Skip to main content

Volkan Zoğal

Ege University, Geography, Faculty Member
Bu çalışma, Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden olan Muğla ilinde, Airbnb platformunda listelenen kısa süreli konut kiralamalarının mekânsal özelliklerine odaklanmaktadır. Airbnb ile ilgili, Türkiye'de son dönemlerde tartışmalar... more
Bu çalışma, Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden olan Muğla ilinde, Airbnb platformunda listelenen kısa süreli konut kiralamalarının mekânsal özelliklerine odaklanmaktadır. Airbnb ile ilgili, Türkiye'de son dönemlerde tartışmalar giderek artmış ve kısa süreli kiralamalara yeni bir yasal düzenleme getirilmiştir. Bu kapsamda olgunun coğrafi boyutlarının ortaya konulması önem arz etmektedir. Çalışmada, Muğla'da toplam 30 binden fazla Airbnb ilanının konum bilgileri kullanılarak, farklı mekânsal ölçeklerde (il, ilçe ve mahalle) dağılış, yoğunluk ve kümelenme analizleri yapılmış ve haritalar üretilmiştir. Çalışmanın bulguları, dünyada birçok şehirde olduğu gibi Muğla'da da Airbnb ilanlarının hızla arttığını ve ilanların Bodrum, Fethiye ve Marmaris gibi ikinci konut yapılaşmasının fazla olduğu ilçelerde yoğunlaştığını göstermiştir. Airbnb ilanlarının dağılışında denize yakınlık önemli bir belirleyicidir. Airbnb ilanlarının, anlamlı bir kümelenme eğilimi gösterdiği alanlar zamanla artmaktadır. Muğla'daki Airbnb ilanlarının yaratmış olduğu toplam yatak kapasitesi, işletme belgeli tesislerin yatak kapasitesini geçmiştir ve il genelinde Airbnb ilanları resmi konaklama tesislerine göre daha geniş bir alanda dağılış göstermektedir.
Being visual narratives, cognitive maps reveal important aspects of the life worlds of city residents with migrant backgrounds. The urban images of Turkish migrants in Aachen (Germany) and The Hague (The Netherlands) have been explored in... more
Being visual narratives, cognitive maps reveal important aspects of the life worlds of city residents with migrant backgrounds. The urban images of Turkish migrants in Aachen (Germany) and The Hague (The Netherlands) have been explored in a comparative study. 52 participants from Aachen and 49 from The Hague drew maps of their city on a white A3-sized blank piece of paper. Participants were asked to show as many details as they were able to. The analysis of the maps con-tained quantitative as well as qualitative aspects. The maps were explored accor-ding to the type, number, and geographical distribution of the components. Each component on the cognitive maps was counted and categorized and the findings were mapped. The results confirm the significance of the city center in urban image formation, but display differences in the importance of one's own migrant neighborhood. Furthermore, living in a migrant neighborhood in most cases corre-lates with a more limited urban image, compared to living in a neighborhood with fewer migrants. Finally, gender differences in the urban images occur in both ci-ties.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020 tarihinde "küresel salgın" olarak ilan edilen Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) küresel ölçekte turizm faaliyetlerini durma noktasına getirmiştir ve konaklama sektörü salgının en çok... more
Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020 tarihinde "küresel salgın" olarak ilan edilen Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) küresel ölçekte turizm faaliyetlerini durma noktasına getirmiştir ve konaklama sektörü salgının en çok etkilediği alanlardan biri olmuştur. Bu süreçte, farklı motivasyonlarla sahip olunan, genellikle rekreatif amaçlarla ve yılın belirli dönemlerinde kullanılan ikinci konutların fonksiyonlarında ve anlamlarında bir değişim gözlenmiştir. Konuya giriş niteliğindeki bu çalışmada, salgın sürecinde ortaya çıkan bu değişimi Türkiye özelinde anlamak, olgunun mevcut ve muhtemel etkileri üzerinden bir değerlendirme yaparak sonraki çalışmalara bir zemin hazırlamak amaçlanmıştır. Bu kapsamda Türkiye'de resmi kurumlar tarafından salgını önlemek amacıyla getirilen kısıtlamalar, konuyla ilgili basın haberleri ve yerel yöneticilerin açıklamaları değerlendirilerek yorumlanmıştır. Türkiye'de salgının ortaya çıktığı ve yayılma hızının yüksek olduğu ilk dönemde ikinci konutlar; daha korunaklı, izole ve insanlar arası etkileşimin daha az olacağı düşüncesiyle bir "kaçış mekânı" olarak görülmüş ve birçok insanın riskli olarak gördüğü şehir merkezlerinden kıyılardaki, kırsal alanlardaki ve yaylalardaki ikinci konutlara gitmesiyle sonuçlanmıştır. Bu durum salgının farklı mekânlara yayılma riskini ve yeni önlemleri beraberinde getirmiştir. Normalleşme sürecinin ilk adımlarının atıldığı ve kısıtlamaların kısmen hafifletildiği yeni dönemde ise özellikle iç turizmde yaz tatiline yönelik planlar yeniden başlamıştır. Ancak hastalığın henüz tamamen bitmemiş olması ve virüsün yayılımının yeniden hızlanması riski sebebiyle, "sıfır temas" konseptli ikinci konutlar izole tatil yapmak isteyen tüketicilerin yoğun ilgisiyle karşılaşmıştır. Bu talep hem kiralık hem de satılık ikinci konutlarda ciddi fiyat artışlarını da beraberinde getirmiştir.

The novel coronavirus disease (COVID-19), which was declared as pandemic by the World Health Organization on 11 March 2020, has brought tourism activities to a halt on a global scale and accommodation sector has been one of the most affected areas of the pandemic. Within this period, a change has been observed in the functions and meanings of the second homes, which are generally used for recreational purposes and at limited times of the year. In this study, we aimed to understand this phenomenon in Turkey and to prepare a ground for the next studies by making an evaluation over its current and possible effects. In this context, offical restriction, the news in the press and the statements of local administrators in Turkey were evaluated. Second homes were seen as an escape place for people who want to be isolated and avoid disease in the early period of the COVID-19 pandemic in Turkey, which resulted in human mobility from city centers to the second homes in coastal, rural and mountain areas. This situation brought the risk of spreading the virus to different places and new measures have been taken. Plans for summer holidays, especially in domestic tourism, have started again with the easing of the restrictions in Turkey. However, due to the fact that the pandemic has not completely finished yet and the risk of the virus spreading again still prevails, the second homes presented as "zero contact" have received intense interest from consumers who want to have an isolated holiday. This demand brought serious price increases in second homes for both rent and sale in Turkey.
Purpose – This viewpoint paper aims to provide reflections on the role of second homes in the tourism and housing markets together with future lines of research during and after the first outbreak of the COVID-19 (coronavirus disease... more
Purpose – This viewpoint paper aims to provide reflections on the role of second homes in the tourism and housing markets together with future lines of research during and after the first outbreak of the COVID-19 (coronavirus disease 2019) pandemic. The authors aim to review the epistemological evolution of the term ‘‘second homes’’ because of the pandemic, as well as to unfold possible short-medium- and long-term effects that could place second homes at the center of tourist activity and of the tourist rental market profitability.

Design/methodology/approach – This paper is based on published research studies about the definition of the term ‘‘second homes’’, as well as media sources related to their role during the current situation of the first outbreak of the COVID-19 pandemic.

Findings – In the early stages of the pandemic, second-home owners migrated from crowded cities to low-density areas, being vectors of transmission of the virus. Now, a potential shift in tourist preferences could position second homes at the center of tourist activity as soon as travel restrictions are reduced. This could intensify existing processes of commodification of housing, empowering accommodation platforms and situating the potential for profiteering around the tourist rental market. Parallely,
international interests in migrating from crowded cities to low-density areas could also be triggered.

Originality/value – This viewpoint is presented as the confinement measures associated with the new pandemic are being de-escalated in most of the western countries. It is expected that sharing it will provide insights to researchers and practitioners to better plan their research around secondary housing. Its role
should be analysed from different perspectives: in the spread of the virus to low-density areas to anticipate mitigation actions in future outbreaks; in the recovery process of (domestic) tourism; in the processes of commodification and financialization of housing in tourist areas; and their impacts on local residents
With Airbnb becoming an important issue in both tourism and public policy, scholarly research on Airbnb has increased over the past several years. The role of Airbnb varies according to the features and expectations of the host territory.... more
With Airbnb becoming an important issue in both tourism and public policy, scholarly research on Airbnb has increased over the past several years. The role of Airbnb varies according to the features and expectations of the host territory. It can either be considered as a complement to an underdeveloped supply of tourist accommodation or as a potential competitor to traditional accommodation that has to be regulated. Although most of the research has been carried out in big cities, Airbnb activity is also present in smaller towns, resorts, rural and mountain areas. This article aims to analyse the Airbnb spatial distribution in a mountain destination (Andorra). Specif ically, it is aimed at exploring whether there is a spatial correlation regarding the location of traditional accommodation. Clustering techniques are used to determine natural groups of urban settlements on the basis of the number of Airbnb listings and different types of traditional accommodation. The results pinpoint where Airbnb is concentrating its accommodation offer, as well as where both Airbnb listings and traditional accommodation are clustered. Our research sheds light on the distribution patterns of Airbnb in mountain areas and deepens knowledge on the influences of public policy strategies aimed at regulating the Airbnb phenomena.
İkinci konutların mekânsal dağılışları, uluslararası boyutu, etkileri ve turizmde değerlendirilmesi farklı bilim dallarının araştırma konusu olmuştur. Coğrafyacıların da son dönemlerde konuyla ilgili çalışmaları mevcuttur. Bu çalışmada,... more
İkinci konutların mekânsal dağılışları, uluslararası boyutu, etkileri ve turizmde değerlendirilmesi farklı bilim dallarının araştırma konusu olmuştur. Coğrafyacıların da son dönemlerde konuyla ilgili çalışmaları mevcuttur. Bu çalışmada, Urla' da ikinci konutların gelişimi ve coğrafi dağılışı, ikinci konut alanı olarak Urla'nın tercih edilmesinin nedenleri, ikinci konutların ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri, kullanım durumları ve turizmde değerlendirilmesinde konut sahiplerinin görüşlerine odaklanılmıştır. Bu amaçla yarı yapılandırılmış görüşme formu hazırlanarak 15 konut sahibiyle görüşme yapılmış ve elde edilen verilere betimsel analiz uygulanmıştır. Katılımcıların Urla'yı tercih etmelerindeki en önemli 3 etken, " doğal güzellik " , satın alınan konutun " ekonomik olması " ve Urla'nın " İzmir' e olan yakınlığı " dır. Çoğunlukla yaz ve bahar aylarında 3-6 ay süreyle kullanılan ikinci konutların olumlu etkileri konusunda " ekonomik canlılık " yaratması vurgulanırken, " kalabalıklaşma " ve " doğaya zarar verilmesi " ise olumsuz etkiler olarak karşımıza çıkmaktadır. Konutlarını paylaşmak isteyen katılımcıların temel motivasyonları; yeni insanlar ve yeni kültürler tanımak, yeni arkadaşlıklar ve dostluklar edinmek ayrıca Urla'yı ve İzmir'i tanıtmak iken konutlarını paylaşmak istemeyen katılımcıların temel gerekçesi ise evlerinin paylaşıma uygun olmadığı düşüncesidir.

The spatial distribution, its' international scope, effects and consideration for touristic purposes of second homes have been a subject of study for several scientific disciplines. Recently, geographers have also conducted studies on this issue. This research is focused on the development and geographical distribution of second homes in Urla (Izmir), the reasons of the preference, economic, social and environmental effects of second homes, duration of use and consideration of these residences as touristic purposes by participants. For this purpose, interviews have held with 15 participants. Descriptive analysis has performed on the data. The three most important factors that made Urla preferred were seen to be the " natural beauty " , " economical " side of the purchased property and Urla's " closeness to Izmir ". There is a 3-6 months of use. The first thing that stands out about the positive effects of secondary housing is the " economic vitality ". " Crowding " and " damage to nature " are the two main problems that were pointed out in the answers to the negative effects. The main motivations of the participants who want to share their homes were found to be get to know new people and new cultures and to make new friendships and also to advertise Urla and Izmir. The main reason for the participants who do not want to share their homes is the limited availability of their homes.
Research Interests:
This article deals with tourism-related urbanization process in Turkey. In the first part, theoretical and conceptual aspects of this phenomenon were discussed, followed by an empirical analysis in the case of a coastal province, Antalya.... more
This article deals with tourism-related urbanization process in Turkey. In the first part, theoretical and conceptual aspects of this phenomenon were discussed, followed by an empirical analysis in the case of a coastal province, Antalya. The city of Antalya, located on the Mediterranean coast of Turkey is the urban area where mass coastal tourism most rapidly developed since mid-80s. Diverse impacts of tourism industry such as social, economic, cultural and spatial, are highly visible in Antalya. Statistics on population growth rate, immigration, labour force, registered foreign population, foreign property ownership, tourist numbers and tourism facilities were employed in order to distinguish the dynamics of urbanization in Antalya from the other big cities of Turkey. The findings indicate that the process of tourism-related urbanization in Antalya has similarities with the other studies in the literature. The changing economic structure in Antalya based on tourism in the 1980s was accompanied by a rapid growth both in the population and in the labour force. The increase rate of Antalya population between 1985 and 2015 was 257 percent, raking the top among the other big cities of Turkey including Istanbul, Ankara, Izmir, Kocaeli, Bursa and Tekirdağ. During the same period (1985-2015), the greatest increase in the percentage of the out-born population was observed in Antalya. Between 1980 and 2000, the labour force in the economic sectors directly or indirectly related to tourism increased 524 percent, leaving all the other provinces behind. Another effect of tourism industry is on the number of the foreign population settling in Antalya. In 2016, the number of foreign population with a residence or work permit has exceeded 60,000. The percentage of foreign population in Antalya is the highest (2.6 percent) among the province of Turkey.
Son yıllarda, küresel akımların etkisiyle ortaya çıkan tekdüzelik, yeni ve farklı turistik eğilimlere ilgiyi artırmıştır. Yeni yerler ve kültürler, farklı turizm türleri ve deneyimler, turizm talebinde birtakım değişimlere neden olmuştur.... more
Son yıllarda, küresel akımların etkisiyle ortaya çıkan tekdüzelik, yeni ve farklı turistik eğilimlere ilgiyi artırmıştır. Yeni yerler ve kültürler, farklı turizm türleri ve deneyimler, turizm talebinde birtakım değişimlere neden olmuştur. 1980’lere kadar daha çok geleneksel kültürel turizm olarak
adlandırabileceğimiz, antik kültürü, müzeleri ve taşınmaz varlıkları ziyaret ile sınırlanan kültürel turizm, 1980’lerden sonra geleneksel kültür, çağdaş kültür ve yaşayan kültür ile bütünleşen bir kültürel turizm modeline dönüşmüştür. 2000’lerden sonra ise deneyim ve paylaşım ekonomisinin ürünü olarak “yereldeki gibi yaşama” vurgusu ile pasif ziyaretten aktif yaşama katılımın ve yaratıcılığın öne çıktığı kültürel turizm uygulamaları dikkat çekmiştir. Turizm, modern dönemdeki
kitlesel niteliğinden uzaklaşarak bireysellik ön plana çıkmış ve turistlerin bireysel görüş ve beklentilerini yansıtan, onların isteklerini ve duyarlılıklarını yanıtlayan yaratıcı turistik ürünlere ilgi artmıştır. Yaratıcı turizm kavramı; bir bölgenin özgün kültürel mirasını ve sanatını, bölgede yaşayan insanlarla yakın ilişkiler kurarak ve etkin katılımla deneyimleyerek öğrenme imkânı sunan sürdürebilir bir turizm şekli olarak tanımlanabilir. Yaratıcı turizmi klasik kültürel turizmden ayıran en
önemli özellikleri “etkin katılım”, “deneyimleyerek öğrenme”, “yaratıcı potansiyel-beceri geliştirme” ve “yerel halk ile yakın ilişkiler”dir. Bu bağlamda çalışmanın amacı; sürdürülebilirlik, yerel kültür-turist-mekân etkileşimi, bölgesel kalkınma ve coğrafya ile yakından ilişkili olan yaratıcı turizm kavramını turizm coğrafyası yaklaşımı ile değerlendirmektir. Bu amaçla ulusal ve uluslararası yazın
taraması yapılarak yaratıcı turizm kavramsal olarak ele alınmış ardından yaratıcı turizm uygulamaları örnekleriyle anlatılmaya çalışılmıştır.

In the recent years, the monotony resulting from the influences of globalization has increased the interest towards new and various tourism trends. New places and cultures, diverse types of tourism and experiences have caused some changes in the demand for tourism. Cultural tourism which we can refer to as traditional cultural tourism in a broader sense had a narrowed meaning restricted just within visiting the ancient cultural heritage, museums, and immoveable assets until 1980s. This trend has turned into a cultural tourism model integrated with traditional culture, contemporary culture and living culture following 1980s. After 2000s, the cultural tourism practices that put great emphasis on creativity and participation to active life rather than passive visit with a tendency towards "live like a local" as a product of sharing and experience economy have started to attract attention. In the modern era, tourism has moved away from its mass character, thus individuality and creative tourism products which reflect the individual opinions and expectations of tourists and which respond to their desires and sensitivities have started to gain importance. The concept of creative tourism can be defined as a form of sustainable tourism that offers the opportunity to learn the unique cultural heritage and artistry of a region by establishing close relations with the people living in the region and experiencing it with active participation. The most important features distinguishing creative tourism from traditional cultural tourism are " active participation", "experiential learning", "creative potential-skill development" and "close relationships with local people". The aim of this study in this context is to evaluate the concept of creative tourism which is closely related to " geography " , " sustainability " , " local culture-tourist-place interaction " and " regional development " via tourism geography approach. For this purpose, national and international literature has been primarily reviewed and creative tourism has been conceptualized and then explained with examples of creative tourism practices.
Özet Amacı: Bu çalışmada, gönüllü turizm kavramı, bireyselleşme ve aynılaşma süreçlerinin önem kazandığı postmodern yapının turizm coğrafyasına yansımasına bir örnek olarak ele alınmıştır. Postmodern turizmin yeni bir formu olarak... more
Özet
Amacı: Bu çalışmada, gönüllü turizm kavramı, bireyselleşme ve aynılaşma süreçlerinin önem kazandığı postmodern yapının turizm coğrafyasına yansımasına bir örnek olarak ele alınmıştır. Postmodern turizmin yeni bir formu olarak değerlendirilen ve 2000’li yılların başlarında uluslararası literatüre giren bu yeni çalışma konusuyla ülkemiz turizm literatürüne güncel ve özgün bir çalışma ile katkıda bulunulması hedeflenmiştir.
Araştırma Yöntemi: Çalışma amacına yönelik araştırmacılarca belirlenen parametrelerden oluşan çizelge kapsamında önde gelen gönüllü turizm platformlarından biri olan Workaway’in Türkiye gönüllü listelerine (435 profil) ve bu listelerde gönüllü turist olarak tatillerini geçirenlere (382 profil) yönelik kullanıcı içerik analizi uygulanmıştır. Elde edilen veriler frekans analiziyle değerlendirilmiş ve oluşturulan tablolar aracılığıyla yorumlanmıştır.
Bulgular: Çalışmadan elde edilen bulgular, Workaway Türkiye profili ve gönüllü turistler olmak üzere iki başlıkta verilmeye çalışılmıştır. Türkiye’den sisteme dâhil olan 435 profilin 206’sı (%47) ailelere, 130’u (%30) çeşitli işletmelere, 83’ü (%19) bireysel kişilere, 14’ü (%3) topluluklara ve 2’si (%1) sivil toplum örgütlerine aittir. Gönüllü listelerinin Türkiye dağılımı yapıldığında; Muğla (119-%27), İstanbul (88-%19), Antalya (78-%18), İzmir (55-%13), Nevşehir (18-%4) ve Ankara (14-%3) ilk sıralarda yer almıştır. Toplam 435 profilin 203’ü (%47) en az bir gönüllü turist misafir etmiş ve toplamda misafir edilen gönüllü turist sayısı en az 1.389 olarak tespit edilmiştir. Gönüllü turistlerin 365’i (%81) 18-34 yaş aralığındaki Y kuşağı bireylerinden oluşmaktadır. Gönüllü turistlerin geldikleri kıtalara bakıldığında Avrupa (226-%50) ve Kuzey Amerika (73-%16) ilk iki sırayı paylaşmaktadır.
Sonuç ve Öneriler: Bu çalışma, platformu kullanan kişilere yönelik kullanıcı içerik analizi şeklinde yürütülmüştür. Gönüllü turizmin farklı yönleriyle derinlemesine anlaşılması sonraki süreçlerde gönüllülük platformlarını kullanan kişilerle yapılacak kapsamlı araştırmalarla mümkün olacaktır.
Anahtar Kelimeler: postmodern turizm, gönüllü turizm, ağ toplumu, paylaşım ekonomisi Workaway.
Research Interests:
This article focuses on the evaluation of the temporal and spatial effects of COVID-19 on Airbnb’s supply and demand in 40 cities from 17 European countries in four regions. In terms of supply, hosts followed a wait-and-see strategy by... more
This article focuses on the evaluation of the temporal and spatial effects of
COVID-19 on Airbnb’s supply and demand in 40 cities from 17 European
countries in four regions. In terms of supply, hosts followed a wait-and-see
strategy by the availability was set to 0 in the first pandemic wave, and
with the second wave, the sharing activities were completely terminated
by closing profiles. Hosts with entire homes and multiple listings were
more willing to use calendars actively and more reluctant to close profiles
than hosts with private rooms and single listings. Moreover, especially in
the second half of 2020, listings in Northern, Western, and Eastern Europe
suffered significant losses, while hosts in Southern Europe more actively
used calendars. Airbnb demand was even more adversely affected, and
the demand preferences were directed towards entire homes, where
social distance might have been easier and better maintained between
peers, and multiple listings, that might have been more professionally
managed due to commercial concerns. Considering the dependence of
entire homes and multiple listings hosts on income from sharing activities,
it is thought that they may have been more affected by potential income
losses than hosts with private rooms and single listings.
Kısa süreli konut kiralamalarına imkân tanıyan Airbnb platformu, çok kısa sürede tüm dünyada hızlı bir büyüme kaydederek farklı disiplinlerden birçok akademisyenin çalışma konularından biri hâline gelmiştir. Bu çalışma, Muğla’da Airbnb... more
Kısa süreli konut kiralamalarına imkân tanıyan Airbnb platformu, çok kısa sürede tüm dünyada hızlı bir büyüme kaydederek farklı disiplinlerden birçok akademisyenin çalışma konularından biri hâline gelmiştir. Bu çalışma, Muğla’da Airbnb platformunda listelenen kısa süreli kiralık konut ilanlarının mekânsal özelliklerini ve bu kiralamaların etkilerini incelemektedir. Çalışma kapsamında 2017-2021 yılları arasını kapsayan Muğla’daki Airbnb ilanlarına ait veriler analiz edilmiş ayrıca Muğla’daki farklı paydaşlarla gerçekleştirilen görüşmelerden elde edilen veriler çözümlenmiştir. Olgunun farklı mekânsal ölçeklerde (il, ilçe ve mahalle) özelliklerini ortaya koyabilmek adına, ilanların konum bilgileri kullanılarak dağılış ve yoğunluk haritaları hazırlanmıştır. Ayrıca ilanların mekânsal özelliklerine ilişkin, Yoğunluk Analizi (Kernel Density), Mekânsal Kümelenme analizi (Anselin Local Moran's I) ve İki Değişkenli Mekânsal Kümelenme Analizi (Bivariate Local Moran’s I) yapılmıştır. Görüşmelerden elde edilen verilerin çözümlenmesi amacıyla ise betimsel (tematik) analiz ve içerik analizi gerçekleştirilerek kodlamalar yapılmış ve kategoriler oluşturulmuştur. Çalışmanın bulguları, dünyadaki birçok şehirde olduğu gibi Muğla’da da Airbnb ilanlarının hızla arttığını ve ilanların Bodrum, Fethiye ve Marmaris gibi ikinci konut yapılaşmasının fazla olduğu ilçelerde yoğunlaştığını göstermiştir. Airbnb ilanlarının dağılışında denize yakınlık önemli bir belirleyicidir. Muğla, dünyada çoklu-ticari ilan oranının en yüksek olduğu 6. şehirdir ve ilanların önemli bir kısmı kurumsal ev sahipleri tarafından yönetilmektedir. Muğla’daki Airbnb ilanlarının yaratmış olduğu toplam yatak kapasitesi, işletme belgeli tesislerin yatak kapasitesini geçmiştir ancak aynı üstünlük ilanların doluluk oranlarına yansımamıştır. İl genelinde Airbnb ilanları resmi konaklama tesislerine göre daha geniş bir alanda dağılış göstermektedir. Pandemi sürecinde ilanların aldıkları rezervasyonlar ve doluluk oranları düşmüş, kısa süreli konut kiralama hizmeti sağlayan yerel acentaların etkinliği ise artmıştır. Muğla’da da Airbnb kullanıcıların bir kısmı, ayrımcılık sürecinin bir parçası konumundadır. Kısa süreli konut kiralamalarının yaratmış olduğu rant, alt ve orta gelirli kesimin barınma sorunlarını büyütmektedir.