özyeterlilik
17 Followers
Recent papers in özyeterlilik
Covid-19 pandemisi tüm dünyada etkisini gösteren son yılların en büyük salgın hastalığıdır. Pandemi, insanların sosyal hayatlarına önemli ölçüde etki etmiştir. Pandeminin sadece sosyal hayatla sınırlı olmayacağı ve bireylerin psikolojik... more
Covid-19 pandemisi tüm dünyada etkisini gösteren son yılların en büyük salgın hastalığıdır. Pandemi, insanların sosyal hayatlarına önemli ölçüde etki etmiştir. Pandeminin sadece sosyal hayatla sınırlı olmayacağı ve bireylerin psikolojik durumlarına da etki edebileceği gerçeğinden hareketle bu çalışmada Covid-19 pandemisi sürecinde yaşanan kaygının psikolojik iyi oluşa etkisi ve bu değişkenler arasındaki ilişkide duygusal öz-yeterliliğin rolünün araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Türkiye genelinde bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Araştırma için, Muş Alparslan Üniversitesi, Bilimsel Araştırma ve Etik Kurulundan etik kurul onayı alınmıştır. Elde edilen veriler kısmi en küçük kareler (Partial Least Squares - PLS) yapısal eşitlik modellemesi metoduyla analiz edilmiştir. Kamu ve özel sektör çalışanları özelinde gerçekleştirilen nicel araştırmanın sonuçlarına göre pandemik kaygı psikolojik iyi oluşu olumsuz etkilemektedir. Ayrıca duygusal öz-yeterlilik bu ilişkide aracı rol üstlenmektedir. Başka bir deyişle duygusal öz yeterliliği yüksek bireylerin kaygıya rağmen psikolojik iyi oluşları daha yüksek seviyededir. Çoklu grup analizi sonuçlarına göre ise Covid-19 salgınının neden olduğu kaygı ile psikolojik iyi oluş arasındaki ilişki sektöre göre değişmektedir. Buna göre, pandemik anksiyetenin psikolojik iyi oluş üzerindeki olumsuz etkisi kamuoyunda anlamsıza yakın olmakla birlikte, bu etki özel sektörde çok daha yüksektir. Araştırma, bu değişkenleri bir arada inceleyen kısıtlı çalışmalardan biri olması ve pandemik kaygıyı ölçmeye yönelik bir ölçek geliştirilmiş olması yönleriyle özgün bir çalışmadır ve böylece literatüre katkı sunması beklenmektedir.
- by Berat Cicek and +1
- •
- özyeterlilik, psikolojik iyi oluş, Covid-19
Bu araştırmanın amacı, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmen (BÖTE) Adaylarının Bilgisayar öz-yeterlik algılarını incelemektir. Araştırmanın evrenini BÖTE öğretmen adayları oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi, İstanbul ilindeki... more
Bu araştırmanın amacı, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmen (BÖTE) Adaylarının Bilgisayar
öz-yeterlik algılarını incelemektir. Araştırmanın evrenini BÖTE öğretmen adayları oluşturmaktadır.
Araştırmanın örneklemi, İstanbul ilindeki 6 farklı Üniversitede öğrenim gören 352 BÖTE öğretmen adayı
oluşturmaktadır. Araştırmada verilerin toplanması amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen kişisel bilgi
formu ve Aşkar ve Umay (2001) tarafından geliştirilen Bilgisayar Öz-yeterlik Algısı Ölçeği
kullanılmıştır. Ölçeklerden elde edilen veriler istatistiksel yazılım programı kullanılarak analiz edilmiştir.
Değerlendirmede tanımlayıcı istatistiksel metotlar (Sayı, Yüzde, Ortalama, Standart sapma)
kullanılmıştır.
öz-yeterlik algılarını incelemektir. Araştırmanın evrenini BÖTE öğretmen adayları oluşturmaktadır.
Araştırmanın örneklemi, İstanbul ilindeki 6 farklı Üniversitede öğrenim gören 352 BÖTE öğretmen adayı
oluşturmaktadır. Araştırmada verilerin toplanması amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen kişisel bilgi
formu ve Aşkar ve Umay (2001) tarafından geliştirilen Bilgisayar Öz-yeterlik Algısı Ölçeği
kullanılmıştır. Ölçeklerden elde edilen veriler istatistiksel yazılım programı kullanılarak analiz edilmiştir.
Değerlendirmede tanımlayıcı istatistiksel metotlar (Sayı, Yüzde, Ortalama, Standart sapma)
kullanılmıştır.
Bu araştırmada, Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin ölçme ve değerlendirme alanındaki kavram yanılgılarının belirlenmesi ve öz-yeterlik algılarının incelenmesi amaçlanmıştır. Tarama modelindeki araştırmanın çalışma grubunu 2012–2013... more
Bu araştırmada, Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin ölçme ve değerlendirme alanındaki kavram yanılgılarının belirlenmesi ve öz-yeterlik algılarının incelenmesi amaçlanmıştır. Tarama modelindeki araştırmanın çalışma grubunu 2012–2013 eğitim-öğretim yılında Manisa ili Merkez ilçesindeki resmi ortaokullarda görev yapan 122 Sosyal Bilgiler öğretmeni oluşturmaktadır. Veri toplamak amacıyla, Arık (2006) tarafından geliştirilen Ölçme ve Değerlendirme Kavram Testi (ÖDKT) ile araştırmacı tarafından geliştirilen Ölçme ve Değerlendirme Öz-Yeterlik Ölçeği (ÖDÖYÖ) kullanılmıştır. Verilerin analizinde; betimsel istatistikler (frekans, aritmetik ortalama, yüzde, standart sapma), korelasyon, faktör analizi, t testi, tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır.
Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlara göre, 13 soruluk ÖDKT’de ortalama 2,32 soruda kavram yanılgısı yapılmıştır. En fazla kavram yanılgısı % 43,4 oranla “düzeltme puanı” kavramında yapılmıştır. Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin kavram yanılgısı puanları; cinsiyete, hizmet içi eğitim durumuna ve ölçme ve değerlendirme dersi alıp almama durumuna göre anlamlı bir farklılık göstermemiştir. 0–5 yıl arası mesleki kıdeme sahip öğretmenlerin 21 yıl ve üzeri mesleki kıdeme sahip öğretmenlere göre daha az kavram yanılgısı yaptıkları belirlenmiştir. Eğitim Enstitüsü mezunları, diğer fakülte mezunlarına göre daha fazla kavram yanılgısına düşmüşlerdir.
Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin ölçme ve değerlendirme öz-yeterlik algıları “Yeterli” düzeyde bulunmuştur. Öz-yeterlik algıları cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermiş ve erkek öğretmenlerin kadın öğretmenlere göre kendilerini daha yeterli algıladıkları ortaya çıkmıştır. ÖDÖYÖ’den alınan yeterlik puanları, mesleki kıdeme, mezun olunan okul türüne, hizmet içi eğitim alıp almama durumuna ve mezun olunan okulda ölçme ve değerlendirme dersi alıp almama durumuna göre anlamlı bir farklılık göstermemiştir. Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin yeterlik puanları ile kavram yanılgısı puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin ölçme ve değerlendirme alanında kavram yanılgıları olduğu ortaya konulmuş ve araştırmanın sonunda kavram yanılgılarının giderilmesine yönelik önerilere yer verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Ölçme ve Değerlendirme, Kavram Yanılgısı, Öz-Yeterlik
In this research, it was purposed to determine social studies teachers’ misconceptions in assessment and evaluation and to examine self-efficacy beliefs. The research is carried out by survey model and the group of the study is composed of 122 social studies teachers who are working at state secondary schools in central district of Manisa in 2012–2013 Education Year. To collect data Measurement and Evaluation Concept Test (MECT) developed by Arık (2006) and Measurement and Evaluation Self-efficacy Scale (MESES) developed by the researcher were administered. In analyzing data; descriptive statistics (frequency, arithmetic mean, percentage, standard deviation) correlation, factor analysis, T-Test, One Way ANOVA were used.
According to the results of the study, in MECT which is made up of 13 questions, misconceptions were found out with an average of 2,32 of the questions. The highest misconception rate was found as % 43.4 for adjustment score concept. Misconception scores of social studies teachers did not present significant statistical differences according to their gender, in service education training condition, or their condition of whether they took measurement and evaluation lesson, or not. It was determined that teachers within the occupational experience group of 0 to 5 years presented less misconception compared to the other teacher experience groups of 21 years and up. Teachers graduated from the Institute of Education showed more misconception compared to the other graduated teacher groups.
Measurement and evaluation self-sufficiency perceptions of social studies teachers were found on the level of “Adequate”. Their self-sufficiency perceptions exhibited significant difference based on gender; and it was revealed that male teachers perceive themselves more “sufficient” compared to the female teachers. Sufficiency scores taken from the “MESES” did not present significant difference according to their occupational experience, type of the graduated academy the condition that whether in service education training was taken before or not, and the condition that whether measurement and evaluation lesson was taken in the graduated academy or not. There is no significant relationship found between sufficiency scores of social studies teachers and their misconception scores.
It was presented that social studies teachers have misconceptions about measurement and evaluation field; and relevant suggestions were made at the end of the study to dismiss these misconceptions.
Key Words: Measurement and Evaluation, Misconception, Self-efficacy.
Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlara göre, 13 soruluk ÖDKT’de ortalama 2,32 soruda kavram yanılgısı yapılmıştır. En fazla kavram yanılgısı % 43,4 oranla “düzeltme puanı” kavramında yapılmıştır. Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin kavram yanılgısı puanları; cinsiyete, hizmet içi eğitim durumuna ve ölçme ve değerlendirme dersi alıp almama durumuna göre anlamlı bir farklılık göstermemiştir. 0–5 yıl arası mesleki kıdeme sahip öğretmenlerin 21 yıl ve üzeri mesleki kıdeme sahip öğretmenlere göre daha az kavram yanılgısı yaptıkları belirlenmiştir. Eğitim Enstitüsü mezunları, diğer fakülte mezunlarına göre daha fazla kavram yanılgısına düşmüşlerdir.
Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin ölçme ve değerlendirme öz-yeterlik algıları “Yeterli” düzeyde bulunmuştur. Öz-yeterlik algıları cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermiş ve erkek öğretmenlerin kadın öğretmenlere göre kendilerini daha yeterli algıladıkları ortaya çıkmıştır. ÖDÖYÖ’den alınan yeterlik puanları, mesleki kıdeme, mezun olunan okul türüne, hizmet içi eğitim alıp almama durumuna ve mezun olunan okulda ölçme ve değerlendirme dersi alıp almama durumuna göre anlamlı bir farklılık göstermemiştir. Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin yeterlik puanları ile kavram yanılgısı puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin ölçme ve değerlendirme alanında kavram yanılgıları olduğu ortaya konulmuş ve araştırmanın sonunda kavram yanılgılarının giderilmesine yönelik önerilere yer verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Ölçme ve Değerlendirme, Kavram Yanılgısı, Öz-Yeterlik
In this research, it was purposed to determine social studies teachers’ misconceptions in assessment and evaluation and to examine self-efficacy beliefs. The research is carried out by survey model and the group of the study is composed of 122 social studies teachers who are working at state secondary schools in central district of Manisa in 2012–2013 Education Year. To collect data Measurement and Evaluation Concept Test (MECT) developed by Arık (2006) and Measurement and Evaluation Self-efficacy Scale (MESES) developed by the researcher were administered. In analyzing data; descriptive statistics (frequency, arithmetic mean, percentage, standard deviation) correlation, factor analysis, T-Test, One Way ANOVA were used.
According to the results of the study, in MECT which is made up of 13 questions, misconceptions were found out with an average of 2,32 of the questions. The highest misconception rate was found as % 43.4 for adjustment score concept. Misconception scores of social studies teachers did not present significant statistical differences according to their gender, in service education training condition, or their condition of whether they took measurement and evaluation lesson, or not. It was determined that teachers within the occupational experience group of 0 to 5 years presented less misconception compared to the other teacher experience groups of 21 years and up. Teachers graduated from the Institute of Education showed more misconception compared to the other graduated teacher groups.
Measurement and evaluation self-sufficiency perceptions of social studies teachers were found on the level of “Adequate”. Their self-sufficiency perceptions exhibited significant difference based on gender; and it was revealed that male teachers perceive themselves more “sufficient” compared to the female teachers. Sufficiency scores taken from the “MESES” did not present significant difference according to their occupational experience, type of the graduated academy the condition that whether in service education training was taken before or not, and the condition that whether measurement and evaluation lesson was taken in the graduated academy or not. There is no significant relationship found between sufficiency scores of social studies teachers and their misconception scores.
It was presented that social studies teachers have misconceptions about measurement and evaluation field; and relevant suggestions were made at the end of the study to dismiss these misconceptions.
Key Words: Measurement and Evaluation, Misconception, Self-efficacy.
Bu çalışma ‘Ortaöğretim Öğrencilerinin Madde Bağımlılığından Korunmada Öz Yeterliklerinin İncelenmesi’ amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini İstanbul ili, Esenyurt ilçesinde bulunan ortaöğretim 9, 10, 11 ve 12. sınıf... more
Bu çalışma ‘Ortaöğretim Öğrencilerinin Madde Bağımlılığından Korunmada Öz Yeterliklerinin İncelenmesi’ amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini İstanbul ili, Esenyurt ilçesinde bulunan ortaöğretim 9, 10, 11 ve 12. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Çalışmaya toplam 421 öğrenci katılmıştır. Çalışmada yer alan öğrencilerden veri elde etmek için Sosyo-demografik Veri Formu ve Madde Bağımlılığından Korunmada Öz Yeterlik Ölçeği sınırlandırılarak kullanılmıştır. Çalışma betimsel bir araştırmadır.
Bulgu sonuçlarına göre; katılımcıların cinsiyet, devam etmekte olduğu sınıf derecesine göre değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülmese de kız öğrencilerin ve 12. Sınıf öğrencilerinin öz yeterlik düzeyleri diğerlerine göre daha yüksek çıktığı görülmüştür. Aynı zamanda anne- baba birlikte yaşama durumu ve ailede psikiyatrik hastalık olma durumları da incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamış ancak ailesi birlikte yaşayan ve psikiyatrik hastalık bulunmayan katılımcıların öz yeterlik düzeylerinin diğerlerine göre yüksek çıktığı sonucuna ulaşılmıştır. Ölçekte kontrol sorusuna verilen yanıtlarda, katılımcıların öz yeterlik düzeylerinin zayıf olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Çalışma sonucunda ortaöğretim öğrencilerinin madde bağımlılığından korunmada, öz yeterliklerinin güçlendirilmesine yönelik çalışmaların yapılmasına gereksinim duyulduğu görülmüştür.
Anahtar Sözcükler: madde, bağımlılık, madde bağımlılığı, öz yeterlik
Bulgu sonuçlarına göre; katılımcıların cinsiyet, devam etmekte olduğu sınıf derecesine göre değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülmese de kız öğrencilerin ve 12. Sınıf öğrencilerinin öz yeterlik düzeyleri diğerlerine göre daha yüksek çıktığı görülmüştür. Aynı zamanda anne- baba birlikte yaşama durumu ve ailede psikiyatrik hastalık olma durumları da incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamış ancak ailesi birlikte yaşayan ve psikiyatrik hastalık bulunmayan katılımcıların öz yeterlik düzeylerinin diğerlerine göre yüksek çıktığı sonucuna ulaşılmıştır. Ölçekte kontrol sorusuna verilen yanıtlarda, katılımcıların öz yeterlik düzeylerinin zayıf olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Çalışma sonucunda ortaöğretim öğrencilerinin madde bağımlılığından korunmada, öz yeterliklerinin güçlendirilmesine yönelik çalışmaların yapılmasına gereksinim duyulduğu görülmüştür.
Anahtar Sözcükler: madde, bağımlılık, madde bağımlılığı, öz yeterlik
Öz Çalışmada, ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin okur özyeterlik algıları ile okuduklarını anlama becerileri arasındaki ilişki araştırılmıştır. Veri toplama araçları olarak Ülper, Yaylı ve Karakaya (2013) tarafından geliştirilmiş " Okur... more
Öz Çalışmada, ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin okur özyeterlik algıları ile okuduklarını anlama becerileri arasındaki ilişki araştırılmıştır. Veri toplama araçları olarak Ülper, Yaylı ve Karakaya (2013) tarafından geliştirilmiş " Okur Özyeterlik Ölçeğ i " ve Dedebali ve Saracaloğlu (2010) tarafından geliştirilen " Okuduğunu Anlama Akademik Başarı Testi " kullanılmıştır. Söz konusu ölçek ve test Türkiye'nin batısında bir ilde ortaokul sekizinci sınıfta öğrenim gören 364 öğrenciye uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, öğrencilerin okur özyeterlik algı düzeyi düşüklüğünün okuduğunu anlama düzeyini azalttığı tespit edilmiştir. Kızların özyeterlik algıları erkeklerden düşük olarak bulunan araştırmada, kızların okuduğunu anlama seviyelerinin erkeklerden yüksek olduğu tespit edilmiştir. Anne eğitim durumu ve aile aylık geliri değişkenlerine göre öğrencilerin özyeterlikleri ile okuduklarını anlama seviyeleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Baba eğitim durumu değişkenine göre öğrencilerin okur özyeterliğinde anlamlı bir farklılık bulunmazken okuduğunu anlama üzerinde anlamlı bir farklılık bulunduğu, üniversite mezunu babaların çocuklarının okuduklarını anlama seviyelerinin daha yüksek olduğu ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: 1 Özyeterlik, okuma, okuduğunu anlama Abstract In this study, the relationship between the reader self-efficacy perceptions of 8 th grade students and their reading comprehension skills was investigated. As data collection tools, the " Reader Self-Efficacy Scale " developed by Ülper, Yaylı and Karakaya (2013) and the " Reading Comprehension Academic Achievement Test " developed by Dedebali and Saracaloğlu (2010) were used. The scale and the test were administered to 364 8 th grade students in a junior high school in a city in the western part of Turkey. The results of the study showed that low reader self-efficacy perceptions of the students decreased their reading comprehension levels. It was found that the self-efficacy perceptions of the female students were lower than those of the male students, and that the reading comprehension levels of the female students were higher than those of the male students. There was no significant difference between the self-efficacy beliefs of the students and their reading comprehension levels in terms of the education level of the mother and monthly family income variables. In terms of the variable education level of the father while there was no significant difference in the reader self-efficacy perceptions of the * Bu çalışma 02-04 Kasım 2017 tarihleri arasında Malatya'da düzenlenen IX. Dünya Dili Türkçe Sempozyumu'nda sunulan bildirinin düzenlenmiş hâlidir.
ÖZ. Bu araştırmanın amacı, Cayoun, Francis, Kasselis ve Skilbeck (2012) tarafından geliştirilen "Bilinçli-Farkındalık Temelli Öz-yeterlik Ölçeği-Yenilenmiş"i (Mindfulness-Based Self Efficacy Scale-Revised) Türkçe'ye uyarlayarak geçerlik... more
ÖZ. Bu araştırmanın amacı, Cayoun, Francis, Kasselis ve Skilbeck (2012) tarafından geliştirilen "Bilinçli-Farkındalık Temelli Öz-yeterlik Ölçeği-Yenilenmiş"i (Mindfulness-Based Self Efficacy Scale-Revised) Türkçe'ye uyarlayarak geçerlik ve güvenirliğini araştırmaktır. Özgün ölçek İngilizce'dir ve altı boyutta toplam 22 maddeden oluşan beşli likert tipi bir ölçme aracıdır. Uyarlanan Türkçe form iki farklı devlet okulunun 5., 6. ve 7. sınıflarında okuyan 713 öğrenciye uygulanmıştır. Tüm ölçek (α= .72) ve ölçeğin Duygu Düzenleme (α= .73), Duygusal Denge (α= .68), Sosyal Beceriler (α= .65), Sıkıntı Tahammülü (α= .62), Sorumluluk Alma (α= .61) ve Kişilerarası Etkenlik (α= .65) alt boyutları için Cronbach Alfa içtutarlık katsayıları her bir alt boyutta yer alan düşük madde sayısı göz önüne alındığında kabul edilebilir seviyededir. Ayırt edici geçerlik analizleri kız ve erkeklerin bilinçli-farkındalık temelli öz-yeterlik ortalama puanları arasında anlamlı bir fark olmadığını gösterirken sınıf düzeyi açısından anlamlı farklılıklar gözlemlenmiştir. Analiz sonuçları, Türkçe'ye uyarlama çalışması gerçekleştirilen bu ölçeğin öğrencilerin bilinçli-farkındalık temelli öz-yeterlik düzeylerini belirlemede geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu göstermektedir. Sonuçların kuramsal ve yöntemsel uygulamaları tartışılmıştır.
ABSTRACT. The purpose of this study is to investigate the validity and reliability of the Turkish adaptation of "Mindfulness-Based Self Efficacy Scale Revised" developed by Cayoun, Francis, Kasselis, and Skilbeck (2012). The original form of the scale is in English and consists of 22 likert-type five-point items in a six-factor structure. The revised version of the Turkish form was applied to a sample of 713 students in 5th, 6th and 7th grades in two different public schools. The internal consistency coefficient Cronbach Alpha for the entire scale (= .72) and the factors Emotion Regulation (= .73), Equanimity (= .68), Social Skills (= .65), Distress Tolerance (= .62), Taking Responsibility (= .61) and Interpersonal Effectiveness (= .65) were found to be at acceptable values when the low number of items in each subscale is taken into consideration. Discriminant validity test results revealed that there were no statistically significant differences between the average means of boys and girls, whereas there were statistically significant differences in the average means based on students' grade levels. The results indicated that the Turkish adaptation of the scale is a valid and reliable instrument of measuring students' mindfulness-based self-efficacy. Both theoretical and methodological implications of the findings are discussed.
ABSTRACT. The purpose of this study is to investigate the validity and reliability of the Turkish adaptation of "Mindfulness-Based Self Efficacy Scale Revised" developed by Cayoun, Francis, Kasselis, and Skilbeck (2012). The original form of the scale is in English and consists of 22 likert-type five-point items in a six-factor structure. The revised version of the Turkish form was applied to a sample of 713 students in 5th, 6th and 7th grades in two different public schools. The internal consistency coefficient Cronbach Alpha for the entire scale (= .72) and the factors Emotion Regulation (= .73), Equanimity (= .68), Social Skills (= .65), Distress Tolerance (= .62), Taking Responsibility (= .61) and Interpersonal Effectiveness (= .65) were found to be at acceptable values when the low number of items in each subscale is taken into consideration. Discriminant validity test results revealed that there were no statistically significant differences between the average means of boys and girls, whereas there were statistically significant differences in the average means based on students' grade levels. The results indicated that the Turkish adaptation of the scale is a valid and reliable instrument of measuring students' mindfulness-based self-efficacy. Both theoretical and methodological implications of the findings are discussed.
Özet Bu araştırmanın amacı, okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden ve 36-66 aylık çocuğu olan annelerin öz yeterlilik durumlarını; sahip olunan annelik rollerine ve bazı demografik değişkenlere göre betimlemektir. Araştırmanın... more
Özet Bu araştırmanın amacı, okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden ve 36-66 aylık çocuğu olan annelerin öz yeterlilik durumlarını; sahip olunan annelik rollerine ve bazı demografik değişkenlere göre betimlemektir. Araştırmanın örnekleminde 546 anne yer almıştır. Anne öz yeterlilik durumlarının belirlenmesinde; Anneler için Ebeveyn Yetkinlik Ölçeği, annelik rollerinin belirlenmesinde ise; Geleneksel Annelik Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın betimsel verilerinin çözümlenmesinde frekans, yüzde, aritmetik ortalama ve standart sapma analizleri uygulanmıştır. Anne öz yeterlilik durumları ile annelik rolleri arasında bir ilişki olup olmadığı ve eğer ilişki var ise bunun yönünü ve gücünü açıklamak amacıyla korelasyon analizi yapılmıştır. Çocuğun cinsiyetinin, yaşının, ailedeki çocuk sayının, ailenin gelir durumunun, çocuğun yetiştirilmesi ile ilgili birincil derecede anneye destek olan kişinin ve aile yapısının anne öz yeterliği üzerinde etkisini incelemek amacıyla varyans analizi yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre; anne öz yeterlilik puanları ile annelik rolleri arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın örneklem grubundaki annelerin öz yeterlilik puanları yükseldikçe annelik rollerinin geleneksellikten uzaklaştığı görülmüştür. Anne öz yeterliğinde sahip olunan çocuğun cinsiyetine, ailedeki çocuk sayısına, çocuğun doğum sırasına ve ailenin gelir durumuna göre anlamlı bir farklılık bulunmazken çocuğun yaşına, çocuğun yetiştirilmesi ile ilgili birincil derecede anneye destek olan kişiye ve aile yapısına göre anlamlı bir farkın olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Ebeveyn öz yeterliği, ebeveyn rolü, erken çocukluk Summary The purpose of this study was to examine the self-efficacy status of the mothers whose 36-66 months old children continued in preschool education institutions according to the motherhood roles held and some demographic variables. 546 mothers were included in the sample of the study. Parental Self-Efficacy Scale among Mothers was used to Determination of mother self-efficacy status. In order to determine the roles of motherhood, Traditional Motherhood Scale was used. Frequency, percentage, arithmetic mean and standard deviation analyzes were applied to analyse the descriptive data of the study. Correlation analysis was conducted to determine whether there is a relationship between mother self-efficacy status and motherhood roles and, if there is a relationship, to explain its direction and power. Variance analysis was conducted to examine the effect of the gender and age of the child and the number of children in the family, the income status of the family, the preschool mother's supporter person rearing of child and family structure on the maternal self-efficacy. According to research findings; it was determined that there was a significant relationship between maternal self-efficacy scores and maternal roles. As the self-efficacy scores of the mothers in the sample group of the study increased, the role of motherhood was seen to move away from the traditional role of motherhood. It was determined that there was not a meaningful difference according to the gender of the child, the number of children in the family, the birth order of the child and the income status of family in the mother's self-efficacy. On the other hand there was a meaningful difference between the the mother's self-efficacy and age of the child, the primary mother's supporter person rearing of child and the family structure. Giriş Ebeveynlerin çocuklarıyla olan ilişkilerini yönetebilmelerinde, ebeveyn-çocuk arasında kurulan ilişkinin niteliği çok önemlidir. Bu ilişkinin niteliğini belirleyen pek çok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerden biri, ebeveyn öz yeterliğidir. Ebeveyn öz yeterliği, ebeveynin anne-babalığa yönelik görevlerde ne düzeyde başarılı olduğuna yönelik algısıdır. Bireyin çocuğu ile ilişkileri sırasında sergilemiş olduğu anne-babalık davranışlarıyla ilişkili olarak düşündükleri, hissettikleri ve inandıkları; kendini ebeveynliği konusunda ne kadar yetkin olduğunu algılamasına neden olmaktadır (Coleman ve Karraker, 1998; Montigny ve Lacharité, 2005). Yapılan araştırmalar ebeveyn öz yeterliğinin; çocuk bakımı ve gelişimi ile ilgili tecrübe ve bilgi durumu, eş ve sosyal çevreden gelen destek, çocuğa yönelik beklentiler, sosyo-ekonomik durum, yaşanılan toplumunun inanç ve değerleri, bireylerin
Özet Bu çalışmanın amacı, meslek yüksekokulu birinci sınıf öğrencilerinin genel öz-yeterlik inanç düzeylerinin cinsiyet ve bölüm değişkenleri açısından incelenmesidir. Çalışmanın araştırma grubunu Adıyaman Üniversitesi Kahta Meslek... more
Özet Bu çalışmanın amacı, meslek yüksekokulu birinci sınıf öğrencilerinin genel öz-yeterlik inanç düzeylerinin cinsiyet ve bölüm değişkenleri açısından incelenmesidir. Çalışmanın araştırma grubunu Adıyaman Üniversitesi Kahta Meslek Yüksekokulundaki 10 programda öğrenim gören 113'ü bayan, 97'si erkek; toplam 210 öğrenci oluşturm uştur. Söz konusu 10 program, iki ana grupta (teknik programlar N=109 ve sosyal bilim programları N=101) toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak Sherer ve arkadaşları (1982) tarafından geliştirilen, Yıldırım ve İlhan (2010) tarafından Türk kültürüne uyarlanan 17 maddelik "Genel Öz Yeterlik Ölçeği" (GÖYÖ) kullanılmış ve veriler 2014-2015 eğitim-öğretim yılı güz döneminde toplanmıştır. Toplanan verilerin çözümlenmesinde bağımsız gruplar t testi kullanılmıştır. Ancak, öncelikle ölçeğin bir de eldeki çalışma kapsamında güvenirlik analizi yapılmış ve Cronbch Alpha değeri 0,870 olarak saptanmıştır. Elde edilen bulgular, öğrencilerin öz-yeterlik inanç düzeylerinin genel ortalamasının 3,28 olduğunu göstermiştir. Farklı değişkenler açısından bakıldığında öğrencilerin genel öz-yeterlik inanç düzeylerinde cinsiyet değişkeni açısından anlamlı bir farklılığın görülmediği (t = ,240; p > 0,05); ancak, bölümler arasında yapılan t-testi sonucunda teknik programlar grubunda yer alan öğrenciler lehine istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılığın ortaya çıktığı (t = 2,221; p < 0,05) anlaşılmıştır. A nahtar Sözcükler: küreselleşme, öz-yeterlik, genel öz-yeterlik inancı. Assessm ent Of Vocatıonal School-Students General Self-Effıcacy Belıefs Level Acordıng To Dıfferent Varıables Abstract The purpose of this study is to investigate the general self-efficacy levels of the first grade students in vocational schools in term of gender and department variables. The research group consists of 210 students (113 women and 97 men) who study at 10 departments of Adiyaman University Kahta Vocational School. The 10 programs are divided into two main groups (technicalprograms N = 109 andsocialscienceprograms N = 101). As data collection tool, the 17-item "General Self-Efficacy Scale", which is developed by Sherman et al (1982) and adopted into Turkish by Yıldırım and Ilhan (2010) is used. The data were collected in the fall sem ester of 2014-2015 education-academic year. For analyzing the collected data, independent samples t-test were used. But at first, a reliability analysis for this present study was made, and the result of Cronbch Alpha value was determined as 0.870. The findings showed students' general average level of self-efficacy as 3.28. From the point of different variables; there is no significant difference in term of gender belief levels (t=240; 1 Y rd. D o ç. D r. Adıyam an Üniversitesi K a h ta M eslek Y ü ksekokulu orhanhanbay@ gm ail.com
Bu çalışmanın amacı örgütsel bağlamda izlenim yönetimi taktiklerinin sergilenmesinde öz yeterlilik algısının rolünün araştırılmasıdır. Araştırma, İzlenim Yönetimi Taktikleri Ölçeği ve Öz Yeterlilik Algısı Ölçeği kullanılarak 248 banka... more
Bu çalışmanın amacı örgütsel bağlamda izlenim yönetimi taktiklerinin sergilenmesinde öz yeterlilik algısının rolünün araştırılmasıdır. Araştırma, İzlenim Yönetimi Taktikleri Ölçeği ve Öz Yeterlilik Algısı Ölçeği kullanılarak 248 banka çalışanından toplanan verilerle yürütülmüştür. Elde edilen veriler Amos 16.0 istatistik programı kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular, öz yeterlilik algısının, izlenim yönetimi taktiklerinden kendini acındırmaya çalışma ve kendi önemini zorla fark ettirme ile negatif; işine sahip çıkmaya çalışma ve niteliklerini tanıtarak kendini sevdirme boyutlarıyla ise pozitif yönlü ilişkiler içinde olduğunu göstermiştir. Böylece yetenekleriyle neler yapılabileceğine yönelik kişisel inancı yüksek kişilerin işine daha çok sahip çıkmaya çalıştıkları ve kendi niteliklerini tanıtarak kendini sevdirme taktiğini daha çok kullandıkları; buna karşın kendini acındırma ve kendi önemini zorla fark ettirmeye çalışma davranışlarından kaçındıkları ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak izlenim yönetimi taktiklerinde bir kişilik özelliği olan öz yeterlilik algısının rolü ve önemi ortaya çıkarılmıştır.
Bu araştırmada, okul öncesi ve sınıf öğretmeni adaylarının yaratıcılık özyeterliliği ve tasarım özyeterliliği düzeylerinin, onların müziksel davranışları ya da kişisel değişkenlerine göre anlamlı farklılıklar gösterip göstermediğinin... more
Bu araştırmada, okul öncesi ve sınıf öğretmeni adaylarının yaratıcılık özyeterliliği ve tasarım özyeterliliği düzeylerinin, onların müziksel davranışları ya da kişisel değişkenlerine göre anlamlı farklılıklar gösterip göstermediğinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Araştırmaya okul öncesi ve sınıf öğretmenliği programlarının üçüncü ve dördüncü sınıflarında okuyan 273 öğretmen adayı katılmıştır (n=273). Veriler kişisel bilgi formu, müziksel davranış anketi, Yaratıcılık Özyeterliliği Ölçeği ve Tasarım Özyeterliliği Ölçeği aracılığı ile toplanmıştır. Yapılan çözümlemeler sonucunda, erkek öğretmen adaylarının yaratıcılık özyeterliliği düzeylerinin kadın öğretmen adaylarına göre anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Yaratıcılık özyeterliliği düzeylerinin diğer kişisel değişkenlere ya da müziksel davranışlara göre anlamlı farklılık göstermediği saptanmıştır. Erkek öğretmen adaylarının tasarım özyeterliliği düzeylerinin de kadın öğretmen adaylarına göre anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Tasarım özyeterliliği düzeylerinin ayrıca adayların sınıflarına ve yaşlarına göre de anlamlı düzeyde farklılık göstermektedir. Ek olarak, öğretmen adaylarının tasarım özyeterliliği düzeylerinin kendi sesini eğitimde etkili bir biçimde kullanabilme inancına göre de anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır. Tasarım özyeterliliği düzeylerinin diğer kişisel değişkenlere ya da müziksel davranışlara göre anlamlı farklılıklar göstermediği belirlenmiştir.
Özet Emek yoğun olan turizm sektöründe, işletmelerin rekabet avantajı elde edebilmesinde, hizmet ve ürün kalitesini arttırabilmesinde, sürdürülebilir gelişim gösterebilmesinde nitelikli çalışanların yadsınamaz bir yeri ve önemi vardır.... more
Özet Emek yoğun olan turizm sektöründe, işletmelerin rekabet avantajı elde edebilmesinde, hizmet ve ürün kalitesini arttırabilmesinde, sürdürülebilir gelişim gösterebilmesinde nitelikli çalışanların yadsınamaz bir yeri ve önemi vardır. Aynı zamanda nitelikli çalışanlar, ülkelerin uluslararası pazarda rekabet gücünü de arttırmaktadır. Nitelikli çalışanların tüm potansiyellerini kullanabilmesine fırsat sağlamak, işletmelerin rekabet avantajı elde etmesinde önemli bir yöntemdir. Bu bağlamda araştırmanın ana amacını, öz yeterliliğin örgütsel sessizlik üzerindeki etkisinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Araştırmanın alt amaçları ise; çalışanların işletmeye katkı sağlamaya yönelik fikir ve düşüncelerinin belirlenmesi, çalışanların demografik ve mesleki özelliklerine göre örgütsel sessizlik davranışı ile öz yeterlilik algılarının farklılık gösterip göstermediğinin tespit edilmesi oluşturmaktadır. Araştırmada veriler konaklama işletmelerinde gerçekleştirilen anket uygulamasıyla elde edilmiştir. Nicel paradigma temelinde, betimsel araştırma modeli, karşılaştırmalı model, ilişkisel model ve bağıntısal model yaklaşımları kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, öz yeterlilik algısının örgütsel sessizlik üzerinde belirleyici bir etkinin olduğunu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada öz yeterliliği düşük olan çalışanların fikir ve düşünlerini ifade etmeyerek sessiz kaldıkları, yüksek öz yeterliliği olan çalışanların ise fikir ve düşüncelerini paylaşmaktan çekinmediği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Öz yeterlilik, örgütsel sessizlik, konaklama işletmeleri. Abstract Qualified employees has an undeniable a place and importance in the labor-intensive tourism sector to achieve competitive advantage, improve service and product quality, carry out sustainable development. As well qualified employees increase the competitiveness of countries in the international market. Providing opportunities for using qualified employees' full potential is an important method in obtaining
Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının fen bilimleri dersi öğretimine yönelik öz-yeterlik inançlarını bazı değişkenler açısından incelemek ve fen bilimleri dersi öğretimi öz-yeterlik inancı ile öğretmenlik uygulaması... more
Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının fen bilimleri dersi öğretimine yönelik öz-yeterlik inançlarını bazı değişkenler açısından incelemek ve fen bilimleri dersi öğretimi öz-yeterlik inancı ile öğretmenlik uygulaması performansları arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Çalışmada, karma yöntem kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak, öğretmen adaylarının demografik özelliklerinin bulunduğu anket; orijinali Riggs ve Enochs’ca (1990) geliştirilmiş ve Özkan, Tekkaya ve Çakıroğlu (2002) tarafından Türkçeye uyarlanıp geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmış olan “Fen Öğretimi Öz-Yeterlik İnancı Ölçeği” ve “Öğretmenlik Uygulaması Gözlem Formu” kullanılmıştır. Araştırma evreni Afyon Kocatepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi sınıf öğretmenliği lisans programında öğrenim gören 600 öğretmen adayından oluşmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise uygun örnekleme yöntemiyle (Karasar, 2010) seçilen 371 öğretmen adayından oluşmaktadır. Ölçek örneklemdeki öğretmen adaylarının tümü tarafından doldurulduktan sonra eksik doldurulan 43 ölçek elenmiş ve 328 ölçek değerlendirilmiştir. Çalışma sonuçlarından, sınıf öğretmeni adaylarının cinsiyetlerine, sınıf düzeylerine ve fen dersi not ortalamalarına göre fen bilimleri dersi öğretimine yönelik öz-yeterlik inançlarında anlamlı farklılıkların olduğu görülmüştür. Ayrıca 4. sınıfta öğrenim gören sınıf öğretmeni adaylarının (n=32), fen bilimleri dersi öğretimine yönelik öz-yeterlik inancı ile fen etkinliklerine dayalı öğretmenlik uygulaması gözlem notları arasında, yüksek düzey pozitif ilişkinin olduğu belirlenmiştir.
Özet Alanyazın incelendiğinde ARCS motivasyon modeli dikkate alınarak hazırlanan metinsel ifadelerin öğrencilerde motivasyon arttırıcı etki yaptığı belirtilmektedir. Bu noktadan hareketle yapılan çalışmada motivasyon artırıcı ifadelerle... more
Özet Alanyazın incelendiğinde ARCS motivasyon modeli dikkate alınarak hazırlanan metinsel ifadelerin öğrencilerde motivasyon arttırıcı etki yaptığı belirtilmektedir. Bu noktadan hareketle yapılan çalışmada motivasyon artırıcı ifadelerle desteklenen metinsel dokümanların, öğrenci başarısı ve öz yeterlilik algısı üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla programlama dersleri içeriğinde yer alan döngüler konusuna ilişkin bir çalışma kâğıdı hazırlanmıştır. Hazırlanan çalışma kâğıdında, John M. Keller'ın ARCS motivasyon modeli göz önüne alınarak metinsel dokümanlar üzerinde ARCS motivasyon modelinin Attention (Dikkat Çekme), Relevance (İlgi), Confidance (Güven) ve Satisfaction (Memnuniyet) bileşenlerini sağlamaya yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Yürütülen çalışmanın örneklemini iki farklı üniversitenin BÖTE bölümlerinde okuyan toplam 120 öğrenci oluşturmuştur. Çalışmaya katılan öğrencilerden 60'ı deney grubunda 60'ı ise kontrol grubunda yer almıştır. Deney ve kontrol grupları yansız olarak seçilmiştir. Veri toplama aracı olarak öz yeterlilik algısı ölçeği ve değerlendirme testi kullanılmıştır. Yapılan analizler sonunda deney ve kontrol gruplarında yer alan öğrencilerin programlama dersi başarıları ve öz yeterlilik algıları arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür.
Bu çalışmanın amacı Türkçe öğretmeni adaylarının cinsiyet ve sınıf düzeyleriyle kitap okuma alışkanlıkları ve genel öz yeterlik algıları arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını ve kitap okuma alışkanlıkları ile genel öz yeterlik... more
Bu çalışmanın amacı Türkçe öğretmeni adaylarının cinsiyet ve sınıf düzeyleriyle kitap okuma alışkanlıkları ve genel öz yeterlik algıları arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını ve kitap okuma alışkanlıkları ile genel öz yeterlik algıları arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Bu araştırmada karma araştırma modeli kullanılmıştır. Araştırmada nitel ve nicel veriler beraber kullanılarak bütüncül bir yaklaşım sergilenmiştir. Araştırmanın örneklemini Kilis 7 Aralık Üniversitesinde 1, 2, 3 ve 4. sınıflarda öğrenim gören 184 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırma verileri toplanırken “Kitap Okuma Alışkanlığı Tutum Ölçeği” ile “Genel Özyeterlilik Ölçeği” kullanılmıştır. Çalışmada kitap okuma alışkanlığıyla genel öz yeterlik arasındaki ilişkiyi belirlemek için de bir görüşme formu hazırlanmıştır. Toplanan veriler SPSS 17.0 paket programıyla analiz edilmiştir. Nitel veriler için ise içerik analizi kullanılmıştır. Bu çalışmada katılımcıların cinsiyet ve sınıf düzeyine göre kitap okuma alışkanlıklarının cinsiyet ile anlamlı farklılık oluşturduğu görülmüş; fakat sınıf düzeyinde bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Bu değişkenler açısından genel öz yeterlik algısı üzerinde de anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Katılımcıların kitap okuma alışkanlıklarıyla genel öz yeterlik algıları arasında pozitif yönde bir ilişkinin olduğu anlaşılmıştır. Katılımcıların görüşlerine göre kitap okuma alışkanlığının kişilerin öz yeterliğini birçok yönden geliştirdiğini ve kendilerine önemli katkılar sunduğunu dile getirmişlerdir
- by Yakup ALAN and +1
- •
- Kitap, Yabancılara Türkçe Öğretimi, özyeterlilik, Kitap Okuma
Bu çalışmada, nicel bir araştırma yöntemi kullanılarak ortaokul öğrencilerinin akademik öz-yeterlilikleri yetenek, ortam ve eğitim kalitesine göre karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Çalışmadaki katılımcılar tesadüfi olarak... more
Bu çalışmada, nicel bir araştırma yöntemi kullanılarak ortaokul öğrencilerinin akademik öz-yeterlilikleri yetenek,
ortam ve eğitim kalitesine göre karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Çalışmadaki katılımcılar tesadüfi olarak
seçilmişlerdir. Çalışma 10’u 6. sınıftan, 10’u 7. sınıftan ve 10’u 8. sınıftan olmak üzere toplam 30 öğrenci ile
yürütülmüştür. Çalışmadaki anket uygulamasında Akademik Öz-Yeterlik Ölçeği kullanılmıştır. Kullanılan ölçeğin
güvenirliliğini saptamak amacıyla 36 kişiye pilot test uygulanmıştır. Bu uygulama sonucunda ölçeğin bütününe
ilişkin olarak hesaplanan Cronbach’s Alpha katsayısı 0, 80 olarak bulunmuştur. Çalışma sonunda elde edilen
bulgular, ortaokul öğrencilerinin yetenekleri arasında ve eğitim ortamları arasında anlamlı istatistiksel
farklılıklar olduğunu göstermiştir.
ortam ve eğitim kalitesine göre karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Çalışmadaki katılımcılar tesadüfi olarak
seçilmişlerdir. Çalışma 10’u 6. sınıftan, 10’u 7. sınıftan ve 10’u 8. sınıftan olmak üzere toplam 30 öğrenci ile
yürütülmüştür. Çalışmadaki anket uygulamasında Akademik Öz-Yeterlik Ölçeği kullanılmıştır. Kullanılan ölçeğin
güvenirliliğini saptamak amacıyla 36 kişiye pilot test uygulanmıştır. Bu uygulama sonucunda ölçeğin bütününe
ilişkin olarak hesaplanan Cronbach’s Alpha katsayısı 0, 80 olarak bulunmuştur. Çalışma sonunda elde edilen
bulgular, ortaokul öğrencilerinin yetenekleri arasında ve eğitim ortamları arasında anlamlı istatistiksel
farklılıklar olduğunu göstermiştir.
Bu araştırmanın amacı siyasi platformda yer alan kadınların pozitif psikolojik sermayelerinin bileşenleri ile kariyer algıları arasında bir ilişki olup olmadığının incelenmesidir. Pozitif psikolojik sermaye ile siyasi parti üyesi... more
Bu araştırmanın amacı siyasi platformda yer alan kadınların pozitif psikolojik sermayelerinin bileşenleri ile kariyer algıları arasında bir ilişki olup olmadığının incelenmesidir. Pozitif psikolojik sermaye ile siyasi parti üyesi kadınların kariyer gelişimlerini nasıl algıladıkları arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla Eskişehir ilinde siyasi parti üyesi olan 135 kadın ile
anket çalışması yapılmıştır. Psikolojik Sermaye Ölçeği ve kariyer algısını ölçmeye yönelik sorular kullanılarak yapılan araştırmanın verileri, istatiksel analizler yoluyla demografik değişkenler, pozitif psikolojik sermaye alt boyutları ve kariyer algısı arasındaki ilişkiler açıklanmaya çalışılmıştır. Yapılan çalışmaların sonuçlarına göre pozitif psikolojik sermayenin tüm alt boyutlarının; kadınların üyesi oldukları siyasi parti içindeki kariyer algıları ile pozitif yönlü ve orta şiddetli ilişkisi olduğu görülmüştür. Bununla birlikte sözkonusu alt boyutların; kadınların genel olarak siyasi platformdaki kariyer algılarını etkilemediği gözlenmiştir.
anket çalışması yapılmıştır. Psikolojik Sermaye Ölçeği ve kariyer algısını ölçmeye yönelik sorular kullanılarak yapılan araştırmanın verileri, istatiksel analizler yoluyla demografik değişkenler, pozitif psikolojik sermaye alt boyutları ve kariyer algısı arasındaki ilişkiler açıklanmaya çalışılmıştır. Yapılan çalışmaların sonuçlarına göre pozitif psikolojik sermayenin tüm alt boyutlarının; kadınların üyesi oldukları siyasi parti içindeki kariyer algıları ile pozitif yönlü ve orta şiddetli ilişkisi olduğu görülmüştür. Bununla birlikte sözkonusu alt boyutların; kadınların genel olarak siyasi platformdaki kariyer algılarını etkilemediği gözlenmiştir.
Bu araflt›rma, ö¤retmen adaylar›n›n özyeterlik alg›lar› ile s›n›f yönetimi stratejilerine yönelik alg›lar›n›n düzeylerini belirlemeyi ve aralar›ndaki iliflkileri ortaya koymay› amaçlamaktad›r. ‹liflkisel tarama modelinde olan... more
Bu araflt›rma, ö¤retmen adaylar›n›n özyeterlik alg›lar› ile s›n›f yönetimi
stratejilerine yönelik alg›lar›n›n düzeylerini belirlemeyi ve aralar›ndaki
iliflkileri ortaya koymay› amaçlamaktad›r. ‹liflkisel tarama modelinde olan
araflt›rman›n çal›flma grubunu, 2014–2015 e¤itim ö¤retim y›l›nda ‹stanbul
Ticaret Üniversitesi’nde pedagojik formasyon derslerini alan 609 kad›
n, 191 erkek olmak üzere 800 ö¤retmen aday› oluflturmaktad›r. Çal›flma
grubunun %60’› fen ve edebiyat fakültelerine devam eden ö¤rencilerden,
%40’› ise mühendislik, iflletme, hemflirelik gibi farkl› bölüm ö¤rencilerinden
oluflmaktad›r. Verilerin toplanmas›nda Schwarzer ve Jaruselam
(1995) taraf›ndan gelifltirilen ve Aypay (2010) taraf›ndan Türkçe’ye uyarlamas›
yap›lan Genel Özyeterlik Ölçe¤i ve Çakmak, Kayabafl› ve Ercan
(2008) taraf›ndan gelifltirilen S›n›f Yönetimi Stratejilerine Yönelik Anket
kullan›lm›flt›r. Verilerin analizinde aritmetik ortalama, fark testleri ve korelasyon
analizleri kullan›lm›flt›r. Araflt›rmada, bir meslek olarak ö¤retmenli¤
i yapmak için formasyon program›n› tercih edenlerin özyeterliklerinin,
farkl› nedenler ile bu program› tercih edenlerden daha yüksek oldu¤
u görülmüfltür. Ö¤retmen adaylar›n›n özyeterlik alg›lar›n›n cinsiyet,
yafl ve e¤itim düzeylerine göre farkl›laflmad›¤› görülmüfltür. Araflt›rmada,
ö¤retmen adaylar›n›n, özyeterlik ve s›n›f yönetim stratejilerine yönelik alg›-
lar›n›n çok yüksek düzeyde oldu¤u bulunmufltur. Araflt›rmada, ö¤retmen
adaylar›n›n özyeterlik alg›lar› ile s›n›f yönetimi stratejileri alg›lar› aras›nda
orta düzeyde ve pozitif yönde anlaml› bir iliflki bulunmufltur.
stratejilerine yönelik alg›lar›n›n düzeylerini belirlemeyi ve aralar›ndaki
iliflkileri ortaya koymay› amaçlamaktad›r. ‹liflkisel tarama modelinde olan
araflt›rman›n çal›flma grubunu, 2014–2015 e¤itim ö¤retim y›l›nda ‹stanbul
Ticaret Üniversitesi’nde pedagojik formasyon derslerini alan 609 kad›
n, 191 erkek olmak üzere 800 ö¤retmen aday› oluflturmaktad›r. Çal›flma
grubunun %60’› fen ve edebiyat fakültelerine devam eden ö¤rencilerden,
%40’› ise mühendislik, iflletme, hemflirelik gibi farkl› bölüm ö¤rencilerinden
oluflmaktad›r. Verilerin toplanmas›nda Schwarzer ve Jaruselam
(1995) taraf›ndan gelifltirilen ve Aypay (2010) taraf›ndan Türkçe’ye uyarlamas›
yap›lan Genel Özyeterlik Ölçe¤i ve Çakmak, Kayabafl› ve Ercan
(2008) taraf›ndan gelifltirilen S›n›f Yönetimi Stratejilerine Yönelik Anket
kullan›lm›flt›r. Verilerin analizinde aritmetik ortalama, fark testleri ve korelasyon
analizleri kullan›lm›flt›r. Araflt›rmada, bir meslek olarak ö¤retmenli¤
i yapmak için formasyon program›n› tercih edenlerin özyeterliklerinin,
farkl› nedenler ile bu program› tercih edenlerden daha yüksek oldu¤
u görülmüfltür. Ö¤retmen adaylar›n›n özyeterlik alg›lar›n›n cinsiyet,
yafl ve e¤itim düzeylerine göre farkl›laflmad›¤› görülmüfltür. Araflt›rmada,
ö¤retmen adaylar›n›n, özyeterlik ve s›n›f yönetim stratejilerine yönelik alg›-
lar›n›n çok yüksek düzeyde oldu¤u bulunmufltur. Araflt›rmada, ö¤retmen
adaylar›n›n özyeterlik alg›lar› ile s›n›f yönetimi stratejileri alg›lar› aras›nda
orta düzeyde ve pozitif yönde anlaml› bir iliflki bulunmufltur.
Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının özyeterlik ve sosyal girişimcilik düzeylerini değerlendirmektir. Araştırma nicel yönteme göre yürütülmüş ve tarama modelinde desenlenmiştir. Araştırmanın örneklemini, 2016-2017 eğitim... more
Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının özyeterlik ve sosyal girişimcilik düzeylerini değerlendirmektir. Araştırma nicel yönteme göre yürütülmüş ve tarama modelinde desenlenmiştir. Araştırmanın örneklemini, 2016-2017 eğitim öğretim yılında Dokuz Eylül, Ege, Adnan Menderes ve Uşak üniversitelerinin eğitim fakültelerinde, birinci ve dördüncü sınıfta öğrenim görmekte olan 443 sınıf öğretmeni adayı oluşturmuştur. Sınıf öğretmeni adaylarının özyeterlik düzeylerine ilişkin veriler Tschannen-Moran ve Woolfolk-Hoy (2001) tarafından geliştirilmiş ve Çapa, Çakıroğlu ve Sarıkaya (2005) tarafından Türkçe’ye uyarlanmış “Öğretmen Özyeterlik Ölçeği” ile sosyal girişimcilik düzeylerine ilişkin veriler ise Konaklı ve Göğüş’ün (2013) geliştirdiği “Aday Öğretmenlerin Sosyal Girişimcilik Özellikleri Ölçeği” ile elde edilmiştir. Veriler SPSS v.22 paket programı ile analiz edilmiştir. Verilerin analizi sonucunda, sınıf öğretmeni adaylarının özyeterliklerinin “oldukça yeterli” ve sosyal girişimciliklerinin ise “yüksek” düzeye karşılık geldiği belirlenmiştir. Ayrıca özyeterlik ve sosyal girişimcilik düzeyinin öğrenim görülen üniversite ve ağırlıklı genel not ortalamasına göre anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı; hem özyeterlik hem de sosyal girişimcilik düzeyinin cinsiyete göre kadınların lehine ve sadece sosyal girişimcilik düzeyinin öğrenim görülen sınıf düzeyine göre dördüncü sınıfta öğrenim görenlerin lehine anlamlı bir şekilde farklılaştığı tespit edilmiştir. Öğretmen adaylarının özyeterlikleri ile sosyal girişimcilikleri arasında ise orta düzeyde, pozitif ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Özyeterliğe ait boyutların birlikte sosyal girişimcilikteki toplam varyansın yaklaşık %38’ini açıkladığı belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda üniversite eğitimi aracılığı ile kazanılan özyeterliğin sosyal girişimcilik için bir başlangıç aşaması olabileceği düşünülmektedir.
ÖZET Bu araştırmanın amacı, ilkokul ve ortaokul fen bilgisi öğretim programında (2018) bulunan biyolojiyle ilgili ünite ve konulara ilişkin fen bilgisi öğretmen adaylarının “öz-yeterlik algılarını” belirlemektir. Araştırmada “tarama... more
ÖZET
Bu araştırmanın amacı, ilkokul ve ortaokul fen bilgisi öğretim programında (2018) bulunan biyolojiyle ilgili ünite ve konulara ilişkin fen bilgisi öğretmen adaylarının “öz-yeterlik algılarını” belirlemektir. Araştırmada “tarama (survey) modeli” kullanılmıştır. Araştırmanın verileri 2018-2019 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde Orta Karadeniz ve İç Anadolu bölgesinde yer alan iki devlet üniversitesinden toplanmıştır. Araştırmanın katılımcılarını 33 erkek ve 279 kadından oluşan toplam 312 fen bilgisi öğretmen adayı oluşturmuştur. Araştırmanın verileri araştırmacılar tarafından oluşturulan fen bilgisi öğretmen adaylarının “biyoloji dersine ilişkin öz-yeterlik algıları” formuyla toplanmıştır. Araştırmanın verilerinin analizinde “betimsel analiz” yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları incelendiğinde, “Mitoz Bölünme (124, %39,7)”, “Mayoz Bölünme (115, %36,9)”, “Adaptasyon (112, %35,9)”, “Hücre (108, %34,6)” ve “Çevre Sorunları (104, %33,33)” konularında öz-yeterlik algısı yüksek olan fen bilgisi öğretmen adaylarının sayısının en fazla olduğu belirlenmiştir. Bunun aksine, “Sürdürülebilir Kalkınma (20, %6,4)”, “Dolaşım Sistemi (10, %3,2)”, “Solunum Sistemi (10, %3,2)” ve “Boşaltım Sistemi (9, %2,9)” konularında öz-yeterlik algısı düşük öğretmen adaylarının sayısının en fazla olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Fen Bilgisi Öğretmen Adayları, Biyoloji, Öz-yeterlik Algısı
ABSTRACT
The aim of this study is to determine of prospective “science teachers’ self-efficacy about biology-related units and subjects” in primary and secondary science curriculum (2018). In this study, “survey model” was used. The data of the study were collected from two public universities in the Central Black Sea and Central Anatolia regions in the spring term of 2018 - 2019 academic year. The study group consisted of 312 prospective science teachers consisting of 33 boys and 279 girls. The data of the study was collected by prospective science teachers’ “self-efficacy perceptions about biology course” form. “Descriptive analysis methods” were used in the analysis of the data. When the findings of the study were examined, it was determined that the number of science teacher candidates with high self-efficacy perception in “Mitosis Division (124, 39.7%)”, “Meiosis Division (115, 36.9%)”, “Adaptation (112, 35.9%)”, “Cell (108, 34.6%)”, and “Environmental Problems (104, 33.33%)” subjects were the highest. In contrast, it was determined that the number of science teacher candidates with low self-efficacy perceptions in "Sustainable Development (20, 6.4%)”, “Circulatory System (10, 3.2%)”, “Respiratory System (10, 3.2%)”, and “Urinary System (9, 2.9%)” subjects were the highest.
Keywords: Science Teacher Candidate, Biology, Self-Efficacy Perception
Bu araştırmanın amacı, ilkokul ve ortaokul fen bilgisi öğretim programında (2018) bulunan biyolojiyle ilgili ünite ve konulara ilişkin fen bilgisi öğretmen adaylarının “öz-yeterlik algılarını” belirlemektir. Araştırmada “tarama (survey) modeli” kullanılmıştır. Araştırmanın verileri 2018-2019 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde Orta Karadeniz ve İç Anadolu bölgesinde yer alan iki devlet üniversitesinden toplanmıştır. Araştırmanın katılımcılarını 33 erkek ve 279 kadından oluşan toplam 312 fen bilgisi öğretmen adayı oluşturmuştur. Araştırmanın verileri araştırmacılar tarafından oluşturulan fen bilgisi öğretmen adaylarının “biyoloji dersine ilişkin öz-yeterlik algıları” formuyla toplanmıştır. Araştırmanın verilerinin analizinde “betimsel analiz” yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları incelendiğinde, “Mitoz Bölünme (124, %39,7)”, “Mayoz Bölünme (115, %36,9)”, “Adaptasyon (112, %35,9)”, “Hücre (108, %34,6)” ve “Çevre Sorunları (104, %33,33)” konularında öz-yeterlik algısı yüksek olan fen bilgisi öğretmen adaylarının sayısının en fazla olduğu belirlenmiştir. Bunun aksine, “Sürdürülebilir Kalkınma (20, %6,4)”, “Dolaşım Sistemi (10, %3,2)”, “Solunum Sistemi (10, %3,2)” ve “Boşaltım Sistemi (9, %2,9)” konularında öz-yeterlik algısı düşük öğretmen adaylarının sayısının en fazla olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Fen Bilgisi Öğretmen Adayları, Biyoloji, Öz-yeterlik Algısı
ABSTRACT
The aim of this study is to determine of prospective “science teachers’ self-efficacy about biology-related units and subjects” in primary and secondary science curriculum (2018). In this study, “survey model” was used. The data of the study were collected from two public universities in the Central Black Sea and Central Anatolia regions in the spring term of 2018 - 2019 academic year. The study group consisted of 312 prospective science teachers consisting of 33 boys and 279 girls. The data of the study was collected by prospective science teachers’ “self-efficacy perceptions about biology course” form. “Descriptive analysis methods” were used in the analysis of the data. When the findings of the study were examined, it was determined that the number of science teacher candidates with high self-efficacy perception in “Mitosis Division (124, 39.7%)”, “Meiosis Division (115, 36.9%)”, “Adaptation (112, 35.9%)”, “Cell (108, 34.6%)”, and “Environmental Problems (104, 33.33%)” subjects were the highest. In contrast, it was determined that the number of science teacher candidates with low self-efficacy perceptions in "Sustainable Development (20, 6.4%)”, “Circulatory System (10, 3.2%)”, “Respiratory System (10, 3.2%)”, and “Urinary System (9, 2.9%)” subjects were the highest.
Keywords: Science Teacher Candidate, Biology, Self-Efficacy Perception
Related Topics