Since December 2019, the COVID-19 pandemic has caused serious mental health challenges and conseq... more Since December 2019, the COVID-19 pandemic has caused serious mental health challenges and consequently the Turkish population has been adversely affected by the virus. The present study examined how meaning in life related to loneliness and the degree to which religious coping strategies mediated these relations. Participants were a sample of 872 adults (242 males and 360 females) drawn from general public in Turkey. Data were collected using Meaning in Life Questionnaire, UCLA Loneliness Scale, and the Religious Coping Measure. Meaning in life was associated with more positive religious coping and less negative religious coping and loneliness. Positive religious coping was associated with less loneliness, while negative religious coping was associated with more loneliness. Religious coping strategies mediated the impact of meaning in life on loneliness. These findings suggest that greater meaning in life may link with lesser loneliness due to, in part, an increased level of positive religious coping strategies and a decreased level of negative coping strategies.
In the world and Türkiye, elderly care’s importance is increasing day by day and new approaches a... more In the world and Türkiye, elderly care’s importance is increasing day by day and new approaches are suggested. Those, aiming to support elders to live happier life, are valued by institutions and the academic world. The purpose of the study is to determine the spiritual needs of nursing home elders through literature review, observations, and bilateral interviews. Literature on spirituality in elderly care was searched; with ethical committee permission and institutional permission from the Ministry of Social Services, those were observed in nursing homes in Sinop, Konya and Kastamonu cities; bilateral interviews were held with 24 people. Exploratory design and phenomenological research method were followed up and several techniques were used to determine the elders’ spiritual needs. Studies relating to the subject were examined thorough literature review. Also, data were collected through interview questions and categorized. In the observation phase, data was collected by spending time in the nursing homes for three months. Data obtained from all were examined in coordination with each other. With those techniques, it has been determined that elders’ spiritual needs in nursing homes are concentrated on 13 topics: Intention, towbah, transcendental side “spirituality”, positive thinking, love, shukr, sabr, tawakkul, forgiveness, loneliness, peace, wisdom, happiness.
Hem dünyada hem de ülkemizde her geçen gün yaşlı bakımına verilen önem artmakta ve bu konuda yeni yaklaşımlar ortaya atılmaktadır. Yaşlıların daha mutlu bir yaşam sürmelerine destek olmayı amaçlayan bu yaklaşımlar, kurumlar ve akademik dünya tarafından önemsenmektedir. Çalışmanın amacı ise huzurevi yaşlılarının manevi ihtiyaçlarını alanyazın taraması, gözlemler ve ikili görüşmeler yoluyla tespit etmektir. Bu amaçla öncelikle alanyazında yaşlı bakımında maneviyat ile ilişkili kaynak taraması yapılmış; ardından etik kurul izni ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından kurumsal izin alınarak Sinop, Konya ve Kastamonu Huzurevlerinde yaşlılar gözlenmiş; daha sonra ise bu yaşlılar arasından 24 (12 kadın, 12 erkek) kişi ile ikili görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırmada keşifsel desen ve fenomenolojik araştırma yöntemi benimsenmiş yaşlıların manevî gereksinimlerini tespit etmede konuyla ilgili olabilecek çalışmalar gözden geçirilmiştir. Diğer yandan hazırlanan mülakat soruları ile veriler toplanmış ve bunlar kategoriler haline getirilmiştir. Gözlem aşamasında ise üç ay huzurevi yaşlılarıyla birlikte zaman geçirilerek veri toplanmıştır. Bütün bunlardan elde edilen veriler birbiriyle koordineli bir şekilde incelenmiştir. Bu üç teknikten yararlanılarak huzurevi yaşlılarının manevi ihtiyaçlarının temelde 13 tema üzerinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir: Niyet, tövbe, aşkın yanımız maneviyat, pozitif düşünme, sevgi, şükür, sabır, tevekkül, affetme, tek başınalık, barış, bilgelik, mutluluk.
Öz:
Çalışmanın amacı, ölüm kaygısını bazı değişkenler açısından incelemektir. 409 katılımcı ile ... more Öz: Çalışmanın amacı, ölüm kaygısını bazı değişkenler açısından incelemektir. 409 katılımcı ile gerçekleştirilen bu araştırmada, betimsel araştırma modeli ve rastgele örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Ölüm kaygısını çok çeşitli değişkenler açısından ele alması ve ilk yetişkinlik dönemindeki bireyler üzerinde gerçekleştirilmesi bakımından önemli bir çalışmadır. Araştırmanın sonuçlarına göre cinsiyet, yaş, dini inancının hayatına etkisi ve beş vakit namaz kılma sıklığı açısından ölüm kaygısı puanlarında farklılaşmalara ulaşılmıştır. Buna göre katılımcıların genel ölüm kaygısı düzeyleri düşüktür. Erkeklerin ölüm kaygısı, kızlardan daha yüksektir. '24 yaş ve üzeri' grubun ölüm kaygısı en yüksektir. Büyükşehirlerde yaşayan grubun ölüm kaygısı en yüksektir. Sosyo-ekonomik durumu 'yüksek' olanların ölüm kaygısı en yüksektir. İlahiyat Fakültesi'ndeki öğrencilerin ölüm kaygısı, diğerlerinden daha yüksektir. Kendisini 'dindar' olarak tanımlayanların ölüm kaygısı, 'dindar değil' diyenlerinkinden daha yüksektir. Ailesini 'dindar' olarak algılayanların ölüm kaygısı, 'dindar değil' diyenlerinkinden daha düşüktür. Dini inancının hayatına etkisini 'düşük' düzeyde olduğunu belirtenlerin ölüm kaygısı en yüksektir. Beş vakit namazı 'hiçbir zaman' kılmayanların ölüm kaygısı, diğer gruplardan daha yüksektir. Anahtar Kelimeler: Din Psikolojisi, Ölüm Kaygısı, İlk Yetişkinlik Dönemi, Dindarlık, Beş Vakit Namaz.
Abstract: The study’s purpose is to examine death anxiety by some variables. It is conducted with 409 participants, chosen descriptive research model and random sampling method. It addresses death anxiety in terms of a wide variety of variables and did research on individuals in early adulthood, so it is an important study. According to results, differences were observed in death anxiety scores in terms of gender, age, religious belief’s impact on one’s life and frequency of praying. General death anxiety is at ‘low’. Males’ death anxiety is higher. Death anxiety of the ‘24 years and above’ group is the highest. Death anxiety of group in big cities is the highest. As socio-economic status, ‘high’ level is the highest. The death anxiety in theology faculty students is higher. The death anxiety for ‘religious’ is highest. The death anxiety for perceiving their family as ‘religious’ is lower. The death anxiety of religious belief had ‘low’ level of impact on their lives is the highest. The death anxiety of ‘never’ perform the daily prayers is higher. Keywords: Psychology of Religion, Death Anxiety, Early Adulthood, Religiousness, Fivetime Prayers
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2023
Öz ... more Öz Araştırmanın amacı, affetme eğilimini bazı değişkenler (cinsiyet, yaş, sosyo-ekonomik durum, öğrenim görülen fakülte, öznel dindarlık algısı, aile dindarlık algısı, dini inancının hayatına etkisi, beş vakit namaz kılma sıklığı ve toplumun affetme eğilimi algısı) açısından incelemektir. 453 katılımcıdan “affedicilik ölçeği” ile veriler toplanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre bütün değişkenler açısından grupların affetme puanlarının farklılaştığı tespit edilmiştir. Buna göre erkekler, kadınlardan daha affedicidir ve affetme eğilimi en yüksek olan yaş grubu “24 yaş ve üstü” olan gruptur. Sosyo-ekonomik olarak kendilerini yüksek düzeyde algılayanların affetme eğilimi en yüksektir. İlahiyat fakültesi öğrencilerinin affetme eğilimleri, diğer fakültelerdeki öğrencilere göre daha düşüktür. Kendisini orta düzeyde dindar olarak algılayanlar, diğerlerine göre daha affedicidir. Ailesini orta düzeyde dindar algılayanlar, diğerlerine göre daha affedicidir. Dini inancının hayatına etkisinin düşük olduğunu belirtenler, diğerlerine göre daha az affedicidir. Beş vakit namazını “genellikle” kıldığını belirtenlerin affetme eğilimi, diğerlerine göre daha yüksektir. Toplumun affediciliğini orta düzeyde algılayanların affetme eğilimi, diğerlerine göre en yüksektir. Anahtar Kelimeler: Din Psikolojisi, Affetme, Dindarlık, Beş Vakit Namaz, Toplumun Affetme Eğilimi.
Abstract The aim of the study is to examine the forgiveness tendency in terms of some variables (gender, age, socio-economic status, faculty, perception of subjective religiosity, perception of family religiosity, religious belief’s effect on life, frequency of performing five-time prayers and the perception of society's tendency to forgive). Data was collected from 453 participants with the “forgiveness scale”. According to the results of the research, it was determined that the forgiveness scores of all groups differed in terms of all variables. Males are more forgiving than females, and the age group with the highest tendency to forgive is “24 years and above” group. Those who perceive themselves to be at a high socio-economic level have the highest tendency to forgive. Theology faculty students’ tendency to forgive is lower than students in other faculties. Those who perceive themselves as moderately religious are more forgiving than others, and those who perceive their families as moderately religious are more forgiving than others. Those who state that their religious belief has a low impact on their lives are less forgiving than others. Those who say that they ‘usually’ perform the five-time prayers have a higher tendency to forgive than others. Those who perceive society's forgiveness at a medium level have the highest tendency to forgive. Keywords: Psychology of Religion, Forgiving, Religiosity, Five-time Prayers, Tendency of Society to Forgive.
Araştırmanın amacı huzurevi yaşlılarının ne tür sevgi gereksinimlerinin olduğunu ikili görüşmeler... more Araştırmanın amacı huzurevi yaşlılarının ne tür sevgi gereksinimlerinin olduğunu ikili görüşmeler yoluyla araştırmak, onların sevgi gereksinimlerini analiz ederek sınıflandırma yapmak ve bu gereksinimlerin karşılanması için manevi bakım içerikleri geliştirmektir. Araştırmanın örneklemi Sinop, Konya ve Kastamonu il merkezlerinde yer alan üç huzurevi ve yaşlı bakım merkezindeki 24 yaşlıdan oluşmaktadır. Araştırmada fenomenolojik yöntem takip edilmiş, ikili görüşmeler gerçekleştirilmiş ve gözlemler yapılmıştır. Huzurevlerinde yapılan görüşmeler ve gözlemler, sevgi konusuyla ilişkili alanyazındaki araştırmalar ve alan uzmanlarının görüşleri eşliğinde yaşlıların sevgi gereksinimleri sınıflandırılmıştır. Çocukları, torunları, komşuları ve akrabalarından sevgi beklemelerinden yola çıkarak yaşlıların yakın ve uzak çevre ile ilişkili sevgi gereksinimleri olduğuna ulaşılmıştır. Sevgiyi yansıtan davranışlar sergilemelerini diğer insanların sevgi yansıtıcı davranışlar sergilemeleri şartına bağlamalarından yola çıkarak yaşlılarda karşılıklı bir sevgi anlayışının olduğu tespit edilmiştir. Çocukları tarafından huzurevine terk edildiklerini düşünmeleri, huzurevi çalışanları tarafından önemsenmediklerini hissetmeleri gibi durumlardan yola çıkarak yaşlılarda değersizlik düşüncelerine dayalı sevgi yoksunluğu olduğuna ulaşılmıştır. Huzurevi yaşlılarına toplum tarafından olumsuz yaklaşıldığını ve yaşlılara gereken sevgi ve saygının gösterilmediğini düşünmelerinden yola çıkarak yaşlıların toplumdan sevgi beklediği tespit edilmiştir. Eşinin vefat etmesi ya da mutlu bir evliliğinin olmamasından yola çıkarak katılımcılarda eşini sevme ve eşi tarafından sevilme eksikliği olduğuna ulaşılmıştır. Maruz kalınan hastalıklara ve yaşanan yalnızlığa sabretmek yerine ölümü temenni etmelerinden yola çıkarak yaşlılarda yaşam sevgisi yetersizliği tespit edilmiştir. Çocukları ve torunlarından ayrıldıkları için ailelerindeki sevgi ortamlarından uzak kaldıklarını belirtmelerinden yola çıkarak yaşlılarda aileden uzaklaşmanın neden olduğu sevgi yoksunluğuna ulaşılmıştır. Yaşlıları huzurevine bırakan kendi çocuklarına ve nefret ettikleri eşlerine sık sık beddua etmelerinden yola çıkarak yaşlılarda sevgi odaklı Allah algısı yerine ceza odaklı Allah algısının olduğu tespit edilmiştir. Sevgi konusundaki bu gereksinimleri manevi bakım kapsamında karşılamak için şu içerikler sunulabilir: İnsanın sevmeye eğilimli olarak yaratıldığı, empati yapmanın sevgiyi destekleyen bir duygu olduğu, paylaşmanın sevgi ortamını desteklerken cimriliğin sevgiyi engellediği, affetmenin sevgi alanını genişlettiği, insanlarda kusur araştırmak yerine bu kusurları örtmenin sevgi ortamına katkı sunacağı, takva ile korku arasındaki farkın bilincinde olmanın seven odaklı Allah algısını güçlendireceği açıklanabilir.
The aim of the research is to investigate, through bilateral interviews, the kinds of love elders in nursing homes need, to classify their love needs by analyzing, and to develop spiritual care contents to meet these needs. The sample of the study consists of 24 elders in three nursing home and elderly care centers in the centers of Sinop, Konya and Kastamonu provinces. In the study, the phenomenological method was followed and bilateral meetings were held and observations were made. The love needs of the elders were classified in light of interviews and observations made in the nursing homes, researches related to the subject of love in the literature, and the opinions of field experts. Based on their expectation of love from their children, grandchildren, neighbors and relatives, it was concluded the elders have love needs related both to their immediate and distant surroundings. It has been determined that there is a mutual understanding of love among the elderly, based on the condition that other people should behave in love. Based on the situations such as thinking that they are abandoned by their children to the nursing home and feeling that they are ignored by the nursing home staff, it has been made out that the elders suffer from a lack of love basing on the worthlessness thought. Based on the belief that the elderly in nursing homes are negatively approached by the society and that the elderly people are not shown the necessary love and respect, it has been determined that elderly people expect love from the society. Based on the death of a spouse or the absence of a happy marriage, it was found that the participants had a lack of love and being loved by their spouse. The lack of love for life has been identified in the elderly, based on their wish for death instead of being patient with the illnesses and loneliness they suffered. Based on the fact that they stated that they were away from the love environment where their families were, because they were separated from their children and grandchildren, the lack of love in the elderly caused by being away from their families was reached. Based on the frequent wishing their hated spouses and their own children ill who left them in nursing homes, it was determined that the elders have a punishment-oriented God perception rather than a love-oriented God perception. In order to meet these needs for love within the scope of spiritual care, the following contents could be presented: Human beings are created to be prone to love, empathy is a feeling that supports love, sharing things supports the love environment while stinginess prevents love, forgiveness expands the love field, contributing to the love environment of covering people’s defects instead of investigating theirs flaws, being aware of the difference between taqwa and fear strengthens the love-oriented God perception could be explained.
Hz. Muhammed’in Yaşlılara ve Yaşlılığa Yaklaşımı Üzerine Sosyo-Psikolojik Bir İnceleme (A Socio-Psychological Review on the Prophet Muhammad's Approach to Elders and Old Age)-Turkish , Jun 30, 2020
Araştırmanın amacı, Hz. Muhammed’in yaşlılara yönelik tutum ve davranışları ile yaşlılık dönemine... more Araştırmanın amacı, Hz. Muhammed’in yaşlılara yönelik tutum ve davranışları ile yaşlılık dönemine ilişkin sözlerini, yaşlılık dönemiyle ilgili yapılmış araştırmalar bağlamında incelemektir. Konuyla ilgili verilere ulaşmak amacıyla, kaynak taraması tekniğiyle hadis kitaplarında yaşlılara ve yaşlılığa ilişkin ifadeler taranmış, Hz. Muhammed’in yaşlılarla yaşadığı tecrübeler ve yaşlılıkla ilgili ifadelerine odaklanılmıştır. Bu bağlamda Hz. Muhammed’in yaşlılarla iletişimi, yaşlılara yönelik terapötik tavsiyeleri, dinî meseleleri yaşlılara kolaylaştırma, yaşlılık dönemi algısı, yaşlıların dinî sorunlarına ilişkin çözümler ve yaşlı ebeveyn ile yaşlı akrabalara yönelik söz, tutum ve davranışları merkeze alınmıştır. Böylece elde edilen veriler, kategorilere ayrılmış ve bunlar yaşlılık ile ilgili araştırmalar eşliğinde analiz edilmiştir. Buna göre, Hz. Muhammed’in söz ve davranışlarında yaşlılıkta benlik bütünlüğünü olumlu yönde etkileyen eğilimler olduğuna; yaşlılara yönelik ailevi desteğe önem verdiğine; yaşlılar için sosyal desteği vurguladığına; yaşlılık dönemine dinî açıdan atıflar yaptığına ulaşılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre Hz. Muhammed, yaşlılığı bir hastalık olarak algılamaktan kaçınmış, yaşlılık dönemine gelmeden önce gençlikte iyi işler yapmaya teşvik etmiş ve dünya sevgisinin yaşlılıkta da devam ettiğine dikkat çekilmiştir. Bunun yanında yaşlı annebaba ile irtibatın devam ettirilmesine, yaşlı anne-babaya ailevi destek verilmesine, dünya ve ahirette iyilikler görmek için yaşlı anne-babaya hizmet etme ve yaşlı akraba ile ilişkileri devam ettirmenin ehemmiyetine yönelik olarak, Hz. Muhammed’in söz ve davranışlarına da ulaşılmıştır. Yaşlılara saygı ve hürmet gösterme, onlara karşı şefkatli ve merhametli olma, toplu ortamlarda yaşlıları önemseme, yaşlılık döneminde toplumdan kopmayarak faydalı işler yapmaya yönlendirme, önemli meselelerde yaşlıların görüşlerine başvurma ve yaşlılara sosyal destek olma konularında yine Hz. Muhammed’in uygulamaları ve sözleri tespit edilmiştir. Ayrıca Hz. Muhammed, yaşlılık döneminde olumsuz davranışların hoş karşılanmayacağını ifade etmiş ve yaşlılıkta dinî hayatın devam ettirilmesini teşvik etmiştir. Bu veriler yaşlıların yaşamdan çekilmesi, toplumsal statüsünün zayıflaması ve yaşlılara yönelik toplumsal önyargı ile başa çıkmada yol gösterici örnekler olabilir. Ayrıca sadece yaşlıların psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasında değil aynı zamanda onların sosyal rollerinin korunmasında da bu veriler etkili argümanlar olarak kullanılabilir.
Türk Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Dergisi, Jun 30, 2020
Çalışmanın amacı suç işlemiş bireylere sağlanan manevî ve dinî hizmetler ile ilgili Türkiye’de ya... more Çalışmanın amacı suç işlemiş bireylere sağlanan manevî ve dinî hizmetler ile ilgili Türkiye’de yapılmış araştırmaları incelemektir. Araştırmada verilere ulaşmak için isam.org.tr’deki ilahiyat makaleleri, tez.yok.gov.tr lisansüstü tezler arşivi, scholar.google.com, kütüphaneler ve ulakbim.gov.tr’den faydalanılmıştır. Din hizmetleri, manevî bakım, dinî danışmanlık ve rehberlik, cezaevi, ceza infaz kurumu, hükümlü, mahkûm, tutuklu, suçlu ve ıslahevi anahtar kelimeleri; yayınların başlığında, özetinde, anahtar kelimelerinde ve içeriğinde taranmıştır. Ulaşılan yayınlardan sadece suç işlemiş bireylere yönelik yapılan manevî ve dinî hizmetler ile ilişkili olan araştırmalar dikkate alınmıştır. Elde edilen yayınların öncelikle yıllara dağılımı, yayın türleri ve yöntemleri incelenmiştir. Ardından bu yayınlardan uygulamalı olan araştırmalar metodoloji, veri toplama tekniği, örneklem yaş grubu, örneklem sayısı ve çalışmanın yapıldığı yer bakımından değerlendirilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre çalışmaların yıllara göre dağılımında dalgalanmalar mevcuttur. Araştırmalar 2008-2016 yılları arasında yoğunlaşmışken en çok sayıda araştırma 2015 yılında yayınlanmıştır. Yayınların çoğunluğu telif makaledir ve çalışmalarda izlenen yöntem bakımından büyük çoğunluğu uygulamalı araştırma kapsamında yer alır. Bu uygulamalı araştırmalardan karma metodolojiyi benimseyen araştırmalar yaklaşık üçte bir oranındadır ve nicel araştırmalar nitel araştırmaların yaklaşık olarak üç katıdır. Uygulamalı araştırmaların yarıdan fazlası sadece anket tekniği kullanılarak yapılmışken en çok araştırma hem yetişkinleri hem de yaşlıları kapsayan yaş grubu ile yapılmış ve en çok 550 kişilik bir örneklem ile çalışma gerçekleştirilmiştir. Bunun yanında, uygulamalı araştırmalar İç Anadolu, Orta Karadeniz, Güney Anadolu, Kıyı Ege’de yoğunlaşırken Kuzey Doğu Anadolu civarında gerçekleştirilmiş herhangi bir araştırmaya ise rastlanmamıştır. İlgili araştırmaların sonuçları analiz edilerek elde şunlara ulaşılmıştır: Suçlulara yönelik manevî ve dinî hizmetlerin Türkiye’deki tarihi 1950’lere dayanmaktadır ve hukuki zemin olarak henüz eksiklikleri mevcuttur. Manevî ve dinî hizmet uygulamaları; suç işlemiş bireylerin tutumlarını olumlu yönde etkilemekte, pişman olmalarını sağlamakta ve dini yönelimlerini artırmaktadır. Ayrıca suç işlemiş bireyler manevî ve dinî desteğe gereksinim duymakta ve bu destek onların ıslahında önemli bir rol oynamaktadır. Araştırmaların sonuçlarına göre manevî ve dinî hizmetlerin sunumunu olumsuz etkileyen faktörler ise şunlardır: cezaevlerinin fizikî açıdan yetersizliği, din hizmetleri görevlilerinin sayı olarak eksikliği ve nitelik açısından yetersizliği, müfredatın hedef kitlenin hem yaş grubuna hem de psikolojik ve bilişsel seviyesine uyumsuzluğu, din hizmetlerinin sunumu için materyal eksikliğidir.
The aim of this study is to investigate studies in Turkey related to spiritual and religious services provided for criminals. To acquire the data, theological studies on isam.org.tr, the thesis archive on tez.yok.gov.tr, scholar.google.com, libraries and ulakbim.gov.tr were benefitted from. In titles, abstracts, keywords and contents of publications; keywords that religious services, spiritual care, religious counselling and guidance, prison, jail, sentenced, prisoner, arrestee, criminal, correction house were searched. From the gathered publications, solely researches relating to spiritual and religious services for criminals had been taken into consideration. First, those obtained publications were reviewed in terms of yearly distribution, publication types and technique. The applied researches, then, were analyzed in terms of the methodology, the technique for data gathering, age groups of the sample, sample quantity, and location where the studies took place. According to the results, there were fluctuations in distribution by years. Researches were mostly between 2018 and 2016, and most of them were published in 2015. Most of those are research papers, and with regards to technique, are applied researches. Mixed methodology studies are one-third, and quantitative studies are about three times more than qualitative studies. More than half of the applied researches included only the questionnaire technique, while researches with the age groups including both adults and elderlies are of the most, and the maximum number of people in a research carried out is 550. In addition, it was concluded that the applied researches were concentrated in the regions of Central Anatolia, Central Black Sea, South Anatolia, Coastal Aegean, while there was not any research in the North-Eastern Anatolia. The results, deduced from analyzes of the results of the studies are as follows: history of spiritual and religious services for criminals in Turkey traces its sources back to 1950s, and there have not been clear legal grounds for the services yet. Spiritual and religious service practices have positively affected attitudes of prisoners, contributed to their perception of regret, and increased their tendency towards religion. Also, criminals have needed spiritual and religious support, and the support has played a very important role in their rehabilitation. Factors reducing the quality of spiritual and religious services are as follows: poor physical conditions of prisons, low-numbered and ill-equipped staffs in religious services, and curriculum incompatibility in terms of prisoners’ age groups, as well as psychological and cognitive levels, lack of equipment in the provision of the spiritual and religious services.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Dec 31, 2018
Bu çalışmanın amacı, sağlık hizmetlerinde, 2004 ile 2018 yılları
arasında Türkiye’de yapılmış ma... more Bu çalışmanın amacı, sağlık hizmetlerinde, 2004 ile 2018 yılları
arasında Türkiye’de yapılmış manevî bakımla ilgili araştırmaları gözden
geçirmektir. Yapılan araştırmalara ulaşmak için veri tabanları taranmış ve
sadece maneviyat ve manevî bakım ile doğrudan ilişkili olarak sağlık
hizmetlerinde yapılan araştırmalar dikkate alınmıştır. Bu araştırmalar yıllara,
araştırma türlerine ve veri toplama tekniğine göre dağılımları incelenmiş ve
örneklem grupları ve çalışmalarda kullanılan ölçekler bakımından sistematik
olarak değerlendirilmiştir.
Araştırmanın bulgularına göre, sağlık hizmetlerinde yapılan
maneviyat ve manevi bakımla ilgili 80 araştırmaya ulaşılmıştır. Bunlardan
51’i uygulamalı 29’i ise teoriktir. 4 farklı örneklem grubu üzerinde yapılan
uygulamalı araştırmalardan 24’ü sağlık çalışanı, 10’u hastalar, 14’ü sağlık
hizmetleriyle ile ilgili eğitim veren öğretim elemanları ile onların öğrencileri
ve 3’ü de hasta yakınları üzerinde yapılmıştır. Uygulamalı araştırmaların 41’i
ölçek kullanan nicel araştırma ve 10’u görüşme formundan yararlanan nitel
araştırmadır. Nicel araştırmalarda ise 8 farklı ölçek kullanılmıştır.
Araştırmanın sonuçlarına göre bu zaman periyodunda, konuyla ilgili
yapılan araştırmaların yıllık dağılımında dalgalanmalar olmasına rağmen, her
bir yıla düşen araştırma sayısı bakımından bir artış vardır. Uygulamalı
araştırmalar, teorik araştırmalarının yaklaşık iki katıdır. Uygulamalı
araştırmaların büyük çoğunluğu ölçek kullanmışken, örneklem olarak en fazla
sağlık çalışanları tercih edilmiştir.
This study aims to give an overview of health services researches
published on spiritual care from 2004 to 2018, Turkey. To reach the studies,
databases were searched and took studies into consideration, which are
directly associated with spirituality and spiritual care in health services. These
studies were overviewed with regards to distribution of years, study types and
data collecting techniques, and then those sampling groups and scales were
systematically reviewed.
According to the study findings, 80 studies, relating to spirituality
and spiritual care in health services, were concluded. 51 of them are empirical
and 29 are theoretical. In the empirical studies, researches were done on four
different sampling groups in which 24 for health service workers, 10 for
patients, 14 for faculty members and/or students, and 3 for relatives of
patients. 41 of the empirical are quantitative with scales and 10 are qualitative
with interview forms, while 8 different scales were used in the quantitative
studies.
According to the study results, in the period, fluctuations in yearly
distributions of the related studies were seen, however, there is an increasing
in study numbers per year. The empirical studies were nearly doubled the
theoretical. Majority of empirical studies used scales, while the most preferred
sampling group was health services workers.
Arastirmanin amaci, Hz. Muhammed’in yaslilara yonelik tutum ve davranislari ile yaslilik donemine... more Arastirmanin amaci, Hz. Muhammed’in yaslilara yonelik tutum ve davranislari ile yaslilik donemine iliskin sozlerini, yaslilik donemiyle ilgili yapilmis arastirmalar baglaminda incelemektir. Konuyla ilgili verilere ulasmak amaciyla, kaynak taramasi teknigiyle hadis kitaplarinda yaslilara ve yasliliga iliskin ifadeler taranmis, Hz. Muhammed’in yaslilarla yasadigi tecrubeler ve yaslilikla ilgili ifadelerine odaklanilmistir. Bu baglamda Hz. Muhammed’in yaslilarla iletisimi, yaslilara yonelik terapotik tavsiyeleri, dini meseleleri yaslilara kolaylastirma, yaslilik donemi algisi, yaslilarin dini sorunlarina iliskin cozumler ve yasli ebeveyn ile yasli akrabalara yonelik soz, tutum ve davranislari merkeze alinmistir. Boylece elde edilen veriler, kategorilere ayrilmis ve bunlar yaslilik ile ilgili arastirmalar esliginde analiz edilmistir. Buna gore, Hz. Muhammed’in soz ve davranislarinda yaslilikta benlik butunlugunu olumlu yonde etkileyen egilimler olduguna; yaslilara yonelik ailevi destege...
Universite ogrencileri uzerinde yapilan bu arastirma, bireylerin dua etmeye yonelik algilarini te... more Universite ogrencileri uzerinde yapilan bu arastirma, bireylerin dua etmeye yonelik algilarini tespit etmek amaciyla gerceklestirilmistir. Katilimcilara “Dua... gibidir/benzer, cunku...” ifadesini ve sosyo-demografik degiskenlere dair sorulari iceren bir form uygulanmistir. Bu form araciligiyla ulasilan veriler, icerik analizi ile incelenmistir. 141 katilimci tarafindan dua etmeye yonelik uretilen metaforlar, ortak ozelliklerine gore siniflandirilmistir. Arastirmanin sonuclarina gore orneklem tarafindan dua etmeye yonelik olarak 106 farkli metafor sunulmustur. Bu metaforlar ortak ozelliklerine gore incelenerek ‘rahatlama’, ‘guven bulma’, ‘tovbe etme’, ‘manevi gereksinimleri karsilama’, ‘bas etme’, ‘yakinlasma’, ‘isteme’ ve ‘diger’ olmak uzere 8 farkli kategori olarak gruplandirilmistir. Katilimcilarin 26’si ‘rahatlama’, 22’si ‘guven bulma’, 20’si ‘tovbe etme’, 18’i ‘manevi gereksinimleri karsilama’, 17’si ‘bas etme’, 15’i ‘yakinlasma’, 12’si ‘isteme’ ve 11’i ‘diger’ kategorilerinde ...
Since December 2019, the COVID-19 pandemic has caused serious mental health challenges and conseq... more Since December 2019, the COVID-19 pandemic has caused serious mental health challenges and consequently the Turkish population has been adversely affected by the virus. The present study examined how meaning in life related to loneliness and the degree to which religious coping strategies mediated these relations. Participants were a sample of 872 adults (242 males and 360 females) drawn from general public in Turkey. Data were collected using Meaning in Life Questionnaire, UCLA Loneliness Scale, and the Religious Coping Measure. Meaning in life was associated with more positive religious coping and less negative religious coping and loneliness. Positive religious coping was associated with less loneliness, while negative religious coping was associated with more loneliness. Religious coping strategies mediated the impact of meaning in life on loneliness. These findings suggest that greater meaning in life may link with lesser loneliness due to, in part, an increased level of positive religious coping strategies and a decreased level of negative coping strategies.
In the world and Türkiye, elderly care’s importance is increasing day by day and new approaches a... more In the world and Türkiye, elderly care’s importance is increasing day by day and new approaches are suggested. Those, aiming to support elders to live happier life, are valued by institutions and the academic world. The purpose of the study is to determine the spiritual needs of nursing home elders through literature review, observations, and bilateral interviews. Literature on spirituality in elderly care was searched; with ethical committee permission and institutional permission from the Ministry of Social Services, those were observed in nursing homes in Sinop, Konya and Kastamonu cities; bilateral interviews were held with 24 people. Exploratory design and phenomenological research method were followed up and several techniques were used to determine the elders’ spiritual needs. Studies relating to the subject were examined thorough literature review. Also, data were collected through interview questions and categorized. In the observation phase, data was collected by spending time in the nursing homes for three months. Data obtained from all were examined in coordination with each other. With those techniques, it has been determined that elders’ spiritual needs in nursing homes are concentrated on 13 topics: Intention, towbah, transcendental side “spirituality”, positive thinking, love, shukr, sabr, tawakkul, forgiveness, loneliness, peace, wisdom, happiness.
Hem dünyada hem de ülkemizde her geçen gün yaşlı bakımına verilen önem artmakta ve bu konuda yeni yaklaşımlar ortaya atılmaktadır. Yaşlıların daha mutlu bir yaşam sürmelerine destek olmayı amaçlayan bu yaklaşımlar, kurumlar ve akademik dünya tarafından önemsenmektedir. Çalışmanın amacı ise huzurevi yaşlılarının manevi ihtiyaçlarını alanyazın taraması, gözlemler ve ikili görüşmeler yoluyla tespit etmektir. Bu amaçla öncelikle alanyazında yaşlı bakımında maneviyat ile ilişkili kaynak taraması yapılmış; ardından etik kurul izni ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından kurumsal izin alınarak Sinop, Konya ve Kastamonu Huzurevlerinde yaşlılar gözlenmiş; daha sonra ise bu yaşlılar arasından 24 (12 kadın, 12 erkek) kişi ile ikili görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırmada keşifsel desen ve fenomenolojik araştırma yöntemi benimsenmiş yaşlıların manevî gereksinimlerini tespit etmede konuyla ilgili olabilecek çalışmalar gözden geçirilmiştir. Diğer yandan hazırlanan mülakat soruları ile veriler toplanmış ve bunlar kategoriler haline getirilmiştir. Gözlem aşamasında ise üç ay huzurevi yaşlılarıyla birlikte zaman geçirilerek veri toplanmıştır. Bütün bunlardan elde edilen veriler birbiriyle koordineli bir şekilde incelenmiştir. Bu üç teknikten yararlanılarak huzurevi yaşlılarının manevi ihtiyaçlarının temelde 13 tema üzerinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir: Niyet, tövbe, aşkın yanımız maneviyat, pozitif düşünme, sevgi, şükür, sabır, tevekkül, affetme, tek başınalık, barış, bilgelik, mutluluk.
Öz:
Çalışmanın amacı, ölüm kaygısını bazı değişkenler açısından incelemektir. 409 katılımcı ile ... more Öz: Çalışmanın amacı, ölüm kaygısını bazı değişkenler açısından incelemektir. 409 katılımcı ile gerçekleştirilen bu araştırmada, betimsel araştırma modeli ve rastgele örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Ölüm kaygısını çok çeşitli değişkenler açısından ele alması ve ilk yetişkinlik dönemindeki bireyler üzerinde gerçekleştirilmesi bakımından önemli bir çalışmadır. Araştırmanın sonuçlarına göre cinsiyet, yaş, dini inancının hayatına etkisi ve beş vakit namaz kılma sıklığı açısından ölüm kaygısı puanlarında farklılaşmalara ulaşılmıştır. Buna göre katılımcıların genel ölüm kaygısı düzeyleri düşüktür. Erkeklerin ölüm kaygısı, kızlardan daha yüksektir. '24 yaş ve üzeri' grubun ölüm kaygısı en yüksektir. Büyükşehirlerde yaşayan grubun ölüm kaygısı en yüksektir. Sosyo-ekonomik durumu 'yüksek' olanların ölüm kaygısı en yüksektir. İlahiyat Fakültesi'ndeki öğrencilerin ölüm kaygısı, diğerlerinden daha yüksektir. Kendisini 'dindar' olarak tanımlayanların ölüm kaygısı, 'dindar değil' diyenlerinkinden daha yüksektir. Ailesini 'dindar' olarak algılayanların ölüm kaygısı, 'dindar değil' diyenlerinkinden daha düşüktür. Dini inancının hayatına etkisini 'düşük' düzeyde olduğunu belirtenlerin ölüm kaygısı en yüksektir. Beş vakit namazı 'hiçbir zaman' kılmayanların ölüm kaygısı, diğer gruplardan daha yüksektir. Anahtar Kelimeler: Din Psikolojisi, Ölüm Kaygısı, İlk Yetişkinlik Dönemi, Dindarlık, Beş Vakit Namaz.
Abstract: The study’s purpose is to examine death anxiety by some variables. It is conducted with 409 participants, chosen descriptive research model and random sampling method. It addresses death anxiety in terms of a wide variety of variables and did research on individuals in early adulthood, so it is an important study. According to results, differences were observed in death anxiety scores in terms of gender, age, religious belief’s impact on one’s life and frequency of praying. General death anxiety is at ‘low’. Males’ death anxiety is higher. Death anxiety of the ‘24 years and above’ group is the highest. Death anxiety of group in big cities is the highest. As socio-economic status, ‘high’ level is the highest. The death anxiety in theology faculty students is higher. The death anxiety for ‘religious’ is highest. The death anxiety for perceiving their family as ‘religious’ is lower. The death anxiety of religious belief had ‘low’ level of impact on their lives is the highest. The death anxiety of ‘never’ perform the daily prayers is higher. Keywords: Psychology of Religion, Death Anxiety, Early Adulthood, Religiousness, Fivetime Prayers
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2023
Öz ... more Öz Araştırmanın amacı, affetme eğilimini bazı değişkenler (cinsiyet, yaş, sosyo-ekonomik durum, öğrenim görülen fakülte, öznel dindarlık algısı, aile dindarlık algısı, dini inancının hayatına etkisi, beş vakit namaz kılma sıklığı ve toplumun affetme eğilimi algısı) açısından incelemektir. 453 katılımcıdan “affedicilik ölçeği” ile veriler toplanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre bütün değişkenler açısından grupların affetme puanlarının farklılaştığı tespit edilmiştir. Buna göre erkekler, kadınlardan daha affedicidir ve affetme eğilimi en yüksek olan yaş grubu “24 yaş ve üstü” olan gruptur. Sosyo-ekonomik olarak kendilerini yüksek düzeyde algılayanların affetme eğilimi en yüksektir. İlahiyat fakültesi öğrencilerinin affetme eğilimleri, diğer fakültelerdeki öğrencilere göre daha düşüktür. Kendisini orta düzeyde dindar olarak algılayanlar, diğerlerine göre daha affedicidir. Ailesini orta düzeyde dindar algılayanlar, diğerlerine göre daha affedicidir. Dini inancının hayatına etkisinin düşük olduğunu belirtenler, diğerlerine göre daha az affedicidir. Beş vakit namazını “genellikle” kıldığını belirtenlerin affetme eğilimi, diğerlerine göre daha yüksektir. Toplumun affediciliğini orta düzeyde algılayanların affetme eğilimi, diğerlerine göre en yüksektir. Anahtar Kelimeler: Din Psikolojisi, Affetme, Dindarlık, Beş Vakit Namaz, Toplumun Affetme Eğilimi.
Abstract The aim of the study is to examine the forgiveness tendency in terms of some variables (gender, age, socio-economic status, faculty, perception of subjective religiosity, perception of family religiosity, religious belief’s effect on life, frequency of performing five-time prayers and the perception of society's tendency to forgive). Data was collected from 453 participants with the “forgiveness scale”. According to the results of the research, it was determined that the forgiveness scores of all groups differed in terms of all variables. Males are more forgiving than females, and the age group with the highest tendency to forgive is “24 years and above” group. Those who perceive themselves to be at a high socio-economic level have the highest tendency to forgive. Theology faculty students’ tendency to forgive is lower than students in other faculties. Those who perceive themselves as moderately religious are more forgiving than others, and those who perceive their families as moderately religious are more forgiving than others. Those who state that their religious belief has a low impact on their lives are less forgiving than others. Those who say that they ‘usually’ perform the five-time prayers have a higher tendency to forgive than others. Those who perceive society's forgiveness at a medium level have the highest tendency to forgive. Keywords: Psychology of Religion, Forgiving, Religiosity, Five-time Prayers, Tendency of Society to Forgive.
Araştırmanın amacı huzurevi yaşlılarının ne tür sevgi gereksinimlerinin olduğunu ikili görüşmeler... more Araştırmanın amacı huzurevi yaşlılarının ne tür sevgi gereksinimlerinin olduğunu ikili görüşmeler yoluyla araştırmak, onların sevgi gereksinimlerini analiz ederek sınıflandırma yapmak ve bu gereksinimlerin karşılanması için manevi bakım içerikleri geliştirmektir. Araştırmanın örneklemi Sinop, Konya ve Kastamonu il merkezlerinde yer alan üç huzurevi ve yaşlı bakım merkezindeki 24 yaşlıdan oluşmaktadır. Araştırmada fenomenolojik yöntem takip edilmiş, ikili görüşmeler gerçekleştirilmiş ve gözlemler yapılmıştır. Huzurevlerinde yapılan görüşmeler ve gözlemler, sevgi konusuyla ilişkili alanyazındaki araştırmalar ve alan uzmanlarının görüşleri eşliğinde yaşlıların sevgi gereksinimleri sınıflandırılmıştır. Çocukları, torunları, komşuları ve akrabalarından sevgi beklemelerinden yola çıkarak yaşlıların yakın ve uzak çevre ile ilişkili sevgi gereksinimleri olduğuna ulaşılmıştır. Sevgiyi yansıtan davranışlar sergilemelerini diğer insanların sevgi yansıtıcı davranışlar sergilemeleri şartına bağlamalarından yola çıkarak yaşlılarda karşılıklı bir sevgi anlayışının olduğu tespit edilmiştir. Çocukları tarafından huzurevine terk edildiklerini düşünmeleri, huzurevi çalışanları tarafından önemsenmediklerini hissetmeleri gibi durumlardan yola çıkarak yaşlılarda değersizlik düşüncelerine dayalı sevgi yoksunluğu olduğuna ulaşılmıştır. Huzurevi yaşlılarına toplum tarafından olumsuz yaklaşıldığını ve yaşlılara gereken sevgi ve saygının gösterilmediğini düşünmelerinden yola çıkarak yaşlıların toplumdan sevgi beklediği tespit edilmiştir. Eşinin vefat etmesi ya da mutlu bir evliliğinin olmamasından yola çıkarak katılımcılarda eşini sevme ve eşi tarafından sevilme eksikliği olduğuna ulaşılmıştır. Maruz kalınan hastalıklara ve yaşanan yalnızlığa sabretmek yerine ölümü temenni etmelerinden yola çıkarak yaşlılarda yaşam sevgisi yetersizliği tespit edilmiştir. Çocukları ve torunlarından ayrıldıkları için ailelerindeki sevgi ortamlarından uzak kaldıklarını belirtmelerinden yola çıkarak yaşlılarda aileden uzaklaşmanın neden olduğu sevgi yoksunluğuna ulaşılmıştır. Yaşlıları huzurevine bırakan kendi çocuklarına ve nefret ettikleri eşlerine sık sık beddua etmelerinden yola çıkarak yaşlılarda sevgi odaklı Allah algısı yerine ceza odaklı Allah algısının olduğu tespit edilmiştir. Sevgi konusundaki bu gereksinimleri manevi bakım kapsamında karşılamak için şu içerikler sunulabilir: İnsanın sevmeye eğilimli olarak yaratıldığı, empati yapmanın sevgiyi destekleyen bir duygu olduğu, paylaşmanın sevgi ortamını desteklerken cimriliğin sevgiyi engellediği, affetmenin sevgi alanını genişlettiği, insanlarda kusur araştırmak yerine bu kusurları örtmenin sevgi ortamına katkı sunacağı, takva ile korku arasındaki farkın bilincinde olmanın seven odaklı Allah algısını güçlendireceği açıklanabilir.
The aim of the research is to investigate, through bilateral interviews, the kinds of love elders in nursing homes need, to classify their love needs by analyzing, and to develop spiritual care contents to meet these needs. The sample of the study consists of 24 elders in three nursing home and elderly care centers in the centers of Sinop, Konya and Kastamonu provinces. In the study, the phenomenological method was followed and bilateral meetings were held and observations were made. The love needs of the elders were classified in light of interviews and observations made in the nursing homes, researches related to the subject of love in the literature, and the opinions of field experts. Based on their expectation of love from their children, grandchildren, neighbors and relatives, it was concluded the elders have love needs related both to their immediate and distant surroundings. It has been determined that there is a mutual understanding of love among the elderly, based on the condition that other people should behave in love. Based on the situations such as thinking that they are abandoned by their children to the nursing home and feeling that they are ignored by the nursing home staff, it has been made out that the elders suffer from a lack of love basing on the worthlessness thought. Based on the belief that the elderly in nursing homes are negatively approached by the society and that the elderly people are not shown the necessary love and respect, it has been determined that elderly people expect love from the society. Based on the death of a spouse or the absence of a happy marriage, it was found that the participants had a lack of love and being loved by their spouse. The lack of love for life has been identified in the elderly, based on their wish for death instead of being patient with the illnesses and loneliness they suffered. Based on the fact that they stated that they were away from the love environment where their families were, because they were separated from their children and grandchildren, the lack of love in the elderly caused by being away from their families was reached. Based on the frequent wishing their hated spouses and their own children ill who left them in nursing homes, it was determined that the elders have a punishment-oriented God perception rather than a love-oriented God perception. In order to meet these needs for love within the scope of spiritual care, the following contents could be presented: Human beings are created to be prone to love, empathy is a feeling that supports love, sharing things supports the love environment while stinginess prevents love, forgiveness expands the love field, contributing to the love environment of covering people’s defects instead of investigating theirs flaws, being aware of the difference between taqwa and fear strengthens the love-oriented God perception could be explained.
Hz. Muhammed’in Yaşlılara ve Yaşlılığa Yaklaşımı Üzerine Sosyo-Psikolojik Bir İnceleme (A Socio-Psychological Review on the Prophet Muhammad's Approach to Elders and Old Age)-Turkish , Jun 30, 2020
Araştırmanın amacı, Hz. Muhammed’in yaşlılara yönelik tutum ve davranışları ile yaşlılık dönemine... more Araştırmanın amacı, Hz. Muhammed’in yaşlılara yönelik tutum ve davranışları ile yaşlılık dönemine ilişkin sözlerini, yaşlılık dönemiyle ilgili yapılmış araştırmalar bağlamında incelemektir. Konuyla ilgili verilere ulaşmak amacıyla, kaynak taraması tekniğiyle hadis kitaplarında yaşlılara ve yaşlılığa ilişkin ifadeler taranmış, Hz. Muhammed’in yaşlılarla yaşadığı tecrübeler ve yaşlılıkla ilgili ifadelerine odaklanılmıştır. Bu bağlamda Hz. Muhammed’in yaşlılarla iletişimi, yaşlılara yönelik terapötik tavsiyeleri, dinî meseleleri yaşlılara kolaylaştırma, yaşlılık dönemi algısı, yaşlıların dinî sorunlarına ilişkin çözümler ve yaşlı ebeveyn ile yaşlı akrabalara yönelik söz, tutum ve davranışları merkeze alınmıştır. Böylece elde edilen veriler, kategorilere ayrılmış ve bunlar yaşlılık ile ilgili araştırmalar eşliğinde analiz edilmiştir. Buna göre, Hz. Muhammed’in söz ve davranışlarında yaşlılıkta benlik bütünlüğünü olumlu yönde etkileyen eğilimler olduğuna; yaşlılara yönelik ailevi desteğe önem verdiğine; yaşlılar için sosyal desteği vurguladığına; yaşlılık dönemine dinî açıdan atıflar yaptığına ulaşılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre Hz. Muhammed, yaşlılığı bir hastalık olarak algılamaktan kaçınmış, yaşlılık dönemine gelmeden önce gençlikte iyi işler yapmaya teşvik etmiş ve dünya sevgisinin yaşlılıkta da devam ettiğine dikkat çekilmiştir. Bunun yanında yaşlı annebaba ile irtibatın devam ettirilmesine, yaşlı anne-babaya ailevi destek verilmesine, dünya ve ahirette iyilikler görmek için yaşlı anne-babaya hizmet etme ve yaşlı akraba ile ilişkileri devam ettirmenin ehemmiyetine yönelik olarak, Hz. Muhammed’in söz ve davranışlarına da ulaşılmıştır. Yaşlılara saygı ve hürmet gösterme, onlara karşı şefkatli ve merhametli olma, toplu ortamlarda yaşlıları önemseme, yaşlılık döneminde toplumdan kopmayarak faydalı işler yapmaya yönlendirme, önemli meselelerde yaşlıların görüşlerine başvurma ve yaşlılara sosyal destek olma konularında yine Hz. Muhammed’in uygulamaları ve sözleri tespit edilmiştir. Ayrıca Hz. Muhammed, yaşlılık döneminde olumsuz davranışların hoş karşılanmayacağını ifade etmiş ve yaşlılıkta dinî hayatın devam ettirilmesini teşvik etmiştir. Bu veriler yaşlıların yaşamdan çekilmesi, toplumsal statüsünün zayıflaması ve yaşlılara yönelik toplumsal önyargı ile başa çıkmada yol gösterici örnekler olabilir. Ayrıca sadece yaşlıların psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasında değil aynı zamanda onların sosyal rollerinin korunmasında da bu veriler etkili argümanlar olarak kullanılabilir.
Türk Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Dergisi, Jun 30, 2020
Çalışmanın amacı suç işlemiş bireylere sağlanan manevî ve dinî hizmetler ile ilgili Türkiye’de ya... more Çalışmanın amacı suç işlemiş bireylere sağlanan manevî ve dinî hizmetler ile ilgili Türkiye’de yapılmış araştırmaları incelemektir. Araştırmada verilere ulaşmak için isam.org.tr’deki ilahiyat makaleleri, tez.yok.gov.tr lisansüstü tezler arşivi, scholar.google.com, kütüphaneler ve ulakbim.gov.tr’den faydalanılmıştır. Din hizmetleri, manevî bakım, dinî danışmanlık ve rehberlik, cezaevi, ceza infaz kurumu, hükümlü, mahkûm, tutuklu, suçlu ve ıslahevi anahtar kelimeleri; yayınların başlığında, özetinde, anahtar kelimelerinde ve içeriğinde taranmıştır. Ulaşılan yayınlardan sadece suç işlemiş bireylere yönelik yapılan manevî ve dinî hizmetler ile ilişkili olan araştırmalar dikkate alınmıştır. Elde edilen yayınların öncelikle yıllara dağılımı, yayın türleri ve yöntemleri incelenmiştir. Ardından bu yayınlardan uygulamalı olan araştırmalar metodoloji, veri toplama tekniği, örneklem yaş grubu, örneklem sayısı ve çalışmanın yapıldığı yer bakımından değerlendirilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre çalışmaların yıllara göre dağılımında dalgalanmalar mevcuttur. Araştırmalar 2008-2016 yılları arasında yoğunlaşmışken en çok sayıda araştırma 2015 yılında yayınlanmıştır. Yayınların çoğunluğu telif makaledir ve çalışmalarda izlenen yöntem bakımından büyük çoğunluğu uygulamalı araştırma kapsamında yer alır. Bu uygulamalı araştırmalardan karma metodolojiyi benimseyen araştırmalar yaklaşık üçte bir oranındadır ve nicel araştırmalar nitel araştırmaların yaklaşık olarak üç katıdır. Uygulamalı araştırmaların yarıdan fazlası sadece anket tekniği kullanılarak yapılmışken en çok araştırma hem yetişkinleri hem de yaşlıları kapsayan yaş grubu ile yapılmış ve en çok 550 kişilik bir örneklem ile çalışma gerçekleştirilmiştir. Bunun yanında, uygulamalı araştırmalar İç Anadolu, Orta Karadeniz, Güney Anadolu, Kıyı Ege’de yoğunlaşırken Kuzey Doğu Anadolu civarında gerçekleştirilmiş herhangi bir araştırmaya ise rastlanmamıştır. İlgili araştırmaların sonuçları analiz edilerek elde şunlara ulaşılmıştır: Suçlulara yönelik manevî ve dinî hizmetlerin Türkiye’deki tarihi 1950’lere dayanmaktadır ve hukuki zemin olarak henüz eksiklikleri mevcuttur. Manevî ve dinî hizmet uygulamaları; suç işlemiş bireylerin tutumlarını olumlu yönde etkilemekte, pişman olmalarını sağlamakta ve dini yönelimlerini artırmaktadır. Ayrıca suç işlemiş bireyler manevî ve dinî desteğe gereksinim duymakta ve bu destek onların ıslahında önemli bir rol oynamaktadır. Araştırmaların sonuçlarına göre manevî ve dinî hizmetlerin sunumunu olumsuz etkileyen faktörler ise şunlardır: cezaevlerinin fizikî açıdan yetersizliği, din hizmetleri görevlilerinin sayı olarak eksikliği ve nitelik açısından yetersizliği, müfredatın hedef kitlenin hem yaş grubuna hem de psikolojik ve bilişsel seviyesine uyumsuzluğu, din hizmetlerinin sunumu için materyal eksikliğidir.
The aim of this study is to investigate studies in Turkey related to spiritual and religious services provided for criminals. To acquire the data, theological studies on isam.org.tr, the thesis archive on tez.yok.gov.tr, scholar.google.com, libraries and ulakbim.gov.tr were benefitted from. In titles, abstracts, keywords and contents of publications; keywords that religious services, spiritual care, religious counselling and guidance, prison, jail, sentenced, prisoner, arrestee, criminal, correction house were searched. From the gathered publications, solely researches relating to spiritual and religious services for criminals had been taken into consideration. First, those obtained publications were reviewed in terms of yearly distribution, publication types and technique. The applied researches, then, were analyzed in terms of the methodology, the technique for data gathering, age groups of the sample, sample quantity, and location where the studies took place. According to the results, there were fluctuations in distribution by years. Researches were mostly between 2018 and 2016, and most of them were published in 2015. Most of those are research papers, and with regards to technique, are applied researches. Mixed methodology studies are one-third, and quantitative studies are about three times more than qualitative studies. More than half of the applied researches included only the questionnaire technique, while researches with the age groups including both adults and elderlies are of the most, and the maximum number of people in a research carried out is 550. In addition, it was concluded that the applied researches were concentrated in the regions of Central Anatolia, Central Black Sea, South Anatolia, Coastal Aegean, while there was not any research in the North-Eastern Anatolia. The results, deduced from analyzes of the results of the studies are as follows: history of spiritual and religious services for criminals in Turkey traces its sources back to 1950s, and there have not been clear legal grounds for the services yet. Spiritual and religious service practices have positively affected attitudes of prisoners, contributed to their perception of regret, and increased their tendency towards religion. Also, criminals have needed spiritual and religious support, and the support has played a very important role in their rehabilitation. Factors reducing the quality of spiritual and religious services are as follows: poor physical conditions of prisons, low-numbered and ill-equipped staffs in religious services, and curriculum incompatibility in terms of prisoners’ age groups, as well as psychological and cognitive levels, lack of equipment in the provision of the spiritual and religious services.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Dec 31, 2018
Bu çalışmanın amacı, sağlık hizmetlerinde, 2004 ile 2018 yılları
arasında Türkiye’de yapılmış ma... more Bu çalışmanın amacı, sağlık hizmetlerinde, 2004 ile 2018 yılları
arasında Türkiye’de yapılmış manevî bakımla ilgili araştırmaları gözden
geçirmektir. Yapılan araştırmalara ulaşmak için veri tabanları taranmış ve
sadece maneviyat ve manevî bakım ile doğrudan ilişkili olarak sağlık
hizmetlerinde yapılan araştırmalar dikkate alınmıştır. Bu araştırmalar yıllara,
araştırma türlerine ve veri toplama tekniğine göre dağılımları incelenmiş ve
örneklem grupları ve çalışmalarda kullanılan ölçekler bakımından sistematik
olarak değerlendirilmiştir.
Araştırmanın bulgularına göre, sağlık hizmetlerinde yapılan
maneviyat ve manevi bakımla ilgili 80 araştırmaya ulaşılmıştır. Bunlardan
51’i uygulamalı 29’i ise teoriktir. 4 farklı örneklem grubu üzerinde yapılan
uygulamalı araştırmalardan 24’ü sağlık çalışanı, 10’u hastalar, 14’ü sağlık
hizmetleriyle ile ilgili eğitim veren öğretim elemanları ile onların öğrencileri
ve 3’ü de hasta yakınları üzerinde yapılmıştır. Uygulamalı araştırmaların 41’i
ölçek kullanan nicel araştırma ve 10’u görüşme formundan yararlanan nitel
araştırmadır. Nicel araştırmalarda ise 8 farklı ölçek kullanılmıştır.
Araştırmanın sonuçlarına göre bu zaman periyodunda, konuyla ilgili
yapılan araştırmaların yıllık dağılımında dalgalanmalar olmasına rağmen, her
bir yıla düşen araştırma sayısı bakımından bir artış vardır. Uygulamalı
araştırmalar, teorik araştırmalarının yaklaşık iki katıdır. Uygulamalı
araştırmaların büyük çoğunluğu ölçek kullanmışken, örneklem olarak en fazla
sağlık çalışanları tercih edilmiştir.
This study aims to give an overview of health services researches
published on spiritual care from 2004 to 2018, Turkey. To reach the studies,
databases were searched and took studies into consideration, which are
directly associated with spirituality and spiritual care in health services. These
studies were overviewed with regards to distribution of years, study types and
data collecting techniques, and then those sampling groups and scales were
systematically reviewed.
According to the study findings, 80 studies, relating to spirituality
and spiritual care in health services, were concluded. 51 of them are empirical
and 29 are theoretical. In the empirical studies, researches were done on four
different sampling groups in which 24 for health service workers, 10 for
patients, 14 for faculty members and/or students, and 3 for relatives of
patients. 41 of the empirical are quantitative with scales and 10 are qualitative
with interview forms, while 8 different scales were used in the quantitative
studies.
According to the study results, in the period, fluctuations in yearly
distributions of the related studies were seen, however, there is an increasing
in study numbers per year. The empirical studies were nearly doubled the
theoretical. Majority of empirical studies used scales, while the most preferred
sampling group was health services workers.
Arastirmanin amaci, Hz. Muhammed’in yaslilara yonelik tutum ve davranislari ile yaslilik donemine... more Arastirmanin amaci, Hz. Muhammed’in yaslilara yonelik tutum ve davranislari ile yaslilik donemine iliskin sozlerini, yaslilik donemiyle ilgili yapilmis arastirmalar baglaminda incelemektir. Konuyla ilgili verilere ulasmak amaciyla, kaynak taramasi teknigiyle hadis kitaplarinda yaslilara ve yasliliga iliskin ifadeler taranmis, Hz. Muhammed’in yaslilarla yasadigi tecrubeler ve yaslilikla ilgili ifadelerine odaklanilmistir. Bu baglamda Hz. Muhammed’in yaslilarla iletisimi, yaslilara yonelik terapotik tavsiyeleri, dini meseleleri yaslilara kolaylastirma, yaslilik donemi algisi, yaslilarin dini sorunlarina iliskin cozumler ve yasli ebeveyn ile yasli akrabalara yonelik soz, tutum ve davranislari merkeze alinmistir. Boylece elde edilen veriler, kategorilere ayrilmis ve bunlar yaslilik ile ilgili arastirmalar esliginde analiz edilmistir. Buna gore, Hz. Muhammed’in soz ve davranislarinda yaslilikta benlik butunlugunu olumlu yonde etkileyen egilimler olduguna; yaslilara yonelik ailevi destege...
Universite ogrencileri uzerinde yapilan bu arastirma, bireylerin dua etmeye yonelik algilarini te... more Universite ogrencileri uzerinde yapilan bu arastirma, bireylerin dua etmeye yonelik algilarini tespit etmek amaciyla gerceklestirilmistir. Katilimcilara “Dua... gibidir/benzer, cunku...” ifadesini ve sosyo-demografik degiskenlere dair sorulari iceren bir form uygulanmistir. Bu form araciligiyla ulasilan veriler, icerik analizi ile incelenmistir. 141 katilimci tarafindan dua etmeye yonelik uretilen metaforlar, ortak ozelliklerine gore siniflandirilmistir. Arastirmanin sonuclarina gore orneklem tarafindan dua etmeye yonelik olarak 106 farkli metafor sunulmustur. Bu metaforlar ortak ozelliklerine gore incelenerek ‘rahatlama’, ‘guven bulma’, ‘tovbe etme’, ‘manevi gereksinimleri karsilama’, ‘bas etme’, ‘yakinlasma’, ‘isteme’ ve ‘diger’ olmak uzere 8 farkli kategori olarak gruplandirilmistir. Katilimcilarin 26’si ‘rahatlama’, 22’si ‘guven bulma’, 20’si ‘tovbe etme’, 18’i ‘manevi gereksinimleri karsilama’, 17’si ‘bas etme’, 15’i ‘yakinlasma’, 12’si ‘isteme’ ve 11’i ‘diger’ kategorilerinde ...
II. Uluslararası Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Sempozyumu, Dec 25, 2018
The aim of this study, by means of the meta-analysis technique, is to give an overview of spiritu... more The aim of this study, by means of the meta-analysis technique, is to give an overview of spiritual care researches published in health services in Turkey, from 2004 to 2018. Databases were searched and took studies into consideration so as to reach the studies that directly associated with spirituality and spiritual care in health services. These studies were overviewed with regards to distribution of years, paradigms followed (theoretical/practical), research designs (qualitative/quantitative) and then those sampling groups and scales in qualitative researches were systematically reviewed. According to the study findings, it was concluded 80 studies relating to spirituality and spiritual care in health services. 51 of them are empirical and 29 are theoretical. 24 of empirical researches were done on health service workers, 10 were on patients, 14 were on faculty members and/or those students, and 3 were on relatives of patients. 41 of the empirical studies are quantitative research using scales and 10 are qualitative using interview forms, while 8 different scales were used in the quantitative studies. According to the study results, in the period, it is inferred that there were fluctuations in yearly distributions of the related studies, however, there was an increasing in research numbers per year. The empirical studies were nearly doubled the theoretical. The quantitative researches are approximately four times of the qualitative researches. The vast majority of empirical studies were based on scales, while the most preferred sampling group was health services workers. However, it was not available any applied spiritual care modelling/program for patients. Any comprehensive study, which was based on a long period, had not been found. In the researches, while it was expressed that spiritual care is necessary, it is offered limited information about ‘how’ the spiritual care should be done and “what” the spiritual care should include. Furthermore, it was not found any inter disciplinary research.
ÖZET Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de sağlık hizmetlerinde 2004 ile 2018 yılları arasında yapılan manevî bakımla ilgili araştırmaları meta-analiz tekniğiyle incelemektir. Yapılan araştırmalara ulaşmak için veri tabanları taranmış ve sağlık hizmetlerinde maneviyat ve manevî bakım ile doğrudan ilişkili araştırmalar dikkate alınmıştır. Bu araştırmalar yıllara, benimsenen paradigmaya (uygulamalı/teorik), araştırma desenlerine (nitel/nicel) göre dağılımları incelenmiş ve daha sonra örneklem grupları ve kullanılan ölçekler bakımından sistematik bir şekilde değerlendirilmiştir. Araştırmanın bulgularına göre, sağlık hizmetlerinde konuyla ilgili yapılmış 80 araştırmaya ulaşılmıştır. Bunlardan 51’i uygulamalı 29’u ise teoriktir. Uygulamalı araştırmalardan 24’ü sağlık çalışanları, 10’u hastalar, 14’ü sağlık hizmetleriyle ile ilgili eğitim veren öğretim elemanları ve/ya onların öğrencileri ve 3’ü de hasta yakınları üzerinde gerçekleştirilmiştir. Uygulamalı araştırmaların 41’i ölçek kullanan nicel araştırma ve 10’u görüşme formundan yararlanan nitel araştırma iken nicel araştırmalarda 8 farklı ölçek kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre bu zaman periyodunda, konuyla ilgili yapılan araştırmaların yıllık dağılımında dalgalanmalar olmasına rağmen, her bir yıla düşen araştırma sayısı bakımından bir artış vardır. Uygulamalı araştırmalar, teorik araştırmaların iki katı kadardır. Nicel yayın sayısı nitel yayın sayısının yaklaşık olarak dört katı kadardır. Uygulamalı araştırmaların büyük çoğunluğu ölçek kullanmışken, örneklem olarak en fazla sağlık çalışanları tercih edilmiştir. Diğer yandan, hastalara uygulanan bir manevî bakım modeline/programına ulaşılamamıştır. Uzun bir süreçte gerçekleştirilmiş kapsamlı bir çalışmaya ulaşılamamıştır. Araştırmalarda, manevî bakımın bir gereklilik olduğu ifade edilmesine rağmen, bu manevî bakımın ‘nasıl’ yapılacağı ve bu manevi bakımın içeriğinin ‘ne’ olması gerektiği ile ilgili sınırlı bir bilgi sunulmuştur. Dahası herhangi bir disiplinler arası çalışmaya ise rastlanmamıştır.
İlk insandan bu yana ahlak olgusu her toplumda mevcut olan bir meseledir ve insan yaşamını farklı... more İlk insandan bu yana ahlak olgusu her toplumda mevcut olan bir meseledir ve insan yaşamını farklı açılardan etkileyen bir unsurdur. Çünkü ahlak, sosyal normların oluşması ve değerlerin toplumda varlığını sürdürmesinde önemli bir görev icra eder. Sosyal yapının hemen hemen her ögesiyle ile ilişkili olan bu kavram kültür, rol, statü, kimlik gibi unsurlar aracılığıyla sosyalleşme sürecinde etkili olur. Diğer yandan ahlak ilkelerinin bir toplumdan diğer topluma ve bir bireyden diğer bireye değiştiği söylenebilir. Çünkü her toplumun kendine özgü bir dini, dili, gelenek-görenekleri vs. olduğu gibi bir de ahlakı vardır. Dolayısıyla toplumdaki yansıması bakımından ahlakın göreceli olduğu söylenebilir. Ahlaka yönelik geliştirilen metaforlardan oluşturulan kategoriler ve bu kapsamda örneklemin sunduğu metaforlardan en çok tercih edilenler şöyledir: 1) Sınırlayıcı bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Din, hayat, öğretmen, trafik kuralları, devlet, patron, aile, buz, bıçak, hukuk, polis. Bu kategoride ahlakı ‘din’ olarak algılama eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir. 2) Yol gösterici bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Dost, pusula, kutup yıldızı, beyin, öğütlerin toplamı, yol, araba, yaşam metodu, davetiye, el feneri, güneş, mum. Bu kategoride ahlakı ‘dost’ ve ‘pusula’ olarak algılama eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir. 3) Koruyucu bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: İlaç, baba, evin çatısı, aşı, barınak, domino, kale, soba, anne, perde, zırh. Bu kategoride ahlakı ‘ilaç’ olarak algılama eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir. 4) Yansıtıcı bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Ayna, su, kalp, toplum, huy, iç hal, çiçek, giysi, kişilik. Bu kategoride ahlakı ‘ayna’ olarak algılama eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir. 5) İhtiyaç olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: İhtiyaç, hayat, yaşam kaynağı, toplumun direği, yastık, toplumun bel kemiği, hava, ev kolonu, tuğla, yapı taşı, can damarı. 6) Birleştirici bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Mıknatıs, toplumun temeli, yapboz, yazılı olmayan kurallar, köprü, kum, örümcek ağı, gökyüzü, damar. Bu kategoride ahlakı ‘mıknatıs’ olarak algılama eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir. 7) Çeşitlilik olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: İnsan, gökkuşağı, sigara, oyun hamuru, düşünce, dünya, orman, akvaryum. Bu kategoride ahlakı ‘insan’ olarak algılama eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir. 8) İyileştirici bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Akarsu, su artırma cihazı, deniz, yeni doğmuş çocuk, tamirci, çiçek, doktor, akciğer. Bu kategoride ahlakı ‘akarsu’ olarak algılama eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir. 9) Geliştirici bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Ağaç, zeytin ağacı, ışık, yağmur, asansör, karakter. 10) Değer biçme açısından ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Erdem, mücevher, elmas, maden 11) Diğer kategorisindeki metaforlaştırmalar: Fidan, mutluluk, nilüfer, cahil, vicdan, ütü. Bu kategoride birbirinden bağımsız çeşitli metaforların yer alması, ahlaka yönelik çok farklı algıların olduğuna bir işaret kabul edilebilir. Sonuç olarak ahlak kavramına yönelik olarak 108 kişilik örneklem tarafından 95 farklı metafor sunulduğu ve bu metaforların 11 kategoride tasnif edilebileceği tespit edilmiştir. Diğer yandan katılımcıların ürettiği metaforlar ve bu metaforların sunulma gerekçeleri Kur’an ayetlerinde ve hadislerdeki ahlak kavramıyla ilişkili ifadelerle paralellik gösterdiğine ulaşılmıştır. Ayrıca ahlak konusuyla ilgili yapılan çalışmalardaki ahlaka dair ifadeler ile katılımcılar tarafından sunulan ifadeler arasında benzerlikler ve farklılıklar olduğu tespit edilmiştir
Uploads
Hem dünyada hem de ülkemizde her geçen gün yaşlı bakımına verilen önem artmakta ve bu konuda yeni yaklaşımlar ortaya atılmaktadır. Yaşlıların daha mutlu bir yaşam sürmelerine destek olmayı amaçlayan bu yaklaşımlar, kurumlar ve akademik dünya tarafından önemsenmektedir. Çalışmanın amacı ise huzurevi yaşlılarının manevi ihtiyaçlarını alanyazın taraması, gözlemler ve ikili görüşmeler yoluyla tespit etmektir. Bu amaçla öncelikle alanyazında yaşlı bakımında maneviyat ile ilişkili kaynak taraması yapılmış; ardından etik kurul izni ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından kurumsal izin alınarak Sinop, Konya ve Kastamonu Huzurevlerinde yaşlılar gözlenmiş; daha sonra ise bu yaşlılar arasından 24 (12 kadın, 12 erkek) kişi ile ikili görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırmada keşifsel desen ve fenomenolojik araştırma yöntemi benimsenmiş yaşlıların manevî gereksinimlerini tespit etmede konuyla ilgili olabilecek çalışmalar gözden geçirilmiştir. Diğer yandan hazırlanan mülakat soruları ile veriler toplanmış ve bunlar kategoriler haline getirilmiştir. Gözlem aşamasında ise üç ay huzurevi yaşlılarıyla birlikte zaman geçirilerek veri toplanmıştır. Bütün bunlardan elde edilen veriler birbiriyle koordineli bir şekilde incelenmiştir. Bu üç teknikten yararlanılarak huzurevi yaşlılarının manevi ihtiyaçlarının temelde 13 tema üzerinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir: Niyet, tövbe, aşkın yanımız maneviyat, pozitif düşünme, sevgi, şükür, sabır, tevekkül, affetme, tek başınalık, barış, bilgelik, mutluluk.
Çalışmanın amacı, ölüm kaygısını bazı değişkenler açısından incelemektir. 409 katılımcı ile gerçekleştirilen bu araştırmada, betimsel araştırma modeli ve rastgele örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Ölüm kaygısını çok çeşitli değişkenler açısından ele alması ve ilk yetişkinlik dönemindeki bireyler üzerinde gerçekleştirilmesi bakımından önemli bir çalışmadır. Araştırmanın sonuçlarına göre cinsiyet, yaş, dini inancının hayatına etkisi ve beş vakit namaz kılma sıklığı açısından ölüm kaygısı puanlarında farklılaşmalara ulaşılmıştır. Buna göre katılımcıların genel ölüm kaygısı düzeyleri düşüktür. Erkeklerin ölüm kaygısı, kızlardan daha yüksektir. '24 yaş ve üzeri' grubun ölüm kaygısı en yüksektir. Büyükşehirlerde yaşayan grubun ölüm kaygısı en yüksektir. Sosyo-ekonomik durumu 'yüksek' olanların ölüm kaygısı en yüksektir. İlahiyat Fakültesi'ndeki öğrencilerin ölüm kaygısı, diğerlerinden daha yüksektir. Kendisini 'dindar' olarak tanımlayanların ölüm kaygısı, 'dindar değil' diyenlerinkinden daha yüksektir. Ailesini 'dindar' olarak algılayanların ölüm kaygısı, 'dindar değil' diyenlerinkinden daha düşüktür. Dini inancının hayatına etkisini 'düşük' düzeyde olduğunu belirtenlerin ölüm kaygısı en yüksektir. Beş vakit namazı 'hiçbir zaman' kılmayanların ölüm kaygısı, diğer gruplardan daha yüksektir.
Anahtar Kelimeler: Din Psikolojisi, Ölüm Kaygısı, İlk Yetişkinlik Dönemi, Dindarlık, Beş Vakit Namaz.
Abstract:
The study’s purpose is to examine death anxiety by some variables. It is conducted with 409 participants, chosen descriptive research model and random sampling method. It addresses death anxiety in terms of a wide variety of variables and did research on individuals in early adulthood, so it is an important study. According to results, differences were observed in death anxiety scores in terms of gender, age,
religious belief’s impact on one’s life and frequency of praying. General death anxiety is at ‘low’. Males’ death anxiety is higher. Death anxiety of the ‘24 years and above’ group is the highest. Death anxiety of group in big cities is the highest. As socio-economic status, ‘high’ level is the highest. The death anxiety in theology faculty students is higher. The death anxiety for ‘religious’ is highest. The death anxiety for perceiving their family as ‘religious’ is lower. The death anxiety of religious belief had ‘low’ level of impact on their lives is the highest. The death anxiety of ‘never’ perform the daily prayers is higher.
Keywords: Psychology of Religion, Death Anxiety, Early Adulthood, Religiousness, Fivetime Prayers
Araştırmanın amacı, affetme eğilimini bazı değişkenler (cinsiyet, yaş, sosyo-ekonomik durum, öğrenim görülen fakülte, öznel dindarlık algısı, aile dindarlık algısı, dini inancının hayatına etkisi, beş vakit namaz kılma sıklığı ve toplumun affetme eğilimi algısı) açısından incelemektir. 453 katılımcıdan “affedicilik ölçeği” ile veriler toplanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre bütün değişkenler açısından grupların affetme puanlarının farklılaştığı tespit edilmiştir. Buna göre erkekler, kadınlardan daha affedicidir ve affetme eğilimi en yüksek olan yaş grubu “24 yaş ve üstü” olan gruptur. Sosyo-ekonomik olarak kendilerini yüksek düzeyde algılayanların affetme eğilimi en yüksektir. İlahiyat fakültesi öğrencilerinin affetme eğilimleri, diğer fakültelerdeki öğrencilere göre daha düşüktür. Kendisini orta düzeyde dindar olarak algılayanlar, diğerlerine göre daha affedicidir. Ailesini orta düzeyde dindar algılayanlar, diğerlerine göre daha affedicidir. Dini inancının hayatına etkisinin düşük olduğunu belirtenler, diğerlerine göre daha az affedicidir. Beş vakit namazını “genellikle” kıldığını belirtenlerin affetme eğilimi, diğerlerine göre daha yüksektir. Toplumun affediciliğini orta düzeyde algılayanların affetme eğilimi, diğerlerine göre en yüksektir. Anahtar Kelimeler: Din Psikolojisi, Affetme, Dindarlık, Beş Vakit Namaz, Toplumun Affetme Eğilimi.
Abstract
The aim of the study is to examine the forgiveness tendency in terms of some variables (gender, age, socio-economic status, faculty, perception of subjective religiosity, perception of family religiosity, religious belief’s effect on life, frequency of performing five-time prayers and the perception of society's tendency to forgive). Data was collected from 453 participants with the “forgiveness scale”. According to the results of the research, it was determined that the forgiveness scores of all groups differed in terms of all variables. Males are more forgiving than females, and the age group with the highest tendency to forgive is “24 years and above” group. Those who perceive themselves to be at a high socio-economic level have the highest tendency to forgive. Theology faculty students’ tendency to forgive is lower than students in other faculties. Those who perceive themselves as moderately religious are more forgiving than others, and those who perceive their families as moderately religious are more forgiving than others. Those who state that their religious belief has a low impact on their lives are less forgiving than others. Those who say that they ‘usually’ perform the five-time prayers have a higher tendency to forgive than others. Those who perceive society's forgiveness at a medium level have the highest tendency to forgive. Keywords: Psychology of Religion, Forgiving, Religiosity, Five-time Prayers, Tendency of Society to Forgive.
The aim of the research is to investigate, through bilateral interviews, the kinds of love elders in nursing homes need, to classify their love needs by analyzing, and to develop spiritual care contents to meet these needs. The sample of the study consists of 24 elders in three nursing home and elderly care centers in the centers of Sinop, Konya and Kastamonu provinces. In the study, the phenomenological method was followed and bilateral meetings were held and observations were made. The love needs of the elders were classified in light of interviews and observations made in the nursing homes, researches related to the subject of love in the literature, and the opinions of field experts. Based on their expectation of love from their children, grandchildren, neighbors and relatives, it was concluded the elders have love needs related both to their immediate and distant surroundings. It has been determined that there is a mutual understanding of love among the elderly, based on the condition that other people should behave in love. Based on the situations such as thinking that they are abandoned by their children to the nursing home and feeling that they are ignored by the nursing home staff, it has been made out that the elders suffer from a lack of love basing on the worthlessness thought. Based on the belief that the elderly in nursing homes are negatively approached by the society and that the elderly people are not shown the necessary love and respect, it has been determined that elderly people expect love from the society. Based on the death of a spouse or the absence of a happy marriage, it was found that the participants had a lack of love and being loved by their spouse. The lack of love for life has been identified in the elderly, based on their wish for death instead of being patient with the illnesses and loneliness they suffered. Based on the fact that they stated that they were away from the love environment where their families were, because they were separated from their children and grandchildren, the lack of love in the elderly caused by being away from their families was reached. Based on the frequent wishing their hated spouses and their own children ill who left them in nursing homes, it was determined that the elders have a punishment-oriented God perception rather than a love-oriented God perception. In order to meet these needs for love within the scope of spiritual care, the following contents could be presented: Human beings are created to be prone to love, empathy is a feeling that supports love, sharing things supports the love environment while stinginess prevents love, forgiveness expands the love field, contributing to the love environment of covering people’s defects instead of investigating theirs flaws, being aware of the difference between taqwa and fear strengthens the love-oriented God perception could be explained.
The aim of this study is to investigate studies in Turkey related to spiritual and religious services provided for criminals. To acquire the data, theological studies on isam.org.tr, the thesis archive on tez.yok.gov.tr, scholar.google.com, libraries and ulakbim.gov.tr were benefitted from. In titles, abstracts, keywords and contents of publications; keywords that religious services, spiritual care, religious counselling and guidance, prison, jail, sentenced, prisoner, arrestee, criminal, correction house were searched. From the gathered publications, solely researches relating to spiritual and religious services for criminals had been taken into consideration. First, those obtained publications were reviewed in terms of yearly distribution, publication types and technique. The applied researches, then, were analyzed in terms of the methodology, the technique for data gathering, age groups of the sample, sample quantity, and location where the studies took place. According to the results, there were fluctuations in distribution by years. Researches were mostly between 2018 and 2016, and most of them were published in 2015. Most of those are research papers, and with regards to technique, are applied researches. Mixed methodology studies are one-third, and quantitative studies are about three times more than qualitative studies. More than half of the applied researches included only the questionnaire technique, while researches with the age groups including both adults and elderlies are of the most, and the maximum number of people in a research carried out is 550. In addition, it was concluded that the applied researches were concentrated in the regions of Central Anatolia, Central Black Sea, South Anatolia, Coastal Aegean, while there was not any research in the North-Eastern Anatolia. The results, deduced from analyzes of the results of the studies are as follows: history of spiritual and religious services for criminals in Turkey traces its sources back to 1950s, and there have not been clear legal grounds for the services yet. Spiritual and religious service practices have positively affected attitudes of prisoners, contributed to their perception of regret, and increased their tendency towards religion. Also, criminals have needed spiritual and religious support, and the support has played a very important role in their rehabilitation. Factors reducing the quality of spiritual and religious services are as follows: poor physical conditions of prisons, low-numbered and ill-equipped staffs in religious services, and curriculum incompatibility in terms of prisoners’ age groups, as well as psychological and cognitive levels, lack of equipment in the provision of the spiritual and religious services.
arasında Türkiye’de yapılmış manevî bakımla ilgili araştırmaları gözden
geçirmektir. Yapılan araştırmalara ulaşmak için veri tabanları taranmış ve
sadece maneviyat ve manevî bakım ile doğrudan ilişkili olarak sağlık
hizmetlerinde yapılan araştırmalar dikkate alınmıştır. Bu araştırmalar yıllara,
araştırma türlerine ve veri toplama tekniğine göre dağılımları incelenmiş ve
örneklem grupları ve çalışmalarda kullanılan ölçekler bakımından sistematik
olarak değerlendirilmiştir.
Araştırmanın bulgularına göre, sağlık hizmetlerinde yapılan
maneviyat ve manevi bakımla ilgili 80 araştırmaya ulaşılmıştır. Bunlardan
51’i uygulamalı 29’i ise teoriktir. 4 farklı örneklem grubu üzerinde yapılan
uygulamalı araştırmalardan 24’ü sağlık çalışanı, 10’u hastalar, 14’ü sağlık
hizmetleriyle ile ilgili eğitim veren öğretim elemanları ile onların öğrencileri
ve 3’ü de hasta yakınları üzerinde yapılmıştır. Uygulamalı araştırmaların 41’i
ölçek kullanan nicel araştırma ve 10’u görüşme formundan yararlanan nitel
araştırmadır. Nicel araştırmalarda ise 8 farklı ölçek kullanılmıştır.
Araştırmanın sonuçlarına göre bu zaman periyodunda, konuyla ilgili
yapılan araştırmaların yıllık dağılımında dalgalanmalar olmasına rağmen, her
bir yıla düşen araştırma sayısı bakımından bir artış vardır. Uygulamalı
araştırmalar, teorik araştırmalarının yaklaşık iki katıdır. Uygulamalı
araştırmaların büyük çoğunluğu ölçek kullanmışken, örneklem olarak en fazla
sağlık çalışanları tercih edilmiştir.
This study aims to give an overview of health services researches
published on spiritual care from 2004 to 2018, Turkey. To reach the studies,
databases were searched and took studies into consideration, which are
directly associated with spirituality and spiritual care in health services. These
studies were overviewed with regards to distribution of years, study types and
data collecting techniques, and then those sampling groups and scales were
systematically reviewed.
According to the study findings, 80 studies, relating to spirituality
and spiritual care in health services, were concluded. 51 of them are empirical
and 29 are theoretical. In the empirical studies, researches were done on four
different sampling groups in which 24 for health service workers, 10 for
patients, 14 for faculty members and/or students, and 3 for relatives of
patients. 41 of the empirical are quantitative with scales and 10 are qualitative
with interview forms, while 8 different scales were used in the quantitative
studies.
According to the study results, in the period, fluctuations in yearly
distributions of the related studies were seen, however, there is an increasing
in study numbers per year. The empirical studies were nearly doubled the
theoretical. Majority of empirical studies used scales, while the most preferred
sampling group was health services workers.
Hem dünyada hem de ülkemizde her geçen gün yaşlı bakımına verilen önem artmakta ve bu konuda yeni yaklaşımlar ortaya atılmaktadır. Yaşlıların daha mutlu bir yaşam sürmelerine destek olmayı amaçlayan bu yaklaşımlar, kurumlar ve akademik dünya tarafından önemsenmektedir. Çalışmanın amacı ise huzurevi yaşlılarının manevi ihtiyaçlarını alanyazın taraması, gözlemler ve ikili görüşmeler yoluyla tespit etmektir. Bu amaçla öncelikle alanyazında yaşlı bakımında maneviyat ile ilişkili kaynak taraması yapılmış; ardından etik kurul izni ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından kurumsal izin alınarak Sinop, Konya ve Kastamonu Huzurevlerinde yaşlılar gözlenmiş; daha sonra ise bu yaşlılar arasından 24 (12 kadın, 12 erkek) kişi ile ikili görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırmada keşifsel desen ve fenomenolojik araştırma yöntemi benimsenmiş yaşlıların manevî gereksinimlerini tespit etmede konuyla ilgili olabilecek çalışmalar gözden geçirilmiştir. Diğer yandan hazırlanan mülakat soruları ile veriler toplanmış ve bunlar kategoriler haline getirilmiştir. Gözlem aşamasında ise üç ay huzurevi yaşlılarıyla birlikte zaman geçirilerek veri toplanmıştır. Bütün bunlardan elde edilen veriler birbiriyle koordineli bir şekilde incelenmiştir. Bu üç teknikten yararlanılarak huzurevi yaşlılarının manevi ihtiyaçlarının temelde 13 tema üzerinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir: Niyet, tövbe, aşkın yanımız maneviyat, pozitif düşünme, sevgi, şükür, sabır, tevekkül, affetme, tek başınalık, barış, bilgelik, mutluluk.
Çalışmanın amacı, ölüm kaygısını bazı değişkenler açısından incelemektir. 409 katılımcı ile gerçekleştirilen bu araştırmada, betimsel araştırma modeli ve rastgele örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Ölüm kaygısını çok çeşitli değişkenler açısından ele alması ve ilk yetişkinlik dönemindeki bireyler üzerinde gerçekleştirilmesi bakımından önemli bir çalışmadır. Araştırmanın sonuçlarına göre cinsiyet, yaş, dini inancının hayatına etkisi ve beş vakit namaz kılma sıklığı açısından ölüm kaygısı puanlarında farklılaşmalara ulaşılmıştır. Buna göre katılımcıların genel ölüm kaygısı düzeyleri düşüktür. Erkeklerin ölüm kaygısı, kızlardan daha yüksektir. '24 yaş ve üzeri' grubun ölüm kaygısı en yüksektir. Büyükşehirlerde yaşayan grubun ölüm kaygısı en yüksektir. Sosyo-ekonomik durumu 'yüksek' olanların ölüm kaygısı en yüksektir. İlahiyat Fakültesi'ndeki öğrencilerin ölüm kaygısı, diğerlerinden daha yüksektir. Kendisini 'dindar' olarak tanımlayanların ölüm kaygısı, 'dindar değil' diyenlerinkinden daha yüksektir. Ailesini 'dindar' olarak algılayanların ölüm kaygısı, 'dindar değil' diyenlerinkinden daha düşüktür. Dini inancının hayatına etkisini 'düşük' düzeyde olduğunu belirtenlerin ölüm kaygısı en yüksektir. Beş vakit namazı 'hiçbir zaman' kılmayanların ölüm kaygısı, diğer gruplardan daha yüksektir.
Anahtar Kelimeler: Din Psikolojisi, Ölüm Kaygısı, İlk Yetişkinlik Dönemi, Dindarlık, Beş Vakit Namaz.
Abstract:
The study’s purpose is to examine death anxiety by some variables. It is conducted with 409 participants, chosen descriptive research model and random sampling method. It addresses death anxiety in terms of a wide variety of variables and did research on individuals in early adulthood, so it is an important study. According to results, differences were observed in death anxiety scores in terms of gender, age,
religious belief’s impact on one’s life and frequency of praying. General death anxiety is at ‘low’. Males’ death anxiety is higher. Death anxiety of the ‘24 years and above’ group is the highest. Death anxiety of group in big cities is the highest. As socio-economic status, ‘high’ level is the highest. The death anxiety in theology faculty students is higher. The death anxiety for ‘religious’ is highest. The death anxiety for perceiving their family as ‘religious’ is lower. The death anxiety of religious belief had ‘low’ level of impact on their lives is the highest. The death anxiety of ‘never’ perform the daily prayers is higher.
Keywords: Psychology of Religion, Death Anxiety, Early Adulthood, Religiousness, Fivetime Prayers
Araştırmanın amacı, affetme eğilimini bazı değişkenler (cinsiyet, yaş, sosyo-ekonomik durum, öğrenim görülen fakülte, öznel dindarlık algısı, aile dindarlık algısı, dini inancının hayatına etkisi, beş vakit namaz kılma sıklığı ve toplumun affetme eğilimi algısı) açısından incelemektir. 453 katılımcıdan “affedicilik ölçeği” ile veriler toplanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre bütün değişkenler açısından grupların affetme puanlarının farklılaştığı tespit edilmiştir. Buna göre erkekler, kadınlardan daha affedicidir ve affetme eğilimi en yüksek olan yaş grubu “24 yaş ve üstü” olan gruptur. Sosyo-ekonomik olarak kendilerini yüksek düzeyde algılayanların affetme eğilimi en yüksektir. İlahiyat fakültesi öğrencilerinin affetme eğilimleri, diğer fakültelerdeki öğrencilere göre daha düşüktür. Kendisini orta düzeyde dindar olarak algılayanlar, diğerlerine göre daha affedicidir. Ailesini orta düzeyde dindar algılayanlar, diğerlerine göre daha affedicidir. Dini inancının hayatına etkisinin düşük olduğunu belirtenler, diğerlerine göre daha az affedicidir. Beş vakit namazını “genellikle” kıldığını belirtenlerin affetme eğilimi, diğerlerine göre daha yüksektir. Toplumun affediciliğini orta düzeyde algılayanların affetme eğilimi, diğerlerine göre en yüksektir. Anahtar Kelimeler: Din Psikolojisi, Affetme, Dindarlık, Beş Vakit Namaz, Toplumun Affetme Eğilimi.
Abstract
The aim of the study is to examine the forgiveness tendency in terms of some variables (gender, age, socio-economic status, faculty, perception of subjective religiosity, perception of family religiosity, religious belief’s effect on life, frequency of performing five-time prayers and the perception of society's tendency to forgive). Data was collected from 453 participants with the “forgiveness scale”. According to the results of the research, it was determined that the forgiveness scores of all groups differed in terms of all variables. Males are more forgiving than females, and the age group with the highest tendency to forgive is “24 years and above” group. Those who perceive themselves to be at a high socio-economic level have the highest tendency to forgive. Theology faculty students’ tendency to forgive is lower than students in other faculties. Those who perceive themselves as moderately religious are more forgiving than others, and those who perceive their families as moderately religious are more forgiving than others. Those who state that their religious belief has a low impact on their lives are less forgiving than others. Those who say that they ‘usually’ perform the five-time prayers have a higher tendency to forgive than others. Those who perceive society's forgiveness at a medium level have the highest tendency to forgive. Keywords: Psychology of Religion, Forgiving, Religiosity, Five-time Prayers, Tendency of Society to Forgive.
The aim of the research is to investigate, through bilateral interviews, the kinds of love elders in nursing homes need, to classify their love needs by analyzing, and to develop spiritual care contents to meet these needs. The sample of the study consists of 24 elders in three nursing home and elderly care centers in the centers of Sinop, Konya and Kastamonu provinces. In the study, the phenomenological method was followed and bilateral meetings were held and observations were made. The love needs of the elders were classified in light of interviews and observations made in the nursing homes, researches related to the subject of love in the literature, and the opinions of field experts. Based on their expectation of love from their children, grandchildren, neighbors and relatives, it was concluded the elders have love needs related both to their immediate and distant surroundings. It has been determined that there is a mutual understanding of love among the elderly, based on the condition that other people should behave in love. Based on the situations such as thinking that they are abandoned by their children to the nursing home and feeling that they are ignored by the nursing home staff, it has been made out that the elders suffer from a lack of love basing on the worthlessness thought. Based on the belief that the elderly in nursing homes are negatively approached by the society and that the elderly people are not shown the necessary love and respect, it has been determined that elderly people expect love from the society. Based on the death of a spouse or the absence of a happy marriage, it was found that the participants had a lack of love and being loved by their spouse. The lack of love for life has been identified in the elderly, based on their wish for death instead of being patient with the illnesses and loneliness they suffered. Based on the fact that they stated that they were away from the love environment where their families were, because they were separated from their children and grandchildren, the lack of love in the elderly caused by being away from their families was reached. Based on the frequent wishing their hated spouses and their own children ill who left them in nursing homes, it was determined that the elders have a punishment-oriented God perception rather than a love-oriented God perception. In order to meet these needs for love within the scope of spiritual care, the following contents could be presented: Human beings are created to be prone to love, empathy is a feeling that supports love, sharing things supports the love environment while stinginess prevents love, forgiveness expands the love field, contributing to the love environment of covering people’s defects instead of investigating theirs flaws, being aware of the difference between taqwa and fear strengthens the love-oriented God perception could be explained.
The aim of this study is to investigate studies in Turkey related to spiritual and religious services provided for criminals. To acquire the data, theological studies on isam.org.tr, the thesis archive on tez.yok.gov.tr, scholar.google.com, libraries and ulakbim.gov.tr were benefitted from. In titles, abstracts, keywords and contents of publications; keywords that religious services, spiritual care, religious counselling and guidance, prison, jail, sentenced, prisoner, arrestee, criminal, correction house were searched. From the gathered publications, solely researches relating to spiritual and religious services for criminals had been taken into consideration. First, those obtained publications were reviewed in terms of yearly distribution, publication types and technique. The applied researches, then, were analyzed in terms of the methodology, the technique for data gathering, age groups of the sample, sample quantity, and location where the studies took place. According to the results, there were fluctuations in distribution by years. Researches were mostly between 2018 and 2016, and most of them were published in 2015. Most of those are research papers, and with regards to technique, are applied researches. Mixed methodology studies are one-third, and quantitative studies are about three times more than qualitative studies. More than half of the applied researches included only the questionnaire technique, while researches with the age groups including both adults and elderlies are of the most, and the maximum number of people in a research carried out is 550. In addition, it was concluded that the applied researches were concentrated in the regions of Central Anatolia, Central Black Sea, South Anatolia, Coastal Aegean, while there was not any research in the North-Eastern Anatolia. The results, deduced from analyzes of the results of the studies are as follows: history of spiritual and religious services for criminals in Turkey traces its sources back to 1950s, and there have not been clear legal grounds for the services yet. Spiritual and religious service practices have positively affected attitudes of prisoners, contributed to their perception of regret, and increased their tendency towards religion. Also, criminals have needed spiritual and religious support, and the support has played a very important role in their rehabilitation. Factors reducing the quality of spiritual and religious services are as follows: poor physical conditions of prisons, low-numbered and ill-equipped staffs in religious services, and curriculum incompatibility in terms of prisoners’ age groups, as well as psychological and cognitive levels, lack of equipment in the provision of the spiritual and religious services.
arasında Türkiye’de yapılmış manevî bakımla ilgili araştırmaları gözden
geçirmektir. Yapılan araştırmalara ulaşmak için veri tabanları taranmış ve
sadece maneviyat ve manevî bakım ile doğrudan ilişkili olarak sağlık
hizmetlerinde yapılan araştırmalar dikkate alınmıştır. Bu araştırmalar yıllara,
araştırma türlerine ve veri toplama tekniğine göre dağılımları incelenmiş ve
örneklem grupları ve çalışmalarda kullanılan ölçekler bakımından sistematik
olarak değerlendirilmiştir.
Araştırmanın bulgularına göre, sağlık hizmetlerinde yapılan
maneviyat ve manevi bakımla ilgili 80 araştırmaya ulaşılmıştır. Bunlardan
51’i uygulamalı 29’i ise teoriktir. 4 farklı örneklem grubu üzerinde yapılan
uygulamalı araştırmalardan 24’ü sağlık çalışanı, 10’u hastalar, 14’ü sağlık
hizmetleriyle ile ilgili eğitim veren öğretim elemanları ile onların öğrencileri
ve 3’ü de hasta yakınları üzerinde yapılmıştır. Uygulamalı araştırmaların 41’i
ölçek kullanan nicel araştırma ve 10’u görüşme formundan yararlanan nitel
araştırmadır. Nicel araştırmalarda ise 8 farklı ölçek kullanılmıştır.
Araştırmanın sonuçlarına göre bu zaman periyodunda, konuyla ilgili
yapılan araştırmaların yıllık dağılımında dalgalanmalar olmasına rağmen, her
bir yıla düşen araştırma sayısı bakımından bir artış vardır. Uygulamalı
araştırmalar, teorik araştırmalarının yaklaşık iki katıdır. Uygulamalı
araştırmaların büyük çoğunluğu ölçek kullanmışken, örneklem olarak en fazla
sağlık çalışanları tercih edilmiştir.
This study aims to give an overview of health services researches
published on spiritual care from 2004 to 2018, Turkey. To reach the studies,
databases were searched and took studies into consideration, which are
directly associated with spirituality and spiritual care in health services. These
studies were overviewed with regards to distribution of years, study types and
data collecting techniques, and then those sampling groups and scales were
systematically reviewed.
According to the study findings, 80 studies, relating to spirituality
and spiritual care in health services, were concluded. 51 of them are empirical
and 29 are theoretical. In the empirical studies, researches were done on four
different sampling groups in which 24 for health service workers, 10 for
patients, 14 for faculty members and/or students, and 3 for relatives of
patients. 41 of the empirical are quantitative with scales and 10 are qualitative
with interview forms, while 8 different scales were used in the quantitative
studies.
According to the study results, in the period, fluctuations in yearly
distributions of the related studies were seen, however, there is an increasing
in study numbers per year. The empirical studies were nearly doubled the
theoretical. Majority of empirical studies used scales, while the most preferred
sampling group was health services workers.
researches published in health services in Turkey, from 2004 to 2018. Databases were searched and
took studies into consideration so as to reach the studies that directly associated with spirituality and
spiritual care in health services. These studies were overviewed with regards to distribution of years,
paradigms followed (theoretical/practical), research designs (qualitative/quantitative) and then those
sampling groups and scales in qualitative researches were systematically reviewed. According to the
study findings, it was concluded 80 studies relating to spirituality and spiritual care in health services.
51 of them are empirical and 29 are theoretical. 24 of empirical researches were done on health service
workers, 10 were on patients, 14 were on faculty members and/or those students, and 3 were on
relatives of patients. 41 of the empirical studies are quantitative research using scales and 10 are
qualitative using interview forms, while 8 different scales were used in the quantitative studies.
According to the study results, in the period, it is inferred that there were fluctuations in yearly
distributions of the related studies, however, there was an increasing in research numbers per year.
The empirical studies were nearly doubled the theoretical. The quantitative researches are
approximately four times of the qualitative researches. The vast majority of empirical studies were
based on scales, while the most preferred sampling group was health services workers. However, it
was not available any applied spiritual care modelling/program for patients. Any comprehensive
study, which was based on a long period, had not been found. In the researches, while it was
expressed that spiritual care is necessary, it is offered limited information about ‘how’ the spiritual
care should be done and “what” the spiritual care should include. Furthermore, it was not found any
inter disciplinary research.
ÖZET
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de sağlık hizmetlerinde 2004 ile 2018 yılları arasında yapılan manevî
bakımla ilgili araştırmaları meta-analiz tekniğiyle incelemektir. Yapılan araştırmalara ulaşmak için
veri tabanları taranmış ve sağlık hizmetlerinde maneviyat ve manevî bakım ile doğrudan ilişkili
araştırmalar dikkate alınmıştır. Bu araştırmalar yıllara, benimsenen paradigmaya (uygulamalı/teorik),
araştırma desenlerine (nitel/nicel) göre dağılımları incelenmiş ve daha sonra örneklem grupları ve
kullanılan ölçekler bakımından sistematik bir şekilde değerlendirilmiştir. Araştırmanın bulgularına
göre, sağlık hizmetlerinde konuyla ilgili yapılmış 80 araştırmaya ulaşılmıştır. Bunlardan 51’i
uygulamalı 29’u ise teoriktir. Uygulamalı araştırmalardan 24’ü sağlık çalışanları, 10’u hastalar, 14’ü
sağlık hizmetleriyle ile ilgili eğitim veren öğretim elemanları ve/ya onların öğrencileri ve 3’ü de hasta
yakınları üzerinde gerçekleştirilmiştir. Uygulamalı araştırmaların 41’i ölçek kullanan nicel araştırma
ve 10’u görüşme formundan yararlanan nitel araştırma iken nicel araştırmalarda 8 farklı ölçek
kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre bu zaman periyodunda, konuyla ilgili yapılan
araştırmaların yıllık dağılımında dalgalanmalar olmasına rağmen, her bir yıla düşen araştırma sayısı
bakımından bir artış vardır. Uygulamalı araştırmalar, teorik araştırmaların iki katı kadardır. Nicel
yayın sayısı nitel yayın sayısının yaklaşık olarak dört katı kadardır. Uygulamalı araştırmaların büyük
çoğunluğu ölçek kullanmışken, örneklem olarak en fazla sağlık çalışanları tercih edilmiştir. Diğer
yandan, hastalara uygulanan bir manevî bakım modeline/programına ulaşılamamıştır. Uzun bir
süreçte gerçekleştirilmiş kapsamlı bir çalışmaya ulaşılamamıştır. Araştırmalarda, manevî bakımın bir
gereklilik olduğu ifade edilmesine rağmen, bu manevî bakımın ‘nasıl’ yapılacağı ve bu manevi bakımın
içeriğinin ‘ne’ olması gerektiği ile ilgili sınırlı bir bilgi sunulmuştur. Dahası herhangi bir disiplinler
arası çalışmaya ise rastlanmamıştır.
aracılığıyla sosyalleşme sürecinde etkili olur. Diğer yandan ahlak ilkelerinin bir toplumdan diğer topluma ve bir bireyden diğer bireye değiştiği söylenebilir. Çünkü her toplumun kendine özgü bir dini, dili, gelenek-görenekleri vs. olduğu gibi bir de ahlakı vardır. Dolayısıyla toplumdaki yansıması bakımından ahlakın göreceli olduğu söylenebilir.
Ahlaka yönelik geliştirilen metaforlardan oluşturulan kategoriler ve bu kapsamda
örneklemin sunduğu metaforlardan en çok tercih edilenler şöyledir:
1) Sınırlayıcı bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Din, hayat,
öğretmen, trafik kuralları, devlet, patron, aile, buz, bıçak, hukuk, polis. Bu kategoride ahlakı ‘din’ olarak algılama eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit
edilmiştir.
2) Yol gösterici bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Dost, pusula,
kutup yıldızı, beyin, öğütlerin toplamı, yol, araba, yaşam metodu, davetiye, el feneri, güneş, mum. Bu kategoride ahlakı ‘dost’ ve ‘pusula’ olarak algılama eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir.
3) Koruyucu bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: İlaç, baba, evin
çatısı, aşı, barınak, domino, kale, soba, anne, perde, zırh. Bu kategoride ahlakı ‘ilaç’ olarak algılama eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir.
4) Yansıtıcı bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Ayna, su, kalp,
toplum, huy, iç hal, çiçek, giysi, kişilik. Bu kategoride ahlakı ‘ayna’ olarak algılama
eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir.
5) İhtiyaç olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: İhtiyaç, hayat, yaşam kaynağı, toplumun direği, yastık, toplumun bel kemiği, hava, ev kolonu, tuğla, yapı taşı, can damarı.
6) Birleştirici bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Mıknatıs,
toplumun temeli, yapboz, yazılı olmayan kurallar, köprü, kum, örümcek ağı, gökyüzü,
damar. Bu kategoride ahlakı ‘mıknatıs’ olarak algılama eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir.
7) Çeşitlilik olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: İnsan, gökkuşağı, sigara,
oyun hamuru, düşünce, dünya, orman, akvaryum. Bu kategoride ahlakı ‘insan’ olarak
algılama eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir.
8) İyileştirici bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Akarsu, su
artırma cihazı, deniz, yeni doğmuş çocuk, tamirci, çiçek, doktor, akciğer. Bu kategoride
ahlakı ‘akarsu’ olarak algılama eğiliminde olan katılımcıların daha yoğunlukta olduğu tespit edilmiştir.
9) Geliştirici bir unsur olarak ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Ağaç, zeytin
ağacı, ışık, yağmur, asansör, karakter.
10) Değer biçme açısından ahlak kategorisindeki metaforlaştırmalar: Erdem, mücevher, elmas, maden
11) Diğer kategorisindeki metaforlaştırmalar: Fidan, mutluluk, nilüfer, cahil, vicdan,
ütü. Bu kategoride birbirinden bağımsız çeşitli metaforların yer alması, ahlaka yönelik çok farklı algıların olduğuna bir işaret kabul edilebilir.
Sonuç olarak ahlak kavramına yönelik olarak 108 kişilik örneklem tarafından 95 farklı
metafor sunulduğu ve bu metaforların 11 kategoride tasnif edilebileceği tespit edilmiştir.
Diğer yandan katılımcıların ürettiği metaforlar ve bu metaforların sunulma gerekçeleri
Kur’an ayetlerinde ve hadislerdeki ahlak kavramıyla ilişkili ifadelerle paralellik gösterdiğine ulaşılmıştır. Ayrıca ahlak konusuyla ilgili yapılan çalışmalardaki ahlaka dair ifadeler ile katılımcılar tarafından sunulan ifadeler arasında benzerlikler ve farklılıklar olduğu tespit edilmiştir