Skip to main content

Ayhan Öz

Bu araştırma Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nde okuyan ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretimi dersini almış son sınıf öğrencilerinin ilkokulda aynı isimle okutulan derse karşı tutumlarını ölçmeyi amaçlamaktadır. Nicel tarama... more
Bu araştırma Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nde okuyan ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretimi dersini almış son sınıf öğrencilerinin ilkokulda aynı isimle okutulan derse karşı tutumlarını ölçmeyi amaçlamaktadır. Nicel tarama modeliyle anket tekniği kullanılarak yapılan araştırmaya Bolu Abant İzzet Baysal, Bülent Ecevit ve Afyon Kocatepe Üniversitelerinin Eğitim Fakültelerinde öğrenim gören 338 son sınıf öğrencisi katılmıştır. Öncelikle ölçme aracı olarak kullanılan ve yedi maddeden oluşan ölçeğin ortalaması hesaplanmış, ardından da yapılan farklılık analizleri ile ölçek ortalamasının bağımsız değişkenlere göre farklılaşma durumu incelenmiştir. Neticede öğrencilerin DKAB dersine karşı çok yüksek düzeyde (X=4.47) olumlu bir tutuma sahip oldukları tespit edilmiş; öğrenci tutumlarının cinsiyet, yaş, bilgi düzeyi, İslam diniyle ilişki biçimi ve dinî bilgi kaynağı değişkenlerine göre p≤0.05 anlamlılık düzeyinde farklılaştığı görülmüştür.
This research has been focused on teachers in Islamic history, especially between ninth end twelfth centuries in Baghdad. In this context their learning lives, career paths, roles in both education process and socio-cultural life,... more
This research has been focused on teachers in Islamic history, especially between ninth end twelfth centuries in Baghdad. In this context their learning lives, career paths, roles in both education process and socio-cultural life, teaching methods, tenures, social status etc. have been addressed. Finally, it seemed that even after the arrival of the madrasa, including the most eminent one, the Nizamiya Madrasa, teachers were at the centre of the education process, and almost all of the teaching activities were controlled by them. In addition to that they were held in esteem by public people, state officials as well as ruling elites.Öz Bu araştırma İslam tarihinde, özellikle de IX. ve XII. yüzyıllar arasında Bağdat'taki öğretmenleri (ulemayı) konu almaktadır. Bu bağlamda onların öğrenim hayatları, kariyer basamakları, gerek eğitim sahasında gerekse sosyo-kültürel hayattaki rolleri, öğretim metotları, görev süreleri, sosyal konumları vb. ele alınmıştır. Sonuçta şu görülmüştür ki, en meşhuru Nizamiye medresesi olan medreseler oraya çıktıktan sonra bile öğretmenler eğitim sürecindeki merkezi konumlarını sürdürmüşler ve neredeyse tüm eğitim faaliyetlerini kontrol etmişlerdir. Buna ilaveten gerek toplum, gerek devlet görevlileri gerekse yöneticiler tarafından büyük saygı görmüşlerdir.
ÖZET Bu çalışmanın amacı İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin üniversitelerimizde gittikçe yaygınlaşan yaz okullarından ders almalarının temel sebeplerini ve bu uygulamayla ilgili görüşlerini tespit etmektir. Araştırmada nicel tarama modeli... more
ÖZET Bu çalışmanın amacı İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin üniversitelerimizde gittikçe yaygınlaşan yaz okullarından ders almalarının temel sebeplerini ve bu uygulamayla ilgili görüşlerini tespit etmektir. Araştırmada nicel tarama modeli kullanılmış, veriler betimsel ve ilişkisel analize tabi tutulmuştur. Sonuçta öğrencilerin yaz okulunda ders almalarının temel sebebinin son sınıf ders yoğunluğu azaltmak ve alttan kalan dersleri vermek olduğu, yaz okulunu bir fırsat olarak gördükleri ve kaldırılmasına sıcak bakmadıkları tespit edilmiştir. Bununla birlikte yaz okulunda güz ve yaz dönemindeki motivasyonu bulmakta zorlandıkları, yazın ders almaktan sıkıldıkları, yaz okulunun verimliliği noktasında da kafaların kısmen karışık olduğu gözlenmiştir. Ayrıca yaz okulunun öğrencilerde kolay ders geçme ve kolay yüksek not alma hususlarında kısmi bir beklenti oluşturduğu ve bu beklentinin erkek öğrencilerde kız öğrencilere göre anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu da tespit edilmiştir. Yaz okulunun devam etmesinin öğrenci için faydalı bir uygulama olduğu, ancak derslerin verimliliğini ve öğrenci motivasyonunu arttırmak için öğrenciyi aktif kılacak bir sürecin işletilmesinin gerekliliği değerlendirilmiştir. ABSTRACT The aim of this study is to determine the main course for Theology Faculty students to take courses in summer school that is becoming increasingly common in our universities and their views on this practice. In the study, a quantitative screening model was used and the data were subjected to descriptive and relational analysis. It has been determined that the main courses for students to take courses in summer school are to reduce the intensity of courses in the final year and pass the courses that they failed before. The results also have showed that they have difficulty to find motivation during the summer school as much as in fall and spring semester, and they are bored with taking lessons in summer, and they are partly confused at the point of efficiency of summer school. It has also been found that in summer school students have a partial expectation for passing courses easily and getting higher marks easily, and this expectancy is significantly higher in male students than in female students. As a result, it is evaluated that continuing the summer school was a useful application for the students, but it is necessary to apply a method so as to make students more active in order to increase summer school efficiency and student motivation.
Öz: Bu araştırma farklı kadrolarda görev yapan Yaz Kur’an Kursu öğreticilerinin eğitim-öğretim yeterlikleri konusundaki algısını ölçmeyi amaçlamaktadır. Nicel tarama modeli kullanılan araştırmada veri toplama aracı olarak anket... more
Öz: Bu araştırma farklı kadrolarda görev yapan Yaz Kur’an Kursu öğreticilerinin
eğitim-öğretim yeterlikleri konusundaki algısını ölçmeyi amaçlamaktadır.
Nicel tarama modeli kullanılan araştırmada veri toplama aracı olarak anket
tekniğinden yararlanılmış, Yaz Kur’an Kursu öğreticilerinin eğitim-öğretim
yeterliklerini ölçmek için hazırlanan ölçek Bolu’da görev yapan ve bu kurslarda
aktif rol alan 225 öğreticiye uygulanmıştır. Ölçeğin yapı geçerliliği için uygulanan
faktör analizi sonucunda yedi faktörde toplanan ve KMO değeri .93 olan bir
ölçek elde edilmiştir. Ölçeğin genel ortalamasına bakıldığında katılımcıların
eğitim-öğretim yeterlikleri konusunda yüksek sayılacak (M=3.96) olumlu bir
algıya sahip oldukları görülmüştür. Ölçeği oluşturan altı boyut içinden özellikle
metot-teknik ve mesleki gelişim alanlarının ölçek ortalamasının altında (M=
3.39; 3.76) bir yeterlik algısına işaret ettiği tespit edilmiş, özellikle bu iki alanla
ilgili eksiklerin giderilmesi için bazı tedbirlerin alınmasının gerekli olduğu
değerlendirilmiştir. Yapılan farklılık analizleri neticesinde ise cinsiyet, görev,
görev yeri, yaş ve mesleki kıdem değişkenlerinin ölçeğin genel ortalamasında
ya da ilgili boyutların en az birinde p<.05 anlamlılık düzeyinde bir farklılığa
sebep olduğu saptanmıştır.
Abstract: The aim of this research is to measure the perceptions of Summer
Qur’ān Courses’ instructors performing in different positions about their teaching
competency. The survey technique which is included in the quantitative
screening model was used as a data collection tool in the research, and the
scale prepared to measure the teaching competency of Summer Qur’ān Courses’
instructors was applied to 225 instructors taking an active role in these
courses in Bolu. The factor analysis which is done for construct validity shows
that the scale was combined by seven factors, and the value of KMO is .93. The general average of the scale is determined as 3.96, and it refers a high positive
perceptional level about teaching competency. Nevertheless, within factors
especially method-technique and professional development stands out with
their scores (M = 3.39; 3.76) below the scale average, and it means that some
measures should be taken in order to overcome this deficiency in these two
sub-dimensions. The results of the analyses which are performed to examine
differences between groups reveals that gender, age, position, location and
tenure cause statistically significant differences at p<.05 significant level
whether on the general average of the scale or one of the sub-dimensions at
least.
Research Interests:
Öz Kaynak ve alıcı arasındaki mesaj alış-verişi olarak tanımlanabilecek olan iletişim, din eğitim ve öğretimindeki en temel süreçlerden biridir. Bu süreç kaynak, alıcı, kanal, mesaj, geri bildirim ve ortam gibi farklı bir dizi unsurun... more
Öz Kaynak ve alıcı arasındaki mesaj alış-verişi olarak tanımlanabilecek olan iletişim, din eğitim ve öğretimindeki en temel süreçlerden biridir. Bu süreç kaynak, alıcı, kanal, mesaj, geri bildirim ve ortam gibi farklı bir dizi unsurun etkisiyle şekillenen oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Fakat bu süreçte en belirleyici olan unsurlar hiç şüphesiz kaynak ve alıcıdır. Zira iletişimin başarısı büyük oranda alıcı ve kaynağın iletişim sürecine bakışları ve ona yükledikleri anlamla ilişkilidir. İletişimin başarı şansını engelleyen ve " gürültü " olarak isimlendirilen etkenlerin en önemlileri de yine kaynak ve alıcı merkezlidir. İletişimin bu iki ana unsurundan kaynaklı engellerin başında ise iletişimde odak kayması problemi yer almaktadır. Etkili bir iletişimde alıcı ve kaynağın nereye odaklanması gerektiği sorusuna verilecek cevapla ilgili olan bu problem sadece iletişim sürecini sekteye uğratmamakta aynı zamanda özellikle dinî iletişim alanında ciddi toplumsal ve teolojik problemlerin ortaya çıkmasına da zemin hazırlamaktadır. Bu çalışmada etkili iletişimin odak noktasının neresi olması gerektiği meselesi ele alınmış, konu alıcı ve kaynak açısından ayrı ayrı incelenmiştir. Özellikle de en az kaynak kadar önemli bir rolü olan alıcının iletişim sürecinde neyi merkeze alması gerektiği meselesi üzerinde şu ana kadar yeterince durulmadığına dikkat çekilmiştir. Neticede iletişimin her bir unsurunun etkili bir iletişimde payı olduğu gerçeği inkar edilmeden kaynak açısından bakıldığında alıcının, alıcı açısından bakıldığında ise mesajın iletişimde odak noktası olarak görülmesi gerektirdiği; özellikle bu iki unsurda karşımıza çıkacak odak kaymasının etkili dinî iletişimin önündeki en önemli engellerden biri olduğu değerlendirilmiştir. Anahtar kelimeler: İletişim, dinî iletişim, odak noktası, odak kayması.
Research Interests:
Özet-Bu araştırma Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi (DKAB) öğretmenlerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen hizmet içi eğitim programlarının mesleki gelişimlerine katkısı noktasındaki görüşlerini, bu faaliyetlere dair gereklilik ve... more
Özet-Bu araştırma Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi (DKAB) öğretmenlerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen hizmet içi eğitim programlarının mesleki gelişimlerine katkısı noktasındaki görüşlerini, bu faaliyetlere dair gereklilik ve memnuniyet algılarını belirlemeyi amaçlamaktadır. Ülkemizde DKAB öğretmenlerine yönelik düzenlenen hizmet içi eğitim programları ağırlıklı olarak Milli Eğitim Bakanlığına bağlı merkezî ve mahallî birimler eliyle yürütüldüğünden bu çalışmada Bakanlık tarafından düzenlenen hizmet içi eğitim etkinlikleri üzerinde durulmuştur. Konuyla ilgili görüşleri belirlemek için İstanbul'da görev yapan DKAB öğretmenlerine yönelik alan araştırması yapılmış ve çalışma sonrası elde edilen 300 anket değerlendirmeye alınmıştır. Araştırma neticesinde DKAB öğretmenlerinin, hizmet içi eğitimlerin gerekliliğine dair pozitif yönlü yüksek bir algıya sahip olurken Bakanlık tarafından düzenlenen hizmet içi eğitimlerin mesleki gelişimlerini sağlama noktasındaki yeterliliği ve bu faaliyetlerin süreç ve motivasyon boyutuyla ilgili orta düzeyde bir memnuniyet algısına sahip oldukları görülmüştür.
Research Interests:
Öz Bu araştırma İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin kurumsal aidiyet düzeylerini ölçmeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın evrenini Abant İzzet Baysal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencileri oluşturmakta olup çalışmaya 225 öğrenci... more
Öz Bu araştırma İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin kurumsal aidiyet düzeylerini ölçmeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın evrenini Abant İzzet Baysal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencileri oluşturmakta olup çalışmaya 225 öğrenci katılmıştır. Araştırma neticesinde katılımcıların kurumsal aidiyet düzeylerinin yüksek olduğu tespit edilmiş, bu sonucun bu kurumların mezunlarına yüklediği misyonun yerine getirilmesine önemli katkı sunacağı değerlendirilmiştir. Abstract This study aims to measure the institutional belongingness level of Divinity Faculty's students. Research population is Abant Izzet Baysal University Divinity Faculty's students. 225 students participated in the survey. As a result, research findings reveal that institutional belongingness level of participants is high and this result will contribute them to fulfill their mission imposed by the institution.
Research Interests: