Başak Uysal

Bu calismada beden egitimi ogretmenligi bolumlerinde verilmekte olan Drama dersinin katilimcilarin drama kavramina yonelik algilarina etkisi arastirilmistir. Nitel arastirma yontemlerinden odak grup gorusmesinin kullanildigi calismada ilk ve son gorusmenin oldugu haftalar arasinda 12 haftalik atolye uygulamasi gerceklestirilmistir. Arastirmaya 47 son sinif ogrencisi katilmis ve gorusmeler, 5 ayri grupla gerceklestirilmistir. Calisma sonunda elde edilen verilerin baslicalari sunlardir: Katilimcilar, 12 haftalik egitim suresi boyunca bireysel hobi edinmeye daha istekli olmuslar ve surec sonunda hobi sahibi olduklarini belirtmisler, hobi sahibi olanlar ise bu ilgi alanlarinin yaraticiliklarini percinledigini ifade etmislerdir. Katilimcilarin drama kavramina atfettikleri yeni kelimelere bakildiginda bu kelimelerin kisisel gelisim ve farkindalik ekseninde oldugu gorulmustur. Surec basinda katilimcilar, drama kavramini oyundan hareketle tanimlamistir. Son gorusmede ise oyun kavraminin ice...

Yazma becerisi catisi altinda degerlendirilen imza becerisinin destekleyici unsurlari olan e-imza ve paraf, hem egitim-ogretim ortaminda hem de sosyal sorumluluk alanlarinda bireylerin bilgi sahibi olmasi gereken kavramlardir. Bu calismada, Turkce ogretmeni adaylarinin e-imza ve paraf kavramlarina yonelik bilgi duzeylerini belirlemek amaclanmistir. Tarama modelinin temel alindigi calismada nitel ve nicel veriler, arastirmacilar tarafindan olusturulan Elektronik Imza (E-Imza) ve Paraf Bilgisi Formu araciligi ile toplanmistir. 300 katilimcinin yalnizca 1/3’u paraf kavramini tanimlayabilmis ve %5’i dogru paraf atabilmistir. Katilimcilarin %68,5’i e-imzanin kullanim alani konusunda eksik yahut yanlis bilgiye sahiptir. Paraf ve elektronik imza konusunda bilgi eksikligi oranlarin %70-80'lerde olmasi, bu alanda ciddi bir egitime ihtiyac duyuldugunun gostergesidir. Arastirmaya katilan ogretmen adaylari e-imza, islak imza, paraf, muhur ve parmak izi arasinda resmi belgelerde kisisel guve...

Anadolu’daki toplumsal duzenin belirleyicilerinden olan Ahilik, en genel hâliyle sosyoekonomik dinamikler uzerine temellenen bir toplumsal adalet sistemi olarak tanimlanmaktadir. Anadolu’daki toplum-devlet is birliginin timsali olan Ahiyan-i Rum Teskilati, Anadolu’ya hâkim Turk yonetiminin sosyoekonomik iliskilere bakisini gostermesi bakimindan ayrica onemlidir. Yasayan Nasreddin Hoca fikralarinin alt metinlerinde yer alan Ahilik izleri, kimi zaman gulduru unsurunun arkasinda kalabilmekte, bu sebeple de Ahilik kulturu ve Nasreddin Hoca arasindaki bag, zaman zaman zayiflamaktadir. Buradan hareketle bu calismada Nasreddin Hoca fikralarinda yer alan Ahilik kulturu bilesenlerini tespit etmek amaclanmistir. Calismada nitel arastirma yontemlerinden olan dokuman analizinden yararlanilmistir. Oncelikle literatur taramasi yapilarak Ahiligin kabul goren temel 8 ilkesi arastirmacilar tarafindan belirlenmis, devaminda amacli orneklem yoluyla secilen eserlerde yer alan fikralar, bu ilkeler cerce...

Adli dilbilim, dilbilim verilerinden hareketle adli metinlerde tespit calismalari yapan bir dilbilim alanidir. Bu kavramla ilgili bircok tanim olsa da dilbilimci tarafindan gerceklestirilen amaca yonelik bir soylem cozumlemesi faaliyeti olmasi bu alandaki calismalarin ortak ozelligidir. Adli dilbilimin verileri, adli olaylara konu olan tum metinlerdir. Literaturdeki farkli disiplinler icinde yer alan calismalar, adli dilbilim alanina hizmet etmektedir. Adli dilbilim, ilk kez 1968’de Jan Svartvik tarafindan kullanilarak literaturde yer edinmistir; Turkiye’de ise ilk kez 2016 yilinda farkli iki calismanin ana hatlarini olusturmustur. Arastirmanin Turkiye’de adli dilbilim alaninda calisacak arastirmacilara isik tutacagi dusunulmektedir.

Eğitim programları için yenilenen paradigma kapsamında kabul edilen görev odaklı dil eğitimi bilinci, insan doğası için sanıldığı kadar yeni değildir. Huizinga tarafından Homo Ludens, yani oynayan insan olarak adlandırılan tamlama, insa-nın hareket temelli öğrenme ihtiyacının bir yansımasıdır. Bu ihtiyacı karşılayan bir yöntem olan yaratıcı drama, uygulama noktasında dil eğitimcilerinin karşısına çıkmaktadır. San (2010), drama çalışmalarını içeren yöntemin yaratıcı drama olarak ad-landırılmasını şu şekilde açıklamaktadır: "Özellikle ve bilerek önüne yaratıcı söz-cüğünü eklediğimiz yaratıcı drama, önceden yazılmış hazır bir metin olmaksızın, katılımcıların kendi yaratıcı buluşları, özgün düşünceleri, öznel anıları ve bilgi-lerine dayanarak oluşturdukları eylem durumları, doğaçlama canlandırmalardır (San, 2010, s. 19). " Dolayısıyla grup dinamiğinin diğer yöntemlere kıyasla daha fazla öne çıktığı, var olandan hareketle yeni bir oluşum meydana getirmeyi amaç-layan bu yöntem, literatürde yaratıcı drama olarak adlandırılmaktadır. Yaratıcı dramanın hareket noktası, insanda doğuştan var olan oynama gü-düsüdür. Bununla birlikte oyun, drama çalışmalarının tamamını oluşturmaz. Ti-yatro, resim, heykel, müzik, dans, sinema, fotoğraf gibi birçok sanat dalından ve psikoloji, eğitim, sosyoloji gibi pozitif bilim dallarından aldığı tekniklerle yaratıcı drama, zengin bir yaşam prova alanı sunan yöntem olarak belirli dönemlerde tem-sil, dramatizasyon, dramatik faaliyet gibi adlandırmalarla Türk eğitim sisteminde yer almıştır. 11.

This study aims to find out the time perception used in the denials in the last statements of 70 death row inmates, who were executed in Texas Huntsville Unit between 1982 and 2016. To accomplish this, the tenses in their last statements were specified, and their distribution was demonstrated on a horizontal timeline. Document analysis, which is one of the qualitative research methods, was utilized as the data collection tool of the study. The main data obtained from the results of the study suggest that the following 429 death row inmates out of 537 used their right for the last statement; however, 108 of them did not state anything. A total of 70 of the 429 death row inmates denied the crimes, of which they were convicted with execution, in their last statements. When the age range is taken into consideration, it is clear that the distribution of simple tenses and the distribution of compound tenses are very close to each other. The simple tense is used the least by the 60 to 70 a...

Özet İmza, bir yazılı anlatım ürünü ve bir kimlik sembolüdür. Yazının karakteristik ve estetik özelliklerinin kritik yaş dönemlerinde değişim göstermesi gibi imza da değişmeyen karakteristik özelliklere sahip olması bakımından kişilik yansımasının bir boyutudur. Bu çalışmada ilköğretim öğrencilerinin imza atma alışkanlıklarını tespit etmek amaçlanmış, bu amaçla Türkiye'nin 7 bölgesinden birer okul belirlenerek " İmza Alışkanlıklarını Değerlendirme Formu " , belirlenen okullardaki öğrencilere uygulanmıştır. 600 ilköğretim öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilen çalışma sonucunda elde edilen veriler, imza becerisinin özellikle Türkçe derslerinde bir kazanım olarak ele alınmasının gerekliliğini ortaya koymuştur. Abstract Signature is a work of written expression and also a symbol for the identity of a person. Just like the characteristics and the aesthetics of the writing style of a person can be various in the critical age period, signature is also a reflection of the personality in terms of unchanging characteristics of a person. In this study, it is aimed to identify the signature habits of primary school students, and for this

Bu yaz›da Do¤u Karadeniz Cepnileri ile ilgili bilgiler ve Karadeniz’de yap›lan alan araflt›rmas› kapsam› nda, Do¤u Karadeniz Cepnilerinin bir di¤er onemli merkezi olan Eskikoy’de Kemal Okumufl Dede’nin evinde yap›lan goruflme sonuclar› yer almaktad›r. Toparlanan bilgiler; gunluk yaflam, niflan, du- ¤un ve cenaze torenleri olarak uc bolumde sunulmufltur. Ayr›ca bir onceki yaz›da incelenen Tafll›ca Koyu ile Eskikoy’un kulturel ac›dan benzerlik ve farkl›l›klar›na da yaz› icerisinde yer verilmifltir. Bu karfl› laflt›rmay› yapmak, Akcaabat-Eskikoy ile Kurutun-Tafll›ca Koyu’nun aras›ndaki co¤rafi mesafeye ra¤- men kulturel ac›dan benzer ozellikler tafl›maya devam etmelerini gostermesi bak›m›ndan gereklidir..

Bu cal›flma, Gazi Universitesi Turk Kulturu ve Hac› Bektafl Veli Araflt›rma Merkezi’nin iki y›ld›r yapt›¤› Do¤u Karadeniz Cepnileri Araflt›rmas›’n›n son bolumu olan Do¤u Karadeniz alan araflt›rmas›n›n verileridir. Bu yaz›da A¤ustos ay› icerisinde Karadeniz bolgesinde yap›lan alan araflt›rmas›n›n sonuclar›, Guvenc Abdal Oca¤› ve Cepniler ekseninde Cepni boyunun kulturel yap›s› ve ba¤lant›lar› ele al›nm›flt› r. Ek olarak, Cepnilerin yay›l›m guzergâh›yla ilgili bilgiler de yaz› icerisinde yer almaktad›r.

This study aims to examine the emerging themes found in the last statements of 538 death row inmates who were executed at Texas Hunstsville Prison between 1982-2016. The study adopted mixed-method research methods that includes both quantitative and qualitative research methods. Quantitative findings of the study are as follows: 108 of 538 death row inmates denied using their right to make last statement. 73 of the rest 420 death row inmates included the theme of denial in their least statements. Only 5 of 538 death row inmates were female and there were no female death row inmates who include denial in their least statements. It is possible to categorize the qualitative data of the study as in the follwing: at the end of content analysis it was seen that 15 themes emerged and the themes of denial, defense and love have the highest frequency in terms of frequency of usage.

Bu arastirmanin amaci, akran zorbaligi algisinin degisimini tespit etmeye yonelik yaratici drama temelli bir surec onerisi sunmaktir. Arastirma, Istanbul ili Bagcilar ilcesi Mustafa Kemal Ortaokulunda 2018/2019 egitim-ogretim yilinda 6. sinifa devam eden deney ve kontrol grubunda yer alan gonullu 30 ogrenci ile gerceklestirilmistir. Her bir grupta 15 ogrenci vardir. Calismada nitel arastirma yontemlerinden yararlanilmistir. Calismanin verileri “Yari Yapilandirilmis Gorusme” ve “Ogrenci Gunlukleri” ile toplanmistir. Surecin basinda her iki grupta yer alan ogrencilere “Kisisel Bilgi Formu” ile “Yari Yapilandirilmis Gorusme Formu” uygulanmis ve gruplarla on test-son test surecinde “Odak Grup Gorusmesi” gerceklestirilmistir. Bu verilerden hareketle olusturulan 52 saatlik atolye, deney grubuyla gerceklestirilmistir. Arastirma sonucunda yaratici drama temelli hazirlanan atolyelerin deney grubu katilimcilarinin akran zorbaligi algilarinda fiziksel zorbaligin yani sira sozlu zorbalik ve iliskisel/duygusal akran zorbaligini da kapsayacak sekilde degisiklik sagladigi tespit edilmistir. Calisma sonuclarinin alan arastirmacilari, ders kitabi hazirlayicilari ve ogretmenler icin faydali olacagi ongorulmektedir.

ÖZET Türkiye'deki eğitim fakültelerinde yer alan Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dallarında da 3 kredilik Dünya Edebiyatı dersi yer almaktadır. Aynı zamanda, İlköğretim Türkçe Dersi (1-8 Sınıflar) Öğretim Programı'nın temel amaçlarından biri, " Türk ve dünya kültür ve sanatına ait eserler aracılığıyla millî ve evrensel değerleri tanımalarını sağlamak (MEB, 2016, s. 5) " olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla Türkçe öğretmenleri, dünya edebiyatını tanımak ve hedef kitleye tanıtmakla mükelleftirler. Buradan hareketle çalışmanın amacı, lisans eğitimleri esnasında " Dünya Edebiyatı " dersini almış olan Türkçe öğretmeni adaylarının dünya edebiyatı kavramına yönelik metaforik algılarını tespit etmektir. Çalışmanın verileri mecazlar aracılığıyla toplanmıştır. Çalışma grubunu, Edmodo isimli eğitim materyali paylaşım sitesinde araştırmacı tarafından oluşturulan " Dünya Edebiyatı " grubuna üye 335 katılımcı oluşturmaktadır. Katılımcıların dünya edebiyatı kavramıyla ilgili görüşlerini almak için dört açık uçlu sorudan oluşan ve Google Forms aracılığıyla katılımcılara sunulan çevrim içi görüşme formu kullanılmıştır. Formlardan elde edilen nitel veri analizi sonuçları nicelleştirilerek rakam ve anahtar kelimelerin birbirlerini temsil etmeleri sağlanmıştır. ABSTRACT There are 3 credits of World Literature course in the Turkish Language Teaching Department which are located in education faculties in Turkey. At the same time, one of the main objectives of the Primary Education Turkish Language Teaching (1-8th Grades) Curriculum is defined as "to provide national and universal values through works belonging to Turkish and world culture and arts" (MEB, 2016, p. 5). Therefore, Turkish teachers are obliged to recognize world literature and introduce target group. The aim of studying here is to determine the metaphorical perceptions of the Turkish teacher candidates who have taken the course "World Literature" during their undergraduate education to the concept of world literature. The data of the work were collected through metaphors. The study aimed to determine the perceptions of the Turkish teacher candidates about the concept of world literature is a study in the screening model due to the aim of presenting the present situation as it is. The working group is composed of 335 participants in the "World Literature" group formed by the researcher in the Edmodo named training material sharing site. An online interview form consisting of four open-ended questions and presented to the participant via Google Forms was used to get participants' views on the concept of world literature. Qualitative data analysis results obtained from the forms are quantified and figures and key words are represented to represent each other.

ÖZET Oyun, bir kavram olarak birçok disiplin içerisinde yer almakla birlikte tanımı ve sınıflandırılmasında uzlaşı sağlanamamıştır. Oyun gibi insanlığın tüm kavşaklarında var olan fakat tek bir tanıma ulaşılamayan bir kavram içinse birbirinden farklı sınıflamaların varlığı kaçınılmazdır. Bu çalışmada oyun kavramı ve oyun türlerini literatür ekseninde değerlendirmek amaçlanmıştır. Bu amaçla öncelikle oyun kavramının tarihî gelişimine ve oyun-yaratıcılık ilişkisine pozitif bilimler ekseninde yer verilmiştir. Oyun türlerine yönelik mevcut farklı sınıflamalara değinilmiş ve araştırma boyunca geçerli kabul edilen kapsayıcı bir sınıflama belirlenmiştir. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizinin temel alındığı çalışmada analiz ekseni belirlenerek tarama gerçekleştirilmiştir. Bu eksenin belirlenmesinde eğitim, psikiyatri, felsefe ve tarih disiplinleri belirleyici olmuştur. Çalışmanın başlıca sonuçları şunlardır: Oyun, eğitimden psikiyatriye dek bireyin olduğu tüm disiplinlerde kendine bir yer edinmiştir. Genel hatlarıyla tanımlamak gerekirse oyun, dramatik çatışmaların belirlenen kurallar çerçevesinde çözümü, özgün kuralları olan bir yaratıcılık eylemidir. Oyun kavramının eğitim ortamlarında eğitsel ve dramatik temelli ele alınması, üst çatıyı görebilmek ve bileşenleri sentezleyebilmek, gerektiğinde alt başlıkları ekleyebilmek açısından faydalı olacaktır. Çalışma sonunda elde edilen verilerin alan araştırmacıları ve dil eğitimcileri açısından yararlı olacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Oyun, yaratıcılık, dramatik oyun, eğitsel oyun, dil gelişimi A REVIEW ON PLAY TERM AND ITS CLASSIFICATION ABSTRACT Although the concept of play is a part of various disciplines, there is no concensus concerning its its definition of classification. In general terms, the play is a creative activity with original rules, in which the 1 Bu çalışma, " İlköğretim Öğrencilerine Türkçe Öğretimine Yönelik Yaratıcı Drama Temelli Bir Model Önerisi " isimli doktora tezinin kuramsal çerçevesinden hareketle oluşturulmuştur.

Özet Bu çalışmada beden eğitimi öğretmenliği bölümlerindeki Drama dersinin katılımcıların drama kavramına yönelik algılarına etkisi araştırılmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden odak grup görüşmesinin kullanıldığı çalışmada ilk ve son görüşmenin olduğu haftalar arasında 12 haftalık atölye uygulaması gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Beden Eğitimi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı'ndan 47 son sınıf öğrencisi katılmış ve görüşmeler, 5 ayrı grupla gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar, 12 haftalık eğitim süreci sonunda bireysel hobi edinmeye daha istekli olmuşlar ve süreç sonunda hobi sahibi olduklarını belirtmişler, hobi sahibi olanlar ise bu ilgi alanlarının yaratıcılıklarını perçinlediğini ifade etmişlerdir. Katılımcıların drama kavramına atfettikleri yeni kelimelere bakıldığında bu kelimelerin kişisel gelişim ve farkındalık ekseninde olduğu görülmüştür. Süreç başında katılımcılar, drama kavramını oyundan hareketle tanımlamışlardır. Son görüşmede ise oyun kavramının içeriğine zihinsel, fiziksel, duyuşsal, eylem, beceri ve amaç kelimeleri eklenmiştir. Kelimelerin ortaklaştığı havuza bakıldığında oyunun eğitsel amacının oyun algısına dâhil edildiğini görmek mümkündür. Çalışma sonucunda Drama dersinin sadece bir yöntem ve teknik dersi değil, aynı zamanda kişisel gelişim ve farkındalık sürecine yönelik bir katkı niteliği taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır. Abstract In this study, impact of Drama courses in physical education teaching departments in terms of perception was investigated. Study has been based on focus group discussions, which are used in qualitative research methods and 12-week drama workshop was conducted. Research and interviews with 47 senior students studying on physical education teaching department at Gazi University. They participated in 5 separate groups by researcher. Important datas obtained from this study are as follows: When we look at the new words, notions and terms of the participants it showed that they attribute to the word of the drama concept in personal development and awareness axis. Participants at the beginning of the process, defined concept of drama from the game and play notions. In the final negotiations on the content of the concept of mental game, physical, emotional, action, skill and goal words were added. For participants, drama courses not only a lesson based on method and technic teaching but also a process for personal development and awareness.

Öz Yazılı iletişimde yer alan noktalama işaretleri, sözlü iletişimdeki yer alan vurgu, tonlama ve beden dili ögelerinin görevini üstlenirler. Sözlü iletişimde kullanılan vurgu, tonlama ve beden dili ögeleri, konuşma ile eş zamanlı iken yazılı iletişimde noktalama işaretleri, birkaç istisna dışında çoğunlukla cümlelerin yahut söz gruplarının sonunda yer almaktadır. Bu durumun ise heyecan, öfke, mutluluk, merak gibi güçlü duygulanımları alıcıya aktarmakta gecikmeye sebep olabileceği düşünülmektedir. Özellikle ünlem, soru işareti ve üç nokta, güçlü duyguların aktarımında diğer noktalama işaretlerinden daha fazla sorumluluğa ve kullanım alanına sahiptir. Bu noktadan hareketle çalışmada ünlem, soru işareti ve üç noktanın kullanımına yönelik yeni bir yerleşim önerisi sunulmuştur. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizinin temel alındığı çalışma sonuç ve önerilerinin dilbilim ve dil eğitimi alanlarındaki çalışmacılara yön göstereceği düşünülmektedir. Anahtar Sözcükler: ünlem, soru işareti, üç nokta, yazılı iletişim, noktalama işaretleri Abstract Punctuation marks have been used in written language and their missions are similar to accent, intonation and body language units in speech. Punctuation marks have been located at the end of the sentences or word groups except some marks as verbal punctuation marks have been used synchronic with verbal texts. Because of this nonsynchronication, some notions couldn't have been expressioned as requested by translatives. Especially question mark, ellipsis and exclamation mark have had more responsibilities than other punctuation units for declaration of sentiments. Starting from this, in this article, a new punctuate proposal for exclamation mark, question mark and ellipsis were presented. This research is based on the document analysis that is a qualitative research method. It has been accepted by researchers that this research will serve a useful purpose for academicians and researchers working on linguistic and language teaching studies.

Öz Bu çalışmada, Türkiye'de yer alan devlet ve vakıf üniversitelerinin sloganları, metin biliminin bileşenlerinden olan bağdaşıklık ekseninde incelenmiştir. Çalışma kapsamına Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından resmî olarak tanınan 193 üniversite alınmış, bu üniversitelerin sloganları bağdaşıklık ögeleri ekseninde analiz edilmiştir. Nitel araştırma yöntemlerinden söylem çözümlemesinin temel alındığı çalışmada elde edilen sonuçların başlıcaları şunlardır: 193 üniversiteden 102 üniversitenin İnternet sayfalarında kalıcı bir slogana yer verdiği, 91 üniversitenin ise yer vermediği görülmektedir. Bağdaşıklık unsurları dikkate alındığında sloganların büyük çoğunluğu, cümle yerine kelime grubundan oluşmaktadır. Kelime grupları içerisinde en çok tercih edileni, sıfat ve sıfat fiil grupları olmuştur. Söylem analizinin en önemli sonuçlardan birisi, üniversite sloganlarının yer verdiği temaların başlıcalarının gelecek ve bilimsellik olmasıdır. Çalışma sonucunda elde edilen bulgu ve yorumların dilbilimi ve söylem çözümlemesi alanında çalışan araştırmacılara ışık tutacağı düşünülmektedir. Anahtar Sözcükler: Bağdaşıklık, slogan, üniversite sloganları, söylem çözümlemesi. Abstract This study aims to analyze the cohesion elements of discourse analysis found in the slogans of state and private universities in Turkey. 193 universities which were included in the for mal website of Higher Education Council (YÖK) and the slogans of these universities were analyzed in terms of cohesion. Discourse analysis that is one of the qualitative data analysis methods was used and some of the main findings of the research results are as follows: out of 193 universities 102 universities possess a slogan in their websites but 91 universities do not. As for cohesion high majority of the slogans consist of group of words instead of sentences. Adjective clauses and adjective-verbal clauses were found to be among the most preferred ones. One of the most important results of discourse analysis is that the themes of the university slogans centered around future and science. The research findings are thought to shed light on important topics studied in linguistics and discourse analysis, and guide future researchers.

Eğitim programları için yenilenen paradigma kapsamında kabul edilen görev odaklı dil eğitimi bilinci, insan doğası için sanıldığı kadar yeni değildir. Huizinga tarafından Homo Ludens, yani oynayan insan olarak adlandırılan tamlama, insa-nın hareket temelli öğrenme ihtiyacının bir yansımasıdır. Bu ihtiyacı karşılayan bir yöntem olan yaratıcı drama, uygulama noktasında dil eğitimcilerinin karşısına çıkmaktadır. San (2010), drama çalışmalarını içeren yöntemin yaratıcı drama olarak ad-landırılmasını şu şekilde açıklamaktadır: "Özellikle ve bilerek önüne yaratıcı söz-cüğünü eklediğimiz yaratıcı drama, önceden yazılmış hazır bir metin olmaksızın, katılımcıların kendi yaratıcı buluşları, özgün düşünceleri, öznel anıları ve bilgi-lerine dayanarak oluşturdukları eylem durumları, doğaçlama canlandırmalardır (San, 2010, s. 19). " Dolayısıyla grup dinamiğinin diğer yöntemlere kıyasla daha fazla öne çıktığı, var olandan hareketle yeni bir oluşum meydana getirmeyi amaç-layan bu yöntem, literatürde yaratıcı drama olarak adlandırılmaktadır. Yaratıcı dramanın hareket noktası, insanda doğuştan var olan oynama gü-düsüdür. Bununla birlikte oyun, drama çalışmalarının tamamını oluşturmaz. Ti-yatro, resim, heykel, müzik, dans, sinema, fotoğraf gibi birçok sanat dalından ve psikoloji, eğitim, sosyoloji gibi pozitif bilim dallarından aldığı tekniklerle yaratıcı drama, zengin bir yaşam prova alanı sunan yöntem olarak belirli dönemlerde tem-sil, dramatizasyon, dramatik faaliyet gibi adlandırmalarla Türk eğitim sisteminde yer almıştır. 11.

Konusu, teması ve hareket noktası itibarıyla çocukları ele alan edebî ürünler, çocuk edebiyatı literatüründe sıklıkla yer almaktadır. Bu kabulün ilerleyen aşamalarında çocuk edebiyatının bazı tanımlamalarında "çocuk için yapılan edebiyat" yahut "çocukları konu alan edebiyat" ifadelerini görmek mümkündür. Tüm bunlarla birlikte çocukluk dönemi, bireyin öz denetime tabi olduğu bir dönem olmaması sebebiyle yetişkin dünyasında kabul görmesi mümkün olmayan birçok unsura da sahiptir. Akran zorbalığı, nesne/kişiye bilinçsiz zarar verme, bulunduğu ortama uygun tutum geliştirememe, kasıtsız yalan söyleme gibi davranış ve tutumlar, toplumda ancak bir çocuk yahut akli meleke sahibi olmayan bir yetişkin tarafından ve belli ölçüler içinde gerçekleştirildiği takdirde kendine yaşam alanı bulabilmektedir. Bununla birlikte, sözlü kültür ürünlerinin içerisinde de bireyden çocukluk çağında azaltması, yetişkinlikte ise ortadan kaldırması beklenen kimi şiddet unsurları yer almaktadır. İncitici lakap takma, sosyoekonomik durumdan ötürü bir ötekini rencide etme, çete oluşturma gibi örnekleri bulunan şiddet unsurları, sözlü kültür ürünlerinde, özel olarak ise sayışmacalarda, diğer adıyla oyun tekerlemelerinde yer almaktadır. Bu çalışmada amaçlanan Freud'un psikanalitik kuramı çerçevesinde sayışmacalardaki şiddet dili unsurlarını tespit etmektir. Psikanalitik kuramın kendi içinde nedensellik ilkesine verdiği önem, bilinç dışı ile edebiyat eserlerini yakınlaştırması, çocukluk dönemi ve rüya unsurlarını şiddet eğilimi gibi birçok psikozun temeline koyması araştırmacı tarafından bu kuramın eksen olarak belirlenmesine neden olmuştur. Bu amaçla geleneksel çocuk oyunlarının öncesinde ebe seçme amaçlı kullanılan ve yazılı literatürde yer alan sayışmacalar, araştırmacı tarafından psikanalitik kuram ekseninde incelenmiştir. İnceleme sonucunda sayışmacaların sadece birer edebiyat ürünü değil, aynı zamanda bilinç ve bilinç dışı arasında bir köprü görevi gören kendiliğindenlik ilkesine uygun metinler olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizinin temel alındığı çalışma sonucunda elde edilen sonuçların Türkçe öğretmenleri, alan araştırmacıları ve ders/çocuk kitabı hazırlayıcıları açısından faydalı olacağı düşünülmektedir.