DSM-5™
Ta m
ÖLÇÜTLERİ
BAŞVURU
ELKÎTABI
ÇEVİREN
P r o f . D r . E r tu ğ r u l K ö r o ğ l u
DSM-5
T ani
ÖLÇÜTLERİ
BAŞVURU
ELKİTABI
ÇEVİREN
P r o f . D r . E r tu ğ r u l K ö r o ğ l u
' '
LAM
PSİKİYATRİ
l^S TİTÜ SÜ
DSM and DSM-5 are trademarks of the American Psychiatric Association. Use of these
terms is prohibited without permission of the American Psychiatric Association.
First Published in the United States by American Psychiatric Publishing, A Division of
American Psychiatric Association, Arlington, VA. Copyright © 2013. All rights reserved.
First Published in Turkey by HYB Publishing Co. Ltd. in Turkish. HYB Publishing Co.
Ltd. is the exclusive publisher of the Desk Reference to the Diagnostic Criteria from
DSM-5 in Turkish for distribution Worldwide.
Permission for use of any material in the translated work must be authorized in writing by
HYB Publishing Co. Ltd.
Birleşik Devletler’de ilk kez, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin bir bölümü olan Amerikan
Psikiyatri Yayıncılığı tarafından yayımlanmıştır, Arlington, VA. Yayın hakları © 2013.
Her hakkı saklıdır.
Türkiye’de ilk kez HYB Yayıncılık tarafından yayımlanmıştır. HYB Yayıncılık, DSM-5
Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı’nın, dünya çapında, Türkçe dağıtılmak üzere, tek yetkili
yayıncısıdır.
Türkçe çevirisinden yapılacak her alıntı için HYB Yayıncılık tan yazılı izin alınması
zorunludur.
The American Psychiatric Association played no role in the translation of this publication
from English to the Turkish language and is not responsible for any errors, omissions, or
other possible defects in the translation of the publication.
Amerikan Psikiyatri Birliği, bu yayının İngilizce’den Türkçe’ye çevrilmesi sürecinde yer
almamıştır ve olası çeviri yanlışlarından, çıkarmalardan ya da olası diğer yanlışlardan sorumlu
değildir.
The correct citation for this book is American Psychiatric Association: Desk Reference to
the Diagnostic Criteria From DSM-5. Arlington, VA, American Psychiatric Association,
2013
Türkçe çevirisi için kaynak gösterme:
Amerikan Psikiyatri Birliği, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Beşinci Baskı
(DSM-5), Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı’ndan, çev. Köroğlu E, Hekimler Yayın Birliği,
Ankara, 2013.
Türkçe yayın hakları © 2013, Hekimler Yayın Birliği • HYB Yayıncılık (2 )
ISBN 978-975-300-198-4
Boylam Psikiyatri Enstitüsü
Hekimler Yayın Birliği • HYB Yayıncılık
KARUM İş Merkezi
A Blok 4. Kat 393
Kavaklıdere, 06680 Ankara, Türkiye
Tel.
(312) 468 22 88
Belgeç (312) 467 33 99
www.hyb.com.tr
HYB Basım Yayın matbaasında basılmıştır.
Hasemek Sanayi Sitesi
1122. Cad., 1469. Sok. 9
İvogsan, 06378 Ankara, Türkiye
İçindekiler
Önsöz........................................................................................................... vii
DSM-5 Sınıflandırması.................................................... ............................¡x
Anabölüm I
DSM-5 Temelleri
Bu Elkitabının Kullanımı.... ......................... ........................... ........ ...... ..... 3
Anabölüm II
Tanısal Ölçütler ve Kodlar
Nörogelişimsel Bozukluklar........ .............. ............ ............................... ....15
Şizofreni Açılımı Kapsamında ve Psikozla Giden
Diğer Bozukluklar........................................... ................................... 43
İkiuçlu (Bipolar) ve İlişkili Bozukluklar...... ..................... .......................... 63
Depresyon Bozuklukları......... .............. ......... ......... ................................. 91
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları........ ..................................... .................. 113
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk)
ve İlişkili Bozukluklar..... .... .............................................. ........ .......129
Örselenme (Travma) ve Tetikleyici Etkenle (Stresörle)
İlişkili Bozukluklar..............................................................................143
Çözülme (Dissosiyasyon) Bozuklukları................................................... 157
Bedensel Belirti Bozuklukları ve İlişkili Bozukluklar..... .........................163
Beslenme ve Yeme Bozuklukları.............................................................. 171
Dışa Âtım Bozuklukları..............................................................................181
Uyku-Uyamklık Bozuklukları.................................................................... 185
Cinsel İşlev Bozuklukları...........................................................................205
Cinsel Kimliğinden Yakınma (Hoşnut Olmama)...................................... 219
Yıkıcı Bozukluklar, Dürtü Denetimi ve
Davranım Bozuklukları......................... ............................................ 223
Madde ile İlişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları....................... 231
Nörobilişsel Bozukluklar...........................................................................291
Kişilik Bozuklukları......................................... .......................................... 327
Cinsel Sapkınlık (Parafili) Bozuklukları.................................................... 341
Diğer Ruhsal Bozukluklar.........................................................................349
İlaçların Yol Açtığı Devinim Bozuklukları ve
İlaçların Diğer Yan Etkileri........................................ ....................... 353
Klinik İlgi Odağı Olabilecek Diğer Durumlar........................................ ...363
Dizin............................................................................................................387
vi
Önsöz
DSM-5’İn yayımlanması
ruhsal hastalıkların kodlanmasına, sınıflandı
rılmasına ve ruhsal hastalıklara tanı konmasına birtakım yenilikler getirmiştir.
Klinisyenler, hızlı başvuru için, yalnızca DSM-5 Sınıflandırmasını (bozukluk
ların sıralanması, alttürleri, belirleyiciler ve tanısal kodlar), elkitabının kullanı
mını anlatan bölümleri ve tanı ölçütleri takımlarını içeren küçük ve kullanışlı
bu elkitabını yararlı bulacaklardır. DSM-5 Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı,
kapsamlı DSM-5 ile birlikte kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Daha doğru
bir kullanım için, her bozuklukta tanı ölçütleri takımına eşlik eden düzyazı
tanımlamalarını da bilmek gerekir.
Bu kullanışlı başvuru kaynağı, DSM-5’te kapsanan bütün ICD-9-CM ve
ICD-10-CM kodlarını, kodlama notlarını ve yazma işlemlerini vermektedir.
Klinisyenler, ek başvuru bilgilerini, DSM-5’te (Anabölüm III: Yeni Ortaya
Çıkan Ölçme Dizgeleri ve Örnekleri bölümü [değerlendirme araçları, kültürel
kavramsallaştırma ve görüşmeler, kişilik bozuklukları için seçenek bir DSM-5
örneği ve daha ileri çalışma gerektiren durumları içermektedir]) ve DSM-5
Ekbölümünde (DSM-IV’te olan değişiklikler, bilimsel ve kültürel terimlerin
sözlükçeleri ve DSM-5 tanılannın ve kodlarının abecesel ve sayılar sıralama
larını içermektedir) bulabilirler. Değerlendirme araçlan ve ek bilgiler çevrim
içinde www.psychiatry.org/dsm5’te bulunabilir.
vii
DSM-5
Smiîlamdırnıasi
Her bozukluğun adının önünde ICD-9-CM kodu verildikten sonra ayraç için
de ICD-10-CM kodu verilmektedir. Boş çizgiler ICD-9-CM ya da ICD-10CM kodlarının uygulanabilir olmadığını gösterir. Kimi bozukluklar için kod,
yalnızca belirleyicinin alttürüne göre verilebilir.
1CD-9-CM kodları, Birleşik Devletler ’de 30 Eylül 2014’e dek kullanılacaktır.
1 Ekim 2014’den başlayarak ICD-10-CM kodlan kullanıma girecektir.
Başka b ir sağlık durum una bağlı b ütün ruhsal bozukluklar için
not: Diğer sağlık durumunun adını [sağlık durumu]na bağlı ruhsal bozukluğun
adının içinde gösterin. Diğer sağlık durumunun kodu ve adı, sağlık durumuna
bağlı ruhsal bozuklukan önce sıralanmalıdır.
Nörogelişimsel Bozukluklar (15)
Anlıksal (Entellektüel) Yeliyiiimlerî (15)
319
Anlıksal Yetiyitimi (Anlıksal Gelişimsel Bozukluk) (15)
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
(F70)
Ağır olmayan
(F71)
Orta derecede
(F72)
Ağır
(F73)
Çok ağır
ix
DSM-5 Sınıflandırması
X
3 15 .8
(F88)
Genel Gelişimsel Gecikme (21)
319
(F79)
Tanımlanmamış Anlıksal Yetiyitimi (Anlıksal
Gelişimsel Bozukluk) (21)
İletişim Bozuklukları (22)
31 5 .3 9
(F80.9)
Dil Bozukluğu (22)
3 1 5 .3 9
(F80.0)
Konuşma Sesi Bozukluğu (22)
3 15 .35
(F80.81)
Çocuklukta Başlayan Akıcılık Bozukluğu (Kekeleme)
(23)
N o t: Daha sonra başlayan olgulara 307.0 [F98.5]
erişkinlikte başlayan akıcılık bozukluğu tanısı konur.
3 1 5 .3 9
(F80.89)
Toplumsal İletişim Bozukluğu (24)
3 0 7 .9
(F80.9)
Tanımlanmamış İletişim Bozukluğu (25)
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk (25)
29 9 .0 0
(F84.0)
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk (25)
Varsa belirtiniz: Bilinen bir sağlık durumunun
ya da kalıtımsal durumun ya da çevre etkeninin
eşlik ettiği; Başka bir nörogelişimsel, ruhsal
ya da davranışsal bozukluğun eşlik ettiği
A ve B tanı ölçütleri için o sıradaki ağırlığını
belirtiniz: Çok önemli ölçüde desteği gerektirir,
Önemli ölçüde desteği gerektirir, Desteği
gerektirir
Varsa belirtiniz: Eşlik eden anlıksal bozukluk olan
ya da olmayan, Eşlik eden dil bozukluğu olan
ya da olmayan, Katatoni ile giden (293.89
[F06.1] ek kodunu kullanın)
Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu (29)
___.___
(___.__)
Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu (29)
Olup olmadığını belirtiniz:
3 14 .01
(F90.2)
Bileşik görünüm
3 1 4 .0 0
(F90.0)
Dikkatsizliğin baskın olduğu görünüm
314 .01
(F90.1)
Aşırı hareketliliğin/dürtüselliğin baskın olduğu
görünüm
DSM-5 Sınıflandırması
xi
Varsa belirtiniz: Tam yatışma göstermeyen
O sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır olmayan,
Orta derecede, Ağır
314.01
(F90.8)
Tanımlanmış Diğer Bir Dikkat Eksikliği/Aşırı
Hareketlilik Bozukluğu (33)
314.01
(F90.9)
Tanımlanmamış Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik
Bozukluğu (33)
Özgül Öğrenme Bozukluğu (34)
___.__
(___.__)
Özgül Öğrenme Bozukluğu (34)
Varsa belirtiniz:
315.00
(F81.0)
Okuma bozukluğu ile giden (varsa belirtiniz:
Sözcük okuma doğruluğu, okuma hızı ve akıcılığı,
okuduğunu anlama)
315.2
(F81.81)
Yazılı anlatım bozukluğu ile giden (varsa belirtiniz:
Harf harf söyleme/yazma doğruluğu, dilbilgisi
ve noktalama doğruluğu, yazılı anlatımın açıklığı
ya da düzeni
315.1
(F81.2)
Sayısal (matematik) bozukluk ile giden (varsa
belirtiniz: Sayı algısı, aritmetik gerçeklerin
ezberlenmesi, doğru ve akıcı hesaplama,
doğru sayısal uslamlama)
O sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır olmayan,
Orta derecede, Ağır
Devinsel (Motor) Bozukluklar (37)
315.4
(F82)
Gelişimsel Eşgüdüm Bozukluğu (37)
307.3
(F98.4)
Basmakalıp Devinim Bozukluğu (38)
Varsa belirtiniz: Kendini yaralayan davranışlan olan,
Kendini yaralayan davranışlan olmayan
Varsa belirtiniz: Bilinen bir sağlık ya da kalıtımsal
durumun, nörogelişimsel bozukluğun ya da
çevresel etkenin eşlik ettiği
O sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır olmayan,
Orta derecede, Ağır
DSM-5 Sınıflandırması
xii
İstençdışı Devinim (Tik) Bozuklukları (39)
307 .23
(F95.2)
Tourette Bozukluğu (39)
3 07 .22
(F95.1)
Süregiden (Süreğen) Devinsel ya da Sesle İlgili
İstençdışı Devinim Bozukluğu (39)
Varsa belirtiniz: Yalnızca devinsel istençdışı
devinimlerle giden, Yalnızca sesle ilgili istençdışı
devinimlerle giden (40)
307.21
(F95.0)
Geçici İstençdışı Devinim Bozukluğu (40)
3 0 7 .2 0
(F95.8)
Tanımlanmış Diğer Bir istençdışı Devinim
Bozukluğu (40)
3 0 7 .2 0
(F95.9)
Tanımlanmamış İstençdışı Devinim Bozukluğu (41)
Diğer Nörogelişimsel Bozukluklar
3 1 5 .8 0
(F88)
Tanımlanmış Diğer Bir Nörogelişimsel Bozukluk (41)
315 .9
(F89)
Tanımlanmamış Nörogelişimsel Bozukluk (42)
Şizofreni Açılımı Kapsamında ve Psikozla Giden
Diğer Bozukluklar (43)
Aşağıdaki belirleyiciler, gerektiğinde, Şizofreni Açılımı Kapsamında ve
Psikozla Giden Diğer Bozukluklara uygulanabilir:
“Varsa belirtiniz: Aşağıdaki gidiş belirleyicileri, bu bozukluk ancak bir yıl
sürdükten sonra kullanılmak üzere tasarlanmıştır: İlk dönem, o sırada
akut dönemde, İlk dönem, o sırada tam olmayan bir yatışma gösteren,
İlk dönem, o sırada tam bir yatışma gösteren, Çoğul dönemler, o sırada
akut dönemde, Çoğul dönemler, o sırada tam olmayan bir yatışma
gösteren, Çoğul dönemler, o sırada tam bir yatışma gösteren, Sürekli,
Belirlenmemiş
bVarsa belirtiniz: Katatoni ile giden (293.89 [F06.1] ek kodunu kullanın)
cSanrılar, varsamlar, darmadağın konuşma, olağandışı psikodevinsel davranış,
silik belirtiler, bilişsel bozukluk, depresyon ve mani belirtilerinin o sıradaki
ağırlığını belirtiniz.
DSM-5 Sınıflandırması
xiii
3 01 .22
(F21)
Şizotürü (Şizotipal) Bozukluk (Kişilik Bozukluğu) (43)
297.1
(F22)
Sanrılı Bozukluk00(43)
Olup olmadığını belirtiniz: Erotomani türü,
Büyüklük türü, Kıskançlık türü, Kötülük
görme (perseküsyon) türü, Bedensel (somatik)
tür, Karma tür, Belirlenmemiş tür
Varsa belirtiniz: Olabilirliği olmayan bir içerik
taşıyan
2 98 .8
(F23)
Kısa Psikoz Bozukluğubc (46)
Varsa belirtiniz: Belirgin tetikleyici etken(ler) olan,
Belirgin tetikleyici etken(ler) olmayan, Doğum
sonrası başlayan
2 9 5 .4 0
(F20.81)
Şizofrenimsi (Şizofreniform) Bozuklukbc (47)
Varsa belirtiniz: Sonlanım özellikleri iyi olan,
Sonlanım özellikleri iyi olmayan
2 9 5 .9 0
(F20.9)
Şizofreniabc (49)
(___.__)
Şizoduygulanımsal (Şizoaffektif) Bozukluk° b’c(51)
Olup olmadığını belirtiniz:
2 9 5 .7 0
(F25.0)
tkiuçlu (bipolar) tür
2 9 5 .7 0
(F25.1)
Depresyon türü
(___.__)
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Psikoz Bozukluğu0(53)
N ot: Maddeye özgü kodlar ve ICD-9-CM ve
ICD-10 kodlamaları için tanı ölçütlerine
takımına ve karşı gelen yazma işlemlerine bakın.
Varsa belirtiniz: Esriklik (entoksikasyon) sırasında
başlayan, Yoksunluk sırasında başlayan
(___.__)
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Psikoz
Bozukluğu0 (57)
Olup olmadığını belirtiniz:
293 .81
(F06.2)
Sannlarla giden
2 9 3 .8 2
(F06.0)
Varsanılarla giden
2 9 3 .8 9
(F06.1)
Başka bir Ruhsal Bozukluğa Eşlik Eden Katatoni
(Katatoni Belirleyicisi) (58)
xiv
DSM-5 Sınıflandırması
2 9 3 .8 9
(F06.1)
Başka bir Sağlık Durumuna Bağlı Katatoni
Bozukluğu (59)
2 93 . 89
(F06.1)
Belirlenmemiş Katatoni (60)
N ot: Önce, 781.99 (R29.818) sinir ve kas-iskelet
dizgelerini kapsayan diğer belirtileri kodlayın.
2 98 .8
(F28)
Tanımlanmış Diğer Bir Şizofreni Açılımı Kapsamında
ve Psikozla Giden Diğer Bozukluk (61)
2 9 8 .9
(F29)
Tanımlanmamış Şizofreni Açılımı Kapsamında ve
Psikozla Giden Diğer Bozukluk (62)
İkiuçlu (Bipolar) ve ilişkili Bozukluklar (63)
İkiuçlu ve İlişkili Bozukluklara, gerektiğinde aşağıdaki belirleyiciler uygulanır:
aBelirtiniz: Bunaltılı sıkıntı (o sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır olmayan, orta
derecede, orta derecede-ağır, ağır); Karma özellikler gösteren; Hızlı döngülü; Melankoli özellikleri gösteren; Değişiktür (atipik) özellikleri gösteren;
Duygudurumla uyumlu psikoz özellikleri gösteren; Duygudurumla uyumlu
olmayan psikoz özellikleri gösteren; Katatoni ile giden (293.89 [F06.1] ek
kodunu kullanın); Doğum zamanı (péripartum) başlayan; Mevsimsel örüntü
gösteren
__ ■
__
(__
İkiuçlu (Bipolar) I Bozukluğu3 (63)
__
(_ •_ )
0 sıradaki ya da en son dönem mani
296.41
(F 31.ll)
296.41
(F31.12)
Orta derecede
296 .43
(F31.13)
Ağır
296 .44
(F31.2)
Psikoz özellikleri gösteren
296 .45
(F31.73)
Tam olmayan yatışma gösteren
296 .46
(F31.74)
Tam yatışma gösteren
29 6 .4 0
(F31.9)
Tanımlanmamış
29 6 .4 0
(F31.0)
296.45
(F31.73)
Ağır olmayan
0 sıradaki ya da en son dönem hipomani
Tam olmayan yatışma gösteren
DSM-5 Sınıflandırması
2 96 .46
(F31.74)
Tam yatışma gösteren
2 9 6 .4 0
(F31.9)
Tanımlanmamış
O sıradaki ya da en son dönem depresyon
296.51
(F31.31)
Ağır olmayan
296.51
(F31.42)
Orta derecede
296.53
(F31.4)
Ağır
296 .54
(F31.5)
Psikoz özellikleri gösteren
296.55
(F31.75)
Tam olmayan yatışma gösteren
296 .56
(F31.76)
Tam yatışma gösteren
296 .50
(F31.9)
Tanımlanmamış
296.7
(F31.9)
O sıradaki ya da en son dönem tanımlanmamış
296 .89
(F31.81)
İkiuçlu (Bipolar) II Bozukluğu3(69)
O sırada ya da geçmişte ortaya çıkan dönemi
belirtiniz: Hipomani, Depresyon
Bir duygudurum döneminin tanı ölçütleri o sırada
tam olarak karşılanamıyorsa gidişi belirtiniz:
Tam olmayan yatışma gösteren, Tam yatışma
gösteren
Bir duygudurum döneminin tanı ölçütleri o sırada
tam olarak karşılanıyorsa ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan, Orta derecede, Ağır
3 01 .13
(F34.0)
Siklotimi Bozukluğu (74)
Varsa belirtiniz: Bunaltılı sıkıntı
Maddenin/İlacın Yol Açtığı tkiuçlu ve
İlişkili Bozukluk (75)
N ot: Maddeye özgü kodlar ve ICD-9-CM ve ICD-10
kodlamaları için tanı ölçütlerine takımına ve karşı
gelen yazma işlemlerine bakın.
Varsa belirtiniz: Esriklik (entoksikasyon) sırasında
başlayan, Yoksunluk sırasında başlayan
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı İkiuçlu ve İlişkili
Bozukluk (78)
DSM-5 Sınıflandırması
xvi
Varsa belirtiniz:
(F06.33)
Mani özellikleri gösteren
(F06.33)
Mani ya da hipomani benzeri dönem
(F06.34)
Karma özellikler gösteren
2 9 6 .8 9
(F31.89)
Tanımlanmış Diğer Bir îkiuçlu ve İlişkili
Bozukluk (79)
2 9 6 .8 0
(F31.9)
Tanımlanmamış İkiuçlu ve İlişkili Bozukluk (81)
Depresyon Bozuklukları (91)
Depresyon Bozukluklarına, gerektiğinde aşağıdaki belirleyiciler uygulanır:
3Belirtiniz: Bunaltılı sıkıntı (o sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır olmayan, orta
derecede, orta derecede-ağır, ağır); Karma özellikler gösteren; Melankoli
özellikleri gösteren; Değişiktür (atipik) özellikleri gösteren; Duygudurumla
uyumlu psikoz özellikleri gösteren; Duygudurumla uyumlu olmayan psikoz
özellikleri gösteren; Katatoni ile giden (293.89 [F06.1] ek kodunu kulla
nın); Doğum zamanı (péripartum) başlayan; Mevsimsel örüntü gösteren
2 9 6 .9 9
(F34.8)
Yıkıcı Duygudurumu Düzenleyememe Bozukluğu
(91)
Yeğin (Majör) Depresyon Bozukluğu3 (92)
Tek dönem
296.21
(F32.0)
Ağır olmayan
296.21
(F32.1)
Orta derecede
2 9 6 .2 3
(F32.2)
Ağır
2 9 6 .2 4
(F32.3)
Psikoz özellikleri gösteren
2 9 6 .2 5
(F32.4)
Tam olmayan yatışma gösteren
2 9 6 .2 6
(F32.5)
Tam yatışma gösteren
2 9 6 .2 0
(F32.9)
Tanımlanmamış
Yineleyen dönem
296 .31
(F33.0)
Ağır olmayan
296 .31
(F33.1)
Orta derecede
DSM-5 Sınıflandırması
xvil
296 .33
(F33.2)
Ağır
2 96 .34
(F33.3)
Psikoz özellikleri gösteren
2 96 .35
(F33.41)
Tam yatışma göstermeyen
2 96 .36
(F33.42)
Tam yatışma gösteren
2 9 6 .3 0
(F33.9)
Tanımlanmamış
300 .4
(F34.1)
Süregiden Depresyon Bozukluğu (Distimi)3 (96)
Varsa belirtiniz: Tam olmayan yatışma gösteren;
Tam yatışma gösteren
Varsa belirtiniz: Erken başlangıçh; Geç başlangıçlı
Varsa belirtiniz: Katıksız distimi sendromu;
Süregiden yeğin depresyon dönemi; Aralıklı
yeğin depresyon dönemleri olan, o sırada
bir dönemi olan; Aralıklı yeğin depresyon
dönemleri olan, o sırada bir dönemi olmayan
O sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır olmayan, Orta
derecede, Ağır
6 25 .4
(N94.3)
Aybaşı Öncesi (Premenstrüel) Disfori Bozukluğu (98)
(___•__)
Maddenin/ilacın Yol Açtığı Depresyon
Bozukluğu (100)
N ot: Maddeye özgü kodlar ve ICD-9-CM ve
ICD-10 kodlamaları için tanı ölçütlerine
takımına ve karşı gelen yazma işlemlerine bakın.
Varsa belirtiniz: Esriklik (entoksikasyon) sırasında
başlayan, Yoksunluk sırasında başlayan
293.83
(___■
__)
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Depresyon
Bozukluğu (103)
Varsa belirtiniz:
(F06.31)
Depresyon özellikleri gösteren
(F06.32)
Yeğin (majör) depresyon benzeri dönem
(F06.34)
Karma özellikler gösteren
311
(F32.8)
Tanımlanmış Diğer Bir Depresyon
Bozukluğu (104)
311
(F32.9)
Tanımlanmamış Depresyon Bozukluğu (105)
DSM-5 Sınıflandırması
xviii
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları <113)
309.21
(F93.0)
Ayrılma Kaygısı Bozukluğu (113)
312 .23
(F94.0)
Seçici Konuşmazlık (Mutizm) (114)
3 00 .29
(___.__)
Özgül Fobi (115)
Varsa belirtiniz:
F40.218
Hayvan
F40.228
Doğal çevre
(___.__)
Kan-iğne-yaralanma
(F40.230)
Kan korkusu
(F40.231)
İğne ya da kan verme korkusu
(F40.232)
Sağlıkla ilgili bir işlem korkusu
(F40.233)
Yaralanma korkusu.
(F40.248)
(F40.298)
300 .23
(F40.10)
Durumsal
Diğer
Toplumsal Kaygı Bozukluğu (Sosyal Fobi) (116)
Varsa belirtiniz: Yalnızca bir eylemi gerçekleştirme
sırasında
300.01
(F41.0)
___(__________ .__)
Panik Bozukluğu (117)
Panik Atağı Belirleyicisi (118)
300 .22
(F40.00)
Agorafobi (120)
3 00 .02
(F41.1)
Yaygın Kaygı Bozukluğu (121)
___(__________ ,_ J
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Kaygı Bozukluğu (122)
N ot: Maddeye özgü kodlar ve ICD-9-CM ve
ICD-10 kodlamaları için tanı ölçütlerine
takımına ve karşı gelen yazma işlemlerine bakın.
Varsa belirtiniz: Esriklik (entoksikasyon) sırasında
başlayan, Yoksunluk sırasında başlayan, İlaç
kullanımından sonra başlayan
293 .84
(F06.4)
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Kaygı Bozukluğu
3 00 .09
(F41.8)
Tanımlanmış Diğer Bir Kaygı Bozukluğu (126)
3 0 0 .0 0
(F41.9)
Tanımlanmamış Kaygı Bozukluğu (127)
(125)
DSM-5 Sınıflandırması
xix
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif
Bozukluk) ve İlişkili Bozukluklar (129)
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu ve İlişkili Bozukluklara, gerektiğinde aşağıdaki
belirleyici uygulanır:
aVarsa belirtiniz: İçgörüsü iyi ya da oldukça iyi, İçgörüsü kötü, İçgörüsü yok/
sanrısal inanışlar
300 .3
(F42)
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif
Bozukluk)3 (129)
Varsa belirtiniz: Tikle ilişkili
300.7
(F45.22)
Beden Algısı Bozukluğu (Vücut Dismorfik
Bozukluğu)3(131)
Varsa belirtiniz: Kas algısı bozukluğu ile giden
300 .3
(F42)
Biriktiricilik Bozukluğu” (132)
Varsa belirtiniz: Aşırı edinme ile giden
3 12 .39
(F63.2)
Trikotillomani (Saç Yolma Bozukluğu) (133)
698.4
(L98.1)
Deri Yolma Bozukluğu (134)
— •—
(___•__)
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Takıntı-Zorlantı
Bozukluğu ve İlişkili Bozukluk
N ot: Maddeye özgü kodlar ve ICD-9-CM ve
ICD-10 kodlamaları için tanı ölçütlerine
takımına ve karşı gelen yazma işlemlerine bakın.
Varsa belirtiniz: Esriklik (entoksikasyon) sırasında
başlayan, Yoksunluk sırasında başlayan, İlaç
kullanımından sonra başlayan
294.8
(F06.8)
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Takıntı-Zorlantı
Bozukluğu ve İlişkili Bozukluk (138)
Varsa belirtiniz: Takıntı-zorlantı bozukluğu benzeri
belirtilerle giden, Dış görünümle ilgili düşünsel
uğraşlarla giden, Biriktiricilik belirtileriyle giden,
Saç yolma belirtileriyle giden, Deri yolma
belirtileriyle giden
DSM-5 Sınıflandırması
300 .3
(F42)
Tanımlanmış Diğer Bir Takıntı-Zorlantı Bozukluğu ve
İlişkili Bozukluk (139)
300 .3
(F42)
Tanımlanmamış Takıntı-Zorlantı Bozukluğu ve İlişkili
Bozukluk (141)
Örselenme (Travma) ve Tetikleyici Etkenle
(Stresörle) İlişkili Bozukluklar (143)
313 .89
(F94.1)
Tepkisel Bağlanma Bozukluğu (143)
Varsa belirtiniz: Sürekli
O sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır
313 .89
(F94.2)
Sınırsız Toplumsal Katılım Bozukluğu (144)
Varsa belirtiniz: Sürekli
O sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır
309.81
(F43.10)
Örselenme Sonrası Gerginlik (Travma Sonrası
Stres) Bozukluğu (altı yaşındaki ve altı yaşın
altındaki çocuklar için örselenme sonrası
gerginlik bozukluğunu da kapsar) (146)
Olup olmadığını belirtiniz: Çözülme belirtileri
(dissosiyatif belirtiler) gösteren
Varsa belirtiniz: Gecikmeli dışavurum gösteren
308 .3
(F43.0)
Akut Gerginlik (Stres) Bozukluğu (152)
— ■
—
< _j
Uyum Bozuklukları (154)
Olup olmadığını belirtiniz:
3 09 .0
(F43.21)
Çökkün duygudurum ile giden
3 09 .24
(F43.22)
Kaygı ile giden
3 09 .28
(F43.23)
Kaygılı ve çökkün duygudurum karışımı ile giden
309 .3
(F43.24)
Davranım bozukluğu ile giden
3 09 .4
(F43.25)
Duygu ve davranım bozukluğu karışımı ile giden
309 .9
(F43.20)
Tanımlanmamış
DSM-5 Sınıflandırması
xxi
3 0 9 .8 9
(F43.8)
Tanımlanmış Diğer Örselenme ve Tetikleyici
Etkenle İlişkili Bir Bozukluk (155)
3 0 9 .9
(F43.9)
Tanımlanmamış Örselenme ve Tetikleyici
Etkenle İlişkili Bir Bozukluk (155)
Çözülme (Dissosiyasyon) Bozuklukları (157)
3 00 .14
(F44.81)
Kimlik Çözülmesi Bozukluğu (157)
3 00 .12
(F44.0)
Unutkanlık Çözülmesi (Dissosiyatif Amnezi) (158)
Varsa belirtiniz:
3 00 .13
(F44.1)
3 00 .6
(F48.1)
Kendine Yabancılaşma (Depersonalizasyon)/
Gerçekdışılık (Derealizasyon) Çözülmesi (159)
3 00 .15
(F44.89)
Tanımlanmış Diğer Bir Çözülme Bozukluğu (160)
3 00 .15
(F44.9)
Tanımlanmamış Çözülme Bozukluğu (161)
Kaçış çözülmesi ile birlikte
Bedensel Belirti Bozuklukları ve
İlişkili Bozukluklar (163)
3 0 0 .8 2
(F45.1)
Bedensel Belirti Bozukluğu (163)
Varsa belirtiniz: Ağnnın baskın olması ile giden
Varsa belirtiniz: Süregiden
O sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır olmayan,
Orta derecede, Ağır
3 00 .7
(F45.21)
Hastalık Kaygısı Bozukluğu (164)
Varsa belirtiniz: Bakım arayan tür, Bakımdan
kaçan tür
300 .11
(___.__)
Dönüştürme (Konversiyon) Bozukluğu (İşlevgören
Nöroloji Belirtisi Bozukluğu) (165)
DSM-5 Sınıflandırması
xxii
Belirti türünü belirtiniz:
(F44.4)
Güçsüzlük ya da paralizi ile giden
(F44.4)
Olağandışı devinim ile giden
(F44.4)
Yutma belirtileri ile giden
(F44.4)
Konuşma belirtisi ile giden
(F44.5)
Ataklarla ya da katılmalarla giden
(F44.6)
Anestezi ya da duyu yitimi ile giden
(F44.6)
Özel duyusal belirti ile giden
(F44.7)
Karma belirtilerle giden
Varsa belirtiniz: Akut dönem, Sürekli
Varsa belirtiniz: Tetikleyici ruhsal bir etken olan
(tetikleyici etkeni belirtin), Tetikleyici ruhsal bir
etken olmadan
316
(F54)
Diğer Sağlık Durumlannı Etkileyen Ruhsal Etkenler
(166)
O sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır olmayan,
Orta derecede, Ağır, Aşırı düzeyde
3 0 0 .1 9
(F68.10)
Yapay Bozukluk (Kendine Yüklenen Yapay
Bozukluğu, Bir Başkasına Yüklenen Yapay
Bozukluğu kapsar) (167)
Belirtiniz: Tek dönem, Yineleyici dönemler
3 00 .89
(F45.8)
Tanımlanmış Diğer Bir Bedensel Belirti Bozukluğu ve
İlişkili Bozukluk (168)
3 00 .82
(F45.9)
Tanımlanmamış Diğer Bir Bedensel Belirti
Bozukluğu ve İlişkili Bozukluk (169)
xxiii
DSM-5 Sınıflandırması
Beslenme ve Yeme Bozuklukları (171)
Beslenme ve Yeme Bozukluklarına, gerektiğinde aşağıdaki belirleyiciler
uygulanır:
"Varsa belirtiniz: Tam yatışma gösteren
bVarsa belirtiniz: Tam yatışma göstermeyen
c0 sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır olmayan, Orta derecede, Ağır, Aşırı
düzeyde
3 0 7 .5 2
(___._ )
Pikaa(171)
(F98.3)
Çocuklarda
(F50.8)
Erişkinlerde
3 0 7 .5 3
(F98.21)
Geri Çıkarma (Geviş Getirme) Bozukluğu“ (172)
3 0 7 .5 9
(F50.8)
Kaçıngan/Kısıtlı Yiyecek Alımı Bozukluğu3(172)
3 07 .1
(___ .__)
Anoreksiya Nervozabc(173)
Varsa belirtiniz:
(F50.01)
Kısıtlayıcı tür
(F50.02)
Tıkınırcasına yeme/çıkarma türü
3 0 7 .5 1
(F50.2)
Bulimiya Nervozabc(175)
30 7 .5 1
(F50.8)
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğubc(176)
3 0 7 .5 9
(F50.8)
Tanımlanmış Diğer Bir Beslenme ve Yeme
Bozukluğu (177)
3 0 7 .5 0
(F50.9)
Tanımlanmamış Beslenme ve Yeme Bozukluğu (179)
xxiv
DSM-5 Sınıflandırması
Dışa Atım Bozuklukları (181)
3 07 .6
(F98.0)
Enürezis (İdrar Kaçırma) (181)
Olup olmadığını belirtiniz: Yalnızca gece (noktürnal,
Yalnızca gündüz (diürnal), Gece ve gündüz
(noktürnal ve diürnal)
307 .7
(F98.1)
Enkoprezis (Dışkı Kaçırma) (182)
Olup olmadığını belirtiniz: Kabızlık ve taşma
kaçırması ile giden, Kabızlık ve taşma kaçırması
ile gitmeyen
Tanımlanmış Diğer Bir Dışa Atım Bozukluğu (183)
___•__
(___._ )
7 88 .39
(N39.498)
İdrar belirtileriyle giden
7 87 .60
(R15.9)
Dışkı belirtileriyle giden
___•__
(___._ )
7 88 .30
(N32)
İdrar belirtileriyle giden
7 87 .60
(R15.9)
Dışkı belirtileriyle giden
Tanımlanmamış Dışa Atım Bozukluğu (183)
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları (185)
Uyku Bozukluklarına, gerektiğinde aşağıdaki belirleyiciler uygulanır:
aVarsa belirtiniz: Dönemsel, Sürekli, Yineleyici
bVarsa belirtiniz: Akut, Subakut, Sürekli
cVarsa belirtiniz: Ağır olmayan, Orta dereecede, Ağır
7 8 0 .5 2
(G47.00)
Uykusuzluk Bozukluğu3 (185)
Varsa belirtiniz: Uyku bozukluğu dışında bir ruhsal
bozuklukla eştanı alan, Başka bir sağlık
durumuyla eştanı alan, Başka bir uyku
bozukluğuyla birlikte giden
7 8 0 .5 4
(G47.10)
Aşırı Uykululuk Bozukluğubc(186)
DSM-5 Sınıflandırması
XXV
Varsa belirtiniz: Uyku bozukluğu dışında bir ruhsal
bozuklukla eştanı alan, Başka bir sağlık
durumuyla eştanı alan, Başka bir uyku
bozukluğuyla birlikte giden
___.__
(___ .__)
Narkolepsic(188)
Olup olmadığını belirtiniz:
347.00
(G47.419) Katapleksi olmadan, ancak hipokretin eksikliği ile
birlikte narkolepsi
347.01
(G47.411) Katapleksi ile giden, ancak hipokretin eksikliği
olmadan narkolepsi
347.00
(G47.419) Otozomal baskın serebellar ataksi, sağırlık ve
narkolepsi
347.00
(G47.419) Otozomal baskın narkolepsi, şişmanlık ve tip 2
diyabet:
347.10
(G47.429) Başka bir sağlık durumuna ikincil narkolepsi
Solunumla İlişkili Uyku Bozuklukları (190)
327.23
(G47.33)
Tıkayıcı Uyku Apnesi Hipopnesic (190)
___.__
(___ .__)
Merkezi Uyku Apnesi (190)
Olup olmadığını belirtiniz:
327.21
(G47.31)
İdiyopatik merkezi uyku apnesi
786.04
(R06.3)
Cheyne-Stokes solunumu
780.57
(G47.37)
Opiyat kullanımı ile eşzamanlı merkezi uyku
apnesi
N ot: Varsa, önce opiyat kullanım bozukluğunu kodlayın
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
___.__
(___ .__)
Uyku ile İlişkili Hipoventilasyon (191)
Olup olmadığını belirtiniz:
327.24
(G47.34)
İdiyopatik hipoventilasyon
327.25
(G47.35)
Konjenital merkezi alveolar hipoventilasyon
327.26
(G47.36)
Eştanılı uyku ile ilişkili hipoventilasyon
O sıradaki ağırlığını belirtiniz
DSM-5 Sınıflandırması
xxvi
___.__
(___.__)
Yirmi Dört Saatlik (Sirkadiyen) Düzenle İlgili UykuUyanıklık Bozuklukları3 (192)
Olup olmadığını belirtiniz:
307.45
(G47.21)
Gecikmeli uyku evresi türü (193)
Varsa belirtiniz: Ailesel, Yirmi dört saatlik
olmayan uyku-uyanıklık türü ile örtüşen
307.45
(G47.22)
Öne kaymış uyku evresi türü (193)
Varsa belirtiniz: Ailesel
307.45
(G47.23)
Düzensiz uyku-uyanıklık türü (193)
307.45
(G47.24)
Yirmi dört saatlik olmayan uyku-uyanıklık türü
(193)
307.45
(G47.26)
Vardiyalı iş türü (193)
307.45
(G47.20)
Tanımlanmamış tür
Parasomniler (194)
___.__
(___.__)
Hızlı Göz Devinimleri Uykusu Dışında Uykudan
Uyanma Bozuklukları (194)
Varsa belirtiniz:
307.46
(F51.3)
Uyurgezerlik türü
Varsa belirtiniz: Uyku ile ilişkili yemek yeme
ile giden, Uyku ile ilişkili cinsel davranışla
giden (seksomni)
307.46
(F51.4)
307.47
(F51.5)
Uykuda korku duyma türü
Karabasan Bozukluğubc (195)
Varsa belirtiniz: Uykunun başlangıcı sırasında
Varsa belirtiniz: Uyku ile ilişkili olmayan bir
bozukluğun eşlik ettiği, Başka bir sağlık
durumunun eşlik ettiği, Başka bir uyku
bozukluğunun eşlik ettiği
327.42
(G47.52)
Hızlı Göz Devinimleri (REM) Uykusunda Davranış
Bozukluğu (196)
333.94
(G25.81)
Huzursuz Bacaklar Sendromu (197)
xxvii
DSM-5 Sınıflandırması
___.__
(___.__)
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Uyku Bozukluğu (198)
Not: Maddeye özgü kodlar ve ICD-9-CM ve
ICD-10 kodlamaları için tanı ölçütlerine
takımına ve karşı gelen yazma işlemlerine bakın.
Varsa belirtiniz: Uykusuzluk türü, Gündüz uykululuk
türü, Parasomni türü, Karma tür
Varsa belirtiniz: Esriklik (entoksikasyon) sırasında
başlayan, Kesilme/Yoksunluk sırasında başlayan
780 .52
(G47.09)
Tanımlanmış Diğer Bir Uykusuzluk Bozukluğu (202)
780 .52
(G47.00)
Tanımlanmamış Uykusuzluk Bozukluğu (202)
780 .54
(F47.19)
Tanımlanmış Diğer Bir Aşın Uykululuk Bozukluğu
(203)
7 80 .54
(G47.10)
Tanımlanmamış Aşırı Uykululuk Bozukluğu (203)
7 80 .59
(G47.8)
Tanımlanmış Diğer Bir Uyku-Uyanıklık Bozukluğu
(204)
7 80 .59
(G47.9)
Tanımlanmamış Uyku-Uyanıklık Bozukluğu (204)
Cinsel İşlev Bozuklukları (205)
Cinsel İşlev Bozukluklanna, gerektiğinde aşağıdaki belirleyiciler uygulanır:
“Varsa belirtiniz: Yaşam boyu, Edinsel
bVarsa belirtiniz: Yaygın, Durumsal
cVarsa belirtiniz: Ağır olmayan, Orta derecede, Ağır
30 2 .7 4
(F52.32)
Geç Boşalmaabc (205)
30 2 .7 2
(F52.21)
Sertleşme Bozukluğuabc (206)
3 02 .72
(F52.21)
Kadında Orgazm Bozukluğuabc (207)
Varsa belirtiniz: Hiçbir koşulda, hiçbir zaman bir
orgazm yaşamamıştır.
3 0 2 .7 2
(F52.22)
Kadında Cinsel İlgi/Uyanlma Bozukluğuabc (208)
3 0 2 .7 6
(F52.6)
Cinsel Organlarda-Pelviste Ağn/İçe Girme
Bozukluğuac(210)
xxviiî
DSM-5 Sınıflandırması
302.71
(F52.0)
Erkekte Düşük Cinsel İstek Bozukluğuabc(211)
302.75
(F52.4)
Erken Boşalma3^ (212)
___.__
(___.__)
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Cinsel İşlev Bozukluğu
(213)
N ot: Maddeye özgü kodlar ve ICD-9-CM ve
ICD-10 kodlamaları için tanı ölçütlerine
takımına ve karşı gelen yazma işlemlerine bakın.
Varsa belirtiniz: Esriklik (entoksikasyon) sırasında
başlayan, Yoksunluk sırasında başlayan, İlaç
kullanmaya başladıktan sonra
3 02 .79
(F52.8)
Tanımlanmış Diğer Bir Cinsel İşlev Bozukluğu (216)
3 02 .70
(F52.9)
Tanımlanmamış Cinsel İşlev Bozukluğu (217)
Cinsel Kimliğinden Yakınma (Hoşnut Olmama) (219)
___.__
(___.__)
302 .6
(F64.2)
Cinsel Kimliğinden Yakınma (Hoşnut Olmama) (219)
Çocuklarda Cinsel Kimliğinden Yakınma
(Hoşnut Olmama)
Varsa belirtiniz: Cinsel gelişim bozukluğu ile
giden
302 .85
(F64.1)
Gençlerde ve Erişkinlerde Cinsel Kimliğinden
Yakınma (Hoşnut Olmama)
Varsa belirtiniz: Cinsel gelişim bozukluğu ile
giden
Varsa belirtiniz: Geçiş sonrası
N ot: Cinsel kimliğinden yakınmaya (hoşnut olmamaya) ek
olarak, varsa, cinsel gelişim bozukluğunu da kodlayın.
3 02 .6
(F64.8)
Tanımlanmış Diğer Bir Cinsel Kimliğinden Yakınma
(Hoşnut Olmama) Durumu (221)
3 02 .6
(F64.9)
Tanımlanmamış Cinsel Kimliğinden Yakınma
(Hoşnut Olmama) Durumu (222)
xxix
DSM-5 Sınıflandırması
Yıkıcı Bozukluklar, Dürtü Denetimi ve
Davranım Bozuklukları (223)
313.81
(F91.3)
Karşıt Olma, Karşı Gelme Bozukluğu (223)
0 sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır olmayan,
Orta derecede, Ağır
3 1 2 .3 4
(F63.81)
Aralıklı Patlayıcı Bozukluk (225)
—
(_ •_ )
Davranım Bozukluğu (226)
-
Olup olmadığını belirtiniz:
3 12 .81
(F91.1)
Çocuklukta başlayan tür
3 1 2 .8 2
(F91.2)
Ergenlikte başlayan tür
3 1 2 .8 9
(F91.9)
Başlangıcı belirlenmemiş
Varsa belirtiniz: Topluma yararlı duyguların sınırlı
olmasıyla giden
0 sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır olmayan,
Orta derecede, Ağır
3 01 .7
(F60.2)
Toplumdışı (Antisosyal) Kişilik Bozukluğu (228)
3 1 2 .3 3
(F63.1)
Piromani (229)
3 12 .32
(F63.3)
Kleptomani (229)
3 1 2 .9
(F91.8)
Tanımlanmış Diğer Bir Yıkıcı Bozukluk, Dürtü
Denetimi ve Davranım Bozukluğu (230)
3 1 2 .9
(F91.9)
Tanımlanmamış Yıkıcı Bozukluk, Dürtü Denetimi ve
Davranım Bozukluğu (230)
Madde ile İlişkili Bozukluklar ve
Bağımlılık Bozuklukları (231)
Madde ile İlişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozukluklarına, gerektiğinde aşa
ğıdaki belirleyiciler uygulanır:
“Varsa belirtiniz: Erken yatışma evresinde, Sürekli yatışma ile giden
bVarsa belirtiniz: Denetimli çevrede
cVarsa belirtiniz: Algı bozukluklanyla giden
DSM-5 Sınıflandırması
XXX
dICD-10-CM kodu, orta derecede ya da ağır bir madde kullanım bozukluğu
eştanısının varlığını gösterir, madde yoksunluğu kodunun uygulanabilmesi
için bunun varlığı gerekir.
Madde ile İlişkili Bozukluklar (234)
Alkolle İlişkili Bozukluklar (237)
— •—
( _ J
Alkol Kullanım Bozukluğuab (237)
0 sıradaki ağırlığını belirtiniz:
305.00
(F10.10)
Ağır olmayan
303.90
(F10.20)
Orta derecede
303.90
(Fİ 0.20)
Ağır
303.00
(___._ )
291.81
Alkol Esrikliği (Entoksikasyonu) (239)
(F10.129)
Ağır olmayan alkol kullanım bozukluğu eştanısı
(F10.229)
Orta derecede ya da ağır alkol kullanım
bozukluğu eştanısı
(F10.929)
Alkol kullanım bozukluğu eştanısı yoksa
(___.__)
Alkol Yoksunluğuc-d(239)
Varsa belirtiniz:
(F10.239)
Algı bozuklukları olmayan
(Fİ0.232)
Algı bozuklukları olan
___.__
(___ .__)
Alkolün Yol Açtığı Diğer Bozukluklar (241)
2 9 1 .9
(F10.99)
Tanımlanmamış Alkolle İlişkili Bir Bozukluk (241)
Kafeinle İlişkili Bozukluklar (242)
3 0 5 .9 0
(F15.929) Kafein Esrikliği (Entoksikasyonu) (242)
2 9 2 .0
(F15.93)
Kafein Yoksunluğu (243)
___.__
(___.__)
Kafeinin Yol Açtığı Diğer Bozukluklar (243)
2 9 2 .9
(F15.99)
Tanımlanmamış Kafeinle İlişkili Bozukluk (244)
Kenevirle (Kannabis) İlişkili Bozukluklar (244)
___.__
(___.__)
Kenevir Kullanım Bozukluğuab (244)
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
xxxi
DSM-5 Sınıflandırması
3 05 .20
(F12.10) Ağır olmayan
304 .30
(Fİ2.20) Orta derecede
304 .30
292 .89
(F12.20) Ağır
(___ .__)
Kenevir Esrikliği (Entoksikasyonu)0 (246)
Algı bozuklukları olmayan
(Fİ2.129)
Ağır olmayan bir kenevir kullanım
bozukluğu eştanısı
(F12.229)
Orta derecede ya da ağır kenevir kullanım
bozukluğu eştanısı
(F12.929)
Kenevir kullanım bozukluğu eştanısı yoksa
Algı bozuklukları olan
(F12.122)
Ağır olmayan bir kenevir kullanım
bozukluğu eştanısı
(Fİ2.222)
Orta derecede ya da ağır kenevir kullanım
bozukluğu eştanısı
(F12.922)
Kenevir kullanım bozukluğu eştanısı yoksa
292 .0
(Fİ2.288) Kenevir Yoksunluğu“* (247)
___.__
(___ .__)
Kenevirin Yol Açtığı Diğer Bozukluklar (248)
292 .9
(F12.99)
Tanımlanmamış Kenevirle İlişkili Bir Bozukluk (249)
Varsandıranla (Hallüsinojenle) İlişkili Bozukluklar (249)
___.__
(___ .__)
Fensiklidin Kullanım Bozukluğu3’*1(249)
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
305 .90
(F16.10)
Ağır olmayan
30 4 .6 0
(Fİ6.20)
Orta derecede
3 04 .60
(F16.20)
Ağır
___.__
(___ .__)
Başka Varsandıran Kullanım Bozukluğuab(251)
Özgül varsandıranı belirtiniz.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
3 0 5 .3 0
(F16.10)
Ağır olmayan
304 .50
(F16.20)
Orta derecede
30 4 .5 0
(F16.20)
Ağır
xxxii
DSM-5 Sınıflandırması
F 292.89 (___.__)
292 .89
2 92 .89
Fensiklidin Esrikliği (Entoksikasyonu) (253)
(Fİ6.129)
Ağır olmayan fensiklidin kullanım bozukluğu
eştanısı
(F16.229)
Orta derecede ya da ağır fensiklidin kullanım
bozukluğu eştanısı
(F16.929)
Fensiklidin kullanım bozukluğu eştanısı yoksa
(___.__)
Başka Varsandıran Esrikliği (Entoksikasyonu) (254)
(F16.129)
Ağır olmayan varsandıran kullanım bozukluğu
eştanısı
(F16.229)
Orta derecede ya da ağır varsandıran kullanım
bozukluğu eştanısı
(F16.929)
Varsandıran kullanım bozukluğu eştanısı yoksa
(F16.983) Varsandırana Bağlı Kalıcı Algı Bozukluğu (255)
Fensiklidinin Yol Açtığı Diğer Bozukluklar (256)
Varsandıranın Yol Açtığı Diğer Bozukluklar (256)
292 .9
(F16.99)
Tanımlanmamış Fensiklidinle İlişkili Bir Bozukluk
(257)
292 .9
(F16.99)
Tanımlanmamış Varsandıranla İlişkili Bir Bozukluk
(257)
Uçucuyla (İnhalanla) İlişkili Bozukluklar (257)
___.__
(___.__)
Uçucu Kullanım Bozukluğu3*5(257)
Özgül uçucuyu belirtiniz:
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
305 .90
(F18.10)
Ağır olmayan
304 .60
(F18.20)
Orta derecede
304 .60
(F18.20)
292 .89
(___.__)
Ağır
Uçucu Esrikliği (Entoksikasyonu) (260)
(Fİ8.129)
Ağır olmayan uçucu madde kullanım bozukluğu
eştanısı
(F18.229)
Orta derecede ya da ağır uçucu madde kullanım
bozukluğu eştanısı
(F18.929)
Uçucu madde kullanım bozukluğu eştanısı yoksa
___.__
(___.__)
Uçucunun Yol Açtığı Diğer Bozukluklar (261)
2 92 .9
(F18.99)
Tanımlanmamış Uçucuyla İlişkili Bozukluk (261)
DSM-5 Sınıflandırması
xxxiii
Opiyatla İlişkili Bozukluklar (262)
___•__
(___•__ )
Opiyat Kullanım Bozukluğu3(262)
Varsa belirtiniz: Sürdürme tedavisinde, Denetimli
çevrede
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
3 0 5 .5 0
(Fİ 1.10)
Ağır olmayan: İki-üç belirtinin olması.
3 0 4 .0 0
(Fİ 1.20)
Orta derecede: Dört-beş belirtinin olması.
3 0 4 .0 0
(Fİ 1.20)
Ağır: Altı ya da daha çok belirtinin olması.
2 9 2 .8 9
(___.__ )
Opiyat Esrikliği (Entoksikasyonu)0(264)
Algı bozuklukları olmayan
(Fİ 1.129)
Ağır olmayan bir opiyat kullanım bozukluğu
eştanısı
(Fİ 1.229)
Orta derecede ya da ağır opiyat kullanım
bozukluğu eştanısı
(Fİ 1.929)
Opiyat kullanım bozukluğu eştanısı yoksa
Algı bozukluklan olan
( F il.122)
Ağır olmayan bir opiyat kullanım bozukluğu
eştanısı
(Fİ 1.222)
Orta derecede ya da ağır opiyat kullanım
bozukluğu eştanısı
(Fİ 1.922)
Opiyat kullanım bozukluğu eştanısı yoksa
2 9 2 .0
(Fİ 1.23)
Opiyat Yoksunluğu11(265)
___•__
(___•__)
Opiyatın Yol Açtığı Diğer Bozukluklar (266)
2 9 2 .9
(Fİ 1.99)
Tanımlanmamış Opiyatla İlişkili Bir Bozukluk (267)
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı Gidericiyle
(Sedatif, Hipnotik ya da Anksiyolitikle) İlişkili Bozukluklar (267)
____•__
(____•__ )
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı Giderici
Kullanım Bozukluğuab (267)
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
3 0 5 .4 0
(F13.10)
Ağır olmayan
3 0 4 .1 0
(F13.20)
Orta derecede
3 0 4 .1 0
(F13.20)
Ağır
DSM-5 Sınıflandırması
xxxiv
2 92 .89
(___,_ J
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı Giderici Esrikliği
(Entoksikasyonu) (270)
(F13.129)
Ağır olmayan dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı
giderici kullanım bozukluğu eştanısı
(F13.229)
Orta derecede ya da ağır dinginleştirici, uyutucu
ya da kaygı giderici kullanım bozukluğu
eştanısı
(F13.929)
2 92 .0
(___.__)
Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici
kullanım bozukluğu eştanısı yoksa
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı Giderici
Yoksunluğuc,d(271)
(F13.239)
Algı bozuklukları olmayan
(F13.232)
Algı bozuklukları olan
___.__
(___.__)
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı Gidericinin Yol
Açtığı Diğer Bozukluklar (272)
2 92 .9
(F13.99)
Tanımlanmamış Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı
Gidericiyle İlişkili Bir Bozukluk (273)
Uyarıcıyla ilişkili Bozukluklar (274)
— ■
—
< __>
Uyarıcı Kullanım Bozukluğuab(274)
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
(
■)
Ağır olmayan
3 0 5 .7 0
(F15.10)
Amfetamin türü madde
3 0 5 .6 0
(F14.10)
Kokain
3 0 5 .7 0
(F15.10)
Diğer ya da belirlenmemiş uyarıcı
(
• )
Orta derecede
3 0 4 .4 0
(F15.20)
Amfetamin türü madde
3 0 4 .2 0
(F14.20)
Kokain
3 0 4 .4 0
(F15.20)
Diğer ya da belirlenmemiş uyarıcı
(
• )
Ağır
3 0 4 .4 0
(F15.20)
Amfetamin türü madde
3 0 4 .2 0
(F14.20)
Kokain
3 0 4 .4 0
(Fİ 5.20)
Diğer ya da belirlenmemiş uyarıcı
DSM-5 Sınıflandırması
292 .89
(___■
__)
XXXV
Uyarıcı Esrikliği0(Entoksikasyonu) (277)
Özgül maddeyi belirtiniz
292 .89
292 .89
292.89
292 .89
(___•__)
Algı bozukluklan olmayan, amfetamin, kokain ya da
diğer bir uyancı esrikliği
F15.129)
Ağır olmayan amfetamin ya da başka bir uyarıcı
kullanım bozukluğu eştanısı
F15.229)
Orta derecede ya da ağır amfetamin ya da
başka bir uyarıcı kullanım bozukluğu
eştanısı
F İ5.929)
Amfetamin ya da başka bir uyarıcı kullanım
bozukluğu eştanısı
__ •__)
Algı bozuklukları olmayan, kokain esrikliği
F14.129)
Ağır olmayan kokain kullanım bozukluğu
eştanısı
F14.229)
Orta derecede ya da ağır kokain kullanım
bozukluğu eştanısı
F14.929)
Kokain kullanım bozukluğu eştanısı yoksa
__ •__)
Algı bozukluklan olan, amfetamin ya da
diğer bir uyarıcı esrikliği
F15.122)
Ağır olmayan amfetamin ya da başka bir uyarıcı
kullanım bozukluğu eştanısı
F15.222)
Orta derecede ya da ağır amfetamin ya da
başka bir uyancı kullanım bozukluğu
eştanısı
F15.922)
Amfetamin ya da başka bir uyarıcı kullanım
bozukluğu eştanısı
___■
__)
Algı bozukluklan olan, kokain esrikliği
F14.122)
Ağır olmayan kokain kullanım bozukluğu
eştanısı
F14.222)
Orta derecede ya da ağır kokain kullanım
bozukluğu eştanısı
F14.922)
Kokain kullanım bozukluğu eştanısı yoksa
DSM-5 Sınıflandırması
xxxvi
2 9 2 .0
(___.__)
Uyarıcı Yoksunluğud(278)
Yoksunluk sendromuna neden olan özgül maddeyi
belirtiniz:
F15.23
Amfetamin ya da diğer bir uyarıcı yoksunluğu
F14.23
Kokain yoksunluğu
____.__
(___.__)
Uyarıcının Yol Açtığı Diğer Bozukluklar (279)
2 92 .9
(___.__)
Tanımlanmamış Uyarıcıyla İlişkili Bozukluk (280)
(Fİ5.99)
Tanımlanmamış amfetamin ya da diğer bir
uyarıcı yoksunluğu
(F14.99)
Tanımlanmamış kokain yoksunluğu
Tütünle ilişkili Bozukluklar (280)
___.__
(___.__)
Tütün Kullanım Bozukluğu3(280)
Varsa belirtiniz: Sürdürme tedavisinde, Denetimli
çevrede
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
305.1
(Z72.0)
Ağır olmayan
305.1
(F17.200)
Orta derecede
305.1
(Fİ 7.200)
Ağır
2 9 2 .0
(F17.203) Tütün Yoksunluğud(282)
___.__
(___.__)
2 9 2 .9
(F17.209) Tanımlanmamış Tütünle İlişkili Bozukluk (284)
Tütünün Yol Açtığı Diğer Bozukluklar (283)
Diğer (ya da Bilinmeyen) Bir Maddeyle İlişkili Bozukluklar (284)
___.__
(___ .__)
Diğer (ya da Bilinmeyen) Bir Madde Kullanım
Bozukluğuab(284)
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
3 0 5 .9 0
(F19.10)
Ağır olmayan: İki-üç belirtinin olması.
3 0 4 .9 0
(F19.20)
Orta derecede: Dört-beş belirtinin olması.
3 0 4 .9 0
(F19.20)
Ağır: Altı ya da daha çok belirtinin olması.
2 9 2 .8 9
(___.__)
Diğer (ya da bilinmeyen) bir madde Esrikliği
(Entoksikasyonu) (287)
DSM-5 Sınıflandırması
xxxvii
(F19.129)
Ağır olmayan diğer (ya da bilinmeyen) bir
madde kullanım bozukluğu eştanısı
(Fİ9.229)
Orta derecede ya da ağır diğer (ya da
bilinmeyen) bir madde kullanım bozukluğu
eştanısı
(F19.929)
Aynı maddeyle diğer (ya da bilinmeyen) bir
madde kullanım bozukluğu eştanısı yoksa
292.0
(F19.239) Diğer (ya da Bilinmeyen) Bir Madde Yoksunluğu0
(287)
___■
__
(___.__)
Diğer (ya da Bilinmeyen) Bir Maddenin Yol Açtığı
Diğer Bozukluklar (288)
292.9
(F19.99)
Tanımlanmamış Diğer (ya da Bilinmeyen) Bir
Maddeyle İlişkili Bir Bozukluk (289)
Maddeyle İlişkili Olmayan Bozukluklar (289)
312.31
(F63.0)
Kumar Oynama Bozukluğu8(289)
Varsa belirtiniz: Dönemsel, Sürekli
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan, Orta derecede, Ağır
Nörobilişsel Bozukluklar (291)
Deliryum (298)
aN ot: Maddeye özgü kodlar ve ICD-9-CM ve
ICD-10 kodlamaları için tanı ölçütleri takımına
ve karşı gelen yazma işlemlerine bakın.
Olup olmadığını belirtiniz:
Madde esrikliği deliryumu3
Madde yoksunluğu deliryumu3
2 92 .81
(___.__)
ilacın yol açtığı deliryum3
29 3 .0
(F05)
Başka bir sağlık durumuna bağlı deliryum
29 3 .0
(F05)
Neden olan çoğul etkene bağlı deliryum
DSM-5 Sınıflandırması
xxxviii
Varsa belirtiniz: Akut, Süregiden
Varsa belirtiniz: Çoketkin, Azetkin, Karışık etkinlik
düzeyi
7 80 .09
(R41.0)
Tanımlanmış Diğer Bir Tür Deliryum (300)
780 .09
(R41.0)
Tanımlanmamış Deliryum (304)
Yeğin ve Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluklar
Bağlı olup olmadığını belirtiniz: Alzheimer hastalığı, Frontotemporal lob
yozlaşması, Lewy cisimciği hastalığı, Damarsal (vasküler) hastalık, Çarp
mayla beyin yaralanması, Madde/ilaç kullanımı, HIV enfeksiyonu, Prion
hastalığı, Parkinson hastalığı, Huntington hastalığı, Başka bir sağlık duru
mu, Neden olucu çoğul etkenler, Tanımlanmamış
aBelirtiniz: Davranış bozukluğu ile gitmeyen, Davranış bozukluklarıyla gi
den. Olası yeğin nörobilişsel bozukluk ve ağır olmayan nörobilişsel
bozukluk için davranış bozukluğu kodlanamaz ancak yine de yazıda
belirtilmelidir.
bO sıradaki ağırlığını belirtiniz: Ağır olmayan, Orta derecede, Ağır. Bu be
lirleyici yalnızca yeğin nörobilişsel bozukluklara uygulanabilir (olabilir
ve olası).
N ot: Her alttürde belirtildiği gibi, olabilir yeğin nörobilişsel bozukluk ya da
yeğin nörobilişsel bozukluk için ek bir sağlık kodu gerekir. Ek sağlık kodu
olası yeğin nörobilişsel bozukluk ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk
için kullanılmamalıdır.
Alzheimer Hastalığına Bağlı Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel
Bozukluk (310)
___.__
(___.__)
Alzhemir hastalığına bağlı olası yeğin nörobilişsel
bozuklukb
N ot: Önce 331.0 (G30.9) Alzheimer hastalığını
kodlayın
294.11
(F02.81)
Davranış bozukluklarıyla giden
2 9 4 .1 0
(F02.80)
Davranış bozukluğu ile gitmeyen
331.9
(G31.9)
Alzheimer hastalığına bağlı olabilir yeğin
nörobilişsel bozukluk31’
XXXIX
DSM-5 Sınıflandırması
3 3 1 .8 3
(G31.84)
Alzheimer hastalığına bağlı ağır olmayan nörobilişsel
bozukluk“
Yeğin ya da Ağır Olmayan Frontotemporal Nörobilişsel Bozukluk (311)
___.__
(___.__)
Frontotemporal lob yozlaşmasına bağlı olası yeğin
nörobilişsel bozukluk0
N ot: Önce 331.19 (G31.09) frontotemporal
hastalığı kodlayın
294 .11
(F02.81)
Davranış bozukluklanyla giden
2 9 4 .1 0
(F02.80)
Davranış bozukluğu ile gitmeyen
3 3 1 .9
(G31.9)
Frontotemporal lob yozlaşmasına bağlı olabilir yeğin
nörobilişsel bozuklukab
3 3 1 .8 3
(G31.84)
Frontotemporal lob yozlaşmasına bağlı ağır olmayan
nörobilişsel bozukluk3
Lewy Cisimcikleri Olan Yeğin ya da Ağır Olmayan
Nörobilişsel Bozukluk (313)
___.__
(___ .__)
Lewy Cisimcikleri Olan Olası Yeğin Nörobilişsel
Bozuklukb
Not: Önce 331.82 (G31.83) Levvy cisimciği
hastalığını kodlayın.
294 .11
(F02.81)
Davranış bozukluklanyla giden
2 9 4 .1 0
(F02.80)
Davranış bozukluğu ile gitmeyen
3 3 1 .9
(G31.9)
Levvy cisimciği olan olabilir yeğin nörobilişsel
bozukluka,b
3 3 1 .8 3
(G31.84)
Lewy cisimciği olan ağır olmayan nörobilişsel
bozukluk3
Yeğin ya da Ağır Olmayan Damarsal (Vasküler)
Nörobilişsel Bozukluk (314)
___.__
(___ .__)
Olası Yeğin Damarsal Nörobilişsel Bozuklukb
N ot: Damarsal hastalık için ek sağlık kodu yoktur.
2 9 0 .4 0
(F01.51)
Davranış bozukluklanyla giden
2 9 0 .4 0
(F01.50)
Davranış bozukluğu ile gitmeyen
xl
DSM-5 Sınıflandırması
3 31 .9
(G31.9)
Olabilir yeğin damarsal nörobilişsel bozuklukab
3 31 .83
(G31.84)
Ağır olmayan damarsal nörobilişsel bozukluk3
Çarpmayla (Travmatik) Beyin Yaralanmasına Bağlı Yeğin ya da Ağır
Olmayan Nörobilişsel Bozukluk (316)
____.__
(____.__)
Çarpmayla Beyin Yaralanmasına Bağlı Yeğin
Nörobilişsel Bozuklukb
N ot: ICD-9-CM için önce 907.0 kafatası kırığı
olmadan kafa içi (intrakraniyal) yaralanmanın geç
etkisi kodlanır. ICD-10-CM için önce S06.2X9S
belirsiz süreli bilinç yitimi ile giden çarpmayla
yaygın beyin yaralanması, hastalık kalıntısı (sekel)
kodlanır.
29411
(F02.81)
Davranış bozukluklarıyla giden
2 9 4 .1 0
(F02.80)
Davranış bozukluğu ile gitmeyen
33 1 .8 3
(G31.84)
Çarpmayla beyin yaralanmasına bağlı ağır olmayan
nörobilişsel bozukluk3
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel
Bozukluk (317)
N ot: Maddeye özgü kodlar ve ICD-9-CM ve ICD-10 kodlamaları için tanı ölçütlerine
takımına ve karşı gelen yazma işlemlerine bakın.
Varsa belirtiniz: Süregiden
HIV Enfeksiyonuna Bağlı Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel
Bozukluk (321)
___.__
(___.__)
HIV Enfeksiyonuna Bağlı Yeğin Nörobilişsel
B ozukluk0
N ot: Önce H IV enfeksiyonunu kodlayın.
294 .11
3 3 1 .8 3
(F02.81)
Davranış bozukluklarıyla giden
(F02.80)
Davranış bozukluğu ile gitmeyen
(G31.84)
HIV enfeksiyonuna bağlı ağır olmayan nörobilişsel
bozukluk3
DSM-5 Sınıflandırması
xli
Prion Hastalığına Bağlı Yeğin ya da Ağır Olmayan
Nörobilişsel Bozukluk (322)
___•__
(___.__)
Prion Hastalığına Bağlı Yeğin Nörobilişsel Bozuklukb
N ot: önce 046.79 (A81.9) prion hastalığını kodlayın.
2 9 4 .1 1
(F02.81)
Davranış bozukluklanyla giden
2 9 4 .1 0
(F02.80)
Davranış bozukluğu ile gitmeyen
3 3 1 .8 3
(G31.84)
Prion hastalığına bağlı ağır olmayan nörobilişsel
bozukluk3
Parkinson Hastalığına Bağlı Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel
Bozukluk (322)
___■
__
(___.__)
Parkinson Hastalığına Bağlı Yeğin Nörobilişsel
Bozukluk13
N ot: Önce 332.0 (G20) Parkinson hastalığını kodlayın.
2 9 4 .1 1
(F02.81)
Davranış bozukluklanyla giden
2 9 4 .1 0
(F02.80)
Davranış bozukluğu ile gitmeyen
3 3 1 .9
(G31.9)
Parkinson hastalığına bağlı olabilir yeğin nörobilişsel
bozukluk3b
3 3 1 .8 3
(G31.84)
Kodunu Parkinson hastalığına bağlı ağır olmayan
nörobilişsel bozukluk3
Huntington Hastalığına Bağlı Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel
Bozukluk (323)
___.__
(___.__)
Huntington Hastalığına Bağlı Yeğin Nörobilişsel
Bozuklukb
N ot: Önce 333.4 (G10) Huntington hastalığını kodlayın.
2 9 4 .1 1
(F02.81)
Davranış bozukluklanyla giden
2 9 4 .1 0
(F02.80)
Davranış bozukluğu ile gitmeyen
3 3 1 .8 3
(G31.84)
Huntington hastalığına bağlı ağır olmayan
nörobilişsel bozukluk3
DSM-5 Sınıflandırması
xlii
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel
Bozukluk (324)
___.__
(___.__)
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Yeğin Nörobilişsel
Bozuklukb
N ot: Önce başka bir sağlık durumu kodlanır.
2 9 4 .1 1
[F02.81]
Davranış bozukluklarıyla giden
2 9 4 .1 1
[F02.80]
Davranış bozukluğu ile gitmeyen
3 3 1 .8 3
(G31.84)
Başka bir sağlık durumuna bağlı ağır olmayan
nörobilişsel bozukluk3
Çoğul Etkene Bağlı Yeğin ya da Ağır Olmayan
Nörobilişsel Bozukluk (319)
___.__
(___.__)
Çoğul Etkene Bağlı Yeğin ya da Ağır Olmayan
Nörobilişsel Bozuklukb
N ot: Önce neden olucu bütün sağlık durumlarını kodlayın
(damarsal hastalık dışında).
2 9 4 .1 1
(F02.81)
2 9 4 .1 0
(F02.80)
3 3 1 .8 3
(G31.84)
Davranış bozukluklarıyla giden
Davranış bozukluğu ile gitmeyen
Çoğul etkene bağlı ağır olmayan nörobilişsel
bozukluk8
Tanımlanmamış Nörobilişsel Bozukluk (326)
7 9 9 .5 9
(R41.9)
Tanımlanmamış Nörobilişsel Bir Bozukluk3
xliii
DSM-5 Sınıflandırması
Kişilik Bozuklukları (327)
A Kümesi Kişilik Bozuklukları
3 01 .0
(F60.0)
Kuşkucu (Paranoid) Kişilik Bozukluğu (328)
3 0 1 .2 0
(F60.1)
Şizogibi (Şizoid) Kişilik Bozukluğu (329)
301 .22
(F21)
Şizotürü (Şizotipal) Kişilik Bozukluğu (330)
B Kümesi Kişilik Bozuklukları
301.7
(F60.2)
Toplumdışı (Antisosyal) Kişilik Bozukluğu (331)
301 .83
(F60.3)
Sınırda (Borderline) Kişilik Bozukluğu (332)
3 0 1 .5 0
(F60.4)
Histriyonik Kişilik Bozukluğu (333)
301.81
(F60.81)
Özsever (Narsisistik) Kişilik Bozukluğu (333)
C Kümesi Kişilik Bozuklukları
3 0 1 .8 2
(F60.6)
Çekingen Kişilik Bozukluğu (334)
3 01 .6
(F60.7)
Bağımlı Kişilik Bozukluğu (335)
3 01 .4
(F60.5)
Takıntılı-Zorlantılı (Obsesif-Kompulsif) Kişilik
Bozukluğu (336)
Diğer Kişilik Bozuklukları
310.1
(F07.0)
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Kişilik Değişikliği
(337)
Olup olmadığını belirtiniz: Değişken tür,
Sınırsız tür, Saldırgan tür, Duygusuz
(apatetik) tür, Kuşkucu (paranoid) tür, Diğer bir
tür, Birleşik tür, Tanımlanmamış tür
3 0 1 .8 9
(F60.89)
Tanımlanmış Diğer Bir Kişilik Bozukluğu (338)
3 01 .9
(F60.9)
Tanımlanmamış Kişilik Bozukluğu (339)
DSM-5 Sınıflandırması
xliv
Cinsel Sapkınlık (Parafili) Bozuklukları (341)
Cinsel Sapkınlık Bozukluklarına, gerektiğinde aşağıdaki belirleyici uygulanır:
aVarsa belirtiniz: Denetimli çevrede, Tam yatışma gösteren.
302.82
(F65.3)
Gözetlemecilik Bozukluğu3 (341)
302.4
(F65.2)
Göstermecilik Bozukluğu3(342)
Olup olmadığını belirtiniz: Cinsel organlarını
ergenlik öncesi çocuklara göstermekten cinsel
olarak uyarılan, Cinsel organlarını bedensel
olarak olgun kişilere göstermekten cinsel
olarak uyarılan, Cinsel organlarını ergenlik
öncesi çocuklara ve bedensel olarak olgun
kişilere göstermekten cinsel olarak uyarılan
302.89
(F65.81)
Sürtünmecilik Bozukluğu3(343)
302.83
(F65.51)
Cinsel Özezerlik (Mazoşizm) Bozukluğu3(344)
Varsa belirtiniz: Asfiksiofili ile giden.
302.83
(F65.51)
Cinsel Elezerlik (Sadizm) Bozukluğu3(344)
302.2
(F65.4)
Pedofili Bozukluğu (345)
Olup olmadığını belirtiniz: Tekeğilimli tür,
Tekeğilimli olmayan tür
Varsa belirtiniz: Cinsel yönden erkeklere ilgi duyan,
Cinsel yönden kızlara ilgi duyan, Cinsel yönden
her ikisine de ilgi duyan
Varsa belirtiniz: Ensestle sınırlı ise
302.81
(F65.0)
Fetişizm Bozukluğu3 (345)
Varsa belirtiniz: Vücut bölümü (bölümleri),
Yaşamayan nesne(ler), Diğer
302.2
(F65.4)
Karşıgiyim (Travesti) Bozukluğu3 (346)
Varsa belirtiniz: Fetişizm ile giden, Otojinefili ile
giden
302.89
(F65.89)
Tanımlanmış Diğer Bir Cinsel Sapkınlık Bozukluğu
(347)
302.9
(F65.9)
Tanımlanmamış Cinsel Sapkınlık Bozukluğu (348)
xlv
DSM-5 Sınıflandırması
Diğer Ruhsal Bozukluklar (349)
294 .8
(F06.8)
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Tanımlanmış
Diğer Bir Ruhsal Bozukluk (349)
2 94 .9
(F09)
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Tanımlanmamış
Ruhsal Bozukluk (350)
3 00 .9
(F99)
Tanımlanmış Diğer Bir Ruhsal Bozukluk (351)
3 00 .9
(F99)
Tanımlanmamış Ruhsal Bozukluk (351)
İlaçların Yol Açtığı Devinim Bozuklukları ve İlaçların
Diğer Yan Etkileri (353)
332.1
(G 21 .ll)
Nöroleptiklerin Yol Açtığı Parkinsonizm (354)
332.1
(G21.19)
Diğer İlaçların Yol Açtığı Parkinsonizm (354)
333.92
(G21.0)
Nöroleptik Malign Sendrom (354)
333.72
(G24.02)
İlaçların Yol Açtığı Akut Distoni (357)
3 33 .99
(G25.71)
İlaçlann Yol Açtığı Akut Akatizi (357)
333.85
(G24.01)
Geç Diskinezi (357)
333 .72
(G24.09)
Geç Distoni (358)
333 .99
(G25.71)
Geç Akatizi (358)
333.1
(G25.1)
İlaçlann Yol Açtığı Duruş Tremoru (358)
3 33 .99
(G25.79)
Diğer İlaçların Yol Açtığı Devinim Bozukluğu
(358)
Antidepresan Bırakma Sendromu (359)
___
(___._ )
9 95 .29
(T43.205A)
İlk karşılaşma
9 9 5 .2 9
(T43.205D)
Sonraki karşılaşma
99 5 .2 9
(T43.205S)
Hastalık kalıntısı (sekel)
___.______(___ .__)
İlaçlann Diğer Yan Etkileri (361)
9 9 5 .2 0
(T50.905A)
İlk karşılaşma
9 9 5 .2 0
(T50.905D)
Sonraki karşılaşma
9 9 5 .2 0
(T50.905S)
Hastalık kalıntısı (sekel)
DSM-5 Sınıflandırması
xlvi
Klinik İlgi Odağı Olabilecek Diğer Durumlar (363)
İlişki Sorunları (363)
Çocuk Eğitimi ile İlgili Sorunlar (364)
V 61.20
(Z62.820)
Anababa-Çocuk İlişkisi Sorunu (364)
V 61.8
(Z62.891)
Kardeş İlişkisi Sorunu (364)
V 61.8
(Z62.29)
Anababadan Ayrı Büyüme (365)
V 61.29
(Z62.898)
Anababa İlişkisindeki Sıkıntılardan Etkilenen
Çocuk (365)
Birincil Destek Kaynaklarıyla İlişkili Diğer Sorunlar (365)
V 61.10
(Z63.0)
Eşle ya da Yakın İlişkide Olunan Kişiyle İlişki
Güçlüğü (365)
V 61.03
(Z63.5)
Ayrılma ya da Boşanma ile Ailenin Dağılması
(366)
V 61.8
(Z63.8)
Aile İçinde Yüksek Duygu Dışavurumu (366)
V 62.82
(Z63.4)
Yeni Sorunsuz (Komplikasyonsuz) Yas (366)
Kötüye Kullanma ve Boşlama (İhmal) (366)
Çocuğa Kötü Davranma ve Çocuğu Boşlama Sorunlan (367)
Çocuğa Bedensel Sömürü (367)
Çocuğa Bedensel Sömürü, Doğrulanmış (368)
9 9 5 .5 4
(T74.12XA)
İlk karşılaşma
9 9 5 .5 4
(T74.12XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğa Bedensel SömürU, Sanılan (368)
9 9 5 .5 4
(T74.12XA)
İlk karşılaşma
9 9 5 .5 4
(T74.12XD)
Sonraki karşılaşma
DSM-5 Sınıflandırması
Çocuğa Bedensel Söm ürü ile ilişkili Diğer Durumlar (368)
V 61.21
(Z69.010)
Anababası tarafından sömürüye uğramış çocuğa
ruh sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
V 61.21
(Z69.020)
Anababa dışında birileri tarafından sömürüye
uğramış çocuğa ruh sağlığı hizmeti vermek
için karşılaşma
V 61.22
(Z69.011)
Çocuğa sömürü uygulamış anababaya ruh sağlığı
hizmeti vermek için karşılaşma
V 62.83
(Z69.021)
Çocuğa sömürü uygulamış anababa dışında
birilerine ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
Çocuğa Cinsel Sömürü (367)
Çocuğa Cinsel Söm ürü, Doğrulanmış (369)
9 9 5 .5 3
(T74.22XA)
İlk karşılaşma
9 9 5 .5 3
(T74.22XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğa Cinsel Söm ürü, Sanılan (369)
9 9 5 .5 3
(T76.22XA)
İlk karşılaşma
9 9 5 .5 3
(T76.22XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğa Cinsel Söm ürü ile İlişkili Diğer Durumlar (369)
V 61.21
(Z69.010)
Anababası tarafından cinsel sömürüye uğramış
çocuğa ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
V 61.21
(Z69.020)
Anababa dışında birileri tarafından cinsel
sömürüye uğramış çocuğa ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
V 15.41
(Z62.810)
Çocuklukta cinsel sömürü öyküsü (geçmiş öykü)
V 61.22
(Z69.011)
Çocuğa cinsel sömürü uygulamış anababaya ruh
sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
V 62.83
(Z69.021)
Çocuğa cinsel sömürü uygulamış anababa dışında
birilerine ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
DSM-5 Sınıflandırması
xlviii
Çocuğu Boşlama (369)
Çocuğu Boşlama, Doğrulanmış (370)
99 5 .5 2
(T74.02XA)
İlk karşılaşma
9 9 5 .5 2
(T74.02XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğu Boşlama, Sanılan (370)
9 9 5 .5 2
(T76.02XA)
İlk karşılaşma
9 9 5 .5 2
(T76.02XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğu Boşlama ile İlişkili Diğer Durumlar (370)
V 61.21
(Z69.010)
Anababası tarafından boşlanmış çocuğa ruh
sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
V 61.21
(Z69.020)
Anababa dışında birileri tarafından boşlanmış
çocuğa ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
V 15.42
(Z62.812)
Çocuklukta boşlanmışlık öyküsü (geçmiş öykü)
V 61.22
(Z69.011)
Çocuğunu boşlamış anababaya ruh sağlığı
hizmeti vermek için karşılaşma
V 62.83 (Z69.021)
Çocuğu boşlamış anababa dışında birilerine ruh
sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
Çocuğa Ruhsal Sömürü (370)
Çocuğa Ruhsal Söm ürü, Doğrulanmış (371)
995.51
(T74.32XA)
İlk karşılaşma
995.51
(T74.32XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğa Ruhsal Söm ürü, Sanılan (371)
995 .51
(T76.32XA)
İlk karşılaşma
995 .51
(T76.32XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğa Ruhsal Söm ürü ile İlişkili Diğer Durumlar (371)
V 61.21
(Z69.010)
Anababası tarafından ruhsal sömürüye uğramış
çocuğa ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
DSM-5 Sınıflandırması
xlix
V 61.21
(Z69.020)
Anababa dışında binleri tarafından ruhsal
sömürüye uğramış çocuğa ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
V 15.42
(Z62.811)
Çocuklukta ruhsal sömürü öyküsü (geçmiş öykü)
V 61.22
(Z69.011)
Çocuğa ruhsal sömürü uygulamış anababaya ruh
sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
V 62.83
(Z69.021)
Çocuğa ruhsal sömürü uygulamış anababa
dışında birilerine ruh sağlığı hizmeti vermek
için karşılaşma
Erişkine Kötü Davranma ve Erişkini Boşlama Sorunları (371)
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba Güç Kullanımı (371)
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba Güç Kullanımı, Bedensel,
Doğrulanmış (372)
995.81
(T74.11XA)
İlk karşılaşma
995.81
(T74.11XD)
Sonraki karşılaşma
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba Güç Kullanımı, Bedensel,
Sanılan (372)
995.81
(T76.11XA)
İlk karşılaşma
995.81
(T76.11XD)
Sonraki karşılaşma
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba Güç Kullanımı, Bedensel ile
İlişkili Diğer Durumlar (372)
V 6 1 .ll
(Z 6 9.ll)
Eşinin ya da birlikte olduğu kişinin bedensel
kaba güç kullandığı kişiye ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
V 15.41
(Z91.410)
Geçmişte eşinin ya da birlikte olduğu kişinin
bedensel kaba güç kullandığı öyküsü (geçmiş
öykü)
V 61.12
(Z69.011)
Eşine ya da birlikte olduğu kişiye karşı bedensel
kaba güç kullanmış kişiye ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
DSM-5 Sınıflandırması
I
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba Güç Kullanımı, Cinsel (372)
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba Güç Kullanımı, Cinsel,
Doğrulanmış (373)
995.83
(T74.21XA)
tik karşılaşma
995 .83
(T74.21XD)
Sonraki karşılaşma
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba Güç Kullanımı, Cinsel,
Sanılan (373)
995.83
(T76.21XA)
İlk karşılaşma
995 .83
(T76.21XD)
Sonraki karşılaşma
Eşin ya da Birlikte O lduğu Kişinin Kaba Güç Kullanımı, Cinsel ile
İlişkili Diğer Durumlar (373)
V 6 1 .ll
(Z69.81)
Eşinin ya da birlikte olduğu kişinin cinsel kaba
güç kullandığı kişiye ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
V 15.41
(Z91.410)
Geçmişte eşinin ya da birlikte olduğu kişinin
cinsel kaba güç kullandığı öyküsü (geçmiş
öykü)
V 61.12
(Z69.12)
Eşine ya da birlikte olduğu kişiye karşı cinsel
kaba güç kullanmış kişiye ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
Eşini ya da Birlikte Olduğu Kişiyi Boşlama (373)
Eşini ya da Birlikte Olduğu Kişiyi Boşlama, Doğrulanmış (374)
9 95 .85
(T74.01XA)
İlk karşılaşma
9 95 .52
(T74.01XD)
Sonraki karşılaşma
Eşini ya da Birlikte O lduğu Kişiyi Boşlama, Sanılan (374)
995.85
(T76.01XA)
İlk karşılaşma
9 95 .85
(T76.01XD)
Sonraki karşılaşma
DSM-5 Sınıflandırması
y
Eşini ya da Birlikte Olduğu Kişiyi Boşlama ile İlişkili
Diğer Durumlar (374)
V 6 1 .ll
(Z 69.ll)
Eşi ya da birlikte olduğu kişi tarafından boşlanmış
kişiye ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
V 15.42
(Z91.412)
Geçmişte boşlanmışlık öyküsü (geçmiş öykü)
V 61.12
(Z69.12)
Eşini ya da birlikte olduğu kişiyi boşlamış birine
ruh sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kötüye Kullanımı, Ruhsal (374)
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kötüye Kullanımı, Ruhsal,
Doğrulanmış (375)
995 .82
(T74.31XA)
İlk karşılaşma
9 95 .82
(T74.31XD)
Sonraki karşılaşma
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kötüye Kullanımı,
Ruhsal, Sanılan (375)
995 .82
(T76.31XA)
İlk karşılaşma
995.82
(T76.31XD)
Sonraki karşılaşma
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kötüye Kullanımı, Ruhsal ile İlişkili
Diğer Durumlar (375)
V 6 1 .ll
(Z 6 9.ll)
Eşin ya da birlikte olduğu kişinin ruhsal kötüye
kullanımına uğramış kişiye ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
V 15.42
(Z91.411)
Geçmişte eşin ya da birlikte olduğu kişinin kötüye
kullanma öyküsü (geçmiş öykü)
V 61.12
(Z69.12)
Eşini ya da birlikte olduğu kişiyi ruhsal kötüye
kullanan birine ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
DSM-5 Sınıflandırması
lii
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Kötüye
Kullanımı (375)
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Bedensel
Kötüye Kullanımı, Doğrulanmış (376)
995 .81
(T74.11XA)
İlk karşılaşma
995.81
(T74.11XD)
Sonraki karşılaşma
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Bedensel
Kötüye Kullanımı, Sanılan (376)
995 .81
(T76.11XA)
İlk karşılaşma
9 95 .81
(T76.11XD)
Sonraki karşılaşma
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Cinsel
Kötüye Kullanımı, Doğrulanmış (376)
99 5 .8 3
(T74.21XA)
İlk karşılaşma
9 9 5 .8 3
(T74.21XD)
Sonraki karşılaşma
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Cinsel
Kötüye Kullanımı, Sanılan (376)
99 5 .8 3
(T76.21XA)
İlk karşılaşma
99 5 .8 3
(T76.21XD)
Sonraki karşılaşma
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Ruhsal
Kötüye Kullanımı, Doğrulanmış (376)
9 9 5 .8 2
(T74.31XA)
İlk karşılaşma
9 9 5 .8 2
(T74.31XD)
Sonraki karşılaşma
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Ruhsal
Kötüye Kullanımı, Sanılan (376)
9 9 5 .8 2
(T76.31XA)
İlk karşılaşma
9 9 5 .8 2
(T76.31XD)
Sonraki karşılaşma
DSM-5 Sınıflandırması
İlli
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Kötüye
Kullanımı ile İlişkili Diğer Durumlar (377)
V 65.49
(Z69.81)
Eşin ya da birlikte olduğu kişinin ruhsal kötüye
kullanımına uğramış kişiye ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
V 62.83
(Z69.82)
Eşini ya da birlikte olduğu kişiyi ruhsal kötüye
kullanan birine ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
Eğitim ve İşle İlgili Sorunlar (377)
Eğitim Sorunları (377)
V 62.3
(Z55.9)
Okulla İlgili Sorun ya da Eğitim Sorunu (377)
İşle İlgili Sorunlar (377)
V 62.21
(Z56.82)
O Sıradaki Askerlik Konuşlanmasıyla İlgili Sorun
(377)
V 62.29
(Z56.9)
Çalışma Yaşamıyla İlgili Diğer Bir Sorun (378)
Barınma Sorunları ve Parasal Sorunlar (378)
Barınma Sorunları (378)
V 60.0
(Z59.0)
Evsizlik (378)
V 60.1
(Z59.1)
Yetersiz Barınma (378)
V 60.89
(Z59.2)
Komşuyla, Kiracıyla ya da Kiraya Verenle
Anlaşmazlık (378)
V 60.6
(Z59.3)
Bannma Kurumunda Yaşamakla İlişkili Sorun (379)
Parasal Sorunlar (379)
V 60.2
(Z59.4)
Yeterli Yiyecek ya da Güvenli İçme Suyunun
Olmaması (379)
V 60.2
(Z59.5)
Aşırı Yoksulluk (379)
V 60.2
(Z59.6)
Düşük Gelir (379)
V 60.2
(Z59.7)
Yetersiz Sosyal Güvenlik Desteği (379)
V 60.9
(Z59.9)
Tanımlanmamış Bannma Sorunu ya da Parasal
Bir Sorun (379)
DSM-5 Sınıflandırması
liv
Toplumsal Çevre ile İlişkili Diğer Sorunlar (380)
V 62.89
(Z60.0)
Yaşam Evresi Sorunu (380)
V 60.3
(Z60.2)
Tek Başına Yaşama Sorunu (380)
V 62.4
(Z60.3)
Yeni Bir Kültüre Alışma Güçlüğü (380)
V 62.4
(Z60.4)
Toplumdan Dışlanma ya da Ötekileşme (380)
V 62.4
(Z60.5)
(Algılanan) Ayrımcılık ya da Ezince Uğrama (381)
V 62.9
(Z60.9)
Toplumsal Çevreyle İlişkili Tanımlanmamış Bir
Sorun (381)
Suçla ya da Yasal Düzenle Etkileşimle İlişkili Sorunlar (381)
V 62.89
(Z65.4)
Üzerinde Bir Suç İşlenmiş Olma (Mağdurluk) (381)
V 62.5
(Z65.0)
Tutuksuz Yargılanma (381)
V 62.5
(Z65.1)
Tutuklanma (381)
V 62.5
(Z65.2)
Tutukevinden Salıverilme ile İlişkili Sorunlar (381)
V 62.5
(Z65.3)
Diğer Yasal Durumlarla İlişkili Sorunlar (381)
Danışmanlık ve Sağlık Önerileriyle İlişkili Diğer Sağlık Hizmeti
Alma Karşılaşmaları (381)
V 65.49
(Z70.9)
Cinsel Danışmanlık (381)
V 65.40
(Z71.9)
Başka Türlü Danışmanlık (382)
Ruhsal-Toplumsal, Kişisel ve Çevresel Diğer Koşullarla İlişkili
Sorunlar (382)
V 62.89
(Z65.8)
Dinsel ya da Tinsel Sorun (382)
V 61.7
(Z64.0)
İstenmeyen Gebelikle İlişkili Sorunlar (382)
V 61.5
(Z64.1)
Çok Doğum Yapmış Olmakla İlişkili Sorunlar (382]
V 62.89
(Z64.4)
Toplumsal Yardım Sağlayıcı ile Anlaşmazlık (382)
V 62.89
(Z65.4)
Terörizm ya da İşkenceyle Karşılaşma (382)
V 62.22
(Z65.5)
Doğal Yıkım, Savaş ya da Benzeri Bir Durumla
Karşılaşma (382)
V 62.89
(Z65.8)
Ruhsal-Toplumsal Koşullarla İlişkili Diğer Bir
Sorun (382)
V 62.89
(Z65.9)
Tanımlanmamış Ruhsal-Toplumsal Koşullarla
İlişkili Tanımlanmamış Bir Sorun (382)
DSM-5 Sınıflandırması
Kişisel Öyküyle İlişkili Diğer Durumlar (383)
V15.49
(Z91.49)
Başka Bir, Kişisel Olarak Ruhsal örselenme
Öyküsü (383)
V15.59
(Z91.5)
Kişisel Kendini Yaralama Öyküsü (383)
V62.22
(Z91.82)
Kişisel Askerlik Konuşlanması Öyküsü (383)
V69.9
(Z91.89)
Diğer Kişisel Göze Alma Etkenleri (383)
V69.9
(Z72.9)
Yaşam Biçimiyle İlgili Bir Sorun (383)
V71.01
(Z72.811)
Erişkin Toplumdışı (Antisosyal) Davranışı (383
V71.02
(Z72.810)
Çocuk ya da Ergen Toplumdışı (Antisosyal)
Davranışı (383)
Sağlık Hizmeti Alamama ile İlişkili Sorunlar (384)
V63.9
(Z75.3)
Sağlık Hizmeti Olanaklarının Olmaması ya da
Bunlara Erişilememesi (384)
V63.8
(Z75.4)
Diğer Yardım Kurumu Olanaklannın Olmaması
ya da Bunlara Erişilememesi (384)
Tıbbi Tedaviye Uyum Sağlamama (384)
V15.81
(Z91.19)
Tıbbi Tedaviye Uyum Sağlamama (384)
278.00
(E66.9)
Aşın Kilolu Olma ya da Şişmanlık (Obezite) (384)
V65.2
(Z76.5)
Sayrımsama (Temaruz) (384)
V40.31
(Z91.83)
Ruhsal Bir Bozukluğa Eşlik Eden Amaçsız
Gezinme (385)
V62.89
(R41.83)
Sınırda Anlıksal İşlevsellik (386)
ANABÖLÜM g
DSM-5’in Temelleri
Bu Elkitabının Kullanımı
.................................... 3
Bu Elkitabınm Kullanımı
DSM-5’İn başlıca amacı, eğitimli klinisyenlere, hastalarının ruhsal bozuk
luklarının tanısında, olgu kavramsallaştırılması değerlendirmesi sırasında yar
dımcı olarak, her bireye özgü bir tedavi plânı oluşturulmasını sağlamaktır.
Tanı ölçütlerinde kapsanan belirtiler, altta yatan bozuklukların kapsamlı birer
tanımı değildir. Kapsamlı tanımın, bilişsel, duygusal, davranışsal ve fizyo
lojiyle ilgili süreçleri de kapsaması gerekir, ancak bunlar, burada yer alan
kısa özetlerde tanımlanabileceğinden çok daha karmaşıktır. Bunlar, özgül
gelişimsel öyküsü, biyolojiyle ilgili ve çevresel yatkınlaştırıcı etkenleri, nörofizyolojiyle ve fizyolojiyle ilgili bağlantıları ve kendine özgü klinik gidişi olan
altta yatan bozukluğu göstermek üzere, özgül belirti ve bulgu sendromlarını
özetlemeyi amaçlamaktadır.
Klinik Olgu Kavramsallaştırılmasına Yaklaşım
Her hasta için olgu kavramsallaştırması, özenli bir klinik öyküyü ve söz ko
nusu ruhsal bozukluğun gelişmesine katkıda bulunmuş olabilecek, toplumsal,
ruhsal ve biyolojiyle ilgili etkenlerin kısa bir özetini kapsamalıdır. Buradan ol
mak üzere, bir ruhsal bozukluğun tanısını koyabilmek için, yalnızca tanı ölçüt
lerindeki belirtileri taramak yeterli değildir. Her hasta için bu tanı ölçütlerinin
varlığını taramak daha güvenilir bir değerlendirme yapılmasını sağlarsa da,
her bir tanı ölçütünün görece ağırlığı ve değerliği ve tanı koymaya olan katkı
sının değerlendirilmesi, klinik yargıda bulunmayı gerektirir. Tanı ölçütlerimiz
3
4
Bu Elkitabının Kullanımı
deki belirtiler, olağan işlevselliği kesintiye uğratmaksızın dengeyi korumak
üzere, içsel ve dışsal zorlayıcı etkenlere gösterilen insan duygusal tepkileriyle
ilgili oldukça sınırlı dağarcığın ancak bir bölümüdür. Yatkınlaştırıcı, tetikleyici,
sürdürücü ve koruyucu etkenlerin bileşkesinin, ne zaman, belirti ve bulguların
olağan aralığının dışına taştığı, ruhsal bir hastalık durumuyla sonuçlandığını
anlamak için klinik eğitim gerekir. Klinik olgu kavramsallaştırmasının en son
amacı, kapsamlı bir tedavi plânı oluşturmak üzere, var olan bağlamsal ve
tanısal bilgileri kullanmaktır. Bununla birlikte, her bir bozukluk için, kanıta
dayalı tedavi seçeneklerinin en uygununun seçilmesi ve kullanılması ile ilgili
öneriler bu elkitabının kapsamının dışındadır.
Anabölüm Il’de yer alan bozukluklar için tanı ölçütü takımları geliştiri
lirken, on yıllardır süregiden bilimsel bir çaba gösterilmişse de, böyle bir
ayrıştırmayla, kişilerin bu dünyada yaşadığı ve klinisyenlere sergilediği bütün
ruhsal hastalıkların tam tanımlanamadığı iyi bilinmektedir. İnsanın gelişimi
sırasında, bilişsel, duygusal ve davranışsal işlevleri etkileyen kalıtsal/çevresel
etkileşmelerin kapsamı neredeyse sonsuzdur. Sonuç olarak, kullanmakta
olduğumuz tanısal ayrıştırmalarda bütün psikopatolojileri bulmak olanak
sızdır. Bu yüzden, her bölümde yer alan bozukluklar için, tanısal sınırların
içine girmeyen klinik görünümler için “tanımlanmış diğer/tanımlanmamış”
bir bozukluk seçeneğini de katmak gerekli olmuştur. Acil serviste, özel bir
bölümde yer alan en önde gelen belirtiler vurgulanabilir (örn. sanrılar, varsanılar, mani, depresyon, kaygı, madde esrikliği ya da nörobilişsel belirtiler),
dolayısıyla tam bir ayırıcı tanı yapılana dek bu kapsamda “tanımlanmamış”
bozukluk tanısı konabilir.
Ruhsal Bozukluk Tanımı
Bu elkitabında, Anabölüm Il’de tanımlanan her bozukluğun (“İlaçların Yol
Açtığı Devinim Bozuklukları ve İlaçların Diğer Yan Etkileri” ve “Klinik İlgi
Odağı Olabilecek Diğer Durumlar” olarak adlandırılan bölümler dışında) ruh
sal bozukluk tanımını karşılaması gerekir. Hiçbir tanımlama, DSM-5 kapsamı
içinde kalan bütün bozuklukların her yönünü kapsayamasa da, böyle bir ta
nımlama için aşağıdaki öğelerin varlığı gerekir:
Bu Elkitabının Kullanımı
5
Ruhsal bozukluk, ruhsal İşlevselliğin altında yatan ruhsal,
biyolojiyle ilgili ya da gelişimsel süreçlerde İşlevsellikte bir
bozulma olduğunu gösteren, kişinin biliş, duygu düzenlemesi
ve davranışlarındakllnikaçıdan belirgin blrbozuklukolmasıyla
belirli bir sendromdur. Ruhsal bozukluklar genellikle belirgin
bir sıkıntı ya da toplumsal, işle İlgili alanlarda ya da önemli
diğer işlevsellik alanlarında yetersizlik ile gider. Sık karşılaşılan
tetikleyici bir etkene ya da sevilen birini yitirme gibi bir yitime
karşı verilen, beklendik ya da kültürel açıdan kabul gören bir
tepki ruhsal bir bozukluk değildir. Daha çok kişi ve toplum
arasında ortaya çıkan, toplumsal olarak alışılmışın dışında
davranış (örn. siyasal, dinsel ya da cinsel) ve çatışmalar,
bu davranış ve çatışmalar, yukanda tanımlandığı gibi, bir
işlevsellik bozukluğundan kaynaklanmadığı sürece, ruhsal
bozukluk değildir.
Ruhsal bozukluk tanısının klinik yararlığı olmalıdır: Klinisyenlerin, has
taları için, sonlanımı, tedavi plânlarını ve olası sonuçlarını belirlemelerine
yardımcı olmalıdır. Bununla birlikte, ruhsal bir bozukluk tanısı, tedavi gereği
ile eşdeğer değildir. Tedavi gereği, belirtilerin ağırlığının, belirtilerin önemi
nin (örn. intihar düşüncesinin varlığı), belirtinin/belirtilerin yarattığı sıkıntının
(ruhsal acı), hastanın belirtileriyle ilişkili yetersizliğinin, var olan tedavilerin
olası yarar ve zararlarının ve diğer etkenlerin (örn. başka hastalıklara yol
açan ruhsal belirtiler) göz önünde bulundurulmasını gerektiren karmaşık bir
klinik karardır. Klinisyenler, belirtileri ruhsal bir bozukluk için tanı ölçütlerini
tam karşılamayan, ancak tedavi ya da bakım gerekliliği açık olan kişilerle
karşılaşabilirler. Kimi bireylerin tanı koyduracak bütün belirtileri göstermiyor
olduğu gerçeği, uygun bir biçimde ele alınmalarını kısıtlamamalıdır.
Birbirlerinden ayrı kategorilerde ruhsal bozukluklar için tanısal ölçütlerin
geçerliğini belirleme yaklaşımlarında şu tür kanıtlar göz önünde bulundu
rulmuştur: Öncül doğrulayıcılar (benzer kalıtsal belirteçler, ailesel özellikler,
yaradılış ve çevresel olarak karşı karşıya gelinen durumlar), eşzamanlı doğ
rulayıcılar (benzer sinirsel altkatmanlar, biyobelirteçler, duygusal ve bilişsel
işlemler ve belirti benzerliği) ve öngörülen doğrulayıcılar (benzer klinik gidiş
ve tedavi yanıtı). DSM-5’te, herhangi tek bir bozukluk için bugünkü tanı öl
çütlerinin, bütün bu doğrulayıcılarla güvenli bir biçimde belirlenebilen türdeş
bir hasta kümesini göstermesi gerekmediğini biliyoruz. Bugünkü kanıtlar, bu
doğrulayıcıların tanısal sınırlar arasında çapraz varlığını göstermekle birlikte,
Bu Elkitabının Kullanımı
6
daha büyük bir sıklıkla DSM-5 bölümleri içinde ve bitişik bölümler arasında
toplanma eğilimi içinde olduklarını göstermektedir. Özgül bozukluklar ya da
bozukluk açılımlarını tam doğrulayan, kesin nedensel ya da patofizyolojiyi
ilgilendiren düzenekler belirlenmediği sürece, DSM-5 bozukluğu ölçütleri için
en temel ölçü, bunların söz konusu tanı ölçütleri altında değerlendirilen kişi
lerin klinik gidişinin ve tedaviye alınan yanıtın değerlendirilmesinde sağladığı
klinik yararlıktır.
Ruhsal bozukluk tanımı klinik, toplum sağlığı ve araştırma amaçları için
tanımlanmıştır. Ceza sorumluluğu, işgöremezlik ödeneği almaya hak kazan
ma ve yeterlilik gibi konularda yasal yargılarda bulunabilmek için DSM-5 tanı
ölçütlerinde kapsandığımn yanı sıra ek birtakım bilgilere de genellikle gerek
duyulur.
Klinik Önem için Ölçütler
DSM-5 Görev Birimi ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ruhsal bozukluk kav
ramıyla yetiyitimi kavramını (toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli di
ğer işlevsellik alanlarında) ayırmak için büyük çaba harcamıştır. DSÖ dizgesi
olan Hastalıkların Uluslararası Sınıflandırılması (HUS/ICD), bütün hastalık
ları ve bozuklukları kapsarken, Uluslararası İşlevsellik, Yetiyitimi ve Sağlık
Sınıflandırması (UİS/ICF) ayrı bir genel yetiyitimi sınıflandırması vermiştir.
DSÖ Yetiyitimi Değerlendirme Çizelgesi (DSÖYDÇ/WHODAS) ICF’e da
yanır ve ruhsal bozukluklar için yetiyitimi ölçümü sağlayan bir gereç olarak
yararlığı gösterilmiştir. Ancak, biyolojiyle ilgili açık belirteçlerin ya da birçok
ruhsal bozukluğun ağırlık derecesiyle ilgili, klinik açıdan yararlı ölçümlerin
yokluğunda, tanı ölçütleri içinde yer alan olağan ve olağandışı belirti dışa
vurumunu birbirinden tam olarak ayırmak olanaklı olmamaktadır. Hastanın
belirti dışavurumunun, kendi başına bir patolojiyi göstermediği (özellikle ağır
olmayan biçimlerde) ve söz konusu belirtilerin “ruhsal bozukluk” tanısı koy
manın uygun olmayacağı kişilerde de görülebildiği klinik durumlarda, bu bilgi
boşluğu özelikle sorun yaratır. Bu yüzden, bozukluk eşiğini belirlemek için
sıkıntı duymayı ve işlevsellikte düşmeyi gerektiren genel bir tanı ölçütü kulla
nılmıştır ve bu ölçüt, genellikle “bu bozukluk klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya
ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
işlevsellikte düşmeye neden olur” diye dile getirilir. Ruhsal bir bozukluğun
yeniden tanımlanmasından sonra gelen bu deyiş, hastada tedavi gerekliliği
olduğunu göstermesi açısından önem taşır. Kişinin yeterliliğiyle ilgili olarak,
7
Bu Elkitabının Kullanımı
gerektiğinde aile bireylerinden ve diğer üçüncü kişilerden alınan (kişiden alı
nan bilgilere ek olarak) bilgilerin kullanılması önerilir.
Tanı Öğeleri
Tanı Ölçütleri ve Tanımlayıcılar
Tam ölçütleri, tanı koymak için kılavuz olmalan için verilmiştir ve klinik yar
gıya göre kullanılmalıdırlar. Her tanısal bölümde yer alan giriş kesimi de için
de olmak üzere, DSM-5’te yer alan düzyazı tanımlamaları (örn. ayırıcı tanı
bilgileriyle; “Tanısal Özellikler” başlığı altında tanı ölçütlerini daha kapsamlı
tanımlayarak) tanıya dayanak sağlayabilir.
Klinisyenler, tanı ölçütlerini değerlendirdikten sonra, uygun düşüyorsa
alttürleri ve/ya da belirleyicileri belirtmeyi düşünmelidirler. Kişinin o sıradaki
görünümü için, tanı ölçütleri tam karşılanıyorsa, ağırlık ve gidiş belirleyicile
ri uygulanmalıdır. Tanı ölçütleri tam karşılanmadığında, klinisyenler belirti
görünümünün “tanımlanmış diğer” ya da “tanımlanmamış” tasarımına uyup
uymadığını düşünmelidirler. Uygulanabilirse, söz konusu bozukluğun ağırlığı
(örn. ağır olmayan, orta derecede, ağır), tanımlayıcı özellikleri (örn. iyi-orta
derecede içgörü; denetimli çevrede) ve gidişi (örn. tam yatışma göstermeyen,
tam yatışma gösteren, yineleyen) için ölçütler verilmiştir. Klinik görüşme,
düzyazı tanımlamalan, ölçütler ve klinisyenin yargısına dayanılarak son tanı
konur.
DSM-5, birden çok DSM-5 bozukluğu için tanı ölçütlerini karşılayan klinik
görünümler için çoğul tanı konmasına olanak tanır.
Alttürler ve Belirleyiciler
Daha çok özgüllük sağlayabilmek için alttürler ve belirleyiciler (kimileri dör
düncü, beşinci ya da altıncı konumdaki simge olarak gösterilir) verilmiştir:
Alttürler, bir tanı içinde, birbirini dışlayan, ancak ortak aynntılan paylaşan
görüngüsel altkümeleri tanımlar ve ölçüt takımında “Olup olmadığını belir
tiniz” yönergesi ile belirtilir. Bunun tersine, belirleyicilerin birbirlerini dışla
ması ve ortak ayrıntılannın olması gerekmez, dolayısıyla birden çok belirleyi
ci belirtilebilir. Belirleyiciler, ölçütlerde “Belirtiniz” ya da “Varsa belirtiniz”
yönergesiyle gösterilir. Belirleyiciler, belirli özellikleri paylaşan, altkümedeki
daha türdeş kişileri tanımlama olanağı verir (örn. yeğin depresyon bozukluğu,
8
Bu Elkitabının Kullanımı
karma özellikler gösteren), ayrıca uyku-uyanıklık bozukluklarındaki “başka bir
sağlık durumunun eşlik ettiği” belirleyicisinde olduğu gibi, kişinin bozukluğu
nun ele alınmasıyla ilgili ek bilgi sağlar. Beşinci simge kimi zaman alttürü ya
da belirleyiciyi göstermek için (örn. 294.11 [F02.81) Alzheimer hastalığına
bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluklarıyla giden) ya da söz
konusu bozukluğun ağırlığını göstermek için kullanılırsa da (296.21 [F32.0]
yeğin depresyon bozukluğu, tek dönem, ağır olmayan], DSM-5’te yer alan
alttürlerin ve belirleyicilerin büyük bir çoğunluğu ICD-9-CM ve ICD-10-CM
dizgelerinde kodlanamaz ve yalnızca bozukluğun adından sonra alttür ya da
belirleyici kapsanarak gösterilir (örn. toplumsal kaygı bozukluğu [sosyal fobi],
başarma türü). Belirleyici ya da alttürün kimi zaman ICD-10-CM’de kodlana
bildiğim, ancak ICD-9-CM’de kodlanamadığını da göz önünde bulundurma
nız gerekir. Buna göre, kimi olgularda alttürler ve belirleyiciler için dördüncü
ve beşinci simge kodlan yalnızca ICD-10-CM tasarımları için verilmiştir.
DSM-5 tanısı, genellikle kişinin o sıradaki görünümüne konur; ancak ki
şinin iyileştiği önceki tanılan da benzer biçimde konmalıdır. Gidişi gösteren
belirleyiciler (örn. tam yatışma gösteren, tam yatışma göstermeyen), tanıdan
sonra sıralanabilir ve birtakım ölçüt takımlarında gösterilir. Ağırlık belirleyi
cileri olduğu zaman, bunlar bir bozukluğun yoğunluğu, sıklığı, süresi, belirti
sayısı ya da başka ağırlık göstergelerini derecelendirmede klinisyenlere yol
göstermek üzere sağlanmıştır. Ağırlık belirleyicileri, ölçütler takımında “O
sıradaki ağırlığını belirtiniz" yönergesiyle gösterilmiştir ve bozukluğa özgü
tanımlar içerir. Ölçütler takımında, tanımlayıcı özellikler belirleyicileri de
sağlanmıştır ve tedavinin tasarlanması için yol gösterici olabilecek ek bilgiler
sağlar (örn. takmtı-zorlantı bozukluğu, içgörüsü az olan). Bütün bozuklukların
gidiş, ağırlık ve/ya da tanımlayıcı özellikler belirleyicileri yoktur.
İlaçların Yol Açtığı Devinim Bozuklukları ve
İlgi Odağı Olabilecek Diğer Durumlar
Önemli ruhsal-toplumsal ve çevresel etkenlere ek olarak, ruhsal bozukluk
olmayan, ancak ruh sağlığı klinisyenlerinin karşılaşabileceği durumlar da
kapsanmıştır. Bu durumlar, Anabölüm II’de sıralanan ruhsal bozukluklara
ek olarak ya da bunlann yerine, klinik başvuru nedeni olarak sıralanabilir.
İlaçların yol açtığı bozukluklar ve akatizi, geç diskinezi ve distoni gibi ruh
sağlığı uygulamasında klinisyenlerce değerlendirilebilen ve tedavi edilebilen,
Bu Elkitabının Kullanımı
9
ilaçların yol açtığı bozukluklar ve ilaçların diğer yan etkileri için ayrı bir bölüm
açılmıştır. Nöroleptik malign sendrom tanımı, bu durumun acil bir durum
olduğunu ve ölümcül olabileceğini vurgulamak için, DSM-IV-TR’de yapılan
tanıma göre genişletilmiştir, yeni bir tanımlama olan antidepresan bırakma
sendromu tanımlanmıştır. Diğer bir bölümde ise klinik ilgi odağı olabilecek
diğer durumlar tartışılmaktadır. Bunlar arasında ilişki sorunları, sömürü ve
boşlama sorunları, tedavi düzenine uyum sorunları, şişmanlık, toplumdışı (antisosyal) davranış ve sayrımsama (temaruz, simülasyon) vardır.
Ana Tanı
Yataklı tedavi kurumunda kişiye birden çok tanı konduğunda, ana tanı, gerekli
incelemeden sonra, kişinin yatarak tedavi edilmesi gerektiği düşünülen başlıca
durumdur. Ayakta tedavi sırasında bir kişiye birden çok tanı konduğunda,
ana tanı, başvuru sırasında kişinin ayakta tedavi edilmesi gerektiği düşünülen
başlıca durumdur. Çoğu olguda, ana tanı ya da başvuru nedeni başlıca ilgi ya
da tedavi odağıdır. Çoğu kez, özellikle, sözgelimi alkol kullanım bozukluğu
gibi madde ile ilişkili bir tanıya şizofreni gibi madde ile ilişkili olmayan bir tanı
eşlik ettiği zaman, hangi tanının ana tanı ya da başvuru nedeni olduğunu be
lirlemek güç (ve bir ölçüde isteğe göre) olur. Sözgelimi, hem şizofreni, hem de
alkol kullanım bozukluğu tanısı için hastaneye yatırılan bir kişide hangi tanının
“ana” tanı olarak düşünülmesi gerektiği açık olmayabilir, çünkü her iki durum
da hastaneye yatırılmayı ve tedavi görmeyi eşit derecede gerektirmiş olabilir.
Ana tanı, sıralamada ilk gösterilir, geriye kalan tanılar ilgi ve tedavi odağı olma
derecelerine göre sıralanır. Başka bir sağlık durumuna bağlı ruhsal bozukluk
(örn. Alzheimer hastalığına bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, kötücül akciğer
uruna bağlı psikozla giden bozukluk) ana tanı ya da başvuru nedeni olduğun
da, ICD kodlama kuralları, neden olucu sağlık durumunun önce belirtilmesini
gerektirir. Bu durumda, ana tanı ya da başvuru nedeni, sağlık durumuna bağlı
ruhsal bozukluk olarak ikinci sırada verilen tanı olacaktır. Çoğu olguda, ana
tanı ya da başvuru nedeni olarak sıralanan bozukluğun ardından niteleyici
“(ana tanı)” ya da “(başvuru nedeni)” deyişi gelir.
Geçici Tanı
Tanı ölçütlerinin en sonunda karşılanacağına ilişkin güçlü bir kanı varsa,
ancak kesin tanı koymak için yeterli bilgi yoksa, “geçici” belirleyicisi kul
lanılabilir. Klinisyen, tanısal belirsizliği, tanının ardından “(geçici)” yazarak
10
Bu Elkitabının Kullanımı
gösterebilir. Sözgelimi, yeğin depresyon bozukluğu var gibi görünen bir kişi
yeterli bir öykü veremiyorsa, dolayısıyla tanı ölçütlerinin tam karşılandığı saptanamıyorsa böyle bir tanı kullanılabilir. Geçici teriminin kullanıldığı diğer
bir alan, ayırıcı tanının yalnızca hastalık süresine bağlı olduğu durumlardır.
Sözgelimi, şizofrenimsi bozukluk tanısı, en az bir ay süreli olmak üzere, altı
aydan daha kısa sürmeyi gerektirir ve yatışma olmadan tanı konacaksa, bu
tanı ancak geçici olarak konabilir.
Kodlama ve Yazma İşlemleri
Her bozukluğa, kurumların veri toplamak ve faturalamak için kullandığı, be
lirleyici tanısal ve sayımsal kod eşlik eder. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Birle
şik Devletler Medicare ve Medicaid Kurumlan (CMS) ve Hastalık Denetimi ve
Koruyucu Sağlık Merkezleri’nin Sağlık İstatistikleri Ulusal Merkezi’nce, belirli
sağlık durumları için görülme sıklığı ve ölüm oranlarını, uluslararası düzeyde,
tutarlı bir biçimde saptamak üzere, bu tanısal kodlar için özgül yazma işlem
leri belirlenmiştir (düzyazı içinde kodlama notları olarak belirtilmiştir). Çoğu
klinisyen, bu kodları, CMS ve özel sigorta kuruluşlarına fatura kesmek için ta
nıyı ya da başvuru nedenini belirlemede kullanır. Bu elkitabının yayımlandığı
sırada Birleşik Devletler’de kullanılan resmi kodlama dizgesi ICD-9-CM’dir.
ICD-10-CM’in resmi uyarlamasının 1 Ekim 2014’te olacağı tasarlanmıştır ve
bu elkitabında ayraç içinde gösterilen bu kodlar resmi uygulama başlayana
dek kullanılmamalıdır. Hem ICD-9-CM, hem de ICD-10-CM kodları, 1) sı
nıflandırmada söz konusu bozukluğun adının önünde ve 2) her bir bozukluk
için tanı ölçütleri takımının eşlikçisi olarak verilmiştir. Kimi tanılar için (örn.
nörobilişsel ve maddenin/ilacın yol açtığı bozukluklar), uygun kod daha ileri
düzeyde bir açıklamayı gerektirir ve bu açıklama, kodlama notları olarak söz
konusu bozukluğun ölçütler takımı içinde yer alır, kim olgularda ise yazma
işlemleri bölümünde daha ileri düzeyde bir açıklık getirilir. Kimi bozuklukların
adının ardından, ayraç içinde verilen, çoğu kez bu bozuklukların DSM-IV
adları olan, seçenek terimler verilmiştir.
Bu Elkitabının Kullanımı
11
G eleceğe Bakmak:
Değerlendirme ve İzlem Gereçleri
Hasta değerlendirmesini kolaylaştırmak ve kapsamlı olgu kavramsallaştırması
yapabilmeye yardımcı olmak için DSM-5’in değişik öğeleri vardır. Anabölüm
H’de yer alan tanısal ölçütler, üzerinden çok gidilmiş olan, yerleşik ölçülerdir,
ancak Anabölüm III’te yer alan değerlendirme gereçleri, kültürel kavramsal
laştırma görüşmesi ve daha ileri çalışma için durumlar, yaygın klinik kullanım
sağlamaya dayanak olabilecek bilimsel kanıtların henüz bulunmadığı durum
lar içindir. Bu tanısal yardımcılar ve ölçütler, bu alanlarda bilimsel gelişme
lerin olmasına ve bilimsel gelişmelerin bu alanlara yönlendirilmesine vurgu
yapmak üzere ve daha ileri araştırmaları özendirmek için kapsanmıştır.
Anabölüm IH’te yer alan ölçme gereçleri, bireysel görünüme ve klinik
kapsama göre özel olarak tasarlanan tanı ve tedavi plânlarına katkıda buluna
cak biçimde, kişilerin kapsamlı olarak değerlendirilmelerine yardımcı olmak
üzere verilmiştir. Tanısal değerlendirmede kültürel öğelerin özellikle önemli
olduğu yerlerde, kültürel kavramsallaştırma görüşmesi, kişiyle iletişimde ya
rarlı bir yardımcı olarak düşünülmelidir. Çapraz-kesme belirtisi ve tanıya özgü
ağırlık ölçüleri, önemli klinik alanlarda, daha sonraki karşılaşmalarda ortaya
çıkan değişiklikleri izlemek ve tedavi plânını tasarlamak üzere yapılan ölçüm
lerle karşılaştırmak için, başlangıç değerlendirmesinde bulunulan aşamayı
belirlemek üzere nicel ölçümler sağlar.
Hiç kuşkusuz, sayısal (dijital) uygulamalarla bu ölçümlerin yapılması kolay
laşacaktır ve daha ileri düzeyde bir değerlendirme ve gelişme sağlanabilmesi
için bu ölçme gereçleri Anabölüm III kapsamı içinde yer almıştır. Her DSM
baskısında olduğu gibi, ruhsal bozukluklann tanısal ölçütleri ve DSM-5 sınıf
landırması, alanımızda sürekli evrim geçiren bilginin, bugün için üzerinde
görüş birliğine vanlan durumunu yansıtmaktadır.
ANABÖLİİM II
Tanısal Ölçütler ve Kodlar
Nörogelişimsel Bozukluklar............................................................15
Şizofreni Açılımı Kapsamında ve Psikozla Giden
Diğer Bozukluklar................................................................... 43
İkiuçlu (Bipolar) ve İlişkili Bozukluklar............................................. 63
Depresyon Bozuklukları..................................................................91
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları...................................................... 113
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk)
ve İlişkili Bozukluklar.............................................................129
Örselenme (Travma) ve Tetikleyici Etkenle (Stresörle)
İlişkili Bozukluklar..................................................................143
Çözülme (Dissosiyasyon) Bozuklukları................ .........................157
Bedensel Belirti Bozuklukları ve İlişkili Bozukluklar....................... 163
Beslenme ve Yeme Bozuklukları.................................................. 171
Dışa Atım Bozuklukları.................. ...............................................181
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları......................................................... 185
Cinsel İşlev Bozuklukları...............................................................205
Cinsel Kimliğinden Hoşnut Olmama............................................. 219
Yıkıcı Bozukluklar, Dürtü Denetimi ve
Davranım Bozuklukları........................................................... 223
Madde ile İlişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları................ 231
Nörobilişsel Bozukluklar............................................................... 291
Kişilik Bozuklukları........................................................................327
Cinsel Sapkınlık (Parafili) Bozuklukları...........................................341
Diğer Ruhsal Bozukluklar............................................................. 349
İlaçların Yol Açtığı Devinim Bozuklukları ve
İlaçların Diğer Yan Etkileri...................................................... 353
Klinik İlgi Odağı Olabilecek Diğer Durumlar................................... 363
Nörogelişimsel Bozukluklar
Anlıksal (Entellektüel) Yetiyitimleri
Anlıksal Yetiyitimi
(Anlıksal Gelişimsel Bozukluk)
Anlıksal yetiyitimi (anlıksal gelişimsel bozukluk), kavramsal, toplumsal ve kıl
gısal (uygulamalı) alanlarda, hem anlıksal, hem de uyumsal işlev eksikliklerini
kapsayan, gelişimsel evre sırasında başlayan bir bozukluktur. Aşağıdaki üç öl
çütün karşılanması gerekir:
A.
Hem klinik değerlendirme, hem de bireye göre uygulanan, kabul gören bir
zekâ ölçümü ile doğrulanan, uslamlama (akıl yürütme), sorun çözme, ta
sarlama, soyut düşünme, yargılama, okulda öğrenme ve deneyimlerinden
öğrenme gibi anlıksal işlevlerde eksiklikler.
B.
Kişisel bağımsızlık ve toplumsal sorumluluk için gelişimsel ve toplumsalkültürel ölçüleri karşılayanı ama ile sonuçlanan, uyum işlevselliğinde ek
siklikler. Süregiden bir dayanak sağlanmadıkça, uyumsal eksiklikler, ev,
okul, iş ve toplum gibi değişik çevrelerde iletişim, toplumsal katılım ve
bağımsız yaşama gibi günlük yaşamın bir ya da birden çok etkinliğinde
işlevselliği kısıtlar.
C.
Anlıksal ve uyumsal eksiklikler, gelişimsel evre sırasında başlar.
15
16
Nörogelişimsel Bozukluklar
Not: Anlıksal yetiyltlmi tanısal terimi, IC D -11 ’in anlıksal gelişimsel bozukluk ta
nısı ile eşdeğer bir terimdir. Bu elkltabında anlıksal yetiyitimi terimi kullanılmışsa
da, diğer sınıflandırma dizgeleriyle ilişkisini açıklığa kavuşturmak için başlıkta
her iki terim de kullanılmıştır. Dahası, Birleşik Devletler’de bir tüzük (Kamu Ya
sası 111.256, Rosa Yasası) zekâ geriliği terimini anlıksal yetiyitimi ile değiş
tirmiştir ve araştırma dergileri de anlıksal yetiyitimi terimini kullanmaktadırlar.
Dolayısıyla, sağlıkçılar, eğitimciler ve diğer uzmanların yanı sıra halk ve yandaşı
kişilerce yaygın olarak kullanılan terim anlıksal yetiyitimi terimidir.
Kodlama notu: Anlıksal yetiyitimi (anlıksal gelişimsel bozukluk) için ICD-9-CM
kodu 319’dur ve ağırlık belirleyicisi göz önünde bulundurulmaksızın bu kod
kullanılır. ICD-10-CM kodu ağırlık belirleyicisine göre değişir (aşağıya bakın).
O sıradaki ağırlığını belirtiniz (bak. Çizelge 1):
(F70) Ağır olmayan
(F71) Orta derecede
(F72) Ağır
(F73) Çok ağır
Nörogelişimsel Bozukluklar
Q)
•
>05 .
D
3
cC0 .
-5uy
S .:
(0 :
e
P -S
E
S
=3 trL
(0
W
O)
ÇİZELGE 1 Anlıksal yetiyitiminin (anlıksal gelişimsel bozukluğun) ağırlık düzeyleri
2
_çd
CÖ
as
<o
E
3
CL
O
C
<a
&
O
!SP
<
17
S |
ra E
Q)
fC
¿=3 "O
^
o -a
'En S
e
T
3 W „ tO 2£ O u •
WT3 G h &
-D
M
s
S t?
C
•
>
c
n
a
0
)
Io-c(0
> .2» S 3 C E3 İ .?
> f0 (0
73
c J2 - S ^ §
■I
:z S) p
■
BJşj £ ü s ■2 ia
c
Vh (0
•C § ) îO
y> b c ^
w c a
of
S
c
S
*n
W
hi
£
0)
c
§ öl (D 3 S c P J
o
o) 0) c
_n
s5
J <tW
33-O
o) >cn
İ3 2 _=
<
1
>
.0 *C ^
1? (0
& co 0) ~=s Q) 3
)
i5 -2 i T İ & 1 ^ tâ > "" -d
q T3
ta
f5
> <a
^ Ö r c c _*
o; C,
«0 U ’*'■
03 ^c ^-c S a>
-D
= a :«■
£
tO -O
V
c
Sı 73
'a
0) (0 0) c Ol
"X
O "8
C İsi
c
^
- ) G ® g> (O
C H
co ;t
C
g
.S
“
3
^ s
c
C-Q .«
c 1
c s0
0)o (3
w) >cn o 15 >05
x> x> •.—
Cfi -a -O 0) T3 TD (0
ifı
o
•c .S
>cn
Nörogelişimsel Bozukluklar
18
"c
CO
CO
"cö
E
CO
D
o>
>
3 .
lö
w
O)
?
2
<o
(/)
joî
0) .
(0 ! - §
M
> t
e cry fI i
(0 ¡3 *3 S ^ "S
.^ îd '
■ & İ a 43 S. ¡2
(0 (0
> >cn
Í2 •c
* &2
^ <2 -ha s- R
03 7 Ş -, <0 o.
o
E S <0 r* -S <8 §
c/y n + j c >Sı
0) (0
O C (0 fa
c
°
^
3
^
¿
=
3
S
G p
c fa Î ’S1 !> 3 - 5 -s
J. »
e ^ 2 ' J2
•S s
G O
"S
G N < S E s ra
û) o»
tSe -o
_ 0îa0"
o 5 a>.*
•e a fa <
-2 <3 „ s G(0 X)(0 ° 'M
"O Sû" 6 c o
ra
S
c lQ)
J2 E >
S "s
-ii 3 Tö
3
:0 2 t- I ra .53
Dİ Ol
| s
e ^ (0 i (0
cn^
jo
jo c
¿55 Q)
0 S•Sv1 sW> a <^0 SE -Ss . § - S İ 3 S S >o)
s 2 ,y> rd ^ I I
‘Sı la J-* D «3 P Cfl ■: «
'S S s -e c "S
§ *0) -S a
o (3 ^ >y> oS "S
cn <o JÍ o s - s
V) X
=3
'2.
‘d
©
13 JO
J) t3
S*
N
:3
■D
3
>G)
3
3
N
O
A
â>
w
Toplumsal alan
“
>5)
(0
E
"yy
©
O)
«
C
’>»
1
(0
-Ş
c
<
T"
LU
O
-I
111
N
a
C
C0
CO
~cö
V)
E
CO
1
Ağırlık düzeyi
c
c
E
(0
■fa JsS '55 £
O Q) fa
o
§
0)
I I
s
o | G X3 Ö
öl-S b. >ceon
(O
fO
Ö
(0
a s
I*). I„
uy uy C I55* -2«
c s 0
~
id c
xj jŞ İ C
£ ®
J Q)
G t/y
O"
-S ı
s’E ic7>"
•s .s
s
.S2" "S
tfy (0
*0) ^ uy £ T3 O • s ro
3 ;0 ® S
D) ^ «
> cn Í7
3 tO •a S
-S
S 0)
-S
’yy"O s£
-S
¡5 jg
S
s s
«
«
3
.S
£
5
1
3 (8"
E JS
G E ¡3
^ S ■0J^
03 *3 .
G t/y ^ s -a
E
fa -İS .fa c ,
ra-3
■•3 S. cc ^-C
x>
^
"3
3
u
y
j ? J s & JS Q) M-İ (0 (0 n u>>
>* c
fi 'g 3 .s
32
°
O
>>
'C c 'ö) ’fa
Q) 'S §
ü) ^
3 "3 33 -o
C
G ~
”2 §> g>ra S >-<
3
*2"
^ 2
> S
O » •§ I 8
'
S
|
3
«
O Q>
& Ü 1 E 0) Q. 0 cî >&*&
■& 3 !S ■£ s ^
-o x> j s l
3
N
J¿
«
3
8 § İ »
S *5j
’S 13
i
S 0) D
.5
İ l01 y S S • (^0
"CO" S 'S
.İS’ E s
(0
J2
13
S
u
.fa
c
^
■öî g ■s fO | : B .iû". § tA 2 ~=i T3
° .fe1 «
Oî >
&
ÎS •S :§ ı ı
&0 <
S
S JS
£"JS
’B
<
0 O s
o â .S2° ¿
tn n 1
>
cn
o
O
o
:S-S
S
DQ
•c s
0)
T3
0)
XJ
(0
-c
O
G
!—
s '0"
^ S
i2l^- soı İ r a
03-Q fa ! n
J*Ü3) -c2
S
r*
S' W
fa JS
co
«3
3 a
o e
0) D)
«3 w> :p
s S 3 Î
-S -2 -fi -° fa
(T3
¿4 — v: fa G *73 .fa.
•2 c 3 «3 -fa 03
G ^ j** ^ g j i ^
:3 ^ •§ .fa ^ (0 JS
O .H2"’ö) X) pS X) fa
Nörogellşlmsel Bozukluklar
ÇİZELGE 1 Anlıksal yetiyitiminin (anlıksal gelişimsel bozukluğun) ağırlık düzeyleri (süreği)
«
_E
ÇÖ
3
2
D
co
15
o
_
o
O
c C/) e
«3
«3
e (0 £
"S «3 c (0
' o
(0 c/y
«3
'S
N >.
1
£ ri
Î3 35 O oT
c X) O
" 3 , ‘en o
«
0) 0)
tf)3 (0
t- T3 0) ! 3
S
(0 «3
£ L-p
-a a "S
ra Q>) CCenD :0NO
§
(0
N
,
t
19
Nörogelişlmsel Bozukluklar
20
§
İ l i
İjU
^ :8 İ l
c ’s § ■§ s M " İ l
^
|i ^ | ^
'S U s a
-3^1
g'-g 3
® §• &
* 3 ^ -S -3 S
-f £ 3 •§
S £ ~ E l , » ! S & s “ -2 C r ’S İ İ , ^
c g-3 ^-a c s
f l l î î ^ | İ I 1 1 Î İ ! 5 §*İ s!5o) -55ı£ >25
5
iS
1
^
|
§-
-
m
C
â l a § İ ' i S ^ P :s “ ;g-§ l> - 8 ^- | g '|
6 S >: » “ « i) E a ^ ç â î c Ş , f b
I ü ! § 3 İ
S “ 3 -* ;3 Ş ş - J g I § 2 s
§> § -§ | ^ :S
|
» » o
2 Ş |
E § 7
Si
OJ-2İ S i
|5
i s c5) c.’O- ®S i )e (0’H: 3 gS î S ^! 11?-' ? l ' hi
Dî J
;13^
'Uy
ÇİZELGE 1 Anlıksal yetiyitiminin (anlıksal gelişimsel bozukluğun) ağırlık düzeyleri (süreği)
S
£ â
g S
S c ? l
£ §
ü | g l E-S S İ g.f İİts
û (5 i w‘5 ^ |
15
>sX> 5% >» s> .o .S?1W E ü ' ^ - o - o
o
ÎT
^ 3 a S>1. fS 2| J g ^
- ı g . î | f M & 2 * g-SI-a
_as S 53 jşj 10"a .2 .§ g ® ^ § -S
^ & ! c -i -s “ İ l -s « ^
I İ ğ & i I- s . i l •“-.a s a-«-« - s'
i'ö
C
=
2
a
3 S ! i ş
§
■r^>
- S5I ,’S£ jo; gl 5
i ,e
0 )g5 »l 'g' §- j5: >a , •§
3 2S
2 N8 N
ç q) o :*3 -i, k.'s cf .S 3 .a S q) 3 ts #«o» o ^
'S
*o ^ X w pû S > _o -S n -a o) W x> o)
u>
£
-*
a g
—
*3
raj«
J2
•C
Î-H 'T
2
fft
J *. .„- § § 3 -i s
^
â
^ o) ra c m s -ö S
c 3
*73 ^c>bd
c -S .S
n
_
>>
o)
co
) <i>
cn-p s «, S .5 .* J= S ¿^3 0
- fa a — E - î s j s S (c
</n
v0
k)
> ==
ir? ¿¿î ra
_
w
ra
“
*3
§
*
*-* «^2 *5
_o
S
S “
J '"
a C» J—
E «
ü f j JS 9s
0)
0)
N c î "7- ! 3
î «.S « s c E 5 , 3 i S 3 E
” " a .S e ^ s S - i 5 ¡ 3 E
%
*
d)
N
o
■o
_
-İSİ
<
o
50)
_r ra
C?) H a , s î ) S ’ -.2^W
w
® - 3 ^ ’î ü ’ C : > ! 2 G 0 ' D v . h
O
C0_M’g ^ i s m « « S
________
_:o o
._ ra
n <
5 .S -2 T8^ T3 O W V ) Ü ) J £
3 ra
... o *3
0) X> ^«2
'i .n
J
a o) o :O t j
¿2
ra
M S jh
B a . &
§ -g
.îî ’ l, (<
~
Ü
'“! D
C' «
^ fS
S
“3I _s
c>
İÜ0oO
OSSf(0
fl Q) 7
—
—
+3 hs-rn^
r» •‘C
HS İ
>
Nörogelişimsel Bozukluklar
21
Genel Gelişimsel Gecikme
315.8 (F88)
Kişi, anlıksal işlevselliğin birçok alanında, beklenen gelişimsel dönüm aşama
larına gelemeyince ve çocuğun yaşının küçük olması ya da diğer nedenlerle
anlıksal işlevsellik değerlendirmesi yapılamayınca bu tanı konur. Belirli bir süre
geçtikten sonra yeniden bir değerlendirme yapmak gerekir.
Tanımlanmamış Anlıksal Yetiyitimi
(Anlıksal Gelişimsel Bozukluk)
319 (F79)
Bu tanı, beş yaşının üzerindeki kişiler için, anlıksal yetiyitiminin (anlıksal ge
lişimsel bozukluğun) derecesi, eşlik eden körlük ya da dilöncesi sağırlık gibi
duyusal ya da bedensel bozukluklar, lokomotor yetiyitimi ya da ağır sorunlu
davranışların olması ya da eşzamanlı ruhsal bir hastalığın bulunması gibi ne
denlerle, yerel olarak var olan değerlendirme gereçlerini kullanmak güç ya da
olanaksız olduğu zaman kullanılmak üzere tutulan bir tanıdır. Bu tanı ancak
çok özel durumlarda kullanılmalı ve belirli bir süre geçtikten sonra yeniden bir
değerlendirme yapılmalıdır.
Nörogelişimsel Bozukluklar
22
İletişim Bozuklukları
Dil Bozukluğu
315.39 (F80.9)
A.
Aşağıdakilerle belirli, dili kavrama ya da kullanma yetersizliklerine bağlı,
değişik biçimleriyle (konuşma dili, yazı dili, işaret dili ya da diğer) dili öğ
renme ve kullanmayla ilgili süregiden güçlükler:
1.
Sözcük dağarcığının azlığı (sözcük bilgisi ve kullanımı bağlamında).
2.
Cümle yapılarının sınırlılığı (sözcükleri ve sözcük eklerini, dilbilgisi ku
rallarına göre cümle oluşturmak üzere yan yana getirme yeterliği bağ
lamında).
3.
Söylem bozuklukları (bir konuyu ya da bir dizi olayı anlatırken ya da
bir konuşma sırasında sözcük dağarcığını kullanma ve cümleleri bir
birine bağlama yeterliği bağlamında).
B.
Dil yeterlikleri, yaşına göre beklenenden önemli ölçüde ve nicel olarak
daha düşüktür ve etkin iletişimde, toplumsal katılımda, okul ya da iş başa
rısında, tek tek ya da bir arada, işlevsel kısıtlılığa neden olur.
C.
Belirtiler erken gelişim evresinde başlamıştır.
D.
Bu güçlükler, duyma bozukluğuna ya da başka bir duyusal bozukluğa,
devinsel (motor) işlev bozukluğuna ya da başka bir genel sağlık durumuna
ya da nörolojiyi ilgilendiren bir duruma bağlanamaz ya da anlıksal yetiyitimi (anlıksal gelişimsel bozukluk) ya da genel gelişimsel gecikme ile daha
iyi açıklanamaz.
Konuşma Sesi Bozukluğu
315.39 (F80.0)
A.
Konuşmanın anlaşılabilirliğini bozan ya da iletilerin sözel olarak aktarılma
sını engelleyen, konuşma sesi çıkarmada süregiden bir güçlük.
Nörogelişimsel Bozukluklar
B.
23
Bu bozukluk, etkin iletişimde kısıtlılıklara neden olarak toplumsal katılımı,
okul ya da iş başarısını, tek tek ya da bir arada, engeller.
C.
D.
Belirtiler erken gelişim evresinde başlamıştır.
Bu güçlükler, serebral palsi, yarık damak, sağırlık ya da duyma yitimi gibi
doğuştan gelen ya da edinsel durumlara, çarpmayla beyin yaralanmasına
ya da başka genel bir sağlık durumuna ya da nörolojiyi ilgilendiren bir
duruma bağlanamaz.
Çocuklukta Başlayan Akıcılık Bozukluğu (Kekeleme)
315.35 (F80.81)
A.
Kişinin yaşı ve dil becerileri açısından uygun olmayan, zamanla geçme
yen ve aşağıdakilerden birinin (ya da daha çoğunun) sık sık ve belirgin
bir biçimde ortaya çıkması ile belirli, konuşmanın olağan akıcılığında ve
zamanlama örüntüsünde bozukluklar:
1.
Ses ya da seslem (hece) yinelemeleri.
2.
Ünsüz ve ünlü ses uzatmaları.
3.
Kırık sözcükler (örn. sözcüğün içinde ara verme).
4.
Sesli ya da sessiz duraklama (konuşma sırasında doldurulan ya da
doldurulmayan ara vermeler).
5.
Dolambaçlı konuşma (sorunlu sözcükleri kullanmamak için yerine
başka sözcük kullanma).
6.
Sözcükler büyük bir gerginlikle çıkartılır.
7.
Tek seslemli (heceli) tam sözcük yinelemeleri (örn. “Ben-ben-ben-ben
onu görüyorum”).
B.
Bu bozukluk, konuşmayla ilgili kaygıya neden olur ya da etkin iletişimde,
toplumsal katılımda, okul ya da iş başarısında, tek tek ya da bir arada,
kısıtlılıklara neden olur.
C.
Belirtiler erken gelişim evresinde başlamıştır. (Not: Daha sonra başlayan
olgulara 307.0 [F98.5] erişkinlikte başlayan akıcılık bozukluğu tanısı
konur.)
24
Nörogelişimsel Bozukluklar
D.
Bu bozukluk, konuşmayla Ilgill-devinsel ya da duyusal eksikliğe, nörolo
jiyle ilgili bir duruma (örn. inme, tümör, yaralanma) eşlik eden akıcılıkta
bozulmaya ya da başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve başka bir
ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Toplumsal İletişim Bozukluğu
315.39 (F80.89)
A.
Aşağıdakilerin tümü ile kendini gösteren, sözel ve sözel olmayan iletişimin
toplumsal kullanımında süregiden güçlükler:
1.
Toplumsal bağlamla uyumsuz olacak biçimde, selâmlama ve bilgi
paylaşımı gibi toplumsal amaçlı iletişimde eksiklikler.
2.
Sınıfta, sokakta (oyun alanında) olduğundan daha değişik konuşma,
çocuğa karşı, bir büyüğe karşı olduğundan daha değişik konuşma ve
biçimsel dil kullanmaktan kaçınma gibi, içinde bulunulan durumla ya
da dinleyen kişinin gereksinmeleriyle eşleşecek biçimde İletişim biçi
mini değiştirme yeterliğinde bozukluk.
3.
Sırayla konuşma, yanlış anlaşıldığında yeniden söyleme ve etkileşimi
düzenlemek için sözel ve sözel olmayan simgeleri nasıl kullanacağını
bilme gibi konuşmanın ve anlatmanın kurallarına uymakta güçlükler.
4.
Açıkça söylenmeyeni (örn. çıkarımda bulunma) ve dilin dolaylı ya da
değişmeceli (mecazi) anlatımlarını (örn. deyimler, gülmece, eğretile
me, değişik anlama gelme) anlamakta güçlükler.
B.
Bu eksiklikler, etkin iletişimde, toplumsal katılımda, toplumsal ilişkilerde,
okul ya da iş başarısında, tek tek ya da bir arada, işlevsel kısıtlılığa neden
olur.
C.
Belirtiler erken gelişim evresinde başlamıştır (ancak toplumsal iletişim ge
reği sınırlı yeterliğin üzerine çıkana dek bu eksiklikler kendini tam göster
meyebilir).
D.
Bu belirtiler, başka bir sağlık durumuna ya da nörolojiyi ilgilendiren bir du
ruma ya da sözcük yapısı ve dilbilgisi alanlarında gösterilen düşük beceri
lere bağlanamaz ve otizm açılımı kapsamında bozukluk, anlıksal yetiyitimi
(anlıksal gelişimsel bozukluk), genel gelişimsel gecikme ya da başka bir
ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Nörogelişimsel Bozukluklar
25
Tanımlanmamış İletişim Bozukluğu
307.9 (F80.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında İşlevsellikte düşmeye neden olan, iletişim
bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların iletişim bo
zukluğunun ve nörogelişimsel bozukluklar tanı kümesindeki herhangi birinin
tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır.
Tanımlanmamış iletişim bozukluğu kategorisi, iletişim bozukluğu ya da özgül
bir nörogelişimsel bozukluk için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni
klinisyenlerce belirlenmek istenmediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için
yeterli bilgi olmadığı durumlarda kullanılır.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
299.00 (F84.0)
A.
O sırada ya da öyküden alınan bilgilere (ayrıntılamaktan çok örnekleyen)
göre, aşağıdakilerle kendini gösteren, değişik biçimleriyle toplumsal ileti
şim ve toplumsal etkileşimde süregiden eksiklikler:
1.
Sözgelimi, olağandışı toplumsal yaklaşım ve karşılıklı konuşamamadan, ilgilerini, duygularını ya da duygulanımını paylaşamamaya, top
lumsal etkileşimi başlatamamaya ya da toplumsal etkileşime gireme
meye dek değişen aralıkta, toplumsal-duygusal karşılıklık eksikliği.
2.
Sözgelimi, sözel ve sözel olmayan tümleşik iletişim yetersizliğinden,
göz iletişimi ve beden dilinde olağandışılıklara ya da el-kol devinimle
rini anlama ve kullanma eksikliklerine, yüz ifadesinin ve sözel olmayan
iletişimin hiç olmamasına dek değişen aralıkta, toplumsal etkileşim
için kullanılan sözel olmayan iletişim davranışlarında eksiklikler.
Nörogelişimsel Bozukluklar
26
3.
Sözgelimi, değişik toplumsal ortamlara göre davranışlarını ayarlama
güçlüklerinden, imgesel oyunu paylaşma ya da arkadaş edinme güç
lüklerine, yaşıtlarına ilgi göstermemeye dek değişen aralıkta, ilişkiler
kurma, ilişkilerini sürdürme ve ilişkileri anlama eksiklikleri.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağırlık düzeyi, toplumsal iletişim bozukluklarına ve kısıtlı,
yineleyici davranış örüntülerine göre değişir (bak. Çizelge 2).
B.
O sırada ya da öyküden alınan bilgilere (ayrıntılamaktan çok örnekleyen)
göre, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren, sınırlı, yineleyici dav
ranış örüntüleri, ilgiler ya da etkinlikler:
1.
Basmakalıp ya da yineleyici devinsel (motor) eylemler, nesne kulla
nımları ya da konuşma (örn. yalın devinsel basmakalıp davranış ör
nekleri, oyuncakları ya da oynar nesneleri sıraya dizme, yankılama
[ekolali], kendine özgü deyişler).
2.
Aynılık konusunda direnme, sıradanlık dışına esneklik göstermeme ya
da törensel sözel ya da sözel olmayan davranışlar (örn. küçük deği
şiklikler karşısında aşırı sıkıntı duyma, geçişlerde güçlükler yaşama,
katı düşünce örüntüleri, törensel selâmlama davranışları, her gün aynı
yoldan gitmek ve aynı yemeği yemek isteme).
3.
Yoğunluğu ve odağı olağandışı olan, ileri derecede kısıtlı, değişkenlik
göstermeyen ilgi alanları (örn. alışılmadık nesnelere aşırı bağlanma ya
da bunlarla uğraşıp durma, ileri derecede sınırlı ya da saplantılı ilgi
alanları).
4.
Duyusal girdilere karşı çok yüksek ya da düşük düzeyde tepki göster
me ya da çevrenin duyusal yanlarına olağandışı bir ilgi gösterme (örn.
ağrı/ısıya karşı aldırışsızlık, özgül birtakım seslere ya da dokulara karşı
ters tepki gösterme, nesneleri aşırı koklama ya da nesnelere aşırı do
kunma, ışıklardan ya da devinimlerden görsel büyülenme).
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağırlık düzeyi, toplumsal iletişim bozukluklarına ve kısıtlı,
yineleyici davranış örüntülerine göre değişir (bak. Çizelge 2).
C.
D.
Belirtiler erken gelişim evresinde başlamış olmalıdır (toplumsal gerekler
sınırlı yeterliğin üzerine çıkana dek tam olarak kendini göstermeyebilir ya
da daha sonraki yıllarda, öğrenilen yöntemlerle maskelenebilir).
Belirtiler, toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alan
larında klinik açıdan belirgin bir bozulmaya neden olur.
Nörogelişimsel Bozukluklar
E.
27
Bu bozukluklar, anlıksal yetiyitimi (anlıksal gelişimsel bozukluk) ya da
genel gelişimsel gecikme ile daha iyi açıklanamaz. Anlıksal yetiyitimi ve
otizm açılımı kapsamında bozukluk sıklıkla bir arada ortaya çıkar. Otizm
açılımı kapsamında bozukluk ve anlıksal yetiyitimi eştanı tanısı koymak
İçin, toplumsal iletişim, genel gelişim düzeyine göre beklenenin altında
olmalıdır.
Not: DSM-IV otistik bozukluk, Asperger bozukluğu ya da başka türlü adlan
dırılm ayan yaygın gelişimsel bozukluk kesin tanısı almış olan kişilere otizm
açılımı kapsamında bozukluk tanısı konmalıdır. Toplumsal iletişimde belirgin
eksiklikleri olan, ancak belirtileri, otizm açılımı kapsamında bozukluk için başka
türlü tanı ölçütlerini karşılamayan kişiler, toplumsal iletişim bozukluğu açısın
dan değerlendirilmelidirler.
Varsa belirtiniz:
Eşlik eden anlıksal bozukluk olan ya da olmayan
Eşlik eden dil bozukluğu olan ya da olmayan
Eşlik eden, bilinen bir sağlık durumu ya da kalıtımsal durum ya da
çevre etkeni olan (Kodlama notu: Eşlik eden sağlık durumu ya da kalı
tımsal durum için ek kod kullanın.)
Eşlik eden diğer bir nörogelişimsel, ruhsal ya da davranışsal bozuk
luk (Kodlama notu: Eşlik eden nörogelişimsel, ruhsal ya da davranışsal
bozukluk[lar] için ek kod[lar] kullanın.)
Katatoni ile giden (tanım için, başka bir ruhsal bozukluğa eşlik eden katatoni için tanı ölçütlerine bakın, s. 58-59). (Kodlama notu: Katatoni eştanısının varlığını göstermek için 293.89 [F06.1] otizm açılımı kapsamında
bozukluğa eşlik eden katatoni ek kodunu kullanın.)
10£)
8>
yy
0)
yy
>5 İÜ?
«3 a «o
3 ^ -a
^ 03 Vh <0 ^
(0
>3
Ğ fO "S S
e) > fO > o
0
0
)
13
>“ S "Sı
£
Ö 3s e >oı>
to Q) i -S -S
:0
cn^ü " S
^ o -. 3y>
Jö 3
5
-O
o
6
0
ç
îs2> öco
Ö)
fij
s
b
3
sû*
“
uy ro
0) 0) '
I
i- t ;
<0
-S ^'3 -S
o “S
C
■*
<7! "S, .S
a uy
a- o) M
>
0))
C
b
0) 0
X X5
2 ^
tasarlama sorunları, bağımsız olmasına engel
olur,
Nörogelişimsel Bozukluklar
28
%
J*î
O (0
s 3
S w
w cn
| t S
o dB _2> C "tv 3 .b
o -o to 3
ÇİZELGE 2 Otizm
açılımı kapsamında bozukluk için ağırlık düzeyleri
-2 fi
s ;§^
-s &
■si
i
^ J 03 13 >
w3
c ES
^
■Q)s-Dj N
(0 p
iö # İS1 §■
G 0) ¿6
ti
-a
O
(0 >
N JS ra £
1- !- O
(0 -C3 Ofij ¡o İS" ?İ2
-D w* C
~ JS
13 ÎQ" C
e
3 X
-g
-Q jg
«3 -£
N »
S JsS>c
o .£ £t/y „¡£
fof-5
l5
13
V)
js "o i r
(0
(0
oı ra
£ >bcn3¿2 3 a ^
S S 2
03 -H
S 6
a 0) _0) £ § -°
o "fc< (0 (0 As £ S 5
e t 2 <*>
İs ^ f
(0 ^ I
3 § c
£
(0 i 3
o> 3 3
i .2 o
& ’S
03„^U
2- İ3
fÇ ,£>
5“ »
•<2 3(0 -* O>->
f0
S
to £ O *C "U
=5
0
¿S -R
O" s ■»
S ^0) ^Ç0
l) 3 İ 3 O) -s
) 13 ’
İ l |
cd
</i
E
3
a
£
>»
0
N
O
■D
>D)
<
"o N
n :0
: -a
■* 2
“ i Ss
in D
3
a) x>
tn §■
3 :0
S
yy ta ■
’ö)
3 ■
-
’m
•S Q
:0
(/)
0) ^ 3
.b
S S Q) i6) â
'3
:° 3O T3S Ö
C ^
Cfl
O O
oŞ>
i
0) S
to cn
ilişkin açık örnekler vardır. Toplumsal etkileşimlere karşı ilgisi
azmış gibi görünebilir. Sözgelimi, tam cümlelerle konuşan ve
iletişim kuran, ancak karşılıklı konuşmayı pek beceremeyen,
arkadaş edinme girişimleri yadırgatıcı ve başarısız olan bir kişi.
a
29
Nörogelişimsel Bozukluklar
Yazma İşlemleri
Bilinen bir sağlık durumu, kalıtımsal bir durum, çevresel etken ya da baş
ka bir nörogelişimsel, ruhsal ya da davranışsal bozukluğun eşlik ettiği otizm
açılımı kapsamında bozukluk için otizm açılımı kapsamında bozukluğa eşlik
eden (durumun, bozukluğun ya da etkenin adını) yazınız (örn. otizm açılımı
kapsamında bozukluğa eşlik eden Rett sendromu). Ağırlık düzeyi, Çizelge
2’de yer alan iki psikopatoloji alanında gerekli olan desteğin düzeyine göre
yazılmalıdır (örn. “toplumsal iletişimdeki eksiklikler çok önemli ölçüde deste
ği gerektirir ve kısıtlı, yineleyici davranışlar önemli ölçüde desteği gerektirir”).
Daha sonra “eşlik eden anlıksal bozukluk olan” ya da “eşlik eden anlıksal
bozukluk olmayan” tanımlaması yazılır. Dil bozukluğu tanımlaması bundan
sonra yazılır. Dil bozukluğu eşlik ediyorsa, o sıradaki sözel işlevsellik düzeyi
yazılmalıdır (örn. “eşlik eden dil bozukluğu olan-anlaşılabilir konuşma yok” ya
da “eşlik eden dil bozukluğu olmayan-deyişlerle konuşma”). Katatoni varsa,
aynca “katatoni ile giden otizm açılımı kapsamında bozukluk” diye yazın.
Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik
Bozukluğu ,
Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
A.
Aşağıdakilerden (1) ve/ya da (2) ile belirli, işlevselliği ya da gelişimi bozan,
süregiden bir dikkatsizlik ve/ya da aşırı hareketlilik-dürtüsellik örüntüsü:
1.
Dikkatsizlik: Gelişimsel düzeye göre uygun olmayan ve toplumsal ve
okulla/işle ilgili etkinlikleri doğrudan olumsuz etkileyen, aşağıdaki altı
(ya da daha çok) belirti en az altı aydır sürmektedir:
Not: Belirtiler, yalnızca, karşıt olmanın, karşı gelmenin, düşmancıl tu
tumun ya da verilen görevleri ya da yönergeleri anlayamamanın bir
dışavurumu değildir. Yaşı ileri gençlerde ve erişkinlerde (17 yaşında
ve daha büyük olanlarda) en az beş belirti olması gerekir.
Nörogelişimsel Bozukluklar
a.
Çoğu kez, ayrıntılara özen göstermez ya da okul çalışmalarında
(derslerde), İşte ya da etkinlikler sırasında dikkatsizce yanlışlar
yapar (örn. ayrıntıları gözden kaçırır ya da atlar, yaptığı iş yanlış
tır).
b.
Çoğu kez, iş yaparken ya da oyun oynarken dikkatini sürdürmek
te güçlük çeker (örn. ders dinlerken, konuşmalar ya da uzun bir
okuma sırasında odaklanmakta güçlük çeker).
c.
Çoğu kez, doğrudan kendisine doğru konuşulurken, dinlemiyor
gibi görünür (örn. dikkatini dağıtacak açık bir dış uyaran olmasa
bile, aklı başka yerde gibi görünür).
d.
Çoğu kez, verilen yönergeleri izlemez ve okulda verilen görevleri,
sıradan günlük işleri ya da işyeri sorumluluklarını tamamlayamaz
(örn. işe başlar ancak hızlı bir biçimde odağını yitirir ve dikkati
dağılır).
e.
Çoğu kez, işleri ve etkinlikleri düzenlemekte güçlük çeker (örn.
ardışık işleri yönetmekte güçlük çeker; kullandığı gereçleri ve
kişisel eşyalarını düzenli tutmakta güçlük çeker; dağınık ve dü
zensiz çalışır; zaman yönetimi kötüdür; zaman sınırlamalarına
uyamaz).
f.
Çoğu kez, sürekli bir zihinsel çaba gerektiren işlerden kaçınır, bu
tür işleri sevmez ya da bu tür işlere girmek istemez (örn. okulda
verilen görevler ya da ödevler; yaşı ileri gençlerde ve erişkinlerde,
rapor hazırlamak, form doldurmak, uzun yazıları gözden geçir
mek).
g.
Çoğu kez, işi ya da etkinlikleri için gerekli nesneleri kaybeder
(örn. okul gereçleri, kalemler, kitaplar, gündelik araçlar, cüzdan
lar, anahtarlar, yazılar, gözlükler, cep telefonları).
h.
Çoğu kez, dış uyaranlarla dikkati kolaylıkla dağılır (yaşı ileri genç
lerde ve erişkinlerde, ilgisiz düşünceleri kapsayabilir).
i.
Çoğu kez, günlük etkinliklerinde unutkandır (örn. sıradan günlük
işleri yaparken, getir götür işlerini yaparken; yaşı ileri gençlerde
ve erişkinlerde, telefonla aramalara geri dönmede, faturaları öde
mede, randevularına uymakta).
Aşırı hareketlilik ve dürtüseliik: Gelişimsel düzeye göre uygun ol
mayan ve toplumsal ve okulla/işle ilgili etkinlikleri doğrudan olumsuz
etkileyen, aşağıdaki altı (ya da daha çok) belirti en az altı aydır sür
mektedir:
Nörogetişimsel Bozukluklar
31
Not: Belirtiler, yalnızca, karşıt olmanın, karşı gelmenin, düşmancıl tutumun
ya da verilen görevleri ya da yönergeleri anlayamamanın bir dışavurumu
değildir. Yaşı ileri gençlerde ve erişkinlerde (17 yaşında ve daha büyük
olanlarda) en az beş belirti olması gerekir.
a.
Çoğu kez, kıpırdanır ya da ellerini ya da ayaklarını vurur ya da oturdu
ğu yerde kıvranır.
b.
Çoğu kez, oturmasının beklendiği durumlarda oturduğu yerden kalkar
(örn. sınıfta, ofiste ya da işyerinde ya da yerinde durması gereken
diğer durumlarda yerinden kalkar).
c.
Çoğu kez, uygunsuz ortamlarda, ortalıkta koşturur durur ya da bir
yerlere tırmanır. (Not: Yaşı ileri gençlerde ve erişkinlerde, kendini hu
zursuz hissetmekle sınırlı olabilir.)
d.
Çoğu kez, boş zaman etkinliklerine sessiz bir biçimde katılamaz ya da
sessiz bir biçimde oyun oynayamaz.
e.
Çoğu kez, “her an hareket halinde”dir, “kıçına bir motor takılmış”
gibi davranır (örn. restoranlar, toplantılar gibi yerlerde uzun bir süre
sessiz-sakin duramaz ya da böyle durmaktan rahatsız olur; başkalannca, yerinde duramayan ya da izlemekte güçlük çekilen kişiler olarak
görülürler).
f.
Çoğu kez aşırı konuşur.
g.
Çoğu kez, sorulan soru tamamlanmadan yanıtını yapıştırır (örn. insanların cümlelerini tamamlar; konuşma sırasında sırasını bekleyemez).
h.
Çoğu kez sırasını bekleyemez (örn. kuyrukta beklerken).
i.
Çoğu kez, başkalarının sözünü keser ya da araya girer (örn. konuş
maların, oyunlann ya da etkinliklerin arasına girer; sormadan ya da
izin almadan başka insanların eşyalarını kullanmaya başlayabilir; yaşı
ileri gençlerde ve erişkinlerde, başkalarının yaptığının arasına girer ya
da başkalarının yaptığını birden kendi yapmaya başlar).
B.
On iki yaşından önce birkaç dikkatsizlik ya da aşırı hareketlilik-dürtüsellik
belirtisi olmuştur.
C.
Birkaç dikkatsizlik ya da aşırı hareketlilik-dürtüsellik belirtisi iki ya da daha
çok ortamda vardır (örn. ev, okul ya da işyeri; arkadaşları ya da akrabala
rıyla; diğer etkinlikler sırasında).
D.
Bu belirtilerin, toplumsal, okulla ya da işle ilgili işlevselliği bozduğuna ya
da işlevselliğin niteliğini düşürdüğüne ilişkin açık kanıtlar vardır.
32
Nörogelişimsel Bozukluklar
E.
Bu belirtiler, yalnızca, şizofreni ya da psikozla giden başka bir bozukluğun
gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır ve başka bir ruhsal bozuklukla daha
iyi açıklanamaz (örn. duygudurum bozukluğu, kaygı bozukluğu, çözülme
bozukluğu, kişilik bozukluğu, madde esrikliği ya da yoksunluğu).
Olup olmadığını belirtiniz:
314.01 (F90.2) Bileşik görünüm: Son altı ay içinde, hem A1 (dikkatsizlik),
hem de A2 (aşırı hareketlilik/dürtüsellik) tanı ölçütleri karşılanmıştır.
314.00 (F90.0) Dikkatsizliğin baskın olduğu görünüm: Son altı ay için
de, A l (dikkatsizlik) tanı ölçütü karşılanmış, ancak A2 (aşırı hareketlilik/
dürtüsellik) tanı ölçütü karşılanmamıştır.
314.01 (F90.1) Aşırı hareketliliğin/dürtüselliğin baskın olduğu görü
nüm: Son altı ay içinde, A2 (aşırı hareketlilik/dürtüsellik) tanı ölçütü karşı
lanmış, ancak A1 (dikkatsizlik) tanı ölçütü karşılanmamıştır.
Varsa belirtiniz:
Tam olmayan yatışma gösteren: Daha önceden bütün tanı ölçütleri kar
şılanmış olmakla birlikte, son altı ay içinde bütün tanı ölçütlerinden daha
azı karşılanmıştır ve belirtiler bugün için de toplumsal, okulla ya da işle
ilgili işlevsellikte bozulmaya neden olmaktadır.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: Tanı koymak için gerekli belirtilerden, varsa bile, biraz
daha çoğu vardır ve belirtiler toplumsal ya da işle ilgili işlevselliği çok az
bozmaktan öteye gitmemiştir.
Orta derecede: Belirtiler ya da işlevsellikte bozulma “ağır olmayan”la
“ağır” arasında orta bir yerdedir.
Ağır: Tanı koymak için gerekli belirtilerden çok daha çoğu ya da birkaç,
özellikle ağır belirti vardır ya da belirtiler toplumsal ya da işle ilgili işlevsel
liği ileri derecede bozmuştur.
Nörogelişimsel Bozukluklar
33
Tanımlanmış Diğer Bir Dikkat Eksikliği/
Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
314.01 (F90.8)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, dikkat
eksikliği/aşın hareketlilik bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, an
cak bunların dikkat eksikliği/aşın hareketlilik bozukluğu ya da nörogelişimsel
bozukluklar tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam
karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir dikkat
eksikliği/aşın hareketlilik bozukluğu kategorisi, dikkat eksikliği/aşın hareketlilik
bozukluğu ya da herhangi özgül bir nörogelişimsel bozukluk için tanı ölçütleri
ni karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde kullanılır.
Yazarken, “tanımlanmış diğer bir dikkat eksikliği/aşın hareketlilik bozukluğu”
diye yazmanın ardından özel neden yazılır (örn. “yeterli olmayan, dikkatsizlik
belirtileri ile giden”).
Tanımlanmamış Dikkat Eksikliği/
Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
314.01 (F90.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlannda işlevsellikte düşmeye neden olan, dikkat
eksikliği/aşın hareketlilik bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, an
cak bunların dikkat eksikliği/aşın hareketlilik bozukluğu ya da nörogelişimsel
bozukluklar tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam
karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış diğer dikkat
eksikliği/aşırı hareketlilik bozukluğu kategorisi, dikkat eksikliği/aşın hareketlilik
bozukluğu ya da herhangi özgül bir nörogelişimsel bozukluk için tanı ölçütlerini
karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğinde ve daha
özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı durumlarda kullanılır.
Nörogelişimsel Bozukluklar
34
Özgül Öğrenme Bozukluğu
Özgül Öğrenme Bozukluğu
A.
Gerekli girişimlerde bulunulmuş olmasına karşın, en az altı aydır süren,
aşağıdaki belirtilerden en az birinin varlığı ile belirli, öğrenme ve okul be
cerilerini kullanma güçlükleri:
1.
Sözcük okumanın yanlış ya da yavaş ve çok çaba gerektiriyor olma
sı (örn. tek tek sözcükleri yüksek sesle okurken, yanlış ya da yavaş
ve duraksayarak okur, sıklıkla sözcükleri kestirir [öngörür], sözcükleri
seslendirmede güçlükler yaşar).
2.
Okunanın anlamını anlama güçlüğü (örn. düzyazıyı düzgün okuyabilir
ancak sırayı, ilişkileri, çıkarımları ya da derin anlamları anlamaz).
3.
Harf harf söyleme/yazma güçlükleri (ünlü ya da ünsüz harfleri ekleye
bilir, çıkarabilir ya da bunların yerini değiştirebilir).
4.
Yazılı anlatım güçlükleri (örn. cümleler içinde birden çok dilbilgisi ya
da noktalama yanlışı yapar; paragraf düzenlemesi kötüdür; görüşleri
nin yazılı anlatımı açık değildir).
5.
Sayı algısı, sayı gerçekleri ya da hesaplama güçlükleri (örn. sayıları,
bunların büyüklüğünü ve ilişkilerini anlaması kötüdür; yaşıtlarının ma
tematik dersinden öğrendiklerinden değişik olarak, tek rakamlı sayı
ları eklerken parmak hesabı yapar; sayısal hesaplamaların ortasında
kaybolur ve işlemleri değiştirebilir).
6.
Sayısal uslamlama (akıl yürütme) güçlükleri (örn. nicel sorunları çöz
mek için matematikle ilgili kavramları, gerçekleri ya da işlemleri uygu
lamakta çok güçlük çeker).
B.
Etkilenen okul becerileri, kişisel olarak uygulanan geçerli başarı ölçümleri
ve kapsamlı klinik değerlendirme ile doğrulandığı üzere, kişinin zamandizinsel (kronolojik) yaşına göre beklenenden önemli ölçüde ve ölçülebilir
derecede altındadır ve okul ya da işle ilgili başarıyı ya da günlük yaşam
etkinliklerini ileri derecede bozar. On yedi yaşında ve üzerinde olan kişiler
de, geçerli değerlendirmelerin yerine, işlevselliği bozan, belgeli öğrenme
güçlükleri öyküsü kullanılabilir.
Nörogelişimsel Bozukluklar
35
C.
Öğrenme güçlükleri okul yıllarında başlar, ancak etkilenen okul becerilerileriyle ilgili gerekler, kişinin sınırlı yeterliğini aşmadıkça tam olarak kendini
göstermeyebilir (örn. zamanla sınırlı sınavlar, dar bir zamanda uzun ve
karmaşık raporlan okuma ya da yazma, okulda aşırı yüklenme).
D.
Öğrenme güçlükleri, anlıksal yetiyitimleri, düzeltilmemiş görme ya da
duyma keskinliği, diğer ruhsal ve sinirsel bozukluklar, ruhsal-toplumsal
güçlükler, okulda kullanılan dili tam bilmeme ya da eğitsel yönergelerin
yetersizliği ile daha iyi açıklanamaz.
Not: Dört tanı ölçütü, kişinin öyküsü (gelişimsel, sağlık, aile, eğitim), okuldan
edinilen bilgiler ve ruhsal-eğitsel değerlendirmenin klinik açıdan bir araya geti
rilmesiyle karşılanacaktır.
Kodlama notu: Bozulan okulla ilgili bütün alanları ve altbecerileri tanımlayın.
Birden çok alanda bozukluk varsa, her biri aşağıdaki belirleyicilere göre kodlanmalıdır.
Varsa belirtiniz:
315.00 (F81.0) Okuma bozukluğu ile giden:
Sözcük okuma doğruluğu
Okuma hızı ve akıcılığı
Okuduğunu anlama
Not: Disleksi, sözcük tanıma doğruluğu ya da akıcılığı sorunları, anlaşılır
dile çevirme güçlüğü ve harf harf söyleme/yazma güçlükleri ile belirli öğ
renme güçlükleri örüntüsünü göstermek için kullanılan seçenek bir terim
dir. Bu özel güçlükler örüntüsünü tanımlamak için disleksi terimi kullanılır
sa, okuduğunu anlama ya da sayısal uslamlama güçlükleri gibi, var olan
diğer güçlüklerin de tanımlanması önemlidir.
315.2 (F81.81) Yazılı anlatım bozukluğu ile giden:
Harf harf söyleme/yazma doğruluğu
Dilbilgisi ve noktalama doğruluğu
Yazılı anlatımın açıklığı ya da düzeni
315.1 (F81.2) Sayısal (matematik) bozukluk ile giden:
Sayı algısı
Aritmetik gerçeklerin ezberlenmesi
Doğru ve akıcı hesaplama
Doğru sayısal uslamlama
Nörogellşlmsel Bozukluklar
36
Not: Diskalkuli, sayısal bilgileri işleme, aritmetik gerçekleri öğrenme ve
doğru ya da akıcı hesaplama yapma sorunları ile belirli öğrenme güçlükleri
örüntüsünü göstermek için kullanılan seçenek bir terimdir. Bu özel güç
lükler örüntüsünü tanımlamak için diskalkuli terimi kullanılırsa, sayısal us
lamlama ya da sözcük uslamlama doğruluğunda güçlükler gibi, var olan
diğer güçlüklerin de tanımlanması önemlidir.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: Eğitsel bir-iki alanda öğrenme becerilerinde birtakım güç
lükler vardır, ancak özellikle okul yıllarında, uygun yerleştirme yapılırsa ya
da yeterli destek verilirse, kişi bunları ödünleyebilir ya da işlevselliğini ko
ruyabilir.
Orta derecede: Eğitsel bir-iki alanda öğrenme becerilerinde belirgin güç
lükler vardır, dolayısıyla okul yıllarında yoğun ve özel eğitim ara vermeleri
olmadan kişi yeterlik sağlayamayacak gibi görünmektedir. Etkinliklerini
doğru ve etkin bir biçimde tamamlayabilmesi için, okulda, işyerinde ya
da evde, en azından günün bir bölümünde, uyarlamalar yapılması ya da
destek verilmesi gerekebilir.
Ağır: Eğitsel bir-iki alanda öğrenme becerilerinde ağır güçlükler vardır,
dolayısıyla kişi, okul yıllarının çoğunda, sürekli olarak, kişiselleştirilmiş
özel bir eğitim görmeden bu becerileri öğrenemeyecek gibi görünmek
tedir. Evde, okulda ya da işyerinde uygun yerleştirmeler yapılması ya da
destek verilmesi durumunda bile kişi bütün etkinliklerini etkin bir biçimde
tamamlayamayabilir.
Yazma İşlemleri
Özgül öğrenme bozukluğunda, bozulmuş her eğitsel alan ve altbeceri ya
zılmalıdır. ICD kodlama gereklerinden ötürü okuma bozuklukları, yazılı an
latım bozuklukları ve matematik bozuklukları ile birlikte bunları karşı gelen
altbeceri bozuklukları da ayrı ayrı kodlanmalıdır. Sözgelimi, okuma (sözel)
ve matematik (sayısal) bozuklukları ve okuma hızı ya da akıcılığı, okuduğunu
anlama, doğru ya da akıcı hesaplama ve doğru sayısal uslamlama altbecerilerinde görülen bozukluklar kodlanacaktır ve 315.00 (F81.0) okuma hızı ve
akıcılığında bozukluk ve okuduğunu anlamada bozukluk ile birlikte okuma
bozukluğu ile giden özgül öğrenme güçlüğü; 315.1 (F81.2) doğru ve akıcı
hesaplama bozukluğu ve doğru sayısal uslamlama bozukluğu ile birlikte ma
tematik bozukluğu ile giden özgül öğrenme güçlüğü, olarak kodlanacak ve
yazılacaktır.
Nörogellşimsel Bozukluklar
37
Devinsel (Motor) Bozukluklar
Gelişimsel Eşgüdüm Bozukluğu
315.4 (F82)
A.
Eşgüdümlü devinsel becerileri edinme ve kullanma düzeyi, kişinin zamandizinsel (kronolojik) yaşı ve bu becerileri öğrenme ve kullanma olanağı
göz önünde bulundurulduğunda, beklenenin önemli ölçüde altındadır.
Bu güçlükler, sakarlığın (örn. elinden düşürmeler ya da çarpmalar) yanı
sıra yavaşlık ve devinsel becerilerde yetersizlik gösterme (örn. bir nesneyi
kapma, makas ya da çatal-bıçak kullanma, el yazısı, bisiklete binme ya da
spor etkinliklerine katılma) ile kendini gösterir.
B.
A tanı ölçütünde sözü edilen devinsel beceri eksikliği, kişinin zamandizinsel yaşına uygun günlük yaşam etkinliklerini (örn. kendine bakım ve kendi
kendine yetebilme) sürekli olarak bozar ve eğitsel/okulda üretkenliği, işe
girme öncesi ve işle ilgili etkinlikleri, boş zaman etkinliklerini ve oyunlarını
etkiler.
C.
Belirtiler erken gelişim evresinde başlar.
D.
Devinsel beceri eksiklikleri, anlıksal yetlyitimi (anlıksal gelişimsel bozukluk)
ya da görme bozukluğu İle daha iyi açıklanamaz ve devinimleri etkileyen
nörolojiyi ilgilendiren bir duruma (örn. serebral palsi, musküler distrofı, dejeneratif bozukluk) bağlanamaz.
Nörogelişimsel Bozukluklar
38
Basmakalıp Devinim Bozukluğu
307.3 (F98.4)
A.
Yineleyici, görünüşte bir amaca yönelik, açıkça anlamsız devinsel davra
nış (örn. el sıkma ya da sallama, vücudunu sallama, başını vurma, kendini
B.
Yineleyici davranış, toplumsal, okulla ilgili ya da diğer etkinlikleri bozar ve
ısırma, kendine vurma).
kişinin kendini yaralaması ile sonuçlanabilir.
C.
Erken gelişim evresinde başlar.
D.
Yineleyici devinsel davranış, bir maddenin ya da nörolojiyi ilgilendiren bir
durumun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz ve başka bir nörogelişim
sel bozukluk ya da ruhsal bozuklukla (örn. trikotillomani [saç yolma bo
zukluğu], takıntı-zorlantı bozukluğu) daha iyi açıklanamaz.
Varsa belirtiniz:
Kendini yaralayan davranışları olan (ya da gerekli önlemler alınmamış
olsaydı kendini yaralayabilecek davranışları olan)
Kendini yaralayan davranışları olmayan
Varsa belirtiniz:
Bilinen bir sağlık ya da kalıtımsal durumun, nörogelişimsel bozuklu
ğun ya da çevresel etkenin eşlik ettiği (örn. Lesch-Nyhan sendromu,
anlıksal yetiyitimi [anlıksal gelişimsel bozukluk], ana karnında alkolle kar
şılaşma).
Kodlama notu: Eşlik eden sağlık durumu, kalıtımsal durum ya da nö
rogelişimsel bozukluk için ek kod kullanın.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: Duyusal uyaranla ya da dikkatin çelinmesiyle belirtiler ko
laylıkla baskılanır.
Orta derecede: Belirtiler, açıkça koruyucu önlemler alınmasını ve davra
nış düzenlemesine gidilmesini gerektirir.
Ağır: Ağır yaralanmadan korumak için sürekli gözlem altında tutulması ve
koruyucu önlemler alınması gerekir.
Nörogellşimsel Bozukluklar
39
Yazma İşlemleri
Bilinen bir sağlık durumunun ya da kalıtımsal durumun, nörogelişimsel bo
zukluğun ya da çevresel etkenin eşlik ettiği basmakalıp devinim bozukluğu
için basmakalıp devinim bozukluğuna eşlik eden (durumun, bozukluğun ya da
etkenin adı) yazın (örn. basmakalıp devinim bozukluğuna eşlik eden LeschNyhan sendromu).
İstençdışı Devinim (Tik) Bozuklukları
Not: Tik, birden ortaya çıkan, hızlı, yineleyici, düzensiz devinimler ve ses çıkar
malardır.
Tourette Bozukluğu
307.23 (F95.2)
A.
Eşzamanlı olmaları gerekmese de, hastalığın gidişi sırasında bir zaman,
hem çoğul devinsel, hem de bir ya da daha çok sesle ilgili istençdışı devi
nim (tik) olmuştur.
B.
İstençdışı devinimlerin sıklığı artıp azalabilir ancak ilk başladığından beri,
bir yıldan daha uzun sürmüştür.
C.
On sekiz yaşından önce başlamıştır.
D.
Bu bozukluk bir maddenin (örn. kokain) ya da başka bir sağlık durumu
nun (örn. Huntington hastalığı, postviral ensefalit) fizyolojiyle ilgili etkilerine
bağlanamaz.
Süregiden (Süreğen) Devinsel ya da Sesle İlgili
İstençdışı Devinim Bozukluğu
307.22 (F95.1)
A.
Hastalık sırasında tekil ya da çoğul devinsel ya da sesle ilgili istençdışı
devinimler olmuştur, ancak bunlar hem devinsel, hem de sesle ilgili olma
mıştır.
B.
İstençdışı devinimlerin sıklığı artıp azalabilir ancak ilk başladığından beri,
bir yıldan daha uzun sürmüştür.
C.
On sekiz yaşından önce başlamıştır.
D.
Bu bozukluk bir maddenin (örn. kokain) ya da başka bir sağlık durumu
nun (örn. Huntington hastalığı, postviral ensefalit) fizyolojiyle ilgili etkilerine
bağlanamaz.
E.
Tourette bozukluğu için tanı ölçütleri hiçbir zaman karşılanmamıştır.
Nörogelişimsel Bozukluklar
40
Varsa belirtiniz:
Yalnızca devinsel istençdışı devinimlerle giden
Yalnızca sesle ilgili istençdışı devinimlerle giden
Geçici İstençdışı Devinim Bozukluğu
A.
B.
307.21 (F95.0)
Tekil ya da çoğul devinsel ve/ya da sesle ilgili istençdışı devinimler.
İstençdışı devinimler, ilk başladığından beri, bir yıldan daha uzun sürmüş
tür.
C.
On sekiz yaşından önce başlamıştır.
D.
Bu bozukluk bir maddenin (örn. kokain) ya da başka bir sağlık durumu
nun (örn. Huntington hastalığı, postviral ensefalit) fizyolojiyle ilgili etkilerine
bağlanamaz.
E.
Tourette bozukluğu ya da süregiden (süreğen) devinsel ya da sesle ilgili
istençdışı devinim bozukluğu için tanı ölçütleri hiçbir zaman karşılanma
mıştır.
Tanımlanmış Diğer Bir İstençdışı Devinim Bozukluğu
307.20 (F95.8)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, istençdışı
devinim bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların is
tençdışı devinim bozukluğu ya da nörogelişimsel bozukluklar tanı kümesindeki
herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu ka
tegori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir istençdışı devinim bozukluğu kategorisi,
istençdışı devinim bozukluğu ya da herhangi özgül bir nörogelişimsel bozukluk
için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak isten
diğinde kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer bir istençdışı devinim bozuklu
ğu” diye yazmanın ardından özel neden yazılır (örn. “on sekiz yaşından sonra
başlayan”).
Nörogelişimsel Bozukluklar
41
Tanımlanmamış İstençdışı Devinim Bozukluğu
307.20 (F95.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, istençdışı
devinim bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların is
tençdışı devinim bozukluğu ya da nörogelişimsel bozukluklar tanı kümesindeki
herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu ka
tegori kullanılır. Tanımlanmamış diğer istençdışı devinim bozukluğu kategorisi,
istençdışı devinim bozukluğu ya da herhangi özgül bir nörogelişimsel bozukluk
için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek is
tenmediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı durum
larda kullanılır.
Diğer Nörogelişimsel Bozukluklar
Tanımlanmış Diğer Bir Nörogelişimsel Bozukluk
315.8 (F88)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, nörogeli
şimsel bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların nöroge
lişimsel bozukluklar tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini
tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir nö
rogelişimsel bozukluk kategorisi, herhangi özgül bir nörogelişimsel bozukluk
için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak isten
diğinde kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer bir nörogelişimsel bozukluk”
diye yazmanın ardından özel neden yazılır (örn. “nörogelişimsel bozukluğa eşlik
eden doğumöncesi alkolle karşılaşma”).
“Tanımlanmış diğer” tasarımı kullanılarak tanımlanabilecek bir görünüm
için bir örnek aşağıdadır:
Nörogelişimsel Bozukluklar
42
Nörogelişimsel bozukluğa eşlik eden doğumöncesi alkolle karşılaş
ma: Nörogelişimsel bozukluğa eşlik eden doğumöncesi alkolle karşılaş
ma, ana karnında alkolle karşılaştıktan sonra değişik birtakım gelişimsel
yetiyitimleri ile belirlidir.
Tanımlanmamış Nörogelişimsel Bozukluk
315.9 (F89)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, nörogeli
şimsel bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların nörogellşimsel bozukluklar tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini
tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış diğer nö
rogelişimsel bozukluk kategorisi, herhangi özgül bir nörogelişimsel bozukluk
için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek is
tenmediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı durum
larda (örn. acil servis koşullarında) kullanılır.
Şizofreni Açılımı Kapsamında ve
P ssk© z3& fa M m
D â â s s r B a z a a ik la a y ia r
Şizotürü (Şizotipal) Kişilik Bozukluğu
Şizotürü kişilik bozukluğu için tanı ölçütleri “Kişilik Bozuklukları” bölümünde
bulunabilir. Bu bozukluk, şizofreni açılımı kapsamında bozukluklardan biri
olarak düşünüldüğü için ve ICD-9 ve ICD-lO’un o bölümünde şizotürü bo
zukluk olarak adlandırıldığı için bu bölümde yer almıştır, ancak tanı ölçütleri
“Kişilik Bozuklukları” bölümünde verilmiştir.
Sanrılı Bozukluk
297.1 (F22)
A.
Bir ay ya da daha uzun süren, bir (ya da daha çok) sanrının varlığı.
B.
Şizofreninin A tanı ölçütü hiçbir zaman karşılanmamıştır.
Not: Varsanılar, varsa bile, belirgin değildir ve sanrısal konu ile ilişkilidir
(örn. böceklerce sarıldığı duyumuna kendisini böceklerin sardığı sanrısının
eşlik etmesi).
43
44
Şizofreni Açılımı Kapsam ında v e Psikozla G id e n Diğer Bozukluklar
C.
Sanrının (sanrıların) etkileri ya da sonuçları dışarıda tutulacak olursa, işlev
sellik belirgin olarak bozulmamıştır ve davranışlar, açıkça, yadırganacak
denli olağana aykırı değildir.
D.
Mani ya da yeğin (majör) depresyon dönemleri ortaya çıkmışsa, bunların
süresi, sanrısal dönemlerin süresine göre daha kısa olmuştur.
E.
Bu bozukluk, bir maddenin ya da sağlıkla ilgili başka bir durumun fizyolo
jiyle ilgili etkilerine bağlanamaz ve beden algısı (dismorfik) bozukluğu ya
da takıntı-zorlantı bozukluğu (obsesif-kompulsif bozukluk) gibi başka bir
ruhsal hastalıkla daha iyi açıklanamaz.
Olup olmadığını belirtiniz:
Erotomani türü: Sanrının ana konusu, başka birinin o kişiyi aşırı sevdiği
ise bu alttür kullanılır.
Büyüklüktüm: Sanrının ana konusu, büyük (ancak anlaşılamamış) bir ye
teneği ya da görüşü olduğuna ya da önemli bir buluş yaptığına inanma ise
bu alttür kullanılır.
Kıskançlık türü: Sanrının ana konusu, eşinin ya da sevgilisinin kendisini
aldattığı ise bu alttür kullanılır.
Kötülük görme (perseküsyon) türü: Sannnın ana konusu, kişinin, güç
duruma sokulmak için kendisine karşı birtakım tasarılar yapıldığı, aldatıldı
ğı, gözetlendiği, izlendiği, zehirlendiği ya da kendisine ilaç verildiği, amaçlı
olarak kötülendiği, usandırıldığı, bezdirildiği ya da uzun erimli amaçların
dan alıkonduğu inancını kapsıyorsa bu alttür kullanılır.
Bedensel (somatik) tür: Sanrının ana konusu, bedensel işlevleri ya da
duyumları kapsıyorsa bu alttür kullanılır.
Karma tür: Tek bir sanrısal konu baskın değilse bu alttür kullanılır.
Belirlenmemiş tür: Baskın olan sanrısal inanç açıkça belirlenemlyorsa
ya da özgül türlerden biri olarak tanımlanamıyorsa (örn. belirgin kötülük
görme ya da büyüklük öğesi olmayan alınma [referans] sanrıları) bu alttür
kullanılır.
Varsa belirtiniz:
Olabilirliği olmayan bir içerik taşıyan: Sanrılar, açıkça, inanılması güç
sanrılarsa, anlaşılabilir değillerse ve olağan yaşam deneyimlerinden türetilmemişlerse, olabilirliği olmayan sanrılar olarak sayılırlar (örn. kişinin, bir
yabancının, herhangi bir biçimde yaralanmaya yol açmadan ya da bir yara
izi bırakmadan, kendi iç organlarını çıkardığı ve bunları bir başkasının iç
organlarıyla değiştirdiği inancı).
Şizofreni Açılım ı K a p sa m ın d a v e Psikozla G id e n D iğer Bozukluklar
Varsa belirtiniz:
Aşağıdaki gidiş belirleyicileri, bu bozukluk ancak bir yıl sürdükten sonra kulla
nılmak üzere tasarlanmıştır:
İlk dönem, o sırada akut dönemde: Bu bozukluğun tanımlayıcı tanısal
belirti ve zaman ölçütünü karşılayan ilk ortaya çıkışıdır. Akut dönem, belirti
tanı ölçütlerinin tam olarak karşılandığı zaman dilimidir.
İlk dönem, o sırada tam olmayan bir yatışma gösteren: Tam olmayan
b ir yatışma, önceki dönemden sonra görülen iyileşmenin sürdürüldüğü ve
bu bozukluğun tanımlayıcı tanı ölçütlerinin yalnızca bir bölümünün tam
olarak karşılandığı zaman dilimidir.
İlk dönem, o sırada tam bir yatışma gösteren: Tam b ir yatışma, önceki
dönemden sonra, bu bozukluğa özgü hiçbir belirtinin kalmadığı zaman
dilimidir.
Çoğul dönemler, o sırada akut dönemde
Çoğul dönemler, o sırada tam olmayan bir yatışma gösteren
Çoğul dönemler, o sırada tam bir yatışma gösteren
Sürekli: Bu bozukluğun tanı koydurucu belirti ölçütlerini tam olarak kar
şılayan belirtiler, hastalık sürecinin büyük bir kesiminde bulunur ve bu sü
reçte eşikaltı belirti evrelerinin süresi, genel hastalık sürecine göre çok
kısadır.
Belirlenmemiş
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Bu bozukluğun ağırlığı, sanrılar, varsanılar, darmadağın konuşma, olağan
dışı psikodevinsel davranışlar ve silik (negatif) belirtileri kapsayan birincil
psikoz belirtilerinin nicel değerlendirilmesi ile ölçülür. Bu belirtilerden her
biri, o sıradaki ağırlığına göre (son yedi gün içinde en ağır olmak üzere),
O’dan (belirti yok), 4 ’e (belirti var ve ağır) dek değişen, 5 değerli bir ölçek
üzerinden ölçülebilir. (DSM-5’te, Anabölüm lll’te “Değerlendirmeye Yöne
lik Ölçme Gereçleri” bölümünde, Psikoz Belirtisi Ağırlığının Klinisyenlerce
Ölçülen Boyutları’na bakınız.)
Not: Sanrılı bozukluk tanısı, ağırlık belirleyicisi kullanılmadan da konabilir.
46
Şizofreni Açılımı Kapsam ında v e Psikozla G id e n Diğer Bozukluklar
Kısa Psikoz Bozukluğu
298.8 (F23)
A.
Aşağıdaki belirtilerden birinin (ya da daha çoğunun) varlığı. Bunlardan en
az birinin (1), (2) ya da (3) olması gerekir.
1.
Sanrılar.
2.
Varsanılar.
3.
Darmadağın konuşma (örn. sık sık konudan sapma gösterme ya da
anlaşılmaz konuşma).
4.
İleri derecede dağınık davranış ya da katatoni davranışı.
Not: Belirti, kültürel olarak kabul edilebilecek bir tepki ise bu kapsamda
değerlendirmeyin.
B.
Bu bozukluğun bir dönemi, en az bir gün, ancak bir aydan daha kısa sürer
ve en sonunda hastalık öncesi işlevsellik düzeyine tam geri dönülür.
C.
Bu bozukluk, psikoz özellikleri gösteren yeğin (majör) depresyon bozuk
luğu ya da ikiuçlu (bipolar) bozuklukla ya da şizofreni ya da katatoni gibi
psikozla giden diğer bozukluklarla daha iyi açıklanamaz ve bir maddenin
(örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç) ya da başka bir sağlık duru
munun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Varsa belirtiniz:
Belirgin tetikieyici etken(ler) olan (kısa tepkisel psikoz): Belirtiler, ki
şinin yaşadığı kültürde, benzer koşullarda, neredeyse herkes için belirgin
bir gerilim kaynağı olabilecek tek bir olaya ya da olaylar bütününe tepki
olarak ortaya çıkmışsa.
Belirgin tetikieyici etken(ler) olmayan: Belirtiler, kişinin yaşadığı kültür
de, benzer koşullarda, neredeyse herkes için belirgin bir gerilim kaynağı
olabilecek tek bir olaya ya da olaylar bütününe tepki olarak ortaya çıkma
mışsa.
boğum sonrası başlayan: Gebelik sırasında ya da doğumdan sonra dört
hafta içinde başlamışsa.
Varsa belirtiniz:
Katatoni ile giden (başka bir ruhsal bozukluğa eşlik eden katatoni için tanı
ölçütlerine başvurun, tanım için s. 58-59).
Şizofreni Açılımı K a p s a m ın d a v e Psikozla G id e n D iğ e r Bozukluklar
47
Kodlama notu: Katatoni eştanısının varlığını belirtmek için 293.89
(F06.1) kısa psikoz bozukluğuna eşlik eden katatoni ek kodunu kul
lanın.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Bu bozukluğun ağırlığı, sanrılar, varsanılar, darmadağın konuşma, olağan
dışı psikodevinsel davranışlar ve silik (negatif) belirtileri kapsayan birincil
psikoz belirtilerinin nicel değerlendirilmesi ile ölçülür. Bu belirtilerden her
biri, o sıradaki ağırlığına göre (son yedi gün içinde en ağır olmak üzere),
O’dan (belirti yok), 4 ’e (belirti var ve ağır) dek değişen, 5 değerli bir ölçek
üzerinden ölçülebilir. (DSM-5’te, Anabölüm lll’te “Değerlendirmeye Yöne
lik ölçme Gereçleri” bölümünde, Psikoz Belirtisi Ağırlığının Klinisyenlerce
ölçülen Boyutlan’na bakınız.)
Not: Kısa psikoz bozukluğu tanısı, ağırlık belirleyicisi kullanılmadan da ko
nabilir.
Şizofrenimsi (Şizofreniform) Bozukluk
295.40 (F20.81)
A.
Aşağıdaki belirtilerden ikisinden (ya da daha çoğundan) her biri, bir aylık
(ya da başarıyla tedavi edilmişse daha kısa) bir sürenin önemli bir kesimin
de bulunur. Bunlardan en az birinin (1), (2) ya da (3) olması gerekir.
1.
Sanrılar.
2.
Varsanılar.
3.
Darmadağın konuşma (örn. sık sık konudan sapma gösterme ya da
anlaşılmaz konuşma).
4.
İleri derecede dağınık davranış ya da katatoni davranışı.
5.
Silik (negatif) belirtiler (duygusal katılımda azalma ya da kalkışamama).
B.
Bu bozukluğun bir dönemi, en az bir ay, ancak altı aydan daha kısa sürer.
İyileşmeyi beklemeden tanı konması gerekirse, “geçici tanı” olarak nite
lendirilmelidir.
C.
Şizoduygulanımsal (şizoaffektif) bozukluk ya da psikoz özellikleri gösteren
depresyon bozukluğu ya da ikiuçlu (bipolar) bozukluk dışlanır, çünkü ya
48
Şizofreni Açılımı K apsam ında v e Psikozla G iden Diğer Bozukluklar
1) açık evre belirtileriyle eşzamanlı olarak yeğin (majör) depresyon ya da
mani dönemleri ortaya çıkmamıştır ya da 2) açık evre belirtilerinin olduğu
sırada duygudurum dönemleri ortaya çıkmışsa bile, bunlar hastalığın açık
ve artakalan dönemlerinin toplam süresinin az bir kesiminde bulunmuş
tur.
D.
Bu bozukluk, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç)
ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Varsa belirtiniz:
Sonlanım özellikleri iyi olan: Bu belirleyicinin kullanılabilmesi için şunlar
dan en az ikisinin bulunması gerekir: Olağan davranışlarda ve İşlevsellikte
görülen ilk değişikliklerden sonra, dört hafta içinde belirgin psikoz belirti
lerinin başlaması; konfüzyon ya da zihin karışıklığı olması; hastalık öncesi
toplumsal ve yapılan işle ilgili işlevsellik düzeyinin iyi olması ve donuk ya
da künt bir duygulanımın olmaması.
Sonlanım özellikleri iyi olmayan: Yukarıdaki özelliklerden ikisinin ya da
çoğunun bulunmamış olması durumunda bu belirleyici kullanılır.
Varsa belirtiniz:
Katatoni ile giden (başka bir ruhsal bozukluğa eşlik eden katatoni için tanı
ölçütlerine başvurun, tanım için s. 58-59)
Kodlama notu: Katatoni eştanısının varlığını belirtmek için 293.89
(F06.1) şizofrenimsi bozukluğa eşlik eden katatoni ek kodunu kulla
nın.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Bu bozukluğun ağırlığı, sanrılar, varsanılar, darmadağın konuşma, olağan
dışı psikodevinsel davranışlar ve silik (negatif) belirtileri kapsayan birincil
psikoz belirtilerinin nicel değerlendirilmesi ile ölçülür. Bu belirtilerden her
biri, o sıradaki ağırlığına göre (son yedi gün içinde en ağır olmak üzere),
O’dan (belirti yok), 4 ’e (belirti var ve ağır) dek değişen, 5 değerli bir ölçek
üzerinden ölçülebilir. (DSM-5’te, Anabölüm IN’te “Değerlendirmeye Yöne
lik Ölçme Gereçleri” bölümünde, Psikoz Belirtisi Ağırlığının Klinisyenlerce
Ölçülen Boyutları’na bakınız.)
Not: Şizofrenimsi bozukluk tanısı, ağırlık belirleyicisi kullanılmadan da konşbilir.
Şizofreni Açılımı K a p sa m ın d a v e Psikozla G id e n D iğ e r Bozukluklar
49
Şizofreni
295.90 (F20.9)
A.
Aşağıdaki belirtilerden ikisinden (ya da daha çoğundan) her biri, bir aylık
(ya da başarıyla tedavi edilmişse daha kısa) bir sürenin önemli bir kesimin
de bulunur. Bunlardan en az birinin (1), (2) ya da (3) olması gerekir.
B.
1.
Sanrılar.
2.
Varsanılar.
3.
Darmadağın konuşma (örn. sık sık konudan sapma gösterme ya da
anlaşılmaz konuşma).
4.
İleri derecede dağınık davranış ya da katatoni davranışı.
5.
Silik (negatif) belirtiler (duygusal katılımda azalma ya da kalkışamama).
Bu bozukluğun başlangıcından beri geçen zamanın önemli bir kesimin
de, iş, kişilerarası ilişkiler ya da kendine bakım gibi, bir ya da birden çok
ana alanda işlevsellik düzeyi, bu bozukluğun başlangıcından önce erişilen
düzeyin belirgin olarak altındadır (ya da çocukluk ya da ergenlikte başla
mışsa, kişilerarası, okulda ya da işle ilgili işlevsellik, erişilmesi beklenen
düzeye erişemez).
C.
Bu bozukluğun süregiden bulguları en az altı ay sürer. Bu altı aylık evre, A
tanı ölçütünü karşılayan, en az bir aylık (ya da başanyla tedavi edilmişse
daha kısa süreli) belirtileri (açık evre belirtilerini) kapsamalıdır ve ön (prodromal) ve artakalan (rezidüel) belirti evrelerini kapsayabilir. Bu bozukluk,
ön ya da artakalan evreleri sırasında, yalnızca silik (negatif) belirtilerle ya
da bu hastalığın A tanı ölçütünde sıralanan iki ya da daha çok belirtinin
eşikaltı biçimleriyle (örn. yadırganacak denli olağana aykırı inançlar, ola
ğandışı algısal yaşantılar) kendini gösterebilir.
D.
Şizoduygulanımsal (şizoaffektif) bozukluk ya da psikoz özellikleri gösteren
depresyon bozukluğu ya da ikiuçlu (bipolar) bozukluk dışlanır, çünkü ya
1) açık evre belirtileriyle eşzamanlı olarak yeğin (majör) depresyon ya da
mani dönemleri ortaya çıkmamıştır ya da 2) açık evre belirtilerinin olduğu
sırada duygudurum dönemleri ortaya çıkmışsa bile, bunlar hastalığın açık
ve artakalan dönemlerinin toplam süresinin az bir kesiminde bulunmuş
tur.
50
E.
Şizofreni Açılımı K apsam ında v e Psikozla G id e n Diğer Bozukluklar
Bu bozukluk, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç)
ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
F.
Otizm açılımı kapsamında bir bozukluk ya da çocuklukta başlayan bir ileti
şim bozukluğu öyküsü varsa, şizofreni tanısı konabilmesi için gerekli diğer
belirtilerin yanı sıra belirgin sanrılar ya da varsanılar da en az bir aylık (ba
şarıyla tedavi edilmişse daha kısa) bir süreyle varsa, ayrıca şizofreni tanısı
da konur.
Varsa belirtiniz:
Aşağıdaki gidiş belirleyicileri, bu bozukluk ancak bir yıl sürdükten sonra ve tanısal gidiş ölçütüyle çelişmemeleri durumunda kullanılmak üzere tasarlanmıştır:
İlk dönem, o sırada akut dönemde: Bu bozukluğun tanımlayıcı tanısal
belirti ve zaman ölçütünü karşılayan ilk ortaya çıkışıdır. A ku t dönem , belirti
tanı ölçütlerinin tam olarak karşılandığı zaman dilimidir.
İlk dönem, o sırada tam olmayan bîr yatışma gösteren: Tam olmayan
b ir yatışma, önceki dönemden sonra görülen iyileşmenin sürdürüldüğü ve
bu bozukluğun tanımlayıcı tanı ölçütlerinin yalnızca bir bölümünün tam
olarak karşılandığı zaman dilimidir.
İlk dönem, o sırada tam bir yatışma gösteren: Tam b ir yatışma, önceki
dönemden sonra, bu bozukluğa özgü hiçbir belirtinin kalmadığı zaman
dilimidir.
Çoğul dönemler, o sırada akut dönemde: En az iki dönem olmasından
sonra çoğul dönemlerden söz edilebilir (ilk dönemden sonra bir yatışma
ve en az bir kez depreşme).
Çoğul dönemler, o sırada tam olmayan bir yatışma gösteren
Çoğul dönemler, o sırada tam bir yatışma gösteren
Sürekli: Bu bozukluğun tanı koydurucu belirti ölçütlerini tam olarak kar
şılayan belirtiler, hastalık sürecinin büyük bir kesiminde bulunur ve bu sü
reçte eşikaltı belirti evrelerinin süresi, genel hastalık sürecine göre çok
kısadır.
Belirlenmemiş
Varsa belirtiniz:
Katatoni ile giden (başka bir ruhsal bozukluğa eşlik eden katatoni için
tanı ölçütlerine başvurun, tanım için s. 58-59)
Kodlama notu: Katatoni eştanısının varlığını belirtmek için 293.89
(F06.1) şizofreniye eşlik eden katatoni ek kodunu kullanın.
Şizofreni Açılım ı K a p sa m ın d a v e Psikozla G id e n D iğ e r Bozukluklar
51
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Bu bozukluğun ağırlığı, sanrılar, varsanılar, darmadağın konuşma, olağan
dışı psikodevinsel davranışlar ve silik (negatif) belirtileri kapsayan birincil
psikoz belirtilerinin nicel değerlendirilmesi ile ölçülür. Bu belirtilerden her
biri, o sıradaki ağırlığına göre (son yedi gün içinde en ağır olmak üzere),
O’dan (belirti yok), 4 ’e (belirti var ve ağır) dek değişen, 5 değerli bir ölçek
üzerinden ölçülebilir. (DSM-5’te, Anabölüm IM’te “Değerlendirmeye Yöne
lik Ölçme Gereçleri” bölümünde, Psikoz Belirtisi Ağırlığının Klinisyenlerce
ölçülen Boyutlan’na bakınız.)
Not: Şizofreni tanısı, ağırlık belirleyicisi kullanılmadan da konabilir.
Şizoduygulcmımsol (Şizoaffektif) Bozukluk
A.
Yeğin (majör) bir duygudurum dönemiyle (yeğin depresyon ya da mani
dönemi) eşzamanlı olarak şizofreninin A tanı ölçütünün karşılandığı, kesin
tisiz bir hastalık sürecinin olması.
Not: Yeğin depresyon dönemi A1 tanı ölçütünü kapsamalıdır: Çökkün
duygudurum.
B.
Hastalığın yaşam boyu süresince, yeğin bir duygudurum döneminin (dep
resyon ya da mani dönemi) olmadığı iki ya da daha çok hafta, sanrılar ya
da varsanılar bulunur.
C.
Yeğin bir duygudurum döneminin tanı ölçütlerini karşılayan belirtileri, has
talığın açık ve artakalan kesiminde, toplam sürenin büyük bir çoğunluğun
da bulunur.
D.
Bu bozukluk, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç)
ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Olup olmadığını belirtiniz:
295.70 (F25.0) İkiuçlu (bipolar) tür: Mani dönemi hastalık görünümünün
bir kesimiyse bu alttür kullanılır. Yeğin depresyon dönemleri de ortaya
çıkabilir.
295.70 (F25.1) Depresyon türü: Yalnızca yeğin depresyon dönemleri
hastalık görünümünün kesimleriyse bu alttür kullanılır.
Şizofreni Açılımı Kapsam ında v e Psikozla G id e n Diğer Bozukluklar
52
Varsa belirtiniz:
Katatoni ile giden (başka bir ruhsal bozukluğa eşlik eden katatoni için
tanı ölçütlerine başvurun, tanım için s. 58-59)
Kodlama notu: Katatoni eştanısının varlığını belirtmek için 293.89
(F06.1) şizoduygulanımsal bozukluğa eşlik eden katatoni ek kodunu
kullanın.
Varsa belirtiniz:
Aşağıdaki gidiş belirleyicileri, bu bozukluk ancak bir yıl sürdükten sonra ve tam
sa! gidiş ölçütüyle çelişmemeleri durumunda kullanılmak üzere tasarlanmıştır:
İlk dönem, o sırada akut dönemde: Bu bozukluğun tanımlayıcı tanısal
belirti ve zaman ölçütünü karşılayan ilk ortaya çıkışıdır. A ku t dönem, belirti
tanı ölçütlerinin tam olarak karşılandığı zaman dilimidir.
İlk dönem, o sırada tam olmayan bir yatışma gösteren: Tam olmayan
b ir yatışma, önceki dönemden sonra görülen iyileşmenin sürdürüldüğü ve
bu bozukluğun tanımlayıcı tanı ölçütlerinin yalnızca bir bölümünün tam
olarak karşılandığı zaman dilimidir.
İlk dönem, o sırada tam bir yatışma gösteren: Tam b ir yatışma, önceki
dönemden sonra, bu bozukluğa özgü hiçbir belirtinin kalmadığı zaman
dilimidir.
Çoğul dönemler, o sırada akut dönemde: En az iki dönem olmasından
sonra çoğul dönemlerden söz edilebilir (ilk dönemden sonra bir yatışma
ve en az bir kez depreşme).
Çoğul dönemler, o sırada tam olmayan bir yatışma gösteren
Çoğul dönemler, o sırada tam bir yatışma gösteren
Sürekli: Bu bozukluğun tanı koydurucu belirti ölçütlerini tam olarak kar
şılayan belirtiler, hastalık sürecinin büyük bir kesiminde bulunur ve bu sü
reçte eşikaltı belirti evrelerinin süresi, genel hastalık sürecine göre çok
kısadır.
Belirlenmemiş
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Bu bozukluğun ağırlığı, sanrılar, varsanılar, darmadağın konuşma, olağan
dışı psikodevinsel davranışlar ve silik (negatif) belirtileri kapsayan birincil
psikoz belirtilerinin nicel değerlendirilmesi ile ölçülür. Bu belirtilerden her
biri, o sıradaki ağırlığına göre (son yedi gün içinde en ağır olmak üzere),
O’dan (belirti yok), 4 ’e (belirti var ve ağır) dek değişen, 5 değerli bir ölçek
üzerinden ölçülebilir. (DSM-5’te, Anabölüm IM’te “Değerlendirmeye Yöne
Şizofreni Açılım ı K a p s a m ın d a v e Psikozla G id e n D iğ e r Bozukluklar
53
lik Ölçme Gereçleri” bölümünde, Psikoz Belirtisi Ağırlığının Kiinisyenlerce
Ölçülen Boyutları’na bakınız.)
Not: Şizoduygulanımsal bozukluk tanısı, ağırlık belirleyicisi kullanılmadan
da konabilir.
Maddenin/İlacın Yol Açtığı
Psikoz Bozukluğu
A.
B.
Aşağıdaki belirtilerden birinin ya da her ikisinin de varlığı:
1.
Sanrılar.
2.
Varsanılar.
öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularından elde edilen kanıtlar
(1) ve (2)’nin varlığını gösterir:
1.
A tanı ölçütündeki belirtiler, madde esrikliği (entoksikasyonu) ya da
yoksunluğu sırasında ya da az bir zaman sonrasında ya da bir ilaç
aldıktan sonra gelişmiştir.
2.
C.
Söz konusu madde/ilaç, A tanı ölçütündeki belirtileri ortaya çıkarabilir.
Bu bozukluk, maddenin/ilacın yol açmadığı bir psikoz bozukluğu ile daha
iyi açıklanamaz. Ayrı bir psikoz bozukluğunun kanıtları şunlar olabilir:
Belirtiler, madde/ilaç kullanımından önce de vardır; belirtiler, akut
yoksunluğun ya da ağır esrikliğin bitmesinden sonra önemli bir süre
(örn. yaklaşık bir ay) kalıcı olmuştur ya da ayrı bir maddenin/ilacın yol
açmadığı psikoz bozukluğunun başka kanıtları vardır (örn. maddenin/
ilacın yol açmadığı yineleyici dönemlerin olduğuna ilişkin bir öykü).
D.
E.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Not: Madde esrikliği ya da madde yoksunluğu yerine bu tanının konabilmesi
için klinik görünümde A tanı ölçütündeki belirtilerin daha baskın olması ve bun
ların klinik açıdan ele almayı gerektirecek denli ağır olması gerekir.
Kodlama notu: [Özgül maddenin/ilacın] yol açtığı psikoz bozuklukları için ICD9-CM ve ICD-10-CM kodları aşağıdaki çizelgede gösterilmektedir. ICD-10-CM
kodları, aynı madde kümesinden bir madde kullanım bozukluğu eştanısının
54
Şizofreni Açılımı Kapsam ında ve Psikozla G ide n Diğer Bozukluklar
olup olmadığına göre değişir. Maddenin yol açtığı psikoz bozukluğu ile birlikte
ağır olmayan bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü konumdaki
simge ”1” olacaktır ve klinisyen maddenin yol açtığı psikoz bozukluğundan
önce “ağır olmayan [madde] kullanım bozukluğu”nu yazacaktır (örn. “ağır ol
mayan kokain kullanım bozukluğu ile birlikte kokainin yol açtığı psikoz bozuk
luğu”). Maddenin yol açtığı psikoz bozukluğu ile birlikte orta derecede ya da
ağır bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü konumdaki simge ”2 ”
olacaktır ve klinisyen maddenin yol açtığı psikoz bozukluğundan önce, madde
kullanım bozukluğu eştanısının ağırlığına bağlı olarak “orta derecede [madde]
kullanım bozukluğu”nu ya da “ağır [madde] kullanım bozukluğu”nu yazacaktır.
Madde kullanım bozukluğu eştanısı yoksa (örn. bir kez ağır madde kullanımın
dan sonra), 4 ’üncü konumdaki simge “9 ” olacak ve klinisyen yalnızca madde
nin yol açtığı psikoz bozukluğunu yazacaktır.
ICD-10-CM
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
orta derecede
ya da ağır
ICD-9-CM
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
ağır olmayan
Alkol
291.9
F10.159
F10.259
F10.959
Kenevir (kannabis)
292.9
F12.159
F12.259
F12.959
Fensiklidin
292.9
F16.159
F16.259
F16.959
Başka varsandıran
(hallüsinojen)
292.9
F16.159
F16.259
F16.959
Uçucu (inhalan)
292.9
F18.159
F18.259
F18.959
Dinginleştirici, uyutucu
ya da kaygı giderici
(sedatif, hipnotik ya da
anksiyolitik)
292.9
F13.159
F13.259
F13.959
Amfetamin (ya da başka
bir uyarıcı)
292.9
F15.159
F15.259
F15.959
Kokain
292.9
F14.159
F14.259
F14.959
Başka (ya da bilinmeyen)
292.9
F19.159
F19.259
F19.959
bir madde
Kullanım
bozukluğu
olmadan
Şizofreni Açılımı K a p s a m ın d a v e Psikozla G id e n D iğ e r Bozukluklar
55
Varsa belirtiniz (madde kümesine eşlik eden tanı için “Madde ile İlişkili Bozuk
luklar ve Bağımlılık Bozuklukları” bölümündeki Çizelge 1 ’e bakın):
Esriklik (entoksikasyon) sırasında başlayan: Maddeyle esriklik için tanı
ölçütleri karşılanıyorsa ve belirtiler esriklik sırasında gelişmişse.
Yoksunluk sırasında başlayan: Maddeden yoksunluk İçin tanı ölçütleri
karşılanıyorsa ve belirtiler yoksunluk sırasında ya da kısa bir zaman sonra
gelişmişse.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Bu bozukluğun ağırlığı, sanrılar, varsanılar, olağandışı psikodevinsel dav
ranışlar ve silik (negatif) belirtileri kapsayan birincil psikoz belirtilerinin ni
cel değerlendirilmesi ile ölçülür. Bu belirtilerden her biri, o sıradaki ağırlı
ğına göre (son yedi gün içinde en ağır olmak üzere), O’dan (belirti yok), 4 ’e
(belirti var ve ağır) dek değişen, 5 değerli bir ölçek üzerinden ölçülebilir.
(DSM-5’te, Anabölüm IN’te “Değerlendirmeye Yönelik ölçme Gereçleri”
bölümünde, Psikoz Belirtisi Ağırlığının Klinisyenlerce Ölçülen Boyutlan’na
bakınız.)
Not: Maddenin/ilacın yol açtığı psikoz bozukluğu tanısı, ağırlık belirleyicisi
kullanılmadan da konabilir.
Yazarken İzlenecek Yol
IC D -9-C M . Maddenin/ilacın yol açtığı psikoz bozukluğunun adı, sanrılara
ya da varsanılara neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. kokain, deksametazon) ile başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı öl
çütleri takımında yer alan çizelgeden seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen
maddeler için (örn. deksametazon), “başka bir madde” kodu kullanılmalıdır;
bir maddenin neden olucu etken olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin
özgül kümesinin bilinmediği durumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kul
lanılmalıdır.
Bozukluğun adından sonra, bu bozukluğun nasıl başladığı belirtilir (es
riklik sırasında başlayan, yoksunluk sırasında başlayan). Maddenin yol aç
tığı bozuklukla madde kullanım bozukluğunu tek bir kod altında toplayan
ICD-10-CM’de yazarken izlenecek yoldan değişik olarak ICD-9-CM’de
madde kullanım bozukluğu için ayrı bir tanısal kod verilir. Sözgelimi, ağır
bir kokain kullanım bozukluğu olan bir erkekte, esriklik sırasında sanrılar
ortaya çıkması durumunda tanı 292.9 kokainin yol açtığı psikoz bozukluğu,
56
Şizofreni Açılımı Kapsam ında ve Psikozla G id e n Diğer Bozukluklar
esriklik sırasında başlayan olacaktır. 304.20 ağır kokain kullanım bozukluğu
ek tanısı da konur. Psikoz belirtilerinin ortaya çıkmasında birden çok mad
denin önem taşıdığı yargısına varılırsa, her biri ayrı ayrı sıralanmalıdır (örn.
292.9 kenevirin yol açtığı psikoz bozukluğu, esriklik sırasında başlayan, ağır
kenevir kullanım bozukluğu ile birlikte; 292.9 fensiklidinin yol açtığı psikoz
bozukluğu, esriklik sırasında başlayan, ağır olmayan fensiklidin kullanım
bozukluğu ile birlikte).
IC D -10-C M . Maddenin/ilacın yol açtığı psikoz bozukluğunun adı, sanrılara
ya da varsanılara neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. kokain, deksametazon) ile başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri
takımında yer alan çizelgeden ve madde kullanım bozukluğu eştanısı olup
olmadığına göre seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen maddeler için (örn.
deksametazon), “başka bir madde” kodu kullanılmalıdır; bir maddenin neden
olucu etken olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin özgül kümesinin bi
linmediği durumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adını yazarken, (varsa) madde kullanım bozukluğu eştanısı
önce yazılır, arkasından “ile birlikte” sözcükleri gelir, bunun arkasından da
madde kullanımının yol açtığı psikoz bozukluğunun adı gelir, ardından nasıl
başladığı belirtilir (esriklik sırasında başlayan, yoksunluk sırasında başlayan).
Sözgelimi, ağır bir kokain kullanım bozukluğu olan bir erkekte, esriklik sıra
sında sanrılar ortaya çıkması durumunda tanı F14.259 ağır kokain kullanım
bozukluğu ile birlikte kokainin yol açtığı psikoz bozukluğu, esriklik sırasında
başlayan olacaktır. Ayrı bir ağır kokain kullanım bozukluğu eştanısı konma
yacaktır. Madde kullanım bozukluğu eştanısı olmadan maddenin yol açtığı
psikoz bozukluğu ortaya çıkarsa (örn. bir kez ağır madde kullanımından
sonra), eşlik eden herhangi bir madde kullanım bozukluğu belirtilmez (örn.
F16.959 fensiklidinin yol açtığı psikoz bozukluğu, esriklik sırasında başla
yan). Psikoz belirtilerinin ortaya çıkmasında birden çok maddenin önem
taşıdığı yargısına varılırsa, her biri ayrı ayrı sıralanmalıdır (örn. F12.259 ağır
kenevir kullanım bozukluğu ile birlikte kenevirin yol açtığı psikoz bozukluğu,
esriklik sırasında başlayan; F16.159 ağır olmayan fensiklidin kullanım bo
zukluğu ile birlikte fensiklidinin yol açtığı psikoz bozukluğu, esriklik sırasında
başlayan).
Şizofreni Açılımı K a p sa m ın d a v e Psikozla G id e n D iğ e r Bozukluklar
57
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Psikoz Bozukluğu
A.
Belirgin varsanılar ya da sanrılar.
B.
Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularında, bu bozukluğun, baş
ka bir sağlık durumunun doğrudan patofizyoloji ile ilgili bir sonucu olduğu
na ilişkin kanıtlar vardır.
C.
Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
D.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
E.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Olup olmadığını belirtiniz:
Baskın olan belirtiye göre kodu belirlenir:
293.81 (F06.2) Sanrılarla giden: Sannlar baskın belirliyse.
293.82 (F06.0) Varsanılarla giden: Varsanılar baskın belirtiyse.
Kodlama notu: Diğer sağlık durumunu ruhsal bozukluğun adının içinde geçirin
(örn. 293.81 [F06.2] kötücül [malign] akciğer uruna [neoplazmına] bağlı psikoz
bozukluğu). Diğer sağlık durumu, genel sağlık durumuna bağlı psikoz bozuk
luğunun öncesinde ayrı olarak kodlanmalı ve yazılmalıdır (örn. 162.9 [C34.90]
kötücül akciğer uru; 293.81 [F06.2] kötücül akciğer uruna bağlı psikoz bozuk
luğu, sannlarla giden).
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Bu bozukluğun ağırlığı, sannlar, varsanılar, olağandışı psikodevinsel dav
ranışlar ve silik (negatif) belirtileri kapsayan birincil psikoz belirtilerinin ni
cel değerlendirilmesi ile ölçülür. Bu belirtilerden her biri, o sıradaki ağırlı
ğına göre (son yedi gün içinde en ağır olmak üzere), O’dan (belirti yok), 4 ’e
(belirti var ve ağır) dek değişen, 5 değerli bir ölçek üzerinden ölçülebilir.
(DSM-5’te, Anabölüm lll’te “Değerlendirmeye Yönelik Ölçme Gereçleri”
bölümünde, Psikoz Belirtisi Ağırlığının Klinisyenlerce Ölçülen Boyutları’na
bakınız.)
Not: Başka bir sağlık durumuna bağlı psikoz bozukluğu tanısı, ağırlık be
lirleyicisi kullanılmadan da konabilir.
Şizofreni Açılımı K apsam ında v e Psikozla G id e n Diğer Bozukluklar
58
Katatoni
Başka bir Ruhsal Bozukluğa Eşlik Eden
Katatoni (Katatoni Belirleyicisi)
293.89 (F06.1)
A.
Klinik görünümde aşağıdaki belirtilerden üçü (ya da daha çoğu) baskındır:
1.
Stupor (psikodevinsel etkinliğin olmaması; çevreyle etkin bir biçim
de ilgilenmeme).
2.
3.
Katalepsi (yerçekimine karşı edilgin bir konum alma).
Balmumu esnekliği (muayene edenin konum vermesine çok az bir
direnç gösterme).
4.
Konuşmazlık (mutizm) (sözel tepki göstermeme ya da çok az gös
terme [bilinen bir afazi varsa dışlayın]).
5.
Olumsuzlama (negativizm) (yönergelere ya da dış uyaranlara karşı
gelme ya da hiç tepki göstermeme).
6.
Konum (postür) alma (yerçekimine karşı bir konumu, kendiliğinden
ve etkin bir biçimde sürdürme).
7.
Yapma davranış (mannerizm) (olağan eylemleri, yadırganacak denli
olağana aykırı bir biçimde, önemsiz birtakım özelliklerini bozarak,
çarpıtarak, abartarak ortaya koyma).
8.
Basmakalıp davranışlar (yineleyici, olağandışı sıklıkta, amaca yöne
lik olmayan eylemler).
9.
Kışkırma (ajitasyon), dış uyaranlardan etkilenmez.
10.
Yüzünü buruşturma (grimas).
11.
Ekolali (yankılama) (başkasının konuşmasının aynısını yapma).
12.
Ekopraksi (başkasının davranışlarının aynısını yapma).
Kodlama notu: Durumun adını yazarken, eşlik eden ruhsal durumun adını da
belirtin (örn. 293.89 [F06.1] yeğin (majör) depresyon bozukluğuna eşlik eden
katatoni). İlkönce eşlik eden ruhsal durumu kodlayın (nörogelişimsel bozuk
luk, kısa psikoz bozukluğu, şizofrenimsi bozukluk, şizofreni, şizoduygulanımsal
Şizofreni A çılım ı K a p sa m ın d a v e Psikozla G id e n D iğ e r Bozukluklar
bozukluk, ikiuçlu bozukluk, yeğin depresyon bozukluğu ya da başka bir ruhsal
bozukluk) (örn. 295.70 [F25.1] şizoduygulanımsal bozukluk, depresyon türü;
293.89 [F06.1] şizoduygulanımsal bozukluğa eşlik eden katatoni).
Başka bir Sağlık Durumuna Bağlı
Katatoni Bozukluğu
293.89 (F06.1)
A.
Klinik görünümde aşağıdaki belirtilerden üçü (ya da daha çoğu) baskındır:
1.
Stupor (psikodevinsel etkinliğin olmaması; çevreyle etkin bir biçim
de ilgilenmeme).
2.
Katalepsi (yerçekimine karşı edilgin bir konum alma).
3.
Balmumu esnekliği (muayene edenin konum vermesine çok az bir
direnç gösterme).
4.
Konuşmazlık (mutizm) (sözel tepki göstermeme ya da çok az gös
terme [Not: Yerleşmiş bir afazi varsa bu tanı ölçütü uygulanamaz]).
5.
Olumsuzlama (negativizm) (yönergelere ya da dış uyaranlara karşı
gelme ya da hiç tepki göstermeme).
6.
Konum (postür) alma (yerçekimine karşı bir konumu, kendiliğinden
ve etkin bir biçimde sürdürme).
7.
Yapma davranış (mannerizm) (olağan eylemleri, yadırganacak denli
olağana aykırı bir biçimde, önemsiz birtakım özelliklerini bozarak,
çarpıtarak, abartarak ortaya koyma).
8.
Basmakalıp davranışlar (yineleyici, olağandışı sıklıkta, amaca yöne
lik olmayan eylemler).
9.
Kışkırma (ajitasyon), dış uyaranlardan etkilenmez.
10.
Yüzünü buruşturma (grimas).
11.
Ekolali (yankılama) (başkasının konuşmasının aynısını yapma).
12.
Ekopraksi (başkasının davranışlarının aynısını yapma).
60
Şizofreni Açılımı Kapsam ında v e Psikozla G ide n Diğer Bozukluklar
B.
Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularında, bu bozukluğun, baş
ka bir sağlık durumunun doğrudan patofizyoloji ile ilgili bir sonucu olduğu
na ilişkin kanıtlar vardır.
C.
Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz (örn. bir
mani dönemi).
D.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
E.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Kodlama notu: Sağlık durumunun adını ruhsal bozukluğun adının içinde geçirin
(örn. 293.89 [F06.1] karaciğer ensefalopatisine bağlı katatoni bozukluğu). Diğer
sağlık durumu, genel sağlık durumuna bağlı katatoni bozukluğunun öncesinde
ayrı olarak kodlanmalı ve yazılmalıdır (örn. 572.2 [K71.90] karaciğer ensefalopatisi; 293.89 [F06.1] karaciğer ensefalopatisine bağlı katatoni bozukluğu).
Belirlenmemiş Katatoni
Katatoninin belirti özelliklerinin klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da top
lumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellik
te düşmeye neden olduğu, ancak altta yatan ruhsal bozukluğun ya da başka
sağlık durumunun niteliğinin açık olmadığı, katatoni için tanı ölçütlerinin tam
karşılanmadığı ya da daha özgül bir tanı koyabilmek için yeterli bilgi alınamadığı
(örn. acil servis koşullarında) durumlarda bu kategori kullanılır.
Kodlama notu: Önce, 781.99 (R29.818) sinir ve kas-iskelet dizgelerini kapsa
yan diğer belirtileri, ardından 293.89 (F06.1) belirlenmemiş katatoniyi kodlayın.
Şizofreni Açılımı K a p s a m ın d a v e Psikozla G id e n D iğ e r Bozukluklar
61
Tanımlanmış Diğer Bir Şizofreni Açılımı Kapsamında ve
Psikozla Giden Diğer Bozukluk
298.8 (F28)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, şizofreni
açılımı kapsamında ve psikozla giden diğer bozuklukların belirti özelliklerinin
baskın olduğu, ancak bunların şizofreni açılımı kapsamında ve psikozla giden
diğer bozukluklar tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini
tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir şi
zofreni açılımı kapsamında ve psikozla giden diğer bozukluk kategorisi, şizof
reni açılımı kapsamında ve psikozla giden diğer bozukluklardan herhangi özgül
biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak
istendiğinde kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer bir şizofreni açılımı kapsa
mında ve psikozla giden diğer bozukluk” diye yazmanın ardından özel neden
yazılır (örn. “süregiden duyma varsanıları”).
“Tanımlanmış diğer” adı kullanılarak belirlenebilecek görünümler için örnekler
şunlardır:
1.
Süregiden duyma varsanıları herhangi başka bir özellik olmadan ortaya
çıkar.
2.
Duygudurum dönemlerinin belirgin olarak örtüştüğü sanrılar: Sanrılı
sürecin büyük bir kesiminde, süregiden sanrılarla belirgin olarak örtüşen
duygudurum dönemlerininin olmasını kapsar (sannlı bozuklukta yalnızca
kısa süreli bir duygudurum bozukluğu olabilir tanı koşulu karşılanmamaktadır).
3.
Eşikaltı psikoz sendromu: Bu sendrom, tam bir psikoz için eşikaltında
kalan psikoz benzeri belirtilerle belirlidir (örn. belirtiler yeterince ağır değil
dir, daha gelip geçicidir ve içgörü görece korunmuştur).
4.
Sanrılı bozukluğu olan kişinin eşinde sanrısal belirtiler: Bir ilişki bağla
mında, baskın eşten kaynaklanan sanrısal örgü, sanrılı bozukluk için tanı
ölçütlerini başka türlü tam olarak karşılamayacak kişide, sanrısal inançlar
oluşması için bir içerik sağlar.
62
Şizofreni Açılımı K apsam ında v e Psikozla G id e n Diğer Bozukluklar
Tanımlanmamış Şizofreni Açılımı Kapsamında ve
Psikozla Giden Diğer Bozukluk
298.9 (F29)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, şizofreni
açılımı kapsamında ve psikozla giden diğer bozuklukların belirti özelliklerinin
baskın olduğu, ancak bunların şizofreni açılımı kapsamında ve psikozla giden
diğer bozukluklar tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini
tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış şizofreni
açılımı kapsamında ve psikozla giden diğer bozukluk kategorisi, şizofreni açılı
mı kapsamında ve psikozla giden diğer bozukluklardan herhangi özgül biri için
tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenme
diğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı durumlarda
(örn. acil servis koşullarında) kullanılır.
İkiuçlu (Bipolar) ve
İlişkili Boz&aküısyar
İkiuçlu (Bipolar) I Bozukluğu
İkiuçlu I bozukluğu tanısı koyabilmek için, bir mani dönemi için aşağıdaki tanı
ölçütlerinin karşılanmış olması gerekir. Mani döneminin öncesinde ya da sonra
sında hipomani ya da yeğin (majör) depresyon dönemleri bulunabilir.
Mani Dönemi
A.
Kabarmış, taşkın ya da çabuk kızan, olağandışı ve sürekli bir duygudurumun ve amaca yönelik etkinlikte ve içsel güçte, olağandışı ve sürekli bir
artışın olduğu ayn bir dönemin, en az bir hafta (ya da hastaneye yatırılmayı
gerektirmişse herhangi bir süre) süreyle, neredeyse her gün, günün büyük
bir bölümünde bulunması.
B.
Duygudurum bozukluğunun olduğu ve içsel güçte ya da etkinlikte artma
olduğu dönem boyunca, aşağıdaki belirtilerden üçü (ya da daha çoğu)
(çabuk kızan bir duygudurum varsa dördü) belirgin derecede vardır ve
bunlar olağan davranışlardan önemli ölçüde değişiktir:
1.
Benlik saygısında abartılı bir artış ya da büyüklük düşünceleri.
2.
Uyku gereksiniminde azalma (örn. yalnızca üç saatlik bir uykuyla ken
dini dinlenmiş olarak duyumsar).
3.
Her zamankinden daha konuşkan olma ya da konuşmaya tutma.
63
ikiuçlu (Bipolar) v e İlişkili Bozukluklar
64
4.
Düşünce uçuşması ya da düşüncelerinin sanki birbirleriyle yarışıyor
gibi birbiri ardı sıra geldiğine ilişkin öznel yaşantı.
5.
Dikkat dağınıklığı (kişinin dikkati, önemsiz ya da ilgisiz bir dış uyarana
kolaylıkla dağılır) olduğu bildirilir ya da öyle olduğu gözlenir.
6.
Amaca yönelik etkinlikte artma (toplumsal olarak, işte ya da okulda
ya da cinsel bağlamda) ya da psikodevinsel kışkırma (ajitasyon) (bir
amaca yönelik olmayan anlamsız etkinlik).
7.
Kötü sonuçlar doğurabilecek etkinliklere aşırı katılma (örn. aşırı para
harcama, düşüncesizce cinsel girişimlerde bulunma ya da gereksiz iş
yatırımları yapma).
C.
Duygudurum bozukluğu, toplumsal ya da işle ilgili işlevsellikte belirgin bir
düşmeye neden olacak denli ya da kişinin kendisine ya da başkalarına bir
kötülüğünün dokunmaması için hastaneye yatırılmasını gerektirecek denli
ağırdır ya da psikoz özellikleri vardır.
D.
Bu dönem, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç,
başka bir tedavi) ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkile
rine bağlanamaz.
Not: Antidepresan tedavi (örn. ilaç tedavisi, elektrokonvülsif terapi) sıra
sında ortaya çıkan ve söz konusu tedavinin fizyolojiyle ilgili etkilerinin öte
sinde sendrom düzeyinde süren tam bir mani dönemi, bir mani dönemi
için, dolayısıyla ikiuçlu I bozukluğu tanısı için yeterli bir kanıttır.
Not: A-D tanı ölçütleri bir mani dönemini oluşturur. İkiuçlu I bozukluğu tanısı
konabilmesi için yaşam boyu en az bir kez mani dönemi geçirilmiş olması ge
rekir.
Hipomani Dönemi
A.
Kabarmış, taşkın ya da çabuk kızan, olağandışı ve sürekli bir duygudurumun ve etkinlikte ve içsel güçte, olağandışı ve sürekli bir artışın olduğu
ayrı bir dönemin, en az dört ardışık gün süreyle, neredeyse her gün, günün
büyük bir bölümünde bulunması.
B.
Duygudurum bozukluğunun olduğu ve içsel güçte ya da etkinlikte artma
olduğu dönem boyunca, aşağıdaki belirtilerden üçü (ya da daha çoğu)
(çabuk kızan bir duygudurum varsa dördü) sürmüştür, bunlar olağan dav
ranışlardan önemli ölçüde değişik ve belirgin derecede olmuştur:
1.
2.
Benlik saygısında abartılı bir artış ya da büyüklük düşünceleri.
Uyku gereksiniminde azalma (örn. yalnızca üç saatlik bir uykuyla ken
dini dinlenmiş olarak duyumsar).
ikiuçlu (B ip ola r) v e ilişkili Bozukluklar
3.
Her zamankinden daha konuşkan olma ya da konuşmaya tutma.
4.
Düşünce uçuşması ya da düşüncelerinin sanki birbirleriyle yanşıyor
gibi birbiri ardı sıra geldiğine ilişkin öznel yaşantı.
5.
Dikkat dağınıklığı (kişinin dikkati, önemsiz ya da ilgisiz bir dış uyarana
kolaylıkla dağılır) olduğu bildirilir ya da öyle olduğu gözlenir.
6.
Amaca yönelik etkinlikte artma (toplumsal olarak, işte ya da okulda ya
da cinsel bağlamda) ya da psikodevinsel kışkırma (ajitasyon).
7.
Kötü sonuçlar doğurabilecek etkinliklere aşırı katılma (örn. aşırı para
harcama, düşüncesizce cinsel girişimlerde bulunma ya da gereksiz iş
yatırımları yapma).
C.
Bu dönem, kişinin belirtisiz olduğu zamanlarda olduğundan çok daha de
ğişik, işlevsellikte belirgin bir değişikliğin görüldüğü bir dönemdir.
D.
Duygudurum bozukluğu ve işlevsellikte olan değişiklik başkalannca göz
lenebilir.
E.
Bu dönem, toplumsal ya da işle ilgili işlevsellikte belirgin bir düşmeye neden
olacak denli ya da kişinin kendisine ya da başkalanna bir kötülüğünün
dokunmaması için hastaneye yatınlmasını gerektirecek denli ağır değildir.
Psikoz özellikleri varsa, söz konusu dönem, tanım olarak, mani dönemidir.
F.
Bu dönem, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç,
başka bir tedavi) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Not: Antidepresan tedavi (örn. ilaç tedavisi, elektrokonvülsif terapi) sıra
sında ortaya çıkan ve söz konusu tedavinin fizyolojiyle ilgili etkilerinin öte
sinde sendrom düzeyinde süren tam bir hipomani dönemi, bir hipomani
dönemi tanısı için yeterli bir kanıttır. Ancak bir ya da iki belirti (özellikle an
tidepresan kullanımından sonra ortaya çıkan çabuk kızmada artış, sinirlilik
ya da kışkırma belirtileri) bir hipomani dönemi tanısı için ne yeterli sayılma
lı, ne de ikiuçlu bozukluğa yatkınlığın bir göstergesi olarak görülmelidir.
Not: A-F tanı ölçütleri bir hipomani dönemini oluşturur. İkiuçlu I bozukluğunda
hipomani dönemleri sık görülür, ancak ikiuçlu I bozukluğu tanısı konabilmesi
için hipomani dönemlerinin olması gerekli değildir.
ikiuçlu (Bipolar) v e İlişkili Bozukluklar
66
Yeğin (Majör) Depresyon Dönemi
A.
Aynı iki haftalık dönem boyunca, aşağıdaki belirtilerden beşi (ya da daha
çoğu) bulunmuştur ve önceki işlevsellik düzeyinde bir değişiklik olmuştur;
bu belirtilerden en az biri ya (1) çökkün duygudurum ya da (2) ilgisini yitir
me ya da zevk almamadır.
Not: Açıkça başka bir sağlık durumuna bağlı belirtileri kapsamayın.
1.
Çökkün duygudurum, neredeyse her gün, günün büyük bir bölümün
de bulunur ve bu durumu ya kişinin kendisi bildirir (örn. üzüntülüdür,
kendini boşlukta hisseder ya da umutsuzdur) ya da bu durum başka
larınca gözlenir (örn. ağlamaklı görünür). (Not: Çocuklarda ve ergen
lerde kolay kızan bir duygudurum olabilir.)
2.
Bütün ya da neredeyse bütün etkinliklere karşı ilgide belirgin azalma
ya da bunlardan zevk almama durumu, neredeyse her gün, günün
büyük bir bölümünde bulunur (öznel anlatıma göre ya da gözlemle
belirlenir).
3.
Kilo vermeye çalışmıyorken (diyet yapmıyorken) çok kilo verme ya da
kilo alma (örn. bir ay içinde ağırlığının % 5 ’inden daha çok olan bir
değişiklik) ya da neredeyse her gün, yeme isteğinde azalma ya da art
ma. (Not: Çocuklarda beklenen kilo alimim sağlayamama göz önünde
bulundurulmalıdır.)
4.
5.
Neredeyse her gün, uykusuzluk çekme ya da aşırı uyuma.
Neredeyse her gün, psikodevinsel kışkırma (ajitasyon) ya da yavaşla
ma (başkalarınca gözlenebilir; yalnızca, öznel, dinginlik sağlayamama
ya da yavaşladığı duygusu taşıma olarak değil).
6.
Neredeyse her gün, bitkinlik ya da içsel gücün kalmaması (enerji dü
şüklüğü).
7.
Neredeyse her gün, değersizlik ya da aşırı ya da uygunsuz suçluluk
duyguları (sanrısal olabilir) (yalnızca hasta olduğundan ötürü kendini
kınama ya da suçluluk duyma olarak değil).
8.
Neredeyse her gün, düşünmekte ya da odaklanmakta güçlük çekme
ya da kararsızlık yaşama (öznel anlatıma göre ya da başkalarınca göz
lenir).
9.
Yineleyici ölüm düşünceleri (yalnızca ölüm korkusu değil), özel eylem
tasarlamaksızın yineleyici kendini öldürme (intihar) düşünceleri ya da
kendini öldürme girişimi ya da kendini öldürmek üzere özel bir eylem
tasarlama.
ikiuçlu (B ipolar) v e ilişkili Bozukluklar
B.
67
Bu belirtiler klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
C.
Bu dönem, bir maddenin ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle
ilgili etkilerine bağlanamaz.
Not: A-C tanı ölçütleri bir yeğin depresyon dönemini oluşturur. İkiuçlu I
bozukluğunda yeğin depresyon dönemleri sık görülür ancak ikiuçlu I bo
zukluğu tanısı konabilmesi için böyle dönemlerin olması gerekli değildir.
Not: Önemli bir yitim (kayıp) (örn. yas, batkınlık [parasal çöküntü], doğal bir yı
kım sonucu yitirilenler, önemli bir hastalık ya da yetiyitimi) karşısında gösterilen
tepkiler arasında, A tanı ölçütünde belirtilen, yoğun bir üzüntü duygusu yaşa
ma, yitimle ilgili düşünüp durma, uykusuzluk çekme, yeme isteğinde azalma ve
kilo verme gibi belirtiler olabilir ve bunlar da bir depresyon dönemini andırabilir.
Bu gibi belirtiler anlaşılabilir ya da yaşanan yitime göre uygun bulunabilirse de,
önemli bir yitime olağan tepkinin yanı sıra bir yeğin depresyon döneminin de
olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu karar, kişiden alınan öykünün ve
yitim bağlamında yaşanan acının kültürel ölçülere göre dışavurumunun değer
lendirilmesini gerektirir.1
1Yası, bir yeğin depresyon döneminden (YDD) ayırt ederken, yasta baskın duygulanımın
boşluk duyguları ve yitim olduğunu, ancak YDD’nde süregiden çökkün duygudurumun
olduğunu ve mutluluk ya da zevk alma beklentisi içinde olunamadığını düşünmek yararlı
olur. Yasta yaşanan disforinin yoğunluğu günler ve haftalar içinde azalma eğilimi gösterir
ve bu belirti dalgalar biçiminde ortaya çıkar (ölüm acısı çekme olarak da adlandırılabilir). Bu
dalgalara, ölen kişiyle ilgili düşüncelerin ya da anımsatıcılann eşlik etmesi eğilimi görülür.
YDD’nin çökkün duygudurumu daha süreklidir ve özgül birtakım düşüncelere ya da takılan
düşüncelere bağlı değildir. Yasta yaşanan acıya, olumlu duygular ve kimi zaman gülünçlük
eşlik edebilir, ancak bu durum YDD’e özgü yaşanan genel mutsuzluk ve acı çekmeye özgü
durumdan değişiktir. Yasa eşlik eden düşünce içeriği, YD D ’nde görülen kendini eleştirici
ya da kötümser düşüncelerle uğraşıp durmaktan çok ölen kişiyle ilgili düşünceleri ve anılan
düşünüp durma özelliği taşır. Yasta benlik saygısı genellikle korunmuştur, oysa YDD’nde de
ğersizlik duygulan ve kendine karşı olumsuz duygular besleme gibi duygularla sık karşılaşılır.
Yasta kendini aşağılayan düşünceler olursa, bunlar daha çok ölen kişiyle ilintili, yapılmayan
eylemlerle ilgili algılardan oluşur (örn. yeterince sık görmeye gitmediği, ölen kişinin ne den
li sevildiğini söylemediği). Yastaki kişi ölümü ya da ölmeyi düşünüyorsa, bunlar genellikle
ölen kişi odaklıdır ve olasılıkla ölen kişinin “yanma gitme”, “ona kavuşma” ile ilgilidir. Oysa
YDD’nde bu düşünceler, değersizlik duygularından ötürü ya da yaşamayı hak etmediği ya da
depresyonun acısıyla başa çıkamadığı için kişinin yaşamını sonlandırması üzerine odaklıdır.
68
ikiuçlu (Bipolar) v e ilişkili Bozukluklar
İkiuçlu I Bozukluğu
A.
En az bir mani dönemi için tanı ölçütleri karşılanmıştır (yukarıda “Mani
Dönemi” başlığının altında yer alan A-D tanı ölçütleri).
B.
Mani ve yeğin depresyon dönem(ler)inin ortaya çıkışı şizoduygulanımsal
bozukluk, şizofreni, şizofrenimsi bozukluk, sanrılı bozukluk ya da tanım
lanmış bir ya da tanımlanmamış diğer ikiuçlu ve ilişkili bozuklukla daha iyi
açıklanamaz.
Kodlarken ve Yazarken İzlenecek Yol
İkiuçlu I bozukluğu için tanı kodu, o sıradaki ya da en son dönemin türüne ve
o sıradaki ağırlığına, psikoz özelliklerinin varlığına ve yatışma durumuna bağlı
olarak verilir. O sıradaki ağırlığı ve psikoz özellikleri, ancak o sırada mani ya da
yeğin depresyon dönemi için tanı ölçütleri tam karşılanıyorsa gösterilir. Yatış
ma belirleyicileri, ancak o sırada mani, hipomani ya da yeğin depresyon döne
mi için tanı ölçütleri tam karşılanmıyorsa gösterilir. Kodlar şöyledir:
0 sıradaki
ya da en son
dönem mani
dönemi
O sıradaki
ya da en son
dönem hipomani
dönemi*
0 sıradaki
ya da en son
dönem depresyon
dönemi
O sıradaki
ya da en son
dönem
tanımlanmamış**
Ağır olmayan
(s. 89)
296.41
(F31.11)
UD
296.51
(F31.31)
UD
Orta derecede
(s. 89)
296.42
(F31.12)
UD
296.52
(F31.32)
UD
Ağır
(s. 89)
296.43
(F31.13)
UD
296.53
(F31.4)
UD
Psikoz özellikleri
gösteren***
(s. 89)
296.44
(F31.2)
UD
296.54
(F31.5)
UD
Tam olmayan
yatışma gösteren
(s. 89)
296.45
(F31.73)
296.45
(F31.73)
296.55
(F31.75)
UD
Tam yatışma
gösteren
(s. 89)
296.46
(F31.74
296.46
F31.74
296.56
F31.76
UD
Tanımlanmamış
296.40
(F31.9)
296.40
(F31.9)
296.40
(F31.9)
UD
İkiuçlu I
bozukluğu
•Ağırlık ve psikoz belirleyicileri uygulanamaz; yatışma göstermeyen olgular için 296.40 (F31.0)
kodunu kullanın.
**Ağırlık, psikoz ve yatışma belirleyicileri uygulanamaz. 296.7 (F31.9) olarak kodlayın.
"'Psikoz özellikleri varsa, dönemin ne denli ağır olduğundan bağımsız olarak “psikoz özellikleri
gösteren” belirleyicisi ile kodlayın.
69
ikiuçlu (B ip ola r) v e ilişkili Bozukluklar
Bir tanının adını yazarken terimler şu sırayla sıralanmalıdır: İkiuçlu I bozukluğu,
o sıradaki ya da en son dönemin türü, ağırtık/psikoz/yatışma belirleyicilerlndan
sonra o sıradaki ya da en son dönem için uygulanabilecek bütün belirleyiciler
kod kullanılmadan belirtilir.
Belirtiniz:
Bunaltılı sıkıntı (s. 81 -82)
Karma özellikler gösteren (s. 82-83)
Hızlı döngülü (s. 83-84)
Melankoli özellikleri gösteren (s. 84-85)
Değişiktür (atipik) özellikleri gösteren (s. 85-86)
Duygudurumla uyumlu psikoz özellikleri gösteren (s. 86)
Duygudurumla uyumlu olmayan psikoz özellikleri gösteren (s. 86)
Katatoni ile giden (s.86). Kodlama notu: 293.89 (F06.1) ek kodunu
kullanın.
Doğum zamanı (péripartum) başlayan (s. 86-87)
Mevsimsel örüntü gösteren (s. 87-89)
İkiuçlu (Bipolar) II Bozukluğu
296.89 (F31.81)
İkiuçlu II bozukluğu tanısı koyabilmek için, o sırada ya da geçmişte ortaya çık
mış olan hipomani dönemi için ve o sırada ya da geçmişte ortaya çıkmış olan
yeğin (majör) depresyon dönemi için aşağıdaki tanı ölçütlerinin karşılanmış ol
ması gerekir:
Hipomani Dönemi
A.
Kabarmış, taşkın ya da çabuk kızan, olağandışı ve sürekli bir duygudurumun ve etkinlikte ve içsel güçte, olağandışı ve sürekli bir artışın olduğu
ayrı bir dönemin, en az dört ardışık gün süreyle, neredeyse her gün, günün
büyük bir bölümünde bulunması.
B.
Duygudurum bozukluğunun olduğu ve içsel güçte ya da etkinlikte artma
olduğu dönem boyunca, aşağıdaki belirtilerden üçü (ya da daha çoğu)
ikiuçlu (Bipolar) ve ilişkili Bozukluklar
70
(çabuk kızan bir duygudurum varsa dördü) sürmüştür, bunlar olağan dav
ranışlardan önemli ölçüde değişik ve belirgin derecede olmuştur:
1.
Benlik saygısında abartılı bir artış ya da büyüklük düşünceleri.
2.
Uyku gereksiniminde azalma (örn. yalnızca üç saatlik bir uykuyla ken
dini dinlenmiş olarak duyumsar).
3.
Her zamankinden daha konuşkan olma ya da konuşmaya tutma.
4.
Düşünce uçuşması ya da düşüncelerinin sanki birbirleriyle yarışıyor
gibi birbiri ardı sıra geldiğine ilişkin öznel yaşantı.
5.
Dikkat dağınıklığı (kişinin dikkati, önemsiz ya da ilgisiz bir dış uyarana
kolaylıkla dağılır) olduğu bildirilir ya da öyle olduğu gözlenir.
6.
Amaca yönelik etkinlikte artma (toplumsal olarak, işte ya da okulda ya
da cinsel bağlamda) ya da psikodevinsel kışkırma (ajitasyon).
7.
Kötü sonuçlar doğurabilecek etkinliklere aşırı katılma (örn. aşırı para
harcama, düşüncesizce cinsel girişimlerde bulunma ya da gereksiz iş
yatırımları yapma).
C.
Bu dönem, kişinin belirtisiz olduğu zamanlarda olduğundan çok daha de
ğişik, işlevsellikte belirgin bir değişikliğin görüldüğü bir dönemdir.
D.
Duygudurum bozukluğu ve işlevsellikte olan değişiklik başkalarınca göz
lenebilir.
E.
Bu dönem, toplumsal ya da işle ilgili işlevsellikte belirgin bir düşmeye neden
olacak denli ya da kişinin kendisine ya da başkalarına bir kötülüğünün
dokunmaması için hastaneye yatırılmasını gerektirecek denli ağır değildir.
Psikoz özellikleri varsa, söz konusu dönem, tanım olarak, mani dönemidir.
F.
Bu dönem, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç,
başka bir tedavi) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Not: Antidepresan tedavi (örn. ilaç tedavisi, elektrokonvülsif terapi) sıra
sında ortaya çıkan ve söz konusu tedavinin fizyolojiyle ilgili etkilerinin öte
sinde sendrom düzeyinde süren tam bir hipomani dönemi, bir hipomani
dönemi tanısı için yeterli bir kanıttır. Ancak bir ya da iki belirti (özellikle an
tidepresan kullanımından sonra ortaya çıkan çabuk kızmada artış, sinirlilik
ya da kışkırma belirtileri) bir hipomani dönemi tanısı için ne yeterli sayılma
lı, ne de ikiuçlu bozukluğa yatkınlığın bir göstergesi olarak görülmelidir.
ikiuçlu (B ipolar) v e ilişkili Bozukluklar
71
Yeğin (Majör) Depresyon Dönemi
A.
Aynı iki haftalık dönem boyunca, aşağıdaki belirtilerden beşi (ya da daha
çoğu) bulunmuştur ve önceki işlevsellik düzeyinde bir değişiklik olmuştur;
bu belirtilerden en az biri ya (1) çökkün duygudurum ya da (2) ilgisini yitir
me ya da zevk almamadır.
Not: Açıkça başka bir sağlık durumuna bağlı belirtileri kapsamayın.
1.
Çökkün duygudurum, neredeyse her gün, günün büyük bir bölümün
de bulunur ve bu durumu ya kişinin kendisi bildirir (örn. üzüntülü, boş
lukta ya da umutsuzdur) ya da bu durum başkalannca gözlenir (örn.
ağlamaklı görünür). (Not: Çocuklarda ve ergenlerde kolay kızan bir
duygudurum olabilir.)
2.
Bütün ya da neredeyse bütün etkinliklere karşı ilgide belirgin azalma
ya da bunlardan zevk almama durumu, neredeyse her gün, günün
büyük bir bölümünde bulunur (öznel anlatıma göre ya da gözlemle
belirlenir).
3.
Kilo vermeye çalışmıyorken (diyet yapmıyorken) çok kilo verme ya da
kilo alma (örn. bir ay içinde ağırlığının % 5’inden daha çok olan bir
değişiklik) ya da neredeyse her gün, yeme isteğinde azalma ya da art
ma. (Not: Çocuklarda beklenen kilo alimim sağlayamama göz önünde
bulundurulmalıdır.)
4.
Neredeyse her gün, uykusuzluk çekme ya da aşırı uyuma.
5.
Neredeyse her gün, psikodevinsel kışkırma (ajitasyon) ya da yavaşla
ma (başkalannca gözlenebilir; yalnızca, öznel, dinginlik sağlayamama
ya da yavaşladığı duygusu taşıma olarak değil).
6.
Neredeyse her gün, bitkinlik ya da içsel gücün kalmaması (enerji dü
şüklüğü).
7.
Neredeyse her gün, değersizlik ya da aşırı ya da uygunsuz suçluluk
duyguları (sanrısal olabilir) (yalnızca hasta olduğundan ötürü kendini
kınama ya da suçluluk duyma olarak değil).
8.
Neredeyse her gün, düşünmekte ya da odaklanmakta güçlük çekme
ya da kararsızlık yaşama (öznel anlatıma göre ya da başkalarınca göz
lenir).
9.
Yineleyici ölüm düşünceleri (yalnızca ölüm korkusu değil), özel eylem
tasarlamaksızın yineleyici kendini öldürme (intihar) düşünceleri ya da
kendini öldürme girişimi ya da kendini öldürmek üzere özel bir eylem
tasarlama.
72
B.
ikiuçlu (Bipolar) v e ilişkili Bozukluklar
Bu belirtiler klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
C.
Bu dönem, bir maddenin ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle
ilgili etkilerine bağlanamaz.
Not: A-C tanı ölçütleri bir yeğin depresyon dönemini oluşturur.
Not: Önemli bir yitim (kayıp) (örn. yas, batkınlık [parasal çöküntü], doğal bir yı
kım sonucu yitirilenler, önemli bir hastalık ya da yetiyitimi) karşısında gösterilen
tepkiler arasında, A tanı ölçütünde belirtilen, yoğun bir üzüntü duygusu yaşa
ma, yitimle ilgili düşünüp durma, uykusuzluk çekme, yeme isteğinde azalma ve
kilo verme gibi belirtiler olabilir ve bunlar da bir depresyon dönemini andırabilir.
Bu gibi belirtiler anlaşılabilir ya da yaşanan yitime göre uygun bulunabilirse de,
önemli bir yitime olağan tepkinin yanı sıra bir yeğin depresyon döneminin de
olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu karar, kişiden alınan öykünün ve
yitim bağlamında yaşanan acının kültürel ölçülere göre dışavurumunun değer
lendirilmesini gerektirir.2
2Yası, bir yeğin depresyon döneminden (YDD) ayırt ederken, yasta baskın duygulanımın
boşluk duyguları ve yitim olduğunu, ancak YDD’nde süregiden çökkün duygudurumun
olduğunu ve mutluluk ya da zevk alma beklentisi içinde olunamadığını düşünmek yararlı
olur. Yasta yaşanan disforinin yoğunluğu günler ve haftalar içinde azalma eğilimi gösterir
ve bu belirti dalgalar biçiminde ortaya çıkar (ölüm acısı çekme olarak da adlandırılabilir). Bu
dalgalara, ölen kişiyle ilgili düşüncelerin ya da anımsatıcıların eşlik etmesi eğilimi görülür.
YDD’nin çökkün duygudurumu daha süreklidir ve özgül birtakım düşüncelere ya da takılan
düşüncelere bağlı değildir. Yasta yaşanan acıya, olumlu duygular ve kimi zaman gülünçlük
eşlik edebilir, ancak bu durum YDD’e özgü yaşanan genel mutsuzluk ve acı çekmeye özgü
durumdan değişiktir. Yasa eşlik eden düşünce içeriği, YDD’nde görülen kendini eleştirici
ya da kötümser düşüncelerle uğraşıp durmaktan çok ölen kişiyle ilgili düşünceleri ve anıları
düşünüp durma özelliği taşır. Yasta benlik saygısı genellikle korunmuştur, oysa YDD’nde de
ğersizlik duygulan ve kendine karşı olumsuz duygular besleme gibi duygularla sık karşılaşılır.
Yasta kendini aşağılayan düşünceler olursa, bunlar daha çok ölen kişiyle ilintili, yapılmayan
eylemlerle ilgili algılardan oluşur (örn. yeterince sık görmeye gitmediği, ölen kişinin ne den
li sevildiğini söylemediği). Yastaki kişi ölümü ya da ölmeyi düşünüyorsa, bunlar genellikle
ölen kişi odaklıdır ve olasılıkla ölen kişinin “yanına gitme”, “ona kavuşma” ile ilgilidir. Oysa
YDD’nde bu düşünceler, değersizlik duygularından ötürü ya da yaşamayı hak etmediği ya da
depresyonun acısıyla başa çıkamadığı için kişinin yaşamını sonlandırması üzerine odaklıdır.
ikiuçlu (B ipolar) v e ilişkili Bozukluklar
73
İkiuçlu II Bozukluğu
A.
En az bir hipomani dönemi için (yukarıda “Hipomani Dönemi” başlığının
altında yer alan A-F tanı ölçütleri) ve en az bir yeğin (majör) depresyon
dönemi için (yukarıda “Yeğin Depresyon Dönemi” başlığının altında yer
alan A-C tanı ölçütleri) tanı ölçütleri karşılanmıştır.
B.
C.
Hiçbir zaman bir mani dönemi geçirilmemiştir.
Hipomani ve yeğin depresyon dönem(ler)inin ortaya çıkışı şizoduygulanımsal bozukluk, şizofreni, şizofrenimsi bozukluk, sannlı bozukluk ya da
tanımlanmış bir ya da tanımlanmamış diğer ikiuçlu ve ilişkili bozuklukla
daha iyi açıklanamaz.
D.
Depresyon belirtileri ya da depresyon ve hipomani dönemleri arasında
sık gidip gelmelerin neden olduğu öngörülemezlik durumu, klinik açıdan
belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer
işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur.
Kodlarken ve Yazarken İzlenecek Yol
İkiuçlu I bozukluğunun tek bir tanısal kodu vardır: 296.89 (F31.81). O sıradaki
ağırlığı, psikoz özelliklerinin varlığı, gidişi ve diğer belirleyiciler kodlanamaz an
cak yazarken belirtilmelidir (örn. 296.89 [F31.81] ikiuçlu II bozukluğu, o sıradaki
dönem depresyon, orta derecede ağırlıkta, karma özellikler gösteren; 296.89
[F31.81] ikiuçlu II bozukluğu, en son dönem depresyon, tam yatışma göster
meyen).
O sırada ya da geçmişte ortaya çıkan dönemi belirtiniz:
Hipomani
Depresyon
Belirtiniz:
Bunaltılı sıkıntı (s. 81 -82)
Karma özellikler gösteren (s. 82-83)
Hızlı döngülü (s. 83-84)
Duygudurumla uyumlu psikoz özellikleri gösteren (s. 86)
Duygudurumla uyumlu olmayan psikoz özellikleri gösteren (s. 86)
Katatoni ile giden (s. 86). Kodlama notu: 293.89 (F06.1) ek kodunu
kullanın.
Doğum zamanı başlayan (s. 86-87)
Mevsimsel örüntü gösteren (s. 87-89)
ikiuçlu (Bipolar) ve ilişkili Bozukluklar
74
Bir duygudurum döneminin tanı ölçütleri o sırada tam olarak karşılanamıyorsa
gidişi belirtiniz:
Tam olmayan yatışma gösteren (s. 89)
Tam yatışma gösteren (s. 89)
Bir duygudurum döneminin tanı ölçütleri o sırada tam olarak karşılanıyorsa
ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan (s. 89)
Orta derecede (s. 89)
Ağır (s. 89)
Siklotimi Bozukluğu
301.13 (F34.0)
A.
En az iki yıl süreyle (çocuklarda ve ergenlerde en az bir yıl süreyle), hipomani dönemi için tanı ölçütlerini karşılamayan, hipomani belirtilerinin ol
duğu birçok dönem ve yeğin (majör) depresyon dönemi için tanı ölçütlerini
karşılamayan, depresyon belirtilerinin olduğu birçok dönem olmuştur.
B.
Yukarıda sözü edilen iki yıllık dönemin (çocuklar ve ergenler için bir yıllık
dönemin) en az yarısında hipomani ve depresyon dönemleri olmuştur ve
kişinin, bir kezde, belirtisiz kaldığı iki aydan daha uzun bir süre olmamıştır.
C.
Yeğin depresyon, mani ya da hipomani dönemi için tanı ölçütleri hiçbir
zaman karşılanmamıştır.
D.
A tanı ölçütündeki belirtiler şizoduygulanımsal bozukluk, şizofreni, şizofre
nimsi bozukluk, sanrılı bozukluk ya da tanımlanmış bir ya da tanımlanma
mış diğer ikiuçlu ve ilişkili bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
E.
Bu dönem, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç ya
da başka bir sağlık durumunun (örn. hipertirodi) fizyolojiyle ilgili etkilerine
bağlanamaz.
F.
Bu belirtiler klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Varsa belirtiniz:
Bunaltılı sıkıntı (s. 81 -82)
ikiuçlu (B ip ola r) v e ilişkili Bozukluklar
75
Maddenin/İlacın Yol Açtığı
İkiuçlu ve İlişkili Bozukluk
A.
Klinik görünüme belirgin ve sürekli bir duygudurum bozukluğu egemendir
ve bu klinik durum, çökkün duygudurum ile birlikte ya da olmadan, kabar
mış, taşkın ya da çabuk kızan bir duygudurum ya da bütün ya da neredey
se bütün etkinlikliklere karşı ilgide belirgin azalma ya da bunlardan zevk
almama durumu ile belirlidir.
B.
öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularından elde edilen kanıtlar
(1) ve (2)’nin varlığını gösterir:
1.
A tanı ölçütündeki belirtiler, madde esrikliği (entoksikasyonu) ya da
yoksunluğu sırasında ya da az bir zaman sonrasında ya da bir ilaç
aldıktan sonra gelişmiştir.
2.
Söz konusu madde/ilaç, A tanı ölçütündeki belirtileri ortaya çıkarabi
lir.
C.
Bu bozukluk, maddenin/ilacın yol açmadığı bir ikiuçlu ya da ilişkili bozuk
lukla daha iyi açıklanamaz. Ayn bir ikiuçlu ya da ilişkili bozukluk olduğu
nun kanıtları şunlar olabilir:
Belirtiler, madde/ilaç kullanımından önce de vardır; belirtiler, akut
yoksunluğun ya da ağır esrikliğin bitmesinden sonra önemli bir süre
(örn. yaklaşık bir ay) kalıcı olmuştur ya da ayrı bir maddenin/ilacın yol
açmadığı ikiuçlu ya da ilişkili bozukluğun başka kanıtları vardır (örn.
maddenin/ilacın yol açmadığı yineleyici dönemlerin olduğuna ilişkin
bir öykü).
D.
E.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Kodlama notu: [Özgül maddenin/ilacın] yol açtığı ikiuçlu ya da ilişkili bozukluk
lar için ICD-9-CM ve ICD-10-CM kodları aşağıdaki çizelgede gösterilmektedir.
ICD-10-CM kodları, aynı madde kümesinden bir madde kullanım bozukluğu
eştanısının olup olmadığına göre değişir. İkiuçlu ya da ilişkili bozukluk ile birlikte
ağır olmayan bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü konumdaki
simge ”1 ” olacaktır ve klinisyen maddenin yol açtığı ikiuçlu ya da ilişkili bo
zukluktan önce “ağır olmayan [madde] kullanım bozukluğu”nu yazacaktır (örn.
“ağır olmayan kokain kullanım bozukluğu ile birlikte kokainin yol açtığı ikiuçlu
ikiuçlu (Bipolar) ve ilişkili Bozukluklar
76
ya da ilişkili bozukluk”). Maddenin yol açtığı ikiuçlu ya da ilişkili bozukluk ile
birlikte orta derecede ya da ağır bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa,
4 ’üncü konumdaki simge ”2 ” olacaktır ve klinisyen maddenin yol açtığı ikiuçlu
ya da ilişkili bozukluktan önce, madde kullanım bozukluğu eştanısının ağırlı
ğına bağlı olarak “orta derecede [madde] kullanım bozukluğu”nu ya da “ağır
[madde] kullanım bozukluğu”nu yazacaktır. Madde kullanım bozukluğu eştanısı yoksa (örn. bir kez ağır madde kullanımından sonra), 4 ’üncü konumdaki
simge “9 ” olacak ve klinisyen yalnızca maddenin yol açtığı ikiuçlu ya da ilişkili
bozukluk yazacaktır.
ICD-10-CM
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
orta derecede
ya da ağır
ICD-9-CM
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
ağır olmayan
Alkol
291.89
F10.14
F10.24
F10.94
Fensiklidin
292.84
F16.14
F16.24
F16.94
Başka varsandıran
292.84
F16.14
F16.24
F16.94
292.84
F13.14
F13.24
F13.94
292.84
F15.14
F15.24
F15.94
Kokain
292.84
F14.14
F14.24
F14.94
Başka (ya da bilinmeyen)
292.84
F19.14
F19.24
F19.94
Kullanım
bozukluğu
olmadan
(hallüsinojen)
Dinginleştirici, uyutucu
ya da kaygı giderici
(sedatif, hipnotik ya da
anksiyolitik)
Amfetamin (ya da başka
bir uyarıcı)
bir madde
Varsa belirtiniz (madde kümesine eşlik eden tanı için “Madde ile İlişkili Bozuk
luklar ve Bağımlılık Bozuklukları” bölümündeki Çizelge 1’e bakın):
Esriklik (entoksikasyon) sırasında başlayan: Maddeyle esriklik için tanı
ölçütleri karşılanıyorsa ve belirtiler esriklik sırasında gelişmişse.
Yoksunluk sırasında başlayan: Maddeden yoksunluk için tanı ölçütleri
karşılanıyorsa ve belirtiler yoksunluk sırasında ya da kısa bir zaman sonra
gelişmişse.
ikiuçlu (B ipolar) v e ilişkili Bozukluklar
77
Yazarken İzlenecek Yol
ICD-9-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı ikiuçlu ya da ilişkili bozukluğun adı,
ikiuçlu duygudurum belirtilerine neden olduğu düşünülen özgül madde (örn.
kokain, deksametazon) ile başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı ola
rak, tanı ölçütleri takımında yer alan çizelgeden seçilir. Herhangi bir kümeye
girmeyen maddeler için (örn. deksametazon), “başka bir madde” kodu kulla
nılmalıdır; bir maddenin neden olucu etken olduğu yargısına varıldığı, ancak
maddenin özgül kümesinin bilinmediği durumlarda “bilinmeyen bir madde”
ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adından sonra, bu bozukluğun nasıl başladığı belirtilir (es
riklik sırasında başlayan, yoksunluk sırasında başlayan). Maddenin yol açtığı
bozuklukla madde kullanım bozukluğunu tek bir kod altında toplayan ICD10-CM’de yazarken izlenecek yoldan değişik olarak ICD-9-CM’de madde
kullanım bozukluğu için ayrı bir tanısal kod verilir. Sözgelimi, ağır bir kokain
kullanım bozukluğu olan bir erkekte, esriklik sırasında çabuk kızma belir
tileri ortaya çıkması durumunda tanı 292.84 kokainin yol açtığı ikiuçlu ya
da ilişkili bozukluk, esriklik sırasında başlayan olacaktır. 304.20 ağır kokain
kullanım bozukluğu ek tanısı da konur. İkiuçlu duygudurum belirtilerinin or
taya çıkmasında birden çok maddenin önem taşıdığı yargısına vanlırsa, her
biri ayrı ayrı sıralanmalıdır (örn. 292.84 metilfenidatın yol açtığı ikiuçlu ya
da ilişkili bozukluk, esriklik sırasında başlayan; 292.84 deksametazonun yol
açtığı ikiuçlu ya da ilişkili bozukluk, esriklik sırasında başlayan).
ICD-10-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı ikiuçlu ya da ilişkili bozukluğun adı,
ikiuçlu duygudurum belirtilerine neden olduğu düşünülen özgül madde (örn.
kokain, deksametazon) ile başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak,
tanı ölçütleri takımında yer alan çizelgeden ve madde kullanım bozukluğu
eştanısı olup olmadığına göre seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen mad
deler için (örn. deksametazon), “başka bir madde” kodu kullanılmalıdır; bir
maddenin neden olucu etken olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin
özgül kümesinin bilinmediği durumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kul
lanılmalıdır.
Bozukluğun adını yazarken, (varsa) madde kullanım bozukluğu eştanısı
önce yazılır, arkasından “ile birlikte” sözcükleri gelir, bunun arkasından da
madde kullanımının yol açtığı ikiuçlu ya da ilişkili bozukluğun adı gelir, ardın
dan nasıl başladığı belirtilir (esriklik sırasında başlayan, yoksunluk sırasında
ikiuçlu (Bipolar) v e ilişkili Bozukluklar
78
başlayan). Sözgelimi, ağır bir kokain kullanım bozukluğu olan bir erkekte,
esriklik sırasında çabuk kızma belirtilerinin ortaya çıkması durumunda tanı
F14.24 ağır kokain kullanım bozukluğu ile birlikte kokainin yol açtığı ikiuçlu
ya da ilişkili bozukluk, esriklik sırasında başlayan olacaktır. Ayrı bir ağır ko
kain kullanım bozukluğu eştanısı konmayacaktır. Madde kullanım bozukluğu
eştanısı olmadan maddenin yol açtığı ikiuçlu ya da ilişkili bozukluk ortaya
çıkarsa (örn. bir kez ağır madde kullanımından sonra), eşlik eden herhangi bir
madde kullanım bozukluğu belirtilmez (örn. F İ5.94 amfetaminin yol açtığı
ikiuçlu ya da ilişkili bozukluk, esriklik sırasında başlayan). İkiuçlu duygudurum
belirtilerinin ortaya çıkmasında birden çok maddenin önem taşıdığı yargısına
varılırsa, her biri ayrı ayrı sıralanmalıdır (örn. F15.24 ağır metilfenidat kulla
nım bozukluğu ile birlikte metilfenidatın yol açtığı ikiuçlu ya da ilişkili bozuk
luk, esriklik sırasında başlayan; F19.94 deksatemazonun yol açtığı ikiuçlu ya
da ilişkili bozukluk, esriklik sırasında başlayan).
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
İkiuçlu ve İlişkili Bozukluk
A.
Klinik görünüme egemen olan, kabarmış, taşkın ya da çabuk kızan, ola
ğandışı ve sürekli bir duygudurumun ve etkinlikte ve içsel güçte, olağan
dışı ve sürekli bir artış durumunun olduğu belirgin bir dönemin olması.
B.
Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularında, bu bozukluğun, baş
ka bir sağlık durumunun doğrudan patofizyoloji ile ilgili bir sonucu olduğu
na ilişkin kanıtlar vardır.
C.
Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
D.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
E.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur ya da kişinin kendisine ya da başkalarına zarar vermesini
önlemek için hastaneye yatırılmasını gerektirir ya da psikoz özellikleri
vardır.
Kodlama notu: Başka bir sağlık durumuna bağlı ikiuçlu ve ilişkili bozukluk için
ICD-9-CM kodu 293.83’tür ve belirleyici göz önünde bulundurulmaksızın bu
kod kullanılır. ICD-10-CM kodu belirleyiciye bağlıdır (aşağıda belirtilmiştir):
79
ikiuçlu (B ipolar) v e ilişkili Bozukluklar
Varsa belirtiniz:
(F06.33) Mani özellikleri gösteren: Mani ya da hipomani dönemi için tanı
ölçütleri tam karşılanmamaktadır.
(F06.33) Mani ya da hipomani benzeri dönem: Mani dönemi için D tanı
ölçütü ya da hipomani dönemi için F tanı ölçütü dışında tanı ölçütleri kar
şılanmaktadır.
(F06.34) Karma özellikler gösteren: Depresyon belirtileri de vardır ancak
klinik görünüme egemen değildir.
Kodlama notu: Diğer sağlık durumunu ruhsal bozukluğun adının içinde geçirin
(örn. 293.83 [F06.33] hipertiroidiye bağlı ikiuçlu ya da ilişkili bozukluk, mani
özellikleri gösteren). Diğer sağlık durumu, genel sağlık durumuna bağlı ikiuçlu
ya da ilişkili bozukluğun öncesinde ayrı olarak kodlanmalı ve yazılmalıdır (örn.
242.90 [E05.90] hipertiroidi; 293.83 [F06.33] hipertiroidiye bağlı İkiuçlu ya da
ilişkili bozukluk, mani özellikleri gösteren).
Tanımlanmış Diğer Bir İkiuçlu ve İlişkili Bozukluk
296.89
(F31.89)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, ikiuçlu ve
ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların ikiuçlu ve
ilişkili bozukluklar tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini
tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir iki
uçlu ve ilişkili bozukluk kategorisi, ikiuçlu ve İlişkili bozukluklardan herhangi öz
gül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak
istendiğinde kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış bir diğer ikiuçlu ve ilişkili bozuk
luk” diye yazmanın ardından özel neden yazılır (örn. “kısa süreli siklotimi”).
“Tanımlanmış diğer” adı kullanılarak belirlenebilecek görünümler için ör
nekler şunlardır:
1.
Kısa süren hipomani (iki-üç gün) ve yeğin depresyon dönemleri: Ya
şam boyu, bir ya da birden çok yeğin (majör) depresyon dönemi öyküsü
olan kişilerde, klinik görünüm mani ya da hipomani dönemi için tanı ölçüt
lerini hiçbir zaman karşılamamıştır, ancak bu kişiler hipomani dönemi için
belirti tanı ölçütlerini tam karşılayan iki ya da ikiden çok kısa süreli hipo
mani dönemi geçirmişler ve bu dönemler yalnızca iki-üç gün sürmüştür.
80
İkiuçlu (Bipolar) v e İlişkili Bozukluklar
Bu hipomani belirtileri dönemleri zamanla yeğin depresyon dönemleri ile
örtüşmez, dolayısıyla bu bozukluk yeğin depresyon dönemi, karma özel
likler gösteren tanı ölçütünü karşılamaz.
2.
Yeterli belirti göstermeyen hipomani dönemlerinin yanı sıra yeğin
depresyon dönemleri: Yaşam boyu, bir ya da birden çok yeğin (majör)
depresyon dönemi öyküsü olan kişilerde, klinik görünüm mani ya da hi
pomani dönemi için tanı ölçütlerini hiçbir zaman karşılamamıştır, ancak
bu kişiler hipomani dönemi için belirti tanı ölçütlerini tam karşılamayan bir
ya da birden çok kısa süreli hipomani dönemi geçirmişlerdir (en azından,
ardışık dört gün, kabarmış duygudurum ve hipomani döneminin diğer be
lirtilerinden bir ya da ikisi ya da çabuk kızan bir duygudurum ve hipomani
döneminin diğer belirtilerinden iki ya da üçü). Bu hipomani belirtileri dö
nemleri zamanla yeğin depresyon dönemleri ile örtüşmez, dolayısıyla bu
bozukluk yeğin depresyon dönemi, karma özellikler gösteren tanı ölçütü
nü karşılamaz.
3.
Daha önceden yeğin depresyon dönemi olmadan hipomani dönemi:
Bir ya da birden çok hipomani dönemi olan kişide klinik görünüm yeğin
depresyon dönemi ya da mani dönemi için tanı ölçütlerini hiçbir zaman
tam olarak karşılamamıştır. Bu durum, süregiden depresyon bozukluğu
(distimi) tanısı almış bir kişide ortaya çıkarsa, hipomani dönemi için tanı
ölçütlerinin tam karşılandığı zamanlarda her iki tanı birlikte konabilir.
4.
Kısa süren siklotimi (24 aydan daha kısa): Hipomani dönemi için tanı
ölçütlerini karşılamayan, hipomani belirtilerinin olduğu birçok dönem olan
ve yeğin depresyon dönemi için tanı ölçütlerini karşılamayan, depresyon
belirtilerinin olduğu birçok dönem olan, ancak bunların 24 aydan (çocuk
lar ve ergenlerde 12 aydan) daha kısa sürdüğü bir kişide, klinik görünüm
yeğin depresyon, mani ya da hipomani dönemi için tanı ölçütlerini hiçbir
zaman tam olarak karşılamamıştır ve herhangi bir psikoz bozukluğu için
tanı ölçütlerini karşılamamaktadır. Bu bozukluğun gidişi boyunca, hipo
mani ya da depresyon belirtilerinin olduğu günlerin sayısı, olmadığı gün
lerin sayısından daha çok olmuştur, kişinin bir kezde, belirtisiz olduğu iki
aydan daha uzun bir süre olmamıştır ve belirtiler klinik açıdan belirgin bir
sıkıntıya ya da işlevsellikte bozulmaya neden olmaktadır.
ikiuçlu (Bipolar) v e ilişkili Bozukluklar
81
Tanımlanmamış İkiuçlu ve İlişkili Bozukluk
296.80 (F31.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, ikiuçlu
ve ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların ikiuçlu
ve ilişkili bozukluklar tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütle
rini tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış diğer
ikiuçlu ve ilişkili bozukluk kategorisi, ikiuçlu ve ilişkili bozukluklardan herhangi
özgül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belir
lenmek istenmediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı
durumlarda (örn. acil servis koşullannda) kullanılır.
İkiuçlu ve İlişkili Bozukluk Belirleyicileri
Varsa belirtiniz:
Bunaltılı sıkıntı: O sıradaki ya da en son mani, hipomani ya da depres
yon döneminin çoğu günü boyunca, aşağıdaki belirtilerden en az ikisinin
varlığı:
1.
Bunalma ya da gerginlik duyma.
2.
Hiçbir biçimde dinginlik sağlayamama (olağandışı bir huzursuzluk
duyma).
3.
Kaygılarından ötürü odaklanmakta güçlük çekme.
4.
Kötü bir şey olacağından korkma.
5.
Özdenetimini yitirecekmiş gibi olma.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: İki belirti.
Orta derecede: Üç belirti.
Orta derecede-ağır: Dört ya da beş belirti.
Ağır: Devinsel kışkırma (motor ajitasyon) ile birlikte dört ya da beş
belirti.
Not: Hem birinci basamak sağlık kuruluşlarında, hem de ruh sağlığı kuru
luşlarında, hem ikiuçlu bozukluğun, hem de yeğin depresyon bozukluğu-
ikiuçlu (Bipolar) v e İlişkili Bozukluklar
82
nun belirgin bir özelliğinin bunaltılı sıkıntının olması durumu olduğu bildi
rilmektedir. Yüksek bunaltı düzeyi, intihar olasılığının artmasına, hastalığın
daha uzun sürmesine ve tedaviye yanıt almamama olasılığının yükselme
sine yol açmaktadır. Sonuç olarak, tedaviyi tasarlarken ve tedaviye alınan
yanıtı izlerken, bunaltı içinde sıkıntı düzeyinin varlığını ve ağırlık düzeyini
doğru olarak belirlemek klinik açıdan yarar sağlar.
Karma özellikler gösteren: Karma özellikler gösteren belirleyicisi, ikiuçlu 1ya
da ikiuçlu II bozukluğunda, o sıradaki mani, hipomani ya da depresyon döne
mine uygulanabilir.
Mani ya da hipomani dönemi, karm a özellikler gösteren:
A.
Mani dönemi ya da hipomani dönemi için tanı ölçütleri tam olarak kar
şılanmıştır ve o sıradaki ya da en son mani ya da hipomani döneminin
çoğu gününde aşağıdaki belirtilerden en az üçü vardır:
1.
Belirgin disfori ya da çökkün duygudurum, bu durumu ya kişinin
kendisi bildirir (örn. üzüntülüdür ya da kendini boşlukta hisseder)
ya da bu durum başkalarınca gözlenir (örn. ağlamaklı görünür).
2.
Bütün ya da neredeyse bütün etkinliklere karşı ilgide azalma ya
da bunlardan zevk almama (öznel anlatıma göre ya da gözlemle
belirlenir).
3.
Neredeyse her gün, psikodevinsel yavaşlama (başkalarınca göz
lenebilir; yalnızca, öznel, yavaşladığı duygusu taşıma olarak de
ğil).
4.
Bitkinlik ya da içsel gücün kalmaması (enerji düşüklüğü).
5.
Değersizlik ya da aşırı ya da uygunsuz suçluluk duyguları (yalnız
ca hasta olduğundan ötürü kendini kınama ya da suçluluk duyma
olarak değil).
6.
Yineleyici ölüm düşünceleri (yalnızca ölüm korkusu değil), özel
eylem tasarlamaksızın yineleyici kendini öldürme (intihar) düşün
celeri ya da kendini öldürme girişimi ya da kendini öldürmek üze
re özel bir eylem tasarlama.
B.
Karma belirtiler başkalarınca da gözlenebilir ve kişinin olağan davra
nışlarında bir değişiklik vardır.
C.
Belirtileri, hem mani, hem de depresyon için, dönem tanı ölçütlerini
eşzamanlı olarak tam karşılayan kişilerde tanı, maniye bağlı işlevsel
likte bozulma ve klinik ağırlığı nedeniyle, mani dönemi, karma özellik
ler gösteren olmalıdır.
D.
Karma belirtiler, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde,
bir ilaç ya da başka bir tedavi) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
ikiu çlu (B ip ola r) v e ilişkili Bozukluklar
83
Depresyon dönemi, karma özellikler gösteren:
A.
Yeğin (majör) depresyon dönemi için tanı ölçütleri tam olarak karşı
lanmıştır ve o sıradaki ya da en son depresyon döneminin çoğu gü
nünde aşağıdaki mani/hipomani belirtilerinden en az üçü vardır:
1.
Kabarmış, taşkın duygudurum.
2.
Benlik saygısında abartılı bir artış ya da büyüklük düşünceleri.
3.
Her zamankinden daha konuşkan olma ya da konuşmaya tutma.
4.
Düşünce uçuşması ya da düşüncelerinin sanki birbirieriyle
yanşıyor gibi birbiri ardı sıra geldiğine ilişkin öznel yaşantı.
5.
İçsel güçte ya da amaca yönelik etkinlikte artma (toplumsal
olarak, işte ya da okulda ya da cinsel bağlamda).
6.
Kötü sonuçlar doğurabilecek etkinliklere daha çok ya da aşın
katılma (örn. aşırı para harcama, düşüncesizce cinsel girişimlerde
bulunma ya da gereksiz iş yatırımlan yapma).
7.
Uyku gereksiniminde azalma (örn. her zamankinden daha az bir
uykuyla kendini dinlenmiş olarak duyumsar; uykusuzluk çekmenin
tersine).
B.
Karma belirtiler başkalannca da gözlenebilir ve kişinin olağan davra
nışlarında bir değişiklik vardır.
C.
Belirtileri, hem mani, hem de depresyon için, dönem tanı ölçütlerini
eşzamanlı olarak tam karşılayan kişilerde tanı, mani dönemi, karma
özellikler gösteren olmalıdır.
D.
Karma belirtiler, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde,
bir ilaç ya da başka bir tedavi) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Not: Yeğin depresyon dönemine eşlik eden karma özelliklerin, ikiuçlu I ya
da ikiuçlu II bozukluğunun gelişme olasılığının yüksek olduğunu gösteren
bir etken olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak, tedaviyi tasarlarken ve teda
viye alınan yanıtı İzlerken, bu belirleyicinin varlığını belirtmek klinik açıdan
yarar sağlar.
Hızlı döngülü (ikiuçlu I ya da ikiuçlu II bozukluğuna uygulanabilir): Son 12 ay
içinde, mani, hipomani ya da yeğin depresyon dönemi için tanı ölçütlerini kar
şılayan, en az dört duygudurum döneminin varlığı.
Not: Dönemler, en az iki ay süren, tam olmayan ya da tam yatışmalarla
ya da karşı uçta bir döneme geçmeyle (örn. yeğin depresyon döneminden
mani dönemine) birbirlerinden ayrılır.
ikiuçlu (Bipolar) v e ilişkili Bozukluklar
84
Not: Hızlı döngülü ikiuçlu bozukluğun başlıca özelliği, son 12 ay içinde, en
az dört duygudurum döneminin ortaya çıkmasıdır. Bu dönemler herhangi
bir birliktelik biçimde ya da herhangi bir sırada ortaya çıkabilir. Bu dönem
ler, yeğin depresyon, mani ya da hipomani dönemi için hem süre, hem
de belirti sayısı tanı ölçütlerini karşılamalı ve ya tam bir yatışma dönemi
ya da karşı uçta bir döneme geçme ile birbirlerinden ayrılmalıdır. Mani
ve hipomani dönemleri aynı uçta sayılır. Daha büyük bir sıklıkla ortaya
çıkıyor olmaları gerçeğinin dışında, hızlı döngülü bir örüntüde ortaya çıkan
dönemler, hızlı döngülü olmayan bir örüntüde ortaya çıkan dönemlerden
değişik değildir. Hızlı döngülü örüntüde ortaya çıkan dönemler olarak sa
yılabilecek duygudurum dönemleri tanımlanırken, bir maddenin (örn. ko
kain, kortikosteroidler) ya da başka bir sağlık durumunun doğrudan neden
olduğu dönemler dışarıda tutulur.
Melankoli özellikleri gösteren:
A.
O sıradaki dönemin en ağır evresinde aşağıdakilerden en az biri vardır:
1.
Bütün ya da neredeyse bütün etkinliklerden zevk almama.
2.
Genelde zevk verebilecek uyaranlara karşı tepkisiz kalma (iyi bir şey
olduğunda, geçici olarak bile olsa, kendini çok daha iyi hissetmez).
B.
Aşağıdakilerden üçü (ya da daha çoğu):
1.
Derin bir bunalım, umutsuzluk ve/ya da somurtkanlık ya da duygusal
boşluk yaşama olarak adlandırılabilecek bir duygudurum ile belirli,
değişik nitelikte bir çökkün duygudurum.
2.
Depresyon, sürekli olarak sabahları daha kötüdür.
3.
Sabah erken uyanma (her zamanki uyanma saatinden en az iki saat
önce).
4.
Belirgin bir psikodevinsel kışkırma (psikomotor ajitasyon) ya da ya
vaşlama.
5.
Yeme isteğinde belirgin azalma ya da kilo verme.
6.
Aşırı ya da uygunsuz suçluluk duyguları.
Not: Dönemin en ağır evresinde bu özellikler varsa, “melankoli özellikleri
gösteren” belirleyicisi kullanılır. Zevk alabilme yeterliği, yalnızca azalmış
değil, neredeyse tam olarak ortadan kalkmıştır. Duygudurumda tepkiselliğin olmadığını değerlendirmek için yol gösterici bir kılavuz, çok istendik
olayların bile duygudurumda belirgin bir açılmaya neden olmamasıdır.
Duygudurum ya hiç açılmaz ya da ancak bir ölçüde açılır (örn. bir kezde,
ancak birkaç dakika süreyle, olağan düzeyinin % 20-40’ı oranına dek).
ikiuçlu (B ip ola r) v e ilişkili Bozukluklar
“Melankoli özellikleri gösteren” belirleyicisine özgü duygudurumun “deği
şik niteliği” vardır, melankoli özellikleri göstermeyen depresyon dönemi
sırasında görülen duygudurumdan nitelik olarak çok değişiktir. Yalnızca
daha ağır, daha uzun süreli ya da ortada bir neden yokken ortaya çıktı ola
rak tanımlanan çökkün duygudurum değişik bir nitelik olarak sayılamaz.
Psikodevinsei değişiklikler neredeyse her zaman bulunur ve başkalarınca
gözlenebilir.
Aynı kişide, değişik zamanlarda ortaya çıkan dönemlerde, melankoli özel
liklerinin yineleme eğilimi oldukça düşüktür. Ayakta tedavi gören hasta
lardan çok yatarak tedavi gören hastalarda görülür; ağır olmayan yeğin
depresyon dönemlerinde, ağır dönemlere göre daha az görülür ve daha
çok psikoz özellikleri gösterenlerde ortaya çıkma eğilimi gösterir.
Değişiktür (atipik) özellikleri gösteren: O sıradaki ya da en son yeğin (majör)
depresyon döneminin çoğu gününde aşağıdaki özellikler baskın olduğunda bu
belirleyici kullanılabilir:
A.
Duygudurumda tepkisellik (gerçek ya da gerçek olabilecek olaylar karşı
sında duygudurum açılır).
B.
Aşağıdaki özelliklerden ikisi (ya da daha çoğu):
1.
Belirgin bir kilo alımı ya da yeme isteğinde artma.
2.
Çok uyku uyuma (hipersomni).
3.
Kurşun paralizisi (kolları ve bacakları, ağırlaşmış, kurşun gibi duyum
sama).
4.
Belirgin bir toplumsal ya da işle ilgili işlevsellikte bozulmayla sonuçla
nan, uzun süreli, başkalanndan kabul görmeme duyarlılığı (duygudu
rum bozukluğu dönemleriyle sınırlı değildir).
C.
Aynı dönemde, “melankoli özellikleri gösteren” ya da “katatoni ile giden”
belirleyicileri için tanı ölçütleri karşılanmamıştır.
Not: “Değişiktür (atipik) depresyon”un tarihsel bir önemi vardır (değişiktür,
ayakta tedavi gören hastalara seyrek olarak depresyon tanısının kondu
ğu ve ergenlere ya da genç erişkinlere neredeyse hiç böyle bir tanının
konmadığı zamanlarda bir ölçü olarak kabul edilen depresyonun, “endojen”, kışkırmayla giden alışılageldik görünümlerine ters düşer) ve bugün,
sık görülmeyen bir durum ya da adının çağrıştırdığından değişik olarak,
olağandışı bir klinik görünüm gibi görülmemektedir.
Duygudurum tepkiselliği, olumlu olaylarla karşılaşıldığında sevinebilme
yeterliğidir (örn. çocuklarının gelmesi, başkalarının övmesi). Dış koşullar
iyi olursa, duygudurum uzun süreli olarak bile ötimi (üzüntülü olmama)
ikiuçlu (Bipolar) v e ilişkili Bozukluklar
86
durumunda kalabilir. Yeme isteğinde artma, açıkça daha çok yemek yeme
ya da kilo alma ile kendini belli edebilir. Çok uyku uyuma (hipersomni), gün
içinde, toplamda en az 10 saati geçen (ya da depresyonda olunmadığı
döneme göre en az iki saat daha uzun olan) gündüz uykularını ya da gece
uykusunun uzamasını kapsayabilir. Kurşun paralizisi, genellikle kollarda
ya da bacaklarda ortaya çıkan, ağırlaşmış, kurşun gibi ya da üzerine bü
yük bir yük binmiş gibi bir duyum olarak tanımlanır. Bu duyum, günde en
az bir saat, ancak çoğu zaman, bir başladığında saatlerce sürer. Başkala
rından kabul görmemeyle ilgili aşırı duyarlılık, diğer değişiktür özelliklerin
den ayrı olarak, erken yaşlarda başlayan ve erişkinlik yıllarınca süren bir
kişilik özelliğidir. Kabul görmemeyle İlgili duyarlılık, kişi depresyondayken
de, depresyonda değilken de ortaya çıkar, ancak yine de depresyon dö
nemleri sırasında alevlenebilir.
Psikoz özellikleri gösteren: Dönemin herhangi bir zamanında sanrılar ya da
varsanılar vardır. Psikoz özellikleri varsa, bunların duygudurumla uyumlu ya da
duygudurumla uyumlu olmadığını belirtiniz.
Duygudurumla uyumlu psikoz özellikleri gösteren: Mani dönemleri
sırasında bütün sanrıların ve varsanıların içeriği, büyüklük, incinemezlik gibi özgül mani konularıyla tutarlılık gösterir, ancak özellikle kişinin
yeterlikleri, becerileri gibi konularda başkalarının kuşkusu olduğu za
man, kuşkuculuk ya da paranoya gibi konuları da kapsayabilir.
Duygudurumla uyumlu olmayan psikoz özellikleri gösteren: Sanrıların ve varsanıların içeriği, yukarıda tanımlanan uç dönem konularıy
la tutarlılık göstermez ya da duygudurumla uyumlu ve duygudurumla
uyumlu olmayan konuların bir karışımıdır.
Katatoni ile giden: Dönemin büyük bir kesiminde katatoni özellikleri bulunursa
mani ya da depresyon dönemi için bu belirleyici kullanılır. Bir ruhsal duruma eş
lik eden katatoni için tanı ölçütleriyle ilgili olarak “Şizofreni Açılımı Kapsamında
ve Psikozla Giden Diğer Bozukluklar” bölümüne bakınız.
Doğum zamanı (péripartum) başlayan: Duygudurum belirtileri, gebelik sı
rasında ya da doğumdan sonraki dört hafta içinde ortaya çıkarsa, o sıradaki
dönem için ya da bir duygudurum dönemi için tanı ölçütleri o sırada tam olarak
karşılanmıyorsa, ikiuçlu I ya da ikiuçlu II bozukluğunun en son mani, hipomani
ya da yeğin depresyon dönemi için bu belirleyici kullanılabilir.
Not: Duygudurum dönemleri gebelik sırasında ya da doğum sonrası baş
lamış olabilir. Doğum sonrası izlem süresine göre öngörüler değişmek
le birlikte, kadınların % 3 -6 ’sının gebelik sırasında ya da doğum sonrası
haftalar ya da aylar içinde yeğin (majör) depresyon dönemi geçireceği
öngörülmektedir. “Doğum sonrası (pastpartum)” yeğin depresyon dö
ikiuçlu (B ipolar) v e ilişkili Bozukluklar
87
nemlerinin yüzde 50’si gerçekte doğum öncesi başlar. Dolayısıyla, bu dö
nemler, topluca, doğum zamanı (péripartum) dönemler olarak adlandırılır.
Doğum zamanı yeğin depresyon dönemleri olan kadınlarda çoğu zaman
ağır kaygı, hatta panik atakları olur. İleriye dönük çalışmalar, gebelik sı
rasında duygudurum ve kaygı belirtilerinin yanı sıra “bebek üzüncü”nün
de, doğum sonrası yeğin depresyon dönemi geçirme olasılığını artırdığını
göstermiştir.
Doğum zamanı başlayan duygudurum dönemleri psikoz özellikleri gös
terebilir ya da göstermeyebilir. Bebeğini öldürme eyleminin en sık görül
düğü dönemler, bebeğini öldürmesiyle ilgili komut varsanılarının ya da be
beğin içine şeytan girdiğiyle ilgili sanrıların olduğu doğum sonrası psikoz
dönemleridir, ancak doğum sonrası ağır duygudurum dönemlerinde de
yukanda sözü edilenlere benzer özgül sannlar ya da varsanılar olmaksızın
başka psikoz belirtileri ortaya çıkabilir.
Psikoz özellikleri gösteren doğum sonrası duygudurum (yeğin dep
resyon ya da mani) dönemleri, 500-1000 doğumda bir ortaya çıkıyor gibi
görünmektedir ve ilk doğum sonrası daha sık görülüyor olabilir. Psikoz
özellikleri gösteren doğum sonrası dönemlerin ortaya çıkma olasılığı, daha
önceden doğum sonrası duygudurum dönemi geçirmiş kadınlarda özellik
le yüksektir, ancak geçirilmiş depresyon ya da ikiuçlu bozukluk (özellikle
ikiuçlu I bozukluğu) öyküsü olan ve ailesinde ikiuçlu bozukluk öyküsü bu
lunan kadınlarda da yüksektir.
Bir kadın, bir kez, psikoz özellikleri gösteren doğum sonrası dönem
geçirmişse, bu durumun sonraki her doğumda yineleme olasılığı % 3050 arasında değişir. Doğum sonrası dönemler, doğum sonrası evrede
ortaya çıkan deliryumdan ayırt edilmelidir. Bilinç ve dikkat düzeyinde
dalgalanmalar olması deliryumu düşündürür. Doğum sonrası evre, nöroendokrin değişimlerin derecesi ve ruhsal-toplumsal uyum süreci, hasta
nın emziriyor olmasının tedavi sürecini etkileyebilmesi ve doğum sonrası
duygudurum bozukluğu geçirmiş olma öyküsünün, daha sonra çocuk
yapmak isteyip istememeyi etkileyebilecek olması yüzünden çok özel bir
evredir.
Mevsimsel örüntü gösteren: Bu belirleyici, duygudurum dönemlerinin yaşam
boyu örüntüsü için kullanılır. Başlıca özelliği, en az bir tür dönemin (mani, hipomani ya da depresyon) düzenli olarak mevsimsel örüntü göstermesidir. Diğer
tür dönemler böyle bir örüntü göstermeyebilir. Sözgelimi, kişinin mevsimsel
manileri olabilir, ancak depresyonları düzenli olarak yılın belirli bir zamanında
ortaya çıkmaz.
88
ikiuçlu (Bipolar) v e ilişkili Bozukluklar
A.
İkiuçlu I ya da ikiuçlu II bozukluğunda, mani, hipomani ya da yeğin (majör)
depresyon dönemlerinin başlaması ile yılın belirli bir zamanı arasında (örn.
sonbahar ya da kış), düzenli olarak, zamansal bir ilişki olmuştur.
Not: Mevsimsel ilişkisi olan ruhsal-toplumsal tetikleyici etkenlerin açık et
kilerinin olduğu (örn. düzenli olarak her kış işsiz kalma) olguları katmayı
nız.
B.
Yılın belirli bir zamanında da tam yatışma (ya da yeğin depresyondan ma
niye ya da hipomaniye geçiş ya da tam tersi) olur (örn. ilkbaharda depres
yon ortadan kalkar).
C.
Son iki yıl içinde, kişinin mani, hipomani ya da yeğin depresyon dönemleri,
yukarıda tanımlandığı gibi, zamansal olarak, mevsimsel bir İlişki göster
miştir ve bu iki yıl içinde, o uçtan mevsimsel olmayan dönemler ortaya
çıkmamıştır.
D.
Mevsimsel maniler, hipomaniler ya da depresyonlar (yukarıda tanımlandı
ğı gibi), kişinin yaşam boyu ortaya çıkmış olan mevsimsel olmayan mani,
hipomani ya da depresyonlarından sayıca daha çok olmuştur.
Not: Bu belirleyici, ikiuçlu I bozukluğu, ikiuçlu I! bozukluğu ya da yeğin
depresyon bozukluğu, yineleyen’de yeğin depresyon dönemleri örüntüsü
için kullanılabilir. Başlıca özelliği, yeğin depresyon dönemlerinin yılın belirli
zamanlarında başlıyor ve yatışıyor olmasıdır. Çoğu olguda bu dönemler
sonbahar ya da kış aylarında başlar ve ilkbaharda yatışır. Daha az sıklıkla,
yaz aylarında yineleyen depresyon dönemleri olabilir. Dönemlerin böyle
başlıyor ve yatışıyor olma örüntüsü en az iki yıl sürmüş olmalıdır ve bu
süre içinde mevsimsel olmayan dönemler olmamış olmalıdır. Ayrıca, mev
simsel depresyon dönemleri, kişinin yaşamı boyunca ortaya çıkmış olan
mevsimsel olmayan dönemlerinden sayıca daha çok olmalıdır.
Bu örüntünün mevsimsel ilişkisi olan ruhsal-toplumsal tetikleyici et
kenlerle (örn. mevsimsel işsizlik ya da okul günleri) daha İyi açıklandığı
durumlarda bu belirleyici kullanılmamalıdır. Mevsimsel örüntüde ortaya
çıkan yeğin depresyon dönemleri, çoğu zaman, yüksek bir içsel güç, çok
uyku uyuma, çok yemek yeme, kilo alma ve karbohidratlara aşırı düşkün
lük gösterme ile belirlidir. Mevsimsel örüntünün, yineleyen yeğin depres
yon bozukluğunda mı, yoksa ikiuçlu bozukluklarda mı daha çok görüldü
ğü açık değildir. Ancak, ikiuçlu bozukluklar kümesinde mevsimsel örüntü,
ikiuçlu I bozukluğunda olduğundan daha çok ikiuçlu II bozukluğunda gö
rülür. Kimilerinde, mani ya da hipomani dönemlerinin başlamasıyla belirli
bir mevsim arasında da bir İlişki olabilir.
Kış türü mevsimsel örüntünün görülme sıklığı, kişinin İçinde bulunduğu
enleme, yaşa ve eşeye göre değişir. Görülme sıklığı yukarı enlemlerde
ikiu çlu (B ipolar) v e ilişkili Bozukluklar
89
artar. Kişinin yaşı da mevsimseillk için güçlü bir kestirim sağlar, gençlerde
kış aylarında depresyon dönemi ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir.
Varsa belirtiniz:
Tam olmayan yatışma gösteren: Bir önceki mani, hipomani ya da dep
resyon döneminin belirtileri vardır, ancak tanı ölçütleri tam karşılanmamaktadır ya da böyle bir dönemin bitmesinden sonra mani, hipomani ya
da yeğin depresyon döneminin belirgin belirtilerinin olmadığı iki aydan
daha kısa bir süre vardır.
Tam yatışma gösteren: Son iki ay içinde, bu bozukluğun belirgin belirti
ve bulguları yoktur.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağırlık tanı ölçütü, belirti sayısına, bu belirtilerin ağırlığına ve işlevsel yetiyitiminin derecesine bağlıdır.
Ağır olmayan: Belirtileri, varsa bile çok azdır ve ancak tanı ölçütlerini kar
şılayacak sayıdadır, yoğunluğu açısından belirtiler sıkıntı verici bir düzey
dedir ancak belirtilerin üstesinden gelinebilir ve bu belirtiler toplumsal ya
da işle ilgili işlevsellikte çok az bir bozulmaya neden olur.
Orta derecede: Belirtilerin sayısı, yoğunluğu ve/ya da işlevsellikte bozul
ma “ağır olmayan”la “ağır” arasında orta bir yerdedir.
Ağır: Belirtilerin sayısı, tanı konması için gerekenden daha çoktur, yoğun
luk açısından belirtiler çok sıkıntı verici bir düzeydedir ve belirtilerin üste
sinden gelinemez, belirtiler toplumsal ve işle ilgili İşlevselliği belirgin olarak
bozmaktadır.
Depresyon Bozuklukları
Yıkıcı Duygudurumu Düzenleyememe Bozukluğu
296.99 (F34.8)
A.
Sözel (örn. öfkeden kudurma) ve/ya da davranışsal (örn. İnsanlara ya da
eşyalara karşı saldırgan bir tutum gösterme) olarak kendini gösteren, için
de bulunulan ya da kışkırtan duruma göre yoğunluk ya da süre açısından
büyük ölçüde orantısız olan, yineleylci, ağır öfke patlamaları.
B.
Öfke patlamaları gelişim düzeyiyle tutarsızdır.
C.
Öfke patlamaları, ortalama olarak haftada üç ya da daha çok kez ortaya
çıkar.
D.
Öfke patlamaları aralarındaki duygudurum, neredeyse her gün, sürekli
olarak çabuk kızma ya da kızgınlık gösterme ile belirlidir ve bu durum
başkalarınca (örn. anababaları, öğretmenleri, yaşıtları) gözlenebilir.
E.
A-D tanı ölçütleri 12 aydır ya da daha uzun bir süredir vardır. Bu süre bo
yunca, kişinin A-D tanı ölçütlerindeki bütün belirtilerin olmadığı ardışık üç
ay ya da daha uzun süren bir süre olmamıştır.
F.
A ve D tanı ölçütleri, üç ortamdan (evde, okulda, yaşıtlarıyla birlikteyken)
en az ikisinde vardır ve bunlardan en az birinde, ağır bir biçimde kendini
gösterir.
91
ç2
Depresyon Bozuklukları
G.
Bu tanı, ilk kez, 6 yaşından önce ya da 18 yaşından sonra konmamalıdır.
H.
Öyküden elde edilen bilgilere ya da yapılan gözleme göre, A-E tanı ölçüt
lerinin başlangıç yaşı 10 yaşından öncedir.
I.
Mani ya da hipomani döneminin, süre dışında, belirti tanı ölçütlerinin tam
karşılandığı, bir günden daha uzun süren ayrı bir dönem hiç olmamıştır.
Not: Son derece olumlu bir olay ya da böyle bir beklenti bağlamında or
taya çıkan, gelişime göre uygun duygudurum kabarması, bir mani ya da
hipomani belirtisi olarak düşünülmemelidir.
J.
Bu davranışlar, yalnızca yeğin (majör) depresyon bozukluğu dönemi sı
rasında ortaya çıkmaz ve başka bir ruhsal bozuklukla (örn. otizm açılımı
kapsamında bozukluk, örselenme sonrası gerginlik [travma sonrası stres]
bozukluğu, ayrılma kaygısı bozukluğu, süregiden depresyon bozukluğu
[distimi]) daha iyi açıklanamaz.
Not: Bu tanı, yeğin depresyon bozukluğu, dikkat eksikliği/aşırı hareketlilik
bozukluğu, davranım bozukluğu ve madde kullanım bozuklukları gibi di
ğer bozukluklarla birlikte konabilirse de, karşıt olma, karşı gelme bozuk
luğu, aralıklı patlayıcı bozukluk ya da ikiuçlu bozuklukla birlikte konamaz.
Belirtileri, hem yıkıcı duygudurumu düzenleyememe bozukluğunun, hem
de karşıt olma, karşı gelme bozukluğunun tanı ölçütlerini karşılan kişile
re yalnızca yıkıcı duygudurumu düzenleyememe bozukluğu tanısı konur.
Kişi, daha önce bir mani ya da hipomani dönemi geçirmişse, yıkıcı duygu
durumu düzenleyememe bozukluğu tanısı konmamalıdır.
K.
Bu belirtiler, bir maddenin, başka bir sağlık durumunun ya da nörolojiyle
ilgili bir durumun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Yeğin (Majör) Depresyon Bozukluğu
A.
Aynı iki haftalık dönem boyunca, aşağıdaki belirtilerden beşi (ya da daha
çoğu) bulunmuştur ve önceki işlevsellik düzeyinde bir değişiklik olmuştur;
bu belirtilerden en az biri ya (1) çökkün duygudurum ya da (2) ilgisini yitir
me ya da zevk almamadır.
Not: Açıkça başka bir sağlık durumuna bağlı belirtileri kapsamayın.
1.
Çökkün duygudurum, neredeyse her gün, günün büyük bir bölümün
de bulunur ve bu durumu ya kişinin kendisi bildirir (örn. üzüntülüdür,
kendini boşlukta hisseder ya da umutsuzdur) ya da bu durum başka-
D epresyon Bozuklukları
93
larınca gözlenir (örn. ağlamaklı görünür). (Not: Çocuklarda ve ergen
lerde kolay kızan bir duygudurum olabilir.)
2.
Bütün ya da neredeyse bütün etkinliklere karşı ilgide belirgin azalma
ya da bunlardan zevk almama durumu, neredeyse her gün, günün
büyük bir bölümünde bulunur (öznel anlatıma göre ya da gözlemle
belirlenir).
3.
Kilo vermeye çalışmıyorken (diyet yapmıyorken) çok kilo verme ya da
kilo alma (örn. bir ay içinde ağırlığının % 5 ’inden daha çok olan bir
değişiklik) ya da neredeyse her gün, yeme isteğinde azalma ya da art
ma. (Not: Çocuklarda beklenen kilo alimim sağlayamama göz önünde
bulundurulmalıdır.)
4.
Neredeyse her gün, uykusuzluk çekme ya da aşırı uyuma.
5.
Neredeyse her gün, psikodevinsel kışkırma (ajitasyon) ya da yavaşla
ma (başkalarınca gözlenebilir; yalnızca, öznel, dinginlik sağlayamama
ya da yavaşladığı duygusu taşıma olarak değil).
6.
Neredeyse her gün, bitkinlik ya da içsel gücün kalmaması (enerji dü
şüklüğü).
7.
Neredeyse her gün, değersizlik ya da aşın ya da uygunsuz suçluluk
duyguları (sannsal olabilir) (yalnızca hasta olduğundan ötürü kendini
kınama ya da suçluluk duyma olarak değil).
8.
Neredeyse her gün, düşünmekte ya da odaklanmakta güçlük çekme
ya da kararsızlık yaşama (öznel anlatıma göre ya da başkalarınca göz
lenir).
9.
Yineleyici ölüm düşünceleri (yalnızca ölüm korkusu değil), özel eylem
tasaıiamaksızın yineleyici kendini öldürme (intihar) düşünceleri ya da
kendini öldürme girişimi ya da kendini öldürmek üzere özel bir eylem
tasarlama.
B.
Bu belirtiler klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
C.
Bu dönem, bir maddenin ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle
ilgili etkilerine bağlanamaz.
Not: A-C tanı ölçütleri bir yeğin depresyon dönemini oluşturur.
Not: Önemli bir yitim (kayıp) (örn. yas, batkınlık [parasal çöküntü], doğal bir yı
kım sonucu yitirilenler, önemli bir hastalık ya da yetiyitimi) karşısında gösterilen
tepkiler arasında, A tanı ölçütünde belirtilen, yoğun bir üzüntü duygusu yaşa
ma, yitimle ilgili düşünüp durma, uykusuzluk çekme, yeme isteğinde azalma ve
Depresyon Bozuklukları
94
kilo verme gibi belirtiler olabilir ve bunlar da bir depresyon dönemini andırabilir.
Bu gibi belirtiler anlaşılabilir ya da yaşanan yitime göre uygun bulunabilirse de,
önemli bir yitime olağan tepkinin yanı sıra bir yeğin depresyon döneminin de
olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu karar, kişiden alınan öykünün ve
yitim bağlamında yaşanan acının kültürel ölçülere göre dışavurumunun değer
lendirilmesini gerektirir.1
D.
Yeğin depresyon döneminin ortaya çıkışı şizoduygulanımsal bozukluk,
şizofreni, şizofrenimsi bozukluk, sanrılı bozukluk ya da şizofreni açılımı
kapsamında ve psikozla giden tanımlanmış ya da tanımlanmamış diğer
bozukluklarla daha iyi açıklanamaz.
E.
Hiçbir zaman bir mani dönemi ya da bir hipomani dönemi geçirilmemiş
tir.
Not: Mani benzeri ya da hipomani benzeri dönemler maddenin yol açtığı
dönemlerse ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine
bağlanabiliyorsa bu dışlama uygulanmaz.
'Yası, bir yeğin depresyon döneminden (YDD) ayırt ederken, yasta baskın duygulanımın
boşluk duyguları ve yitim olduğunu, ancak YDD’nde süregiden çökkün duygudurumun
olduğunu ve mutluluk ya da zevk alma beklentisi içinde olunamadığını düşünmek yararlı
olur. Yasta yaşanan disforinin yoğunluğu günler ve haftalar içinde azalma eğilimi gösterir
ve bu belirti dalgalar biçiminde ortaya çıkar (ölüm acısı çekme olarak da adlandırılabilir). Bu
dalgalara, ölen kişiyle ilgili düşüncelerin ya da anımsatıcılann eşlik etmesi eğilimi görülür.
YDD’nin çökkün duygudurumu daha süreklidir ve özgül birtakım düşüncelere ya da takılan
düşüncelere bağlı değildir. Yasta yaşanan acıya, olumlu duygular ve kimi zaman gülünçlük
eşlik edebilir, ancak bu durum YDD’e özgü yaşanan genel mutsuzluk ve acı çekmeye özgü
durumdan değişiktir. Yasa eşlik eden düşünce içeriği, YDD’nde görülen kendini eleştirici
ya da kötümser düşüncelerle uğraşıp durmaktan çok ölen kişiyle ilgili düşünceleri ve anılan
düşünüp durma özelliği taşır. Yasta benlik saygısı genellikle korunmuştur, oysa YDD’nde de
ğersizlik duygulan ve kendine karşı olumsuz duygular besleme gibi duygularla sık karşılaşılır.
Yasta kendini aşağılayan düşünceler olursa, bunlar daha çok ölen kişiyle ilintili, yapılmayan
eylemlerle ilgili algılardan oluşur (örn. yeterince sık görmeye gitmediği, ölen kişinin ne den
li sevildiğini söylemediği). Yastaki kişi ölümü ya da ölmeyi düşünüyorsa, bunlar genellikle
ölen kişi odaklıdır ve olasılıkla ölen kişinin “yanına gitme”, “ona kavuşma” ile ilgilidir. Oysa
YDD’nde bu düşünceler, değersizlik duygularından ötürü ya da yaşamayı hak etmediği ya da
depresyonun acısıyla başa çıkamadığı için kişinin yaşamını sonlandırması üzerine odaklıdır.
95
D e pre syon Bozuklukları
Kodlarken ve Yazarken İzlenecek Yol
Yeğin depresyon bozukluğu İçin tanı kodu, dönemin geçirilmiş tek dönem mi
yoksa yineleyen dönem mi olduğuna, o sıradaki ağırlığına, psikoz özelliklerinin
varlığına ve yatışma durumuna bağlı olarak verilir. O sıradaki ağırlığı ve psikoz
özellikleri, ancak o sırada yeğin depresyon dönemi için tanı ölçütleri tam kar
şılanıyorsa gösterilir. Yatışma belirleyicileri, ancak o sırada yeğin depresyon
dönemi için tanı ölçütleri tam karşılanmıyorsa gösterilir. Kodlar şöyledir:
Ağırlık/gidiş belirleyicisi
Tek dönem
Yineleyen dönem*
Ağır olmayan (s. 112)
296.21 (F32.0)
296.31 (F33.0)
Orta derecede (s 112)
296.22 (F32.1)
296.32 (F33.1)
Ağır (s. 112)
296.23 (F32.2)
296.33 (F33.2)
Psikoz özellikleri gösteren** (s. 109-110)
296.24 (F32.3)
296.34 (F33.3)
Tam olmayan yatışma gösteren (s. 112)
296.25 (F32.4)
296.35 (F33.41)
Tam yatışma gösteren (s. 112)
296.26 (F32.5)
296.36 (F33.42)
Belirlenmemiş
296.20 (F32.9)
296.30 (F33.9)
*Bir dönemin yineleyen dönem olarak düşünüiebilmesi için, ayrı dönemler arasında yeğin
depresyon dönemi için tanı ölçütlerinin karşılanmadığı en az ardışık iki aylık bir ara
bulunmalıdır.
“ Psikoz özellikleri varsa, dönemin ne denli ağır olduğundan bağımsız olarak “psikoz özellikleri
gösteren” belirleyicisi ile kodlayın.
Bir tanının adını yazarken terimler şu sırayla sıralanmalıdır: Yeğin depresyon
bozukluğu, tek ya da yineleyen dönem, ağırlık/psikoz/yatışma belirleyicilerindan sonra o sıradaki ya da en son dönem İçin uygulanabilecek bütün belirleyi
ciler kod kullanılmadan belirtilir.
Belirtiniz:
Bunaltılı sıkıntı (s. 106)
Karma özellikler gösteren (s. 106-107)
Melankoli özellikleri gösteren (s. 107-108)
Değişiktür (atipik) özellikleri gösteren (s. 108-109)
Duygudurumla uyumlu psikoz özellikleri gösteren (s. 109)
Duygudurumla uyumlu olmayan psikoz özellikleri gösteren (s. 109)
Depresyon Bozuklukları
96
Katatoni ile giden (s. 109). Kodlama notu: 293.89 (F06.1) ek kodunu
kullanın.
Doğum zam anı (péripartum) başlayan (s. 109-110)
Mevsimsel örüntü gösteren (s. 110-111)
Süregiden Depresyon Bozukluğu (Distimi)
300.4 (F34.1)
Bu bozukluk, DSM-IV’te tanımlanmış olan süreğen (kronik) yeğin depresyon
bozukluğu ile distimi bozukluğunun birleşimidir.
A.
En az iki yıl süreyle, çoğu gün, günün büyük bir bölümünde, kişinin söyle
diği ya da başkalarınca gözlendiği üzere, çökkün duygudurum vardır.
Not: Çocuklarda ve ergenlerde kolay kızan bir duygudurum olabilir ve
süre en az bir yıl olmalıdır.
B.
C.
Depresyondayken aşağıdakilerden ikisinin (ya da daha çoğunun) varlığı:
1.
Yeme isteğinde azalma ya da aşırı yemek yeme.
2.
Uykusuzluk çekme ya da aşırı uyku uyuma.
3.
İçsel güçte (enerji düzeyinde) azalma ya da bitkinlik.
4.
Benlik saygısında azalma.
5.
Odaklanamama ya da karar vermekte güçlük çekme.
6.
Umutsuzluk duyguları.
Bu bozukluğun iki yıllık (çocuklarda ya da ergenlerde bir yıllık) süresinde,
kişide, bir kezde, iki aydan daha uzun bir süre, A ve B tanı ölçütlerinde
sayılan belirtilerinin olmadığı olmamıştır.
D.
E.
Yeğin depresyon bozukluğu için tanı ölçütleri, iki yıl süreyle, sürekli olarak
bulunabilir.
Hiçbir zaman bir mani dönemi ya da bir hipomani dönemi geçirilmemiştir
ve siklotimi bozukluğu için tanı ölçütleri hiçbir zaman karşılamamıştır.
F.
Bu bozukluk, süregiden şizoduygulanımsal bozukluk, şizofreni, sanrılı bo
zukluk ya da şizofreni açılımı kapsamında ve psikozla giden tanımlanmış
ya da tanımlanmamış diğer bozukluklarla daha iyi açıklanamaz.
D e p re syo n Bozuklukları
G.
97
Bu belirtiler, bir maddenin (örn, kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç) ya
da başka bir sağlık durumunun (örn. hipotiroidi) fizyolojiyle ilgili etkilerine
bağlanamaz.
H.
Yeğin depresyon döneminin ortaya çıkışı şizoduygulanımsal bozukluk,
şizofreni, şizofrenimsi bozukluk, sanrılı bozukluk ya da şizofreni açılımı
kapsamında ve psikozla giden tanımlanmış ya da tanımlanmamış diğer
bozukluklarla daha iyi açıklanamaz.
I.
Bu belirtiler klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Not: Yeğin depresyon dönemi için tanı ölçütleri, süregiden depresyon bozuklu
ğu (distimi) için sıralanan belirtiler arasında olmayan dört belirtiyi kapsadığı için,
çok az sayıda kişide, iki yıldan daha uzun süren depresyon belirtileri olacak,
ancak süregiden depresyon bozukluğu için tanı ölçütleri karşılanmayacaktır. O
sıradaki hastalık döneminin belirli bir aşamasında yeğin depresyon dönemi için
tanı ölçütleri tam karşılanmışsa, yeğin depresyon bozukluğu tanısı konmalıdır.
Yoksa, tanımlanmış diğer bir depresyon bozukluğu ya da tanımlanmamış dep
resyon bozukluğu tanısının konması gerekir.
Varsa belirtiniz:
Bunaltıl! sıkıntı (s. 106)
Karma özellikler gösteren (s. 106-107)
Melankoli özellikleri gösteren (s. 107-108)
Değişiktür (atipik) özellikleri gösteren (s.107-108)
Duygudurumla uyumlu psikoz özellikleri gösteren (s. 109)
Duygudurumla uyumlu olmayan psikoz özellikleri gösteren (s. 109)
Doğum zamanı (péripartum) başlayan (s. 109-110)
Varsa belirtiniz:
Tam olmayan yatışma gösteren (s. 112)
Tam yatışma gösteren (s. 112)
Varsa belirtiniz:
Erken başlangıçtı: 21 yaşından önce başlamışsa.
Geç başlangıçlı: 21 yaşında ya da daha sonra başlamışsa.
Varsa belirtiniz (süregiden depresyon bozukluğunun en son iki yılı için):
Katıksız distimi sendromu: En azından önceki iki yıl boyunca, yeğin dep
resyon dönemi tanı ölçütleri tam olarak karşılanmamıştır.
Depresyon Bozuklukları
98
Süregiden yeğin depresyon dönemi: Önceki iki yıl boyunca, yeğin dep
resyon dönemi için tanı ölçütleri tam olarak karşılanmıştır.
Aralıklı yeğin depresyon dönemleri olan, o sırada bir dönemi olan:
Yeğin depresyon dönemi için tanı ölçütleri o sırada karşılanmaktadır, an
cak en azından son iki yıl içinde, en az sekiz hafta süren, tam bir yeğin
depresyon dönemi için eşikaltı belirtilerin olduğu süreler olmuştur.
Aralıklı yeğin depresyon dönemleri olan, o sırada bir dönemi olmayan:
Yeğin depresyon dönemi için tanı ölçütleri o sırada karşılanmamaktadır,
ancak en azından son iki yıl içinde, bir ya da birden çok yeğin depresyon
dönemi olmuştur.
Bir duygudurum döneminin tanı ölçütleri o sırada tam olarak karşılanıyorsa
ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan (s. 112)
Orta derecede (s. 112)
Ağır (s. 112)
Aybaşı Öncesi (Premenstrüel) Disfori Bozukluğu
625.4 (N94.3)
A.
Aybaşı (menstrüasyon, adet) döngülerinin büyük bir çoğunluğunda, aybaşlarının başlamasından önceki son hafta, en az beş belirti bulunmalıdır,
bu belirtiler aybaşlarının başlamasından sonraki birkaç gün içinde iyileş
meye başlar ve aybaşlarından sonraki hafta ço k azalır ya da yok olur.
B.
Aşağıdaki belirtilerden biri (ya da daha çoğu) bulunmalıdır:
1.
Belirgin duygusal değişkenlik (örn. duygudurum dalgalanmaları; bir
den kendini üzüntülü ya da ağlamaklı hissetme ya da kabul görme
meye karşı artmış duyarlılık).
2.
Belirgin bir biçimde kolay kızma, öfkelenme ya da kişilerarası çatış
malarda artma.
3.
Belirgin bir çökkün duygudurum, umutsuzluk duyguları ya da kendini
küçümseyen düşünceler.
4.
Belirgin bir bunaltı, gerginlik ve/ya da diken üzerinde ya da sinirli
olma.
D epresyon Bozuklukları
C.
99
B tanı ölçütündeki belirtilerle birleştirilince toplam beş belirtiye çıkmak
üzere, ayrıca, aşağıdaki belirtilerden biri (ya da daha çoğu) daha bulun
malıdır:
1.
Olağan etkinliklere karşı ilgide azalma (örn. iş, okul, arkadaşlar, eğlen
ce uğraşlan).
2.
Odaklanmakta öznel güçlük çekme.
3.
Uyuşukluk, kolay yorulma ya da İçsel güçte belirgin bir düşüklük.
4.
Belirgin bir yeme isteği değişikliği; aşırı yemek yeme ya da özel birta
kım yiyecekleri yemek için aşırı istek duyma.
5.
Aşırı uyku uyuma ya da uykusuzluk çekme.
6.
Bunalmışlık ya da denetimini yitirmişlik duyumu.
7.
Göğüslerde duyarlılık ya da şişme, eklem ya da kas ağnsı, “davul gibi
şişme” duyumu ya da kilo alma gibi bedensel belirtiler.
Not: A-C tanı ölçülerindeki belirtiler bir önceki yılın aybaşı döngülerinin çoğun
da bulunmuş olmalıdır.
D.
Bu belirtiler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıyla ya da işte, okulda, olağan
toplumsal etkinliklerde ya da başkalarıyla olan ilişkilerde bozulmayla (örn.
toplumsal etkinliklerden kaçınma; işte, okulda ya da evde üretkenlikte ve
verimlilikte azalma) gider.
E.
Bu bozukluk, yalnızca, yeğin depresyon bozukluğu, panik bozukluğu, süregiden depresyon bozukluğu (distimi) ya da bir kişilik bozukluğu (bu bo
zukluklardan herhangi biri ile eşzamanlı ortaya çıkabilirse de) gibi başka
bir bozukluğun belirtilerinin alevlenmesi değildir.
F.
A tanı ölçütü, en az iki belirtili döngü sırasında, ileriye dönük günlük de
recelendirme ile doğrulanmalıdır. (Not: Böyle bir doğrulamadan önce tanı
geçici olarak konabilir.)
G.
Bu belirtiler, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç ya
da başka bir tedavi) ya da başka bir sağlık durumunun (örn. hipertiroidizm)
fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Yazarken İzlenecek Yol
Belirtiler, en az iki belirtili döngü sırasında, ileriye dönük günlük derecelendir
me ile doğrulanmamışsa, tanının adından sonra “geçici tanı” diye yazılmalıdır
(“aybaşı öncesi disfori bozukluğu, geçici tanı”).
D epresyon Bozuklukları
100
Maddenin/İlacın Yol Açtığı
Depresyon Bozukluğu
A.
Klinik görünüme belirgin ve sürekli bir duygudurum bozukluğu egemendir
ve bu klinik durum, çökkün duygudurum ya da bütün ya da neredeyse
bütün etkinlikliklere karşı ilgide belirgin azalma ya da bunlardan zevk al
mama durumu ile belirlidir.
B.
Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularından elde edilen kanıtlar
(1) ve (2)’nin varlığını gösterir:
1.
A tanı ölçütündeki belirtiler, madde esrikliği (entoksikasyonu) ya da
yoksunluğu sırasında ya da az bir zaman sonrasında ya da bir ilaç
aldıktan sonra gelişmiştir.
2.
Söz konusu madde/ilaç, A tanı ölçütündeki belirtileri ortaya çıkara
bilir.
C.
Bu bozukluk, maddenin/ilacın yol açmadığı bir depresyon bozukluğuyla
daha iyi açıklanamaz. Ayrı bir depresyon bozukluğu olduğunun kanıtları
şunlar olabilir:
Belirtiler, madde/ilaç kullanımından önce de vardır; belirtiler, akut
yoksunluğun ya da ağır esrikliğin bitmesinden sonra önemli bir süre
(örn. yaklaşık bir ay) kalıcı olmuştur ya da ayrı bir maddenin/ilacın yol
açmadığı depresyon bozukluğunun başka kanıtları vardır (örn. mad
denin/ilacın yol açmadığı yineleyici dönemlerin olduğuna ilişkin bir
öykü).
D.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
E.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Not: Madde esrikliği ya da madde yoksunluğu yerine bu tanının konabilmesi
için klinik görünümde Atanı ölçütündeki belirtilerin daha baskın olması ve bun
ların klinik açıdan ele almayı gerektirecek denli ağır olması gerekir.
Kodlama notu: [Özgül maddenin/ilacın] yol açtığı depresyon bozuklukları için
ICD-9-CM ve ICD-10-CM kodları aşağıdaki çizelgede gösterilmektedir. ICD10-CM kodları, aynı madde kümesinden bir madde kullanım bozukluğu eştanısının olup olmadığına göre değişir. Maddenin yol açtığı depresyon bozukluğu
ile birlikte ağır olmayan bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü
konumdaki simge ”1 ” olacaktır ve klinisyen maddenin yol açtığı depresyon bo
101
D epresyon Bozuklukları
zukluğundan önce “ağır olmayan [madde] kullanım bozukluğu”nu yazacaktır
(örn. “ağır olmayan kokain kullanım bozukluğu ile birlikte kokainin yol açtığı
depresyon bozukluğu”). Maddenin yol açtığı depresyon bozukluğu ile birlikte
orta derecede ya da ağır bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü
konumdaki simge ”2 ” olacaktır ve klinisyen maddenin yol açtığı depresyon
bozukluğundan önce, madde kullanım bozukluğu eştanısının ağırlığına bağlı
olarak “orta derecede [madde] kullanım bozukluğu”nu ya da “ağır [madde] kul
lanım bozukluğu”nu yazacaktır. Madde kullanım bozukluğu eştanısı yoksa (örn.
bir kez ağır madde kullanımından sonra), 4 ’üncü konumdaki simge “9 ” olacak
ve klinisyen yalnızca maddenin yol açtığı depresyon bozukluğu yazacaktır.
ICD-10-CM
Kullanım
Kullanım
bozukluğu
bozukluğu
Kullanım
ile birlikte,
ile birlikte,
orta derecede
bozukluğu
ICD-9-CM
ağır olmayan
ya da ağır
olmadan
Alkol
291.89
F10.14
F10.24
F10.94
Fensiklidin
292.84
F16.14
F16.24
F16.94
Başka varsandıran
292.84
F16.14
F16.24
F16.94
Uçucu (inhalan)
292.84
F18.14
F18.24
F18.94
Opiyat
292.84
F11.14
F11.24
F11.94
Dinginleştirici, uyuşturucu
292.84
F13.14
F13.24
F13.94
292.84
F15.14
F15.24
F15.94
Kokain
292.84
F14.14
F14.24
F14.94
Başka (ya da bilinmeyen)
292.84
F19.14
F19.24
F19.94
(hallüsinojen)
ya da kaygı giderici
(sedatif, hipnotik ya da
anksiyolitik)
Amfetamin (ya da başka
bir uyarıcı)
bir madde
102
Depresyon Bozuklukları
Varsa belirtiniz (madde kümesine eşlik eden tanı için “Madde ile İlişkili ve Ba
ğımlılık Bozuklukları” bölümündeki Çizelge 1’e bakın):
Esriklik (entoksikasyon) sırasında başlayan: Maddeyle esriklik için tanı
ölçütleri karşılanıyorsa ve belirtiler esriklik sırasında gelişmişse.
Yoksunluk sırasında başlayan: Maddeden yoksunluk için tanı ölçütleri
karşılanıyorsa ve belirtiler yoksunluk sırasında ya da kısa bir zaman sonra
gelişmişse.
Yazarken İzlenecek Yol
ICD-9-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı depresyon bozukluğunun adı, dep
resyon belirtilerine neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. kokain, deksametazon) ile başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı öl
çütleri takımında yer alan çizelgeden seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen
maddeler için (örn. deksametazon), “başka bir madde” kodu kullanılmalıdır;
bir maddenin neden olucu etken olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin
özgül kümesinin bilinmediği durumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kul
lanılmalıdır.
Bozukluğun adından sonra, bu bozukluğun nasıl başladığı belirtilir (es
riklik sırasında başlayan, yoksunluk sırasında başlayan). Maddenin yol açtığı
bozuklukla madde kullanım bozukluğunu tek bir kod altında toplayan ICD10-CM’de yazarken izlenecek yoldan değişik olarak ICD-9-CM’de madde
kullanım bozukluğu için ayrı bir tanısal kod verilir. Sözgelimi, ağır bir kokain
kullanım bozukluğu olan bir erkekte, yoksunluk sırasında depresyon belirtileri
ortaya çıkması durumunda tanı 292.84 kokainin yol açtığı depresyon bozuk
luğu, yoksunluk sırasında başlayan olacaktır. 304.20 ağır kokain kullanım
bozukluğu ek tanısı da konur. Depresyon belirtilerinin ortaya çıkmasında
birden çok maddenin önem taşıdığı yargısına varılırsa, her biri ayrı ayrı
sıralanmalıdır (örn. 292.84 metilfenidatın yol açtığı depresyon bozukluğu,
yoksunluk sırasında başlayan; 292.84 deksametazonun yol açtığı depresyon
bozukluğu, esriklik sırasında başlayan).
ICD-10-CM. Maddenin/ilacm yol açtığı depresyon bozukluğunun adı,
depresyon belirtilerine neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. kokain,
deksametazon) ile başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı
ölçütleri takımında yer alan çizelgeden ve madde kullanım bozukluğu eştamsı
olup olmadığına göre seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen maddeler için
103
D e pre syon Bozuklukları
(örn. deksametazon), “başka bir madde” kodu kullanılmalıdır; bir maddenin
neden olucu etken olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin özgül kümesi
nin bilinmediği durumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adını yazarken, (varsa) madde kullanım bozukluğu eştanısı
önce yazılır, arkasından “ile birlikte” sözcükleri gelir, bunun arkasından da
madde kullanımının yol açtığı depresyon bozukluğunun adı gelir, ardından
nasıl başladığı belirtilir (esriklik sırasında başlayan, yoksunluk sırasında başla
yan). Sözgelimi, ağır bir kokain kullanım bozukluğu olan bir erkekte, yoksun
luk sırasında depresyon belirtilerinin ortaya çıkması durumunda tanı F14.24
ağır kokain kullanım bozukluğu ile birlikte kokainin yol açtığı depresyon
bozukluğu, yoksunluk sırasında başlayan olacaktır. Ayrı bir ağır kokain kul
lanım bozukluğu eştanısı konmayacaktır. Madde kullanım bozukluğu eştanısı
olmadan maddenin yol açtığı depresyon bozukluğu ortaya çıkarsa (örn. bir
kez ağır madde kullanımından sonra), eşlik eden herhangi bir madde kulla
nım bozukluğu belirtilmez (örn. F İ6.94 fensiklidinin yol açtığı depresyon
bozukluğu, esriklik sırasında başlayan). Çökkün duygudurum belirtilerinin
ortaya çıkmasında birden çok maddenin önem taşıdığı yargısına varılırsa, her
biri ayrı ayrı sıralanmalıdır (örn. F15.24 ağır metilfenidat kullanım bozukluğu
ile birlikte metilfenidatın yol açtığı depresyon bozukluğu, yoksunluk sırasında
başlayan; F19.94 deksatemazonun yol açtığı depresyon bozukluğu, esriklik
sırasında başlayan).
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Depresyon Bozukluğu
A.
Klinik görünümde, belirgin ve sürekli bir çökkün duygudurum dönemi ya
da bütün ya da neredeyse bütün etkinlikliklere karşı ilgide belirgin azalma
ya da bunlardan zevk almama durumu vardır.
B.
Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularında, bu bozukluğun, baş
ka bir sağlık durumunun doğrudan patofizyoloji ile ilgili bir sonucu olduğu
na ilişkin kanıtlar vardır.
C.
Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozuklukla (örn. tetikleyici etkenin ağır bir
sağlık sorunu olduğu çökkün duygudurumla giden uyum bozukluğu) daha
iyi açıklanamaz.
D.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
Depresyon Bozuklukları
104
E.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Kodlama notu: Başka bir sağlık durumuna bağlı depresyon bozukluğu için
ICD-9-CM kodu 293.83’tür ve belirleyici göz önünde bulundurulmaksızın bu
kod kullanılır. ICD-10-CM kodu belirleyiciye bağlıdır (aşağıda beliriltilmiştir):
Varsa belirtiniz:
(F06.31) Depresyon özellikleri gösteren: Yeğin depresyon dönemi için
tanı ölçütleri tam karşılanmamaktadır.
(F06.32) Yeğin (majör) depresyon benzeri dönem: Yeğin depresyon
dönemi için (C tanı ölçütü dışında) tanı ölçütleri karşılanmaktadır.
(F06.34) Karma özellikler gösteren: Mani ya da hipomani belirtileri de
vardır ancak klinik görünüme egemen değildir.
Kodlama notu: Diğer sağlık durumunu ruhsal bozukluğun adının içinde geçi
rin (örn. 293.83 [F06.31] hipotiroidiye bağlı depresyon bozukluğu, depresyon
özellikleri gösteren). Diğer sağlık durumu, genel sağlık durumuna bağlı depres
yon bozukluğunun öncesinde ayrı olarak kodlanmalı ve yazılmalıdır (örn. 244.9
[E03.9] hipotiroidi; 293.83 [F06.31] hipotiroidiye bağlı depresyon bozukluğu,
depresyon özellikleri gösteren).
Tanımlanmış Diğer Bir Depresyon Bozukluğu
311 (F32.8)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, depres
yon bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların depres
yon bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam
karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir depres
yon bozukluğu kategorisi, depresyon bozukluklarından herhangi özgül biri için
tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendi
ğinde kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer bir depresyon bozukluğu” diye
yazmanın ardından özel neden yazılır (örn. “kısa süreli depresyon dönemi”).
“Tanımlanmış diğer bir” adı kullanılarak belirlenebilecek görünümler için
örnekler şunlardır:
D e pre syon Bozuklukları
1.
105
Yineleyen kısa depresyon: Çökkün duygudurumla birlikte depresyonun
en az diğer dört belirtisinin eşzamanlı olarak, en az ardışık 12 ay boyunca,
en az ayda bir kez (aybaşı döngüsüne eşlik etmeden) 2-13 gün ortaya
çıktığı bir kişide, bu klinik görünüm hiçbir zaman için başka bir depresyon
bozukluğunun ya da ikiuçlu bozukluğun tanı ölçülerini karşılamamıştırve o
sırada herhangi bir psikoz bozukluğunun açık ya da artakalan tanı ölçütleri
karşılanmamaktadır.
2.
Kısa süreli depresyon dönemi (4-13 gün): Dört günden daha uzun, an
cak 14 günden daha kısa bir süreyle, çökkün duygulanımla birlikte yeğin
depresyon döneminin diğer sekiz belirtisinden en az dördüne, klinik açıdan
belirgin bir sıkıntının ya da işlevsellikte düşmenin eşlik ettiği bir kişide, bu
klinik görünüm hiçbir zaman için başka bir depresyon bozukluğunun ya da
ikiuçlu bozukluğun tanı ölçülerini karşılamamıştır ve o sırada herhangi bir
psikoz bozukluğunun açık ya da artakalan tanı ölçütleri karşılanmam akta
dır ve yineleyen kısa depresyonun tanı ölçütleri karşılanmamaktadır.
3.
Yeterli belirtisi olmayan depresyon dönemi: En az iki hafta süreyle,
çökkün duygulanımla birlikte yeğin depresyon döneminin diğer sekiz be
lirtisinden en az birine, klinik açıdan belirgin bir sıkıntının ya da işlevsellikte
düşmenin eşlik ettiği bir kişide, bu klinik görünüm hiçbir zaman için baş
ka bir depresyon bozukluğunun ya da ikiuçlu bozukluğun tanı ölçülerini
karşılamamıştır ve o sırada herhangi bir psikoz bozukluğunun açık ya da
artakalan tanı ölçütleri karşılanmamaktadır ve karma kaygı ve depresyon
bozukluğu tanı ölçütleri karşılanmamaktadır.
Tanımlanmamış Depresyon Bozukluğu
311 (F32.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, depres
yon bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların depres
yon bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam
karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış diğer depres
yon bozukluğu kategorisi, depresyon bozukluklarından herhangi özgül biri için
tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenme
diğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı durumlarda
(örn. acil servis koşullarında) kullanılır.
Depresyon Bozuklukları
106
Depresyon Bozuklukları Belirleyicileri
Varsa belirtiniz:
Bunaltılı sıkıntı: Bunaltılı sıkıntı, yeğin depresyon döneminin ya da süregiden depresyon bozukluğunun (distimi) çoğu günü boyunca, aşağıdaki
belirtilerden en az ikisinin varlığıyla tanımlanır:
1.
Bunalma ya da gerginlik duyma.
2.
Hiçbir biçimde dinginlik sağlayamama (olağandışı bir huzursuzluk
duyma).
3.
Kaygılarından oturu odaklanmakta güçlük çekme.
4.
Kötü bir şey olacağından korkma.
5.
Özdenetimini yitirecekmiş gibi olma.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: İki belirti.
Orta derecede: Üç belirti.
Orta derecede-ağır: Dört ya da beş belirti.
Ağır: Devinsel kışkırma (motor ajitasyon) ile birlikte dört ya da beş belirti.
Not: Hem birinci basamak sağlık kuruluşlarında, hem de ruh sağlığı kuruluşla
rında, hem ikiuçlu bozukluğun, hem de yeğin depresyon bozukluğunun belirgin
bir özelliğinin bunaltılı sıkıntının olması durumu olduğu bildirilmektedir. Yüksek
bunaltı düzeyi, intihar olasılığının artmasına, hastalığın daha uzun sürmesine
ve tedaviye yanıt almamama olasılığının yükselmesine yol açmaktadır. Sonuç
olarak, tedaviyi tasarlarken ve tedaviye alınan yanıtı izlerken, bunaltı içinde sı
kıntı düzeyinin varlığını ve ağırlık düzeyini doğru olarak belirlemek klinik açıdan
yarar sağlar.
Karma özellikler gösteren:
A.
Yeğin (majör) depresyon döneminin neredeyse her gününde, günün bü
yük bir kesiminde aşağıdaki mani/hipomani belirtilerinden en az üçü var
dır:
1.
Kabarmış, taşkın duygudurum.
2.
Benlik saygısında abartılı bir artış ya da büyüklük düşünceleri.
3.
Her zamankinden daha konuşkan olma ya da konuşmaya tutma.
D epresyon Bozuklukları
107
4.
Düşünce uçuşması ya da düşüncelerinin sanki birbirleriyle yarışıyor
gibi birbiri ardı sıra geldiğine ilişkin öznel yaşantı.
5.
İçsel güçte ya da amaca yönelik etkinlikte artma (toplumsal olarak,
işte ya da okulda ya da cinsel bağlamda).
6.
Kötü sonuçlar doğurabilecek etkinliklere daha çok ya da aşırı katılma
(örn. aşırı para harcama, düşüncesizce cinsel girişimlerde bulunma ya
da gereksiz iş yatırımları yapma).
7.
Uyku gereksiniminde azalma (örn. her zamankinden daha az bir uy
kuyla kendini dinlenmiş olarak duyumsar; uykusuzluk çekmenin tersi
ne).
B.
Karma belirtiler başkalarınca da gözlenebilir ve kişinin olağan davranışla
rında bir değişiklik vardır.
C.
Belirtileri, mani ya da hipomani için tanı ölçütlerini tam karşılayan kişilerde
tanı, ikiuçlu I ya da ikiuçlu II bozukluğu olmalıdır.
D.
Karma belirtiler, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir
ilaç ya da başka bir tedavi) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Not: Yeğin depresyon dönemine eşlik eden karma özelliklerin, ikiuçlu I ya
da ikiuçlu II bozukluğunun gelişme olasılığının yüksek olduğunu gösteren
bir etken olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak, tedaviyi tasarlarken ve teda
viye alınan yanıtı izlerken, bu belirleyicinin varlığını belirtmek klinik açıdan
yarar sağlar.
Melankoli özellikleri gösteren:
A.
B.
O sıradaki dönemin en ağır evresinde aşağıdakilerden en az biri vardır:
1.
Bütün ya da neredeyse bütün etkinliklerden zevk almama.
2.
Genelde zevk verebilecek uyaranlara karşı tepkisiz kalma (iyi bir şey
olduğunda, geçici olarak bile olsa, kendini çok daha iyi hissetmez).
Aşağıdakilerden üçü (ya da daha çoğu):
1.
Derin bir bunalım, umutsuzluk ve/ya da somurtkanlık ya da duygusal
boşluk yaşama olarak adlandırılabilecek bir duygudurum ile belirli,
değişik nitelikte bir çökkün duygudurum.
2.
Depresyon, sürekli olarak sabahları daha kötüdür.
3.
Sabah erken uyanma (her zamanki uyanma saatinden en az iki saat
önce).
4.
Belirgin bir psikodevinsel kışkırma (psikomotor ajitasyon) ya da ya
vaşlama.
Depresyon Bozuklukları
108
5.
Yeme isteğinde belirgin azalma ya da kilo verme.
6.
Aşırı ya da uygunsuz suçluluk duyguları.
Not: Dönemin en ağır evresinde bu özellikler varsa, “melankoli özellikleri gös
teren” belirleyicisi kullanılır. Zevk alabilme yeterliği, neredeyse, yalnızca azal
mış değil, tam olarak ortadan kalkmıştır. Duygudurumda tepkiselliğin olma
dığını değerlendirmek için yol gösterici bir kılavuz, çok istendik olayların bile
duygudurumda belirgin bir açılmaya neden olmamasıdır. Duygudurum ya hiç
açılmaz ya da ancak bir ölçüde açılır (örn. bir kezde, ancak birkaç dakika sü
reyle, olağan düzeyinin % 20-40’ı oranına dek). “Melankoli özellikleri gösteren”
belirleyicisine özgü duygudurumun “değişik niteliği” vardır, melankoli özellikleri
göstermeyen depresyon dönemi sırasında görülen duygudurumdan nitelik ola
rak çok değişiktir. Yalnızca daha ağır, daha uzun süreli ya da ortada bir neden
yokken ortaya çıktı olarak tanımlanan çökkün duygudurum değişik bir nitelik
olarak sayılamaz. Psikodevinsel değişiklikler neredeyse her zaman bulunur ve
başkalarınca gözlenebilir.
Aynı kişide, değişik zamanlarda ortaya çıkan dönemlerde, melankoli özel
liklerinin yineleme eğilimi oldukça düşüktür. Ayakta tedavi gören hastalardan
çok yatarak tedavi gören hastalarda görülür; ağır olmayan yeğin depresyon dö
nemlerinde, ağır dönemlere göre daha az görülür ve daha çok psikoz özellikleri
gösterenlerde ortaya çıkma eğilimi gösterir.
Değişiktür (atîpik) özellikleri gösteren: O sıradaki ya da en son yeğin (majör)
depresyon döneminin çoğu gününde aşağıdaki özellikler baskın olduğunda bu
belirleyici kullanılabilir:
A.
Duygudurumda tepkisellik (gerçek ya da gerçek olabilecek olaylar karşı
sında duygudurum açılır).
B.
Aşağıdaki özelliklerden ikisi (ya da daha çoğu):
1.
Belirgin bir kilo alımı ya da yeme isteğinde artma.
2.
Çok uyku uyuma (hipersomni).
3.
Kurşun paralizisi (kolları ve bacakları, ağırlaşmış, kurşun gibi duyum
sama).
4.
Belirgin bir toplumsal ya da işle ilgili işlevsellikte bozulmayla sonuçla
nan, uzun süreli, başkalarından kabul görmeme duyarlılığı (duygudu
rum bozukluğu dönemleriyle sınırlı değildir).
C.
Aynı dönemde, “melankoli özellikleri gösteren” ya da “katatoni ile giden”
belirleyicileri için tanı ölçütleri karşılanmamıştır.
Not: “Değişiktür (atipik) depresyon”un tarihsel bir önemi vardır (değişiktür,
ayakta tedavi gören hastalara seyrek olarak depresyon tanısının konduğu ve
D e pre syon Bozuklukları
109
ergenlere ya da genç erişkinlere neredeyse hiç böyle bir tanının konmadığı za
manlarda bir ölçü olarak kabul edilen depresyonun, “endojen”, kışkırmayla gi
den alışılageldik görünümlerine ters düşer) ve bugün, sık görülmeyen bir durum
ya da adının çağnştırdığından değişik olarak, olağandışı bir klinik görünüm gibi
görülmemektedir.
Duygudurum tepkiselliği, olumlu olaylarla karşılaşıldığında sevinebilme ye
terliğidir (örn. çocuklarının gelmesi, başkalarının övmesi). Dış koşullar iyi olursa,
duygudurum uzun süreli olarak bile ötimi (üzüntülü olmama) durumunda kalabi
lir. Yeme isteğinde artma, açıkça daha çok yemek yeme ya da kilo alma ile ken
dini belli edebilir. Çok uyku uyuma (hipersomni), gün içinde, toplamda en az 10
saati geçen (ya da depresyonda olunmadığı döneme göre en az iki saat daha
uzun olan) gündüz uykularını ya da gece uykusunun uzamasını kapsayabilir.
Kurşun paralizisi, genellikle kollarda ya da bacaklarda ortaya çıkan, ağırlaşmış,
kurşun gibi ya da üzerine büyük bir yük binmiş gibi bir duyum olarak tanımlanır.
Bu duyum, günde en az bir saat, ancak çoğu zaman, bir başladığında saatlerce
sürer. Başkalanndan kabul görmemeyle ilgili aşın duyarlılık, diğer değişiktür
özelliklerinden ayrı olarak, erken yaşlarda başlayan ve erişkinlik yıllannca süren
bir kişilik özelliğidir. Kabul görmemeyle ilgili duyarlılık, kişi depresyondayken
de, depresyonda değilken de ortaya çıkar, ancak yine de depresyon dönemleri
sırasında alevlenebilir.
Psikoz özellikleri gösteren: Sanrılar ya da varsanılar vardır.
Duygudurumla uyumlu psikoz özellikleri gösteren: Bütün sannların ve
varsanıların içeriği, kişisel yetersizlik, suçluluk, hastalık, ölüm, nihilizm ya da
cezalandınlmayı hak etme gibi depresyon konulanyla tutarlılık içindedir.
Duygudurumla uyumlu olmayan psikoz özellikleri gösteren: Sanrıların
ve varsanıların içeriği, kişisel yetersizlik, suçluluk, hastalık, ölüm, nihilizm
ya da cezalandırılmayı hak etme gibi depresyon konularını kapsamaz ya
da İçerik duygudurumla uyumlu ve duygudurumla uyumlu olmayan psikoz
özelliklerinin bir karışımından oluşur.
Katatoni ile giden: Dönemin büyük bir kesiminde katatoni özellikleri bulunursa
mani ya da depresyon dönemi için bu belirleyici kullanılır. Bir ruhsal duruma eş
lik eden katatoni için tanı ölçütleriyle ilgili olarak “Şizofreni Açılımı Kapsamında
ve Psikozla Giden Diğer Bozukluklar” bölümüne bakınız.
Doğum zamanı (peripartum) başlayan: Duygudurum belirtileri, gebelik sıra
sında ya da doğumdan sonraki dört hafta içinde ortaya çıkarsa, o sıradaki yeğin
depresyon dönemi için ya da tanı ölçütleri o sırada tam olarak karşılanmıyorsa,
en son yeğin depresyon dönemi için bu belirleyici kullanılabilir.
Depresyon Bozuklukları
110
Not: Duygudurum dönemleri gebelik sırasında ya da doğum sonrası baş
lamış olabilir. Doğum sonrası izlem süresine göre öngörüler değişmek
le birlikte, kadınların % 3 -6 ’sının gebelik sırasında ya da doğum sonrası
haftalar ya da aylar içinde yeğin (majör) depresyon dönemi geçireceği
öngörülmektedir. “Doğum sonrası (pastpartum)” yeğin depresyon dö
nemlerinin yüzde 5 0 ’si gerçekte doğum öncesi başlar. Dolayısıyla, bu dö
nemler, topluca, doğum zamanı (péripartum) dönemler olarak adlandırılır.
Doğum zamanı yeğin depresyon dönemleri olan kadınlarda çoğu zaman
ağır kaygı, hatta panik atakları olur. İleriye dönük çalışmalar, gebelik sı
rasında duygudurum ve kaygı belirtilerinin yanı sıra “bebek üzüncü”nün
de, doğum sonrası yeğin depresyon dönemi geçirme olasılığını artırdığını
göstermiştir.
Doğum zamanı başlayan duygudurum dönemleri psikoz özellikleri gös
terebilir ya da göstermeyebilir. Bebeğini öldürme eyleminin en sık görül
düğü dönemler, bebeğini öldürmesiyle ilgili komut varsanılarının ya da be
beğin içine şeytan girdiğiyle ilgili sanrıların olduğu doğum sonrası psikoz
dönemleridir, ancak doğum sonrası ağır duygudurum dönemlerinde de
yukarıda sözü edilenlere benzer özgül sanrılar ya da varsanılar olmaksızın
başka psikoz belirtileri ortaya çıkabilir.
Psikoz özellikleri gösteren doğum sonrası duygudurum (yeğin dep
resyon ya da mani) dönemleri, 500-1000 doğumda bir ortaya çıkıyor gibi
görünmektedir ve ilk doğum sonrası daha sık görülüyor olabilir. Psikoz
özellikleri gösteren doğum sonrası dönemlerin ortaya çıkma olasılığı, daha
önceden doğum sonrası duygudurum dönemi geçirmiş kadınlarda özellik
le yüksektir, ancak geçirilmiş depresyon ya da ikiuçlu bozukluk (özellikle
ikiuçlu I bozukluğu) öyküsü olan ve ailesinde ikiuçlu bozukluk öyküsü bu
lunan kadınlarda da yüksektir.
Bir kadın, bir kez, psikoz özellikleri gösteren doğum sonrası dönem
geçirmişse, bu durumun sonraki her doğumda yineleme olasılığı % 3050 arasında değişir. Doğum sonrası dönemler, doğum sonrası evrede
ortaya çıkan deliryumdan ayırt edilmelidir. Bilinç ve dikkat düzeyinde
dalgalanmalar olması deliryumu düşündürür. Doğum sonrası evre, nöroendokrin değişimlerin derecesi ve ruhsal-toplumsal uyum süreci, hasta
nın emziriyor olmasının tedavi sürecini etkileyebilmesi ve doğum sonrası
duygudurum bozukluğu geçirmiş olma öyküsünün, daha sonra çocuk
yapmak isteyip istememeyi etkileyebilecek olması yüzünden çok özel bir
evredir.
Mevsimsel örün tü gösteren: Bu belirleyici yineleyici yeğin (majör) dep
resyon bozukluğuna uygulanır.
D e pre syon Bozuklukları
A.
111
Yeğin depresyon bozukluğunda, yeğin depresyon dönemlerinin başlama
sı ile yılın belirli bir zamanı arasında (örn. sonbahar ya da kış), düzenli
olarak, zamansal bir ilişki olmuştur.
Not: Mevsimsel ilişkisi olan ruhsal-toplumsal tetikleyici etkenlerin açık et
kilerinin olduğu (örn. düzenli olarak her kış işsiz kalma) olguları katmayı
nız.
B.
Yılın belirli bir zamanında da tam yatışma (ya da yeğin depresyondan ma
niye ya da hipomaniye geçiş) olur (örn. ilkbaharda depresyon ortadan kal
kar).
C.
Son iki yıl içinde, yukanda tanımlandığı gibi, zamansal olarak, mevsimsel
bir ilişki gösteren en az iki depresyon dönemi olmuştur ve bu iki yıl içinde,
mevsimsel olmayan dönemler ortaya çıkmamıştır.
D.
Mevsimsel yeğin depresyon dönemleri (yukanda tanımlandığı gibi), kişinin
yaşam boyu ortaya çıkmış olan mevsimsel olmayan yeğin depresyon dö
nemlerinden sayıca daha çok olmuştur.
Not: Bu “mevsimsel örüntü gösteren” belirleyicisi, yeğin depresyon bozuklu
ğu, yineleyen’de yeğin depresyon dönemleri örüntüsü için kullanılabilir. Başlı
ca özelliği, yeğin depresyon dönemlerinin yılın belirli zamanlarında başlıyor ve
yatışıyor olmasıdır. Çoğu olguda bu dönemler sonbahar ya da kış aylarında
başlar ve ilkbaharda yatışır. Daha az sıklıkla, yaz aylarında yineleyen depres
yon dönemleri olabilir. Dönemlerin böyle başlıyor ve yatışıyor olma örüntüsü
en az iki yıl sürmüş olmalıdır ve bu süre İçinde mevsimsel olmayan dönemler
olmamış olmalıdır. Ayrıca, mevsimsel depresyon dönemleri, kişinin yaşamı bo
yunca ortaya çıkmış olan mevsimsel olmayan dönemlerinden sayıca daha çok
olmalıdır.
Bu örüntünün mevsimsel ilişkisi olan ruhsal-toplumsal tetikleyici etkenlerle
(örn. mevsimsel işsizlik ya da okul günleri) daha iyi açıklandığı durumlarda bu
belirleyici kullanılmamalıdır. Mevsimsel örüntüde ortaya çıkan yeğin depresyon
dönemleri, çoğu zaman, yüksek bir içsel güç, çok uyku uyuma, çok yemek
yeme, kilo alma ve karbohidratlara aşırı düşkünlük gösterme ile belirlidir. Mev
simsel örüntünün, yineleyen yeğin depresyon bozukluğunda mı, yoksa ikiuçlu
bozukluklarda mı daha çok görüldüğü açık değildir. Ancak, ikiuçlu bozukluklar
kümesinde mevsimsel örüntü, ikiuçlu I bozukluğunda olduğundan daha çok
ikiuçlu II bozukluğunda görülür. Kimilerinde, mani ya da hipomani dönemlerinin
başlamasıyla belirli bir mevsim arasında da bir ilişki olabilir.
Kış türü mevsimsel örüntünün görülme sıklığı, kişinin içinde bulunduğu en
leme, yaşa ve eşeye göre değişir. Görülme sıklığı yukarı enlemlerde artar. Kişi
nin yaşı da mevsimsellik için güçlü bir kestirim sağlar, gençlerde kış aylarında
depresyon dönemi ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir.
Depresyon Bozuklukları
112
Varsa belirtiniz:
Tam olmayan yatışm a gösteren: Bir önceki yeğin depresyon döneminin
belirtileri vardır, ancak tanı ölçütleri tam karşılanmamaktadır ya da böyle
bir dönemin bitmesinden sonra yeğin depresyon döneminin belirgin belir
tilerinin olmadığı iki aydan daha kısa bir süre vardır.
Tam yatışm a gösteren: Son iki ay içinde, bu bozukluğun belirgin belirti
ve bulguları yoktur.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağırlık tanı ölçütü, belirti sayısına, bu belirtilerin ağırlığına ve işlevsel yetiyitiminin derecesine bağlıdır.
Ağır olmayan: Belirtileri, varsa bile çok azdır ve ancak tanı ölçütlerini kar
şılayacak sayıdadır, yoğunluğu açısından belirtiler sıkıntı verici bir düzey
dedir ancak belirtilerin üstesinden gelinebilir ve bu belirtiler toplumsal ya
da işle ilgili işlevsellikte çok az bir bozulmaya neden olur.
Orta derecede: Belirtilerin sayısı, yoğunluğu ve/ya da işlevsellikte bozul
ma “ağır olmayan’Ma “ağır” arasında orta bir yerdedir.
Ağır: Belirtilerin sayısı, tanı konması için gerekenden daha çoktur, yoğun
luk açısından belirtiler çok sıkıntı verici bir düzeydedir ve belirtilerin üste
sinden gelinemez, belirtiler toplumsal ve işle ilgili işlevselliği belirgin olarak
bozmaktadır.
ftaygs
Sfözukâuiktar»
Ayrılma Kaygısı Bozukluğu
309.21 (F93.0)
A.
Aşağıdakîlerden en az üçünün olması ile belirli, kişinin bağlandığı insan
lardan ayrılmasıyla ilgili, gelişimsel olarak uygun olmayan ve aşın düzeyde
bir kaygı ya da korku duyması:
1.
Evden ya da bağlandığı başlıca kişilerden ayrılacak gibi olduğunda ya
da ayrıldığında hep aşın tasalanma.
2.
Bağlandığı başlıca kişileri yitireceği ya da bu kişilerin başına, hastalık,
yaralanma, yıkım, ölüm gibi kötü bir olay geleceğiyle ilgili olarak, sü
rekli bir biçimde, aşırı tasalanma.
3.
Bağlandığı başlıca kişilerden birinden ayrılmaya neden olacak, isten
medik bir olay (örn. kaybolma, kaçırılma, bir kaza geçirme, hastalan
ma) yaşayacağıyla ilgili olarak, sürekli bir biçimde, aşırı tasalanma.
4.
Ayrılma korkusundan ötürü, okula, işe ya da başka bir yere gitmek
için dışarı çıkmayı, evden uzaklaşmayı hiç istememe ya da buna karşı
koyma.
5.
Evde ya da başka ortamlarda tek başına kalmaktan ya da bağlandığı
başlıca kişilerle birlikte olmamaktan, sürekli bir biçimde, aşırı korku
duyma ya da bu konuda isteksizlik gösterme.
113
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları
114
6.
Evinin dışında ya da bağlandığı başlıca kişilerden biri yanında olma
dan uyuma konusunda isteksizlik gösterme ya da buna karşı koyma.
7.
Yineleyici bir biçimde, ayrılma konusunu da içerene karabasanlar
görme.
8.
Bağlandığı başlıca kişilerden ayrıldığında ya da ayrılacak gibi oldu
ğunda bedensel belirtilerle (örn. baş ağrıları, karın ağrıları, bulantı,
kusma) ilgili yineleyen yakınmalarının olması.
B.
Bu korku, kaygı ya da kaçınma süreklilik gösterir, çocuklarda ve ergenler
de en az dört hafta, erişkinlerde altı ay ya da daha uzun sürer.
C.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, okulla ilgi
li, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte
düşmeye neden olur.
D.
Bu bozukluk, otizm açılımı kapsamında bozuklukta değişikliğe aşırı direnç
göstermekten ötürü evden ayrılmaya karşı koyma, psikozla giden bozuk
luklarda ayrılmaya ilişkin sanrılar ya da varsanılar, agorafobide güvenilir
bir eşlikçi olmadan dışarı çıkmaya karşı koyma, yaygın kaygı bozukluğun
da önem verdiği diğer kişilerin başına bir hastalık ya da başka kötü bir
olay gelecek olmasından ötürü kaygılanma ya da hastalık kaygısı bozuk
luğunda bir hastalığının olduğuna ilişkin kaygı duyma gibi başka bir ruhsal
bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Seçici Konuşmazlık (Mutizm)
312.23 (F94.0)
A.
Başka durumlarda konuşuyor olmasına karşın, konuşmasının beklendiği
özgül toplumsal durumlarda (örn. okulda), sürekli bir biçimde, konuşamı
yor olma.
B.
Bu bozukluk, eğitimle ya da işle ilgili başarıyı engeller ya da toplumsal
iletişimi bozar.
C.
Bu bozukluğun süresi en az bir aydır (okulun birinci ayıyla sınırlı değildir).
D.
Konuşamıyor olma, söz konusu toplumsal durumda konuşulan dili bilme
me ya da o dilde rahat konuşamama ile ilişkili değildir.
E.
Bu bozukluk, iletişim bozukluğu (örn. çocuklukta başlayan akıcılık bozuk
luğu) ile daha iyi açıklanamaz ve yalnızca otizm açılımı kapsamında bo
zukluğun, şizofreninin ya da psikozla giden başka bir bozukluğun gidişi
sırasında ortaya çıkmamıştır.
115
Kaygı (A nksiyete) Bozuklukları
Özgül Fobi
A.
Özgül bir nesne ya da durumla İlgili olarak belirgin bir korku ya da kay
gı duyma (örn. uçağa binme, yükseklikler, hayvanlar, iğne yapılması, kan
görme).
Not: Çocuklarda, korku ya da kaygı, ağlama, bağırıp çağırarak tepinme,
donakalma ya da sıkıca sarılma ile kendini gösterebilir.
B.
Fobi kaynağı nesne ya da durum, neredeyse her zaman, doğrudan korku
ya da kaygı doğurur.
C.
Fobi kaynağı nesne ya da durumdan etkin bir biçimde kaçınılır ya da yo
ğun bir korku ya da kaygı ile buna katlanılır.
D.
E.
Duyulan korku ya da kaygı, özgül nesne ya da durumun yarattığı gerçek
tehlikeye göre ve toplumsal-kültürel bağlamda orantısızdır.
Korku, kaygı ya da kaçınma sürekli bir durumdur, altı ay ya da daha uzun
sürer.
F.
Korku, kaygı ya da kaçınma, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da top
lumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlev
sellikte düşmeye neden olur.
G.
Bu bozukluk, panik benzeri belirtilere ya da yetersizleştiren belirtilere
(agorafobide olduğu gibi) eşlik eden korku, kaygı ya da kaçınma gibi; ta
kıntılarla ilişkili nesneler ya da durumlar gibi (takıntı-zorlantı bozukluğun
da olduğu gibi); örseleyici olayların anımsatıcıları gibi (örselenme sonrası
gerginlik bozukluğunda olduğu gibi); evden ya da bağlandığı kişilerden
aynlma gibi (aynlma kaygısı bozukluğunda olduğu gibi) ya da toplumsal
durumlar gibi (toplumsal kaygı bozukluğunda olduğu gibi) başka bir ruhsal
bozukluğun belirtileriyle daha iyi açıklanamaz.
Varsa belirtiniz:
Fobi kaynağı uyarana göre kodlanır:
300.29 (F40.218) Hayvan (örn. örümcekler, böcekler, köpekler)
300.29 (F40.228) Doğal çevre (örn. yükseklikler, fırtınalar, su)
300.29 (F40.23x) Kan-iğne-yaralanma (örn iğneler, sağlıkla ilgili
girişimler)
Kodlama notu: Özgül ICD-10-CM kodunu şöyle seçin: F40.230 kan
korkusu; F40.231 iğne ya da kan verme korkusu; F40.232 sağlıkla
ilgili bir işlem korkusu ya da F40.233 yaralanma korkusu.
116
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları
300.29 (F40.248) Durumsal (örn. uçaklar, asansörler, kapalı yerler)
300.29 (F40.298) Diğer (soluğun tıkanmasına ya da kusmaya yol açabilen
durumlar; çocuklarda, örn. yüksek sesler ya da özel giysili kişiler)
Kodlama notu. Birden çok fobi kaynağı uyaran varsa, uygulanabilecek bütün
ICD-10-CM kodlarını verin (örn. yılanlardan ve uçağa binmekten korkma için,
F40.218 özgül fobi, hayvan ve F40.248 özgül fobi, durumsal).
Toplumsal Kaygı Bozukluğu (Sosyal Fobi)
300.23 (F40.10)
A.
Kişinin, başkalarınca değerlendirilebilecek olduğu bir ya da birden çok
toplumsal durumda belirgin bir korku ya da kaygı duyması. Örnekleri ara
sında toplumsal etkileşmeler (örn. karşılıklı konuşma, tanımadık insanlarla
karşılaşma), gözlenme (örn. yemek yerken ya da içerken) ve başkalarının
önünde bir eylemi gerçekleştirme (örn. bir konuşma yapma) vardır.
Not: Çocuklarda kaygı, yaşıtlarının olduğu ortamlarda ortaya çıkmalı ve
yalnızca erişkinlerle olan etkileşmeler sırasında ortaya çıkmamalıdır.
B.
Kişi, olumsuz olarak değerlendirilecek bir biçimde davranmaktan ya da
kaygı duyduğuna ilişkin belirtiler göstermekten korkar (küçük düşeceği ya
da utanç duyacağı bir biçimde; başkalarınca dışlanacağı ya da başkaları
nın kırılmasına yol açacak bir biçimde).
C.
Söz konusu toplumsal durumlar, neredeyse her zaman, korku ya da kaygı
doğurur.
Not: Çocuklarda, korku ya da kaygı, ağlama, bağırıp çağırarak tepinme,
donakalma, sıkıca sarılma, sinme ya da toplumsal durumlarda konuşamama ile kendini gösterebilir.
D.
Söz konusu toplumsal durumlardan kaçınılır ya da yoğun bir korku ya da
kaygı ile bunlara katlanılır.
E.
Duyulan korku ya da kaygı, söz konusu toplumsal ortamda çekinilecek
duruma göre ve toplumsal-kültürel bağlamda orantısızdır.
F.
Korku, kaygı ya da kaçınma sürekli bir durumdur, altı ay ya da daha uzun
sürer.
G.
Korku, kaygı ya da kaçınma, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da top
lumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlev
sellikte düşmeye neden olur.
117
Kaygı (A nksiyete) Bozuklukları
H.
Korku, kaygı ya da kaçınma, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir
madde, bir ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkileri
ne bağlanamaz.
I.
Korku, kaygı ya da kaçınma, panik bozukluğu, beden algısı bozukluğu ya
da otizm açılımı kapsamında bozukluk gibi başka bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz.
J.
Sağlığı ilgilendiren başka bir durum varsa (örn. Parkinson hastalığı, şiş
manlık, yanık ya da yaralanmadan kaynaklanan biçimsel bozukluk), korku,
kaygı ya da kaçınma bu durumla açıkça ilişkisizdir ya da aşırı bir düzeyde
dir.
Varsa belirtiniz:
Yalnızca bir eylemi gerçekleştirme sırasında: Duyulan korku, toplum
önünde konuşma ya da başka bir eylemi gerçekleştirme ile sınırlı ise.
Panik Bozukluğu
300.01 (F41.0)
A.
Yineleyen beklenmedik panik atakları. Bir panik atağı, dakikalar içinde
doruğa ulaşan ve o sırada aşağıdaki belirtilerden dördünün (ya da daha
çoğunun) ortaya çıktığı, birden yoğun bir korku ya da yoğun bir içsel sıkın
tının bastırdığı bir durumdur:
Not: Böyle bir durum, kişinin dingin ya da kaygılı olduğu bir durumda bir
den bastırabilir.
1.
Çarpıntı, kalbin küt küt atması ya da kalp hızının artması.
2.
Terleme.
3.
Titreme ya da sarsılma.
4.
Soluğun daraldığı ya da boğuluyor gibi olma duyumu.
5.
Soluğun tıkandığı duyumu.
6.
Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma.
7.
Bulantı ya da karın ağrısı.
8.
Baş dönmesi, ayakta duramama, sersemlik ya da bayılacak gibi
olma duyumu.
9.
Titreme, üşüme, ürperme ya da ateş basması duyumu.
118
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları
10.
11.
Uyuşmalar (duyumsuzluk ya da karıncalanma duyumları).
Gerçekdışılık (“derealizasyon”, gerçekdışı olma duyumu) ya da ken
dine yabancılaşma (“depersonalizasyon”, kendinden kopma duyu
mu).
12.
Denetimini yitirme ya da “çıldırma” korkusu.
13.
Ölüm korkusu.
Not: Kültüre özgü belirtiler (örn. kulak çınlaması, boyun ağrısı, baş ağrısı,
denetim dışı çığlık atma ya da ağlama) görülebilir. Bu belirtiler, gereken
dört belirtiden biri olarak sayılmamalıdır.
B.
Ataklardan en az birinden sonra, aşağıdakilerden biri ya da her ikisi de bir
ay (ya da daha uzun bir) süreyle olur:
1.
Başka panik ataklarının olacağı ya da bunların olası sonuçlarıyla (örn.
denetimimi yitirme, kalp krizi geçirme, “çıldırma”) ilgili olarak sürekli
bir kaygı duyma ya da tasalanma.
2.
Ataklarla ilgili olarak, uyum bozukluğuyla giden davranış değişiklikleri
(örn. spor yapmaktan ya da tanıdık, bildik olmayan durumlardan ka
çınma gibi panik atağı geçirmekten kaçınmak için tasarlanmış davra
nışlar) gösterme.
C.
Bu bozukluk, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç)
ya da başka bir sağlık durumunun (örn. hipertiroidi, kalp-akciğer hastalık
ları) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
D.
Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozuklukla daha İyi açıklanamaz (örn. pa
nik atakları, toplumsal kaygı bozukluğunda olduğu gibi, yalnızca korkulan
toplumsal durumlara tepki olarak; özgül fobide olduğu gibi, sınırlı birtakım
fobi kaynağı nesneler ya da durumlara tepki olarak; takıntı-zorlantı bozuk
luğunda olduğu gibi takıntılara tepki olarak; örselenme sonrası gerginlik
bozukluğunda olduğu gibi örseleyici olayların anımsatıcılarına tepki olarak
ya da ayrılma kaygısı bozukluğunda olduğu gibi bağlandığı kişilerden ay
rılmaya tepki olarak ortaya çıkmamaktadır).
Panik Atağı Belirleyicisi
Not: Bir panik atağını tanımak amacıyla belirtileri burada verilmektedir, ancak
panik atağı ruhsal bir bozukluk değildir ve kodlanamaz. Panik atakları, kaygı
bozuklukları bağlamında ortaya çıkabildiği gibi diğer ruhsal bozukluklarda (örn.
depresyon bozuklukları, örselenme sonrası gerginlik bozukluğu, madde kulla-
Kaygı (A nksiyete) Bozuklukları
119
mm bozuklukları) ve birtakım sağlık durumlarında (örn. kalple ilgili, solunum
la ilgili, dengeduyumsal [vestibüler], mide-bağırsakla ilgili) da ortaya çıkabilir.
Bir panik atağının varlığı tanılandığında, bir belirleyici olarak belirtilmelidir (örn.
“panik atakları ile giden örselenme sonrası gerginlik bozukluğu). Panik bozuk
luğunda, panik atağının varlığı bu bozukluk için tanı ölçütleri içinde kapsanır ve
panik atağı bir belirleyici olarak kullanılmaz.
Dakikalar içinde doruğa ulaşan ve o sırada aşağıdaki belirtilerden dördünün (ya
da daha çoğunun) ortaya çıktığı, birden yoğun bir korku ya da yoğun bir içsel
sıkıntının bastırdığı bir durumdur:
Not: Böyle bir durum, kişinin dingin ya da kaygılı olduğu bir durumda birden
bastırabilir.
1.
Çarpıntı, kalbin küt küt atması ya da kalp hızının artması.
2.
Terleme.
3.
Titreme ya da sarsılma.
4.
Soluğun daraldığı ya da boğuluyor gibi olma duyumu.
5.
Soluğun tıkandığı duyumu.
6.
Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma.
7.
Bulantı ya da karın ağnsı.
8.
Baş dönmesi, ayakta duramama, sersemlik ya da bayılacak gibi
olma duyumu.
9.
Titreme, üşüme, ürperme ya da ateş basması duyumu.
10.
Uyuşmalar (duyumsuzluk ya da karıncalanma duyumları).
11.
Gerçekdışılık (“derealizasyon”, gerçekdışı olma duyumu) ya da ken
dine yabancılaşma (“depersonalizasyon”, kendinden kopma duyu
mu).
12.
Denetimini yitirme ya da “çıldırma” korkusu.
13.
Ölüm korkusu.
Not: Kültüre özgü belirtiler (örn. kulak çınlaması, boyun ağnsı, baş ağrısı, dene
tim dışı çığlık atma ya da ağlama) görülebilir. Bu belirtiler, gereken dört belirti
den biri olarak sayılmamalıdır.
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları
120
Agorafobi
300.22 (F40.00)
A.
B.
Aşağıdaki beş durumdan ikisi (ya da daha çoğu) ile ilgili olarak belirgin
korku ya da kaygı duyma.
1.
Toplu taşıma araçlarını kullanma (örn. otomobiller, otobüsler, trenler,
gemiler, uçaklar).
2.
Açık yerlerde bulunma (örn. otoparklar, alışveriş merkezleri, köprü
ler).
3.
Kapalı yerlerde bulunma (örn. mağazalar, tiyatrolar, sinemalar).
4.
Sırada bekleme ya da kalabalık bir yerde bulunma.
5.
Tek başına evin dışında olma.
Kişi, kaçmanın güç olabileceğin! ya da panik benzeri ya da yetersizleştiren
ya da utanç veren (örn. yaşlılarda düşme korkusu; altına kaçırma korkusu)
diğer belirtilerin olması durumunda yardım alamayabileceğini düşündüğü
için bu tür durumlardan korkar ya da kaçınır.
C.
Agorafobi kaynağı durumlar, neredeyse her zaman, korku ya da kaygı do
ğurur.
D.
Agorafobi kaynağı durumlardan etkin bir biçimde kaçınılır, bir eşlikçiye
gereksinilir ya da yoğun bir korku ya da kaygı ile buna katlanılır.
E.
Duyulan korku ya da kaygı, agorafobi kaynağı durumların yarattığı gerçek
tehlikeye göre ve toplumsal-kültürel bağlamda orantısızdır.
F.
Korku, kaygı ya da kaçınma sürekli bir durumdur, altı ay ya da daha uzun
sürer.
G.
Korku, kaygı ya da kaçınma, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da top
lumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlev
sellikte düşmeye neden olur.
H.
Sağlığı ilgilendiren başka bir durum varsa (örn. inflamatuvar bağırsak has
talığı, Parkinson hastalığı), korku, kaygı ya da kaçınma açıkça aşırı bir dü
zeydedir.
I.
Korku, kaygı ya da kaçınma, başka bir ruhsal bozukluğun belirtileriyle
daha iyi açıklanamaz. Sözgelimi, belirtileri özgül fobi, durumsal tür ile sı
nırlı değildir; yalnızca toplumsal durumları (toplumsal kaygı bozukluğunda
olduğu gibi) kapsamaz ve yalnızca takıntılarla (takıntı-zorlantı bozuklu
Kaygı (A nksiyete) Bozuklukları
121
ğunda olduğu gibi), dış görünümle ilgili algılanan kusurlarla (beden algısı
bozukluğunda olduğu gibi), örseleyici olaylan anımsatıcılarla (örselenme
sonrası gerginlik bozukluğunda olduğu gibi) ya da ayrılma korkusuyla (ay
rılma kaygısı bozukluğunda olduğu gibi) ilişkili değildir.
Not: Agorafobi tanısı, panik bozukluğu olup olmadığına bakılmaksızın konur.
Kişinin klinik görünümü, hem panik bozukluğu, hem de agorafobi için tanı öl
çütlerini karşılıyorsa, her iki tanı birlikte konmalıdır.
Yaygın Kaygı Bozukluğu
300.02 (F41.1)
A.
En az altı aylık bir sürenin çoğu gününde, birtakım olaylar ya da etkinlik
lerle (işte ya da okulda başan gösterebilme gibi) ilgili olarak, aşırı bir kaygı
ve kuruntu (kaygılı beklenti) vardır.
B.
Kişi, kuruntularını denetim altına almakta güçlük çeker.
C.
Bu kaygı ve kuruntuya, aşağıdaki altı belirtiden üçü (ya da daha çoğu)
eşlik eder (en azından kimi belirtiler son altı ayın çoğu gününde bulunmuş
tur):
Not: Çocuklarda yalnızca bir maddenin olması yeteıiidir.
1.
Dinginleşememe (huzursuzluk) ya da gergin ya da sürekli diken üze
rinde olma.
2.
Kolay yorulma.
3.
Odaklanmakta güçlük çekme ya da zihnin boşalması.
4.
Kolay kızma.
5.
Kas gerginliği.
6.
Uyku bozukluğu (uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte güçlük
çekme ya da dinlendirmeyen, doyurucu olmayan bir uyku uyuma).
D.
Kaygı, kuruntu ya da bedensel belirtiler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya
ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanların
da işlevsellikte düşmeye neden olur.
E.
Bu bozukluk, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç)
ya da başka bir sağlık durumunun (örn. hipertiroidi) fizyolojiyle ilgili etkile
rine bağlanamaz.
122
F.
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları
Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz (örn. panik
bozukluğunda panik atakları olacağına ilişkin kaygı ya da kuruntu, top
lumsal kaygı bozukluğunda [sosyal fobi] olumsuz değerlendirilme, takıntızorlantı bozukluğunda bulaşma ya da diğer takıntılar, ayrılma kaygısı
bozukluğunda bağlandığı kişilerden ayrılma, örselenme sonrası gerginlik
bozukluğunda örseleyici olayların anımsatıcıları, anoreksiya nervozada
kilo alma, bedensel belirti bozukluğunda bedensel yakınmalar, beden al
gısı bozukluğunda algılanan görünüm kusurları, hastalık kaygısı bozuklu
ğunda önemli bir hastalığı olma ya da şizofreni ya da sanrılı bozuklukta
sanrısal inançların içeriği).
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Kaygı Bozukluğu
A.
Klinik görünüme panik atakları ya da kaygı egemendir.
B.
Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularından elde edilen kanıtlar
(1) ve (2)’nin varlığını gösterir:
1.
A tanı ölçütündeki belirtiler, madde esrikliği (entoksikasyonu) ya da
yoksunluğu sırasında ya da az bir zaman sonrasında ya da bir ilaç
aldıktan sonra gelişmiştir.
2.
Söz konusu madde/ilaç, A tanı ölçütündeki belirtileri ortaya çıkarabi
lir.
C.
Bu bozukluk, maddenin/ilacın yol açmadığı bir kaygı bozukluğuyla daha
iyi açıklanamaz. Ayrı bir kaygı bozukluğu olduğunun kanıtları şunlar ola
bilir:
Belirtiler, madde/ilaç kullanımından önce de vardır; belirtiler, akut
yoksunluğun ya da ağır esrikliğin bitmesinden sonra önemli bir süre
(örn. yaklaşık bir ay) kalıcı olmuştur ya da ayrı bir maddenin/ilacın yol
açmadığı kaygı bozukluğunun başka kanıtları vardır (örn. maddenin/
ilacın yol açmadığı yineleyici dönemlerin olduğuna ilişkin bir öykü).
D.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
E.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Not: Madde esrikliği ya da madde yoksunluğu yerine bu tanının konabilmesi
için klinik görünümde A tanı ölçütündeki belirtilerin daha baskın olması ve bun
ların klinik açıdan ele almayı gerektirecek denli ağır olması gerekir.
Kaygı (A n ksiye te ) Bozuklukları
123
Kodlama notu: [Özgül maddenin/ilacın] yol açtığı kaygı bozuklukları için ICD9-CM ve ICD-10-CM kodları aşağıdaki çizelgede gösterilmektedir. ICD-10-CM
kodları, aynı madde kümesinden bir madde kullanım bozukluğu eştanısının
olup olmadığına göre değişir. Maddenin yol açtığı kaygı bozukluğu ile birlikte
ağır olmayan bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü konumdaki
simge ”1 ” olacaktır ve klinisyen maddenin yol açtığı depresyon bozukluğundan
önce “ağır olmayan [madde] kullanım bozukluğu”nu yazacaktır (örn. “ağır ol
mayan kokain kullanım bozukluğu ile birlikte kokainin yol açtığı kaygı bozuklu
ğu”). Maddenin yol açtığı kaygı bozukluğu ile birlikte orta derecede ya da ağır
bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü konumdaki simge ”2”
olacaktır ve klinisyen maddenin yol açtığı kaygı bozukluğundan önce, madde
kullanım bozukluğu eştanısının ağırlığına bağlı olarak “orta derecede [madde]
kullanım bozukluğu”nu ya da “ağır [madde] kullanım bozukluğu”nu yazacaktır.
Madde kullanım bozukluğu eştanısı yoksa (örn. bir kez ağır madde kullanımın
dan sonra), 4 ’üncü konumdaki simge “9” olacak ve klinisyen yalnızca madde
nin yol açtığı kaygı bozukluğu yazacaktır.
ICD-10-CM
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
orta derecede
ya da ağır
ICD-9-CM
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
ağır olmayan
Alkol
291.89
F10.180
F10.280
Kafein
292.89
F15.180
F15.280
F15.980
Kenevir (Kannabis)
292.89
F12.180
F12.280
F12.980
Kullanım
bozukluğu
olmadan
F10.980
Fensiklidin
292.89
F16.180
F16.280
F16.980
Başka varsandırarı
(hallüsinojen)
292.89
F16.180
F16.280
F16.980
Uçucu (inhalan)
292.89
F18.180
F18.280
F18.980
Opiyat
292.89
F11.188
F11.288
F11.988
Dinginleştirici, uyuşturucu
ya da kaygı giderici
(sedatif, hipnotik ya da
anksiyolitik)
292.89
F13.180
F13.280
F13.980
Amfetamin (ya da başka
bir uyarıcı)
292.89
F15.180
F15.280
F15.980
Kokain
292.89
F14.180
F14.280
F14.980
Başka (ya da bilinmeyen)
bir madde
292.89
F19.180
F19.280
F19.980
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları
124
Varsa belirtiniz (madde kümesine eşlik eden tanı için “Madde ile İlişkili Bozuk
luklar ve Bağımlılık Bozuklukları” bölümündeki Çizelge 1 ’e bakın):
Esriklik (entoksikasyon) sırasında başlayan: Maddeyle esriklik için tanı
ölçütleri karşılanıyorsa ve belirtiler esriklik sırasında gelişmişse bu belirle
yici kullanılır.
Yoksunluk sırasında başlayan: Maddeden yoksunluk için tanı ölçütleri
karşılanıyorsa ve belirtiler yoksunluk sırasında ya da kısa bir zaman sonra
gelişmişse bu belirleyici kullanılır.
İlaç kullanımından sonra başlayan: Belirtiler, ya ilaca başlanmasıyla ya
da ilaç kullanımında bir değişikliğe gidilmesinden sonra ortaya çıkabilir.
Yazarken İzlenecek Yol
ICD-9-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı kaygı bozukluğunun adı, kaygı be
lirtilerine neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. kokain, salbutamol) ile
başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri takımında
yer alan çizelgeden seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen maddeler için
(örn. salbutamol), “başka bir madde” kodu kullanılmalıdır; bir maddenin ne
den olucu etken olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin özgül kümesinin
bilinmediği durumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adından sonra, bu bozukluğun nasıl başladığı belirtilir (esriklik
sırasında başlayan, yoksunluk sırasında başlayan). Maddenin yol açtığı bozuk
lukla madde kullanım bozukluğunu tek bir kod altında toplayan ICD-10-CM’de
yazarken izlenecek yoldan değişik olarak ICD-9-CM’de madde kullanım bo
zukluğu için ayrı bir tanısal kod verilir. Sözgelimi, ağır bir lorazepam kullanım
bozukluğu olan bir erkekte, yoksunluk sırasında kaygı belirtileri ortaya çıkma
sı durumunda tanı 292.89 lorazepamın yol açtığı kaygı bozukluğu, yoksunluk
sırasında başlayan olacaktır. 304.10 ağır lorazepam kullanım bozukluğu ek
tanısı da konur. Kaygı belirtilerinin ortaya çıkmasında birden çok maddenin
önem taşıdığı yargısına varılırsa, her biri ayrı ayrı sıralanmalıdır (örn. 292.89
metilfenidatın yol açtığı kaygı bozukluğu, esriklik sırasında başlayan; 292.89
salbutamolün yol açtığı kaygı bozukluğu, ilaç kullanımından sonra başlayan).
ICD-10-CM . Maddenin/ilacın yol açtığı kaygı bozukluğunun adı, kaygı be
lirtilerine neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. kokain, salbutamol) ile
başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri takımında
125
Kaygı (A nksiyete) Bozuklukları
yer alan çizelgeden ve madde kullanım bozukluğu eştanısı olup olmadığına
göre seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen maddeler için (örn. salbutamol),
“başka bir madde” kodu kullanılmalıdır; bir maddenin neden olucu etken
olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin özgül kümesinin bilinmediği du
rumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adını yazarken, (varsa) madde kullanım bozukluğu eştanısı
önce yazılır, arkasından “ile birlikte” sözcükleri gelir, bunun arkasından da
madde kullanımının yol açtığı kaygı bozukluğunun adı gelir, ardından nasıl
başladığı belirtilir (esriklik sırasında başlayan, yoksunluk sırasında başlayan).
Sözgelimi, ağır bir lorazepam kullanım bozukluğu olan bir erkekte, yoksunluk
sırasında kaygı belirtilerinin ortaya çıkması durumunda tanı F İ3.280 ağır
lorazepam kullanım bozukluğu ile birlikte lorazepamın yol açtığı kaygı bo
zukluğu, yoksunluk sırasında başlayan olacaktır. Ayrı bir ağır lorazepam kul
lanım bozukluğu eştanısı konmayacaktır. Madde kullanım bozukluğu eştanısı
olmadan maddenin yol açtığı kaygı bozukluğu ortaya çıkarsa (örn. bir kez
ağır madde kullanımından sonra), eşlik eden herhangi bir madde kullanım
bozukluğu belirtilmez (örn. F16.980 psilosibinin yol açtığı kaygı bozukluğu,
esriklik sırasında başlayan). Kaygı belirtilerinin ortaya çıkmasında birden çok
maddenin önem taşıdığı yargısına varılırsa, her biri ayrı ayrı sıralanmalıdır
(örn. F15.280 ağır metilfenidat kullanım bozukluğu ile birlikte metilfenidatın
yol açtığı kaygı bozukluğu, esriklik sırasında başlayan; F19.980 salbutamolün
yol açtığı kaygı bozukluğu, ilaç kullanımından sonra başlayan).
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Kaygı Bozukluğu
293.84 (F06.4)
A.
Klinik görünüme panik atakları ya da kaygı egemendir.
B.
Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularında, bu bozukluğun, baş
ka bir sağlık durumunun doğrudan patofizyoloji ile ilgili bir sonucu olduğu
na ilişkin kanıtlar vardır.
C.
Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
D.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları
126
E.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Kodlama notu: Diğer sağlık durumunu ruhsal bozukluğun adının içinde geçi
rin (örn. 293.84 [F06.4] feokromositomaya bağlı kaygı bozukluğu). Diğer sağlık
durumu, genel sağlık durumuna bağlı depresyon bozukluğunun öncesinde ayrı
olarak kodlanmalı ve yazılmalıdır (örn. 227.0 [D35.00] feokromositoma; 293.84
[F06.4] feokromositomaya bağlı kaygı bozukluğu).
Tanımlanmış Diğer Bir Kaygı Bozukluğu
300.09 (F41.8)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, kaygı bo
zukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların kaygı bozukluk
ları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılama
dığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir kaygı bozukluğu
kategorisi, kaygı bozukluklarından herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini kar
şılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde kullanılır. Ya
zarken, “tanımlanmış diğer bir kaygı bozukluğu” diye yazmanın ardından özel
neden yazılır (örn. “çoğu günde ortaya çıkmayan yaygın kaygı”).
“Tanımlanmış diğer bir” adı kullanılarak belirlenebilecek görünümler için
örnekler şunlardır:
1.
Sınırlı belirtili ataklar
2.
Çoğu günde ortaya çıkmayan yaygın kaygı
3.
K h y â l ca p (rüzgâr atakları): D SM -5’te yer alan “Ruhsal Bozukluklarla
İlgili Kültürel Kavramlar Sözlükçesi”ne bakın.
4.
A ta q u e d e n e rv io s (sinir atağı): D SM -5’te yer alan “Ruhsal Bozukluklarla
İlgili Kültürel Kavramlar Sözlükçesi”ne bakın.
Kaygı (A nksiyete) Bozuklukları
127
Tanımlanmamış Kaygı Bozukluğu
300.00 (F41.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, kaygı bo
zukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların kaygı bozukluk
ları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı
durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış kaygı bozukluğu kategorisi,
kaygı bozukluklanndan herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın
özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğinde ve daha özgül bir tanı
koymak için yeterli bilgi olmadığı durumlarda (örn. acil servis koşullarında) kul
lanılır.
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu
(Obsesif-Kompulsif Bozukluk) ve
İlişkili Bozukluklar
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu
(Obsesif-Kompulsif Bozukluk)
300.3 (F42)
A.
Takıntıların (obsesyonlann), zorlantıların (kompulsiyonların) ya da her ikisi
nin birlikte varlığı:
Takıntılar (obsesyonlar) (1) ve (2) ile tanımlanır:
1.
Kimi zaman zorla ve istenmeden geliyor gibi yaşanan, çoğu kişide
belirgin bir kaygı ya da sıkıntıya neden olan, yineleyici ve sürekli dü
şünceler, itkiler ya da imgeler.
2.
Kişi, bu düşüncelere, itkilere ya da imgelere aldırmamaya ya da bun
ları baskılamaya çalışır ya da bunları başka bir düşünce ya da eylemle
yÖksüzleştirme (bir zorlantıyı yerine getirerek) girişimlerinde bulunur.
Zorlantılar (kompulsiyonlar) (1) ve (2) ile tanımlanır:
1.
Kişinin takıntısına tepki olarak ya da katı bir biçimde uyulması gere
ken kurallara göre yapmaya zorlanmış gibi hissettiği yinelemeli dav
ranışlar (örn. el yıkama, düzenleme, denetleyip durma) ya da zihinsel
eylemler (örn. dinsel değeri olan sözler söyleme, sayı sayma, sözcük
leri sessiz bir biçimde yineleme).
129
130
2.
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulslf Bozukluk) v e ilişkili Bozukluklar
Bu davranışlar ya da zihinsel eylemler, yaşanan kaygı ya da sıkıntıdan
korunma ya da bunları azaltma ya da korkulan bir olay ya da durumdan
sakınma amacıyla yapılır; ancak bu davranışlar ya da zihinsel eylemler,
yüksüzleştireceği ya da korunulacağı tasarlanan durumlarla gerçekçi bir
biçimde ilişkili değildir ya da açıkça aşırı bir düzeydedir.
Not: Küçük çocuklar bu davranışlarının ya da zihinsel eylemlerinin
amaçlarını dile getiremeyebilirler.
B.
Takıntılar ya da zorlantılar kişinin zamanını alır (örn. günde bir saatten çok
zamanını alır) ya da klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle
ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düş
meye neden olur.
C.
Takıntı-zorlantı belirtileri, bir maddenin (kötüye kullanılabilen bir madde,
bir ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağla
namaz.
D.
Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozukluğun belirtileriyle daha iyi açıklana
maz (örn. yaygın kaygı bozukluğunda olduğu gibi aşırı kuruntular; beden
algısı bozukluğunda olduğu gibi dış görünümle aşırı uğraşma; biriktiricilik
bozukluğunda olduğu gibi sahip olduklarını elden çıkartmakta ya da onlar
la ilişkisini kesmekte güçlük çekme; trikotillomanide [saç yolma bozuklu
ğu] olduğu gibi saçını yolma; deri yolma bozukluğunda olduğu gibi derisini
yolma; basmakalıp davranış bozukluğunda olduğu gibi basmakalıp davra
nışlar; yeme bozukluklarında olduğu gibi törensel yeme davranışı; madde
ile ilişkili ve bağımlılık bozukluklarında olduğu gibi maddeleri ya da kumar
oynamayı düşünüp durma; hastalık kaygısı bozukluğunda olduğu gibi bir
hastalığının olduğunu düşünüp durma; cinsel sapkınlık bozukluklarında
olduğu gibi cinsel itkiler ya da düşlemler; yıkıcı bozukluklarda, dürtü de
netimi ve davranım bozukluklarında olduğu gibi dürtüler; yeğin depresyon
bozukluğunda olduğu gibi suçlulukla ilgili düşünsel uğraşlar; şizofreni açı
lımı kapsamında ve psikozla giden diğer bozukluklarda olduğu gibi dü
şünce sokulması ya da sanrısal uğraşlar ya da otizm açılımı kapsamında
bozuklukta olduğu gibi yinelemeli davranış örüntüleri).
Varsa belirtiniz:
İçgörüsü iyi ya da oldukça iyi: Kişi, takıntı-zorlantı bozukluğu inanışları
nın kesinlikle ya da olasılıkla gerçek olmadığının ya da gerçek olabileceği
nin ya da olmayabileceğinin ayrımındadır.
İçgörüsü kötü: Kişi, takıntı-zorlantı bozukluğu inanışlarının olasılıkla ger
çek olduğunu düşünür.
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulslf Bozukluk) ve ilişkili Bozukluklar
131
İçgörüsü yok/sanrısal inanışlar: Kişi, takıntı-zorlantı bozukluğu inanışla
rının gerçek olduğuna kesin olarak inanmaktadır.
Varsa belirtiniz:
Tikle ilişkili: Kişinin o sırada ya da geçmişte bir tik bozukluğu öyküsü
vardır.
Beden Algısı Bozukluğu (Vücut Dismorfik Bozukluğu)
300.7 (F45.22)
A.
Dış görünümünde, başkalarınca gözlenebilir olmayan ya da başkalarınca
önemsenmeyecek, bir ya da birden çok kusur ya da özür algılama düşün
celeri ile uğraşıp durma.
B.
Kişi, bu bozukluğun gidişi sırasında bir zaman, dış görünümüyle ilgili kay
gılarından ötürü yinelemeli davranışlarda (örn. aynaya bakıp durma, aşırı
boyanma, derisini yolma, güvence arayışı) ya da zihinsel eylemlerde (örn.
dış görünümünü başkalarıyla karşılaştırma) bulunur.
C.
Bu düşünsel uğraşlar, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal,
işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte
düşmeye neden olur.
D.
Dış görünümle ilgili bu düşünsel uğraşlar, bir yeme bozukluğu için tanı
ölçütlerini karşılayan belirtileri olan bir kişide, vücut yağı ya da ağırlığı ile
ilgili kaygılarla daha iyi açıklanamaz.
Varsa belirtiniz:
Kas algısı bozukluğu ile giden: Kişi, vücut yapısının çok küçük ya da
yeterince kaslı olmadığı düşüncesi ile uğraşıp durmaktadır. Kişinin, çoğu
zaman olduğu gibi, diğer vücut bölgeleriyle ilgili düşünsel uğraşları da
olsa bu belirleyici kullanılır.
Varsa belirtiniz:
Beden algısı bozukluğu inanışlarıyla ilgili içgörü derecesini belirtin (örn. “Çirkin
görünüyorum” ya da “Biçimsiz görünüyorum”).
İçgörüsü iyi ya da oldukça iyi: Kişi, beden algısı bozukluğu inanışlarının
kesinlikle ya da olasılıkla gerçek olmadığının ya da gerçek olabileceğinin
ya da olmayabileceğinin ayrımındadır.
132
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk) v e ilişkili Bozukluklar
İçgörüsü kötü: Kişi, beden algısı bozukluğu inanışlarının olasılıkla gerçek
olduğunu düşünür.
İçgörüsü yok/sanrısal inanışlar: Kişi, beden algısı bozukluğu inanışları
nın gerçek olduğuna kesin olarak inanmaktadır.
Biriktiricilik Bozukluğu
300.3 (F42)
A.
Gerçek değeri ne olursa olsun, sahip olduklarını elden çıkarmakta ya da
onlarla ilişkisini kesmekte sürekli olarak bir güçlük çekme.
B.
Bu güçlük, söz konusu nesneleri saklamanın gerekliliği algısından ve on
ları elden çıkartmanın yarattığı sıkıntıdan kaynaklanır.
C.
Sahip olduklarını elden çıkarma güçlüğü, bu nesnelerin birikmesi ile so
nuçlanır, dolayısıyla bunlar yaşam alanlarını kaplar, ortalığa yığılır ve bü
yük ölçüde kullanım amaçlarından uzaklaşır. Yaşam alanlarında bir yığıntı
yoksa, bu ancak üçüncü kişilerin (örn. aile bireyleri, temizlikçiler, yetkili
kişiler) girişimleriyle sağlanmıştır.
D.
Biriktiricilik, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili ya
da önemli diğer işlevsellik alanlarında (kendisi ve başkaları için güvenli bir
çevreyi sürdürmeyi de kapsar) işlevsellikte düşmeye neden olur.
E.
Biriktiricilik, başka bir sağlık durumuna bağlanamaz (örn. beyin yaralan
ması, serebrovasküler hastalık, Prader-Willi sendromu).
F.
Biriktiricilik, başka bir ruhsal bozukluğun belirtileriyle daha iyi açıklanamaz
(örn. takıntı-zorlantı bozukluğundaki takıntılar, yeğin depresyon bozuklu
ğunda içsel gücün azalması, şizofreni ya da psikozla giden diğer bozuk
luklarda sanrılar, yeğin nörobilişsel bozuklukta bilişsel eksiklikler, otizm
açılımı kapsamında bozuklukta kısıtlı ilgi alanları).
Varsa belirtiniz:
Aşırı edinme ile giden: Sahip olduklarını elden çıkarmakta güçlüğe, ge
reksinilmeyen nesneleri aşırı edinme ya da artık yaşanacak bir boşluk kal
maması eşlik ediyorsa.
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk) ve ilişkili Bozukluklar
133
Varsa belirtiniz:
İçgörüsü iyi ya da oldukça iyi: Kişi, biriktiricilikle ilgili inanışlarının ve dav
ranışlarının (nesneleri elden çıkartmakta güçlük çekme, yığma ya da aşırı
edinmeyle ilgili olarak) sorunlu olduğunun ayrımındadır.
İçgörüsü kötü: Tersi kanıtlar olmasına karşın, genelde kişi, biriktiricilik
le ilgili inanışlarının ve davranışlarının (nesneleri elden çıkarmakta güçlük
çekme, yığma ya da aşırı edinmeyle ilgili olarak) sorunlu olmadığına ina
nır.
İçgörüsü yok/sanrısal inanışlar: Tersi kanıtlar olmasına karşın, kişi, bi
riktiricilikle ilgili İnanışlarının ve davranışlarının (nesneleri elden çıkarmakta
güçlük çekme, yığma ya da aşın edinmeyle ilgili olarak) sorunlu olmadığı
na tam olarak inanır.
Trikotillomani (Saç Yolma Bozukluğu)
312.39 (F63.2)
A.
Saç yitimi ile sonuçlanacak biçimde kişinin yineleyici olarak saçını
yolması.
B.
Yineleyici olarak saç yolmayı azaltma ya da durdurma girişimleri.
C.
Saç yolma, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
D.
Saç yolma ya da saç yitimi başka bir sağlık durumuna (örn. dermatolojiyle
ilgili bir durum) bağlanamaz.
E.
Saç yolma, başka bir ruhsal bozukluğun belirtileriyle daha iyi açıklanamaz
(örn. beden algısı bozukluğunda dış görünümle ilgili algılanan kusur ya da
özürü düzeltme girişimleri).
134
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulslf Bozukluk) ve İlişkili Bozukluklar
Deri Yolma Bozukluğu
698.4 (L98.1)
A.
Deride berelenme (lezyon) ile sonuçlanan yineleyici deri yolma.
B.
Yineleyici olarak deri yolmayı azaltma ya da durdurma girişimleri.
C.
Deri yolma, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
D.
Deri yolma, bir maddenin (örn. kokain) ya da başka bir sağlık durumunun
(örn. uyuz hastalığı) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
E.
Deri yolma, başka bir ruhsal bozukluğun belirtileriyle daha iyi açıklanamaz
(örn. psikozla giden bir bozuklukta sanrılar ya da dokunsal varsanılar, be
den algısı bozukluğunda dış görünümle ilgili algılanan kusur ya da özürü
düzeltme girişimleri, basmakalıp davranış bozukluğunda basmakalıp dav
ranışlar ya da intihar amaçlı olmayan kendi kendini yaralamada kendine
zarar verme amacı).
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Takıntı-Zorlantı Bozukluğu
ve İlişkili Bozukluk
A.
Klinik görünüme takıntılar, zorlantılar, deri yolma, saç yolma, bedene
odaklı diğer yinelemeli davranışlar ya da takıntı-zorlantı bozukluğu ve iliş
kili bozukluklara özgü diğer belirtiler egemendir.
B.
Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularından elde edilen kanıtlar
(1) ve (2)’nin varlığını gösterir:
1.
A tanı ölçütündeki belirtiler, madde esrikliği (entoksikasyonu) ya da
yoksunluğu sırasında ya da az bir zaman sonrasında ya da bir ilaç
aldıktan sonra gelişmiştir.
2.
C.
Söz konusu madde/ilaç, A tanı ölçütündeki belirtileri ortaya çıkarabilir.
Bu bozukluk, maddenin/ilacın yol açmadığı bir takıntı-zorlantı bozukluğu
ve ilişkili bozuklukla daha iyi açıklanamaz. Ayrı bir takıntı-zorlantı bozuklu
ğu ve ilişkili bozukluk olduğunun kanıtları şunlar olabilir:
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk) v e ilişkili Bozukluklar
135
Belirtiler, madde/ilaç kullanımından önce de vardır; belirtiler, akut
yoksunluğun ya da ağır esrikliğin bitmesinden sonra önemli bir süre
(örn. yaklaşık bir ay) kalıcı olmuştur ya da ayrı bir maddenin/ilacın yol
açmadığı takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluğun başka ka
nıtlan vardır (örn. maddenin/ilacın yol açmadığı yineleyici dönemlerin
olduğuna ilişkin bir öykü).
D.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
E.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Not: Madde esrikliği ya da madde yoksunluğu yerine bu tanının konabilmesi
için klinik görünümde Atanı ölçütündeki belirtilerin daha baskın olması ve bun
ların klinik açıdan ele almayı gerektirecek denli ağır olması gerekir.
Kodlama notu: [özgül maddenin/ilacın] yol açtığı takıntı-zorlantı bozukluğu ve
ilişkili bozukluklar için ICD-9-CM ve ICD-10-CM kodlan aşağıdaki çizelgede
gösterilmektedir. ICD-10-CM kodlan, aynı madde kümesinden bir madde kul
lanım bozukluğu eştanısının olup olmadığına göre değişir. Maddenin yol açtığı
takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluk ile birlikte ağır olmayan bir madde
kullanım bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü konumdaki simge ”1” olacaktır ve
klinisyen maddenin yol açtığı takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluktan
önce “ağır olmayan [madde] kullanım bozukluğu”nu yazacaktır (örn. “ağır ol
mayan kokain kullanım bozukluğu İle birlikte kokainin yol açtığı takıntı-zorlantı
bozukluğu ve ilişkili bozukluk”). Maddenin yol açtığı takıntı-zorlantı bozuklu
ğu ve ilişkili bozukluk ile birlikte orta derecede ya da ağır bir madde kullanım
bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü konumdaki simge ”2 ” olacaktır ve klinisyen
maddenin yol açtığı takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluktan önce,
madde kullanım bozukluğu eştanısının ağırlığına bağlı olarak “orta derecede
[madde] kullanım bozukluğu”nu ya da “ağır [madde] kullanım bozukluğu”nu
yazacaktır. Madde kullanım bozukluğu eştanısı yoksa (örn. bir kez ağır madde
kullanımından sonra), 4’üncü konumdaki simge “9 ” olacak ve klinisyen yalnızca
maddenin yol açtığı takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluk yazacaktır.
136
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk) v e İlişkili Bozukluklar
ICD-10-CM
Kullanım
Kullanım
bozukluğu
bozukluğu
ile birlikte,
Kullanım
ile birlikte,
orta derecede
bozukluğu
ICD-9-CM
ağır olmayan
ya da ağır
olmadan
292.89
F15.188
F15.288
F15.988
Kokain
292.89
F14.188
F14.288
F14.988
Başka (ya da bilinmeyen)
292.89
F19.188
F19.288
F19.988
Amfetamirı
(ya da başka bir uyarıcı)
bir madde
Varsa belirtiniz (madde kümesine eşlik eden tanı için “Madde ile İlişkili Bozuk
luklar ve Bağımlılık Bozuklukları” bölümündeki Çizelge 1 ’e bakın):
Esriklik (entoksikasyon) sırasında başlayan: Maddeyle esriklik için tanı
ölçütleri karşılanıyorsa ve belirtiler esriklik sırasında gelişmişse bu belirle
yici kullanılır.
Yoksunluk sırasında başlayan: Maddeden yoksunluk için tanı ölçütleri
karşılanıyorsa ve belirtiler yoksunluk sırasında ya da kısa bir zaman sonra
gelişmişse bu belirleyici kullanılır.
İlaç kullanımından sonra başlayan: Belirtiler, ilaca başlanmasıyla ya da
ilaç kullanımında bir değişikliğe gidilmesinden sonra ortaya çıkabilir.
Yazarken İzlenecek Yol
ICD-9-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili
bozukluğun adı, takıntı-zorlantı belirtilerine ve ilişkili belirtilere neden olduğu
düşünülen özgül madde (örn. kokain) ile başlar. Tanısal kod, madde kümesi
ne bağlı olarak, tanı ölçütleri takımında yer alan çizelgeden seçilir. Herhangi
bir kümeye girmeyen maddeler için, “başka bir madde” kodu kullanılmalıdır;
bir maddenin neden olucu etken olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin
özgül kümesinin bilinmediği durumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kul
lanılmalıdır.
Takıntı-Zoıiantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulslf Bozukluk) ve ilişkili Bozukluklar
137
Bozukluğun adından sonra, bu bozukluğun nasıl başladığı belirtilir (esriklik
sırasında başlayan, yoksunluk sırasında başlayan, ilaç kullanımından sonra
başlayan). Maddenin yol açtığı bozuklukla madde kullanım bozukluğunu tek bir
kod altında toplayan ICD-10-CM’de yazarken izlenecek yoldan değişik olarak
ICD-9-CM’de madde kullanım bozukluğu için ayrı bir tanısal kod verilir. Söz
gelimi, ağır bir kokain kullanım bozukluğu olan bir erkekte, esriklik sırasında
yinelemeli davranışlann ortaya çıkması durumunda tanı 292.89 kokainin yol
açtığı takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluk, esriklik sırasında başlayan
olacaktır. 304.20 ağır kokain kullanım bozukluğu ek tanısı da konur. Takıntızorlantı bozukluğu ve ilişkili bozuklukların ortaya çıkmasında birden çok mad
denin önem taşıdığı yargısına varılırsa, her biri ayrı ayrı sıralanmalıdır.
ICD-10-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişki
li bozukluğun adı, takıntı-zorlantı bozukluğu belirtilerine ve ilişkili belirtilere
neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. kokain) ile başlar. Tanısal kod,
madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri takımında yer alan çizelgeden ve
madde kullanım bozukluğu eştanısı olup olmadığına göre seçilir. Herhangi
bir kümeye girmeyen maddeler için madde kullanımı eştanısı olmayan “baş
ka bir madde” kodu kullanılmalıdır; bir maddenin neden olucu etken olduğu
yargısına vanldığı, ancak maddenin özgül kümesinin bilinmediği durumlarda
“bilinmeyen bir madde” ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adını yazarken, (varsa) madde kullanım bozukluğu eştanısı
önce yazılır, arkasından “ile birlikte” sözcükleri gelir, bunun arkasından da
madde kullanımının yol açtığı takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluğun
adı gelir, ardından nasıl başladığı belirtilir (esriklik sırasında başlayan, yok
sunluk sırasında başlayan, ilaç kullanımından sonra başlayan). Sözgelimi, ağır
bir kokain kullanım bozukluğu olan bir erkekte, esriklik sırasında yinelemeli
davranışların ortaya çıkması durumunda tanı F14.288 ağır kokain kullanım
bozukluğu ile birlikte kokainin yol açtığı takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili
bozukluk, esriklik sırasında başlayan olacaktır. Ayrı bir ağır kokain kullanım
bozukluğu eştanısı konmayacaktır. Madde kullanım bozukluğu eştanısı olma
dan maddenin yol açtığı takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluk ortaya
çıkarsa (örn. bir kez ağır madde kullanımından sonra), eşlik eden herhangi
bir madde kullanım bozukluğu belirtilmez (örn. F15.988 amfetaminin yol aç
tığı takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluk, esriklik sırasında başlayan).
Takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluğun ortaya çıkmasında birden çok
maddenin önem taşıdığı yargısına vanlırsa, her biri ayrı ayrı sıralanmalıdır.
138
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk) v e ilişkili Bozukluklar
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu ve İlişkili Bozukluk
294.8 (F06.8)
A.
Klinik görünüme takıntılar, zorlantılar, dış görünümle ilgili düşünsel uğ
raşlar, biriktiricilik, deri yolma, saç yolma, bedene odaklı diğer yinelemeli
davranışlar ya da takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluklara özgü
diğer belirtiler egemendir.
B.
Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularında, bu bozukluğun, baş
ka bir sağlık durumunun doğrudan patofizyoloji ile ilgili bir sonucu olduğu
na ilişkin kanıtlar vardır.
C.
Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
D.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
E.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Varsa belirtiniz:
Takıntı-zorlantı bozukluğu benzeri belirtilerle giden: Klinik görünüme
takıntı-zorlantı bozukluğu benzeri belirtiler egemense.
Dış görünümle ilgili düşünsel uğraşlarla giden: Klinik görünüme, dış
görünümle ilgili algılanan kusur ya da özürlerle ilişkili düşünsel uğraşlar
egemense.
Biriktiricilik belirtileriyle giden: Klinik görünüme biriktiricilik egemense.
Saç yolma belirtileriyle giden: Klinik görünüme saç yolma egemense.
Deri yolma belirtileriyle giden: Klinik görünüme deri yolma egemense.
Kodlama notu: Diğer sağlık durumunu ruhsal bozukluğun adının içinde geçirin
(örn. 294.8 [F06.8] serebral infarktüse bağlı takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili
bozukluk). Diğer sağlık durumu, genel sağlık durumuna bağlı takıntı-zorlantı
bozukluğu ve ilişkili bozukluğun öncesinde ayrı olarak kodlanmalı ve yazılma
lıdır (örn. 438.89 [169.398] serebral infarktüs; 293.8 [F06.8] serebral infarktüse
bağlı takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluk).
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk) ve ilişkili Bozukluklar
139
Tanımlanmış Diğer Bir Takıntı-Zorlantı Bozukluğu ve
İlişkili Bozukluk
300.3 (F42)
Klinik açıdan belirgin belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya
da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, takıntızorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, an
cak bunlann takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluklar tanı kümesindeki
herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu ka
tegori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bo
zukluk kategorisi, takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluklardan herhangi
özgül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartı
şılmak istendiğinde kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer bir takıntı-zorlantı
bozukluğu ve ilişkili bozukluk” diye yazmanın ardından özel neden yazılır (örn.
“bedene odaklı yinelemeli davranış bozukluğu”).
“Tanımlanmış diğer” adı kullanılarak bellilenebilecek görünümler için ör
nekler şunlardır:
1.
Gerçek özürlerle giden beden algısı bozukluğu: Dış görünümdeki özür
ler ya da kusurların başkalannca açıkça görülebilir olması (“önemsiz” ol
maktan daha ileridir) dışında beden algısı bozukluğuna benzer. Bu gibi
durumlarda, bu kusurlarla uğraşma açıkça aşırı bir düzeydedir ve işlevsel
likte belirgin bir düşmeye ya da sıkıntıya neden olmaktadır.
2.
Yinelemeli davranışlar olmayan beden algısı bozukluğu: Kişinin, dış
görünümüyle ilgili kaygılanna tepki olarak yinelemeli davranışlarının ya da
zihinsel eylemlerinin olmaması dışında beden algısı bozukluğuna benzer
görünümler.
3.
Bedene odaklı yinelemeli davranış bozukluğu: Bu durum, yineleyici bir
biçimde, bedene odaklı yinelemeli davranışlarla (örn. tırnak yeme, dudak
ısırma, yanak çiğneme) ve bu davranışları azaltmak ya da durdurmak için
yineleyen girişimlerle belirlidir. Bu belirtiler, klinik açıdan belirgin sıkıntıya
ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanların
da işlevsellikte düşmeye neden olur ve saç yolma bozukluğu, deri yolma
bozukluğu, basmakalıp devinim bozukluğu ya da intihar amaçlı olmayan
kendini yaralama davranışı ile daha iyi açıklanamaz.
140
4.
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk) v e İlişkili Bozukluklar
Takıntısal kıskançlık: Bu durum, eşinin kendisini aldattığı algısıyla ilgi
li sanrısal olmayan düşünsel uğraşlarla belirlidir. Söz konusu düşünsel
uğraşlar, aldatılma kaygılarına tepki olarak yinelemeli davranışlara ya da
zihinsel eylemlere yol açabilir. Bunlar, klinik açıdan belirgin sıkıntıya ya
da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
işlevsellikte düşmeye neden olur ve sanrılı bozukluk, kıskançlık türü gibi
başka bir ruhsal bozuklukla ya da kuşkucu kişilik bozukluğu ile daha iyi
açıklanamaz.
5.
S h u b o -k y o fu : Beden algı bozukluğuna benzeyen taijin kyofushonun (bak.
D SM -5’te yer alan “Ruhsal Bozukluklarla İlgili Kültürel Kavramlar Sözlükçesi”) değişik bir biçimidir ve bedensel biçim bozukluğu olmasından aşırı
bir korku duyma ile belirlidir.
6.
K o ro : D hat sendrom u ile ilişkilidir (bak. D SM -5’te yer alan “Ruhsal Bo
zukluklarla İlgili Kültürel Kavramlar Sözlükçesi”), penisin (ya da kadınlarda
vulva ve meme uçlarının), olasılıkla ölüme yol açabilecek biçimde, bede
nin içine çekileceğine ilişkin, birden başlayan, yoğun bir kaygı duyma dö
nemidir.
7.
J ik o s h u -k y o fu : Taijin kyofushonun değişik bir biçimidir (bak. D SM -5’te
yer alan “Ruhsal Bozukluklarla İlgili Kültürel Kavramlar Sözlükçesi”), kötü
bir vücut kokusunun olmasından korkma ile belirlidir (kokusal alınma send
rom u olarak da adlandırılır).
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk) v e İlişkili Bozukluklar
141
Tanımlanmamış Takıntı-Zorlantı Bozukluğu ve
İlişkili Bozukluk
300.3 (F42)
Klinik açıdan belirgin belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya
da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, takıntızorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, an
cak bunların takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluklar tanı kümesindeki
herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu ka
tegori kullanılır. Tanımlanmamış takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluk
kategorisi, takıntı-zorlantı bozukluğu ve ilişkili bozukluklardan herhangi özgül
biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek
istenmediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı durum
larda (örn. acil servis koşullarında) kullanılır.
ra
■örseiiödiiM ffrayiftdaâ
d'eSgikiteyk* £'&b-m3«
Tepkisel Bağlanma Bozukluğu
313.89 (F94.1)
A.
Aşağıdakilerden her ikisi ile birlikte kendini gösteren, erişkin bakımverenlere karşı, kısıtlı, duygusal açıdan içine kapanık, sürekli bir davranış örüntüsü:
B.
1.
Çocuk zorlandığında, çok seyrek olarak ya da çok az rahatlatılma ara
yışında olur.
2.
Çocuk zorlandığında, rahatlatılmaya çok seyrek olarak ya da çok az
tepki verir.
Aşağıdakilerden en az ikisinin olmasıyla belirli, süreklilik gösteren, toplum
sal ve duygusal bir bozukluk:
1.
Başkalarına karşı çok az toplumsal ve duygusal tepki gösterme.
2.
Olumlu duygulanım kısıtlılığı.
3.
Erişkin bakımverenlerle, korkutucu olmayan etkileşimler sırasında
bile, açıklanamayan bir biçimde, çabuk kızma, üzülme ya da korkma
dönemlerinin olması.
C.
Aşağıdakilerden en az birinin olmasıyla belirli olmak üzere, çocuk uçlarda,
yetersiz bir bakım görmüştür:
143
144
Ö rselenm e (Travma) v e Tetikleyici Etkenle (Stresörle) ilişkili Bozukluklar
1.
Rahatlatılma, uyarım ve duygulanım gibi temel duygusal gereksinim
lerin, bakımveren erişkinlerce sürekli olarak eksik karşılandığı, top
lumsal olarak boşlama (ihmal) ya da yoksun bırakma tutumu.
2.
Kalıcı bağlanmaların oluşması için elverişli durumları kısıtlar biçimde,
birincil bakımverenlerde yineleyici değişikler olması (örn. evlâtlık bakı
mında sık sık bir değişiklik olması).
3.
Seçici bağlanmaların oluşması için elverişli durumları ileri derece
de kısıtlar biçimde, olağandışı ortamlarda büyütülme (örn. çocukbakımveren oranının yüksek olduğu kurumlarda).
D.
C tanı ölçütündeki bakımın, A tanı ölçütündeki bozuk davranışlardan so
rumlu olduğu düşünülür (örn. A tanı ölçütündeki bozukluklar, C tanı ölçü
tünde sözü edilen yeterli bakım olmamasından sonra başlamıştır.).
E.
Otizm açılımı kapsamında bozukluk için tanı ölçütleri karşılanmamaktadır.
F.
Bu bozukluk beş yaşından önce açıkça ortaya çıkar.
G.
Çocuğun gelişimsel yaşı en az dokuz aydır.
Varsa belirtiniz:
Sürekli: Bu bozukluk on iki aydan daha uzun bir süredir bulunmaktadır.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Çocuk, bu bozukluğun bütün belirtilerini gösteriyorsa ve her bir belirti ol
dukça yüksek düzeylerde kendini gösteriyorsa, tepkisel bağlanma bozuk
luğu ağır olarak belirtilir.
Sınırsız Toplumsal Katılım Bozukluğu
313.89 (F94.2)
A.
Çocuğun tanıdık olmayan erişkinlere etkin bir biçimde yaklaştığı ve etki
leştiği (onları yabancılamadığı ve yadırgamadığı) ve aşağıdakilerden en az
ikisini gösterdiği bir davranış örüntüsü:
1.
Tanıdık olmayan erişkinlere yaklaşırken ve onlarla etkileşirken sus
kunluk göstermeme ya da çok az suskunluk gösterme.
Ö rselenm e (Travma) ve Tetlkleylcl Etkenle (Stresörle) ilişkili Bozukluklar
2.
145
İleri derecede senlibenli sözel ya da bedensel davranış (kültürel açı
dan onaylanamayacak ve yaşına uygun toplumsal sınırlarla uyumlu
olmayan).
3.
Tanıdık olmayan ortamlarda bile, göze aldığı bir eylem için erişkin bakımverenin varlığına geriye dönüp bakmama ya da yeterince bakma
ma.
4.
Tanıdık olmayan bir erişkinle çekip gitme konusunda, hiç duraksama
dan ya da çok az duraksayarak, isteklilik gösterme.
B.
A tanı ölçütündeki davranışlar dürtüsellikle sınırlı değildir (dikkat eksikliği/
aşırı hareketlilik bozukluğunda olduğu gibi), ancak toplumsal olarak sınır
sız davranışlardır.
C.
Aşağıdakilerden en az birinin olmasıyla belirli olmak üzere, çocuk uçlarda,
yetersiz bir bakım görmüştün
1.
Rahatlatılma, uyarım ve duygulanım gibi temel duygusal gereksinim
lerin, bakımveren erişkinlerce sürekli olarak eksik karşılandığı, top
lumsal olarak boşlama (ihmal) ya da yoksun bırakma tutumu.
2.
Kalıcı bağlanmalann oluşması için elverişli durumları kısıtlar biçimde,
birincil bakımverenlerde yineleyici değişikler olması (örn. evlâtlık bakı
mında sık sık bir değişiklik olması).
3.
Seçici bağlanmaların oluşması için elverişli durumları ileri derece
de kısıtlar biçimde, olağandışı ortamlarda büyütülme (örn. çocukbakımveren oranının yüksek olduğu kurumlarda).
D.
C tanı ölçütündeki bakımın, A tanı ölçütündeki bozuk davranışlardan so
rumlu olduğu düşünülür (örn. A tanı ölçütündeki bozukluklar, C tanı ölçü
tünde sözü edilen sağlıklı olmayan bakımdan sonra başlamıştır.).
E.
Çocuğun gelişimsel yaşı en az dokuz aydır.
Varsa belirtiniz:
Sürekli: Bu bozukluk on iki aydan daha uzun bir süredir bulunmaktadır.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Çocuk, bu bozukluğun bütün belirtilerini gösteriyorsa ve her bir belirti ol
dukça yüksek düzeylerde kendini gösteriyorsa, sınırsız toplumsal katılım
bozukluğu ağır olarak belirtilir.
146
Ö rselenm e (Travma) ve Tetikleyici Etkenle (Stresörle) ilişkili Bozukluklar
Örselenme Sonrası Gerginlik (Travma Sonrası Stres)
Bozukluğu
309.81 (F43.10)
Örselenme Sonrası Gerginlik Bozukluğu
Not: Aşağıdaki tanı ölçütleri, erişkinler, gençler ve altı yaşından büyük çocukla
ra uygulanır. Altı yaşındaki ve daha küçük çocuklar için aşağıda ona karşı gelen
tanı ölçütlerine bakın.
A.
Aşağıdaki yollardan biriyle (ya da birden çoğuyla), gerçek ya da göz kor
kutucu bir biçimde ölümle, ağır yaralanmayla karşılaşmış ya da cinsel sal
dırıya uğramış olma:
1.
2.
Doğrudan örseleyici olay(lar) yaşama.
Başkalarının başına gelen olay(lar)ı, doğrudan doğruya görme (bunla
ra tanıklık etme).
3.
Bir aile yakınının ya da yakın bir arkadaşının başına örseleyici olay(lar)
geldiğini öğrenme. Aile bireyinin ya da arkadaşının gerçek ölümü ya
da ölüm olasılığı kaba güçle ya da kaza sonucu olmuş olmalıdır.
4.
Örseleyici olay(ların)ın sevimsiz ayrıntılarıyla, yineleyici bir biçimde ya
da aşırı bir düzeyde karşı karşıya kalma (örn. insan kalıntılarını topla
yan ilk kişiler; çocuk sömürüsünün ayrıntılarıyla yeniden yeniden kar
şılaşan polis memurları).
Not: Böyle bir karşı karşıya gelme, işle ilgili olmadıkça, elektronik ya
yın ortamları, televizyon, sinema ya da görseller aracılığıyla olmuş ise
A4 tanı ölçütü uygulanmaz.
B.
Örseleyici olay(lar)dan sonra başlayan, örseleyici olay(lar)a ilişkin, istençdışı gelen aşağıdaki belirtilerin birinin (ya da daha çoğunun) varlığı:
1.
Örseleyici olay(lar)ın yineleyici, istemsiz ve istençdışı gelen, sıkıntı ve
ren anıları.
Not: Altı yaşından büyük çocuklarda, örseleyici olay(lar)ın kapsandığı
konuların ya da bu olay(lar)ın birtakım yönlerinin dışa vurulduğu yine
leyici oyunlar ortaya çıkabilir.
2.
İçeriği ve/ya da duygulanımı örseleyici olay(lar)la ilişkili, yineleyici sı
kıntı veren düşler.
Not: Çocuklar, içeriği belirsiz korkutucu düşler görüyor olabilirler.
Örselenme (Travma) v e Tetikleyioi Etkenle (Stresörle) ilişkili Bozukluklar
3.
147
Kişinin örseleyici olay(lar) yeniden oluyormuş gibi hissettiği ya da
davrandığı çözülme (dissosiyasyon) tepkileri (örn. geçmişe dönüşler).
(Bu tür tepkiler, belirli bir görülme aralığında ortaya çıkabilirler; en uç
biçimi, o sırada çevresinde olup bitenlerin tam olarak ayırdında olma
madır.)
Not: Çocuklar, oyun sırasında, örselenmeyle ilgili yeniden canlandır
ma yapabilirler.
4.
örseleyici olay(lar)ı simgeleyen ya da çağrıştıran iç ya da dış uyaran
larla karşılaşınca yoğun ya da uzun süreli bir ruhsal sıkıntı yaşama.
5.
örseleyici olay(lar)ın simgeleyen yad a çağrıştıran iç ya da dış uyaran
lara karşı fizyolojiyle ilgili belirgin tepkiler gösterme.
C.
Aşağıdakilerden birinin ya da her ikisinin birlikte olmasıyla belirli, örseleyici
olay(lar)dan sonra ortaya çıkan, örseleyici olay(lar)a ilişkin uyaranlardan
sürekli bir biçimde kaçınma:
1.
örseleyici olay(lar)la ilgili ya da yakından ilişkili, sıkıntı veren anılar,
düşünceler ya da duygulardan kaçınma ya da bunlardan uzak durma
çabaları.
2.
Örseleyici olay(lar)a ilgili ya da yakından ilişkili, sıkıntı veren anılar,
düşünceler ya da duyguları uyandıran dış anımsatıcılardan (insanlar,
yerler, konuşmalar, etkinlikler, nesneler, durumlar) kaçınma ya da
bunlardan uzak durma çabaları.
D.
Aşağıdakilerden ikisinin (ya da daha çoğunun) olmasıyla belirli, örseleyici
olay(lar)ın ortaya çıkmasından sonra başlayan ya da kötüleşen, örseleyici
olay(lar)a ilişkin bilişlerde ve duygudurumda olumsuz değişiklikler olması:
1.
örseleyici olay(lar)ın önemli bir yönünü anımsayamama (özellikle
unutkanlık çözülmesine [dissosiyatif amnezi] bağlıdır ve baş yaralan
ması, alkol ya da madde kullanımıma bağlı değildir).
2.
Kendisi, başkaları ya da dünya ile ilgili olarak, sürekli ve abartılı olum
suz inanışlar ya da beklentiler (örn. “Ben kötüyüm”, “Kimseye güvenilemez”, “Dünya tümüyle tehlikeli bir yerdir”, “Bütün sinir sistemim
kalıcı olarak bozuldu”).
3.
örseleyici olay(ların)ın nedenleri ve sonuçlarıyla ilgili olarak, kişinin
kendisini ya da başkalarını suçlamasına yol açan, süreklilik gösteren,
çarpık bilişler.
4.
Süreklilik gösteren olumsuz duygusal durum (örn. korku, dehşet,
öfke, suçluluk ya da utanç).
148
Ö rselenm e (T ra v m a ) v e Tetlkleylcl Etkenle (Stresörle) ilişkili Bozukluklar
5.
Önemli etkinliklere karşı duyulan ilgide ya da katılımda belirgin azal
ma.
6.
Başkalarından kopma ya da başkalarına yabancılaşma duyguları.
7.
Sürekli bir biçimde, olumlu duygular yaşayamama (örn. mutluluğu,
doyumu ya da sevgi duygularını yaşayamama).
E.
Aşağıdakilerden ikisi (ya da daha çoğu) ile belirli, örseleyici olay(lar)ın or
taya çıkmasıyla başlayan ya da kötüleşen, örseleyici olay(lar)la ilintili, uya
rılma ve tepki gösterme biçiminde belirgin değişiklikler olması:
1.
İnsanlara ya da nesnelere karşı sözel ya da sözel olmayan saldırgan
lıkla dışa vurulan, kızgın davranışlar ve öfke patlamaları (bir kışkırtma
olmadan ya da çok az bir kışkırtma karşısında).
F.
2.
Sakınmaksızın davranma ya da kendine zarar veren davranışlarda bu
lunma.
3.
Her an tetikte olma.
4.
Abartılı irkilme tepkisi gösterme.
5.
Odaklanma güçlükleri.
6.
Uyku bozukluğu (örn. uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte
güçlük ya da dingin olmayan bir uyku uyuma).
Bu bozukluğun süresi (B, C, D ve E tanı ölçütleri) bir aydan daha uzun
dur.
G.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
H.
Bu bozukluk, bir maddenin (örn. ilaç, alkol) ya da başka bir sağlık durumu
nun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Olup olmadığını belirtiniz:
Çözülme belirtileri (dissosiyatif belirtiler) gösteren: Kişinin belirtileri
örselenme sonrası gerginlik bozukluğunun tanı ölçütlerini karşılamaktadır,
ayrıca kişi, tetikleyici etkene tepki olarak aşağıdakilerden birinin belirtileri
ni sürekli ya da yineleyici olarak yaşamaktadır:
1.
Kendine yabancılaşma (depersonalizasyon): Kişinin, zihinsel sü
reçlerinden ya da vücudundan koptuğu duyumunu yaşadığı, sanki
bunlara dışarıdan bir gözlemciymiş gibi baktığı, sürekli ya da yine
leyici yaşantılar (örn. sanki bir düş içindeymiş gibi olduğu duyumu;
kendisinin ya da vücudunun gerçekdışı olduğu ya da zamanın yavaş
aktığı duyumu).
Örselenm e (Travma) ve Tetikleyici Etkenle (Stresörle) ilişkili Bozukluklar
2.
149
Gerçekdışılık (derealizasyon): Çevredekilerin gerçekdışı olduğuna
ilişkin, sürekli ya da yineleyici yaşantılar (örn. kişinin çevresindeki
dünya gerçekdışı, düşsel, uzak ya da çarpık olarak yaşanır).
Not: Bu alttürün kullanılabilmesi için, çözülme belirtilerinin, bir maddenin
(örn. bilinç kararmaları, alkol esrikliği sırasındaki davranışlar) ya da başka
bir sağlık durumunun (örn. kompleks parsiyel katılmalar) fizyolojiyle ilgili
etkilerine bağlanamıyor olması gerekir.
Varsa belirtiniz:
Gecikmeli dışavurum gösteren: Olaydan sonra en az altı ay geçmeden
tanı ölçütleri tam olarak karşılanmıyorsa (kimi belirtiler kısa bir süre içinde
başlasa da).
Altı Yaşındaki ve Altı Yaşının Altındaki Çocuklar İçin Örselenme
Sonrası Gerginlik Bozukluğu
A.
Altı yaşındaki ve daha küçük çocuklarda, aşağıdaki yollardan biriyle (ya
da birden çoğuyla), gerçek ya da göz korkutucu bir biçimde, ölümle, ağır
yaralanmayla karşılaşma ya da cinsel saldırıya uğrama:
1.
Doğrudan örseleyici olay(lar) yaşama.
2.
Özellikle birincil bakımverenler olmak üzere, başkalarının başına ge
len olay(lar)ı, doğrudan doğruya görme (bunlara tanıklık etme).
Not: Doğrudan doğruya görme (tanıklık etme), elektronik yayın or
tamları, televizyon, sinema ya da görseller aracılığıyla görmüş olmayı
kapsamaz.
3.
B.
Anababasından birinin ya da bakımveren kişinin başına örseleyici
olay(lar) geldiğini öğrenme.
örseleyici olay(lar)dan sonra başlayan, örseleyici olay(lar)a ilişkin, istençdışı gelen aşağıdaki belirtilerin birinin (ya da daha çoğunun) varlığı:
1 ■ Örseleyici olay(lar)ın yineleyici, istemsiz ve istençdışı gelen, sıkıntı ve
ren anıları.
Not: Kendiliğinden ortaya çıkan ve istençdışı gelen anıların sıkıntı ve
riyor gibi görünmesi gerekmez ve bunlar, oyunda yeniden canlandırı
lıyor gibi dışa vurulabilirler.
2.
İçeriği ve/ya da duygulanımı örseleyici olay(lar)la ilişkili, yineleyici sı
kıntı veren düşler.
Not: Korkutucu içeriğin örseleyici olayla ilişkini kurmak olanaklı ol
mayabilir.
Ö rselenm e (Travma) v e Tetikleyici Etkenle (Stresörle) ilişkili Bozukluklar
150
3.
Çocuğun örseleyici olay(lar) yeniden oluyormuş gibi hissettiği ya da
davrandığı çözülme (dissosiyasyon) tepkileri (örn. geçmişe dönüşler).
(Bu tür tepkiler belirli bir görülme aralığında ortaya çıkabilirler; en uç
biçimi, o sırada çevresinde olup bitenlerin tam olarak ayırdında olma
madır.) Çocuklar, oyun sırasında, örselenmeyle ilgili yeniden canlan
dırma yapabilirler.
4.
Örseleyici olay(lar)ı simgeleyen ya da çağrıştıran iç ya da dış uyaran
larla karşılaşınca yoğun ya da uzun süreli bir ruhsal sıkıntı yaşama.
5.
Örseleyici olay(lar)ı anımsatıcılara karşı fizyolojiyle ilgili belirgin tepki
ler gösterme.
C.
Örseleyici olay(lar)la ilintili uyaranlardan sürekli bir kaçınmayı ya da ör
seleyici olay(lar)a ilintili bilişlerde ve duygudurumda olumsuz değişiklikler
olduğunu gösteren, olay(lar)dan sonra başlamış ya da kötüleşmiş, aşağı
daki bir (ya da birden çok) belirti bulunmalıdır:
Uyaranlardan Sürekli Kaçınma
1.
Örseleyici olay(lar)ın anılarını uyandıran etkinlikler, yerler ya da nesnel
anımsatıcılardan kaçınma ya da bunlardan uzak durma çabaları.
2.
Örseleyici olay(lar)ın anılarını uyandıran insanlar, konuşmalar ya da
kişilerarası durumlardan kaçınma ya da bunlardan uzak durma çaba
ları.
Bilişlerde Olumsuz Değişiklikler
3.
Olumsuz duygusal durumların sıklığının önemli ölçüde artması (örn.
korku, suçluluk, üzüntü, utanç, şaşkınlık).
D.
4.
Önemli etkinliklere karşı duyulan ilgide ya da katılımda belirgin azal
ma, bu durum, oyun oynamada bir kısıtlılık göstermeyi de kapsar.
5.
Toplumsal olarak geri çekilme, içine kapanma.
6.
Sürekli bir biçimde, olumlu duyguları daha az gösterme.
Aşağıdakilerden ikisi (ya da daha çoğu) ile belirli, örseleyici olay(lar)ın
ortaya çıkmasıyla başlayan ya da kötüleşen, örseleyici olay(lar)la ilintili,
uyarılma ve tepki gösterme biçiminde değişiklikler olması:
1.
İnsanlara ya da nesnelere karşı sözel ya da sözel olmayan saldırgan
lıkla dışa vurulan, kızgın davranışlar ve öfke patlamaları (bir kışkırtma
olmadan ya da çok az bir kışkırtma karşısında) (aşırı huysuzluk yap
maları da kapsar).
2.
Her an tetikte olma.
3.
Abartılı İrkilme tepkisi gösterme.
Örselenm e (Travma) ve Tetlkleylci Etkenle (Stresörle) ilişkili Bozukluklar
E.
F.
151
4.
Odaklanma güçlükleri.
5.
Uyku bozukluğu (örn. uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte
güçlük ya da dingin olmayan bir uyku uyuma).
Bu bozukluğun süresi bir aydan daha uzundur.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da anababasıyla, kar
deşleriyle, yaşıtlanyla ya da diğer bakı mverenlerle ilişkilerinde ya da okul
da davranışlarında bozulmaya neden olur.
G.
Bu bozukluk, bir maddenin (örn. ilaç ya da alkol) ya da başka bir sağlık
durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Olup olmadığını belirtiniz:
Çözülme belirtileri (dissosiyatif belirtiler) gösteren: Kişinin belirtileri
örselenme sonrası gerginlik bozukluğunun tanı ölçütlerini karşılamaktadır
ve kişi, aşağıdakilerden birinin belirtilerini sürekli ya da yineleyici olarak
yaşamaktadır:
1.
Kendine yabancılaşma (depersonalizasyon): Kişinin, zihinsel sü
reçlerinden ya da vücudundan koptuğu duyumunu yaşadığı, sanki
bunlara dışandan bir gözlemciymiş gibi baktığı, sürekli ya da yine
leyici yaşantılar (örn. sanki bir düş içindeymiş gibi olduğu duyumu;
kendisinin ya da vücudunun gerçekdışı olduğu ya da zamanın yavaş
aktığı duyumu).
2.
Gerçekdışılık (derealizasyon): Çevredekilerin gerçekdışı olduğuna
ilişkin, sürekli ya da yineleyici yaşantılar (örn. kişinin çevresindeki
dünya gerçekdışı, düşsel, uzak ya da çarpık olarak yaşanır).
Not: Bu alttürün kullanılabilmesi için, çözülme belirtilerinin, bir maddenin
(örn. bilinç kararmaları) ya da başka bir sağlık durumunun (örn. kompleks
parsiyel katılmalar) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamıyor olması gere
kir.
Varsa belirtiniz:
Gecikmeli dışavurum gösteren: Olaydan sonra en az altı ay geçmeden
tanı ölçütleri tam olarak karşılanmıyorsa (kimi belirtiler kısa bir süre içinde
başlasa da).
Örselenm e (Travma) v e Tetikleyici Etkenle (Stresörle) ilişkili Bozukluklar
152
Akut Gerginlik (Stres) Bozukluğu
308.3 (F43.0)
A.
Aşağıdaki yollardan biriyle (ya da birden çoğuyla), gerçek ya da göz kor
kutucu bir biçimde ölümle, ağır yaralanmayla karşılaşmış ya da cinsel sal
dırıya uğramış olma:
1.
Doğrudan örseleyici olay(lar) yaşama.
2.
Başkalarının başına gelen olay(lar)ı, doğrudan doğruya görme (bunla
ra tanıklık etme).
3.
Bir aile yakınının ya da yakın bir arkadaşının başına örseleyici olay(lar)
geldiğini öğrenme. Not: Aile bireyinin ya da arkadaşının gerçek ölümü
ya da ölüm olasılığı kaba güçle ya da kaza sonucu olmuş olmalıdır.
4.
Örseleyici olay(ların)ın sevimsiz ayrıntılarıyla, yineleyici bir biçimde ya
da aşırı bir düzeyde karşı karşıya kalma (örn. insan kalıntılarını topla
yan ilk kişiler; çocuk sömürüsünün ayrıntılarıyla yeniden yeniden kar
şılaşan polis memurları).
Not: Böyle bir karşı karşıya gelme, işle ilgili olmadıkça, elektronik ya
yın ortamları, televizyon, sinema ya da görseller aracılığıyla olmuş ise
bu tanı ölçütü uygulanmaz.
B.
Örseleyici olay(lar)dan sonra başlayan ya da kötüleşen, istençdışı gelen
belirtiler, olumsuz duygudurum, çözülme, kaçınma ve uyarılmayı kapsa
yan aşağıdaki herhangi beş kümeden dokuz (ya da daha çok) belirtinin
varlığı:
İstençdışı Gelen Belirtiler
1.
Örseleyici olay(lar)ın yineleyici, istemsiz ve istençdışı gelen, sıkıntı ve
ren anıları. Not: Çocuklarda, örseleyici olay(lar)ın kapsandığı konu
ların ya da bu olay(lar)ın birtakım yönlerinin dışa vurulduğu yineleyici
oyunlar ortaya çıkabilir.
2.
İçeriği ve/ya da duygulanımı örseleyici olay(lar)la ilişkili, yineleyici,
sıkıntı veren düşler. Not: Çocuklar, içeriği belirsiz korkutucu düşler
görüyor olabilirler.
3.
Kişinin örseleyici olay(lar) yeniden oluyormuş gibi hissettiği ya da
davrandığı çözülme (dissosiyasyon) tepkileri (örn. geçmişe dönüşler).
(Bu tür tepkiler belirli bir görülme aralığında ortaya çıkabilirler; en uç
Örselenm e (T ra v m a ) ve Tetikteyici Etkenle (Stresörle) ilişkili Bozukluklar
153
biçimi, o sırada çevresinde olup bitenlerin tam olarak ayırdında ol
mamadır.) Not: Çocuklar, oyun sırasında, örselenmeyle ilgili yeniden
canlandırma yapabilirler.
4.
örseleyici olay(lar)ı simgeleyen ya da çağrıştıran iç ya da dış uyaran
lara tepki olarak yoğun ya da uzun süreli bir ruhsal sıkıntı yaşama ya
da fizyolojiyi ilgilendiren belirgin tepkiler gösterme.
Olumsuz Duygudurum
5.
Sürekli bir biçimde, olumlu duygular yaşayamama (örn. mutluluğu,
doyumu ya da sevgi duygulannı yaşayamama).
Çözülme (Dissosiyasyon) Belirtileri
6.
Kişinin çevresindekilerle ya da kendisiyle ilgili olarak değişmiş bir ger
çeklik duyumu (örn. kendisini başkasının görüngesinden görme, şaş
kın bir durumda olma, zamanın yavaşlaması).
7.
örseleyici olay(lar)ın önemli bir yönünü anımsayamama (özellikle
unutkanlık çözülmesine [dissosiyatif amnezi] bağlıdır ve baş yaralan
ması, alkol ya da madde kullanımıma bağlı değildir).
Kaçınma Belirtileri
8.
örseleyici olay(lar)la ilgili ya da yakından ilişkili, sıkıntı veren anılar,
düşünceler ya da duygulardan uzak durma çabaları.
9.
örseleyici olay(lar)a ilgili ya da yakından ilişkili, sıkıntı veren anılar,
düşünceler ya da duyguları uyandıran dış anımsatıcılardan (insanlar,
yerler, konuşmalar, etkinlikler, nesneler, durumlar) uzak durma ça
baları.
Uyarılma Belirtileri
10. Uyku bozukluğu (örn. uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte
güçlük ya da dingin olmayan bir uyku uyuma).
11. İnsanlara ya da nesnelere karşı sözel ya da sözel olmayan saldırgan
lıkla dışa vurulan, kızgın davranışlar ve öfke patlamaları (bir kışkırtma
olmadan ya da çok az bir kışkırtma karşısında).
12. Her an tetikte olma.
13. Odaklanma güçlükleri.
14. Abartılı irkilme tepkisi gösterme.
154
C.
Ö rselenm e (Travma) v e Tetikleyici Etkenle (Stresörle) ilişkili Bozukluklar
Bu bozukluğun (B tanı ölçütündeki belirtilerin) süresi, örselenmeyle karşı
laştıktan sonra, üç günle bir ay arasında değişir.
Not: Belirtiler örselenmeden hemen sonra başlar, ancak tanı ölçütlerini
karşılaması için en az üç gün olmak üzere, en çok bir ay sürmüş olması
gerekir.
D.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
E.
Bu bozukluk, bir maddenin (örn. ilaç, alkol) ya da başka bir sağlık duru
munun (örn. ağır olmayan çarpmayla beyin yaralanması) fizyolojiyle ilgili
etkilerine bağlanamaz ve kısa psikoz bozukluğu ile daha iyi açıklanamaz.
Uyum Bozuklukları
A.
Tanımlanabilir tetikleyici etken(ler)e tepki olarak, bu etken(ler)in ortaya
çıkmasından sonraki üç ay içinde, duygusal ya da davranışsal belirtiler
gelişmesi.
B.
Bu belirtiler ya da davranışlar, aşağıdakilerden biri ya da her ikisi ile belirli
olduğu üzere, klinik açıdan önemlidir:
1.
Belirtilerin ağırlığını ve görünümünü etkileyebilecek dış bağlam ve
kültürel etkenler göz önünde bulundurulduğunda, tetikleyici etkenin
ağırlığı ya da yoğunluğu ile orantısız, belirgin bir sıkıntı.
2.
Toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanların
da işlevsellikte ileri derecede düşme.
C.
Tetikleyici etkenle ilişkili bu bozukluk başka bir ruhsal hastalığın tanı ölçüt
lerini karşılamaz ve daha önceden var olan bir ruhsal bozukluğun yalnızca
bir alevlenmesi değildir.
D.
Belirtiler olağan yası göstermez.
E.
Tetikleyici etken ya da bunun getirdiği sonuçlar bir kez ortadan kalkınca,
belirtiler bir altı aydan daha uzun bir süre daha sürmez.
Olup olmadığını belirtiniz:
309.0 (F43.21) Çökkün duygudurum ile giden: Duygudurumda çökkün
lük, ağlamaklılık ya da umutsuzluk duyguları önde gelmektedir.
309.24 (F43.22) Kaygı ile giden: Gerginlik, kaygı, aşırı sinirlilik ya da ayrıl
ma kaygısı önde gelmektedir.
Ö rselenm e (Travma) ve Tetikleyici Etkenle (Stresörle) ilişkili Bozukluklar
155
309.28 (F43.23) Kaygılı ve çökkün duygudurum karışımı ile giden:
Çökkünlük ve kaygının birleşimi önde gelmektedir.
309.3 (F43.24) Davranım bozukluğu ile giden: Davranım bozukluğu
önde gelmektedir.
309.4 (F43.25) Duygu ve davranım bozukluğu karışımı ile giden: Hem
duygusal belirtiler (çökkünlük, kaygı), hem de davranım bozukluğu önde
gelmektedir.
309.9 (F43.20) Tanımlanmamış: Uyum bozukluğunun özgül alttürlerin
den birine girmeyen, uyumu bozan tepkiler için kullanılır.
Tanımlanmış Diğer Örselenme ve
Tetikleyici Etkenle İlişkili Bir Bozukluk
309.89 (F43.8)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlannda işlevsellikte düşmeye neden olan, örselen
me ve tetikleyici etkenle ilişkili bozuklukların belirti özelliklerinin baskın olduğu,
ancak bunlann örselenme ve tetikleyici etkenle ilişkili bozukluklar tanı küme
sindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda
bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer örselenme ve tetikleyici etkenle ilişkili
bir bozukluk kategorisi, örselenme ve tetikleyici etkenle ilişkili bozukluklardan
herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni kllnisyenlerce tartışılmak istendiğinde kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer örselenme
ve tetikleyici etkenle ilişkili bir bozukluk” diye yazmanın ardından özel neden
yazılır (örn. “süregiden karmaşık yas bozukluğu”).
“Tanımlanmış diğer” adı kullanılarak belirienebilecek görünümler için ör
nekler şunlardır:
1.
Tetikleyici etkenden üç aydan daha uzun bir süre sonra gecikme
li başlayan belirtilerle giden uyum-benzeri bozukluklar.
2.
Tetikleyici etken uzun sürmeden altı aydan daha uzun süren
uyum-benzeri bozukluklar.
3.
A ta q u e de n e rvio s: D SM -5’te yer alan “Ruhsal Bozukluklarla ilgili
Kültürel Kavramlar Sözlükçesi”ne bakın.
Ö rselenm e (Travma) v e Tetikleyici Etkenle (Stresörle) İlişkili Bozukluklar
156
4.
Diğer kültürel sendromlar: DSM -5’te yer alan “Ruhsal Bozukluklarla
İlgili Kültürel Kavramlar Sözlükçesi”ne bakın.
5.
Süregiden karmaşık yas bozukluğu: Bu bozukluk, süregiden ağır
üzüntü ve yas tepkileri ile belirlidir (DSM-5’te Anabölüm lli’te yer alan
“Daha İleri Çalışmayı Gerektiren Durumlar” bölümüne bakın).
Tanımlanmamış Örselenme ve
Tetikleyici Etkenle İlişkili Bozukluk
309.9 (F43.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, örselen
me ve tetikleyici etkenle ilişkili bozuklukların belirti özelliklerinin baskın olduğu,
ancak bunların örselenme ve tetikleyici etkenle ilişkili bozukluklar tanı kümesin
deki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu
kategori kullanılır. Tanımlanmamış diğer örselenme ve tetikleyici etkenle ilişkili
bozukluklar kategorisi, örselenme ve tetikleyici etkenle ilişkili bozukluklardan
herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi
olmadığı durumlarda (örn. acil servis koşullarında) kullanılır.
Kimlik Çözülmesi Bozukluğu
300.14 (F44.81)
A.
İki ya da ikiden çok ayrı kişilik durumu ile belirli kimlik bölünmesi. Bu du
rum, kimi kültürlerde cin çarpması yaşantısı olarak tanımlanır. Kimlikte
bu bölünme, kendilik duyumunda ve eylemlerini yönetebilirlik algısında
sürekliliğin belirgin olarak bozulmasını kapsar ve duygulanım, davranış,
bilinçlilik, bellek, algı, biliş ve/ya da duyusal-devinsel işlevsellikte bununla
ilişkili değişiklikler bulunur. Bu belirti ve bulgular, başkalarınca gözlenebilir
ya da kişi bunları bildirir.
B.
Sıradan bir unutkanlıkla açıklanamayacak bir biçimde, günlük olaylan,
önemli kişisel bilgileri ve/ya da örseleyici olaylan anımsarken yineleyici
boşluklar olması.
C.
Bu belirtiler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
D.
Bu bozukluk, genel kabul gören kültürel ya da dinsel bir uygulamanın bir
bölümü değildir.
Not: Çocuklarda bu belirtiler imgesel oyun arkadaşları ya da başka düşlemsel oyunlarla daha iyi açıklanamaz.
157
Çözülm e (Dissosiyasyon) Bozuklukları
158
E.
Bu belirtiler, bir maddenin (örn. alkol esrikliği sırasında ortaya çıkan bilinç
kararmaları ya da davranış kargaşaları) ya da başka bir sağlık durumunun
(örn. kompleks parsiyel katılmalar) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Unutkanlık Çözülmesi (Dissosiyatif Amnezi)
300.12 (F44.0)
A.
Sıradan bir unutkanlıkla açıklanamayacak bir biçimde, genellikle örsele
yici ya da gerginliği tetikleyici nitelikte, özyaşamöyküsüyle ilgili bilgileri
anımsayamama.
B.
Bu belirtiler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
C.
Bu belirtiler, bir maddenin (örn. alkol ya da kötüye kullanılan başka bir
madde, bir ilaç) ya da nörolojiyi ilgilendiren bir durumun ya da başka bir
sağlık durumunun (örn. kompleks parsiyel katılmalar, gelip geçici geniş
çaplı unutkanlık, kapalı baş yaralanması/çarpmayla baş yaralanmasının
kalıntısı, nörolojiyi ilgilendiren başka bir durum) fizyolojiyle ilgili etkilerine
bağlanamaz.
D.
Bu bozukluk, kimlik çözülmesi bozukluğu, örselenme sonrası gerginlik
bozukluğu, akut gerginlik bozukluğu, bedensel belirti bozukluğu, yeğin ya
da ağır olmayan nörobilişsel bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: Kaçış çözülmesi (dissosiyatif füg) olmayan unutkanlık çözül
mesi için kod 300.12 (F44.0)’dir. Kaçış çözülmesi ile birlikte unutkanlık çözül
mesi için kod 300.13 (F 44.1)’dir.
Varsa belirtiniz:
300.13 (F44.1) Kaçış çözülmesi ile birlikte: Kimliğini ya da diğer önemli
özyaşamöyküsel bilgilerini unutmanın eşlik ettiği, görünüşte amaçlı gezinti
ya da şaşkın bir biçimde dolaşma.
Çözülm e (Dissosiyasyon) Bozuklukları
159
Kendine Yabancılaşma (Depersonalizasyon)/
Gerçekdışılık (Derealizasyon) Çözülmesi
300.6 (F48.1)
A.
Sürekli ya da yineleyici, kendine yabancılaşma, gerçekdışılık yaşantıları ya
da her ikisinin birlikte olduğu yaşantıların varlığı:
1.
Kendine yabancılaşma (depersonalizasyon): Kişinin düşünceleri,
duygulan, duyumları, vücudu ya da eylemleriyle ilgili olarak gerçekdışılık, kendinden kopma ya da dışarıdan bir gözlemciymiş gibi ol
duğu yaşantılan (örn. algısal değişiklikler, zaman algısında çarpıklık,
kendiliğin gerçekdışılığı ya da yokluğu, duygusal ve/ya da bedensel
uyuşma).
2.
Gerçekdışılık (derealizasyon): Çevredekilerle ilgili olarak gerçekdışılık ya da kopukluk yaşantılan (örn. insanlar ya da nesneler gerçekdışı,
düşsel, sisli, cansız ya da görsel açıdan çarpık olarak yaşantılanır).
B.
Bu kendine yabancılaşma ya da gerçekdışılık yaşantılan sırasında gerçeği
değerlendirme bozulmamıştır.
C.
Bu belirtiler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
D.
Bu bozukluk, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç)
ya da başka bir sağlık durumunun (örn. katılmalar) fizyolojiyle ilgili etkileri
ne bağlanamaz.
E.
Bu bozukluk, şizofreni, panik bozukluğu, yeğin depresyon bozukluğu,
akut gerginlik bozukluğu, örselenme sonrası gerginlik bozukluğu ya da
başka bir çözülme bozukluğu ile daha iyi açıklanamaz.
Çözülm e (Dissosiyasyon) Bozuklukları
160
Tanımlanmış Diğer Bir Çözülme Bozukluğu
300.15 (F44.89)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, çözül
me bozukluklarının belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların çözülme
bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam
karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer çözülme
bozuklukları kategorisi, çözülme bozukluklarından herhangi özgül biri için tanı
ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde
kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer çözülme bozuklukları” diye yazmanın
ardından özel neden yazılır (örn. “çözülme esrimesi [trans]” ).
“Tanımlanmış diğer” adı kullanılarak belirlenebilecek görünümler için ör
nekler şunlardır:
1.
Karışık çözülme belirtileriyle giden süreğen ve yineleyen sendromlar: Bu kategori, kendilik duyumunda ve eylemlerini yönetebilirlik
algısında sürekliliğin çok belirgin olmadan bozulduğu kimlik bozuklu
ğunu ya da unutkanlık çözülmesi olmadığını bildiren bir kişide ortaya
çıkan kimlik değişikliklerini ya da cin çarpması yaşantısı dönemlerini
kapsar.
2.
Uzun süreli ve yoğun bir biçimde baskı altında tutularak inandırıl
maya bağlı kimlik bozukluğu: Yoğun bir biçimde, baskı altında inan
dırılmaya çalışılan kişiler (örn. beyin yıkama, zihin denetimi, tutsakken
görüş aşılama, işkence, uzun bir süre siyasal olarak tutuklu kalma,
tarikatlar/mezhepler ya da terör örgütlerine girme), uzun süreli kim
lik değişiklikleri ya da bilinçli bir biçimde kimliğini sorgulama durumu
gösterebilirler.
3.
Gerginlik yaratan olaylara bağlı akut çözülme tepkileri: Bu kate
gori, kimi zaman yalnızca birkaç saat ya da gün süren, bir aydan daha
kısa süreli, gelip geçici, akut durumlar içindir. Bu durumlar, bilinçlilik
durumunun kısıtlı olması ile belirlidir; kendine yabancılaşma; gerçekdışılık; algısal bozukluklar (örn. zamanın yavaşlaması, makropsi); kısa
unutkanlıklar; gelip geçici stupor ve/ya da duyusal-devinsel işlevsel
likte değişiklikler (örn. analjezi, paralizi).
4.
Çözülme esrimesi (trans): Bu durum, çevresel uyaranlara karşı de
rin bir tepkisizlik ya da duyarsızlık ile kendini gösteren, yakın çevre
yi, birden, tam olarak ya da bir ölçüde ayrımsayamama ile belirlidir.
Çözülm e (Dissosiyasyon) Bozuklukları
161
Söz konusu tepkisizliğe, kişinin ayrımında olmadığı ve/ya da denetim
altında tutamadığı küçük basmakalıp devinimler (örn. parmak devi
nimleri) eşlik edebileceği gibi, gelip geçici paralizi ya da bilinç yitimi
de eşlik edebilir. Çözülme esrimesi, genel kabul gören kültürel ya da
dinsel bir uygulamanın bir bölümü değildir.
Tanımlanmamış Çözülme Bozukluğu
300.15 (F44.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, çözül
me bozukluklarının belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların çözülme
bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam
karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış .diğer çözülme
bozuklukları kategorisi, çözülme bozukluklarından herhangi özgül biri için tanı
ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğin
de ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı durumlarda (örn. acil
servis koşullarında) kullanılır.
Bedensel Belirti Bozuklukları ve
¡Uşkm
Bedensel Belirti Bozukluğu
300.82 (F45.1)
A.
Sıkıntı veren ya da günlük yaşamı önemli ölçüde kesintiye uğratan bir ya
da birden çok bedensel belirti.
B.
Aşağıdakilerden en az biri ile kendini gösteren, bedensel belirtiler ya da
bunlara eşlik eden sağlıkla ilgili kaygılarla ilişkili aşırı düzeyde düşünceler,
duygular ya da davranışlar:
C.
1.
Kişinin belirtilerinin önemiyle orantısız, süreklilik gösteren düşünce
ler.
2.
Sağlıkla ya da belirtilerle ilgili, sürekli yüksek düzeyde bir kaygı.
3.
Bu belirtilere ya da sağlık kaygılarına aşırı zaman ve içsel güç harca
nır.
Herhangi bedensel bir belirti sürekli olarak bulunmasa da, belirti gösteri
yor olma durumu süreklilik gösterir (altı aydan daha uzun süreli olarak).
Varsa belirtiniz:
Ağrının baskın olması ile giden (önceki adı ağrı bozukluğu): Bu belirleyi
ci, bedensel belirtilerinde ağrının baskın olduğu kişiler içindir.
163
Bedensel Belirti Bozuklukları v e ilişkili Bozukluklar
164
Varsa belirtiniz:
Süregiden: Süregiden gidiş, ağır belirtiler, işlevsellikte belirgin bir düşme
ve uzun sürme ile (altı aydan daha uzun) belirlidir.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: B tanı ölçütünde sıralanan belirtilerden yalnızca biri karşı
lanır.
Orta derecede: B tanı ölçütünde sıralanan belirtilerden ikisi ya da daha
çoğu karşılanır.
Ağır: B tanı ölçütünde sıralanan belirtilerden ikisi ya da daha çoğunun
karşılanmasının yanı sıra çoğul bedensel yakınmalar (ya da çok ağır bir
bedensel belirti) vardır.
Hastalık Kaygısı Bozukluğu
300.7 (F45.21)
A.
B.
Ağır bir hastalığı olduğunu ya da olacağını düşünüp durma.
Bedensel belirti yoktur ya da varsa bile ağır değildir. Başka bir hastalık
durumu varsa ya da bir hastalık durumu çıkma olasılığı yüksekse (örn.
güçlü bir aile öyküsü varsa), bu konuda düşünüp durma açıkça aşırı bir
düzeydedir ya da orantısızdır.
C.
Sağlıkla ilgili yüksek düzeyde bir kaygı vardır ve kişi, kişisel sağlık duru
muyla ilgili olarak kolaylıkla korkuya kapılır.
D.
Kişinin sağlıklı ilgili davranışlarında aşırılıklar görülür (örn. hastalık bulgu
ları için vücudunu sık sık tarar) ya da uygunsuz bir kaçınma içindedir (örn.
doktora gitmekten ve hastanelerden kaçınır).
E.
Hastalıkla uğraşıp durma süresi en az altı aydır, ancak korkulan özgül has
talık bu süre içinde değişebilir.
F.
Hastalıkla ilgili düşünüp durma, bedensel belirti bozukluğu, panik bozuk
luğu, yaygın kaygı bozukluğu, bedensel algı bozukluğu, takıntı-zorlantı
bozukluğu ya da sanrılı bozukluk, bedensel tür gibi başka bir ruhsal has
talıkla daha iyi açıklanamaz.
Bedensel Belirti Bozuklukları ve ilişkili Bozukluklar
165
Varsa belirtiniz:
Bakım arayan tür: Sık sık doktora gitme ya da sağlık taramaları ve giri
şimleri yaptırmayı kapsar.
Bakımdan kaçan tür: Sağlık bakımına seyrek olarak başvurulur.
Dönüştürme (Konversiyon) Bozukluğu
(İşlevgören Nöroloji Belirtisi Bozukluğu)
A.
Bir ya da birden çok, istemli devinsel (motor) ya da duyusal işlev değişik
liği ile ilgili belirti.
B.
Klinik bulgular, söz konusu belirti ile bilinen nöroloji ya da genel tıp durum
ları arasında bağdaşmazlık ve uyuşmazlık olduğuna ilişkin kanıtlar sağlar.
C.
Bu belirti ya da eksiklik başka bir sağlık durumu ya da ruhsal durumla
daha iyi açıklanamaz.
D.
Bu belirti ya da eksiklik, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal,
işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte
düşmeye neden olur ya da sağlık açısından değerlendirilmeyi gerektirir.
Kodlama notu: Dönüştürme bozukluğunun ICD-9-CM kodu, belirti türünden
bağımsız olarak 300.11’dir. ICD-10-CM kodu belirtinin türüne bağlıdır (aşağı
bakın).
Belirti türünü belirtiniz:
(F44.4)
Güçsüzlük ya da inme (paraiizi) ile giden
(F44.4)
Olağandışı devinim ile giden (örn. tremor, distoni devinimi,
miyoklonus, yürüyüş bozukluğu)
(F44.4)
Yutma belirtileri ile giden
(F44.4)
Konuşma belirtisi ile giden (örn. disfoni, sözü geveleyerek
konuşma)
(F44.5)
Ataklarla ya da katılmalarla giden
(F44.6)
Anestezi ya da duyu yitimi ile giden
(F44.6)
Özel duyusal belirti ile giden (örn. görme, koku alma ya da
duyma bozukluğu)
(F44.7)
Karma belirtilerle giden
Bedensel Belirti Bozuklukları v e ilişkili Bozukluklar
166
Varsa belirtiniz:
Akut dönem: Belirtiler altı aydan daha kısa sürelidir.
Sürekli: Belirtiler altı ay ya da daha uzun sürelidir.
Varsa belirtiniz:
Tetikleyici ruhsal bir etken olan (tetikleyici etkeni belirtin)
Tetikleyici ruhsal bir etken olmadan
Diğer Sağlık Durumlarını Etkileyen Ruhsal Etkenler
316 (F54)
A.
Sağlıkla ilgili bir belirti ya da durum (ruh sağlığının dışında) vardır.
B.
Ruhsal ya da davranışsal etkenler, sağlık durumunu, aşağıdaki yollardan
biriyle olumsuz bir biçimde etkiler:
1.
2.
Ruhsal etkenlerle sağlık durumunun gelişmesi, alevlenmesi ya da iyi
leşmenin gecikmesi arasında yakın zamansal bir birliktelik olması ile
gösterildiği üzere, bu etkenler sağlık durumunun gidişini etkilemiştir.
Bu etkenler, sağlık durumunun İyileşmesini güçleştirmektedir (örn. te
daviye uyum göstermeme).
3.
Bu etkenler, kişi için başka birtakım gerçek sağlık sorunları yaratmak
tadır.
4.
C.
Bu etkenler, altta yatan patofizyolojiyi, tetikleyici ya da alevlendirici
belirtileri etkilemekte ya da tıbbi bakımı gerektirmektedir.
B tanı ölçütündeki ruhsal ve davranışsal etkenler, başka bir ruhsal bozuk
lukla daha iyi açıklanamaz (örn. panik bozukluğu, yeğin depresyon bozuk
luğu, örselenme sonrası gerginlik bozukluğu).
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: Hastalık olasılığını artırır (örn. hipertansiyon tedavisine tam
bir uyum göstermeme).
Orta derecede: Altta yatan tıbbi durumu kötüleştirir (örn. astmayı kötü
leştiren kaygı).
Ağır: Hastaneye yatırılma ya da acil servise gitme sonucunu doğurur.
Aşırı düzeyde: Ölümcül sonuçlar doğurur (örn. kalp krizi belirtilerine aldır
mama).
Bedensel Belirti Bozuklukları v e ilişkili Bozukluklar
167
Yapay Bozukluk
300.19 (F68.10)
Kendine Yüklenen Yapay Bozukluk
A.
Yanıltıcı (yanlış bir kanı uyandırıcı), bedensel ya da ruhsal düzmece belir
tiler çıkarma ya da yaralanmaya ya da hastalığa yol açma tutumu.
B.
Kişi, kendisini, başkalanna hasta, işgöremez ya da yaralı olarak sunar.
C.
Açık dış ödüller olmasa bile yanıltma (yanlış bir kanı uyandırma) davranışı
belirgindir.
D.
Bu davranış, sannlı bozukluk ya da diğer bir psikoz bozukluğu gibi başka
bir ruhsal hastalıkla daha iyi açıklanamaz.
Belirtiniz:
Tek dönem
Yineleyici dönemler (iki ya da ikiden çok kez, düzmece hastalık ve/ya da
yaralanmaya yol açma olayı)
Bir Başkasına Yüklenen Yapay Bozukluk
(Önceki adı Bakımverenin Yapay Bozukluğu idi)
A.
Bir başkasında yanıltıcı (yanlış bir kanı uyandırıcı), bedensel ya da ruhsal
düzmece belirtiler çıkarma ya da yaralanmaya ya da hastalığa yol açma
tutumu.
B.
Kişi, bir başkasını, diğerlerine hasta, işgöremez ya da yaralı olarak sunar.
C.
Açık dış ödüller olmasa bile yanıltma (yanlış bir kanı uyandırma) davranışı
belirgindir.
D.
Bu davranış, sanrılı bozukluk ya da diğer bir psikoz bozukluğu gibi başka
bir ruhsal hastalıkla daha iyi açıklanamaz.
Not: Başına gelen değil, başkasına yükleyen kişi bu tanıyı alır.
Belirtiniz:
Tek dönem
Yineleyici dönemler (iki ya da ikiden çok kez, düzmece hastalık ve/ya da
yaralanmaya yol açma olayı)
Bedensel Belirti Bozuklukları v e ilişkili Bozukluklar
168
Yazarken İzlenecek Yol
Kişi bir başkasında (örn. çocuklar, erişkinler, ev hayvanları) düzmece bir has
talık çıkarırsa tanı bir başkasına yüklenen yapay bozukluk olacaktır. Başına
gelen değil, başkasına yükleyen kişi bu tanıyı alır. Başına gelene sömürü
tanısı verilebilir (örn. 995.54 [T74.12X]; “Klinik İlgi Odağı Olabilecek Diğer
Durumlar” bölümüne bakın).
Tanımlanmış Diğer Bir Bedensel Belirti Bozukluğu ve
İlişkili Bozukluk
300.89 (F45.8)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, bedensel
belirti bozuklukları ve ilişkili bozuklukların belirti özelliklerinin baskın olduğu,
ancak bunların bedensel belirti bozuklukları ve ilişkili bozukluklar tanı kümesin
deki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu
kategori kullanılır.
“Tanımlanmış diğer” adı kullanılarak bellenebilecek görünümler için ör
nekler şunlardır:
1.
Kısa bedensel belirti bozukluğu: Belirtilerin süresi altı aydan kısadır.
2.
Kısa hastalık kaygısı bozukluğu: Belirtilerin süresi altı aydan kısadır.
3.
Sağlıkla ilgili aşırı davranışlar olmadan hastalık kaygısı bozuklu
ğu: Hastalık kaygısı bozukluğu için D tanı ölçütü karşılanmamaktadır.
4.
Psödosiyezis: Gebeliğin nesnel bulgularının olduğu ve gebelik belir
tilerinin bildirildiği, gebe olduğu yanlış inancı.
Bedensel Belirti Bozuklukları ve ilişkili Bozukluklar
169
Tanımlanmamış Diğer Bedensel Belirti Bozukluğu ve
İlişkili Bozukluk
300.82 (F45.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, bedensel
belirti bozukluklan ve ilişkili bozuklukların belirti özelliklerinin baskın olduğu,
ancak bunların bedensel belirti bozuklukları ve ilişkili bozukluklar tanı kümesin
deki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu
kategori kullanılır. Tanımlanmamış diğer bedensel belirti bozukluklan ve ilişkili
bozukluklar kategorisi, bedensel belirti bozukluklan ve ilişkili bozukluklardan
herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi
olmadığı durumlarda kullanılır.
Beslenme ve Yeme Bozuklukları
Pika
A.
En az bir ay süreyle, sürekli olarak, besleyici değeri olmayan, besin olma
yan maddeleri yeme.
B.
Besleyici değeri olmayan, besin olmayan maddeleri yeme tutumu, kişinin
gelişimsel düzeyi ile uyumlu değildir.
C.
Bu yeme davranışı, kültürel dayanağı olan ya da toplumsal olarak olağan
kabul edilebilecek bir uygulama değildir.
D.
Bu yeme davranışı, başka bir ruhsal bozukluk bağlamında ortaya çıkıyor
sa (örn. anlıksal yetiyitimi [anlıksal gelişimsel bozukluk], otizm açılımı kap
samında bozukluk, şizofreni), ayrıca klinik değerlendirilmeyi gerektirecek
denli ağırdır.
Kodlama notu: Pika için ICD-9-CM kodu 307.52’dir ve bu kod çocuklar ve
erişkinler için kullanılır. Pika için ICD-10-CM kodu, çocuklar için (F98.3), eriş
kinler için (F50.8)’dir.
Varsa belirtiniz:
Yatışmış: Pika için tanı ölçütleri daha önce tam olarak karşılandıktan son
ra artık uzunca bir süredir karşılanmamaktadır.
171
Beslenme v e Y em e Bozuklukları
172
Geri Çıkarma (Geviş Getirme) Bozukluğu
307.53 (F98.21)
A.
En az bir ay süreyle, sık sık yediği yiyeceği geri çıkarma. Çıkarılan yiyecek
yeniden çiğnenebilir, yeniden yutulabilir ya da dışarı tükürülebilir.
B.
Sık sık geri çıkarma, eşlik eden bir mide-bağırsak hastalığına ya da başka
bir sağlık durumuna (örn. gastroözefageal reflü, pilor stenozu) bağlana
maz.
C.
Bu yeme bozukluğu, yalnızca anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza, tıkınırcasına yeme bozukluğu ya da kaçıngan/kısıtlı yiyecek alımı bozukluğu
nun gidişin sırasında ortaya çıkmamaktadır.
D.
Bu belirtiler, başka bir ruhsal bozukluk bağlamında ortaya çıkıyorsa (örn.
anlıksal yetiyitimi [anlıksal gelişimsel bozukluk] ya da başka bir nörogelişimsel bozukluk) ayrıca klinik değerlendirilmeyi gerektirecek denli ağırdır.
Varsa belirtiniz:
Yatışmış: Geri çıkarma (geviş getirme) bozukluğu için tanı ölçütleri daha
önce tam olarak karşılandıktan sonra artık uzunca bir süredir karşılanmamaktadır.
Kacıngan/Kısıtlı Yiyecek Alımı Bozukluğu
307.59 (F50.8)
A.
Aşağıdakilerden birinin (ya da daha çoğunun) eşlik ettiği, uygun beslen
me ve/ya da erke (enerji) gereğinin sürekli karşılanamaması ile kendini
gösteren bir yeme ya da beslenme bozukluğu (örn. yemeye ya da yiye
ceklere karşı açıkça ilgi göstermeme; yiyeceklerin duyusal özelliklerinden
kaçınma; yemek yemenin tiksindirici sonuçlarıyla ilgili olarak kaygı duy
ma).
1.
Belirgin bir kilo kaybı (ya da çocuklarda beklenen kilo alimim sağlayamama ya da büyümenin duraklaması).
2.
Belirgin bir beslenme eksikliği.
Beslenme ve Yeme Bozuklukları
173
3.
Enteral (tüp yardımıyla) beslenmeye ya da ağızdan besin destekçileri
ne bağlı kalma.
4.
Ruhsai-toplumsai işlevselliğin belirgin olarak düşmesi.
B.
Bu bozukluk, ulaşılabilir yiyecek olmaması ya da kültürel olarak onaylanan
bir uygulama ile daha iyi açıklanamaz.
C.
Bu yeme bozukluğu, yalnızca anoreksiya nervoza ya da bulimiya nervozanın gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır ve kişinin vücut ağırlığını ya
da biçimini nasıl algıladığıyla ilgili bir bozukluk olduğuna ilişkin bir kanıt
yoktur.
D.
Bu yeme bozukluğu, eşzamanlı bir sağlık durumuna bağlanamaz ya da
başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz. Bu yeme bozukluğu,
başka bir durum ya da bozukluk bağlamında ortaya çıkarsa; söz konusu
durum ya da bozukluğun yol açabileceğinden daha ağır olur ve klinik açı
dan ayrıca ele almayı gerektirir.
Varsa belirtiniz:
Yatışmış: Kaçıngan/kısıtlı yiyecek alımı bozukluğu için tanı ölçütleri daha
önce tam olarak karşılandıktan sonra artık uzunca bir süredir karşılanmamaktadır.
Anoreksiya Nervoza
A.
Gereksinimlere göre erke (enerji) alimim kısıtlama tutumu, kişinin yaşı, cinsiyeti, gelişimsel olarak izlediği yol ve beden sağlığı bağlamında belirgin
bir biçimde düşük bir vücut ağırlığının olmasına yol açar. Belirgin bir bi
çimde düşük vücut ağırlığı, olağan en düşüğün altında ya da çocuklar ve
gençler için beklenen en düşüğün altında olarak tanımlanır.
B.
Kilo almaktan ya da şişmanlamaktan çok korkma ya da belirgin bir biçim
de düşük vücut ağırlığında olmasına karşın kilo almayı güçleştiren sürekli
davranışlarda bulunma.
C.
Kişinin vücut ağırlığını ya da biçimini nasıl algıladığıyla ilgili bir bozukluk
vardır, kişi, kendini değerlendirirken vücut ağırlığı ve biçimine yersiz bir
önem yükler ya da o sıradaki düşük vücut ağırlığının önemini hiçbir zaman
kavrayamaz.
Kodlama notu: Anoreksiya nervoza için ICD-9-CM kotu 307.1’dir ve alttürü
göz önünde bulundurulmadan bu kod kullanılır. ICD-10-CM kodu alttürüne
göre değişir (aşağıya bakın).
Beslenme v e Y em e Bozuklukları
174
Varsa belirtiniz:
(F50.01) Kısıtlayıcı tür: Kişinin, son üç ay içinde, yineleyen tıkınırcasına
yeme ya da çıkarma (örn. kendi kendini kusturma ya da iç sürdüren [laksatif] ilaçlar, idrar söktürücü [diüretik] ilaçlar ya da lavmanın yanlış yere
kullanımı) dönemleri olmamıştır. Bu alttür, daha çok diyet yaparak, nere
deyse hiç yemeyerek ve/ya da aşırı spor yaparak kilo kaybedildiği görü
nümleri tanımlar.
(F50.02) Tıkınırcasına yeme/çıkarma türü: Kişinin, son üç ay içinde, yi
neleyen tıkınırcasına yeme ya da çıkarma (örn. kendi kendini kusturma
ya da iç sürdüren [laksatif] ilaçlar, idrar söktürücü [diüretik] ilaçlar ya da
lavmanın yanlış yere kullanımı) dönemleri olmuştur.
Varsa belirtiniz:
Tam olmayan yatışma gösteren: Anoreksiya nervoza için tanı ölçütleri
daha önce tam olarak karşılandıktan sonra A tanı ölçütü (düşük vücut
ağırlığı) artık uzunca bir süredir karşılanmamaktadır, ancak ya B tanı öl
çütü (kilo almaktan ya da şişmanlamaktan çok korkma ya da kilo almayı
güçleştiren davranışlarda bulunma) ya da C tanı ölçütü (vücut ağırlığı ve
biçimiyle ilgili kendilik algısı bozuklukları) yine karşılanmaktadır.
Tam yatışma gösteren: Anoreksiya nervoza için tanı ölçütleri daha önce
tam olarak karşılandıktan sonra, artık hiçbir tanı ölçütü uzunca bir süredir
karşılanmamaktadır.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağırlığın en düşük düzeyi, erişkinler için, o sıradaki vücut kitlesi göster
gesine (indeksine) (VKG) göre, çocuklar ve gençler için ise VKG yüzdebirliğine (persentiline) göre belirlenir. Aşağıdaki değer aralıkları, erişkinler
için Dünya Sağlık Örgütü zayıflık kategorilerinden alınmıştır; çocuklar ve
gençler için bunlara karşı gelen VKG yüzdebirlikleri kullanılmalıdır. Klinik
belirtileri, işlevsel yetersizliğin derecesini ve gözetim altında tutulma gere
ğini yansıtmak üzere ağırlık düzeyi artırılabilir.
Ağır olmayan: VKG a 17 kg/m2
Orta derecede: VKG 16-16.99 kg/m2
Ağır: VKG 15-15.99 kg/m2
Aşırı düzeyde: VKG < 1 5 kg/m2
Beslenme ve Yem e Bozuklukları
175
Bulimiya Nervoza
307.51 (F50.2)
A.
Yineleyici tıkınırcasına yeme dönemleri. Bir tıkınırcasına yeme dönemi
aşağıdakiierin her ikisi ile belirlidir:
1.
2.
Benzer koşullarda, benzer sürede, çoğu kişinin yiyebileceğinden
açıkça daha çok yiyeceği, ayrı bir zaman biriminde (örn. herhangi iki
saatlik bir sürede) yeme.
Bu dönem sırasında yemek yemeyle ilgili denetiminin kalktığı duyu
munun olması (örn. kişinin yemek yemeyi durduramadığı duygusu, ne
ya da ne denli yediğini denetleyemediği duygusu)
B.
Kilo almaktan sakınmak için, kendi kendini kusturma, iç sürdüren (laksatif) ilaçlan, idrar söktürücü (diüretik) ilaçlan ya da diğer ilaçlan yanlış yere
kullanma, neredeyse hiç yememe ya da aşırı spor yapma gibi yineleyen,
uygunsuz ödünleyici davranışlarda bulunma.
C.
Bu tıkınırcasına yeme davranışlarının ve uygunsuz ödünleyici davranışların
her ikisi de, ortalama, üç ay içinde, en az haftada bir kez olmuştur.
D.
Kendilik değerlendirmesi, vücut biçiminden ve ağırlığından yersiz bir bi
çimde etkilenir.
E.
Bu bozukluk, yalnızca anoreksiya nervoza dönemleri sırasında ortaya çık
mamaktadır.
Varsa belirtiniz:
Tam olmayan yatışma gösteren: Bulimiya nervoza için tanı ölçütleri
daha önce tam karşılanmıştır, ancak bu tanı ölçütlerinin, hepsi olmasa da,
bir kesimi uzunca bir süredir karşılanmaktadır.
Tam yatışma gösteren: Bulimiya nervoza için tanı ölçütleri daha önce
tam karşılanmıştır, ancak bu tanı ölçütlerinin hiçbiri uzunca bir süredir karşılanmamaktadır.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
En düşük ağırlık düzeyi uygunsuz ödünleyici davranışların sıklığına göre belirle
nir (aşağıya bakın). Diğer belirtileri ve işlevsel yetersizliğin derecesini yansıtmak
üzere ağırlık düzeyi artırılabilir.
Ağır olmayan: Ortalama haftada bir-üç kez uygunsuz ödünleyici davranış
olması.
176
Beslenme v e Y em e Bozuklukları
Orta derecede: Ortalama haftada dört-yedi kez uygunsuz ödünleyici
davranış olması.
Ağır: Ortalama haftada sekiz-on üç kez uygunsuz ödünleyici davranış ol
ması.
Aşırı düzeyde: Ortalama haftada on dört ya da daha çok kez uygunsuz
ödünleyici davranış olması.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu
307.51 (F50.8)
A.
Yineleyici tıkınırcasına yeme dönemleri. Bir tıkınırcasına yeme dönemi
aşağıdakllerin her ikisi ile belirlidir:
1.
Benzer koşullarda, benzer sürede, çoğu kişinin yiyebileceğinden
açıkça daha çok yiyeceği, ayrı bir zaman biriminde (örn. herhangi iki
saatlik bir sürede) yeme.
2.
Bu dönem sırasında, yemek yemeyle ilgili denetiminin kalktığı duyu
munun olması (örn. kişinin yemek yemeyi durduramadığı duygusu, ne
ya da ne denli yediğini denetleyemediği duygusu)
B.
Tıkınırcasına yeme dönemlerine aşağıdakilerden üçü (ya da daha çoğu)
eşlik eder:
1.
Olağandan çok daha hızlı yeme.
2.
Rahatsızlık verecek düzeyde tokluk hissedene dek yeme.
3.
Bedensel açlık duymuyorken aşırı ölçülerde yeme.
4.
Ne denli yediğinden utandığı için kendi başına yeme.
5.
Daha sonra kendinden tiksinme, çökkünlük yaşama ya da büyük bir
suçluluk duyma.
C.
D.
Tıkınırcasına yeme ile ilgili olarak belirgin bir sıkıntı duyulur.
Bu tıkınırcasına yeme davranışları, ortalama, üç ay içinde, en az haftada
bir kez olmuştur.
E.
Tıkınırcasına yemeye, bulimiya nervozada olduğu gibi yineleyen uygunsuz
ödünleyici davranışlar eşlik etmez ve tıkınırcasına yeme, yalnızca
bulimiya nervoza ya da anoreksiya nervozanın gidişi sırasında ortaya
çıkmamaktadır.
177
Beslenme ve Y em e Bozuklukları
Varsa belirtiniz:
Tam olmayan yatışma gösteren: Tıkınırcasına yeme bozukluğu için tanı
ölçütleri daha önce tam karşılanmıştır, ancak tıkınırcasına yeme dönemle
rinin ortalama sıklığı, uzunca bir süredir, haftada birden azdır.
Tam yatışma gösteren: Tıkınırcasına yeme bozukluğu için tanı ölçütleri
daha önce tam karşılanmıştır, ancak bu tanı ölçütlerinin hiçbiri uzunca bir
süredir karşılanmamaktadır.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
En düşük ağırlık düzeyi tıkınırcasına yemenin sıklığına göre belirlenir (aşa
ğıya bakın). Diğer belirtileri ve işlevsel yetersizliğin derecesini yansıtmak
üzere ağırlık düzeyi artınlabilir.
Ağır olmayan: Ortalama haftada bir-üç kez tıkınırcasına yemenin olması.
Orta derecede: Ortalama haftada dört-yedi kez tıkınırcasına yemenin ol
ması.
Ağır: Ortalama haftada sekiz-on üç kez tıkınırcasına yemenin olması.
Aşırı düzeyde: Ortalama haftada on dört ya da daha çok kez tıkınırcasına
yemenin olması.
Tanımlanmış Diğer Bir Beslenme ve Yeme Bozukluğu
307.59 (F50.8)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, beslenme
ve yeme bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların bes
lenme ve yeme bozukluklan tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı
ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış
diğer bir beslenme ve yeme bozukluğu kategorisi, beslenme ve yeme bozuk
luklarından herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni
klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer
bir beslenme ve yeme bozukluğu” diye yazmanın ardından özel neden yazılır
(örn. “düşük sıklıkta bulimiya nervoza”).
“Tanımlanmış diğer” adı kullanılarak belirlenebilecek görünümler için ör
nekler şunlardır:
178
Beslenme v e Y em e Bozuklukları
1.
Değişiktür (atipik) anoreksiya nervoza: Belirgin kilo kaybına karşın
kişinin vücut ağırlığının olağan sınırlar içinde ya da olağan sınırların
üzerinde olmasının dışında anoreksiya nervoza için bütün tanı ölçüt
leri karşılanır.
2.
Bulimiya nervoza (düşük sıklıkta ve/ya da sınırlı süreli): Tıkınırcasına yemenin ve uygunsuz ödünleyici davranışların, ortalama, haftada
bir kezden daha az ve/ya da üç aydan daha kısa süreli olması dışında
bulimiya nervozanın bütün tanı ölçütleri karşılanır.
3.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu (düşük sıklıkta ve/ya da sınırlı sü
reli): Tıkınırcasına yemenin, ortalama, haftada bir kezden daha az ve/
ya da üç aydan daha kısa süreli olması dışında tıkınırcasına yeme
bozukluğunun bütün tanı ölçütleri karşılanır.
4.
Çıkarma bozukluğu: Vücut ağırlığını ya da biçimini etkilemek için,
tıkınırcasına yeme olmadan, yineleyen çıkarma davranışı (örn. kendi
kendini kusturma ya da iç sürdüren [laksatif] ilaçların, idrar söktürücü
[diüretik] ilaçların ya da başka ilaçların yanlış yere kullanımı).
5.
Gece yemek yeme bozukluğu: Uykudan uyanarak yemek yeme ya
da akşam yemeğinden sonra aşırı yiyecek tüketme ile kendini göste
ren, yineleyen gece yemek yeme dönemleri. Yemek yendiğinin ayrı
mında olunur ve yemek yendiği anımsanır. Gece yemek yeme, kişi
nin uyku-uyanıklık döngüsündeki değişiklikler ya da yerel toplumsal
değerler gibi dış etkilerle daha iyi açıklanamaz. Gece yemek yeme,
belirgin sıkıntıya ve/ya da işlevsellikte düşmeye neden olur. Düzensiz
yeme örüntüsü, tıkınırcasına yeme bozukluğu ya da madde kullanımı
da içinde olmak üzere, başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklana
maz ve başka bir sağlık durumuna ya da bir ilacın etkisine bağlana
maz.
179
Beslenme ve Yem e Bozuklukları
Tanımlanmamış Beslenme ve Yeme Bozukluğu
307.50 (F50.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, beslenme
ve yeme bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların bes
lenme ve yeme bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı
ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış
diğer beslenme ve yeme bozukluğu kategorisi, beslenme ve yeme bozuklukla
rından herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli
bilgi olmadığı durumlarda (örn. acil servis koşullannda) kullanılır.
Dışa Aftm Bozuklufailan
Enürezîs (idrar Kaçırma)
307.6 (F98.0)
A.
B.
İstemsiz olarak ya da isteyerek, yatağa ya da giysilerine, yineleyen işeme.
Bu davranış, ya ardışık en az üç boyunca, en az haftada iki kez olduğu için
ya da klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, okulla (işle) ilgili
ya da önemli diğer işlevsellik alanlannda işlevsellikte düşmenin varlığı ile
kendini gösterdiği için klinik açıdan önem taşır.
C.
Zamandizinsel (kronolojik) yaşı en az beştir (ya da gelişimsel düzeyi buna
eşdeğerdir).
D.
Bu davranış, bir maddenin (örn. idrar söktürücü [diüretik], antipsikotik bir
ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun (örn. diyabet, spina bifida, bir ka
tılma bozukluğu) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Olup olmadığını belirtiniz:
Yalnızca gece (noktümal): Yalnızca gece uykusu sırasında idrar kaçırma.
Yalnızca gündüz (diürnal): Yalnızca uyanık olunduğu saatlerde idrar ka
çırma.
Gece ve gündüz (noktümal ve diürnal): Yukarıdaki iki alttürün birleşimi
dir.
181
Dışa Atım Bozuklukları
182
Enkoprezis (Dışkı Kaçırma)
307.7 (F98.1)
A.
İstemsiz olarak ya da isteyerek, uygunsuz yerlere (örn. giysiler, döşeme),
yineleyen dışkı kaçırma.
B.
C.
En az üç ay içinde, her ay en az bir kez, böyle bir olay olur.
Zamandizinsel (kronolojik) yaşı en az dörttür (ya da gelişimsel düzeyi buna
eşdeğerdir).
D.
Bu davranış, bir maddenin (örn. dışkılatıcılar [laksatifler]) ya da kabızlığı
kapsayan bir düzenek aracılığıyla olanlar dışında kalan başka bir sağlık
durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Olup olmadığını belirtiniz:
Kabızlık ve taşma kaçırması ile giden: Fizik muayenede ya da öyküyle
verilen bilgilerde kabızlık olduğuna ilişkin kanıtlar vardır.
Kabızlık ve taşma kaçırması ile gitmeyen: Fizik muayenede ya da öy
küyle verilen bilgilerde kabızlık olduğuna ilişkin kanıtlar yoktur.
Tanımlanmış Diğer Bir Dışa Atım Bozukluğu
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, dışa atım
bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların dışa atım bo
zuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam kar
şılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir dışa atım
bozukluğu kategorisi, dışa atım bozukluklarından herhangi özgül biri için tanı
ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde
kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer bir dışa atım bozukluğu” diye yazmanın
ardından özel neden yazılır (örn. “düşük sıklıkta enürezis”).
Kodlama notu: İdrar belirtileriyle giden tanımlanmış diğer bir dışa atım bozuk
luğunu 788.39 (N39.498) olarak; dışkı belirtileriyle giden tanımlanmış diğer bir
dışa atım bozukluğunu 787.60 (R15.9) olarak kodlayın.
Dışa Atım Bozuklukları
183
Tanımlanmamış Dışa Atım Bozukluğu
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, dışa atım
bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların dışa atım bo
zuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam kar
şılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış diğer dışa atım
bozukluğu kategorisi, dışa atım bozukluklanndan herhangi özgül biri için tanı
ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğin
de ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı durumlarda (örn. acil
servis koşullarında) kullanılır.
Kodlama notu: İdrar belirtileriyle giden tanımlanmamış dışa atım bozukluğunu
788.30 (R32) olarak; dışkı belirtileriyle giden tanımlanmamış dışa atım bozuklu
ğunu 787.60 (R15.9) olarak kodlayın.
^^ tı-IJ fa ıiiW ı:lcB fau ld jife la rı
Uykusuzluk Bozukluğu
780.52 (G47.00)
A.
Başlıca yakınma, aşağıdaki belirtilerden birinin (ya da daha çoğunun) eşlik
ettiği, uykunun niceliği ya da niteliğiyle ilgili bir doyumsuzluk yakınmasıdır:
1.
Uykuyu başlatmakta (uykuya dalmakta) güçlük. (Çocuklarda, bakımverenin yardımı olmadan uykuyu başlatmakta güçlük olarak kendini
gösterebilir.)
2.
Uykuyu sürdürmekte güçlük, sık uyanmalarla ya da uyanmalardan
sonra yeniden uyumakta sorun yaşıyor olmakta belirlidir. (Çocuklar
da, bakımverenin yardımı olmadan yeniden uyumakta güçlük çekiyor
olmakla kendini gösterebilir.)
3.
Sabah erken uyanma, uyandıktan sonra yeniden uyuyamama.
B.
Uyku bozukluğu, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle
ilgili, okulla ilgili işlevsellik alanlarında, davranışsal olarak ya da önemli
diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur.
C.
Uyku bozukluğu, haftada en az üç gece ortaya çıkar.
D.
Uyku bozukluğu, en az üç aydır vardır.
E.
Uyku bozukluğu, uyku uyumak için elverişli bir ortam olmasına karşın or
taya çıkmaktadır.
185
186
F.
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
Uyku bozukluğu, başka bir uyku-uyanıklık bozukluğu (örn. narkolepsi, so
lunumla ilişkili bir uyku bozukluğu, yirmi dört saatlik düzenle ilgili bir uykuuyanıklık bozukluğu, bir parasomnl) ile daha iyi açıklanamaz ve yalnızca
başka bir uyku-uyanıklık bozukluğunun gidişi sırasında ortaya çıkmamak
tadır.
G.
Uykusuzluk, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç)
fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
H.
Eşzamanlı bulunan ruhsal hastalıklar ve sağlık durumları önde gelen uyku
suzluk yakınmasını yeterince açıklamaz.
Varsa belirtiniz:
Uyku bozukluğu dışında bir ruhsal bozuklukla eştanı alan, madde kul
lanım bozukluklarını kapsar.
Başka bir sağlık durumuyla eştanı alan
Başka bir uyku bozukluğuyla birlikte giden
Kodlama notu: 780.52 (G47.00) kodu her üç belirleyici için de kullanılır.
Birlikteliği göstermek için, eşlik eden ilişkili ruhsal bozukluğu, sağlık du
rumunu ya da başka uyku bozukluğunu, uykusuzluk bozukluğu kodunun
ardından kodlayın.
Varsa belirtiniz:
Dönemsel: Belirtiler en az bir ay, ancak üç aydan daha kısa sürer.
Sürekli: Belirtiler üç ay ya da daha uzun sürer.
Yineleyici: Bir yıllık bir sürede iki (ya da daha çok) dönem vardır.
Not: Birden başlayan (akut) ve kısa süreli uykusuzluk (belirtilerin üç aydan daha
kısa bir süredir bulunuyor olması dışında sıklık, yoğunluk, verdiği sıkıntı ve/ya
da işlevsellikte düşme açısından bütün tanı ölçütlerini karşılayan) tanımlanmış
başka bir uykusuzluk bozukluğu olarak kodlanmalıdır.
Aşırı Uykululuk Bozukluğu
780.54 (G47.10)
A.
Aşağıdaki belirtilerden en az biri ile giden, ana uyku evresi en az yedi saat
sürmesine karşın, kişinin bildirdiği aşırı uykululuk durumu:
1.
Aynı gün içinde yineleyen uyku evreleri ya da birden uykuya dalıvermeler.
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
187
2.
Günde dokuz saatin üzerinde olan, uzamış ana uyku evresi dinlendi
rici değildir.
3.
Birden uyandıktan sonra, tam uyanık olmakta güçlük çekme.
B.
Aşırı uykululuk durumu, en az üç aydır, en az haftada üç kez ortaya çık
maktadır.
C.
Aşırı uykululuğa belirgin bir sıkıntı ya da bilişsel, toplumsal, işle ilgili işlev
sellikte ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşme eşlik
eder.
D.
Aşırı uykululuk, başka bir uyku-uyanıklık bozukluğu (örn. narkolepsi,
solunumla ilişkili uyku bozukluğu, yirmi dört saatlik düzenle ilgili uykuuyanıklık bozukluğu ya da bir parasomni) ile daha iyi açıklanamaz ve
yalnızca başka bir uyku-uyanıklık bozukluğunun gidişi sırasında ortaya
çıkmamaktadır.
E.
Aşırı uykululuk, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç)
fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
F.
Eşzamanlı bulunan ruhsal hastalıklar ve sağlık durumları önde gelen aşırı
uykululuk yakınmasını yeterince açıklamaz.
Varsa belirtiniz:
Bir ruhsal bozuklukla eştanı alan, madde kullanım bozukluklarını kap
sar.
Başka bir sağlık durumuyla eştanı alan
Başka bir uyku bozukluğuyla birlikte giden
Kodlama notu: 780.54 (G47.10) kodu her üç belirleyici için de kullanılır.
Birlikteliği göstermek için, eşlik eden ilişkili ruhsal bozukluğu, sağlık duru
munu ya da başka uyku bozukluğunu, aşırı uykululuk bozukluğu kodunun
ardından kodlayın.
Varsa belirtiniz:
Akut: Bir aydan daha kısa süreli.
Subakut: Bir-üç ay süreli.
Sürekli: Üç aydan daha uzun süreli.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Herhangi bir gün, sözgelimi dingin bir durumdayken, araba kullanırken, arka
daşlarına konuk gitmişken ya da çalışıyorken ortaya çıkan, karşı konamayan
uykululuk çekme durumunun birçok kez ortaya çıkması ile kendini gösteren,
gündüz uyanıklığını sürdürmekte güçlüğün derecesine göre ağırlığını belirtin.
188
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
Ağır olmayan: Haftada bir-iki gün, gündüz uyanıklığını sürdürmekte
güçlük çekme.
Orta derecede: Haftada üç-dört gün, gündüz uyanıklığını sürdürmekte
güçlük çekme.
Ağır: Haftada beş-yedi gün, gündüz uyanıklığını sürdürmekte güçlük
çekme.
Narkolepsi
A.
Aynı gün içinde ortaya çıkan, yineleyen, baskılanamayan uyku gereksini
mi, birden uykuya dalıverme ya da kestirme (kısa gündüz uykusu) evreleri.
Bunlar, son üç ay içinde, en az haftada üç kez ortaya çıkıyor olmalıdır.
B.
Aşağıdakilerden en az birinin varlığı:
1.
(a) ya da (b) olarak tanımlanan ve ayda en az birkaç kez ortaya çıkan
katapleksi dönemleri:
a.
Uzun bir süredir hastalığı olan kişilerde, gülme ya da şaka yapma
ile tetiklenen, bilinçlilik durumunun korunması ile birlikte, birden,
kısa süreli olarak (saniyeler ya da dakikalar süren), iki yanlı ola
ğan kas gerginliğini (tonusunu) yitirme dönemleri.
b.
Çocuklarda ya da altı aydan daha kısa bir süredir hastalığı olan
kişilerde, açık duygusal tetikleyiciler olmadan ortaya çıkan, dili
yanlış yerleştirme ya da genel kas gerginliği düşüklüğü (hipotoni)
ile birlikte, kendiliğinden ortaya çıkan yüz buruşturmaları ya da
çeneyi açma dönemleri.
2.
Beyin-omurilik sıvısı (BOS) hipokretin-1 immünreaktivite değerleri kul
lanılarak ölçülen hipokretin eksikliği (aynı incelemeyle sağlıklı kişilerde
elde edilen değerlerin üçte birine eşit ya da üçte birinden daha dü
şüktür ya da 110 pg/mL’ye eşit ya da bu değerden daha düşüktür).
BOS’nda düşük hipokretin-1 değeri, akut beyin yaralanması, inflamasyon ya da enfeksiyon bağlamında gözlenmiş olmamalıdır.
3.
Gece uykusu polisomnografisi, hızlı göz devinimleri uykusunun (REM)
15 dakika ya da daha kısa bir süre içinde başladığını; çoğul uykuya
dalma ölçümünde ortalama uykuya dalma süresinin 8 dakika ya da
daha kısa olduğunu ve iki ya da ikiden çok kez, uykuya dalmakla bir
likte ortaya çıkan REM evresinin olduğunu gösterir.
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
189
Olup olmadığını belirtiniz:
347.00 (G47.419) Katapleksi olmadan, ancak hipokretin eksikliği ile
birlikte narkolepsi: BOS hipokretin-1 düzeyinin düşük ve polisomnografi/çoğul uykuya dalma ölçümü incelemelerinin olumlu olmasının gerekli
olduğu B tanı ölçütü karşılanmakta, ancak katapleksi bulunmamaktadır
(B1 tanı ölçütü karşılanmamaktadır).
347.01 (G47.411) Katapleksi ile giden, ancak hipokretin eksikliği ol
madan narkolepsi: Bu seyrek görülen alttürde (narkolepsi olgularının %
5’inden azı) B tanı ölçütünün gerekleri olan katapleksi ve polisomnografi/
çoğul uykuya dalma ölçümü incelemelerinin olumlu olması ölçütleri kar
şılanmaktadır, ancak BOS hipokretin-1 düzeyi olağan sınırlarındadır (B2
tanı ölçütü karşılanmamaktadır).
347.00 (G47.419) Otozomal baskın serebellar ataksi, sağırlık ve narko
lepsi: Bu alttüre ekson 21 DNA (sitozin-5)-metiltransferaz-1 değişinimleri
(mutasyonlan) neden olur ve geç başlangıçlı (30-40 yaşlannda) narkolepsi
(düşük ya da orta derecede BOS hipokretin-1 düzeyi ile gider), sağırlık,
serebellar ataksi ve en sonunda demans ile belirlidir.
347.00 (G47.419) Otozomal baskın narkolepsi, şişmanlık ve tip 2 diya
bet: Seyrek görülen birtakım olgularda narkolepsi, şişmanlık, tip 2 diyabet
ve BOS hipokretin-1 düzeyinde düşüklük tanımlanmıştır ve bu durum miyelin oligodendrosit glikoprotein geninin değişinimiyle ilişkilidir.
347.10 (G47.429) Başka bir sağlık durumuna ikincil narkolepsi: Bu alt
tür, hipokretin sinir hücrelerinin, enfeksiyon (örn. Whipple hastalığı, sarkoidoz), travma ya da tümör nedeniyle yıkıma uğradığı hastalıklara ikincil
olarak gelişen narkolepsi içindir.
Kodlama notu (ICD-9-CM kodu yalnızca 347.10 ’dur): Önce altta ya
tan hastalığı kodlayın (örn. 040.2 Whipple hastalığı; 347.10 Whipple
hastalığına ikincil narkolepsi).
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: Sık ortaya çıkmayan katapleksi (haftada birden daha dü
şük sıklıkta), günde bir ya da iki kez kestirme gereği duyma ve çok bozul
mamış gece uykusu.
Orta derecede: Günde ya da birkaç günde bir katapleksi, bozulmuş gece
uykusu ve günde birkaç kez kestirme gereği duyma.
Ağır: Günde birçok kez uykuya dalıvermelerle birlikte ilaca dirençli ka
tapleksi, neredeyse sürekli olarak uykulu olma ve bozulmuş gece uykusu
(devinimler, uykusuzluk ve canlı düşler görme).
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
190
Solunumla İlişkili Uyku Bozuklukları
Tıkayıcı Uyku Apnesi Hipopnesi
327.23 (G47.33)
A.
(1) ya da (2) vardır.
1.
Polisomnografide, uyku saati başına en az beş tıkayıcı apne (solunum
durması) ya da hipopne olduğunun kanıtları ve aşağıdaki uyku belirti
lerinden biri vardır:
a.
Gece ortaya çıkan solunum bozuklukları: Horlama, gürültülü so
lunum/güçlükle soluma, uyku sırasında solunum duraklamaları.
b.
Başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamayan (uyku bo
zuklukları da içinde olmak üzere) ve başka bir sağlık durumuna
bağlanamayan, gündüz uykululuk durumu, bitkinlik ya da elveriş
li uyku koşullarına karşın dinlendirici uyku uyuyamama.
2.
Eşlik eden belirti olup olmadığı göz önünde bulundurulmaksızın, poli
somnografide, uyku saati başına 15 ya da daha çok tıkayıcı apne (so
lunum durması) ve/ya da hipopne olduğuna ilişkin kanıtlar saptanır.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: Apne hipopne göstergesi (indeksi) 15 ’in altındadır.
O rta derecede: Apne hipopne göstergesi (indeksi) 15 ’ie 30 arasındadır.
Ağır: Apne hipopne göstergesi (indeksi) 30’dan büyüktür.
Merkezi Uyku Apnesi
A.
Polisomnografide, uyku saati başına beş ya da daha çok merkezi apne
olduğunun kanıtları vardır.
B.
Bu bozukluk, o sırada bulunan başka bir uyku bozukluğu ile daha iyi açık
lanamaz.
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
191
Olup olmadığını belirtiniz:
327.21 (G47.31) İdiyopatik merkezi uyku apnesi: Solunum yolu tıkan
masının kanıtı olmaksızın, solunum çabasında değişkenlik olması nede
niyle, uyku sırasında yineleyen apne ve hipopne dönemlerinin olması ile
belirlidir.
786.04 (R06.3) Cheyne-Stokes solunumu: Sık uyanmanın eşlik ettiği,
saatte en az beş sıklığında merkezi apne ve hipopne ile sonuçlanan, soluk
oylumunda (hacminde) evresel kreşendo-dekreşendo (artma ve azalma)
değişkenliği gösteren örüntü.
780.57 (G47.37) Opiyat kullanımı ile eşzamanlı merkezi uyku apnesi:
Bu alttürün patogenezi, opiyatlann medulladaki solunum düzeni üreteçleri
üzerindeki etkilerine olduğu gibi, hipoksik solunum düzeneğine karşı hiperkapnik solunum düzeneği üzerine ayırıcı etkilerine de bağlanır.
Kodlama notu (yalnızca 780.57 [G47.37) kodu için): Opiyat kullanım bozuk
luğu olduğunda, ilk kod opiyat kullanım bozukluğu olur: 305.50 (F11.10) ağır
olmayan opiyat kullanım bozukluğu ya da 304.00 (F11.20) orta derecede ya da
ağır opiyat kullanım bozukluğu; sonra 780.57 (G47.37) opiyat kullanımı ile eş
zamanlı merkezi uyku apnesi olarak kodlanır. Opiyat kullanım bozukluğu yoksa
(örn. bir kez ağır madde kullanımından sonra), yalnızca 780.57 (G47.37) opiyat
kullanımı ile eşzamanlı merkezi uyku apnesi olarak kodlayınız.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Merkezi uyku apnesinin ağırlığı, solunum bozukluklarının sıklığına göre
derecelendirildiği gibi, eşlik eden oksijen desatürasyonuna ve yineleyici
solunum bozukluklarının bir sonucu olarak ortaya çıkan uyku bölünmele
rine göre de derecelendirilir.
Uyku ile İlişkili Hipoventilasyon
A.
Polisomnografi, yüksek C 0 2 düzeyleri ile birlikte azalmış solunum dö
nemleri olduğunu gösterir. (Not: C 0 2 nesnel olarak ölçülemiyorsa, apne/
hipopne olaylarına eşlik etmeyen sürekli düşük düzeyde hemoglobin ok
sijeni doygunluğu, hipoventilasyonu gösterebilir.)
B.
Bu bozukluk, o sıradaki başka bir uyku bozukluğu ile daha iyi açıklana
maz.
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
192
Olup olmadığını belirtiniz:
327.24 (G47.34) İdiyopatik hipoventilasyon: Bu alttür, kolaylıkla tamla
nabilir herhangi bir duruma bağlanamaz.
327.25 (G47.35) Konjenital merkezi aiveolar hipoventilasyon: Bu alttür,
kişinin prenatal dönemde sığ soluması ya da siyanoz ile ve uyku sırasında
apne ile kendini gösteren, seyrek görülen, doğuştan gelen bir bozukluk
tur.
327.26 (G47.36) Eştanılı uyku ile ilişkili hipoventilasyon: Bu alttür, ak
ciğer hastalığı (örn. interstisyel akciğer hastalığı, kronik obstrüktif akciğer
hastalığı) ya da nöromusküler ya da göğüs duvarı bozukluğu (örn. musküler distrofiler, postpolio sendromu, servikal spinal omurilik yaralanması,
kifoskolyoz) ya da ilaçlar (örn. benzodiazepinler, opiyatlar) gibi bir sağlık
durumunun bir sonucu olarak ortaya çıkar. Şişmanlıkta da ortaya çıkar
(obezite hipoventilasyon bozukluğu). Burada, göğüs duvarının uyumunun
azalmasına bağlı artmış solunum yükü ile birlikte ventilasyon-perfüzyon
uyumsuzluğu ve değişken bir biçimde düşük çalışan ventilasyon düzeneği
söz konusudur. Bu kişiler, genellikle 30’dan daha büyük bir vücut kitlesi
göstergesi ile ve hipoventilasyonun başka kanıtları olmaksızın, uyanıklık
sırasında görülen hiperkapni (p C 0 2 45’in üzerindedir) ile belirlidirler.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağırlığı, uyku sırasında bulunan hipokseminin ve hiperkarbinin derecesine
göre ve bunlara bağlı son organda ortaya çıkan bozuklukların kanıtlarına
(örn. sağ kalp yetmezliği) göre derecelendirilir. Kan gazlarındaki olağandışılıkların uyanıklık süresince de bulunması, daha ağır olduğunun bir gös
tergesidir.
Yirmi Dört Saatlik (Sirkadiyen) Düzenle İlgili
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
A.
Daha çok yirmi dört saatlik düzenle ilgili bir değişikliğe bağlı ya da kişinin
içsel yirmi dört saatlik düzeniyle çevre koşullarının ya da toplumsal ya da
işle ilgili çalışma düzeninin gerektirdiği uyku-uyanıklık düzeninin birbiriyle
örtüşmemesine bağlı, sürekli ya da yineleyici uyku bozukluğu örüntüsü.
B.
Bu uyku bozukluğu, aşırı uykululuğa ya da uykusuzluğa ya da her ikisine
de birden neden olur.
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
C.
193
Bu uyku bozukluğu, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal,
işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte
düşmeye neden olur.
Kodlama notu: ICD-9-CM için bütün alttürleri 307.45 olarak kodlayın. ICD-10CM için kod alttüre göre değişir.
Olup olmadığını belirtiniz:
307.45 (G47.21) Gecikmeli uyku evresi türü: Gecikmeli uyuma ve uyan
ma zamanı örüntüsü, istenen daha erken saatlerde ya da alışılageldik
daha erken saatlerde uyuyamama ve uyanamama.
Varsa belirtiniz:
Ailesel: Gecikmeli uyku evresi olduğuna ilişkin aile öyküsü vardır.
Varsa belirtiniz:
Yirmi dört saatlik olmayan uyku-uyanıklık türü ile örtüşen: G e
cikmeli uyku evresi türü, yirmi dört saatlik olmayan uyku-uyanıklık
türü gibi başka bir yirmi dört saatlik düzenle ilgili uyku-uyanıklık bo
zukluğu ile örtüşebilir.
307.45 (G47.22) Öne kaymış uyku evresi türü: Öne kaymış uyuma ve
uyanma zamanı örüntüsü, istenen daha geç saatlere dek ya da alışageldik
daha geç saatlere dek uyanık kalamama ve istenen daha geç saatlerde ya
da alışageldik daha geç saatlerde uyanamama.
Varsa belirtiniz:
Ailesel: Öne kaymış uyku evresi olduğuna ilişkin aile öyküsü vardır.
307.45 (G47.23) Düzensiz uyku-uyanıklık türü: Uyuma ve uyanmanın
zamanlamasının yirmi dört saatlik süre içinde değişmesi gibi, geçici bir
düzensiz uyku-uyanıklık örüntüsü.
307.45 (G47.24) Yirmi dört saatlik olmayan uyku-uyanıklık türü: Uyu
ma ve uyanma zamanlarının her gün sürekli kayması (genellikle daha ileri
ve daha ileri saatlere) ile giden, yirmi dört saatlik çevresel düzenle eşza
manlı gitmeyen uyku-uyanıklık döngüleri örüntüsü.
307.45 (G47.26) Vardiyalı iş türü: Vardiyalı (alışılageldik çalışma saatle
rinin dışında çalışmayı gerektiren) iş çizelgesinden ötürü, ana uyku evresi
sırasında (uyunacak saatlerde) uykusuzluk çekme ve/ya da ana uyanıklık
evresinde (uyanık kalınacak saatlerde) aşırı uykulu olma (yanlışlıkla uyu
mayı da kapsar).
307.45 (G47.20) Tanımlanmamış tür
194
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
Varsa belirtiniz:
Dönemsel: Belirtiler en az bir ay, ancak üç aydan daha kısa sürer.
Sürekli: Belirtiler üç ay ya da daha uzun sürer.
Yineleyici: Bir yıllık bir sürede iki ya da ikiden çok dönem vardır.
Parasomniler
Hızlı Göz Devinimleri Uykusu Dışında
Uykudan Uyanma Bozuklukları
A.
Aşağıdakilerden birinin eşlik ettiği, genellikle ana uyku döneminin ilk üçte
biri sırasında ortaya çıkan, yineleyici, uykudan tam olmayan uyanma dö
nemleri:
1.
Uyurgezerlik: Yineleyici, uyku sırasında yataktan kalkma ve gezinme
dönemleri. Uyurgezerken kişinin boş ve dik dik bakan bir yüzü vardır;
başkalarının kendisiyle iletişim kurma çabalarına oldukça tepkisiz ka
lır; ancak çok büyük bir güçlükle uyandırılabilir.
2.
Uykuda korku duyma: Genellikle panik biçiminde bir çığlıkla başla
yan, yineleyici, büyük bir korkuyla birden uykudan uyanma dönemleri.
Her dönemde, büyük bir korku ve midriyazis, taşikardi, hızlı soluk alıp
verme ve terleme gibi otonom uyarılma belirtileri olur. Bu dönemler
sırasında kişi, başkalarınca rahatlatılma çabalarına oldukça tepkisiz
kalır.
B.
Düşsel imge anımsanmaz ya da çok az anımsanır (örn. yalnızca tek bir
görüntü).
C.
Bu dönemler için unutkanlık vardır.
D.
Bu dönemler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
E.
Bu bozukluk, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç)
fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
F.
Eşzamanlı ruhsal bozukluklar ya da sağlık durumları, uyurgezerlik ya da
uykuda korku duyma dönemlerini açıklamaz.
195
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
Kodlama notu: ICD-9-CM için bütün alttürlerin kodu 307.46’dır. ICD-10-CM
için kod alttüre göre değişir.
Varsa belirtiniz:
307.46 (F51.3) Uyurgezerlik türü
Varsa belirtiniz:
Uyku ile ilişkili yemek yeme ile giden
Uyku ile ilişkili cinsel davranışla giden (seksomni)
307.46 (F51.4) Uykuda korku duyma türü
Karabasan Bozukluğu
307.47 (F51.5)
A.
Çoğunlukla ana uyku döneminin ikinci yarısında ortaya çıkan, genellikle
sağkalım, güvenlik ya da bedensel bütünlüğe yönelik göz korkutucu du
rumlardan kaçınma çabalarını içeren, yineleyen, uzun süreli, ileri derecede
disfori ile giden ve iyi anımsanan düşlerin ortaya çıkması.
B.
Disfori yaratan düşlerden uyanır uyanmaz kişinin yönelimi yerine gelir ve
uyanık olur.
C.
Bu uyku bozukluğu, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal,
işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte
düşmeye neden olur.
D.
Karabasan belirtileri, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde,
bir ilaç) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
E.
Eşzamanlı ruhsal bozukluklar ya da sağlık durumları, başlıca yakınma
olan, disfori ile giden düşleri yeterince açıklamaz.
Varsa belirtiniz:
Uykunun başlangıcı sırasında
Varsa belirtiniz:
Uyku ile ilişkili olmayan bir bozukluğun eşlik ettiği, madde kullanım
bozukluklarını kapsar
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
196
Başka bir sağlık durumunun eşlik ettiği
Başka bir uyku bozukluğunun eşlik ettiği
Kodlama notu: 307.47 (F51.5) kodu her üç belirleyici için de kullanılır.
Birlikteliği göstermek için, eşlik eden ilişkili ruhsal bozukluğu, sağlık du
rumunu ya da başka uyku bozukluğunu, karabasan bozukluğu kodunun
ardından kodlayın.
Varsa belirtiniz:
Akut: Karabasanların olduğu süre bir ay ya da daha kısadır.
Subakut: Karabasanların olduğu süre bir aydan daha uzundur, ancak altı
aydan daha kısadır.
Sürekli: Karabasanların olduğu süre altı ay ya da daha uzundur.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağırlığı karabasanların görülme sıklığına göre derecelendirilir.
Ağır olmayan: Ortalama haftada bir dönemden daha azdır.
Orta derecede: Haftada bir ya da birden çok dönem vardır ancak her
gece olmaz.
Ağır: Bu dönemler her gece olur.
Hızlı Göz Devinimleri (REM) Uykusunda
Davranış Bozukluğu
327.42 (G47.52)
A.
Konuşma ve/ya da karmaşık devinsel (motor) davranışların eşlik ettiği, yineleyici, uyku sırasında uyanma dönemleri.
B.
Bu davranışlar, hızlı göz devinimleri (REM) uykusu sırasında olur, bu yüz
den genellikle uykunun başlamasının ardından 90 dakikadan daha uzun
bir süre geçtikten sonra ortaya çıkar ve uyku evresinin daha sonraki bö
lümlerinde daha sık görülür ve sık olmasa da gündüz kestirmelerinde de
ortaya çıkar.
C.
Kişi, bu dönemlerden uyandığında tam olarak uyanık olur, şaşkınlık içinde
olmaz ya da yönelim bozukluğu olmaz.
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
D.
197
Aşağıdakilerden biri vardır:
1.
Polisomnografl incelemesinde kas gerilimi yokluğu (atoni) olmayan
REM uykusu.
2.
REM uykusu davranış bozukluğunu düşündüren bir öykü ya da bir
sinükleinopati tanısı konmuş olması (örn. Parkinson hastalığı, çoğul
dizge atrofisi).
E.
Bu dönemler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur (kendini ya da birlikte yattığı kişiyi yaralamayı da kapsayabilir).
F.
Bu bozukluk, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç)
ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
G.
Eşzamanlı ruhsal bozukluklar ya da sağlık durumları bu dönemleri açıkla
maz.
Huzursuz Bacaklar Sendromu
333.94 (G25.81)
A.
Aşağıdakilerin tümü ile belirli, genellikle bacaklarda, rahatsız eden ve hoş
olmayan birtakım duyumların eşlik ettiği ya da bunlara bir tepki olarak
ortaya çıkan, bacaklarını hareket ettirmeye zorlanma itkisi:
1.
Bacakları hareket ettirmeye zorlanma itkisi, dinlenildiği ya da etkinlik
gösterilmediği zamanlarda başlar ya da kötüleşir.
2.
Bacakları hareket ettirmeye zorlanma itkisi, hareket ettirmeyle birlikte
belirli bir ölçüde azalır ya da tümüyle ortadan kalkar.
3.
Bacakları hareket ettirmeye zorlanma itkisi, gündüz olduğundan daha
çok akşamları ya da geceleri kötüleşir ya da yalnızca akşamları ya da
geceleri ortaya çıkar.
B.
A tanı ölçütündeki belirtiler, en az haftada üç kez ortaya çıkar ve en az üç
aydır vardır.
C.
A tanı ölçütündeki belirtilere klinik açıdan belirgin bir sıkıntı ya da toplum
sal, işle ilgili, okulla ilgili, davranışsal işlevsellik alanlarında ya da önemli
diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşme eşlik eder.
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
198
D.
A tanı ölçütündeki belirtiler, başka bir ruhsal bozukluğa ya da sağlık du
rumuna (örn. artrit, bacak ödemi, periferik iskemi, bacak kasınçları) bağ
lanamaz ve davranışsal bir durumla (örn. konumsal rahatsızlık, ayaklarını
yere vurma alışkanlığı) daha iyi açıklanamaz.
E.
Bu belirtiler kötüye kullanılabilen bir maddenin ya da bir ilacın (örn. akatizi)
fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Uyku Bozukluğu
A.
Belirgin ve ağır bir uyku bozukluğu.
B.
Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularından elde edilen kanıtlar
(1) ve (2)’nin varlığını gösterir:
1.
A tanı ölçütündeki belirtiler, madde esrikliği (entoksikasyonu) ya da
yoksunluğu sırasında ya da az bir zaman sonrasında ya da bir ilaç
aldıktan sonra gelişmiştir.
2.
C.
Söz konusu madde/ilaç, A tanı ölçütündeki belirtileri ortaya çıkarabilir.
Bu bozukluk, maddenin/ilacın yol açmadığı bir uyku bozukluğuyla daha iyi
açıklanamaz. Ayrı bir uyku bozukluğu olduğunun kanıtları şunlar olabilir:
Belirtiler, madde/ilaç kullanımından önce de vardır; belirtiler, akut
yoksunluğun ya da ağır esrikliğin bitmesinden sonra önemli bir süre
(örn. yaklaşık bir ay) kalıcı olmuştur ya da ayrı bir maddenin/ilacın yol
açmadığı uyku bozukluğunun başka kanıtları vardır (örn. maddenin/
ilacın yol açmadığı yineleyici dönemlerin olduğuna ilişkin bir öykü).
D.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
E.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Not: Madde esrikliği ya da madde yoksunluğu yerine bu tanının konabilmesi
için klinik görünümde A tanı ölçütündeki belirtilerin daha baskın olması ve bun
ların klinik açıdan ele almayı gerektirecek denli ağır olması gerekir.
Kodlama notu: [Özgül maddenin/ilacın] yol açtığı uyku bozuklukları için ICD9-C M ve İCD-10-CM kodları aşağıdaki çizelgede gösterilmektedir. ICD-10-CM
kodları, aynı madde kümesinden bir madde kullanım bozukluğu eştanısının
olup olmadığına göre değişir. Maddenin yol açtığı uyku bozukluğu ile birlikte
ağır olmayan bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü konumda
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
199
ki simge ”1” olacaktır ve klinisyen maddenin yol açtığı depresyon bozuklu
ğundan önce “ağır olmayan [madde] kullanım bozukluğu”nu yazacaktır (örn.
“ağır olmayan kokain kullanım bozukluğu ile birlikte kokainin yol açtığı uyku
bozukluğu”). Maddenin yol açtığı uyku bozukluğu ile birlikte orta derecede ya
da ağır bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü konumdaki sim
ge ”2 ” olacaktır ve klinisyen maddenin yol açtığı uyku bozukluğundan önce,
madde kullanım bozukluğu eştanısının ağırlığına bağlı olarak “orta derecede
[madde] kullanım bozukluğu”nu ya da “ağır [madde] kullanım bozukluğu”nu
yazacaktır. Madde kullanım bozukluğu eştanısı yoksa (örn. bir kez ağır madde
kullanımından sonra), 4 ’üncü konumdaki simge “9 ” olacak ve klinisyen yal
nızca maddenin yol açtığı uyku bozukluğu yazacaktır. Tütünün yol açtığı uyku
bozukluğu tanısını kodlayabilmek için orta derecede ya da ağır tütün kullanım
bozukluğu olması gerekir; birlikte ağır olmayan tütün kullanım bozukluğu ya
da tütün kullanım bozukluğunun olmaması durumunda tütünün yol açtığı uyku
bozukluğunun kodlanmasına izin verilmez.
ICD-10-CM
ICD-9-CM
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
ağır olmayan
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
orta derecede
ya da ağır
Kullanım
bozukluğu
olmadan
Alkol
291.82
F10.182
F10.282
F10.982
Kafein
292.85
F15.182
F15.282
F15.982
Kenevir (kannabis)
292.85
F12.188
F12.288
F12.988
Opiyat
292.85
F11.182
F11.282
F11.982
Dinginleştirici, uyutucu
ya da uyku giderici
(sedatif, hipnotik
292.85
F13.182
F13.282
F13.982
Amfetamin (ya da
başka bir uyancı)
292.85
F15.182
F15.282
F15.982
F14.182
F14.282
F14.982
ya da anksiyolitik)
Kokain
292.85
Tütün
292.85
UD
F17.208
UD
Başka (ya da bilinmeyen)
bir madde
292.85
F19.182
F19.282
F19.982
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
200
Varsa belirtiniz:
Uykusuzluk türü: Uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte güçlük,
gece sık uyanma ya da dinlendirici olmayan bir uyku ile belirlidir.
Gündüz uykululuk türü: Başlıca yakınmanın, uyanık olunduğu saatlerde
aşırı uykululuk/bitkinlik olması ya da daha az sıklıkla, uzun bir uyku evresi
ile belirlidir.
Parasomni türü: Uyku sırasında olağandışı davranışlarla belirlidir.
Karma tür: Herhangi bir belirtinin baskın olmadığı, değişik türde birçok
uyku belirtisi ile giden, maddenin/ilacın yol açtığı uyku sorunu ile belirli
dir.
Varsa belirtiniz (madde kümesine eşlik eden tanı için “Madde ile İlişkili Bozuk
luklar ve Bağımlılık Bozuklukları” bölümündeki Çizelge 1 ’e bakın):
Esriklik (entoksikasyon) sırasında başlayan: Maddeyle/ilaçla esriklik
için tanı ölçütleri karşılanıyorsa ve belirtiler esriklik sırasında gelişmişse bu
belirleyici kullanılmalıdır.
Kesilm e/yoksunluk sırasında başlayan: Maddeden/ilaçtan kesilme/
yoksunluk için tanı ölçütleri karşılanıyorsa ve belirtiler kesilme/yoksunluk
sırasında ya da kısa bir zaman sonra gelişmişse bu belirleyici kullanılma
lıdır.
Yazarken İzlenecek Yol
ICD-9-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı uyku bozukluğunun adı, uyku belir
tilerine neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. kokain, bupropiyon) ile
başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri takımında
yer alan çizelgeden seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen maddeler için
(örn. bupropiyon), “başka bir madde” kodu kullanılmalıdır; bir maddenin ne
den olucu etken olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin özgül kümesinin
bilinmediği durumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adından sonra, bu bozukluğun nasıl başladığı belirtilir (esrik
lik sırasında başlayan, kesilme/yoksunluk sırasında başlayan), sonra alttürü
belirtilir (uykusuzluk türü, gündüz uykululuk türü, parasomni türü, karma
tür). Maddenin yol açtığı bozuklukla madde kullanım bozukluğunu tek bir
kod altında toplayan ICD-10-CM’de yazarken izlenecek yoldan değişik ola
rak ICD-9-CM’de madde kullanım bozukluğu için ayrı bir tanısal kod verilir.
Sözgelimi, ağır bir lorazepam kullanım bozukluğu olan bir erkekte, yoksunluk
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
201
sırasında uykusuzluk ortaya çıkması durumunda tanı 292.85 lorazepamın
yol açtığı uyku bozukluğu, yoksunluk sırasında başlayan, uykusuzluk türü ola
caktır. 304.10 ağır lorazepam kullanım bozukluğu ek tanısı da konur. Uyku
belirtilerinin ortaya çıkmasında birden çok maddenin önem taşıdığı yargısına
varılırsa, her biri ayrı ayn sıralanmalıdır (örn. 292.85 alkolün yol açtığı uyku
bozukluğu, esriklik sırasında başlayan, uykusuzluk türü; 292.85 kokainin yol
açtığı uyku bozukluğu, esriklik sırasında başlayan, uykusuzluk türü).
ICD-10-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı uyku bozukluğunun adı, uyku belir
tilerine neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. kokain, bupropiyon) ile
başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri takımında
yer alan çizelgeden ve madde kullanım bozukluğu eştanısı olup olmadığına
göre seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen maddeler için (örn. bupropiyon),
“başka bir madde” kodu kullanılmalıdır; bir maddenin neden olucu etken
olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin özgül kümesinin bilinmediği du
rumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adını yazarken, (varsa) madde kullanım bozukluğu eştanısı
önce yazılır, arkasından “ile birlikte” sözcükleri gelir, bunun arkasından da
madde kullanımının yol açtığı uyku bozukluğunun adı gelir, ardından nasıl
başladığı belirtilir (esriklik sırasında başlayan, kesilme/yoksunluk sırasında
başlayan), sonra alttürü belirtilir (uykusuzluk türü, gündüz uykululuk türü, parasomni türü, kanşık tür). Sözgelimi, ağır bir lorazepam kullanım bozukluğu
olan bir erkekte, yoksunluk sırasında uykusuzluğun ortaya çıkması durumun
da tanı F13.282 ağır lorazepam kullanım bozukluğu ile birlikte lorazepamın
yol açtığı uyku bozukluğu, yoksunluk sırasında başlayan, uykusuzluk türü
olacaktır. Ayn bir ağır lorazepam kullanım bozukluğu eştanısı konmayacak
tır. Madde kullanım bozukluğu eştanısı olmadan maddenin yol açtığı uyku
bozukluğu ortaya çıkarsa (örn. ilaç kullanımı ile birlikte), eşlik eden herhangi
bir madde kullanım bozukluğu belirtilmez (örn. F19.982 bupropiyonun yol
açtığı uyku bozukluğu, ilaç kullanımı sırasında başlayan, uykusuzluk türü).
Uyku belirtilerinin ortaya çıkmasında birden çok maddenin önem taşıdığı
yargısına varılırsa, her biri ayrı ayrı sıralanmalıdır (örn. F10.282 ağır alkol
kullanım bozukluğu ile birlikte alkolün yol açtığı uyku bozukluğu, esriklik sı
rasında başlayan, uykusuzluk türü; F14.282 ağır kokain kullanım bozukluğu
ile birlikte kokainin yol açtığı uyku bozukluğu, esriklik sırasında başlayan,
uykusuzluk türü).
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
202
Tanımlanmış Diğer Bir Uykusuzluk Bozukluğu
780.52 (G47.09)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, uyku
suzluk bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların uyku
suzluk bozukluğu için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı ya da uyku-uyanıklık
bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam
karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir uykusuz
luk bozukluğu kategorisi, uyku bozukluklarından herhangi özgül biri için tanı
ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde
kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer bir uyku bozukluğu” diye yazmanın ar
dından özel neden yazılır (örn. “kısa uykusuzluk bozukluğu”).
“Tanımlanmış diğer” adı kullanılarak belirlenebilecek görünümler için ör
nekler şunlardır:
1.
Kısa uykusuzluk bozukluğu: Süresi üç aydan kısadır.
2.
Dinlendirici olmayan uykuyla sınırlı: Başlıca yakınma, uykuya dal
makta ya da uykuyu sürdürmekte güçlük gibi diğer uyku belirtileri ol
madan, dinlendirici olmayan bir uykudur.
Tanımlanmamış Uykusuzluk Bozukluğu
780.52 (G47.00)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, uyku
suzluk bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların uyku
suzluk bozukluğu için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı ya da uyku-uyanıklık
bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam
karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış diğer uyku
suzluk bozukluğu kategorisi, uykusuzluk bozukluğunun ya da uyku-uyanıklık
bozukluklarından herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel
nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğinde ve daha özgül bir tanı koy
mak için yeterli bilgi olmadığı durumlarda kullanılır.
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
203
Tanımlanmış Diğer Bir Aşırı Uykululuk Bozukluğu
780.54 (F47.19)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, aşı
rı uykululuk bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bun
ların aşırı uykululuk bozukluğu için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı ya da
uyku-uyanıklık bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı
ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış
diğer bir aşırı uykululuk bozukluğu kategorisi, aşırı uykululuk bozukluğunun
ya da uyku-uyanıklık bozukluklanndan herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini
karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde kullanılır.
Yazarken, “tanımlanmış diğer bir aşırı uykululuk bozukluğu” diye yazmanın
ardından özel neden yazılır (örn. Kleine-Levin sendromunda olduğu gibi “kısa
süreli aşın uykululuk”).
Tanımlanmamış Aşırı Uykululuk Bozukluğu
780.54 (G47.10)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, aşırı uy
kululuk bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların aşırı
uykululuk bozukluğunun ya da uyku-uyanıklık bozuklukları tanı kümesindeki
herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu ka
tegori kullanılır. Tanımlanmamış diğer aşırı uykululuk bozukluğu kategorisi, aşırı
uykululuk bozukluğunun ya da uyku-uyanıklık bozukluklarından herhangi özgül
biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek
istenmediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı durum
larda kullanılır.
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları
204
Tanımlanmış Diğer Bir Uyku-Uyanıklık Bozukluğu
780.59 (G47.8)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, uykuuyanıklık bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların
uyku-uyanıklık bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı
ölçütlerini tam -karşılamadığı ve tanımlanmış diğer bir uykusuzluk bozukluğu
ya da tanımlanmış diğer bir aşırı uykululuk bozukluğu tanısının konamadığı du
rumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir uyku-uyanıklık bozukluğu
kategorisi, uyku-uyanıklık bozukluklarından herhangi özgül biri için tanı ölçütle
rini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde kullanılır.
Yazarken, “tanımlanmış diğer bir uyku-uyanıklık bozukluğu” diye yazmanın ar
dından özel neden yazılır (örn. “polisomnografi bulgusu ya da Parkinson hasta
lığı ya da başka bir sinükleinopati öyküsü olmadan hızlı göz devinimleri uykusu
sırasında yineleyici uyanmalar”).
Tanımlanmamış Uyku-Uyanıklık Bozukluğu
780.59 (G47.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, uykuuyanıklık bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların
uyku-uyanıklık bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı
ölçütlerini tam karşılamadığı ve tanımlanmış diğer bir uykusuzluk bozukluğu
ya da tanımlanmış diğer bir aşırı uykululuk bozukluğu tanısının konamadığı du
rumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış diğer uyku-uyanıklık bozukluğu
kategorisi, uyku-uyanıklık bozukluklarından herhangi özgül biri için tanı ölçüt
lerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğinde ve
daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı durumlarda kullanılır.
Cinsel İşlev Bozuklukları
Geç Boşalma
302.74 (F52.32)
A.
Eşli her cinsel etkinlikte ya da neredeyse her cinsel etkinlikte (yaklaşık
% 75-100’ünde) (belirli durumlarda ya da yaygın ise her durumda) aşa
ğıdaki belirtilerden biri, kişi bir gecikme olmasını istemiyorken yaşanıyor
olmalıdır:
1.
Boşalmada belirgin gecikme.
2.
Belirgin boşalma seyrekliği ya da yokluğu.
B.
A tanı ölçütündeki belirtiler, en az, yaklaşık altı aydır sürmektedir.
C.
A tanı ölçütündeki belirtiler, kişide, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya neden
olur.
D.
Bu cinsel işlev bozukluğu, cinsel kökenli olmayan bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz ya da ağır bir ilişki bozukluğundan ya da gerginlik
yaratıcı önemli başka etkenlerden kaynaklanmamaktadır ve bir maddeye/
ilaca ya da başka bir sağlık durumuna bağlanamaz.
Olup olmadığını belirtiniz:
Yaşam boyu: Bu bozukluk, kişi cinsel açıdan etkin olduğundan beri vardır.
Edinsel: Bu bozukluk, oldukça olağan bir cinsel işlevsellik evresinden
sonra başlamıştır.
205
2 06
Cinsel işlev Bozuklukları
Olup olmadığını belirtiniz:
Yaygın: Belirli tür uyarımlar, durumlar ya da eşlerle sınırlı değildir.
Durumsal: Yalnızca belirli tür uyarımlar, durumlar ya da eşlerle ortaya
çıkar.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: A tanı ölçütündeki belirtiler az sıkıntı doğurur.
Orta derecede: A tanı ölçütündeki belirtiler orta düzeyde bir sıkıntı
doğurur.
Ağır: A tanı ölçütündeki belirtiler çok sıkıntı doğurur.
Sertleşme Bozukluğu
302.72 (F52.21)
A.
Her cinsel etkinlikte ya da neredeyse her cinsel etkinlikte (yaklaşık % 75100’ünde) (belirli durumlarda ya da yaygın ise her durumda), aşağıdaki üç
belirtiden biri yaşanıyor olmalıdır:
1.
Cinsel etkinlik sırasında sertleşme (ereksiyon) sağlamada belirgin
güçlük çekme.
2.
Cinsel etkinliği bitirene dek sertleşmeyi (ereksiyonu) sürdürmede
belirgin güçlük çekme.
3.
Sertlik düzeyinde belirgin azalma.
B.
A tanı ölçütündeki belirtiler, en az, yaklaşık altı aydır sürmektedir.
C.
A tanı ölçütündeki belirtiler, kişide, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya neden
olur.
D.
Bu cinsel işlev bozukluğu, cinsel kökenli olmayan bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz ya da ağır bir ilişki bozukluğundan ya da gerginlik
yaratıcı önemli başka etkenlerden kaynaklanmamaktadır ve bir maddeye/
ilaca ya da başka bir sağlık durumuna bağlanamaz.
Cinsel İşlev Bozuklukları
207
Olup olmadığını belirtiniz:
Yaşam boyu: Bu bozukluk, kişi cinsel açıdan etkin olduğundan beri
vardır.
Edinsel: Bu bozukluk, oldukça olağan bir cinsel işlevsellik evresinden
sonra başlamıştır.
Olup olmadığını belirtiniz:
Yaygın: Belirli tür uyarımlar, durumlar ya da eşlerle sınırlı değildir.
Durumsak Yalnızca belirli tür uyanmlar, durumlar ya da eşlerle ortaya
çıkar.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: A tanı ölçütündeki belirtiler az sıkıntı doğurur.
Orta derecede: A tanı ölçütündeki belirtiler orta düzeyde bir sıkıntı
doğurur.
Ağır: A tanı ölçütündeki belirtiler çok sıkıntı doğurur.
Kadında Orgazm Bozukluğu
302.72 (F52.21)
A.
Her cinsel etkinlikte ya da neredeyse her cinsel etkinlikte (yaklaşık % 75100’ünde) (belirli durumlarda ya da yaygın ise her durumda) aşağıdaki
belirtilerden birinin varlığı:
1.
Orgazmda belirgin gecikme, belirgin orgazm seyrekliği ya da yokluğu.
2.
Orgazm duyumlarının çok düşük yoğunlukta olması.
B.
A tanı ölçütündeki belirtiler, en az, yaklaşık altı aydır sürmektedir.
C.
A tanı ölçütündeki belirtiler, kişide, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya neden
olur.
D.
Bu cinsel işlev bozukluğu, cinsel kökenli olmayan bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz ya da ağır bir ilişki bozukluğundan (örn. eşin kaba
güç kullanması) ya da gerginlik yaratıcı önemli başka etkenlerden kay
naklanmamaktadır ve bir maddeye/ilaca ya da başka bir sağlık durumuna
bağlanamaz.
Cinsel işlev Bozuklukları
208
Olup olmadığını belirtiniz:
Yaşam boyu: Bu bozukluk, kişi cinsel açıdan etkin olduğundan beri
vardır.
Edinsel: Bu bozukluk, oldukça olağan bir cinsel işlevsellik evresinden
sonra başlamıştır.
Olup olmadığını belirtiniz:
Yaygın: Belirli tür uyarımlar, durumlar ya da eşlerle sınırlı değildir.
Durumsal: Yalnızca belirli tür uyarımlar, durumlar ya da eşlerle ortaya
çıkar.
Varsa belirtiniz:
Hiçbir koşulda, hiçbir zaman bir orgazm yaşamamıştır.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: A tanı ölçütündeki belirtiler az sıkıntı doğurur.
Orta derecede: A tanı ölçütündeki belirtiler orta düzeyde bir sıkıntı
doğurur.
Ağır: A tanı ölçütündeki belirtiler çok sıkıntı doğurur.
Kadında Cinsel İlgi/Uyarılma Bozukluğu
302.72 (F52.22)
A.
Aşağıdakilerden en az üçü ile kendini gösteren, cinsel ilgi/uyarılmanın
yokluğu ya da belirgin olarak az olması:
1.
Cinsel etkinliğe karşı ilgisizlik ya da çok az ilgi gösterme.
2.
Cinsel içerikli düşüncelerin ya da düşlemlerin olmaması ya da çok az
olması.
3.
Cinsel etkinliği başlatmama ya da çok az başlatma, eşinin başlatma
girişimlerine karşılık vermeme.
4.
Her cinsel karşılaşmada ya da neredeyse her cinsel karşılaşmada
(yaklaşık % 75-100’ünde) (belirli durumlarda ya da yaygın ise her du
rumda), cinsel etkinlik sırasında, cinsel coşku/hoşlanma olmaması ya
da çok az olması.
Cinsel İşlev Bozuklukları
5.
209
İçten ya da dıştan gelen hiçbir cinsel simgeye (örn. yazılı, sözel ya da
görsel) karşı cinsel ilgi/uyarılmanın olmaması ya da çok az olması.
6.
Her cinsel karşılaşmada ya da neredeyse her cinsel karşılaşmada
(yaklaşık % 75-100’ünde) (belirli durumlarda ya da yaygın ise her du
rumda), cinsel etkinlik sırasında, cinsel organlarda ya da cinsel organ
ların dışında bir duyum olmaması ya da çok az olması.
B.
A tanı ölçütündeki belirtiler, en az, yaklaşık altı aydır sürmektedir.
C.
A tanı ölçütündeki belirtiler, kişide, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya neden
olur.
D.
Bu cinsel işlev bozukluğu, cinsel kökenli olmayan bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz ya da ağır bir ilişki bozukluğundan (örn. eşin kaba
güç kullanması) ya da gerginlik yaratıcı önemli başka etkenlerden kay
naklanmamaktadır ve bir maddeye/ilaca ya da başka bir sağlık durumuna
bağlanamaz.
Olup olmadığını belirtiniz:
Yaşam boyu: Bu bozukluk, kişi cinsel açıdan etkin olduğundan beri
vardır.
Edinsel: Bu bozukluk, oldukça olağan bir cinsel işlevsellik evresinden
sonra başlamıştır.
Olup olmadığını belirtiniz:
Yaygın: Belirli tür uyanmlar, durumlar ya da eşlerle sınırlı değildir.
Durumsak Yalnızca belirli tür uyanmlar, durumlar ya da eşlerle ortaya
çıkar.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: A tanı ölçütündeki belirtiler az sıkıntı doğurur.
Orta derecede: A tanı ölçütündeki belirtiler orta düzeyde bir sıkıntı
doğurur.
Ağır: A tanı ölçütündeki belirtiler çok sıkıntı doğurur.
Cinsel işlev Bozuklukları
210
Cinsel Organlarda-Pelviste Ağrı/İçe Girme Bozukluğu
302.76 (F52.6)
A.
Aşağıdakilerden birinde (ya da daha çoğunda), sürekli ya da yineleyici
güçlük çekme:
1.
Birleşme sırasında vajinaya girme.
2.
Vajinaya girme ya da girme girişimleri sırasında vulvovajinada ya da
pelviste belirgin ağrı duyma.
3.
Vajinaya girme eyleminin gerçekleşeceği beklenirken ya da vajinaya
girme sırasında ya da girilmesinden ötürü, vulvovajinada ya da pelvis
te ağrı duymayla ilgili olarak belirgin bir korku ya da kaygı duyma.
4.
Vajinaya girme girişimi sırasında pelvis tabanı kaslarını çok germe ya
da sıkma.
B.
A tanı ölçütündeki belirtiler, en az, yaklaşık altı aydır sürmektedir.
C.
A tanı ölçütündeki belirtiler, kişide, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya neden
olur.
D.
Bu cinsel işlev bozukluğu, cinsel kökenli olmayan bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz ya da ağır bir ilişki bozukluğundan (örn. eşin kaba
güç kullanması) ya da gerginlik yaratıcı önemli başka etkenlerden kay
naklanmamaktadır ve bir maddeye/ilaca ya da başka bir sağlık durumuna
bağlanamaz.
Olup olmadığını belirtiniz:
Yaşam boyu: Bu bozukluk, kişi cinsel açıdan etkin olduğundan beri
vardır.
Edinsel: Bu bozukluk, oldukça olağan bir cinsel işlevsellik evresinden
sonra başlamıştır.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: A tanı ölçütündeki belirtiler az sıkıntı doğurur.
Orta derecede: A tanı ölçütündeki belirtiler orta düzeyde bir sıkıntı
doğurur.
Ağır: A tanı ölçütündeki belirtiler çok sıkıntı doğurur.
Cinsel işlev Bozuklukları
211
Erkekte Düşük Cinsel İstek Bozukluğu
302.71 (F52.0)
A.
Cinsel içerikli düşüncelerin ya da düşlemlerin ve cinsel etkinlik için iste
ğin, sürekli ya da yineleyici olarak az olması (ya da olmaması). Klinisyen,
kişinin yaşı ve yaşamındaki genel ve toplumsal-kültürel durum gibi cinsel
işlevselliğini etkileyebilecek etkenleri göz önünde bulundurarak böyle bir
yargıya varır.
B.
A tanı ölçütündeki belirtiler, en az, yaklaşık altı aydır sürmektedir.
C.
A tanı ölçütündeki belirtiler, kişide, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya neden
olur.
D.
Bu cinsel işlev bozukluğu, cinsel kökenli olmayan bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz ya da ağır bir ilişki bozukluğundan ya da gerginlik
yaratıcı önemli başka etkenlerden kaynaklanmamaktadır ve bir maddeye/
ilaca ya da başka bir sağlık durumuna bağlanamaz.
Olup olmadığını belirtiniz:
Yaşam boyu: Bu bozukluk, kişi cinsel açıdan etkin olduğundan beri
vardır.
Edinsel: Bu bozukluk, oldukça olağan bir cinsel işlevsellik evresinden
sonra başlamıştır.
Olup olmadığını belirtiniz:
Yaygın: Belirli tür uyarımlar, durumlar ya da eşlerle sınırlı değildir.
Durumsak Yalnızca belirli tür uyarımlar, durumlar ya da eşlerle ortaya
çıkar.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: A tanı ölçütündeki belirtiler az sıkıntı doğurur.
Orta derecede: A tanı ölçütündeki belirtiler orta düzeyde bir sıkıntı
doğurur.
Ağır: Atanı ölçütündeki belirtiler çok sıkıntı doğurur.
Cinsel işlev Bozuklukları
212
Erken Boşalma
302.75 (F52.4)
A.
Eşli cinsel etkinlik sırasında, sürekli ya da yineleyici olarak, vajinaya gir
dikten sonra yaklaşık bir dakika içinde ve kişinin isteğinden önce boşalma
örüntüsü:
Not: Erken boşalma tanısı, vajinayı kapsamayan cinsel etkinliklerde bu
lunan kişilere de konabilirse de, bu tür etkinlikler için özgül süre ölçütü
belirlenmemiştir.
B.
A tanı ölçütündeki belirtiler, en az, yaklaşık altı aydır sürmektedir ve her
cinsel etkinlikte ya da neredeyse her cinsel etkinlikte (yaklaşık % 75100’ünde) (belirli durumlarda ya da yaygın ise her durumda) olmalıdır.
C.
A tanı ölçütündeki belirtiler, kişide, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya neden
olur.
D.
Bu cinsel işlev bozukluğu, cinsel kökenli olmayan bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz ya da ağır bir ilişki bozukluğundan ya da gerginlik
yaratıcı önemli başka etkenlerden kaynaklanmamaktadır ve bir maddeye/
ilaca ya da başka bir sağlık durumuna bağlanamaz.
Olup olmadığını belirtiniz:
Yaşam boyu: Bu bozukluk, kişi cinsel açıdan etkin olduğundan beri
vardır.
Edinsei: Bu bozukluk, oldukça olağan bir cinsel işlevsellik evresinden
sonra başlamıştır.
Olup olmadığını belirtiniz:
Yaygın: Belirli tür uyarımlar, durumlar ya da eşlerle sınırlı değildir.
Durumsak Yalnızca belirli tür uyarımlar, durumlar ya da eşlerle ortaya
çıkar.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: Vajinaya girdikten sonra 30 saniye-bir dakika içinde
boşalma olur.
Orta derecede: Vajinaya girdikten sonra 15-30 saniye içinde boşalma
olur.
Ağır: Cinsel etkinlikten önce, cinsel etkinliğin başında ya da vajinaya
girdikten sonra 15 saniye içinde boşalma olur.
Cinsel işlev Bozuklukları
213
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Cinsel İşlev Bozukluğu
A.
Klinik görünüme, klinik açıdan belirgin bir cinsel
egemendir.
işlev bozukluğu
B.
Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularından elde edilen kanıtlar
(1) ve (2)’nin varlığını gösterir:
C.
1.
A tanı ölçütündeki belirtiler, madde esrikliği (entoksikasyonu) ya da
yoksunluğu sırasında ya da az bir zaman sonrasında ya da bir ilaç
aldıktan sonra gelişmiştir.
2.
Söz konusu madde/ilaç, A tanı ölçütündeki belirtileri ortaya çıkara
bilir.
Bu bozukluk, maddenin/ilacın yol açmadığı bir cinsel işlev bozukluğuyla
daha iyi açıklanamaz. Ayn bir cinsel işlev bozukluğu olduğunun kanıtları
şunlar olabilin
Belirtiler, madde/ilaç kullanımından önce de vardır; belirtiler, akut
yoksunluğun ya da ağır esrikliğin bitmesinden sonra önemli bir süre
(örn. yaklaşık bir ay) kalıcı olmuştur ya da ayrı bir maddenin/ilacın yol
açmadığı cinsel işlev bozukluğunun başka kanıtları vardır (örn. mad
denin/ilacın yol açmadığı yineleyici dönemlerin olduğuna ilişkin bir
öykü).
D.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
E.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Not: Madde esrikliği ya da madde yoksunluğu yerine bu tanının konabilmesi
için klinik görünümde A tanı ölçütündeki belirtilerin daha baskın olması ve bun
ların klinik açıdan ele almayı gerektirecek denli ağır olması gerekir.
Kodlama notu: [Özgül maddenin/ilacın] yol açtığı cinsel işlev bozuklukları için
ICD-9-CM ve ICD-10-CM kodları aşağıdaki çizelgede gösterilmektedir. ICD10-CM kodları, aynı madde kümesinden bir madde kullanım bozukluğu eştanısının olup olmadığına göre değişir. Maddenin yol açtığı cinsel işlev bozukluğu
ile birlikte ağır olmayan bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü
konumdaki simge ”1 ” olacaktır ve klinisyen maddenin yol açtığı depresyon bo
zukluğundan önce “ağır olmayan [madde] kullanım bozukluğu”nu yazacaktır
(örn. “ağır olmayan kokain kullanım bozukluğu ile birlikte kokainin yol açtığı
cinsel işlev bozukluğu”). Maddenin yol açtığı cinsel işlev bozukluğu ile birlikte
Cinsel işlev Bozuklukları
214
orta derecede ya da ağır bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü
konumdaki simge ”2 ” olacaktır ve klinisyen maddenin yol açtığı cinsel işlev
bozukluğundan önce, madde kullanım bozukluğu eştanısının ağırlığına bağlı
olarak “orta derecede [madde] kullanım bozukluğu”nu ya da “ağır [madde] kul
lanım bozukluğu”nu yazacaktır. Madde kullanım bozukluğu eştanısı yoksa (örn.
bir kez ağır madde kullanımından sonra), 4 ’üncü konumdaki simge “9 ” olacak
ve klinisyen yalnızca maddenin yol açtığı cinsel işlev bozukluğu yazacaktır.
ICD-10-CM
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
orta derecede
ya da ağır
ICD-9-CM
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
ağır olmayan
Alkol
291.89
F10.181
F10.281
F10.981
Opiyat
292.89
F11.181
F11.281
F11.981
Dinginleştirici, uyutucu
ya da uyku giderici
(sedatif, hipnotik
ya da anksiyolitik)
292.89
F i 3.181
F13.281
F13.981
Amfetamin (ya da
başka bir uyarıcı)
292.89
F15.181
F15.281
F15.981
Kokain
292.89
F14.181
F14.281
F14.981
Başka (ya da bilinmeyen)
292.89
F19.181
F19.281
F19.981
Kullanım
bozukluğu
olmadan
bir madde
Varsa belirtiniz (madde kümesine eşlik eden tanı için D SM -5’te “Madde ile İliş
kili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları” bölümündeki Çizelge 1 ’e bakın):
Esriklik (entoksikasyorı) sırasında başlayan: Maddeyle esriklik için tanı
ölçütleri karşılanıyorsa ve belirtiler esriklik sırasında gelişmişse bu belirle
yici kullanılır.
Yoksunluk sırasında başlayan: Maddeden yoksunluk için tanı ölçütleri
karşılanıyorsa ve belirtiler yoksunluk sırasında ya da kısa bir zaman sonra
gelişmişse bu belirleyici kullanılır.
Cinsel işlev Bozuklukları
215
İlaç kullanımından sonra başlayan: Belirtiler, ya ilaca başlanmasıyla ya
da ilaç kullanımında bir değişikliğe gidilmesinden sonra ortaya çıkabilir.
0 sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: Cinsel etkinliklerin % 25-50’sinde ortaya çıkar.
Orta derecede: Cinsel etkinliklerin % 50-75’inde ortaya çıkar.
Ağır: Cinsel etkinliklerin % 75’inde ya da daha çoğunda ortaya çıkar.
Yazarken İzlenecek Yol
IC D -9-C M . Maddenin/ilacın yol açtığı cinsel işlev bozukluğunun adı, cinsel
işlev bozukluğuna neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. alkol, fluoksetin) ile başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri takı
mında yer alan çizelgeden seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen maddeler
için (örn. fluoksetin), “başka bir madde” kodu kullanılmalıdır; bir maddenin
neden olucu etken olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin özgül kümesi
nin bilinmediği durumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adından sonra, bu bozukluğun nasıl başladığı belirtilir (es
riklik sırasında başlayan, yoksunluk sırasında başlayan, ilaç kullanımından
sonra başlayan), sonra ağırlık belirleyicisi belirtilir (örn. ağır olmayan, orta
derecede, ağır). Maddenin yol açtığı bozuklukla madde kullanım bozukluğunu
tek bir kod altında toplayan ICD-10-CM’de yazarken izlenecek yoldan deği
şik olarak ICD-9-CM’de madde kullanım bozukluğu için ayn bir tanısal kod
verilir. Sözgelimi, esriklik sırasında sertleşme ile ilgili işlev bozukluğu ortaya
çıkan ağır alkol kullanım bozukluğu olan bir erkekte, tanı 291.89 alkolün
yol açtığı cinsel işlev bozukluğu, esriklik sırasında başlayan, orta derecede
olacaktır. 303.90 ağır alkol kullanım bozukluğu ek tanısı da konur. Cinsel
işlev bozukluğu belirtilerinin ortaya çıkmasında birden çok maddenin önem
taşıdığı yargısına vanlırsa, her biri ayn ayn sıralanmalıdır (örn. 292.89 koka
inin yol açtığı cinsel işlev bozukluğu, esriklik sırasında başlayan, orta derece
de; 292.89 fluoksetinin yol açtığı cinsel işlev bozukluğu, ilaç kullanımından
sonra başlayan).
IC D -10-C M . Maddenin/ilacın yol açtığı cinsel işlev bozukluğunun adı, cin
sel işlev bozukluğuna neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. alkol, flu
oksetin) ile başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri
Cinsel işlev Bozuklukları
216
takımında yer alan çizelgeden ve madde kullanım bozukluğu eştanısı olup
olmadığına göre seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen maddeler için (örn.
fluoksetin), “başka bir madde” kodu kullanılmalıdır; bir maddenin neden olu
cu etken olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin özgül kümesinin bilin
mediği durumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adını yazarken, (varsa) madde kullanım bozukluğu eştanısı
önce yazılır, arkasından “ile birlikte” sözcükleri gelir, bunun arkasından da
madde kullanımının yol açtığı cinsel işlev bozukluğunun adı gelir, ardından
nasıl başladığı belirtilir (esriklik sırasında başlayan, yoksunluk sırasında baş
layan, ilaç kullanımından sonra başlayan), sonra ağırlık belirleyicisi belirtilir
(örn. ağır olmayan, orta derecede, ağır). Sözgelimi, ağır bir alkol kullanım
bozukluğu olan bir erkekte, esriklik sırasında sertleşme ile ilgili işlev bozuk
luğu belirtilerinin ortaya çıkması durumunda tanı F İ0.281 orta derecede
alkol kullanım bozukluğu ile birlikte alkolün yol açtığı cinsel işlev bozukluğu,
esriklik sırasında başlayan, orta derecede olacaktır. Ayrı bir ağır alkol kulla
nım bozukluğu eştanısı konmayacaktır. Madde kullanım bozukluğu eştanısı
olmadan maddenin yol açtığı cinsel işlev bozukluğu ortaya çıkarsa (örn. bir
kez ağır madde kullanımından sonra), eşlik eden herhangi bir madde kulla
nım bozukluğu belirtilmez (örn. F15.981 amfetaminin yol açtığı cinsel işlev
bozukluğu, esriklik sırasında başlayan). Cinsel işlev belirtilerinin ortaya çık
masında birden çok maddenin önem taşıdığı yargısına varılırsa, her biri ayrı
ayrı sıralanmalıdır (örn. F14.181 ağır olmayan kokain kullanım bozukluğu ile
birlikte kokainin yol açtığı cinsel işlev bozukluğu, esriklik sırasında başlayan,
orta derecede; F19.981 fluoksetinin yol açtığı cinsel işlev bozukluğu, ilaç
kullanımından sonra başlayan, orta derecede).
Tanımlanmış Diğer Bir Cinsel İşlev Bozukluğu
302.79 (F52.8)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, cinsel iş
lev bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların cinsel işlev
bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam
Cinsel işlev Bozuklukları
217
karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir cinsel
işlev bozukluğu kategorisi, cinsel işlev bozukluklarından herhangi özgül biri için
tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendi
ğinde kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer bir cinsel işlev bozukluğu” diye
yazmanın ardından özel neden yazılır (örn. “cinsellikten tiksinme”).
Tanımlanmamış Cinsel İşlev Bozukluğu
302.70 (F52.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, cinsel iş
lev bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların cinsel işlev
bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam
karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış diğer cinsel iş
lev bozukluğu kategorisi, cinsel işlev bozukluklanndan herhangi özgül biri için
tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenme
diğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı durumlarda
kullanılır.
Cinsel Kimliğinden Yakınma
(Hoşnut Olmama)
Cinsel Kimliğinden Yakınma (Hoşnut Olmama)
Çocuklarda Cinsel Kimliğinden Yakınma
(Hoşnut Olmama)
A.
302.6 (F64.2)
Aşağıdakilerden en az altısının olması İle kendini gösteren (bunlardan
biri A1 tanı ölçütü olmalıdır), en az altı ay süreyle, kişinin yaşadığı/dışa
vurduğu cinsel kimlikle, onun için belirlenen cinsel kimlik arasında belir
gin bir uyuşmazlık olması:
1.
Karşı cinsten olmayı çok isteme ya da karşı cinsten (ya da onun için
belirlenen cinsel kimlikten değişik bir seçenekten) olduğu konusunda
diretme.
2.
Erkeklerde (belirlenen cinsel kimlik), karşı cinsin giysilerini giymek is
teme ya da kadınsı giyim kuşama ileri derecede öykünme vardır; kız
larda (belirlenen cinsel kimlik), yalnızca erkeksi giysiler giymek isteme
ve kadınsı giysiler giymeme konusunda çok diretme vardır.
3.
İmgesel ya da düşlemsel oyunlarda karşı cinsin yerine geçmeyi çok
ister.
4.
Genelde karşı cinsin oynadığı oyuncakları, oyunları ya da etkinlikleri
oynamayı çok ister.
5.
Oyun arkadaşlarını karşı cinsten seçmeyi çok ister.
219
Cinsel Kimliğinden Yakınm a (Hoşnut O lm am a )
220
6.
Erkeklerde (belirlenen cinsel kimlik), erkeksi oyuncaklara, oyunlara
ve etkinliklere karşı çıkma ve itiş-kakış oyunlarından belirgin kaçınma
vardır; kızlarda (belirlenen cinsel kimlik) kızların oynadığı oyuncaklara,
oyunlara ve etkinliklere belirgin karşı çıkma vardır.
7.
8.
Cinsel anatomisinden hiç hoşlanmama.
Kişinin yaşadığı cinsel kimlikle eşleşen birincil ve/ya da ikincil cinsel
özellikleri çok isteme.
B.
Bu duruma klinik açıdan belirgin bir sıkıntı eşlik eder ya da bu durum top
lumsal işlevsellikte, okulda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlev
sellikte düşme ile gider.
Varsa belirtiniz:
Cinsel gelişim bozukluğu ile giden (örn. 255.2 [E25.0] doğuştan gelen
adrenal hiperplazi ya da 259.50 [E34.50] androjen duyarsızlık sendromu
gibi doğuştan gelen bir adrenogenital bozukluk).
Kodlama notu: Cinsel kimliğinden yakınmanın (hoşnut olmamanın)
yanı sıra cinsel gelişim bozukluğunu da kodlayın.
Gençlerde ve Erişkinlerde Cinsel Kimliğinden
Yakınma (Hoşnut Olm am a)
A.
302.85 (F64.1)
Aşağıdakilerden en az altısının olması ile kendini gösteren, en az altı ay
süreyle, kişinin yaşadığı/dışa vurduğu cinsel kimlikle, onun için belirlenen
cinsel kimlik arasında belirgin bir uyuşmazlık olması:
1.
Kişinin yaşadığı/dışa vurduğu cinsel kimlikle, birincil ve/ya da ikincil
cinsel özellikleri (ya da genç ergenlerde beklenen ikincil cinsel özellik
ler) arasında belirgin bir uyuşmazlık olması.
2.
Kişinin yaşadığı/dışa vurduğu cinsel kimlikle arasında belirgin uyuş
mazlık olduğu için birincil ve/ya da ikincil cinsel özelliklerinden kur
tulmayı çok isteme (ya da genç ergenlerde, beklenen ikincil cinsel
özelliklerin gelişmesini önlemeyi isteme).
3.
4.
Diğer cinsin birincil ve/ya da ikincil cinsel özelliklerini çok isteme.
Diğer cinsten (ya da onun için belirlenen cinsel kimlikten değişik bir
seçenekten) olmayı çok isteme.
5.
Diğer cinsten (ya da onun için belirlenen cinsel kimlikten değişik bir
seçenekten) gibiymiş gibi davranılmayı çok isteme.
Cinsel Kimliğinden Yakınma (Hoşnut O lm am a )
6.
B.
221
Diğer cinse (ya da onun için belirlenen cinsel kimlikten değişik bir
seçeneğe) özgü duygularının ve tepkilerinin olduğuna çok inanma.
Bu duruma klinik açıdan belirgin bir sıkıntı eşlik eder ya da bu durum top
lumsal, işle ilgili işlevsellikte ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında iş
levsellikte düşme ile gider.
Varsa belirtiniz:
Cinsel gelişim bozukluğu ile giden (örn. 255.2 [E25.0] doğuştan gelen
adrenal hiperplazi ya da 259.50 [E34.50] androjen duyarsızlık sendromu
gibi doğuştan gelen bir adrenogenital bozukluk).
Kodlama notu: Cinsel kimliğinden yakınmanın (hoşnut olmamanın)
yanı sıra cinsel gelişim bozukluğunu da kodlayın.
Varsa belirtiniz:
Geçiş sonrası: Kişi, istediği kimliğe, onu tam zamanlı olarak yaşayarak
geçmiştir (cinsiyet değişikliği yasallaşmış olsun ya da olmasın) ve karşı
cinse geçmek için yapılan tıbbi girişimlerden ya da tedavilerden en az biri
uygulanmıştır (ya da uygulanması için hazırlık yapılmaktadır) - karşı cins
hormonlan tedavisi ya da istenen cinsel kimlik doğrultusunda cinsel kimlik
belirlenmesi için cerrahi girişim (örn. penektomi, doğuştan erkek olana
vajinoplasti; doğuştan kadın olana mastektomi ya da falloplasti).
Tanımlanmış Diğer Bir Cinsel Kimliğinden
Yakınma (Hoşnut Olmama) Durumu
302.6 (F64.8)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, cinsel
kimliğinden yakınmanın (hoşnut olmamanın) belirti özelliklerinin baskın olduğu,
ancak bunların cinsel kimliğinden yakınma (hoşnut olmama) için tanı ölçütleri
ni tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir
cinsel kimliğinden yakınma (hoşnut olmama) durumu kategorisi, cinsel kim
liğinden yakınma (hoşnut olmamanın) ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni
klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer
bir cinsel kimliğinden yakınma (hoşnut olmama) durumu” diye yazmanın ar
dından özel neden yazılır (örn. “kısa süreli olarak cinsel kimliğinden yakınma
[hoşnut olmama]”).
2 22
Cinsel Kim liğinden Yakınma (Hoşnut O lm a m a )
“Tanımlanmış diğer” adı kullanılarak belirlenebilecek görünümler için bir
örnek şudur:
O sıradaki bozukluk, cinsel kimliğinden yakınma (hoşnut olmama) için
tanı ölçütlerini karşılamaktadır ancak süresi altı aydan daha kısadır.
Tanımlanmamış Cinsel Kimliğinden
Yakınma (Hoşnut Olmama) Durumu
302.6 (F64.9)
Klinik açıdan belirgin belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya
da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, cinsel
kimliğinden yakınmanın (hoşnut olmamanın) belirti özelliklerinin baskın olduğu,
ancak bunların cinsel kimliğinden yakınma (hoşnut olmama) tanısı için tanı öl
çütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış
diğer cinsel kimliğinden yakınma (hoşnut olmama) durumu kategorisi, cinsel
kimliğinden yakınmanın (hoşnut olmamanın) tanı ölçütlerini karşılamamanın
özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğinde ve daha özgül bir tanı
koymak için yeterli bilgi olmadığı durumlarda kullanılır.
Yıkıcı Bozukluklar, Dürtü Denetimi ve
Davranım Bozukluklara
Karşıt Olma, Karşı Gelme Bozukluğu
313.81 (F91.3)
A.
Aşağıdaki kategorilerin herhangi birinden olmak üzere, en az dört belirtinin
bulunması ile belirli, en az altı ay süren, öfkeli/kolay kızan bir duygudurum,
tartışmacı/karşı gelen davranış ya da kin besleme örüntüsü, kardeşi olma
yan en az bir kişi ile etkileşimi sırasında kendini göstermiştir.
Öfkeli/Kolay Kızan Duygudurum
1.
Sık sık tepesi atar.
2.
Sık sık alınganlık gösterir ya da kolaylıkla kızar.
3.
Sık sık öfkeli, kırgın, içerlemiş ve güceniktir.
Tartışmacı/Karşı Gelen Davranış
4.
Buyurma, yaptırma ya da yasak etme gücü olan kişilerle sık sık tartış
maya girer; çocuklar ve gençler, büyükleriyle tartışmaya girerler.
5.
Buyurma, yaptırma ya da yasak etme gücü olan kişilerin isteklerine ve
kurallara sıklıkla uymaz ya da bunlara etkin bir biçimde karşı gelir ya
da karşı koyar.
223
Yıkıcı Bozukluklar, Dürtü Denetim i v e Davranım Bozuklukları
224
6.
7.
Sık sık, bile bile başkalarını kızdırır.
Kendi yanlışlarından ya da yanlış davranışlarından ötürü sıklıkla baş
kalarını suçlar.
Kin besleme
8.
Son altı ay içinde en az iki kez düşmanlık gütmüş ya da kin besle
miştir.
Not: Olağan sınırlarında bir davranışla, belirti olarak kabul edilebilecek bir
davranışı ayırt etmek için, bu davranışların sürekliliği ve sıklığı göz önünde
bulundurulmalıdır. Beş yaşının altındaki çocuklarda, bu davranış, başka
türlü tanımlanmamışsa (A8 tanı ölçütü), en az altı ay süreyle, çoğu gün
ortaya çıkmış olmalıdır. Beş yaşında ve daha büyük çocuklarda, bu dav
ranış, başka türlü tanımlanmamışsa, en az altı ay süreyle, en az haftada
bir kez ortaya çıkmış olmalıdır. Bu sıklık ölçütleri, belirtilerin tanımlanma
sında, en düşük sıklık düzeyi için bir kılavuz oluyorsa da, davranışların sık
lığının ve yoğunluğunun, kişinin gelişimsel düzeyi, cinsiyeti ve kültürü için
olağan aralığın dışında olup olmadığı gibi diğer etkenler de göz önünde
bulundurulmalıdır.
B.
Bu davranış bozukluğu, kişide ya da yakın çevresindeki başkalarında (örn.
ailesi, yaşıtları, iş arkadaşları) sıkıntı yaratır ya da toplumsal, okulla ilgili,
işle ilgili işlevsellik alanları ya da önemli diğer işlevsellik alanları üzerinde
olumsuz etki gösterir.
C.
Bu davranışlar, yalnızca, psikozla giden bir bozukluk, madde kullanım
bozukluğu, depresyon ya da ikiuçlu bozukluğun gidişi sırasında ortaya
çıkmamaktadır. Yıkıcı duygudurumu düzenleyememe bozukluğu için tanı
ölçütlerini de karşılamamaktadır.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: Belirtiler yalnızca bir ortamla sınırlıdır (örn. evde, okulda,
işte, yaşıtlarıyla).
Orta derecede: Kimi belirtiler en az iki ortamda görülür.
Ağır: Kimi belirtiler üç ya da daha çok ortamda görülür.
Yıkıcı Bozukluklar, Dürtü Denetim i ve Davranım Bozuklukları
225
Aralıklı Patlayıcı Bozukluk
312.34 (F63.81)
A.
Aşağıdakilerden biri ile kendini gösteren, saldırgan dürtülerin denetim al
tında tutulamadığını gösteren, yineleyici davranış patlamaları:
1.
Üç aydır, ortalama haftada iki kez olan, sözel saldırı (örn. heyheyleri
tutma, verip veriştirme, sözel tartışmalar ya da kavgalar) ya da eşya
lara, hayvanlara ya da diğer kişilere karşı bedensel saldırı. Bedensel
saldın, eşyalann kınlıp dökülmesi ile, hayvanlann ya da diğer insanların yaralanması ile sonuçlanmaz.
2.
On iki aylık bir süre içinde ortaya çıkan, eşyalann kırılıp dökülmesi ve/
ya da hayvanların ya da diğer kişilerin yaralanmasıyla sonuçlanan,
bedensel saldırı kapsamında üç davranış patlaması.
B.
Yineleyici patlamalar sırasında gösterilen saldırganlığın düzeyi, kışkırtmanın ya da ruhsal-toplumsal tetikleyici etkenlerin neden olabileceğine göre
büyük ölçüde orantısızdır.
C.
Yineleyici saldırgan patlamalar önceden tasarlanmış değildir (dürtüseldir
ve/ya da öfkelenmekten kaynaklanır) ve somut bir amaca (örn. para, güç,
göz korkutma) yönelik değildir.
D.
Yineleyici saldırgan patlamalar, ya kişide belirgin bir sıkıntı yaratır ya da
işle ilgili ya da kişilerarası işlevsellikte düşmeye neden olur ya da parasal
ya da yasal sonuçlar doğurur.
E.
Zamandizinsel (kronolojik) yaşı en az altıdır (ya da eşdeğer gelişimsel dü
zeydedir).
F.
Yineleyici saldırgan patlamalar, başka bir ruhsal bozuklukla (örn. yeğin
depresyon bozukluğu, ikiuçlu bozukluk, yıkıcı duygudurumu düzenleyememe bozukluğu, psikozla giden bir bozukluk, toplumdışı [antisosyal]
kişilik bozukluğu, sınırda kişilik bozukluğu) daha iyi açıklanamaz ve baş
ka bir sağlık durumuna (örn. başı çarpma, Alzheimer hastalığı) ya da bir
maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç) fizyolojiyle ilgili
etkilerine bağlanamaz. Altı-on sekiz yaşları arasındakilerde, uyum bozuk
luğunun bir bölümü olarak ortaya çıkan saldırgan davranış için bu tanı
düşünülmemelidir.
Not: Yineleyici dürtüsel saldırgan patlamalar, dikkat eksikliği/aşırı hareketlilik
bozukluğu, davranım bozukluğu, karşıt olma, karşı gelme bozukluğu ya da
Yıkıcı Bozukluklar, Dürtü Denetim i v e Davranım Bozuklukları
226
otizm açılımı kapsamında bozuklukta genelde görülenlerden daha aşırı ise ve
ayrıca klinik değerlendirilmeyi gerektiriyorsa, söz konusu bozukluklara ek ola
rak bu tanı da konabilir.
Davranım Bozukluğu
A.
Son on iki ay içinde, aşağıdaki kategorilerin herhangi birinden olmak üze
re, aşağıdaki 15 tanı ölçütünden en az üçünün varlığı ve en az bir tanı
ölçütünün son altı ay içinde bulunması ile kendini gösteren, başkalarının
temel haklarının ya da yaşına uygun başlıca toplumsal değerlerin ya da
kuralların hiçe sayıldığı, yineleyici ve sürekli bir davranış örüntüsü:
İnsanlara ve Hayvanlara Karşı Saldırganlık
1.
Sık sık başkalarına kabadayılık eder, gözdağı verir ya da başkaları
nın gözünü korkutur.
2.
3.
Sık sık kavga, dövüş başlatır.
Başkalarını ağır yaralayabilecek bir gereç (örn. sopa, taş, kırık şişe,
bıçak, ateşli silâh) kullanmıştır.
4.
İnsanlara karşı acımasız davranmıştır.
5.
Hayvanlara karşı acımasız davranmıştır.
6.
Kişinin gözü önünde çalmıştır (örn. saldırıp soyma, kapkaççılık, zor
la para alma, silâhlı soygun).
7.
Birini cinsel etkinlikte bulunmaya zorlamıştır.
Eşyaları Kırıp Dökme
8.
9.
Ağır zarar vermek amacıyla, bile bile yangın çıkarmıştır.
Başkalarının eşyalarına bile bile zarar vermiştir (yangın çıkararak
yapmanın dışında).
Dolandırıcılık ya da Hırsızlık
10.
Başkasının evine, yapısına ya da arabasına zorla girmiştir.
11.
Elde etmek, çıkar sağlamak ya da yükümlülüklerinden kaçmak için
sıklıkla yalan söyler (başkalarını “kazıklar”).
12.
Başkaları görmeden, sıradan olmayan nesneleri çalmıştır (örn. ma
ğazalardan aşırma; düzmecilik).
Kuralları Büyük Ölçüde Çiğneme
13.
Anababasının yasaklarına karşın, on üç yaşından önce başlayarak,
sık sık geceyi dışarıda geçirme.
Yıkıcı Bozukluklar, Dürtü Denetim i v e Davranım Bozuklukları
14.
227
Anababasının ya da onların yerini tutan kişilerin evinde yaşarken, en
az iki kez gece evden kaçmıştır ya da aradan uzun bir süre geçme
den dönmediği bir kez evden kaçışı olmuştur.
15.
B.
On üç yaşından önce başlayarak, sık sık okuldan kaçmaları olur.
Bu davranış bozukluğu, toplumsal, okulla ya da işle ilgili işlevsellikte klinik
olarak belirgin bir düşmeye neden olur.
C.
Kişi 18 yaşında ya da daha ileri bir yaşta ise, toplumdışı (antisosyal) kişilik
bozukluğu için tanı ölçütleri karşılanmamaktadır.
Olup olmadığını belirtiniz:
312.81 (F91.1) Çocuklukta başlayan tür: Kişiler, davranım bozukluğu
nun en az bir belirti özelliğini 10 yaşından önce gösterirler.
312.82 (F91.2) Ergenlikte başlayan tür: Kişiler, davranım bozukluğunun
hiçbir belirti özelliğini 10 yaşından önce göstermezler.
312.89 (F91.9) Başlangıcı belirlenmemiş: Davranım bozukluğu için tanı
ölçütleri karşılanmaktadır, ancak ilk belirtinin 10 yaşından önce başlayıp
başlamadığını saptamak için yeterli bilgi yoktur.
Varsa belirtiniz:
Topluma yararlı duyguların sınırlı olmasıyla giden: Bu belirleyicinin
uygulanabilmesi için, kişinin en az 12 ay boyunca, sürekli olarak, birçok
ilişkisinde ve ortamda, aşağıdaki özellikleri göstermiş olması gerekir. Bu
özellikler, bu süre boyunca, kişiye özgü kişilerarası ve duygusal işlevsel
lik örüntüsünü yansıtır, yalnızca kimi durumlarda, arada bir ortaya çıkan
özellikler değildir. Dolayısıyla, bu belirleyici için ölçütleri değerlendirirken,
birçok kaynaktan bilgi edinilmesi gerekir. Kişinin kendisinin söyledikleri
nin yanı sıra uzun bir süredir onu tanıyan başkalarının (örn. anababalar,
öğretmenler, iş arkadaşları, uzun süredir tanıyan aile bireyleri, yaşıtları)
söylediklerini de göz önünde bulundurmak gerekir.
Pişmanlık ya da suçluluk duymama: Yanlış bir şey yaptığında ken
dini kötü hissetmez ya da suçluluk duymaz (yalnızca yakalandığında
ve/ya da cezalandırılacak olduğunda pişmanlık duyduğunu söyleme
sini kapsamayın). Kişi, eylemlerinin olumsuz sonuçlarıyla ilgili olarak
genelde kaygı duymaz. Sözgelimi, kişi birini yaraladıktan sonra piş
manlık duymaz ya da kuralları çiğnemenin sonuçlarına aldırmaz.
Duygusuzluk-eşduyum yoksunluğu: Başkalarının duygularını umur
samaz ve başkalarının duygularına aldırmaz. Kişi soğuk ve aldırmaz
olarak tanımlanır. Kişi, eylemleriyle, başkalarına önemli ölçüde kütülüğü dokunsa da, eylemlerinin başkaları üzerindeki etkilerinden çok,
kendi üzerindeki etkileriyle ilgileniyor gibi görünür.
Yıkıcı Bozukluklar, Dürtü Denetim i ve Davranım Bozuklukları
228
Yapabilirlik kaygısı taşımama: Okulda, İşyerinde ya da önemli diğer
etkinliklerde iyi bir iş çıkaramıyor olmasıyla ya da sorun doğurmasıyla
ilgileniyor gibi görünmez. Kendisinden beklentiler çok açık olmasına
karşın, kişi, daha iyi yapmak için bir çaba göstermez ve kötü iş çıkar
masından ötürü başkalarını suçlar.
Sığ ya da yetersiz duygulanım: Sığ, içtenlikten yoksun ya da yüzey
sel olmak dışında, başkalarına duygularını göstermez (örn. gösterilen
duygularla çelişen eylemler; duyguları hızla “açılır” ya da “kapanır”) ya
da bunları çıkarı için gösterir (örn. başkalarıyla oynamak ya da başka
larının gözünü korkutmak için gösterilen duygular).
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: Varsa bile, tanı koymak için gerekli davranım sorunlardan
biraz daha çoğu vardır ve davranım sorunlarının başkalarına oldukça az
kötülüğü dokunur (örn. yalan söyleme, okuldan kaçma, hava karardıktan
sonra izinsiz dışarıda kalma, başka birtakım kuralları çiğneme).
Orta derecede: Davranım sorunlarının sayısı ve başkaları üzerindeki etki
si “ağır olmayan”la “ağır” arasındadır (kişinin gözü önünde çalma, acıma
sızca davranma).
Ağır: Tanı koymak için gerekli davranım sorunlarının çoğu vardır ya da
davranım sorunlarının başkalarına çok kötülüğü dokunur (örn. cinsel ilişki
ye zorlama, acımasız davranışlarda bulunma, görünmeden çalma, kırarak
içeri girme).
Toplumdışı (Antisosyal) Kişilik Bozukluğu
Toplumdışı kişilik bozukluğu için tanı ölçütleri “Kişilik Bozuklukları” bölümün
de bulunabilir. Bu bozukluk, bu bölümde yer alan “dışsallaştıran” davranım
bozuklukları açılımındaki bozukluklarla yakından ilişkili olduğu gibi “Madde ile
İlişkili ve Bağımlılık Bozuklukları” bölümündeki bozukluklarla da yakından iliş
kili olduğu için buraya alınmıştır, tanı ölçütleri “Kişilik Bozuklukları” bölümünde
verilmiştir.
Yıkıcı Bozukluklar, Dürtü Denetimi ve Davranım Bozuklukları
229
Piromani
312.33 (F63.1)
A.
Birden çok kez, bile bile ve isteyerek yangın çıkarma.
B.
Bu eylemden önce gerginlik duyma ya da duygusal olarak uyarılma.
C.
Yangın ve ilintili gereçlerden (örn. yangın donatısı, kullanılışları, sonuçları)
büyülenme, bunlara ilgi duyma, bunları merak etme ya da bunlara çekim
duyma.
D.
Yangın çıkarırken ya da daha sonra bunu izlerken ya da sonrasında orada
bulunurken haz alma, sevinç duyma ya da rahatlama.
E.
Parasal çıkar için, siyasal görüşün bir dışavurumu olarak, suç kanıtlarını
gizlemek için, öfkesini göstermek ya da öç almak için, yaşam koşullarını
iyileştirmek için, bir sannya ya da varsanıya karşı bir tepki olarak ya
da yargılama bozukluğunun (örn. yeğin nörobilişsel bozukluk, anlıksal
yetiyitimi [anlıksal gelişimsel bozukluk], madde esrikliği) bir sonucu olarak
yangın çıkarılmamaktadır.
F.
Yangın çıkarma, davranım bozukluğu, mani dönemi ya da toplumdışı
(antisosyal) kişilik bozukluğu ile daha iyi açıklanamaz.
Kleptomani
312.32 (F63.3)
A.
Kişisel kullanım için ya da parasal değeri açısından gereksinilmeyen nes
neleri çalma dürtülerine karşı, yineler biçimde, karşı koyamama.
B.
Çalmaya yeltenmeden az önce, giderek artan bir gerginlik duyma.
C.
Çalarken haz alma, sevinç duyma ya da rahatlama.
D.
öfkesini göstermek ya da öç almak için çalma eylemine girişiliyor değildir
ve bu eylem, bir sanrı ya da varsanıya karşı bir tepki değildir.
E.
Çalma, davranım bozukluğu, mani dönemi ya da toplumdışı (antisosyal)
kişilik bozukluğu ile daha iyi açıklanamaz.
230
Yıkıcı Bozukluklar, Dürtü Denetim i v e D avranım Bozuklukları
Tanımlanmış Diğer Bir Yıkıcı Bozukluk, Dürtü Denetimi
ve Davranım Bozukluğu
312.89 (F91.8)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, yıkıcı bo
zukluk, dürtü denetimi ve davranım bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın
olduğu, ancak bunların yıkıcı bozukluklar, dürtü denetimi ve davranım bozuk
lukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşıla
madığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir yıkıcı bozuk
luk, dürtü denetimi ve davranım bozukluğu kategorisi, yıkıcı bozukluklar, dürtü
denetimi ve davranım bozukluklarından herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini
karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde kullanılır.
Yazarken, “tanımlanmış diğer bir yıkıcı bozukluk, dürtü denetimi ve davranım
bozukluğu” diye yazmanın ardından özel neden yazılır (örn. “tanı koymak için
yetersiz sıklıkta yineleyen davranış patlamaları”).
Tanımlanmamış Yıkıcı Bozukluk, Dürtü Denetimi ve
Davranım Bozukluğu
312.9 (F91.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, yıkıcı bo
zukluk, dürtü denetimi ve davranım bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın
olduğu, ancak bunların yıkıcı bozukluklar, dürtü denetimi ve davranım bozuk
lukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşıla
madığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış yıkıcı bozukluk, dürtü
denetimi ve davranım bozukluğu kategorisi, yıkıcı bozukluklar, dürtü denetimi
ve davranım bozukluklarından herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini karşılama
manın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğinde ve daha özgül bir
tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı durumlarda (örn. acil servis koşullarında)
kullanılır.
Madde île İlişkili Bozukluklar ve
Bağımlılık Bozuklukları
Madde İle ilişkili bozukluklar 10 ayrı madde kümesini kapsar: Alkol; kafe
in; kenevir (kannabis); varsandıranlar (hallüsinojenler) (fensiklidin [ya da ben
zer etkili arilsikloheksilaminler] ve diğer varsandıranlar için ayrı kategoriler);
uçucular (inhalanlar); opiyatlar; dinginleştirici, uyutucu ve kaygı gidericiler (sé
datif, hipnotik ve anksiyolitikler); uyarıcılar (amfetamin türü maddeler, kokain
ve diğer uyarıcılar); tütün ve diğer (ya da bilinmeyen) maddeler. Bu 10 küme
tam olarak birbirinden ayrı değildir. Aşırı ölçülerde alınan her madde, ortak
bir özellik olarak, beyindeki ödül dizgesini doğrudan etkinleştirir, dolayısıyla
davranışların pekişmesine ve anı oluşumuna katkıda bulunur. Ödül dizgesini
öyle yoğun bir biçimde etkinleştirirler ki olağan etkinlikler boşlanabilir.
Bu bölümde, madde ile ilişkili bozuklukların yanı sıra kumar oynama bo
zukluğu da kapsanmıştır. Bu kapsama, kumar oynama davranışının, kötüye
kullanılabilen maddelerin ödül dizgelerini etkinleştirmesine benzer bir biçim
de etki göstermesi ve madde kullanım bozukluklarının yarattığına benzer kimi
davranışsal belirtilere neden olması ile ilişkilidir.
Madde ile ilişkili bozukluklar iki kümeye ayrılır: Madde kullanım bozuk
lukları ve maddenin yol açtığı bozukluklar. Şu durumlar maddenin yol açtığı
durumlar olarak sıralanabilir: Esriklik (entoksikasyon), yoksunluk ve madde
nin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar (psikozla giden bozukluklar, ikiuçlu ve
ilişkili bozukluklar, depresyon bozuklukları, kaygı bozukluklan, takıntı-zorlantı
bozukluklan ve ilişkili bozukluklar, uyku bozukluklan, cinsel işlev bozuklukları,
deliryum ve nörobilişsel bozukluklar).
231
232
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
Bu bölüm kapsamında yer alan 10 madde kümesinin kendine özgü yanla
rını yansıtmak üzere, bu bölümün geriye kalan kesimi madde kümesine göre
düzenlenmiştir. Ayırıcı tanıyı kolaylaştırmak için, maddenin/ilacın yol açtığı
ruhsal bozukluklar için tanı ölçütleri, benzer görüngüyü taşıdıkları bozukluk
larla birlikte verilmiştir (örn. maddenin/ilacın yol açtığı depresyon bozukluğu
“Depresyon Bozuklukları” bölümünde yer alır). Özgül her kümenin geniş tanı
kategorileri Çizelge l ’de gösterilmiştir.
«J i
•İ
^ <5> 8
"O
X
a)
X
m
X
LU
LU
X
LU
yj
X
LU
S
X
LÜ
X
-S
X
U]
^
£
£
LU
ÇS
Û
"O
X
ss s s
S
S: Bu bozukluk süreklilik gösterir.
*Varsandıran sürekli algı bozukluğu (geçmişe dönüşler).
**Amfetamin türü maddeleri, kokaini ve diğer ya da belirlenmemiş uyaranları kapsar.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
233
2 5 S
X
.«■-s
SI
s
S S
£ S
LÜ
234
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
Madde ile İlişkili Bozukluklar
Madde Kullanım Bozuklukları
M adde Kullanım Bozuklukları
için Yazma İşlemleri
Klinisyen, madde kümesine karşı gelen kodu kullanmalı, ancak özgül mad
denin adını yazmalıdır. Sözgelimi, klinisyen, 304.10 (F13.20) orta derece
de alprazolam kullanım bozukluğu (orta derecede dinginleştirici, uyutucu ya
da kaygı giderici kullanım bozukluğu yerine) ya da 305.70 (F15.10) ağır
olmayan metamfetamin kullanım bozukluğu (ağır olmayan uyarıcı kullanım
bozukluğu yerine) yazmalıdır. Herhangi bir kümeye girmeyen maddeler için
(örn. anabolizan steroidler) uygun kod olan “başka madde kullanım bozuklu
ğu” kullanılmalıdır ve özgül madde belirtilmelidir (örn. 305.90 [F19.10] ağır
olmayan anabolizan steroid kullanım bozukluğu). Kişinin aldığı madde bilin
miyorsa, “diğer (ya da bilinmeyen)” küme için olan kod kullanılmalıdır (örn.
304.90 [F19.20] ağır bilinmeyen madde kullanım bozukluğu). Birden çok
madde kullanım bozukluğunun tanı ölçütleri karşılanıyorsa, hepsinin tanısı
konmalıdır (örn. 304.00 [ F il.20] ağır eroin kullanım bozukluğu; 304.20
[F14.20] orta derecede kokain kullanım bozukluğu).
Bir madde kullanım bozukluğu için uygun ICD-10-CM kodu, eştanı alan
bir maddenin yol açtığı bozukluk (esriklik ve yoksunluğu da kapsar) olup olma
dığına göre değişir. Yukarıdaki örnekte, orta derecede alprazolam kullanım
bozukluğu için tanısal kod olan F13.20, eştanı olarak alprazolamın yol açtığı
ruhsal bozukluğun olmadığını gösterir. Çünkü maddenin yol açtığı bozuk
luklar için ICD-10-CM kodları, hem madde kullanım bozukluğunun varlığını
(ya da yokluğunu), hem de ağırlığını gösterir, madde kullanım bozuklukları
için ICD-10-CM kodları ancak maddenin yol açtığı bir bozukluk olmadığında
kullanılabilir. Ek kodlama bilgisi için her bir maddeye özgü bölüme bakınız.
Bağımlılık sözcüğü, maddelerin zorlantılı bir biçimde, alışkanlık olarak
kullanımıyla ilişkili ağır sorunları tanımlamak için birçok ülkede yaygın olarak
kullanılıyorsa da, burada tanısal bir terim olarak kullanılmamaktadır. Ağır
olmayan biçiminden, süreğen depreşen ağır duruma dek değişen aralıkta,
zorlantılı madde alımı için daha yüksüz bir terim olan madde kullanım bo
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
235
zukluğu terimi kullanılır. Kimi klinisyenler, çok daha ağır görünümler için
bağımlılık sözcüğünü kullanmayı seçebilirler, ancak bu sözcük DSM-5 madde
kullanım bozukluğu tanısal terimleri arasından çıkarılmıştır, çünkü belirsiz bir
tanımdır ve olumsuz bir yananlamı olabilir.
Maddenin Yol Açtığı Bozukluklar
Esriklik ve Yoksunluk
İçin Yazma İşlemleri
Klinisyen, madde kümesine karşı gelen kodu kullanmalı, ancak özgül mad
denin adını yazmalıdır. Sözgelimi, klinisyen, 292.0 (F13.239) sekobarbital
yoksunluğu (dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici yoksunluğu yerine)
ya da 292.89 (F15.129) metamfetamin esrikliği (uyarıcı esrikliği yerine) yaz
malıdır. Esriklik için uygun ICD-10-CM tanısal kodu eştanılı madde kullanım
bozukluğu olup olmadığına göre değişir. Bu durumda, metamfetamin için
F15.129 kodu eştanılı ağır olmayan metamfetamin kullanım bozukluğunun
varlığını gösterir. Eştanılı metamfetamin kullanım bozukluğu olmamış olsaydı,
tanısal kod F15.929 olacaktı. ICD-10-CM kodlama kuralları, bütün yoksun
luk kodlarının, o madde için, eştanılı orta derecede-ağır bir madde kullanım
bozukluğu olduğu anlamına gelmesini ister. Yukarıdaki örnekte, sekobarbital
kodu (F13.239), eştanılı orta derecede-ağır bir sekobarbital kullanım bozuk
luğunun varlığını gösterir. Gerçek kod seçimleri için maddeye özgü esriklik
ve yoksunluk sendromları için kodlama notlarına bakınız.
Hiçbir kümeye uymayan maddeler (örn. anabolizan steroidler) için uygun
kod olan “başka madde esrikliği” kodu kullanılmalı ve özgül madde belirtilme
lidir (örn. 292.89 [F19.929] anabolizan steroid esrikliği). Kişinin aldığı mad
de bilinmiyorsa, “diğer (ya da bilinmeyen)” küme için olan kod kullanılmalıdır
(örn. 292.89 [F19.929] bilinmeyen madde esrikliği). Özel bir maddeye eşlik
eden belirtiler ve sorunlar varsa, ancak herhangi özgül bozukluklardan biri
için tanı ölçütleri karşılanmıyorsa, belirlenmemiş kategorisi kullanılabilir (örn.
292.9 [F12.99] belirlenmemiş kenevirle ilişkili bozukluk).
Yukarıda belirtildiği gibi, ICD-10-CM’de madde ile ilişkili kodlar, klinik
görünümün madde kullanım bozukluğu yönüyle, maddenin yol açüğı yönünü
tek bir birleşik kod altında birleştirir. Dolayısıyla, hem eroin yoksunluğu, hem
de orta derecede eroin kullanım bozukluğu varsa, her iki görünümü da kap
M a d d e ile İlişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
236
samak üzere, tek bir Fİ 1.23 kodu verilir. ICD-9-CM’de, yoksunluk ve orta
derecede eroin kullanım bozukluğunu göstermek için, sırasıyla, ayrı tanısal
kodlar (292.0 ve 304.00) verilir. Ek kodlama bilgisi için her bir maddeye
özgü bölüme bakınız.
M addenin/İlacın Yol Açtığı Ruhsal Bozuklukları
Yazma İşlemleri
Özgül maddenin/ilacın yol açtığı diğer ruhsal bozukluklar için kodlama notla
rı ve ICD-9-CM ve ICD-10-CM için ayrı yazma işlemleri, bu elkitabmın, aynı
görüngüyü paylaştıkları bozuklukların olduğu diğer bölümlerinde verilmiştir
(maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar için şu bölümlere bakınız: “Şi
zofreni Açılımı Kapsamında ve Psikozla Giden Bozukluklar”, “İkiuçlu ve İliş
kili Bozukluklar”, “Depresyon Bozuklukları”, “Kaygı Bozuklukları”, TakıntıZorlantı Bozukluğu ve İlişkili Bozukluklar”, “Uyku-Uyanıklık Bozuklukları”,
“Cinsel İşlev Bozuklukları” ve “Nörobilişsel Bozukluklar”). ICD-9-CM için,
genelde, bir ruhsal bozukluğa, bir madde kullanım bozukluğu yol açmışsa,
maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluğun kodunun yanı sıra özgül mad
de kullanım bozukluğu için ayrı bir tanısal kod verilir. ICD-10-CM’de tek
bir kod, maddenin yol açtığı ruhsal bozuklukla madde kullanım bozukluğunu
birleştirir. Maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluğu yazarken özgül madde
kullanım bozukluğunun (olduğunda) adı ve ağırlığı kullanılıyorsa da, eştanılı
ayrı bir madde kullanım bozukluğu belirtilmez. Maddenin/ilacın yol açtığı
ruhsal bozukluğa, madde kullanım bozukluğunun yol açmadığı (örn. bir mad
denin ya da ilacın tek bir kez kullanımının yol açtığı bir bozukluk ise) durumlar
için de ICD-10-CM kodlan sağlanmıştır. Maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal
bozukluğun tanısal adını yazmak için ek bilgiler, ona karşı gelen bölümde,
her maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluk için “Yazma İşlemleri” başlığı
altında verilmiştir.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
237
Alkolle İlişkili Bozukluklar
Alkol Kullanım Bozukluğu
A.
On iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren,
klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol açan,
sorunlu bir alkol kullanım örüntüsü:
1.
Çoğu kez, istendiğinden daha büyük ölçüde ya da daha uzun süreli
olarak alkol alınır.
2.
Alkol kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için sürekli
bir istek ya da bir sonuç vermeyen çabalar vardır.
3.
Alkol elde etmek, alkol kullanmak ya da yarattığı etkilerden kurtul
mak için gerekli etkinliklere çok zaman aynlır.
4.
Alkol kullanmaya içinin gitmesi ya da alkol kullanmak için çok büyük
bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme.
5.
İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlü
lüklerini yerine getirememe ile sonuçlanan, yineleyici alkol kullanımı.
6.
Alkolün etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da
yineleyici toplumsal ya da kişilerarası sorunlar olmasına karşın alkol
kullanımını sürdürme.
7.
Alkol kullanımından ötürü önemli birtakım toplumsal, işle ilgili et
kinliklerin ya da eğlenme-dinlenme etkinliklerinin bırakılması ya da
azaltılması.
8.
Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda alkol kullanma.
9.
Büyük bir olasılıkla alkolün neden olduğu ya da alevlendirdiği, sü
rekli ya da yineleyici bedensel ya da ruhsal bir sorunu olduğu bilgi
sine karşın alkol kullanımı sürdürülür.
10.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, dayanıklılık (tolerans) ge
lişmiş olması:
a.
Esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için belirgin olarak artan
ölçülerde alkol kullanma gereksinimi.
b.
Aynı ölçüde alkol kullanımının sürdürülmesine karşın belirgin
olarak daha az etki sağlanması.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
238
11.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, yoksunluk gelişmiş ol
ması:
a.
Alkole özgü yoksunluk sendromu (alkol yoksunluğu için A ve B
tanı ölçütlerine başvurun, s. 239 - 240).
b.
Yoksunluk belirtilerinden kurtulmak ya da kaçınmak için alkol
(ya da benzodiazepin gibi yakından ilişkili bir madde) alınır.
Varsa belirtiniz:
Erken yatışma evresinde: Daha önce alkol kullanım bozukluğu için tanı
ölçütleri tam karşılandıktan sonra, alkol kullanım bozukluğunun hiçbir tanı
ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Alkol kullanmaya içinin gitmesi ya da alkol
kullanmak İçin çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hisset
me”), 12 aydan daha kısa süreli olmak üzere, en az üç aydır karşılanmamaktadır.
Sürekli yatışma ile giden: Daha önce alkol kullanım bozukluğu için tanı
ölçütleri tam karşılandıktan sonra, alkol kullanım bozukluğunun hiçbir tanı
ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Alkol kullanmaya içinin gitmesi ya da alkol
kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hisset
me”), 12 ay ya da daha uzun bir süredir, hiçbir zaman karşılanmamıştır.
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Kişi, alkole ulaşmasının kısıtlandığı bir çevrede ise bu
ek belirleyici kullanılır.
O sıradaki ağırlığına göre kodlayınız: ICD-10-CM kodları için not: Alkol es
rikliği, alkol yoksunluğu ya da alkolün yol açtığı başka bir ruhsal bozukluk da
varsa, alkol kullanım bozukluğu için aşağıdaki kodları kullanmayın. Bunun ye
rine, alkol kullanım bozukluğu eştanısı, alkolün yol açtığı bozukluk kodunun
dördüncü konumundaki simgede gösterilir (alkol esrikliği, alkol yoksunluğu ya
da alkolün yol açtığı özgül bir ruhsal bozukluk için kodlama notuna bakın). Söz
gelimi, alkol esrikliği ve alkol kullanım bozukluğu eştanıları varsa, yalnızca alkol
esrikliği kodu kullanılır ve dördüncü konumdaki simgede, alkol kullanım bozuk
luğu eştanısının ağır olmayan, orta derecede ya da ağır olup olmadığı belirtilir:
F10.129 alkol esrikliği ile birlikte ağır olmayan alkol kullanım bozukluğu ya da
F10.229 alkol esrikliği ile birlikte orta derecede ya da ağır alkol kullanımı.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
305.00 (F10.10) Ağır olmayan: İki-üç belirtinin olması.
303.90 (F10.20) Orta derecede: Dört-beş belirtinin olması.
303.90 (F10.20) Ağır: Altı ya da daha çok belirtinin olması.
239
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
Alkol Esrikliği (Entoksikasyonu)
A.
Yakın bir geçmişte alkol almış olma.
B.
Alkol alımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, klinik açıdan
önemli, sorunlu davranışsal ya da ruhsal değişiklikler (örn. uygunsuz cin
sel ya da saldırgan davranış, duygudurum değişkenliği, yargılama bozuk
luğu).
C.
Alkol alımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, aşağıdaki be
lirti ya da bulgulardan biri (ya da daha çoğu):
D.
1.
Sözü ağızda geveleyerek konuşma.
2.
Eşgüdüm bozukluğu
3.
Düzgün ayakta duramama.
4.
Nistagmus.
5.
Dikkat ya da bellek bozuklukları.
6.
Stupor ya da koma.
Bu belirtiler ya da bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve baş
ka bir madde esrikliği de içinde olmak üzere başka bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 303.00’dır. ICD-10-CM kodu, alkol kullanım
bozukluğu eştanısının olup olmadığına bağlıdır. Ağır olmayan alkol kullanım
bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu F10.129’dur, orta derecede ya da
ağır alkol kullanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu F10.229’dur.
Alkol kullanım bozukluğu eştanısı yoksa ICD-10-CM kodu F10.929’dur.
Alkol Yoksunluğu
A.
Aşırı ölçüde ve uzun süreli alkol kullanımının bırakılması (ya da
azaltılması).
B.
A tanı ölçütünde tanımlanan alkol kullanımının bırakılmasından (ya da
azaltılmasından) sonra, birkaç saatle, birkaç gün arasında değişen bir
süre aralığından sonra aşağıdaki iki (ya da daha çok) belirti ya da bulgu
nun gelişmesi:
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
240
1.
Otonom aşırı etkinlik (hiperaktivite) (örn. terleme ya da dakikada
100’ün üzerinde bir kalp atım hızı).
2.
El titremesinde artma.
3.
Uykusuzluk.
4.
Bulantı ya da kusma.
5.
Gelip geçici, görsel, dokunsal ya da duysal varsanılar ya da yanılsa
malar.
6.
Ruhsal-devinsel kışkırma (psikomotor ajitasyon).
7.
Bunaltı.
8.
Jeneralize tonik-klonik katılmalar.
C.
B tanı ölçütündeki belirtiler ve bulgular klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya
da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
işlevsellikte düşmeye neden olur.
D.
Bu belirtiler ve bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve başka
bir madde esrikliği ya da yoksunluğu da içinde olmak üzere, başka bir
ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Varsa belirtiniz:
Algı bozuklukları olan: Gerçeği değerlendirme bozuk değilken ortaya
çıkan varsanılar (genellikle görsel ve dokunsal) gibi seyrek görülen du
rumlarda ya da deliryumda değilken ortaya çıkan duysal, görsel ya da
dokunsal yanılsamaların olması durumunda bu belirleyici kullanılır.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 291.81’dir. Algı bozuklukları olmayan alkol
yoksunluğu için ICD-10-CM kodu F10.239’dur, algı bozuklukları olan alkol yok
sunluğu için ICD-10-CM kodu F10.232’dir. ICD-10-CM kodu, orta derecede
ya da ağır alkol kullanım bozukluğu eştanısının varlığını gösterir. Burada, alkol
yoksunluğu ancak orta derecede-ağır alkol kullanım bozukluğunun varlığı du
rumunda ortaya çıkabilir denmek istenmektedir. Alkol yoksunluğu ile birlikte
ağır olmayan alkol kullanım bozukluğunun kodlanmasına izin verilmez.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
241
Alkolün Yol Açtığı Diğer Bozukluklar
Aşağıda sözü edilen, alkolün yol açtığı bozukluklar, bu kitapta, aynı görün
güyü paylaştıkları bozuklukların bulunduğu diğer bölümlerde tanımlanmıştır
(bu bölümlerde, maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar başlığı altında
yer alan bilgilere bakın): Alkolün yol açtığı psikozla giden bozukluk (“Şizof
reni Açılımı Kapsamında ve Psikozla Giden Diğer Bozukluklar); alkolün yol
açtığı ikiuçlu bozukluk (“İkiuçlu ve İlişkili Bozukluklar”); alkolün yol açtığı
depresyon bozukluğu (“Depresyon Bozuklukları”); alkolün yol açtığı kaygı
bozukluğu (“Kaygı Bozuklukları”); alkolün yol açtığı uyku bozukluğu (“UykuUyanıklık Bozuklukları”); alkolün yol açtığı cinsel işlev bozukluğu (“Cinsel
İşlev Bozuklukları”) ve alkolün yol açtığı yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk (“Nörobilişsel Bozukluklar”). Alkol esrikliği deliryumu ve alkol
yoksunluğu deliryumu için “Nörobilişsel Bozukluklar” bölümündeki deliryum
tanı ölçütlerine ve tartışmasına bakın. Alkol esrikliği ya da alkol yoksunluğu
tanısının konması yerine alkolün yol açtığı bu bozuklukların tanısının kona
bilmesi için belirtilerin ayrıca klinik değerlendirmeyi gerektirecek denli ağır
olması gerekir.
Tanımlanmamış Alkolle İlişkili Bozukluk
291.9 (Fİ0.99)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, alkolle
ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların alkolle iliş
kili bozukluklar ya da madde ile ilişkili bozukluklar ve bağımlılık bozuklukları
tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı
durumlarda bu kategori kullanılır.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
242
Kafeinle İlişkili Bozukluklar
Kafein Esrikliği (Entoksikasyonu)
305.90 (Fİ5.929)
A.
Yakın bir geçmişte kafein tüketmiş olma (250 mg’ın üzerinde olmak üzere,
yüksek bir dozda).
B.
Kafein kullanımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında aşağıdaki belirti
ya da bulgulardan beşi (ya da daha çoğu) bulunur.
C.
1.
Huzursuzluk.
2.
Sinirlilik.
3.
Heyecan.
4.
Uykusuzluk.
5.
Yüz kızarması.
6.
Diürez.
7.
Mide-bağırsak rahatsızlığı.
8.
Kas seğirmesi.
9.
Düşünce ve konuşma dağınıklığı.
10.
Taşikardi ya da aritmi.
11.
İçsel gücün bitip tükenmemesi.
12.
Ruhsal-devinsel kışkırtma (psikomotor ajitasyon).
B tanı ölçütündeki belirtiler ve bulgular klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya
da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
işlevsellikte düşmeye neden olur.
D.
Bu belirtiler ya da bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve baş
ka bir madde esrikliği de içinde olmak üzere başka bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
243
Kafein Yoksunluğu
292.0 (Fİ5.93)
A.
B.
Uzun bir süredir her gün kafein kullanma.
Kafein kullanımını birden bıraktıktan ya da azalttıktan sonraki 24 saat için
de ortaya çıkan aşağıdaki üç (ya da daha çok) belirti:
C.
1.
Baş ağnsı.
2.
Belirgin bir yorgunluk ya da uyuşukluk.
3.
Disfori ile giden bir duygudurum, çökkün duygudurum ya da kolay
kızma.
4.
Odaklanmakta güçlük çekme.
5.
Grip benzeri belirtiler (bulantı, kusma ya da kaslarda ağrı/sertlik).
B tanı ölçütündeki belirtiler ve bulgular klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya
da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
işlevsellikte düşmeye neden olur.
D.
Bu belirtiler ve bulgular başka bir sağlık durumunun (örn. migren, virüs
hastalığı) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz ve başka bir madde esrik
liği ya da yoksunluğu da içinde olmak üzere, başka bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz.
Kafeinin Yol Açtığı Diğer Bozukluklar
Aşağıda sözü edilen kafeinin yol açtığı bozukluklar, bu kitapta, aynı görün
güyü paylaştıklan bozuklukların bulunduğu diğer bölümlerde tanımlanmıştır
(bu bölümlerde, maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar başlığı altında
yer alan bilgilere bakın): Kafeinin yol açtığı kaygı (“Kaygı Bozuklukları”) ve
kafeinin yol açtığı uyku bozukluğu (“Uyku-Uyanıklık Bozuklukları”). Kafein
esrikliği ya da kafein yoksunluğu tanısının konması yerine kafeinin yol açtığı
bu bozuklukların tanısının konabilmesi için belirtilerin aynca klinik değerlen
dirmeyi gerektirecek denli ağır olması gerekir.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
244
Tanımlanmamış Kafeinle İlişkili Bozukluk
292.9 (Fİ5.99)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, kafeinle
ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların özgül bir
kafeinle ilişkili bozukluk ya da madde ile ilişkili bozukluklar ve bağımlılık bozuk
lukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşıla
madığı durumlarda bu kategori kullanılır.
Kenevirle (Kannabis) İlişkili Bozukluklar
Kenevir Kullanım Bozukluğu
A.
On iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren,
klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol açan,
sorunlu bir kenevir kullanım örüntüsü:
1.
Çoğu kez, istendiğinden daha büyük ölçüde ya da daha uzun süreli
olarak kenevir alınır.
2.
Kenevir kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için sürekli
bir istek ya da bir sonuç vermeyen çabalar vardır.
3.
Kenevir elde etmek, kenevir kullanmak ya da yarattığı etkilerden kur
tulmak için gerekli etkinliklere çok zaman ayrılır.
4.
Kenevir kullanmaya içinin gitmesi ya da kenevir kullanmak için çok
büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme.
5.
İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlülük
lerini yerine getirememe ile sonuçlanan, yineleyici kenevir kullanımı.
6.
Kenevirin etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da
yineleyici toplumsal ya da kişilerarası sorunlar olmasına karşın kene
vir kullanımını sürdürme.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
245
7.
Kenevir kullanımından ötürü önemli birtakım toplumsal, işle ilgili
etkinliklerin ya da eğlenme-dinlenme etkinliklerinin bırakılması ya da
azaltılması.
8.
Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda kenevir
kullanma.
9.
Büyük bir olasılıkla kenevirin neden olduğu ya da alevlendirdiği,
sürekli ya da yineleyici bedensel ya da ruhsal bir sorunu olduğu
bilgisine karşın kenevir kullanımı sürdürülür.
10.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, dayanıklılık (tolerans)
gelişmiş olması:
11.
a.
Esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için belirgin olarak artan
ölçülerde kenevir kullanma gereksinimi.
b.
Aynı ölçüde kenevir kullanımının sürdürülmesine karşın belirgin
olarak daha az etki sağlanması.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, yoksunluk gelişmiş
olması:
a.
Kenevire özgü yoksunluk sendromu (kenevir yoksunluğu için A
ve B tanı ölçütlerine başvurun, s. 247-248).
b.
Yoksunluk belirtilerinden kurtulmak ya da kaçınmak için kenevir
(ya da yakından ilişkili bir madde) alınır.
Varsa belirtiniz:
Erken yatışma evresinde: Daha önce kenevir kullanım bozukluğu için
tanı ölçütleri tam karşılandıktan sonra, kenevir kullanım bozukluğunun
hiçbir tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Kenevir kullanmaya içinin git
mesi ya da kenevir kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendi
ni zorlanmış hissetme”), 12 aydan daha kısa süreli olmak üzere, en az üç
aydır karşılanmamaktadır.
Sürekli yatışma ile giden: Daha önce kenevir kullanım bozukluğu için
tanı ölçütleri tam karşılandıktan sonra, kenevir kullanım bozukluğunun
hiçbir tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Kenevir kullanmaya içinin git
mesi ya da kenevir kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendi
ni zorlanmış hissetme”), 12 ay ya da daha uzun bir süredir, hiçbir zaman
karşılanmamıştır.
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Kişi, kenevire ulaşmasının kısıtlandığı bir çevrede ise
bu ek belirleyici kullanılır.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
246
O sıradaki ağırlığına göre kodlayınız: ICD-10-CM kodları için not: Kenevir es
rikliği, kenevir yoksunluğu ya da kenevirin yol açtığı başka bir ruhsal bozukluk
davarsa, kenevir kullanım bozukluğu için aşağıdaki kodları kullanmayın. Bunun
yerine, kenevir kullanım bozukluğu eştanısı, kenevirin yol açtığı bozukluk kodu
nun dördüncü konumundaki simgede gösterilir (kenevir esrikliği, kenevir yok
sunluğu ya da kenevirin yol açtığı özgül bir ruhsal bozukluk için kodlama notu
na bakın). Sözgelimi, kenevirin yol açtığı kaygı bozukluğu ve kenevir kullanım
bozukluğu eştanıları varsa, yalnızca kenevirin yol açtığı kaygı bozukluğu kodu
kullanılır ve dördüncü konumdaki simgede, kenevir kullanım bozukluğu eştanısının ağır olmayan, orta derecede ya da ağır olup olmadığı belirtilir: F12.180
kenevirin yol açtığı kaygı bozukluğu İle birlikte ağır olmayan kenevir kullanım
bozukluğu ya da F12.180 kenevirin yol açtığı kaygı bozukluğu ile birlikte orta
derecede ya da ağır kenevir kullanımı.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
305.20 (F12.10) Ağır olmayan: İki-üç belirtinin olması.
304.30 (F12.20) Orta derecede: Dört-beş belirtinin olması.
304.30 (F12.20) Ağır: Altı ya da daha çok belirtinin olması.
Kenevir Esrikliği (Entoksikasyonu)
A.
Yakın bir geçmişte kenevir kullanmış olma.
B.
Kenevir kullanımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, klinik
açıdan önemli, sorunlu davranışsal ya da ruhsal değişiklikler (örn. devinsel
eşgüdüm [motor koordinasyon] bozukluğu, öfori, kaygı, zamanın yavaşla
dığı duyumu, yargılama bozukluğu, toplumdan uzaklaşma).
C.
D.
Kenevir kullanımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, aşağı
daki belirti ya da bulgulardan biri (ya da daha çoğu):
1.
Konjunktivaya kan oturması.
2.
Yeme isteğinin artması.
3.
Ağız kuruluğu.
4.
Taşikardi.
Bu belirtiler ya da bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve baş
ka bir madde esrikliği de içinde olmak üzere başka bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
247
Varsa belirtiniz:
Algı bozuklukları olan: Gerçeği değerlendirme bozuk değilken ortaya çı
kan varsanılann ya da deliryumda değilken ortaya çıkan duysal, görsel ya
da dokunsal yanılsamalann olması durumunda bu belirleyici kullanılır.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.89’dur. ICD-10-CM kodu, kenevir kulla
nım bozukluğu eştanısının olup olmadığına ve algı bozuklukları olup olmadığına
göre değişir.
Kenevir esrikliği, algı bozuklukları olmayan: Ağır olmayan bir kenevir
kullanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu F12.129’dur, orta
derecede ya da ağır kenevir kullanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10CM kodu F12.229’dur. Kenevir kullanım bozukluğu eştanısı yoksa, ICD10-CM kodu F12.929’dur.
Kenevir esrikliği, algı bozuklukları olan: Ağır olmayan bir kenevir kulla
nım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu F12.122’dir, orta derece
de ya da ağır kenevir kullanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu
F12.222’dir. Kenevir kullanım bozukluğu eştanısı yoksa, ICD-10-CM kodu
F12.922’dir.
Kenevir Yoksunluğu
292.0 (Fİ2.288)
A.
Aşırı ölçüde ve uzun süreli (genellikle, en az birkaç ay süresince, her gün
ya da neredeyse her gün kullanım) kenevir kullanımının bırakılması.
B.
A tanı ölçütünde tanımlanan kenevir kullanımının bırakılmasınının ardın
dan, yaklaşık bir hafta geçtikten sonra, aşağıdaki üç (ya da daha çok)
belirti ya da bulgunun gelişmesi:
1.
Kolay kızma, öfke ya da saldırganlık.
2.
Sinirlilik ya da bunaltı.
3.
Uyku sorunu (örn. uykusuzluk, rahatsız edici düşler).
4.
Yeme isteğinde azalma ya da kilo verme.
5.
Huzursuzluk.
M a d d e ile İlişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
248
6.
Çökkün duygudurum.
7.
Belirgin rahatsızlığa neden olan, şu bedensel belirtilerden en az biri:
Karın ağrısı, sarsılma/titremeler, terleme, ateş, ürperme ya da baş ağ
rısı.
C.
B tanı ölçütündeki belirtiler ve bulgular klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya
da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
işlevsellikte düşmeye neden olur.
D.
Bu belirtiler ve bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve başka
bir madde esrikliği ya da yoksunluğu da içinde olmak üzere, başka bir
ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.0’dır. Kenevir yoksunluğu için ICD-10-CM
kodu F12.288’dir. ICD-10-CM kodu, orta derecede ya da ağır kenevir kullanım
bozukluğu eştanısının varlığını gösterir. Burada, kenevir yoksunluğu ancak orta
derecede-ağır kenevir kullanım bozukluğunun varlığı durumunda ortaya çıka
bilir denmek istenmektedir. Kenevir yoksunluğu ile birlikte ağır olmayan kenevir
kullanım bozukluğunun kodlanmasına izin verilmez.
Kenevirin Yol Açtığı Diğer Bozukluklar
Aşağıda sözü edilen, kenevirin yol açtığı bozukluklar, bu kitapta, aynı görün
güyü paylaştıkları bozuklukların bulunduğu diğer bölümlerde tanımlanmıştır
(bu bölümlerde, maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar başlığı altında
yer alan bilgilere bakın): Kenevirin yol açtığı psikozla giden bozukluk (“Şi
zofreni Açılımı Kapsamında ve Psikozla Giden Diğer Bozukluklar); kenevirin
yol açtığı kaygı bozukluğu (“Kaygı Bozuklukları”); kenevirin yol açtığı uyku
bozukluğu (“Uyku-Uyanıklık Bozuklukları”). Kenevir esrikliği deliryumu ve
kenevir yoksunluğu deliryumu için “Nörobilişsel Bozukluklar” bölümündeki
deliryum tanı ölçütlerine ve tartışmasına bakın. Kenevir esrikliği ya da kene
vir yoksunluğu tanısının konması yerine kenevirin yol açtığı bu bozuklukların
tanısının konabilmesi için belirtilerin ayrıca klinik değerlendirmeyi gerektire
cek denli ağır olması gerekir.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
249
Tanımlanmamış Kenevirle İlişkili Bozukluk
292.9 (F12.99)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, kenevirle
ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların kenevirle
ilişkili bozukluklar ya da madde ile ilişkili bozukluklar ve bağımlılık bozuklukları
tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı
durumlarda bu kategori kullanılır.
Vorsondıranla (Hallüsinojenle) İlişkili
Bozukluklar
Fensiklidin Kullanım Bozukluğu
A.
On iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren,
klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol açan, fen
siklidin (ya da ilaçbilimi açısından benzer bir madde) kullanım örüntüsü:
1.
Çoğu kez, istendiğinden daha büyük ölçüde ya da daha uzun süreli
olarak fensiklidin alınır.
2.
Fensiklidin kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için sü
rekli bir istek ya da bir sonuç vermeyen çabalar vardır.
3.
Fensiklidin elde etmek, fensiklidin kullanmak ya da yarattığı etkilerden
kurtulmak için gerekli etkinliklere çok zaman ayrılır.
4.
Fensiklidin kullanmaya içinin gitmesi ya da fensiklidin kullanmak için
çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme.
5.
İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlü
lüklerini yerine getirememe ile sonuçlanan, yineleyici fensiklidin kulla
nımı (fensiklidin kullanımıyla ilişkili yineleyici işe gitmemeler ya da işte
başarı göstermeme; fensiklidin kullanımıyla ilişkili okula gitmemeler,
okuldan atılma; çocuklarını ve evi boşlama).
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
250
6.
Fensiklidinin etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya
da yineleyici toplumsal ya da kişilerarası sorunlar olmasına karşın
fensiklidin kullanımını sürdürme (esrikliğin sonuçlarıyla ilgili olarak
eşiyle tartışma; kavga etme, dövüşme).
7.
Fensiklidin kullanımından ötürü önemli birtakım toplumsal, işle ilgili
etkinliklerin ya da eğlenme-dinlenme etkinliklerinin bırakılması ya da
azaltılması.
8.
Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda fensiklidin kul
lanma (örn. fensiklidinin olumsuz etkileri altındayken araba ya da bir
aygıt kullanma).
9.
Büyük bir olasılıkla fensiklidinin neden olduğu ya da alevlendirdiği,
sürekli ya da yineleyici bedensel ya da ruhsal bir sorunu olduğu bil
gisine karşın fensiklidin kullanımı sürdürülür.
10.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, dayanıklılık (tolerans) ge
lişmiş olması:
a.
Esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için belirgin olarak artan
ölçülerde fensiklidin kullanma gereksinimi.
b.
Aynı ölçüde fensiklidin kullanımının sürdürülmesine karşın be
lirgin olarak daha az etki sağlanması.
Not: Fensiklidinler için yoksunluk belirti ve bulguları belirlenmemiştir, do
layısıyla böyle bir ölçüt yoktur. (Hayvanlarda fensiklidinlerden yoksunluk
olduğu bildirilmiştir, ancak kullanan insanlar için böyle bir veri yoktur.)
Varsa belirtiniz:
Erken yatışma evresinde: Daha önce fensiklidin kullanım bozukluğu için
tanı ölçütleri tam karşılandıktan sonra, fensiklidin kullanım bozukluğunun
hiçbir tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Fensiklidin kullanmaya içinin
gitmesi ya da fensiklidin kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da
kendini zorlanmış hissetme”), 12 aydan daha kısa süreli olmak üzere, en
az üç aydır karşılanmamaktadır.
Sürekli yatışma ile giden: Daha önce fensiklidin kullanım bozukluğu için
tanı ölçütleri tam karşılandıktan sonra, fensiklidin kullanım bozukluğunun
hiçbir tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Fensiklidin kullanmaya içinin
gitmesi ya da fensiklidin kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da
kendini zorlanmış hissetme”), 12 ay ya da daha uzun bir süredir, hiçbir
zaman karşılanmamıştır.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
251
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Kişi, fensiklidine ulaşmasının kısıtlandığı bir çevrede
ise bu ek belirleyici kullanılır.
O sıradaki ağırlığına göre kodlayınız: ICD-10-CM kodları için not: Fensiklidin esrikliği ya da fensiklidinin yol açtığı başka bir ruhsal bozukluk da varsa,
fensiklidin kullanım bozukluğu için aşağıdaki kodları kullanmayın. Bunun ye
rine, fensiklidin kullanım bozukluğu eştanısı, fensiklidinin yol açtığı bozukluk
kodunun dördüncü konumundaki simgede gösterilir (fensiklidin esrikliği ya da
fensiklidinin yol açtığı özgül bir ruhsal bozukluk için kodlama notuna bakın).
Sözgelimi, fensiklidinin yol açtığı psikozla giden bozukluk eştanısı varsa, yalnız
ca fensiklidinin yol açtığı psikozla giden bozukluk kodu kullanılır ve dördüncü
konumdaki simgede, fensiklidin kullanım bozukluğu eştanısının ağır olmayan,
orta derecede ya da ağır olup olmadığı belirtilir: F16.159 fensiklidinin yol açtığı
psikozla giden bozukluk ile birlikte ağır olmayan fensiklidin kullanım bozukluğu
ya da F16.259 fensiklidinin yol açtığı psikozla giden bozukluk ile birlikte orta
derecede ya da ağır fensiklidin kullanımı.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
305.90 (F16.10) Ağır olmayan: İki-üç belirtinin olması.
304.60 (F16.20) Orta derecede: Dört-beş belirtinin olması.
304.60 (F16.20) Ağır: Altı ya da daha çok belirtinin olması.
Başka Varsandıran Kullanım Bozukluğu
A.
On iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren,
klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol açan,
sorunlu bir varsandıran (fensiklidin dışında) kullanım örüntüsü:
1.
Çoğu kez, istendiğinden daha büyük ölçüde ya da daha uzun süreli
olarak varsandıran alınır.
2.
Varsandıran kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için
sürekli bir istek ya da bir sonuç vermeyen çabalar vardır.
3.
Varsandıran elde etmek, varsandıran kullanmak ya da yarattığı etki
lerden kurtulmak için gerekli etkinliklere çok zaman ayrılır.
4.
Varsandıran kullanmaya içinin gitmesi ya da varsandıran kullanmak
için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
252
5.
işte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yüküm
lülüklerini yerine getirememe ile sonuçlanan, yineleyici varsandıran
kullanımı (varsandıran kullanımıyla ilişkili yineleyici işe gitmemeler
ya da işte başarı göstermeme; varsandıran kullanımıyla ilişkili okula
gitmemeler, okuldan atılma; çocuklarını ve evi boşlama).
6.
Varsandıranın etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli
ya da yineleyici toplumsal ya da kişilerarası sorunlar olmasına karşın
varsandıran kullanımını sürdürme (esrikliğin sonuçlarıyla ilgili olarak
eşiyle tartışma; kavga etme, dövüşme).
7.
Varsandıran kullanımından ötürü önemli birtakım toplumsal, işle ilgili
etkinliklerin ya da eğlenme-dinlenme etkinliklerinin bırakılması ya da
azaltılması.
8.
Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda varsandıran
kullanma (örn. varsandıranın olumsuz etkileri altındayken araba ya
da bir aygıt kullanma).
9.
Büyük bir olasılıkla varsandıranın neden olduğu ya da alevlendirdiği,
sürekli ya da yineleyici bedensel ya da ruhsal bir sorunu olduğu bil
gisine karşın varsandıran kullanımı sürdürülür.
10.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, dayanıklılık (tolerans) ge
lişmiş olması:
a.
Esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için belirgin olarak artan
ölçülerde varsandıran kullanma gereksinimi.
b.
Aynı ölçüde varsandıran kullanımının sürdürülmesine karşın be
lirgin olarak daha az etki sağlanması.
Not: Varsandıranlar İçin yoksunluk belirti ve bulguları belirlenmemiştir, do
layısıyla böyle bir ölçüt yoktur.
Özgül varsandıranı belirtiniz.
Varsa belirtiniz:
Erken yatışma evresinde: Daha önce varsandıran kullanım bozukluğu
için tanı ölçütleri tam karşılandıktan sonra, varsandıran kullanım bozuklu
ğunun hiçbir tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Varsandıran kullanmaya
içinin gitmesi ya da varsandıran kullanmak için çok büyük bir istek duyma
ya da kendini zorlanmış hissetme”), 12 aydan daha kısa süreli olmak üze
re, en az üç aydır karşılanmamaktadır.
Sürekli yatışma ile giden: Daha önce varsandıran kullanım bozukluğu
için tanı ölçütleri tam karşılandıktan sonra, varsandıran kullanım bozuklu
ğunun hiçbir tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Varsandıran kullanmaya
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
253
içinin gitmesi ya da varsandıran kullanmak için çok büyük bir istek duyma
ya da kendini zorlanmış hissetme”), 12 ay ya da daha uzun bir süredir,
hiçbir zaman karşılanmamıştır.
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Kişi, varsandırana ulaşmasının kısıtlandığı bir çevre
de ise bu ek belirleyici kullanılır.
O sıradaki ağırlığına göre kodlayınız: ICD-10-CM kodları için not: Varsandıran esrikliği ya da başka bir varsandıranın yol açtığı ruhsal bozukluk da varsa,
varsandıran kullanım bozukluğu için aşağıdaki kodları kullanmayın. Bunun ye
rine, varsandıran kullanım bozukluğu eştanısı, varsandıranın yol açtığı bozuk
luk kodunun dördüncü konumundaki simgede gösterilir (varsandıran esrikliği
ya da özgül bir varsandıranın yol açtığı ruhsal bozukluk için kodlama notuna
bakın). Sözgelimi, varsandırana bağlı psikozla giden bozukluk ve varsandıran
kullanım bozukluğu eştanılan varsa, yalnızca varsandırana bağlı psikozla gi
den bozukluk kodu kullanılır ve dördüncü konumdaki simgede, varsandıran
kullanım bozukluğu eştanısının ağır olmayan, orta derecede ya da ağır olup
olmadığı belirtilir: F16.159 varsandırana bağlı psikozla giden bozukluk ile bir
likte ağır olmayan varsandıran kullanım bozukluğu ya da F16.259 varsandırana
bağlı psikozla giden bozukluk ile birlikte orta derecede ya da ağır varsandıran
kullanımı.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
305.30 (F16.10) Ağır olmayan: İkl-üç belirtinin olması.
304.50 (F16.20) Orta derecede: Dört-beş belirtinin olması.
304.50 (F16.20) Ağır: Altı ya da daha çok belirtinin olması.
Fensiklidin Esrikliği (Entoksikasyonu)
A.
Yakın bir geçmişte fensiklidin (ya da ilaçbilimi açısından benzer bir mad
de) kullanmış olma.
B.
Fensiklidin kullanımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen,
klinik açıdan önemli, sorunlu davranış değişiklikleri (tartışmacılık, saldır
ganlık, dürtüsellik, öngörülemezi ik, ruhsal-devinsel kışkırma [psikomotor
ajitasyon], yargılama bozukluğu).
C.
Bir saat içinde gelişen, aşağıdaki belirti ya da bulgulardan ikisi (ya da daha
çoğu):
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
254
Not: Bu madde tüttürülünce, burundan çekilince ya da damardan kullanı
lınca başlangıcı daha hızlı olabilir.
1.
Düşey ya da yatay nistagmus.
2.
Hipertansiyon ya da taşikardi.
3.
Uyuşma ya da ağrıya duyarlıkta azalma.
4.
Ataksi (devinimler arasındaki uyumun [birbirine göre ayarlamanın] bo
zulması).
D.
5.
Dizartri (sözcüklerin yanlış seslendirilmesi ya da söylenmesi).
6.
Kaslarda sertlik.
7.
Katılmalar ya da koma.
8.
Hiperakuzi (sese aşırı duyarlılık).
Bu belirtiler ya da bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve baş
ka bir madde esrikliği de içinde olmak üzere başka bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.89’dur. ICD-10-CM kodu fensiklidin kul
lanım bozukluğu eştanısının olup olmadığına bağlıdır. Ağır olmayan fensiklidin
kullanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu F16.129’dur, orta derece
de ya da ağır fensiklidin kullanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu
F16.229’dur. Fensiklidin kullanım bozukluğu eştanısı yoksa ICD-10-CM kodu
F16.929’dur.
Başka Varsandıran Esrikliği (Entoksikasyonu)
A.
Yakın bir geçmişte varsandıran (fensiklidin dışında) kullanmış olma.
B.
Varsandıran alımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, klinik
açıdan önemli, sorunlu davranışsal ya da ruhsal değişiklikler (örn. belirgin
bunaltı ya da çökkünlük, alınma düşünceleri, “çıldırıyor olma” korkusu,
kuşkucu düşünceler, yargılama bozukluğu).
C.
Varsandıran alımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, tam
uyanık olunduğu bir sırada gelişen algısal değişiklikler (örn. öznel olarak
algıların güçlenmesi, kendine yabancılaşma, gerçekdışılık, yanılsamalar,
varsanılar, sinesteziler [birleşik duyular]).
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
D.
255
Varsandıran alımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, aşağı
daki belirti ya da bulgulardan ikisi (ya da daha çoğu):
E.
1.
Gözbebeklerinde genişleme.
2.
Taşikardi.
3.
Terleme.
4.
Çarpıntı.
5.
Görme bulanıklığı.
6.
Titremeler.
7.
Eşgüdüm bozukluğu.
Bu belirtiler ya da bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve baş
ka bir madde esrikliği de içinde olmak üzere başka bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.89’dur. ICD-10-CM kodu varsandıran
kullanım bozukluğu eştanısının olup olmadığına bağlıdır. Ağır olmayan varsandıran kullanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu F16.129’dur, orta
derecede ya da ağır varsandıran kullanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10CM kodu F16.229’dur. Varsandıran kullanım bozukluğu eştanısı yoksa ICD-10CM kodu F16.929’dur.
Vorsandırorto Bağlı Kalıcı Algı Bozukluğu
292.89 (Fi6.983)
A.
Bir varsandıranın bırakılmasından sonra, o varsandıranın esrikliği sırasın
da yaşanmış olan bir ya da birden çok algısal belirtinin yeniden yaşanması
(örn. geometriyle ilgili varsanılar, çevresel görme alanlarında yanlış devinsel algılar, renk parlamaları, yoğunlaşmış renkler, yer değiştiren nesnelerin
ardından sürüklenen izler, sonrası görüntüler, nesnelerin çevresinde ışık
halkaları, makropsi [nesneleri olduğundan büyük algılama] ve mikropsi
[nesneleri olduğundan küçük algılama]).
B.
A tanı ölçütündeki belirtiler, klinik açıdan belirgin sıkıntıya ya da toplumsal,
işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte
düşmeye neden olur.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
256
C.
Bu belirtiler başka bir sağlık durumuna bağlanamaz (örn. beyinde yer alan
lezyonlar, görsel epilepsiler) ve başka bir ruhsal bozuklukla (örn. deliryum,
yeğin nörobilişsel bozukluk, şizofreni) ya da hipnopompik (tam uyanma
dan önce ortaya çıkan) varsanılarla daha iyi açıklanamaz.
Fensiklidinin Yol Açtığı Diğer Bozukluklar
Aşağıda sözü edilen, fensiklidinin yol açtığı bozukluklar, bu kitapta, aynı gö
rüngüyü paylaştıkları bozuklukların bulunduğu diğer bölümlerde tanımlanmış
tır (bu bölümlerde, maddenin/ilacm yol açtığı ruhsal bozukluklar başlığı altın
da yer alan bilgilere bakın): Fensiklidinin yol açtığı psikozla giden bozukluk
(“Şizofreni Açılımı Kapsamında ve Psikozla Giden Diğer Bozukluklar); fensik
lidinin yol açtığı ikiuçlu bozukluk (“İkiuçlu ve İlişkili Bozukluklar”); fensiklidi
nin yol açtığı depresyon bozukluğu (“Depresyon Bozuklukları”); fensiklidinin
yol açtığı kaygı bozukluğu (“Kaygı Bozuklukları”). Fensiklidin esrikliği deliryumu için “Nörobilişsel Bozukluklar” bölümündeki deliryum tanı ölçütlerine ve
tartışmasına bakın. Fensiklidin esrikliği tanısının konması yerine fensiklidinin
yol açtığı bu bozuklukların tanısının konabilmesi için belirtilerin ayrıca klinik
değerlendirmeyi gerektirecek denli ağır olması gerekir.
Varsandıranın Yol Açtığı Diğer Bozukluklar
Aşağıda sözü edilen, varsandıranın yol açtığı bozukluklar, bu kitapta, aynı
görüngüyü paylaştıkları bozuklukların bulunduğu diğer bölümlerde tanımlan
mıştır (bu bölümlerde, maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar başlığı
altında yer alan bilgilere bakın): Varsandıranın yol açtığı psikozla giden bo
zukluk (“Şizofreni Açılımı Kapsamında ve Psikozla Giden Diğer Bozukluklar);
varsandıranın yol açtığı ikiuçlu bozukluk (“İkiuçlu ve İlişkili Bozukluklar”);
varsandıranın yol açtığı depresyon bozukluğu (“Depresyon Bozuklukları”);
varsandıranın yol açtığı kaygı bozukluğu (“Kaygı Bozuklukları”). Varsandıran esrikliği deliryumu için “Nörobilişsel Bozukluklar” bölümündeki deliryum
tanı ölçütlerine ve tartışmasına bakın. Varsandıran esrikliği tanısının kon
ması yerine varsandıranın yol açtığı bu bozuklukların tanısının konabilmesi
için belirtilerin ayrıca klinik değerlendirmeyi gerektirecek denli ağır olması
gerekir.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
257
Tanımlanmamış Fensiklidinle İlişkili Bozukluk
292.9 (F i6.99)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlannda işlevsellikte düşmeye neden olan, fensikli
dinle ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların fen
siklidinle ilişkili bozukluklar ya da madde ile ilişkili bozukluklar ve bağımlılık
bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam
karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır.
Tanımlanmamış Varsandıranla İlişkili Bozukluk
292.9 (Fİ6.99)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, varsandıranla ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların varsandıranla ilişkili bozukluklar ya da madde ile ilişkili bozukluklar ve bağımlılık
bozukluklan tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam
karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır.
Uçucuyla (İnhalanla) İlişkili Bozukluklar
Uçucu Kullanım Bozukluğu
A.
On İki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren,
klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol açan,
sorunlu bir, hidrokarbon tabanlı uçucu madde kullanımı örüntüsü:
1.
Uçucu madde, çoğu kez, istendiğinden daha büyük ölçüde ya da
daha uzun süreli olarak alınır.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
258
2.
Uçucu madde kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak
için sürekli bir istek ya da bir sonuç vermeyen çabalar vardır.
3.
Uçucu madde elde etmek, uçucu madde kullanmak ya da yarattığı
etkilerden kurtulmak için gerekli etkinliklere çok zaman ayrılır.
4.
Uçucu madde kullanmaya içinin gitmesi ya da uçucu madde kullan
mak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hisset
me.
5.
İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlü
lüklerini yerine getirememe ile sonuçlanan, yineleyici uçucu madde
kullanımı.
6.
Uçucu maddenin etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sü
rekli ya da yineleyici toplumsal ya da kişilerarası sorunlar olmasına
karşın kullanımını sürdürme.
7.
Uçucu madde kullanımından ötürü önemli birtakım toplumsal, işle
ilgili etkinliklerin ya da eğlenme-dinlenme etkinliklerinin bırakılması
ya da azaltılması.
8.
Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda uçucu madde
kullanma.
9.
Büyük bir olasılıkla bu maddenin neden olduğu ya da alevlendirdiği,
sürekli ya da yineleyici bedensel ya da ruhsal bir sorunu olduğu bil
gisine karşın uçucu madde kullanımı sürdürülür.
10.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, dayanıklılık (tolerans) ge
lişmiş olması:
a.
Esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için belirgin olarak artan
ölçülerde uçucu madde kullanma gereksinimi.
b.
Aynı ölçüde uçucu madde kullanımının sürdürülmesine karşın
belirgin olarak daha az etki sağlanması.
Özgül uçucuyu belirtiniz: Olanaklı olduğunda, işe karışan özgül madde adlandırılmalıdır (örn. “inceltici [tiner] kullanım bozukluğu”).
Varsa belirtiniz:
Erken yatışma evresinde: Daha önce uçucu madde kullanım bozukluğu
için tanı ölçütleri tam karşılandıktan sonra, uçucu madde kullanım bo
zukluğunun hiçbir tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Uçucu madde kul
lanmaya içinin gitmesi ya da uçucu madde kullanmak için çok büyük bir
istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme”), 12 aydan daha kısa süreli
olmak üzere, en az üç aydır karşılanmamaktadır.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
Sürekli yatışma ile giden: Daha önce uçucu madde kullanım bozukluğu
için tanı ölçütleri tam karşılandıktan sonra, uçucu madde kullanım bo
zukluğunun hiçbir tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Uçucu madde kul
lanmaya içinin gitmesi ya da uçucu madde kullanmak için çok büyük bir
istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme”), 12 ay ya da daha uzun
bir süredir, hiçbir zaman karşılanmamıştır.
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Kişi, uçucu maddeye ulaşmasının kısıtlandığı bir çev
rede ise bu ek belirleyici kullanılır.
O sıradaki ağırlığına göre kodlayınız: ICD-10-CM kodları için not: Uçucu
madde esrikliği ya da uçucu maddenin yol açtığı başka bir ruhsal bozukluk
da varsa, uçucu madde kullanım bozukluğu için aşağıdaki kodları kullanma
yın. Bunun yerine, uçucu madde kullanım bozukluğu eştanısı, uçucu maddenin
yol açtığı bozukluk kodunun dördüncü konumundaki simgede gösterilir (uçucu
madde esrikliği ya da uçucu maddenin yol açtığı özgül bir ruhsal bozukluk için
kodlama notuna bakın). Sözgelimi, uçucu maddenin yol açtığı depresyon bo
zukluğu ve uçucu madde kullanım bozukluğu eştanılan varsa, yalnızca uçucu
maddenin yol açtığı depresyon bozukluğu kodu kullanılır ve dördüncü konum
daki simgede, uçucu madde kullanım bozukluğu eştanısının ağır olmayan, orta
derecede ya da ağır olup olmadığı belirtilir: F18.14 uçucu maddenin yol açtığı
depresyon bozukluğu ile birlikte ağır olmayan uçucu madde kullanım bozuk
luğu ya da F18.24 uçucu maddenin yol açtığı depresyon bozukluğu ile birlikte
orta derecede ya da ağır uçucu madde kullanımı.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
305.90 (F18.10) Ağır olmayan: İki-üç belirtinin olması.
304.60 (F18.20) Orta derecede: Dört-beş belirtinin olması.
304.60 (F18.20) Ağır: Altı ya da daha çok belirtinin olması.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
260
Uçucu Esrikliği (Entoksikasyonu)
A.
Yakın bir geçmişte, toluen ya da benzin gibi uçucu hidrokarbonlar da için
de olmak üzere, uçucu maddelerle, isteyerek ya da istemeden, kısa bir
süre içinde, yüksek ölçüde karşılaşma.
B.
Uçucu madde alımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, klinik
açıdan önemli, sorunlu davranışsal ya da ruhsal değişiklikler (örn. tartışmacılık, saldırganlık, duygusuzluk [apati], yargılama bozukluğu).
C.
Uçucu madde alımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, aşa
ğıdaki belirti ya da bulgulardan ikisi (ya da daha çoğu):
D.
1.
Baş dönmesi.
2.
Nistagmus.
3.
Eşgüdüm bozukluğu.
4.
Sözü ağızda geveleyerek konuşma.
5.
Düzgün ayakta duramama.
6.
Letarji (uyuşukluk).
7.
Reflekslerde azalma.
8.
Ruhsal-devinsel (psikomotor) yavaşlama.
9.
Titreme.
10.
Genel bir kas güçsüzlüğü.
11.
Görme bulanıklığı ya da çift görme.
12.
Stupor ya da koma.
13.
Öfori.
Bu belirtiler ya da bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve baş
ka bir madde esrikliği de içinde olmak üzere başka bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.89’dur. ICD-10-CM kodu uçucu madde
kullanım bozukluğu eştanısının olup olmadığına bağlıdır. Ağır olmayan uçucu
madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu F18.129’dur, orta
derecede ya da ağır uçucu madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10CM kodu F18.229’dur. Uçucu madde kullanım bozukluğu eştanısı yoksa ICD10-CM kodu F18.929’dur.
261
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
Uçucunun Yol Açtığı Diğer Bozukluklar
Aşağıda sözü edilen, uçucu maddenin yol açtığı bozukluklar, bu kitapta, aynı
görüngüyü paylaştıkları bozuklukların bulunduğu diğer bölümlerde tanımlan
mıştır (bu bölümlerde, maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar başlığı
altında yer alan bilgilere bakın): Uçucunun yol açtığı psikozla giden bozukluk
(“Şizofreni Açılımı Kapsamında ve Psikozla Giden Diğer Bozukluklar); uçu
cunun yol açtığı depresyon bozukluğu (“Depresyon Bozuklukları”); uçucu
nun yol açtığı kaygı bozukluğu (“Kaygı Bozuklukları”); uçucunun yol açtığı
yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk (“Nörobilişsel Bozukluklar”).
Uçucu esrikliği deliryumu için “Nörobilişsel Bozukluklar” bölümündeki deliryum tanı ölçütlerine ve tartışmasına bakın. Uçucu madde esrikliği tanısının
konması yerine uçucu maddenin yol açtığı bu bozuklukların tanısının kona
bilmesi için belirtilerin ayrıca klinik değerlendirmeyi gerektirecek denli ağır
olması gerekir.
Tanımlanmamış Uçucuyla İlişkili Bozukluk
292.9 (Fi8.99)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, uçucuyla
ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların uçucuyla
ilişkili bozukluklar ya da madde ile İlişkili bozukluklar ve bağımlılık bozuklukları
tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı
durumlarda bu kategori kullanılır.
262
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
Opiyatla İlişkili Bozukluklar
Opiyat Kullanım Bozukluğu
A.
On iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren,
klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol açan,
sorunlu bir opiyat kullanım örüntüsü:
1.
Opiyatlar, çoğu kez, istendiğinden daha büyük ölçüde ya da daha
uzun süreli olarak alınır.
2.
Opiyat kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için sürekli
bir istek ya da bir sonuç vermeyen çabalar vardır.
3.
Opiyat elde etmek, opiyat kullanmak ya da yarattığı etkilerden
kurtulmak için gerekli etkinliklere çok zaman ayrılır.
4.
Opiyat kullanmaya içinin gitmesi ya da opiyat kullanmak için çok
büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme.
5.
İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yüküm
lülüklerini yerine getirememe ile sonuçlanan, yineleyici opiyat kul
lanımı.
6.
Opiyatın etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya
da yineleyici toplumsal ya da kişilerarası sorunlar olmasına karşın
opiyat kullanımını sürdürme.
7.
Opiyat kullanımından ötürü önemli birtakım toplumsal, işle ilgili
etkinliklerin ya da eğlenme-dinlenme etkinliklerinin bırakılması ya da
azaltılması.
8.
Yineleyici bir biçimde, tehlikeli
kullanma.
9.
olabilecek durumlarda opiyat
Büyük bir olasılıkla opiyatın neden olduğu ya da alevlendirdiği,
sürekli ya da yineleyici bedensel ya da ruhsal bir sorunu olduğu
bilgisine karşın opiyat kullanımı sürdürülür.
10.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, dayanıklılık (tolerans)
gelişmiş olması:
a.
Esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için belirgin olarak artan
ölçülerde opiyat kullanma gereksinimi.
b.
Aynı ölçüde opiyat kullanımının sürdürülmesine karşın belirgin
olarak daha az etki sağlanması.
263
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
Not: Yalnızca uygun tıbbi bakım altındayken opiyatları alanlarda bu
tanı ölçütü karşılanmış olarak düşünülmez.
11. Aşağıdakilerden
biriyle tanımlandığı
üzere,
yoksunluk
gelişmiş
olması:
a.
Opiyata özgü yoksunluk sendromu (opiyat yoksunluğu için A ve
B tanı ölçütlerine başvurun, s. 265-266).
b.
Yoksunluk belirtilerinden kurtulmak ya da kaçınmak için opiyat
(ya da yakından ilişkili bir madde) alınır.
Not: Yalnızca uygun tıbbi bakım altındayken opiyatlan alan kişilerde
bu tanı ölçütü karşılanmış olarak düşünülmez.
Varsa belirtiniz:
Erken yatışma evresinde: Daha önce opiyat kullanım bozukluğu için tanı
ölçütleri tam karşılandıktan sonra, opiyat kullanım bozukluğunun hiçbir
tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Opiyat kullanmaya içinin gitmesi ya da
opiyat kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış
hissetme”), 12 aydan daha kısa süreli olmak üzere, en az üç aydır karşılanmamaktadır.
Sürekli yatışma ile giden: Daha önce opiyat kullanım bozukluğu için tanı
ölçütleri tam karşılandıktan sonra, opiyat kullanım bozukluğunun hiçbir
tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Opiyat kullanmaya içinin gitmesi ya da
opiyat kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış
hissetme”), 12 ay ya da daha uzun bir süredir, hiçbir zaman karşılanma
mıştır.
Varsa belirtiniz:
Sürdürme tedavisinde: Kişi, metadon ya da buprenorfin gibi reçetelenmiş agonist bir ilaç alıyorsa ve o ilacın yer aldığı küme için opiyat kullanım
bozukluğunun hiçbir tanı ölçütü karşılanmıyorsa (agoniste dayanıklılık ya
da yoksunluk dışında), bu ek belirleyici kullanılır. Bir kesimsel (parsiyel)
agonist, bir agonist-antagonist ya da ağızdan alınan naltrekson ya da
depo naltrekson gibi bir tam antagonistle sürdürme tedavisi yapılan kişi
lerde de bu kategori kullanılır.
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Kişi, opiyata ulaşmasının kısıtlandığı bir çevrede ise
bu ek belirleyici kullanılır.
O sıradaki ağırlığına göre kodlayınız: ICD-10-CM kodları için not: Opiyat es
rikliği, opiyat yoksunluğu ya da opiyatın yol açtığı başka bir ruhsal bozukluk da
varsa, opiyat kullanım bozukluğu için aşağıdaki kodları kullanmayın. Bunun ye
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
264
rine, opiyat kullanım bozukluğu eştanısı, opiyatın yol açtığı bozukluk kodunun
dördüncü konumundaki simgede gösterilir (opiyat esrikliği, opiyat yoksunluğu
ya da özgül bir opiyatın yol açtığı ruhsal bozukluk için kodlama notuna bakın).
Sözgelimi, opiyatın yol açtığı depresyon bozukluğu ve opiyat kullanım bozuk
luğu eştanıları varsa, yalnızca opiyatın yol açtığı depresyon bozukluğu kodu
kullanılır ve dördüncü konumdaki simgede, opiyat kullanım bozukluğu eştanısının ağır olmayan, orta derecede ya da ağır olup olmadığı belirtilir: F11.14
opiyat kullanımının yol açtığı depresyon bozukluğu ile birlikte ağır olmayan opi
yat kullanım bozukluğu ya da F11.24 opiyat kullanımının yol açtığı depresyon
bozukluğu ile birlikte orta derecede ya da ağır opiyat kullanımı.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
305.50 (F11.10) Ağır olmayan: İki-üç belirtinin olması.
304.00 (F11.20) Orta derecede: Dört-beş belirtinin olması.
304.00 (F11.20) Ağır: Altı ya da daha çok belirtinin olması.
Opiyat Esrikliği (Entoksikasyonu)
A.
Yakın bir geçmişte opiyat kullanmış olma.
B.
Opiyat kullanımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, klinik
açıdan önemli, sorunlu davranışsal ya da ruhsal değişiklikler (örn. başlan
gıçta öfori, ardından duygusuzluk (apati), disfori, ruhsal-devinsel kışkırma
ya da yavaşlama, yargılama bozukluğu).
C.
Opiyat kullanımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, gözbebeklerinde daralma (ya da aşırı dozdan kaynaklanan anoksiye bağlı gözbebeklerinde büyüme) ve aşağıdaki belirti ya da bulgulardan biri (ya da
daha çoğu):
D.
1.
Uyuşukluk ya da koma.
2.
Sözü ağızda geveleyerek konuşma.
3.
Dikkat ya da bellek bozukluğu.
Bu belirtiler ya da bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve baş
ka bir madde esrikliği de içinde olmak üzere başka bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
265
Varsa belirtiniz:
Algı bozuklukları olan: Gerçeği değerlendirme bozuk değilken ortaya
çıkan varsanıların olduğu seyrek durumlarda ya da deliryumda değilken
ortaya çıkan duysal, görsel ya da dokunsal yanılsamaların olması duru
munda bu belirleyici kullanılır.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.89’dur. ICD-10-CM kodu, opiyat kulla
nım bozukluğu eştanısının olup olmadığına ve algı bozuklukları olup olmadığına
göre değişir.
Opiyat esrikliği, algı bozuklukları olmayan: Ağır olmayan bir opiyat kul
lanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu F11.129’dur, orta de
recede ya da ağır opiyat kullanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM
kodu F11.229’dur. Opiyat kullanım bozukluğu eştanısı yoksa, ICD-10-CM
kodu F11.929’dur.
Opiyat esrikliği, algı bozuklukları olan: Ağır olmayan bir opiyat kullanım
bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu F11.122’dir, orta derecede
ya da ağır opiyat kullanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu
F11.222’dir. Opiyat kullanım bozukluğu eştanısı yoksa, ICD-10-CM kodu
F11 „922’dir.
Opiyat Yoksunluğu
292.0 (Fi 1.23)
A.
B.
Aşağıdakilerden birinin varlığı:
1.
Aşırı ölçüde ve uzun süreli (birkaç hafta ya da daha uzun bir süre)
opiyat kullanımının bırakılması (ya da azaltılması).
2.
Belirli bir süre opiyat kullanımından sonra bir opiyat antagonistinin
uygulanması.
A tanı ölçütünde tanımlanan opiyat kullanımının bırakılmasından (ya da
azaltılmasından) sonra dakikalar ya da birkaç gün içinde, aşağıdaki üç (ya
da daha çok) belirti ya da bulgunun gelişmesi:
1.
Disforl duygudurumu.
2.
Bulantı ve kusma.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
266
3.
Kas sızıları.
4.
Göz yaşı akması ya da burun akıntısı.
5.
Gözbebeklerinde büyüme, piloereksiyon (tüylerin dikleşmesi) ya da
terleme.
C.
6.
İshal.
7.
Esneme.
8.
Ateş.
9.
Uykusuzluk.
B tanı ölçütündeki belirtiler ve bulgular klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya
da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
işlevsellikte düşmeye neden olur.
D.
Bu belirtiler ve bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve başka
bir madde esrikliği ya da yoksunluğu da içinde olmak üzere, başka bir
ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.0’dır. ICD-10-CM kodu F11.23’tür. ICD10-CM kodu, orta derecede ya da ağır opiyat kullanım bozukluğu eştanısının
varlığını gösterir. Burada, opiyat yoksunluğu ancak orta derecede-ağır opiyat
kullanım bozukluğunun varlığı durumunda ortaya çıkabilir denmek istenmekte
dir. Opiyat yoksunluğu ile birlikte ağır olmayan opiyat kullanım bozukluğunun
kodlanmasına izin verilmez.
Opiyatın Yol Açtığı Diğer Bozukluklar
Aşağıda sözü edilen opiyatın yol açtığı bozukluklar, bu kitapta, aynı görüngü
yü paylaştıkları bozuklukların bulunduğu diğer bölümlerde tanımlanmıştır (bu
bölümlerde, maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar başlığı altında yer
alan bilgilere bakın): Opiyatın yol açtığı depresyon bozukluğu (“Depresyon
Bozuklukları”); opiyatın yol açtığı kaygı bozukluğu (“Kaygı Bozuklukları”);
opiyatın yol açtığı uyku bozukluğu (“Uyku-Uyanıklık Bozuklukları ) ve opiyatın yol açtığı cinsel işlev bozukluğu (“Cinsel İşlev Bozuklukları”). Opiyat esrik
liği deliryumu ve opiyat yoksunluğu deliryumu için “Nörobilişsel Bozukluklar”
bölümündeki deliryum tanı ölçütlerine ve tartışmasına bakın. Opiyat esrikliği
ya da opiyat yoksunluğu tanısının konması yerine opiyatın yol açtığı bu bo
zuklukların tanısının konabilmesi için belirtilerin ayrıca klinik değerlendirmeyi
gerektirecek denli ağır olması gerekir.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
267
Tanımlanmamış Opiyatla İlişkili Bozukluk
292.9 (Fİ 1,99)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlannda işlevsellikte düşmeye neden olan, opiyatla
ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların opiyatla
ilişkili bozukluklar ya da madde ile ilişkili bozukluklar ve bağımlılık bozuklukları
tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı
durumlarda bu kategori kullanılır.
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı
Gidericiyle (Sedatif, Hipnotik ya da
Anksiyolitikle) İlişkili Bozukluklar
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı Giderici
Kullanım Bozukluğu
A.
On iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren,
klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol açan,
sorunlu bir dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanım örüntüsü:
1.
Çoğu kez, istendiğinden daha büyük ölçüde ya da daha uzun süreli
olarak dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici alınır.
2.
Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanmayı bırakmak ya
da denetim altında tutmak için sürekli bir istek ya da bir sonuç verme
yen çabalar vardır.
3.
Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici elde etmek, dinginleştirici,
uyutucu ya da kaygı giderici kullanmak ya da yarattığı etkilerden kur
tulmak için gerekli etkinliklere çok zaman ayrılır.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
2 68
4.
Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanmaya içinin gitme
si ya da dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanmak için
çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme.
5.
İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlü
lüklerini yerine getirememe ile sonuçlanan, yineleyici dinginleştirici,
uyutucu ya da kaygı giderici kullanımı (dinginleştirici, uyutucu ya da
kaygı giderici kullanımıyla ilişkili yineleyici işe gitmemeler ya da işte
başarı göstermeme; dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kul
lanımıyla ilişkili okula gitmemeler, okuldan atılma; çocuklarını ve evi
boşlama).
6.
Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gidericinin etkilerinin neden ol
duğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici toplumsal ya da
kişilerarası sorunlar olmasına karşın dinginleştirici, uyutucu ya da
kaygı giderici kullanımını sürdürme (esrikliğin sonuçlarıyla ilgili ola
rak eşiyle tartışma; kavga etme, dövüşme).
7.
Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanımından ötürü
önemli birtakım toplumsal, işle ilgili etkinliklerin ya da eğlenmedinlenme etkinliklerinin bırakılması ya da azaltılması.
8.
Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda dinginleştirici,
uyutucu ya da kaygı giderici kullanma (örn. dinginleştirici, uyutucu
ya da kaygı gidericinin olumsuz etkileri altındayken araba ya da bir
aygıt kullanma).
9.
Büyük bir olasılıkla dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gidericinin
neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici bedensel
ya da ruhsal bir sorunu olduğu bilgisine karşın dinginleştirici, uyutu
cu ya da kaygı giderici kullanımı sürdürülür.
10.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, dayanıklılık (tolerans) ge
lişmiş olması:
a.
Esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için belirgin olarak artan
ölçülerde dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanma
gereksinimi.
b.
Aynı ölçüde dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanı
mının sürdürülmesine karşın belirgin olarak daha az etki sağlan
ması.
Not: Yalnızca uygun tıbbi bakım altındayken dinginleştirici, uyutucu
ya da kaygı gidericileri alan kişilerde bu tanı ölçütü karşılanmış olarak
düşünülmez.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
11.
Aşağıdakilerderı biriyle tanımlandığı üzere, yoksunluk gelişmiş ol
ması:
a.
Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gidericiye özgü yoksunluk
sendromu (dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici yoksun
luğu için A ve B tanı ölçütlerine başvurun, s. 271 -272).
b.
Yoksunluk belirtilerinden kurtulmak ya da kaçınmak için dingin
leştirici, uyutucu ya da kaygı giderici (ya da alkol gibi yakından
ilişkili bir madde) alınır.
Not: Yalnızca uygun tıbbi bakım altındayken dinginleştirici, uyutucu
ya da kaygı gidericileri alan kişilerde bu tanı ölçütü karşılanmış olarak
düşünülmez.
Varsa belirtiniz:
Erken yatışma evresinde: Daha önce dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı
giderici kullanım bozukluğu için tanı ölçütleri tam karşılandıktan sonra,
dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanım bozukluğunun hiçbir
tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı
giderici kullanmaya içinin gitmesi ya da dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı
giderici kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış
hissetme”), 12 aydan daha kısa süreli olmak üzere, en az üç aydır karşılanmamaktadır.
Sürekli yatışma ile giden: Daha önce dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı
giderici kullanım bozukluğu için tanı ölçütleri tam karşılandıktan sonra,
dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanım bozukluğunun hiçbir
tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı
giderici kullanmaya içinin gitmesi ya da dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı
giderici kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış
hissetme”), 12 ay ya da daha uzun bir süredir, hiçbir zaman karşılanma
mıştır.
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Kişi, dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gidericiye
ulaşmasının kısıtlandığı bir çevrede ise bu ek belirleyici kullanılır.
O sıradaki ağırlığına göre kodlayınız: ICD-10-CM kodları için not: Dinginleş
tirici, uyutucu ya da kaygı giderici esrikliği, dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı
giderici yoksunluğu ya da dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gidericinin yol
açtığı başka bir ruhsal bozukluk da varsa, dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı
giderici kullanım bozukluğu için aşağıdaki kodları kullanmayın. Bunun yerine,
dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanım bozukluğu eştanısı, dingin
leştirici, uyutucu ya da kaygı gidericinin yol açtığı bozukluk kodunun dördüncü
M a d d e ile İlişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
270
konumundaki simgede gösterilir (dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici
esrikliği, dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici yoksunluğu ya da dingin
leştirici, uyutucu ya da kaygı gidericinin yol açtığı özgül bir ruhsal bozukluk için
kodlama notuna bakın). Sözgelimi, dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gideri
ci esrikliği ve dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanım bozukluğu
eştanıları varsa, yalnızca dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici esrikliği
kodu kullanılır ve dördüncü konumdaki simgede, dinginleştirici, uyutucu ya da
kaygı giderici kullanım bozukluğu eştanısının ağır olmayan, orta derecede ya
da ağır olup olmadığı belirtilir: F13.14 dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gide
rici esrikliği ile birlikte ağır olmayan dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici
kullanım bozukluğu ya da F13.24 dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici
esrikliği ile birlikte orta derecede ya da ağır dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı
giderici kullanımı.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
305.40 (F13.10) Ağır olmayan: İki-üç belirtinin olması.
304.10 (F13.20) Orta derecede: Dört-beş belirtinin olması.
304.10 (F13.20) Ağır: Altı ya da daha çok belirtinin olması.
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı Giderici Esrikliği
(Entoksikasyonu)
A.
Yakın bir geçmişte dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici almış
olma.
B.
Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici alımı sırasında ya da kısa bir
süre sonrasında gelişen, klinik açıdan önemli, sorunlu davranışsal ya da
ruhsal değişiklikler (örn. uygunsuz cinsel ya da saldırgan davranış, duygudurum değişkenliği, yargılama bozukluğu).
C.
Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici alımı sırasında ya da kısa bir
süre sonrasında gelişen, aşağıdaki belirti ya da bulgulardan biri (ya da
daha çoğu):
1.
Sözü ağızda geveleyerek konuşma.
2.
Eşgüdüm bozukluğu
3.
Düzgün ayakta duramama.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
D.
4.
Nistagmus.
5.
Bilişsel bozukluklar (örn. dikkat, bellek).
6.
Stupor ya da koma.
271
Bu belirtiler ya da bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve baş
ka bir madde esrikliği de içinde olmak üzere başka bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.89’dur. ICD-10-CM kodu dinginleştirici,
uyutucu ya da kaygı giderici kullanım bozukluğu eştanısının olup olmadığına
bağlıdır. Ağır olmayan dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanım bo
zukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu F13.129’dur, orta derecede ya da
ağır dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanım bozukluğu eştanısı
varsa, ICD-10-CM kodu F13.229’dur. Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gide
rici kullanım bozukluğu eştanısı yoksa ICD-10-CM kodu F13.929’dur.
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı Giderici
Yoksunluğu
A.
Aşırı ölçüde ve uzun süreli, dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici
kullanımının bırakılması (ya da azaltılması).
B.
A tanı ölçütünde tanımlanan, dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici
kullanımının bırakılmasından (ya da azaltılmasından) sonra, birkaç saatle,
birkaç gün arasında değişen bir süre aralığından sonra aşağıdaki iki (ya da
daha çok) belirti ya da bulgunun gelişmesi:
1.
Otonom aşırı etkinlik (hiperaktivite) (örn. terleme ya da dakikada
100’ün üzerinde bir kalp atım hızı).
2.
El titremesi.
3.
Uykusuzluk.
4.
Bulantı ya da kusma.
5.
Gelip geçici görsel, dokunsal ya da duysal varsanılar ya da
yanılsamalar.
6.
Ruhsal-devinsel kışkırma (psikomotor ajitasyon).
7.
Bunaltı.
8.
Grand mal katılmalar.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
272
C.
B tanı ölçütündeki belirtiler ve bulgular klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya
da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
işlevsellikte düşmeye neden olur.
D.
Bu belirtiler ve bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve başka
bir madde esrikliği ya da yoksunluğu da içinde olmak üzere, başka bir
ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Varsa belirtiniz:
Algı bozuklukları olan: Gerçeği değerlendirme bozuk değilken ortaya
çıkan varsanılar (genellikle görsel ve dokunsal) gibi durumlarda ya da deliryumda değilken ortaya çıkan duysal, görsel ya da dokunsal yanılsama
ların olması durumunda bu belirleyici kullanılabilir.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.0’dır. Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı
giderici yoksunluğu için ICD-10-CM kodu, orta derecede ya da ağır dinginleş
tirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanım bozukluğu eştanısı olup olmadığına
ve algı bozuklukları olup olmadığına göre değişir. Algı bozuklukları olmayan
dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici yoksunluğu için ICD-10-CM kodu
F13.239’dur. Algı bozuklukları olan dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici
yoksunluğu için ICD-10-CM kodu F13.232’dir. ICD-10-CM kodu, orta derece
de ya da ağır dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanım bozukluğu
eştanısının varlığını gösterir. Burada, dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gide
rici yoksunluğu ancak orta derecede-ağır dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı
giderici kullanım bozukluğunun varlığı durumunda ortaya çıkabilir denmek is
tenmektedir. Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici yoksunluğu ile birlikte
ağır olmayan dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici kullanım bozukluğu
nun kodlanmasına izin verilmez.
Dinginleştirici, Uyutucu ya d a Kaygı Gidericinin
Yol Açtığı Diğer Bozukluklar
Aşağıda sözü edilen, dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gidericinin yol açtığı
bozukluklar, bu kitapta, aynı görüngüyü paylaştıkları bozuklukların bulundu
ğu diğer bölümlerde tanımlanmıştır (bu bölümlerde, maddenin/ilacın yol aç
tığı ruhsal bozukluklar başlığı altında yer alan bilgilere bakm): Dinginleştirici,
uyutucu ya da kaygı gidericinin yol açtığı psikozla giden bozukluk (“Şizofreni
Açılımı Kapsamında ve Psikozla Giden Diğer Bozukluklar); dinginleştirici,
uyutucu ya da kaygı gidericinin yol açtığı ikiuçlu bozukluk (“İkiuçlu ve İlişkili
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
273
Bozukluklar”); dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gidericinin yol açtığı dep
resyon bozukluğu (“Depresyon Bozuklukları”); dinginleştirici, uyutucu ya da
kaygı gidericinin yol açtığı kaygı bozukluğu (“Kaygı Bozuklukları”); dingin
leştirici, uyutucu ya da kaygı gidericinin yol açtığı uyku bozukluğu (“UykuUyanıklık Bozuklukları”); dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gidericinin yol
açtığı cinsel işlev bozukluğu (“Cinsel İşlev Bozuklukları”) ve dinginleştirici,
uyutucu ya da kaygı gidericinin yol açtığı yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk (“Nörobilişsel Bozukluklar”). Dinginleştirici, uyutucu ya da kay
gı giderici esrikliği deliryumu ve dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici
yoksunluğu deliryumu için “Nörobilişsel Bozukluklar” bölümündeki deliryum
tanı ölçütlerine ve tartışmasına bakın. Dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı
giderici esrikliği ya da dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici yoksunluğu
tanısının konması yerine dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gidericinin yol
açtığı bu bozuklukların tanısının konabilmesi için belirtilerin ayrıca klinik de
ğerlendirmeyi gerektirecek denli ağır olması gerekir.
Tanımlanmamış Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı
Gidericiyle İlişkili Bozukluk
292.9 (Fİ3.99)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, dingin
leştirici, uyutucu ya da kaygı gidericiyle ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin
baskın olduğu, ancak bunların dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı gidericiyle
ilişkili bozukluklar ya da madde ile ilişkili bozukluklar ve bağımlılık bozuklukları
tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı
durumlarda bu kategori kullanılır.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
274
Uyarıcıyla İlişkili Bozukluklar
Uyarıcı Kullanım Bozukluğu
A.
On iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini
gösteren, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye
yol açan, amfetamin türü madde, kokain ya da diğer bir uyarıcı kullanım
örüntüsü:
1.
Çoğu kez, istendiğinden daha büyük ölçüde ya da daha uzun süreli
olarak uyarıcı alınır.
2.
Uyarıcı kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için
sürekli bir istek ya da bir sonuç vermeyen çabalar vardır.
3.
Uyarıcı elde etmek, uyarıcı kullanmak ya da yarattığı etkilerden
kurtulmak için gerekli etkinliklere çok zaman ayrılır.
4.
Uyarıcı kullanmaya içinin gitmesi ya da uyarıcı kullanmak için çok
büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme.
5.
İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca
yükümlülüklerini yerine getirememe ile sonuçlanan, yineleyici uyarıcı
kullanımı.
6.
Uyarıcının etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya
da yineleyici toplumsal ya da kişilerarası sorunlar olmasına karşın
uyarıcı kullanımını sürdürme.
7.
Uyarıcı kullanımından ötürü önemli birtakım toplumsal, işle ilgili
etkinliklerin ya da eğlenme-dinlenme etkinliklerinin bırakılması ya da
azaltılması.
8.
Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda uyarıcı
kullanma.
9.
Büyük bir olasılıkla uyarıcının neden olduğu ya da alevlendirdiği,
sürekli ya da yineleyici bedensel ya da ruhsal bir sorunu olduğu
bilgisine karşın uyarıcı kullanımı sürdürülür.
10.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, dayanıklılık (tolerans)
gelişmiş olması:
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
a.
275
Esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için belirgin olarak artan
ölçülerde uyarıcı kullanma gereksinimi.
b.
Aynı ölçüde uyarıcı kullanımının sürdürülmesine karşın belirgin
olarak daha az etki sağlanması.
Not: Dikkat eksikliği/aşırı hareketlilik bozukluğu ya da narkolepsi için
ilaç kullanırken olduğu gibi, yalnızca uygun tıbbi bakım altındayken
uyarıcı ilaç alan kişilerde bu tanı ölçütü karşılanmış olarak düşünül
mez.
11.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, yoksunluk gelişmiş
- olması:
a.
Uyancıya özgü yoksunluk sendromu (uyancı yoksunluğu için A
ve B tanı ölçütlerine başvurun, s. 278-279).
b.
Yoksunluk belirtilerinden kurtulmak ya da kaçınmak için uyancı
(ya da yakından ilişkili bir madde) alınır.
Not: Dikkat eksikliği/aşın hareketlilik bozukluğu ya da narkolepsi için
ilaç kullanırken olduğu gibi, yalnızca uygun tıbbi bakım altındayken
uyarıcı ilaç alan kişilerde bu tanı ölçütü karşılanmış olarak düşünül
mez.
Varsa belirtiniz:
Erken yatışma evresinde: Daha önce uyarıcı kullanım bozukluğu için tanı
ölçütleri tam karşılandıktan sonra, uyarıcı kullanım bozukluğunun hiçbir
tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Uyarıcı kullanmaya içinin gitmesi ya
da uyarıcı kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zor
lanmış hissetme”), 12 aydan daha kısa süreli olmak üzere, en az üç aydır
karşılanmamaktadır.
Sürekli yatışma ile giden: Daha önce uyancı kullanım bozukluğu için tanı
ölçütleri tam karşılandıktan sonra, uyarıcı kullanım bozukluğunun hiçbir
tanı ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Uyancı kullanmaya içinin gitmesi ya
da uyarıcı kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlan
mış hissetme”), 12 ay ya da daha uzun bir süredir, hiçbir zaman karşılan
mamıştır.
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Kişi, uyarıcıya ulaşmasının kısıtlandığı bir çevrede ise
bu ek belirleyici kullanılır.
O sıradaki ağırlığına göre kodlayınız: ICD-10-CM kodları için not: Amfetamin
esrikliği, amfetamin yoksunluğu ya da amfetaminin yol açtığı başka bir ruhsal
bozukluk da varsa, amfetamin kullanım bozukluğu için aşağıdaki kodları kul
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
276
lanmayın. Bunun yerine, amfetamin kullanım bozukluğu eştanısı, amfetaminin
yol açtığı bozukluk kodunun dördüncü konumundaki simgede gösterilir (am
fetamin esrikliği, amfetamin yoksunluğu ya da amfetaminin yol açtığı özgül bir
ruhsal bozukluk için kodlama notuna bakın). Sözgelimi, amfetamin türü ya da
başka bir uyarıcının yol açtığı depresyon bozukluğu eştanısı ile birlikte amfe
tamin türü ya da başka uyarıcı kullanım bozukluğu varsa, yalnızca amfetamin
türü ya da başka uyarıcının yol açtığı depresyon bozukluğu kodu kullanılır ve
dördüncü konumdaki simgede, amfetamin türü ya da başka uyarıcı kullanım
bozukluğu eştanısının ağır olmayan, orta derecede ya da ağır olup olmadığı
belirtilir: F15.14 amfetamin türü ya da başka bir uyarıcının yol açtığı depres
yon bozukluğu ile birlikte ağır olmayan amfetamin türü ya da başka uyarıcı
kullanım bozukluğu ya da F15.24 amfetamin türü ya da başka bir uyarıcının
yol açtığı depresyon bozukluğu ile birlikte orta derecede ya da ağır amfetamin
türü ya da başka uyarıcı kullanım bozukluğu. Benzer biçimde, kokainin yol aç
tığı depresyon bozukluğu eştanısı ile birlikte kokain kullanım bozukluğu varsa,
yalnızca kokainin yol açtığı depresyon bozukluğu kodu kullanılır ve dördüncü
konumdaki simgede, kokain kullanım bozukluğu eştanısının ağır olmayan, orta
derecede ya da ağır olup olmadığı belirtilir: F14.14 kokainin yol açtığı depres
yon bozukluğu ile birlikte ağır olmayan kokain kullanım bozukluğu ya da F14.24
kokainin yol açtığı depresyon bozukluğu ile birlikte orta derecede ya da ağır
kokain kullanım bozukluğu.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: İki-üç belirtinin olması.
305.70 (F15.10) Amfetamin türü madde
305.60 (F14.10) Kokain
305.70 (F15.10) Diğer ya da belirlenmemiş uyarıcı
Orta derecede: Dört-beş belirtinin olması.
304.40 (F15.20) Amfetamin türü madde
304.20 (F14.20) Kokain
304.40 (F15.20) Diğer ya da belirlenmemiş uyarıcı
Ağır: Altı ya da daha çok belirtinin olması.
304.40 (F15.20) Amfetamin türü madde
304.20 (F14.20) Kokain
304.40 (F15.20) Diğer ya da belirlenmemiş uyarıcı
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
277
Uyarıcı Esrikliği (Entoksikasyonu)
A.
Yakın bir geçmişte, amfetamin benzeri madde, kokain ya da başka bir
uyarıcı kullanmış olma.
B.
Uyarıcı kullanımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, klinik
açıdan önemli, sorunlu davranışsal ya da ruhsal değişiklikler (örn. öfori ya
da duygulanımda küntleşme; girginlik değişiklikleri; her an tetikte olma;
kişilerarası duyarlılık; bunaltı; gerginlik ya da öfke; basmakalıp davranışlar;
yargılama bozukluğu).
C.
Uyarıcı alımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, aşağıdaki
belirti ya da bulgulardan ikisi (ya da daha çoğu):
1.
Taşikardi ya da bradikardi.
2.
Gözbebeklerinde büyüme.
3.
Kan basıncı yüksekliği ya da düşüklüğü
4.
Terleme ya da ürperme.
5.
Bulantı ya da kusma.
6.
Kilo verildiğinin kanıtı.
7.
Ruhsal-devinsel kışkırma ya da yavaşlama (psikomotor ajitasyon ya
da retardasyon).
D.
8.
Kas güçsüzlüğü, solununum baskılanması, göğüs ağrısı ya da
aritmiler.
9.
Konfüzyon, katılmalar, diskineziler, distoniler ya da koma.
Bu belirtiler ya da bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve baş
ka bir madde esrikliği de içinde olmak üzere başka bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz.
Özgül maddeyi belirtiniz (amfetamin türü madde, kokain ya da başka uyancı).
Varsa belirtiniz:
Algı bozuklukları olan: Gerçeği değerlendirme bozuk değilken ortaya
çıkan varsanıların olduğu durumlarda ya da deliryumda değilken ortaya
çıkan duysal, görsel ya da dokunsal yanılsamaların olması durumunda bu
belirleyici kullanılabilir.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.89’dur. ICD-10-CM kodu, uyarıcının am
fetamin, kokain ya da başka bir uyarıcı olmasına göre, amfetamin, kokain ya da
başka bir uyarıcı kullanım bozukluğu olup olmadığına göre ve algı bozuklukla
rının olup olmadığına göre değişir.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
278
Algı bozuklukları olan, amfetamin, kokain ya da diğer bir uyarıcı es
rikliği: Ağır olmayan amfetamin ya da başka bir uyarıcı kullanım bozuklu
ğu eştanısı varsa ICD-10-CM kodu F15.129’dur, orta derecede ya da ağır
amfetamin ya da başka bir uyarıcı kullanım bozukluğu eştanısı varsa ICD10-CM kodu F15.229’dur. Amfetamin ya da başka bir uyarıcı kullanım
bozukluğu eştanısı yoksa ICD-10-CM kodu F15.929’dur. Benzer biçimde,
ağır olmayan kokain kullanım bozukluğu eştanısı varsa ICD-10-CM kodu
F14.129’dur, orta derecede ya da ağır kokain kullanım bozukluğu eştanısı
varsa ICD-10-CM kodu F14.229’dur. Kokain kullanım bozukluğu eştanısı
yoksa ICD-10-CM kodu F14.929’dur.
Algı bozuklukları olmayan, amfetamin, kokain ya da diğer bir uyarıcı
esrikliği: Ağır olmayan amfetamin ya da başka bir uyarıcı kullanım bo
zukluğu eştanısı varsa ICD-10-CM kodu F15.122’dir, orta derecede ya da
ağır amfetamin ya da başka bir uyarıcı kullanım bozukluğu eştanısı varsa
ICD-10-CM kodu F15.222’dir. Amfetamin ya da başka bir uyarıcı kullanım
bozukluğu eştanısı yoksa ICD-10-CM kodu F15.922’dir. Benzer biçimde,
ağır olmayan kokain kullanım bozukluğu eştanısı varsa ICD-10-CM kodu
F14.122’dir, orta derecede ya da ağır kokain kullanım bozukluğu eştanısı
varsa ICD-10-CM kodu F14.222’dir. Kokain kullanım bozukluğu eştanısı
yoksa ICD-10-CM kodu F14.922’dir.
Uyarıcı Yoksunluğu
A.
Aşırı ölçüde ve uzun süreli, amfetamin türü madde, kokain ya da başka bir
uyarıcı kullanımının bırakılması (ya da azaltılması).
B.
A tanı ölçütünde tanımlanan uyarıcı kullanımının bırakılmasından (ya da
azaltılmasından) sonra, birkaç saatle, birkaç gün arasında değişen bir
süre aralığından sonra disfori duygudurumu ve aşağıdaki iki (ya da daha
çok) belirti ya da bulgunun gelişmesi:
1.
Yorgunluk.
2.
Canlı, hoş olmayan düşler.
3.
Uykusuzluk ya da aşırı uyku.
4.
Yeme isteğinde artma.
5.
Ruhsal-devinsel yavaşlama ya da kışkırma (psikomotor retardasyon
ya da ajitasyon).
M a d d e ile İlişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
C.
279
B tanı ölçütündeki belirtiler ve bulgular klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya
da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
işlevsellikte düşmeye neden olur.
D.
Bu belirtiler ve bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve esriklik
ya da başka bir madde yoksunluğu da içinde olmak üzere, başka bir ruh
sal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Yoksunluk sendromuna neden olan özgül maddeyi belirtiniz (amfetamin
türü madde, kokain ya da başka bir uyarıcı).
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.0’dır. ICD-10-CM kodu uyarıcının bir am
fetamin, kokain ya da başka bir uyancı olmasına göre değişir. Amfetamin ya da
diğer bir uyarıcı yoksunluğu için ICD-10-CM kodu F15.23’tür, kokain yoksun
luğu için ICD-10-CM kodu F14.23’tür, ICD-10-CM kodu, orta derecede ya da
ağır amfetamin, kokain ya da başka bir uyancı kullanım bozukluğu eştanısının
varlığını gösterir. Burada, amfetamin, kokain ya da başka bir uyarıcı yoksun
luğu ancak orta derecede-ağır amfetamin, kokain ya da başka bir uyancı kul
lanım bozukluğunun varlığı durumunda ortaya çıkabilir denmek istenmektedir.
Amfetamin, kokain ya da başka bir uyancı yoksunluğu ile birlikte ağır olmayan
amfetamin, kokain ya da başka bir uyarıcı kullanım bozukluğunun kodlanma
sına izin verilmez.
Uyarıcının Yol Açtığı Diğer Bozukluklar
Aşağıda sözü edilen, uyarıcının yol açtığı bozukluklar, bu kitapta, aynı görün
güyü paylaştıklan bozuklukların bulunduğu diğer bölümlerde tanımlanmıştır
(bu bölümlerde, maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar başlığı altında
yer alan bilgilere bakın): Uyarıcının yol açtığı psikozla giden bozukluk (“Şi
zofreni Açılımı Kapsamında ve Psikozla Giden Diğer Bozukluklar); uyarıcının
yol açtığı ikiuçlu bozukluk (“İkiuçlu ve İlişkili Bozukluklar”); uyarıcının yol
açtığı depresyon bozukluğu (“Depresyon Bozuklukları”); uyarıcının yol açtığı
kaygı bozukluğu (“Kaygı Bozuklukları”); uyarıcının yol açtığı takıntı-zorlantı
bozukluğu (“Takıntı Zorlantı Bozukluğu ve İlişkili Bozukluklar”); uyarıcının yol
açtığı uyku bozukluğu (“Uyku-Uyanıklık Bozuklukları”) ve uyarıcının yol açtığı
cinsel işlev bozukluğu (“Cinsel İşlev Bozuklukları”). Uyancı esrikliği deliryumu
için “Nörobilişsel Bozukluklar” bölümündeki deliryum tanı ölçütlerine ve tar
tışmasına bakın. Uyarıcı esrikliği ya da uyarıcı yoksunluğu tanısının konması
yerine uyancının yol açtığı bu bozuklukların tanısının konabilmesi için belirti
lerin aynca klinik değerlendirmeyi gerektirecek denli ağır olması gerekir.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
280
Tanımlanmamış Uyarıcıyla İlişkili Bozukluk
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, uyarıcıyla
ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların uyarıcıyla
ilişkili bozukluklar ya da madde ile ilişkili bozukluklar ve bağımlılık bozuklukları
tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı
durumlarda bu kategori kullanılır.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.9’dur. ICD-10-CM kodu uyarıcının bir amfetamin, kokain ya da başka bir uyarıcı olmasına göre değişir. Tanımlanmamış
amfetamin ya da diğer bir uyarıcı yoksunluğu İçin ICD-10-CM kodu F15.99’dur,
tanımlanmamış kokain yoksunluğu için ICD-10-CM kodu F14.99’dur.
Tütünle İlişkili Bozukluklar
Tütün Kullanım Bozukluğu
A.
On iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren,
klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol açan,
sorunlu bir tütün kullanım örüntüsü:
1.
Çoğu kez, istendiğinden daha büyük ölçüde ya da daha uzun süreli
olarak tütün alınır.
2.
Tütün kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için sürekli
bir istek ya da bir sonuç vermeyen çabalar vardır.
3.
Tütün elde etmek, tütün kullanmak ya da yarattığı etkilerden kurtul
mak için gerekli etkinliklere çok zaman ayrılır.
4.
Tütün kullanmaya içinin gitmesi ya da tütün kullanmak için çok büyük
bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme.
5.
İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlülük
lerini yerine getirememe ile sonuçlanan, yineleyici tütün kullanımı (örn.
işini engelleme).
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
281
6.
Tütünün etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da
yineleyici toplumsal ya da kişilerarası sorunlar olmasına karşın tütün
kullanımını sürdürme (örn. tütün kullanımıyla ilgili olarak başkalarıyla
tartışmalara girme).
7.
Tütün kullanımından ötürü önemli birtakım toplumsal, işle ilgili et
kinliklerin ya da eğlenme-dinlenme etkinliklerinin bırakılması ya da
azaltılması.
8.
Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda tütün kullan
ma (örn. yatakta sigara içme).
9.
Büyük bir olasılıkla tütünün neden olduğu ya da alevlendirdiği, sü
rekli ya da yineleyici bedensel ya da ruhsal bir sorunu olduğu bilgi
sine karşın tütün kullanımı sürdürülür.
10.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, dayanıklılık (tolerans) ge
lişmiş olması:
11.
a.
Esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için belirgin olarak artan
ölçülerde tütün kullanma gereksinimi.
b.
Aynı ölçüde tütün kullanımının sürdürülmesine karşın belirgin
olarak daha az etki sağlanması.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, yoksunluk gelişmiş ol
ması:
a.
Tütüne özgü yoksunluk sendromu (tütün yoksunluğu için A ve
B tanı ölçütlerine başvurun, s. 282-283).
b.
Yoksunluk belirtilerinden kurtulmak ya da kaçınmak için tütün
(ya da nikotin gibi yakından ilişkili bir madde) alınır.
Varsa belirtiniz:
Erken yatışma evresinde: Daha önce tütün kullanım bozukluğu için tanı
ölçütleri tam karşılandıktan sonra, tütün kullanım bozukluğunun hiçbir tanı
ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Tütün kullanmaya içinin gitmesi ya da tü
tün kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış
hissetme”), 12 aydan daha kısa süreli olmak üzere, en az üç aydır karşı lanmamaktadır.
Sürekli yatışma ile giden: Daha önce tütün kullanım bozukluğu için tanı
ölçütleri tam karşılandıktan sonra, tütün kullanım bozukluğunun hiçbir tanı
ölçütü (A4 tanı ölçütü dışında, “Tütün kullanmaya içinin gitmesi ya da tü
tün kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış
hissetme”), 12 ay ya da daha uzun bir süredir, hiçbir zaman karşılanma
mıştır.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
282
Varsa belirtiniz:
Sürdürme tedavisinde: Kişi, nikotin yerine koyma tedavisi gibi uzun sü
reli bir sürdürme tedavisi almaktadır ve o ilacın yer aldığı küme için tütün
kullanım bozukluğunun hiçbir tanı ölçütü karşılanmıyorsa (nikotin yerine
koyma tedavisine dayanıklılık ya da yoksunluk dışında), bu ek belirleyici
kullanılır.
Denetimli çevrede: Kişi, tütüne ulaşmasının kısıtlandığı bir çevrede ise
bu ek belirleyici kullanılır.
O sıradaki ağırlığına göre kodlayınız: ICD-10-CM kodları için not: Tütün
yoksunluğu ya da tütünün yol açtığı uyku bozukluğu da varsa, tütün kullanım
bozukluğu için aşağıdaki kodları kullanmayın. Bunun yerine, tütün kullanım bo
zukluğu eştanısı, tütünün yol açtığı bozukluk kodunun dördüncü konumundaki
simgede gösterilir (tütün yoksunluğu ya da tütünün yol açtığı uyku bozukluğu
için kodlama notuna bakın). Sözgelimi, tütünün yol açtığı uyku bozukluğu eştanısı varsa, yalnızca tütünün yol açtığı uyku bozukluğu kodu kullanılır ve dördün
cü konumdaki simgede, tütün kullanım bozukluğu eştanısının ağır olmayan,
orta derecede ya da ağır olup olmadığı belirtilir: F17.208 tütünün yol açtığı uyku
bozukluğu ile birlikte ağır olmayan tütün kullanım bozukluğu. Tütünün yol açtığı
uyku bozukluğu ile birlikte ağır olmayan tütün kullanımı kodunun kullanılmasına
izin verilmez.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
305.1 (Z72.0) Ağır olmayan: İki-üç belirtinin olması.
305.1 (F17.200) Orta derecede: Dört-beş belirtinin olması.
305.1 (F17.200) Ağır: Altı ya da daha çok belirtinin olması.
Tütün Yoksunluğu
292.0 (F İ7.203)
A.
En az birkaç hafta, her gün tütün kullanma.
B.
A tanı ölçütünde tanımlanan tütün kullanımının bırakılmasından ya da
ölçüsünün azaltılmasından sonraki 24 saat içinde, aşağıdaki dört (ya da
daha çok) belirti ya da bulgunun gelişmesi:
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
1.
Kolay kızma, engellenmişlik duygusu ya da öfke.
2.
Bunaltı.
3.
Odaklanma güçlüğü.
4.
Yeme isteğinde artma.
5.
Huzursuzluk.
6.
Çökkün duygudurum.
7.
Uykusuzluk.
283
C.
B tanı ölçütündeki belirtiler ve bulgular klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya
da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
işlevsellikte düşmeye neden olur.
D.
Bu belirtiler ve bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve esriklik
ya da başka bir madde yoksunluğu da içinde olmak üzere, başka bir ruh
sal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.0’dır. Tütün yoksunluğu için ICD-10-CM
kodu F17.203’tür. ICD-10-CM kodu, orta derecede ya da ağır tütün kullanım
bozukluğu eştanısının varlığını gösterir. Burada, tütün yoksunluğu ancak orta
derecede-ağır tütün kullanım bozukluğunun varlığı durumunda ortaya çıkabilir
denmek istenmektedir. Tütün yoksunluğu ile birlikte ağır olmayan tütün kulla
nım bozukluğunun kodlanmasına izin verilmez.
Tütünün Yol Açtığı Diğer Bozukluklar
Tütünün yol açtığı uyku bozukluğu, “Uyku-Uyanıklık Bozuklukları” bölümün
de tartışılmıştır (“Maddenin/İlacın Yol Açtığı Uyku-Uyanıklık Bozukluklarına
bakın).
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
2 84
Tanımlanmamış Tütünle İlişkili Bozukluk
292.9 (Fİ 7.209)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, tütünle
ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların tütünle
ilişkili bozukluklar ya da madde ile ilişkili bozukluklar ve bağımlılık bozuklukları
tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı
durumlarda bu kategori kullanılır.
Diğer (ya da Bilinmeyen) Bir Maddeyle
İlişkili Bozukluklar
Diğer (ya da Bilinmeyen)
Bir Madde Kullanım Bozukluğu
A.
On iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gös
teren, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol
açan, sorunlu, alkol, kafein, kenevir, varsandıran (fensiklidin ve diğerleri),
uçucu, opiyat, dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici ya da tütün
kategorilerine sokulamayan, esriklik yapan (entoksikan) bir madde kulla
nım örüntüsü:
1.
Çoğu kez, istendiğinden daha büyük ölçüde ya da daha uzun süreli
olarak diğer (ya da bilinmeyen) bir madde alınır.
2.
Diğer (ya da bilinmeyen) bir maddeyi kullanmayı bırakmak ya da de
netim altında tutmak için sürekli bir istek ya da bir sonuç vermeyen
çabalar vardır.
3.
Diğer (ya da bilinmeyen) bir maddeyi elde etmek, diğer (ya da bilin
meyen) bir madde kullanmak ya da yarattığı etkilerden kurtulmak için
gerekli etkinliklere çok zaman ayrılır.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
4.
285
Diğer (ya da bilinmeyen) bir maddeyi kullanmaya içinin gitmesi ya da
diğer (ya da bilinmeyen) bir maddeyi kullanmak için çok büyük bir
istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme.
5.
İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yüküm
lülüklerini yerine getirememe ile sonuçlanan, yineleyici diğer (ya da
bilinmeyen) bir madde kullanımı.
6.
7.
Diğer (ya da bilinmeyen) bir maddenin etkilerinin neden olduğu ya
da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici toplumsal ya da kişilerarası
sorunlar olmasına karşın diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanı
mını sürdürme.
Diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanımından ötürü önemli bir
takım toplumsal, işle ilgili etkinliklerin ya da eğlenme-dinlenme et
kinliklerinin bırakılması ya da azaltılması.
8.
9.
Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda diğer (ya da
bilinmeyen) bir maddeyi kullanma.
Büyük bir olasılıkla diğer (ya da bilinmeyen) bir maddenin neden ol
duğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici bedensel ya da
ruhsal bir sorunu olduğu bilgisine karşın diğer (ya da bilinmeyen) bir
madde kullanımı sürdürülür.
10.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, dayanıklılık (tolerans)
gelişmiş olması:
a.
Esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için belirgin olarak
artan ölçülerde diğer (ya da bilinmeyen) bir maddeyi kullanma
gereksinimi.
b.
Aynı ölçüde diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanımının
sürdürülmesine karşın belirgin olarak daha az etki sağlanması.
11.
Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, yoksunluk gelişmiş
olması:
a.
Diğer (ya da bilinmeyen) bir maddeye özgü yoksunluk sendromu (diğer [ya da bilinmeyen] bir madde yoksunluğu için A ve B
tanı ölçütlerine başvurun, s. 287-288).
b.
Yoksunluk belirtilerinden kurtulmak ya da kaçınmak için diğer
(ya da bilinmeyen) bir madde (ya da yakından ilişkili bir madde)
alınır.
Varsa belirtiniz:
Erken yatışma evresinde: Daha önce diğer (ya da bilinmeyen) bir madde
kullanım bozukluğu için tanı ölçütleri tam karşılandıktan sonra, diğer (ya
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
286
da bilinmeyen) bir madde kullanım bozukluğunun hiçbir tanı ölçütü (A4
tanı ölçütü dışında, “diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanmaya içinin
gitmesi ya da diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanmak için çok bü
yük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme”), 12 aydan daha
kısa süreli olmak üzere, en az üç aydır karşılanmamaktadır.
Sürekli yatışma ile giden: Daha önce diğer (ya da bilinmeyen) bir madde
kullanım bozukluğu için tanı ölçütleri tam karşılandıktan sonra, diğer (ya
da bilinmeyen) bir madde kullanım bozukluğunun hiçbir tanı ölçütü (A4
tanı ölçütü dışında, “diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanmaya içinin
gitmesi ya da diğer (ya d a bilinmeyen) bir madde kullanmak için çok bü
yük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme”), 12 ay ya da daha
uzun bir süredir, hiçbir zaman karşılanmamıştır.
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Kişi, diğer (ya da bilinmeyen) bir maddeye ulaşması
nın kısıtlandığı bir çevrede ise bu ek belirleyici kullanılır.
O sıradaki ağırlığına göre kodlayınız: ICD-10-CM kodları için not: Diğer (ya
da bilinmeyen) bir madde esrikliği, diğer (ya da bilinmeyen) bir madde yoksun
luğu ya da diğer (ya da bilinmeyen) bir maddenin yol açtığı başka bir ruhsal
bozukluk da varsa, diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanım bozukluğu için
aşağıdaki kodları kullanmayın. Bunun yerine, diğer (ya da bilinmeyen) bir mad
de kullanım bozukluğu eştanısı, diğer (ya da bilinmeyen) bir maddenin yol aç
tığı bozukluk kodunun dördüncü konumundaki simgede gösterilir (diğer [ya da
bilinmeyen] bir madde esrikliği, diğer [ya da bilinmeyen] bir madde yoksunluğu
ya da diğer [ya da bilinmeyen] bir maddenin yol açtığı özgül bir ruhsal bozukluk
için kodlama notuna bakın). Sözgelimi, diğer (ya da bilinmeyen) bir maddenin
yol açtığı depresyon bozukluğu eştanısı varsa, yalnızca diğer (ya da bilinme
yen) bir maddenin yol açtığı depresyon kodu kullanılır ve dördüncü konumdaki
simgede, diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanım bozukluğu eştanısının
ağır olmayan, orta derecede ya da ağır olup olmadığı belirtilir: F19.14 diğer (ya
da bilinmeyen) bir maddenin yol açtığı depresyon bozukluğu ile birlikte diğer
(ya da bilinmeyen) bir madde kullanım bozukluğu ya da F10.229 diğer (ya da
bilinmeyen) bir maddenin yol açtığı depresyon bozukluğu ile birlikte orta dere
cede ya da ağır diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanımı.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
305.90 (F19.10) Ağır olmayan: İki-üç belirtinin olması.
304.90 (F19.20) Orta derecede: Dört-beş belirtinin olması.
304.90 (F19.20) Ağır: Altı ya da daha çok belirtinin olması.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
287
Diğer (ya da bilinmeyen) Bir Madde Esrikliği
(Entoksikasyonu)
A.
Başka bir kategori içinde yer almayan ya da bilinmeyen bir maddenin ya
kın bir geçmişte alınmasına (bir maddeyle yakın bir geçmişte karşılaşılmasına) bağlanabilecek, geriye dönüşlü, maddeye özgü bir sendromun
gelişmesi.
B.
Maddenin alımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, söz ko
nusu maddenin merkezi sinir dizgesi üzerindeki etkilerine bağlanabilecek,
klinik açıdan önemli, sorunlu davranışsal ya da ruhsal değişiklikler (örn.
devlnsel eşgüdüm bozukluğu, ruhsal-devinsel kışkırma ya da yavaşlama,
öfori, bunaltı, tartışmacılık, duygudurum değişkenliği, bilişsel bozukluk,
yargılama bozukluğu, toplumdan uzaklaşma).
C.
Bu belirtiler ya da bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve baş
ka bir madde esrikliği de içinde olmak üzere başka bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.89’dur. ICD-10-CM kodu, aynı maddey
le diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanım bozukluğu eştanısının olup ol
madığına bağlıdır. Ağır olmayan diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanım
bozukluğu eştanısı varsa, ICD-10-CM kodu F19.129’dur, orta derecede ya da
ağır diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, ICD10-CM kodu F19.229’dur. Ayın maddeyle diğer (ya da bilinmeyen) bir madde
kullanım bozukluğu eştanısı yoksa ICD-10-CM kodu F19.929’dur.
Diğer (ya da Bilinmeyen) Bir Madde Yoksunluğu
292.0 (Fİ9.239)
A.
Aşırı ölçüde ve uzun süreli diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanımının
bırakılması (ya da azaltılması).
B.
Diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanımının bırakılmasından (ya da
azaltılmasından) kısa bir süre sonra maddeye özgü bir sendromun geliş
mesi.
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
288
C.
Maddeye özgü sendrom, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplum
sal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellik
te düşmeye neden olur.
D.
Bu belirtiler başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve başka bir madde
esrikliği ya da yoksunluğu da içinde olmak üzere, başka bir ruhsal bozuk
lukla daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: ICD-9-CM kodu 292.0’dır. Diğer (ya da bilinmeyen) bir madde
yoksunluğu için ICD-10-CM kodu F19.239’dur. ICD-10-CM kodu, orta dere
cede ya da ağır diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanım bozukluğu eştanısının varlığını gösterir. Diğer (ya da bilinmeyen) bir madde yoksunluğu ile
birlikte ağır olmayan diğer (ya da bilinmeyen) bir madde kullanım bozukluğunun
kodlanmasına izin verilmez.
Diğer (ya d a Bilinmeyen) Bir Maddenin
Yol Açtığı Diğer Bozukluklar
Diğer ya da bilinmeyen maddeler kategorisi doğal olarak iyi tanımlanamayacağı için, yol açtığı bozuklukların dereceleri ve değişik türleri belirsizdir. Yine
de diğer (ya da bilinmeyen) maddenin yol açtığı bozukluklar olabilir. Aşağıda
sözü edilen diğer (ya da bilinmeyen) bir maddenin yol açabileceği bozukluk
lar, bu kitapta, aynı görüngüyü paylaştıkları bozuklukların bulunduğu diğer
bölümlerde tanımlanmıştır (bu bölümlerde, maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal
bozukluklar başlığı altında yer alan bilgilere bakın): Diğer (ya da bilinmeyen)
bir maddenin yol açtığı psikozla giden bozukluk (“Şizofreni Açılımı Kapsamın
da ve Psikozla Giden Diğer Bozukluklar); diğer (ya da bilinmeyen) bir mad
denin yol açtığı ikiuçlu bozukluk (“İkiuçlu ve İlişkili Bozukluklar”); diğer (ya da
bilinmeyen) bir maddenin yol açtığı depresyon bozukluğu (“Depresyon Bo
zuklukları”); diğer (ya da bilinmeyen) bir maddenin yol açtığı kaygı bozukluğu
(“Kaygı Bozuklukları”); diğer (ya da bilinmeyen) bir maddenin yol açtığı takıntızorlantı bozukluğu (“Takıntı-Zorlantı Bozukluğu ve İlişkili Bozukluklar”); diğer
(ya da bilinmeyen) bir maddenin yol açtığı uyku bozukluğu (“Uyku-Uyanıklık
Bozuklukları”); diğer (ya da bilinmeyen) bir maddenin yol açtığı cinsel işlev
bozukluğu (“Cinsel İşlev Bozuklukları”) ve diğer (ya da bilinmeyen) bir mad
denin yol açtığı yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk (“Nörobilişsel
Bozukluklar”). Diğer (ya da bilinmeyen) bir madde esrikliği deliryumu ve diğer
(ya da bilinmeyen) bir madde yoksunluğu deliryumu için “Nörobilişsel Bozuk
M a d d e ile İlişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
289
luklar” bölümündeki deliryum tanı ölçütlerine ve tartışmasına bakın. Diğer (ya
da bilinmeyen) bir madde esrikliği ya da diğer (ya da bilinmeyen) bir madde
yoksunluğu tanısının konması yerine diğer (ya da bilinmeyen) bir maddenin
yol açtığı bu bozuklukların tanısının konabilmesi için belirtilerin aynca klinik
değerlendirmeyi gerektirecek denli ağır olması gerekir.
Tanımlanmamış Diğer (ya da Bilinmeyen)
Bir Maddeyle İlişkili Bozukluk
292.9 (Fi9.99)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, diğer (ya
da bilinmeyen) bir maddeyle ilişkili bozukluğun belirti özelliklerinin baskın oldu
ğu, ancak bunların diğer (ya da bilinmeyen) bir maddeyle ilişkili herhangi özgül
bir bozukluk ya da madde ile ilişkili bozukluklar ve bağımlılık bozuklukları tanı
kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı du
rumlarda bu kategori kullanılır.
Maddeyle İlişkili Olmayan Bozukluklar
Kumar Oynama Bozukluğu
312.31 (F63.0)
A.
On iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az dördü (ya da daha çoğu)
ile kendini gösteren, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte
düşmeye yol açan, sürekli ve yineleyici, sorunlu bir kumar oynama davra
nışı:
1.
İstediği coşkuyu sağlayabilmek için giderek daha çok parayla kumar
oynamaya gereksinir.
290
M a d d e ile ilişkili Bozukluklar v e Bağımlılık Bozuklukları
2.
Kumar oynamayı bırakma ya da durdurma girişimleri sırasında huzur
suz ya da kolay kızan biri olur.
3.
Kumar oynamayı denetim altına almak, bırakmak ya da durdurmak
için, yineleyen, sonuç vermeyen çabaları olmuştur.
4.
Sık sık kumar oynama üzerinde düşünüp durur (örn. geçmişteki ku
mar oynama yaşantılarını yeniden yaşamayı sürekli düşünüp durma,
bir sonraki girişimini engellemek ya da tasarlamak, kumar oynamak
5.
Sıklıkla, sıkıntı duyarken kumar oynama (örn. çaresiz, suçlu, bunal
için para bulma yollarını düşünme).
mış, çökkün).
B.
6.
Parayla kumar oynayıp yitirdikten sonra, çoğu kez, eşitlenmek için bir
başka gün geri gelir (yitirdiklerinin ardından koşar).
7.
Ne denli kumar oynadığını gizlemek için yalan söyler.
8.
Kumar oynaması yüzünden önemli bir ilişkisini, işini, eğitim ya da iş
olanağını tehlikeye atmış ya da yitirmiştir.
9.
Kumar oynadığı için düştüğü umutsuz parasal durumlardan kurtul
mak için başkalarının parasal kaynak sağlamasına bel bağlar.
Kumar oynama davranışı bir mani dönemi ile daha iyi açıklanamaz.
Varsa belirtiniz:
Dönemsel: Kumar oynama tanı ölçütlerinin karşılandığı birden çok dönem
arasında belirtilerin yatıştığı birkaç aylık dönemlerin olması.
Sürekli: Yılllardar, tanı ölçütlerini karşılayan, sürekli belirtiler yaşama.
Varsa belirtiniz:
Erken yatışma evresinde: Daha önce kumar oynama bozukluğu için tanı
ölçütleri tam karşılandıktan sonra, kumar oynama bozukluğunun hiçbir
tanı ölçütü, 12 aydan daha kısa süreli olmak üzere, en az üç aydır karşılanmamaktadır.
Sürekli yatışma ile giden: Daha önce kumar oynama bozukluğu için tanı
ölçütleri tam karşılandıktan sonra, kumar oynama bozukluğunun hiçbir tanı
ölçütü, 12 ay ya da daha uzun bir süredir, hiçbir zaman karşılanmamıştır.
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: Dört-beş belirtinin olması.
Orta derecede: Altı-yedi belirtinin olması.
Ağır: Sekiz-dokuz belirtinin olması.
Nörobilişsel Bozukluklar
Nörobilişsel Alanlar
Değişik nörobilişsel bozukluklar için tam ölçütleri, tanımlanan bilişsel alana
göre değişir. Çizelge l ’de, başlıca alanlar için, işler bir tanımlama, gündelik
etkinliklerde işlevsel bozulmalarla ilgili gözlemler ve belirtiler için örnekler
ve değerlendirme örnekleri verilmiştir. Böylece, tanımlanan alanlarla birlikte
klinik eşikler için verilen kılavuzlar, hangi nörobilişsel bozuklukların, bunların
hangi düzeylerinin ve hangi alttürlerinin tanısının konabileceğine bir temel
oluşturur. Ek bilgi DSM-5’te yer almaktadır.
291
Nörobllişsel Bozukluklar
Değerlendirme örnekleri
292
uy ~
Q
) N
f0
"5 ra
3 s
S' ^
<f) if)
Q) X<S
(0 C
"O -a 3
«3
-1C -TD
c 43
İ.
c
c
x°
S
!3"
N -S
C
£
Bilişsel alan
Belirti örnekleri ya da gözlemler
N
i
Â
C T3
IH c
(Ü
B
(0
%
O
o §
<u
(0 s
•2
»
g*
o) -2
o» O I «
=* E
)) 6 S
O ’5Q
Jü Jz
S 2 175» »3
5» .§ w c
'S3 s
-■
=
fa -O
^ •+
c/y
3 IS
ta ra
>03 ^ d)
O ^ "O ■3 s
15
O i2 g 1*
-2 ^
r* Ö
Ow
.gj
tn Q
o) jö
>
£
ra S ra A
1 1 ı ı ^
T3 "a *3 ^
■î 0 i
î
_E
B
«ıl t i
o £
W M
S J
C ««
0)
>C0
S
m COO 3
*3 £
¡0£ }- 1 fa
<
<0
>S
>
e
g
9S^
jg
’ü*
*3
û) CQ
» "Ö fa
Ü û
t»
T 3 jr i
(T3
«3
J=,
-S
-O
C
(0
"O
ğ
)C0
jİ
:0
fa
a 05
fa
ra ow
(T3
(0 c
O E ’21 w i. ' I
9- | a 6
& § s 0) -S *0»
fa ^ s- ra
J2
cQ>
"o o - Dra To)3 >co (5
^3 ra
^ o
>5)
<C
S İ
(0
-§ .s
13
o
c/v-
r1
.fa
O» X)
ü
o
(0 S'
-D JS
(0 o
fO ^
r. (0
3 J3
c
ra
O "O
İS
e
o (b
& CQ B İ
co
5m & : f
293
j§ -c
e 0)
5O- “S
«
(0 ..
e/) ’S
)
W -C 0)- v
0)
(0
"7
—
1 (oS c c*
«
S "9
> 5-t <
a0
uy id
(/) û
Q) (0
C
£
(0
s s
iS İS
0)
-9
c a)
I J5
£•■
=- >Q)
•=3 ^0) s
"S îSp
a>
o
c
o
a)
ra *-• e
r o) b
3
XJ ^
so S
u en w
^ §
'S> ^
ra c
(t3
Q>
«* s %Ira s:5o
-jy>s. a in ä
<
E
g ° a'
I 6 K İ S
<d
>ö)
0
Q
JS 1
0)
E
0
JD
N
=0
O)
(0
■O
> )
1
k.
c
jg
ra
0)
JD
0
c
0
1
0
CÛ
S
İ2
0)
c
o£»
:0
Z
LU
O
-I
LU
N
a
c
_çö
cd
I H I
! 111 i !
I ■§. >*rcan Js'
4r3a c£n
ı ’5 ra ^
= 'iÖ
)l, I
r0/)v. r>a
ı-
ft Tl
CÛ
"S S.
S
:8
-c
N
I'
<T3 1
<3 ® Ira :
3 CD
-= N
"a
O :0
>. </> o
sıralamaya).
:0
C0
büyüklüklerine göre sıralamaktan renklerine göre
Nörobilişsel Bozukluklar
Nörobilişsel Bozukluklar
294
o
C
k_
:0
<D
E
u
İD
C
0
ı.
0)
>o>
0)
Q
0)
E
o
N
ÇİZELGE 1 Nörobilişsel alanlar (süreği)
0
O)
03
■o
CÖ
‘E
Q)
a>
c
L_
=0
1
Q)
CÛ
"ö)
^S X)
c
(0
§•
V*
ş !
S
c to): i9- o) ö'
^ n
-s
c
J2
cd
0
w
_com
’S .s
3
=> ™
-İf
s I
55" c/5» g .S t ? sâ •s 1 & g- „ .o- 2 M
0) =3
s ‘S s ’S1’S11Ss3 tjû> aN
0)
d
Nörobilişsel Bozukluklar
Üi
o
-I
BU
N
o*
295
1g ,!o «
I s
<
0 c
W
s »
&
<TJ s : l
N
>cn
0)
o
pS
Ş(0 '
S'
(0
0
c
:Ö
(D
E
C
0
0
50)
0
D
"p
Ç h
<0 &
S' 05
w *2
t2 i
î
® 2 -a.
0)
T3 ra
■S
X
0 5c
(0 <» S JS
c Q
•fi
ra >" ra .•
"O
*3
•S c •°
ra c
xj 3
S
o
1
3
id
C
-M
<y
c
•c
Ü)
2
E
3
ÇİZELGE 1 Nörobilişsel alanlar (süreği)
® <3
J2 ü>
03
i-s
O «3
>Ü)
<U
-o
-0)- §
C
ı_
1
0
m
2a
3“ ”9
®
ra
i- -S
o> r
-P
-8
N
0
£o S
p
0)
a
o J
ra
adc -o
:0
fO
i/y o
N flj
W
ay
•■
s, IS
CO "O
ra
-s
"U
£OD 2Q)
ra o
a cn
Q) O O :Q
ra ö s.
•55 .2
•S
^ *â A «
ra
0
ro C
>05
<c
?
-s
;| |
j î | TJ
0) c
C
Q) Î3
■İS
s s
rt3 V* h ^
■S _§
>C0
£
■ ra
r“a c
S c
■B J2
"2
:3 -3try>
n _
& P g >cn
CO
Ö
1
ra
s
>N S
•Sİ cn n ’%
ra ra o
>
0)
13 j3 E
55 O O
—a
M I S
jjy c
—r
_CÇ
.5-
js
>co
^o) JSS
:0
w
IS
O" 'cn
ra
’c
S
İCO £
t->
0) 3
c
S— Jö
:0
0)
0)
s
N
CO
Ö
ra
~o S 4
<A 2
ra
&
Q
3
0)
Y> >
O
73* c
2 JS
<i) +1
■ S lî
0
1
a S"
en S ■>
«j
o jg gj> "râ
.a -o
sO ' 5
<T3
w o
>v cn 3 >
•n
<D â
O
O)
"ra
45 .h
3
>
O
JD
ra Jö
"0 0)
ra 0)
>> CO
S 8
6
■o
ra
>cn
Q) 3 5 (fl i
-S ^ ‘S
S
c
0
&
T3
9* *Eo
> )
E
_0
&
~o
a
S
ra
.S ° 3 S
0
(/))
G
*5
2 râ o)
:0 "p,
co S*
ira
c
ra
)5ı ’0- -S
s •§
-s
O" .S
3
>co
■§
C .S c
D
%
I
a
ra M
•>. ft
o)
S -= -c ®
■i o S ® « ı
"c _§
5 § 5 ^ s.
tanımanın algısal bütünleştirilmesi.
a :Ö % U 1
devinimlerin bütünleştirilmesi.
1 ^ 1 '
Cı) Q) ^ 03
Ustalık: Yüzlerin ve renklerin tanınması gibi ayırt etme ve
Nörobilişsel Bozukluklar
296
Nörobilişsel Bozukluklar
297
Nörobilişsel Bozukluklar
298
Deliryum
A.
Dikkat (dikkatini yönlendirme, odaklama, sürdürme ve kaydırma yeterli
ğinde azalma) ve ayrımında olma bozukluğu (çevreye yönelimde azalma).
B.
Bu bozukluk, kısa bir süre içinde gelişir (genellikle saatler, birkaç gün için
de), temel dikkat ve ayrımında olma düzeyinde bir değişiklik vardır ve ağır
lığı gün içinde dalgalanmalar gösterir.
C.
Bilişte ek bir bozukluk (örn. bellek bozukluğu, yönelim bozukluğu, dil,
görsel-uzamsal yeterlilik ya da algı).
D.
A ve C tanı ölçütlerinde sözü edilen bozukluk, daha önceden var olan,
yerleşik ya da gelişmekte olan başka bir nörobilişsel bozuklukla daha iyi
açıklanamaz ve koma gibi, ileri derecede azalmış uyanıklık düzeyi bağla
E.
Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularında, bu bozukluğun baş
ka bir sağlık durumunun, madde esrikliğinin ya da yoksunluğunun (kötüye
kullanılabilen bir madde ya da bir ilaç) ya da bir toksinle karşılaşmanın
doğrudan fizyolojiyle ilgili etkilerinden kaynaklandığına ya da çoğul ne
mında ortaya çıkmamaktadır.
densel etkenlere bağlı olduğuna ilişkin kanıtlar vardır.
Olup olmadığını belirtiniz:
Madde esrikliği deliryumu: Madde esrikliği yerine bu tanının konabilmesi
için klinik görünümde A ve C tanı ölçütlerindeki belirtilerin daha baskın
olması ve bunların klinik açıdan ele almayı gerektirecek denli ağır olması
gerekir.
Kodlama notu: [Özgül madde] esrikliği deliryumu için ICD-9-CM ve
ICD-10-CM kodları aşağıdaki çizelgede gösterilmektedir. ICD-10-CM
kodları, aynı madde kümesinden bir madde kullanım bozukluğu eştanısının olup olmadığına göre değişir. Madde esrikliği deliryumu ile
birlikte ağır olmayan bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa,
4 ’üncü konumdaki simge ”1” olacaktır ve klinisyen madde esrikliği
deliryumundan önce “ağır olmayan [madde] kullanım bozukluğu”nu
yazacaktır (örn. “ağır olmayan kokain kullanım bozukluğu ile birlikte
kokainin yol açtığı esriklik deliryumu”). Madde esrikliği deliryumu ile
birlikte orta derecede ya da ağır bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa, 4 ’üncü konumdaki simge ”2 ” olacaktır ve madde kullanım
bozukluğu eştanısının ağırlığına bağlı olarak “orta derecede [madde]
kullanım bozukluğu”nu ya da “ağır [madde] kullanım bozukluğu”nu
yazacaktır. Madde kullanım bozukluğu eştanısı yoksa (örn. bir kez
ağır madde kullanımından sonra), 4 ’üncü konumdaki simge “9 ” ola
cak ve klinisyen yalnızca madde esrikliği deliryumu yazacaktır.
Nörobilişsel Bozukluklar
29 9
ICD-10-CM
Alkol
ICD-9-CM
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
ağır olmayan
291.0
F10.121
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
orta derecede
ya da ağır
Kullanım
bozukluğu
olmadan
F10.221
F10.921
F12.121
F12.221
F12.921
F16.121
F16.221
F16.921
F16.221
F16.921
Kenevir (kannabis)
292.81
Fensiklidin
292.81
Başka varsandıran
(hallüsinojen)
292.81
F16.121
Uçucu (inhalan)
292.81
F18.121
F18.221
F18.921
Opiyat
292.81
F11.121
F11.221
F11.921
Dinginleştirici, uyutucu
ya da kaygı giderici
(sedatif, hipnotik ya da
anksiyolitik)
292.81
F13.121
F13.221
F13.921
Amfetamin (ya da başka
bir uyarıcı)
292.81
F15.121
F15.221
F15.921
Kokain
292.81
F14.121
F14.221
F14.921
Başka (ya da bilinmeyen)
292.81
F19.121
F19.221
F19.921
bir madde
Madde yoksunluğu deliryumu: Madde yoksunluğu yerine bu tanının ko
nabilmesi için klinik görünümde A ve C tanı ölçütlerindeki belirtilerin daha
baskın olması ve bunların klinik açıdan ele almayı gerektirecek denli ağır
olması gerekir.
[Özgül madde] yoksunluk deliryumunu kodlayın: 291.0 (F10.231) al
kol; 292.0 (F11.23) opiyat; 292.0 (F13.231) dinginleştirici, uyutucu ya
da kaygı giderici; 292.0 (F19.231) diğer (ya da bilinmeyen) madde/
ilaç.
İlacın yol açtığı deliryum: A ve C tanı ölçütlerindeki belirtilerin, reçetelendiği
gibi alınan ilacın yan etkileri olarak çıkması durumunda bu tanı konur.
Kodlama notu: [Özgül madde]nin yol açtığı deliryum için ICD-9-CM kodu
292.81 ’dir. ICD-10-CM kodu ilacın türüne göre değişir. Alınan ilaç, reçe
telendiği gibi alınan opiyat ise kod F11.921’dir. Alınan ilaç, reçetelendiği
gibi alınan dinginleştirici, uyutucu ya da kaygı giderici ise kod F13.921’dir.
Nörobilişsel Bozukluklar
300
Alınan ilaç, reçetelendiği gibi alınan amfetamin türü ya da başka bir uyarıcı
ise kod F15.921’dir. Bu kümelerden herhangi birine girmeyen ilaçlar için
(örn. deksametazon) ve bir maddenin neden olucu etken olduğu biliniyor,
ancak özgül madde kümesi bilinmiyorsa kod F19.921’dir.
293.0 (F05) Başka bir sağlık durumuna bağlı deliryum: Öykü, fizik muayene
ya da laboratuvar bulgularında, bu bozukluğun başka bir sağlık durumunun
doğrudan fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanabileceğine ilişkin kanıtlar vardır.
Kodlama notu: Deliryumun adının içine diğer sağlık durumunun adını da
katın (örn. 293.0 [F05] hepatik ensefalopatiye bağlı deliryum). Başka bir
sağlık durumuna bağlı deliryumun öncesinde diğer sağlık durumu da kodlanmalı ve sıralanmalıdır (örn. 572.2 [K72.90] hepatik ensefalopati; 293.0
[F05] hepatik ensefalopatiye bağlı deliryum).
293.0 (F05) Neden olan çoğul etkene bağlı deliryum: Öykü, fizik muayene ya
da laboratuvar bulgularında, deliryumun neden olucu birden çok etkene (örn.
neden olucu birden çok sağlık durumu; başka bir sağlık durumu ile birlikte
madde esrikliği ya da ilaç yan etkisi) bağlı olduğuna ilişkin kanıtlar vardır.
Kodlama notu: Özgül neden olucu deliryum etkenlerini gösteren ayrı kod
lar kullanın (örn. 572.2 [K72.90] hepatik ensefalopati, 293.0 [F05] karaciğer
yetmezliğine bağlı deliryum; 291.0 [F10.231] alkol yoksunluğu deliryumu).
Neden olucu sağlık durumu etkeni, hem deliryum kodunun öncesinde ayrı
bir kod olarak yer alır, hem de başka bir sağlık durumuna bağlı deliryumun
içine yerleştirilir.
Varsa belirtiniz:
Akut: Birkaç saat ya da gün süren.
Süregiden: Haftalar ya da aylar süren.
Varsa belirtiniz:
Çoketkin (Hiperaktif): Kişinin, duygudurum değişkenliği, kışkırma (ajitasyon) ve/ya da sağlık bakımıyla işbirliğine karşı koymanın eşlik edebildiği,
ruhsal-devinsel etkinliği çoketkin (hiperaktif) düzeydedir.
Azetkin (Hipoaktif): Kişinin, stupora yaklaşan bir uyuşukluk ve letarjinin
eşlik edebildiği, ruhsal-devinsel etkinliği azetkin (hipoaktif) düzeydedir.
Karışık etkinlik düzeyi: Kişinin dikkati ve çevresinin ayrımında olması
bozulmuşsa da ruhsal-devinsel etkinliği olağan bir düzeydedir. Etkinlik
düzeyi hızla dalgalananları da kapsar.
Nörobilişsel Bozukluklar
301
Yazarken İzlenecek Yol
Madde esrikliği deliryumu
ICD-9-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı esriklik deliryumunun adı, deliryuma
neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. kokain, deksametazon) ile başlar.
Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri takımında yer alan
çizelgeden seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen maddeler için (örn. deksa
metazon), “başka bir madde” kodu kullanılmalıdır; bir maddenin neden olucu
etken olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin özgül kümesinin bilinmedi
ği durumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adından sonra, bu bozukluğun gidişi belirtilir (akut, süregiden), ardından ruhsal-devinsel etkinliğin düzeyini gösteren belirleyici (çoketkin [hiperaktif], azetkin [hipoaktif), karışık etkinlik düzeyi) belirtilir. Madde/
ilaç esrikliği deliryumu ile madde kullanım bozukluğunu tek bir kod altında
toplayan ICD-10-CM’de yazarken izlenecek yoldan değişik olarak ICD-9CM’de madde kullanım bozukluğu için ayrı bir tanısal kod verilir. Sözgelimi,
ağır bir kokain kullanım bozukluğu olan bir erkekte, akut çoketkin esriklik
deliryumu ortaya çıkması durumunda tanı 292.81 kokainin yol açtığı esriklik
deliryumu, akut, çoketkin olacaktır. 304.20 ağır kokain kullanım bozukluğu
ek tanısı da konur. Esriklik deliryumu, madde kullanım bozukluğu eştanısı
olmadan ortaya çıkmışsa (örn. bir kez ağır madde kullanımından sonra), eşlik
eden bir madde kullanım bozukluğu belirtilmez (örn. 292.81 fensiklidin es
rikliği deliryumu, akut, azetkin).
ICD-10-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı esriklik deliryumunun adı, deliryu
ma neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. kokain, deksametazon) ile
başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri takımında
yer alan çizelgeden ve madde kullanım bozukluğu eştanısı olup olmadığına
göre seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen maddeler için (örn. deksameta
zon), “başka bir madde” kodu kullanılmalıdır; bir maddenin neden olucu et
ken olduğu yargısına varıldığı, ancak maddenin özgül kümesinin bilinmediği
durumlarda “bilinmeyen bir madde” ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adını yazarken, (varsa) madde kullanım bozukluğu eştanısı
önce yazılır, arkasından “ile birlikte” sözcükleri gelir, bunun arkasından da
madde esrikliği deliryumunun adı gelir, sonra gidişi belirtilir (akut, süregiden),
ardından ruhsal-devinsel etkinliğin düzeyini gösteren belirleyici (çoketkin [hi-
302
Nörobilişsel Bozukluklar
peraktif], azetkin [hipoaktif), karışık etkinlik düzeyi) belirtilir. Sözgelimi, ağır
bir kokain kullanım bozukluğu olan bir erkekte, akut çoketkin esriklik deliryumu ortaya çıkması durumunda tanı F14.221 ağır kokain kullanım bozukluğu
ile birlikte kokain esrikliği deliryumu, akut, çoketkin olacaktır. Ayrı bir ağır
kokain kullanım bozukluğu eştanısı konmayacaktır. Madde kullanım bozuklu
ğu eştanısı olmadan esriklik deliryumu ortaya çıkarsa (örn. bir kez ağır madde
kullanımından sonra), eşlik eden herhangi bir madde kullanım bozukluğu be
lirtilmez (örn. F16.921 fensiklidin esrikliği deliryumu, akut, azetkin).
M adde yoksunluğu deliryumu
ICD-9-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı yoksunluk deliryumunun adı,
yoksunluk deliryumuna neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. alkol) ile
başlar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri takımında
yer alan kodlama notunda kapsanan maddeye özgü kodlardan seçilir.
Bozukluğun adından sonra, bu bozukluğun gidişi belirtilir (akut, süregiden),
ardından ruhsal-devinsel etkinliğin düzeyini gösteren belirleyici (çoketkin
[hiperaktif], azetkin [hipoaktif), karışık etkinlik düzeyi) belirtilir. Madde/ilaç
yoksunluğu deliryumu ile madde kullanım bozukluğunu tek bir kod altında
toplayan ICD-10-CM’de yazarken izlenecek yoldan değişik olarak ICD-9CM’de madde kullanım bozukluğu için ayrı bir tanısal kod verilir. Sözgelimi,
ağır bir alkol kullanım bozukluğu olan bir erkekte, akut hiperaktif yoksunluk
deliryumu ortaya çıkması durumunda tanı 291.0 alkol yoksunluğu deliryumu,
akut, çokketkin olacaktır. 303.90 ağır alkol kullanım bozukluğu ek tanısı da
konur.
ICD-10-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı yoksunluk deliryumunun adı, deliryuma neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. alkol) ile başlar. Tanısal
kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri takımında yer alan kodlama
notunda kapsanan maddeye özgü kodlardan seçilir. Bozukluğun adım ya
zarken, (varsa) madde kullanım bozukluğu eştanısı önce yazılır, arkasından
“ile birlikte” sözcükleri gelir, bunun arkasından da madde yoksunluğu delir
yumunun adı gelir, sonra gidişi belirtilir (akut, süregiden), ardından ruhsaldevinsel etkinliğin düzeyini gösteren belirleyici (çoketkin [hiperaktif], azetkin
[hipoaktif), karışık etkinlik düzeyi) belirtilir. Sözgelimi, ağır bir alkol kullanım
bozukluğu olan bir erkekte, akut çoketkin yoksunluk deliryumu ortaya çık
ması durumunda tanı F10.231 ağır alkol kullanım bozukluğu ile birlikte alkol
yoksunluğu deliryumu, akut, çoketkin olacaktır. Ayrı bir ağır alkol kullanım
bozukluğu eştanısı konmayacaktır.
303
Nörobilişsel Bozukluklar
İlacın yol açtığı deliryum . İlacın yol açtığı deliryumunun adı, deliryuma
neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. deksametazon) ile başlar. Bo
zukluğun adından sonra, bu bozukluğun gidişi belirtilir (akut, süregiden),
ardından ruhsal-devinsel etkinliğin düzeyini gösteren belirleyici (çoketkin
[hiperaktif], azetkin [hipoaktif), karışık etkinlik düzeyi) belirtilir. Sözgelimi,
reçetelendiği gibi deksametazon kullanan bir erkekte, akut hiperaktif ilacın
yol açtığı deliryum ortaya çıkması durumunda tanı 292.81 (F19.921) ilacın
yol açtığı deliryum, akut, çoketkin olacaktır.
Tanımlanmış Diğer Bir Tür Deliryum
780.09 (R41.0)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, deliryumın belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların deliryum ve nörobilişsel
bozukluklar tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam kar
şılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir tür deliryum
kategorisi, deliryum ve herhangi özgül bir nörobilişsel bozukluk için tanı ölçüt
lerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde kulla
nılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer bir tür deliryum” diye yazmanın ardından
özel neden yazılır (örn. “eşikaltı deliryum sendromu”).
“Tanımlanmış diğer” adı kullanılarak belirlenebilecek görünümler için bir
örnek şudur:
Eşikaltı deliryum sendromu: Tanı koymak için gerekli bilişsel bozuklu
ğun ağırlığının yeterli olmadığı deliryum olgularında ya da hepsinde olma
sa da, bir kesiminde, deliryum için tanı ölçütlerinin karşılandığı olgularda
bu sendromun adı verilir.
304
Nörobîlişsef Bozukluklar
Tanımlanmamış Deliryum
780.09 (R41.0)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, deliryumun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların deliryum ve nörobilişsel
bozukluklar tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam kar
şılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış deliryum kategori
si, deliryum için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belir
lenmek istenmediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı
durumlarda (örn. acil servis koşullarında) kullanılır.
Yeğin ve Ağır Olmayan
Nörobilişsel Bozukluklar
Yeğin Nörobilişsel Bozukluk
A.
B.
Bir ya da birden çok bilişsel alanda (karmaşık dikkat, yerine getirme işlevi,
öğrenme ve bellek, dil, algısal-devinsel ya da toplumsal biliş), daha önce
ki yeterlik düzeyine göre belirgin bilişsel bir gerileme olduğunun kanıtları
şöyle temellendirilir:
1.
Bilişsel işlevlerde belirgin bir gerileme olduğuyla ilgili kişinin, bilgisi
olan birinin ya da kiinisyenin kaygı duyuyor olması ve
2.
Nöropsikoloji ölçümleriyle belgelendirilmesi yeğlenen ya da bunların
■ yokluğunda nicel bir klinik değerlendirmeyle belgelendirilen, bilişsel
yeterlikte önemli ölçüde bozulma.
Bilişsel eksiklikler, gündelik etkinliklerde, kendi başına, bağımsız davran
mayı güçleştirir (en azından, faturalarını ödeme ya da ilaçlarını doğru kul
lanma gibi karmaşık günlük yaşam etkinliklerinde yardıma gereksinme).
Nörobilişsel Bozukluklar
C.
D.
305
Bilişsel eksiklikler yalnızca deliryum bağlamında ortaya çıkmamaktadır.
Bilişsel eksiklikler başka bir ruhsal bozuklukla (örn. yeğin depresyon bo
zukluğu, şizofreni) daha iyi açıklanamaz.
Bağlı olup olmadığını belirtiniz:
Alzheimer hastalığı (s. 310-311)
Frontotemporal lob yozlaşması (s. 311-313)
Lewy cisimciği hastalığı (s. 313-314)
Damarsal (vasküler) hastalık (s. 314-315)
Çarpmayla beyin yaralanması (s. 316-317)
Madde/ilaç kullanımı (s. 317-321)
HIV enfeksiyonu (s. 321)
Prion hastalığı (s. 322)
Parkinson hastalığı (s. 322-323)
Huntington hastalığı (s. 323-324)
Başka bir sağlık durumu (s. 324-325)
Neden olucu çoğul etkenler (s. 325-326)
Tanımlanmamış (s. 326)
Kodlama notu: Kod, neden olucu sağlık ya da madde etkenine göre verilir.
Kimi olgularda, neden olucu sağlık etkeni için, s. 308-309’daki çizelgede gös
terildiği gibi, yeğin nörobilişsel bozukluğun tanısal kodunun öncesinde yer al
ması gereken ek bir koda gerek vardır.
Belirtiniz:
Davranış bozukluklarıyla gitmeyen: Bilişsel bozukluğa, klinik açıdan
önemli, herhangi bir davranış bozukluğu eşlik etmiyorsa.
Davranış bozukluklarıyla giden (bozukluğu tanımlayın): Bilişsel bozuk
luğa, klinik açıdan önemli bir davranış bozukluğu eşlik ediyorsa (örn. psi
koz belirtileri, duygudurum bozukluğu, kışkırma [ajitasyon], duygusuzluk
[apati] ya da diğer davranışsal belirtiler).
O sıradaki ağırlığını belirtiniz:
Ağır olmayan: Günlük yaşam etkinliklerinde güçlükler (örn. ev işleri, para
yönetimi).
Orta derecede: Temel günlük yaşam etkinliklerinde güçlükler (örn. bes
lenme, giyinme).
Ağır: Tam bağımlıdır.
Nörobilişsel Bozukluklar
306
Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk
A.
Bir ya da birden çok bilişsel alanda (karmaşık dikkat, yerine getirme işlevi,
öğrenme ve bellek, dil, algısal-devinsel ya da toplumsal biliş) daha önceki
yeterlik düzeyine göre çok belirgin olmayan bilişsel bir gerileme olduğu
nun kanıtları şöyle temellendirilir:
1.
Bilişsel işlevlerde belirgin bir gerileme olduğuyla ilgili kişinin, bilgisi
olan birinin ya da klinisyenin kaygı duyuyor olması ve
2.
Nöropsikoloji ölçümleriyle belgelendirilmesi yeğlenen ya da bunların
yokluğunda nicel bir klinik değerlendirmeyle belgelendirilen, bilişsel
yeterlikte çok önemli ölçüde olmayan bozulma.
B.
Bilişsel eksiklikler, gündelik etkinliklerde kendi başına, bağımsız
davranmayı engellemez (faturalarını ödeme ya da ilaçlarını doğru kullanma
gibi günlük yaşamın karmaşık etkinlikleri yapılabilir, ancak daha büyük
çaba gerektirir, ödünleyici yöntemler bulunur ya da uyarlamalara gerek
olabilir).
C.
D.
Bilişsel eksiklikler yalnızca deliryum bağlamında ortaya çıkmamaktadır.
Bilişsel eksiklikler başka bir ruhsal bozuklukla (örn. yeğin depresyon bo
zukluğu, şizofreni) daha iyi açıklanamaz.
Bağlı olup olmadığını belirtiniz:
Alzheimer hastalığı (s. 310-311)
Frontotemporal lob yozlaşması (s. 311-313)
Lewy cisimciği hastalığı (s. 313-314)
Damarsal (vasküler) hastalık (s. 314-315)
Çarpmayla beyin yaralanması (s. 316-317)
Madde/ilaç kullanımı (s. 317-321)
HIV enfeksiyonu (s. 321)
Prion hastalığı (s.322)
Parkinson hastalığı (s. 322-323)
Huntington hastalığı (s. 323-324)
Başka bir sağlık durumu (s. 324-325)
Neden olucu çoğul etkenler (s. 325-326)
Tanımlanmamış (s. 326)
Nörobilişsel Bozukluklar
307
Kodlama notu: Yukarıda sıralanan neden olucu sağlık etkenlerine bağlı ağır
olmayan nörobilişsel bozukluk için kod 331.83 (G31.84)’tür. Neden olduğu
varsayılan sağlık etkeni durumlar için ek kodlar kullanmayın. Maddenin/ilacın
yol açtığı ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için kod, maddenin türüne göre
değişir; bak. “Maddenin/İlacın Yol Açtığı Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel
Bozukluk”. Tanımlanmamış ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için kod 799.59
(R41.9)’dur.
Belirtiniz:
Davranış bozukluklarıyla gitmeyen: Bilişsel bozukluğa, kilinik açıdan
önemli, herhangi bir davranış bozukluğu eşlik etmiyorsa.
Davranış bozukluklarıyla giden (bozukluğu tanımlayın): Bilişsel bozuk
luğa, klinik açıdan önemli bir davranış bozukluğu eşlik ediyorsa (örn. psi
koz belirtileri, duygudurum bozukluğu, kışkırma [ajitasyon], duygusuzluk
[apati] ya da diğer davranışsal belirtiler).
308
Nörobilişsel Bozukluklar
1
¿¡ğ
a>
m
E
vy
T3
â
>&
13
!ö
o
o 0
c
-a
i
3
00 .
C 'S
S .S
¡ I
ç>
^
İ
oo 'JS
tH
g Ira
!a
° £
r j
s=
>D) S
¿I
< n
(§ -
co -C
a -a
^ .S ¿
°° §
°9 & I
rH X)
^ ra £
rH
co jg
co c
61
oo 2
00
&
(3 •*
-o
COÄ 3
COt i
2 .S
3
N
O
X o\
°°r-i
İN 00
p o
_Q
O)
W
ay
X CT'
°°
C
M CO
p O
15
T? &
«> ,-i
İM CO
g ö
rH rH
o
r* CO
:0
S CO
C
rH CO
ga
5 >
^
rH
S
CO
o
'st
On
CM
■
E 3
5Ö)TJ
> 5
O o
o o
o o
CM
cm
fe.
jS1c
2
S
S
"Ô
c3
¡O
„
e T3
«3 ^
S g t
«ösî S
sc*n
»
S>
ON
CM
ci) J2 §P
>- O T3
O o
I
■i
1
=1
.Q (D ■*
_ "O r
<D © 0
W C
= 5®
o
>6)
CO ra
■9 -o -5Ë
a *
o £
R ®>ö i
^ CU
c — co
s jâ
CO ü
C «
3
■$ = S
£ .< > ö
i
S
Q\
th a
CO>OÎ
£ EH
S İ
S W
co >a>
Q S
!
-3
J
•3
s ä
>Çp
X>
O O
o o
o o
_*
PJ
ctt>r>
X
■S
CM
O
5A
O
CM
Ö.
r**.
o
On
CM
O
"S
)Çp
13
d>
3
Ü
_3
O
sI
"S ip
Z
ra
■g
a .
M (S
O g
c J3
o N
O
Uh >s
C
js
)B
13
A3 (S
S' I
£
B
S js
o- &
Q>
r-î £ J2
8 E .3
■8-g
_3
>.
co *g c
Ö-3
&0
«Ä <
O
I
is
0)
§
eî
X
Nörobilişsel Bozukluklar
bo
309
ra
0)
2
:0 0
C
ZJ
C V.
-S
ıs
G
^ ’S"
CO -
13
-mi t
fit?
•—’ <0
İ l
2 N
=
>0) O
< -O
CO-G
00 c
>&
3
N
O
X)
~ ¥
s ı
CO-
CO C C
CO
co-g g
co £b.-2
'tt'O N
« > rH
CM CO
.« -
g ö
!û
o
oo
®s
id
° 0 - S S2
2 s-a
"2
r-İ •—
?
c 5
<0 3
!c c ’S1' !
e S S
§L/ §•'te «■
“ İ e a
'— 0) c
co-3 o i l i l
n c E
09
I
r-t ?§ J2
co*r 3
00 T3 -
• Tl E
S"§ s §
co &■ c5 İ l g i
C0
co es. J2
S
£
On
Li}
cK
o^
O
“ 5i -''..
p
>0)-0
EZ1
__<2 1,3 °b
S
&
“ - 2oı «
S
0
O
T
(0 0) §
-p*3
jO
s
^ i3
°° -K
r - İ .2
co <F
co Ss.
2 °>
° "ra :Ö
c o c
cQ) G
e c c ;y-g a s .s i
M
i
■3
XI
n
_2 -§
XI
-a
£O .Sı-S
j j;
Ol
o
0X0T 3-SC C
o
C\j rü 0 JS -
• 0)
<3-3 ^ 3
I IS ¡O
s
OnS* -2
o\
<N
N & O
E
C
5
6
ON
On
D
D
D
Oc■ö9
•i
i
N
n
AO O0 '
_ *ö
0 0
WC
O >OJ
CN <0
0
S 'C 0
n 0
n ^0
2
■O .Ş£ )Ğ)
CO
C U=
_ OT.Ç <|)
Ö *
o ^
s
co ^¡5
co ¿:
O
T
□
.E 3
©—
—
>- .S>o
>Oİ
o o
c
0
>cn
Ücn
fO
X
0
U
ü
3
O
S 2
-O
0 ti
Z co
C
X!
c
o
•c
tx
O
O
r-H
S
co
co
co
>co
13
â
I
■s
c
I)
c
'-e
3
O
¿0 J
üVdCO
CQ -D
2 X)
aYeğin nörobilişsel bozukluktan önce kodlayın.
bBelirti belirleyicisine göre beşinci konumda kodlayın: .x0 davranış bozukluğu iîe gitm eyen, .xl davranış bozukluklarıyla giden (örn. psikoz belirtileri, duygudurum
zukluğu, kışkırma, duygusuzluk ya da diğer davranış belirtileri).
cNot: Davranış bozukluğu belirleyicisi kodlanamaz ancak yazarken yine de belirtilm elidir.
dBak. “Maddenin/îlacm Yol Açtığı Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk”.
-o
3 C
Nörobilişsel Bozukluklar
310
Alzheimer Hastalığına Bağlı
Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk
A.
Yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için tanı ölçütleri karşılan
maktadır.
B.
Bir ya da birden çok bilişsel alanda, gizlice ve sessizce başlayan, yavaş
yavaş ilerleyen bir bozulma vardır (yeğin nörobilişsel bozuklukta en az iki
alan bozulmuş olmalıdır).
C.
Olası ya da olabilir Alzheimer hastalığı için tanı ölçütleri şöyle karşılanmak
tadır:
Yeğin nörobilişsel bozukluk için:
Aşağıdakilerden biri varsa olası Alzheimer hastalığı tanısı konur; yoksa,
olabilir Alzheimer hastalığı tanısı konmalıdır.
1.
Aile öyküsünden ya da kalıtımsal ölçümlerden, neden olucu bir
Alzheimer hastalığı kalıtımsal değişinimi (genetik mutasyonu) kanıtı.
2.
Aşağıdakilerden her üçü de vardır:
a.
Bellek ve öğrenmede ve en az diğer bir bilişsel alanda gerileme
olduğunun açık kanıtı (ayrıntılı öyküye ya da bir dizi nöropsikoloji
ölçümlerine göre).
b.
Bilişte, uzun süreli duraksama olmaksızın, sürekli ilerleyen, aşa
malı gerileme.
c.
Neden olucu karışık etkenler olduğuna ilişkin bir kanıt yoktur
(başka nöroyozlaştırıcı hastalık ya da beyin-damar hastalığı [serebrovasküler] ya da başka sinirsel, ruhsal ya da genel hastalık
ya da bilişsel gerilemeye katkıda bulunabilecek bir durum).
Ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için:
Kalıtımsal ölçümde ya da aile öyküsünde, neden olucu bir Alzheimer has
talığı kalıtımsal değişinimi kanıtı varsa, olası Alzheimer hastalığı tanısı
konur.
Kalıtımsal ölçümde ya da aile öyküsünde, neden olucu bir Alzheimer has
talığı kalıtımsal değişinimi kanıtı yoksa ve aşağıdakilerden her üçü de var
sa, olabilir Aizheimer hastalığı tanısı konur.
Nörobilişsel Bozukluklar
D.
311
1.
Bellek ve öğrenmede gerileme olduğunun açık kanıtı.
2.
Bilişte, uzun süreli duraksama olmaksızın, sürekli ilerleyen, aşamalı
gerileme.
3.
Neden olucu karışık etkenler olduğuna ilişkin bir kanıt yoktur (başka
nöroyozlaştıncı hastalık ya da beyin-damar hastalığı [serebrovasküler] ya da başka sinirsel ya da genel hastalık ya da bilişsel gerilemeye
katkıda bulunabilecek bir durum).
Bu bozukluk, beyin-damar hastalığı, başka bir nöroyozlaştıncı hastalık,
madde ya da başka bir ruhsal, sinirsel ya da genel bozukluğun etkileriyle
daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: Alzheimer hastalığına bağlı olası yeğin nörobilişsel bozukluk,
davranış bozukluklanyla giden için, önce 331.0 (G30.9) Alzheimer hastalığını
kodlayın, sonra 294.11 (F02.81) Alzheimer hastalığına bağlı yeğin nörobilişsel
bozukluğu belirtin. Alzheimer hastalığına bağlı olası yeğin nörobilişsel bozukluk,
davranış bozukluğu ile gitmeyen için, önce 331.0 (G30.9) Alzheimer hastalığını
kodlayın, sonra 294.10 (F02.80) Alzheimer hastalığına bağlı yeğin nörobilişsel
bozukluk, davranış bozukluğu ile gitmeyen’i belirtin.
Alzheimer hastalığına bağlı olabilir yeğin nörobilişsel bozukluk için, 331.9
(G31.9) Alzheimer hastalığına bağlı olabilir yeğin nörobilişsel bozukluğu kod
layın. (Not: Alzheimer hastalığı için ek kod kullanmayın. Davranış bozukluğu
kodlanamaz ancak yine de yazıda belirtilmelidir.)
Alzheimer hastalığına bağlı ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için 331.83
(G31.84) kodunu verin. (Not: Alzheimer hastalığı için ek kod kullanmayın. Dav
ranış bozukluğu kodlanamaz ancak yine de yazıda belirtilmelidir.)
Yeğin ya da Ağır Olmayan
Frontotemporal Nörobilişsel Bozukluk
A.
Yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için tanı ölçütleri karşılan
maktadır.
B.
Bu bozukluk, gizlice ve sessizce başlayan, yavaş yavaş ilerleyen bir gidiş
gösterir.
Nörobilişsel Bozukluklar
312
C.
(1) ya da (2) vardır:
1.
Davranış belirtileri ağırlıklı biçimi:
a.
Aşağıdaki belirtilerden üçü ya da daha çoğu:
i.
Davranışsal olarak durdurulamama (dezinhibisyon).
ii.
Duygusuzluk (apati) ya da devinimsizlik (durağanlık).
üi.
Duygudaşlık (sempati) kuramama ya da eşduyum (empati)
yapamama.
iv.
Saplantısal (perseveratif), basmakalıp ya da zorlantılı/törensel davranışlar.
v.
Yenilebilir olmayan nesneleri ağzına sokma (hiperoralite) ve
beslenme değişiklikleri.
b.
Toplumsal bilişte ve/ya da yerine getirme yeterliğinde belirgin
gerileme.
2.
Dil belirtileri ağırlıklı biçimi:
a.
D.
E.
Söyleme yetisi, sözcük bulma, nesne adlandırma, dilbilgisi ya da
sözcük kavrama biçiminde dil yeterliğinde belirgin gerileme.
Öğrenme, bellek ve algısal-devinsel işlevin görece korunmuş olması.
Bu bozukluk, beyin-damar hastalığı, başka bir nöroyozlaştırıcı hastalık,
madde ya da başka bir ruhsal, sinirsel ya da genel bozukluğun etkileriyle
daha iyi açıklanamaz.
Aşağıdakilerden biri varsa olası frontotemporal nörobilişsel bozukluk tanısı
konur, yoksa olabilir frontotemporal nörobilişsel bozukluk tanısı konmalıdır.
1.
Aile öyküsünden ya da kalıtımsal ölçümlerden, neden olucu bir fronto
temporal nörobilişsel bozukluk kalıtımsal değişinimi (genetik mutasyonu)
kanıtı.
2.
Nörogörüntülemede oransız frontal ve/ya da temporal lob tutulumu.
Kalıtımsal değişinim kanıtı yoksa ve nörogörüntüleme yapılmamışsa, olabilir
frontotemporal nörobilişsel bozukluk tanısı konur.
Kodlama notu: Frontotemporal lob yozlaşmasına bağlı olası yeğin nörobilişsel
bozukluk, davranış bozukluklarıyla giden için, önce 331.19 (G31.09) frontotem
poral hastalığı kodlayın, sonra 294.11 (F02.81) frontotemporal lob yozlaşma
sına bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluklarıyla giden’i belirtin.
Frontotemporal lob yozlaşmasına bağlı olası yeğin nörobilişsel bozukluk, dav
ranış bozukluğu ile gitmeyen için, önce 331.19 (G31.09) frontotemporal has
talığı kodlayın, sonra 294.10 (F02.80) frontotemporal lob yozlaşmasına bağlı
yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluğu ile gitmeyen’i belirtin.
Nörobiiişsel Bozukluklar
3 13
Frontotemporal lob yozlaşmasına bağlı olabilir yeğin nörobiiişsel bozukluk
için, 331.9 (G31.9) frontotemporal lob yozlaşmasına bağlı olabilir yeğin nörobilişsel bozukluğu kodlayın. (Not: Frontotemporal hastalık için ek kod kullanma
yın. Davranış bozukluğu kodlanamaz ancak yine de yazıda belirtilmelidir.)
Frontotemporal lob yozlaşmasına bağlı ağır olmayan nörobiiişsel bozukluk
için 331.83 (G31.84) kodunu verin. (Not: Frontotemporal hastalık için ek
kod kullanmayın. Davranış bozukluğu kodlanamaz ancak yine de yazıda
belirtilmelidir.)
Lewy Cisimcikleri Olan
Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobiiişsel Bozukluk
A.
Yeğin ya da ağır olmayan nörobiiişsel bozukluk için tanı ölçütleri karşılan
maktadır.
B.
Bu bozukluk, gizlice ve sessizce başlayan, yavaş yavaş ilerleyen bir gidiş
gösterir.
C.
Bu bozukluk, olası ya da olabilir Lewy cisimcikleri olan nörobiiişsel bo
zukluk için ana tanısal özelliklerin ve düşündüren tanısal özelliklerin bir
bileşimini karşılar.
Lewy cisimcikleri olan olası yeğin ya da ağır olmayan nörobiiişsel
bozukluk’u olan kişinin iki ana özelliği ya da bir ya da birden çok ana
özelliği ile birlikte bir düşündüren özelliği vardır. Lewy cisimcikleri olan
olabilir yeğin ya da ağır olmayan nörobiiişsel bozukluk’u olan kişinin
yalnızca bir ana özelliği ya da bir ya da birden çok düşündüren özelliği
vardır.
1.
Ana tanısal özellikler:
a.
Dikkat ve uyanıklıkta belirgin değişmelerle giden dalgalanan
biliş.
b.
İyi biçimlenmiş ve ayrıntılı, yineleyici görsel varsanılar.
c.
Bilişsel gerilemenin ortaya çıkmasından sonra
kendiliğinden ortaya çıkan parkinsonizm özellikleri.
başlayan,
Nörobilişsel Bozukluklar
314
2.
Düşündüren tanısal özellikler:
a.
Hızlı göz devinimleri (REM) uykusu davranış bozukluğu için tanı
ölçütlerini karşılar.
b.
D.
Nöroleptiklere ileri derecede duyarlılık.
Bu bozukluk, beyin-damar hastalığı, başka bir nöroyozlaştırıcı hastalık,
madde ya da başka bir ruhsal, sinirsel ya da genel bozukluğun etkileriyle
daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: Lewy cisimciği olan olası yeğin nörobilişsel bozukluk, dav
ranış bozukluklarıyla giden için, önce 331.82 (G31.83) Lewy cisimciği hasta
lığını kodlayın, sonra 294.11 (F02.81) Lewy cisimciği hastalığına bağlı yeğin
nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluklarıyla giden’i belirtin. Lewy cisim
ciği olan olası yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluğu ile gitmeyen
için, önce 331.82 (G31.83) Lewy cisimciği hastalığını kodlayın, sonra 294.10
(F02.80) Lewy cisimciği olan yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluğu
ile gitmeyen’i belirtin.
Lewy cisimciği olan olabilir yeğin nörobilişsel bozukluk İçin, 331.9 (G31.9)
Lewy cisimciği olan olabilir yeğin nörobilişsel bozukluğu kodlayın. (Not: Lewy
cisimciği hastalığı için ek kod kullanmayın. Davranış bozukluğu kodlanamaz
ancak yine de yazıda belirtilmelidir.)
Lewy cisimciği olan ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için 331.83 (G31.84)
kodunu verin. (Not: Lewy cisimciği hastalığı için ek kod kullanmayın. Davranış
bozukluğu kodlanamaz ancak yine de yazıda belirtilmelidir.)
Yeğin ya da Ağır Olmayan Damarsal (Vasküler)
Nörobilişsel Bozukluk
A.
Yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için tanı ölçütleri karşılan
maktadır.
B.
Aşağıdakilerden birinin düşündüreceği üzere, klinik özellikler, neden olucu
damarsal bir etkenin varlığı ile uyumludur:
1.
Bilişsel eksikliklerin başlangıcı, bir ya da birden çok beyin-damar ola
yıyla (serebrovasküler olayla) zamansal olarak ilişkilidir.
2.
Bilişsel gerilemenin kanıtları daha çok karmaşık dikkat (işlem hızı da
içinde olmak üzere) ve frontal-yerine getirme işlevi alanlarındadır.
Nörobilişsel Bozukluklar
3 15
C.
Öykü, fizik muayene ve/ya da nörogörüntüiemede, nörobilişsel eksiklikleri
açıklamaya yeter olduğu düşünülen, beyin-damar hastalığı olduğuna iliş
kin kanıtlar vardır.
D.
Belirtiler, başka bir beyin hastalığı ya da genel hastalıkla daha iyi açıklana
maz.
Aşağıdakilerden biri varsa olası damarsal nörobilişsel bozukluk tanısı konur;
yoksa olabilir damarsal nörobilişsel bozukluk tanısı konmalıdır:
1.
Klinik ölçütler, beyin-damar hastalığına bağlanan, belirgin temel dokusal
(parankimal) yıkılmanın nörogörüntüsel kanıtı ile desteklenir (nörogörüntüleme destekli).
2.
Nörobilişsel sendrom, belgelenmiş bir ya da birden çok beyin-damar ola
yıyla zamansal olarak ilişkilidir.
3.
Beyin-damar hastalığı olduğunun hem klinik, hem de kalıtımsal (genetik)
(subkortikal infarktlar ve lökoensefalopati ile giden serebral otozomal do
minant arteriyopati) kanıtı vardır.
Klinik ölçütler karşılanıyor ancak nörogörüntüleme yoksa ve nörobilişsel sendromla bir ya da birden çok beyin-damar olayı arasında zamansal ilişki kurula
mıyorsa olabilir damarsal nörobilişsel bozukluk tanısı konur.
Kodlama notu: Olası yeğin damarsal nörobilişsel bozukluk, davranış bozuk
luklarıyla giden için 290.40 (F01.51) kodunu verin. Olası yeğin damarsal nöro
bilişsel bozukluk, davranış bozukluğu ile gitmeyen için 290.40 (F01.50) kodunu
verin. Olabiliir yeğin damarsal nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluklanyla
giden ya da gitmeyen için 331.9 (G31.9) kodunu verin. Damarsal hastalık için
ayrı bir sağlık koduna gerek yoktur.
Ağır olmayan damarsal nörobilişsel bozukluk için 331.83 (G31.84) kodunu
verin. (Not: Damarsal hastalık için ek kod kullanmayın. Davranış bozukluğu
kodlanamaz ancak yine de yazıda belirtilmelidir.)
Nörobilişsel Bozukluklar
316
Çarpmayla (Travmatik) Beyin Yaralanmasına Bağlı
Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk
A.
Yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için tanı ölçütleri karşılan
maktadır.
B.
Aşağıdakilerden biri ya da birden çoğu ile belirli, çarpmayla beyin yaralan
masının (diğer bir deyişle, aşağıdakilerden biri ile birlikte, baş ya da diğer
hızlı devinim düzenekleri üzerine etkisi olan ya da beynin kafatası içinde
yer değiştirmesine yol açan bir olayın) kanıtı vardır:
1.
Bilinç yitimi.
2.
Çarpma sonrası unutkanlık.
3.
Yönelim bozukluğu ve konfüzyon.
4.
Nöroloji bulguları (örn. nörogörüntüleme yaralanmayı gösterir; yeni
başlayan katılmalar; daha önceden var olan katılma bozukluğunun
belirgin olarak kötüleşmesi; görme alanı kesikleri; koku almazlık
[anozmi]; tek yanlı inme [hemiparezi]).
C.
Nörobilişsel bozukluk, çarpmayla beyin yaralanmasından kısa bir süre
sonra ya da bilinçlilik durumunun kazanılmasından kısa bir süre sonra
kendini gösterir ve akut yaralanma sonrası evre geçtikten sonra da sürer.
Kodlama notu: Çarpmayla beyin yaralanması, davranış bozukluklanyla giden
için: ICD-9-CM için önce 907.0 kafatası kırığı olmadan kafa içi (intrakraniyal)
yaralanmanın geç etkisi kodlanır, sonra 294.11 çarpmayla beyin yaralanması
na bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluklarıyla giden kodlanır.
ICD-10-CM için önce S06.2X9S belirsiz süreli bilinç yitimi ile giden çarpmayla
yaygın beyin yaralanması, hastalık kalıntısı (sekel) kodlanır; sonra F02.81 çarp
mayla beyin yaralanmasına bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozuk
luklarıyla giden kodlanır.
Çarpmayla beyin yaralanması, davranış bozukluğu ile gitmeyen için: ICD9-CM için önce 907.0 kafatası kırığı olmadan kafa içi (intrakraniyal) yaralan
manın geç etkisi kodlanır, sonra 294.10 çarpmayla beyin yaralanmasına bağlı
yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluğu ile gitmeyen kodlanır. ICD-10CM için önce S06.2X9S belirsiz süreli bilinç yitimi ile giden çarpmayla yaygın
beyin yaralanması, hastalık kalıntısı (sekel) kodlanır; sonra F02.80 çarpmayla
beyin yaralanmasına bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluğu ile
gitmeyen kodlanır.
Nörobilişset Bozukluklar
317
Çarpmayla beyin yaralanmasına bağlı ağır olmayan nörobilişsel bozukluk
İçin 331.83 (G31.84) kodunu verin. (Not: Çarpmayla beyin yaralanması için ek
kod kullanmayın. Davranış bozukluğu kodlanamaz ancak yine de yazıda belir
tilmelidir.)
Maddenin/İlacın Yol Açtığı
Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk
A.
Yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için tanı ölçütleri karşılan
maktadır.
B.
Nörobilişsel bozukluklar yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çık
mamaktadır ve esrikliğin ve akut yoksunluğun olağan süresinin dışında da
sürer.
C.
İlgili madde ya da ilaç, kullanma süresi ve ölçüsü ile nörobilişsel bozulma
yapabilir.
D.
Nörobilişsel eksikliklerin zamansal gidişiyle madde ya da ilaç kullanımı ve
yoksunluğunun zamanlaması uyumludur (örn. bu eksiklikler kalıcı olabilir
ya da belirli bir yoksunluk evresinden sonra düzelebilir).
E.
Nörobilişsel bozukluk başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ya da baş
ka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Kodlam a notu: [Özgül maddenin/ilacın] yol açtığı nörobilişsel bozukluklar
için ICD-9-CM ve ICD-10-CM kodları aşağıdaki çizelgede gösterilmektedir.
ICD-10-CM kodlan, aynı madde kümesinden bir madde kullanım bozukluğu
eştanısının olup olmadığına göre değişir. Maddenin yol açtığı nörobilişsel bo
zukluk ile birlikte ağır olmayan bir madde kullanım bozukluğu eştanısı varsa,
4 ’üncü konumdaki simge ”1” olacaktır ve klinisyen maddenin yol açtığı nö
robilişsel bozukluktan önce “ağır olmayan [madde] kullanım bozukluğu”nu
yazacaktır (örn. “ağır olmayan uçucu kullanım bozukluğu ile birlikte uçucu
nun yol açtığı yeğin nörobilişsel bozukluk”). Maddenin yol açtığı nörobilişsel
bozukluk ile birlikte orta derecede ya da ağır bir madde kullanım bozukluğu
eştanısı varsa, 4 ’üncü konumdaki simge ”2 ” olacaktır ve klinisyen, madde
kullanım bozukluğu eştanısının ağırlığına bağlı olarak “orta derecede [mad
de] kullanım bozukluğu”nu ya da “ağır [madde] kullanım bozukluğu”nu yaza
caktır. Madde kullanım bozukluğu eştanısı yoksa, 4 ’üncü konumdaki simge
318
Nörobilişsel Bozukluklar
“9 ” olacak ve klinlsyen yalnızca maddenin yol açtığı nörobilişsel bozukluk
yazacaktır. Kimi madde kümeleri için (alkol; dinginleştirici, uyutucu, kaygı gi
dericiler), maddenin yol açtığı nörobilişsel bozukluk ile birlikte ağır olmayan
madde kullanım bozukluğu eştanısının kodlanmasına izin verilmez; yalnızca
orta derecede ya da ağır madde kullanım bozukluğu eştanısı ya da madde
kullanım bozukluğu yok tanısı konabilir. Davranış bozuklukları kodlanamaz
ancak yine de yazıda belirtilmelidir.
319
Nörobilişsel Bozukluklar
ICD-10-CM
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
orta derecede
ya da ağır
ICD-9-CM
Kullanım
bozukluğu
ile birlikte,
ağır olmayan
Alkol (yeğin nörobilişsel
bozukluk), unutkanlık
olmadan-uydurma
(konfabülasyon) olan tür
291.2
UD
F10.27
F10.97
Alkol (yeğin nörobilişsel
bozukluk), unutkanlıkla
birllkte-uydurma
(konfabülasyon) olan tür
291.1
UD
F10.26
F10.96
Alkol (ağır olmayan
nörobilişsel bozukluk)
291.89
UD
F10.288
F10.988
Uçucu (inhalan) (yeğin
nörobilişsel bozukluk)
292.82
F18.17
F18.27
F18.97
Uçucu (inhalan) (ağır
olmayan nörobilişsel
bozukluk)
292.89
F18.188
F18.288
F18.988
Dinginleştirici, uyutucu ya
da kaygı giderici (sedatif,
hipnotik ya da anksiyolitik)
(yeğin nörobilişsel
bozukluk)
292.82
UD
F13.27
F13.97
Dinginleştirici, uyutucu ya
da kaygı giderici (sedatif,
hipnotik ya da anksiyolitik)
(ağır olmayan nörobilişsel
bozukluk)
292.89
UD
F13.288
F13.988
Başka (ya da bilinmeyen)
bir madde (yeğin
nörobilişsel bozukluk)
292.82
F19.17
F19.27
F19.97
Başka (ya da bilinmeyen)
bir madde (ağır olmayan
nörobilişsel bozukluk)
292.89
F19.188
F19.288
F19.988
Kullanım
bozukluğu
olmadan
Varsa belirtiniz:
Süregiden: Nörobilişsel bozulma, yoksunluğun ardından uzun bir süre
geçtikten sonra da büyük ölçüde sürer.
320
Nörobilişsel Bozukluklar
Yazarken İzlenecek Yol
ICD-9-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı nörobilişsel bozukluğun adı, nörobi
lişsel belirtilere neden olduğu düşünülen özgül madde/ilaç (örn. alkol) ile baş
lar. Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri takımında yer
alan çizelgeden seçilir. Herhangi bir kümeye girmeyen maddeler için, “başka
bir madde” kodu kullanılmalıdır; bir maddenin neden olucu etken olduğu
yargısına varıldığı, ancak maddenin özgül kümesinin bilinmediği durumlarda
“bilinmeyen bir madde” ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adından ([özgül madde]nin yol açtığı yeğin nörobilişsel bozuk
luk ya da [özgül maddejnin yol açtığı ağır olmayan nörobilişsel bozukluk) son
ra, bunun alkol olması durumunda türü belirtilir (unutkanlık olmadan-uydurma
olan tür, unutkanlıkla birlikte-uydurma olan tür), daha sonra süre belirleyicisi
gelir (süregiden). Maddenin/ilacın yol açtığı bozukluk ile madde kullanım
bozukluğunu tek bir kod altında toplayan ICD-10-CM’de yazarken izlenecek
yoldan değişik olarak ICD-9-CM’de madde kullanım bozukluğu için ayrı bir
tanısal kod verilir. Sözgelimi, ağır bir alkol kullanım bozukluğu olan bir erkek
te, süregiden unutkanlık-uydurma belirtileri ortaya çıkması durumunda tanı,
291.1 alkolün yol açtığı nörobilişsel bozukluk, unutkanlıkla birlikte-uydurma
olan tür, süregiden olacaktır. 303.90 ağır alkol kullanım bozukluğu ek tanısı
da konur. Maddenin/ilacın yol açtığı nörobilişsel bozukluk, madde kullanım
bozukluğu eştanısı olmadan ortaya çıkmışsa (örn. ara sıra ağır uçucu madde
kullanımından sonra), eşlik eden bir madde kullanım bozukluğu belirtilmez
(örn. 292.82 uçucunun yol açtığı ağır olmayan nörobilişsel bozukluk).
ICD-10-CM. Maddenin/ilacın yol açtığı nörobilişsel bozukluğun adı, nöro
bilişsel belirtilere neden olduğu düşünülen özgül madde (örn. alkol) ile başlar.
Tanısal kod, madde kümesine bağlı olarak, tanı ölçütleri takımında yer alan
çizelgeden ve madde kullanım bozukluğu eştanısı olup olmadığına göre seçi
lir. Herhangi bir kümeye girmeyen maddeler için, “başka bir madde” kodu
kullanılmalıdır; bir maddenin neden olucu etken olduğu yargısına varıldığı,
ancak maddenin özgül kümesinin bilinmediği durumlarda “bilinmeyen bir
madde” ulamı kullanılmalıdır.
Bozukluğun adını yazarken, (varsa) madde kullanım bozukluğu eştanısı
önce yazılır, arkasından “ile birlikte” sözcükleri gelir, bunun arkasından da
bozukluğun ([özgül maddejnin yol açtığı yeğin nörobilişsel bozukluk ya da [öz
gül maddejnin yol açtığı ağır olmayan nörobilişsel bozukluk) adı gelir, sonra
Nörobilişsei Bozukluklar
321
bunun alkol olması durumunda türü belirtilir (unutkanlık olmadan-uydurma
olan tür, unutkanlıkla birlikte-uydurma olan tür), daha sonra süre belirleyicisi
gelir (süregiden). Sözgelimi, ağır bir alkol kullanım bozukluğu olan bir erkek
te, süregiden unutkanlık-uydurma belirtileri ortaya çıkması durumunda tanı,
F İ0.26 alkolün yol açtığı nörobilişsei bozukluk, unutkanlıkla birlikte-uydurma
olan tür, süregiden ile birlikte ağır alkol kullanımı bozukluğu olacaktır. Ayrı
bir ağır alkol kullanım bozukluğu eştanısı konmayacaktır. Madde kullanım
bozukluğu eştanısı olmadan maddenin yol açtığı nörobilişsei bozukluk ortaya
çıkarsa (örn. ara sıra ağır uçucu madde kullanımından sonra), eşlik eden
herhangi bir madde kullanım bozukluğu belirtilmez (örn. F18.988 uçucunun
yol açtığı ağır olmayan nörobilişsei bozukluk).
HIV Enfeksiyonuna Bağlı
Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsei Bozukluk
A.
Yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsei bozukluk için tanı ölçütleri karşılan
maktadır.
B.
HIV enfeksiyonu belgelenmiştir.
C.
Nörobilişsei bozukluk, ilerleyici çokodaklı lökoensefalopati ya da kriptokok menenjiti gibi ikincil beyin hastalıkları da içinde olmak üzere, HIV kay
naklı olmayan durumlarla daha iyi açıklanamaz.
D.
Nörobilişsei bozukluk başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve ruhsal
bir bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: HIV enfeksiyonuna bağlı yeğin nörobilişsei bozukluk, davra
nış bozukluklarıyla giden için önce 042 (B20) HIV enfeksiyonu kodlanır, sonra
294.11 (F02.81) HIV enfeksiyonuna bağlı yeğin nörobilişsei bozukluk, davranış
bozukluklarıyla giden kodlanır. HIV enfeksiyonuna bağlı yeğin nörobilişsei bo
zukluk, davranış bozukluğu ile gitmeyen için önce 042 (B20) HIV enfeksiyonu
kodlanır, sonra 294.10 (F02.80) HIV enfeksiyonuna bağlı yeğin nörobilişsei bo
zukluk, davranış bozukluğu ile gitmeyen kodlanır.
HIV enfeksiyonuna bağlı ağır olmayan nörobilişsei bozukluk için 331.83
(G31.84) kodu verilir. (Not: HIV enfeksiyonu için ek kod kullanmayın. Davranış
bozuklukları kodlanamaz ancak yine de yazıda belirtilmelidir.)
Nörobilişsel Bozukluklar
3 22
Prion Hastalığına Bağlı
Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk
A.
Yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için tanı ölçütleri karşılan
B.
Gizlice ve sessizce başlama, hızlı ilerleme sık görülen bir durumdur.
maktadır.
C.
Miyoklonus ya da ataksi gibi prion hastalığının devinsel özellikleri ya da
biyobelirteç kanıtı vardır.
D.
Nörobilişsel bozukluk başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve başka
bir ruhsal hastalıkla daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: Prion hastalığına bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış
bozukluklarıyla giden için önce 046.79 (A81.9) prion hastalığı kodlanır, sonra
294.11 (F02.81) prion hastalığına bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış
bozukluklarıyla giden kodlanır. Prion hastalığına bağlı yeğin nörobilişsel bozuk
luk, davranış bozukluğu ile gitmeyen için önce 046.79 (A81.9) prion hastalığı
kodlanır, sonra 294.10 (F02.80) Prion hastalığına bağlı yeğin nörobilişsel bo
zukluk, davranış bozukluğu ile gitmeyen kodlanır.
Prion hastalığına bağlı ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için 331.83
(G31.84) kodu verilir. (Not: Prion hastalığı için ek kod kullanmayın. Davranış
bozuklukları kodlanamaz ancak yine de yazıda belirtilmelidir.)
Parkinson Hastalığına Bağlı
Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk
A.
Yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için tanı ölçütleri karşılan
maktadır.
B.
C.
Bu bozukluk, yerleşik Parkinson hastalığı bağlamında ortaya çıkar.
Bu bozukluk, gizlice ve sessizce başlayan, yavaş yavaş ilerleyen bir gidiş
gösterir.
D.
Nörobilişsel bozukluk başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve başka
bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Nörobllişsel Bozukluklar
323
Hem (1), hem de (2) karşılanıyorsa olasılıkla Parkinson hastalığına bağlı ye
ğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk tanısı konmalıdır. (1) ya da (2)
karşılanıyorsa Parkinson hastalığına bağlı olabilir yeğin ya da ağır olmayan
nörobilişsel bozukluk tanısı konmalıdır:
1.
Neden olucu karma etkenlerin olduğuna ilişkin kanıt yoktur (başka nöroyozlaştırıcı bir hastalık ya da beyin-damar hastalığının ya da bilişsel ge
rilemeye katkıda bulunmuş olabilecek başka sinirsel, ruhsal ya da genel
hastalık ya da durumun yokluğu).
2.
Parkinson hastalığının, nörobilişsel hastalığın öncesinde bulunduğu çok
açıktır.
Kodlama notu: Olasılıkla Parkinson hastalığına bağlı yeğin nörobilişsel bo
zukluk, davranış bozukluklarıyla giden için, önce 332.0 (G20) Parkinson has
talığını kodlayın, sonra 294.11 (F02.81) olasılıkla Parkinson hastalığına bağlı
yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluklanyla giden’i belirtin. Olasılıkla
Parkinson hastalığına bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluğu ile
gitmeyen için, önce 332.0 (G20) Parkinson hastalığını kodlayın, sonra 294.10
(F02.80) olasılıkla Parkinson hastalığına bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, dav
ranış bozukluğu ile gitmeyen’i belirtin.
Parkinson hastalığına bağlı olabilir yeğin nörobilişsel bozukluk için, 331.9
(G31.9) Parkinson hastalığına bağlı olabilir yeğin nörobilişsel bozukluğu kod
layın. (Not: Parkinson hastalığı için ek kod kullanmayın. Davranış bozukluğu
kodlanamaz ancak yine de yazıda belirtilmelidir.)
Parkinson hastalığına bağlı ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için 331.83
(G31.84) kodunu verin. (Not: Parkinson hastalık için ek kod kullanmayın. Dav
ranış bozukluğu kodlanamaz ancak yine de yazıda belirtilmelidir.)
Huntington Hastalığına Bağlı
Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk
A.
Yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için tanı ölçütleri karşılan
maktadır.
B.
Gizlice ve sessizce başlar, yavaş yavaş ilerler.
C.
Klinik olarak yerleşik Huntington hastalığı ya da aile öyküsü vardır ya
da kalıtımsal ölçümlere göre Huntington hastalığı ortaya çıkma olasılığı
vardır.
Nörobilişsel Bozukluklar
324
D.
Nörobilişsel bozukluk, başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve başka
bir ruhsal hastalıkla daha iyi açıklanamaz.
Kodlama notu: Huntington hastalığına bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, dav
ranış bozukluklarıyla giden için önce 333.4 (G10) Huntington hastalığı kodlanır,
sonra 294.11 (F02.81) Huntington hastalığına bağlı yeğin nörobilişsel bozuk
luk, davranış bozukluklarıyla giden kodlanır. Huntington hastalığına bağlı yeğin
nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluğu ile gitmeyen için önce 333.4 (G10)
Huntington hastalığı kodlanır, sonra 294.10 (F02.80) Huntington hastalığına
bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluğu ile gitmeyen kodlanır.
Huntington hastalığına bağlı ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için 331.83
(G31.84) kodu verilir. (Not: Huntington hastalığı için ek kod kullanmayın. Dav
ranış bozuklukları kodlanamaz ancak yine de yazıda belirtilmelidir.)
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk
A.
Yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için tanı ölçütleri karşılan
maktadır.
B.
Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularında, nörobilişsel bozuk
luğun başka bir sağlık durumunun patofizyolojiyle ilgili sonucu olduğuna
ilişkin kanıtlar vardır.
C.
Bilişsel eksiklikler, başka bir ruhsal hastalıkla ya da başka özgül bir nö
robilişsel bozuklukla (örn. Alzheimer hastalığı, HIV enfeksiyonu) daha iyi
açıklanamaz.
Kodlama notu: Başka bir sağlık durumuna bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk,
davranış bozukluklarıyla giden için önce başka bir sağlık durumu kodlanır,
sonra başka bir sağlık durumuna bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış
bozukluklarıyla giden kodlanır (örn. 340 [G35) multipl skleroz, 294.11 [F02.81]
multipl skleroza bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluklarıyla gi
den). Başka bir sağlık durumuna bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış
bozukluğu ile gitmeyen için önce başka bir sağlık durumu kodlanır, sonra baş
ka bir sağlık durumuna bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluğu
ile gitmeyen kodlanır (örn. 340 [G35) multipl skleroz, 294.11 [F02.80] multipl
skleroza bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bozukluğu ile gitmeyen).
Nörobilişsel Bozukluklar
32 5
Başka bir sağlık durumuna bağlı ağır olmayan nörobilişsel bozukluk
için 331.83 (G31.84) kodu verilir. (Not: Başka bir sağlık durumu için ek
kod kullanmayın. Davranış bozuklukları kodlanamaz ancak yine de yazıda
belirtilmelidir.)
Çoğul Etkene Bağlı
Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk
A.
Yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için tanı ölçütleri karşılan
maktadır.
B.
öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularında, nörobilişsel bozuk
luğun, maddeler dışında, neden olucu, birden çok sürecin patofizyolojiyle
ilgili sonucu olduğuna ilişkin kanıtlar vardır (örn. daha sonra damarsal nö
robilişsel bozukluk gelişen, Alzheimer hastalığına bağlı nörobilişsel bozuk
luk).
Not: Neden olucu özel etkenleri bulmak için, özgül sağlık durumlanna
bağlı değişik nörobilişsel bozukluklar için tanı ölçütlerine bakın.
C.
Bilişsel eksiklikler başka bir ruhsal hastalıkla daha iyi açıklanamaz ve yal
nızca deiiryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
Kodlama notu: Çoğul etkene bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış bo
zukluklarıyla giden için kod 294.11 (F02.81)’dir. Çoğul etkene bağlı yeğin nöro
bilişsel bozukluk, davranış bozukluğu ile gitmeyen için kod 294.10 (F02.80)’dir.
Neden olucu bütün sağlık durumları (damarsal hastalık dışında), çoğul etkene
bağlı yeğin nörobilişsel bozukluktan önce kodlanmalı ve ayrı ayrı sıralanmalıdır
(örn. 331.0 [G30.9] Alzheimer hastalığı; 331.82 [G31.83] Lewy cisimciği hasta
lığı; 294.11 [F02.81] çoğul etkene bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış
bozukluklarıyla giden).
Neden olucu beyin-damar etkeninin nörobilişsel bozukluğa katkısı oldu
ğunda, çoğul etkene bağlı yeğin nörobilişsel bozukluğun yanı sıra damarsal
nörobilişsel bozukluk tanısı da sıralanmalıdır. Sözgelimi, hem Alzheimer has
talığına, hem de vasküler hastalığa bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış
bozukluklarıyla giden görünümü şöyle kodlanır: 331.0 (G30.9) Alzheimer has
talığı; 294.11 (F02.81) çoğul etkene bağlı yeğin nörobilişsel bozukluk, davranış
bozukluklarıyla giden; 290.40 (F01.51) yeğin damarsal nörobilişsel bozukluk,
davranış bozukluklarıyla giden).
Nörobilişsel Bozukluklar
326
Çoğul etkene bağlı ağır olmayan nörobilişsel bozukluk için 331.83 (G31.84)
kodu verilir. (Not: Çoğul etken için ek kod kullanmayın. Davranış bozuklukları
kodlanamaz ancak yine de yazıda belirtilmelidir.)
Tanımlanmamış Nörobilişsel Bozukluk
799.59 (R41.9)
Klinik açıdan belirgin belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya
da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, nöro
bilişsel bozuklukların belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların nöro
bilişsel bozukluklar tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini
tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Bir nedene bağlamak için,
neden olucu etkenin yeterli kesinlikte belirlenemediği durumlarda, tanımlanma
mış nörobilişsel bozukluk kategorisi kullanılır.
Kodlama notu: Tanımlanmamış yeğin ya da ağır olmayan nörobilişsel bozuk
luk için kod 799.59 (R41.9)’dur. (Not: Neden olduğu düşünülen sağlık durum
ları için ek kodlar kullanmayın. Davranış bozuklukları kodlanamaz ancak yine
de yazıda belirtilmelidir.)
¥Âşıöafc 8®zuWMiki.îiT!!
Genel Kişilik Bozukluğu
A.
Kişinin içinde yaşadığı kültürün beklentilerinden belirgin olarak sapan, süregiden bir içsel yaşantı ve davranış örüntüsü. Bu örüntü, aşağıdakilerden
iki (ya da daha çok) alanda kendini gösterir:
1.
Biliş (kendini, diğer insan lan ve olaylan algılama ve yorumlama
yolları).
2.
Duygulanım (duygusal tepkilerin aralığı, yoğunluğu, değişkenliği ve
uygunluğu).
3.
Kişilerarası işlevsellik.
4.
Dürtü denetimi.
B.
Süregiden, esneklikten yoksun bu örüntü, çok değişik kişisel ve toplumsal
durumları kapsar.
C.
Süregiden bu örüntü, klinik açıdan belirgin sıkıntıya ya da toplumsal, işle
ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düş
meye yol açar.
D.
Bu örüntü kalıcı ve uzun sürelidir ve başlangıcı en azından ergenlik ya da
erken erişkinlik dönemine uzanır.
E.
Süregiden bu örüntü, başka bir ruhsal bozukluğun bir görünümü olarak ya
da başka bir ruhsal bozukluğun bir sonucu olarak daha iyi açıklanamaz.
327
Kişilik Bozuklukları
328
F.
Süregiden bu örüntü, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde,
bir ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun (örn. başı çarpma) fizyolojiyle
ilgili etkilerine bağlanamaz.
A Kümesi Kişilik Bozuklukları
Kuşkucu (Paranoid) Kişilik Bozukluğu
301.0 (F60.0)
A.
Aşağıdakilerden dördü (ya da daha çoğu) ile belirli, erken erişkinlikte baş
layan ve değişik bağlamlarda ortaya çıkan, başkalarının davranışlarını
kötü niyetli olarak yorumlamak gibi, başkalarına karşı duyulan genel bir
güvensizlik ve kuşkuculuk:
1.
Yeterli bir temele dayanmadan, başkalarının kendisini sömürdüğün
den, kendisine kötülük yaptığından ya da kendisini aldattığından kuş
kulanır.
2.
Arkadaşlarının ya da çalışma arkadaşlarının kendisine olan bağlılıkları
ya da güvenilirlikleriyle ilgili yersiz kuşkularla uğraşıp durur.
3.
Söylediklerinin kendisine karşı kullanılacağı korkusuyla başkalarına
açılmak istemez.
4.
Sıradan sözlerden ya da olaylardan, aşağılama ya da göz korkutma
anlamı çıkartır.
5.
Sürekli kin besler (aşağılamaları, incitmeleri ya da saygısızlıkları ba
ğışlayıcı değildir).
6.
Ortada bir neden yokken, başkalarının kimi davranışlarını, kişiliğine
ya da saygınlığına bir saldırı olarak algılar ve bunlara, birden öfkeyle
karşılık verir ya da karşı saldırıya geçer.
7.
Eşinin ya da cinsel birliktelik yaşadığı kişinin, kendisine bağlılığıyla
(sadakatıyla) ilgili, yineleyici, yersiz kuşkuları vardır.
Kişilik Bozuklukları
B.
3 29
Yalnızca şizofreni, ikiuçlu bir bozukluk ya da psikoz özellikleri gösteren
depresyon bozukluğunun gidişi sırasında ortaya çıkmaz ve başka bir sağ
lık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Not: Şizofreninin başlangıcı öncesinde tanı ölçütleri karşılanıyorsa, “hastalık
öncesi” deyişini ekleyin, “kuşkucu kişilik bozukluğu (hastalık öncesi)”.
Şizogibi (Şizoid) Kişilik Bozukluğu
301.20 (F60.1)
A.
B.
Aşağıdakilerden dördü (ya da daha çoğu) ile belirli, erken erişkinlikte baş
layan ve değişik bağlamlarda ortaya çıkan, toplumsal ilişkilerden kopma
ve kişilerarası ortamlarda duygularını kısıtlı gösterme, yaygın örüntüsü:
1.
Ailenin bir üyesi olmak da içinde olmak üzere, ne yakın ilişkilere gir
mek ister, ne de yakın ilişkilerden hoşlanır.
2.
Neredeyse her zaman tek başına etkinlikte bulunmayı yeğler.
3.
Bir başkasıyla cinsel yakınlaşmaya, duysa bile, çok az ilgi duyar.
4.
Alsa bile, çok az etkinlikten zevk alır.
5.
Birinci derece akrabaları dışında yakın arkadaşları ya da sırdaşları
yoktur.
6.
Başkalarının övgülerine ya da yergilerine aldırmaz.
7.
Duygusal olarak soğuktur, kopuktur ya da tekdüze bir duygulanımı
vardır.
Yalnızca şizofreni, ikiuçlu bir bozukluk, psikoz özellikleri gösteren depres
yon bozukluğu ya da otizm açılımı kapsamında bozukluğun gidişi sırasın
da ortaya çıkmaz ve başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine
bağlanamaz.
Not: Şizofreninin başlangıcı öncesinde tanı ölçütleri karşılanıyorsa, “hastalık
öncesi” deyişini ekleyin, “şizogibi kişilik bozukluğu (hastalık öncesi)”.
Kişilik Bozuklukları
330
Şizotürü (Şizotipal) Kişilik Bozukluğu
301.22 (F21)
A.
Aşağıdakilerden beşi (ya da daha çoğu) ile belirli, erken erişkinlikte baş
layan ve değişik bağlamlarda ortaya çıkan, yakın ilişkilerde birden bir ra
hatsızlık duyma ve yakın ilişkiye girme yeterliğinin düşük olması ile kendini
gösteren toplumsal ve kişilerarası eksikliklerin yanı sıra bilişsel ve algısal
çarpıtmalar ve sıradışı davranışlar ile giden yaygın bir örüntü:
1.
Alınma düşünceleri (alınma sanrılarını kapsamaz).
2.
Altkültürel değerlerle uyumlu olmayan ve davranışları etkileyen, alı
şılagelmişin çok dışında inançlar ya da büyüsel düşünme (örn. boş
inançlar, geleceği görebilme gücü olduğuna inanma, uzaduyum [tele
pati] ya da “altıncı his”; çocuklarda ve gençlerde, olabilirliği olmayan
düşlemler ya da düşünsel uğraşlar).
3.
Olağandışı algısal yaşantılar, bunun içinde bedensel yanılsamalar da
vardır.
4.
Yadırganacak denli olağana aykırı düşünce ya da konuşma (örn. belir
siz, çevresel, eğretilemen [metaforik], çok ayrıntılı ya da basmakalıp).
5.
Kuşkuculuk ya da kuşkucu düşünceler.
6.
Uygunsuz ya da kısıtlı duygulanım.
7.
Yadırganacak denli olağana aykırı, alışılagelmişin dışında ya da sıradışı davranış ya da görünüm.
8.
Birinci derece akrabalarının dışında yakın arkadaşlarının ya da sırdaş
larının olmaması.
9.
B.
Yakınlaşmayla azalmayan aşırı bir toplumsal kaygıya, kendisiyle ilgili
olumsuz değerlendirmelerden çok kuşkucu korkular eşlik eder.
Yalnızca şizofreni, ikiuçlu bir bozukluk, psikoz özellikleri gösteren dep
resyon bozukluğu, psikozla giden başka bir bozukluk ya da otizm açılımı
kapsamında bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkmaz.
Not: Şizofreninin başlangıcı öncesinde tanı ölçütleri karşılanıyorsa, “hastalık
öncesi” deyişini ekleyin, “şizotürü kişilik bozukluğu (hastalık öncesi)”.
Kişilik Bozuklukları
331
B Kümesi Kişilik Bozuklukları
Toplumdışı (Antisosyal) Kişilik Bozukluğu
301.7 (F60.2)
A.
Aşağıdakilerden üçü (ya da daha çoğu) ile belirli, 15 yaşından beri sürege
len, başkalarının haklarını umursamayan ve çiğneyen yaygın bir örüntü:
1.
Tutuklanmasına yol açan yineleyici eylemlerde bulunmakla belirli ol
mak üzere, yasal yükümlülüklere uymama.
2.
Sık sık yalan söyleme, takma adlar kullanma ya da kişisel çıkarı ya da
zevki için başkalarını dolandırma ile belirli düzmecilik (sahtekârlık).
3.
Dürtüsellik ya da geleceğini tasarlamama.
4.
Sık sık kavga dövüşlere katılma ya da başkalarının hakkına el uzatma
ile belirli olmak üzere sinirlilik ve saldırganlık.
5.
Kendisinin ya da başkalarının güvenliğini umursamama.
6.
Sürekli bir işinin olmaması ya da parasal yükümlülüklerini yerine getir
meme ile belirli, sürekli bir sorumsuzluk.
7.
Başkasını incitmesi, başkasına kötü davranması ya da başkasından
çalması durumunda aldırmazlık gösterme ya da yaptıklarına kendince
bir kılıf uydurma ile belirli olmak üzere vicdan azabı çekmeme (piş
manlık duymama).
B.
Kişi en az 18 yaşındadır.
C.
15 yaşından önce davranım bozukluğu olduğuna ilişkin kanıtlar vardır.
D.
Toplumdışı davranışlar yalnızca şizofreni ya da ikiuçlu bozukluğun gidişi
sırasında ortaya çıkmamıştır.
Kişilik Bozuklukları
3 32
Sınırda (Borderline) Kişilik Bozukluğu
301.83 (F60.3)
Aşağıdakllerden beşi (ya da daha çoğu) ile belirli, erken erişkinlikte başlayan
ve değişik bağlamlarda ortaya çıkan, kişilerarası ilişkilerde, benlik algısında ve
duygulanımda tutarsızlık ve belirgin dürtüsellik ile giden yaygın bir örüntü:
1.
Gerçek ya da imgesel bir ayrılıp gidilmeden (terk edilmeden) kaçınmak
için çılgınca çaba gösterme (Not: Beşinci tanı ölçütü kapsamına giren in
tihar ya da kendine kıyım davranışını burada kapsamayın.)
2.
3.
Gözünde aşırı büyütme (göklere çıkarma) ve yerin dibine sokma uçları
arasında gelip giden, tutarsız ve gergin kişilerarası ilişkiler örüntüsü.
Kimlik karmaşası: Belirgin ve sürekli, tutarsız bir benlik algısı ya da kendilik
duyumu.
4.
Kendine kötülüğü dokunabilecek en az iki alanda dürtüsellik (örn. para
harcama, cinsellik, madde kötüye kullanımı, güvensiz araba kullanma, tıkınırcasına yeme). (Not: Beşinci tanı ölçütü kapsamına giren intihar ya da
kendine kıyım davranışını burada kapsamayın.)
5.
Yineleyici intihar davranışları, girişimleri ya da göz korkutmaları ya da ken
dine kıyım davranışları.
6.
Duygudurumda belirgin bir tepkiselliğin olmasına bağlı olarak duygula
nımda tutarsızlık (örn. yoğun dönemsel disfori, kolay kızma ya da genel
likle birkaç saat, ancak seyrek olarak birkaç günden daha uzun süren bu
7.
Süreğen bir boşluk duygusu.
naltı).
8.
Uygunsuz, yoğun bir öfke ya da öfkesini denetlemekte güçlük çekme (örn.
sık sık kızgınlık gösterme, sürekli öfkeli olma, sık sık kavgaya karışma).
9.
Zorlanmayla ilintili, gelip geçici kuşkucu düşünceler ya da ağır çözülme
belirtileri.
Kişilik Bozuklukları
333
Histriyonik Kişilik Bozukluğu
301.50 (F60.4)
Aşağıdakilerden beşi (ya da daha çoğu) İle belirli, erken erişkinlikte başlayan
ve değişik bağlamlarda ortaya çıkan, aşırı duygusallık ve ilgi çekme arayışı ile
giden yaygın bir örüntü:
1.
İlgi odağı olmadığı durumlarda rahatsız olur.
2.
Başkalanyla olan etkileşimleri, cinsel yönden, ayartıcı, kışkırtıcı ya da baş
tan çıkartıcı, uygunsuz davranışlarla belirlidir.
3.
Birden değişen, yüzeysel (sığ) duygular gösterir.
4.
İlgi çekmek için sürekli olarak dış görünümünü kullanır.
5.
Gereğinden çok etkilemeye yönelik ve ayrıntıdan yoksun bir konuşma bi
çimi vardır.
6.
Yapmacık davranır, gösteriş yapar ve duygulannı abartılı gösterir.
7.
Kolay etki altında kalır.
8.
İlişkilerin, olduğundan daha yakın olması gerektiğini düşünür.
Özsever (Narsisistik) Kişilik Bozukluğu
301.81 (F60.81)
Aşağıdakilerden beşi (ya da daha çoğu) ile belirli, erken erişkinlikte başlayan
ve değişik bağlamlarda ortaya çıkan, büyüklenme (düşlemlerde ya da davra
nışlarda), beğenilme gereksinimi ve eşduyum yapamama ile giden yaygın bir
örüntü:
1.
Büyüklenir (örn. başarılarını ve yeteneklerini abartır; gösterdiği başarılarla
oransız bir biçimde, üstün biri olarak görülme beklentisi içindedir).
2.
Sınırsız başarı, güç, zekâ, güzellik ya da yüce bir sevgi düşlemleriyle uğ
raşır durur.
Kişilik Bozuklukları
334
3.
“Özel” ve eşi, benzeri bulunmaz biri olduğuna ve ancak özel ya da üstün
diğer kişilerce (ya da kurumlarca) anlaşılabileceğine ve ancak onlarla ilişki
kurması gerektiğine inanır.
4.
Çok beğenilmek ister.
5.
Hak ettiği duygusu içindedir (özellikle kayırılacak bir tedavi göreceğine ya
da her ne istiyorsa yapılacağına ilişkin anlamsız beklentiler içinde olma).
6.
Kendi çıkarı için başkalarını kullanır (kendi amaçlarına ulaşmak için başka
larından yararlanır).
7.
Eşduyum yapamaz: Başkalarının duygularını ve gereksinmelerini anlamak
istemez.
8.
Sıklıkla başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığına ina
nır.
9.
Başkalarına saygısız davranır, kendini beğenmiş davranışlar ya da tutum
lar sergiler.
C Kümesi Kişilik Bozuklukları
Çekingen Kişilik Bozukluğu
301.82
(F60.6)
Aşağıdakilerden dördü (ya da daha çoğu) ile belirli, erken erişkinlikte başlayan
ve değişik bağlamlarda ortaya çıkan, toplum içinde çekingenlik, yetersizlik duy
guları ve olumsuz değerlendirilmeye aşırı duyarlılık ile giden yaygın bir örüntü:
1.
Eleştirilme, onaylanmama ya da dışlanma korkuları yüzünden, kişisel ilişki
kurmayı gerektiren işle ilgili etkinliklerden kaçınır.
2.
3.
Seveceklerini kesin olarak bilmedikçe insanlarla ilişkiye girmek istemez.
Utandırılacağı ya da alay edileceği korkusu yüzünden yakın ilişkilerde tu
tuk davranır.
Kişilik Bozuklukları
335
4.
Toplumsal durumlarda, eleştirilme ya da dışlanma düşünceleriyle uğraşıp
durur.
5.
Yetersizlik duygulan yüzünden yeni kişilerle bir arada bulunduğu ortamlar
da çekingen davranır.
6.
Kendisini toplumsal yönden beceriksiz, kişisel açıdan çekiciliği olmayan
biri olarak ya da başkalarından aşağı görür.
7.
Utandırıcı olabileceği düşüncesiyle, kişisel birtakım girişimlerde bulunma
yı göze alma ya da herhangi yeni bir etkinlikte bulunma konusunda genel
likle isteksiz davranır.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu
301.6 (F60.7)
Aşağıdakilerden beşi (ya da daha çoğu) ile belirli, erken erişkinlikte başlayan ve
değişik bağlamlarda ortaya çıkan, boyun eğici ve yapışkan davranışlara ve ay
rılma korkularına yol açan, ilgilenilme gereksinmesi ile giden yaygın bir örüntü:
1.
Başkalarından çok öğüt ve güvence almadıkça gündelik kararlarını ver
mekte güçlük çeker.
2.
Yaşamının çoğu önemli alanında, kendisinin yerine başkalarının sorumlu
luk almasına gereksinir.
3.
Desteklerini çekecekleri ya da kabul görmeyeceği korkusuyla, başkala
rıyla aynı görüşte olmadığını söylemekte güçlük çeker. (N o t Cezalandırıl
maktan gerçekçi bir biçimde korkmayı bu kapsamda değerlendirmeyin.)
4.
Kendi başına bir işe girişmekte ya da bir iş yapmakta güçlük çeker (iste
ğinin ya da yapacak gücünün olmadığından çok kendi yargılarına güven
mediğinden ya da yapabileceğine inanmadığından).
5.
Başkalarından bakım ve destek sağlayabilmek için, hoş olmayan işleri
yapmaya gönüllü olmaya dek giden ölçüde aşırı uçlara gider.
Kişilik Bozuklukları
336
6.
Kendisine bakamayacağına ilişkin aşırı korkulan yüzünden, tek başına
kaldığında kendisini rahatsız ya da çaresiz hisseder.
7.
Yakın bir ilişkisi sonlandığında, bir bakım ve destek kaynağı olarak, ivedi
likle başka bir ilişki arayışı içine girer.
8.
Kendi kendine bakmak durumunda bırakılacağı korkularıyla, gerçekçi ol
mayan bir biçimde uğraşır durur.
Takınîılı-Zorlanîılı (Obsesif-Kompulsif)
Kişilik Bozukluğu
301.4 (F60.5)
Aşağıdakilerden dördü (ya da daha çoğu) ile belirli, erken erişkinlikte başlayan
ve değişik bağlamlarda ortaya çıkan, esnekliği azaltan, açık yürekli olmaktan
uzaklaştıran ve verimliliği düşüren, düzenlilik, eksiksizlik, düşüncelerini ve kişilerarası ilişkilerini denetim altında tutma uğraşlarıyla giden yaygın bir örüntü:
1.
Yapılan etkinliğin başlıca amacını gözden kaçıracak denli ayrıntılar, kural
lar, sıralama, düzen, örgütleme ya da tasarlamayla uğraşıp durur.
2.
İşin bitirilmesini güçleştirecek denli eksiksiz yapma uğraşı içindedir (örn.
kendisine özgü aşırı katı ölçüler karşılanmadığı için bir tasarıyı tamamla
yamaz).
3.
Boş zaman etkinliklerini (eğlenme-dinlenme uğraşlarını) ve arkadaşlıklarını
dışlayacak denli kendine işe ve üretken olmaya verir (açık parasal gerek
sinim ile açıklanamaz).
4.
Aşırı doğrucudur, duyunçludur (vicdanlıdır) ve erdem, aktöre (ahlâk) ya da
değerler konusunda hiç esneklik göstermez (kültürel ya da dinsel özdeşim
ile açıklanamaz).
5.
Özel bir değeri olmasa bile, eskimiş, yıpranmış ya da değersiz nesneleri
elden çıkaramaz.
6.
Başkalarının tam kendisinin yapacağı gibi yapacaklarına inanmadıkça,
görev dağılımı ya da işbirliği yapma konusunda isteksizlik gösterir.
337
Kişilik Bozuklukları
7.
Hem kendisi, hem de başkaları için çok elisıkıdır (pintidir); parayı, başa
gelebilecek korkunç durumlar için biriktirilmesi gereken bir nesne olarak
görür.
8.
Hiç esnemez (katıdır) ve hep ayak direr (inatçıdır).
Diğer Kişilik Bozuklukları
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Kişilik Değişikliği
310.1 (F07.0)
A.
Kişiye özgü eski kişilik örüntüsünde bir değişiklikle giden sürekli bir kişilik
bozukluğu.
Not: Çocuklarda bu bozukluk, en az bir yıl süreyle, çocuğun olağan dav
ranış örüntülerinde belirgin bir değişiklik ya da olağan gelişiminden belir
gin bir sapma olmasını kapsar.
B.
öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularında, bu bozukluğun başka
bir sağlık durumunun doğrudan patofizyolojiyle ilgili bir sonucu olduğuna
ilişkin kanıtlar vardır.
C.
Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz (başka bir
sağlık durumuna bağlı başka bir ruhsal bozukluk da içinde olmak üzere).
D.
Bu bozukluk yalnızca deliryumun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
E.
Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
Olup olmadığını belirtiniz:
Değişken tür: Başlıca özelliği duygulanımda değişkenlik ise.
Sınırsız tür: Başlıca özelliği, cinsel açıdan düşüncesizce davranışlar vb.
ile kendini gösteren dürtü denetimi eksikliği ise.
338
Kişilik Bozuklukları
Saldırgan tür: Başlıca özelliği saldırgan davranış ise.
Duygusuz (apatetik) tür: Başlıca özelliği belirgin bir duygusuzluk ve al
dırmazlık ise.
Kuşkucu (paranoid) tür: Başlıca özelliği kuşkuculuk ve kuşkucu düşün
celer ise.
Diğer bir tür: Görünümü yukarıdaki altürlerden hiçbiri ile belirli değil ise.
Birleşik tür: Klinik görünümde birden çok özellik baskın ise.
Tanımlanmamış tür
Kodlama notu: Diğer sağlık durumunun adını kapsayın (örn. 310.1 [F07.0]
temporal lob epilepsisine bağlı kişilik değişikliği). Diğer sağlık durumu, başka
bir sağlık durumuna bağlı kişilik değişikliğinden önce ayrıca kodlanmalı ve ya
zılmalıdır (örn. 345.40 [G40.209] temporal lob epilepsisi; 310.1 [F07.0] temporal
lob epilepsisine bağlı kişilik değişikliği).
Tanımlanmış Diğer Bir Kişilik Bozukluğu
301.89 (F60.89)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, kişilik bo
zukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların kişilik bozukluk
ları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılama
dığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir kişilik bozukluğu
kategorisi, kişilik bozukluklarından herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini kar
şılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde kullanılır. Ya
zarken, “tanımlanmış diğer bir kişilik bozukluğu” diye yazmanın ardından özel
neden yazılır (örn. “karma kişilik özellikleri”).
Kişilik Bozuklukları
339
Tanımlanmamış Kişilik Bozukluğu
301.9 (F60.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, kişilik
bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların kişilik bozuk
lukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşıla
madığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış diğer kişilik bozuk
luğu kategorisi, kişilik bozukluklarından herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini
karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğinde ve daha
özgül bir tanı koymak için yeteıii bilgi olmadığı durumlarda kullanılır.
Cinsel Sapkınlık (Parafili) Bozuklukları
Gözetlemecilik Bozukluğu
302.82 (F65.3)
A.
En az altı aylık bir süre boyunca, düşlemler, itkiler ya da davranışlar ola
rak kendini gösteren, kendi bunu bilmeyen bir kişiyi çıplak, soyunurken
ya da cinsel etkinlikte bulunurken gözetlemekten, yineleyici bir biçimde,
cinsel olarak çok uyarılma.
B.
Kişi, ilgili kişinin olurunu almadan bu cinsel itkilerine göre davranmıştır
ya da cinsel itkileri ya da düşlemleri klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya
da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
işlevsellikte düşmeye neden olur.
C.
Cinsel olarak uyarılan ve/ya da cinsel itkilerine göre davranan kişi en az 18
yaşındadır.
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Bu belirleyici, gözetlemecilik davranışında bulunma
olanaklarının kısıtlandığı bir kurumda ya da ortamda yaşayan kişilere uy
gulanabilir.
Tam yatışma gösteren: Kişi, denetimli olmayan bir çevrede, en az beş yıl
süreyle, ilgili kişinin olurunu almadan bu gibi cinsel itkilerine göre davran
mamıştır ve klinik açıdan sıkıntısı ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevselliğinde düşme yoktur.
341
342
Cinsel Sapkınlık (Parafili) Bozuklukları
Göstermecilik Bozukluğu
302.4 (F65.2)
A.
En az altı aylık bir süre boyunca, düşlemler, itkiler ya da davranışlar olarak
kendini gösteren, bunu beklemeyen bir kişiye cinsel organlarını göster
mekten, yineleyici bir biçimde, cinsel olarak çok uyarılma.
B.
Kişi, ilgili kişinin olurunu almadan bu cinsel itkilerine göre davranmıştır
ya da cinsel itkileri ya da düşlemleri klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya
da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
İşlevsellikte düşmeye neden olur.
Olup olmadığını belirtiniz:
Cinsel organlarını ergenlik öncesi çocuklara göstermekten cinsel
olarak uyarılan
Cinsel organlarını bedensel olarak olgun kişilere göstermekten cin
sel olarak uyarılan
Cinsel organlarını ergenlik öncesi çocuklara ve bedensel olarak ol
gun kişilere göstermekten cinsel olarak uyarılan
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Bu belirleyici, kişinin cinsel organlarını gösterme dav
ranışında bulunma olanaklarının kısıtlandığı bir kurumda ya da ortamda
yaşayan kişilere uygulanabilir.
Tam yatışma gösteren: Kişi, denetimli olmayan bir çevrede, en az beş yıl
süreyle, ilgili kişinin olurunu almadan bu gibi cinsel itkilerine göre davran
mamıştır ve klinik açıdan sıkıntısı ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevselliğinde düşme yoktur.
343
Cinsel Sapkınlık (Parafili) Bozuklukları
Sürtünmecilik Bozukluğu
302.89 (F65.81)
A.
En az altı aylık bir süre boyunca, düşlemler, itkiler ya da davranışlar olarak
kendini gösteren, oluru olmayan bir kişiye dokunmaktan ya da sürtünmekten, yineleyici bir biçimde, cinsel olarak çok uyarılma.
B.
Kişi, ilgili kişinin olurunu almadan bu cinsel itkilerine göre davranmıştır
ya da cinsel itkileri ya da düşlemleri klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya
da toplumsal, İşle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
işlevsellikte düşmeye neden olur.
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Bu belirleyici, oluru olmayan bir kişiye dokunma ya
da sürtünme olanaklarının kısıtlandığı bir kurumda ya da ortamda yaşayan
kişilere uygulanabilir.
Tam yatışma gösteren: Kişi, denetimli olmayan bir çevrede, en az beş yıl
süreyle, ilgili kişinin olurunu almadan bu gibi cinsel itkilerine göre davran
mamıştır ve klinik açıdan sıkıntısı ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevselliğinde düşme yoktur.
Cinsel Özezerlik (Mazoşizm) Bozukluğu
302.83 (F65.51)
A.
En az altı aylık bir süre boyunca, düşlemler, itkiler ya da davranışlar ola
rak kendini gösteren, aşağılanmaktan, dövülmekten, bağlanmaktan ya da
başka bir biçimde acı çekmekten, yineleyici bir biçimde, cinsel olarak çok
uyarılma.
B.
Düşlemler, cinsel itkiler ya da davranışlar klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya
ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanların
da işlevsellikte düşmeye neden olur.
344
Cinsel Sapkınlık (Parafili) Bozuklukları
Varsa belirtiniz:
Asfiksiofili ile giden: Kişi, soluk alıp vermesinin kısıtlanmasıyla ilişkili uy
gulamalara katılmaktan cinsel olarak uyarılıyorsa.
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Bu belirleyici, özezer cinsel davranışlarda bulunma
olanaklarının kısıtlandığı bir kurumda ya da ortamda yaşayan kişilere uy
gulanabilir.
Tam yatışma gösteren: Kişi, denetimli olmayan bir çevrede, en az beş yıl
süreyle, ilgili kişinin olurunu almadan bu gibi cinsel itkilerine göre davran
mamıştır ve klinik açıdan sıkıntısı ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevselliğinde düşme yoktur.
Cinsel Elezerlik (Sadizm) Bozukluğu
302.83 (F65.51)
A.
En az altı aylık bir süre boyunca, düşlemler, itkiler ya da davranışlar olarak
kendini gösteren, bir başkasına bedensel ya da ruhsal acı çektirmekten,
yineleyici bir biçimde, cinsel olarak çok uyarılma.
B.
Kişi, ilgili kişinin olurunu almadan bu cinsel itkilerine göre davranmıştır
ya da cinsel itkileri ya da düşlemleri klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya
da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında
işlevsellikte düşmeye neden olur.
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Bu belirleyici, elezer cinsel davranışlarda bulunma
olanaklarının kısıtlandığı bir kurumda ya da ortamda yaşayan kişilere uy
gulanabilir.
Tam yatışma gösteren: Kişi, denetimli olmayan bir çevrede, en az beş yıl
süreyle, ilgili kişinin olurunu almadan bu gibi cinsel itkilerine göre davran
mamıştır ve klinik açıdan sıkıntısı ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevselliğinde düşme yoktur.
Cinsel Sapkınlık (Parafill) Bozuklukları
345
Pedofili Bozukluğu
302.2 (F65.4)
A.
En az altı aylık bir süre boyunca, ergenlik öncesi çocuk ya da çocuklarla
(genellikle 13 yaşında ve daha küçük olanlarla) cinsel etkinlikte bulunmak
la ilgili, yineleyen, cinsel yönden uyarıcı yoğun düşlemler, cinsel itkiler ya
da davranışlar.
B.
Kişi, bu cinsel itkilerine göre davranmıştır ya da cinsel itkileri ya da düş
lemleri klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da kişilerarası güçlüklere neden
olur.
C.
Kişi, en azından 16 yaşındadır ve A tanı ölçütünde sözü edilen çocuk ya
da çocuklardan en az beş yaş daha büyüktür.
Not: 12-13 yaşlannda biriyle süregiden cinsel ilişkisi olan, geç ergenlik evresin
deki bir kişiyi bu kapsamda değerlendirmeyiniz.
Olup olmadığını belirtiniz:
Tekeğilimli tür (yalnızca çocuklara ilgi duyar)
Tekeğilimli olmayan tür
Varsa belirtiniz:
Cinsel yönden erkeklere ilgi duyan
Cinsel yönden kızlara ilgi duyan
Cinsel yönden her ikisine de ilgi duyan
Varsa belirtiniz:
Ensestle sınırlı ise
Fetişizm Bozukluğu
302.81 (F65.0)
A.
En az altı aylık bir süre boyunca, düşlemler, itkiler ya da davranışlar olarak
kendini gösteren, yaşamayan (cansız) nesneleri kullanmaktan ya da cinsel
organlar dışı bir vücut bölgesine/vücut bölgelerine son derecede özel ola
rak odaklanmaktan, yineleyici bir biçimde, cinsel olarak çok uyarılma.
Cinsel Sapkınlık (Parafili) Bozuklukları
346
B.
Bu düşlemler, cinsel itkiler ya da davranışlar klinik açıdan belirgin sıkıntıya
ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanların
da işlevsellikte düşmeye neden olur.
C.
Fetiş nesneleri, karşıgiyim giysileri (karşıgiyim bozukluğunda olduğu gibi)
ya da cinsel organları dokunsa! uyarmak için özel olarak tasarlanmış ay
gıtlarla (örn. vibratör) sınırlı değildir.
Belirtiniz:
Vücut bölümü (bölümleri)
Yaşamayan nesne(ler)
Diğer
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Bu belirleyici, fetişizm davranışlarında bulunma ola
naklarının kısıtlandığı bir kurumda ya da ortamda yaşayan kişilere uygula
nabilir.
Tam yatışma gösteren: Kişi, denetimli olmayan bir çevrede, en az beş yıl
süreyle, ilgili kişinin olurunu almadan bu gibi cinsel itkilerine göre davran
mamıştır ve klinik açıdan sıkıntısı ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevselliğinde düşme yoktur.
Karşıgiyim (Travesti) Bozukluğu
302.3 (F65.1)
A.
En az altı aylık bir süre boyunca, düşlemler, itkiler ya da davranışlar olarak
kendini gösteren, karşıgiyimden (karşı cinse özel giysileri giymekten), yineleylci bir biçimde, cinsel olarak çok uyarılma.
B.
Bu düşlemler, cinsel itkiler ya da davranışlar klinik açıdan belirgin bir sı
kıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik
alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur.
Varsa belirtiniz:
Fetişizm ile giden: Dokumalardan, gereçlerden ya da takılardan cinsel
olarak uyarılıyorsa.
Cinsel Sapkınlık (Parafili) Bozuklukları
347
Otojinefili ile giden: Kendini kadın olarak düşünmekten ya da düşlemek
ten cinsel olarak uyarılıyorsa.
Varsa belirtiniz:
Denetimli çevrede: Bu belirleyici, karşıgiyim olanaklarının kısıtlandığı bir
kurumda ya da ortamda yaşayan kişilere uygulanabilir.
Tam yatışma gösteren: Kişinin, denetimli olmayan bir çevredeyken, en
az beş yıl süreyle, klinik açıdan bir sıkıntısı ya da toplumsal, işle ilgili alan
larda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevselliğinde düşme yok
tur.
Tanımlanmış Diğer Bir Cinsel Sapkınlık Bozukluğu
302.89 (F65.89)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlannda işlevsellikte düşmeye neden olan, cinsel
sapkınlık bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların cin
sel sapkınlık bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı öl
çütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmış diğer
bir cinsel sapkınlık bozukluğu kategorisi, cinsel sapkınlık bozukluklarından her
hangi özgül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce
tartışılmak istendiğinde kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer bir cinsel sap
kınlık bozukluğu” diye yazmanın ardından özel neden yazılır (örn. “zoofili”).
“Tanımlanmış diğer” adı kullanılarak belirlenebilecek görünümler için, hep
sini kapsamasa da, verilebilecek örnekler arasında, altı aydır süren ve klinik açı
dan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer
işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, telefonda açık saçık
konuşma, nekrofili (cesetler), zoofili (hayvanlar), koprofili (dışkı), klizmafili (lav
man) ya da ürofili (idrar) gibi yineleyici bir biçimde, cinsel olarak çok uyarılma
örnekleri vardır. Tanımlanmış diğer bir cinsel sapkınlık bozukluğu tam yatışma
gösteren ve/ya da denetimli çevrede olarak belirtilebilir.
Cinsel Sapkınlık (Paraflli) Bozuklukları
348
Tanımlanmamış Cinsel Sapkınlık Bozukluğu
302.9 (F65.9)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, cinsel
sapkınlık bozukluğunun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların cin
sel sapkınlık bozuklukları tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı öl
çütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış
diğer cinsel sapkınlık bozukluğu kategorisi, cinsel sapkınlık bozukluklarından
herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi
olmadığı durumlarda kullanılır.
Diğer Ruhsal Bozukluklar
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Tanımlanmış Diğer Bir Ruhsal Bozukluk
294.8 (F06.8)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, baş
ka bir sağlık durumuna bağlı ruhsal bozuklukların belirti özelliklerinin baskın
olduğu, ancak bunların başka bir sağlık durumuna bağlı ruhsal bozukluklar
tanı kümesindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadı
ğı durumlarda bu kategori kullanılır. Başka bir sağlık durumuna bağlı tanım
lanmış diğer bir ruhsal bozukluk kategorisi, başka bir sağlık durumuna bağlı
ruhsal bozukluklardan herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın
özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde kullanılır. Yazarken, başka
sağlık durumunun içine, neden olucu özgül sağlık durumu yerleştirilerek söz
konusu bozukluğun adı yazılır, sonra başka bir sağlık durumuna bağlı her
hangi özgül bir ruhsal bozukluğun tanı ölçütlerini karşılamayan özgül belirtiler
görünümü yazılır. Ayrıca, başka bir sağlık durumuna bağlı tanımlanmış diğer
bir ruhsal bozukluğun kodundan önce özgül sağlık durumunun tanısal kodu
belirtilir. Sözgelimi, kompleks parsiyel katılmalara bağlı çözülme belirtileri,
345.40 (G40.209) kompleks parsiyel katılmalar, 294.8 (F06.8) kompleks par
siyel katılmalara bağlı tanımlanmış diğer bir ruhsal bozukluk, çözülme belirti
leri olarak kodlanmalı ve yazılmalıdır.
349
Diğer Ruhsal Bozukluklar
350
“Tanımlanmış diğer” adı kullanılarak belirlenebilecek görünümler için bir
örnek şudur:
Çözülme belirtileri: Bu, sözgelimi, kompleks parsiyel katılmar bağlamın
da ortaya çıkan belirtileri kapsar.
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Tanımlanmamış Ruhsal Bozukluk
294.9 (F09)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, başka bir
sağlık durumuna bağlı ruhsal bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu,
ancak bunların başka bir sağlık durumuna bağlı ruhsal bozukluklar tanı küme
sindeki herhangi birinin tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda
bu kategori kullanılır. Başka bir sağlık durumuna bağlı tanımlanmamış ruhsal
bozukluk kategorisi, başka bir sağlık durumuna bağlı ruhsal bozukluklardan
herhangi özgül biri için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi
olmadığı durumlarda (örn. acil servis koşullarında) kullanılır. Yazarken, başka
sağlık durumunun içine, neden olucu özgül sağlık durumu yerleştirilerek söz
konusu bozukluğun adı yazılır. Ayrıca, başka bir sağlık durumuna bağlı tanım
lanmamış ruhsal bozukluğun kodundan önce özgül sağlık durumunun tanısal
kodu belirtilir. Sözgelimi, kompleks parsiyel katılmalara bağlı çözülme belirti
leri, 345.40 (G40.209) kompleks parsiyel katılmalar, 294.9 (F06.9) kompleks
parsiyel katılmalara bağlı tanımlanmamış diğer bir ruhsal bozukluk olarak kodlanmalı ve yazılmalıdır.
351
Diğer Ruhsal Bozukluklar
Tanımlanmış Diğer Bir Ruhsal Bozukluk
300.9 (F99)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, ruhsal bir
bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların herhangi özgül
bir ruhsal bozukluk için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu kate
gori kullanılır. Tanımlanmış diğer bir ruhsal bozukluk kategorisi, herhangi özgül
bir ruhsal bozukluk için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde kullanılır. Yazarken, “tanımlanmış diğer bir ruhsal
bozukluk” diye yazmanın ardından özel neden yazılır.
Tanımlanmamış Ruhsal Bozukluk
300.9 (F99)
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, ruhsal bir
bozukluğun belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak bunların herhangi özgül
bir ruhsal bozukluk için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı durumlarda bu kate
gori kullanılır. Tanımlanmamış ruhsal bozukluk kategorisi, herhangi özgül bir
ruhsal bozukluk için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce
belirlenmek istenmediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi ol
madığı durumlarda (örn. acil servis koşullarında) kullanılır.
İlaçların Yol Açtığı Devinim Bozuklukları
¥©iiaçiarsn Diğer Yan Etkileri
İlaçların yol açtığı devinim bozuklukları Anabölüm H’de kapsanmıştır,
çünkü 1) ruhsal bozuklukların ya da diğer sağlık durumlarının ilaçlarla yöne
tilmesinde ve 2) ruhsal bozuklukların ayırıcı tanısında (örn. kaygı bozuklukla
rına karşı nöroleptiklerin yol açtığı akatizi; malign katatoniye karşı nöroleptik
malign sendrom) sıklıkla karşılaşılan önemleri vardır. Bu devinim bozukluk
ları, “ilaçların yol açtığı” olarak adlandırılsalar da, özellikle kimi devinim bo
zuklukları, ilaçla karşılaşmadan da ortaya çıkabildiği için, ilaçla karşılaşmayla
devinim bozukluğunun gelişmesi arasında nedensel ilişki kurmak çoğu kez
güç olur. Bu bölümde sıralanan durumlar ve sorunlar ruhsal birer bozukluk
değildir.
Nöroleptik terimi artık tutulmamaktadır, çünkü antipsikotik ilaçlann ola
ğandışı devinimlere neden olabileceğini vurgulamaktadır, antipsikotik terimi
birçok bağlamda bunun yerini almıştır. Nöroleptik terimi, yine de, bu bağ
lamda uygun düşmektedir. Daha yeni antipsikotik ilaçlar, ilaçlann yol açtığı
kimi bozukluklara daha az neden oluyorsa da, bu bozukluklar yine de ortaya
çıkmaktadır. Nöroleptik ilaçlar arasında, geleneksel, “tipik” ya da birinci ku
şak antipsikotik ilaçlar (örn. klorpromazin, haloperidol, flufenazin); “atipik”
ya da ikinci kuşak antipsikotik ilaçlar (örn. klozapin, risperidon, olanzapin,
ketiapin); bulantı ve gastroparezi gibi belirtilerin tedavisinde kullanılan bir
takım dopamin reseptörü blokörü ilaçlar (örn. proklorperazin, prometazin,
trimetobenzamid, tietilperazin, metoklopramid) ve antidepresan olarak pa
zarlanan amoksapin vardır.
353
354
ilaçların Yol Açtığı Devinim Bozuklukları ve ilaçların Diğer Yan Etkileri
Nöroleptiklerin Yol Açtığı Parkinsonizm
Diğer İlaçların Yol Açtığı Parkinsonizm
332.1 (G 21.11)
N öroleptiklerin Y o l A çtığı Parkinsonizm
332 .1 (G 21.19)
D iğer İlaçların Y o l A çtığı Parkinsonizm
Bir ilaca (örn. bir nöroleptik) başlandıktan, ilacın dozunu artırdıktan ya da
ekstrapiramidal belirtileri tedavi etmek için kullanılan ilacın dozunu azalttıktan
sonra, birkaç hafta içinde gelişen, parkinson tremoru, kas katılığı (rjiditesi),
akinezi (devinim yitimi ya da devinimleri başlatma güçlüğü) ya da bradikinezi
(davranışlarda yavaşlama).
Nöroleptik Malign Sendrom
33 3 .9 2 (G 21.0)
N öroleptik M align Sendrom
Nöroleptik malign sendrom, alışageldik biçimiyle tam oturduğunda kolaylıkla
tanınabilirse de, başlangıcı, görünümü, ilerlemesi ve sonlanımı sıklıkla çoktürlüdür. Aşağıda tanımlanan klinik özellikler, nöroleptik malign sendrom
tanısı koymak için en önemli olduğu düşünülen özelliklerdir.
Tanısal Özellikler
Hastalar, genellikle, belirtilerin gelişmesinden önceki 72 saat içinde bir dopamin antagonistiyle karşılaşmışlardır. Hipertermiye (ağızdan ölçümde en
az iki kez >38.0aC) eşlik eden aşırı terleme nöroleptik malign sendromun
ayırt ettirici bir özelliğidir ve bu özelliği ile antipsikotik ilaçların nörolojiyi
ilgilendiren diğer yan etkilerinden ayrılır. Isı düzenleme merkezinin çöktü
ğünü gösteren aşırı ısı yükselmeleri daha çok nöroleptik malign sendrom
tanısını destekler. En ağır biçiminde, “kurşun boru” olarak tanımlanan, ge
nellikle antiparkinson ilaçlara yanıt vermeyen yaygın katılık, bu bozukluğun
en önemli özelliğidir ve nörolojiyi ilgilendiren diğer belirtiler (örn. tremor,
siyalore, akinezi, distoni, trismus, miyoklonus, dizartri, disfaji, rabdomiyoliz)
buna eşlik edebilir. Sıklıkla, olağan değerlerinin üst sınırının en az dört katı
yükselen kreatin kinaz görülür. Deliryum ya da stupordan komaya dek giden
aralıkta bilinç düzeyi değişiklikleri ile belirli ruhsal durum değişiklikleri çoğu
kez erken bir bulgudur. Etkilenen kişiler uyanık, ancak şaşkın görünebilirler,
katatonik stuporla uyumlu bir biçimde tepki vermeyebilirler. Herhangi bir
İlaçların Yol A çtığı Devinim Bozuklukları ve İlaçların Diğer Yan Etkileri
3 55
zaman, otonom etkinleşme ve değişkenlik (taşikardi [hız >% 25 üzerinde],
terleme, kan basıncı yükselmesi [sistolik ya da diyastolik >% 25 üzerinde] ya
da dalgalanma [24 saat içinde >20 mmHg diyastolik değişiklik ya da >25
mmHg sistolik değişiklik], idrar kaçırma ve soluklukla kendini gösteren) gö
rülebilir ve tanı için erken bir ipucu sağlar. Takipne (hız >% 50 üzerinde) sık
görülür, solunum sıkıntısı (metabolik asidoz, hipermetabolizma, göğüs duvarı
daralması, aspirasyon pnömonisi ya da pulmoner emboliden kaynaklanan)
görülebilir ve birden solunum durmasına gidebilir.
Enfeksiyon ve zehirlenme nedenlerini, metabolizma ve nöropsikiyatriyle
ilgili nedenleri ya da komplikasyonları dışlamak için laboratuvar incelemele
rini de kapsayan genel bir tanısal değerlendirme yapılmalıdır (bak. aşağıda,
“Ayırıcı Tanı” bölümü). Nöroleptik malign sendroma birçok laboratuvar
olağandışılığı eşlik ederse de, hiçbir tek olağandışılık bu tanı için özgül değil
dir. Nöroleptik malign sendromu olan kişilerde lökositoz, metabolik asidoz,
hipoksi, serum demiri derişiminde azalma, serum kas enzimlerinde ve katekolaminlerde artma olabilir. Beyin-omurilik sıvısı incelemeleri ve nörogörüntüleme çalışmalarından elde edilen bulgular genellikle olağanken, elektroensefalografi genel bir yavaşlama gösterir. Ölümcül olgularda otopsi bulguları
özgül değildir ve komplikasyonlarına göre değişkenlik gösterir.
Gelişme ve Gidiş
Veri tabanı çalışmalarından elde edilen kanıtlar, antipsikotiklerle tedavi edi
len kişilerde nöroleptik malign sendromun insidans hızının % 0.01-0.02 ara
sında olduğunu düşündürmektedir. Belirti ve bulgulann zamanla ilerlemesi,
nöroleptik malign sendrom tanısı ve sonlanımıyla ilgili önemli ipuçları sağlar.
Ruhsal durum değişikliği ve nörolojiyle ilgili diğer bulgular genel bulgular
dan önce ortaya çıkar. Belirtilerin başlangıcı, ilacın başlanmasından saatlergünler sonra olur. Kimi olgularda, ilaca başlandıktan sonraki 24 saat içinde,
çoğunda ilk hafta içinde, neredeyse bütün olgularda 30 gün içinde gelişir.
Çoğu olguda, sendromun tanısı konunca ve oral antipsikotik ilaç kesilince,
kendisiyle sınırlı kalır. İlacın kesilmesinden sonra ortalama iyileşme süresi
7-10 gündür. Çoğu kişi bir hafta içinde, neredeyse tümü 30 gün içinde iyi
leşir. Uzun etki süreli antipsikotikler işe kanşmışsa bu süre uzayabilir. Akut
hipermetabolik sendrom çözüldükten sonra nörolojiyle ilgili kalıntı bulguların
haftalarca sürdüğü kişilere ilişkin bildiriler vardır. Çoğu nöroleptik malign
sendrom olgusunda belirtilerin tam çözülmesi sağlanabilir; ancak bu bozukluk
356
ilaçların Yol A çtığı Devinim Bozuklukları v e ilaçların Diğer Yan Etkileri
tanınmayınca ölüm oranlarının % 10-20 dolaylarında olduğu bildirilmiştir.
Çoğu kişide, antipsikotik ilaçla yeniden karşılaşınca bir yineleme görülmez,
ancak kimisinde, özellikle böyle bir dönemden kısa bir süre sonra antipsikotik
ilaca yeniden başlanırsa yineleme görülür.
Çıkma Olasılığı ve Sonlanım Etkenleri
Antipsikotik ilaç verilen her kişide nöroleptik malign sendrom çıkma olasılığı
vardır. Nöropsikiyatriyi ilgilendiren herhangi bir tanıya özgül değildir ve dopamin antagonistleri alan, tanı konabilir bir ruhsal bozukluğu olmayan kişi
lerde de ortaya çıkabilir. Nöroleptik malign sendrom ortaya çıkma olasılığını
artıran klinik, genel ve metabolizmayla ilgili etkenler arasında kışkırma (ajitasyon), bitkinlik, dehidratasyon ve demir eksikliği vardır. Tek tek olguların %
15-20’sinde antipsikotik kullanımıyla geçirilmiş eski bir dönemin tanımlanı
yor olması, kimi hastalarda altta yatan bir duyarlılığın olduğunu düşündürür.
Nörotransmitter reseptör polimorfizmlerine dayalı kalıtımsal bulgular sürekli
olarak yinelenememiştir.
Neredeyse bütün dopamin antagonistleri nöroleptik malign sendroma
yol açmışsa da, gücü yüksek (yüksek potensli) antipsikotiklerde bu olasılık,
gücü düşük antipsikotiklere ve daha yeni atipik antipsikotiklere göre daha
yüksektir. Daha yeni antipsikotiklerde kesimsel ya da ağır olmayan biçimleri
ortaya çıkabilir, ancak eski ilaçlarla bile nöroleptik malign sendromun ağırlığı
değişir. Sağlık kuruluşlarında kullanılan dopamin antagonistleri (örn. metoklopramid, proklorperazin) de neden olmuştur. Parenteral uygulama, hızlı doz
ayarlamaları ve toplam ilaç dozunun daha yüksek olması bu sendromun orta
ya çıkma olasılığını artırmıştır; ancak, nöroleptik malign sendrom genellikle
antipsikotiklerin tedavi edici doz aralığında ortaya çıkar.
Ayırıcı Tanı
Nöroleptik malign sendrom, merkezi sinir sistemi enfeksiyonları, inflamatuvar ya da otoimmün durumlar, status epileptikus, subkortikal yapısal lezyonlar ve sistemik durumlar (örn. feokromositoma, tirotoksikoz, tetanoz, güneş
çarpması) gibi nöroloji ve genel sağlık durumuyla ilgili diğer ağır durumlardan
ayırt edilmelidir.
Nöroleptik malign sendrom, serotonin sendromu, dopamin agonistlerinin birden kesilmesinden sonra ortaya çıkan parkinson benzeri hipertermi
sendromu, alkol ya da dinginleştirici (sedatif) yoksunluğu, anestezi sırasında
ilaçların Yol Açtığı Devinim Bozuklukları ve İlaçların Diğer Yan Etkileri
357
ortaya çıkan malign hipertermi, uyarıcılann ve varsandıranların (hallüsinojenlerin) kötüye kullanımıyla ortaya çıkan hipertermi ve antikolinerjiklerden
kaynaklanan atropin zehirlenmesi gibi başka madde ya da ilaçlann kullanımı
sonucu ortaya çıkan benzer sendromlardan da ayırt edilmelidir.
Şizofrenisi ya da bir duygudurum bozukluğu olan kişiler, az görülen birta
kım durumlarda, malign katatoni gösterebilirler ve bu durum nöroleptik ma
lign sendromdan ayırt edilemeyebilir. Kimi araştırmacılar, nöroleptik malign
sendromu, malign katatoninin ilaca bağlı biçimi olarak düşünürler.
İlaçların Yol Açtığı Akut Distoni
3 3 3 .7 2 (G 24.02)
İlaçlann Y ol A çtığı A kut D istoni
Bir ilaca (bir nöroleptik gibi) başlandıktan, ilacın dozunu artırdıktan ya da
ekstrapiramidal belirtileri tedavi etmek için kullanılan ilacın dozunu azalttık
tan sonra, birkaç gün içinde gelişen, göz (okulojir kriz), baş, boyun (tortikollis
ya da retrokollis), kol-bacak ya da gövde kaslarının olağandışı ve uzun süreli
kasılmasıdır.
İlaçların Yol Açtığı Akut Akatizi
3 3 3 .9 9 (G 25.71)
İlaçlann Y ol A çtığı A kut A katizi
Bir ilaca (bir nöroleptik gibi) başlandıktan, ilacın dozunu artırdıktan ya da
ekstrapiramidal belirtileri tedavi etmek için kullanılan ilacın dozunu azalttık
tan sonra, birkaç hafta içinde gelişen, öznel huzursuzluk yakınmalarının yanı
sıra sıklıkla gözlenen aşırı devinimlerdir (örn. bacaklann yerinde duramama
devinimleri, bir ayağını, sonra diğer ayağını sallama, adımlayıp durma, oturamama ya da kıpırdamadan duramama).
G eç (Tardiv) Diskinezi
3 3 3 .8 5 (G 24.01)
Geç Diskinezi
En az birkaç ay, nöroleptik bir ilaç kullanılmasıyla birlikte gelişen, genelde
dil, yüzün alt kesimi ve çeneyi ve kolları-bacakları tutan (ancak kimi zaman
farinks, diyafram ya da gövde kaslarını da tutar), istemdışı atetoid ya da koreiform devinimlerdir (en az birkaç hafta sürer).
358
ilaçların Yol A çtığı Devinim Bozuklukları ve ilaçların Diğer Yan Etkileri
Yaşlı kişilerde belirtiler daha kısa süreli ilaç kullanımından sonra da geli
şebilir. Kimi hastalarda bu tür devinimler, nöroleptik ilaçların kesilmesinden,
değiştirilmesinden ya da dozlarının azaltılmasından sonra ortaya çıkabilir. Bu
duruma nöroleptik çekilmesiyle gelişen diskinezi adı verilir. Nöroleptik çe
kilmesiyle gelişen diskinezi genellikle zamanla sınırlı olduğu ve 4-8 haftadan
daha kısa sürdüğü için, bu süreden daha uzun süren diskineziler geç diskinezi
olarak düşünülmelidir.
G eç Distoni
G eç Akatizi
333.72 (G24.09)
Geç Distoni
333.99 (G25.71)
Geç Akatizi
Nöroleptik ilaç kesilse ya da dozu azaltılsa bile, haftalar ya da yıllarca sü
rebilen, tedavinin ileri bir evresinde çıkmasıyla ayırt edilen, distoni ya da
akatizi gibi diğer tür bir devinim sorununu kapsayan, geç ortaya çıkan bir
sendromdur.
İlaçların Yol Açtığı Duruş Tremoru
333.1 (G25.1)
İlaçların Yol Açtığı Duruş Tremoru
İlaç kullanımı (örn. lityum, antidepresanlar, valproat) ile birlikte gelişen ve
belirli bir duruşu sürdürme girişimleri sırasında ortaya çıkan ince tremor (ge
nellikle 8-12 Hz aralığında). Bu tremor, kaygı, kafein ve diğer uyarıcı madde
lerin kullanımı sırasında görülen tremora benzer.
Diğer İlaçların Yol Açtığı Devinim Bozukluğu
333.99 (G25.79)
Diğer İlaçların Yol Açtığı Devinim Bozukluğu
Bu kategori, yukarıda sıralanan herhangi özgül bir bozukluğun kapsamına
girmeyen, ilaçların yol açtığı devinim bozuklukları içindir. Örnekleri arasında,
1) nöroleptikler dışında kalan ilaçların kullanımıyla ortaya çıkan nöroleptik
malign sendromu andıran görünümler ve 2) diğer ilaçların yol açtığı geç or
taya çıkan durumlar vardır.
ilaçların Yol Açtığı Devinim Bozuklukları ve ilaçların Diğer Yan Etkileri
359
Antidepresan Bırakma Sendromu
995.29 (T43.205A)
İlk karşılaşma
995.29 (T43.205D)
Sonraki karşılaşma
995.29 (T43.205S)
Hastalık kalıntısı (sekel)
Antidepresan bırakma sendromu, antidepresan bir ilacın, en az bir ay sürey
le, sürekli olarak alındıktan sonra, birden kesilmesiyle (ya da dozun belirgin
olarak azaltılmasıyla) ortaya çıkabilen bir belirtiler takımıdır. Belirtiler genel
likle 2-4 gün içinde başlar ve özgül duyusal, bedensel ve bilişsel-duygusal gö
rünümleri vardır. Sıklıkla bildirilen duyusal ve bedensel belirtiler arasında ışık
çakmaları, “elektrik şoku” duyumları, bulantı, seslere ya da ışıklara karşı aşırı
tepkisellik vardır. Özgül olmayan bir kaygı ve korku duyguları da bildirilebilir.
Aynı ilaca yeniden başlanmasıyla ya da benzer etki düzeneği olan değişik bir
ilaca başlanmasıyla belirtiler yatışır. Sözgelimi, serotonin-noradrenalin gerialım inhibitörü yoksunluğundan sonra başlayan bırakma belirtileri trisiklik
bir antidepresan başlanarak yatıştınlabilir. Antidepresan bırakma sendromu
olarak nitelendirilebilmesi için, belirtilerin antidepresan ilaç dozunun azaltıl
masından önce bulunmamış olması gerekir ve bu belirtilerin başka bir ruhsal
bozuklukla (örn. mani ya da hipomani dönemi, madde esrikliği, madde yok
sunluğu, bedensel belirti bozukluğu) daha iyi açıklanamıyor olması gerekir.
Tanısal Özellikler
Bırakma belirtileri, trisiklik antidepresanlar (örn. imipramin, amitriptilin,
desipramin), serotonin gerialım inhibitörleri (örn. fluoksetin, paroksetin,
sertralin) ve monoamin oksidaz inhibitörleri (örn. fenelzin, selejilin, pargilin)
ile tedaviden sonra ortaya çıkabilir. Bu sendromun çıkabilirliği, alman ilacın
dozuna ve yan ömrüne olduğu gibi, ilacın hangi hızla bırakıldığına da bağlıdır.
Yavaş yavaş kesileceğine, birden bırakılan, kısa etki süreli ilaçlarla ortaya
çıkma olasılığı en yüksektir. Kısa etki süreli serotonin gerialım inhibitörü pa
roksetin en çok bırakma belirtisine neden olan ilaçtır, ancak bu belirtiler her
tür antidepresanla ortaya çıkabilir.
Opiyatlar, alkol ve kötüye kullanılabilen diğer maddelerle ortaya çıkan
yoksunluk sendromlanndan değişik olarak antidepresan bırakma sendromunun tanı koydurucu belirtileri yoktur. Belirtiler belirsiz ve değişkendir ve antidepresanın son dozundan sonra 2-4 gün içinde başlar. SSGİ’leri için (örn.
360
ilaçların Yol Açtığı Devinim Bozuklukları ve İlaçların Diğer Yan Etkileri
paroksetin), baş dönmesi, kulaklarda çınlama, “başta elektrik şokları”, uyuyamama ve akut kaygı gibi belirtiler tanımlanmıştır. Bırakmadan önce, antidepresan kullanımı hipomani ya da öforiye neden olmuş olmamalıdır (bırakma
sendromunun, önceki tedaviyle ortaya çıkan duygudurum dalgalanmaların
dan kaynaklanmış olmadığından emin olunmalıdır). Antidepresan bırakma
sendromu yalnızca ilaçbilimiyle ilgili etkenlere bağlıdır ve bir antidepresanın pekiştirici etkileriyle ilişkili değildir. Benzer biçimde, bir antidepresanın
uyarıcıyı güçlendirmesi durumunda da birden bırakma, burada tanımlanan
antidepresan bırakma sendromundan çok, uyarıcı yoksunluğu belirtileriyle
sonuçlanır (bak. “Maddeyle İlişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları”
bölümünde “Uyarıcı Yoksunluğu”).
Görülme Sıklığı
Antidepresan bırakma sendromunun görülme sıklığı bilinmemektedir; ancak
görülme sıklığının, bırakma öncesi doza, ilacın yarı ömrüne ve reseptöre
bağlanma yatkınlığına ve olasılıkla, söz konusu ilaç için kişinin kalıtımsal me
tabolizma hızına göre değiştiği düşünülmektedir.
Gidiş v e Gelişm e
Boylamsal çalışmalar olmadığı için antidepresan bırakma sendromunun kli
nik gidişiyle ilgili çok az şey bilinmektedir. İlacın dozu, aşamalı olarak yavaş
yavaş düşürülünce, belirtiler zamanla azalır. Bir dönemden sonra, kimileri,
ilacı belirsiz bir süre yeniden kullanmayı yeğler.
Ayırıcı Tanı
Antidepresan bırakma sendromunun ayırıcı tanısında kaygı ve depresyon bo
zukluktan, madde kullanım bozuklukları ve ilaçlara karşı dayanıklılık gelişmesi
(tolerans) göz önünde bulundurulur.
Kaygı ve depresyon bozuklukları. Bırakma belirtileri, çoğu kez, süregiden bir kaygı bozukluğunun belirtilerini ya da ilacın başlangıçta verilme
nedeni olan depresyonun bedensel belirtilerinin geriye gelmesini andırabilir.
Madde kullanım bozuklukları. Antidepresan bırakma sendromu, madde
yoksunluğundan, antidepresanların kendilerinin pekiştirici ya da öfori yapıcı
etkilerinin olmamasıyla ayrılır. İlaç dozu genellikle klinisyenin izni olmadan
ilaçların Yol Açtığı Devinim Bozuklukları ve ilaçların Diğer Yan Etkileri
361
artınlmaz ve genellikle kişi ek ilaç almak için ilaç arama davranışı göstermez.
Madde kullanım bozukluğu için tanı ölçütleri karşılanmaz.
İlaçlara karşı dayanıklılık (tolerans) gelişmesi. Belirli bir süre ilaç kul
landıktan sonra, ilacın bırakılmasına fizyolojiyle ilgili doğal bir tepki olarak,
ilaca karşı dayanıklılık ve bırakma belirtileri ortaya çıkabilir. Çoğu ilaca karşı
dayanıklılık olgusu, özenli bir doz azaltanı ile yönetilebilir.
Eştorsı
Başlangıçta ilaca yeğin depresyon bozukluğu için başlanmıştır; bırakma send
romu sırasında başlangıçtaki belirtiler geriye gelebilir.
İlaçların Diğer Yan Etkileri
995.20 (T50.905A)
İlk karşılaşma
995.20 (T50.905D)
Sonraki karşılaşma
995.20 (T50.905S)
Hastalık kalıntısı (sekel)
Bu kategori, yan etkiler (devinim bozuklukları dışında) başlıca klinik ilgi oda
ğı olduğunda, klinisyenlerin, ilaçların yan etkilerini kodlamak üzere, isterse
kullanmaları için vardır. Örnekleri arasında hipotansiyon, kalp aritmileri ve
priapizm vardır.
Klinik İlgi Odağı Olabilecek
Diğer Durumlar
B il b ö lü m d e klinik ilgi odağı olabilecek ya da hastanın ruhsal bozukluğu
nun tanısını, gidişini, sonlanımını ya da tedavisini başka türlü etkileyebilecek
diğer durumlar ve sorunlar kapsanmaktadır. Bu durumlar, kendilerine karşı
gelen ICD-9-CM (genellikle V kodları) ve ICD-10-CM (genellikle Z kodları)
ile sunulmaktadır. Bu bölümde yer alan bir durum ya da sorun, o sıradaki
başvuru nedeni olduğu için ya da bir ölçüm, işlem ya da tedavi gereğini
açıklamaya yardımcı olmak için kodlanabilir. Bu bölümde yer alan durumlar
ve sorunlar, o sıradaki başvuru nedeninden bağımsız olarak, hastanın bakı
mını etkileyebilecek koşullarla ilgili yararlı bir bilgi olarak da hastanın sağlık
kayıtlarına eklenebilir.
Bu bölümde sıralanan durumlar ve sorunlar ruhsal bozukluklar değildir.
DSM-5 kapsamına alınmaları, günlük klinik uygulamada karşılaşılabilecek ek
birtakım konuların kavranmasına dikkat çekmek ve bu konularla ilgili verileri
dökerken klinisyenlere yararlı olabilecek bir sıralama sağlamak içindir.
İlişki Sorunları
Özellikle erişkin yakın eş ilişkileri ve anababa/bakımveren-çocuk ilişkileri
olmak üzere, temel ilişkilerin, kişinin sağlığı üzerinde önemi büyüktür. Bu
ilişkiler daha sağlıklı olmayı sağlayabilir ve kişinin sağlığını koruyabilir, bu
ilişkilerin herhangi bir önemi olmayabilir ya da kişinin sağlığını bozabilir.
363
364
Klinik ilgi O da ğı O la b ile ce k Diğer Durumlar
Uçlarda düşünülecek olursa, bu tür yakın ilişkilerde kötü davranma ya da
boşlama boyutu olabilir ve bunlar, etkilenen kişide önemli birtakım sağlık
sorunlarına ve ruhsal sorunlara yol açabilir. İlişki sorunu, kişinin sağlık kurumuna başvuru nedeni olarak ya da kişinin ruhsal ya da başka bir sağlık
sorununun gidişini, sonlanımını ya da tedavisini etkileyen bir sorun olarak
klinik ilgi odağı olabilir.
Çocuk Eğitimi ile İlgili Sorunlar
V 61.20 (Z62.820)
Anababa-Çocuk İlişkisi Sorunu
Bu kategoride anababa terimi, çocuğun birincil bakımverenlerinden birine
karşılık gelmek üzere kullanılmaktadır. Bu kişi, çocuk için anababa konu
munu dolduran, doğuştan, edinen ya da yetiştiren anababa olabilir ya da
başka bir akraba (büyükanne/büyükbaba gibi) olabilir. Başlıca klinik ilgi odağı
anababa-çocuk ilişkisinin niteliğini ele almak olduğunda ya da anababa-çocuk
ilişkisinin niteliği, ruhsal bir hastalığın ya da sağlık durumunun gidişini, sonlanımını ya da tedavisini etkilediğinde bu kategori kullanılır. Anababa-çocuk
ilişkisi sorunu davranışsal, bilişsel ya da duygulanımsal alanlarda işlevsellikte
bozulmalara yol açar. Davranışsal sorunlar için örnekler olarak, yetersiz ana
baba egemenliği, denetim ve çocukla ilgilenme; aşırı koruma; aşırı baskı kur
ma; dayakla korkutmaya varan tartışmalar ve sorunları çözmekten kaçınma
verilebilir. Bilişsel sorunlar arasında, karşısındakinin istek ve düşüncelerine
olumsuz anlamlar yükleme, karşısındakine kötü duygular besleme ya da onu
günah keçisi gibi görme ve nedensiz soğuma duyguları vardır. Duygulanım
sorunları arasında üzüntü, duygusuzluk ya da ilişkide diğer kişiye karşı duyu
lan öfke vardır. Klinisyenler, çocuğun gelişimsel gereksinmelerini ve kültürel
bağlamı göz önünde bulundurmalıdırlar.
V 61.8 (Z62.891)
Kardeş İlişkisi Sorunu
Kardeşler arasında, bireyin ya da ailenin işlevselliğini ileri derecede bozan bir
etkileşim örüntüsünün olması ya da kardeşlerden birinde ya da birden çoğun
da belirtilerin ortaya çıkması ya da kardeş ilişkisi sorununun, kardeşlerden
birinin ruhsal bozukluğunun ya da sağlık sorununun gidişini, sonlanımını ya
da tedavisini etkilemesi klinik ilgi odağı olduğunda bu kategori kullanılmalıdır.
İlgi odağı kardeş ilişkisi ise bu kategori hem çocuklar, hem de erişkinler için
kullanılabilir Bu bağlamda kardeşler tam, yarı, üvey, yetiştirilen ve edinilen
kardeşler olabilir.
Klinik ilgi O dağı O lab ile cek Diğer Durumlar
V61.8 (Z62.29)
365
Anababadan Ayrı Büyüme
Çocuğun anababasından ayrı büyütülmesiyle ilgili konular başlıca klinik ilgi
odağı olduğunda ya da ayrı büyüme, ruhsal bir hastalığın ya da sağlık durumu
nun gidişini, sonlanımını ya da tedavisini etkilediğinde bu kategori kullanılma
lıdır. Çocuk, devlet bakımı altında olabilir, bir akrabası bakıyor olabilir ya da
bakım için bir aile yanma verilmiş olabilir. Çocuk, yasal bir gerekçe olmadan,
bir akrabasının evinde ya da arkadaşlarıyla birlikte yaşıyor olabilir. Yetiştirme
yurdunda yaşayan çocuklarla ilişkili sorunlar da kapsanır. Bu kategori yatılı
okullarda yaşayan çocuklarla ilişkili sorunları (V60.6 [Z59.3]) kapsamaz.
V61.29 (Z62.898)
Anababa İlişkisindeki Sıkıntılardan
Etkilenen Çocuk
Çocuğun ruhsal ve diğer sağlık sorunları üzerine etkileri de içinde olmak üze
re, anababa ilişkisindeki uyuşmazlıkların (örn. yüksek çatışma düzeyi, sıkın
tılar ya da yerme) çocuk üzerine olumsuz etkileri klinik ilgi odağı olduğunda
bu kategori kullanılır.
Birincil Destek Kaynaklarıyla İlişkili Diğer Sorunlar
V61.10 (Z63.0)
Eşle ya da Yakın İlişkide Olunan Kişiyle
İlişki Güçlüğü
Kliniğe başvuru nedeni, yakın (eşi ya da birlikte olduğu kişi ile) ilişkinin ni
teliği olduğunda ya da ilişkinin niteliği, ruhsal sorunun ya da başka sağlık
sorununun gidişini, sonlanımını ya da tedavisini etkilediğinde bu kategori kul
lanılmalıdır. Eşler aynı cinsten ya da karşı cinsten olabilirler. İlişki sorunları
davranışsal, bilişsel ya da duygulanımsal alanlarda işlevsellikte bozulmalara
yol açar. Davranışsal sorunlar için örnekler olarak, çatışmaları ortadan kaldır
ma güçlüğü, birbirinden uzaklaşma ve aşın üzerine düşme verilebilir. Bilişsel
sorunlar, karşısındakinin istek ve düşüncelerine olumsuz anlamlar yükleme
ya da eşinin olumlu davranışlannı görmezden gelme olarak kendini göstere
bilir. Duygulanım sorunlan arasında süreğen üzüntü, duygusuzluk ya da eşine
duyulan öfke vardır.
Not: Bu kategori, V61.1x (Z69. lx) eşini ya da birlikte olduğu kişiyi kötüye
kullanma sorunları için ve V65.49 (Z70.9) cinsel danışmanlık için kliniğe
başvurmaları kapsamaz.
3 66
Klinik ilgi O da ğı O la b ile ce k Diğer Durumlar
V 61.03 (Z63.5)
Ayrılma ya da Boşanma ile Ailenin
Dağılması
Yakın ilişkide erişkin bir çift, ilişki sorunları yüzünden ayrı yaşadığında ya da
boşanma sürecinde olduğunda bu kategori kullanılmalıdır.
V61.8 (Z63.8)
Aile İçinde Yüksek Duygu Dışavurumu
Duygu dışavurumu, aile ortamında, gösterilen duygu “ölçü”sünün niceliği
olarak kullanılan bir terimdir (özellikle, hasta olan aile bireyine karşı kötü
duygular besleme, duygusal aşırı karışma ve eleştirme). Ailenin yüksek duygu
dışavurumu klinik ilgi odağı olduğunda ya da aile bireyinin ruhsal sorununun
ya da başka sağlık sorununun gidişini, sonlanımını ya da tedavisini etkiledi
ğinde bu kategori kullanılmalıdır.
V62.82 (Z63.4)
Yeni Sorunsuz (Komplikasyonsuz) Yas
Kişinin, sevdiği birinin ölümüne gösterdiği olağan tepki klinik ilgi odağı ol
duğunda bu kategori kullanılabilir. Yasta olan kimi insanlar, böyle bir yitime
tepki olarak, yeğin depresyon dönemine özgü birtakım belirtiler gösterirler
(sözgelimi üzüntü duyguları ve uykusuzluk, yeme isteğinde azalma ve kilo
verme gibi eşlik eden belirtiler). Yastaki kişi, eşlik eden uykusuzluk ya da
yeme isteğinde azalma gibi eşlik eden belirtilerin düzelmesi için bir uzmana
başvurursa da, çökkün duygudurumunu “olağan” olarak görür. “Olağan” ya
sın süresi ve dışavurumu değişik kültürler arasında çok değişir. Yası, yeğin bir
depresyon döneminden ayırt etmek için daha kapsamlı yol gösterici ilkeler
yeğin depresyon dönemi için tanı ölçütlerinde verilmiştir.
Kötüye Kullanma ve Boşlama (İhmal)
Aileden birinin (örn. bakımveren, erişkin eş) ya da akraba olmayan birinin
kötü davranması, o sırada klinik odak alanı olabilir ya da böyle kötü davran
ma, ruhsal ya da başka bir sağlık sorunu olan hastaların değerlendirilmesinde
ve tedavisinde önemli bir etken olabilir. Kötüye kullanmanın ve boşlamanın
yasal uzantılarının olması nedeniyle bu gibi durumların ele alınmasında ve
kodlanmasında özenli davranılmalıdır. Geçmişte kötüye kullanılmış ya da
boşlanmış olmak, birtakım ruhsal bozuklukların tanısını ve tedavisini etkiler
ve tanının yanında belirtilebilir.
Klinik ilgi O d a ğ ı O lab ile cek Diğer Durumlar
367
O sıradaki klinik karşılaşmanın nedeni, kötüye kullanma ve boşlama
eylemini yapan ya da böyle bir eylemle karşılaşan kişiye ruh sağlığı hizmeti
vermekse, doğrulanmış ya da düşünülmüş kötüye kullanma ya da boşlama
olayınımn bildirilmesinin yanı sıra aşağıdaki kategoriler için kullanılmak üze
re başka kodlar da bulunmaktadır:
Kötüye Kullanma ve Boşlama Durumları için ICD-10-CM
Kodlama Notu
Yalnızca T kodları için 7’nci konum şöyle kodlanmalıdır:
A (ilk karşılaşma)- Söz konusu durum için hasta etkin tedavi alırken
kullanın (örn. cerrahi tedavi, acil serviste karşılaşma, yeni bir klinisyence
değerlendirilme ve tedavi) ya da
D (sonraki karşılaşma)- Söz konusu durum için hasta etkin tedavi
aldıktan sonraki karşılaşmalar için ve iyileşme ya da düzelme evresinde
bakım alırken kullanın (örn. alçıyı değiştirme ya da çıkarma, dış ya da iç
sabitleştirme aygıtını çıkarma, ilaç düzenlemesi, diğer sonrası bakım ve
izlem muayeneleri).
Çocuğa Kötü Davranma ve
Çocuğu Boşlama Sorunları
Çocuğa Bedensel Sömürü
Çocuğa bedensel sömürü, anababa, bakımveren ya da çocuğun sorumluluğu
nu taşıyan başka biri tarafından istenerek uygulanan, küçük yara, berelerden
ağır kınklara ve ölüme dek uzanan bir aralıkta, yumruklama, dövme, tekme
leme, ısırma, sallama, atma, bıçaklama, boğma, vurma (elle, sopayla, kayışla
ya da başka bir nesneyle), yakma yoluyla ya da başka bir yöntemle çocuğun
bedensel yaralanmasına yol açmadır. Böyle bir yaralama, bakımverenin ço
cuğu incitmek isteyip istememesinden bağımsız olarak sömürü olarak dü
şünülür. Kıçına şaplak atmak ya da tokat atmak gibi çocuğu dizginlemeye
yönelik davranışlar, kabul edilebilir düzeyde olduğu ve bedensel yaralanmaya
yol açmadığı sürece sömürü olarak değerlendirilmez.
3 68
Klinik ilgi O d a ğ ı O la b ile ce k Diğer Durumlar
Çocuğa Bedensel Söm ürü, Doğrulanmış
995.54 (T74.12XA)
İlk karşılaşma
995.54 (T74.12XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğa Bedensel Söm ürü, Sanılan
995.54 (T74.12XA)
İlk karşılaşma
995.54 (T74.12XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğa Bedensel Sömürü ile İlişkili Diğer Durumlar
V61.21 (Z69.010)
Anababası tarafından sömürüye uğramış çocuğa
ruh sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
V61.21 (Z69.020)
Anababa dışında birileri tarafından sömürüye
uğramış çocuğa ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
V61.22 (Z69.011)
Çocuğa sömürü uygulamış anababaya ruh sağlığı
hizmeti vermek için karşılaşma
V62.83 (Z69.021)
Çocuğa sömürü uygulamış anababa dışında
birilerine ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
Çocuğa Cinsel Sömürü
Çocuğa cinsel sömürü, anababa, bakımveren ya da çocuğun sorumluluğu
nu taşıyan başka birinin, cinsel doyum sağlamak için çocuğu herhangi bir
cinsel eyleme katmasını kapsar. Cinsel sömürü, çocuğun cinsel organlarını
okşama, içine girme, ensest, zor kullanarak cinsel ilişki kurma, oğlancılık (sodomi), açık saçık görünme gibi etkinlikleri kapsar. Cinsel sömürü, anababa
ya da bakımverenin dokunmadan sömürüsünü de kapsar. Sözgelimi, çocukla
sömürgen arasında doğrudan bedensel bir dokunuş olmadan, çocuğu, başka
larının cinsel doyumu için birtakım eylemlere zorlama, kandırma, ayartma,
gözünü korkutma ya da baskı altında tutma da bu kapsam içindedir.
Klinik ilgi O dağı O la b ile ce k Diğer Durumlar
369
Çocuğa Cinsel Söm ürü, Doğrulanmış
995.53 (T74.22XA)
İlk karşılaşma
995.53 (T74.22XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğa Cinsel Söm ürü, Sanılan
995.53 (T76.22XA)
İlk karşılaşma
995.53 (T76.22XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğa Cinsel Söm ürü ile İlişkili Diğer Durumlar
V61.21 (Z69.010)
Anababası tarafından cinsel sömürüye uğramış
çocuğa ruh sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
V61.21 (Z69.020)
Anababa dışında birileri tarafından cinsel
sömürüye uğramış çocuğa ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
V15.41 (Z62.810)
Çocuklukta cinsel sömürü öyküsü (geçmiş öykü)
V61.22 (Z69.011)
Çocuğa cinsel sömürü uygulamış anababaya ruh
sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
V62.83 (Z69.021)
Çocuğa cinsel sömürü uygulamış anababa
dışında birilerine ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
Çocuğu Boşlama
Çocuğu boşlama (ihmal), çocuğun anababasından birinin ya da başka bir
bakımverenin, çocuğun yaşına uygun temel gereksinmelerini karşılamaktan
uzak, dolayısıyla çocuğa bedensel ya da ruhsal bir kötülüğün dokunmasıyla
ya da dokunabilecek olmasıyla sonuçlanan, doğrulanmış ya da yapıldığı sa
nılan, gereken ilgiyi göstermeme ve boşlama davranışları olarak tanımlanır.
Çocuğu boşlama, bırakıp gitme, denetim altında tutmama, gerekli duygusal
ya da ruhsal gereksinmelerini karşılamama ve gerekli eğitimi, sağlık bakımı
nı, besinleri, barınağı ve/ya da giysileri sağlamamayı kapsar.
370
Klinik ligi O da ğı O la b ile ce k Diğer Durumlar
Çocuğu Boşlama, Doğrulanmış
995.52 (T74.02XA)
İlk karşılaşma
995.52 (T74.02XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğu Boşlama, Sanılan
995.52 (T76.02XA)
İlk karşılaşma
995.52 (T76.02XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğu Boşlama ile İlişkili Diğer Durumlar
V61.21 (Z69.010)
Anababası tarafından boşlanmış çocuğa ruh
sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
V61.21 (Z69.020)
Anababa dışında birileri tarafından boşlanmış
çocuğa ruh sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
V15.42 (Z62.812)
Çocuklukta boşlanmışlık öyküsü (geçmiş öykü)
V61.22 (Z69.011)
Çocuğunu boşlamış anababaya ruh sağlığı
hizmeti vermek için karşılaşma
V62.83 (Z69.021)
Çocuğu boşlamış anababa dışında binlerine ruh
sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
Çocuğa Ruhsal Sömürü
Çocuğa ruhsal sömürü, anababadan biri ya da bakımveren tarafından isteye
rek yapılan, çocuğa belirgin ruhsal bir kötülüğün dokunmasıyla ya da doku
nabilecek olmasıyla sonuçlanan, sözel ya da simgesel eylemlerdir. (Bedensel
ve cinsel sömürü eylemleri bu kategori kapsamında değildir.) Çocuğa ruhsal
sömürü örnekleri arasında çocuğu paylamak, aşağılamak, küçük düşürmek,
gözünü korkutmak, çocuğun değer verdiği kişilere ya da nesnelere kötülük
yapmak/onları bırakıp gitmek (ya da birinin onlara kötülük yapacağını/alıp
gideceğini söylemek), davranışlarını kısıtlamak (kollarını ya da bacaklarını
bağlamak, bir yere bağlamak, kapalı, küçük bir yere [örn. gömme dolap]
tıkmak), sürekli günah keçisi yapmak, kendine acı vermesine zorlamak, be
densel ya da bedensel olmayan yollarla aşırı bir disiplin uygulamak (bedensel
sömürü düzeyinde olmasa da, çok sık ya da çok uzun süreli olarak) vardır.
Klinik ilgi O da ğı O la b ile ce k Diğer Durumlar
371
Çocuğa Ruhsal Söm ürü, Doğrulanmış
995.51 (T74.32XA)
İlk karşılaşma
995.51 (T74.32XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğa Ruhsal Söm ürü, Sanılan
995.51 (T76.32XA)
İlk karşılaşma
995.51 (T76.32XD)
Sonraki karşılaşma
Çocuğa Ruhsal Söm ürü ile İlişkili Diğer Durumlar
V61.21 (Z69.010)
Anababası tarafından ruhsal sömürüye uğramış
çocuğa ruh sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
V61.21 (Z69.020)
Anababa dışında birileri tarafından ruhsal
sömürüye uğramış çocuğa ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
V15.42 (Z62.811)
Çocuklukta ruhsal sömürü öyküsü (geçmiş öykü)
V61.22 (Z69.011)
Çocuğa ruhsal sömürü uygulamış anababaya ruh _
sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
V62.83 (Z69.021)
Çocuğa ruhsal sömürü uygulamış anababa
dışında birilerine ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
Erişkine Kötü Davranma ve Erişkini Boşlama Sorunları
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba Güç Kullanımı, Bedensel
Son bir yıl içinde, eşin ya da birlikte olduğu kişinin, bedenine bir kötülüğün
dokunmasıyla ya da dokunabilecek olmasıyla sonuçlanan ya da büyük korku
uyandıran, isteyerek kaba güç kullanıldığında bu kategori kullanılmalıdır. İste
yerek kaba güç kullanma eylemleri arasında ittirmek, tokatlamak, saçını çek
mek, çimdiklemek, tutmak, sallamak, atmak, ısırmak, tekmelemek, yumruk
atmak ya da bir nesneyle vurmak, yakmak, zehirlemek, boğazına bastırmak,
hava yolunu kapatmak, başını suyun altında tutmak ve bir silâh kullanmak var
dır. Kişinin kendisini ya da eşini korumak için yaptığı eylemler kapsanmaz.
372
Klinik ilgi Odağı Olabilecek Diğer Durumlar
Eşin ya da Birlikte O lduğu Kişinin Kaba Güç Kullanım ı, Bedensel,
Doğrulanmış
995.81 (T74.11XA)
İlk karşılaşma
995.81 (T74.11XD)
Sonraki karşılaşma
Eşin ya da Birlikte O lduğu Kişinin Kaba Güç Kullanım ı, Bedensel,
Sanılan
995.81 (T76.11XA
İlk karşılaşma
995.81 (T76.11XD)
Sonraki karşılaşma
Eşin ya da Birlikte O lduğu Kişinin Kaba Güç Kullanım ı, Bedensel
ile İlişkili Diğer Durumlar
V 61.11 (Z69.11)
Eşinin ya da birlikte olduğu kişinin bedensel
kaba güç kullandığı kişiye ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
V I5.41 (Z91.410)
Geçmişte eşinin ya da birlikte olduğu kişinin
bedensel kaba güç kullandığı öyküsü (geçmiş
öykü)
V61.12 (Z69.011)
Eşine ya da birlikte olduğu kişiye karşı bedensel
kaba güç kullanmış kişiye ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba Güç Kullanımı, Cinsel
Son bir yıl içinde, eşini ya da birlikte olduğu kişiyi cinsel eyleme zorlama ya
da bunun için baskı yapma olmuş ise bu kategori kullanılır. Cinsel kaba güç
kullanımı, eylem tamamlanmış olsun ya da olmasın, kişinin kendisi isteme
mesine karşın, güç kullanarak cinsel eylemde bulunmaya zorlamayı ya da
ruhsal baskı altında tutarak cinsel eylemde bulunmak zorunda bırakmayı kap
sar. Kişinin oluru olmayan cinsel etkinlikler de bu kategori kapsamındadır.
Klinik ligi O d a ğ ı O lab ile cek Diğer Durumlar
373
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba Güç Kullanım ı, Cinsel,
Doğrulanmış
995.83 (T74.21XA)
İlk karşılaşma
995.83 (T74.21.XD)
Sonraki karşılaşma
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba Güç Kullanım ı, Cinsel,
Sanılan
995.83 (T76.21XA)
İlk karşılaşma
995.83 (T76.21XD)
Sonraki karşılaşma
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba Güç Kullanım ı, Cinsel ile
İlişkili Diğer Durumlar
V 6 1 .ll (Z69.81)
Eşinin ya da birlikte olduğu kişinin cinsel kaba
güç kullandığı kişiye ruh sağlığı hizmeti vermek
için karşılaşma
V15.41 (Z91.410)
Geçmişte eşinin ya da birlikte olduğu kişinin
cinsel kaba güç kullandığı öyküsü (geçmiş öykü)
V61.12 (Z69.12)
Eşine ya da birlikte olduğu kişiye karşı cinsel
kaba güç kullanmış kişiye ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
Eşini ya da Birlikte Olduğu Kişiyi Boşlama
Eşini ya da birlikte olduğu kişiyi boşlama, son bir yıl içinde, eşlerden birinin,
kendisine bağımlı olan eşe bedensel ya da ruhsal kötülüğünün dokunması ya
da dokunabilecek olmasıyla sonuçlanan, onun temel gereksinmelerini kar
şılamaktan uzak eylemleri ve gereken ilgiyi göstermeme davranışlarıdır. Bu
kategori, sıradan günlük etkinlikleri yaparken yardımcı olmak üzere, eşlerden
birinin diğerine ileri derecede bağımlı olduğu ilişkiler bağlamında kullanılır
(örn. kişinin bedensel, ruhsal/anlıksal ya da kültürel kısıtlılıkları [sözgelimi
yabancı bir kültürde yaşamaktan ötürü başkalarıyla iletişim kuramama ve
günlük etkinliklerini yerine getirememe] nedeniyle kendine yetememesi).
3 74
Klinik ilgi O d a ğ ı O la b ile ce k Diğer Durum lar
Eşini ya da Birlikte Olduğu Kişiyi Boşlama, Doğrulanmış
995.85 (T74.01XA
İlk karşılaşma
995.52 (T74.01XD)
Sonraki karşılaşma
Eşini ya da Birlikte Olduğu Kişiyi Boşlama, Sanılan
995.85 (T76.01KA)
İlk karşılaşma
995.85 (T76.01XD)
Sonraki karşılaşma
Eşini ya da Birlikte Olduğu Kişiyi Boşlama ile İlişkili Diğer
Durumlar
V 6 1 .ll (Z 6 9 .ll)
Eşi ya da birlikte olduğu kişi tarafından boşlanmış
kişiye ruh sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
V15.42 (Z91.412)
Geçmişte boşlanmışlık öyküsü (geçmiş öykü)
V61.12 (Z69.12)
Eşini ya da birlikte olduğu kişiyi boşlamış birine
ruh sağlığı hizmeti vermek için karşılaşma
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kötüye Kullanımı, Ruhsal
Eşin ruhsal kötüye kullanımı, eşlerden birinin, eşine belirgin bir kötülüğünün
dokunması ya da dokunabilecek olmasıyla sonuçlanan, isteyerek yaptığı sö
zel ya da simgesel eylemlerini kapsar. Böyle bir ruhsal kötüye kullanım son
bir yıl içinde olmuşsa bu kategori kullanılmalıdır. Ruhsal kötüye kullanma
eylemleri arasında paylamak ya da aşağılamak, sorguya çekmek, gelip git
mesini kısıtlamak, yardım almasını engellemek (örn. yasal yaptırım; yasal,
koruyucu kuruluşlara ya da sağlık kuruluşlarına), kaba güç kullanacağı ya da
cinsel saldırıda bulunacağıyla ilgili olarak gözünü korkutma, kişinin önem ver
diği kişilere ya da nesnelere kötülüğü dokunma ya da kötülüğü dokunacağı
korkusu salma, kişinin parasal kaynaklarına erişmesini ya da bunları kullan
masını nedensiz bir biçimde kısıtlama, kişiyi ailesinden, arkadaşlarından ya
da toplumsal dayanaklarından uzak tutma, sezdirmeden izleme ve kendisinin
çılgın biri olduğunu düşünmesine çalışma vardır.
Klinik ilgi O dağı O lab ile cek Diğer Durumlar
375
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kötüye Kullanım ı, Ruhsal,
Doğrulanmış
995.82 (T74.31XA)
İlk karşılaşma
995.52 (T74.31XD)
Sonraki karşılaşma
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kötüye Kullanım ı, Ruhsal,
Sanılan
995.82 (T76.31XA)
İlk karşılaşma
995.82 (T76.31XD)
Sonraki karşılaşma
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kötüye Kullanım ı, Ruhsal ile
İlişkili Diğer Durumlar
V 6 1 .ll (Z 6 9 .ll)
Eşin ya da birlikte olduğu kişinin ruhsal kötüye
kullanımına uğramış kişiye ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
V15.42 (Z91.411)
Geçmişte eşin ya da birlikte olduğu kişinin kötüye
kullanma öyküsü (geçmiş öykü)
V61.12 (Z69.12)
Eşini ya da birlikte olduğu kişiyi ruhsal kötüye
kullanan birine ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Kötüye
Kullanımı
Bir erişkin, yakın ilişkisi olmayan başka biri tarafından kötüye kullanılırsa bu
kategoriler kullanılmalıdır. Böyle kötü davranmanın içinde bedensel, cinsel
ya da duygusal kötüye kullanma vardır. Erişkin kötüye kullanımının örnek
leri arasında, bedensel yaralanmayla sonuçlanan ya da sonuçlanabilecek ya
da korku doğuracak, isteyerek kaba güç kullanma (örn. ittirme, tırmalama,
tokatlama, yaralayabilecek bir şey atma, yumruklama, ısırma); cinsel eylem
lerde bulunmaya zorlama ya da bunun için baskı altında tutma ve ruhsal yara
açabilecek sözel ya da simgesel eylemler (örn. paylama ya da aşağılama, sor
guya çekme, gelip gitmesini kısıtlama, yardım almasını engelleme, gözünü
korkutma, kişinin önem verdiği kişilere ya da nesnelere kötülüğü dokunma
ya da kötülüğü dokunacağı korkusu salma, kişinin parasal kaynaklanna eriş-
376
Klinik ilgi O da ğı O lab ile cek Diğer Durumlar
meşini ya da bunları kullanmasını kısıtlama, kişiyi ailesinden, arkadaşlarından
ya da toplumsal dayanaklarından uzak tutma, sezdirmeden izleme ve kendi
sinin çılgın biri olduğunu düşünmesine çalışma) vardır.
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini
Bedensel Kötüye Kullanımı, Doğrulanmış
995.81 (T74.11XA)
İlk karşılaşma
995.81 (T74.11XD)
Sonraki karşılaşma
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini
Bedensel Kötüye Kullanımı, Sanılan
995.81 (T76.11XA)
İlk karşılaşma
995.81 (T76.11XD)
Sonraki karşılaşma
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Cinsel
Kötüye Kullanım ı, Doğrulanmış
995.83 (T74.21XA)
İlk karşılaşma
995.83 (T74.21XD)
Sonraki karşılaşma
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Cinsel
Kötüye Kullanım ı, Sanılan
995.83 (T76.21XA)
İlk karşılaşma
995.83 (T76.21XD)
Sonraki karşılaşma
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Ruhsal
Kötüye Kullanım ı, Doğrulanmış
995.82 (T74.31XA)
İlk karşılaşma
995.82 (T74.31XD)
Sonraki karşılaşma
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Ruhsal
Kötüye Kullanım ı, Sanılan
995.82 (T76.31XA)
İlk karşılaşma
995.82 (T76.31XD)
Sonraki karşılaşma
Klinik ilgi O da ğı O lab ile cek Diğer Durumlar
377
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında Birinin Bir Erişkini Kötüye
Kullanım ı ile İlişkili Diğer Durumlar
V 65.49 (Z69.81)
Eşin ya da birlikte olduğu kişinin ruhsal kötüye
kullanımına uğramış kişiye ruh sağlığı hizmeti
vermek için karşılaşma
V 62.83 (Z69.82)
Eşini ya da birlikte olduğu kişiyi ruhsal kötüye
kullanan birine ruh sağlığı hizmeti vermek için
karşılaşma
Eğitim ve İşle İlgili Sorunlar
Eğitim Sorunları
V62.3 (Z55.9)
Okulla İlgili Sorun ya da Eğitim Sorunu
Okulla ilgili bir sorun ya da bir eğitim sorunu klinik ilgi odağı olduğunda ya
da bunun kişinin tanısı, tedavisi ya da sonlanımı üzerinde etkisi olduğunda
bu kategori kullanılmalıdır. Göz önünde bulundurulacak sorunlar arasında
okuma yazma bilmeme ya da çok az bilme, olanaksızlıklardan ötürü okula
gidememe, okul başansı sorunları (örn. okulda sınavlan geçememe, geçer
notlar alamama) ya da yeterince başan gösterememe (kişinin anlıksal yeterli
ğine göre beklenenin altında kalması), öğretmenlerle, okul yöneticileriyle ya
da diğer öğrencilerle anlaşmazlık ve eğitim ve/ya da öğrenimle ilişkili diğer
sorunlar vardır.
İşle İlgili Sorunlar
V62.21 (Z56.82)
O Sıradaki Askerlik Konuşlanmasıyla İlgili
Sorun
Kişinin askerlik konuşlanmasıyla doğrudan ilişkili iş sorunu klinik ilgi odağı
olduğunda ya da bunun, kişinin tanısı, tedavisi ya da sonlanımı üzerinde etkisi
olduğunda bu kategori kullanılmalıdır. Konuşlanmaya gösterilen ruhsal tepki
ler bu kategoride kapsanmaz; bu tepkiler bir uyum bozukluğu ya da başka bir
ruhsal bozukluk olarak değerlendirilmelidir.
37 8
Klinik ilgi O da ğı O la b ile ce k Diğer Durumlar
V 62 .2 9 (Z56.9)
Çalışm a Yaşamıyla İlgili Diğer Bir Sorun
Çalışma yaşamıyla ilgili bir sorun klinik ilgi odağı olduğunda ya da bunun,
kişinin tedavisi ya da sonlanımı üzerinde etkisi olduğunda bu kategori kulla
nılmalıdır. Çalışma yaşamı ya da ortamı ile ilgili, göz önünde bulundurulabi
lecek sorunlar arasında işsizlik, yeni iş değişikliği, işini yitirme korkusu, işten
doyumsuzluk, gergin çalışma düzeni, meslek seçiminde belirsizlik, işyerinde
taciz, yöneticiyle, denetmenle, çalışma arkadaşlarıyla ya da diğer çalışanlarla
anlaşmazlık, elverişsiz ya da kötü duygular uyandıran iş ortamları, işle ilgili
gerginlik doğuran diğer etkenler, işle ve çalışma yaşamıyla ilişkili diğer so
runlar vardır.
Barınma Sorunları ve Parasal Sorunlar
Barınma Sorunları
V60.0 (Z59.0)
Evsizlik
Sürekli oturulan ya da yaşanan bir yerin olmamasının, kişinin tedavisi ya
da sonlanımı üzerinde etkisi olduğunda bu kategori kullanılmalıdır. Kişinin
gecelediği yer bir sığınak, barınak, korunak ya da herkese açık bir yer (örn.
tünel, ulaşım merkezi, alışveriş merkezi), yaşamak için kullanılmayan bir yapı
(örn. bırakılıp gidilmiş bir yapı, kullanılmayan bir fabrika), karton bir kutu ya
da mağara gibi bir yerse, kişi evsiz olarak düşünülür.
V60.1 (Z59.1)
Yetersiz Barınma
Yetersiz barınmanın, kişinin tedavisi ya da sonlanımı üzerinde etkisi oldu
ğunda bu kategori kullanılmalıdır. Yetersiz barınma koşulları arasında, ısıtma
sisteminin (soğuk havalarda) ya da elektriğin olmaması, böceklerin ya da
kemirgenlerin kuşatması, yetersiz su ve tuvalet, aşırı kalabalık, yetersiz uyu
ma alanı ve aşırı ses vardır. Bu kategoriye sokmadan önce kişinin kültürel
değerlerinin göz önünde bulundurulması gerekir.
V 60.89 (Z59.2)
Komşuyla, Kiracıyla ya da Kiraya Verenle
Anlaşmazlık
Komşularla, kiracılarla ya da kiraya verenle anlaşmazlık klinik ilgi odağı ol
duğunda ya da bunun, kişinin tedavisi ya da sonlanımı üzerinde bir etkisi
olduğunda bu kategori kullanılmalıdır.
Klinik İlgi O d a ğ ı O la b ile ce k Diğer Durumlar
V60.6 (Z59.3)
379
Barınma Kurumunda Yaşamakla İlişkili
Sorun
Bir barınma kurumunda (huzurevi, esirgeme kurumu vb.) yaşamakla ilişkili bir
sorun (ya da sorunlar) klinik ilgi odağı olduğunda ya da bu durumun, kişinin
tedavisi ya da sonlanımı üzerinde etkisi olduğunda bu kategori kullanılmalı
dır. Yaşam koşulunun değişmesine gösterilen ruhsal tepkiler bu kategoride
kapsanmaz; bu tür tepkilerin bir uyum bozukluğu olarak değerlendirilmesi
daha iyi olur.
Parasal Sorunlar
V60.2 (Z59.4)
Yeterli Yiyecek ya da Güvenli İçme
Suyunun Olmaması
V60.2 (Z59.5)
Aşın Yoksulluk
V60.2 (Z59.6)
Düşük Gelir
V60.2 (Z59.7)
Yetersiz Sosyal Güvenlik Desteği
Sosyal güvenlik desteği almaya hak sahibi olma ölçütlerini karşılayan ancak
böyle bir destek almayan, gereksinmelerini karşılamaya yetecek denli destek
almayan ya da başka bir biçimde, gerekli güvenlik ya da destek sistemlerine
erişemeyen kişiler için bu kategori kullanılmalıdır. Örnekleri arasında, belgelendiremediği ya da geçerli bir adresi olmadığı için sosyal güvenlik desteği
almaya hak kazanamama, yaşından ya da daha önceden var olan bir du
rumundan ötürü sağlık sigortasının olmaması ve dar gelirli olmasına karşın
desteklenmeye karşı durma sayılabilir.
V60.9 (Z59.9)
Tanımlanmamış Barınma Sorunu ya da
Parasal Sorun
Yukanda tanımlananlann dışında bir bannma sorunu ya da parasal sorun
olduğunda bu kategori kullanılmalıdır.
38 0
Klinik ilgi O d a ğ ı O la b ile ce k Diğer Durumlar
Toplumsal Ç evre ile İlişkili Diğer Sorunlar
V 62.89 (Z60.0)
Yaşam Evresi Sorunu
Bir yaşam döngüsü geçişine (özel bir gelişimsel evreye) uyum sorunu klinik
ilgi odağı olduğunda ya da bunun, kişinin tedavisi ya da sonlanımı üzerin
de etkisi olduğunda bu kategori kullanılmalıdır. Böyle geçişler için örnekler
arasında, okula başlama ya da okulu bitirme, anababa denetiminden çıkma,
evlenme, yeni bir işe başlama, anababa olma, çocuklar evden ayrıldıktan
sonra “boş yuva”ya alışma ve emekliye ayrılma vardır.
V 60.3 (Z60.2)
Tek Başına Yaşam a Sorunu
Tek başına yaşamaktan kaynaklanan bir sorun klinik ilgi odağı olduğunda
ya da bunun, kişinin tedavisi ya da sonlanımı üzerinde etkisi olduğunda bu
kategori kullanılmalıdır. Bu gibi sorunlar için örnekler arasında, süreğen bir
yalnızlık duygusu çekme, toplumdan yalıtılmışlık ve günlük yaşam etkinlikleri
nin yapılandırılmamış olması (örn. düzensiz yemek ve uyku saatleri, evle ilgili
işleri düzensiz yapma) vardır.
V 62.4 (Z60.3)
Yeni Bir K ültüre A lışm a G üçlüğü
Yeni bir kültüre uyum sağlama güçlüğü (örn. göç ettikten sonra) klinik ilgi
odağı olduğunda ya da bunun, kişinin tedavisi ya da sonlanımı üzerinde etkisi
olduğunda bu kategori kullanılmalıdır.
V 62.4 (Z60.4)
T oplum dan D ışlanm a ya da Ötekileşm e
Yineleyici bir biçimde toplumdan dışlanma ya da ötekileştirilme ile giden bir
toplumsal güç dengesizliği olduğunda bu kategori kullanılmalıdır. Toplumsal
dışlanma için örnekler arasında, erki ele geçirenlerin bu güçlerini baskıcı ve
ezici bir biçimde kullanmaları, sataşma ve boyun eğdirme, sözel saldırıya
ve aşağılanmaya uğrama, kişinin toplumsal çevresinde yaşıtlarının, çalışma
arkadaşlarının ya da başkalarının katıldığı etkinliklerden amaçlı olarak dışlan
ması vardır.
Klinik ilgi O da ğı O la b ile ce k Diğer Durumlar
V 62.4 (Z60.5)
381
(Algılanan) Ayırımcılık ya da Ezince
Uğrama
Kişinin ilişkinliği (aidiyeti) (ya da algılanan ilişkinliği) ile ilgili olarak algıladığı
ya da yaşadığı aynmcılık ya da uğradığı bir ezinç (zulüm) varsa bu kategori
kullanılmalıdır. İlişkinlikle ilgili örnekler arasında, cinsiyet ya da cinsel kimlik,
ırk, budunsal (etnik) köken, din, cinsel yönelim, geldiği ülke, siyasal görüşler,
yetiyitimi durumu, sınıf, toplumsal konum, kilo ve dış görünüm vardır.
V 62.9 (Z60.9)
Toplumsal Çevreyle İlişkili T anım lanm am ış
Bir Sorun
Yukanda tanımlananlann dışında toplumsal çevreyle ilişkili bir sorun oldu
ğunda bu kategori kullanılmalıdır.
Suçla ya d a Yasal Düzenle Etkileşimle İlişkili Sorunlar
V 62.89 (Z65.4)
Üzerinde Bir Suç İşlenm iş O lm a
(M ağdurluk)
V 62.5 (Z65.0)
Tutuksuz Yargılanm a
V 62.5 (Z65.1)
Tutuklanm a
V 62.5 (Z65.2)
Tutukevinden Salıverilme ile İlişkili
Sorunlar
V 62.5 (Z65.3)
D iğer Yasal D urum larla İlişkili Sorunlar
Danışmanlık ve Sağlık Önerileriyle İlişkili
Diğer Sağlık Hizmeti Alm a Karşılaşmaları
V 65.49 (Z70.9)
Cinsel D anışm anlık
Kişi, cinsel eğitim, cinsel davranışlar, cinsel yönelim, cinsel tutumlar (utan
ma, sıkılganlık), başkalannın cinsel davranışları ve yönelimleri (örn. eş, bir
likte olunan kişi, çocuk), cinsel haz alma ya da cinsellikle ilgili konularda
danışmanlık almak istiyorsa bu kategori kullanılmalıdır.
382
Klinik İlgi O da ğı O la b ile ce k Diğer Durumlar
V 65.40 (Z71.9)
Başka T ürlü D anışm anlık
Yukarıda ya da bu bölümde başka bir yerde tanımlanmamış bir sorun için
danışmanlık veriliyorsa ya da yol gösteriliyorsa bu kategori kullanılmalıdır.
Örnekleri arasında, tinsel ya da dinsel danışmanlık, beslenme danışmanlığı
ve nikotin kullanımı üzerine danışmanlık vardır.
Ruhsal-Toplumsal, Kişisel v e Çevresel
Diğer Koşullarla İlişkili Sorunlar
V 62.89 (Z65.8)
D insel ya da Tinsel Sorun
Dinsel ya da tinsel bir sorun klinik ilgi odağı olduğunda bu kategori kullanıla
bilir. Örnekleri arasında, inancını yitirme ya da inancını sorgulamanın verdiği
sıkıntı, yeni bir inancı benimseme ya da dinsel bir kurumla ilişkili olması
gerekmeyen tinsel değerleri sorgulama vardır.
V 61.7 (Z64.0)
İstenmeyen Gebelikle İlişkili S orunlar
V 61.5 (Z64.1)
Ç ok D oğum Y apm ış O lm akla İlişkili
Sorunlar
V 62.89 (Z64.4)
T oplum sal Yardım Sağlayıcı ile
A nlaşm azlık
V 62.89 (Z65.4)
Terörizm ya da İşkenceyle K arşılaşm a
V 62.22 (Z65.5)
D oğal Y ıkım , Savaş ya da Benzeri Bir
D urum la K arşılaşm a
V 62.89 (Z65.8)
Ruhsal-Toplumsal K oşullarla İlişkili D iğer
B ir Sorun
V 62.89 (Z65.9)
T anım lanm am ış Ruhsal-Toplumsal
K oşullarla İlişkili Tanım lanm am ış
Bir Sorun
Klinik ilgi O da ğı O labilecek Diğer Durumlar
383
Kişisel Ö yküyle İlişkili Diğer Durumlar
V 1 5 .4 9 (Z91.49)
Başka Bir, Kişisel O larak R uhsal
Örselenme Öyküsü
V 1 5 .5 9 (Z91.5)
Kişisel K endini Y aralam a Ö yküsü
V 62 .2 2 (Z91.82)
Kişisel Askerlik K onuşlanm ası Öyküsü
V 6 9 .9 (Z91.89)
Diğer Kişisel Göze A lm a Etkenleri
V 6 9 .9 (Z72.9)
Yaşam Biçim iyle İlg ili B ir Sorun
Yaşam biçimiyle ilgili bir sorun, özgül bir tedavi odağı olduğunda ya da ruhsal
bir durumun ya da bir sağlık durumunun gidişini, sonlanımını ya da tedavisini
doğrudan etkiliyorsa bu kategori kullanılmalıdır. Yaşam biçimi sorunlarına
örnekler arasında spor yapmama, uygunsuz beslenme, zarar görme olasılığı
olan cinsel davranışlar ve dinlendirici bir uyku uyumak için gerekenleri yap
mama vardır. Ruhsal bir bozukluğa bağlanabilecek bir sorun, özgül bir tedavi
odağı olmadıkça ya da bunun, kişinin hastalığının gidişi, sonlanımı ve tedavisi
üzerinde doğrudan etkisi olmadıkça kodlanmamalıdır. Bu gibi durumlarda,
hem ruhsal bozukluk, hem de yaşam biçimi sorunu kodlanmalıdır.
V 71.01 (Z72.811)
Erişkin Toplum dışı (Antisosyal) D avranışı
Klinik ilgi odağı, ruhsal bir bozukluğa (örn. davranım bozukluğu, toplumdışı
kişilik bozukluğu) bağlı olmayan erişkin toplumdışı davranışı olduğunda bu
kategori kullanılabilir, örnekleri arasında, hırsızlığı iş edinenlerin, haraççıların ya da yasadışı madde satıcılarının davranışlan sayılabilir.
V 71 .0 2 (Z72.810)
Çocuk ya da Ergen T oplum dışı
(Antisosyal) D avranışı
Klinik ilgi odağı, ruhsal bir bozukluğa (örn. aralıklı patlayıcı bozukluk, davranım bozukluğu) bağlı olmayan çocuk ya da ergen toplumdışı davranışı oldu
ğunda bu kategori kullanılabilir. Örnekleri arasında çocuklann ya da gençlerin
yalıtık toplumdışı eylemleri vardır (toplumdışı davranış örüntüsü değildir).
384
Klinik ilgi O da ğı O la b ile c e k Diğer Durumlar
Sağlık Hizmeti A lam am a ile İlişkili Sorunlar
V 6 3 .9 (Z75.3)
S ağlık H izm eti O lanaklarının O lm am ası
ya da B unlara Erişilem em esi
V 63.8 (Z75.4)
D iğer Yardım K urum u O lanaklarının
O lm am ası ya da B unlara Erişilem em esi
Tıbbi Tedaviye Uyum Sağlam ama
V 15.81 (Z91.19)
Tıbbi Tedaviye Uyum Sağlam am a
Ruhsal bir bozukluğun ya da başka bir sağlık durumunun tedavisinin önemli
bir boyutuna uyumu sağlamama klinik ilgi odağı olduğunda bu kategori kul
lanılabilir. Uyum sağlamamanın nedenleri arasında, tedaviden kaynaklanan
rahatsızlıklar (örn. ilaç yan etkileri), tedavinin tutan, önerilen tedaviyle ilgili
kişisel değer yargıları, dinsel ya da kültürel inançlar, yaşla ilişkili güçsüzlük
ve ruhsal bir hastalığın varlığı (örn. şizofreni, kişilik bozukluğu) vardır. Bu
kategori, ancak söz konusu sorun aynca klinik değerlendirmeyi gerektirecek
denli ağır ise ve diğer sağlık durumlarını etkileyen ruhsal etkenler için tanı
ölçütlerini karşılamıyorsa kullanılabilir.
2 7 8 .0 0 (E66.9)
A şın K ilolu O lm a ya da Şişm anlık
(Obezite)
Aşırı kilolu olma ya da şişmanlık klinik ilgi odağı olduğunda bu kategori kul
lanılabilir.
V 65.2 (Z76.5)
Sayrım sam a (Temaruz)
Sayrımsamanın başlıca özelliği, askerlik görevinden kaçma, işten kaçma, pa
rasal ödence alma, suç kovuşturmasından kaçma ya da ilaç elde etme gibi
amaçlarla, istemli olarak, doğru olmayan ya da aşın abartılı bedensel ya da
ruhsal belirtiler çıkarmadır. Sayrımsama, kimi durumlarda uyumsal bir dav
ranışı gösterir (örneği savaşta tutsak düştüğünde hastaymış gibi davranmak).
Aşağıdakilerin herhangi bir bileşimi sayrımsamayı düşündürür:
Klinik ilgi O da ğı O lab ile cek Diğer Durumlar
385
1. Adli tıp bağlamında bir görünüm (örn. kişinin yargıç tarafından muayeneye
gönderilmiş olması ya da kişiye dava açılacak ya da bir suç yüklenecek gibi
olduğunda kendisinin başvurması).
2. Kişinin yaşadığı gerginlik ve yetiyitimiyle, nesnel bulgular ve gözlemler
arasında belirgin bir çelişki olması.
3. Tanısal değerlendirme sırasında ve reçete edilen ilaçların kullanımı
konusunda işbirliği yapmama.
4. Toplumdışı (antisosyal) kişilik bozukluğunun olması.
Sayrımsama, belirtilerin dış kaynaklı olmasıyla yapay bozukluktan ayrılır.
Belirtilerin istemli çıkarılmasıyla ve çıkarların çok açık olmasıyla dönüştürme
(konversiyon) bozukluğundan ve bedensel belirtilerle ilişkili ruhsal bozukluk
lardan ayırt edilir. Uydurmanın kesin kanıtı olduğunda (muayene sırasında
olan işlev yitiminin evdeyken olmadığının açık kanıtı varsa), kişinin açıkça
amacı hasta konumuna girmek ise yapay bozukluk tanısı düşünülür, para
gibi bir çıkar sağlama ise sayrımsama düşünülür.
V 40.31 (Z91.83)
Ruhsal Bir Bozukluğa Eşlik Eden Amaçsız
Gezinme
Bu kategori, gezinme isteği, klinik açıdan ele almayı ya da güvenlik önlemleri
almayı gerektiren, ruhsal bir bozukluğu olan kişiler için kullanılır. Sözgelimi,
yeğin nörobilişsel ya da nörogelişimsel bozuklukları olan kişiler, gezinmek
için huzursuz bir itki yaşarlar, bu da onların düşmelerine ya da gereksindikleri
biri yanlarında olmadan, denetim altında oldukları ortamlardan uzaklaşma
larına yol açabilir. Bu kategori, istemedikleri barınma koşullarından kaçmak
isteyen kişileri (örn. evden kaçan çocuklar, artık hastanede kalmak istemeyen
hastalar) ya da ilaçların yol açtığı akatizi yüzünden yürüyen ya da adımlayan
kişileri kapsamaz.
K odlam a notu: Önce eşlik eden ruhsal durumu kodlayın (örn. yeğin
nörobilişsel bozukluk, otizm açılımı kapsamında bozukluk), sonra V40.31
(Z91.83) [özgül ruhsal bozuklukla eşlik eden amaçsız gezinme.
38 6
Klinik ilgi O da ğı O la b ile ce k Diğer Durumlar
V 62.89 (R 41.83)
Sınırda A nlıksal İşlevsellik
Kişinin sınırda anlıksal işlevselliği klinik ilgi odağı olduğunda ya da bunun,
kişinin tedavisi ve sonlanımında bir etkisi olduğunda bu kategori kullanılır.
Özellikle ölçme işlemlerine uyum sağlamayı etkileyen ruhsal bir bozukluk eştanısı olan hastalarda (örn. şizofreni ya da ağır dürtüsellikle giden dikkat ek
sikliği/aşırı hareketlilik bozukluğu), sınırda anlıksal işlevsellikle ağır olmayan
anlıksal yetiyitimini (anlıksal gelişimsel bozukluğu) ayırt etmek için, anlıksal
ve uyumsal işlevlerin ve bunların birbirleriyle uyumsuzluklarının özenle değer
lendirilmesi gerekir.
Dizin
(Algılanan) Ayrımcılık ya da Ezince
Anlıksal (Entellektüel) Yetiyitimleri, 15
Uğrama, 381
Anlıksal Gelişimsel Bozukluk, 15, 21
Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk,
306
Anlıksal Yetiyitimi, 15
Anoreksiya Nervoza, 173
Agorafobi, 120
Antidepresan Bırakma Sendromu, 359
Aile içinde Yüksek Duygu Dışavurumu,
366
Antisosyal Kişilik Bozukluğu, 331
Aralıklı Patlayıcı Bozukluk, 225
Akatizi, 357-358
Aşırı Kilolu Olma ya da Şişmanlık
Akut Akatizi, 357
(Obezite), 384
Akut Distoni, 357
Aşm Uykululuk Bozukluğu, 186
Akut Gerginlik (Stres) Bozukluğu, 152
Aşırı Yoksulluk, 379
Alkol Entoksikasyonu, 239
Asperger Bozukluğu, 27
Alkol Esrikliği (Entoksikasyonu), 239
Ataque de Nervios, 126, 155
Alkol Kullanım Bozukluğu, 237
Aybaşı Öncesi (Premenstrüel) Disfori
Alkol Yoksunluğu, 239
Bozukluğu, 98
Alkolle İlişkili Bozukluklar, 237
Aynlma Kaygısı Bozukluğu, 113
Alkolün Yol Açtığı Diğer Bozukluklar,
241
Ayrılma ya da Boşanma ile Ailenin
Alzheimer Hastalığına Bağlı Yeğin ya
Ayrımcılık ya da Ezince Uğrama, 381
da Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk,
310
Bağımlı Kişilik Bozukluğu, 335
Amfetamin, 274
Barınma Kurumunda Yaşamakla İlgili
Sorun, 379
Anababa İlişkisindeki Sıkıntılardan
Etkilenen Çocuk, 365
Barınma Sorunları ve Parasal Sorunlar,
Dağılması, 366
378
Anababadan Ayrı Büyüme, 365
Barınma Sorunları, 378
Anksiyete Bozukluklan, 113
387
Dizin
388
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Çalışma Yaşamıyla İlgili Diğer Bir
Deliryum, 300
Sorun, 378
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Çarpmayla (Travmatik) Beyin
Depresyon Bozukluğu, 103
Yaralanmasına Bağlı Yeğin ya da Ağır
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Olmayan Nörobilişsel Bozukluk, 316
İkiuçlu ve İlişkili Bozukluk, 78
Çekingen Kişilik Bozukluğu, 334
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Kaygı
Cinsel Danışmanlık, 381
Bozukluğu, 125
Cinsel Elezerlik (Sadizm) Bozukluğu,
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
344
Kişilik Değişkenliği, 337
Cinsel İşlev Bozuklukları, 205
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Cinsel Kimliğinden Yakınma (Hoşnut
Psikoz Bozukluğu, 57
Olmama), 219
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Cinsel Organlarda-Pelviste Ağrı/İçe
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu ve İlişkili
Girme Bozukluğu, 201
Bozukluk, 138
Cinsel Özezerlik (Mazoşizm) Bozukluğu,
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
343
Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel
Cinsel Sapkınlık (Parafili) Bozuklukları,
Bozukluk, 324
341
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Çıkarma Bozukluğu, 178
Tanımlanmamış Ruhsal Bozukluk, 350
Çocuğa Bedensel Sömürü, 367
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı
Çocuğa Cinsel Sömürü, 368
Tanımlanmış Diğer Bir Ruhsal
Bozukluk, 349
Basmakalıp Devinim Bozukluğu, 38
Beden Algısı Bozukluğu (Vücut
Dismorfik Bozukluğu), 131
Bedensel Belirti Bozukluğu, 163
Bedensel Belirti Bozuklukları ve İlişkili
Bozukluklar, 163
Beslenme ve Yeme Bozuklukları, 171
Çocuğa Kötü Davranma ve Çocuğu
Boşlama Sorunları, 367
Çocuğa Ruhsal Sömürü, 370
Çocuğu Boşlama, 369
Çocuk Eğitimi ile İlgili Sorunlar, 364
Çocuk ya da Ergen Toplumdışı
(Antisosyal) Davranışı, 383
Çocuklarda Cinsel Kimliğinden Hoşnut
Olmama, 219
Bipolar I Bozukluğu, 63
Çocuklukta Başlayan Akıcılık
Bipolar II Bozukluğu, 69
Bozukluğu, 23
Bipolar ve İlişkili Bozukluklar, 63
Çoğul Etkene Bağlı Yeğin ya da Ağır
Biriktiricilik Bozukluğu, 132
Olmayan Nörobilişsel Bozukluk, 325
Birincil Destek Kaynaklarıyla İlişki Diğer
Çok Doğum Yapmış Olmakla İlişkili
Sorunlar, 365
Sorunlar, 382
Borderline Kişilik Bozukluğu, 332
Çözülme (Dissosiyasyon) Bozuklukları,
Bulimiya Nervoza, 175
157
Dizin
389
Çözülme Esrimesi, 160
Dinsel ya da Tinsel Sorun, 382
Damarsal (Vasküler) Nörobilişsel
Diskalkuli, 36
Bozukluk, 314
Disleksi, 35
Danışmanlık ve Sağlık Önerileriyle
Dissosiyasyon Bozuklukları, 157
İlişkili Diğer Sağlık Hizmeti Alma
Karşılaşmaları, 381
Davranım Bozukluğu, 226
Deliryum, 298
Depersonalizasyon Çözülmesi, 159
Depresyon Bozuklukları, 91
Derealizasyon Çözülmesi, 159
Deri Yolma Bozukluğu, 134
Dissosiyatif Amnezi, 158
Distimi, 96
Distoni, 357-358
Dışa Atım Bozuklukları, 181
Dışkı Kaçırma, 182
Doğal Yıkım, Savaş ya da Benzeri Bir
Durumla Karşılaşma, 382
Dönüştürme (Konversiyon) Bozukluğu,
Devinsel (Motor) Bozukluklar, 37
165
Diğer Kişisel Göze Alma Etkenleri, 383
Duruş Tremoru, 358
Diğer Ruhsal Bozukluklar, 349
Düşük Gelir, 379
Diğer Sağlık Durumlarını Etkileyen
Eğitim Sorunları, 377
Ruhsal Etkenler, 166
Diğer Yardım Kurumu Olanaklarının
Olmaması ya da Bunlara Erişilememesi,
384
Diğer Yasal Durumlarla İlişkili Sorunlar,
381
Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik
Bozukluğu, 29
Dil Bozukluğu, 22
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı
Giderici Entoksikasyonu, 270
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı
Eğitim ve İşle İlgili Sorunlar, 377
Enkoprezis (Dışkı Kaçırma), 182
Entellektüel Yetiyitimleri, 15
Enürezis (İdrar Kaçırma), 181
Erişkin Toplumdışı (Antisosyal)
Davranışı, 383
Erişkine Kötü Davranma ve Erişkini
Boşlama Sorumları, 371
Erkekte Düşük Cinsel İstek Bozukluğu,
211
Erken Boşalma, 212
Giderici Esrikliği (Entoksikasyonu), 270
Erotomani, 44
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı
Eş ya da Birlikte Olduğu Kişi Dışında
Giderici Kullanım Bozukluğu, 267
Birinin Bir Erişkini Kötüye Kullanımı,
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı
Giderici Yoksunluğu, 271
Dinginleştirici, Uyutucu ya da
375
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba
Güç Kullanımı, Bedensel, 371
Kaygı Gidericinin Yol Açtığı Diğer
Bozukluklar, 272
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin Kaba
Dinginleştirici, Uyutucu ya da Kaygı
Eşin ya da Birlikte Olduğu Kişinin
Gidericiyle (Sedatif, Hipnotik ya da
Kötüye Kullanımı, Ruhsal, 374
Anksiyolitikle) İlişkili Bozukluklar, 267
Güç Kullanımı, Cinsel, 372
Dizin
390
Eşini ya da Birlikte Olduğu Kişiyi
Hızlı Göz Devinimleri Uykusu Dışında
Boşlama, 373
Uykudan Uyanma Bozukluklan, 194
Eşle ya da Yakın İlişkide Olunan Kişiyle
Huntington Hastalığına Bağlı Yeğin ya
İlişki Güçlüğü, 365
da Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk,
Evsizlik, 378
323
Fensiklidin Entoksikasyonu, 253
Huzursuz Bacaklar Sendromu, 197
Fensiklidin Esrikliği (Entoksikasyonu),
İdrar Kaçırma, 181
253
İkiuçlu (Bipolar) II Bozukluğu, 69
Fensiklidin Kullanım Bozukluğu, 249
İkiuçlu (Bipolar) ve İlişkili Bozukluklar,
Fensiklidinin Yol Açtığı Diğer
63
Bozukluklar, 256
İkiuçlu I Bozukluğu, 63, 68
Fetişizm Bozukluğu, 345
İkiuçlu II Bozukluğu, 73
Geç (Tardiv) Diskİnezi, 357
İlacın Yol Açtığı Deliryum, 299
Geç Akatizi, 358
İletişim Bozuklukları, 22
Geç Boşalma, 205
İlişki Sorunları, 363
Geç Distoni, 358
İnhalanla İlişkili Bozukluklar, 257
Gece Yemek Yeme Bozukluğu, 178
İşle İlgili Sorunlar, 377
Geçici İstençdışı Devinim Bozukluğu,
İşlevgören Nöroloji Belirtisi Bozukluğu,
40
165
Gelişimsel Eşgüdüm Bozukluğu, 37
İstençdışı Devinim (Tik) Bozuklukları,
Gençlerde ve Erişkinlerde Cinsel
39
Kimliğinden Hoşnut Olmama, 220
İstenmeyen Gebelikle İlişkili Sorunlar,
Genel Gelişimsel Gecikme, 21
382
Geri Çıkarma (Geviş Getirme)
Jikoshu-kyofu, 140
Bozukluğu, 172
Kaçmgan/Kısıtlı Yiyecek Alımı
Geviş Getirme Bozukluğu, 172
Bozukluğu, 172
Göstermecilik Bozukluğu, 342
Kadında Cinsel İlgi/Uyarılma
Gözetlemecilik Bozukluğu, 341
Hallüsinojenle İlişkili Bozukluklar, 249
Hastalık Kaygısı Bozukluğu, 164
Hipomani Dönemi, 64
Histriyonik Kişilik Bozukluğu, 333
HIV Enfeksiyonuna Bağlı Yeğin ya da
Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk,
Bozukluğu, 208
Kadında Orgazm Bozukluğu, 207
Kafein Entoksikasyonu, 242
Kafein Esrikliği (Entoksikasyonu), 242
Kafein Yoksunluğu, 243
Kafeinin Yol Açtığı Diğer Bozukluklar,
243
321
Kafeinle İlişkili Bozukluklar, 242
Hızlı Göz Devinimleri (REM) Uykusunda
Kannabisle İlişkili Bozukluklar, 244
Davranış Bozukluğu, 196
Karabasan Bozukluğu, 195
Kardeş İlişkisi Sorunu, 364
Dizin
391
KarŞ1giyim (TraVesti)Bo2ukluğu346
Lewy Cisimcikleri Olan Yeğin ya da
KarŞ1t01ma)KarşıGelrneBozukluğU;
Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk,
Katatoni, 58
Madde Esrikliği Deliryumu, 298
313
Kaygı (Anksiyete) Bozukluklarl; 113
Kekeleme, 23
Madde İle İlişkili Bozukluklar ve
Kendine Yabanr,ı
Madde ile İlişkili Bozukluklar, 234
Bağımlılık Bozuklukları, 231
Madde Kullanım Bozuklukları, 234
(Derealızasyon)
^
Madde Yoksunluğu Deliryumu, 299
K a ^ E h t o t a u « ^ , 246
Maddenin Yol Açtığı Bozukluklar, 235
Kenevir Esrikliği 246
Kenevir Kullan^ Bozuk]uğu 244
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Cinsel İşlev
Bozukluğu, 213
Kenevir YoksumuğUı 247
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Depresyon
Kenevirin Yol A 0, ’ IW D
....
2^g
Vtıgı Dıger Bozukluklar,
Bozukluğu, 100
Maddenin/İlacın Yol Açtığı İkiuçlu ve
Kenevirle (K a n r^bls) ¡ j . ^ Bozukluklar>
İlişkili Bozukluk, 75
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Kaygı
Khyâl cap, 126
Bozukluğu, 122
Kişilik Bozukluk!^ 327
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Psikoz
K je l Askerlik K o n u ş la n m a s ı
öyküsü,
Bozukluğu, 53
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Takıntı-
Kişisel Kendini V ^ ralamaöyküsüı 383
K'sa Psikoz B02llkluğuj 46
Kısa Tepkisel Psikoz 46
Zorlantı Bozukluğu ve İlişkili Bozukluk,
134
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Uyku
Bozukluğu, 198
Kleptomani, 22SJ
Kokain, 274
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Yeğin ya da
Komplikasyonsun Yas> 366
317
Komşuyla, KiraclM
ada
Verenle A n la ş m ^ hkı378
Konuşma Sesi B ^ 2uk]uğu; 22
KonversiyonBo^kluğu> 165
Koro, 140
Kötüye Kullanma Ve Boşlama (lhmal)>
Kumar Oynama ^
Qzukluğu; 2g9
Kuşkucu (Paranot^j, Kişilik Bozukluğu,
Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk,
Mağdurluk, 381
Majör Depresyon Bozukluğu, 92
Majör Depresyon Dönemi, 66, 71
Mani Dönemi, 63
Mazoşizm Bozukluğu, 343
Melankoli, 84, 107
Merkezi Uyku Apnesi, 190
Mevsimsel Örüntü, 87
Motor Bozukluklar, 37
Mutizm, 114
Dizin
392
Narkolepsi, 188
Narsisistik Kişilik Bozukluğu, 333
Nörobilişsel Alanlar, 291
Nörobilişsel Bozukluklar, 291
Nörogelişimsel Bozukluklar, 15
Nöroleptik Malign Sendrom, 354
O Sıradaki Askerlik Konuşlanmasına
İlgili Sorun, 377
Obezite, 384
Obsesif-Kompulsif Bozukluk ve İlişkili
Bozukluklar, 129
Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu,
336
Okulla İlgili Sorun ya da Eğitim Sorunu,
377
Opiyat Entoksikasyon, 264
Opiyat Esrikliği (Entoksikasyonu), 264
Parasomniler, 194
Parkinson Hastalığına Bağlı Yeğin ya
da Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk,
322
Parkinsonizm, 354
Pedofili Bozukluğu, 345
Pika, 171
Piromani, 229
Premenstrüel Disfori Bozukluğu, 98
Prion Hastalığına Bağlı Yeğin ya da
Ağır Olmayan Nörobilişsel Bozukluk,
322
Psödosiyezis, 168
REM Uykusunda Davranış Bozukluğu,
196
Ruhsal Bir Bozukluğa Eşlik Eden
Amaçsız Gezinme, 385
Ruhsal-Toplumsal Koşullarla İlişkili
Opiyat Kullanım Bozukluğu, 262
Diğer Bir Sorun, 382
Opiyat Yoksunluğu, 265
Ruhsal-Toplumsal, Kişisel ve Çevresel
Opiyatm Yol Açtığı Diğer Bozukluklar,
Diğer Koşullarla İlişkili Sorunlar, 382
266
Rüzgar Atakları, 126
Opiyatla İlişkili Bozukluklar, 262
Saç Yolma Bozukluğu, 133
Örselenme (Travma) ve Tetikleyici
Sadizm Bozukluğu, 344
Etkenle (Stresörle) İlişkili Bozukluklar,
143
Örselenme Sonrası Gerginlik (Travma
Sonrası Stres) Bozukluğu, 146
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk,
25
Özgül Fobi, 115
Özgül Öğrenme Bozukluğu, 34
Özsever (Narsisistik) Kişilik Bozukluğu,
333
Panik Atağı, 118
Panik Bozukluğu, 117
Parafili Bozuklukları, 341
Paranoid Kişilik Bozukluğu, 328
Parasal Sorunlar, 379
Sağlık Hizmeti Alamama ile İlişkili
Sorunlar, 384
Sağlık Hizmeti Olanaklarının Olmaması
ya da Bunlara Erişilememesi, 384
Sanrılı Bozukluk, 43
Sayrımsama (Temaruz), 384
Seçici Konuşmazlık, 114
Sedatif, Hipnotik ya da Anksiyolitikle
İlişkili Bozukluklar, 267
Sertleşme Bozukluğu, 206
Shubo-kyofu, 140
Siklotimi Bozukluğu, 74
Sinir Atağı, 126
393
^
.
^ erıle İlgili Uyku-Uyanıklık
Takıntılı-Zorlantılı (Obsesif-Kompulsif)
Kişilik Bozukluğu, 336
Tanımlanmamış Alkolle İlişkili
Bozukluk, 241
% ıîyftJ^n,°2Ukluk’ 51
^
(Şizoaffektif)
SİL 6rîİ A
Tanımlanmamış Aşın Uykululuk
* C » 4 > K , p s , m,„d,
^O f
r e r,,
„
,,
-
^ ^ iğ e r Bozukluklar, 43
eilitn si . ^ ° 2 ukluk, 47
es. ° 9 ib i
Si (S i*
, 2 °freniform) Bozukluk,
b
4 3 ° ^ ^
dişilik Bozukluğu, 239
^ ¡ Ş i j j . ^ k l u ğ u , 329
S,n j
^ ° zuklu3u >43, 330
33^ ^
* ^ 1 ) Kişilik Bozukluğu,
sıriı^ •
l r *e) Kişilik Bozukluğu,
I Şlevsellik, 386
V t,
!)
^
5ö ‘o.
,-
Bozukluğu, 179
217
Tanımlanmamış Cinsel Kimliğinden
Hoşnut Olmama Durumu, 222
Tanımlanmamış Cinsel Sapkınlık
Bozukluğu, 348
Tanımlanmamış Çözülme Bozukluğu,
^
s,e ^ ' N
H
Tanımlanmamış Beslenme ve Yeme
Tanımlanmamış Cinsel İşlev Bozukluğu,
ş .İÎÎOic(
ırtlt.
Bozukluğu, 203
Tanımlanmamış Bannma Sorunu ya da
Parasal Sorun, 379
İS > <
?
Tanımlanmamış Anlıksal Yetiyitimi, 21
Katılım Bozukluğu,
İJy k u Bozukluklan,
Î
161
Tanımlanmamış Deliryum, 304
Tanımlanmamış Depresyon Bozukluğu,
105
Tanımlanmamış Diğer Bedensel Belirti
Bozukluğu ve İlişkili Bozukluk, 169
'H a
VQ
Tanımlanmamış Dikkat Eksikliği/Aşırı
s o ^ t* v
' 4 ^
Ü*
' *>>J* ' « W " ^ z<=>z
u k l u k l a r , 143
len r ^ *s* * '
3 /»
>
Düzenle Etkileşimle
%
.
•*3 l
**> ^
Tanımlanmamış Dinginleştirici, Uyutucu
Hareketlilik Bozukluğu, 33
-
^
53i
'ciifjc
ya da Kaygı Gidericiyle İlişkili Bozukluk,
273
Tanımlanmamış Dışa Atım Bozukluğu,
^ n ) Devinsel ya
183
^ ^ ç d ış ı Devinim
Tanımlanmamış İkiuçlu ve İlişkili
Bozukluk, 81
•rh
' ^ • ^ o n Bozukluğu, 96
„
Tanımlanmamış İletişim Bozukluğu, 25
^ukluğu, 343
Tanımlanmamış İstençdışı Devinim
-ozukluğu (Obsesif
Bozukluğu, 41
' —ık) ve İlişkili
Tanımlanmamış Kafeinle İlişkili
Bozukluk, 244
Tanımlanmamış Kaygı Bozukluğu, 127
D'®n
den^ O
394
l m
a
m
» raU9'
Bozukluk, 249
Tanımlanma««?
, s a p k ın ^
T a n ım la n m ^ D S
B o z u k lu ^ ,
326
Tanımlanmama
Bozukluk,42
^
221
T a n d a n « *, D» f*c « B* C
B o z u k lu ğ u - 3^
.r ç ö z ü lm e
BoZukluğu- 339
,. e\Bozukluk,
'
a
B itD c P iCSV° n
^ ö r o g ^ rosel
0oWa t i a ^
T amm\ant^a^
HozukVuK
B o z u k lu k ,2^6 T
-.56
ı^ mroeevve
c , .
e\en
T a n ım la n m a ^
^
T a n ım la n m ış
B ozu k lu k ’
T a n ım la n m ış
B ozuk^
T e t i k t e V ^ ^ ' .70İten iM 'l'ml
r
B o zu k lu k ,
K apsam cav
B .r \sten çd 'Ş
^Devinim
anB
4°
Bozo z ^ BirKaVff
B o z u k l u k , T i t a n b r Z o * » I* A
T a n v w te n w a m |
0oZ u k\u k,
B ozucu v e ^
Bit İkiu4u vc
T a n ım la n ^
te W U
B o zu cu su ,
r t ö e r B i r t e lW
T a n ıv n la n ^ a ^
B o z u k la 2 ^
Î ^ ğ u , 33^
u c ü v te ffiŞk ık
e r B ir ^ ö r o 3 ^
seV
T a n ım la n m a ^
b o zu klu k, 2
\jy a n c iy la İVişVdVı
Bozukluk, &1
Biv T a k m t ^ ar
r ^ 2°;usk^ ^ “'
Tanımlanma0196
T a m m la n m ^ 9
^ 5 S .® 7
v ,toc, Bo * W * . “ ? „
^anmam'Ş VlW R0zuk\u9u- LA
B o zu k lu ^, 20
.f s u s u z lu
T a n ım la n m ^ 9
^
-
D£ £ > - * * k
ıs s v
tW ,
T a n ı m la t 0 l/ g
İT ^
* n £
a n ım la n m a D 9 \
^
T a n ım la n m a 0 9
^
TBaozukluk’
nt ^
BirV'kı«
° ^
B ozukluk-
T an ım lan m ^ 9
77
CiOSe'
V^lTıe
tBaon®to
»nr 6
z u k lu ğ a
ı
BoZUk lu k , ^ 6 8
Bozuklu9u,
^
Qnse\
T e tikle V 'c l ^
155
V
'
Örselenme
^ ffiBirB
Dizin
393
Sirkadiyen Düzenle İlgili Uyku-Uyamklık
Takmtılı-Zorlantılı (Obsesif-Kompulsif)
Bozuklukları, 192
Kişilik Bozukluğu, 336
Şişmanlık, 384
Tanımlanmamış Alkolle İlişkili
Şizoaffektif Bozukluk, 51
Bozukluk, 241
Şizoduygulanımsal (Şizoaffektif)
Tanımlanmamış Anlıksal Yetiyitimi, 21
Bozukluk, 51
Tanımlanmamış Aşırı Uykululuk
Şizofreni Açılımı Kapsamında ve
Bozukluğu, 203
Psikozla Giden Diğer Bozukluklar, 43
Tanımlanmamış Barınma Sorunu ya da
Şizofreni, 49
Parasal Sorun, 379
Şizofreniform Bozukluk, 47
Tanımlanmamış Beslenme ve Yeme
Şizofrenimsi (Şizofreniform) Bozukluk,
47
Şizogibi (Şizoid) Kişilik Bozukluğu, 239
Şizoid Kişilik Bozukluğu, 329
Şizotipal Kişilik Bozukluğu, 43, 330
Şizotürü (Şizotipal) Kişilik Bozukluğu,
43, 330
Sınırda (Borderline) Kişilik Bozukluğu,
332
Sınırda Anlıksal İşlevsellik, 386
Sınırsız Toplumsal Katılım Bozukluğu,
144
Solunumla İlişkili Uyku Bozuklukları,
190
Sosyal Fobi, 116
Stres Bozukluğu, 152
Bozukluğu, 179
Tanımlanmamış Cinsel İşlev Bozukluğu,
217
Tanımlanmamış Cinsel Kimliğinden
Hoşnut Olmama Durumu, 222
Tanımlanmamış Cinsel Sapkınlık
Bozukluğu, 348
Tanımlanmamış Çözülme Bozukluğu,
161
Tanımlanmamış Deliryum, 304
Tanımlanmamış Depresyon Bozukluğu,
105
Tanımlanmamış Diğer Bedensel Belirti
Bozukluğu ve İlişkili Bozukluk, 169
Tanımlanmamış Dikkat Eksikliği/Aşırı
Hareketlilik Bozukluğu, 33
Tanımlanmamış Dinginleştirici, Uyutucu
Stresörle İlişkili Bozukluklar, 143
ya da Kaygı Gidericiyle İlişkili Bozukluk,
Suçla ya da Yasal Düzenle Etkileşimle
273
İlişkili Sorunlar, 381
Tanımlanmamış Dışa Atım Bozukluğu,
Süregiden (Süreğen) Devinsel ya
183
da Sesle İlgili İstençdışı Devinim
Tanımlanmamış İkiuçlu ve İlişkili
Bozukluğu, 39
Bozukluk, 81
Süregiden Depresyon Bozukluğu, 96
Tanımlanmamış İletişim Bozukluğu, 25
Sürtünmecilik Bozukluğu, 343
Tanımlanmamış İstençdışı Devinim
Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-
Bozukluğu, 41
Kompulsif Bozukluk) ve İlişkili
Tanımlanmamış Kafeinle İlişkili
Bozukluklar, 129
Bozukluk, 244
Tanımlanmamış Kaygı Bozukluğu, 127
Dizin
394
Tanımlanmamış Kenevirle İlişkili
Kimliğinden Hoşnut Olmama Durumu,
Bozukluk, 249
221
Tanımlanmamış Kişilik Bozukluğu, 339
Tanımlanmış Diğer Bir Cinsel Sapkınlık
Tanımlanmamış Nörobilişsel Bozukluk,
Bozukluğu, 347
326
Tanımlanmış Diğer Bir Çözülme
Tanımlanmamış Nörogelişimsel
Bozukluğu, 160
Bozukluk, 42
Tanımlanmış Diğer Bir Depresyon
Tanımlanmamış Opiyatla İlişkili
Bozukluğu, 104
Bozukluk, 267
Tanımlanmış Diğer Bir Dikkat Eksikliği/
Tanımlanmamış Örselenme ve
Aşırı Hareketlilik Bozukluğu, 33
Tetikleyici Etkenle İlişkili Bozukluk, 156
Tanımlanmış Diğer Bir Dışa Atım
Tanımlanmamış Şizofreni Açılımı
Bozukluğu, 182
Kapsamında ve Psikozla Giden Diğer
Tanımlanmış Diğer Bir İkiuçlu ve İlişkili
Bozukluk, 62
Bozukluk, 79
Tanımlanmamış Takıntı-Zorlantı
Tanımlanmış Diğer Bir İstençdışı
Bozukluğu ve İlişkili Bozukluk, 141
Devinim Bozukluğu, 40
Tanımlanmamış Tütünle İlişkili
Tanımlanmış Diğer Bir Kaygı
Bozukluk, 284
Bozukluğu, 126
Tanımlanmamış Uçucuyla İlişkili
Tanımlanmış Diğer Bir Kişilik
Bozukluk, 261
Bozukluğu, 338
Tanımlanmamış Uyarıcıyla İlişkili
Tanımlanmış Diğer Bir Nörogelişimsel
Bozukluk, 280
Bozukluk, 41
Tanımlanmamış Uyku-Uyanıklık
Tanımlanmış Diğer Bir Şizofreni Açılımı
Bozukluğu, 204
Kapsamında ve Psikozla Giden Diğer
Tanımlanmamış Uykusuzluk Bozukluğu,
Bozukluk, 61
202
Tanımlanmış Diğer Bir Takıntı-Zorlantı
Tanımlanmamış Varsandıranla İlişkili
Bozukluğu ve İlişkili Bozukluk, 139
Bozukluk, 257
Tanımlanmış Diğer Bir Tür Deliryum,
Tanımlanmamış Yıkıcı Bozukluk, Dürtü
303
Denetimi ve Davranım Bozukluğu, 230
Tanımlanmış Diğer Bir Uyku-Uyanıklık
Tanımlanmış Diğer Bir Aşırı Uykululuk
Bozukluğu, 204
Bozukluğu, 203
Tanımlanmış Diğer Bir Uykusuzluk
Tanımlanmış Diğer Bir Bedensel Belirti
Bozukluğu, 202
Bozukluğu ve İlişkili Bozukluk, 168
Tanımlanmış Diğer Bir Yıkıcı
Tanımlanmış Diğer Bir Beslenme ve
Bozukluk, Dürtü Denetimi ve Davranım
Yeme Bozukluğu, 177
Bozukluğu, 230
Tanımlanmış Diğer Bir Cinsel İşlev
Tanımlanmış Diğer Örselenme ve
Bozukluğu, 216
Tetikleyici Etkenle İlişkili Bir Bozukluk,
Tanımlanmış Diğer Bir Cinsel
155
Dizin
395
Tanımlanmış Fensiklidinle İlişkili
Tütün Kullanım Bozukluğu, 280
Bozukluk, 257
Tütünle İlişkili Bozukluklar, 280
Tardiv Diskinezi, 357
Tütünün Yol Açtığı Diğer Bozukluklar,
Tek Başına Yaşama Sorunu, 380
283
Temaruz, 384
Uçucu Entoksikasyonu, 260
Tepkisel Bağlanma Bozukluğu, 143
Uçucu Esrikliği (Entoksikasyonu), 260
Terörizm ya da İşkenceyle Karşılaşma,
382
Uçucu Kullanım Bozukluğu, 257
Tik Bozukluklan, 39
261
Tıbbi Tedaviye Uyum Sağlamama, 384
Uçucuyla (İnhalanla) İlişkili Bozukluklar,
Uçucunun Yol Açtığı Diğer Bozukluklar,
Tıkayıcı Uyku Apnesi Hipopnesi, 190
257
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu, 176
Unutkanlık Çözülmesi (Dissosiyatif
Toplumdan Dışlanma ya da
Ötekileşme, 380
Amnezi), 158
Uyarıcı Entoksikasyonu, 277
Toplumdışı (Antisosyal) Kişilik
Uyarıcı Esrikliği (Entoksikasyonu), 277
Bozukluğu, 331
Uyarıcı Kullanım Bozukluğu, 274
Toplumsal Çevre ile İlişkili Diğer
Sorunlar, 380
Uyarıcı Yoksunluğu, 278
Toplumsal Çevreyle İlişkili
Bozukluklar, 279
Tanımlanmamış Bir Sorun, 381
Uyarıcıyla İlişkili Bozukluklar, 274
Toplumsal İletişim Bozukluğu, 24
Uyku ile İlişkili Hipoventilasyon, 191
Toplumsal Kaygı Bozukluğu, 116
Uyku-Uyanıklık Bozuklukları, 185
Toplumsal Yardım Sağlayıcı ile
Uykusuzluk Bozukluğu, 185
Anlaşmazlık, 382
Tourette Bozukluğu, 39
Uyarıcının Yol Açtığı Diğer
Uyum Bozuklukları, 154
Üzerinde Bir Suç İşlenmiş Olma
Trans, 160
(Mağdurluk), 381
Travesti Bozukluğu, 346
Varsandırana Bağlı Kalıcı Algı
Travma Sonrası Stres Bozukluğu, 146
Bozukluğu, 255
Travma ve Tetikleyici Etkenle
Varsandıranın Yol Açtığı Diğer
(Stresörle) İlişkili Bozukluklar, 143
Bozukluklar, 256
Travmatik Beyin Yaralanmasına Bağlı
Varsandıranla (Hallüsinojenle) İlişkili
Yeğin ya da Ağır Olmayan Nörobilişsel
Bozukluk, 316
Bozukluklar, 249
Vasküler Nörobilişsel Bozukluk, 314
Trikotillomani, 133
Vücut Dismorfik Bozukluğu, 131
Tutukevinden Salıverilme ile İlişkili
Yapay Bozukluk, 167
Sorunlar, 381
Tutuklanma, 381
Tutuksuz Yargılanma, 381
Yas, 72, 94
Yaşam Biçimiyle İlgili Bir Sorun, 383
Dizin
396
Yaşam Evresi Sorunu, 380
Yeni Sorunsuz (Komplikasyonsuz) Yas,
Yaygın Gelişimsel Bozukluk, 27
366
Yaygın Kaygı Bozukluğu, 121
Yeterli Yiyecek ya da Güvenli İçme
Yeğin (Majör) Depresyon Bozukluğu,
92
Suyunun Olmaması, 379
Yetersiz Bannma, 378
Yeğin (Majör) Depresyon Dönemi, 66,
Yetersiz Sosyal Güvenlik Desteği, 379
71
Yirmi Dört Saatlik (Sirkadiyen) Düzenle
Yeğin Nörobilişsel Bozukluk, 304
İlgili Uyku-Uyanıklık Bozuklukları, 192
Yeğin ya da Ağır Olmayan
Yıkıcı Bozukluklar, Dürtü Denetimi ve
Frontotemporal Nörobilişsel Bozukluk,
Davranım Bozuklukları, 223
311
Yıkıcı Duygudurumu Düzenleyememe
Yeni Bir Kültüre Alışma Güçlüğü, 380
Bozukluğu, 91