- He was born in Mersin. He graduated from Cukurova University Faculty of Economics and Administrative Sciences, Depart... moreHe was born in Mersin. He graduated from Cukurova University Faculty of Economics and Administrative Sciences, Department of Economics. He completed his master degree and PhD at Marmara University, Institute of Banking and Insurance. Currently he is a Assistant Professor at Selcuk University, Vocational School of Social Sciences. Specialized field topics are Macroeconomics, Financial Systems, and Banking Industry.edit
Research Interests:
Research Interests:
Yatırım bankaları ve kalkınma bankaları gelişmekte olan ülkelerde birbirleri ile yakından ilişkilidir. Kalkınma bankaları, menkul kıymet piyasalarının zayıf olduğu ülkelerde yatırım bankacılığının teşvik edilmesinde önemli rol oynamakta... more
Yatırım bankaları ve kalkınma bankaları gelişmekte olan ülkelerde birbirleri ile yakından ilişkilidir. Kalkınma bankaları, menkul kıymet piyasalarının zayıf olduğu ülkelerde yatırım bankacılığının teşvik edilmesinde önemli rol oynamakta ve uzun vadeli krediler vermekte iken yatırım bankaları, yeni menkul kıymetlerin ihracı ile ilgilenmektedir. Bankaların performansının ölçümünde; kar marjı, aktif verimliliği ve özkaynak çarpanı bileşenlerinden oluşan özkaynak karlılığı önemli bir gösterge olmaktadır. Bu çalışmada, Türk Bankacılık Sektöründe faaliyette bulunan Kalkınma ve Yatırım Bankalarının 2015 – 2020 dönemi performansları özkaynak karlılığı bileşenlerine göre incelenmektedir. Çalışma sonucunda; 2015 – 2020 dönemi boyunca kalkınma ve yatırım bankalarının bankacılık sektörü ortalamasına göre daha yüksek aktif karlılığı elde ettiği, ancak bankacılık sektörünün özkaynak çarpanı ortalamasının daha yüksek olduğu görülmektedir.
Research Interests:
Bankalar tamamen güvene dayalı olarak çalışan kurumlardır. Bu sebeple bankaların faaliyetleri devlet kontrolünde ve gerekirse müdahalesi ile devam etmektedir. Finansal istikrarın sağlanmasında para politikası uygulaması önem... more
Bankalar tamamen güvene dayalı olarak çalışan kurumlardır. Bu sebeple bankaların faaliyetleri devlet kontrolünde ve gerekirse müdahalesi ile devam etmektedir. Finansal istikrarın sağlanmasında para politikası uygulaması önem kazanmaktadır. Para politikası uygulamasında kullanılan bir araç da kredilerdir. Bankaların kullandırdığı ticari kredilerin etkin kullanılması ve bunun sağlanması için yapılan yasal düzenlemeler bu çerçevede önem kazanmaktadır. Değişik ülkelerde farklı düzenleyici kurumlar ve uygulanan farklı araçlar olsa bile bunlar uluslararası alanda standartlaştırılmaya çalışılmıştır. Uluslararası alanda kredi kurumlarının düzenleme ve denetimine ilişkin çalışmalar yapan en önemli kurum Basel Bankacılık Gözetim ve Denetim Komitesi'dir. Bu çalışmada, dış denetim, kurumlar ve araçlar açısından, bankaların kullandırmış oldukları ticari krediler çerçevesinde incelenmeye çalışılmıştır. Bu incelemede öncelikle Basel Komitesi'nin denetim kurumları ve araçları için ortaya koymuş olduğu uluslararası standartlar temel alınmış, farklı denetim yapısına sahip iki ülke örneği ile birlikte Türkiye'deki uygulama incelenmiştir. Türkiye'deki kurumlar ve araçların uluslararası standartlara uygun olduğu belirlenmiştir. The financial system is the most heavily supervised and regulated sectors of the economy, and banks are most heavily regulated of financial institutions. Bank supervision involves the monitoring, inspecting, and examining of banking organization to assess their condition and their compliance with relevant laws and regulations. There are some basic categories of banking regulation: restrictions on bank asset holdings, and capital requirements, chartering and bank examination, disclosure requirements. Bank capital requirements are in the process of being standardized across countries with agreements like Baesl Accord. With this study banking supervision on commercial credit, supervisory and regulatory authorities, and instruments are explained
Research Interests:
Calismanin amaci; 2003–2015 donemi kamu bankalarinin oran analizi ile karsilastirmali olarak performanslarinin degerlendirilmesidir. 1991 yilinda 8 olan kamu bankasi sayisi 1992–1994 doneminde 6’ya, 1995–1997 doneminde 5’e, 1998–2000... more
Calismanin amaci; 2003–2015 donemi kamu bankalarinin oran analizi ile karsilastirmali olarak performanslarinin degerlendirilmesidir. 1991 yilinda 8 olan kamu bankasi sayisi 1992–1994 doneminde 6’ya, 1995–1997 doneminde 5’e, 1998–2000 doneminde 4’e gerilemis, 2001 yilindan itibaren 3 olarak varligini devam ettirmistir. Karsilastirmasi yapilacak kamu bankalari 2001 yilindan itibaren varligini devam ettiren Ziraat Bankasi, Halk Bankasi ve Vakiflar Bankasi olacaktir. Kamu bankalarinin sayisi 3 olmasina ragmen ilgili donemde aktif buyuklugune gore sektor paylari toplamda ortalama %30, kullandirdiklari krediler ve alacaklara gore ortalama %25, toplam mevduata gore %36 civarinda olmustur. Kamu bankalarinin karsilastirilmasi oran analizi yontemi ile yapilacaktir. Oran analizi karsilastirmalar icin kullanilan anlasilir ve yaygin bir teknik olmasi nedeni ile tercih edilmistir. Oran analizinde kullanilacak oranlar; aktif kalitesi, oz kaynak yeterlilik, karlilik, likidite oranlari gibi oranlar ...
Research Interests:
Yabanci sermayeli bankalar bulunduklari ulke ekonomilerine olumlu katki saglamalarinin yaninda olumsuz etkileri de bulunabilmekte, ozellikle kriz donemlerinde kendi karlarini artiran ancak krizi tetikleyen davranislarda... more
Yabanci sermayeli bankalar bulunduklari ulke ekonomilerine olumlu katki saglamalarinin yaninda olumsuz etkileri de bulunabilmekte, ozellikle kriz donemlerinde kendi karlarini artiran ancak krizi tetikleyen davranislarda bulunabilmektedirler. Bu banka grubunun sektordeki payinin dusuk olmasi nedeniyle krizlerin kaynagi olarak gosterilemeyecegini savunan gorusler bulunmaktadir. Yabanci sermayeli bankalar gelismekte olan ulke piyasalarina sube (genel mudurluk) acarak veya bankalarin hisselerini satin alarak girebilmektedirler. Bu calismada Turkiye’deki yabanci sermayeli bankalarin 2015 yilindaki durumu incelenmis, incelemede oran analizi kullanilmistir. Oran analizi ozellikle karsilastirmalar icin kullanilan anlasilir ve yaygin bir teknik olmasi nedeni ile tercih edilmistir. Turkiye’de yabanci sermayeli bankalarin sektordeki paylari 2014 yilinda %15,4 iken 2015 yilinda %26,9’a cikmistir. 2015 yilindaki verilere gore Turkiye’de kurulmus yabanci sermayeli bankalarin %21,2’si satin alma y...
Research Interests:
Bu calismanin amaci 1990 – 2013 donemi Turkiye ekonomisinde ve bankacilik sektorundeki gelismeleri ortaya koyarak ozel sermayeli bankalar ile yabanci sermayeli bankalarin davranislarinin incelenmesidir. Yapilan calismada yerli ve yabanci... more
Bu calismanin amaci 1990 – 2013 donemi Turkiye ekonomisinde ve bankacilik sektorundeki gelismeleri ortaya koyarak ozel sermayeli bankalar ile yabanci sermayeli bankalarin davranislarinin incelenmesidir. Yapilan calismada yerli ve yabanci bankalar belirli oranlar dikkate alinarak oran analizi yontemiyle karsilastirilmaya calisilmistir. Oran analizi ozellikle karsilastirmalar icin kullanilan anlasilir ve yaygin bir teknik olmasi nedeni ile tercih edilmistir. Calismada kullanilan oranlar; sermaye yeterlilik oranlari, aktif kalitesi ile ilgili oranlar, likidite oranlari, karlilik oranlari ve gelir gider yapisi ile ilgili oranlardir. Elde edilen sonuca gore banka gruplari enflasyonun ve buna bagli olarak devlet tahvili hazine bonosu faizlerinin yuksek oldugu donemlerde cok yuksek faize bagli karlar elde etmisler, enflasyonun ve devlet tahvili hazine bonosu faiz oranlarinin dustugu donemlerde faiz disi gelirlerini artirma yoluna gitmislerdir.
Research Interests:
Finansal sistemde yasanan gelismeler, tasarruflarin degerlendirilmesinde farkli alternatifler yaratmaktadir. Bankacilik sektoru bu konuda mali piyasanin en onemli kurumsal yapisini olusturmaktadir. Bu calismada bankalarin fon olusturma... more
Finansal sistemde yasanan gelismeler, tasarruflarin degerlendirilmesinde farkli alternatifler yaratmaktadir. Bankacilik sektoru bu konuda mali piyasanin en onemli kurumsal yapisini olusturmaktadir. Bu calismada bankalarin fon olusturma islemlerinde onemli bir yere sahip olan mevduat sertifikalarinin Turkiye’ de uygulanabilirliginin degerlendirilmesi amaclanmistir. Yapilan arastirmalar neticesinde mevduat sertifikasi kullanan ulkeler ele alinmistir. Bu ulkelerde farkli uygulama alanlari olsa da mevduat sertifikalari genel olarak, banka tarafindan mevduat sahibine satilan, borc senedi niteligindeki piyasa araci olarak ikincil piyasalarda islem goren mevduat turu seklinde ifade edilmektedir. Bu sertifika ciro edilebilirligi nedeniyle el degistirme hizi yuksek ve ayni dogrultuda piyasayi canlandirma ozelligine sahiptir. Belirli bir sure icin paraya erismeleri gerekmeyen ve riski en aza indirmek isteyen yatirimcilar icin iyi bir secenek sayilmaktadir. Turkiye’de 1980’li yillarda kisa bir...
Bu calisma, Afganistan Islami Bankasi'nin mevcut durumunun geleneksel bankacilik yaptigi ve Bahtar Bank olarak adlandirildigi onceki donemi ile finansal performans acisindan karsilastirmali olarak incelemekte ve Bahtar Bank’in Islami... more
Bu calisma, Afganistan Islami Bankasi'nin mevcut durumunun geleneksel bankacilik yaptigi ve Bahtar Bank olarak adlandirildigi onceki donemi ile finansal performans acisindan karsilastirmali olarak incelemekte ve Bahtar Bank’in Islami bir bankaya donustukten sonra finansal performansinda onemli farkliliklar olup olmadigini ortaya koymaktadir. Bu calismada, Bankanin 2009-2019 donemi finansal tablolar kullanilarak finansal oran analizi yonetimiyle incelenmistir. Finansal oran analizi sonucunda, bankanin finansal performansinin farkli acilardan onemli olcude gelistigini, varliklarin getirisi, ozkaynaklarin getirisi, likidite, odeme gucu ve kaldirac oranlarinin sirasiyla yuzde 0,005, 0,09, 1,69, 0,009 ve 8.3 arttigi belirlenmistir. Calisma sonucunda, Islamic Bank of Afghanistan (Afganistan Islam Bankasi)’in finansal performansinin geleneksel bankacilik yaptigi ve Bakhtar Bank olarak adlandirildigi onceki donem performansina gore daha yuksek oldugu ve Afganistan’da Islami Bankaciligin geleneksel bankaciliga kiyasla olumlu ve basarili oldugu sonucuna ulasilmistir. Anahtar Kelimeler: Afganistan Islami Bankasi, Geleneksel Banka, Islami Banka, Parasal Oran Analizi. JEL Siniflandirmasi: G21, G23, G24
Research Interests:
The aim of this stuily is to analyze financial markets with a special reference to Turkish case. Financial Services are analyzed under three main groups; financial markets, financial institutions and financial instruments. Financial... more
The aim of this stuily is to analyze financial markets with a special reference to Turkish case. Financial Services are analyzed under three main groups; financial markets, financial institutions and financial instruments. Financial markets are divided two main groups. These are money market and Capital market. AIso, financial institutions and financial instruments are divided two main groups; respectively, nioney market institution and capital market institution, and nioney market, instruments and capital market instruments.
The development in the Financial markets leed to new financial products and if these financial products are liquid and safe it will be easily demanded by the public. The main prerequisite for this demand is that it must have a legal and... more
The development in the Financial markets leed to new financial products and if these financial products are liquid and safe it will be easily demanded by the public. The main prerequisite for this demand is that it must have a legal and regulative structure in which these products can operate in a simple way.
Açık iş oranı ile işsizlik oranı arasında negatif bir ilişki olduğunu ifade eden Beveridge eğrisi, emek piyasasında uyumsuzluk sorunun arkasında yatan nedenleri daha açık bir ifade şekliyle açık iş pozisyonlarının işsizlerle... more
Açık iş oranı ile işsizlik oranı arasında negatif bir ilişki olduğunu ifade eden Beveridge eğrisi, emek piyasasında uyumsuzluk sorunun arkasında yatan nedenleri daha açık bir ifade şekliyle
açık iş pozisyonlarının işsizlerle karşılanamamasına neden olan faktörleri ortaya koyma açısından önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra Beveridge eğrisi ekonomideki devresel dalgalanmalara
göre işsizlik türlerinin tespitinde de aydınlatıcı bilgi sunmaktadır. Bu çalışmada açık iş istatistiklerine ilişkin en fazla gözlemin mevcut olduğu aylık veri kullanılarak Türkiye’nin
Ocak 2005 – Mart 2011 dönemine ait Beveridge eğrisi ve emek piyasası analizinin yapılması amaçlanmıştır. EKK yöntemine göre tahmin edilmiş işsizlik oranı bağlaşımına göre de araştırma
döneminde Beveridge eğrisinde meydana gelen kaymanın muhtemel nedenlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma bulguları Türkiye’de işsizlik oranını açıklayan en önemli değişkenlerin GSYİH açığı ve uzun dönem işsizlik oranı olduğunu gösterir. Ayrıca çalışma sonuçları kriz sonrası veya kriz etkilerinin azalmaya başladığı dönemde Türkiye Beveridge
eğrisinin orijinden uzaklaştığını, başka bir ifadeyle emek piyasasında uyumsuzluğun arttığını göstermektedir. İşsizlik oranı için tahmin edilen ve işgücünün yapısal özelliklerinin de dahil edildiği bağlaşımın EKK tahmin sonuçları, araştırma döneminde kadınların, üniversite yüksekokul mezunlarının ve orta yaş ve üzeri işgücünün toplam işgücündeki paylarındaki artışların emek piyasasındaki uyumsuzluk artışında etkili olduğunu gösterir. (Beveridge curve that characterizes the inverse relationship between job vacancy rate and unemployment rate is significant in terms of explanation of mismatching problem in labor market. With a more open form of expression, Beveridge curve reveals the factors that causing mismatching problem between job vacancies and unemployed. Furthermore, Beveridge curve provides illuminating information for determination of unemployment types according to the cyclical fluctuations. The purpose of this study using monthly data from January 2005
to March 2011 (the most current observation) is to provide an analysis of Turkey’s Beveridge curve. In addition, to find out the possible causes of the shift that occurred in Beveridge curve
the unemployment rate regressions estimated within OLS method. Findings suggest that the most important variables explaining the country’s unemployment rate are GDP gap and long term unemployment. Besides findings show that in after crises term or in period that the effects of crisis is diminishing Turkey’s Beveridge curve moved away from the origin denoting
worsening of the labor market matching process. OLS regressions that estimated for unemployment rate and includes structural features of labor force as independent variables show that increases in percentages of woman, university or college graduates, and middle-aged and older labor force in total labor force was effective in deterioration of matching process.)
açık iş pozisyonlarının işsizlerle karşılanamamasına neden olan faktörleri ortaya koyma açısından önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra Beveridge eğrisi ekonomideki devresel dalgalanmalara
göre işsizlik türlerinin tespitinde de aydınlatıcı bilgi sunmaktadır. Bu çalışmada açık iş istatistiklerine ilişkin en fazla gözlemin mevcut olduğu aylık veri kullanılarak Türkiye’nin
Ocak 2005 – Mart 2011 dönemine ait Beveridge eğrisi ve emek piyasası analizinin yapılması amaçlanmıştır. EKK yöntemine göre tahmin edilmiş işsizlik oranı bağlaşımına göre de araştırma
döneminde Beveridge eğrisinde meydana gelen kaymanın muhtemel nedenlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma bulguları Türkiye’de işsizlik oranını açıklayan en önemli değişkenlerin GSYİH açığı ve uzun dönem işsizlik oranı olduğunu gösterir. Ayrıca çalışma sonuçları kriz sonrası veya kriz etkilerinin azalmaya başladığı dönemde Türkiye Beveridge
eğrisinin orijinden uzaklaştığını, başka bir ifadeyle emek piyasasında uyumsuzluğun arttığını göstermektedir. İşsizlik oranı için tahmin edilen ve işgücünün yapısal özelliklerinin de dahil edildiği bağlaşımın EKK tahmin sonuçları, araştırma döneminde kadınların, üniversite yüksekokul mezunlarının ve orta yaş ve üzeri işgücünün toplam işgücündeki paylarındaki artışların emek piyasasındaki uyumsuzluk artışında etkili olduğunu gösterir. (Beveridge curve that characterizes the inverse relationship between job vacancy rate and unemployment rate is significant in terms of explanation of mismatching problem in labor market. With a more open form of expression, Beveridge curve reveals the factors that causing mismatching problem between job vacancies and unemployed. Furthermore, Beveridge curve provides illuminating information for determination of unemployment types according to the cyclical fluctuations. The purpose of this study using monthly data from January 2005
to March 2011 (the most current observation) is to provide an analysis of Turkey’s Beveridge curve. In addition, to find out the possible causes of the shift that occurred in Beveridge curve
the unemployment rate regressions estimated within OLS method. Findings suggest that the most important variables explaining the country’s unemployment rate are GDP gap and long term unemployment. Besides findings show that in after crises term or in period that the effects of crisis is diminishing Turkey’s Beveridge curve moved away from the origin denoting
worsening of the labor market matching process. OLS regressions that estimated for unemployment rate and includes structural features of labor force as independent variables show that increases in percentages of woman, university or college graduates, and middle-aged and older labor force in total labor force was effective in deterioration of matching process.)
Research Interests:
Bu çalışma, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik açıdan kayıp yıllar olarak nitelenen 199O’lı yıllardan yeniden canlanma olarak tanımlayabileceğimiz 2000’li yıllara bu canlanmanın kaynaklarından biri olan bankacılık sektöründeki gelişmeleri... more
Bu çalışma, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik açıdan kayıp yıllar olarak nitelenen 199O’lı yıllardan yeniden canlanma olarak tanımlayabileceğimiz 2000’li yıllara bu canlanmanın kaynaklarından biri olan bankacılık sektöründeki gelişmeleri incelemeyi amaçlamıştır.
199O'lı yıllarda 10 (on) yılda üst üste 6 (altı) yıl %1OO’ün üzerinde borçlanma faizi ödeyen ve faiz lobisine teslim olan Türk ekonomisi ve siyaseti, 2000’li yıllarda mali disiplin ve bankacılık sektöründeki düzenlemelerle bu esaretten kurtulma mücadelesi vermiştir.
Faiz lobisi esaretinden kurtulma mücadelesinde kamu bankalarının katkısı önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada 199O’lı yıllarda şamar oğlanına dönen kamu bankalarının disipline edildiğinde ekonominin faiz lobisinden nasıl kurtulduğu, ekonomiyi nasıl canlandırdığı karşılaştırmalı olarak değerlendirilmektedir. 199O’lı yıllarda faiz kazancı nedeni ile altın yıllarını yaşayan yabancı bankalar 2000’li yıllarda bu tatlı para kaynağını kaybetmiş ve kamu sermayeli bankalar ve özel sermayeli bankalar ile rekabete girmek zorunda kalmıştır. 199O’lı yıllarda ekonomiye yük olan kamu bankaları 2000’li yıllarda değişen yönetim anlayışı ile altın yıllarını yaşamaya başlamıştır. 199O’lı yıllarda banka kurulması, satın alınması ve iflasları ilginç bir seyir izlemiştir. Satın alındıktan iki sene sonra başarısız bankacılık yönetimi (!) sebebiyle devlet tarafından el konulan ve maliyetleri yüklenilen bankalar 1999 ve 2001 yılında yaşanan ekonomik sıkıntıların temel nedenini oluşturmuştur. Hazinenin, boşa akan bu kaynakların (kamu bankaları) kapanması ile piyasalardan özellikle yabancı sermayeli bankalara muhtaç olmadan uygun maliyetle borçlanma imkanı yakalaması, ekonominin kendine gelmesini sağlamış ve dış kaynaklı krizler ile mücadele gücünü artırmıştır.
199O'lı yıllarda 10 (on) yılda üst üste 6 (altı) yıl %1OO’ün üzerinde borçlanma faizi ödeyen ve faiz lobisine teslim olan Türk ekonomisi ve siyaseti, 2000’li yıllarda mali disiplin ve bankacılık sektöründeki düzenlemelerle bu esaretten kurtulma mücadelesi vermiştir.
Faiz lobisi esaretinden kurtulma mücadelesinde kamu bankalarının katkısı önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada 199O’lı yıllarda şamar oğlanına dönen kamu bankalarının disipline edildiğinde ekonominin faiz lobisinden nasıl kurtulduğu, ekonomiyi nasıl canlandırdığı karşılaştırmalı olarak değerlendirilmektedir. 199O’lı yıllarda faiz kazancı nedeni ile altın yıllarını yaşayan yabancı bankalar 2000’li yıllarda bu tatlı para kaynağını kaybetmiş ve kamu sermayeli bankalar ve özel sermayeli bankalar ile rekabete girmek zorunda kalmıştır. 199O’lı yıllarda ekonomiye yük olan kamu bankaları 2000’li yıllarda değişen yönetim anlayışı ile altın yıllarını yaşamaya başlamıştır. 199O’lı yıllarda banka kurulması, satın alınması ve iflasları ilginç bir seyir izlemiştir. Satın alındıktan iki sene sonra başarısız bankacılık yönetimi (!) sebebiyle devlet tarafından el konulan ve maliyetleri yüklenilen bankalar 1999 ve 2001 yılında yaşanan ekonomik sıkıntıların temel nedenini oluşturmuştur. Hazinenin, boşa akan bu kaynakların (kamu bankaları) kapanması ile piyasalardan özellikle yabancı sermayeli bankalara muhtaç olmadan uygun maliyetle borçlanma imkanı yakalaması, ekonominin kendine gelmesini sağlamış ve dış kaynaklı krizler ile mücadele gücünü artırmıştır.