[go: up one dir, main page]

Academia.eduAcademia.edu

Devlet Dizileri Bize Ne Anlatıyor?

2014, Fayrap

fayrap popülist kültür Devlet dizileri bize ne anlatıyor? MESUT BOSTAN Hollywood sinem asının ve A m erik an dizi sek tö rü n ü n politikayla ve gündelik siyasetle ilişkisine d air çok şey yazıldı çizildi. Genel an lam d a A m erikan televizyon ve film anlatıların ın siyasi ideolojileri gündelik ideo­ lojilere m aharetle tercüm e ed en m etin ler olduğunu biliyoruz. 11 Eylül sald ırıların d an hem en sonra ek ra­ na gelen “24” (2001) dizisi de bu açıd an A m erika’da yürürlüğe konacak olan güvenlik rejim ini halka anlat­ mayı am açlıyordu. O bam a dönem inde ek ran lara taşı­ nan “H om eland” (2011) dizisi ise b ir önceki dönem in dış politika ve iç güvenlik siy asetin in tash ih edilmesi gibi bir görev yerin e getirdi. “24” dizisi, dış politikada müdahaleciliği ve iç politik ada ise güvenlik devleti ya­ pılanmalarım ulusal çık arlar açısından gerekli önlem ­ ler olarak anlatıyordu. “H om elan d ” ise b ir on yıl sonra Amerika’nın O rtadoğu’da askeri varlığım sü rd ü rm esi­ nin ne çeşit trav m alara yol açtığını g ö stererek O bam a yönetiminin d ah a dolaylı siyasetin i dillendiriyordu. Bu açıdan “24”ü n M üslüm anları “şey tan laştıran ” tu ­ tumu gibi “H om eland”in M üslüm anları “anlayan” tutum u da ideolojikti. B u iki ideolojik form A m erikan siyaset gram erine ait tem el d ram atik yap ılar olarak düşünülebilir. B u form ların farklı d ön em lerd e ve fark­ lı siyasi içeriklerle kullanım ları o n ların yapısal olarak ne kadar köklü olduklarının göstergeleridir. Bizde sinem a ve televizyonun b u ta rz inceltilm iş ideolojik kullanım ları d a h a yeni. S in em ad a sansür, televizyonda ise d en etim yoluyla ü retilen içerik lerin siyasi an lam lan çok d a r b ir alan a sıkıştırıldı. B u alan da siyasi tem sillerin sad ece serem o n ik kullanım ını müm kün kılıyor. “K u rtlar V adisi” (2003) bu açıd an bir kınlm ayı ifade eder. T ü rk iy e’deki güç ilişkileri­ nin kirliliğini a n lata n dizi, siyaset alan ın ın ah lak dışı özelliğini de ileri sü rm ü ştü r. B u sen e e k ra n lara gelen “Reaksiyon” (2014) dizisi ise “K u rtla r Vadisi”n in te rsi­ ne siyasi to plu m iç erisin d e iyi niyetli, idealist in san la­ rın olabileceğini gösteriyor. “K u rtla r Vadisi”n in k ah ­ ram anı Polat Alemdar, güç savaşını k urallarına göre oynayan bir mafya babasıydı. Ama onun içinde, aile­ siyle yaşantısıyla bizim gibi olan idealist b ir in sanın olduğu izlenimi de veriliyordu. “K u rtlar Vadisi”nde b aşkahram an üzerin den anlatılan iç-dış ayrımı, siyaset-gündelik hayat ayrım ını m uhkem hale getiriyor­ du. “Reaksiyon” ise siyaset alanında ahlaki davranışın m üm kün olduğuna dair bir iddiaya sahip. A ncak yine de “Reaksiyon”un T ürkiye’si “K urtlar Vadisi” so n ra­ sı bir T ürkiye’dir. Çeşitli kadroların b irbirini tasfiye etm eye çalıştığı ve bu yolda h er tü r ham leyi m u b ah gördükleri b ir savaş alanıdır. Aile mi, operasyon mu? “K u rtlar Vadisi” ve “Reaksiyon” gibi T ürkiye’de ya­ pılan politik aksiyon dizileri konjo nktü rel farkların ötesin de belirli o rtak referan slara sahiptir. B u n lard an biri ailedir. “K u rtlar Vadisi”nde ailenin yanı, b ü tü n yaşanan vahşetin o rtasın d a h u zu r b u lu n an yegane m ekandır. Polat Alemdar, vereceği önem li k ararların öncesin de ve atlattığı b ad irelerd en so n ra ailesinin popülist kültür fayrap yanm a gelir, babasına üstü kapalı bir şekilde danışır, babası da onun derdini anlar ve ona yol gösterir. Aile bu açıdan siyaset alanında yapılanların da meşruiye­ tini sağlayan ideolojik bir kaynaktır. Ama öte yandan aile aynı zam anda kahram anın zayıf noktasıdır. Polat A lem dar’ın anne ve babası defalarca kaçırılır, tehdi­ de m aruz kalır. Bu sınanm a temel bir gerilim unsu­ ru olmakla birlikte nerdeyse her zaman son tahlilde ailenin selam etinin gözetilmesi şeklinde aşılır. Çünkü aileyi korum ak dram atik unsurun da temel öğesidir. Öte yandan bu sınanm a kahram anın ailesinden ve sevdiklerinden uzak durm ası ve onlardan bir anlam ­ da feragat etmesi sonucunu da doğurur. K arakterler çoğu zam an ailevi sebeplerle hata yapar. Ailevi bağları olmayan ya da bu bağlardan kurtulm uş kişiler operasyonel açıdan en etkili olanlardır. Aileyi korum a ve aileden feragat eğilimleri bu di­ zilerde birbirine zıt olarak da konumlandırılabilir. B una örnek olarak geçtiğimiz televizyon sezonunda birbirine karşılıklı olarak konumlandırılmış “Kızılelm a” (2014) ve “Şefkat Tepe” (2010) dizileri verilebilir. “Kızılelma” annesi babası ölmüş, zeki ama disiplinsiz, aklıyla değil duygularıyla hareket eden bir başkahram ana sahiptir. K arakter istihbarat teşkilatı tarafından seçilir ve göreve başlar. K ahram an, istihbarat başkanıyla bir çeşit anne oğul ilişkisi geliştirirken çalışma arkadaşlarını da ailesi gibi sever. “Kızılelma” bu an­ lam da ailesiz bir karakterin aileye kavuşma hikaye­ sidir. K ahram an bütün ülkeyi tehdit eden bir terörist saldırının durdurulm ası için yapılan operasyon sıra­ sında bir arkadaşının hayatını kurtarm ak için ope­ rasyonu tehlikeye atar. Dizinin ideolojik eğilimi olan, aileyi korum ayı öncelik haline getirme düşüncesi is­ tihbarat teşkilatına meşruiyet kazandırma yönünde çalışır. Bu durum dizinin isminin yaptığı çağrışımlara da ters bir etki yaratır. Yani nihai hedeflere ulaşmak için h er şeyden ve belki de aileden de fedakarlık yap­ m ak yerine ailenin yani bir anlamda halkın acil ihti­ yaçlarını ve güvenliğini sağlamayı önermektedir. Di­ zinin sloganı da bunu gayet veciz bir şekilde anlatır: “Kızılelma, zalimin kalbindeki korku ve mazlumun kalbindeki üm ittir.” Yani takip edilen operasyonel bir hedef değil, ilişkisel bir tavır ve sorumluluktur. “Şefkat Tepe” ise aileden feragat düşüncesini sık sık dile getirir. K arakterleri bir grup özel eğilimli ko­ m andodur ve ailevi yaşantıları yok denecek kadar azdır. Ailevi bağlar sıkça zafiyet olarak anlatılır. Ko­ mandolar, birileri ailesiyle rahat ve güvenli yaşayabil­ sin diye kendi ailelerinden feragat etmişlerdir. Ancak yine de aile gerilimi yan hikayeler yoluyla yer bulur. 46 ARALIK 2014 Komandolar arasında kadınlar da bulunm aktadır ve kom andolardan ikisi nişanlıdır. Evlenme düşüncesi sürekli ertelenir ve bunun görevden kaçmak olacağı söylenir. Pek çok durum da nişanlılar operasyonun se­ lameti için birbirlerini ve dolasıyla da aile düşüncesi­ ni riske atm aktan çekinmezler. Bir bölümde düşman kampına sızan nişanlı kom andolardan kadın olanı teröristlerin eline geçer. İki kişinin kollarında baygın bir şekilde kapalı bir m ekana sokulan komandoyu ni­ şanlısı görür ama operasyonun başarısı için nişanlı­ sını kurtarm ak konusunda çekinceli davranır. Kadın komando bir m üddet sonra sağ salim mekandan çıkar. Nişanlısı da kadının iki kişiyi alt edeceğine güvendiği ve duygusal davranıp operasyonu başarısızlığa uğrat­ madığı için gönenin Böylelikle “Şefkat Tepe” siyasi hedeflerin öncelikli olduğunu bu yolda aileden feragat edilmesinin gerekliliğini anlatır. Operasyon adamlarına nasıl güvenebiliriz? “Reaksiyon” dizisi ise farklı kliklerin birbiriyle mü­ cadelesini anlatırken aileyi korum a ve aileden fe­ ragat etm e eğilimlerini bir gerilim kaynağı olarak kullanıyor. H atta bu konudaki tercihleri dolayısıyla dizinin iki başkahram anı iki farklı tipolojiyi temsil ediyor. Polis komiseri Tekin, ailevi arka planı şehirli yoksulluk üzerinden anlatılan bir karakter, ailesinin kalan tek üyesi kız kardeşiyle birlikte yaşıyor ve so­ kakta insanların tanıdıkları biri. Tekin’i bize tanıtan olaylardan ilki korum akla görevli olduğu müsteşa­ rı canı pahasına korum ası olur. M üsteşar adeta bir baba figürüdür onun için. Tekin m üsteşar tarafından gizli bir görev için seçilecektir. Tekin’i tanımamıza olanak veren bir diğer olay da bu görev esnasında kendisine kız kardeşi hakkında yapılan bir şantaj yüzünden yürüttükleri operasyon hakkında bilgi sız­ dırmasıdır. Böylelikle Tekin ailesi için operasyonu tehlikeye atabilecek biri olarak sunulur. Aileye sada­ kati dolayısıyla yaptığı bu “ih an et” dolayısıyla ceza­ landırılacağı durum da dizinin diğer başkahramanı olan ve Tekin’in de bir anlam da kom utanı durum un­ daki Oğuz buna engel olur. Tekin’in yaptığı bir ihanet olmanın ötesinde aileyi, halkı korum a görevinin bir gereğidir. Öte yandan Oğuz ise görevi için ailesinden feragat etmeyi seçmiş bir karakterdir. Askeriyede bir komando olarak sıkı bir eğitim almış, herkesi manipüle edebilecek şekilde istihbarat yeteneğiyle do­ natılmıştır. B ir görev sırasında ele geçirildiğinde de yıllar boyu konuşm aya direnm iştir. E saret zamanla­ rında ailesi ve sevdiği kadın onun öldüğünü düşün- fayrap popülist kültür Sonuç müşlerdir. D önüşü ise sorunlu olm uştur. Öldüğünü düşünen sevgilisi başka biriyle evlenmiştir. Oğuz için görev, ailesiyle arasını açan b ir şey olmuştur. Ama kendisine yeni ve çok tehlikeli bir görev verildiğinde bunu kabul etm esine sebep olan motivasyon da aile­ vidir. Aslında kendisini hedef alan ancak babasının ölmesine ve annesinin de yaralanm asına sebep olan bir bombalı saldırı O ğuz’un intikam alm ak için bunu kabul etmesini sağlar. “Aile adam ı” Tekin ile “operas­ yon adamı” Oğuz’u tek bir hedefe yönelten “aile” için yapılacak bir “operasyon”dur. Dizi genel manasıyla aile adam ının doğası gere­ ği devletin işlerini yürütm ede başarılı olamayacağı imasında bulunur. Onun devlet işleri için özel olarak eğitilmiş bir operasyon adam ının rehberliğine ihtiya­ cı vardır. Ancak operasyon adam ına nasıl güvenebili­ riz? Bunun cevabı dizide Oğuz’un şeytani ikizi olarak beliren Serdar karakteri üzerinden verilir. Serdar, Oğuz’un en yakın arkadaşı durum undadır. Ancak aslında öyle olmadığı Oğuz’a ihanet ettiği ve “başka bir operasyon gereği” asker arkadaşlarının ölümüne sebep olduğu ortaya çıkar. Oğuz, S erdar’ı birçok ma­ ceradan sonra ele geçirdiğinde S erdar bütün olanları ona açıklar. Hikayenin sonunda bunun doğu olup ol­ madığını hiçbir zaman öğrenemeyeceğini söyler. Yani operasyon adamına tam olarak güvenmek müm kün değildir. Ancak onun hikayesine güvenmeyi tercih ede­ biliriz. Bu durum Oğuz ile Tekin operasyon esnasında yakalandıklarında tekrar ortaya çıkar. Oğuz, Tekin’i ele vermek karşılığında kendisini kurtarır. Ancak bu sadece bir taktiktir. Daha sonra Tekin’i esaretten kur­ taracaktır. Oğuz’un bu oyunu sırasında Tekin’e düşen ise hiçbir mantıklı gerekçesi olmamasına rağm en ona güvenmektir. Gerçekten dizi boyunca Tekin’in Oğuz’a güvenmesini sağlayan kesinkes bir durum yoktur. Bunu sağlayan Tekin için manevi bir otorite teşkil eden Pilavcı Bayram’ın sözleridir. Bayram ise sadakati Oğuz’un gözlerinde görmüştür. Dizi de bize Oğuz’a bir güven yatırımında bulunm ayı önerir. Dizinin karakter bazında önerdiği bu çözüm, siyasi toplum içerisindeki klikler bazında da işlerliğe sahip­ tir. S erdar’ın da beraber hareket ettiği ve istihbarat teşkilatının eski kadrosundan oluşan “gayri resm i istihbarat” ile siyasi iktidar tarafından yönetim e ge­ tirilen “resmi istihbarat” arasındaki çatışm ada resmi istihbarata güvenmemizin bir mesnedi yoktur. Bu se­ çim belki halkın siyasi tercihi sonucu tecessüm etm iş siyasi iktidarın meşruiyeti ile açıklanabilir. İstihbarat teşkilatının mevcut yapısı kendi perform ansıyla bir meşruiyet sağlamaktan uzaktır. Dizide bu anlam da resmi istihbaratın sadakatini gösteren somut bir olgu da yoktur. Yani bir plottwist ile resmi istihbaratın as­ lında kötü olduğu bir kurgu ortaya çıkabilir. Benzer şekilde Dayı karakterinin başında olduğu gayrı resmi istihbaratın operasyonları da kesinkes kötü sayılamaz. Dayı’nın “devletin bekası” için yaptık­ ları “özel zarar, genel zarara tercih edilir” şeklinde bir ahlaki kaideye dayandırılabilir. Böylelikle gayri resmi istihbaratın asıl iyi taraf olduğu iddia edilebilir. Dizi de zaten bu noktada her iki okumayı da müm kün kılacak bir anlatım sunar. Ancak dizide bir üçüncü klik vardır ki o biraz da konjonktür gereği herhangi bir şekilde m eşru sayıla­ mayacak şekilde anlatılmıştır. Üçüncü klik sivil top­ lum içerisinde ve biraz da onun uzantısı biçimindeki polis teşkilatı ve bürokraside yerleşm iştir am a aynı zamanda siyaset alanında operasyonlar düzenlem ek­ tedir. “Resmi” ve “gayri resmi istihbarat”, bu “sivil istihbarat”ı ortak düşm an olarak görmektedir. Öte yandan “gayri resmi istihbarat” ile “sivil istih­ barat” da Türkiye’de siyasi toplum ayrımının m uha­ fazasında anlaşmış görünmektedir. Bu iki klik, siyasi iktidarın sivil toplumun istek ve taleplerinin siyaset alanında doğrudan hakim olmasını, böylelikle sivil toplum-siyasi toplum ayrımının ortadan kalkm ası­ nı ve sonuç olarak da hem görünürde hem eylemde ahlaki bir siyaset vadetmesinin ü rünü olan yeni “res­ mi istihbarat”a karşıdırlar. Dizi her ne kadar “resmi istihbarat”ı olumlu bir şekilde çiziyorsa da istihbarat başkanının “NATO konseptinden çıkıyoruz” gibi b e ­ yanları tam tersi bir yorum u da besliyor gibidir. Aslın­ da dizi “resmi is tih b a ra tın zaaflarını ve çelişkilerini göstererek Türkiye’de ahlaki bir siyasi alanın düşük ihtimal olduğu imasında bulunmaktadır. Bu anlam da da Türkiye’deki siyasi-sivil dizilimini muhafaza etme anlam ında m uhafazakar bir sinizm yarattığı bile söy­ lenebilir. ARALIK 2014 47