EGE UNIVERSITY FACULTY OF FINE ARTS DESIGN AND ARCHITECTURE INTERNATIONAL DESIGN & CINEMA SYMPOSIUM 17-18 June 2021 ABSTRACT BOOK, ss:43 BELGESEL FİLM ANLATISI BAĞLAMINDA NAKKAŞ LEVNİ’NİN HALİÇ’TE GECE GÖSTERİLERİ KONULU...
moreEGE UNIVERSITY
FACULTY OF FINE ARTS DESIGN AND ARCHITECTURE
INTERNATIONAL DESIGN & CINEMA SYMPOSIUM
17-18 June 2021
ABSTRACT BOOK, ss:43
BELGESEL FİLM ANLATISI BAĞLAMINDA NAKKAŞ LEVNİ’NİN HALİÇ’TE GECE GÖSTERİLERİ KONULU MİNYATÜRLERİNİN KOMPOZİSYON TASARIMI AÇISINDAN İNCELENMESİ
Belgesel sinemanın kendine özgü bir sinematografik dili ve tasarımı bulunmaktadır. Bir sanat dalı olarak belgesel sinemanın ana gayesi insanlara bilgiyle birlikte duyguyu da aktarmaktır. Belgesel sinemada söylem oluşturma sürecinde yazılı kaynakların büyük öneme sahip olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda tarih yazımının görselleştirilmesinde büyük öneme sahip olan minyatür sanatı, yazılı metnin ve konuya göre gerçek olayların; zaman, mekân, karakterler ve söylem gibi pek çok açıdan kayıt altına alınmasını sağlamaktadır. Bu çalışmada Osmanlı döneminde 18. yüzyıla damgasını vuran Lale Devri’ni konu alan belgesel anlatısında, tasarımın oluşturulma sürecine minyatür sanatının nasıl kaynaklık edebileceği, Osmanlı Padişahı III. Ahmed (1703-1730)’in dört şehzadesi için düzenlenen 18 Eylül 1720 tarihinde başlayan ve 15 gün boyunca süren sünnet şenliğini anlatan ‘Surname-i Vehbi’ (Şenlik Kitabı) yazma eseri üzerinden incelenerek aktarılmıştır. Bu kapsamda incelenebilecek en seçkin örneklerin başında gelen eser, sadece sünnet şenliğini anlatmakla kalmamış Lale Devrinin en önemli yazılı ve resimli tanığı olarak günümüze ulaşmıştır. Topkapı Sarayı Müzesi’nde (A.3593) muhafaza edilen yazmada, Osmanlı saray şenliği 137 minyatür ve açıklayıcı metin ile kronolojik olarak kayıt altına alınmıştır. Eserin metnini dönemin saray şairi Vehbi (Ö.1736) yazmış, minyatürlerini dönemin saray baş nakkaşı Abdül Celil Çelebi (Levnî) (Ö.1733) yapmıştır. Nakkaş Levnî eserde alaylar, ziyafetler ve Haliç’te gece gösterileri olarak üç ayrı gurupta minyatür kompozisyonları yaratmıştır. Bu çalışmanın örneklemini ‘Haliç’te Gece Gösterileri’ konusunda yapılmış olan dört çift sayfa minyatür tasarımı oluşturmaktadır. Bu çalışmada amaç belgesel film anlatısı söylemini oluşturmada tarihsel yazın kaynağı olarak önemli yere sahip olan minyatürleri; metin ile minyatür arasındaki söylem ilişkisi, sahne düzeni, sahnede yer alan figürler, figürlerdeki hiyerarşik sıralama ve kullanılan renkler gibi farklı açılardan ele alarak görsel söylemi okumak üzerine bir çözümleme yapmaktır. Çalışmanın sonucunda her kompozisyonun gerçek tarihi akışında, gerçek olay ve kişilere sadık kalarak minyatürün kurallarına uygun şekilde, nakkaşın kendine özgü tasarım üslubuyla yaratılmış olduğu görülmüştür. Belgesel sinemanın anlatım tarzına uygun şekilde minyatür tasarımlarında da ana karakterler daha büyük resmedilerek kompozisyonun merkezinde konumlandırılmıştır. Levnî resimlerinde figürlerin kıyafetleri, aksesuarları, dekordaki diğer eşyalar ve diğer yan figürlerde gerçekte tercih edildiği gibi kırmızı, sarı, yeşil, turuncu gibi sıcak renkleri tercih etmiştir. Gerek kıyafet tasarımı gerekse mekân kurgusunda aslına sadık kalarak minyatürün belgeselci gücünü sonuna kadar kullanmıştır. Bu bağlamda belgesel sinemanın söylemini oluşturduğu gibi dönemin belgeleme tarzı minyatür sanatının da önemli bir yere sahip olduğunu söylemek, oldukça anlamlı bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Anahtar Sözcükler: Minyatür, Levnî, Surname-i Vehbi, Belgesel Sinema Söylemi, Lale Devri.