Skip to main content
Olimpiyat Oyunlarını çağımızda sadece büyük sportif faaliyetler olarak görmek mümkün değil. Olimpiyat Oyunlarının beraberinde birçok sosyal ve ekonomik meseleyi mekan üzerinden ürettiği bugün artık bilinen bir gerçek. Ülkelerin küresel... more
Olimpiyat Oyunlarını çağımızda sadece büyük sportif faaliyetler olarak görmek mümkün değil. Olimpiyat Oyunlarının beraberinde birçok sosyal ve ekonomik meseleyi mekan üzerinden ürettiği bugün artık bilinen bir gerçek. Ülkelerin küresel düzlemde diğerleri karşısında gücünü ve etkinliğini öne çıkarma, prestij kazanma gibi amaçlarına bir tür çözüm sunan mega etkinliklerin belki de en önemlilerinden olan Olimpiyat Oyunları, yerel düzlemde her ne kadar ekonomiye ivme kazandırır gibi görünse de, kentsel dönüşüm ve ardından gelen yerinden etme süreçleriyle beraber toplumsal etkilere ve hatta yıkımlara sebep oluyor. Kentsel mekanın mega etkinlikler adına hızla ve acımasızca tüketilmesini kapsamlı bir şekilde ortaya koyan bu durumun en önemli özelliğinin, toplum odaklı değil, rant odaklı bir sürece karşılık gelmesi ve toplumsal maliyetlerin ortaya konulmaması olduğu görülüyor. Çalışma, yerinden edilme kavramını sistematik şekilde ele aldıktan sonra; mega etkinliklerin ve özelde Olimpiyat Oyunlarının kentsel mekanda neden olduğu yerinden edilmelere açıklık getirmektedir
Üçüncü kuşak haklardan olan kentsel haklar Türkiye’de oldukça yakın dönemlerde tartışılmaya başlanmıştır. Bugüne kadar kentsel hakları bir toplumsal harekete dönüştüren örnek oldukça sınırlıdır. Oysaki demokratikleşmenin belki de kendine... more
Üçüncü kuşak haklardan olan kentsel haklar Türkiye’de oldukça yakın dönemlerde tartışılmaya başlanmıştır. Bugüne kadar kentsel hakları bir toplumsal harekete dönüştüren örnek oldukça sınırlıdır. Oysaki demokratikleşmenin belki de kendine somut olarak var ettiği en belirgin alan kentsel haklar ve bu hakları elde etmek için ortaya çıkan toplumsal hareketlerdir.
Gezi Parkı olayları bu alanda Türkiye’nin sancılı demokratikleşme sürecinde büyük bir yer kaplamıştır. Demokratikleşme adına yapılan toplumsal bir mücadelenin, kentsel haklar üzerinden başlayıp, sürdürüldüğü bu örnek ilk kez toplumun farklı katmanlarını tek bir zemin üzerinde buluşturmuştur.
Bu çalışmada Gezi Parkı örneği, bir anket çalışması ile toplumun farklı katmanları ve bunların buluştuğu ortak payda ortaya konmak suretiyle analiz edilecektir. Süreç içinde aktif rol alan birinci halka ile bu halkaya destek veren diğer halkalar belirlenecek, bunların birbirleriyle oluşan ilişkileri ortaya konacaktır.
Research Interests:
Kent, kentleşme, kentlileşme ve göç kavramlarının tanımları yapılırken birçok değişkenin göz önüne alınması gerekmektedir. Çünkü bu kavramlara etki eden faktörler oldukça fazladır. Tanımlamalarda değişkenler göz önüne alındığında... more
Kent, kentleşme, kentlileşme ve göç kavramlarının tanımları yapılırken birçok değişkenin göz önüne alınması gerekmektedir. Çünkü bu kavramlara etki eden faktörler oldukça fazladır. Tanımlamalarda değişkenler göz önüne alındığında kentleşme ve göçün nedenleri de ortaya çıkmaktadır. Bu kavramlar, suç ile ilişkili olup, suça zemin hazırlayan ve suçun işlenmesini hızlandıran etkiler meydana getirebilmektedir. Çünkü kentte göç sonucu geride bırakılan yaşam alanının kuralları geçerli değildir. Kent, kendine özgü nitelikleriyle bireylere yalnızca yeni bir yaşam alanı sunmamaktadır. Kente göç etmek, kültürde de değişmeye neden olmaktadır. Bu değişimi hızlı ve sağlıksız geçiren birey, suça yönelebilecektir. Tabi ki kentleşme ve göç, tek başına suç işlemenin nedeni değildir. Bu çalışmada göçün kentteki suç olgusuna etkisi irdelenerek açıklanacaktır.
Kent, kentleşme, kentlileşme ve göç kavramlarının tanımları yapılırken birçok değişkenin göz önüne alınması gerekmektedir. Çünkü bu kavramlara etki eden faktörler oldukça fazladır. Tanımlamalarda değişkenler göz önüne alındığında... more
Kent, kentleşme, kentlileşme ve göç kavramlarının tanımları yapılırken birçok değişkenin göz önüne alınması gerekmektedir. Çünkü bu kavramlara etki eden faktörler oldukça fazladır. Tanımlamalarda değişkenler göz önüne alındığında kentleşme ve göçün nedenleri de ortaya çıkmaktadır. Bu kavramlar, suç ile ilişkili olup, suça zemin hazırlayan ve suçun işlenmesini hızlandıran etkiler meydana getirebilmektedir. Çünkü kentte göç sonucu geride bırakılan yaşam alanının kuralları geçerli değildir. Kent, kendine özgü nitelikleriyle bireylere yalnızca yeni bir yaşam alanı sunmamaktadır. Kente göç etmek, kültürde de değişmeye neden olmaktadır. Bu değişimi hızlı ve sağlıksız geçiren birey, suça yönelebilecektir. Tabi ki kentleşme ve göç, tek başına suç işlemenin nedeni değildir. Bu çalışmada göçün kentteki suç olgusuna etkisi irdelenerek açıklanacaktır.
Başlangıç ve bitiş noktaları belirsiz olan sınıf ilişkileri, birbirinden kesin çizgilerle ayrılmamaktadır. Karl Marx ve Max Weber, sınıf konusunda öne çıkan çalışmaları yapmışlardır. Toplumların en temel sosyal güçleri olan sınıflar,... more
Başlangıç ve bitiş noktaları belirsiz olan sınıf ilişkileri, birbirinden kesin çizgilerle ayrılmamaktadır. Karl Marx ve Max Weber, sınıf konusunda öne çıkan çalışmaları yapmışlardır. Toplumların en temel sosyal güçleri olan sınıflar, birçok farklı nedenle aralarında çatışma yaşamaktadırlar. Sınıf çatışmaları Marksist teorinin temel yapı taşıdır. Kapitalizmin rekabetçi ortamında sınıf çatışmaları daha da görünür hale gelmiştir. Gecekondu ve apartmanlar, sınıf çatışmalarının mekâna yansımasıdır. Gecekondularda alt sınıflardan bireyler yaşamakta iken apartman bloklarında üst sınıflardan zengin kesimler yaşamaktadır. Türk sineması da gecekondu ve apartman konusuna kayıtsız kalmamıştır. Sınıf çatışmalarının gecekondu ve apartman üzerinden anlatıldığı Acı Hayat filmi, sınıf çatışmalarının incelenmesi bakımından zengin veriler içermektedir.
Many different definitions have been made by researchers for the migration movement, which has a multifaceted dimension. Migration movement, which is a movement of displacement, is not instantaneous and expresses a process. Many reasons... more
Many different definitions have been made by researchers for the migration movement, which has a multifaceted dimension. Migration movement, which is a movement of displacement, is not instantaneous and expresses a process. Many reasons such as the division of agricultural lands, mechanization in agriculture, better education and sociocultural opportunities in cities compared to rural areas, individuals desire to avoid blood feuds, and concern over terror incidents in the living area are among the reasons for internal migration in Turkey. The concept of social change, on the other hand, expresses a change in the cultural structures of societies. There is a relationship between the migration movement and social or cultural changes. This relationship has an important place in the Turkish novel. In the novels, the causes of migration, the urbanization processes of immigrants and the social changes they experience are discussed. A total of five Turkish novels, namely Kente İndi İdris, Toprak Kovgunları, Sevgili Arsız Ölüm, Aykırı Ölümler and Köygöçüren novels, were selected to be used in the study, and the ways in which the social changes caused by the internal migration movement were reflected in the selected novels are discussed.
İklim sorunları günümüzde küresel bir boyut kazanmış ve bütün ülkeleri ve toplumları birlikte hareket ettirmesi açısından dünya siyasetinin önemli konularından birini oluşturmaktadır. Bu sorunlar insanlığın bugünkü ve gelecekteki yaşam... more
İklim sorunları günümüzde küresel bir boyut kazanmış ve bütün ülkeleri ve toplumları birlikte hareket ettirmesi açısından dünya siyasetinin önemli konularından birini oluşturmaktadır. Bu sorunlar insanlığın bugünkü ve gelecekteki yaşam temellerini tehdit etmesi ve çözümü konusunda bütün toplumların ve devletlerin birlikte hareket etme zorunluluğu, sürecin "küresel” olma özelliğini ortaya çıkarmıştır. Zira diğer birçok çevre sorunundan farklı olan iklim değişikliği ve onun olası sonuçları, devletlerin artık ne kendi sınırları içinde tutabildiği, ne de başka ülkelerden gelecek etkileri sınırlarını kapatabildiği bir durumu oluşturmaktadır. Bu durum çevre ve iklimsel konuların uluslararası politikada göz ardı edilen konular olmaktan çıkararak, bu sorunların ancak küresel düzeyde politikalar ve rejimler oluşturularak çözülebileceği kabul edilmiştir. Bu yeni yaklaşım çerçevesinde dünyanın karşı karşıya bulunduğu iklim değişikliği gibi çetrefilli sorunlarda diplomatik işbirliği ve dayanışmasının esas alındığı bir yapının oluşturulmasına öncelik verilmesini sağlanmıştır. Devletlerin iklim değişikliği ile mücadelede konusunda ekolojik diplomasi sayesinde uluslararası düzeyde işbirliğini tesis etmeleri, uluslararası iklim rejiminin kurulmasını sağlamıştır. Bu bağlamda, bu bildiride küresel bir sorun olarak tanımlanan iklim değişikliği sorunu ele alınarak, yeni bir politik konuyu oluşturması açısından dünya siyasetindeki önemi tartışılacaktır. Bununla birlikte, uluslararası iklim rejimin tarihsel gelişimi ve bu rejim içinde rol alan aktör ve kurumların yaklaşımlarına ekolojik diplomasi çerçevesinde yer verilecektir. Bu açıklamaların ardından, iklim rejimin karşılaştığı çıkmazlar açıklanarak, iklim yönetişimde sıklıklar gerçekleşen asgari müştereklerde uzlaşmanın gerekçe(leri)si bu şekilde ortaya konacaktır.
İlk kent oluşumlarından günümüze kadar olan süreçte kentler kendilerini diğer kentlerden ayırt edici özelliklere sahip olmuşlardır. Bu ayırt edici özellikler dönemsel (antik çağ, ortaçağ kentleri) olabileceği gibi bir medeniyete ev... more
İlk kent oluşumlarından günümüze kadar olan süreçte kentler kendilerini diğer kentlerden ayırt edici özelliklere sahip olmuşlardır. Bu ayırt edici özellikler dönemsel (antik çağ, ortaçağ kentleri) olabileceği gibi bir medeniyete ev sahipliği yapma şeklinde de ortaya çıkabilir. Her dönemin, medeniyetin kentsel bellek üzerindeki etkileri farklılık gösterebilmektedir. Kentlilerin yaşadıkları kentsel mekanın içinde; tarihi, toplumsal ve sosyal çevreleri üzerinden edindikleri deneyimlerden oluşan kolektif bellek kentsel belleği ifade etmektedir. Kentsel mekan içerisinde gerçekleşen savaşlar sonucunda uzun bir birikim süreciyle elde edilmiş olan kentsel belleğin tahrip edildiği görülmektedir. Önemli tarihi binalar, kentlilerin sosyal hayatına yön veren önemli kamusal alanlar yaşanan savaşlar dolayısıyla tahrip edilmekte ve dolayısıyla kentsel bellek de bu tahriple zarar görmektedir. 24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş sonrası Ukrayna’nın birçok kenti saldırıya maruz kaldı. Savaşın başladığı ilk günden günümüze başkent Kiev başta olmak üzere Harkov, Odesa, Mauripol gibi büyük kentler de bu saldırıların hedefinde yer almaktadır. Ukrayna kentleri bu saldırılar sonucunda kentsel belleklerinde onarılması güç zararlar görmektedirler. Bu çalışma ile Ukrayna kentlerinde yaşanan savaşın kentsel bellek üzerindeki etkileri irdelenmeye çalışılacaktır.