imza
0 Followers
Recent papers in imza
Özet İmza, bir yazılı anlatım ürünü ve bir kimlik sembolüdür. Yazının karakteristik ve estetik özelliklerinin kritik yaş dönemlerinde değişim göstermesi gibi imza da değişmeyen karakteristik özelliklere sahip olması bakımından kişilik... more
Özet İmza, bir yazılı anlatım ürünü ve bir kimlik sembolüdür. Yazının karakteristik ve estetik özelliklerinin kritik yaş dönemlerinde değişim göstermesi gibi imza da değişmeyen karakteristik özelliklere sahip olması bakımından kişilik yansımasının bir boyutudur. Bu çalışmada ilköğretim öğrencilerinin imza atma alışkanlıklarını tespit etmek amaçlanmış, bu amaçla Türkiye'nin 7 bölgesinden birer okul belirlenerek " İmza Alışkanlıklarını Değerlendirme Formu " , belirlenen okullardaki öğrencilere uygulanmıştır. 600 ilköğretim öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilen çalışma sonucunda elde edilen veriler, imza becerisinin özellikle Türkçe derslerinde bir kazanım olarak ele alınmasının gerekliliğini ortaya koymuştur. Abstract Signature is a work of written expression and also a symbol for the identity of a person. Just like the characteristics and the aesthetics of the writing style of a person can be various in the critical age period, signature is also a reflection of the personality in terms of unchanging characteristics of a person. In this study, it is aimed to identify the signature habits of primary school students, and for this
- by Başak Uysal and +1
- •
- Yazma Eğitimi, imza, imza eğitimi
Sanat eserlerinin ait olduğu tarihî, coğrâfî ve kültürel çevreyi tanımak bakımından, sanatkâr imzaları büyük önem taşımaktadır. Bazı dönemlerde ve bazı sanat dallarında sanatkârlar, eserlerine imza koymayı gelenek haline getirmişken; kimi... more
Sanat eserlerinin ait olduğu tarihî, coğrâfî ve kültürel çevreyi tanımak bakımından, sanatkâr imzaları büyük önem taşımaktadır. Bazı dönemlerde ve bazı sanat dallarında sanatkârlar, eserlerine imza koymayı gelenek haline getirmişken; kimi ustaların, eserlerine imza koymaktan kaçındığı görülmektedir. Bunun çeşitli sebepleri arasında, sanatkârın tevazu anlayışı, eserin kolektif bir çalışmanın ürünü olması, sanat ve zanaatlar arasındaki hiyerarşi ve sanatkârların alçakgönüllülüğü gibi hususlar sayılabilir . Türk-İslâm sanatı açısından bakıldığında, birçok önemli sanat eserinde sanatkâr imzasına rastlanmamaktadır. Sanatkâr imzasının daha sık görüldüğü kitap sanatları gibi istisnaî bazı sanat dallarında, kolektif bir çalışma söz konusu olduğundan, çoğu kez ferdî imzalar yerine esere imza koyma önceliği teşkilâtın başındaki sanatkâra verilmiştir . Şimdiye kadar bu mesele üzerine yapılmış olan çalışmalar, daha çok münferit sanatkârlara veya sanat dallarına mahsus kalmıştır .
Daha evvel Şehzâde Mehmed Türbesi’nde (1543) bulunan bir ma‘kılî (satrancî) kitâbe üzerine bazı araştırmalar yapmış ve şimdiye kadar fark edilmemiş olan bu kitâbenin bir sanatkâr imzası olabileceği yolundaki düşüncelerimizi dile getirmiştik . Bu yazıda ise Şehzâde Mehmed Türbesi’nde bulunan kitâbeyle, istif bakımından hayli benzeşen ve bir sanatkâr imzası olabileceğini düşündüğümüz Selîmiye Camiî (1574) hünkâr mahfilindeki ma‘kılî kitâbe üzerine düşüncelerimizi aktarmaya çalışacağız.
Daha evvel Şehzâde Mehmed Türbesi’nde (1543) bulunan bir ma‘kılî (satrancî) kitâbe üzerine bazı araştırmalar yapmış ve şimdiye kadar fark edilmemiş olan bu kitâbenin bir sanatkâr imzası olabileceği yolundaki düşüncelerimizi dile getirmiştik . Bu yazıda ise Şehzâde Mehmed Türbesi’nde bulunan kitâbeyle, istif bakımından hayli benzeşen ve bir sanatkâr imzası olabileceğini düşündüğümüz Selîmiye Camiî (1574) hünkâr mahfilindeki ma‘kılî kitâbe üzerine düşüncelerimizi aktarmaya çalışacağız.
Özet: Bu makalenin amacı Rönesans ve Moderniteyle birlikte Batı düşüncesinde yükselen öznenin; önce sanat ardından da felsefedeki yansımalarını ortaya koyabilmek ve benzerliklerini açığa çıkarmaya çalışmak olacaktır. Skolâstik düşünce... more
Özet:
Bu makalenin amacı Rönesans ve Moderniteyle birlikte Batı düşüncesinde yükselen öznenin; önce sanat ardından da felsefedeki yansımalarını ortaya koyabilmek ve benzerliklerini açığa çıkarmaya çalışmak olacaktır. Skolâstik düşünce geleneğinde değerini tanrıdan alan özne ve nesne silikleşmiş; belirlenmiş bir dünyaya mahkûm ol-muşken bu yaklaşıma başkaldırma niteliği taşıyan modern düşünce Ortaçağ’dan farklı bir özne-nesne anlayışını beraberinde getirir. Özel-likle Rönesans’la başlayan coğrafi keşifler, bilimsel ilerlemeler ve sana-tın değişmeye başlayan yüzünün tetiklediği; canlı, değişken ve büyülü doğa anlayışı, modernizmle birlikte bugün ki bilimlerimize daha çok benzeyen, evrenin sırlarını anlamaya ve böylece onu değiştirip tahak-küm altına alabileceğimiz yeni bir insan-doğa ilişkisine evrilmiştir.
İnsanlığın bu yeniçağdaki sorunu; artık tüm Avrupa’yı kucak-layan yeni keşif ve bilimsel çalışmalara, teolojinin yanıt verememesiyle birlikte yaşanan otorite boşluğunda, tanrının Ortaçağ’daki krallığına ve tahtına bu dünyada sahip olup olamayacağıdır. İşte özneye, akla ve eyleme bu kadar çok önem duyulan dönemde; felsefede kendini dola-yımsız olarak bilen ve evreni, aklı sayesinde tanıyıp değiştirebilen; her şeyin merkezinde kurgulanmış modern öznenin (cogito) ortaya çıkma süreci ve sanatta o güne kadar işlenen dini motifler yerine insan ve doğayı öne çıkarmaya başlayan sanatçının kendini eserlerinde imzasıy-la birlikte ortaya koyması peş peşe gelmektedir. Bu benzerlikler ışığın-da sanatta ve felsefede modern öznenin nasıl ortaya çıktığı açıklanma-ya çalışılacak ve öznenin Rönesans’la başlayan uyanma süreci, modern döneme kadar tarihsel olarak ortaya konulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Felsefe, Sanat, Modernizm, Rönesans, Özne, Akıl, İmza, Cogito
Abstract:
The aim of this article is to be able to put forward reflections of the subject rising in Western thought together with Renaissance and Modernity, firstly in art and then philosophy and to try to uncover the similarities. While the subject and object which get their value from God in the tradition of Scholastic thought had faded of and condem-ned to a designated world; the modern thought carrying a nature of rebel to this approach brings along a subject-object understanding dif-ferent from the Middle Age. Along with the modernism; the alive, variable and magical understanding of the nature which was triggered by the geographical discoveries, scientific improvements and changing face of the art which particularly had begun with the Renaissance has evolved into a new human-nature relationship which is more similar to today’s science and which we can change and dominate by unders-tanding secrets of the universe.
Mankind’s problem in this new era is whether to be able to ha-ve God's kingdom and throne in the Middle Ages, during the autho-rity gap experienced due to the theology failing to respond to the new discoveries and scientific studies which have embraced all Europe. So, in the period during which the subject, mind and actions are given big importance; the emergence process of the modern subject (cogito) which knows itself as unmediated in philosophy, which can recognize and change the universe by its mind and which is constructed in the center of everything; and the artists who have begun to put forward in the art the human and nature instead of religious motives handled until that day, demonstrating themselves in their works along with their signature occurs consecutively. In the light of such similarities, emer-gence of modern subject in art and philosophy will be tried to be exp-lained and the subject's process of waking up which has begun along with the Renaissance will be presented historically until the modern times.
Key Words: Philosophy, Art, Modernism, Renaissance, Subject, Mind, Signature, Cogito.
Bu makalenin amacı Rönesans ve Moderniteyle birlikte Batı düşüncesinde yükselen öznenin; önce sanat ardından da felsefedeki yansımalarını ortaya koyabilmek ve benzerliklerini açığa çıkarmaya çalışmak olacaktır. Skolâstik düşünce geleneğinde değerini tanrıdan alan özne ve nesne silikleşmiş; belirlenmiş bir dünyaya mahkûm ol-muşken bu yaklaşıma başkaldırma niteliği taşıyan modern düşünce Ortaçağ’dan farklı bir özne-nesne anlayışını beraberinde getirir. Özel-likle Rönesans’la başlayan coğrafi keşifler, bilimsel ilerlemeler ve sana-tın değişmeye başlayan yüzünün tetiklediği; canlı, değişken ve büyülü doğa anlayışı, modernizmle birlikte bugün ki bilimlerimize daha çok benzeyen, evrenin sırlarını anlamaya ve böylece onu değiştirip tahak-küm altına alabileceğimiz yeni bir insan-doğa ilişkisine evrilmiştir.
İnsanlığın bu yeniçağdaki sorunu; artık tüm Avrupa’yı kucak-layan yeni keşif ve bilimsel çalışmalara, teolojinin yanıt verememesiyle birlikte yaşanan otorite boşluğunda, tanrının Ortaçağ’daki krallığına ve tahtına bu dünyada sahip olup olamayacağıdır. İşte özneye, akla ve eyleme bu kadar çok önem duyulan dönemde; felsefede kendini dola-yımsız olarak bilen ve evreni, aklı sayesinde tanıyıp değiştirebilen; her şeyin merkezinde kurgulanmış modern öznenin (cogito) ortaya çıkma süreci ve sanatta o güne kadar işlenen dini motifler yerine insan ve doğayı öne çıkarmaya başlayan sanatçının kendini eserlerinde imzasıy-la birlikte ortaya koyması peş peşe gelmektedir. Bu benzerlikler ışığın-da sanatta ve felsefede modern öznenin nasıl ortaya çıktığı açıklanma-ya çalışılacak ve öznenin Rönesans’la başlayan uyanma süreci, modern döneme kadar tarihsel olarak ortaya konulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Felsefe, Sanat, Modernizm, Rönesans, Özne, Akıl, İmza, Cogito
Abstract:
The aim of this article is to be able to put forward reflections of the subject rising in Western thought together with Renaissance and Modernity, firstly in art and then philosophy and to try to uncover the similarities. While the subject and object which get their value from God in the tradition of Scholastic thought had faded of and condem-ned to a designated world; the modern thought carrying a nature of rebel to this approach brings along a subject-object understanding dif-ferent from the Middle Age. Along with the modernism; the alive, variable and magical understanding of the nature which was triggered by the geographical discoveries, scientific improvements and changing face of the art which particularly had begun with the Renaissance has evolved into a new human-nature relationship which is more similar to today’s science and which we can change and dominate by unders-tanding secrets of the universe.
Mankind’s problem in this new era is whether to be able to ha-ve God's kingdom and throne in the Middle Ages, during the autho-rity gap experienced due to the theology failing to respond to the new discoveries and scientific studies which have embraced all Europe. So, in the period during which the subject, mind and actions are given big importance; the emergence process of the modern subject (cogito) which knows itself as unmediated in philosophy, which can recognize and change the universe by its mind and which is constructed in the center of everything; and the artists who have begun to put forward in the art the human and nature instead of religious motives handled until that day, demonstrating themselves in their works along with their signature occurs consecutively. In the light of such similarities, emer-gence of modern subject in art and philosophy will be tried to be exp-lained and the subject's process of waking up which has begun along with the Renaissance will be presented historically until the modern times.
Key Words: Philosophy, Art, Modernism, Renaissance, Subject, Mind, Signature, Cogito.
- by Harun Reşit Soya and +1
- •
- Philosophy, Art History, Modernism, Descartes