Bu nicel çalışma bireysel, çevresel, bilişsel ve kişilik faktörlerinin liderlik motivasyonunu nas... more Bu nicel çalışma bireysel, çevresel, bilişsel ve kişilik faktörlerinin liderlik motivasyonunu nasıl etkilediğini incelemektedir. Çalışmanın evrenini İstanbul’da görev yapan 43.878 lise öğretmeni; örneklemi ise küme örnekleme yöntemiyle seçilmiş 381 öğretmen oluşturmaktadır. Bu çalışmada bireysel değişkenlerden cinsiyet, medeni durum, yöneticilik deneyimi, eğitim ve mesleki kıdem incelenmiştir. Çevresel değişkenlerden ise kurumsal çevrenin kısıtlayıcılığı, rol belirsizliği ve liderlik prototipleri incelenmiştir. Öğretmenlerin liderlikle ilgili bilişsel kapasitelerini belirlemek için liderlik özyeterliği ölçeği kullanılmıştır. Liderlik etme motivasyonu (LEM) üzerinde etkili olabilecek kişilik değişkenlerini ölçmek için on maddelik kişilik envanteri kullanılmıştır. Veri analizinde betimleyici istatistikler, korelasyon katsayıları, ortalama, standart sapma ve hiyerarşik çoklu regresyon kullanılmıştır. Bulgulara göre, yöneticilik deneyimi, lisansüstü eğitim, kıdem, yön belirleme konusund...
Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, Mar 29, 2022
ÖZ Özgürlükçülük, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren refah devletlerinin yaşadığı ... more ÖZ Özgürlükçülük, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren refah devletlerinin yaşadığı verimlilik sorunlarına çözüm olarak önerilen iktisadi ve felsefi yaklaşımlardan biridir. Kuramsal tarama modelinde desenlenen bu çalışmanın amacı özgürlükçülüğün eğitime ilişkin varsayımlarını betimlemek ve uygulama sonuçlarından hareketle bu varsayımların geçerliliğini tartışmaktır. Bu doğrultuda, özgürlükçülüğün temel varsayımları ile bu kuram hakkındaki ampirik ve kuramsal çalışmalar bir analiz çerçevesi içinde sunulmuştur. Özgürlükçülüğün temel varsayımları, ağırlıklı olarak Hayek ve Friedman'ın çalışmalarından hareketle şekillenmiştir. Özgürlükçülüğün eğitime ilişkin varsayımları ise çoğunlukla Friedman'ın öne sürdüğü devletin eğitime müdahalesini meşrulaştıran gerekçeler etrafında tartışılmaktadır. Bu gerekçelerden ilki etkili bir rekabeti olanaksız kılan yüksek altyapı maliyeti nedeniyle devletin doğal tekele dönüşmesi veya eğitim alanında piyasa aksaklıklarının ortaya çıkmasıdır. İkinci gerekçe komşuluk etkileri gibi dışsallıkların varlığı; üçüncü gerekçe ise eğitimin nihai hedeflerinin belirsizliğiyle ilgilidir. Sonuç olarak denilebilir ki, Friedman'ın ortaya koyduğu devletin eğitime müdahalesini meşrulaştıran gerekçeler evrensel niteliklere sahip olmadıkları halde evrensel genellemelere dönüştürülmüştür. Bu genellemelerden hareketle evrensel sorunlara karşı anılan düşünürlerin önerdikleri çözümlerin ilk ve ortaöğretim düzeyinde öğrenciler arasındaki eşitsizliklerin derinleşmesi ve bütçe harcamalarının artması gibi etkilere; yükseköğretim düzeyinde ise ağır insani maliyetlerin yanında devletlerin iktisadi sistemleri için risk teşkil eden borç balonlarının ortaya çıkmasına yol açtığı söylenebilir.
Eğitim Bilimleri Araştırmaları Dergisi, Oct 1, 2015
Modern endustrilerin ilk evresinde ortaya cikan sendikalar, isgorenler ve isverenler arasindaki g... more Modern endustrilerin ilk evresinde ortaya cikan sendikalar, isgorenler ve isverenler arasindaki guc dengesizligini duzeltme amacindaki toplumsal orgutlenme bicimleridir. Sendikalar ilk ciktiklari donemde isgorenlerin yasami uzerindeki ezici isveren etkisini kirmaya yonelik araclar sunarak savunma islevlerini one cikarmislardir (Giddens, 2009, 899). Isgoren ve isveren arasindaki iliskilerin gecmisten gunumuze onemli oranda farklilasmasina ragmen bu gelismenin sendikal orgutlenmelerin amacinda onemli degismelere yol acmadigi ifade edilebilir. Ornegin Dwivedi’nin (2009, 297) taniminda sendika; isgorenlerin kolektif cikarlarini korumak ve gelistirmek icin kurulmus, isveren, devlet ve diger isgoren orgutleri gibi toplumsal aktorlerle iliski icindeki gonullu isgoren orgutlenmesi olarak betimlenmektedir.
Since the urbanization of many nations' populations, schools have become incr... more Since the urbanization of many nations' populations, schools have become increasingly bureaucratized, often becoming the basic building blocks of larger school systems. Despite this, schools have retained some of their unique properties because of varying student needs and expectations of the immediate cultural and economic environments. Since the late twentieth century, the market ideology within neoliberalism has become a dominant feature of them, often advanced in the guise of education reforms. In this regard, strict standardization and accountability policies have been introduced to push schools to produce uniform student outcomes, often embedded in the agenda of reducing or eliminating achievement gaps between identifiable student groups by race or class. Within the scope of these policies, competition between schools has been encouraged through school choice reforms and ranking of schools. Professional associations and educational agencies at different governmental levels have supplemented these policies through identifying the socalled result-oriented leadership practices for school principals. Despite much legislation and financial investment, schools have produced overall disappointing results, especially in the academic subjects. Competition between schools has worsened the situation of low performing and culturally different students. Teachers have not always supported the applications and goals prescribed by these policies, and their unions have sometimes adopted a hostile reaction to them. Howbeit, school principals have struggled to be effective leaders, even as their increased workload has resulted pushing it to the classroom teacher level. Accordingly, rigid policies have failed to address the highly variable human aspects of education, and the one-size-fits-all approach centered on eliminating achievement gaps has not been able to transform school contexts to conform to policy requirements. One paradox of this dilemma is that as instruction becomes more effective it increases rather than decreases the achievement differences between students. The aim of decreasing achievement gaps through standardization is therefore somewhat of "a fool's errand."
Y Y üksekö¤retimin kitleselleflmesi e¤ilimini takiben tüm dünyada ve Türkiye'de üniversitelerin ö... more Y Y üksekö¤retimin kitleselleflmesi e¤ilimini takiben tüm dünyada ve Türkiye'de üniversitelerin ö¤renci say›s› h›zl› bir art›fl göstermifltir. Dünyan›n neredeyse tüm ülkelerinde yüksekö¤retim yayg›nlaflmakta ve yüksekö¤retim sistemleri genifllemektedir. Buna karfl›l›k bu geniflleme süreci ile birlikte ortaya ç›kan sorunlara bak›ld›¤›nda yüksekö¤retim sis-temlerindeki büyümenin sa¤l›kl› olmayan yanlar›n›n oldu¤unu gösteren birçok iflaret vard›r. Genel olarak s›raland›¤›nda dünyada lisans düzeyinde e¤itimin kalitesi, mezunlar›n toplumun ve ekonominin ihtiyaç duydu¤u niteliklere sahip olma düzeyi ve ö¤renci memnuniyetsizli¤i gibi konular ilk bak›flta s›ralanan sorunlu alanlar aras›ndad›r (Arum ve Roksa, 2011; Bok, 2007; De
We analyzed the links between access to higher education, exams, and equity in education in Türki... more We analyzed the links between access to higher education, exams, and equity in education in Türkiye. Next, we made numerous recommendations and referred to a phenomenon: ”The Magnus Effect” to delve into the problems of the relevant processes. After conducting a review of the literature, we came up with four core sources that produce equity issues: tracking, stratification, socioeconomic status, and the qualifying elimination system. One of the ironies was that access to higher education institutions is enabled via high-stakes national exams, which seem to legitimize the process while leading to countless more inequities.
Bu nicel çalışma bireysel, çevresel, bilişsel ve kişilik faktörlerinin liderlik motivasyonunu nas... more Bu nicel çalışma bireysel, çevresel, bilişsel ve kişilik faktörlerinin liderlik motivasyonunu nasıl etkilediğini incelemektedir. Çalışmanın evrenini İstanbul'da görev yapan 43.878 lise öğretmeni; örneklemi ise küme örnekleme yöntemiyle seçilmiş 381 öğretmen oluşturmaktadır. Bu çalışmada bireysel değişkenlerden cinsiyet, medeni durum, yöneticilik deneyimi, eğitim ve mesleki kıdem incelenmiştir. Çevresel değişkenlerden ise kurumsal çevrenin kısıtlayıcılığı, rol belirsizliği ve liderlik prototipleri incelenmiştir. Öğretmenlerin liderlikle ilgili bilişsel kapasitelerini belirlemek için liderlik özyeterliği ölçeği kullanılmıştır. Liderlik etme motivasyonu (LEM) üzerinde etkili olabilecek kişilik değişkenlerini ölçmek için on maddelik kişilik envanteri kullanılmıştır. Veri analizinde betimleyici istatistikler, korelasyon katsayıları, ortalama, standart sapma ve hiyerarşik çoklu regresyon kullanılmıştır. Bulgulara göre, yöneticilik deneyimi, lisansüstü eğitim, kıdem, yön belirleme konusundaki özgüven, dışadönüklük, duygusal dengelilik ve deneyime açıklık öğretmenlerin duygusal kimlik LEM'lerini artırmaktadır. Cinsiyet, medeni durum, kurumsal çevrenin kısıtlayıcılığı, rol belirsizliği, liderlik prototipleri, takipçilerin adanmışlığını kazanma, engelleri aşma, uyumluluk ve sorumluluk, öğretmenlerin duygusal kimlik LEM'ini yordamamaktadır. Çalışma aynı zamanda kurumsal çevrenin, rol belirsizliğinin ve liderlik prototiplerinin, bireylerin kişilikleri ve duygusalkimlik LEM'iyle eşleşen liderlik rollerine ilişkin algılarını değiştirmediğini bulmuştur. Hesapçı olmayan LEM, lisans derecesine sahip, yönlendirme konusunda kendine güvenen, uyumlu, sorumlu ve duygusal olarak istikrarlı niteliklere sahip öğretmenlerde daha yüksektir. Son olarak, deneyime açık ve birlikte çalıştıkları müdürler liderlik prototipleriyle uyumlu, erkek ve evli öğretmenlerin sosyal-normatif LEM'leri görece daha yüksektir.
Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, Dec 24, 2017
Bilgi toplumunun degisken ve kestirilemez is cevresinde, duzen ve ongorulebilirlik sayiltilari, y... more Bilgi toplumunun degisken ve kestirilemez is cevresinde, duzen ve ongorulebilirlik sayiltilari, yoneticilerin yasaminda giderek daha az yer kaplamaktadir. Zira karmasik iliskiler okyanusu icindeki orgutsel eylemlerin sinirsiz cesitlilikteki sonuclarini ongormek neredeyse imkânsiz hale gelmektedir. Metaforlarin cikis kaynaginin insanoglunun ongorulemezlik karsisindaki zayifligi oldugu ileri surulebilir. Bu nedenle, herhangi bir merkezi olmayan ve bagimsiz veya yari bagimsiz alt bilesenlerden olusan orgutleri tasvir eden orumcek agi metaforu, karmasik iletisim aglari ile orulmus ve esnek isbirligi stratejisini kullanan orgutlerin ongorulemez dogasinin cozumlenmesinde kolayliklar saglamaktadir. Kavramsal tarama modelinde desenlenen bu calismada orumcek agi metaforu betimlenerek bu metaforun ustunlukleri ve zayifliklari tartisilmistir. Bunun yaninda orumcek agi metaforunun orgut yonetimi acisindan dogurgularina iliskin tartismalar sunulmustur.
Educational Administration: Theory and Practice, 2020
This study aims to reveal teachers' opinions regarding ethical and unethical leadership. A phenom... more This study aims to reveal teachers' opinions regarding ethical and unethical leadership. A phenomenological research design was used in the study. Purposeful sampling technique was used to determine the study group. Interviews were conducted with 20 teachers to collect data. A content analysis was conducted to analyze the data. According to the findings, teachers defined administrators with moral personality as ethical leaders. It was also found that school administrators mostly displayed unethical leadership behaviors in co-worker relationships. Another characteristic of unethical leaders was their promoting unethical behaviors among co-workers and taking the lead in turning unethicality as a part of school culture. It is argued that behaviors leading to the emergence of unethical leadership tend to institutionalize if they do not meet with an obstacle or are supported by organizational environment. It was recommended that further research focus on how moral person and moral manager components of ethical leadership affect each other.
The Palgrave Handbook of Educational Leadership and Management Discourse
Since the urbanization of many nations' populations, schools have become increasingly bur... more Since the urbanization of many nations' populations, schools have become increasingly bureaucratized, often becoming the basic building blocks of larger school systems. Despite this, schools have retained some of their unique properties because of varying student needs and expectations of the immediate cultural and economic environments. Since the late twentieth century, the market ideology within neoliberalism has become a dominant feature of them, often advanced in the guise of education reforms. In this regard, strict standardization and accountability policies have been introduced to push schools to produce uniform student outcomes, often embedded in the agenda of reducing or eliminating achievement gaps between identifiable student groups by race or class. Within the scope of these policies, competition between schools has been encouraged through school choice reforms and ranking of schools. Professional associations and educational agencies at different governmental levels have supplemented these policies through identifying the socalled result-oriented leadership practices for school principals. Despite much legislation and financial investment, schools have produced overall disappointing results, especially in the academic subjects. Competition between schools has worsened the situation of low performing and culturally different students. Teachers have not always supported the applications and goals prescribed by these policies, and their unions have sometimes adopted a hostile reaction to them. Howbeit, school principals have struggled to be effective leaders, even as their increased workload has resulted pushing it to the classroom teacher level. Accordingly, rigid policies have failed to address the highly variable human aspects of education, and the one-size-fits-all approach centered on eliminating achievement gaps has not been able to transform school contexts to conform to policy requirements. One paradox of this dilemma is that as instruction becomes more effective it increases rather than decreases the achievement differences between students. The aim of decreasing achievement gaps through standardization is therefore somewhat of "a fool's errand."
As a correlational survey study using prediction design, this study focuses on the relationship b... more As a correlational survey study using prediction design, this study focuses on the relationship between human capital types and employability perceptions based on the opinions of foundation vocational school students. The target population of the study consists of the students of the health vocational school of a foundation university operating in Istanbul in the 2018–2019 academic year. The sample consisted of 450 students. Pearson correlation coefficient, t-test, ANOVA, and multiple regression analysis techniques were conducted for the data analysis. The findings revealed that there were moderate level significant relationships between human capital types and employability self-perceptions of students. Social capital, labor market readiness and psychological capital are significant predictors of employability. While perceptions of students about human capital did not differ by class level, their perceptions of employability did. The psychological capital perceptions and employabil...
Bu calismada kamu ve ozel ortaogretim kurumlari yonetici ve ogretmenlerinin orgutsel mesruiyet al... more Bu calismada kamu ve ozel ortaogretim kurumlari yonetici ve ogretmenlerinin orgutsel mesruiyet algilarinin ve yoneticilerin orgutsel mesruiyet stratejilerini ne duzeyde kullandiklarinin belirlenmesi amaclanmistir. Nicel ve nitel arastirma yontemlerine yer veren “karma arastirma” modeli niteliginde olan arastirmanin hedef evrenini, Istanbul Ilinde gorev yapan 722 kamu ve 468 ozel lisede gorev yapan 4,209 yonetici ve 44,633 ogretmen olusturmustur. Arastirmanin ornekleminde 352 yonetici ve 381 ogretmen yer almistir. Calismanin nitel bolumune, kamu ve ozel okullarda gorev yapan sekiz yonetici ve sekiz ogretmen katilmistir.Orneklemi olusturan gruplara arastirmaci tarafindan hazirlanan “Orgutsel Mesruiyet Olcegi” ve “Orgutsel Mesruiyet Stratejileri Olcegi” uygulanmistir. Nicel arastirma olceklerine iliskin katilimcilarin verdikleri yanitlarin aritmetik ortalama ve standart sapma degerleri hesaplanmistir. Arastirmaya katilanlarin bagimsiz degiskenlere gore orgutsel mesruiyet algi duzeyleri...
Y Y üksekö¤retimin kitleselleflmesi e¤ilimini takiben tüm dünyada ve Türkiye'de üniversitelerin ö... more Y Y üksekö¤retimin kitleselleflmesi e¤ilimini takiben tüm dünyada ve Türkiye'de üniversitelerin ö¤renci say›s› h›zl› bir art›fl göstermifltir. Dünyan›n neredeyse tüm ülkelerinde yüksekö¤retim yayg›nlaflmakta ve yüksekö¤retim sistemleri genifllemektedir. Buna karfl›l›k bu geniflleme süreci ile birlikte ortaya ç›kan sorunlara bak›ld›¤›nda yüksekö¤retim sis-temlerindeki büyümenin sa¤l›kl› olmayan yanlar›n›n oldu¤unu gösteren birçok iflaret vard›r. Genel olarak s›raland›¤›nda dünyada lisans düzeyinde e¤itimin kalitesi, mezunlar›n toplumun ve ekonominin ihtiyaç duydu¤u niteliklere sahip olma düzeyi ve ö¤renci memnuniyetsizli¤i gibi konular ilk bak›flta s›ralanan sorunlu alanlar aras›ndad›r (Arum ve Roksa, 2011; Bok, 2007; De
International and Multidisciplinary Journal of Social Sciences, 2022
This phenomenological study aims to reveal the adaptation of public and private school teachers i... more This phenomenological study aims to reveal the adaptation of public and private school teachers in Turkey to distance education during the COVID-19 pandemic. Purposeful sampling was used to form a study group. The study group consisted of 30 teachers working in Istanbul. A semi-structured interview form was prepared to collect data and interviews were conducted through phone calls or online meetings. The collected data were analyzed by phenomenological analysis. According to the findings, private school teachers were found to try more to acquire alternative skills and competencies and receive online vocational training to adapt to the novel situation and school administrators’ performance demands. Participants from public schools did not get enough feedback from their students and parents about the courses they taught and were largely deprived of the support of their colleagues. For them, adaptation to distance education turned into a process carried out with individual efforts. Stu...
Bu nicel çalışma bireysel, çevresel, bilişsel ve kişilik faktörlerinin liderlik motivasyonunu nas... more Bu nicel çalışma bireysel, çevresel, bilişsel ve kişilik faktörlerinin liderlik motivasyonunu nasıl etkilediğini incelemektedir. Çalışmanın evrenini İstanbul’da görev yapan 43.878 lise öğretmeni; örneklemi ise küme örnekleme yöntemiyle seçilmiş 381 öğretmen oluşturmaktadır. Bu çalışmada bireysel değişkenlerden cinsiyet, medeni durum, yöneticilik deneyimi, eğitim ve mesleki kıdem incelenmiştir. Çevresel değişkenlerden ise kurumsal çevrenin kısıtlayıcılığı, rol belirsizliği ve liderlik prototipleri incelenmiştir. Öğretmenlerin liderlikle ilgili bilişsel kapasitelerini belirlemek için liderlik özyeterliği ölçeği kullanılmıştır. Liderlik etme motivasyonu (LEM) üzerinde etkili olabilecek kişilik değişkenlerini ölçmek için on maddelik kişilik envanteri kullanılmıştır. Veri analizinde betimleyici istatistikler, korelasyon katsayıları, ortalama, standart sapma ve hiyerarşik çoklu regresyon kullanılmıştır. Bulgulara göre, yöneticilik deneyimi, lisansüstü eğitim, kıdem, yön belirleme konusund...
Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, Mar 29, 2022
ÖZ Özgürlükçülük, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren refah devletlerinin yaşadığı ... more ÖZ Özgürlükçülük, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren refah devletlerinin yaşadığı verimlilik sorunlarına çözüm olarak önerilen iktisadi ve felsefi yaklaşımlardan biridir. Kuramsal tarama modelinde desenlenen bu çalışmanın amacı özgürlükçülüğün eğitime ilişkin varsayımlarını betimlemek ve uygulama sonuçlarından hareketle bu varsayımların geçerliliğini tartışmaktır. Bu doğrultuda, özgürlükçülüğün temel varsayımları ile bu kuram hakkındaki ampirik ve kuramsal çalışmalar bir analiz çerçevesi içinde sunulmuştur. Özgürlükçülüğün temel varsayımları, ağırlıklı olarak Hayek ve Friedman'ın çalışmalarından hareketle şekillenmiştir. Özgürlükçülüğün eğitime ilişkin varsayımları ise çoğunlukla Friedman'ın öne sürdüğü devletin eğitime müdahalesini meşrulaştıran gerekçeler etrafında tartışılmaktadır. Bu gerekçelerden ilki etkili bir rekabeti olanaksız kılan yüksek altyapı maliyeti nedeniyle devletin doğal tekele dönüşmesi veya eğitim alanında piyasa aksaklıklarının ortaya çıkmasıdır. İkinci gerekçe komşuluk etkileri gibi dışsallıkların varlığı; üçüncü gerekçe ise eğitimin nihai hedeflerinin belirsizliğiyle ilgilidir. Sonuç olarak denilebilir ki, Friedman'ın ortaya koyduğu devletin eğitime müdahalesini meşrulaştıran gerekçeler evrensel niteliklere sahip olmadıkları halde evrensel genellemelere dönüştürülmüştür. Bu genellemelerden hareketle evrensel sorunlara karşı anılan düşünürlerin önerdikleri çözümlerin ilk ve ortaöğretim düzeyinde öğrenciler arasındaki eşitsizliklerin derinleşmesi ve bütçe harcamalarının artması gibi etkilere; yükseköğretim düzeyinde ise ağır insani maliyetlerin yanında devletlerin iktisadi sistemleri için risk teşkil eden borç balonlarının ortaya çıkmasına yol açtığı söylenebilir.
Eğitim Bilimleri Araştırmaları Dergisi, Oct 1, 2015
Modern endustrilerin ilk evresinde ortaya cikan sendikalar, isgorenler ve isverenler arasindaki g... more Modern endustrilerin ilk evresinde ortaya cikan sendikalar, isgorenler ve isverenler arasindaki guc dengesizligini duzeltme amacindaki toplumsal orgutlenme bicimleridir. Sendikalar ilk ciktiklari donemde isgorenlerin yasami uzerindeki ezici isveren etkisini kirmaya yonelik araclar sunarak savunma islevlerini one cikarmislardir (Giddens, 2009, 899). Isgoren ve isveren arasindaki iliskilerin gecmisten gunumuze onemli oranda farklilasmasina ragmen bu gelismenin sendikal orgutlenmelerin amacinda onemli degismelere yol acmadigi ifade edilebilir. Ornegin Dwivedi’nin (2009, 297) taniminda sendika; isgorenlerin kolektif cikarlarini korumak ve gelistirmek icin kurulmus, isveren, devlet ve diger isgoren orgutleri gibi toplumsal aktorlerle iliski icindeki gonullu isgoren orgutlenmesi olarak betimlenmektedir.
Since the urbanization of many nations' populations, schools have become incr... more Since the urbanization of many nations' populations, schools have become increasingly bureaucratized, often becoming the basic building blocks of larger school systems. Despite this, schools have retained some of their unique properties because of varying student needs and expectations of the immediate cultural and economic environments. Since the late twentieth century, the market ideology within neoliberalism has become a dominant feature of them, often advanced in the guise of education reforms. In this regard, strict standardization and accountability policies have been introduced to push schools to produce uniform student outcomes, often embedded in the agenda of reducing or eliminating achievement gaps between identifiable student groups by race or class. Within the scope of these policies, competition between schools has been encouraged through school choice reforms and ranking of schools. Professional associations and educational agencies at different governmental levels have supplemented these policies through identifying the socalled result-oriented leadership practices for school principals. Despite much legislation and financial investment, schools have produced overall disappointing results, especially in the academic subjects. Competition between schools has worsened the situation of low performing and culturally different students. Teachers have not always supported the applications and goals prescribed by these policies, and their unions have sometimes adopted a hostile reaction to them. Howbeit, school principals have struggled to be effective leaders, even as their increased workload has resulted pushing it to the classroom teacher level. Accordingly, rigid policies have failed to address the highly variable human aspects of education, and the one-size-fits-all approach centered on eliminating achievement gaps has not been able to transform school contexts to conform to policy requirements. One paradox of this dilemma is that as instruction becomes more effective it increases rather than decreases the achievement differences between students. The aim of decreasing achievement gaps through standardization is therefore somewhat of "a fool's errand."
Y Y üksekö¤retimin kitleselleflmesi e¤ilimini takiben tüm dünyada ve Türkiye'de üniversitelerin ö... more Y Y üksekö¤retimin kitleselleflmesi e¤ilimini takiben tüm dünyada ve Türkiye'de üniversitelerin ö¤renci say›s› h›zl› bir art›fl göstermifltir. Dünyan›n neredeyse tüm ülkelerinde yüksekö¤retim yayg›nlaflmakta ve yüksekö¤retim sistemleri genifllemektedir. Buna karfl›l›k bu geniflleme süreci ile birlikte ortaya ç›kan sorunlara bak›ld›¤›nda yüksekö¤retim sis-temlerindeki büyümenin sa¤l›kl› olmayan yanlar›n›n oldu¤unu gösteren birçok iflaret vard›r. Genel olarak s›raland›¤›nda dünyada lisans düzeyinde e¤itimin kalitesi, mezunlar›n toplumun ve ekonominin ihtiyaç duydu¤u niteliklere sahip olma düzeyi ve ö¤renci memnuniyetsizli¤i gibi konular ilk bak›flta s›ralanan sorunlu alanlar aras›ndad›r (Arum ve Roksa, 2011; Bok, 2007; De
We analyzed the links between access to higher education, exams, and equity in education in Türki... more We analyzed the links between access to higher education, exams, and equity in education in Türkiye. Next, we made numerous recommendations and referred to a phenomenon: ”The Magnus Effect” to delve into the problems of the relevant processes. After conducting a review of the literature, we came up with four core sources that produce equity issues: tracking, stratification, socioeconomic status, and the qualifying elimination system. One of the ironies was that access to higher education institutions is enabled via high-stakes national exams, which seem to legitimize the process while leading to countless more inequities.
Bu nicel çalışma bireysel, çevresel, bilişsel ve kişilik faktörlerinin liderlik motivasyonunu nas... more Bu nicel çalışma bireysel, çevresel, bilişsel ve kişilik faktörlerinin liderlik motivasyonunu nasıl etkilediğini incelemektedir. Çalışmanın evrenini İstanbul'da görev yapan 43.878 lise öğretmeni; örneklemi ise küme örnekleme yöntemiyle seçilmiş 381 öğretmen oluşturmaktadır. Bu çalışmada bireysel değişkenlerden cinsiyet, medeni durum, yöneticilik deneyimi, eğitim ve mesleki kıdem incelenmiştir. Çevresel değişkenlerden ise kurumsal çevrenin kısıtlayıcılığı, rol belirsizliği ve liderlik prototipleri incelenmiştir. Öğretmenlerin liderlikle ilgili bilişsel kapasitelerini belirlemek için liderlik özyeterliği ölçeği kullanılmıştır. Liderlik etme motivasyonu (LEM) üzerinde etkili olabilecek kişilik değişkenlerini ölçmek için on maddelik kişilik envanteri kullanılmıştır. Veri analizinde betimleyici istatistikler, korelasyon katsayıları, ortalama, standart sapma ve hiyerarşik çoklu regresyon kullanılmıştır. Bulgulara göre, yöneticilik deneyimi, lisansüstü eğitim, kıdem, yön belirleme konusundaki özgüven, dışadönüklük, duygusal dengelilik ve deneyime açıklık öğretmenlerin duygusal kimlik LEM'lerini artırmaktadır. Cinsiyet, medeni durum, kurumsal çevrenin kısıtlayıcılığı, rol belirsizliği, liderlik prototipleri, takipçilerin adanmışlığını kazanma, engelleri aşma, uyumluluk ve sorumluluk, öğretmenlerin duygusal kimlik LEM'ini yordamamaktadır. Çalışma aynı zamanda kurumsal çevrenin, rol belirsizliğinin ve liderlik prototiplerinin, bireylerin kişilikleri ve duygusalkimlik LEM'iyle eşleşen liderlik rollerine ilişkin algılarını değiştirmediğini bulmuştur. Hesapçı olmayan LEM, lisans derecesine sahip, yönlendirme konusunda kendine güvenen, uyumlu, sorumlu ve duygusal olarak istikrarlı niteliklere sahip öğretmenlerde daha yüksektir. Son olarak, deneyime açık ve birlikte çalıştıkları müdürler liderlik prototipleriyle uyumlu, erkek ve evli öğretmenlerin sosyal-normatif LEM'leri görece daha yüksektir.
Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, Dec 24, 2017
Bilgi toplumunun degisken ve kestirilemez is cevresinde, duzen ve ongorulebilirlik sayiltilari, y... more Bilgi toplumunun degisken ve kestirilemez is cevresinde, duzen ve ongorulebilirlik sayiltilari, yoneticilerin yasaminda giderek daha az yer kaplamaktadir. Zira karmasik iliskiler okyanusu icindeki orgutsel eylemlerin sinirsiz cesitlilikteki sonuclarini ongormek neredeyse imkânsiz hale gelmektedir. Metaforlarin cikis kaynaginin insanoglunun ongorulemezlik karsisindaki zayifligi oldugu ileri surulebilir. Bu nedenle, herhangi bir merkezi olmayan ve bagimsiz veya yari bagimsiz alt bilesenlerden olusan orgutleri tasvir eden orumcek agi metaforu, karmasik iletisim aglari ile orulmus ve esnek isbirligi stratejisini kullanan orgutlerin ongorulemez dogasinin cozumlenmesinde kolayliklar saglamaktadir. Kavramsal tarama modelinde desenlenen bu calismada orumcek agi metaforu betimlenerek bu metaforun ustunlukleri ve zayifliklari tartisilmistir. Bunun yaninda orumcek agi metaforunun orgut yonetimi acisindan dogurgularina iliskin tartismalar sunulmustur.
Educational Administration: Theory and Practice, 2020
This study aims to reveal teachers' opinions regarding ethical and unethical leadership. A phenom... more This study aims to reveal teachers' opinions regarding ethical and unethical leadership. A phenomenological research design was used in the study. Purposeful sampling technique was used to determine the study group. Interviews were conducted with 20 teachers to collect data. A content analysis was conducted to analyze the data. According to the findings, teachers defined administrators with moral personality as ethical leaders. It was also found that school administrators mostly displayed unethical leadership behaviors in co-worker relationships. Another characteristic of unethical leaders was their promoting unethical behaviors among co-workers and taking the lead in turning unethicality as a part of school culture. It is argued that behaviors leading to the emergence of unethical leadership tend to institutionalize if they do not meet with an obstacle or are supported by organizational environment. It was recommended that further research focus on how moral person and moral manager components of ethical leadership affect each other.
The Palgrave Handbook of Educational Leadership and Management Discourse
Since the urbanization of many nations' populations, schools have become increasingly bur... more Since the urbanization of many nations' populations, schools have become increasingly bureaucratized, often becoming the basic building blocks of larger school systems. Despite this, schools have retained some of their unique properties because of varying student needs and expectations of the immediate cultural and economic environments. Since the late twentieth century, the market ideology within neoliberalism has become a dominant feature of them, often advanced in the guise of education reforms. In this regard, strict standardization and accountability policies have been introduced to push schools to produce uniform student outcomes, often embedded in the agenda of reducing or eliminating achievement gaps between identifiable student groups by race or class. Within the scope of these policies, competition between schools has been encouraged through school choice reforms and ranking of schools. Professional associations and educational agencies at different governmental levels have supplemented these policies through identifying the socalled result-oriented leadership practices for school principals. Despite much legislation and financial investment, schools have produced overall disappointing results, especially in the academic subjects. Competition between schools has worsened the situation of low performing and culturally different students. Teachers have not always supported the applications and goals prescribed by these policies, and their unions have sometimes adopted a hostile reaction to them. Howbeit, school principals have struggled to be effective leaders, even as their increased workload has resulted pushing it to the classroom teacher level. Accordingly, rigid policies have failed to address the highly variable human aspects of education, and the one-size-fits-all approach centered on eliminating achievement gaps has not been able to transform school contexts to conform to policy requirements. One paradox of this dilemma is that as instruction becomes more effective it increases rather than decreases the achievement differences between students. The aim of decreasing achievement gaps through standardization is therefore somewhat of "a fool's errand."
As a correlational survey study using prediction design, this study focuses on the relationship b... more As a correlational survey study using prediction design, this study focuses on the relationship between human capital types and employability perceptions based on the opinions of foundation vocational school students. The target population of the study consists of the students of the health vocational school of a foundation university operating in Istanbul in the 2018–2019 academic year. The sample consisted of 450 students. Pearson correlation coefficient, t-test, ANOVA, and multiple regression analysis techniques were conducted for the data analysis. The findings revealed that there were moderate level significant relationships between human capital types and employability self-perceptions of students. Social capital, labor market readiness and psychological capital are significant predictors of employability. While perceptions of students about human capital did not differ by class level, their perceptions of employability did. The psychological capital perceptions and employabil...
Bu calismada kamu ve ozel ortaogretim kurumlari yonetici ve ogretmenlerinin orgutsel mesruiyet al... more Bu calismada kamu ve ozel ortaogretim kurumlari yonetici ve ogretmenlerinin orgutsel mesruiyet algilarinin ve yoneticilerin orgutsel mesruiyet stratejilerini ne duzeyde kullandiklarinin belirlenmesi amaclanmistir. Nicel ve nitel arastirma yontemlerine yer veren “karma arastirma” modeli niteliginde olan arastirmanin hedef evrenini, Istanbul Ilinde gorev yapan 722 kamu ve 468 ozel lisede gorev yapan 4,209 yonetici ve 44,633 ogretmen olusturmustur. Arastirmanin ornekleminde 352 yonetici ve 381 ogretmen yer almistir. Calismanin nitel bolumune, kamu ve ozel okullarda gorev yapan sekiz yonetici ve sekiz ogretmen katilmistir.Orneklemi olusturan gruplara arastirmaci tarafindan hazirlanan “Orgutsel Mesruiyet Olcegi” ve “Orgutsel Mesruiyet Stratejileri Olcegi” uygulanmistir. Nicel arastirma olceklerine iliskin katilimcilarin verdikleri yanitlarin aritmetik ortalama ve standart sapma degerleri hesaplanmistir. Arastirmaya katilanlarin bagimsiz degiskenlere gore orgutsel mesruiyet algi duzeyleri...
Y Y üksekö¤retimin kitleselleflmesi e¤ilimini takiben tüm dünyada ve Türkiye'de üniversitelerin ö... more Y Y üksekö¤retimin kitleselleflmesi e¤ilimini takiben tüm dünyada ve Türkiye'de üniversitelerin ö¤renci say›s› h›zl› bir art›fl göstermifltir. Dünyan›n neredeyse tüm ülkelerinde yüksekö¤retim yayg›nlaflmakta ve yüksekö¤retim sistemleri genifllemektedir. Buna karfl›l›k bu geniflleme süreci ile birlikte ortaya ç›kan sorunlara bak›ld›¤›nda yüksekö¤retim sis-temlerindeki büyümenin sa¤l›kl› olmayan yanlar›n›n oldu¤unu gösteren birçok iflaret vard›r. Genel olarak s›raland›¤›nda dünyada lisans düzeyinde e¤itimin kalitesi, mezunlar›n toplumun ve ekonominin ihtiyaç duydu¤u niteliklere sahip olma düzeyi ve ö¤renci memnuniyetsizli¤i gibi konular ilk bak›flta s›ralanan sorunlu alanlar aras›ndad›r (Arum ve Roksa, 2011; Bok, 2007; De
International and Multidisciplinary Journal of Social Sciences, 2022
This phenomenological study aims to reveal the adaptation of public and private school teachers i... more This phenomenological study aims to reveal the adaptation of public and private school teachers in Turkey to distance education during the COVID-19 pandemic. Purposeful sampling was used to form a study group. The study group consisted of 30 teachers working in Istanbul. A semi-structured interview form was prepared to collect data and interviews were conducted through phone calls or online meetings. The collected data were analyzed by phenomenological analysis. According to the findings, private school teachers were found to try more to acquire alternative skills and competencies and receive online vocational training to adapt to the novel situation and school administrators’ performance demands. Participants from public schools did not get enough feedback from their students and parents about the courses they taught and were largely deprived of the support of their colleagues. For them, adaptation to distance education turned into a process carried out with individual efforts. Stu...
Palgrave Handbook of Educational Leadership and Management Discourse, 2022
Since the urbanization of many nations' populations, schools have become increasingly bureaucrati... more Since the urbanization of many nations' populations, schools have become increasingly bureaucratized, often becoming the basic building blocks of larger school systems. Despite this, schools have retained some of their unique properties because of varying student needs and expectations of the immediate cultural and economic environments. Since the late twentieth century, the market ideology within neoliberalism has become a dominant feature of them, often advanced in the guise of education reforms. In this regard, strict standardization and accountability policies have been introduced to push schools to produce uniform student outcomes, often embedded in the agenda of reducing or eliminating achievement gaps between identifiable student groups by race or class. Within the scope of these policies, competition between schools has been encouraged through school choice reforms and ranking of schools. Professional associations and educational agencies at different governmental levels have supplemented these policies through identifying the socalled result-oriented leadership practices for school principals. Despite much legislation and financial investment, schools have produced overall disappointing results, especially in the academic subjects. Competition between schools has worsened the situation of low performing and culturally different students. Teachers have not always supported the applications and goals prescribed by these policies, and their unions have sometimes adopted a hostile reaction to them. Howbeit, school principals have struggled to be effective leaders, even as their increased workload has resulted pushing it to the classroom teacher level. Accordingly, rigid policies have failed to address the highly variable human aspects of education, and the one-size-fits-all approach centered on eliminating achievement gaps has not been able to transform school contexts to conform to policy requirements. One paradox of this dilemma is that as instruction becomes more effective it increases rather than decreases the achievement differences between students. The aim of decreasing achievement gaps through standardization is therefore somewhat of "a fool's errand."
Uploads
Papers by Tuncer Fidan