişim ve kullanım becerisine sahip olmak, bireyler ve toplumlar arasında kimi zaman mevcut eşitsizlikleri tekrar üretmekte, kimi zaman da yeni eşitsizlik biçimleri yaratmaktadır. Günümüz toplumlarında yaşamsal bir öneme sahip olan bilgi, siyasal, kültürel, ekonomik sistemlerin ve halkların geleceğini yakından ilgilendirmektedir. Soyut bir kavram olmasına karşın büyük bir maddi güç üreten bilgi için de mevcut olan bir sahip olma ve sahip olamama durumu söz konusudur. Enformasyon toplumu olarak adlandırılan günümüz toplumunda bilgi ve iletişim teknolojilerine sahip olmak ve bunları etkin biçimde kullanmak hem uluslara hem de bireylere önemli avantajlar sağlamakta, buna karşılık bu teknolojilerden yoksun olmak ise pek çok açıdan önemli dezavantajlar yaratmaktadır. Bu çalışmada bilgi ve İnternet teknolojilerine erişim konusunda gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler ile aynı ülke içinde yaşayan farklı kesimler arasında yaşanan eşitsizliği ifade etmek için kullanılan dijital açık kavramı, toplumsal cinsiyet eşitsizliği perspektifinden ele alınmıştır. Cinsiyet, bilgi ve iletişim teknolojilerine erişebilme ve bu teknolojileri nitelikli olarak kullanabilme açısından önemli bir değişken olarak tespit edilmektedir. Mevcut çalışmalar ışığında dünya genelinde bazı ülke örnekleri üzerinden kadınlar ve erkekler arasındaki İnternet erişimi ve kullanımı konusundaki farklılıklar ortaya konulmuş ve ardından Türkiye’deki duruma bakılmıştır. Çalışma sonucunda özellikle gelişmekte olan ülkelerin hemen hepsinde erkeklerin İnternet teknolojilerini kullanım konusunda kadınlardan daha avantajlı konumda olduğu görülmüştür. Bu durum kadınları hem erkekler, hem de gelişmiş ülkelerdeki hemcinsleri karşısında dezavantajlı konuma düşürmektedir. Kadınlar ve erkekler arasındaki İnternet kullanım oranlarında görülen fark ve farkın keskinliği ülkelerin sosyo-ekonomik durumuna göre değişiklik göstermekte, gelişmişlik ve refah seviyesi düştükçe fark keskinleşmektedir. Aynı ülke içerisindeki kullanım oranları da yine eğitim seviyesi ve kent/kır ayrımı gibi pek çok faktörden etkilenmekte, kırda yaşayan kadınlar erkeklere ve kentte yaşayan kadınlara nazaran daha dezavantajlı konumda görünmektedir. Kadınların tümüyle avantajlı konumda olmasalar da istatistiksel açıdan İnternet kullanımında erkeklere yakın bir oran sağladıkları tek değişken eğitimdir. Kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe, bilgisayar ve İnternet kullanımının arttığı görülmektedir. Ancak bunun olumlu bir sonuç olarak değerlendirilebilmesi için İnternet kullanım amaçlarının da dikkate alınması gerektiği fark edilmektedir. Türkiye’de ise İnternet kullanımı hızla artmakta, ancak dijital cinsiyet açığı hala keskin bir biçimde karşımızda durmaktadır.
İnternet teknolojilerine kolay, güvenilir ve nitelikli erişime sahip olmamak, bilginin serbest dolaşım avantajından mahrum olmak anlamına geldiği için, bu temel bir yurttaşlık hakkı olarak görülmelidir. Bu nedenle dijital açığı ortadan kaldırmak, yalnızca teknolojik yatırımların planlanması boyutunda değil, sosyal politikalar içerisinde de ele alınmalıdır. Ülkenin her yerinde ucuz ve güvenli internet erişiminin yanı sıra, e-okuryazarlık eğitimlerinin de isteyen herkesin ulaşabileceği şekilde düzenlenmesi bir gerekliliktir. İnternete erişim tüm yurttaşlar için anayasal olarak güvence altına alınmalı, asgari standartlar belirlenerek erişim konusunda eşitlik sağlanması için kapsayıcı politika ve projeler hayata geçirilmelidir. Cinsiyetler arasında görülen dijital açığın kapatılması ise toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin mücadelenin önemli bir parçası olarak görülmeli ve İnternet teknolojilerinin kadınların sosyal ve ekonomik hayata daha etkin katılımının bir aracı olarak kullanılması yolunda adımlar atılmalıdır. Kadınlara ücretsiz yeni medya okuryazarlığı eğitimleri verilmeli, kadınların bilgi iletişim teknolojilerine erişimi noktasında pozitif ayrıcalıklar uygulanmalı, bu sektördeki girişimci kadınlar devlet tarafından desteklenmelidir. Ayrıca ülkeler arasındaki dijital açığın kapatılması adına da uluslararası örgütler düzeyinde de çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Ulusal ve uluslararası düzeydeki politika ve projelerle sektördeki firmaların İnterneti bir ‘erkek alanı’ olarak gören bakışı yıkacak şekilde kadın odaklı yazılımlar geliştirmesi de oldukça önemlidir.

Anahtar Sözcükler: dijital açık, dijital cinsiyet açığı, İnternet, Türkiye

Abstract: Developments in Internet technologies have caused significant innovations and new implications in many areas including economics, education, political participation and communication, for both individuals and communities. Parallel to these developments, having the skill and access to use these technologies reproduces the current inequalities between individuals and societies, and sometimes creates new forms of inequality. Information, which is essential in today’s society, closely relates to the future of political, cultural, economic systems and the people. Even though an abstract concept, information produces a great material power; and to have it or not to have it matters. In today’s so-called information society, having the information and the communication technologies and using them efficiently provides substantial advantage to both individual and to the nations, in contras not having them is disadvantageous in many aspects. In this study, the concept of digital divide, which is used to express inequality of access to information and Internet technologies between developed and underdeveloped countries, as well as between different social segments within the same country, was discussed from the perspective of gender inequality.Gender is determined to be an important parameter with regards to the access to information and to communication technologies and being able to use them efficiently.In the light of the present studies, the differences in the Internet access and usage between women and men were revealed through examples from some countries around the world, after which the situation in Turkey was investigated. First, as a result of the study, it was seen that, in almost all developing countries, men are more advantageous than women in using Internet technologies. This situation leaves women in a disadvantageous position compared to both men, and women in developed countries. The difference between men’s and women’s Internet usage and the extent of difference depends heavily on the socio-economic status of the respective country; and the gap widens with lower level of development. Within the same country borders, usage rates also depends on several factors such as level of education, and living in urban or rural areas; rural women being more disadvantegous than the men and women living in urban areas. Though not advantageous, only parameter in which women  attain a statistically close rate that of men is education. It has been observed that use of computer and the Internet is increased with increasing women’s level of education. However, in order to be viewed as a positive outcome, the purpose of the Internet use should also be considered. The Internet use in Turkey is increasingly rises, but digital gender divide is still a problem.
Since not having easy, reliable and qualified access to Internet technologies means being devoid of the advantages of free movement of information, it should be considered as a fundamental civil right. For this reason, closing the digital divide should be viewed not only as a matter of planning the technological investments, but also within the framework of social policy. Providing countrywide inexpensive and reliable Internet access as well as literacy programs for those who want it is a requirement. Every citizen’s access to Internat should be assured constitutionally, minimum standards should be set and inclusive policies and projects should be implemented in order to achieve equality of access. The closure of the digital divide present between the genders should be seen as an important part of the struggle regarding gender equality, and steps should be taken to enable Internet technologies to be used as a means of women's active participation in social and economic life. New media literacy education should be given to women for free, with regard to the access to the information technologies, positive privileges for women should be applied, and entrepreneur women in this sector should be supported. Fürthermore, for closing the digital divide between the countries, international organisational level studies are required. It is also very important that companies in the sector, in coordination with the national and international policies and projects, to develop women-focused software to break down the view which sees the Internet as a 'man's space'.
Research Interests:
Canlıların iletişim kurabilme yöntemlerinden biri olan ve sürekli gelişen canlı bir olgu olarak karşımıza çıkan dil, sadece doğrudan iletişimden çok daha fazlasıdır. Orwell’in dediği gibi “düşünce dili çürütürse, dilde düşünceyi... more
Canlıların iletişim kurabilme yöntemlerinden biri olan ve sürekli gelişen canlı bir olgu olarak karşımıza çıkan dil, sadece doğrudan iletişimden çok daha fazlasıdır. Orwell’in dediği gibi “düşünce dili çürütürse, dilde düşünceyi çürütebilir.”  Çalışmanın kapsamını aşmamak için dil bilimsel çalışmaların toplumun düşünüş sistematiğine ya da aktif toplumsal pratiklere etkisini anlatmak yerine, söylem, Foucault’a göre söylem ve iktidar ilişkisi ve nefret söylemi kavramından, bunun yanı sıra nefret söylemleri ile çok sık karıştırılan ifade özgürlüğü kavramından bahsedilecektir.
Medya, ulaştığı ve önemsendiği kitle dikkate alındığında tarih açısından önemli bir belirleyen olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki tüm siyasi iktidarlar ve egemen kuvvetler medyada söz sahibi olabilmek, medyayı çıkarları doğrultusunda kontrol altında tutabilmek ya da yeniden dizayn edebilmek için çeşitli uğraşlar vermişlerdir. Gücü böylesine tarihsel çabalarla kanıtlanan ve toplumların üzerinde son derece büyük bir etkisi bulunan medyanın dili kullanma biçimi de son derece önemlidir.
Literatür taraması yöntemi ile hazırlanan bu çalışmanın devamında nefret suçlarının geleneksel ve sosyal medya aracılığı ile nasıl yeniden üretildiği gözler önüne serilecek, Avrupa İnsan Hakları ve Avrupa Birliği Politikaları’nın yanı sıra TCK ve RTÜK’ün konuya dair yasal düzenlemeleri, ulusal örgütlenmelerin çabaları ve genel politikalar anlatılacaktır. Çalışma taslak niteliğinde bir ödevdir.
Research Interests:
Sinema, hemen her sanat dalında olduğu gibi çeşitli ideolojilerin ve iktidarların fikirlerini halka yaymak ve kabul görmesini sağlamak, bir nevi hegemonya kurmak maksatlı kullandığı kültürel yapıtlar olarak kendini var etmektedir. Bunun... more
Sinema, hemen her sanat dalında olduğu gibi çeşitli ideolojilerin ve iktidarların fikirlerini halka yaymak ve kabul görmesini sağlamak, bir nevi hegemonya kurmak maksatlı kullandığı kültürel yapıtlar olarak kendini var etmektedir. Bunun dışında egemen tahakkümlerin baskısı altında kendi fikirlerini ifade etmenin bir yöntemi olarak da entelektüellerin, muhaliflerin sanatsal araçlarından biridir. Dünya tarihinde de özellikle devrimsel siyasal değişim süreçlerinde önemli bir araç olarak kullanılan sinema, İran’da da ülkeye geldiği tarihlerden itibaren siyasal süreçlerden keskin biçimde etkilenmiştir. Önceleri Şah döneminde uzun yıllar boyunca saray erkanının zengin eğlencesi olarak kabul edilen ve din adamlarının baskısı sebebi ile halka inemeyen sinema, sonraki süreçlerde dönemsel olarak siyasi çatışmalardan etkilense de kendisini var etmeyi başarmıştır. Bu noktada özellikle entelektüel muhaliflerin bir ifade ve propaganda biçimi olarak belli bir kültürel sinema birikimi üzerine, batıya özenmek yerine Farsi yerel öğeleri kullanarak propaganda yaptığı İran Yeni Dalgası oluşmuştur. Günümüzde hala dünya çapındaki prestijli ödülleri toplayan Yeni Dalga sineması kendi ülkesinde maalesef misafirdir. Humeyni’nin İslami Cumhuriyet rejiminin ardından sinema İran’da son derece sansürlenmiş, kimi Yeni Dalga yönetmenleri adeta sürgüne gönderilmiştir. Rejim değişikliğinin ardından önceleri tamamen yasak kabul edilen sinema o vakitten sonra İslami rejimin propagandası için kullanılmıştır. Bu çalışmada, İran’da sinemanın var olmasının ve dönüşümünün, muhalifler ve rejimler açısından önemini ve şeklini anlamak adına İran’daki siyasal süreçlerden bahsedilecek, bu süreçlerin ışığında sinemanın nasıl bir dönüşüme uğradığı ortaya konulmaya çalışılacaktır. Çalışma yayınlanmamış taslak niteliğindeki bir ödevdir.
Research Interests:
Çalışma boyunca sosyolojik ve felsefik bir temelden doğmuş olan tarihsel materyalizm üzerine şekillenmiş Materyalist Medya Kuramı temelleri ile incelenecektir. Kuram üzerine çeşitli çalışmalarda bulunmuş Horst Holzer’in ekonomik sistem,... more
Çalışma boyunca sosyolojik ve felsefik bir temelden doğmuş olan tarihsel materyalizm üzerine şekillenmiş Materyalist Medya Kuramı temelleri ile incelenecektir. Kuram üzerine çeşitli çalışmalarda bulunmuş Horst Holzer’in ekonomik sistem, devlet ve ideolojik entegrasyon süreçlerinde medyanın konumunu ve Materyalist Medya Kuramının bu süreçlerle ilişkilendirilmesine yönelik fikirleri ortaya sunulmaya çalışılacaktır. Yine bir diğer kuramcı Wulf D. Hund’un kapitalist üretim ve yeniden üretim sürecinde haberin metalaşmasına olan yaklaşımı ve tespitleri irdelenerek, kurama gelen eleştirel değerlendirmeler ortaya konulacaktır. Son olarak kuram Türkiye’deki medya sektörü ile sınanacak ve çalışma sonlanacaktır. Çalışma Füsun Alver'in Gazetecilik Bilimi ve Kuramları kitabındaki Materyalist Medya Kuramı bölümünün özeti niteliğinde, master ödevi kapsamında hazırlanmıştır.
Research Interests: