Esra Emir
Istanbul Aydin University, Faculty of Sport Sciences, Department Member
- Hacettepe University, Faculty of Sports Science, Department Memberadd
- Assistant Proffesoredit
Purpose-The impact of technological transformations in all sectors is undeniably significant, especially in fitness family business. The aim is to examine the digital transformation perceptions of fitness centre employees and the effects... more
Purpose-The impact of technological transformations in all sectors is undeniably significant, especially in fitness family business. The aim is to examine the digital transformation perceptions of fitness centre employees and the effects of perceived empowerment on their job performance in family business in Turkey. Design/methodology/approach-The sample was 334 fitness centre employees. Four variables were evaluated (digital transformation, meaning competence, self-determination and job performance), and PLS-SEM was used.
Research Interests:
Araştırmanın amacı yetişkin bireylerin çeşitli demografik değişkenleri açısından serbest zaman okuryazarlığı ve serbest zaman ilgilenim düzeylerini incelenmek ve değişkenler arasındaki ilişkiyi test etmektir. Bu araştırmada sosyal... more
Araştırmanın amacı yetişkin bireylerin çeşitli demografik değişkenleri açısından serbest zaman okuryazarlığı ve serbest zaman ilgilenim düzeylerini incelenmek ve değişkenler arasındaki ilişkiyi test etmektir. Bu araştırmada sosyal bilimler alanında sıklıkla kullanılan ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmanın araştırma grubunu fiziksel aktiviteye katılan ve katılmayan 268 yetişkin birey oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Serbest Zaman Okuryazarlığı Ölçeği ve Serbest Zaman İlgilenimi Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda yetişkin bireylerin cinsiyet, medeni durum ve fiziksel aktiviteye katılım durumuna göre serbest zaman okuryazarlığı düzeyleri ile serbest zaman ilgilenim düzeylerinin farklılaştığı görülmüştür. Yanı sıra serbest zaman okuryazarlığı edinimi ile serbest zaman aktivitelerine katılımda belirleyici rol üstlenen ilgilenimin arasında pozitif yönde yüksek düzeyde bir ilişki olduğu ve serbest zaman okuryazarlığının tüm değişkenleri ile birlikte serbest zaman ilgileniminin anlamlı bir yordayıcısı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular ışığında bireylerin serbest zaman okuryazarlığı düzeylerinin temel düzeyden eylemsel düzeye geçebilmesi amacıyla bilgilendirme eğitimleri yapılması, bireylerin serbest zaman yönetimi bağlamında bilinçlendirilmesi ve serbest zaman aktivitelerinin çeşitlendirilerek farklı tercihlere hitap eden, olumlu serbest zaman deneyimleri yaşayabilecekleri amaçlı ve planlı etkinlikler düzenlenmesi önerilebilir.
Research Interests:
The aim of this study is to examine the relationship between women’s involvement in leisure time, leisure time satisfaction perceived freedon and to investigate the effects of these on women’s empowerment through a 12-week physical... more
The aim of this study is to examine the relationship between women’s involvement in leisure time, leisure time satisfaction perceived freedon and to investigate the effects of these on women’s empowerment through a 12-week physical activity program. In this context, the theoretical framework of the study is conceptual relations of empowerment, feminist pedagogy and self-determination theory. In terms of suitability for the purpose of the study, mixed method research was used based on pragmatist and transformational research paradigms and explanatory sequential design was used as research design. In the quantitative part of the study, pretest-posttest semi-experimental method was used and a 12-week pilates exercise was developed. In the qualitative part, phenomenology method was used. In the study, Leisure Involvement Scale (LIS), Leisure Satisfaction Scale (LSS) and Perceived Freedom in Leisure Scale (PFLS) were used as data collection instruments, while observation, field notes and individual interview techniques were used in the quantitative part. The participant group consists of three different groups. Data were collected from women who participated in fitness/pilates exercises (N=209) to test scale construct validity and from women who participated in fitness/pilates exercises (N=399) to form Structural Equation Model. Finally, data were collected from 21 women who formed the experimental group and who participated in 12-week pilates exercise. Quantitative data were transferred to online medium and analysed by using SPSS 20.00 and AMOS 16.00 programs. Confirmatory Factor Analysis (CFA) was used to test the construct validity of Freedom Perceived in Leisure Time (FPLT) scale for female participants. Cronbach’s Alpha coefficients were calculated to test the reliability level of the three scales used in the study. t-test for dependent variables was used to find out the effects of 12-week pilates exercise on women’s involvement, satisfaction and perceived freedom levels. Structural Equation Model (SEM) and correlation analysis methods were used to test the structural validity of the model within the scope of the research. Content analysis technique was used in the qualitative dimensions of the study. As a result of the study, the 10-item and single dimension structure of Perceived Freedom in Leisure Time for adult women was confirmed. Posttest scores of women who participated in 12-week pilates exercise program in all sub-dimensions of involvement, satisfaction and perceived freedom scales were found to be higher than pretest scores. It was concluded that leisure time involvement both had a direct effect on perceived freedom and an indirect effect on leisure time satisfaction as well as an indirect effect on leisure time satisfaction. When women’s empowerment experiences were examined, it was found that the exercise program implemented within the conceptual relations of empowerment had effects on psychological, physical, social and cultural empowerment and active life skills. Finally, it was concluded that increasing the interest of women in leisure time activities can contribute to their empowerment by increasing their perceived freedom or women who are satisfied as a result of increased involvement and their needs being met can feel themselves as free and empowered.Bu araştırmanın amacı 12 haftalık fiziksel aktivite programı ile kadınların serbest zaman ilgilenimi, serbest zaman doyumu ve özgürlük algıları arasındaki ilişkinin incelenerek bunların kadınların güçlenmesine etkisinin araştırılmasıdır. Bu bağlamda araştırmanın kuramsal çerçevesini güçlenmenin kavramsal ilişkileri, feminist pedagoji ve öz belirlenim kuramı oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına uyğunluğu bakımından pragmatist ve dönüşümsel araştırma paradigmaları temel alınarak karma yöntem araştırması kullanılmış ve araştırma deseni olarak açımlayıcı sıralı desen tercih edilmiştir. Araştırmanın nicel bölümünde ön test son test yarı deneysel yöntem kullanılmış ve araştırmacı tarafından 12 haftalık pilates egzersiz programı geliştirilmiştir. Nitel bölümde ise fenomenoloji yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak nicel bölümde Serbest Zaman İlgilenimi (SZİÖ), Serbest Zaman Doyumu (SZDÖ) ve Serbest Zamanda Algılanan Özgürlük (SZAÖÖ) ölçekleri kullanılmış, nitel bölümde ise gözlem, alan notları ve bireysel görüşme teknikleri kullanılmıştır. Araştırmada katılımcı grubu 3 ayrı gruptan oluşmaktadır. Ölçek yapı geçerliğinin test edilmesi amacıyla fitnes/pilates egzersizine katılan kadınlardan (n=209), Yapısal Eşitlik Modeli oluşturulması amacıyla fitnes/pilates egzersizine katılan kadınlardan (n=399) veriler toplanmıştır. Son olarak araştırmanın deney grubunu oluşturan ve 12 haftalık pilates egzersizine katılan 21 kadından veri toplanmıştır. Nicel veriler online ortama aktarılmış ve SPSS 20.00 ve AMOS 16.00 programları kullanılarak analiz edilmiştir. Serbest Zamanda Algılanan Özgürlük Ölçeği”nin (SZAÖÖ) kadın katılımcılar için…
Research Interests:
Bu makalenin amacı, kadın ve erkek sporcuların cinsel taciz algılarını ve deneyimlerini araştırmaktır. Araştırmaya farklı spor branşlarından 194 kadın ve 178 erkek sporcu katılmıştır. Araştırma verileri, cinsel taciz davranışı konusundaki... more
Bu makalenin amacı, kadın ve erkek sporcuların cinsel taciz algılarını ve deneyimlerini araştırmaktır. Araştırmaya farklı spor branşlarından 194 kadın ve 178 erkek sporcu katılmıştır. Araştırma verileri, cinsel taciz davranışı konusundaki farkındalıklarını, cinsel tacize maruz kalma durumlarını ve cinsel taciz önlemlerine yönelik görüşleri içeren sorulardan oluşan, araştırmacılar tarafından geliştirilen bir anket yoluyla toplanmıştır. Veriler betimleyici istatistiki yöntemler ve ki-kare ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre; kadın sporcuların cinsel taciz davranışı olarak tanımladıkları davranışların ilk sıralarında cinsel yaşam hakkında sorular sorulması (%76), vücudu ile ilgili cinsiyetçi şakalar (%66), övgü ya da yorum yapılması (%71) yer almıştır. Erkek sporcular ise; cinsel içerikli materyaller gösterilmesini (%70), tekrarlanan istenmeyen flört tekliflerini (%51) ve müstehcen bakışları (%72) cinsel taciz davranışları olarak algıladıklarını belirtmişlerdir. Erkek sporcuların %27’si soyunma odalarında cinsel tacize maruz kaldıklarını belirtirken, kadın sporcuların %26,3’ü spor alanlarında cinsel tacize maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Kadın sporcuların %24,2’si uyararak cinsel tacize tepki gösterdiklerini, %24’ü tepki göstermediklerini ifade ederken, erkek sporcuların %27’si cinsel tacizi şaka gibi algılayıp yok saydıklarını, %11,2’si fiziksel tepki gösterdiklerini ifade etmişlerdir. Çalışmanın bulguları genel olarak Türkiye’de kadın ve erkek sporcuların cinsel taciz deneyimleri olduğunu ortaya koymaktadır.
The aim of this study is to understand the perceptions and experiences of athletes about sexual harassment. 194 female and 178 male athletes from different sport branches (e.g. boxing, football, gymnastics, swimming, taekwondo, tennis, track and field, and volleyball) were participated in this study. The questionnaire which was developed by the researchers includes the questions about knowledge for the sexual harassment behaviors, experiences and views for the measures. Descriptive analysis and Chi-square analysis were applied to analyze data. The findings of the study showed that the most rated sexual harassment behaviors by female athletes were asking about your sexual life (76%), making compliments or comment about your body (71%) and making sexist jokes (66%). Whereas the most stated sexual harassment behaviors by male athletes were sending sexually-explicit materials (e.g., photo, email, SMS) (70%), repeated unwanted sexually suggestive glances (72%), and sensending flirting request message ( 51%). In addition, 27 per cent of male athletes reported that they exposed to sexual harassment mostly in the locker rooms whereas 26,3 per cent of female athletes reported that they exposed to sexual harassment mostly in sport areas. The most stated reactions to sexual harassment by sexually harassed female athletes were saying warnings words (24,2%), and showing no reaction (24%). However, the most stated reactions to sexual harassment by sexually harassed male athletes were ignore perceive joke (27%) and show physical response (11,2%). The overall findings of this study show that some female and male aathletes have experience sexual harassment in Turkey.
The aim of this study is to understand the perceptions and experiences of athletes about sexual harassment. 194 female and 178 male athletes from different sport branches (e.g. boxing, football, gymnastics, swimming, taekwondo, tennis, track and field, and volleyball) were participated in this study. The questionnaire which was developed by the researchers includes the questions about knowledge for the sexual harassment behaviors, experiences and views for the measures. Descriptive analysis and Chi-square analysis were applied to analyze data. The findings of the study showed that the most rated sexual harassment behaviors by female athletes were asking about your sexual life (76%), making compliments or comment about your body (71%) and making sexist jokes (66%). Whereas the most stated sexual harassment behaviors by male athletes were sending sexually-explicit materials (e.g., photo, email, SMS) (70%), repeated unwanted sexually suggestive glances (72%), and sensending flirting request message ( 51%). In addition, 27 per cent of male athletes reported that they exposed to sexual harassment mostly in the locker rooms whereas 26,3 per cent of female athletes reported that they exposed to sexual harassment mostly in sport areas. The most stated reactions to sexual harassment by sexually harassed female athletes were saying warnings words (24,2%), and showing no reaction (24%). However, the most stated reactions to sexual harassment by sexually harassed male athletes were ignore perceive joke (27%) and show physical response (11,2%). The overall findings of this study show that some female and male aathletes have experience sexual harassment in Turkey.
Research Interests:
The purpose of this paper was to reveal the factors that facilitates and constraints Turkish women's leisurely participation. The sample for this project consisted of 196 female (Mage = 27.96±8.44) fitness
Research Interests:
Bu araştırmada amacımız serbest zamanlarında fiziksel aktiviteye katılan kadınlar için serbest zamanın anlamını, kadınlar üzerinde bedenleri yoluyla kurulan iktidar ve öznelliğin olasılıkları bağlamında incelemektir. Araştırmanın amacı... more
Bu araştırmada amacımız serbest zamanlarında fiziksel aktiviteye katılan kadınlar için serbest zamanın anlamını, kadınlar üzerinde bedenleri yoluyla kurulan iktidar ve öznelliğin olasılıkları bağlamında incelemektir. Araştırmanın amacı bağlamında kadın bedeninin iktidar tarafından nasıl şekillendirildiğini incelemek amacıyla postyapısalcı feminizm, iktidarın serbest zaman ve beden yoluyla kurduğu baskıyı incelemek amacıyla ise Foucault (1980)'nun iktidar ve özne kavramları dayanak alınmıştır. Fenomenoloji deseninin kullanıldığı araştırmada serbest zamanlarında fiziksel aktiviteye katılan yaşları 24 ile 45 arasında değişen 7 kadınla yapılan bireysel görüşmeler ve fitness, yüzme, binicilik, bisiklet ve pilates gibi çeşitli fiziksel aktivite ortamlarında yapılan gözlemler yoluyla veriler toplanmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre fiziksel aktiviteye katılan kadınlar için serbest zaman gündelik yaşamın sorumluluklarının dışında kendilerine ayırabildikleri, özgürce değerlendirebildikleri, potansiyellerini kullanabildikleri, yeni şeyler öğrenebildikleri, kendilerini mutlu edebildikleri ve bedenlerini deneyimleyebildikleri zaman dilimidir Kadınların serbest zamana yüklediği anlamlar ve serbest zaman tercihleri her ne kadar öznel gibi görülse de iktidar tarafından şekillendirildiği anlaşılmaktadır. Bedenleriyle baş başa kalmaktan ve bedenini tanımaktan mutlu olduğunu, bedeninin sağlığını önemsediğini vurgulayan kadınlar diğer taraftan bedeninin güzel gözükmesini de önemsemekte ve diğer insanlar tarafından beğenilmek istemektedirler. Bununla birlikte medyada sıklıkla gördükleri ve popüler kişilerin yaptıkları aktiviteleri tercih etme eğilimindedirler. Kadın bedenine atfetilen özellikler ve medyada yaratılan ideal beden algısı serbest zamanın anlamını ve tercihini büyük ölçüde etkilemektedir. Sonuç olarak iktidarın serbest zaman alanında özneyi tamamen kendi seçimlerine bırakmadığı, öznenin seçimlerine yer açtığı ama aynı zamanda bu seçimleri sınırlayarak da varlığını devam ettirmeye çalıştığı görülmektedir.
Research Interests:
ÖZET Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerini fiziksel aktivitelere katılıma güdüleyen ve engelleyen faktörlerin belirlenmesidir. Betimsel araştırma modelindeki çalışmanın örneklem grubunu 255 erkek (Ortyaş = 21.97± 2.06) ve 307 kadın... more
ÖZET Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerini fiziksel aktivitelere katılıma güdüleyen ve engelleyen faktörlerin belirlenmesidir. Betimsel araştırma modelindeki çalışmanın örneklem grubunu 255 erkek (Ortyaş = 21.97± 2.06) ve 307 kadın (Ortyaş = 20.80± 1.70) üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Fiziksel aktivitelere katılımının önündeki algılanan engelleri belirlemek amacıyla Türkçeye uyarlaması Gürbüz, Öncü ve Emir (2012) tarafından yapılan " Boş Zaman Engelleri Ölçeği-18 (BZEÖ) " kullanılmıştır. Bireyleri fiziksel aktiviteye katılıma motive eden faktörleri belirlemek için ise Türkçe uyarlaması Aşçı ve diğ., (2012) tarafından yapılan " Fiziksel Aktivite ve Serbest Zaman Etkinliklerine Katılım Güdüsü Ölçeği " (FASZEKÖ) kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, tek faktörlü MANOVA, ANOVA ve değişkenlerarası ilişkilerin belirlenmesinde Pearson Correlation testleri kullanılmıştır. Ölçeklerin alt boyutlarının güvenirliklerini belirlemek için Cronbach Alpha iç tutarlık katsayıları hesaplanmıştır.MANOVA sonuçları, cinsiyet değişkeninin FASZEKÖ ve BZEÖ'nin alt boyutları üzerindeki temel etkisinin anlamlı olduğunu göstermektedir [p<0.05]. ANOVA sonuçlarına göre, cinsiyet değişkeni ana etkisi açısından FASZEKÖ'nin " Eğlence " ve BZEÖ'nin " Zaman " [p<0.05], alt boyut puanlarının anlamlı olarak farklılaştığı belirlenmiştir. Analiz sonuçları, katılım sıklığı değişkeninin çalışmada yer alan her iki ölçeğin alt boyutları üzerindeki temel etkisinin anlamlı olmadığını göstermektedir [p>0.05]. Yapılan ANOVA analizi sonuçlarına göre ise, FASZEKÖ'nin yalnızca " Ustalık " ve BZEÖ'nin " Zaman " alt boyutunda grupların ortalama puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir (p<0.05). Katılımcıların etkinliklere katılım sıklıkları arttıkça ortalama puanları da artmaktadır. Benzer şekilde, katılım şekli değişkenin her iki ölçeğin alt boyutları üzerindeki etkisinin anlamlı olmadığı (p>0.05) belirlenmiştir. Buna karşın, yapılan ANOVA analizine göre, FASZEKÖ'nin " Eğlence " ve BZEÖ'nin " Zaman " alt boyutlarında anlamlı farklılık olduğu görülmektedir (p<0.05). Her iki alt boyutta da etkinliklere aktif olarak katılan bireylerin ortalama puanları diğerlerinden daha yüksektir. Bununla birlikte, FASZEKÖ'nin alt boyutları ile BZEÖ'nin alt boyutları arasında pozitif yönde ve anlamlı ilişki olduğu bulunmuştur (p<0.05).Sonuç olarak, bireylerin fiziksel aktivitelere katılımlarını engelleyen en önemli faktörün " Tesis " , katılıma motive eden temel motivasyonun ise " Fiziksel Durum " olduğu söylenebilir.
Research Interests:
Bu araştırmanın amacı Türk halklarının dini, siyasi, sosyal ve ekonomik yapı ve yaşayışlarının her safhasında yer alan ve güreş yapmanın ibadet sayıldığı, güreş meydanının ise ibadet ve er meydanı olarak görüldüğü (Nadiem, 1968) güreş... more
Bu araştırmanın amacı Türk halklarının dini, siyasi, sosyal ve ekonomik yapı ve yaşayışlarının her safhasında yer alan ve güreş yapmanın ibadet sayıldığı, güreş meydanının ise ibadet ve er meydanı olarak görüldüğü (Nadiem, 1968) güreş alanında kadın güreşçilerin deneyimlerini ve sorunlarını toplumsal cinsiyet yaklaşımıyla analiz etmektir. Araştırmanın amacı bağlamında nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklem grubu ulusal ve uluslar arası alanda başarı kazanmış aktif olarak güreşe devam eden 15 kadın güreşçiden oluşmaktadır. Kadın güreşçilerle yapılan bireysel görüşmeler yoluyla elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Güreş alanındaki kadın güreşçilerin deneyimlerini ve sorunlarını incelerken toplumsal cinsiyeti " bir toplumsal yapı " ve " bir cinsiyet kategorisi için uygun görülen eylem " olarak tanımlayan sosyal inşacı toplumsal cinsiyet yaklaşımı dayanak alınmıştır (Connell, 1987; West ve Zimmerman, 1987). Araştırma bulgularına göre sporcu olmanın ötesinde erdemlilik ve kahramanlığı içinde barındıran onursal değerler biçilen pehlivanlığın ve Türklerin ata sporu olarak görülen güreşin baskın şekilde erkek hakimiyetinde olan toplumsal cinsiyetlendirilmiş bir alan olduğu görülmektedir. Kadın güreşçiler güreş alanında olduğu gibi güreş alanının dışında da bir takım söylemler ve pratiklerle ötekileştirilmekte ve alanın dışına itilmektedirler. Öte yandan kadın güreşçiler toplum tarafından kadına ve erkeğe atfedilen değerlerden kaynaklı bir takım sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Kadın güreşçilerin karşılaştığı toplumsal cinsiyet temelli en önemli sorun güreş sporunun cinsiyetlendirilmesi ve kadına uygun görülmemesidir. Bunun yanı sıra kadınlar güreş alanında bedensel güçlerinin aşağılanması, aile ve sosyal çevreleri tarafından güreş yapmaları konusunda desteklenmemeleri, medyada sıklıkla erkeklerin yer almaları kadınların güreş müsabakalarının medyada yer bulamaması gibi sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Kadınların spor ortamındaki bu gibi deneyimlerinin ve karşılaştıkları sorunların görünür kılınması yoluyla spor ortamının kadınlar için baskı aracı olmaktan çıkarılmasının sağlanabileceği düşünülmektedir.
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Bu araştırmanın amacı 12 haftalık fiziksel aktivite programı ile kadınların serbest zaman ilgilenimi, serbest zaman doyumu ve özgürlük algıları arasındaki ilişkinin incelenerek bunların kadınların güçlenmesine etkisinin araştırılmasıdır.... more
Bu araştırmanın amacı 12 haftalık fiziksel aktivite programı ile kadınların serbest zaman ilgilenimi, serbest zaman doyumu ve özgürlük algıları arasındaki ilişkinin incelenerek bunların kadınların güçlenmesine etkisinin araştırılmasıdır. Bu bağlamda araştırmanın kuramsal çerçevesini güçlenmenin kavramsal ilişkileri, feminist pedagoji ve öz belirlenim kuramı oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına uyğunluğu bakımından pragmatist ve dönüşümsel araştırma paradigmaları temel alınarak karma yöntem araştırması kullanılmış ve araştırma deseni olarak açımlayıcı sıralı desen tercih edilmiştir. Araştırmanın nicel bölümünde ön test son test yarı deneysel yöntem kullanılmış ve araştırmacı tarafından 12 haftalık pilates egzersiz programı geliştirilmiştir. Nitel bölümde ise fenomenoloji yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak nicel bölümde Serbest Zaman İlgilenimi (SZİÖ), Serbest Zaman Doyumu (SZDÖ) ve Serbest Zamanda Algılanan Özgürlük (SZAÖÖ) ölçekleri kullanılmış, nitel bölümde ise gözlem, alan notları ve bireysel görüşme teknikleri kullanılmıştır. Araştırmada katılımcı grubu 3 ayrı gruptan oluşmaktadır. Ölçek yapı geçerliğinin test edilmesi amacıyla fitnes/pilates egzersizine katılan kadınlardan (n=209), Yapısal Eşitlik Modeli oluşturulması amacıyla fitnes/pilates egzersizine katılan kadınlardan (n=399) veriler toplanmıştır. Son olarak araştırmanın deney grubunu oluşturan ve 12 haftalık pilates egzersizine katılan 21 kadından veri toplanmıştır. Nicel veriler online ortama aktarılmış ve SPSS 20.00 ve AMOS 16.00 programları kullanılarak analiz edilmiştir. Serbest Zamanda Algılanan Özgürlük Ölçeği”nin (SZAÖÖ) kadın katılımcılar için yapı geçerliğini test etmek için Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan üç ölçeğin güvenirlik düzeyini test etmek için Cronbach’s Alfa katsayıları hesaplanmıştır. 12 hafta boyunca uygulanan pilates programının kadın katılımcıların ilgilenim, doyum ve algılanan özgürlük düzeylerine etkisini belirlemek için bağımlı örneklemler için t-testi test tekniği kullanılmıştır. Ayrıca araştırma kapsamında modelin yapısal geçerliğini test etmek için Yapısal Eşitlik Modeli (YEM) ve korelasyon analizi yöntemleri kullanılmıştır. Araştırmanın nitel boyutunda ise içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda Serbest Zamanda Algılanan Özgürlük Ölçeğinin yetişkin kadınlar için 10 madde ve tek boyutlu yapısı doğrulanmıştır. 12 haftalık pilates egzersiz programına katılan kadınların ilgilenim, doyum ve algılanan özgürlük ölçeklerinin tüm alt boyutlarındaki son test puanları-ön test puanlarına göre daha yüksek bulunmuştur. Serbest zaman ilgileniminin hem algılanan özgürlük üzerinde doğrudan etkisinin olduğu hem de serbest zaman doyumu üzerinden dolaylı etkisi olduğu, bunun yanı sıra serbest zaman doyumu üzerine de doğrudan etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kadınların güçlenme deneyimleri incelendiğinde güçlenmenin kavramsal ilişkileri bağlamında yapılan egzersiz programının psikolojik, fiziksel, sosyal, kültürel güçlenme ve aktif yaşam becerisi üzerinde etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca kadınların serbest zaman aktivitelerine ilgilerinin arttırılmasının özgürlük algılarını yükselterek güçlenmelerine katkı sağlayabileceği veya ilgilenimlerinin arttırılıp ihtiyaçlarının karşılanmasıyla doyuma ulaşan kadınların kendilerini özgür ve güçlenmiş hissedebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Research Interests:
The purpose of this study was to examine university students’ perceptions of leisure constraints and to compare these with regard to some demographic variables. The sample of this study was 650 (413 female and 237 male) university... more
The purpose of this study was to examine university students’ perceptions of leisure
constraints and to compare these with regard to some demographic variables. The sample
of this study was 650 (413 female and 237 male) university students from different
universities in 2011-2012 Spring Semester. In this study, Leisure Constraints
Questionnaire-18 (Gürbüz et al., 2012) was used as a data collection tool. In Order to
demonstrate whether there were significant differences between the scores of some
independent variable acquired from the scale, t and One-Way Anova tests were processed.
The findings of the study showed that there were significant differences between university
students’ perceptions of leisure constraints and some demographic variables which were
gender, university, economic level and the state of being interested in any sport branches in
the past. // Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin boş zamanlarında rekreatif
etkinliklere katılamamalarının önündeki algılanan engelleri belirlemek; bu engellerin bazı
bağımsız değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymaktır. Çalışmaya
2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı bahar yarıyılında farklı üniversitelerde öğrenim gören
413’ü kadın ve 237’si erkek olmak üzere toplam 650 üniversite öğrencisi katılmıştır.
Araştırmada veri toplama aracı olarak Boş Zaman Engelleri Ölçeği-18 (Gürbüz ve
diğerleri, 2012) kullanılmıştır. Akademisyenlerin boş zaman engel algılarının bağımsız
değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek için bağımsız gruplar için t
ve tek yönlü varyans analizi (Anova) testleri yapılmıştır. Araştırma sonuçları üniversite
öğrencilerinin boş zaman engel algıları ile cinsiyet, öğrenim gördükleri üniversite, gelir
durumu ve geçmişte herhangi bir spor dalı ile ilgilenme durumu değişkenleri arasında
anlamlı farklılıklar olduğunu göstermiştir.
constraints and to compare these with regard to some demographic variables. The sample
of this study was 650 (413 female and 237 male) university students from different
universities in 2011-2012 Spring Semester. In this study, Leisure Constraints
Questionnaire-18 (Gürbüz et al., 2012) was used as a data collection tool. In Order to
demonstrate whether there were significant differences between the scores of some
independent variable acquired from the scale, t and One-Way Anova tests were processed.
The findings of the study showed that there were significant differences between university
students’ perceptions of leisure constraints and some demographic variables which were
gender, university, economic level and the state of being interested in any sport branches in
the past. // Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin boş zamanlarında rekreatif
etkinliklere katılamamalarının önündeki algılanan engelleri belirlemek; bu engellerin bazı
bağımsız değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymaktır. Çalışmaya
2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı bahar yarıyılında farklı üniversitelerde öğrenim gören
413’ü kadın ve 237’si erkek olmak üzere toplam 650 üniversite öğrencisi katılmıştır.
Araştırmada veri toplama aracı olarak Boş Zaman Engelleri Ölçeği-18 (Gürbüz ve
diğerleri, 2012) kullanılmıştır. Akademisyenlerin boş zaman engel algılarının bağımsız
değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek için bağımsız gruplar için t
ve tek yönlü varyans analizi (Anova) testleri yapılmıştır. Araştırma sonuçları üniversite
öğrencilerinin boş zaman engel algıları ile cinsiyet, öğrenim gördükleri üniversite, gelir
durumu ve geçmişte herhangi bir spor dalı ile ilgilenme durumu değişkenleri arasında
anlamlı farklılıklar olduğunu göstermiştir.
Research Interests:
ÖZET Bu çalışmanın amacı bireylerin serbest zaman etkinliklerine katılımını sınırlayan ya da engelleyen faktörlerin değerlendirilmesi için geliştirilen ölçeğin (kısa form) psikometrik özelliklerini incelemektir. Boş Zaman Engelleri Ölçeği... more
ÖZET Bu çalışmanın amacı bireylerin serbest zaman etkinliklerine katılımını sınırlayan ya da engelleyen faktörlerin değerlendirilmesi için geliştirilen ölçeğin (kısa form) psikometrik özelliklerini incelemektir. Boş Zaman Engelleri Ölçeği (BZEÖ) ilk olarak Alexandris ve Carrol (1997) tarafından geliştirilmiş ve Türk kültürüne adaptasyonu Karaküçük ve Gürbüz (2006) tarafından yapılmıştır. BZEÖ'nin Türkçe formu 6 faktör ve 27 maddeden oluşmaktadır. Çalışmaya Türkiye'nin farklı üniversitelerinden 294 kadın ve 256 erkek toplam 550 öğrenci katılmıştır. Ölçeğin Türkçe kısa formunun yapı geçerliğini test etmek amacıyla Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) yapılmıştır. DFA sonuçları, ölçeğin kısa formunun (BZEÖ-KF) 6 faktörlü ve 18 maddeden oluştuğunu ve sınanan modelin oldukça uyum indekslerine sahip olduğunu göstermiştir. Ölçeğin 18 maddelik yapısı için madde faktör yük değerleri 0,49 ile 0,89 arasında değişmektedir. Ölçeğin iç tutarlılık katsayıları α = 0,65 (zaman) ile α = 0,86 (bilgi eksikliği) arasında değişmekte olup elde edilen değerler kabul edilebilir düzeydedir. Sonuç olarak, BZEÖ-KF bireylerin serbest zaman etkinliklerine katılımlarını engelleyen faktörlerin belirlemede kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracıdır. ABSTRACT The current study was conducted to examine the psychometric properties of an instrument (short form) developed to assess limiting or constraining factors to participate in leisure. The Leisure Constraints Questionnaire (LCQ) was firstly developed by Alexandris and Carroll (1997) and adapted to Turkish culture by Karaküçük and Gürbüz (2006). The long form of T-LCQ consisted of 6 factors and totally 27 items. A total of 550 participants including 294 female and 256 male university students from different universities in Turkey participated in the study. Confirmatory Factor Analysis was performed to test the construct validity of short form of the scale. DFA results illustrated significant goodness of fit statistics for the short form of LCQ-SF which consisted of 6 factors and 18 items. Factor loadings of the 18 items ranged from 0.49 to 0.89. The internal consistency of the factors was acceptable and ranged from α = 0.65 (time) to α = 0.86 (lack of knowledge). It can be concluded that the LCQ-SF is a reliable and valid instrument to assess the constraining factors for Turkish individuals' participating in leisure.
Research Interests:
Research Interests:
Biyolojik cinsiyet ile toplumsal cinsiyet her ne kadar birbirinden farklı anlamlar içeren kavramlar olsa da toplumsal cinsiyetin, cinsiyet rollerinin, normların, söylemlerin, eşitsizliklerin dayandırıldığı en temel gerekçe biyolojik... more
Biyolojik cinsiyet ile toplumsal cinsiyet her ne kadar birbirinden farklı
anlamlar içeren kavramlar olsa da toplumsal cinsiyetin, cinsiyet rollerinin,
normların, söylemlerin, eşitsizliklerin dayandırıldığı en temel gerekçe biyolojik cinsiyettir. Spor alanı bedeni kendine özne edinmiş bir alan olarak toplumsal cinsiyet ağının sürdürülebilirliğinin en yoğun yaşandığı alanlardan biridir. Sporculardan antrenörlere, hakemlerden yöneticilere, medyadan politikalara kadar toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri yaşatılmakta ve uzun yıllardır spor alanının temel sorunlarından biri olarak süregelmektedir. Dayatılan her yeni fırsat eşitsizliği toplumsal cinsiyet normlarının yeniden üretilmesine yol açmaktadır. Alanda yaşanan birçok ikincilleştirme ve değersizleştirmeye rağmen kadınlar spor alanında giderek artan sayılarıyla ve başarılarıyla var olmaya, alanın sahipleri olmaya devam etmektedirler. Uluslararası alanda geliştirilen ve uygulanan spor politikaları, bu alanda henüz gelişmekte olan ülkemiz için örnek strateji ve politika belgeleri olarak sporda fırsat eşitliğinin sağlandığı spor politikalarının geliştirilip uygulanmasına ışık tutacaktır. Her ne kadar beklentileri karşılayacak noktada olmasa da kadın sporcular, hakemler,
antrenörler, yöneticiler başarılarıyla, dernek ve sivil toplum kuruluşları da
verdikleri sporda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadeleleriyle alanın erkek
egemen yapısını eşitlikçi bir alana dönüştürecektir.
anlamlar içeren kavramlar olsa da toplumsal cinsiyetin, cinsiyet rollerinin,
normların, söylemlerin, eşitsizliklerin dayandırıldığı en temel gerekçe biyolojik cinsiyettir. Spor alanı bedeni kendine özne edinmiş bir alan olarak toplumsal cinsiyet ağının sürdürülebilirliğinin en yoğun yaşandığı alanlardan biridir. Sporculardan antrenörlere, hakemlerden yöneticilere, medyadan politikalara kadar toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri yaşatılmakta ve uzun yıllardır spor alanının temel sorunlarından biri olarak süregelmektedir. Dayatılan her yeni fırsat eşitsizliği toplumsal cinsiyet normlarının yeniden üretilmesine yol açmaktadır. Alanda yaşanan birçok ikincilleştirme ve değersizleştirmeye rağmen kadınlar spor alanında giderek artan sayılarıyla ve başarılarıyla var olmaya, alanın sahipleri olmaya devam etmektedirler. Uluslararası alanda geliştirilen ve uygulanan spor politikaları, bu alanda henüz gelişmekte olan ülkemiz için örnek strateji ve politika belgeleri olarak sporda fırsat eşitliğinin sağlandığı spor politikalarının geliştirilip uygulanmasına ışık tutacaktır. Her ne kadar beklentileri karşılayacak noktada olmasa da kadın sporcular, hakemler,
antrenörler, yöneticiler başarılarıyla, dernek ve sivil toplum kuruluşları da
verdikleri sporda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadeleleriyle alanın erkek
egemen yapısını eşitlikçi bir alana dönüştürecektir.