Skip to main content
Sercan KEYKUBATLI
  • Antalya, Turkey
Yunan mitolojisinde yer alan başlıca karakterlerin kısaca tanıtımı.
Research Interests:
Sanat tarihi alanında kullanılan temel terminolojiye dair görsel sözlük formunda kısa bir çalışma.
Research Interests:
Bu çalışmada Bizans İmparatorluğu’ndan günümüze ulaşmayı başaran önemli bir yapı olan Khora Manastırı Katholikonu’nun resim programı üslup ve ikonografi açısıdan incelenmiştir. İstanbul’da bulunan yapı İ.S. IV. yüzyılda din şehidi Aziz... more
Bu çalışmada Bizans İmparatorluğu’ndan günümüze ulaşmayı başaran önemli bir yapı olan Khora Manastırı Katholikonu’nun resim programı üslup ve ikonografi açısıdan incelenmiştir. İstanbul’da bulunan yapı İ.S. IV. yüzyılda din şehidi Aziz Babylas’ın ve yoldaşlarının defnedilmesiyle bir gömü yeri olarak önem kazanan arazi üzerine kurulmuştur. Çeşitli yapım evreleri ve onarımlar geçiren yapı bu günkü haline Palailogoslar Rönesans’ı olarak adlandırdığımız dönemde Baş Logothes olarak görev yapmış olan Theodoros Metokhites’in bâniliğinde gerçekleşen 1316 ile 1320 yılları arasındaki yeniden inşa süreci sonrasında kavuşmuştur. 1453 Yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun Konstantinopolis’i fethetmesinin ardından yapı cami olarak kullanılmıştır. Yapı içerisindeki mozaik ve freskler badana ile gözlerden gizlenmişse de bazı tasvirler ahşap kapaklarla örtülerek gerektiğinde ziyaretçilere açılmıştır. Cumhuriyet döneminde Amerika Bizans Enstitüsünün yaptığı restorasyon çalışmaları sonucu gizlenen resim programı açığa çıkartılmıştır. Bugün müze olarak kullanılan yapı Kariye Müzesi olarak anılmaktadır.
Tek mekânlı bir naosa sahip yapı eksonarteks, esonarteks, parekklesion ve kuzeydeki iki katlı birimden (annex) meydana gelir. Naostaki resim programı sınırlı ölçüde günümüze ulaşabilmiştir. Eksonarteks bölümünde İsa’nın yaşamından ve mucizelerinden sahneler yer alırken esonarteks kısmında Meryem’in İncilde yer almayan yaşamından sahneler ve İsa’nın mucizelerinin yanı sıra deesis ve soy çevrimi gibi ikonalar yer alır. Parekklesion bölümünde ise dolaylı ve dolaysız olarak Meryem ağırlıklı bir tema hakimdir. Ayrıca Anastasis ve son yargı parekklesion bölümünün temasında belirleyici unsurdur.
Mevcut resim programı Kutsal Kitap öykülerine atıfta bulunurken bir yandan da Theodoros Metokhites’in mimar ile resim sanatçılarının bir arada çalışmasına olanak vermesi sonucu ökaristi ayinine, cenaze ritüeline ve akathistos ilahisine gönderme yapar. Ayrıca resim programı anıtsal ölçüde eski ahit sahneleri barındırması yönünden de önem taşır.
Kompozisyonlarda normalde birbirinden bağımsız unsurlar, düzensiz boşlukları doldurmak için oldukça değiştirilmiş halde dekorasyon ile birleşmiştir. Mimari arka fonlar sahne dekoru gibidir. Kumaşlar, bitkiler ve rastgele ayrıntılarla doludur. Eğilim kompozisyonun dağılmasına doğrudur; denge önemsizdir ve yerini asimetri, istikrarsızlık ve huzursuzluk almıştır. Figürler tuhaf kıvrımlı pozlara sahiptirler ve bazen ayakları yere sağlam basmaz.
Research Interests:
Bu araştırmanın odak noktası I. Alâeddin Keykubad’ın Alanya Kalesi’nde inşa ettirdiği Saray’da kullanılan çinilerdir. Anadolu Selçuklu sanatının en önemli eserlerinden olan çiniler Alanya’daki Selçuklu Sarayı’nda da kullanılmıştır. Alanya... more
Bu araştırmanın odak noktası I. Alâeddin Keykubad’ın Alanya Kalesi’nde inşa ettirdiği Saray’da kullanılan çinilerdir. Anadolu Selçuklu sanatının en önemli eserlerinden olan çiniler Alanya’daki Selçuklu Sarayı’nda da kullanılmıştır. Alanya Kalesi’nde 1985 yılından bu yana devam eden kazılar neticesinde Alanya Sarayı’nın çinileri gün yüzüne çıkmıştır. Bu kazılar sonucu ele geçirilen çiniler Alanya Kalesi Kazı Başkanlığı deposunda ve Alanya Müzesi’nde muhafaza edilmektedir. Anadolu Selçuklu mimari sanatının önemli bir parçası olan bu çinilerden 467 tanesi incelenmiştir. Bu inceleme sırasında çinilerin teknikleri, formları, kompozisyonları başta olmak üzere birçok özelliği incelenip detaylıca açıklanmıştır. İncelenen çiniler teknik, form ve kompozisyon ana başlıklarında gruplandırılarak değerlendirmesi yapılmış ve çeşitli örnekleriyle karşılaştırılarak bir sonuca ulaşılmıştır. Alanya Selçuklu sarayı çinilerinin, Selçukluların diğer saray yapılarındaki çinilerden teknik, kompozisyon ve form bakımından farklı olmadığı aynı süsleme anlayışının devam ettirildiği, Selçuklu saray çinilerinde kullanılan bitkisel ve figürlü süslemelerin benzerlerinin Alanya Saray çinilerinde de olduğu, az sayıda olmakla birlikte geometrik süslemeli çinilerin de bulunduğu tespit edilmiştir. Alanya Sarayı’nda kazılar sonucunda ortaya çıkarılan çinilerin incelemesi yapılarak elde edilen bulguların tipolojik olarak değerlendirmesi gerçekleştirilmiş, böylece Anadolu Selçuklu Sanatında çininin kullanımının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlanmıştır.
3 Kasım 1839 tarihinde Sultan Abdülmecid’in saltanat döneminde ilan edilen Tanzimat Fermanı ile Osmanlı Devleti için yeni bir dönem başlamıştır. Artık modernleşme sürecinin başladığı bu yeni dönem kendisini bürokrasi ve sosyal hayatta... more
3 Kasım 1839 tarihinde Sultan Abdülmecid’in saltanat döneminde ilan edilen Tanzimat Fermanı ile Osmanlı Devleti için yeni bir dönem başlamıştır. Artık modernleşme sürecinin başladığı bu yeni dönem kendisini bürokrasi ve sosyal hayatta hissettirdiği gibi sanat ve mimarlık alanları sayesinde de maddi kültüre yansımıştır. Mimari olarak idadi, rüştiye, hükümet konağı, postane, saat kulesi, pasaj ve otel gibi binalar Osmanlı’nın repertuvarına girmiştir. Bu binalar İmparatorluğun dört bir yanında inşa edilmiştir. Bu yeni formlar inşa edilirken Osmanlının mimari repertuvarında öteden beri yer alan çeşme, cami, türbe, kışla ve saray gibi yapıların da inşası devam etmiştir. Fakat bu yapılarda artık Tanzimat’ın bir getirisi olarak batı etkili mimari formlar ve süslemeler görülmeye başlamıştır.
1451 Yılından itibaren Anadolu Eyaleti’nin yönetim merkezi olan ve 1841 yılında sonra da Hüdavendigar eyaletine bağlı bir sancak olan Kütahya’da da Tanzimat sonrası Osmanlı mimarisinin izini sürmek mümkündür. Tanzimat sonrasında Kütahya il merkezindeki imar faaliyetleri genellikle halktan toplanan paralar sonucu gerçekleşmiştir. Çeşitli kaymakam ve mutasarrıfların yöneticilik yapmasına karşın bu kişiler arasından birisi en dikkat çekici olandır. Bu kişi 1893 ile 1908 yıllarında görev yapmış olan Mutasarrıf Mehmet Fuat Paşa’dır. Kütahya’nın bugün adliye binası olarak kullanılan eski hükümet konağı binası ve Yeşil Cami Fuat Paşa sayesinde bina edilebilmiştir.
Kütahya’da bugün meslek lisesi olarak kullanılan mekteb-i idadi neoklasik cephesiyle dikkat çekicidir. Merkezde yer alan çeşmelerde ve çeşitli camilerin süsleme detaylarında batı etkili süslemeler görmek mümkündür. Tanzimat döneminde en çok inşa edilen yapı türünün cami olmasının sebebi Kütahya’nın; Kadiriler, Mevleviler, Nakşibendiler ve Halvetiler başta olmak üzere birçok dini hizbe ev sahipliği yapması olabilir. Nitekim çeşitli tarikat taçları Yeşil Cami içerisinde süsleme repertuvarına girmiş ve bu durum somutlaşmıştır.
Günümüze ulaşamayan bazı yapılar da vardır. Gerek arşiv belgeleri gerekse eski fotoğraflar bu yapılar hakkında bilgi sunmaktadır. Kışla, postane, senatoryum, mekteb-i rüşdiye, askerî mahfel, saat kulesi, askerlik şubesi binası, yeni mahalle hamamı ve hapishane binası günümüze ulaşamamıştır. Ayrıca tren garı da yıkılmış ve yerine yenisi yapılmıştır. Bugün mevcut olan ve olmayan yapı çeşitleriyle Kütahya tam olarak batılılaşma dönemine ayak uydurmuş ve imar faaliyetleri bakımından Anadolu’nun önde gelen şehirlerinden birisi haline gelmiştir.
Alanya Castle, whose foundations date back to Hellenistic times, is considered as a medieval fortress built by the Anatolian Seljuks and is considered one of the symbols of Alanya today. It was used as the winter capital during the Seljuk... more
Alanya Castle, whose foundations date back to Hellenistic times, is considered as a medieval fortress built by the Anatolian Seljuks and is considered one of the symbols of Alanya today. It was used as the winter capital during the Seljuk period and its name was changed to Alaiye as Kalonoros, referring to the name of the conqueror, Alaeddin Keykubad. The city was surrounded by the walls we saw today, with the orders of the Conqueror and was supported with various towers, especially the Red tower and as a port city with its shipyard, it became the window of the Anatolian Seljuks to the Mediterranean.
Today, when we examine the walls and gates of Alanya Castle, which consists of gray stone blocks and plasters, we see that they are not composed of gray stone blocks and plasters. Plastered and painted decorations that have remained in small remnants due to natural wear and human damage, must have been adorned in a spectacular way during the period of Anatolian Seljuks. The walls and gates of Alanya Castle, where zigzag, checkerboard, shield, animal and various geometric ornaments are applied, reflects the aesthetic taste and iconographic understanding of the period. When we compare these decorations, which are mostly concentrated in the periphery of doors and bastions, to other structures and various works of art, we will have a more accurate result.
Avrupa plastik sanatlarından seçme eserler.
Research Interests: