Bölüm 19
MİMARİ TEKNİK RESİM EĞİTİM MATERYALİ
OLARAK MAKET KULLANIMI
Seval ÖZGEL FELEK1
Giriş
Etimolojik olarak “maket” sözcüğüne bakıldığında Fransızca maquette sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük İtalyanca macchietta “küçük çizim, taslak” sözcüğünden alıntıdır (EtimolojiTurkce, 2018). Sözlük anlamı, “Mimarlıkta, sanayide ve
bazı sanat dallarında yer alan eserlerin taslak durumundaki küçük örneğidir” (TDK,
2018). “Maket” sözcüğünün Türkçe’deki diğer iki karşılığı da yine Fransızca’dan dilimize girmiş olan “model” ve “minyatür” kelimeleridir. Bu kelimelerin Fransızca aslı
ise “modèle” ve “miniature” biçimindedir. Terim olarak ise maket; herhangi bir nesnenin belirlenen ölçekte, aslından küçük ya da büyük olarak bir örneğinin yapılmasını ifade eder (Gürbüz, 2009).
Maket ile ilgili tarihsel içeriğine bakmak için Albert C. Smith (2004)’in, “Architectural Model as Machine: A New View of Models from Antiquity to the Present Day”
kitabını incelemek faydalı olacaktır. Smith (2004)’e göre ‘maket’, Fransızca modele,
İtalyanca modello olarak ifade edilen Latince modellus’tan gelmektedir. Modellus
da, modus kelimesinin küçültme eki almış halidir. Latinceden gelen Modus’un anlamı ise ‘ölçme/ölçü demektir. Maket, kendisinden daha büyük bir objenin, ölçeklendirilerek küçültülmüş bir temsiliyetidir. Maket, henüz yapılmamış bir parçanın
üretilmesinde plan görevi görerek, bir nevi ilk örnektir. Dunn (2007) model kavramını “(var olmuş olan, var olan ya da var olma olasılığı olan nesneler veya sistemleri içeren) gerçekliğin temsiliyeti, o olmadan gerçekliğin karmaşıklığının asla temsil
edilemeyebileceğini savunur. Janke (1968) mimari fiziksel modelleri beş kategoride
sınıflandırmıştır: şehir planlama araştırmaları için modeller, bina modelleri, inşaat ve detay modelleri, iç-mekan modelleri ve özel modeller. Porter & Neale (2000),
Janke’nin sınıflandırmasını geliştirerek, mimari fiziksel modelleri: kavramsal, arazi
tasarım geliştirme, kütle, mekan, yapısal, iç mekan, aydınlatma, rüzgar tüneli, sunum, sergi ve gerçek-boyutlu modeller olmak üzere sınıflandırmıştır (Gürsoy, 2010).
Günümüzde maket sadece mimari alanda değil biyoloji ve tıp alanlarında insan
vücudunu incelemek amacıyla, yerküre maketi olarak Dünya’nın küçültülmüş bir
örneğini incelemek amacıyla, askeri amaçla, detaylarına göre çeşitli ölçeklerde ve
statik ya da hareketli maketler olarak da bulunur.
1
Dr. Öğr. Üyesi, Ordu Üniversitesi Ünye MYO, sevalozgelfelek@odu.edu.tr
- 259 -
Eğitim Bilimleri
Sahne ve set dekorları, mimari ve mühendislik projeleri gibi yüksek miktarlarda kaynak, zaman ve yatırım giderleri olan, yani üretim aşamasında büyük riskler
taşıyan projelerin tasarım aşamalarında maket kullanımı oldukça önemli bir yapı
oluşturur (Dunn, 2010).
İnsan, çevresi ile olan ilişkilerinin önemli bir boyutunu görsel yolla sağlamaktadır. İnsanda öğrenme %1 deneyerek, %2 dokunarak, %4 koklayarak, %10 duyarak
ve %83 oranda da çevresini gözlemleyerek gerçekleşir. Özellikle sanat ve tasarım
nesnelerinin sahip olduğu estetik görünümlerin ve görüntülerin etkileri ancak üç
boyutlu düzlemde algılanabildikleri zaman anlama çevirebilir (Uçar, 2004). Eğer ki
%83’lük bir bölümü kapsayan ve görsel olarak öğrenmenin gerçekleştiği insanlarla
iletişim doğru ve yeterli sağlanamazsa, hem tasarım hem uygulama hem de algılanma süreçlerinde bozukluklar ve eksiklikler meydana gelmektedir. Üç boyut algısını
arttırmak için dijital modelleme teknikleri ile üretilen bir tasarım eğer ki iki boyutlu
düzlemlerde sunuluyorsa, önemli ölçüde görsel veri içermesine rağmen yine de gerçeklik algısını yeteri kadar sağlayamamaktadır (Gergin, 2015).
Bu sebeple, maket elle tutulur, temsil ile gerçeklik arasında bir köprü görevi görerek fiziksel gücünü arttırarak gerçek bir nesneye dönüşür. Perspektif üç boyutu
iki boyutlu bir kağıt düzlemine aktararak tek bir bakış açısı sunmaktadır. Halbuki
maket hareket ettirilerek projeye pek çok farklı açıdan bakılmasını sağlar. Algılamamızı kolaylaştıran maketleri mimarlık özelinde sınıflandırırsak; çalışma maketleri,
topografik maketler, arazi maketleri, şehircilik maketleri, park-bahçe maketleri, kütle maketleri, bina maketleri, iç mekan maketleri, detay ve sistem maketleri.
Eğitimde Materyal Kullanımının Önemi
Çağımızda eğitim ve öğretim çalışmalarının tümünde hedeflenen öğretimin gerçekleşmesi için çeşitli araç gereçler ve materyaller kullanılır. Materyal, sanal, gerçek, doğal ya da yapay öğretim amacına hizmet eden veri ya da varlıklar olarak tanımlanır. Materyal amaca hizmet etmekte somutlaştırıcı olmalıdır. Materyal etkili
bir öğretim aracıdır. Öğretim aracını, bir iletişim kanalıyla yani öğreten ile alıcılar
yani öğrenciler arasındaki bilgi paylaşımını sağlayan ortamı oluşturur (Yalın, 2001).
Tebeşir, kara tahta, kağıt üzerinde anlatımla başlayan öğretim araçları günümüzde
bilgisayar ve ilişkili teknolojilere kadar, basitten karmaşığa doğru bir çeşitlilik göstermektedir. Bir araç tek başına öğretim materyali haline gelemez. Öğretim hedefi ne
ise bunu gerçekleştirmek amacıyla bir değişimden veya işlemden geçiyorsa öğretim
materyali haline gelir. Örneğin yazı tahtası bir araçtır. Üzerinde tebeşirle veya tahta
kalemiyle bir işlem, resim, grafik, yazı vb. oluşturulduğu zaman bir ders materyali
haline gelir. Günümüzün hızla değişen ve gelişen dünyasında, bireylerin bilgiyi tek
bir kaynaktan almaları ve ezberlemeleri beklenmemekte, bilgiyi özümseyen, sorular soran, tartışan ve bilgiyi kullanarak çözüm yöntemlerini oluşturabilen bireylerin
yetiştirilmesi amaçlanmaktadır. Bireylerin bu özellikleri kazanmalarında, eğitmenlerin etkin ve etkileşimli öğrenme ortamlarını tasarlamalarında, öğretim teknolojileri ilkelerine uygun olarak hazırlanmış öğretim materyallerinin kullanımı önem
taşımaktadır. Eğitim programları, eğitim sürecinde öğrencilere asıl nitelik kazandı- 260 -
Eğitim Bilimleri
ran unsurdur. Eğitimde materyal kullanımı, algılama ve öğrenmeyi kolaylaştırarak
öğrenme zamanını kısaltır ve kalıcı öğrenmeye yardım eder (Doğdu &Arslan, 1993).
Materyal kullanımında; materyalin seçimi, kazanımlara uygun olarak iyi tasarlanması, yerinde ve etkili sunulması öğrenmenin gerçekleşmesi açısından önemlidir.
Öğretme-öğrenme sürecinde ya da eğitmen-öğrenci iletişiminde kullanılan araç ve
yöntemlerin mesajın alıcıya iletilmesi aşamasında rolü çok önemlidir. Seçilen araç
ve yöntemler ne kadar çok duyu organına hitap ederse iletişimde o denli etkili ve yararlı olur. Sözsüz ya da sözlü iletişim yoluyla, hareketsiz ya da hareketli görsellerle,
yazılı ya da basılı öğretim araçları ile alıcıya mesajı aktarmaya çalışır. Hangi araç kullanılırsa kullanılsın önemli olan nokta o aracın öğretim amacı ile nasıl kullanıldığıdır.
Öğretimi, ilgi çekici bir hale getirmeli, zenginleştirmelidir(Gürbüz, 2009).
Öğretim materyalinin ana amacı basit, sade ve herkesin anlayabileceği şekilde
olmalıdır ki öğrencilerin belleklerinde anlamlı kodlar oluşabilsin. Dersin hedef ve
amaçlarına uygun öğretim materyali seçilmelidir aksi takdirde ne kadar iyi hazırlanmış olursa olsun öğretme etkinliği düşük olacaktır. Bu materyaller ayrıca hedef davranışa göre şekillenmelidir. Hedef öğrencinin uygulama yapabilmesi ise teorik bilgi
vermekle yetinmeyip uygulama yapma fırsatı da sunabilmelidir (Şahin & Yıldırım,
1999). Proje çizim kuralları anlatılırken powerpoint, üç boyutlu modeller, maket,
animasyon gibi araçlar kullanılarak sadece teorik bilgi anlatılması da yeterli değil.
Öğrencinin konuyu kavrayıp kavramadığını uygulama yaparak ve her öğrencinin uygulamasını değerlendirerek sonuçlandırılmalıdır.
Eğitim Materyali Olarak Maket
Bugüne kadar yapılan bütün çalışmalarda eğitimde materyal kullanımının öğrenme üzerinde olumlu etki yaptığı eğitimcilerin ortak görüşüdür. Eğitim materyalleri
öğrenmeyi kolaylaştırıcı araçlardır.
Eğitim materyalleri somuttan soyuta doğru gerçek araçlar, modeller (maketler),hareketli resim ya da filmler, görüntüsüz anlatımlar ya da videolar, görsel semboller, yazılı semboller ve sözel semboller olarak sıralanabilir. Yani öğretilmek istenen
konuyla ilgili gerçek araçlar en somut materyallerdir. Ancak söz konusu araçların
eğitim ortamında bulundurulması mümkün olmayan durumlarda, bu araçların ölçekli olarak hazırlanmış modelleri mümkün olan en somut materyaller olarak kabul
edilebilir.
Örneğin gerçek bir bina derslik içerisinde yer alamayacağına göre ölçekli maketi
en somut materyal olarak yer alacaktır. Öğrencileri örnek bir yapıya götürüp yerinde
inceleme metoduyla eğitim yapabildiğimiz durumlarda bile, binanın istenilen yerden kesitini almak mümkün değildir. Ayrıca hacimce çok büyük kütlelerin bütününü
istenilen bakış açısından görebilmek de ancak maket sayesinde mümkün olacaktır.
Gürbüz (2009)’a göre makete alternatif olarak sunulan bilgisayar animasyonları ve
üç boyutlu görseller de iyi birer eğitim materyali olabilirler ve bunların öğrenmeye
etkileri üzerine yapılan tüm çalışmalarda olumlu sonuçlar alınmıştır. Fakat bilgisayar animasyonları sanal materyaller oldukları için, bu materyaller kullanıldığına öğrencilerin hayal güçlerini daha etkin kullanabilmeleri beklenmektedir. İşte maketleri diğer materyallerden ayıran en önemli özellik somut olmasıdır.
- 261 -
Eğitim Bilimleri
Bu noktada unutulmaması gerekir ki eğitim materyali olarak hazırlanan maket
dersin işlendiği fiziksel ortama getirilmelidir. Öğrenci maketi eline almalı, incelemeli, istediği açıdan bakabilmeli ve algılayabilmelidir. Maket hazırlandıktan sonra
maketin bir ya da birden fazla açıdan fotoğrafının çekilerek öğrenciye gösterilmesi
istenen sonuca eğitmeni ulaştırmayacaktır. Bilgisayarda üç boyutlu hazırlanan modelden farkı kalmayacak, iki boyuta dönüşecektir.
Maketin Kullanılacağı Teknik Resim Dersi Konularının Seçilmesi
Teknik resim evrensel bir dildir. Teknik resim öğrencinin standartlara uygun çizimleri yapabilmeleri için gereken dili öğretmektedir. Teknik eğitim almış her kişi
aynı çizime baktığında aynı şeyi görmelidir. Mimari teknik resim oluşum aşamalarına göre fikir projesi, ön proje, kesin proje, uygulama projesi, sistem detayları ve
imalat detayları olarak adlandırılır. Mimari fikir olgunlaşana kadar fikir ve ön proje
aşamalarında revizyonlarla ilerler. Fikir kesinleştikten sonra proje, uygulama projesi, sistem ve imalat detayları, kesit ve görünüşler çizilir. Bu çizimlerin artık yasal
belge olması nedeniyle eksiksiz bilgiyle donatılmış, uluslararası izdüşüm yöntemlerine, anlatım, işaretleme, ölçülendirme ilkelerine göre ve doğru ölçekte çizilmelidir.
Teknik resim ve perspektif çizimleri birer izdüşüm yöntemidir. Tasarlanan her
mimarlık konusu, bütün diğer teknik konularda olduğu gibi izdüşüm yöntemiyle çizilmektedir. Teknik resim, bir şeklin, belli bir ölçekle paralel- dik izdüşümlerinin,
düşey-yatay kesitleri ve görünüşlerinin ikiboyutlu olarak resim düzleminde çizilmesidir. Mimarlıkta teknik resim, plan-kesit-görünüşlerin çizimden oluşan bir bütündür. İlk çizgisel işlemin yürütüldüğü çalışma basamağı yatay- plan düzlemidir.
Yatay izdüşüm düzlemine paralel yatay ‘plan’ düzleminde çizilen planlar, birer üst
görünüştür. Ancak mimarlık çizimlerinde söz konusu olan plan aslında yapının yatay
kesit düzlemiyle kesilmesi sonucunda ortaya çıkan arakesitin üstten görünüşüdür
(Şahinler& Kızıler, 2016).
Mimarlıkta teknik resmin ikinci çizgisel basamağı, yapının iç ayrıntılarını açıklayan düşey kesitlerdir. Kesitler, bir yapının düşey bir kesit düzlemiyle, hangi iç ayrıntılarının gösterilmesi isteniyorsa o bölgeden kesilmesiyle bulunur. Bu kesilme sonucu bulunan arakesitin, yanal izdüşüm düzleminde veya düşey izdüşüm düzleminde
paralel- dik izdüşümünün elde edilmesidir. Ayrıca bir yapıdan geçirilen düşey kesit
düzleminin yeri, kırılarak ya da ötelenerek yapı içinde konunun özelliğine göre hareket ettirilebilir. Bir yapıyı tam olarak açıklayabilmek için en az birbirine dik iki kesit
gerekir (Şahinler& Kızıler, 2016).
Mimarlıkta teknik resmin üçüncü çizim basamağı, yapının görünüşleridir. Bir
yapının yatay izdüşümü (plan) ve gerekli düşey kesitlerinin çiziminden sonra, görünüşlerin çizimine geçilir. Üç temel izdüşüm düzlemindeki dik izdüşüm (görünüş)
epür düzlemine yerleştirilir, görünüşe ait noktalardan çizilen taşıma çizgilerinin kesiştirilmesiyle bulunan noktalar birleştirilerek görünüş elde edilir. Benzer işlemlerle
yapıya ait diğer bütün görünüşler çizilir (Şahinler& Kızıler, 2016).
- 262 -
Eğitim Bilimleri
Ders kapsamında anlatılanlar birçok öğrenciye çok soyut gelmekte ve meslekle
bağlantısı kurularak anlatılmadığı zaman öneminin de yeterince farkına varılamamaktadır. Tasarı geometrinin öğrettikleri, çok somut bir bilgiye işaret eder. Örneğin; yapı inşaatı esnasında bir sıva ustasının işini yaparken farkında olmasa da belirlediği noktalarla bir düzlem oluşturup sıvasını çekmesi geometrik bir çözümdür.
Bir mimarın; yapının çatı çözümlemesi, çatının baca ile birleşim detayları, yapının
herhangi bir noktasındaki bir elemanının nokta detayının çizimini yaparken ihtiyaç duyduğu üç boyutlu düşünce sisteminin temeli aslında tasarı geometri dersinin
öğrettikleri ile bağlantılıdır. Bu sebeple, tasarı geometri sayesinde tasarım doğru
kurgulanabilmekte ve teknik resim kuralları sayesinde doğru ifade edilebilmektedir
(Erten Bilgiç, & Konak, 2016).
Mimari teknik resim dersi hem ön lisans hem de lisans programlarında yer almaktadır. Üniversite eğitimi öncesi eğer ki öğrenci teknik liseden gelmiyorsa, teknik
resim öğrencilerin çoğu tarafından algılanması en zor derslerden biri olmaktadır.
Senelerce sadece elindeki kalemi test çözmek ve yazı yazmak için kullanan öğrenci
kağıt ve kalemi kullanarak çizim yapmaya başlamaya korkmaktadır. İşte bu süreçte
epür düzlemi, görünüşlerin ve kesitlerin çıkartılması aşamalarında maket kullanımının gerekliliği doğmuştur.
Görünüşlerin Çıkartılması
Mimaride bina içi donanımdan, bina ölçeğine, bina gruplarından kent ölçeğine
kadar tasarlanan tüm ürünlerin imal edilmeden önce mimarlığa özgü teknik kurallar ile ifade edilmesi gerekmektedir. Bu ifade tekniklerinden biri de plan, kesit ve
görünüşleri içeren iki boyutlu çizimlerdir (Yıldırım, Özen Yavuz & İnan, 2010).
Mimari teknik resimde plan, kesit ve görünüşler dik izdüşüm yöntemine göre
oluşturulurlar. İzdüşüm ışınlarının düzleme dik gelmesi sonucu oluşan izdüşüme
dik izdüşüm denir. Bu izdüşümde izdüşüm çizgileri cismin bir yüzüne dik geldiği
için, cismin o yüzü ile izdüşümü aynı büyüklükte olur. Teknik resimde en çok kullanılan izdüşüm şeklidir. Ülkemizde, Avrupa’da ve pek çok ülkede birinci bölge resimleri
kullanılır. Görünüşü çizilecek parça, bakan kişinin gözlem noktasıyla izdüşüm düzlemi arasında bulundurulur. Böylece görünüş (izdüşüm), parçanın arkasındaki izdüşüm düzleminde meydana gelir. Daha sonra yatay düzlem 900 açılarak epür elde
edilir (Şahinler& Kızıler, 2016).
Epür düzlemini daha net anlatabilmek için eğitim materyali olarak Şekil 1’deki
maket küp hazırlanarak, görünüşler iç yüzeylere yazılmıştır. Cismin her bir yüzünü
göze karşı çevirerek veya cismin görünüşünü çizilecek yüzünün karşısına geçilip bakıldığı kabul edilerek her bir düzlem üzerindeki izdüşümlerinin çizilmesi gerektiği
anlatılır. Düzlemler şekildeki gibi açılarak epür elde edilir. Epürdeki altı yüzeye de
her zaman ihtiyaç duyulmamaktadır. Gereksiz olanları, daha doğrusu birbirinin aynı
olan görünüşler varsa bunlar çizimden çıkartılmalıdır.
- 263 -
Eğitim Bilimleri
Şekil 1. Epür Düzlemi Anlatımında Kullanılan Küp Maketi
Öncelikle verilen kütle örnekleri üzerinden temel üç görünüş çıkartma ve bunu
epür düzleme yerleştirme konusunda öğrencilerin zorlandıkları görülmektedir. Bu
aşamada maket küp modelinin kullanımının yararlı olduğu, öğrencilerin üç boyutu
algılamalarının kolaylaştığı ve kütleyi hareket ettirerek küpün açılımına dayanan görünüş yüzeylerini algılamaları bu şekilde incelediklerinde konunun daha hızlı kavrandığı fikri savunulmaktadır.
Şekil 2. Yüzeylerin İsimlendirilmesi ile Görünüşlerin Çıkartılması
- 264 -
Eğitim Bilimleri
İzdüşüm konusu anlatıldıktan sonra geleneksel yöntemle perspektifi verilen parçanın üç görünüşünün çizilmesi istenmektedir. Konu hakkında henüz yeteri pratiğe
ve algıya sahip olmayan öğrencilerin kütleyi algılamalarına yardımcı olmak için, ilk
denemede uygulama yapılacak kütleye ait yüzeyler isimlendirilerek görünüşlerin çıkartılması istenmektedir (Şekil 2).
İkinci deneme olarak Şekil 3’de gösterildiği gibi uygulama yapılacak kütleye ait
yüzeyler renklendirilmiş, algılamaları kolaylaştırılarak görünüşlerin çıkartılması istenmektedir.
Şekil 3. Yüzeylerin Renklendirilmesi ile Görünüşlerin Çıkartılması
Şekil 4 ve 5’de görüldüğü üzere üçüncü deneme ise uygulama yapılacak kütleyi
çalışma maketi olarak hazırlayıp öğrencilerin dokunmalarına, bakmalarına ve görsel olarak algılamalarına yardımcı olarak konuyu en hızlı ve doğru şekilde öğrenmelerine yardımcı olmaktadır. Şekil 4’teki birinci çalışma maketi hareketli tasarlanmış
olup, maket orta parçası döndürülerek bakış açılarının değiştirilmesi öngörülmüş ve
yeni görünüşlerin de çizilmesi istenecektir. Şekil 5’de ise iki farklı açıya sahip yüzeyin nasıl görüneceği, nasıl çizilmesi gerektiği üzerinde durulacaktır. Önden ve üstten
farklı yarıçaplara ve derinliklere sahip dairelerin görünüşleri üzerine tartışılabilir.
Çalışma maketine istenen görünüş yönlerinde bakarak, iki boyutlu perspektif çiziminde hayal edemedikleri yüzeyleri görmeleri sağlanmıştır.
- 265 -
Eğitim Bilimleri
Şekil 4. Birinci Çalışma Maketi ile Görünüşlerin Çıkartılması
Şekil 5. İkinci Çalışma Maketi ile Görünüşlerin Çıkartılması
Kesit Görünüşler
Tasarlanan bir yapının dış görünüşleri, eşlenik dik izdüşüm kurallarına göre çizilmektedir. Dikkatle seçilmiş yeteri kadar sayıdaki görünüşlerle en karmaşık yapının
görünen dış yüzeyleri tamamen belirtilebilir. Görünüşe giren bir yüzeyin arkasında
kalan ve gösterilmesinde yarar görülen döşeme alt ve üst seviyeleri, kirişler, kapı ve
pencere boşlukları, nişler, sömeller, çatı konstrüksiyonu gibi elemanları belirtmek
için kesikli çizgilerle gösterilir. Çok karmaşık olmayan yapılarda iç kısımlar, cepheler
üzerine noktalı çizgiler çizilerek anlatılabilir. Ancak, iç kısımları hakkında tüm bilgileri cepheler üzerine noktalı çizgilerle çizerek anlatmak kavramayı zorlaştırır, anlaşılmaz yapar ve hatta olanaksız hale getirir. Bu nedenle yapının iç kısımlarını daha
iyi belirtmek için yapının bir elma gibi ikiye bölündüğünü varsayarak kabul edilen
iç yüzeyin görünüşünün çizilmesi kesit alma işlemidir (Şahinler& Kızıler, 2016; Bağcı,2003).
- 266 -
Eğitim Bilimleri
Bir yapının katları arasındaki yükseklikler, döşeme kalınlıkları, iç kapı boşlukları, kiriş ve lento genişlik ve yükseklikleri, çatı konstrüksiyonu ve boşluğu, temel
ve bodrum kat bilgileri ile bunların birleşim şekilleri ancak kesitlerle anlatılabilir.
Görünüşlerde noktalı ve kesik çizgilerle anlatılan elemanlara boyut ve bilgi vermek
yanlışlıklara neden olacağı için teknik çizim kurallarına uygun değildir. Bu nedenle
cephelerde noktalı ve kesik çizgilerle anlatımı en aza indirecek bir anlatım şekli kullanlması zorunludur. Bu da ancak kesitlerle olasıdır(Şahinler& Kızıler, 2016).
Tasarlanan yapının görünmesi istenen iç bölümlerinin çizilebilmesi için yapının
özelliğine göre hayali düzlemlerle kesilir. Bu hayali düzlemlere kesit düzlemleri denir. Yatay- paralel olan izdüşüm düzlemine yatay kesit düzlemi; düşey-dik olan izdüşüm düzlemine ise düşey kesit düzlemi denir. Bir yapının yatay kesit düzlemiyle
kesiti, kat planlarını belirler. Düşey kesit düzlemi ise yapıyı temelden çatıya kadar
keser. Yatay kesit düzlemiyle elde edilen kesitlere plan denilmektedir. Zemin kat,
bodrum kat, üst kat, ikinci normal kat planı gibi isimlendirilir ya da kota göre adlandırılır (Şahinler& Kızıler, 2016).Kesitler tam, yarım, kademeli ya da bölgesel olarak
da alınabilir.
Kesit anlatımını kolaylaştırmak için öncelikle içi dolu-boş kütlelerin kesitlerini
çizecekleri uygulamalarla konuya başlanmaktadır. Bu konuyu anlatabilmek için Şekil 6’daki maket eğitim materyali olarak hazırlanmıştır. Uygulamada içi boşaltılmış,
pahlanmış bir kütle ve silindirik bir yüzey bulunmaktadır. Maket ortadan ikiye bölünmüş ve menteşe yardımıyla hareket etmektedir. Ortadan kesilen bu kütleye bakıldığında hangi yüzeylerin nasıl gösterileceği anlatılarak uygulama yapılmıştır.
Şekil 6. Çalışma Maketi ile Kesit Görünüşlerin Çıkartılması
İkinci aşamada ise hazırlanan bina maketi üzerinden Şekil 7’de görülen yatay
kesit- kat planı incelenerek; hangi yüzeylerin kalınlıklarının göründüğü, hangi detaylara sahip olunduğu incelenerek çizilmesi istenmiştir. Kat planı çizilirken kesit
olarak çizilen bu görünüşe giren pencere ve kapı boşlukları incelenmiş, bu yapıların
nasıl çizilmesi gerektiği üzerinde konuşulmuştur. Maket üzerinden belirlenen dikey
kesit de ayrıca çalışılmıştır.
Detay çalışmalarında da maket kullanarak dersin zenginleştirilmesi sağlanabilir.
Özellikle merdiven görünüş ve kesit çizimi aşamalarında öğrencilerin zorlandıkları
bilinmektedir. Tespit edilen bu soruna yönelik Şekil 8’de görüldüğü üzere çalışma
maketleri hazırlanmıştır.
- 267 -
Eğitim Bilimleri
Şekil 7. Çalışma Maketi ile Kat Planı Çizilmesi
Şekil 8. Çalışma Maketi ile Merdiven Görünüş ve Kesitinin Çizilmesi
- 268 -
Eğitim Bilimleri
Örnekler konu anlatımları öncesinde hazırlanarak dersin anlatımı zenginleştirilmelidir. Basit geometrik formlarla anlatımlara başlanarak detay çizimlerine kadar
devam eden süreçte ihtiyaç duyulan tüm materyaller kullanılmalıdır. Salt bilgisayar
ekranından ya da tahtaya çizerek anlatım yeterli değildir. Eğitmen teorik bilgiyi öncelikle sözel olarak anlatmalı, öğrenci gruplarına kağıt üzerinde çizerek göstermeli,
daha kapsamlı bir anlatım için maketler üzerinden tartışılmalı ve öğrencinin uygulama yapmasına olanak vermelidir. Öğrencinin uygulama yapma aşamasında ise her
öğrenciyle birebir iletişim halinde olmalıdır.
Bir dilin belirli standart dilbilgisi kurallarına sahip olması gerektiği gibi, grafik
dilin de belirli uygulama kurallarına sahip olması gerekir. Bu, grafik dilini kullanarak iletişim kurmaya çalışan herkesin aynı dili konuşmasını sağlamanın tek yoludur.
Teknik çizimi iş dünyasında sadece mimarlar değil, mühendisler, tasarımcılar, uygulayıcılar yani üretimin olduğu her alan kullanmaktadır. Bazı insanlar teknik çizimi
yapabilmeli, bazıları sadece okuyabilmeli ve uygulayabilmeli, bazıları ise her ikisini
de yapabilmelidir. Öğrenci iş dünyasının hangi aşamasında çalışacak olursa olsun
teknik resim dilini öğrenmesi gerekir. Mesleği için hayati önem taşıyan bu ders de
tüm öğrencilerin kavrayabileceği şekilde aktarılmalı ve eğitimi verilmelidir. Anlatılmış olan çalışma da bu amaca hizmet etmek içindir. Eğitim materyalleri geliştirilebilir, farklılaştırılabilir, öğrencilerle yapılacak çalışmalarla dönüşüme uğrayabilir.
Kaynakça
Bağcı, M. (1995). Teknik Resim. İstanbul: Birsen Yayınevi.
Doğdu, S., & Arslan, Z. (1993). Eğitim Teknolojisi Uygulamaları ve Eğitim Araç Gereçleri(s. 40-45).
İzmir: Zeugma Kitabevi.
Erten Bilgiç, D. & Konak, N. (2016). Tasarı Geometri- Teknik Resim ve Perspektif . “Tasarı Geometri-Teknik Resim” ve” Perspektif” Derslerinin, Mimarlık Eğitimi Düşünsel Altyapısına Etkisi ve Prof. Dr.
Yılmaz MORÇÖL. Mimarlık ve Yaşam Dergisi, 1(1), 1-11.Doi: 10.26835/my.257428
EtimolojiTurkce (2018). Maket. (02/ 08/2018 tarihinde http://tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.
do?id=16198 adresinden ulaşılmıştır).
Gergin, A. (2015). Sanat ve Tasarım Alanlarında Maket Yapımının Tasarım, Üretim ve Sunum Aşamalarına Etkileri. Yedi: Sanat, Tasarım ve Bilim Dergisi, 14(1), (s. 157-168).
Gürbüz, A. (2009). Bina Maketlerinin Eğitim Materyali Olarak Kullanılması ve Öğrenme Üzerindeki
Etkisi. Sakarya: Fen Bilimleri Enstitüsü.
Gürsoy, B. (2010). The Cognitive Aspects of Model-Making in Architectural Design. Ankara: METU The
Graduate School of Natural and Applied Sciences.
Porter, T. & Neale, J. (2000). Architectural Super Models. MA: Reed Educational and Professional Publishing.
Smith, A. (2004). Architectural Model as Machine: A New View of Models from Antiquity to the Present Day. MA: Architectural Press.
Şahin, T.Y., & Yıldırım, S. (1999). Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme, (s. 27). Ankara: Anı
Yayıncılık
Şahinler, 0. & Kızıl, F. (2016). Mimarlıkta Teknik Resim. İstanbul: YEM Yayın.
TDK (2018). Maket (05/08/2018 tarihinde http://www.tdk.gov.tr 16198 adresinden ulaşılmıştır).
Yalın, H. İ. (2001). Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme, (s. 27). Ankara: Nobel Yayınevi.
Yıldırım, T., Özen Yavuz, A., & İnan, N. (2010). Mimari Tasarım Eğitiminde Geleneksel ve Dijital Görselleştirme Teknolojilerinin Karşılaştırılması. Bilişim Teknolojileri Dergisi, 3(3), (s. 17-26).
- 269 -