25-26 APRIL 2019
ANADOLU HOTELS DOWNTOWN/ANKARA
PROCEEDING BOOK
www.fscongress.com
BOARDS
Chair of Congress
Ahmet Arif EREN (Niğde Ömer Halisdemir University, Turkey)
Executive Committee
Ahmet Arif EREN (Niğde Ömer Halisdemir University, Turkey)
Ahmet KAMACI (Bartın University, Turkey)
Ali Gökhan GÖLÇEK (Niğde Ömer Halisdemir University, Turkey)
Emek YILDIRIM (Artvin Çoruh University, Turkey)
Emre ATSAN (Niğde Ömer Halisdemir University, Turkey)
Fatih Hakan DİKMEN (Ankara Hacı Bayram Veli University, Turkey)
Fevzi ENGİN (Bolu Abant İzzet Baysal University, Turkey)
Gizem EREN (Hitit University, Turkey)
Mert ŞAKI (Artvin Çoruh University, Turkey)
M. Mustafa AYDIN (Bolu Abant İzzet Baysal University, Turkey)
Orhan ŞİMŞEK (Artvin Çoruh University, Turkey)
Recep KAHRAMAN (Niğde Ömer Halisdemir University, Turkey)
Saadet AYDIN (Bolu Abant İzzet Baysal University, Turkey)
Vikas ARYA (Chandigarh University, India)
Zehra DOĞAN ÇALIŞKAN (Bolu Abant İzzet Baysal University, Turkey)
Secretariat
Nuran ERTÜRK
Tolga ÇELİK
Umut ARSLAN
Yunus ODABAŞ
Scientific Board
Aleksandra GÓRECKA (Warsaw University of Life Sciences, Poland)
Elshan BAGIRZADEH (Azerbaijan State University of Economics, Azerbaijan)
Enzo MINGIONE (Universita Milano Bicocca, Italy)
Heinz KURZ (Karl Franzens Universitat, Austria)
Immanuel NESS (Brooklyn College of City University, USA)
Jose R Pires MANSO (University of Beira Interior, Portugal)
Luiz Carlos BRESSER-PEREİRA (Brazil)
Mubariz HASANOV (Okan University, Turkey)
Qerkin BERISHA (University of Prishtina, Kosovo)
Romar CORREA (University of Mumbai, India)
Ahmet Arif EREN (Niğde Ömer Halisdemir University, Turkey)
Ahmet Emre BİBER (Bolu Abant İzzet Baysal University, Turkey)
Ahmet ÖZALP (Hitit University, Turkey)
Altuğ Murat KÖKTAŞ (Ahi Evran University, Turkey)
Aslı Ceren SARAL (Ankara University, Turkey)
Asu ÇIRPICI (Yıldız Technical University, Turkey)
Aziz KONUKMAN (Ankara Hacı Bayram Veli University, Turkey)
Baki DEMİREL (Tokat Gazi Osmanpaşa University)
Barış ALPASLAN (Ankara Sosyal Bilimler University, Turkey)
Bülent GÜLOĞLU (İstanbul Technical University, Turkey)
Cem AKIN (Ankara University, Turkey)
Çağatay Edgücan ŞAHİN (Ordu University, Turkey)
Çağdaş Erkan AKYÜREK (Ankara University, Turkey)
Deniz ABUKAN (Ahi Evran University, Turkey)
Derya Güler AYDIN (Hacettepe University)
Dilek ÇETİN (Suleyman Demirel University, Turkey)
Doğan BAKIRTAŞ (Manisa Celal Bayar University, Turkey)
Emre AKSOY (Kırıkkale University, Turkey)
Eray ESER (Artvin Çoruh University, Turkey)
Eren ÇAŞKURLU (Ankara Hacı Bayram Veli University, Turkey)
Ergin KALA (Ukshin Hoti Prizren University, Kosovo)
Erkan ERDİL (Middle East Technical University, Turkey)
Fatih Hakan DİKMEN (Gazi University, Turkey)
Fevzi ENGİN (Bolu Abant İzzet Baysal University, Turkey)
Gizem ŞİMŞEK (Siirt University, Turkey)
Gülçin TAŞKIRAN (Gaziosmanpaşa University, Turkey)
Gülenay BAŞ DİNAR (Bolu Abant İzzet Baysal University, Turkey)
Gülten DURSUN (Kocaeli University, Turkey)
Habib AKDOĞAN (Hitit University, Turkey)
Hüseyin ÖZEL (Hacettepe University, Turkey)
Işıl Şirin SELÇUK (Bolu Abant İzzet Baysal University, Turkey)
Kerem GÖKTEN (Niğde Ömer Halisdemir University, Turkey)
Levent AYDIN (Ankara Social Sciences University, Turkey)
Levent ORALLI (Ankara Hacı Bayram Veli University, Turkey)
M. Kemal AYDIN (Sakarya University, Turkey)
M. Cem OĞUZ (Niğde Ömer Halisdemir University, Turkey)
Mehmet BAŞ (Ankara Hacı Bayram Veli University, Turkey)
Metin SARFATİ (Marmara University, Turkey)
Muammer KAYMAK (Hacettepe University, Turkey)
Murad TİRYAKİOĞLU (Afyon Kocatepe University, TURKEY)
Murat BERBEROĞLU (Artvin Çoruh University, Turkey)
Mustafa DURMUŞ (Ankara Hacı Bayram Veli University, Turkey)
Müslüme NARİN (Ankara Hacı Bayram Veli University, Turkey)
Orhan ŞİMŞEK (Artvin Çoruh University, Turkey)
Ozan ERUYGUR (Ankara Hacı Bayram Veli University, Turkey)
Özgür BOR (Atılım University, Turkey)
Polat ALPMAN (Yalova University, Turkey)
Ragıp EGE (Université de Strasbourg, France)
Saadet AYDIN (Bolu Abant İzzet Baysal University, Turkey)
Sadık ÇUKUR (Bolu Abant İzzet Baysal University, Turkey)
Samet EVCİ (Osmaniye Korkut Ata University)
Sebiha KABLAY (Ordu University, Turkey)
Serap DURUSOY (Bolu Abant İzzet Baysal University)
Serdal BAHÇE (Ankara University, Turkey)
Şükrü Anıl TOYGAR (Selçuk University, Turkey)
Şükrü APAYDIN (Nevşehir Hacı Bektaş Veli University)
Taha Bahadır SARAÇ (Hitit University, Turkey)
Taha Emre ÇİFTÇİ (Necmettin Erbakan University, Turkey)
Ufuk SERDAROĞLU (Ankara Hacı Bayram Veli University, Turkey)
Uğur ESER (Bolu Abant İzzet Baysal University, Turkey)
Umut ULUKAN (Ordu University, Turkey)
Yavuz YAYLA (19 Mayıs University, Turkey)
Yavuz YILDIRIM (Niğde Ömer Halisdemir University, Turkey)
Yeliz SARIÖZ GÖKTEN (Niğde Ömer Halisdemir University, Turkey)
Zehra DOĞAN ÇALIŞKAN (Bolu Abant İzzet Baysal University, Turkey)
Zeynep AĞDEMİR (Ahi Evran University, Turkey)
CONTENTS
Immanuel Ness, “Atlas Labour: The Global Working Class: Organization And Political
Movements”……………………………………………………………………….………. 1-10
Dr. M. Mustafa Aydın ve Doç. Dr. Ahmet Emre Biber, “Türkiye’de Doğrudan Yabancı
Sermaye Yatırımlarının Ekonomik Etkinliği”……………………………………………. 11-16
Dr. M. Mustafa Aydın ve Doç. Dr. Ahmet Emre Biber, “Türkiye Ve Brıcs Ülkelerinde
Toplam Faktör Verimliliği Ve Ekonomik Büyüme İlişkisi”……………………………... 17-27
Mustafa Kemal Doğru, “Türkiye Kamu Ekonomik Yapılanmasının Tarihsel Ekonomi
Politiği”…………………………………………………………………………………... 28-39
Dr. Öğr. Üyesi Havanur Ergün Tatar, “Seçilmiş Gelişmekte Olan Ülkelerde Cinsiyet
Eşitliğinin Büyüme Üzerindeki Etkisi: Panel Veri Analizi” …..………………………… 40-52
Dr. Öğr. Üyesi İnan Akdağ, “Neoliberal Devlet: Ekonomik Olarak Minimal Politik Olarak
Maksimum Devlet Modeli”………………………………………………………………. 5363
Dr. Öğr. Üyesi Kerem Gökten, “Küresel Değer Zincirlerine Katılım Projesi Olarak Çin-Orta
Asya-Batı Asya Ekonomik Koridoru .…………………………………………………... 54-74
Suman Lata, “Impact Of Tourism On Sustainable Development: Examining The Local
Residents’ Perception”…………………………………………………………………….75-91
Arş. Gör. Dr. Ela Hiçyorulmaz ve Prof. Dr. Habib Akdoğan, Tek Düzen Muhasebe
Sisteminden Bobi Tfrs’ye Dönüşüm: İşletme Uygulamaları”…………………………... 92123
Doç. Dr. Zübeyir Turan, Ayşin Buyrukoğlu ve Dr. Öğr. Üyesi Selçuk Buyrukoğlu,
“Türkiye ve Dünyadaki Varlık Fonlarının Ekonomik Etkileri”……………………….. 124-137
Dr. Öğr. Üyesi Selçuk Buyrukoğlu ve Ş. Muksit Kaya, Rant Vergisi Ve Türkiye’de
Uygulanabilirliği………………………………………………………………………. 138-145
Dr. Öğr. Üyesi Baki Yegen, “Toplum Sağlığına Vergisel Bir Müdahale: Obezite
Vergisi”………………………………………………………………………………... 146-158
Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Kutbay, “Yolsuzluk Kamu Gelirlerini Yoksullaştırır Mı? : G7 Ve
Brıc-T Ülkeleri İçin Bir Değerlendirme”………………………………………………. 160169
Fatih Çavdar, “Vergi Denetimi: Türkiye ve İngiltere Uygulamasının Değerlendirilmesi”
…………………………………………………………………………………………170-185
Murat Toksarı ve Gizem Aslıhan Ormankıran, “Instagram Üzerinden Marka Talep Eden Y
Kuşağının Satın Alma Davranışlarının İncelenmesine Yönelik Keşifsel Bir Çalışma”... 185195
Murat Toksarı, “İşletmelerin Hedef Tüketici Kitlesine Ulaşmasında Sosyal Medyanın
Etkisine Yönelik Niğde İlinde Ampirik Bir Çalışma”…………………………………. 196203
İrem Gül ve Doç. Dr. Metehan Tolon, “Etkin Fiyat İndirimi Kararlarının Verilmesi:
İndirimler Markayı Nasıl Etkiler?”.................................................................................. 204219
Enver Aydoğan ve Emre Burak Ekmekçioğlu, “Algılanan Yönetici Desteğinin Mesleki
Tükenmişlik Üzerine Etkisi”…………………………………..………………………..220227
Enver Aydoğan ve Emre Burak Ekmekçioğlu, “Algılanan İş Arkadaşları Desteği Ve
Yönetici Desteğinin İşten Ayrılma Niyeti Üzerindeki Etkisi”………………………... 228 –
235
Bengisu Özdel ve Doç. Dr. Aykut Göksel, “Çalışanların Makyavelist Ve Sinik Tutumlarının
Örgütsel Yaşamda Gösterdikleri Politik Davranışlar İle Etkileşiminin Analizi: Ankara İlinde
Bir Araştırma”…………………………………………………………………………. 236-247
Sevilay Uslu Divanoğlu Ve Tuba Uslu, “Aktif Spor Yapan Ve Yapmayan Gençlerin Spor
Giyim Markalarında Marka Fonksiyonlarının Belirlenmesi: Aksaray İli Örneği”……. 251-262
Sevilay Uslu Divanoğlu Ve Tuba Uslu, “Spor Yapan Gençlerin Kişilik Özellikleri İle Stres
Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi: Aksaray Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde
Bir Uygulama”………………………………………………………………………… 263-280
Hüsnü Bilir, “Bir Klasik İktisatçı Olarak Michal Kalecki”…………………………… 281292
Dr. Arş. Gör. Yavuz Yayla, “Ekonomi Politik Düşüncenin Oluşumunda
İskoç Aydınlanmasının Rolü”…………………………………………………………. 293-304
Issayeva Аinur Zhenisovna, “Some Procedural Features Of Labor Proceedings in The
Republic Of Kazakhstan”……………………………………………………………… 305309
А.Z.Issayeva, Z.А.Issayeva, “Procedural Settlement Of Indıvıdual Labor Dısputes By Talks
Wıth The Employer”…………………………………………………………………... 310-317
Franz Joshua E. Merida, “Fully Abled Nation: Inclusion Of The Differently Abled Persons
İn The Philippine Society”…………………………………………………………….. 318-338
Willy Eka Pramana And Riza Agung Ismadi, “Strategic Solutions To Deacrease The
Influence Of Radicalism On Children Through Educational Game A-Ror Card (Anti-Terror
Card)”…………………………………………………………………………………..339-343
Professor Dr. Anton Filipenko “Economic Methodology: Philosophy, Mathematics, Or
Both?”…………………………………………………………………………………. 344-351
M.Balkan Demirdal, “İnsan Hakları Hukuku Sisteminde Devletlerin İnsan Haklarına Saygı
Yükümlülüğü”………………………………………………………………………….352-373
Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Cem Oğuz “Küresel Ve Yerel Dinamiklerin Etkisinde Devrimler Ve
Toplumsal Dönüşüm: Tarihsel Sosyolojik Bir Değerlendirme”………………………. 374-379
Mustafa Alpin Gülşen, “Maliye Kuramında Regülasyon Tuzağı Kavramı”………... 380-385
Arş. Gör. Ali Gökhan Gölçek , Dr. Işıl Şirin Selçuk Ve Doç. Dr. Altuğ M. Köktaş,
“Türkiye’de Düşük Gelirli Hanelerde Gıda Tercihi”…………………………………. 386-393
Prof. Dr. Ahmet Burçin Yereli ,Arş. Gör. Ali Gökhan Gölçek Ve Doç. Dr. Altuğ M.
Köktaş, “Türkiye’de Gereksiz Sağlık Harcamaları Üzerine Bir Değerlendirme”……. 394-404
Şeyda Güdek Gölçek, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Reform
Sorunsalı”……………………………………………………………………………... 405-410
QUO VADIS SOCIAL SCIENCES
FSCONGRESS 19
PROCEEDING BOOK
Küresel Değer Zincirlerine Katılım Projesi Olarak Çin-Orta Asya-Batı
Asya Ekonomik Koridoru
Kerem GÖKTEN*
Giriş
Orta Asya Cumhuriyetleri Sovyet sonrası dönemde küresel kapitalist sisteme dahil
olmakla birlikte coğrafi yalıtılmışlığın önemli etkisi ile başarılı bir entegrasyon süreci
geçirememiştir. Otuz yılı bulan zaman diliminde kalkınma sürecinde anlamlı yol alamayan
ülkeler grubu az gelişmişlik sorunları ile boğuşmakta, küresel güçlerin nüfuz mücadelesinin
yarattığı etkileri göğüslemeye çalışmaktadır.
Çin’in 2013 yılında başlattığı “Kuşak ve Yol girişimi” kalkınmanın finansmanında
güçlük çeken ve teknik kapasitesi sınırlı ülkeler için önemli bir fırsat penceresi anlamına
gelmektedir. Karayla çevrili ülkeler grubu ulaştırma koridorları yoluyla “coğrafyayı kader”
olmaktan çıkarma, uluslararası ekonomiye daha güçlü bağlanmayı hedeflemektedir.
Bu çalışmada Çin-Orta Asya-Batı Asya Ekonomik Koridoru’nun Orta Asya kısmında
kalan beş ülkenin** “Kuşak ve Yol“ girişimi ile karşılarına çıkan fırsatlar üzerinde durulacaktır.
Bununla birlikte Orta Asya coğrafyasının Çin, Rusya, Avrupa Birliği’nin etkisine açık oluşunun
yol açacağı güçlükler ve ülke ekonomilerinin yapısal sınırlılıkları nedeniyle ortaya çıkan
sınırlılıklar üzerinde de durulacaktır.
“Kuşak ve Yol” girişimi, 2013 Eylül ayında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in ilan ettiği
yüzyılın en büyük yatırım ve küresel bağlanırlık girişimidir. 1 trilyon ABD Doları’na erişen
yatırım bütçesi ile 65 ülkeyi doğrudan ve dolaysız etkileyecek girişimin dünya gayri safi yurtiçi
hasılasının yaklaşık yüzde 35’ini, nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını, küresel mamül mal
ticaretinin yüzde 40’ını kapsayacağı akademik çevrelerde sıklıkla dile getirilmektedir. İpek
Yolu Ekonomik Kuşağı ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu olarak ifade edilen iki ana bileşeni olan
girişim yalnızca ülkeler için değil, ülke-altı birimler için de cazip bir iktisadi fırsat anlamına
gelmektedir. Nüfusu 2 milyonun üzerinde 134 kenti etkileyebilecek “Kuşak ve Yol” girişimi,
Çin sınırları içindeki 18 eyaleti de resmi olarak kapsamaktadır (Derudder, Liu, Kunaka, 2018,
23, 51; Huang, 2017).
Kuşak ve Yol’un karadaki ayağı olan İpek Yolu Ekonomik Kuşağı altı koridoru bir
araya getirmektedir. Bu mega bağlanırlık projeleri şunlardır: Yeni Avrasya Kara Köprüsü, ÇinMoğolistan-Rusya Ekonomik Koridoru, Çin-Hindiçini Yarımadası Ekonomik Koridoru,
Bangladeş-Çin-Hindistan-Myanmar Ekonomik Koridoru (BCIM), Çin-Pakistan Ekonomik
Koridoru (CPEC), Çin-Orta Asya-Batı Asya Ekonomik Koridoru (Kohli, 2018, 5; Tolipov,
2018, 182).
“Kuşak ve Yol” girişimi İpek Yolu’nun tarihselliğine, yarattığı kültürel etkileşime
gönderme yapsa da mesele bir başına ticaret değildir. Esas itibariyle Avrasya kıtasının bütününü
ve Afrika’nın doğusunu kapsayan altyapı ve enerji yatırımı seferberliği söz konusudur. Ticaret
*
Dr. Öğr. Üyesi, Niğde Ömer Halisdemir Ünv. İİBF, Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölümü.
Kazakistan,Kırgızistan, Tacikistan,Türkmenistan, Özbekistan.
**
64
QUO VADIS SOCIAL SCIENCES
FSCONGRESS 19
PROCEEDING BOOK
rotası olmanın ötesine çoktan geçen Yeni İpek Yolu’nun, 21. Yüzyıl dünya düzeninde
jeostratejik sonuçlar yaratacağı, güç dengelerini değiştireceği tartışma götürmez. Girişimin
yaşama geçirilmesi halinde Süveyş ve Panama Kanalı’nın açıldığı dönemlerde yarattığı etkilere
benzer etkiler yaratacağı düşünülmektedir (Tolipov, 2018, 182; Sidaway; Woon, 2017, 592593).
Şekil 1. Kuşak ve Yol Koridorları
Kaynak: Kohli, 2018.
Dünya kamuoyuna Xi Jinping’in Kazakistan ziyareti esnasında ilan edilen “Kuşak ve
Yol” girişimi, Batı ve Orta Asya’nın bölgesel ekonomileri ile Çin’i birbirine bağlamak
hedefiyle yola çıkmıştır (Sidaway; Woon, 2017, 591). Çin-Orta Asya-Batı Asya Ekonomik
Koridoru ayrıntılı, uzlaşılmış bir güzergaha sahip olmasa da Kazakistan, Kırgızistan,
Tacikistan, Özbekistan, Türkmenistan, İran, Türkiye’yi kapsamaktadır. “Koridor” ile yalnızca
Orta Asya Cumhuriyetleri ve Çin birbirine bağlanmayacaktır. Orta Asya ülkeleri Avrupa’nın
gelişmiş ekonomilerine, Güney ve Güneydoğu Asya’ya daha etkin bir ulaştırma ağı ile
bağlanmış olacaktır (OBOReurope, 2019; Tolipov, 2018, 186). Bazı analistler Orta-Batı Asya
güzergahının Çin’in karşılaştırma üstünlüğe en belirgin biçimde sahip olduğu güzergah olduğu
düşüncesindedir. Bu yaklaşıma göre Orta Asya-Batı Asya Ekonomik Koridoru rekabetin yoğun
olduğu 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu’na kıyasla önceliği hak etmektedir. Böylelikle iktisadi
kaynaklar çok farklı ve geniş coğrafyalara dağılmayacaktır. Tek bir alanda yoğunlaşacak
yatırımlardan sonuç alınması daha kısa sürecek, düşük yatırım getirisi riski azalacaktır (Kratz,
2015: 10)*.
Buna karşı bir tez ise Orta Asya ekonomilerinin büyük olmadığı, yatırım potansiyelinin sınırlı olması nedeniyle
Kuşak ve Yol’a ülkeyi Hint Okyanusu ve Avrupa’ya bağlayacak olan daha düşük maliyetli deniz yolu alternatifinin
eklendiği ileri sürülmektedir (Dollar, 2015).
*
65
QUO VADIS SOCIAL SCIENCES
FSCONGRESS 19
PROCEEDING BOOK
Çin’in Orta Asya coğrafyasındaki ana hedefi komşusu ülkelerde iktisadi büyümeyi
desteklemektir. Çin bu bölgelerde oluşacak iktisadi sinerji ile kendi büyümesini destekleyecek,
malları ve şirketleri için yeni fırsatlar yaratılmış olacaktır (Kratz, 2015, 9). “Koridor” her ne
kadar Şangay İşbirliği Örgütü’nün kurumsal desteğini almış olsa da iki taraflı işbirliği
anlaşmaları ile ilerlemektedir. Buradaki tek amaç fiziksel bağlanırlığı arttıracak, işlem
maliyetlerini azaltacak altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmesi ve ticaretin kolaylaştırılması
değildir. İstihdam yaratılması, finansal entegrasyon ve politika koordinasyonu da önem
taşımaktadır. Ülke hükümetleri bu mega projeden daha fazla pay almak için gayret göstermekte;
coğrafyalarını, doğal kaynaklarını ve ekonomik potansiyellerini öne çıkarmaktadır. Bununla
birlikte girişimin etkilerini ülke bazında ölçümlemek ve ayrıştırmak güçtür. “Kuşak ve Yol”un
Orta Asya ülkelerini olduğu kadar doğu ve batı coğrafyaları da birbirine bağlayacak oluşu ve
Çin ekonomisinin büyüklüğü ve ortaya çıkacak ölçek ekonomileri göz önüne alındığında tek
tek ülkeler yerine bölgesel analizi benimsemek yararlı görülmektedir (Kohli, 2018, 181;
Tolipov, 2018, 181).
Orta Asya coğrafyası, hiç kuşku yok ki, sadece Çin’in etkisine açık bir coğrafya değildir.
Tarihsel olarak ilişkilerin yoğun olduğu, ortak bir devlet deneyiminin yaşandığı Rusya’nın
güçlü etkisi varlığını sürdürmektedir. Bununla beraber, Rusya’nın istikrarsız, doğal kaynak
ihracatına bağımlı ekonomisi göz önüne alındığında baskın konumunu sürdürmesi hiç de kolay
gözükmemektedir. Çin, Rusya ile olan stratejik ortaklığını sürdürmekle birlikte iktisadi
anlamda önderliği ele almıştır. Tablo 1’den izleneceği üzere Orta Asya Cumhuriyetleri’nin en
büyük dış ticaret partneri yaklaşık on yıla yakın bir süredir Çin’dir. Çin söz konusu ülkeler
grubuna karşı dış ticaret fazlası vermekle birlikte istikrarlı bir enerji ithalatçısıdır. Orta Asya
ekonomisinde Avrupa Birliği (AB) önemli bir ağırlığa sahip gözükmektedir. AB, dış ticaret
hacmindeki liderliğini Çin’e kaptırmakla birlikte bölgeden yapılan ithalatta birinci sıradaki
yerini korumaktadır. AB, özellikle Kazakistan’daki enerji yatırımları nedeniyle açık ara en
büyük dolaysız sermaye yatırımcısıdır (Kohli, 2018, 7-8).
Tablo 1. Orta Asya’nın Başlıca Ekonomik Partnerleri
Orta Asya’ya İhracat
Orta Asya’dan İthalat
2010
2015
2017
2010
2015
2017
Rusya
9105
15413
16959
4840
5027
5898
1
AB
9968
10101
9125
22296
18622
20321
3
Çin
13165
17561
21318
13404
15052
14557
2
Kaynak: 2010 verileri Kohli, 2018; 2015 ve 2017 yılı verileri UN Comtrade Database
https://comtrade.un.org/
Orta Asya-Batı Asya Ekonomik Koridoru fiziksel bağlanırlık, ticaret ve yatırım,
finansal entegrasyon ayaklarına sahiptir. Bir “altyapı kalkınmacılığı” girişimi olarak
görülebilecek “Kuşak ve Yol”un en önemli ayağı fiziksel bağlanırlıktır. “Koridor” ile Sovyetler
Birliği’nin stratejik gereksinmeleri doğrultusunda yapılanmış, “kuzey-güney” odaklı Orta Asya
ulaştırma altyapısı yerine bölgeyi dünya sistemi ile bütünleştirecek bir yatırım programı
hedeflenmektedir (Tolipov, 2018, 182; İnan; Yayloyan, 2018, 59).
66
QUO VADIS SOCIAL SCIENCES
FSCONGRESS 19
PROCEEDING BOOK
Ticaret lojistiği/fiziksel olmayan altyapı da fiziksel altyapı kadar önem
taşımaktadır. Fiziksel olmayan altyapı yatırımları, fiziksel altyapıdan beklenen işlem
maliyetlerinin azalması, bölgesel ticareti ve yatırım akımlarını güçlendirmesi vb. faydaların
artmasını sağlamaktadır. Bu faydalar sınır ötesi engellerin azaltılması sonucunu yaratacak etkin
bir politika koordinasyonunu gerektirmektedir (Kohli, 2018, 9; Lain, 2018, 1).
“Kuşak ve Yol” girişimi kapsamındaki yedi koridor Çin ile Avrasya’nın geri kalanını
birbirine bağlamayı hedefleyen ulaştırma koridoru özelliği göstermektedir. Ancak son
dönemlerde ASEAN coğrafyasında Büyük Mekong Altbölgesi gibi başarılı olduğu görülen
ekonomik koridor deneyimi Orta Asya-Batı Asya Koridoru çerçevesinde ele alınabilir. Böylece
ekonomik koridorların içeriğinde bulunan kalkınma ve istihdam yaratma perspektifi ile
beklenen yararlar arttırılabilir. Ancak, ulaştırma koridorlarından ekonomik koridora doğru
gerçekleşecek tercih kayması bazı revizyonları, rota değişimlerini gerektirecektir. Bölgeyi bir
transit rotası olarak görme eğilimindeki Çin’in bu taleplere nasıl yaklaşacağı önemli bir gündem
maddesidir (Kohli, 2018, 9-10; Lain, 2018, 2).
Fiziksel altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmesi ve bağlanırlığın artması başlı başına bir
amaç değildir. Bunlar ancak daha fazla üretken yatırım ve ticareti beraberinde getirirse anlam
kazanır. Orta Asya-Batı Asya Ekonomik Koridoru; Çin, Orta Asya ve Avrupa’yı birbirine
bağladığı ölçüde daha büyük ticaret ve yatırım akımları yaratacaktır. Diğer deyişle, “koridor”
sadece Çin ekonomisi ile Orta Asya ekonomileri arasında doğrudan kurulacak ilişkinin ötesinde
bir önem ve potansiyele sahiptir. Fiziksel bağlantının ötesine geçilmesi söz konusu olduğunda
Çin’in yalnızca altyapı alanındaki dolaysız sermaye yatırımlarına değil, üretken sektörlerine
yönelen dolaysız sermaye yatırımlarına da ihtiyaç vardır. Bu noktada pazar büyüklüğü, rekabet
avantajı elde etme, hammaddeye yönelim, ucuz işgücünden yararlanma gibi faktörler kadar
ülkeler arası politika koordinasyonu ve kurumsal reformlar önem kazanır (Kohli, 2018, 10-11).
Bunların yanında finansal entegrasyon da artan bir sıklıkla gündeme gelmektedir.
Dolaylı bir bağlanırlık unsuru olarak değerlendirilebilecek finansal entegrasyon zıt etkiler
yaratma potansiyeline sahiptir. Çin’in 3 trilyonun üzerindeki finansal rezervlerinin küçük
bölümünün bile Orta Asya Cumhuriyetleri’nin finansal varlıklarına yönelmesi bu ülkeler için
son derece ciddi kaynak girişi anlamına gelecektir. Swap işlemleri, finansal regülasyonda, Yuan
cinsinden tahvil ihracı vb. alanlarda işbirliği imkanları araştırılmaktadır. Bununla birlikte söz
konusu ülkeler grubunun finansal piyasalarının son derece sığ olması ülkeleri agresif yatırım
stratejileri izleyebilecek Çin finans kapitali ile kuracakları ilişkiler konusunda dikkatli olmaya
itmelidir (Kohli, 2018, 11; Lain, 2018, 1).
Projeler
Orta Asya-Batı Asya Ekonomik Koridoru kapsamında gündeme gelen projelerin bir
kısmı yeni projelerden oluşurken, bir kısmı 2013’den önce başlayan projelerin “Kuşak ve Yol”
şemsiyesi altına girenlerden oluşmaktadır (Lain, 2018, 1). Ancak, Çin’in gerçekleştirmeyi
istediği altyapı projeleri ile Orta Asya ülkelerinin yapılmasını istedikleri yatırımlar arasında
farklılıklar bulunduğunu, karar alma süreçlerinin şeffaf olmadığını ve projelerin yaşama
geçirileceği zaman dilimlerinin belirsiz olduğunu vurgulamak gerekmektedir (Sternberg,
Ahearn, McConnell, 2017, 8).
67
QUO VADIS SOCIAL SCIENCES
FSCONGRESS 19
PROCEEDING BOOK
Bu süreçte öne Özbekistan’ın bir miktar öne çıktığı gözlemlenmektedir. Navoi kenti
uluslararası çok modlu ulaştırma ve lojistik merkezi olarak yapılandırılmaktadır. Özbek
Havayolları’nın yan sıra Kore Havayolları bu süreçte önemli rol oynamakta kenti Güney Asya
ve Avrupa’ya bağlayan düzenli uçuşlar gerçekleştirilmektedir. Navoi yük terminali günde 300
tonluk işleme kapasitesine ulaşmıştır (Tolipov, 2018, 184-185).
Kamçık geçidi, Özbekistan’ı stratejik açıdan önemli kılan bir diğer bağlanırlık
projesidir. 2016 yılında Xi Jinping ile İslam Kerimov’un açılışını yaptığı dünyanın en uzun
sekizinci tünelinin yüklenicisi bir Çin şirketi olmuştur. Tünel, Dünya Bankası ve Çin
Eximbank’ın da kreditörleri arasında olduğu Angren-Pap elektrikli demiryolunun bir
parçasıdır. 2020 yılında hizmete girecek olan hattın Çin’i Orta Asya’ya bağlarken Fergana
Vadisi’nin izolasyonunu da ortadan kaldırması beklenmektedir (Tolipov, 2018, 185, Reichert,
2019).
Orta Asya coğrayasında yapımı süren bir diğer önemli proje Çin-Kırgızistan-TacikistanAfganistan-İran demiryoludur. 2016’da teknik etüt çalışmalarına başlanan 2.100 km
uzunluğundaki demiryolu 2020 yılına dek tamamlanacaktır. Çin’i İran’a, Şangay limanı
üzerinden gerçekleşecek sevkiyata kıyasla daha hızlı bağlayacağı öngörülen demiryolunun
kurumsal partnerleri arasında Dünya Bankası ve Asya Kalkınma Bankası da bulunmaktadır
(Routray; Haldar, 2018).
“Kuşak ve Yol”dan önce başlayan ya da tamamlanan ve onun parçası olan projelere
Tejen-Serakhs-Mashhad demiryolu örnektir. 1996’da tamamlanan bu demiryolu, İran
demiryolu ağını Türkmenistan ve diğer Orta Asya ülkelerine bağlayan en kısa yoldur ve bugün
Kuşak ve Yol’un önemli bir parçası haline gelmiştir. “Orta Asya-Pers Körfezi” ulaştırma ve
iletişim koridoru da bu çerçevede değerlendirilebilir (Tolipov, 2018, 184).
Taşkent’i Semerkant’a bağlayan demiryolunun yenilenme çalışmaları da dikkati
çeken projelerdendir. Söz konusu yenilenmenin ardından bu hat Batı Çin-Batı Avrupa transit
koridorunun önemli parçası haline gelecektir (Tolipov, 2018, 185).
Orta Asya’nın görece gelişmiş ve doğal kaynak zengini ülkesi Kazakistan, Çin
öncülüğünde yürütülen altyapı ve bağlanırlık projeleri ile kendi ulusal programını (Nurly Zhol)
entegre etmeye çalışmaktadır. 100 km’yi aşan Almatı çevre yolu Çin’in finansmanı ile
gerçekleştirilmektedir. Almatı’yı Çin sınırına bağlayan karayolu, hafif raylı sistem inşası da
Çin’den elde edilen kaynaklarla ilerlemektedir. Khorgos-East Gate özel ekonomik bölgesi Çinli
yatırımcıların ilgisini çekmektedir. Çin firmaları bu ticaret ve lojistik üssünün yaşama
geçirilmesi için 600 milyon doların üzerinde yatırım yapmayı planlamaktadır (Kushkumbayev,
2015).
Koridor kapsamında Orta Asya’dan Güney Asya’ya kadar çok sayıda petrol ve doğal
gaz hattı bulunmaktadır. Türkmen gazının Çin’e akışını hızlandıran ve hızlandıracak olan dört
doğal gaz hattı projesi ilk akla gelen örnektir (Tolipov, 2018, 187). Çin, her ne kadar Türkmen
doğal gazı için büyük bir müşteri olsa da ortada bir bağımlılık riski bulunmaktadır.
Türkmenistan yakın dönemde Rusya ve İran ile anlaşmazlıklar yaşamış ve bu ülkelerle olan
doğal gaz ticareti kesintiye uğramıştır. Ülke Çin’in doğal gaz talebindeki dalgalanmalardan
68
QUO VADIS SOCIAL SCIENCES
FSCONGRESS 19
PROCEEDING BOOK
kaynaklanacak risklere bağımlı hale gelmektedir*. Doğal gaz boru hatlarının inşası Çin
sermayesinin desteği gerçekleştirildiği için ortada döviz yaratıcı bir ilişkiden ziyade geri ödeme
ilişkisi bulunmaktadır (Lain, 2018, 3). Yukarıda vurgulandığı üzere bu enerji yatırımlarının
yüksek potansiyelleri olmakla birlikte yaşama geçirilirlik koşulları, inşa, işletme ve
sürdürülebilirlik maliyetleri ve proje yatırımcılarına tanınacak haklar önemli müzakere alanları
olacaktır.
Engeller
Yaşama geçirilme yolundaki yeni projelere ve “girişime” eklemlenen eski projelere
karşın aşılması gerekli bazı zorlu engeller bulunmaktadır. Bu tür ekonomik işbirliği
örneklerinde ortaya sistemik engeller çıkmaktadır. Teritoryal mantık ile kapitalist mantık
arasındaki çelişki hangisi lehine çözülecektir? Teritoryal mantığın dayandığı “egemenliğin”
gerektirdiği izolasyon ile kapitalist mantığın mekânsal genişleme ihtiyacı çelişir (Harvey, 2006,
107). Çin kapitalizminin “mekânsal çözüm” arayışına ek olarak, tarihsel geçmiş ve ortak
coğrafyanın siyasi sınırlarla basitçe bölünmez oluşu bölgesel entegrasyonu dayattığını
söylemek mümkündür. Bölge ulus devletlerinin bugün için bu yönelimi biçimlendirecek, canlı
tutacak bir organizasyona ve enstrümanlara sahip olduğunu ileri sürmek güçtür.
Yukarıdaki paragrafta işaret edilen çelişki nedeniyle Orta Asya ülkeleri arasında bölge
çapında ulaştırma ağlarının geleceği konusunda bir uzlaşmaya erişilememiştir. Hatta transit
koridorları üzerinde ülkeler arası rekabet ağır basmaktadır*. Bölgeselcilik ile hükümetlerin
tutum ve ulusal hedefleri çelişmektedir. Kazakistan ve Türkmenistan gibi ülkeler enerji
alanında derinleşecek bir entegrasyondan yana iken Kırgızistan projenin kara ve demiryolu
ağını genişletici ve istihdam yaratıcı doğrultuda biçimlenmesinden yanadır. Gümrük
tarifelerinin indirilmesine ve ortak pazar fikrinin derinleşmesine, karşılıklı ticareti
kolaylaştıracak sınır kontrollerine, rüşvetin önlenmesine yönelik işbirlikçi çözümlere pek fazla
rastlanmamaktadır (Sternberg, Ahearn, McConnell, 2017, 8; Tolipov, 2018, 188).
Ulusal çıkarlar ve ortak bölgesel çıkarlar arasındaki farklılaşmaya komşu iki büyük
gücün çıkarları da eklenmelidir. Rusya bölge ülkeleri ile kurduğu ilişkilerde çok taraflılığı
tercih etmekte, politik ve askeri öğeleri öne çıkarmaktadır. Avrasya Ekonomik Birliği ve
Şangay İşbirliği Örgütü, Rusya’nın domine ettiği çok taraflı platformlardır. Çin ise Şangay
İşbirliği Örgütü’nün kurumsal desteğini önemli görmekle birlikte Orta Asya-Batı Asya
Ekonomik Koridoru’nu iki taraflı anlaşmalarla ilerletmeyi tercih etmektedir**. Ticaret ve
*
Türkmen gazını Çin’e taşıyan hatlardan biri olan D hattının iktisadi olmadığı yolunda değerlendirmeler
bulunmakta ve Çin’in 2020 itibariyle doğalgaz alanında kapasite aşımı ile karşı karşıya kalacağı ifade edilmektedir.
Bu tahminler projenin geleceğini tehlikeye sokmuştur (Lelyveld, 2017).
*
Örneğin Tacik-Özbek su kavgasında Özbekler, Tacikistan’a yönelik bir tür ulaştırma boykotu uygulamaktadır
(Tolipov, 2018, 188).
“Kuşak ve Yol”un Orta Asya coğrafyasında yaşama geçiriliş süreci Şangay İşbirliği Örgütü ile yakından ilişkiyi
zorunlu kılmaktadır. 2015 Ufa, 2016 Taşkent deklarasyonları örgüt Çin’in başlattığı girişime desteğini
göstermektedir. Bütün devletlerin çıkarının ortaklaştığı bir ekonomik işbirliği girişimi olarak tanımlanan Çin-OrtaBatı Asya Ekonomik Koridoru kapsamında Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan ile 48 milyarlık yatırım ve kredi
anlaşması imzalanmıştır (Tolipov, 185-187).
**
69
QUO VADIS SOCIAL SCIENCES
FSCONGRESS 19
PROCEEDING BOOK
yatırım bölgeleri öne çıkarılmakta, elverişli koşullarda finansal destek, hibe ve kültürel öğeler
kullanılmaktadır. Çin’in iktisadi öğelere dayalı “yumuşak güç” stratejisi, güvenlik şemsiyesinin
eskisi kadar önemli olmadığı Orta Asya coğrafyası için daha etkili olacağa benzemektedir
(Tolipov, 2018, 188). Orta Asya ülkeleri iki taraflı anlaşmalarla uluslararası kurumlar arasında
bir denge gözetmeye, kendilerini tek bir ülkeye bağlamayan bölgesel stratejik çizgilerini devam
ettirmeye çalışacaklardır (Julienne, 2014, 13).
Çin-Orta-Batı Asya Ekonomik Koridoru’nun yaşama geçirilmesinin önünde ülkeler
arası rekabetten kaynaklanan işbirliği eksikliğine ek olarak yapısal birtakım engeller
bulunmaktadır. Orta Asya Ekonomileri küçük ekonomilerdir. Bu ülkeler grubu içindeki en
büyük ekonomi olan Kazakistan dünya sıralamasında ilk 50’ye girememektedir. Ama asıl
önemli olan bu ülkelerin kişi başı gelirlerinin düşüklüğüdür. Kazakistan ekonomik büyüklükte
olduğu gibi kişi başı gelirde de ilk sıradadır. Kazakistan’da kişi başı gelir 2017 itibariyle
yaklaşık 8.800 dolardır. Yüksek orta gelirli ülkeler arasında yer alan bu ülkede kişi başı gelir
2000-2013 döneminde düzenli artış göstermiş ve 14.000 ABD Doları sınırına erişmiştir. Geçiş
ekonomileri arasında kişi başı gelirin en yüksek olduğu ülkeler arasına giren Kazakistan, 2014
yılı ile birlikte adeta bir serbest düşüşün içine girmiştir. Kişi başı gelir Kırgızistan’da 1.250,
Türkmenistan’da 6.585, Özbekistan’da 1.157, Tacikistan’da 800 ABD Dolarıdır. Tacikistan,
Kırgızistan ve Özbekistan’da kişi başına düşen gelir Afrika ortalamasının (1.766 ABD Doları)
altındadır. Söz konusu ülkelerin kişi başı geliri, denize kıyısı olmayan gelişmekte olan ülkeler
grubunun kişi başı ortalama gelirinin de altındadır (1.434 ABD Doları)1***. Gelişme potansiyeli
fazla olmayan tüketici piyasalarına sahip Orta Asya Cumhuriyetleri, Çin’in yatırım projelerine
giriştiği Pakistan, Bangladeş, Myanmar gibi ülkelerin elinde bulundurduğu işgücü rezervlerine
de sahip değildir. Orta Asya coğrafyası, işgücünün ucuz olmasına karşın, Çin sermayesine
uluslararası emek arbitirajı fırsatları açısından kısıtlı rantlar vaat etmektedir (Nathan, 2018).
Çin-Orta-Batı Asya Ekonomik Koridoru’nun önünde teknik kısıtlar da bulunmaktadır.
Altyapı ve ulaştırma projelerinde standart sorunları mevcuttur. Fiziksel bileşenler arasında
uyumluluk sorunları bulunmaktadır. Bu uyumluluk sorunları içinde demiryolu ray genişliği,
vagon standartlarının farklı oluşu vd. unsurlar kara taşımacılığında tonajı arttırmanın önündeki
engeller olarak öne çıkar. Tonajın yeterli ölçüde arttırılamadığı koşullar altında geriye (o da
yapılabilirse) hız avantajı kalmaktadır. Ama ulaştırma maliyetlerini düşürmek isteyen Çin için
esas olanın hız değil tonaj olduğu görülmektedir. Çin dış ticaretinin yüzde 90’ınını deniz yolu
üzerinden yapmaktadır. Deniz ulaştırma modundan kaynaklanan gecikme Çin’in dış ticareti
için pek sorun yaratmamaktadır (Tolipov, 2018, 190; Sternberg, Ahearn, McConnell, 2017, 7).
Söz konusu Orta Asya coğrafyası olunca enerji unsuru ön plana çıkmaktadır. Çin’in
kendini Doğu Asya ülkesi olarak tanımlamayı bir kenara bırakması, Avrasya anakarasının
bütününe yönelik politikalar geliştirmesinde enerji faktörü kilit öneme sahiptir (Sidaway;
Woon, 2017, 594). “Kuşak ve Yol” kapsamındaki enerji projelerinin bölgede öteden beri
yaşama geçirilen enerji projeleri ile uyumlu olup olmadığı sorusu oldukça önemlidir. Bunun
yanı sıra, enerji projelerinin rotaları belirlenirken Çin’in vaat ettiği çok taraflılık ve “kazan-
Buradaki değerlendirmelere esas teşkil eden veriler UNCTADstat ve World Bank Open Data’dan elde
edilmiştir.
***
70
QUO VADIS SOCIAL SCIENCES
FSCONGRESS 19
PROCEEDING BOOK
kazan” prensibi ne kadar geçerli olacaktır? Ülkelerin farklı öncelikleri doğrultusunda masaya
getirilen alternatif rotalarda uzlaşılabilecek midir?
Bir diğer muhtemel sorun alanı “girişimin” olası makroekonomik sonuçları ile ilgilidir.
Dolaysız sermaye yatırımı çeken partnerlerin aldıkları ve almakta olduğu borçlar, geri ödeme
koşulları, gerçekleşecek ortaklıklar ve yüklenicilere tanınacak kullanım hakları ve diğer
imtiyazların gelecek kuşakları etkileyecek bağımlılık ilişkileri yaratmasından
kaygılanılmaktadır. Bu konuda en yoksul iki Orta Asya Cumhuriyeti’nin 2013 sonrasında Çin
ile olan ilişkilerin güçlü bir bağımlılık/borç kapanı ilişkisine doğru evrildiği görülmektedir*.
Ülkelerin Çin’e olan borçlarının GSYİH’ye oranını ortaya koyan bir indeks geliştiren Dış
İlişikler Konseyi’ne (CFR) göre Kırgızistan’a ait değer 2013 yılında yüzde 23,8 iken, 2017’de
yüzde 42,3’e yükselmiştir. Ülke 2017 itibariyle ithalatının yüzde 75’ini Çin’den
gerçekleştirirken, ev sahipliği yaptığı dolaysız sermaye yatırımlarının yüzde 26’sı Çin
menşelidir. Datka-Kemin enerji hattı yatırımı, kuzey-güney karayolu projesi Çin’in açtığı borç
paketi içerisinde öne çıkmaktadır (Sternberg, Ahearn, McConnell, 2017, 9). Tacikistan,
Kırgızistan ölçüsünde olmasa da benzer bir görünüm sergilemektedir. 2013 yılında yüzde 9,9
olan indeks değeri, 2017’de yüzde 24’e yükselmiştir. Ayrıca Tacikistan dolaysız sermaye
yatırımları açısından Çin’e ciddi ölçüde bağımlı durumdadır. 2015 yılında %24,1 olan Çin’in
toplam dolaysız sermaye yatırımları içindeki payı 2017 itibariyle %44,5’e yükselmiştir. Orta
Asya Cumhuriyetleri içinde Çin’e olan borçların GSYİH’ye oranının gerilediği tek ülke
Türkmenistan olmakla birlikte oranın düşük olduğunu söylemek güçtür (%16,9)**.
Orta Asya Cumhuriyetleri’nin Kazakistan istisnası bir kenara bırakıldığında proje
geliştirilmesi, proje finansmanı ve dış ticari ilişkiler bağlamında Çin’e olan bağımlılığının
yüksek olduğu görülmektedir. Bu durumun tümüyle Çin lehine sonuçlar yaratacağını düşünmek
yanıltıcıdır. Çin firmaları ve finansal sistemi fizibilite çalışması iyi yapılmayan, zamana
geçiriliş süreçleri şeffaf olmayan bir dizi yatırımın riskini üzerinde taşımaktadır. Pakistan,
Güney Asya ve Orta Asya’ya gerçekleştirilmekte olan altyapı yatırımlarının geri ödeme
sürelerinin belirsizliği, yatırım yapılan ülkelere açılan kredilerin geri dönmeme olasılığı giderek
büyüyen endişe kaynağı olmaktadır (Lain, 2018, 5)*. Jeostratejik amaçların iktisadilik unsurunu
sonuna dek gölgelemesi mümkün gözükmemektedir.
Çin’in özellikle Afrika’da, Pakistan’da yaşama geçirdiği altyapı uygulamaları ve iş
yapma pratikleri bazı kaygılara yol açmaktadır. Çin sermayesinin yerli ortak yeğlememesi ve
kendi ekipmanını kullanması, rüşvet, proje maliyetlerinin yukarı yönlü revizyonu, Çinli işçi
kullanımı ve bu işçilerin geri dönmemeleri nedeniyle oluşan kültürel tepkiler hem düşük
nüfuslu Orta Asya ülkeleri için hem de girişimin geleceği için kaygı yaratıcı niteliktedir. Özetle
somut yararlar ortaya konulup yerel halka mal edilmezse projelerin niyeti konusunda Çin daha
Çin, borç ve yatırım ilişkisi kurduğu ülkelere Batı ülkeleri ve mevcut finansal kurumlarda sıklıkla rastlanılan siyasi
şartlar koşmamaktadır. Ancak bu Çin’in örtülü bir dizi beklentileri olduğunu gerçeğini değiştirmemektedir. Uygur
özerk bölgesinde ve Tibet’te izlediği politikalar karşısında suskunluk, Tayvan ile sınırlı ilişkiler kurulması (“Tek Çin”
politikasına sadakat) bu örtülü beklentiler arasındadır (Laruelle, 2018).
**
Söz konusu indeks değerleri için bkz. Steil; Rocca, 2019. Borçlara ilişkin bir diğer gösterge Çin’den alınan
borçların toplam borçlar içerisindeki payıdır. Bu oran Kırgızistan için %40 (2017), Tacikistan için %49 (2015),
Kazakistan için %7’dir (2017) (Laruelle, 2018).
*
Çinli yetkililerin Orta Asya’ya yapılan yatırımların yüzde 30’una kayıp gözüyle baktıkları ifade edilmektedir
(Kynge, 2016).
*
71
QUO VADIS SOCIAL SCIENCES
FSCONGRESS 19
PROCEEDING BOOK
fazla sorgulanır hale gelecektir. Özellikle ABD diplomatik çevreleri ve akademyası tarafından
gündemde tutulan, “Kuşak ve Yol”u Çin’in ekonomik diplomasi aracı olarak gören, girişimin
jeopolitik kaygılarla ortaya atıldığı yolundaki tezlerin zemin bulması kamuoyu desteğini
düşürecektir (Kohli, 2018,10; Hussain, 2017,22; Laruelle, 2018; Moldashev, 2019; Sidaway;
Woon, 2017, 2018, 593).
Sonuç
Orta Asya Cumhuriyetleri, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra kapitalist dünya
ekonomisi ile bütünleşme konusunda sorunlar yaşamaktadır. Adı geçen ülkeler grubunun
küresel kapitalizme eklemlenme derecesi Doğu Avrupa ülkelerine kıyasla oldukça düşük
kalmıştır. Denize erişimi olmayan bu coğrafya izolasyon koşullarını bir türlü ortadan
kaldıramamış, küresel üretim ağlarına ya da değer zincirlerine nihai mallardan ziyade ara malı
tedarikçisi olarak eklemlenebilmiştir. Söz konusu ülkeler grubunun, kapitalist dünya
ekonomisine, geçmişte en az kendileri kadar kapalı bir ülke olan, Çin aracılığıyla dönme fırsatı
bulunmaktadır. Küresel üretim ağlarının dolayısıyla küresel ekonominin bir parçası olmanın
yolu bilgi ve teknolojiye ulaşmadan, ürünlerin katma değerini arttırmadan geçmektedir**.
Düşük katma değerli, birincil mal tedarikçisi olmaktan çıkmanın bilinen bir yolu –bağımlılık
ilişkileri yaratma olasılığı bir yana- büyük ekonomilerden elde edilecek finansal destektir.
İçinde yaşadığımız dönemde bu desteğin alınmasının en mümkün olduğu ülke Çin olarak
gözükmektedir. Antik İpek Yolu ruhu ile bölgenin iktisaden canlanması, 1991 yılında tabi
oldukları birliğin dağılması sonucu ayrışan Orta Asya Cumhuriyetleri’nin jeopolitik rekabeti
öne çıkarmak yerine; gevşek, iktisadi öğelerin öne çıktığı bir birlikteliğe önem atfetmesine
bağlıdır.
Çin-Orta-Batı Asya Ekonomik Koridoru kapitalist kalkınma sürecinde 30 yıla yakın bir
süredir anlamlı ilerleme kat edemeyen bölge ülkeleri için bir fırsat penceresi sunmakla birlikte
söz konusu ülkelerin yatırım potansiyellerinin ve iç pazar derinliklerinin çok sınırlı olması
önemli bir handikaptır. Görece pahalıya mal olan kara ulaştırma yatırımları, Çin için sınırlı bir
cazibe oluşturmaktadır. Güzergâhın CPEC ve BCIM gibi denize erişimi olan projeler karşısında
gölgede kalma, dolayısıyla gerekli fonları elde edememe riski bulunuyor. Kuşak ve Yol’un
esnek yapısı, bir kurumsallık dayatmaması, girişimin biçimlendirilmeye açık olması bir avantaj
olarak görülebilir. Ancak gerek küresel ve bölgesel güç dengelerindeki belirsizlikler gerekse
Çin devletinin izlediği sermaye birikim modelindeki olası değişiklikler nedeniyle kalkınma
sorunlarını aşma, küresel üretim ağlarına bağlanma hevesi bir düş kırıklığı ile sonuçlanabilir.
Kaynakça
Derudder, B.; Liu, X.; Kunaka, C. (2018). Connectivity Along Overland Corridors of
the Belt and Road Initiative. MTI discussion paper no. 6. Washington, D.C. : World Bank
Group.
Dollar D. (2015). The AIIB and the one belt one road. Brookings, Summer.
Bu saptamaya ek olarak, bölgenin küresel değer zinciri içindeki rolü ve diğer bölgeler ile karşılaştırılması için
(UNIDO, 2015) özellikle üçüncü bölüm.
**
72
QUO VADIS SOCIAL SCIENCES
FSCONGRESS 19
PROCEEDING BOOK
Harvey D. (2006). Spaces of Global Capitalism. London&New York: Verso.
Huang, Z. (2017). OBOR: Your guide to understanding OBOR, China’s new Silk Road
https://qz.com/983460/obor-an-extremely-simple-guide-toplan.
Quartz,
May 15,
understanding-chinas-one-belt-oneroad-forum-for-its-new-silk-road/ (31.05.2019).
Hussain Z. (2017) The China-Pakistan Economic Corridor and the new Regional
Geopolitics, Asie visions, No. 94, Paris: Ifri.
İnan, F., Yayloyan, D. (2018). New Economic Corridors in the South Caucasus and the
Chinese One Belt One Road. İstanbul: TEPAV
James K. (2016). “How the Silk Road plans will be financed,” Financial Times, May
10.
Julienne M. (2014). China’s Relations with Central Asia. China Analysis: China’s
neighbourhood policy, Godement F. içinde, ECFR, 11-13.
Kohli, H. (2017). Looking at China’s Belt and Road Initiative from the Central Asian
Perspective. Global
Journal
of
Emerging
Market
Economies, 9(1–3),
3–
11. https://doi.org/10.1177/0974910117747760
Kratz, A. (2015). One Belt, One Road: What’s in it for China’s economic players?.
China’s Great Leap Outward içinde, Godement F., Kratz A. (eds.), ECFR, 8-10.
Kushkumbayev S. (2015). Kazakhstan’s Nurly Zhol and China’s Economic Belt of the
Silk Road: Confluence of Goals. The Astana Times, 22 September.
Lain S. (2018). The Potential and Pitfalls of Connectivity along the Silk Road
Economic Belt. China’s Belt and Road Initiative and Its Impact In Central Asia içinde. Ed .
Laruelle M. Washington: George Washington University, 1-10.
Laruelle M. (2018). China’s Belt and Road Initiative and Its Impact In Central Asia.
Washington: George Washington University.
Lelyveld M. (2017). China Shelves Central Asia Gas Plan – Analysis, Eurasia Review,
March 22.
Moldashev K. (2019). Risks in the Implementation of the “Belt and Road Initiative” in
Central Asia, CABAR.
Nathan, D. (2018). Imperialism in the 21st Century Global Value Chains and
International Labour Arbitrage, MR Online, https://mronline.org/2018/08/18/imperialism-inthe-21st-century/ (15.05.2019).
OBOReurope, 2019. One Belt. https://www.oboreurope.com/en/beltandroad/one-belt/
(20.04.2019).
73
QUO VADIS SOCIAL SCIENCES
FSCONGRESS 19
PROCEEDING BOOK
Reichert J. A. (2019). Disclosable Restructuring Paper - Pap-Angren Railway.
Washington: The World Bank.
Routray B. P.; Haldar S. (2018). Five Nations Railway Corridor Project: Increasing
Connectivity & Chinese Dominance in Afghanistan, Mantraya Analysis, 27 April.
Sidaway J.D.; Woon C.Y. (2017). Chinese Narratives on “One Belt, One Road” in
Geopolitical and Imperial Contexts. The Professional Geographer, 69(4), 591-603,
Steil B.; Rocca B.D. (2019). Belt and Road Tracker. https://www.cfr.org/article/beltand-road-tracker (10.05.2019).
Sternberg T.; Ahearn A.; McConnell F. (2017). Central Asian ‘Characteristics’ on
China’s New Silk Road: The Role of Landscape and the Politics of Infrastructure. Land, 6 (55),
1-16.
Tolipov, F. (2018). One Belt, One Road in Central Asia: Progress, Challanges, and
Implications. A. Arduino, X. Gong (Eds.) Securing the Belt and Road Initiative içinde,
Singapore: Palgrave, 181-195.
The World Bank (2019). World Bank Open Data https://data.worldbank.org/
(23.05.2019).
UN (2019) Comtrade Database https://comtrade.un.org/ (10.04.2019).
UNCTAD
(2019).
UNCTADSTAT
https://unctadstat.unctad.org/wds/TableViewer/tableView.aspx (25.05.2019).
UNIDO (2015). Global Value Chains and Development, Vienna: UNIDO.
74