Skip to main content

Zero -X

Alman İmparatorluk Donanmasına (Kaiserliche Marine) bağlı SMS Königsberg kruvazörünün hikayesi 1. Dünya Savaşı sırasında görece olarak küçük bir olay olarak gözükse de etki olarak büyük olaylarla bağlantılı olduğu söylenebilir. SMS... more
Alman İmparatorluk Donanmasına (Kaiserliche Marine) bağlı SMS Königsberg kruvazörünün hikayesi 1. Dünya Savaşı sırasında görece olarak küçük bir olay olarak gözükse de etki olarak büyük olaylarla bağlantılı olduğu söylenebilir. SMS Königsberg Kruvazörü’nün hikayesini asıl ilginç kılan kısım ise bu hikayenin günümüze kadar devam etmesidir.
Research Interests:
Petrol üretimi yapan ülkeler üzerinde hâkim ve söz sahibi olmanın günümüzde olduğu kadar yakın tarihimizde de dünyaya egemen güçler tarafından ne kadar mühim bir mesele olduğunu Amerika ve İngiltere’nin, İran üzerinde gerçekleştirdiği... more
Petrol üretimi yapan ülkeler üzerinde hâkim ve söz sahibi olmanın günümüzde olduğu kadar yakın tarihimizde de dünyaya egemen güçler tarafından ne kadar mühim bir mesele olduğunu Amerika ve İngiltere’nin, İran üzerinde gerçekleştirdiği ‘’Ajax Operasyonu’’ ile daha iyi anlayabiliriz. Ajax örtülü operasyonu İran’ın başında bulunan Başbakan Muhammed Musaddık’ın iktidardan düşürülmesi için gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla İran siyasi tarihinde en kritik dönemeçlerden biri Muhammed Musaddık’ın başbakan olduğu dönem olduğu yadsınamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Research Interests:
İngiltere, 4 Ağustos 1914'te başlayan 1. Dünya Savaşına girdiğinde, Avrupa suları dışında görev yapan tek Alman deniz gücü, Çin’in Tsingtau şehrinde konuşlanmış olan Alman Doğu Asya Filosu idi. Bu filoya ek olarak, dünyanın çeşitli... more
İngiltere, 4 Ağustos 1914'te başlayan 1. Dünya Savaşına girdiğinde, Avrupa suları dışında görev yapan tek Alman deniz gücü, Çin’in Tsingtau şehrinde konuşlanmış olan Alman Doğu Asya Filosu idi. Bu filoya ek olarak, dünyanın çeşitli bölgelerinde bireysel olarak faaliyet gösteren Alman Kruvazörleri ve silahlandırılmış ticari gemilerde bulunuyordu. Bahse konu bu savaş gemilerinin çoğu İngiliz gemilerinin yakın takibi altındaydı. Bu durum Almanların savaş başladığı dönemde denizcilik anlamında savaş gücü olarak hazırlığının tamamlanmadığını gösteriyor ve bu nedenden ötürü Almanların, İngiliz donanmasına karşı başarı şansının az olduğu söylenebilir.
Research Interests:
Günümüzde açık ara en büyük deniz gücüne sahip ABD Deniz Kuvvetleri’nin bünyesinde görev yapan destroyer filoları üzerinden Dünya denizcilik tarihinin de geçmişten günümüze kadar olan evrimini bu yazı vasıtası ile görmüş olacağız.
Research Interests:
Birleşik Devletler tarihinin en büyük iki bölünmesinden ilki ve en somutu olan kanlı harp. Diğeri ise Vietnam Savaşı… 1861 yazında, Wilmer McLean artık bıkmıştı. İç savaşın ilk büyük Muharebesi'ni gerçekleştirecek olan iki devasa... more
Birleşik Devletler tarihinin en büyük iki bölünmesinden ilki ve en somutu olan kanlı harp.

Diğeri ise Vietnam Savaşı…

1861 yazında, Wilmer McLean artık bıkmıştı. İç savaşın ilk büyük Muharebesi'ni gerçekleştirecek olan iki devasa ordu çiftliğine dolmuştu. Konfedarasyon'un deyimi ile Birinci Bull Run Muharebesi (veya Manassas Muharebesi) yaşlı Virginialı'nın çiftliği üzerinde yakında başlayacaktı. Bir birlik top mermisi, evinin verandasında patladı ve muharebeden sonra McLean, ailesini Manassas'tan uzağa Richmond'ın Batısına, tehlikeden uzağa götürdü ve Appomattox Courthouse denilen küçük tozlu bir kavşağa yerleşti. Yaklaşık üç buçuk yıl sonra, orada oturma odasında otururken, Konfederasyon Orduları Başkomutanı Robert Edward Lee, Birlik Orduları Başkomutanı Ulssyes S. Grant'e teslim olacaktı ve Wilmer McLean haklı olarak, "savaş benim ön bahçemde başladı ve oturma odamda son buldu." diyecekti.
Yüzyılın sonları ve 19. Yüzyılın başlarında ateşli silahlar yeni icatların ve teknolojilerin ortaya çıkması ile hızlı bir gelişim evresine girmişti. 1850'de çoğu Avrupa Ordusu, yaygın olarak kullanılan tek atış yapan, ağızdan dolma... more
Yüzyılın sonları ve 19. Yüzyılın başlarında ateşli silahlar yeni icatların ve teknolojilerin ortaya çıkması ile hızlı bir gelişim evresine girmişti. 1850'de çoğu Avrupa Ordusu, yaygın olarak kullanılan tek atış yapan, ağızdan dolma perküsyon kapsüllü tüfeklerden; yivli namlunun icadı ve bu namluya uygun mermilerin (minie mermisi) tasarlanmasıyla büyük bir evrim geçirmişti. Bu kadar kısa sürede ateşli silahların bu hızda gelişmesi yüzünden rakip Avrupa Orduları sürekli olarak komşularının teknolojik gelişmelerine ayak uydurmaya çalışıyordu. 1900'lü yılların başında ateşli silahlar bir kez daha evrim geçirecek ve bu evrim neticesinde silahlar şarjör olarak bilinen aparat sayesinde daha seri atışlar yapmaya başlayacaktı. Ateşli silahların bu hızlı gelişimine Alman Ordusu da ayak uydurmak için silah tasarım ve gelişimine düşmanlarından gördüğü veya kendi geliştirdiği yeni sistemlerle devam etmekteydi. Bu zaman dilimi tüm dünyada ''kolonileşme'' dönemi olarak bilindiği için Avrupa Ülkeleri kolonilerinde iç güvenliği veya diğer Devletlere karşı toprak güvenliklerini sağlamak için birlikler kuruyordu. Alman Kolonileri de bu yönde bir yapılanma içerisine girmiş ve bu birliklerin silahlandırılması için çeşitli yollar denenmişti.
Research Interests:
Prusya ekolünün askerliğe kattığı en önemli şey, stratejik kuşatma öğretisidir. Prusya ekolü ile ilgilenen çoğu kişi Clausewitz'i bilmesine karşın Moltke ve Schlieffen'i işin içinde olmayanlar pek bilmez. Ben de bu yazıda Moltke'nin... more
Prusya ekolünün askerliğe kattığı en önemli şey, stratejik kuşatma öğretisidir. Prusya ekolü ile ilgilenen çoğu kişi Clausewitz'i bilmesine karşın Moltke ve Schlieffen'i işin içinde olmayanlar pek bilmez. Ben de bu yazıda Moltke'nin (Büyük Moltke ve Yeğeni Genç Moltke) ve Schlieffen'in strateji üzerine düşüncelerini bu yazı vasıtası ile okuyabilirsiniz. Daha doğru bir deyişle Alman ekolünün Napolyon, Avusturya-Prusya, Prusya-Fransa ve nihayetinde Birinci Dünya Harbinde Alman Ordusunun Fransa'yı en kısa sürede işgal için oluşturulmuş strateji olan Schlieffen planı ve Fransız Genelkurmayı'nın meşhur No:17 savunma planı üzerinde durulan bir yazı bulacaksınız.
1940 yılı, İngilizler için karanlık ve tehlikeli bir dönemi temsil ediyordu. Aynı yıl içerisinde Fransa'nın Nazi Almanya'sı tarafından korkutucu bir hızda işgal edilmesi (Operation Sichelschnittn) bu karanlık dönemin başlangıcını temsil... more
1940 yılı, İngilizler için karanlık ve tehlikeli bir dönemi temsil ediyordu. Aynı yıl içerisinde Fransa'nın Nazi Almanya'sı tarafından korkutucu bir hızda işgal edilmesi (Operation Sichelschnittn) bu karanlık dönemin başlangıcını temsil ettiği söylenebilir. Almanlar tarafından Fransa'nın kuzey bölgesinin işgali sonrası güneyde kukla Vichy Hükümeti'nin kurulması İngilizlerin Akdeniz'deki sevkiyat hattının güvenliği için ilk soru işaretlerini ortaya çıkartmıştı. Çünkü işgal edilmiş Fransa'nın kara ordusu dağılmış olsa da donanması sapasağlam yerinde duruyor ve bu durum Fransız donanmasını Akdeniz için ciddi bir kuvvet çarpanı haline getiriyordu. Eğer Fransız donanması Almanların veya İtalyanların kontrolü altına girerse bu durum İngilizlerin Akdeniz'deki mevcudiyetinin sonu anlamına gelebilirdi. Dolayısıyla İngilizler böyle bir olasılığın olma ihtimalini ortadan kaldırmak için işgal sonrası Cezayir'in Mers El Kebir limanına kaçırılan Fransız donanmasına bir operasyon düzenleyerek (Bkz. Operation Catapult) Fransız donanmasını Akdeniz havzasında bertaraf etme yolunu seçti. Fransızların devre dışı kalmasıyla İngilizlerin Akdeniz'de en büyük rakibi İtalyan donanmasıydı. İtalyan donanması 2. Dünya savaşı öncesi ciddi bir modernizasyon ve yeni gemi inşaatına girmişti. Bunun sonucu olarak da İtalyan donanması ve müttefiki Nazi Almanya'sı Akdeniz havzasında bulunan İngiliz sömürgeleri ile askeri üsleri için ciddi bir tehdit oluşturuyordu. Bu tehdit özellikle Malta Adası için diğer bölgelere nazaran daha fazlaydı. Bu yüzden savaş boyunca İngiliz sömürgeleri içerisinde Malta Adası hem stratejik önemi hem de konumu itibarı ile diğer yerlere göre düşman tarafından daha fazla tehdi t edilmiş veya saldırı uğramıştı. Bunun en önemli nedeni İtalyanlar ve daha sonra Almanların Kuzey Afrika'da ilerleyişi gösterilebilir. Bu yayılımın önünde en büyük engel ise tedarik hatları üzerinde bulunan Malta Adasının oluşturduğu tehditti. Kısaca Malta Adası bir çıban gibi hem İtalyan hem de Almanları ciddi şekilde rahatsız ediyordu. Malta adasının bir diğer önemi ise İngiliz tedarik zincirinin önemli bir halkası olan ve Süveyş kanalından başlayıp Cebelitarık boğazına kadar süren konvoy hattının ortasında bulunmasıydı. Bu nedenlerden dolayı İngilizler tarafından Malta Adasının korunması ve elde tutulması Akdeniz havzasındaki öncelikli konulardan birisiydi. Ancak Malta Adasının 1940 yılı içerisinde savunma ve saldırı için ciddi askeri teçhizat eksiği bulunuyordu. Özellikle Alman ve İtalyan avcı ile bombardıman uçaklarını önlemek için sayıca az olan küçük bir grup savaş uçağı tarafından ada savunuluyordu. Ayrıca adada bulunan pilotlar bitkin ve uçaklar bakımsız durumdaydı. Dolayısıyla acil olarak adaya takviye kuvvet götürülmesi gerekiyordu. Bu bilgiler ışığında adanın savunmasına yönelik ihtiyaç doğrultusunda bir harekât planlama çalışmasına başlandı. Bu harekât planının temelini Malta Adası için gerekli uçakların nasıl ve ne şekilde ulaştırılabileceği yatıyordu. Malta adasının öncelikli ihtiyacı ise hava saldırılarına karşı koyabilecek avcı uçaklarıydı. Ancak adaya uçakların ulaştırılması adaya yakın bir konumda ve güvenli bir uzaklıkta karada havaalanının olmamasından dolayı bir hayli zordu. Çünkü İngilizlerin müttefiki olan Fransızlar devre dışı kalmış ve hali hazırda Kuzey Afrika'da bulunan Fransız sömürgeleri Vichy Hükümeti'nin kontrolü altındaydı. Dolayısıyla Kuzey Afrika'dan bu operasyonun gerçekleşmesi mümkün gözükmüyordu. Bu durumda İngilizlerin önünde bir seçenek kalıyordu. Ya Cebeltarık'tan yada İskenderiye'den uçak gemilerine yüklenecek uçaklarla gerekli önlemler alınarak bir konvoy oluşturulması ve bu konvoyun Malta Adasına yeterli mesafeden kalkarak ulaştırılması fikri ön plana çıktı. Bu harekat ın ilk adımı ise 13 Ağustos 1940 günü atıldı. Ağustos ayında gerçekleştirilen bu harekatta HMS Argus Uçak Gemisine yüklenen Hawker Hurricanes avcı uçakları başarılı bir şekilde Malta Adasına ulaştırılarak adanın savunmasına katkı sağlandı. İngilizlerin bu başarısı aslında İtalyan istihbaratının başarısızlığı olarak da nitelendirilebilir. Eğer İtalyan istihbaratı Ağustos ayında düzenlenen bu operasyonu haber alabilseydi; operasyonu önleyecek kuvvetli bir deniz gücüne sahipti.
Research Interests:
2. Dünya Savaşına Almanlar ile güçlü bir ittifak kurarak katılan İtalya, Benito Mussolini önderliğinde Balkanlar, Yunanistan ve Kuzey Afrika’yı işgal ederek 2. Roma İmparatorluğunu kurmak istiyordu. İtalyanlar bu hayalini gerçekleştirmek... more
2. Dünya Savaşına Almanlar ile güçlü bir ittifak kurarak katılan İtalya, Benito Mussolini önderliğinde Balkanlar, Yunanistan ve Kuzey Afrika’yı işgal ederek 2. Roma İmparatorluğunu kurmak istiyordu. İtalyanlar bu hayalini gerçekleştirmek için ise Akdeniz’e hâkim olmaları gerektiğinin farkındaydılar. İtalyanların Akdeniz havzasında Fransızların devre dışı kalmasıyla en büyük düşmanı ise Mısır, Kıbrıs, Malta ve Cebelitarık gibi topraklara hâkim olan İngilizlerdi. Dolayısıyla 1940 yazında İtalya ve İngiltere arasında 3 yıl sürecek olan ‘’Akdeniz Savaşı’’ başladı. Bu savaş aylar boyunca birçok muharebe ve askeri operasyona sahne olurken; bu savaşın ilk çarpışması, konvoylarına refakat eden İtalyan Donanması ile konvoylarını korumakla görevli İngiliz Donanması arasında İngilizlerin Operation Catapult kapsamında Fransız Donanmasına Mers El Kebir limanında saldırmasından 6 gün sonra yani 9 Temmuz 1940'da gerçekleşmiş olan Calabria Deniz Muharebesi (İtalyanlar tarafından, Punta Stilo Savaşı olarak bilinir) ile başlamıştır.
Research Interests:
Baltimore krizi olarak adlandırılan olay özetle, Şili ve ABD hükümetleri arasında diplomatik bir krize neden olan USS Baltimore Kruvazörü'ne ait denizcilerin Valparaíso şehrinde karıştıkları yaralamalı ve ölümlü olay ile başlamıştır.... more
Baltimore krizi olarak adlandırılan olay özetle, Şili ve ABD hükümetleri arasında diplomatik bir krize neden olan USS Baltimore Kruvazörü'ne ait denizcilerin Valparaíso şehrinde karıştıkları yaralamalı ve ölümlü olay ile başlamıştır. Ancak bu olayın gerçekte jeopolitik bir çekişmenin sonucu olarak ortaya çıktığı da iddia edilebilir. Yaşanan bu kriz neticesinde, ABD diplomasisi ve Arjantin oportünizminin manipülasyonu, iç savaş sonrası yeni yeni siyaseti düzene girmeye başlayan ve yeni kurulmuş olan Şili hükümetini güvencesiz bir arabuluculuk konumunda kalmaya zorladı ve dönemin bölgedeki en güçlü donanmasına sahip Şili’nin gücünü ciddi derece kısıtlayarak inisiyatifin ABD’ye geçmesine sebep oldu. Bu krizden sonraki dönemde ise Amerika bölgede gerçekleştirdiği jeopolitik kazanımlarının üzerine gözünü daha uzaklara dikecekti.
Research Interests:
Birinci dünya savaşının arifesinde tüm dünyada kara birliklerinde olduğu gibi donanmalarda da ciddi bir silahlanma yarışı sürüyordu. Bu yarışta İngiliz İmparatorluğu 1900'lü yılların başında öne çıkacak bir adım atmış ve dreadnought... more
Birinci dünya savaşının arifesinde tüm dünyada kara birliklerinde olduğu gibi donanmalarda da ciddi bir silahlanma yarışı sürüyordu. Bu yarışta İngiliz İmparatorluğu 1900'lü yılların başında öne çıkacak bir adım atmış ve dreadnought sınıfı muharebe gemilerini tasarlayarak denize indirmişti. Bu sınıf gemiler sonraki yıllarda ve özellikle 1. Dünya savaşında deniz muharebelerinde öne çıkmış ve ilerleyen dönemde ortaya çıkacak zırhlı (battleship) kavramının atası olarak kabul edilebilir. 2. Dünya savaşının arifesinde ise donanmalardaki silahlanmaya yönelik çeşitli kısıtlamalara rağmen muharebe gemilerinin inşasına devam edilmiş ve bu yeni tasarımlı gemiler 2. Dünya savaşı sırasında kullanılmıştır. İşte bu yeni muharebe gemileri boyutlarında ki ihtişam ile vuruş güçlerinin muazzam olmasından ötürü bu gemilere sahip olan ülkenin halkı tarafından özümsenmiş ve sembolik bir değere sahip olmuştur. Hangi ülke bir zırhlıya sahipse, zırhlı o ülkenin denizde tüm ihtişamı ile yüzen sembolü olarak görülüyordu. Ancak günümüzde bu sembol gemilerden (bazı Amerikan gemileri haricinde) hiçbirisi maalesef su üstünde bulunmamaktadır. Peki, halk veya devletler tarafından özümsenmiş ve bu kadar sembolik öneme sahip gemilere ne oldu?
Research Interests:
İngilizce yazılışı ''Dunkirk'', flamanca yazılışı ''Duinkerke'' olan ve Fransa'nın kuzeyinde bulunan bu şehrin ismi Fransızca olarak Dunkerque yazılmaktadır. Ayrıca 2. Dünya savaşında Almanların bu şehir etrafında İngiliz ve Fransız... more
İngilizce yazılışı ''Dunkirk'', flamanca yazılışı ''Duinkerke'' olan ve Fransa'nın kuzeyinde bulunan bu şehrin ismi Fransızca olarak Dunkerque yazılmaktadır. Ayrıca 2. Dünya savaşında Almanların bu şehir etrafında İngiliz ve Fransız ordularını kuşatması üzerine İngilizlerin ünlü ve filmler ile kitaplara konu olan ''Dunkirk Tahliyesini'' gerçekleştirdiği bölgenin de ismi aynıdır. Bu yazıda işleyeceğimiz konu bu şehrin ismini alan Fransız muharebe gemilerinden Dunkerque Sınıfı zırhlıların tarihi ile ilgili olup; Fransa tarafından 1. Dünya savaşı sonrasında ilk üretilen ve ''zırhlı tatilini'' sona erdiren Dunkerque sınıfı muharebe gemilerinden (FS Dunkerque; FS Strasbourg) ilkinin ismidir.
Research Interests:
Soğuk savaş, 1945 ile 1991 arasında Amerika Birleşik Devletleriyle, Sovyetler Birliği arasındaki ekonomik ve politik rekabeti işaret eden bir kavramdır. Bu çatışma, iki ülkenin birbiri ile rekabet eden politik ve ekonomik çekişmesini... more
Soğuk savaş, 1945 ile 1991 arasında Amerika Birleşik Devletleriyle, Sovyetler Birliği arasındaki ekonomik ve politik rekabeti işaret eden bir kavramdır. Bu çatışma, iki ülkenin birbiri ile rekabet eden politik ve ekonomik çekişmesini içeren geniş kapsamlı bir savaş anlamına gelmekteydi. Bahsi geçen çatışmalar Sovyetler Birliği’nin komünist sistemi ile bu sisteme bağlı müttefikleri ve Amerika Birleşik Devletlerinin demokratik kapitalizmini savunan müttefiklerinin birbiri ile birçok kez karşı karşıya gelmelerine neden olmuştur. Bu yıllar, yoğun siyasi ve ekonomik rekabetin yanı sıra iki ülke arasındaki diplomatik ve askeri restleşmelere de sahipti. Bu askeri restleşmeler ise Sovyetler Birliği ve Amerika’nın askeri harcamalarında dramatik artışlara neden olmuştur. Ayrıca bu yüksek gerilimler neticesinde, Latin Amerika, Afrika ve Asya'da vekalet savaşları meydana gelmiş ve milyonlarca can kaybına sebebiyet vermiştir. Dolayısıyla her iki ülke birbiri ile çatışmasa dahi ''vekalet savaşları'' aracılığıyla birbirine üstünlük kurmaya çalışmıştır. Bu cihetle; 1991 senesine kadar olan bu süreçte iki süper gücün birbiri ile çatışmaması ve vekalet savaşları üzerinden karşı tarafa üstünlük kurmaya çalışmasından dolayı ''soğuk savaş'' terimi ortaya çıkmıştır.
Research Interests: