Bu araştırma, sinemada yönetmenin oyuncu seçiminin bir filmin dilini ve anlatısını ne şekilde etk... more Bu araştırma, sinemada yönetmenin oyuncu seçiminin bir filmin dilini ve anlatısını ne şekilde etkilediğini anlamayı amaçlamaktadır. Çalışmada, Nuri Bilge Ceylan’ın sineması ele alınmış olup, filmlerindeki diyalogların artış göstermesi, fotoğrafik imgelerden oluşan sinemasının dramatikleşmesi, film sürelerinin uzaması; oyuncu seçimi bağlamında tartışılmış, Model Oyunculuk ve Sistem Oyunculuk teorileri ışığında analiz edilmiştir. Nitel bir yapıya sahip olan bu vaka çalışmasında; kamera arkası görüntüleri ve oyuncuların durum ile ilgili söylemleri veri olarak toplanmış ve elde edilen veriler çerçevesinde bir inceleme gerçekleştirilmiştir. Amatör oyuncularla çalıştığı ilk dört filminden sonra, profesyonel oyuncularla çalıştığı gözlemlenen Ceylan’ın; hâlâ Model Oyunculuk anlayışından izler taşıdığı ifade edilebilir. Bununla birlikte oyuncuya göre senaryo düzenlemesi yapması, oyuncuya alan açıp filme etki etmesine izin veren bir noktada durmaktadır. Ceylan’ın oyuncu seçimlerinden hareketl...
Türkiye sinemasında özellikle 2000 sonrasında baba-çocuk ilişkilerini ele alan filmlerde bir artı... more Türkiye sinemasında özellikle 2000 sonrasında baba-çocuk ilişkilerini ele alan filmlerde bir artış vardır. Bu ilişkiler hem bireyin hem toplumsalın bilinçdışı süreçlerle ilişkisi açısından oldukça dikkat çekicidir. Sinemayı toplumun bilinçdışı arzularıyla birlikte düşündüğümüzde, psikanalizin bu noktada derinlikli bir inceleme alanı olarak ortaya çıktığını görürüz. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, baba-çocuk ilişkilerini ele alan filmlerin bir örneği olarak Reha Erdem’in Beş Vakit (2006) filmini Lacan’ın simgesel düzen ve onunla ilintili olarak “Falllus”, “Babanın adı”, “Büyük Öteki” ve “Gerçek” gibi kavramlarıyla tartışmaktır. Lacan’ın babalık kavramını babanın adı olarak simgesel boyutuyla ele alması, filmde hem biyolojik babalığı tartışmamıza hem de simgesel bir yasa olarak onun ötesine uzanmamıza olanak sağlar. Filmde ebeveynler dil/söylem aracılığıyla arzularını çocuklara yansıtırken, tutarlı olmayan ve baskıcı bir yasa oluşturdukları için film boyunca simgeselin ve gerçeğin ge...
... Müjde Ar'a göre ise, iyi ve kötü yönleri olan bir kadın karakterin yaratılabilmesinin kö... more ... Müjde Ar'a göre ise, iyi ve kötü yönleri olan bir kadın karakterin yaratılabilmesinin kökeninde,Halit ... Bunlardan baba baskısının sonucu ola-rak kötü yola düşen bir kadının anlatıldığı İffet (Kartal Tibet, 1982) ve ailesini korumaya çalışan kadının anlatıldığı Aile Ka-dını (Kartal Tibet ...
... Müjde Ar'a göre ise, iyi ve kötü yönleri olan bir kadın karakterin yaratılabilmesinin kö... more ... Müjde Ar'a göre ise, iyi ve kötü yönleri olan bir kadın karakterin yaratılabilmesinin kökeninde,Halit ... Bunlardan baba baskısının sonucu ola-rak kötü yola düşen bir kadının anlatıldığı İffet (Kartal Tibet, 1982) ve ailesini korumaya çalışan kadının anlatıldığı Aile Ka-dını (Kartal Tibet ...
This chapter analyzes the transformation of political films in Turkey from the 1960s to the late ... more This chapter analyzes the transformation of political films in Turkey from the 1960s to the late 2010s. With the repression of labor movements after the 1980 military coup and parallel to neoliberal developments around the world, political cinema in Turkey changed dramatically. Earlier films, though in limited numbers, displayed overt political Marxist messages and, similar to radical political film movements of the time, aimed to move the audience to take action against exploitation. In comparison, in the absence of organized movements and under an oppressive political environment for a large part of the four decades since the 1980 military coup, more contemporary films have been political by displaying the lack of solidarity and struggle against that oppression. Accordingly, films with direct political messages aiming to move audiences to action are replaced with those exposing the shortcomings of the system with their portrayal of individuals squeezed in an existentialist impasse...
Edebiyat sinemanin ilk gunlerinden baslayarak sinema icin onemli bir kaynak olagelmistir. Turkiye... more Edebiyat sinemanin ilk gunlerinden baslayarak sinema icin onemli bir kaynak olagelmistir. Turkiye’de 1919 yilinda Ahmet Fehim’in Huseyin Rahmi Gurpinar’in ayni adli eserinden uyarladigi Murebbiye filmiyle ilk ornegini gordugumuz uyarlama filmler takip eden yillarda da devam etmistir. Yazida gectigimiz yuzyilda Turkiye’de cekilen uyarlama filmler donemler itibariyla ele alinmaktadir. Genel hatlariyla uyarlamalarda cesitlilik gorulmekte ve uyarlanan eserler yonetmen ve yapimcilarin tercihlerine gore belirlenmektedir. Sinemanin buyuk kitlelere ulastigi yillarda daha populer eserler uyarlanirken sinemanin seyirci kitlesinin azaldigi yillarda eser ve filmin sanatsal degeri on plana cikmistir.
This chapter analyzes the transformation of political films in Turkey from the 1960s to the late ... more This chapter analyzes the transformation of political films in Turkey from the 1960s to the late 2010s. With the repression of labor movements after the 1980 military coup and parallel to neoliberal developments around the world, political cinema in Turkey changed dramatically. Earlier films, though in limited numbers, displayed overt political Marxist messages and, similar to radical political film movements of the time, aimed to move the audience to take action against exploitation. In comparison, in the absence of organized movements and under an oppressive political environment for a large part of the four decades since the 1980 military coup, more contemporary films have been political by displaying the lack of solidarity and struggle against that oppression. Accordingly, films with direct political messages aiming to move audiences to action are replaced with those exposing the shortcomings of the system with their portrayal of individuals squeezed in an existentialist impasse...
Bu araştırma, sinemada yönetmenin oyuncu seçiminin bir filmin dilini ve anlatısını ne şekilde etk... more Bu araştırma, sinemada yönetmenin oyuncu seçiminin bir filmin dilini ve anlatısını ne şekilde etkilediğini anlamayı amaçlamaktadır. Çalışmada, Nuri Bilge Ceylan’ın sineması ele alınmış olup, filmlerindeki diyalogların artış göstermesi, fotoğrafik imgelerden oluşan sinemasının dramatikleşmesi, film sürelerinin uzaması; oyuncu seçimi bağlamında tartışılmış, Model Oyunculuk ve Sistem Oyunculuk teorileri ışığında analiz edilmiştir. Nitel bir yapıya sahip olan bu vaka çalışmasında; kamera arkası görüntüleri ve oyuncuların durum ile ilgili söylemleri veri olarak toplanmış ve elde edilen veriler çerçevesinde bir inceleme gerçekleştirilmiştir. Amatör oyuncularla çalıştığı ilk dört filminden sonra, profesyonel oyuncularla çalıştığı gözlemlenen Ceylan’ın; hâlâ Model Oyunculuk anlayışından izler taşıdığı ifade edilebilir. Bununla birlikte oyuncuya göre senaryo düzenlemesi yapması, oyuncuya alan açıp filme etki etmesine izin veren bir noktada durmaktadır. Ceylan’ın oyuncu seçimlerinden hareketl...
Türkiye sinemasında özellikle 2000 sonrasında baba-çocuk ilişkilerini ele alan filmlerde bir artı... more Türkiye sinemasında özellikle 2000 sonrasında baba-çocuk ilişkilerini ele alan filmlerde bir artış vardır. Bu ilişkiler hem bireyin hem toplumsalın bilinçdışı süreçlerle ilişkisi açısından oldukça dikkat çekicidir. Sinemayı toplumun bilinçdışı arzularıyla birlikte düşündüğümüzde, psikanalizin bu noktada derinlikli bir inceleme alanı olarak ortaya çıktığını görürüz. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, baba-çocuk ilişkilerini ele alan filmlerin bir örneği olarak Reha Erdem’in Beş Vakit (2006) filmini Lacan’ın simgesel düzen ve onunla ilintili olarak “Falllus”, “Babanın adı”, “Büyük Öteki” ve “Gerçek” gibi kavramlarıyla tartışmaktır. Lacan’ın babalık kavramını babanın adı olarak simgesel boyutuyla ele alması, filmde hem biyolojik babalığı tartışmamıza hem de simgesel bir yasa olarak onun ötesine uzanmamıza olanak sağlar. Filmde ebeveynler dil/söylem aracılığıyla arzularını çocuklara yansıtırken, tutarlı olmayan ve baskıcı bir yasa oluşturdukları için film boyunca simgeselin ve gerçeğin ge...
... Müjde Ar'a göre ise, iyi ve kötü yönleri olan bir kadın karakterin yaratılabilmesinin kö... more ... Müjde Ar'a göre ise, iyi ve kötü yönleri olan bir kadın karakterin yaratılabilmesinin kökeninde,Halit ... Bunlardan baba baskısının sonucu ola-rak kötü yola düşen bir kadının anlatıldığı İffet (Kartal Tibet, 1982) ve ailesini korumaya çalışan kadının anlatıldığı Aile Ka-dını (Kartal Tibet ...
... Müjde Ar'a göre ise, iyi ve kötü yönleri olan bir kadın karakterin yaratılabilmesinin kö... more ... Müjde Ar'a göre ise, iyi ve kötü yönleri olan bir kadın karakterin yaratılabilmesinin kökeninde,Halit ... Bunlardan baba baskısının sonucu ola-rak kötü yola düşen bir kadının anlatıldığı İffet (Kartal Tibet, 1982) ve ailesini korumaya çalışan kadının anlatıldığı Aile Ka-dını (Kartal Tibet ...
This chapter analyzes the transformation of political films in Turkey from the 1960s to the late ... more This chapter analyzes the transformation of political films in Turkey from the 1960s to the late 2010s. With the repression of labor movements after the 1980 military coup and parallel to neoliberal developments around the world, political cinema in Turkey changed dramatically. Earlier films, though in limited numbers, displayed overt political Marxist messages and, similar to radical political film movements of the time, aimed to move the audience to take action against exploitation. In comparison, in the absence of organized movements and under an oppressive political environment for a large part of the four decades since the 1980 military coup, more contemporary films have been political by displaying the lack of solidarity and struggle against that oppression. Accordingly, films with direct political messages aiming to move audiences to action are replaced with those exposing the shortcomings of the system with their portrayal of individuals squeezed in an existentialist impasse...
Edebiyat sinemanin ilk gunlerinden baslayarak sinema icin onemli bir kaynak olagelmistir. Turkiye... more Edebiyat sinemanin ilk gunlerinden baslayarak sinema icin onemli bir kaynak olagelmistir. Turkiye’de 1919 yilinda Ahmet Fehim’in Huseyin Rahmi Gurpinar’in ayni adli eserinden uyarladigi Murebbiye filmiyle ilk ornegini gordugumuz uyarlama filmler takip eden yillarda da devam etmistir. Yazida gectigimiz yuzyilda Turkiye’de cekilen uyarlama filmler donemler itibariyla ele alinmaktadir. Genel hatlariyla uyarlamalarda cesitlilik gorulmekte ve uyarlanan eserler yonetmen ve yapimcilarin tercihlerine gore belirlenmektedir. Sinemanin buyuk kitlelere ulastigi yillarda daha populer eserler uyarlanirken sinemanin seyirci kitlesinin azaldigi yillarda eser ve filmin sanatsal degeri on plana cikmistir.
This chapter analyzes the transformation of political films in Turkey from the 1960s to the late ... more This chapter analyzes the transformation of political films in Turkey from the 1960s to the late 2010s. With the repression of labor movements after the 1980 military coup and parallel to neoliberal developments around the world, political cinema in Turkey changed dramatically. Earlier films, though in limited numbers, displayed overt political Marxist messages and, similar to radical political film movements of the time, aimed to move the audience to take action against exploitation. In comparison, in the absence of organized movements and under an oppressive political environment for a large part of the four decades since the 1980 military coup, more contemporary films have been political by displaying the lack of solidarity and struggle against that oppression. Accordingly, films with direct political messages aiming to move audiences to action are replaced with those exposing the shortcomings of the system with their portrayal of individuals squeezed in an existentialist impasse...
Uploads