Türkiye’de kadına yönelik şiddetin psikolojik boyutu gelişerek en uç noktası olan kadın cinayetlerinin, gün geçtikçe arttığı görülmektedir. Ataerkil toplumlarda kadın cinayetinin artmasının en büyük sebebi kadının toplumsal cinsiyet...
moreTürkiye’de kadına yönelik şiddetin psikolojik boyutu gelişerek en uç noktası olan kadın cinayetlerinin, gün geçtikçe arttığı görülmektedir. Ataerkil toplumlarda kadın cinayetinin artmasının en büyük sebebi kadının toplumsal cinsiyet kimliği ve erkeğe verilen tahakküm hakkıdır. Toplumsal cinsiyet; kadını erkeğe bağımlı ve muhtaç kıldığından, erkek kadına karşı cinayete varacak kadar bir güç ve otorite kurma hakkını kendinde görmektedir. Bu cinayetlerin oluşmasında, her geçen gün artmasında ve yeniden üretilmesinde hiç kuskusuz en etkin araçlardan birisi de medyadır. Toplumu etkileme, dönüştürme ve değiştirme gücüne sahip olan medya; olaylara bakış ve çözümlemede kanaat oluşturabilmektedir. Burada dikkat çeken konu medyanın şiddet ve cinayet haberlerini okuyucuya nasıl bir söylemle ilettiğidir. Cinsiyetçiliği benimseyen ve meşru kılan söylemleriyle günümüz medyası; faillerin suçlarını, gerekçelendirerek adeta suçu meşrulaştırmaktadır. Cinsiyetçi söylemi yeniden üreten medya; eril dil söylemlerine sık sık başvurmakta ve erkek iktidarını pekiştirici örnek teşkil etmektedir. Diğer bir deyişle, medyanın dilinin özellikle bu tür haberlerde kullanımı doğurduğu sonuçlar bakımından önemlidir. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı kadın cinayeti haberlerinde kullanılan haber başlıklarını medya dili bağlamında analiz etmek ve medyanın kadın cinayeti sorununa yaklaşımını ortaya koymaktır. Bu anlamda 2019 yılında işlenen kadın cinayeti haberleri çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Bir yıl içinde işlenen kadın cinayeti haberlerinin manşetleri ve failin bu başlıkta tanımı söylem analizi yöntemiyle çözümlenecektir. Bu çalışmanın kadına şiddet ve kadın cinayeti haberlerine ve medya diline dikkat çekmesi ve bir farkındalık oluşturması düşünülmektedir. Çalışmanın şiddet ve cinayet konuları üzerine temellenmesi şiddet olgusuna karşı, toplumun tüm kesimlerinde sorumluluk bilincinin artmasının gerekliliğidir.