Skip to main content
Sosyal medya araçları, vatandaşları, haber kuruluşlarını, gazetecileri, sivil toplum örgütlerini ve acil durum müdahale ekiplerini günlük hayatın çoğu alanına entegre etmektedir. İletişim, acil durum yönetiminin temel araçlarından biri... more
Sosyal medya araçları, vatandaşları, haber kuruluşlarını, gazetecileri, sivil toplum örgütlerini ve acil durum müdahale ekiplerini günlük hayatın çoğu alanına entegre etmektedir.  İletişim, acil durum yönetiminin temel araçlarından biri olarak görülmektedir ve bir afete müdahale eden onlarca kurum/kuruluş için çok önemli hale gelmektedir. Son birkaç yılda Türkiye’de meydana gelen felaketlerde ve acil durumlarda, sosyal medya araçları kriz müdahalesinin ayrılmaz ve önemli bir bileşeni olarak hizmet edebileceğini göstermektedir. Acil durumun türü ne olursa olsun, (terör saldırısı, salgın hastalık, sel veya bir deprem) çok fazla insan iletişim hatlarına bilgiye erişmek için aşırı yüklenebilir ve bu hücresel ağları faydalı olacakken kullanışsız hale getirebilir. 
Bu nedenle örgütsel teoriden yola çıkarak, kolektif anlam yaratmayı teşvik eden kasıtlı bilgi sağlamanın arkasındaki mekanizmaları açıklamak ayrıca önem arz etmektedir. Bu makale, sosyal medya araçlarının afetlerde halk, acil durum kuruluşları ve akademik kurumlar tarafından nasıl kullanıldığını incelemektedir. Bu makale acil durumlarda sosyal medya kullanımına ilişkin literatürü gözden geçirmektedir. İncelenen makalelerden bazıları daha önceki materyallere atıfta bulunmaktadır.
Lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel ve interseks + (LGBTI +) bireyler hayatın her alanında ayrımcılığa ve dışlanmaya maruz kalıyor. Bu nedenle LGBTİ + bireyler iş, okul, aile ve arkadaşlık ağlarından uzaklaşmaktadır. Bu ayrımcılık,... more
Lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel ve interseks + (LGBTI +) bireyler hayatın her alanında ayrımcılığa ve dışlanmaya maruz kalıyor. Bu nedenle LGBTİ + bireyler iş, okul, aile ve arkadaşlık ağlarından uzaklaşmaktadır. Bu ayrımcılık, LGBTİ + bireylerin istihdam, sağlık hizmetleri, eğitim ve barınma gibi temel sosyal haklara eşit erişimini engellemektedir. Gelişen iletişim teknolojileri birçok bireyin günlük yaşam pratiklerini değiştirirken (sosyalleşme, bilgiye / habere ulaşma ve hak arama) sosyal medya da kendini savunmasız, yalnız veya yalıtılmış hisseden LGBTİ + bireylerin günlük yaşam pratiklerini etkilemektedir. Bu bağlamda, bu çalışma LGBTİ + bireylerin sosyal medya ve alternatif medya kullanımlarını anlamak için yapılmıştır. Türkiye'deki LGBTİ + gruplarına 63 soruluk online anket yapıldı. 454 kişiden toplanan veriler analiz edildi. Sonuçlar, LGBTİ + bireylerin sosyal medya sayesinde sosyal ilişkiler geliştirebileceğini ve bilgiye / habere ulaşmak için ana akım medya yerine sosyal medyada yayın yapan alternatif medya kanallarını tercih ettiklerini gösteriyor. Sosyal haklara eşit erişimi engelleyen LGBTİ + bireylerin bu haklar için sosyal medyada anonim kimliklerle eylem ve aktivist faaliyetlerde bulunduğu sonucuna varıldı.
Toplumsal kanaatler, gündelik yaşamın şekillenmesi ve toplumun kontrol al-tında tutulabilmesi açısından egemen güç için hayati bir öneme sahiptir. Ken-di egemenliğinin devamını sağlamak ve ideolojisini yeniden üretebilmesi için siyasi erk... more
Toplumsal kanaatler, gündelik yaşamın şekillenmesi ve toplumun kontrol al-tında tutulabilmesi açısından egemen güç için hayati bir öneme sahiptir. Ken-di egemenliğinin devamını sağlamak ve ideolojisini yeniden üretebilmesi için siyasi erk ile medya arasında sıkı bir ilişkinin ortaya çıkmasına neden olmak-tadır. Bu bakımından egemen olanın çıkarı doğrultusunda kanaatler kontrol edilmekte ve kullanılmaktadır. Bu çalışmada, egemen gücün toplumu kontrol altında tutulabilmesi ve medya üzerindeki etkisini anlamak açısından Bour-dieu'nün ortaya koymuş olduğu "doxa" ve "doksozoflar" kavramları ele alı-nacaktır. Bu kapsamda doksozof olarak tanımlanan kişilerin birçok konuda sığ bir bilgi birikimine sahip olmalarına rağmen kanaatleri yeniden üreterek ve bu üretilen kanaatlerin siyasal erkin isteği üzerine ana medya ve yeni medya kanalları aracılığıyla yeniden kurgulayarak nasıl yeni toplumsal pratikler oluş-turdukları incelenecektir. Siyasi erkin söylemlerini doksozoflar sayesinde meş-rulaştırıp, topluma ulaştırmayı hedefleyen medya, egemen güçle arasındaki ilişkisini kendi çıkarları doğrultusunda korumayı hedefler. Bu durumda medya-nın doksozoflar aracılığıyla topluma taşıdığı kanaatlerin ne kadar toplum yara-rına olduğu sorgulanması gereken bir konudur.
Bu çalışma sosyal medyada ve günümüz eylemciliğine hâkim olan “yataycılık ideolojisi”nin de desteklediği “sosyal medyada lidersizlik” söylemini eleştirmektedir. Bu bağlamda PaoloGerbaudo’nun Twitter ve Sokaklar kitabındaki “Akışkan... more
Bu çalışma sosyal medyada ve günümüz eylemciliğine hâkim olan “yataycılık ideolojisi”nin de desteklediği “sosyal medyada lidersizlik” söylemini eleştirmektedir. Bu bağlamda PaoloGerbaudo’nun Twitter ve Sokaklar kitabındaki “Akışkan Örgütlenme’’ tezi temel alınarak sosyal medyada başlayan toplumsal hareketlerin harekete geçirme dinamiğinin arkasında yatan asıl nedenin sosyal medyanın kendisi mi yoksa sosyal medya sayfalarına sahip sayfa yöneticileri olan ‘koreograflar’ mı olduğu konusu irdelenecektir. Bu bağlamda sosyal medya aracılığıyla oluşan kamusal alanların ve fiziksel örgütlenmelerin yapısı oluşturulurken lidersizlik ortamı yaratmanın aksine, gönülsüz ve gizli liderler ortaya çıkmaktadır. Ancak bu lider örgütlenmeleri, alışılmışın dışında politik hiyerarşinin yaratmış olduğu tepeden aşağı doğru bir emir -komuta zinciri ile yürütülmek yerine daha çok apolitik olan sosyal medya kullanıcılarının bilinçlendirilip bir araya getirilmesiyle olmaktadır. Bu doğrultuda gönülsüz ve gizli liderler (koreograflar) Facebook ve Twitter benzeri mecraları kullanılırken gözetim kültürünün normalleşmesinden tamamen kurtularak bilinçli protesto eylemleri için iletişim kurma pratikleri geliştirip, gettolaşma eğiliminden sıyrılmayı hedeflemektedir.