Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
DİL, HAFIZA ve DERGİ
DİL, HAFIZA ve DERGİ2018 •
Kıymetli okuyucularımız, Yeni bir kitapla karşınızdayız. Farklı anabilim dallarına ait konuları irdeleyen bu kitapta üç farklı konu çerçevesinde toplam üç makale yer almaktadır. Birinci makale, Dr. Berna Karagözoğlu ile Gülmira Moldosultanova'nın beraber hazırladığı Kırgız Türkçesinde Farsça Sözcüklerin Kullanımı başlıklı makalesidir. Kırgızcaya Arapça ve Farsça kelimelerin girmesi, Kırgızların Tanrı Dağlarına yerleştikleri dönemle başlamaktadır. Özellikle XVI. asırdaki halk kitleleri arasındaki coğrafî yakınlık, kültürel yakınlığı ve İran dillerinden kelimelerin Kırgızcaya etkin bir şekilde girmesini beraberinde getirmiştir. Kırgızların Taciklerle yakın bir etkileşim içinde olması, Kırgızcada Farsça sözcüklerin artmasının bir başka nedenidir. Okuma yazma bilenlerin Farsça kitaplar okuması, Soğdca ve Toharcadan kelimelerin bölgede sıkça kullanılıyor olması, Farsça kelimelerin Kırgızcada çok görülmesinin bir başka sebebi olarak belirtilmiştir. Ayrıca bu sonuçta Kırgızların İslâm'a girmesi de ciddi manada etkili olmuştur. Böylece Arapça ve Farsça kelimelerin Kırgızcaya girişi hızlanmıştır. Makalenin yazarları, bu çalışma için Kuzmic Konstantin Yudahin’in Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanan Kırgız Sözlüğü adlı eserini tarayıp elde ettikleri örnekleri tablo halinde sunmuşlardır. Bunun yanında Kırgız diline has ses olaylarını bu dile Arapça ve Farsçadan geçen unsurlarda görmek de mümkündür. Damak ve dudak uyumu, ünlü kalınlaşması, ünlü daralması, ünlü türemesi, ünlü düşmesi, ünlü incelmesi, ünsüz düşmesi, ünsüz değişmesi, ünsüz türemesi, ses grubu türemesi, ses grubu düşmesi, iki kelimenin birleşmesi gibi ses olayları, çalışmada Arapça ve Farsçadan geçen unsurlardan örnekler verilerek izah edilmiştir. Makalenin sonuç kısmında "İslâmiyet’in kabulüyle birlikte Kırgızcaya ve Türkçeye pek çok Arapça sözcük girmiştir. Tarih boyunca Kırgızların yaşadığı bölgede kullanılan dillerdeki Arapça ve Farsça sözcüklerin varlığı, bu dilleri konuşan milletleri kültürel yönden birbirine yaklaştırmıştır. Bu yaklaşım sonucunda sözcüklerin farklı dillerde bazen gerçek anlamında bazen de gerçek anlamı dışında kullanıldığı ve asırlar sonrasında dahi sözcüklerin hâlâ revaçta olduğu ve kullanıldığı gözlemlenmiştir. Bunun için Yudahin’in sözlüğü incelenmiştir." ifadelerine yer verilmiştir. Elinizdeki bu kitabın bir diğer makalesi Nurullah Aykaç'ın Kelime Hazinesinin Eğitimdeki Yeri ve Kelime Hazinesini Geliştirmek İçin Kullanılabilecek Bazı Yöntem ve Teknikler adlı makalesidir. Bu çalışmada kelime hazinesinin tanımı, önemi, günlük hayattaki yeri açıklanmış, geliştirilmesi için öneriler/teknikler sunulmuştur. Özellikle Türkçe ders kitaplarının yetersiz olmasından dolayı kelime hazinesini zenginleştirmek için farklı uygulamalar tavsiye edilmiştir. Kelimelerin kalıcı olarak öğrencilere öğretilmesi için "her öğrenciye yeni öğrendiği kelimeler için bir sözlük hazırlatmak, sözlük kullanımını teşvik etmek, günlük hayatta sıkça karşılaşılan kelimeleri öncelikle öğretmek, kelimeleri öncelikle jest ve mimiklerle anlatmaya çalışmak; iş, oluş ve hareket bildiren kelimelerin eylemini uygulamalı olarak izah etmek, ilköğretimin birinci kademesinde kelimeleri zıt anlamlarıyla vermek, ikinci kademeden itibaren kelimeleri eş anlamlarıyla beraber vermek, kitaplarda daha önce öğretilen kelimelerin ilerleyen derslerde tekrarını sağlamak, düzeye uygun kitaplarla az kullanılan kelimeleri pekiştirmek, yeni öğretilen kelimeler için ana dille ilgili ders kitaplarını kare bulmacalar, şans oyunları gibi oyunlarla zenginleştirmek, yazılı ve sözlü anlatım çalışmalarıyla öğrencinin bir şeyler üretmesini sağlamak" gibi tavsiyeler sunulmuştur. Makalede kelime hazinesini zenginleştirmek için kullanılabilecek belli başlı yöntem ve teknikler arasında okuma, dinleme, kelime defteri oluşturma, gösteri, otuz kelime üzerine on artı, sözlük kullanma, serbest çağrışım, sadeleştirme, çağrışım akıcılığı, ses veya görüntü kaydı yapma, zıtları bulma, şema hazırlama, bulmaca, drama, sözcük oyunları, dikte yaptırma, cümle tamamlama, inceleme ve düzeltme, konuşma ve yazma yöntemleri zikredilmiş, çalışmada bu yöntemlerin tanımları, etkileri, faydaları, avantajları üzerinde durulmuştur. Sonuç kısmındaki "Anne karnından başlayıp aile ortamında gelişmeye başlayan kelime hazinesi, sosyal çevre ve genel olarak eğitim sürecinde şekillenir ve yaşam boyu gelişimini sürdürür. Ailenin, sosyal çevrenin, eğitim sürecinin katkıları ve öğrencinin kitap okuma gibi kişisel çabaları, kelime hazinesini zenginleştirmek için bazen yeterli olmayabilir. Bu nedenle çalışmada değinilen yöntem ve tekniklerin uygulanması ile daha verimli sonuçların elde edileceği düşünülmektedir." ifadeleri, bu yöntem ve tekniklerin kullanılmasıyla beraber aslında bireyin/öğrencinin daha ileri düzeyde bir kelime hazinesine sahip olacağına işaret etmektedir. Kitabımızın bir diğer önemli makalesi de Dr. Osman Vedüd Eşidir ile Dr. Gökhan Bak'ın beraber hazırladığı Türkiye’de Kurumsal Dergiciliğin Örneklerinden Basın Hayatı Dergisinin İncelenmesi adlı çalışmadır. Buna göre son yıllarda kurumsal dergilerin sayısı artmıştır. Ancak bu dergilerin kalitesi tartışmaya açıktır. Kavramsal olarak derginin tanımı yapılmış ve akabinde dergi çeşitlerine yer verilmiştir. Buna göre yayıncılık dünyasında beş türde dergi yayınlanmaktadır. Bunlardan biri olan kurum dergileri de kurum içi ve dışı olmak üzere iki kısımda incelenmiştir. Bu dergiler, "Kurum içi dergileri; eğitmek, bilgilendirmek, çalışanlarla iletişim kurmak, verimliliği ve motivasyonu artırmak amacıyla çıkarılırlar. Kurum dışı dergileri ise, hizmet, fikir ya da ürünü satmak ve ilgili kurumun prestijini yükseltmek amacıyla çıkarılırlar." şeklinde tanımlanmıştır. Yukarıda bahsedilen tanımların yanında elektronik medyanın vardığı ya da gittiği noktaya işaret edilmiş, Schlapp'a atıf yapılarak her şeye rağmen basılı olan gazetenin radyo ve televizyona göre en entelektüel iletişim aracı olduğu belirtilmiştir. Bu temel düşünceye rağmen geleneksel yayın ya da dergicilik, yerini dijital dergiciliğe bırakmaktadır. Fakat bu yeni süreçte dünya başka bir yere doğru giderken medya sektörünü ellerinde tutan ve mesleği gazeteci olmayan patronlar da ellerinde tuttukları aygıtları ticarî işletmeler haline getirmişler ve daha fazla kâr elde etmenin yollarını aramışlardır. Dergiler, gazetelere göre daha hızlı bir şekilde dijitalleşmiştir. Öyle ki, sadece dijital olarak yayın hayatına başlayıp bu şekilde devam eden dergiler de söz konusudur. Bütün bu değişim dönüşüm aslında dünyanın içinden geçtiği yeni siyasal ve ekonomik süreçle yakından ilişkilidir. Türkçe dergiciliğin kısaca tarihine de değinilen makalede ilk Türkçe derginin 1849-1851 yıllarında 28 sayı yayınlanan Vakâyi-i Tıbbiye adlı dergi olduğu belirtilmiştir. Bundan başka Mecmûa-i Fünûn'dan Mecmûa-i İber-i İntibâh'a; Âyîne-i Vatan'dan Dağarcık, Kırk Anbar, Keşkül dergilerine; Mecmûa-i Ebüzziyâ, Hafta, Rehber-i Fünûn dergilerinden Servet-i Fünûn, Sırât-ı Mustakîm, Sebîlü'r-reşâd, İslâm Mecmûası, Cerîde-i İlmiye ve Mahfil dergilerine kadar birçok dergi ismi zikredilmiştir. Yazarlar, XIX. asırda Almanya'da yayıncılık alanında kullanılan bir kavrama da işaret etmişlerdir. Bu kavrama ‘Generalanzeiger’ denmektedir. Bu türdeki yayın organları "gazeteler hiçbir partiye mensup değillerdir, politik tartışmaların dışında kalırlar, halk yığınlarına sadece eğlenceli yazılar, tefrikalar, heyecanlı havadisler vermekle yetinirler; bunlar daha çok ilân ve reklamlarla yaşayan tipik burjuva mevkuteleridir" olarak tanımlanmıştır. Devamında Türkiye'de yayıncılıkta teknik işletmecilik açısından rasyonelleştirme önlemleri ya da maliyetleri düşürme önlemlerinin eksik olduğu vurgulanmıştır. Bunun yanında ülkemizde basının siyasî iktidarlar karşısında hep güçsüz kaldığı, okuyucuya dayanamadığı, herhangi bir toplumsal sınıf ya da gruba yaslanamadığı, her dönemde devlet olanaklarını elinde tutan kesimle uzlaşmak zorunda kaldığı çarpıcı bir şekilde belirtilmiştir. Bu kitabı eline alan ilgili bir okuyucu, bir taraftan dillerin çok kompleks yapılara sahip olduğunu ve zaman içinde hiç tahmin edilemeyecek derecede birbirinden kelime, ek, anlam vs. alıp vermede etkilendiğini öte taraftan eğitimde özellikle başlangıç seviyesindeki öğrencilerin kelime hazinelerinin geliştirilmesi için hangi yol, yöntem ve ideal örnekliklerin takip edilmesi gerektiğini görecektir. Ayrıca kaliteli, kitlelere hitap eden, okuyucuyu peşinden sürükleyen süreli yayıncılığın, ne tür aşamalardan ve gerçekten çok yoğun, dikkatli ve titiz çalışmaların neticesinde ortaya çıktığına söz konusu örnek üzerinden şahitlik edecektir. Dil çalışmalarından dergiciliğe kadar çok geniş bir yelpazede hazırlanmış olan bu eserin sonunda Özel İsimler Dizinine yer verilmiştir. Bundan daha spesifik okumalar yapan ilgili okuyucunun rahatlıkla eserden faydalanması amaçlanmıştır. Her bölümün sonunda yer alan kaynaklar, eserin sonunda ayrıca toplu olarak verilmiştir. Bu eserin metinlerini hazırlarken araştıran, emek sarf eden, yorulan kıymetli yazar arkadaşlarım Dr. Berna Karagözoğlu, Gülmira Moldosultanova, Nurullah Aykaç, Dr. Osman Vedüd Eşidir, Dr. Gökhan Bak'a; kitabın hazırlanmasında çabalarını esirgemeyen saygın bir akademisyen dostu Sefa Salih Bildirici'ye; yayınlanması için hummalı bir çalışma ve organizasyona imza atan İksad Yayınevi çalışanlarına sonsuz teşekkürlerimi sunarken eserin okuyucuya faydalı olmasını Cenabı Allah'tan niyaz dilerim. EDİTÖR Dr. Adnan OKTAY
Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi
DİVAN ŞİİRİNDE KARGA2011 •
ÖZET Siyah rengi, çirkin sesi ve uğursuz addedilen varlığı ile folklardan edebiyata, inanışlardan âdetlere kadar pek çok alana konu olan karga divan şiirinde de çeşitli benzetme, hayal ve tasavvurlara mevzu olmuştur. Bu makalede tespit edilen beyit örneklerinden yola çıkılarak, divan şairlerinin kargaya yükledikleri sıfatlar, çeşitli sıfat ve özellikleri ile ilgili yapılan benzetmeler, kargayla ilgili divan şiirine yansımış âdet ve inanışlar, atasözü ve deyimler ile karganın divan şiirinde kullanımı üzerinde durulmuş ve böylece bu kuşun klasik şiirdeki rolü ve divan şairlerinin karga algısı ortaya konulmaya çalışılmıştır.
2022 •
Österreichisches Archäologisches Institut Jahresbericht | Austrian Archaeological Institute Annual Report
Mensch-Umwelt-Verhältnis in historischen Gesellschaften | Environment and Human Impact in Historical Societies2023 •
arXiv (Cornell University)
A PhD Student's Perspective on Research in NLP in the Era of Very Large Language Models2023 •
Making Flour the German Way in Roman Britain: Distribution, use and deposition of imported lava quernstones and millstones
Extract from 'Making Flour the German Way in Roman Britain'.2023 •
2018 •
The American Journal of Clinical Nutrition
Folate and long-chain polyunsaturated fatty acid supplementation during pregnancy has long-term effects on the attention system of 8.5-y-old offspring: a randomized controlled trial2016 •
Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi
Futbol Hakemlerinin Benlik Saygıları ve Algılanan Stres Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi (Düzce İli Örneği)2020 •
2023 •
International journal of psychology and psychological therapy
Using Arbitrary Stimuli to Teach Say-Do Correspondence to Children with Autism2017 •