Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, Anadolu ve Balkan Araştırmaları Dergisi
Dünya tarihi dersi; öncelikle ve en önemlisi dünya tarihi ile meşgul olmalıdır. Bu gözlem basmakalıp gibi görülebilir. Aslında çılgınca ütopiktir. Gerçek şu ki güya dünya tarihi diye öğretilen derslerin çoğu, Afrika-Asya incir yaprağı olsun ya da olmasın tüm çıplaklığıyla Batı uygarlık dersleridir. Bununla birlikte doğal olarak üniversite kampüslerindeki giriş niteliğindeki tüm tarih dersleri de hangi başlığı taşırsa taşısın, aslında Batı uygarlığı ile ilgilidir. Her iki düzeyde de sonradan düşünülen eklemelerin yanısıra temel örgütlenme geleneksel ve tanıdıktır. Yani; eski Yakın Doğu, klasik Yunan ve Roma, kuzeybatı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri tarihinden oluşmaktadır. Sonuç; dünya insanlarının yaklaşık dörtte üçünün tarihini görmezden gelen “dünya tarihi” dersleridir. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bu Batı yönelimli içerik o kadar bariz bir şekilde yetersiz kaldı ki genellikle güncel gazete manşetlerine cevap olsun diye yeni materyaller eklendi. Çok sayıda Asya ülkesi savaş sonrası ilk on yılda bağımsızlıklarını kazandı ve buna göre derslerin sonunda sıkışıp kaldılar. Aynı nedenle sonraki on yılda Afrika ülkeleri dikkat çekti ve muhtemelen yakın gelecekte de Latin Amerika döngüsünü bekleyebiliriz.
serüven yayınevi, 2022
Güvenlik Stratejileri Dergisi
Toplumun en önemli unsurlarından bir olan kadın, tarihin her döneminde yaşanılan somut gerçekliğin bir parçası olmuştur. Toplumlar; geleneksel anlayışları, siyasi gerçeklikleri, hayat felsefeleri veya dini kuralları gibi farklılıklar ekseninde ordularında kadınlara yer vermişlerdir. Türk kadını, İslamiyet Öncesi Dönem’den itibaren orduda yer almış ve toplumun güvenlik stratejilerinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. İslamiyet Öncesi’ndeki Türk devletlerinden İskitler (Sakalar), Hunlar ve Göktürkler dönemlerinde kadınlar gönüllü olarak orduda görev almıştır. İslami dönemle birlikte düzenli ordular kurulmuş, bu dönem kurulan devletlerde daha çok erkek unsur görev yapmıştır. Anadolu’nun fethinde erkekler ile birlikte kadınlar da görev almıştır. Osmanlı Devleti döneminde, Tımarlı Ordusu ve Yeniçeri Ocağı’nda erkekler vazife yapmıştır. Birinci Dünya Harbi sırasında kadınlar, kurulan işçi taburlarında vazife almıştır. Millî Mücadele döneminde Türk kadını, bağımsızlık mücadelesine katılmış v...
Kastamonu Üniversitesi Otuzyedi Sanat ve Tasarım Dergisi, 2023
Balkanfila organizasyonlarını odağına alan bu çalışma ile 1966-2007 yılları arasında Türkiye'de tedavüle çıkartılan Balkanfila konulu filatelik nesnelerin belirlenmesi ve değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırma esasına dayanan bu çalışma veri toplama yöntemlerinden biri olan belge tarama (doküman analizi) yaklaşımı üzerinden ilerletilmiştir. Çalışmanın kurgusu ise doküman olarak değerlendirilen yazılı belgeler ve görsel içerikler üzerinden oluşturulmaya çalışılmıştır. İçerik oluşturulurken kullanılan referansların orijinal (birincil) kaynaklar olmasına ayrıca dikkat edilmiştir. Doküman analizi ve görsel araştırmanın bir arada kullanıldığı bu çalışmada öncelikle Balkanfila konulu kaynaklar taranmış sonrasında elde edilen bilgi ve belgeler Balkanfila kurumsal web adresindeki içeriklerle karşılaştırılmıştır. Bilgilerdeki yeknesaklık sağlandıktan sonra özgün bir içerik oluşturulmaya çalışılmıştır. Doküman analizi; dergi, kitap, bülten ve kurumsal yayınlar üzerinden oluşturulurken, görsel içerik ise Balkanfila organizasyonları kapsamında 1966-2007 yılları arasında Türkiye'de tedavüle çıkartılan Balkanfila II., Balkanfila IV., Balkanfila VIII. ve Balkanfila XIV. konulu filatelik nesneler üzerinden oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışma kapsamında pulhane web sitesi üzerinden filatelik incelemeler yapılmış ve ilgili yıllar arasını kapsayan 4 farklı emisyon konusu üzerinde toplam 8 adet posta pulu ile 3 adet anma bloku, 4 adet ilk gün zarfı ve 1 adet maksimum kart tespit edilmiştir. Devam eden süreçte ise Balkanfila organizasyonları başlığı dikkate alınarak çalışmanın göstergebilimsel analizi yapılmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak sergi, organizasyon ve fuar olgusunun kitleler arasındaki ilişkiler üzerinde doğrudan etkili olduğu ve farklı ulusları bir araya getiren bu tür etkinliklerin iktisadi faaliyetlerin yanı sıra sosyokültürel ve politik ilişkiler üzerinde belirleyiciliği olduğu çıkarımında bulunulmuştur.
Fransız İhtilali’nin dünyaya ithal ettiği milliyetçilik düşüncesinin Arap toplumuna sirayeti, temelde Mısır, Suriye ve Irak üzerinden gerçekleşmiştir. Alt-kültür dinamiklerinin çok derin olduğu Arap dünyasında milliyetçilik, Osmanlı egemenliğine karşı olmayan ümmetçi bir temelden, giderek ayrılıkçı ve Arapçı bir zemine kaymıştır.
Her Yönü İle Göbekli Tepe, 2019
İtiraf etmeliyim ki, GÖBEKLİ TEPE adını ilk duyduğumdan ve konu ile ilgili birkaç kitap karıştırıp, internette gezindikten sonra çok büyük bir merak ve heyecan duymaya başladım. Bu merakım o kadar yüksek bir noktaya vardı ki, havanın sıcaklığına aldırmadan 19-20 Haziran 2018 tarihlerinde tüm bölgeyi 42 derece sıcak altında (adeta eriyerek) gezdim. Ama duyduğum heyecan, aldığım keyif ve yaşadığım mutluluk her şeyin ötesindeydi.
Akademik Bakış, 2019
Özet Siyasi düşünce tarihinin en güçlü akımlarından biri olan liberalizm; bireysel hak veözgürlükler, hukukun üstünlüğü ve sınırlı devlet, serbest piyasa ekonomisi ve bireyciliküzerine kurulmuştur. Dünyanın bugün karşılaştığı tüm ekonomik ve siyasi sorunlara en tutarlışekilde çözüm üretebilen bir düşünce sistemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel kabulegöre, kökleri Antik Yunan'a kadar uzanan ve Yakın Çağ'da ideoloji hüviyetini kazanıpdünyayı etkileyen bu fikir akımı, tarihsel süreç içerisinde birçok farklılaşmadan geçerekgünümüze kadar gelmiştir. 19.yüzyıl itibariyle, Osmanlının modernleşme çabaları içinde, butopraklarda da izini göstermeye başlamıştır. Bu makalede ilk olarak liberalizm kavramı,ilkeleri ve tarihsel gelişimi incelenmeye çalışılacaktır. Ardından liberalizmin Türk düşüncehayatındaki yerini, öncülerini, düşünsel etkenlerini ve devlet yönetimine yansımalarınıaktarmak amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Liberalizm, Osmanlı Devleti, Türkiye, Modernleşme. LIBERALISM IN TURKEY FROM A HISTORICAL PERSPECTIVE Abstract Liberalism, one of thestrongestapproaches in thepoliticalhistory of thoughts is established on individualrightsandfreedoms, therule of lawandthelimitedstate, free market economyandindividualism. It is a system of thoughtsproviding a solutiontoalleconomicandpoliticalproblemsfacedbytheworldtoday. Tothecommonbelief, thisphenomenon, whicharisedfromancientGreeceandgainitsidentity in the modern age, has experiencedmanydifferentiationsuntiltoday. theflow of ideasthatextendsfromtheroots of antiquitytoancientGreeceandwhich has gainedthegovernment of ideology in thenearcentury, has cometothepresent, experiencingmanydifferences in thehistoricalprocess. Thesigns of liberalism has firstlybeenseen in ourlandwiththemodernizationefforts of Ottomans in the 19th century. Inthisarticle, firstlytheconcept of liberalism, itsprinciplesandhistoricaldevelopmentwill be studied. Thesecondaim is toconveytheplace of liberalism in Turkishthought life, itspioneers, intellectualfactorsandthereflections of thegovernmentalmanagement.
2017
Giriş Eserim sürekli bir mal olmak için yazılmıştır, o an için dinlenecek olan gösterişli bir süs olarak değil. Thukydides Ben ne kralın hayatını, ne de saltanat yıllarını yazmak niyetindeyim. İsteğim insan zihninin tarihini yazmaktır. Voltaire Tarih, bu ahvalden ibret almaktır; peygamberlerden, evliyadan, âlimlerden, hâkimlerden, şairlerden ve hükümdarlardan gelip geçmiş kimselerin ahvalidir. Kâtip Çelebi Tarih, insanın yeryüzünde göründüğü andan itibaren yaptığı ya da düşündüğü her bir izi, artakalan her şeyi içerir.
Sağlık Bilimleri ve Yaşam Dergisi, 2018
Dünyadaki nüfusun hızla artmasıyla birlikte temel ihtiyaçların karşılanması için gen teknolojisi gelişimi de hızlanmıştır. Kısa zamanda tarım ürünlerinden daha çok verim almak, besin içerikleri üzerinde çalışarak zenginleştirilmiş ürünler elde etmek, nüfusun artmasıyla ortaya çıkan hastalıkların gelişimine karşı çözüm üretebilmek biyoteknoloji sayesinde mümkün olmuştur. A vitamini eksikliği için geliştirilmiş altın pirinç (golden rice), diyabet hastaları için verimli bir şekilde insülin üretilmesini sağlayan genetiği değiştirilmiş bakteriler, açlık problemi ile mücadele etmek için verim düzeyi yüksek veya besin içerikleri zenginleştirilmiş bitkiler, daha fazla et ve süt üretimi için büyüme hormonu arttırılmış hayvanlar bu teknolojinin ürünleridir. Dünya genelinde genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) kullanımı yıldan yıla artış göstermektedir. Genetiği değiştirilmiş organizma olarak hayatımıza giren bu gen teknolojisi, faydaları kadar bazı sorunları da beraberinde getirmiştir. Doğadaki türlerin dağılımı ve bunlar arasındaki denge üzerine olumsuz etkileri, bitkilerde oluşan toksik etkiler, antibiyotiklere karşı dirençli gen gelişimi nedeniyle patojenlere karşı mücadelenin zorlaşması, genler arası transferler dolayısıyla alerjik reaksiyon riskinin artması genetiği değiştirilmiş organizmalar ile ilgili soru işaretlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tüm bu olumlu ve olumsuz etkiler ülkelerin genetiği değiştirilmiş organizma teknolojisine karşı yaklaşımlarını etkilemiştir. Genetiği değiştirilmiş organizmaların dünya genelindeki kullanım alanları, kullanım sıklığı, değerlendirilmesi, mevzuat uygulamaları ve etiketlemenin önemi ülkelere göre değişiklik göstermektedir.
Amaç: Bu çalışma, Türk marka hukuku bağlamında markaların korunmasına yönelik düzenlemeleri tarihi ve hukuki açıdan ortaya koymayı amaçlamaktadır. Yöntem: Araştırma literatürde yer alan bilimsel kaynakların ve hukuki metinlerin taranması biçiminde gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Marka korunmasına dair ilk yasal düzenlemelerin uluslararası alanda yaşanan gelişmeler paralelinde 19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıktığı görülmektedir. Konunun 150 yıla yaklaşan tarihsel gelişimi, Türk marka hukukunda hem iç hem de dış hukuk kaynaklarının belirleyici olduğu bir süreci ifade etmektedir. 1994 yılında kurulan Türk Patent Enstitüsü ve 1995 yılında çıkarılan 556 sayılı Markaların Korunmasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararname en önemli iç hukuk kaynaklarını oluştururken, Türkiye’nin imzaladığı Paris Sözleşmesi, Madrid Protokolü, TRISPS gibi uluslararası sözleşmeler ve Madrid Anlaşması ile bu Anlaşmaya İlişkin Protokolün Uygulanmasına Dair Yönetmelik en önemli dış hukuk kaynaklarını oluşturmaktadır. Sonuç: Türkiye’nin uluslararası pek çok sözleşmeye taraf olmasının yanı sıra DTÖ/AB gibi örgütlere de üye olması Türk marka hukukunun göreli bir denge içerisinde uluslararası marka hukuku ile çok boyutlu olarak bütünleştiği bir yapıyı ortaya çıkardığı söylenebilir.
Resiliencia: más que una palabra, 2021
Interpreting Davidson
Revista Conceptos Históricos, 2023
in : M. Groenen (ed.), Expressions esthétiques et comportements techniques au Paléolithique – Aesthetic expressions and technical behaviours in the Palaeolithic Age. Actes du 16e Congrès mondial de l'UISPP. Sessions thématiques 36 et 37 (Florianópolis, septembre 2011)., 2013
Applied and Environmental Microbiology, 1997
Thermal Science
Meningitis, 2012
2019 41st Annual International Conference of the IEEE Engineering in Medicine and Biology Society (EMBC), 2019
Egyptian Journal of Health Care, 2018
Journal of Biomedical Informatics, 2016
Science and Technology Development Journal, 2010
International journal of pediatrics, 2014
Journal of Analytical Psychology, 2019