[go: up one dir, main page]

Academia.eduAcademia.edu

II. Meşrutiyet'in İlk Milliyetçi Partisi Milli Meşrutiyet Fırkası.pdf

2018, International Congress on Cultural Heritage and Tourism

1912 tarihinde Osmanlı’nın Balkan savaşlarına gebe olduğu günlerde kurulmuş olan Milli Meşrutiyet Fırkası’nın en önemli yönü, bu dönemde kurulmuş olan ve Türkçülük iddiasını seslendiren ilk fırka olmasındandır. Fırkanın kuruluşunda yine eski ittihatçılar daha doğrusu muhalefete geçmiş ittihatçılar olan Ahmet Ferit (Tek), Cami (Baykurt) gibi isimler vardır. Fakat onların eskiden ittihatçıların safında yer almasına rağmen ne ittihatçılar, ne de Hürriyet ve İtilafçılar bu partiyi kabullenememişlerdir. Her iki taraftan da eleştirilere uğramaktan kurtulamayan bu fırka, ilk eğitimin ücretsiz olması, ayrıca zorunlu hale getirilmesi, adliyenin tanzimi, vergilerin herkesin mali kudretine göre adil bir biçimde alınması gibi çeşitli hususları ihtiva eden program hazırlamışlardır. Bu fırka birkaç yıllık siyasi hayatında pek varlık gösterememiş ve bundan sonra da kapanmıştır.

International Congress on Cultural Heritage and Tourism II. MEŞRUTİYET'İN İLK MİLLİYETÇİ PARTİSİ: MİLLİ MEŞRUTİYET FIRKASI The First Nationalist Party of II. Constitutional Monarchy: Milli Meşrutiyet Fırkası (National Monarchy Party) Muhammed SARI* ÖZET 1912 tarihinde Osmanlı’nın Balkan savaşlarına gebe olduğu günlerde kurulmuş olan Milli Meşrutiyet Fırkası’nın en önemli yönü, bu dönemde kurulmuş olan ve Türkçülük iddiasını seslendiren ilk fırka olmasındandır. Fırkanın kuruluşunda yine eski ittihatçılar daha doğrusu muhalefete geçmiş ittihatçılar olan Ahmet Ferit (Tek), Cami (Baykurt) gibi isimler vardır. Fakat onların eskiden ittihatçıların safında yer almasına rağmen ne ittihatçılar, ne de Hürriyet ve İtilafçılar bu partiyi kabullenememişlerdir. Her iki taraftan da eleştirilere uğramaktan kurtulamayan bu fırka, ilk eğitimin ücretsiz olması, ayrıca zorunlu hale getirilmesi, adliyenin tanzimi, vergilerin herkesin mali kudretine göre adil bir biçimde alınması gibi çeşitli hususları ihtiva eden program hazırlamışlardır. Bu fırka birkaç yıllık siyasi hayatında pek varlık gösterememiş ve bundan sonra da kapanmıştır. Anahtar kelimeler; Milliyetperver, Milli Meşrutiyet Fırkası, Ahmet Ferit Tek, Cami Baykurt ABSTRACT National Monarchy Party was founded in 1912 in the eve of Balkan War. The most important feature of the Party was that they were the first party announced the of Turkism. Some of the founder of the party were Ahmet Ferit(Tek), Cami (Baykurt) who were old unionist, in fact unionist took place opposition. Although, they were old unionist, neither unionist nor ententes and freedom parties didn’t accept them. The Party which was criticized by two parts prepared some new programs; such as free and compulsory primary education for all, renovation of the court, fair taxation system. This part was closed down after a few years without leaving trace. Key Words: Nationalist, National Constitutional Monarchy Part, , Ahmet Ferit Tek, Cami Baykurt GİRİŞ II. Meşrutiyetin ilan edilmesiyle birlikte, İttihat ve Terakki ismi yarı korku, yarı saygıyla anılmaya başlanmış ve onun adına söylenen sözler dikkate alınır olmuştu. 31 Mart Olayı’na kadarki süreçte siyasi güç padişah, ittihatçılar ve basının arasında sahipsiz kalmış bir görüntü veriyordu. Bu arada “yeni idare yeni adamlar ister” formülüyle gençlerin işbaşına geçmeleri hiçin zemin hazırlanmaktaydı. İttihat ve Terakki, iktidarla iç içe olduğu nispette tekelci tavırlarını da artırmış, “ittihat kuvvettir” diyerek hemen herkesi kendisine tabi olmaya davet etmeye başlamıştı. Bilhassa 1908 seçimlerinde kendini gösteren tekelci tavırlarının, kolay bir biçimde gazetecileri katletmelerinin Makedonya komiteciliğinden ilham aldığı da söylenmekteydi1. Gittikçe İttihat ve Terakki’den uzaklaşan aydınların, ona yönelttiği suçlamalardan biri, hükümetin her işine hem de her hususta karıştığı şeklinde olmuştur. Bir diğeri ise memurların Avrupa’daki gibi belli bir oranda yeni iktidarlar tarafından değiştirilebileceği, fakat bu hususta * Doç. Dr., Aksaray Üniversitesi Eğitim Fakültesi,Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, m.sari@hotmail.com 1 Ali Birinci, Hürriyet ve İtilaf Fırkası, Dergâh Yayınları, İstanbul 1990, s.31-32. - 358- International Congress on Cultural Heritage and Tourism Avrupa’yı taklitte aşırı gittiğimiz yolundaydı1. Rıza Nur, cemiyet ile ilgili olarak onun hem askeri hem siyasi yönden hükümet işlerine müdahale ettiğini, ayrıca cemiyet azalarının yakınlarının devletin çeşitli kademelerine yerleştirildiğini söyler. Konuşmasında cemiyetin varlığının gerekli olduğundan bahisle; “Cemiyetin vücuduna bir müddet daha lüzum vardır. Şimdilik ilgası uyamaz. Fakat milletin başına da bela olmaması lazımdır. Efkarı milliyeye hükmetmemeli. Bir idareyi meşrutada efkarı millet hakim”2 olduğunu ve bunun için ona tabi olmak gerektiğini söyler. İttihat ve Terakkiye yönelen bu eleştiriler ve meşrutiyetin olmazsa olmazlarından olarak görülen siyasi partiler, muhalefet fırkalarını ortaya çıkarmıştır. Her ne kadar bu muhalefet fırkaları birbirinden bağımsız politikalar takip etseler de bunların içerisinden bir tanesi “Hürriyet ve İtilaf Fırkası” en etkili muhalefet olarak kendini gösterir. Ancak henüz bu fırka kurulmadan evvel de çeşitli muhalif fırka ve cemiyetler kurulmuş ancak bunlar uzun ömürlü olamamışlardır3. I.1912 Seçimleri ve Milli Meşrutiyet Fırkası Meşrutiyet döneminde muhalefet birikiminin bir araya gelerek partileşmesi sonucu Hürriyet ve İtilaf Fırkası ortaya çıkmıştır. Bu esnada 1911 ara seçimlerine gidilmiş ve bu parti seçimi kazanınca, İttihatçılar Kanun-ı Esasi tadilatını4 getirmişlerdir. Bu sefer karşılarında küçük partiler değil, birleşik bir muhalefet vardır. Bu karşılaşma Hürriyet ve İtilaf’ın kurulmasından 27 gün sonra başlamıştır ve bir aya yakın bir süre bütün yasama çalışmaları bu çarpışmanın tekeline girmiştir. Değişiklik sorunu çıkmaza girince, Mebusan’daki partisizlerden kurulan “Müstakil (Bağımsız) Grup” padişah tarafından arabuluculukla görevlendirilmiştir5. Daha sonra bu girişimlerden de bir sonuç çıkmayınca, 1912 seçimine gidilmiştir6. Türk siyasi tarihinde 1912 seçimleri ilk yapılan erken seçim olarak bilinmektedir. 1912 seçimleri, ülke çapındaki vilayetlerin çoğunda Ocak-Mart aylarında yapılmıştır. Ancak bazı yörelerde seçim süreci Mayıs ayına kadar sürmüştür. Bu seçimlere iki fırka; İttihat ve Terakki ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası katılmıştır. İktidarda bulunan İttihatçılar, seçimleri kazanabilmek için var gücüyle çalışmışlardı. İttihat ve Terakki, seçimlerde siyasal tahammülsüzlük göstermiş ve muhalefeti küçümsemişti. Ülkenin çeşitli bölgelerinde seçim esnasında bazı olaylar yaşanmış, seçimlerde seçmenler yer yer fiili tecavüzlere uğramışlardı. Eskişehir’de, Trabzon’da ve daha pek çok yerde ciddi olaylar çıkmış, Gümülcine’de Rıza Tevfik Bey dövülmüştü. Bu nedenle 1912 seçimleri “Sopalı Seçim” ya da “Dayaklı Seçim” olarak adlandırılmıştır. Seçimler İttihat ve Terakki’nin ağır baskısı altında geçmiştir. Çünkü askerî, mülkî ve idarî amirlerin neredeyse tamamı İttihat ve Terakki mensubuydu7. 1 Age., s. 34-35. 2 Rıza Nur, “Biz de Görüyoruz ki İş Fena Gidiyor”, Volkan, 2 Mart 1325, s. 3. 3 II. Meşrutiyet döneminde kurulan fırka ve cemiyetler şunlardır: Fedakaran-ı Millet Cemiyeti (1908), Ahrar Fırkası (1908), İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti (1909), Mutedil Hürriyetperveran Fırkası (1909), Osmanlı Islahat-ı Esasiye Fırkası (1909), Osmanlı Demokrat Fırkası (1910), Osmanlı Sosyalist Fırkası (1910), Ahali Fırkası (1910), Hürriyet ve İtilaf Fırkası (1911). Bkz, Birinci, age., s. 36-41; Fevzi Demir, Osmanlı Devleti’nde II. Meşrutiyet Dönemi Meeclis-i Mebusan Seçimleri, İmge Kitabeevi, Ankara 2007, s. 129-132; Hamit Erdem, Osmanlı Sosyalist Fırkası ve İştirakçi Hilmi, Sel Yayınları, İstanbul 2012. 4 Kanun-ı Esasi tadilatı mevzusu 21 Ağustos 1909’dan itibaren, Padişahın hukukî statüsündeki değişiklikler, Padişahın umumî af ilânı, Padişahın Meclisi akd, tatil ve fesih salahiyeti gibi hususlar üzerinde toplanmıştır. Bkz: Burhan Gürdoğan, “II. Meşrutiyet Devrinde Anayasa Değişiklikleri”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 16, S.1., 1959, s. 191-205. 5 Bağımsız mebusların arabuluculuğu ile iki fırka 23 Aralık 1911 tarihinde bir araya gelmiştir. Burada; sıkıyönetimin kaldırılması, memuriyetlerin sadece cemiyet üyelerine verilmemesi, 35. Maddede yapılacak değişikliklerin ertelenmesi, kabinenin çoğunluk ve muhalefet fırkası mensuplarından veya tarafsız şahıslardan oluşturulması, siyasi mahkumların affı gibi konular görüşülmüş ancak bir netice elde edilememişti. Bkz. Kenan Olgun, 1908-1912 Osmanlı Meclis-i Mebusan’ının Faaliyetleri ve Demokrasi Tarihimizdeki Yeri, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 2008, s. 358-359. 6 Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler I, Hürriyet Vakfı Yayınları, İstanbul 1988, s. 274-275. 7 Muzaffer Tepekaya, “1912 Osmanlı Meclis-i Mebusan Seçimlerinde Saruhan (Manişsa) Sancağı İttihat ve Terakki Fırkası Adayı Yusuf Rıza Bey ve Seçim Beyannamesi”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, XIII/27 (2013-Güz/Autumn), s. 38-39. - 359- International Congress on Cultural Heritage and Tourism 1912 seçim dönemi boyunca Divan-ı Harbi Örfiler birçok kısıtlamalarla gündeme gelmiştir. Mesela “memleketimizin sükûn ve asayişe son derece muhtaç olduğu böyle bir zamanda gazetelerin, hükümeti gerek halk nazarında ve gerek efkâr-ı hariciyede pek fena bir vaziyette bırakacak ve çeşitli şekillerde halk hareketlerine sebep olacak yayınlara devam etmeleri”1 yasaklanmıştı. Bu şartlar altında seçimler başlamış, Ocak-Mart arasında tamamlanması ve Nisan ayında açılması planlanan Meclis-i Mebusan henüz seçimler tamamlanamadığı için açılmamıştı. Öyle ki, 18 Nisan tarihinde başkentte bile seçimler yeni tamamlanabilmişti2. Aslında Meclis’in dağıtıldıktan sonra üç ay içerisinde yeniden toplanması Kanun-ı Esasi’nin gereklerindendi. Eski Meclis 5 Kânunusani’de feshedildiğine göre yeni meclisin 5 Nisan’da (Miladi 18 Nisan) açılması gerekiyordu. Ancak Osmanlı Devleti gibi geniş toprakları olan ve buna karşın ulaşım araçlarından mahrum bulunan bir memlekette, 3 ay içerisinde seçim yapılıp mebusların toplanması çok zor gözüküyordu3. Bu yüzden Meclis’in 18 Nisan 1912’de sadece 56 mebusun hazır bulunduğu açılışı göstermelik olmuş ve reis seçmek için gerekli çoğunluk ancak 13 Mayıs 1912’de sağlanabilmişti 4. Bu arada İkinci Mebusan Meclisi seçimlerinde, 27 Mart 1328 tarihli mazbataya göre Fırkanın kurucularından olan Cami Bey, Fizan mebusu olarak seçilirken, Ahmet Ferit Bey, daha önceden İttihat ve Terakki’ye muhalefet ettiğinden bu seçimde meclise girememiştir5. 1912 seçim sonuçları İttihat ve Terakki’nin çoğunluğu elde etmesiyle sonuçlanmıştı. Babanzade İsmail Hakkı’ya göre İttihatçıların bu başarısını muhalefet içine sindirememiş ve hükümetin İttihatçıların elinde olduğunu söylemişlerdir 6. Süleyman Nazif de, yeni seçimin bir kere daha cemiyetin gücünü gösterdiğini, İttihat ve Terakki’nin milletin samimiyetine ancak bu kez mazhar olduğunu ifade etmiştir7. Buna karşı Rıza Nur, seçimlerde İttihat ve Terakki’nin her türlü baskı ve yıldırma politikasını uyguladığını, hiçbir şekilde şikayette dahi bulunamadıklarını ve işin silah kullanma merhalesine geldiğini söyleyerek8 sopalı seçim iddiasını doğrulamıştır. Bu gelişmelerin hemen ardından artık yeni bir muhalif fırka etkisiz de olsa kendini gösterecektir. II. Milli Meşrutiyet Fırkası Temmuz 1912 tarihinde İstanbul’da kurulan Milli Meşrutiyet Fırkası’nın kuruluşuyla ilgili haber, Tanin gazetesinde: “Derdest-i teşkil olunduğu bazı gazeteler tarafından haber verilen Milliyetperver Türk Fırkası’nın müessisleri; Fizan Mebusu Cami, Kütahya mebusu Ferit (Tek), Canik Mebusu Mehmet Ali ve Kırkkilise mebusu Mehmet Ali, mütekaidinden Şükrü Paşa” şeklinde yer almıştır. Ayrıca yazarlardan Ahmet Agayef, Yusuf Akçura ve Abdullah Cevdet’in idare heyetinde yer aldığı bu fırkanın, İzmir, Sivas gibi yerlerde gruplarını teşkil ettikleri yazıyordu 9. Fırka iki fesih sonrası Gazi Ahmet Muhtar Paşa Hükümeti’nin meclissiz döneminde ve Balkan savaşlarına gebe olduğu günlerde kurulmuştur. İttihatçı-İtilafçı şeklinde siyasal yaşamda gözlemlenen bir ayrışmanın yaşandığı bir süreçte, siyasal yaşama atılan Milli Meşrutiyet Fırkası’nın ideolojik açıdan ehemmiyeti, Meşrutiyet döneminde kurulan ilk milliyetçi fırka olmasındandır 10. Milli 1 Demir, age., s. 179. 2 “İstanbul Mebusları”, Tanin, 18 Nisan 1912, s.1. 3 “Yeni Meclis”, Tanin, 13 Nisan 1912, s.1. 4 Demir, age., s.278. 5 TBMM Arşivi, Osmanlı Meclis-i Mebusanı, D. 1,2 ve 4, sıra no: 246; Yenal Ünal, Ahmet Ferit Tek, Bilgeoğuz Yayınları, İstanbul 2009, s. 32. 6 Babanzade İsmail Hakkı, “İntihabatta Muvaffakiyetin Esbabı”, Tanin, 9 Nisan 1912, s.1. 7 Süleyman Nazif, “Meclisin Küşadı”, Hak, 10 Nisan 1912, s. 1. 8 Rıza Nur, Hürriyet ve İtilaf Nasıl Doğdu, Nasıl Öldü?, İstanbul 1335, s. 30. 9 “Milliyetperver Türk Fırkası”, Tanin, 21 Ağustos 1328, s.3.; Fırkanın kuruluş tarihini Tarık Zafer Tunaya (Tunaya, age., s.351.) 23 Ağustos 1328 (5 Temmuz 1912) olarak vermektedir. Ancak bu iki tarih arasında Rumi ve Miladi şekline çevrildiğinde bu tarihler olmaz. Bu sebeple Ali Birinci’nin de belirttiği gibi Fırka ile ilgili haberler Ağustos ortalarından itibaren basında yer alması bu fırkanın kuruluşunun Temmuz olması ihtimalini artırmaktadır. Bu sebeple temmuz ayı olarak fırka kuruluşu belirtilmiştir. Bkz: Birinci, age., s.181. dn:90. 10 Tunaya, age., s.351. - 360- International Congress on Cultural Heritage and Tourism Meşrutiyet Fırkası, basın alanında kendi yayın organı olan İfham1 gazetesiyle sesini duyurmaya çalışmıştır. Bazı gazeteler örneğin Tercüman-ı Hakikat, fırkanın kuruluşunu ve milliyetçi bir parti oluşunu sevinçle karşılarken, bazı gazeteler de böyle bir fırkanın kuruluşunu yersiz bulmuşlardır 2. Kütahya mebusu olan Ahmet Ferit Bey, ikinci seçimde mebus olamamış ancak siyasetten çekilmemiştir. Bazı arkadaşlarıyla “Milli Meşrutiyet” siyasi fırkasını kurarak fırkanın genel sekreterliğini yürütmüştür. Bunun yanında “İfham” gazetesini yayınlamaya başlayarak bu gazetenin başyazarlık görevini de yürütmüştür3. Siyasi temelinde, meşruti saltanat taraftarı, iç siyasette TürkArap itilafına dayalı bir Türk milliyetçiliği, dış siyasette kuvvete dayanmaktan ziyade, diplomasiye müracaatı ilke kabul etmişlerdir4. Bunun yanı sıra açıktan açığa Türkçülük yapan ilk siyasal partidir. Ancak ekonomik sorunlara da milliyetçilik açısından eğilmiş ve bu alanda devlete bazı görevlerin yüklenmesini öngörmüştür5. Cami Baykurt’un da kurucuları arasında olduğu Milli Meşrutiyet Fırkası, ilk Türkçü parti olarak tarihe geçmiştir6. Aslında bu fırkanın kuruluşundaki adı Milliyetperver Türk Fırkası’dır. Ancak, basında Milliyetperver Türk Fırkası veya buna benzer bir isimle fırka kurulmasının düşünülemeyeceği, bunun vatanın ve milletin yararına zarar vereceği düşüncesi ileri sürülmüştü. Aleyhteki yayınların da tesiriyle olsa gerek, kurucular nihayet Milli Meşrutiyet Fırkası isminde karar kılmışlardır7. Sabah gazetesi, Milli Meşrutiyet Fırkası’nın kurulmasını şu şekilde duyurmuştur; “Bu sahada hakikatten ziyade müphem, hayali ve suni gayeler takip olunarak, Osmanlı Devlet ve milletinin menafi-i hakikiyesinden inhiraf olundu. İşte bu hakiki menafianın takibi maksadıyladır ki, Milli Meşrutiyet Fırkası tesis olundu”8. Milli Meşrutiyet Fırkası’nın kurulması Türk Yurdu dergisinde de duyurulmuştu. Burada, fırkanın beyanname ve programının 25 Ağustos tarihinde gazetelere verildiği bildirilmiştir. “Biz bu milli fırkanın hâkimiyet-i ahaliden mütevellid milliyet esasına istinat edeceğini tahmin ediyoruz” ifadelerini kullanan Türk Yurdu, parti programından çıkarılan sonucu şöyle sıralar 9: 1. Hakk-ı tarih taraftarlarıdır. Yani, Osmanlı Devleti hâkimiyet-i milliyenin, genel oyların değil, asırların tarihin tesis ettiği bir padişahlıktır. 2. Bir uzv-ı kemal tarihi teşkil eden bu heyet, siyasi sahada şahıslardan önce devlet, hukuk-ı devlet müesses ve payidardır. 3. Ananat ve tekâmül-i tarihiyeye müstenit bu saltanat bir saltanat-ı meşruta olabilir. Fakat asla hâkimiyet-i milliye müddeasına müstenit bir saltanat-ı avam olamaz. Bu görüşlere dayanarak Türk Yurdu, Milli Meşrutiyet Fırkası ile İttihat ve Terakki Fırkası’nın arasında bir fark olmadığını söyler. Ancak, bu fırka padişaha en geniş yetkileri tanıyor ve devlet şekli olarak meşruti bir saltanat idaresini benimsiyordu. Bu bakımdan da İttihat ve Terakki’nin parlamentarizme yol açan anayasa düzenlemelerine de karşı çıkıyor ve padişah gerekli gördüğünde herhangi bir mercie dayanmaksızın meclisi feshedebilir tezi ileri sürülmekteydi10. 1 Milli Meşrutiyet Fırkası’nın yayın organı olarak 22 Eylül 1912’den itibaren Ahmet Ferit Tek tarafından çıkarılmıştır. Bu dönemde yazı işleri müdürlüğünü Mustafa Suphi yapmıştır. Mahmut Şevket Paşa’nın katli ile ilgili bir haber yüzünden 1913’te kapatıldı. İkinci yayın dönemi 23 Temmuz 1919’da başlamıştır. Gazete bu yayın döneminde de Milli Türk Fırkası’nın yayın organı olarak faaliyet göstermiştir. Ünal, age., s. 82-83. 2 Tunaya, age., s.352. 3 Nevsal-ı Milli (1330), Dersaadet, Artin Asadoryan ve Mahdumları Matbaası, s. 186. 4 Age., s. 186. 5 Mete Tunçay, Türkiye’de Sol Akımlar 1908-1925, Cilt I, İletişim Yayınları, İstanbul 2009, s.328. 6 Rasih Nuri İleri, Atatürk ve Komünizm Kurtuluş Savaşı Stratejisi, İleri Yayınları, İstanbul 2005, s.243. 7 Birinci, age., s.181. 8 “Milli Meşrutiyet Fırka-i Siyasiyesinin Beyannamesidir”, Sabah, 25 Ağustos 1328, s.3. 9 “Türklük Şuunu”, Türk Yurdu, Yıl: 1, Sayı.22, 6 Eylül 1328, s. 695. 10 Birinci, age., s.184. - 361- International Congress on Cultural Heritage and Tourism Milli Meşrutiyet Fırkası’nın programı, 8 fasıldan ve 53 maddeden oluşmaktadır. Birinci Fasılda; Osmanlıların yeri ve konumu, yani fırkanın onlara bakışı izah edilmiştir. Burada onlardan hürmetkâr biçimde bahsedilmiştir. 10. Maddesinde de iki dereceli seçim sistemini benimsediklerini açıklamışlardır. İkinci fasılda; fırkanın takip edeceği dâhili siyaset belirlenmiştir. Buna göre, Osmanlı toprakları içerisinde yaşayan bütün unsurları kucakladıkları belirtilerek, bu iyi ilişkilerin devamının sağlanacağı yazılmıştır. Yine burada çoğunlukla vilayetlerin idaresinden ve memurların sahip olacağı haklardan bahsedilir. Üçüncü fasılda; takip edilecek adli işlerden bahsedilir. Buna göre en önemli husus, kanun icrasının her yerde mevcut iyi hâkimlerin ellerinde bulunması ve adalet kuvvetinin her türlü müdahaleden masun ve tamamen müstakil kalması sağlanacaktır. Dördüncü fasılda; dış siyaset, harbiye ve bahriye ilkeleri tespit edilmiştir. Buna göre dış siyasette sulh taraftarı olmakla birlikte, mevcut durumun devamı için menfaatine ters düşmeyen ülkelerle ittifaklar kurabilir. Harbiye ve bahriyede ise daima savaşa hazır bir ordu bulundurulacak ve hiçbir şekilde asker siyasete karıştırılmayacaktır. Beşinci fasıl, takip edilecek olan maarif ilkelerini belirler. Bu ilkelere göre, kadın ve erkek her Osmanlının fikir ve irfanlarının günden güne artırılması hedeflenmiştir. Yine ilkokulun mecburi ve ücretsiz olacağı yazılmıştır. Ayrıca yüksek ilim için Avrupa’dan lüzumlu ilim adamlarının getirilmesi öngörülmüştür. Altıncı fasılda ise mali siyasetten bahseder. Bu fasla göre, mükellefiyet-i emiriyenin Osmanlıların iktisadi kuvvetlerine göre adil dağıtımı, vatan evlatlarının üretim kuvvetlerini vergilerle kısıtlamayarak, çoğaltmaya gayret etmek ve denk bir bütçe meydana getirilmesi hedeflenmiştir. Yedinci fasılda ise iktisadi siyasetten bahsedilmiştir. Burada özellikle ziraat erbabı ile küçük sanatkârların mutlak surette büyümesinin sağlanmasının esas gaye olduğu belirtilir. Bu hususta bankaların üzerine düşeni yapacağı noktasında da ilkeler tespit edilmiştir. Son fasıl olan sekizinci fasılda da; sağlıkta takip edilecek yol tespit edilmiştir. Buna göre, en önemli hususlardan olarak gördükleri sağlık için bir Hıfzıssıhha-i Umumiye Nezareti’nin oluşturulacağı yazılıdır. Bununla birlikte bu nezaretin ne şekilde çalışacağı belirlenmiştir 1. Diğer partilerden farklı olarak, Milli Meşrutiyet Fırkası bir bakıma iki ateş arasında İttihatçı ve İtilafçı cephelerle olan ilişkilerini saptamak zorunda kalmıştır. Fırka kurulduğu tarihlerde İttihatçılar hem muhalefete geçmişlerdi ve hem de çok belirgin olmamakla beraber ideolojik bakımdan Türkçüİslamcı bir çizgiye kaymaktaydılar. Bu açıdan fırka ideolojik bakımdan İttihatçıların rakibi olarak görülebilir. İdeolojik rekabetin yanı sıra, Fırka üyeleri “Kanun-ı Esasi Tadilatı”nda fırkadan kopmuş olan eski ittihatçılardı2. Ahmet Şerif, Tanin’deki makalesinde Milli Meşrutiyet Fırkası’nın kurulmasına gazetenin iyi gözle bakmadığını, ancak kendilerinin bu noktada partiye karşı husumet beslemediklerini ve bu nedenle de aleyhlerinde bir neşriyatta bulunmadıklarını söyler. Buna karşı Hürriyet ve İtilaf taraftarı gazetelerin, bu partiyi bir uzlaşma partisi olarak gördüklerini ve İttihatçıların bir kolu olduğu noktasında haksız eleştirilere uğradıklarını yazar 3. İttihatçılar fırkanın kuruluşunu “Osmanlılık” sistemi için yararlı bulmazken, fırka da İttihatçıların “milliyetçilik” anlayışını eksik bulduğunu açıklamıştır. Onlara göre bu politika Arnavutların geleneklerini yok etmeye çalışmakta, Suriye’de isyanlara neden olmaktadır. İttihat ve Terakki’nin Türkçü kanadı da fırkayı eleştirmekte ve milliyetçiliğini zayıf bulmaktadır. Bu gurubun beğendiği tek husus, fırkanın Tanzimat aleyhtarlığıdır4. Türk Yurdu’nda ise fırka değerlendirilirken, açık surette Tanzimat aleyhinde bulunmaları isabetli bir tavır olarak görülmüştür 5. 1 “Milli Meşrutiyet Fırka-i Siyasiyesinin Beyannamesidir”, s.3. 2 Tunaya, age., s. 352. 3 Ahmet Şerif, “Milli Meşrutiyet Fırkası Münasebetiyle”, Tanin, 13 Eylül 1328, s.1. 4 Tunaya, age., s. 352. 5 A.Y., “Tanzimatçılık Aleyhine”, Türk Yurdu, Yıl: 2, Sayı: 11, C. 3, Mart 1329, s.350. - 362- International Congress on Cultural Heritage and Tourism Hürriyet ve İtilaf taraftarı Lütfi Fikri, Tanzimat gazetesindeki makalesinde yeni kurulan Milli Meşrutiyet Fırkası’nı kendilerinin bir muhalifi olarak kurulduğunu ve buna rağmen böyle bir partinin kurulmasından memnun olduklarını yazar. Bunun üzerine partiye yönelik eleştirilerini sıralayan Lütfi Fikri, partinin başındaki milli kelimesine aldanmamak gerektiğini ve bunun Fransızcadaki “national” değil, “nationaliste” yani milliyetçi kelimesinin mukabili olarak kullanıldığını yazar. Ayrıca İttihat ve Terakki’nin komiteciliği bırakarak bir fırka haline dönüşmesi gerektiğini ve bunu da Milli Meşrutiyet Fırkası’nın kurulmasıyla gerçekleştiğini söyleyerek, bu fırkayı İttihat ve Terakki’den ayrı olarak düşünmemektedir1. 19 Ağustos tarihli Tanzimat gazetesinde Lütfi Fikri Bey, Milli Meşrutiyet Fırkası’nı kuranların, Türklüğü ayırmak gibi bir maksadı takip ettiklerini söyler. Bu sırada Cahid Bey’i de eleştirerek fırka kurucuları ile onun arasında bir fark olmadığını ve her ikisinin de Türklük ve İslamlığın diğer unsurlar üzerinde galebe çalmasının, kurtuluş yolu olarak gördüklerini belirtir 2. Yine Lütfi Fikri bu fırkanın, İttihat ve Terakki’den başka bir şey olmadığını, İttihat ve Terakki’nin halkın hiddetini üzerine çektiğinden böyle bir yol tuttuklarını söyler. Ayrıca parti programındaki maddeleri ele alarak bunlardaki yanlışlıklara temas etmiştir 3. Başka bir yazısında da, Milli Meşrutiyet Fırkası’nın kurulmasından çekinmediklerini ve seçimlerde onunla yarışmaktan kaçınmadıklarını, ancak bunun İttihat ve Terakki şeklinde tekrar hortlamasından korktuklarını yazar. Ona göre her iki fırka, yani Milli Meşrutiyet ile İttihat Terakki ruh ikizleridir. Eğer bu fırka iktidara gelirse, İttihatçıların bir şekilde bu fırkanın yönetimini ele geçireceklerini de iddia eder4. Milli Meşrutiyet Fırkası, İttihatçıların muhalefete geçtikleri bir sırada meclissiz ve seçimsiz bir siyasal yaşam içerisinde kurulmuştu. Parti, Meclis’in açılış yılı olan 1914 tarihine kadar varlığını sürdüremediğinden, Meclis içerisinde görülmemiş, ayrıca seçimlere de katılamayarak kısa süreli bir siyasi parti olarak tarihteki yerini almıştır5. Kısa ömürlü bir parti olan Milli Meşrutiyet Fırkası, bir aydın partisi olarak Osmanlı bürokrasisi ve orta sınıfı dışına çıkamamış, bir ünlüler partisi olmaktan öteye gidememiştir. Çok karışık bir dönemde ortaya çıkan fırkanın, bu sıkıntılı dönemde büyüyüp gelişmesi çok zordu. Ayrıca daha Balkan harplerinden evvel milliyetçilik ideolojisine dayanan ve Osmanlılığı reddeden böyle bir parti, aykırı bir görünüm sergilemekteydi. Türk Ocağı ile ilişki kuran parti, “İstihlak-ı Milli Cemiyeti”nin kuruluşuna katılmış ancak bir parti olarak etkinlik ve gelişim gösterememiştir6. Siyasi tarihimiz içerisinde ilk milliyetçi parti olarak yerini alan “Milli Meşrutiyet Fırkası”, eleman yokluğu ve maddi problemler sebebiyle kapanmak zorunda kalmıştır. Nitekim 1912 yılının zorluklarını da göz önüne aldığımız zaman, böyle bir sonuç şaşırtıcı olmasa gerektir. Bundan sonra mütareke döneminde kurucularından bazıları “Milli Ahrar” ve “Milli Türk” fırkalarında görev almışlardır7. SONUÇ Balkan Savaşlarının hemen öncesinde kurulmuş olan Milli Meşrutiyet Fırkası, her ne kadar birkaç yıllık ömrü olsa da bu dönemde etkili iki fırka olan İttihat ve Terakki ile Hürriyet ve İtilaf 1 Lütfi Fikri, “Yeni Bir Fırka Hazırlığı”, Tanzimat, 16 Ağustos 1328, s.1. 2 Lütfi Fikri, “Osmanlılık”, Tanzimat, 19 Ağustos 1328, s.1. 3 Lütfi Fikri, “Üç Katlı Bir Fırka”, Tanzimat, 25 Ağustos 1328, s.1. 4 Lütfi Fikri, “Tehlikeli Bir Oyun”, Tanzimat, 31 Ağustos 1328, s.1. 5 Tunaya, age., s. 351. 6 Age., s. 353. 7 Age., s. 354. - 363- International Congress on Cultural Heritage and Tourism Fırkası’nda farklı olarak milliyetçi bir parti olarak kendini göstermiştir. İttihat ve Terakki ile benzerliğinin bu noktada olduğu söylenmesine rağmen aslında ortak hareket ettikleri bir nokta olmamıştır. Zaten İttihatçılar da bu fırkayı çeşitli biçimlerde eleştirmişlerdir. Bununla birlikte Hürriyet ve İtilaf Fırkası da bu fırkayı eleştirmekten geri kalmamış ve ittihatçıların yan kolu olmakla suçlamışlardır. Fırkanın kurucularının İttihat ve Terakki’den kopmuş muhaliflerdir. Savunmuş oldukları politikalara bakıldığında, sağlıktan, iç siyasete, eğitimden adalete kadar çeşitli konularda hedeflerini tespit etmişlerdir. Ancak kısa varlığı döneminde Meclise dâhil olamadıklarından bu siyasetlerindeki tutarlılıkları ya da gerçekleştirme düzeyleri hakkında birşey söylemek mümkün değildir. KAYNAKÇA “İstanbul Mebusları”, (1912) Tanin, 18 Nisan, ss.1. “Milli Meşrutiyet Fırka-i Siyasiyesinin Beyannamesidir”. (1328). Sabah, 25 Ağustos, ss.3. “Milliyetperver Türk Fırkası”. (1328). Tanin, 21 Ağustos, ss.3. “Türklük Şuunu”. (1328). Türk Yurdu, Yıl: 1, Sayı.22, 6 Eylül, ss. 695. “Yeni Meclis”, (1912) Tanin, 13 Nisan, ss.1. A.Y. (1329). “Tanzimatçılık Aleyhine”, Türk Yurdu, Yıl: 2, Sayı: 11, C. 3, Mart, ss.350. Ahmet Şerif. (1328). “Milli Meşrutiyet Fırkası Münasebetiyle”, Tanin, 13 Eylül, ss.1. Babanzade, İ. H. (1912), “İntihabatta Muvaffakiyetin Esbabı”, Tanin, 9 Nisan, ss.1. Birinci, A. (1990). Hürriyet ve İtilaf Fırkası, Dergâh Yayınları, İstanbul. Demir, F. (2007). Osmanlı Devleti’nde II. Meşrutiyet Dönemi Meeclis-i Mebusan Seçimleri, İmge Kitabeevi, Ankara. Erdem, H. (2012). Osmanlı Sosyalist Fırkası ve İştirakçi Hilmi, Sel Yayınları, İstanbul. Gürdoğan, B. (1959). “II. Meşrutiyet Devrinde Anayasa Değişiklikleri”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 16, S.1., s. 191-205. İleri, R. N. (2005). Atatürk ve Komünizm Kurtuluş Savaşı Stratejisi, İleri Yayınları, İstanbul. Lütfi Fikri. (1328). “Osmanlılık”, Tanzimat, 19 Ağustos, ss.1. Lütfi Fikri. (1328). “Tehlikeli Bir Oyun”, Tanzimat, 31 Ağustos, ss.1. Lütfi Fikri. (1328). “Üç Katlı Bir Fırka”, Tanzimat, 25 Ağustos, ss.1. Lütfi Fikri. (1328). “Yeni Bir Fırka Hazırlığı”, Tanzimat, 16 Ağustos, ss.1. Nazif, S. (1912) “Meclisin Küşadı”, Hak, 10 Nisan, ss. 1. Nevsal-ı Milli (1330), Dersaadet, Artin Asadoryan ve Mahdumları Matbaası. Nur, R. (1325). “Biz de Görüyoruz ki İş Fena Gidiyor”, Volkan, 2 Mart. ss. 1. Nur, R. (1335). Hürriyet ve İtilaf Nasıl Doğdu, Nasıl Öldü?, İstanbul. Olgun, K. (2008). 1908-1912 Osmanlı Meclis-i Mebusan’ının Faaliyetleri ve Demokrasi Tarihimizdeki Yeri, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara. TBMM Arşivi, Osmanlı Meclis-i Mebusanı, D. 1,2 ve 4, sıra nu: 246. Tepekaya, M. (2013). “1912 Osmanlı Meclis-i Mebusan Seçimlerinde Saruhan (Manişsa) Sancağı İttihat ve Terakki Fırkası Adayı Yusuf Rıza Bey ve Seçim Beyannamesi”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, XIII/27 (Güz/Autumn), ss. 33-61. Tunaya, T. Z. (1988). Türkiye’de Siyasal Partiler I, Hürriyet Vakfı Yayınları, İstanbul. Tunçay, M. (2009). Türkiye’de Sol Akımlar 1908-1925, Cilt I, İletişim Yayınları, İstanbul. Ünal, Y. (2009). Ahmet Ferit Tek, Bilgeoğuz Yayınları, İstanbul. - 364-