Skip to main content
  • CURRICULUM VITAE Family Name: Ata First Name: Bahri Date of Birth: 10 Haziran 1969 Name of the Institution: Gaz... moreedit
Bu yazının amacı Haşim Nahit Erbil’in tarih öğretimi üzerine görüşlerinin gelişimini ortaya koymaktır. Bu yazıda Haşim Nahit Erbil’in 1914’de kaleme aldığı “Hâile için Kahraman” eserinde ilkokul çocukları için yapmış olduğu tarih öğretim... more
Bu yazının amacı Haşim Nahit Erbil’in tarih öğretimi üzerine görüşlerinin gelişimini ortaya koymaktır. Bu yazıda Haşim Nahit Erbil’in 1914’de kaleme aldığı “Hâile için Kahraman” eserinde ilkokul çocukları için yapmış olduğu tarih öğretim programı ile 28 yıl sonra 1942’de bastırdığı “Türkiye’de Modern Teknik Nasıl Meydana Gelebilir?” adlı kitabındaki tarih öğretimi görüşleri karşılaştırılarak analiz edilmektedir.
Gerçekten de tarihle ilgilenmek, sadece tarihçi denilen kişilerin tekelinde değildir (Gulbenkian Komisyonu, 1996:91). Ortega bir felsefeci olarak tarihçilerin ampirik verilerini açıklamak için genel şemalara ihtiyaç duyuyordu. Ortega, bir... more
Gerçekten de tarihle ilgilenmek, sadece tarihçi denilen kişilerin tekelinde değildir (Gulbenkian Komisyonu, 1996:91). Ortega bir felsefeci olarak tarihçilerin ampirik verilerini açıklamak için genel şemalara ihtiyaç duyuyordu. Ortega, bir sistem filozofu değildir. Tarih felsefesinin unsurları ile ilgili analitik görüşlerini Modern Tema (1923), Kitlelerin Ayaklanması (1929), Üniversitenin Misyonu (1930), Sistem Olarak Tarih (1935), Tarihsel Akıl (1940/1944) ve Evrensel Tarihin Yorumu (1959) gibi temel eserleri arasında dağınık olarak ele almıştır. Bir yandan öncüsü olarak Dilthey’i kabul ederken, diğer yandan tarihi, fizik gibi fen bilimlerinin daha üstüne çıkarma gayreti içindedir. Âdeta kendini Voltaire, Montesquieu, Turgot, Winckelmann, Herder, Schelling, Hegel, Comte, Taine, Marx gibi görmektedir. Eserlerinde yeri gelince Hegel ve Marx’ın hatalı düşüncelerine de işaret etmektedir.
Bu yazının amacı; genelde sosyal bilgiler özelde tarih araştırmalarında, gazete ve dergilerde yayınlanan ölümardı [nekroloji] yazılarının (vefat ilanları, vefeyât [obituary] ve ihtisasat [eulogy] vb.) aralarındaki farkları tam olarak... more
Bu yazının amacı; genelde sosyal bilgiler özelde tarih araştırmalarında, gazete ve dergilerde yayınlanan ölümardı [nekroloji] yazılarının (vefat ilanları, vefeyât [obituary] ve ihtisasat [eulogy] vb.) aralarındaki farkları tam olarak belirledikten sonra, bu türde metinlerin bulunduğu gazetelerden/dergilerden sosyal bilgiler dersinde yararlanmak ve söz konusu türde metinler yazabilmek için gerekli kuramsal çerçeveyi çizmek ayrıca sosyal bilgiler sınıfında yapılabilecek etkinlik önerilerinde bulunmaktır.
Bu yazıda 1943'te II. Maarif Şurasında alınan bir kararın bir eylem planı dahillinde nasıl yerine getirildiği ele alınmaktadır. Maalesef Lise tarih öğretim programlarının değişmesine paralel olarak bu mukayeseli zaman tablosu... more
Bu yazıda 1943'te II. Maarif Şurasında alınan bir kararın bir eylem planı dahillinde nasıl yerine getirildiği ele alınmaktadır. Maalesef Lise tarih öğretim programlarının değişmesine paralel olarak bu mukayeseli zaman tablosu (Histomap) güncellenememiş ve
Ozet: Sosyal bilgiler, yuzy?l? a?k?n suredir dunya egitim sistemini etkileyen, bir felsefi temele sahip ve belli o?retim gelenekleri olan bir derstir. Bu ara?t?rman?n amac? sosyal bilgiler ogretmenlerinin sosyal bilgilerin do?as?yla... more
Ozet: Sosyal bilgiler, yuzy?l? a?k?n suredir dunya egitim sistemini etkileyen, bir felsefi temele sahip ve belli o?retim gelenekleri olan bir derstir. Bu ara?t?rman?n amac? sosyal bilgiler ogretmenlerinin sosyal bilgilerin do?as?yla ilgili goru?lerini ortaya koymakt?r. Bu ba?lamda ara?t?rmada resmi ilko?retim kurumlar?nda gorev yapan toplam 337 sosyal bilgiler ogretmeninin goru?lerine ba?vurulmu?tur. Ara?t?rmada betimsel yontem kullan?lm??t?r ve veri toplama arac? olarak Barr, Barth ve Shermis (1978) tarafindan geli?tirilen “Sosyal Bilgiler Tercih Olce?i”nden yararlan?lm??t?r. Ara?t?rmada elde edilen veriler SPSS 16.00 program?nda betimsel analiz, ba??ms?z gruplar icin t testi ve tek yonlu varyans analizi yard?m?yla cozumlenmi?tir. Ara?t?rma sonucunda sosyal bilgiler ogretmenlerinin en cok sosyal bilim olarak sosyal bilgiler anlay???n? benimsedi?i, ogretmenlerin sosyal bilgiler yakla??m? tercihlerinde ise cinsiyet ve mesleki deneyimin belirgin bir faktor oldu?u, buna kar??n mesleki ...
Bu arastirmada Suudi Arabistan Kralligi’nda 2015-2016 egitim ogretim yilinda ilkokul 4. sinif ile 9. sinif arasinda kullanilan sosyal bilgiler ders ve calisma kitaplarinin amac, icerik, ogrenme-ogretme sureci ve olcme ve degerlendirme... more
Bu arastirmada Suudi Arabistan Kralligi’nda 2015-2016 egitim ogretim yilinda ilkokul 4. sinif ile 9. sinif arasinda kullanilan sosyal bilgiler ders ve calisma kitaplarinin amac, icerik, ogrenme-ogretme sureci ve olcme ve degerlendirme boyutlari incelenerek Turkiye Cumhuriyeti’ndeki 4-7. sinif sosyal bilgiler ders ve calisma kitaplariyla karsilastirmak amaclanmistir. Her iki ulkenin ders ve calisma kitaplari dokuman analizine tabi tutulmustur. Elde edilen veriler icerik analizi yontemiyle degerlendirilmistir. Arastirma sonuclarina gore Suudi Arabistan sosyal bilgiler ders kitaplarinin davranisci yaklasima gore, Turkiye sosyal bilgiler ders kitaplarinin ise yapilandirmaci yaklasima gore hazirlandigi saptanmistir. Suudi Arabistan sosyal bilgiler ders kitaplarinda sunus yoluyla ogretim stratejisi ve duz anlatim yontemlerinin hâkim oldugu, Turkiye sosyal bilgiler ders kitaplarinda ise bulus yolu ile ogrenme stratejisi, tartisma ve ornek olay yontemlerinin kullanildigi gorulmustur. Suudi Arabistan sosyal bilgiler ders kitaplarinda Turkiye sosyal bilgiler ders kitaplarina gore daha az kavramin yer aldigi saptanmistir. Suudi Arabistan sosyal bilgiler ders kitaplarinda sozluk ve kaynakca bolumlerinin bulunmadigi, Turkiye sosyal bilgiler ders kitaplarinda ise sozluk ve kaynakca bolumlerinin yer aldigi saptanmistir. Suudi Arabistan sosyal bilgiler ders kitaplarinda, Turkiye’deki sosyal bilgiler ders kitaplarina gore daha fazla sayida resmin yer aldigi tespit edilmistir.
Bernard Lewis 'in (2004) 300 Yıldır Sorulan Soru: Hata Neredeydi? kitabının tanıtım yazısı
İstanbul Kağıthane İmece İlköğretim Okulu’nda stajyer bir tarih öğretmeni iken (1991-1992), okullar arası telefon zinciri ile Galatasaray Lisesi konferans salonunda Ord. Prof. Reşat Kaynar (1910-24 Mayıs 2006) ve Necdet Sakaoğlu’nun... more
İstanbul Kağıthane İmece İlköğretim Okulu’nda stajyer bir tarih öğretmeni iken (1991-1992), okullar arası telefon zinciri ile Galatasaray Lisesi konferans salonunda Ord. Prof. Reşat Kaynar (1910-24 Mayıs 2006) ve Necdet Sakaoğlu’nun konuşmacı olarak katıldıkları konferansa katılma talimatı aldım. Konferans öncesi yoklama listesine imza atmam gerektiği özellikle bildirilmişti. Ord. Prof. Reşat Kaynar’ı, Mustafa Reşit Paşa ve Tanzimat adlı eseri vasıtası ile daha önceden tanıyordum. O gün lâiklik ilkesinin önemini belirtmek için rahmetli Ord. Prof. Kaynar, şeyhülislamlık makamından alınan görüşe dayalı olarak “Şimdilik paratoner denilen telin cami minaresine asılmaması” ile ilgili Sadrazam Mustafa Reşit Paşa’nın Sultan Abdülmecit’e sunduğu ve özel kütüphanesinde bulunan çerçeveli arz tezkeresini, konferans salonuna getirmişti.  Diğer yandan KİT sorununun da yaşandığı o günlerde ben de ağırlıklı olarak Atatürk’ün devletçilik anlayışı üzerinde okumalar yapıyor ve düşünüyordum. Bu ilke ile ilgili gezdirilen kağıtlara soru yazdığımı hatırlıyorum. Bu konferans metinleri, öğretmen ve öğrenci sorularıyla birlikte MEB tarafından kitap olarak basıldı. Sakaoğlu (2006:89) Atatürk Düşüncesi adlı bu kitabı, 1991 ve 1993 yılları arasında her cumartesi günü bir araya gelerek hazırladıklarını ifade etmektedir.
V. Uluslararası Tarih Eğitimi Sempozyumu’nda meslektaşım Prof. Dr. Filiz Meşeci Giorgetti (2018:568), Haydarpaşa Lisesi Kütüphanesi’nde bulduğu 1938-1950 yılları arası Reşat Kaynar’ın (1936-1947) ve Cemal Yener’in (1949-1950) lise son sınıfta öğrenim gören genelde fen şubesi öğrencilerine verdiği “en başarılı” tarih ödevleri ile ilgili bildirisi, Reşat Kaynar’ın çalışmalarına daha da ilgilimi arttırdı. Esasen bu toplantının kapanış oturumunda yaptığım konuşmada Reşat Kaynar’ın konferansları ile ilgili o günkü bilgi düzeyime uygun olarak katılımcılarla düşüncelerimi paylaştım. Son yıllarda Reşat Kaynar’ın çalışmalarına üzerine yaptığım kütüphane ve arşiv taramaları -ki ona da haksızlık yapmak istemem- daha büyük bir veri tabanı ile uğraşma fırsatı verdi. 
Reşat Kaynar, tıpkı Mustafa Çağatay Uluçay, Halil İnalcık, Şerafettin Turan gibi pedagoji kafasına sahip bir hukukçu/tarihçiydi. Prof. Kaynar, İstanbul Dârülmuallimîninde Selim Sırrı Tarcan, Ali Canip Yöntem, İbrahim Necmi Dilmen, İhsan Sungu ve İbrahim Alaeddin Gövsa’nın emeklerini boşa çıkarmayarak, 18 yaşından itibaren yazılarıyla eğitim meseleleri üzerine kafa yormuş, görüşlerini gazetelere yazarak kamuoyu ile paylaşma cesareti göstermiştir.  Özellikle 12-15 Kasım 1967’de Cumhuriyet gazetesinde “Atatürkçülük ve Liselerimizde Din Öğretimi” yazı dizisi, en çok atıf yapılan kaynaklar arasında olmuştur. İlkokul öğretmeni olarak başladığı kariyerini ordinaryüs profesör olarak tamamladı.  Yalova Çınarcık’ta onunla röportaj yapan Tunalı (2015:401) onu “Hayatını Atatürkçülüğe bağlamış olanlardandı” diye nitelendirmektedir.
Bu makalenin amacı İstanbul Dârülmuallimîni arkasından Hukuk ve Felsefe eğitimi alan, 96 yıl gibi uzun bir ömür yaşayan ve pek çok tarihî olaya tanıklık etmiş bu Türk aydının tarih, eğitim, hukuk, Atatürk üzerine yazdığı yazılardan oluşan büyük fotoğrafı göz önüne getirerek onun tarihçiliğini, millî eğitim ve tarih eğitimine ilişkin görüşlerini değerlendirmektir. Ancak öncelikle onun biyografisi, yazılarında savunduğu görüşleri daha iyi anlamamıza yarayabilir.
Bu röportaj 2011'de Cumhuriyet Anadolu Lisesi Öğrencisi Ceyda Özkan tarafından Tarih Şeridi adlı okul  dergisi için yapılmıştır.
Bu makalenin amacı Avusturyalı sanat tarihçi Josef Strzygowski’nin 1889 ile 1890 arasında yaptığı Türkiye gezilerini Osmanlı arşiv vesikalarına dayalı olarak ortaya koymak ve etkilerini tartışmaktır. Tarihsel yöntemin kullanıldığı bu... more
Bu makalenin amacı Avusturyalı sanat tarihçi Josef Strzygowski’nin 1889 ile 1890 arasında yaptığı Türkiye gezilerini Osmanlı arşiv vesikalarına dayalı olarak ortaya koymak ve etkilerini tartışmaktır. Tarihsel yöntemin kullanıldığı bu araştırmada Josef Strzygowski’nin kısaca hayatından söz edilmekte ve önemli eserlerinden bazıları listelenmektedir. Josef Strzygowski, kariyerine Avrupa Hristiyan sanatı uzmanı olarak başladı. Oradan Bizans sanat tarihi uzmanlığına geçti. Daha sonra H. J. Mackinder’in (1904) tarihin coğrafi kalbi dediği geniş alanın uzmanlığına yöneldi. Josef Strzygowski, Viyana Üniversitesi, Sanat Tarihi Enstitüsü’nde Ernst Diez, Heinrich Glück ve Dr. Mehmet Ağaoğlu gibi pek çok Selçuklu ve Osmanlı sanatı uzmanları için de ortamı hazırladı ve ilham verdi. Cumhuriyet döneminde Fuat Köprülü’nün onun çalışmalarına dikkat çekmesi Strzygowski’nin, 1920’li yıllarda tekrar Türk sanatına yönelmesine yol açtı.
Bu makalenin amacı; asker ve devlet adamı Hasan Cemil Çambel’in genel olarak eğitimci yönüne işaret etmek, millî eğitim, Türk gençliğinin eğitimi, tarih ve tarih eğitimi üzerine görüşlerini değerlendirmektir. Hasan Cemil’in kısa... more
Bu makalenin amacı; asker ve devlet adamı Hasan Cemil Çambel’in genel olarak eğitimci yönüne işaret etmek, millî eğitim, Türk gençliğinin eğitimi, tarih ve tarih eğitimi üzerine görüşlerini değerlendirmektir. Hasan Cemil’in kısa biyografisine yer verilmekte ve süreli yayınlardaki bazı eserleri ve yankıları da genel olarak incelenmektedir. Tarihsel yöntemin kullanıldığı  bu çalışmada Hasan Cemil’in “Millî Terbiyemizin Hedefleri” ve “Türk Gençliği Nasıl Yetiştirilmelidir?” yazıları geniş alıntılarla ayrıntılı incelenmeye çalışıldı. Hasan Cemil, edebî zevki ve yüksek kültürü ile Alman idealizm akımından yaptığı çevirilerle Türkçe’nin ifade gücünü zenginleştirmeye katkı verdi. Hasan Cemil’e göre gençlerin hür ruhlu, sağlam ahlâklı ve yüksek karakterli yetiştirilmesi gereklidir. Türk gençliği kahramanî hayat geleneğine uygun eğitilmelidir. Hasan Cemil’e göre gençlerin tarih eğitiminde efsaneler etkili bir şekilde kullanılmalıdır.
Bu çalışmada okul dışı tarih öğretiminin öğrenciye tarih dersiyle hedeflenen bilgi ve becerileri kazandırmada ve tarihin yaşamlarıyla ilgisini anlamalarındaki önemli rolü ortaya konmaya çalışılacaktır. Aynı zamanda sınıf içindeki... more
Bu çalışmada okul dışı tarih öğretiminin öğrenciye tarih dersiyle hedeflenen bilgi ve becerileri kazandırmada ve tarihin yaşamlarıyla ilgisini anlamalarındaki önemli rolü ortaya konmaya çalışılacaktır. Aynı zamanda sınıf içindeki etkinliklerin bir tamamlayıcısı olarak okul dışı tarih öğretimi bağlamında tarihsel çevreye düzenlenecek olana gezilerin planlaması, yararlılıkları ve sınırlılıkları üzerinde durulacaktır.In this study, the role of teaching history outside the school in the acquirement of the skills and information by the student, that is one of the aims of history course, will be tried to put out. At the same time, as a complementary activities in history classroom, the planning of the school excursions to the historical places, its capabilities and limits will be presented
Öğrencilerin, Sosyal Bilgiler kitaplarındaki tarih metinlerinden ne anladığına ilişkin yapılan araştırmaların aktarılacağı bu çalışma, öğretmenleri olduğu kadar, kitap yazarlarını da düşündürmeye yöneliktir. Burada yapılmak istenen,... more
Öğrencilerin, Sosyal Bilgiler kitaplarındaki tarih metinlerinden ne anladığına ilişkin yapılan araştırmaların aktarılacağı bu çalışma, öğretmenleri olduğu kadar, kitap yazarlarını da düşündürmeye yöneliktir. Burada yapılmak istenen, öğrencinin ne anladığından hareketle, tarih metinlerinin yazımının iyileştirilmesine hizmet etmektir
Bu bildiride 2006’da YÖK tarafından yeniden gözden geçirilen sosyal bilgiler öğretmenliği lisans programının özel alan dersleri, ilköğretim 2005 sosyal bilgiler programının sosyal bilgiler tanımı ve öğrenme alanları açısından... more
Bu bildiride 2006’da YÖK tarafından yeniden gözden geçirilen sosyal bilgiler öğretmenliği lisans programının özel alan dersleri, ilköğretim 2005 sosyal bilgiler programının sosyal bilgiler tanımı ve öğrenme alanları açısından değerlendirilecektir
Bu yazıda Atatürk ün öncülüğünde yapılan devrimlerden biri olan Türk Harf Devriminin tarihsel temelleri kısaca ele alınmaktadır. Birinci ve ikinci elden kaynaklara dayalı olarak, Harf Devriminin dokuz ay gibi süren olgunlaşma süreci... more
Bu yazıda Atatürk ün öncülüğünde yapılan devrimlerden biri olan Türk Harf Devriminin tarihsel temelleri kısaca ele alınmaktadır. Birinci ve ikinci elden kaynaklara dayalı olarak, Harf Devriminin dokuz ay gibi süren olgunlaşma süreci incelenmektedir
Bu yazımda Cumhuriyet Arşivi'nde MEB eski müsteşarlarından rahmetli İhsan Sungu'ya ilişkin araştırma yaparken, rastladığım Bakanlar Kurulu'nun 1947 tarihli bir kararını paylaşmak ve hatırlatmak istiyorum. Böylece sosyal tarihimize küçük... more
Bu yazımda Cumhuriyet Arşivi'nde MEB eski müsteşarlarından rahmetli İhsan Sungu'ya ilişkin araştırma yaparken, rastladığım Bakanlar Kurulu'nun 1947 tarihli bir kararını paylaşmak ve hatırlatmak istiyorum. Böylece sosyal tarihimize küçük de olsa bir katkı yapacağımı ümit ederim.
Bu makalede dünya üzerinde sürekli barışın, eğitim, bilimsel düşünce ve kültür alışverişi yoluyla gerçekleşebileceği düşüncesi esas kabul edilmiştir. Dünyada ve Türkiye\'de bu yönde yapılan çalışmalar Türk tarih ders kitaplarından... more
Bu makalede dünya üzerinde sürekli barışın, eğitim, bilimsel düşünce ve kültür alışverişi yoluyla gerçekleşebileceği düşüncesi esas kabul edilmiştir. Dünyada ve Türkiye\'de bu yönde yapılan çalışmalar Türk tarih ders kitaplarından örnekler verilerek özetlenmiştir. Üniversite öğrencilerinin Türk-Yunan ilişkilerine ilişkin bilgi ve tutumlarının oluşmasında tarih öğretiminin etkisini ölçen anket sunulmuştur
Bu yazıda 10 Kasım 2004'de Gazi Üniversitesi Mimar Kemalettin Salonunda "Atatürk Devrimine Yeni Yaklaşımlar" konulu bir konferans veren Prof. Dr. Sina Akşin'in konferansı değerlendirilmektedir.In this writing, the... more
Bu yazıda 10 Kasım 2004'de Gazi Üniversitesi Mimar Kemalettin Salonunda "Atatürk Devrimine Yeni Yaklaşımlar" konulu bir konferans veren Prof. Dr. Sina Akşin'in konferansı değerlendirilmektedir.In this writing, the conference of Prof. Dr. Sina Akşin who gave a speech about " New Approaches to Atatürk's Revolution" at the meeting hall of Mimar Kemalettin, Gazi University on the 10 November 2004 will be evaluated
Bu yazıda Bernard Lewis'in Hata Neredeydi? adlı kitabı tanıtılmaktadır.The subject of this paper is to introduce the book of Prof. Dr. Bernard Lewis, called as "What Went Wrong?
Bu bildiride Dr. Halil Fikret Kanad'ın (1892-1974) 1927'de Almanya'da ziyaret ettiği Odenwald Okulu ile ilgili izlenimleri ve görüşleri değerlendirilecektir. Kanımca, bir pedagogun eğitime ilişkin görüşlerini, kurduğu ya da... more
Bu bildiride Dr. Halil Fikret Kanad'ın (1892-1974) 1927'de Almanya'da ziyaret ettiği Odenwald Okulu ile ilgili izlenimleri ve görüşleri değerlendirilecektir. Kanımca, bir pedagogun eğitime ilişkin görüşlerini, kurduğu ya da incelediği gerçek bir okul karşısında aldığı tavırda yakalamak daha kolay, anlaşılabilir ve öğreticidir. Dr. Kanad’ın Odenwald Okulu ile ilgili yaptığı değerlendirmeler, onun eğitim felsefesi hakkında da önemli bilgiler edinmemizi sağlamaktadır
1920'li yıllarda Atatürk'ün eğitime yönelik konuşmaları ve görüşleri, Mustafa Rahmi, Mehmet Emin Erişirgil gibi eğitimciler tarafından, Türk eğitim sisteminin hedeflerinin belirlenmesinde yol gösterici olarak ele alınmıştır.... more
1920'li yıllarda Atatürk'ün eğitime yönelik konuşmaları ve görüşleri, Mustafa Rahmi, Mehmet Emin Erişirgil gibi eğitimciler tarafından, Türk eğitim sisteminin hedeflerinin belirlenmesinde yol gösterici olarak ele alınmıştır. Maarif Vekili İsmail Safa Bey'in (Özler) döneminde bu ...
Dünya tarihi dersi; öncelikle ve en önemlisi dünya tarihi ile meşgul olmalıdır. Bu gözlem basmakalıp gibi görülebilir. Aslında çılgınca ütopiktir. Gerçek şu ki güya dünya tarihi diye öğretilen derslerin çoğu, Afrika-Asya incir yaprağı... more
Dünya tarihi dersi; öncelikle ve en önemlisi dünya tarihi ile meşgul olmalıdır. Bu gözlem basmakalıp gibi görülebilir. Aslında çılgınca ütopiktir. Gerçek şu ki güya dünya tarihi diye öğretilen derslerin çoğu, Afrika-Asya incir yaprağı olsun ya da olmasın tüm çıplaklığıyla Batı uygarlık dersleridir. Bununla birlikte doğal olarak üniversite kampüslerindeki giriş niteliğindeki tüm tarih dersleri de hangi başlığı taşırsa taşısın, aslında Batı uygarlığı ile ilgilidir. Her iki düzeyde de sonradan düşünülen eklemelerin yanısıra temel örgütlenme geleneksel ve tanıdıktır. Yani; eski Yakın Doğu, klasik Yunan ve Roma, kuzeybatı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri tarihinden oluşmaktadır. Sonuç; dünya insanlarının yaklaşık dörtte üçünün tarihini görmezden gelen “dünya tarihi” dersleridir. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bu Batı yönelimli içerik o kadar bariz bir şekilde yetersiz kaldı ki genellikle güncel gazete manşetlerine cevap olsun diye yeni materyaller eklendi. Çok sayıda Asya ülkesi savaş sonrası ilk on yılda bağımsızlıklarını kazandı ve buna göre derslerin sonunda sıkışıp kaldılar. Aynı nedenle sonraki on yılda Afrika ülkeleri dikkat çekti ve muhtemelen yakın gelecekte de Latin Amerika döngüsünü bekleyebiliriz.
Bu yazıda 1943'te II. Maarif Şurasında alınan bir kararın bir eylem planı dahillinde nasıl yerine getirildiği ele alınmaktadır. Maalesef Lise tarih öğretim programlarının değişmesine paralel olarak bu mukayeseli zaman tablosu... more
Bu yazıda 1943'te II. Maarif Şurasında alınan bir kararın bir eylem planı dahillinde nasıl yerine getirildiği ele alınmaktadır. Maalesef Lise tarih öğretim programlarının değişmesine paralel olarak bu mukayeseli zaman tablosu (Histomap) güncellenememiş ve
Ozet: Tarih konularinin ogretiminde tarihsel kaynak ve kanitlara ulasma yollarini bilen, ulastigi kaynaklari sorgulayan, elestiren, degerlendiren, tarihsel olaylari nedensellik, kronolojik dusunme, tarihsel empati gibi beceriler... more
Ozet: Tarih konularinin ogretiminde tarihsel kaynak ve kanitlara ulasma yollarini bilen, ulastigi kaynaklari sorgulayan, elestiren, degerlendiren, tarihsel olaylari nedensellik, kronolojik dusunme, tarihsel empati gibi beceriler cercevesinde inceleyen ogrenciler yetistirme amacinin olmasi, tarih okuryazarligi dairesinde hareket edildigini gostermektedir. Bu calismada ogrencilerin tarih okuryazarligi duzeylerine etki eden unsurlar ve bunlarin nedenleri ogretmen goruslerine dayali olarak tartisilmistir. Nitel arastirma yontemine gore hareket edilen calisma kapsaminda "olcut ornekleme" yontemi ile belirlenen 12 sosyal bilgiler ogretmeni ile yuz yuze gorusmeler gerceklestirilmistir. Katilimcilardan elde edilen veriler icerik analizi yontemi ile analiz edilmistir. Ulasilan bulgulara gore katilimcilarin, ogrencilerin tarih okuryazarligi duzeylerinin dusuk olma nedenleri ve cozum onerilerine yonelik cesitli gorusler one surdukleri gozlenmistir. Ogrencilerin tarih okuryazarligi du...
Dünya tarihi dersi; öncelikle ve en önemlisi dünya tarihi ile meşgul olmalıdır. Bu gözlem basmakalıp gibi görülebilir. Aslında çılgınca ütopiktir. Gerçek şu ki güya dünya tarihi diye öğretilen derslerin çoğu, Afrika-Asya incir yaprağı... more
Dünya tarihi dersi; öncelikle ve en önemlisi dünya tarihi ile meşgul
olmalıdır. Bu gözlem basmakalıp gibi görülebilir. Aslında çılgınca ütopiktir.
Gerçek şu ki güya dünya tarihi diye öğretilen derslerin çoğu, Afrika-Asya
incir yaprağı olsun ya da olmasın tüm çıplaklığıyla Batı uygarlık dersleridir.
Bununla birlikte doğal olarak üniversite kampüslerindeki giriş niteliğindeki
tüm tarih dersleri de hangi başlığı taşırsa taşısın, aslında Batı uygarlığı ile
ilgilidir. Her iki düzeyde de sonradan düşünülen eklemelerin yanısıra temel
örgütlenme geleneksel ve tanıdıktır. Yani; eski Yakın Doğu, klasik Yunan ve
Roma, kuzeybatı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri tarihinden
oluşmaktadır. Sonuç; dünya insanlarının yaklaşık dörtte üçünün tarihini
görmezden gelen “dünya tarihi” dersleridir.
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bu Batı yönelimli içerik o kadar bariz bir
şekilde yetersiz kaldı ki genellikle güncel gazete manşetlerine cevap olsun
diye yeni materyaller eklendi. Çok sayıda Asya ülkesi savaş sonrası ilk on
yılda bağımsızlıklarını kazandı ve buna göre derslerin sonunda sıkışıp
kaldılar. Aynı nedenle sonraki on yılda Afrika ülkeleri dikkat çekti ve
muhtemelen yakın gelecekte de Latin Amerika döngüsünü bekleyebiliriz.
Gerçekten de tarihle ilgilenmek, sadece tarihçi denilen kişilerin tekelinde değildir (Gulbenkian Komisyonu, 1996:91). Ortega bir felsefeci olarak tarihçilerin ampirik verilerini açıklamak için genel şemalara ihtiyaç duyuyordu. Ortega, bir... more
Gerçekten de tarihle ilgilenmek, sadece tarihçi denilen kişilerin tekelinde değildir (Gulbenkian Komisyonu, 1996:91). Ortega bir felsefeci olarak tarihçilerin ampirik verilerini açıklamak için genel şemalara ihtiyaç duyuyordu. Ortega, bir sistem filozofu değildir. Tarih felsefesinin unsurları ile ilgili analitik görüşlerini Modern Tema (1923), Kitlelerin Ayaklanması (1929), Üniversitenin Misyonu (1930), Sistem Olarak Tarih (1935), Tarihsel Akıl (1940/1944) ve Evrensel Tarihin Yorumu (1959) gibi temel eserleri arasında dağınık olarak ele almıştır. Bir yandan öncüsü olarak Dilthey’i kabul ederken, diğer yandan tarihi, fizik gibi fen bilimlerinin daha üstüne çıkarma gayreti içindedir. Âdeta kendini Voltaire, Montesquieu, Turgot, Winckelmann, Herder, Schelling, Hegel, Comte, Taine, Marx gibi görmektedir. Eserlerinde yeri gelince Hegel ve Marx’ın hatalı düşüncelerine de işaret etmektedir.
Bu yazının amacı Haşim Nahit Erbil’in tarih öğretimi üzerine görüşlerinin gelişimini ortaya koymaktır. Bu yazıda Haşim Nahit Erbil’in 1914’de kaleme aldığı “Hâile için Kahraman” eserinde ilkokul çocukları için yapmış olduğu tarih öğretim... more
Bu yazının amacı Haşim Nahit Erbil’in tarih öğretimi üzerine görüşlerinin gelişimini ortaya koymaktır. Bu yazıda Haşim Nahit Erbil’in 1914’de kaleme aldığı “Hâile için Kahraman” eserinde ilkokul çocukları için yapmış olduğu tarih öğretim programı ile 28 yıl sonra 1942’de bastırdığı “Türkiye’de Modern Teknik Nasıl Meydana Gelebilir?” adlı kitabındaki tarih öğretimi görüşleri karşılaştırılarak analiz edilmektedir.
Abstract Some universities have started to carry out all or some of the courses in associate, undergraduate and graduate degree programs and compulsory common courses through distance education. The reason for this change is to respond to... more
Abstract Some universities have started to carry out all or some of the courses in associate, undergraduate and graduate degree programs and compulsory common courses through distance education. The reason for this change is to respond to increasing student needs, to provide them with a qualified education and to support the individual development required by the modern age. The pandemic distance education seen in our country since March 2020 has made the focus of education. This situation has caused universities to review the distance education centers and their application in depth. The aim of this study is to evaluate the distance education application of foreign language course, which is one of the compulsory common courses in university curricula, based on the student opinions. The model of the study is descriptive and the method is qualitative. The universe of the study consists of 100 students. 50 of these students are students who study in the first year of the faculties of science, engineering, medicine, education and law at Gazi University in the 2016-2017 academic year. The other 50 are students who graduated from the same faculties in the 2015-2016 academic year. The data were collected by the interview technique. The data collection tool is a semi-structured interview form. Content analysis technique was used in the analysis of the data. According to the findings, there are more negative student views against both distance and face to face education applications of foreign language courses. Similar findings were reached in both groups. In terms of foreign language courses, the students stated that the content dimension is simple and insufficient, that the instructors do not use effective teaching methods and techniques in the teaching learning process dimension, and that the exams are simple in the measurement and evaluation dimension. Taking these findings into consideration by the institutions implementing distance education, the practitioners and the Council of Higher Education (YÖK) can contribute to improving the quality of education. Keywords: Pandemic, distance education, foreign language, face-to-face education, compulsorycommon course

And 109 more

Bu kısa yazı, Edgar Morin’in “Geleceğin Eğitimi için Gerekli 7 Bilgi”  kitabına  ilişkin bir tür eleştirel tanıtım yazısıdır.
I am so glad and excited to witness that the present workshop on history teaching was held under the scope of a program named after J.H. Pestalozzi (1746-1827).
Bu makalenin amacı; 20 Ocak 1920’de 42 yaşında vefat eden devletler hukuku müderrisi Ahmed Selahaddin Bey, cenaze törenini ve hakkında yazılanları dönemin birinci ve ikinci elden kaynakları ışığı altında Fransız tarihçi Pierre Nora’nın... more
Bu makalenin amacı; 20 Ocak 1920’de 42 yaşında vefat eden devletler hukuku müderrisi Ahmed Selahaddin Bey, cenaze törenini ve hakkında yazılanları dönemin birinci ve ikinci elden kaynakları ışığı altında Fransız tarihçi Pierre Nora’nın hafıza mekânı (Les Lieux de Mémoire) kavramı  çerçevesinde incelemektir.
Tiyatro oyunu ve hikâye yazarı oğlu Haldun Taner’in (1915-1986)  Ölürse Ten Ölür, Canlar Ölesi Değil (1978)  kitabında babasına dair yazdığı yazı, baba özlemi duyan bir evladın babasına dair yazabileceği en güzel yazı örneklerinden biridir . Ahmed Selahaddin Bey’in öğrencisi, meslektaşı ve daha sonra İstanbul Üniversitesi Rektörü (1934-1943)  olan M. Cemil Bilsel de yazılarıyla onun hatırasını canlı tuttu.  Seha L. Meray’ın 1976’da yayımladığı  Lozan’ın Bir Öncüsü Prof. Ahmet Selahattin Bey, 1878-1920 adlı kitabı, onun yazılarıyla  Osmanlı Türkçesi bilmeyen  genç neslin tanışmasına çok büyük hizmet etmiştir. Özellikle Seha L.  Meray, adı geçen kitapta onun Hukukî ve Siyasî Tetebbular (1339/1923) yazılarını günümüz Türkçesine aktarmakla yetinmemiş, dönemin gazetelerindeki bazı yazılarını, ardından yazılan yazıları “Anışlar” başlığı altında toplamıştır. Hukukî ve Siyasî Tetebbular (1339/1923) adlı eser, Matbaa-i Âmire müdürü ve kayınpederi İsmail Hamit Bey tarafından bastırılmıştır. Meray, 1945’te Hukuk Dünyası  dergisinin anısına armağan edilen sayısındaki yazıları da bu kitaba  dahil etmiştir
Süleyman Nazif (1869-1927), Mütareke döneminde 9 Şubat 1919’da kendi çıkardığı Hâdisât gazetesinde yazdığı “Kara Bir Gün” adlı yazısı, 23 Ocak 1920’de Darülfünun’daki Pierre Loti günü hitabesi, eserleri, düşündürücü nükteleriyle şarkı... more
Süleyman Nazif (1869-1927),  Mütareke döneminde 9 Şubat 1919’da kendi çıkardığı Hâdisât gazetesinde yazdığı “Kara Bir Gün” adlı yazısı, 23 Ocak 1920’de Darülfünun’daki Pierre Loti günü hitabesi, eserleri, düşündürücü nükteleriyle şarkı sözleriyle kültürümüzün mümtaz şahsiyetlerinden biridir.
Rahmetli  Atilla Oral,  Süleyman Nazif “Müncî-i Azam”  (Büyük Kurtarıcı) (İleri,  20 Mart 1923)  adlı yazısında Hannibal ile Mustafa Kemal  Atatürk arasında analojiye ilk dikkati çeken olmuştu. Bu yazıda Süleyman Nazif, Kartacalı komutanın hayat öyküsünün kırk yıldır dikkatini çektiğini belirtmektedir. Bu çerçevede 1909 ve 1926 yılları arasında Süleyman Nazif’in 8 yazısını tespit edebildim. Bu yazılar; Yeni Tasvir-i Efkar, İçtihad, Hâdisât, Servet-i Fünun, İleri ve Türk Hava Mecmuası gibi gazete ve süreli yayınlarda çıkmıştır.
Bu bildirinin amacı gazeteci kimliği ile Süleyman Nazif’in yazılarında ileri sürdüğü taban alanı Kartacalı Hannibal’e dayalı  analojik akıl yürütmeleri, bütüncül ve derinlemesine olarak çeşitli sorular açısından incelemektir. Çalışmada tarama yöntemi ve elde edilen verileri çözümlemek için de doküman analizi kullanılmıştır.
Matthew Lipman’a göre, tümevarımsal bir şekilde analoji ve metaforların kullanıldığı  arttırıcı (amplificative) düşünme tarzı, gerçekten yaratıcı düşünmeyi ve (yazmayı) geliştirilebilir. Ama bu tür bir yaratıcı düşünme ve yazma tarzı da çoğu kez tarihsel düşünme pratiğine uygun olmayabilir. Bu çalışmada gazeteci kimliği ile Süleyman Nazif’in analojik akıl yürütmelerinin güçlü ve zayıf yanları ortaya konmaya çalışıldı.
Geleceğin vatandaşları olan öğrenciler, tarih derslerinde güçlü ve zayıf tarih analojilerini ayırt edebilmeyi öğrenecekleri iyi planlanmış etkinliklerle karşılaştırılmalıdır.