Skip to main content
Bölgesel kalkınma çok aktörlü işbirliği ve yönetişim sürecini gerektiren bir olgu haline gelmiştir. 2006 yılından bu yana kalkınma ajansları, Türkiye'de bölgesel kalkınmayı hızlandırmak amacıyla, bölgedeki aktörleri bölgesel kalkınma... more
Bölgesel kalkınma çok aktörlü işbirliği ve yönetişim sürecini gerektiren bir olgu haline gelmiştir. 2006 yılından bu yana kalkınma ajansları, Türkiye'de bölgesel kalkınmayı hızlandırmak amacıyla, bölgedeki aktörleri bölgesel kalkınma politikası araçları ile koordine etmektedir. Bu araçlardan biri, farklı kalkınma konularına yönelik projeleri hibelendirmektir. Bölge içerisinde çeşitli kurum ve kuruluşların işbirliği ağı kurmaları, yönetişim anlayışına uygun bölgesel kalkınmayı sağlaması açısından önemlidir. Bu çalışmanın amacı, TR33 Bölgesi (Afyonkarahisar, Kütahya, Manisa ve Uşak) örneğinde sosyal kalkınma projeleriyle kurulan kurumlar arası işbirliği ağını ortaya koymaktır. Çalışma kapsamında, Zafer Kalkınma Ajansı tarafından 2010-2018 yılları arasında sosyal kalkınmaya yönelik çıkılan çağrılar ile projeleri hibelenen kurumların işbirliği ağları incelenmiştir. Zafer Kalkınma Ajansı'ndan elde edilen veriler, sosyal ağ analizi programlarından NodeXL Pro programında analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda, iller arasında işbirliğinin olmadığı, il içinde kurulan ağda ise mahalli idarelerin ve diğer kamu sektörü kuruluşlarının baskın olduğu bulunmuştur. Ağın yoğunluğu çok düşüktür ve az sayıda kurumun merkeziliği yüksektir.
Japonya her zaman egzantrik ve ilgi çekici bir ülke olmuştur. Japon modernleşmesi akademide oldukça sıklıkla araştırılan bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Japonya özgün bir coğrafi konuma sahiptir. Çin etkisinden azade değildir ancak... more
Japonya her zaman egzantrik ve ilgi çekici bir ülke olmuştur. Japon modernleşmesi akademide oldukça sıklıkla araştırılan bir
konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Japonya özgün bir coğrafi konuma sahiptir. Çin etkisinden azade değildir ancak tamamen Çin
kültürüne angaje olacak kadar da Çin'e yakın değildir. Bu şartlar özgün Japon kültürünün ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Japonya’nın bu özgün kültürel yapısı hem ekonomisine hem de yönetim kültürüne doğrudan yansımaktadır. Karşılaştırmalı yönetsel
ve kültürel çalışmalarda bu yapının incelenmesi oldukça önemlidir. Çok sayıda adadan oluşan ve köklü bir feodal geleneğe sahip olan
Japonya'da modernleşme, Meiji döneminden başlatılmaktadır. Devletin merkezileşmesi de aynı döneme rastlamaktadır. Bu çalışmada
Japon kamu yönetimi yapısı ve Japon siyasal kültürünün özgün yanları ortaya konmaya çalışılacaktır. /Japan has always been an eccentric and interesting country. Japanese modernization is a subject that is often searched in the
academy. Japan has also a unique geographical location. It is not free from the influence of China, but it is not as close to China as it is
entirely engaged in Chinese culture. These conditions led to the emergence of original Japanese cultures. This unique cultural structure
of Japan is directly reflected in both its economy and management culture. In comparative administrative and cultural studies, it is very
important to examine this structure. In Japan, which is composed of a large number of islands and has a long-established feudal
tradition, modernization is started in the Meiji period. The centralization of the state also coincides the same historic period. In this
study, the original aspects of Japanese public administration structure and Japanese political culture will be tried to be revealed.
Research Interests:
Research Interests:
Rom people mostly live in Dikilitaş, Fevzi Çakmak, Mehmet Akif Ersoy, Elmalıdere, Karaağaç and Sarayaltı neighbourhoods in Uşak. These quarters are generally in the outskirts of the city. They prefer detached houses to apartments. Their... more
Rom people mostly live in Dikilitaş, Fevzi Çakmak, Mehmet Akif Ersoy, Elmalıdere, Karaağaç and Sarayaltı neighbourhoods in Uşak. These quarters are generally in the outskirts of the city. They prefer detached houses to apartments. Their desire to live especially in these quarters and in detached houses is about their economic activities and cultures and they want to live together with their own people.
It is possible to see such quarters and such desire to live together in many different parts in Turkey.
The case of leaving the traditional professions with the development of the technology as also seen in previous studies has also been encountered in Uşak. Maybe with also the effect of the past nomadic culture, hawking by travelling from city to city is common event in the society. The fact that this situation is not intrinsic to Turkey and also exist in Europe (Fraser, 2005), strengthens the idea that nomadism is an important habit and the idea that hawking is an easy way of getting rid of the trouble.
Especially low level of education is the biggest reason for Rom people to be seen as a problem by other societies. For this reason, with the cooperation of Provincial
National Education Directorate and other associations, the education should not be left limited to primary and secondary schools and higher education should be promoted.
For this, educated Rom people with a good profession in the city should be shown as role-models. Their condition of following the education should be supervised, and in case, they should be promoted financially by giving scholarships.
Research Interests: