T.C.
KARABÜK ÜNİVERSİTESİ
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
OTOMOTİV MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ
UÇAN OTOMOBİLLER
Bitirme Tezi
Abidin GÜN
2014010214081
Tez Danışmanı
Prof.Dr. M. Bahattin ÇELİK
Mayıs-2020
ii
T.C.
KARABÜK ÜNİVERSİTESİ
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
OTOMOTİV MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ’NDE BİTİRME TEZİ
OLARAK HAZIRLANMIŞTIR.
UÇAN OTOMOBİLLER
Abidin GÜN
2014010214081
Tez Danışmanı
Prof. Dr. M. Bahattin ÇELİK
Mayıs-2020
iii
KABUL VE ONAY
Abidin GÜN tarafından hazırlanan “UÇAN OTOMOBİLLER” başlıklı bu tezin
Bitirme Tezi olarak uygun olduğunu onaylıyorum.
Prof. Dr. M. Bahattin ÇELİK
Tez Danışmanı
…………………………..
Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği ile Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
Otomotiv Mühendisliği Programında Bitirme Tezi olarak kabul edilmiştir.
…/…/2020
Ünvanı, Adı SOYADI (Kurumu)
İmzası
Başkan: ……………………………….…………………………..(KBÜ)
.……………….
Üye:……………………………….………………………………. (KBÜ)
…………………
Üye:………………………………..……………………………… (KBÜ)
…………………
..… /.… /2020
KBÜ Mühendislik Fakültesi Yönetim Kurulu, bu tez ile Lisans derecesini
onamıştır.
iv
TEŞEKKÜR
Çalışmamın planlanmasında, araştırılmasında, yürütülmesinde ve oluşumunda ilgi ve
desteğini esirgemeyen tez danışmanım Sayın ÇELİK hocama ve bu yıl vefat eden
rahmetli Prof. Dr. Bülent ÖZDALYAN hocama şükran borçluyum.
v
ÖNSÖZ
17 Aralık 1903’te Wright kardeşler tarafından yapılan ilk uçak ve 1885 yılında
Mercedes Benz tarafından ilk motorlu taşıt (otomobil) patenti alınmasından sonra bu
iki ayrı sektörde farklı tasarım ve yenilikler günümüze kadar süregelmiştir. Bugünün
uçak ve otomobil teknoloji ve mantalitesi özellikle ikinci cihan harbi sonrasında ki
soğuk savaş yıllarının eserleridir. Zaman ilerledikçe televizyon, sinema, dergi gibi
görsel medyanın özellikle çizgi film ve animasyon ağırlıklı film, dizi yapımları uçak
ve otomobil karışımı (uçan otomobiller) tasarımlara yer verilmiştir. Bunların dışında
bazı firmaların, askeri faaliyet yürüten şirketlerin ve fütüristik tasarımların etkisi ile
bu konu sürekli bir beklenti haline gelmiştir. Zaman zaman bazı örnekler yapılmış
olsa bile bunlar seri üretime geçememiş ve beklentileri karşılayamamıştır. 2000’li
yıllarda başlayan insansız hava araçlarının sivil kullanımda yaygın hale gelmesi,
ülkelerin ve uluslararası örgütlerin egzoz emisyonlarına karşı yaptırımlarından dolayı
elektrikli araç kullanımına yönelme ve trafik yoğunluğuna çözüm bulma gibi
sebeplerden dolayı uçabilen otomobiller hakkında ar-ge çalışmaları ilerlemiştir. Bu
tez çalışmamda uçabilen otomobiller hakkında yapılmış, yapılmakta olan ve
yapılabilecek uygulamalar hakkında bilgi sunulacaktır. Ayrıca uçabilen
otomobillerin ihtiyaç, altyapı, teknik gereksinimleri hakkında bilgi sunulacaktır.
vi
KISALTMALAR
HP: beygir gücü anlamına gelir, 1 hp= 0,746 kw.
KW: kilowatt saat anlamına gelir, 1 kw= 1.341 hp.
Kg: SI birim sisteminde ağırlık birimi.
RPM: dönen cismin 1 dakika başına 1 dönme.
%: yüzde anlamına gelir.
°: derece anlamına gelir.
ILS: aletli iniş sistemi (uçaklarda kullanılan sistemdir).
yy. : yüz yıl anlamına gelir.
GPS: küresel konumlama sistemi.
3b: 3 boyut anlamına gelir.
ISO: Uluslararası Standartlık Örgütü)'ün kısaltmasıdır.
PiH: plug-in hibrit yani geçmeli hibrit anlamına gelir.
MPH: bir saatte kat edilen mil.
KPH: bir saatte kat edilen km.
PPL: özel pilot lisansı.
DESS: dinamik eğri stabilizatör sistemi.
€: Avrupa birliğinin resmi para birimidir.
ABD: Amerika Birleşik Devletleri.
CAA: sivil havacılık idaresi.
vii
TABLO LİSTESİ
Tablo 1 örnek pervane bıçak sayı karekteristiği ..................................................................... 6
Tablo 2 Hava araçları yaygın üretim standarları .................................................................... 12
Tablo 3 Hafif paraşütlü uçan otomobil değerleri .................................................................. 21
viii
ŞEKİL LİSTESİ
Şekil 1 Yatay kalkış yapan otomobil ....................................................................................... 3
Şekil 2 Dikey kalkış yapabilen otomobil ................................................................................... 4
Şekil 3 Nasa’nın örnek kanat profili ......................................................................................... 5
Şekil 4 Aeromobil uçan otomobil .......................................................................................... 14
Şekil 5 Airbus fly car konsept ................................................................................................ 15
Şekil 6 Tf-x uçan otomobil .................................................................................................... 17
Şekil 7 Pal-v uçan otomobil ................................................................................................... 18
Şekil 8 Taylor aerocar ............................................................................................................. 20
Şekil 9 Hafif paraşütlü uçan otomobil ................................................................................... 22
ix
ÖZET
T.C.
KARABÜK ÜNİVERSİTESİ
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
OTOMOTİV MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ
Tezin adı
Türü
Tez danışmanı
Yazar
Teslim tarihi
Sayfa adedi
Anahtar kelimeler
Uçan Otomobiller
Bitirme tezi
Prof. Dr. M. Bahattin ÇELİK
Abidin GÜN
2020
40
Otonom otomobiller, Uçan arabalar,
Sürücüsüz otomobiller
Globalleşen dünyada kişisel ve toplumsal taşımacılığın artması, fosil
yakıtların tükenmesi aynı zamanda bu fosil yakıtların küresel ısınmaya sebep
olmaktadır. Hem trafik yoğunluğunu azaltmak hem de karbondioksit oranını
azaltmak için temiz elde edilmiş enerjiye sahip elektrikli otomobiller kullanılmalıdır.
Bu elektrikli otomobillerin kullanılması ve yaygınlaşması için gereken tüm
imkanların sağlanabilmesi gerekir.
Trafikte daha kontrollü ve daha hızlı kararlar alınabilmesini
sağlayan, sürücüye ek olarak harici güvenlik sistemleri veya dahili donanımlar
kullanılarak sürüş güvenliğini sağlamak için ihtiyaç duyduğumuz teknolojiler ve
yapabileceğimiz teknolojiler sürücüye gerek kalmadan tamamen otonom araç kontrol
sistemleri ve bu sistemlerin alt başlıklarının belirlenmesi.
A noktasından B noktasına karayolu ulaşımı olmadan veya Karayolu ile
devam ederken istenildiğinde ve uygun alan bulunduğundan otomobili uçabileceği
yani hava yolu ile ulaşımını devam etmesi için gerekli olan tasarımlar. Otomobillerin
uçabilmesi için fiziksel altyapı, ilave kontrol mekanizmaları ve Uluslararası düzeyde
standartların belirlenmesi. Bu otomobillerin hayata kazandırdıkları avantaj ve
dezavantajları.
Kısacası bu tez çalışmasında yukarıda belirtilen elektrikli otomobiller,
sürücüsüz otomobiller, otonom ve uçabilen otomobiller hakkında olacaktır. Tez
konusunun uçabilen otomobiller olduğu için trafik problemleri, küresel ısınma,
güvenlik sistemleri, yüksek hızda anlık görüntü işleyebilen ekran kartları gibi birçok
konunun da bilinmesi ve anlatılması gerekir. Günümüze kadar
uçabilen
otomobillerle alakalı yazılan makale, dergi ve tezlerden yanı sıra imal edilen projeler,
üniversite çalışmaları ve seri üretimler hakkında analizler sunulacaktır. Bunlarınla
birlikte yapılabilecek tasarımlar, gelecekte olabilecek problemler ve çözümler
hakkında olacaktır.
x
ABSTRACT
T.C.
KARABÜK UNIVERSITY
FACULTY OF ENGINEERING
AUTOMOTİVE ENGINEERING DEPARTMENT
Thesis name
Type
Advisor
Writers
Submission date
Total page
Keywords
Fly Cars
Thesis
Prof. Dr. M. Bahattin ÇELİK
Abidin GÜN
2020
40
Autonom cars, Flying cars, Driverless cars
Increased personal and social transportation, depletion of fossil fuels also
cause global warming of these fossil fuels. To reduce traffic density and reduce the
rate of carbon dioxide, electric cars with clean energy must be used. All the
necessary facilities must be provided for the use and spread of these electric cars.
The technologies we need and technologies that we can do to ensure driving
safety by using external safety systems or internal equipment in addition to the
driver, which enables more controlled and faster decisions in traffic.
What are the necessary designs for the car to fly like an airplane when
requested from the A-point to the B-point without the transportation of the highway
or when going by the highway and since there is a suitable area. Physical
infrastructure, additional control mechanisms and international standards for cars to
fly. The advantages and disadvantages of these cars.
In short, this thesis will be about electric cars, driverless cars and flying cars.
As the thesis topic is flying cars, many issues such as traffic problems, global
warming, security systems, graphics cards that can process high-speed snapshots
should be known and explained.
In addition to articles, journals and theses written about cars that can fly until
today, analysis will be presented on the projects produced, university studies and
mass productions. The designs that can be made with these will be about the
problems and solutions that may occur in the future.
xi
İÇİNDEKİLER
KABUL VE ONAY ............................................................. iv
TEŞEKKÜR ....................................................................... v
ÖNSÖZ ............................................................................ vi
KISALTMALAR ............................................................... vii
TABLO LİSTESİ ............................................................. viii
ŞEKİL LİSTESİ ................................................................. ix
ÖZET ................................................................................ x
ABSTRACT ...................................................................... xi
1.GİR İŞ ............................................................................ 1
2. UÇAN OTOMOBİLLER İN GEREKSİNİM LER İ ..................... 3
2.1 Kalkış Sistemleri ................................................................................................ 4
2.1.1 Kanatlı kalkış Sistemleri ................................................................................. 4
2.1.2 Pervaneli kalkış Sistemleri .............................................................................. 6
2.2 Havada kontrol sistemleri ................................................................................... 7
2.3 Otonom ve Otopilot sistemi ............................................................................... 8
2.3.1 Otopilot nedir? ............................................................................................. 8
2.3.2 Otonom sürüş ............................................................................................... 9
2.4 Uluslararası standartlar ..................................................................................... 11
2.4.1 Uluslararası otomobil standartları.............................................................. 11
2.4.2 Uluslararası uçak standartları .................................................................... 12
2.5 Uçan otomobillerin emisyon etkileri ................................................................ 13
3. YAPILAN BAZI PROJELER ........................................... 14
3.1 Aeromobile uçan araba ..................................................................................... 14
3.2 Airbus vahana ................................................................................................... 15
3.3 Terrafugia tf-x uçan otomobil .......................................................................... 16
3.4 Pal-v Liberty ..................................................................................................... 17
3.5 Taylor aerocar ................................................................................................... 19
4. HAFİF PARAŞÜTLÜ UÇAN OTOMOBİL TASARIM I .......... 21
SONUÇ VE ÖNERİLER ..................................................... 23
KAYNAKÇA .................................................................... 25
ÖZGEÇMİŞ ...................................................................... 27
xii
1.GİRİŞ
Trafik sıkışıklığı, insanların hayal kurma becerisi, artan nüfus ve artan
taleplerin hızlı karşılanmayacak kadar hızlı genişlemesi gibi birçok sebeplerden
dolayı Uçan otomobiller gündeme gelmiştir. Havacılık sektörü ile otomobil
teknolojisinin harmanlayıp belirli kriterler içerisinde uçan otomobiller belki de
geleceğin vazgeçilmez bir parçası olacaktır. Geçtiğimiz yüzyılda uçaklar ve seri
üretilen otomobiller yaşam şeklimizi değiştirdi. Genel nüfus için uygun fiyatlı
otomobiller şehirlerden uzak olmamızı sağladığı ve uçaklar uzak yerlere seyahat
süresini önemli ölçüde azalttı. Bugün yüzyılda bu hayalim gerçekleşebileceğini
görebiliriz. Bunu yapabilmek için gökyüzüne bakmalıyız. Bu tez çalışmasında
uçabilen otomobillerin uçma dinamiklerini ve toplumsal etkisi üzerinde duracağız.
Tarihsel sürece baktığımız zaman 1903 yılında
ilk uçak okumaya
başladıktan yaklaşık bir buçuk sene sonra uçan araba hayalini ortaya koyulmaya
başlamıştır. Hatta kaza ile sonuçlanan birkaç örneği o yıllarda yapılmıştır. Amerika
Birleşik Devletleri Patent ve Ticari Marka Ofisinde çeşitli uçan arabalar için yaklaşık
80 patent bulunmaktadır. Bu modelleri bazıları uçmayı başardı fakat seri üretime
başlayan da olmadı. Uçan otomobilleri fonksiyonlarına baktığımız zaman yolda
hareket ederken kanatlarını açması veya helikopter gibi dikey kalkış yapabileceği
pervaneleri yardımıyla havalanması ve havada belirli bir süre yol aldıktan sonra eğer
istenirse havada sabit durabilmesi, en sonunda da iniş yapabilmeli. Uçaklarında
bunun gibi süreçlerden geçtiği halde uçabilen otomobillerden farkı hafif olması,
tekerlere harika vermemesi ve sadece uçmak için tasarlanmış olmalarıdır.
Otomobillerinde uçaklar gibi kolaylıkla yapabilmeleri için normal otomobillerden
farklı birkaç özellik daha sahip olmaları gerekir. Bunlar aerodinamik olarak çok
belirgin ve katı özellikler olmakla birlikte hafifletilmiş karoseri tasarımlarına sahip
olmaları gerekir. Otomobillerde kullan içten yanmalı motorların ve tahrik taşıma
organlarının (vites kutusu, şaft, diferansiyel, aks) ağır olması ve verimlerinin çok
düşük olması o otomobil için uçmasını zor hale getirmektedir. Havacılık sektöründe
katı kuralları uygulanması ve bu uygulamalardan dolayı otomobil firmalarının bu
konuya yıllar boyunca önem vermemesi ne sebebiyet vermiştir. Fakat Azalan petrol
üretimi ve buna paralel olarak batarya teknolojisindeki gelişmeler elektrikli
otomobillerin yaygınlaşmasını sebebiyet vermesi ile uçabilen otomobiller elektrikli
olma fikri daha cazip gelmiştir. Nitekim son yıllarda yapılan bazı ar-ge
çalışmalarında özellikle elektrikli prototipler üzerinde durulmuştur. Aslında bu konu
çok karmaşık ve kolay isimlendirilemeyen örnek yere sahiptir. Kimi tasarım
otomobilin dikey kalkış yapabilmesini ve dikey iniş yapabilmesine sahibinden kimi
tasarımlarda uçaklar gibi belli bir süre boyunca hızlandıktan sonra yatay kalkış
yapıp daha sonra yatay iniş yapabilecek tasarımlara sahiptirler. Bazı prototipler de
kanatları iç içe sığdır olabilecek şekilde tasarlanırken bazı prototipleri kanatlar geriye
doğru veya aşağıya doğru kapandığı görülmektedir. Bu farklar tasarlanan otomobilin
ağırlığına, ağırlık merkezine, uçabileceği mesafeye ve fiyatına göre değişir.
1
Uçabilen otomobillerin havada kontrol edilebilmesi kalkış esnasında ve iniş
esnasında aynı anda birçok otomobilin kontrollü bir şekilde kaza yapmadan veya
tekrar havalanabilmesi gibi problemleri ortadan kaldırabilmek için sürücülere ayrıca
farklı eğitimler verilmesi gerekir. Toplumsal yaşam alanlarında bu tür otomobillerin
kullanılabilmesi için gerekli yerlerin tahsis edilmesi gerekir. Uluslararası
seyahatlerde veya deniz, okyanus, göl gibi farklı yerler için gerekli olan yasal
süreçler ve hükümler olmalıdır. Bunların zorluğu tarihsel süreçte uçan otomobillerin
seri üretimde veya satışında engellemelere sebebiyet vermiştir. Bu yüzden üretilmesi
ve kullanılması yıllar geçtikçe özlem halini gelmektedir. 2015 yılında Avrupalı
bir firma uçan otomobil yapmak için ar-ge geliştirirken test esnasında kaza yaparak
uçan otomobiller ile alakalı konuyu gündeme getirmiştir. Özellikle otomobillerin
hem havada hem de karada hareket ederken sahip olmaları gereken güvenlik
sistemleri. Yolcuların, araç kullanan kişinin ve yayaların bunlardan nasıl etkileneceği
bunların şehir planlamasına nasıl bir etki yapacağını analiz edilmesi sistemin
kurulması için önemlidir.
Bu tez çalışmasında otomobillerin uçması için gereksinimlerin neler
olduğunu, kalkış ve iniş sistemlerinin çeşitlerini ve birbirlerinden farklarını ,Otonom
hareket edebilmeleri onların ulusal ve uluslararası Standartları ve çeşitli
hükümlerinin neler olması gerektiğine göz önüne alınmalı. Günümüze kadar yapılan
uçan otomobil projelerini, ar-ge çalışmalarını ve prototipleri gözden geçirip daha
sonra eksiklerden yola çıkarak örnek bir proje nelerdir. Neler yapılmalı diye göz
gezdireceğiz.
2
2. UÇAN OTOMOBİLLERİN GEREKSİNİMLERİ
Dünya üzerindeki tüm karayollarının birbiri ile bağlı, belli kurallar ve
levhalar ile toplu bir kullanıma sahiptir. Uçan otomobillerin yaygınlaşması için yine
aynı kurallara ihtiyaç vardır. Kaza olmaması, firmaların haklı rekabet içerisinde
olması ve benzeri hususlar göz önüne alındığında uçan otomobillerin uluslararası
örgütler tarafından kontrollü gelişmesi elzemdir. Fakat bazı ülkelerin belirli
gölgelerinde veya eyaletlerinde uçan otomobillerin belirli frekans da kullanılmasına
izin verilmektedir.
Bazı açılardan uçan otomobiller hem kara hem hava yollarının kural ve
normlarını kullanılması gerekir. İlerleyen bölümlerde bu konuya değineceğiz.
Otomobil yerde hareket ederken Karayolları kurallarına göre havada hareket ederken
Hava Yolları kurallarına uyulması gerekir. Bu anlamda bazı karışıklıklara sebebiyet
verebilir. bunların oluşmaması için firmaların uçabilen otomobilleri yaparken
uygulaması gereken standartları belirleyebilecek tasarımlar belirli periyotlar
içerisinde tüm dünyada uçabilen otomobilleri ortak standartlar haline gelecektir.
Yolda hareket ederken istenildiğinde veya belirli konfigürasyonları sahip olduğundan
otomobili uçak gibi hazırlanabilmesi ve yolla hareket etmeden oturduğu yerden
helikopter gibi havaya kalkması aslında prensip olarak birbirinden farklıdırlar.
Firmaların geliştirdikleri ar-ge çalışmaları ve tasarımlar Bu kuralların oluşmasında
önemli bir yer tutar. Aşağıda gösterilen 2 görseller bu tasarımların farklılıklarını
ortaya koymaktadır. Şekil-1 ve şekil-2 de bulunan Uçan otomobil örnek tasarımları
birbirlerinden farklı olması farklı standartlar gerektirdiğinin önemli birer
kanıtlarıdır.
Şekil 1 yatay kalkış yapabilen otomobil
3
Şekil 2 dikey kalkış yapabilen otomobil
Euro Ncap testlerinde gösterildiği üzere otomobillerde Belli başlı bazı kaza
simülasyonları yapılır. Bu simülasyonlar da otomobilin yayaya vereceği hasar
ve otomobil içindeki şoförü alabileceği hasar ile alakalı bir puanlama yapılır. Aynı
puanlama Amerika Birleşik Devletleri'nde ve bazı diğer uluslararası örgütler
tarafından yapılmaktadır. Bu testlerde Otomobilin önden çarpması, yandan çarpması
gibi simülasyonlar yapılır. Uçabilen otomobillerde de bu tür testler güvenlik
açıklarının bulunması için gereklidir.
2.1 Kalkış Sistemleri
2.1.1 Kanatlı kalkış Sistemleri
Uçan otomobillerden bağımsız olarak bir nesnenin havaya kalkması için
gerekli birkaç parametre vardır. Nesnenin yukarı kalkma hareketi nesnenin
ağırlığından daha fazla olması gerekir. Yani yerçekimi ivmesini yenmesi gerekir.
Yerçekimi ivmesini yenmek için kanada veya bir pervaneye ihtiyaç duyulur. Aslında
pervanelerin bıçakları kanat gibidir. Pervane ve kanatların dünya üzerinde belirli
standartları vardır.
Uçaklarda motorun itme karakteristiğine ve ağırlığına göre belirli kanat
profilleri vardır. Bu kanat profilleri Yıllar içerisinde standart hale gelmiştir. Örnek
olarak Nasa’nın belirlediği bazı kanat profilleri şekil 3 de gösterilmektedir. Uçağın
ağırlığını yenip havalanması için düz bir zeminde belirli bir hıza çıkması gerekir.
Kanat yüzeyinde oluşan hava sirkülasyonu ile kanat üstünde düşük, kanat altında
yüksek hava basıncı oluşur. Böylece havalanmaya başlar ve havada ağırlığı
değişmediği sürece uçak itme gücü artıkça daha da yukarıya çıkar. İtme gücü
düştüğü zaman uçak inişe geçer.
4
Şekil 3 Nasa’nın örnek kanat profili
Uçaklarda olduğu gibi otomobilin de uçabilmeleri için eğer kanatlı ve belirli
bir mesafe hareket ettikten sonra kalkması için yine aynı kanat profillerine sahip
olmaları gerekir. Prensip olarak benzer olsa da otomobilin aynı zamanda yerde
hareket esnasında eni ve boyu kısmen sınırlıdır. Bunun sebebi otomobilin trafikte de
olacağından. Hem uçması için gereken kanat uzunluğuna sahip olması hem de yerde
hareket kabiliyetini sınırlandırmaması için kanatların katlanabilir veya esneyebilir
olması gerekir. Bazı örneklerine baktığımızda malzeme yorulmasının en aza
indirmek ve uçuş güvenliğini sağlamak için yekpare kanat ve arkaya doğru katlanır.
Ayrıca daha az parça olması ağırlığını da azaltır. Uçan otomobile kanat takıldığı
zaman otomobilin en ve boyunda artış olacağından güvenlik zafiyetine neden olur.
Bunun oluşmaması için de ayrıca küt tasarımlardan kaçınılması gerekir. Uçak kanat
uçlarında türbülansını azaltmak için kanat tasarımı değişir. Winglet denilen ve
vorteks şeklindeki bu parçalar günümüz uçakları için olmazsa olmaz parçalardır.
Uçan otomobilin kanadında da olması istenirse tasarım olarak yer kaplamasına sebep
olur. Otomobilin havada hareketini sağlaması için pervane veya turbojet gibi itki
sistemi gerekir. Tasarımsal olarak itki sisteminin ikili olması halinde kanat üzerinde
olması ve mümkün oldukça kandın orta kısmında olması istenir. Böyle bir tasarım
otomobilin yerde hareketini kısıtlar. Kanatlar uzun olduğunda atalet momentleri
artar. Atalet momentinin artması havada kontrolün daha sağlıklı olmasını sağlar.
Bütün detaylar değerlendiğinde otomobilin havada en az yakıt tüketimi ve uçması
istenilip aynı zamanda yerdeyken kolay manevra yapabilmesi gerekir. Kanat yüzey
alan artışı gibi detaylar tasarımlara göre değişiklik gösterir.
5
2.1.2 Pervaneli kalkış Sistemleri
Helikopterler ve dronlar gibi dikey kalkış yapabilen hava araçlarında havadan
tutunabilmesi ve hareket edebilmesi için pervaneleri ihtiyaç duyarlar. Pervane
bıçakları prensip olarak uçak kanatlarına benzerler. Kanatlar sabittir üzerine gelen
havayı kanadın üst ve alt yüzeylerine göndererek basınç farkı oluştururlar. Pervane
bıçaklarının da alt ve üst yüzeyleri havayı iki ayrı parçaya bölerek basınç farkı
oluşturur. Pervane döndüğünde önünde bulunan havayı arkasına hızlı bir şekilde
gönderir. Dikey kalkış yapan hava araçlarında bu pervanelerin dönmesiyle yukarıda
bulunan hava aşağıya gönderilir. Böylece hava aracı havada tutunur veya hareket
eder. Pervanelerin dönüş hızı değiştirilerek veya bıçaklarının açıları değiştirilerek
hava aracının hızını ve yüksekliğini ayarlanabilir. Ayrıca dikey kalkış yapabilen
hava araçlarında pervanenin yönü değiştirilerek kızı havada tutulması hatırla bilir ve
azaltılabilir. Hava aracının ağırlığı ve hızına göre pervanenin dış çapı tasarlanır.
Genel olarak 1 beygir (hp) motor gücünün 2 kg kaldırma kuvveti sağlar ve
pervanelerin en verimli çalışma aralığı 2500 ile 3000 devir/dakika (RPM)
arasındadır. Bu değerler pervane bıçak sayılarına ve çaplarına göre değişir. Tablo 1
de görüldüğü üzere bıçak uzunluklarına göre ve bıçak sayılarına göre kaldırma
kuvvetleri lineer artmaz. Pervane seçimi çok farklılık gösterir.
Tablo 1 örnek pervane bıçak sayı karakteristikleri
Helikopterler veya dronlarda olduğu gibi eğer otomobilin dikey kalkış
yapılması isteniyorsa pervane kullanılır. Pervane kanatlara göre uçan otomobiller
için kolaylık sağlar. Daha az yer kaplar ve malzeme yorulması ve güvenlik açısından
avantajlıdır. Kanatlı hava araçlarında kanatlar kaldırma kuvvetini sağlar. Araç hız
aldıkça kaldırma kuvveti artar. Aynı zamanda pervaneye ihtiyaç duyar. Fakat bu
pervaneni sadece yatayda hareket etmesi içindir. Sadece pervaneli hava araçlarında
ise yatay ve düşey hareketi pervane sağlar. Düşey hareket ve havada tutunma için
pervanenin ihtiyaç duyduğu kaldırma kuvveti en az aracın ağırlığı kadar olması
gerekir. Bu yüzden uçan otomobil tasarımlarında daha az tercih edilir. Hatta bazı
6
melez küçük hava araçlarında pervaneye binen kaldırma kuvveti yükünü azaltmak
için pervane kullanılır.
2.2 Havada kontrol sistemleri
Otomobili uçarken yön vermek direksiyon ile mümkün değildir. Uçaklarda
bulunan kanat uçlarındaki parçalarla veya helikopterlerde bulunan pervanenin
açısının değiştirerek yön verilebilir. Genel itibarla otomobil havalandıktan sonra
tekerlere iletilen tahrik gücünün tamamen kesilmesi ve kaldırma sistemine
aktarılması gerekir. Otomobilin havada kontrolünün kolay olması için atalet
momentinin yüksek olması istenir. Çünkü ağırlık olarak hafif hava araçlarına benzer
oldukları için ani hava boşluklarına karşı koymaları daha zor olacaktır. Otomobillerin
yerde hareketlerinin dengeli olmaları için ön ve arka tekerlere inen ağırlık dağılımları
%50-50 olması istenir. Bazı durumlarda bu dağılım değişir. Uçan otomobil
tasarlarken ağırlık dağılımı kesinlikle %50-50 olması lazım. Yakıt tankı konumu iyi
ayarlanmalı ki havada yakıt azalmaya başladığında ağırlık merkezi değişmemesi.
Otomobilin yerde iken havada kontrol edilmesi için hazırlanması gereken sistemler:
Kalkışa geçmeden aerodinamik açıdan otomobilin savrulmaması için küt
veya açık yerler varsa kapatılmalı.
Pervaneler ve varsa kanatlar uçma pozisyonuna getirilmeli.
Direksiyon sistemi tekerleri kontrol etmekten çıkarılıp uçma ekipmanların
hareketine sağlamalıdır.
Eğer tekerleklere sağlanan tahrik sistemi ile havada itme sisteminin güç
kaynakları aynı ise tekerleklerden ayrılmalı.
Havada bazı ekipmanları kullanması gerekmez. Bunların kapatılması veya yerde
iken kullanılması çok önemli değilse eklenmemesi otomobilin uçmasını ve verimini
artırır. Bular:
Uçuş esnasında otomobil yan aynaları hem ses emisyonu hem de aerodinamik
açıdan dezavantajlı olacağından kapatılmalı.
Akslara baskı olmadığı zaman süspansiyon açılır ve tekerler askıda kalır. Bu
durum otomobile önden bakıldığı zaman yüzey alanını artırdığı için
dezavantajlıdır. Uçuş esnasında aktif süspansiyon var ise gerdirilmeli.
Rüzgarın etkisiyle tekerlekler dönebilir veya kalkıştan sonra teker dönmeye
devam eder. Bu dönme hareketi uçağın dengesini bozabilir.
Yükseğe çıktıkça oksijen seviyesi düşeceği için içten yanmalı motorların
emme basıncı azalır ve verimi düşer. Bu yüzden sübap mekanizması ayarlı
olmalı.
Araç elektrikli ise yükseğe çıkıldıkça havanın soğumasıyla batarya kapasitesi
azalır. Bu nedenle batarya içi sıcaklık koruma sistemi entegre edilmeli.
Uçan otomobillerin aerodinamik açıdan daha uygun olmaları için boylarının
uzun olması önemlidir.
Dikey kalkış yapan otomobillerde havada tutunmanın daha dengeli olabilmesi
için tüm pervanelerin eksenleri birbirlerine 0.5° ile 1° çakışık olmalıdır.
7
2.3 Otonom ve Otopilot sistemi
Uçan otomobillerin kolay yönlendirilmesi için ayrıca otonom veya otopilot
entegere edilebilir. Özellikle otopilot sayıca çok fazla olabilecek uçan otomobil
trafiğini azaltmaya yönelik gereklidir.
2.3.1 Otopilot nedir?
Otomatik pilot ya da İngilizcesi ile autopilot, aracın hidrolik, mekanik ve
elektronik sistemlerini kullanarak uçağı sadece belirli şartlar altında yönlendiren
yazılım aracıdır. Uçuş planını takip edebilen bu sistem, hız ve yüksekliğin yanı sıra
uçağın burnunun baktığı yeri (heading) de sabitleyebilir. Pilotlar, kalkış ve iniş
noktaları dışında çoğunlukla uçağı otomatik pilot tarafından kontrollü olarak
yönlendirir. Yolcu uçakları ve kargo uçakları otopilot sisteminin en sık kullanıldığı
taşıtlardır.
Otopilot Ne İşe Yarar?
Otopilot, uçaklarda kalkış hariç diğer çoğu kontrol mekanizmasında rol
alabilir. Genel olarak uçağın ağırlık merkezi etrafındaki hareketini denetler ve uçağı
güvenlik parametrelerine göre yönlendirir. Uçuş öncesinde hazırlanan rota verisi bu
yazılıma yüklenir. Pilot tarafından görev verildiği andan itibaren de bu rota dahilinde
uçağı kontrol eder. Uçaklar; tek eksenli, iki eksenli ve üç eksenli olmak üzere üç
farklı tip otomatik pilot yazılımlarına sahip olabilir. Yeni nesil hava araçları,
geliştirilmiş üç eksenli otomatik pilotlar ile yönlendirilebilir. Bu tür oto pilotlar,
dönüş ve yatış hareketleri ile beraber dümeni kontrol ederek sapma hareketini
yönlendirebilir. Modern sistemlerde klasik uçuş manevralarının çoğunu otomatik
pilot gerçekleştirebilir. Tırmanış uçuşu ve alçalış uçuşu ise çok uç durumlar dışında
pilotlar tarafından yönlendirilir. Otomatik pilot, tüm işlemleri pilotun komutları
doğrultusunda gerçekleştirir.
Otopilot Ne Zaman Devreye Girer?
Otomatik pilot, kalkıştan bir süre sonra devreye girer ve inişten bir önce
kapatılır. Bunun dışında yardımcı pilot olarak pilotun görüş alanının azaldığı ya da
uçuş sisteminin arızalandığı noktalarda da pilotun kontrolünde olmak üzere devreye
girebilir. Bu yazılımın yetkileri uçaktan uçağa göre değişebilir.
Otomatik Pilot, Bir Uçağı İndirebilir mi?
Gerekli komutlar doğrultusunda uçağı indirebilir. Buna otomatik iniş sistemi
denir. Uçak zorlu şartlar altında iniş yapmaya çalışıyorsa -örneğin görüş açısını
tamamen kapatan sis gibi bir durum varsa- ILS (Instrument Landing System) yardımı
ile uçağın inişi, belirli güvenlik parametreleri doğrultusunda gerçekleştirilir. Bu tür
durumlarda uçağın diğer sistemleri ile birlikte hareket eden oto pilot, kokpit ekibinin
kontrolünde inişi sağlar.
8
2.3.2 Otonom sürüş
Otonom, kelime anlamı olarak herhangi bir birimin otomatik olarak kendini
yönetmesi olarak ifade edilebilir. Otonomu insan vücudunun kendi kendine
çalışmasına benzetilebilir ve bu durum teknolojiye entegre edilmiş olarak
düşünülebilir. Örneğin sahip olduğu çeşitli sensor yardımıyla çevresini algılaya
bilmek için insan müdahalesine ihtiyaç duymadan bağımsız bir şekilde hareket
edebilme yeteneğine sahip otomobillerden bahsedilebilir. Navigasyon yardımıyla
kendi kendine gidebilme becerisine sahip olan bu araçlar insanlık için bir devrim
niteliğinde. Bu yüzden bu kadar ilgi çekiyor ve otonom, insanlar tarafından meraklı
bir şekilde takip ediliyor. Son bulgulara bakılacak olursa insanlık bu merakı sonucu
vermiş olduğu emeğin karşılığını almış durumda.
Tarihsel Süreci
Otonom araçların tarihi 20. yy. başlarına dayanıyor. Detaylı olarak bir
inceleme yapılacak olursa da 1920-1930 yıllarında gözlerden kaçmaması gereken
gelişmeler oldu. Bu yıllardan otonom araçların müjdesi insanlığa haber edilmişti.
Kendi başına seyir halinde gidebilme becerisine sahip ilk araç modelleri 1980’li
senelerde ortaya çıkmıştı. Bunlardan ilki 1984 senesinde Carnegie Mellon
Üniversitesi’nin yapmış olduğu Navlab ve ALV projelerinin katkılarıyla hayat buldu.
Bu projeyi 1987 senesinde Mercedes-Benz firmasının ve Bundeswehr
Üniversitesi’nin birlikte düzenlediği Eureka Prometheus projesi izledi. Daha sonra
bu iki aracın yanı sıra onlarca şirket binlerce otonom otomobiller üretti. Bu
otomobillerden bazıları günümüzde bazı ülkelerde trafiğe çıkmış durumda. Hatta
günümüze bakacaksak olursak daha çarpıcı iddialar var. Elon Musk, 2019 yılının
sonlarına doğru 1 milyon sürücüsüz taksinin yollarda olacağı iddiasında bulundu.
Otonom Araçların Özellikleri
Radar sistemiyle özelliği otonom araçların radarları yakın objeleri algılamak
için üretilmiş bir ürün olma özelliği taşıyor. Arka tamponda yer alan kaza önleyici
sistemler sayesinde sürücüye alarm sinyali vermeyi aracın kör noktasında bir obje
algıladığı zaman ihmal etmiyor. Bir diğer özelliği ise şerit takip ederken sağladığı
kolaylık. Ön cama yerleştirilen kameralar vasıtasıyla yol yüzeyi, yol kenarları ve
şeritler üçlüsü arasındaki bağıntı kontrastı algılayıp şeritleri tanıma amacıyla
tasarlanıyor. Otomobil bulunduğu şeridi sürücünün bilgisi dışında terk ederse
direksiyona gönderilen kısa süreli titreşimler sayesinde sürücüyü uyarılıyor ve olası
bir kaza engellenmiş oluyor. Ayrıca lidar özelliği Google’ın aracında kullanılan
Velodyne araç üstü Lidar sistemi 64 lazerin 900 rpm (rotation per minute, dönme
sayısı/dakika) ile araca 360-derecelik bir nokta bulutu görüntüsü almasına yardımcı
oluyor.
Başlıca diğer fonksiyonlardan bahsedilecek olursa bunlardan biri olarak
kızılötesi kamerayı sayabiliriz. Gece görüşü sistemleri sayesinde gözle görülemeyen
ve yansıması yapılamayan kızılötesi ışıkları yola yönlendiriliyor ve ön cama monte
edilmiş alıcılar sayesinde bu ışık algılanarak araç içi ekran tespit edilmiş, muhtemel
objeleri yansıtılmış oluyor. Geriye kalan üç özellik de stereo kameralar, GPS/Atalet
9
Ölçüm Ünitesi ve tekerlek kodlayıcılar olarak ifade edilebilir. Stereo Kameralar en
başta bahsedilen ön cama monte edilen kameralar aracılığıyla aracın önünde bulunan
yolun gerçek zamanlı 3b görüntülerinin çıkarılmasını bu sayede yayaların sahip
olduğu konumdan ve yürüme hızından yola çıkarak ilerleyen sürede nerede
olabileceğinin tahmininin yapılmasına olanak sağlıyor. Olası bir çarpışmanın yani
kazanın önüne geçiliyor. GPS/Atalet Ölçüm Ünitesi de araçta bulunan sensörler
sayesinde işlevini gerçekleştiriyor. Aracın nereye gideceği, nerede bulunduğu bilgisi
bu sensörler yardımıyla öğreniliyor.
Son olarak da bakılacağı üzere tekerlek kodlayıcılarından bahsetmek
mümkün. Tekerlekte yer alan bu kodlayıcılar aracın hızını ölçerek sürücüye bilgi
aktarıyor. Böylelikle tüm bunlar değerlendirilecek olursa araçların birçok temel
görevi otomatik bir biçimde bilimin ışığında hata payı en az olacak şekilde yapılması
sağlanmış oluyor.
Neleri Kolaylaştırdı?
Otonom özelliği barındıran araçlar insan hayatını kolaylaştıran birçok etkiye
sahip. Örneğin araçlarda bulunan bazı işlerin otomatik olarak gerçekleşmesi kazaları
önleyici bir etkiyi içinde barındırıyor. Şerit takip özelliği olası bir şoför dikkatsizliği
sonucu oluşan şerit değişikliğinden kaynaklı oluşabilecek bir kazayı önleyebilir.
Araçta bulunan radar sistemi sayesinde artık park yapmak sürücüler için basit. Dijital
kameralar sayesinde aracın çevresini görebilen sürücüler aynı zamanda kör noktalar
dahil her noktada bulunan cisimleri de görmüş oluyor ve sürücü kazasız bir park
yapıyor. Bunlar avantajlar olarak öne çıkarken ek olarak da eklenecek etkiler mevcut.
Araç sektöründe ayrı bir parantez açılmasının öncüsü olan otonom özellikli araçlar
gün gittikçe de yayılarak gelişiyor. Bu noktada en önemli şey bu değişimden en iyi
şekilde yararlanıp bu değişimi daha ileri taşıyabilmek.
Otonom Dezavantajları
Her teknolojik ürün ilk olarak getireceği avantajlarla dikkatleri üzerine
çekiyor fakat unutmamak lazım ki en güzel bir buluş bile beraberinde dezavantajlar
getirebilir. Bu noktada en elzem nokta otonom özelliğinin iyice gelişip
yayılmasından sonra oluşabilecek durumlar. Örneğin bunca otomatik özellik hayata
geçtikten sonra daha da geliştiği bir varsayılsın. Otomatik yapılardan sonra şoförlere
gerek kalmadan kendi kendini kilitleyip açabilen sonrasında da sürüşü gerçekleştiren
araçların olduğunu ve bu araçların çok yaygın biçimde kullanıldığını düşünmek
şüphesiz bütün şoförleri tedirgin eder. Böyle bir durumda şoförlerin işlerinden
olacağı ve hizmet sektörünün de bundan büyük şekilde etkilenebileceği söylenebilir.
Buradan da biraz daha beyin fırtınası yapılırsa bu otonom özellikler robotik de başka
alanlara yayılabilir.
Tabii etkilenebilecek sektörler sıralanabilir hatta bunlar şu an hayal de
gelebilir fakat yıllar önce de günümüzde bulunan teknoloji harikası ürünler bir
hayaldi. Çok yakın bir gelecek için bir yaygınlaşmadan söz edilmese dahi bundan 40
50 yıl sonra robotlaşmanın ve otomatikleşmenin yaygın olduğu bir hayat görmek hiç
de sürpriz olarak algılanmamalı.
10
2.4 Uluslararası standartlar
Uçabilen otomobillerin kullanılması ve yaygınlaşması için kurallar gerekir.
Seri üretime geçerken standartlar gerekir. Bu yüzden standartlar çok önemlidir.
Şimdiden gelecekte uçan otomobiller için hangi standartlar olacağını bilemeyiz fakat
nasıl bir yol izleneceği az çok bellidir. Otomobilin yerde hareketi için standart
otomobil kuralları ve havada ise uçak standartları olabilir.
2.4.1 Uluslararası otomobil standartları
Otomotiv endüstrisi ile ilgili en yaygın standartlar şunlardır:
IATF 16949: Müşteri ve düzenleyici otorite gereksinimlerini karşılamak
veya aşmak için üretilen ve sürekli geliştirilen güvenli ve güvenilir ürünlerin
üretimini desteklemek için otomotiv endüstrisi ile çalışılır. Otomotiv
endüstrisi için üretim yapan çoğu kuruluşun, Uluslararası Otomotiv Görev
Gücü (IATF) tarafından geliştirilen IATF 16949 sertifikasına sahip olması
gerekmektedir.
ISO 9001: IATF 16949 kendi kendine yeterli bir kalite standardı olarak
tasarlanmadığı için, bunun yerine kapsamlı bir KYS ile birlikte en iyi şekilde
çalıştığı için, ISO 9001 sertifikası, müşteri memnuniyetinde iyileşme
göstermek isteyen otomotiv şirketleri için büyük bir anlam ifade ediyor.
Maliyetler, paydaş ilişkileri, yasal uyumluluk, risk yönetimi, iş bilgileri ve
yeni iş çekimleri.
ISO 14001: Çevre yönetim sistemleri - veya EMS için uluslararası standart
olarak ISO 14001, dünya çapında 250.000'den fazla kuruluş için birincil EMS
sertifikasıdır. Çevresel etkisinin tüm yönlerini yönetmek ve olumlu bir
şekilde kontrol etmek isteyen herhangi bir işletme için küresel standart olan
ISO 14001 sertifikası, işletmenizin çevresel ve ekonomik sürdürülebilirliği
konusunda ciddi olduğunuzu göstermenin kanıtlanmış bir yoludur.
ISO 45001: Otomotiv üreticileri, güvenilir ürün ve hizmetler sunmanın yanı
sıra, çalışanlarına ve ziyaretçilerine güvenli ve sağlıklı bir iş ortamı sağlamak
için sürekli çaba göstermelidir. Şirketlere hastalık, yaralanma ve - en kötü
senaryolarda - ölümle sonuçlanabilecek faktörleri kontrol etmek ve ortadan
kaldırmak için bir çerçeve sağlamak nihai hedefiyle, ISO 45001 İş Sağlığı ve
Güvenliği sertifikasını almak, herhangi bir kuruluşun üst yönetiminin
desteklemesi için ihtiyatlı bir harekettir.
11
2.4.2 Uluslararası uçak standartları
Hava araçlarının üretim standartları otomotivden farklı olarak iniş ve kalkış
sistemleri farklılıklarından dolayı daha kapsamlıdır. Uçan otomobillerin en belirgin
özellikleri uçaklara benzerdir. Hava araçları endüstrisi ile ilgili en yaygın standartlar
tablosu:
Tablo 2 Yaygın hava araçları üretim standarları
ALT KOMİTE
ALT KOMİTE ADI
YAYINLANAN
STANDARTLAR
ALT
STANDARLAR
ISO/TC 20/SC 1
Havacılık ve uzay
elektrik
gereksinimleri
62
4
ISO/TC 20/SC 4
Havacılık bağlantı
elemanları
92
14
ISO/TC 20/SC 6
Standart atmosfer
8
0
ISO/TC 20/SC 8
Havacılık ve uzay
terminolojisi
22
0
ISO/TC 20/SC 9
Hava kargo ve yer
ekipmanları.
69
4
ISO/TC 20/SC 10
Havacılık ve uzay
sıvı sistemleri ve
bileşenleri
80
13
ISO/TC 20/SC 13
Uzay veri ve bilgi
aktarım sistemleri
86
18
ISO/TC 20/SC 14
Uzay sistemleri ve 172
operasyonları
40
ISO/TC 20/SC 16
İnsansız uçak
sistemleri
3
12
ISO/TC 20/SC 18
Malzeme
6
2
12
2.5 Uçan otomobillerin emisyon etkileri
NASA, Boeing ve Airbus dahil olmak üzere birçok şirket, uçan arabaların
elektrikli versiyonlarını geliştirmek için yarışıyor. Teknoloji, gösteriden kabaca beş
yıl ve konuşlandırmadan 10 yıl uzaklıktadır. Michigan Üniversitesi ve Ford
Motor’nun araştırmasına göre, bir kez gerçeğe dönüştüklerinde, uçan elektrikli
arabalar, belirli uygulamalarda geleneksel arabalardan çok daha az sera gazı
emisyonu üretecek. Özellikle, Salı Nature Communications dergisinde yayınlanan
araştırmaya göre, uçan elektrikli otomobiller, yolcularla tamamen yüklendiğinde ve
uzun mesafelerde seyahat ederken çok daha sürdürülebilir bir seçenek olacak. Resmi
olarak elektrikli dikey kalkış ve iniş uçakları veya VTOL'ler olarak bilinen uçan
elektrikli arabaların tasarımı şirkete göre değişir. Ancak genel olarak, bir araba ve iki
veya daha fazla elektrikli pervanesi olan bir uçak arasındaki bir artıyı andırırlar.
Bazıları 150 mil / saat hıza çıkabilir. Araştırmacılar, şirketlerin kamuya açık
verilerini kullanarak, uçan elektrikli otomobillerin enerji kullanımını ve
emisyonlarını geleneksel otomobillerin emisyonlarıyla karşılaştırdı. Uçan elektrikli
otomobillerin, 100 kilometre veya yaklaşık 62 mil boyunca bir pilot taşırken
geleneksel arabalara göre% 35 daha düşük sera gazı emisyonlarına sahip olacağını
buldular. Uçan elektrikli arabalar, aynı mesafedeki bir yolculuk için bir pilot ve üç
yolcu ile tamamen yüklendiğinde daha da iyi çalıştı. Bu senaryoda, geleneksel
arabalara göre% 52 daha düşük sera gazı emisyonlarına sahip olacaklardı.
Verimlilik açısından, araştırmacılar uçan elektrikli otomobillerin kalkış ve
iniş için önemli enerji kullandıklarını, ancak seyir sırasında oldukça verimli
olduklarını keşfettiler. Bu, daha uzun yolculuklarda genel olarak en verimli oldukları
anlamına gelir.
Keoleian, ekibinin uçan elektrikli otomobillerin en iyi şekilde uygulanmasının
uzun mesafelerde birden fazla yolcu taşıyan bir hava taksi hizmeti olacağı sonucuna
vardı. Böyle bir hizmet, yoğun trafik sıkışıklığı veya dolambaçlı yolların olduğu
bölgelerdeki araba yolculuklarının yerini alabilir. Örnek olarak, Keoleian Detroit'ten
Cleveland'a araba yolculuğuna baktığımız zaman Darboğazlara ek olarak, rota Erie
Gölü çevresinde bir sarma yoluna sahiptir. Nihayetinde, Keoleian, elektrikli araba
uçmak gibi yeni teknolojilerin, yakın zamanda güç sektörünü ülkenin en büyük
gezegen ısınma emisyonu kaynağı olarak aşan taşımacılık sektörünün karbonsuz
olmaya yardımcı olabileceği aşikar.
Sonuç olarak uçan otomobiller A noktasından B noktasına yolcu taşınırken o
aralıkta yerde yol kavislerinin havada olmaması verimini ve sabit hıza imkan
tanımasından dolayı emisyon açısından daha avantajlıdır. Buna ek olarak eğer
otomobil elektrikli olursa ayrıca elektrikli motorların her devir bandında yaklaşık
aynı tork eğrisine sahip olması uçan otomobilin verimini katlar. Verimin
artırılmasına ayrıca dikey kalkış yapan otomobiller yerine yatay kalkış yapan
otomobil tercih edilmesi daha iyi olur. Ses emisyonu da ayrıca bir problem olarak
görülmektedir. Uçan otomobillerdin irtifa almasıyla ve sayılarının artmasıyla ses
emisyonu artar.
13
3. YAPILAN BAZI PROJELER
3.1 Aeromobile uçan araba
Kanatları arkaya doğru katlanan bu model yaklaşık 1990’lı yıllardan başlayan
bir ar-ge çalışmasıdır. Günümüze kadar 4 ayrı prototip geliştirilmiş ve son prototip
2017 yılından beri üzerinde çalışılmaktadır. Avrupalı üreticiler tarafında yapılması
özellikle uçan otomobiller için standartların belirlenmesi için kilit nokta halindedir.
Tasarım olarak uçan otomobile prensibine önayak olan bir model, ancak AeroMobil
uçan araba son tasarım haline gelmedi. AeroMobil 3.0 prototipi tanıtımı önde gelen
Viyana Öncüleri Festivali'nde yapıldı. Uçuş dinamikleri ve güvenlik katsayıları test
edilmek için üzerinde uğraşılıyor.
AeroMobil ilk olarak geçen yıl 2.5 sürümüyle göklere çıktı. Şirketin yaptığı
açıklamaya göre, yeni sürüm, 2.5 sürümünün yayınlanmasından sonraki 10 ay içinde
geliştirilmiş ve üretilmiştir ve "son ürüne çok yakındır". Yeni prototip Klein ve
şirketin diğer kurucu ortağı Juraj Vaculik tarafından tasarlandı. Ağırlıklı olarak nihai
ürün için kullanılacak malzemelerden üretilmiştir ve mevcut tüm ana özelliklere
sahiptir. Bunlar arasında aviyonik ekipman, otopilot ve gelişmiş bir paraşüt dağıtım
sistemi bulunmaktadır.
Şekil 4 Aeromobil uçan otomobil
AeroMobil, normal şehir park yerlerine park edilebileceğini zaman aracı
boyut olarak bir limuzinle veya büyük bir lüks sedanla aynı görünüyor. Kalkış
mesafesini kısaltan ve verimliliği artıran engebeli arazide ve değişken açılı
kanatlarda inmesine ve inmesine izin veren sağlam bir süspansiyona sahiptir. Ayrıca
düşük bakım maliyeti olduğu söylenir ve standart benzinle çalışır. AeroMobil 3.0
için birincil kullanım, nihai performansını, özellik setini ve özelliklerini test etmek ve
iyileştirmektir. Bu Ekim ayından bu yana gerçek uçuş koşullarında test edildi ve
düzenli bir uçuş test programına girdi. Slovakya Ultra Hafif Uçuş Federasyonu
14
tarafından onaylanmış olmasının yanı sıra, AeroMobil 3.0, hem otomobil hem de
hafif spor uçağı olarak AB'de sertifika alabilecek şekilde tasarlanmıştır.
8 Mayıs 2015'te AeroMobil 3.0 prototipi, Janíkovce (LZNI) yakınındaki bir
test uçuşu sırasında Nitra Havalimanı'nda düştü. Uçak dönmeye başladı ve balistik
paraşüt konuşlandırıldı. Pilot Stefan Klein, bel ağrısı şikayeti ile ambulansla
hastaneye gönderildi, ancak daha sonra ciddi bir problem yaşamadı. Mavic Air, ileri
gövdeye darbe hasarı verdi. Şirket, tasarımın geliştirilmesinin devam edeceğini
belirtti. Haziran 2015'te şirket yeni bir prototip geliştirildiğini belirtti. Bu kaza aynı
zamanda uçan otomobillerin güvenliği ile alakalı şüpheleri üzerine çekti.
Aeromobil tasarımı şekil 4’de görüldüğü üzere tamamlanmış ve uçabilir
haldedir. Fakat güvenlik katsayısı gibi standartların belirlenmesi ve uçacağı ülkelerin
havacılık kanunlarına uyması için tasarımı devam etmektedir.
3.2 Airbus vahana
Airbus bir süredir Vahana uçan otonom araç projesinden duruyor , ancak
Cenevre Otomobil Fuarı'nda Italdesign ile ortaklaşa oluşturulan bir konsept tasarımı
sergiliyor bu tasarım son hali değildir. Gösteri aracı modüler işlevsellik sunar, yani
hem yerde hem de havada çalışır ve Airbus bunun artan kentsel trafik sıkışıklığı
sorununa potansiyel bir cevap olduğunu düşünmektedir. Kısacası otomobil iki
parçadan oluşmaktadır. Ana gövde yerde hareket ederken aks kısmını kullanır.
Havalanması için de pervane modülünü kullanır. Böylece toplamda 3 parçadan
oluşur.
Şekil 5 airbus fly car konsept
Gördüğünüz gibi, tasarım duyarlılıkları açısından uygun bir bilim kurgu ama
pratiklik göz önünde bulundurularak tasarlanmıştır. Konsept araç, talep üzerine
çağrılabilen bir ağ oluşturmak için diğerleriyle birlikte çalışacak ve yolcular mobil
cihazlarında bir uygulamadan yola çıkacak şekilde tasarlanmıştır. Kapsül tabanlı
tasarım, zemin veya hava nakil modüllerine bağlanabilir ve müşterilerin tercih
ettikleri taşıma yöntemini belirtmelerini sağlar. Ayrıca, maksimum verimlilik için
mevcut diğer taşıma yöntemleriyle birlikte kullanılmak üzere tasarlanmıştır.
15
Airbus ve Italdesign, yaratılmalarını, herhangi bir kullanıcı hakkında
bildiklerini kullanan yapay zeka platformunu ve en iyi seyahat seçeneklerini
belirlemek için mevcut rotaları ve transit seçeneklerini içeren 'Pop Up Sistemi' olarak
adlandırıyor. Ana aracın kendisi, biniciyi tutan ve hem yer hem de hava modülleriyle
eşleştirilebilen bir yolcu kapsülüdür ve Airbus, teknoloji daha yaygın hale geldiğinde
hiperloop sistemleri ile çizginin altına düştüğünü ileri sürmektedir.
Pop.Up'un üçüncü bir bölümü mevcut projenin mevcut teknoloji hype söz
konusu olduğunda tüm üslere temas etmesini sağlar - geçiş sırasında kullanıcıyla
"tamamen sanal bir ortamda" yanıt verecek ve etkileşime girecek bir arayüz. Her şeyi
düşündüler. Bu şeyi gerçeğe dönüştürmek dışında: 8,5 metre uzunluğundaki
monokok karbon fiber yolcu bölmesi, ölçekli zemin modülü ve quadcopter drone
havası gibi Cenevre'deki gösteri katında ve ölçeklendirilmiş olsa da, hala bir kavram
aktarma sistemi. En azından bu durumda ve yakın gelecekte yolcuları feribot etmek
pek olası değildir, ancak en azından uygulanabilir bir yere ulaşmak için biraz daha
fazla çalışmak istememizi sağlayabilecek çok güzel bir tasarım, genişleyen ve
giderek daha yoğun olan şehirlerimizde gezinmek için günlük seçenek.
3.3 Terrafugia tf-x uçan otomobil
Bu Terrafugia TF-X ve kesinlikle havadaki otomotiv için en iyi örnek
olabilir. Halen üretimde olan Boston Amerika Birleşik Devletleri merkezli şirket
tarafından inşa edilen bu ürün, yollar, pistler veya hoş estetiklerle sınırsız bir ulaşım
geleceğinin için önemli bir adım. Dört açık fikirli insanı barındıracak TF-X, dikey
kalkış yapabiliyor ve böylece bir pist ihtiyacını olmuyor. Kanatlar kapandığında,
standart tek bir garaja sıkışacak ve böylece kişisel uçağınızı saklamak için bir alana
olan ihtiyacı ortadan kaldıracaktır .Bir (PiH) plug-in hibrid düzenlemesi, bir
megawatt çıkış üretmek için 300 bg'lik bir benzinli motorla birleştirilen bir çift
elektrik motoru ile güçlendirilmiştir. Hava itişi, arkadaki kanallı bir fan ve her geri
çekilebilir kanadın ucunda bir pervane ile sağlanır.
TF-X'in ne kadar hızlı yola çıkacağını bilmiyoruz, ancak havadan bir kez 500
MPH hıza kadar 200 mph hızında uçacak. Bu, Londra'dan Cenevre'ye üç saatin
altında ve tek bir sınırda atlayabileceğiniz anlamına gelir. Firmaların zaten amaçları
büyük metropoller arasındaki mesafeleri kat edecek modeller tasarlamak. Ancak
kuşkusuz TF-X ile ilgili birkaç küçük sorun var. Birincisi, oldukça işlenmiş
görüntülerden çıkmış olabileceğiniz gibi, henüz mevcut yeni modelleri yok ama eski
modelleri mevcut. Terrafugia, uçan arabayı üretime getirmenin '8-12 yıl sürmesi
beklenen' bir süreç olduğunu söylüyor, bu da gerçekçi bir şekilde bir tane görmeden
önce önümüzdeki on yılın ortası olacağı anlamına geliyor. TF-X'in tam olarak ne
kadar tutabileceği henüz belli değil, ancak Terrafugia son fiyatın 'bugünün son
derece lüks arabalarıyla eşit olabileceğini' tahmin edilmektedir. Ama Bir Bugatti
Veyron kadar pahalı olsa bile bu uçan otomobil aynı zamanda uçabilir.
16
Şekil 6 tf-x uçan otomobil
Terrafugia, TF-X'in “modern bir otomobil sürmekten istatistiksel olarak daha
güvenli olması gerektiğini” düşünüyor ve uçmayı öğrenmenin sadece beş saatlik bir
eğitim alacağını söylüyor. Bu son derece önemli çünkü sürüş lisansı ayrıca uçan
otomobiller için büyük bir handikap. Bu, en azından kısmen, yüksek derecede
özerklik sayesinde: TF-X, bir kez havaya uçtuğunda kendini etkili bir şekilde
uçuracak. Ancak sürücü kontrolleri geçersiz kılabilir ve insan girişi olmadan
otomatik olarak inebilir.
Başarısızlık durumunda, TF-X tam araç paraşütünü konuşlandırabilir, Paraşüt
ile acil iniş uçan arabanın terra firmasına güvenli bir şekilde yüzmesini sağlar.
Teoride kusursuz, ancak hem araba satın alan halkı hem de filo alıcılarının
gökyüzünü kişisel uçaklarla doldurmanın güvenli ve mantıklı bir şey olduğuna ikna
etmek bir süre için zor olmaya devam edecek. Karıştırıcı yasa koyucuların şu anda
kendi kendini süren arabaların içine girdiğini düşünün, ardından karışımıza dikey
boyutu ekleyin ve dünya devletleri otomobili bulmak için sekiz ila on iki yıllık
gelişmelerin her birine ihtiyaç duyacağı açıktır.
3.4 Pal-v Liberty
PAL-V Liberty bir motosiklet araba ile bir helikopter birleşimidir. Bu
nedenle, PAL-V Liberty'yi çalıştırmak için hem ehliyet hem de helikopter pilot
lisansı gerekebilir. Gyroplane prensibi onları birkaç iyi nedenden dolayı çok avantajlı
tasarıma sahiptir. Gyroplane prensibi bize sadece güvenli ve kullanımı kolay bir uçan
araba sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda kompakt bir hale getirmemizi ve
kullanılabilir bir uçan araba inşa etmenin en önemli faktörü olan mevcut
düzenlemeler dahil etmemizi sağlıyor. PAL-V. Baş Mühendisi. [2] PAL-V Liberty'yi
uçurmak için bir uçak derecelendirilen PPL (özel pilot lisansı) türünüzü almanız
gerekir. Buna teorik ve pratik eğitim dahildir. Pratik eğitim, bir kişinin sınava
girmesi için 30 ila 40 saat arasında sürer.
17
Yerde, pervane ve rotor durdurulur ve güç tekerleklere yönlendirilir ve üç tekerlekli
bir araba olarak hareket etmesini sağlar. Bu kalkış ve iniş için daha kolay ve daha
güvenli olacaktır. Buna ek olarak, pervanenin ağırlık merkezinden geçmesini
sağlayarak havada stabil olmasını sağlamak için yüksek bir ağırlık merkezine
sahiptir. Bunlar en iyi seçimlerdi, ama aynı zamanda uçan arabanın geliştirilmesinde
de büyük bir zorluk yarattı. 2005 yılında bir teknoloji yüksek ağırlık merkezi için bir
çözüm sağlamıştır. Carver aracı tarafından Hollandalı bir şirket tarafından üretilen
bir çözüm. Bu Dinamik Eğri Stabilizatör Sistemi (DESS) yol güvenliğini sağlamıştır.
2009 yılında PAL-V eğim sistemini Prototip X1 ile yolda test etti. Başarılı
testten sonra PAL-V, PAL-V ONE olarak da bilinen Prototip X2'yi üretmeye başladı.
PAL-V, 2012'de ilk uçuşunu PAL-V ONE ile yaptı. O zamanlar, şirket, üretim
türünü geliştirmek için fon arıyorlardı. 2012 yılında tahmini birim fiyat 300.000 €
civarındaydı. Bu konsepti kanıtlayarak, PAL-V kanıtlanmış teknolojilere dayanan ilk
ticari uçan otomobil modelinin tasarımına başladı. Şubat 2017'de PAL-V, pazarlama
kampanyasına PAL-V Liberty'nin halka açılmasıyla başladı ve ilk ticari uçan
otomobili satmaya başladıklarını açıkladı. Üretim modeli ilk olarak 6 Mart 2018'de
İsviçre'deki Cenevre Otomobil Fuarı'nda gösterildi. CEO Robert Dingemanse, tüm
sertifika gereksinimlerinin 2021'de tamamlanacağını söyledi.
PAL-V'nin Liberty Sport ve Liberty Pioneer olmak üzere 2 farklı baskısı var.
Spor sürümü temel modeldir. Pioneer sürümü sınırlı sayıda üretilen modeldir. Bu
model başka herhangi bir PAL-V'den önce teslim edilecektir. Ayrıca mevcut tüm
seçenekleri içerir. Fiyatlar, sipariş vermek istediğiniz ülkeden farklı olacaktır.
Avrupa'dan bir PAL-V Liberty sipariş etmek isterseniz, Spor sürümü 300.000 € 'dan
başlayacak ve Pioneer sürümü 500.000 € olacaktır. 90 Pioneer Sürümünü teslim
ettikten sonra PAL-V Sport Edition'ı göndermeye başlayacak. İlk teslimatın 2021'de
gerçekleşmesi bekleniyor.
Şekil 7 pal-v uçan otomobil
18
3.5 Taylor aerocar
Aerocar International'ın Aerocar'ı (genellikle Taylor Aerocar olarak adlandırılır),
1949'da Longview, Moulton Taylor tarafından tasarlanan ve inşa edilen bir
Amerikan yolda gidebilen uçağıydı. Altı örnek yapılmasına rağmen, Aerocar asla
üretime asla geçemedi.
Tasarım ve gelişim
Tarihsel olarak Taylor'ın gezilebilir bir uçak tasarımı 1946'ya kadar uzanır.
Delaware'e yaptığı bir yolculuk sırasında, daha önce yolda gidebilen bir uçak olan
Airphibian tasarlayan mucit Robert E. Fulton, Jr. Taylor, Fulton’un tasarımının
çıkarılabilir kanatlarının yerine katlanır kanatların yerini alacağını fark etti. Prototip
Aerocar, yol aracının bir kişi tarafından beş dakika içinde uçuş moduna
dönüştürülmesini sağlayan katlanır kanatlar kullandı. Arka plaka yukarı
çevrildiğinde, operatör pervane şaftını bağlayabilir ve bir itici pervane takabilir. Aynı
motor, ön tekerlekleri üç ileri manuel şanzımandan geçirdi. Bir uçak olarak
kullanıldığında, yol şanzımanı sadece boşta bırakıldı (taksi sırasında geri vites
kullanılarak desteklenebiliyordu.) Yolda, kanatlar ve kuyruk ünitesi aracın arkasına
çekilecek şekilde tasarlandı. Taylor ayrıca pervaneyi arabanın arkasına da koydu, bu
yüzden Aerocar yola çıktığında çıkarılması gerekmeyecekti. Aerocarlar saatte 100
km yol alabilir ve saatte 190 km/saat üst hıza çıkabiliyordu.
Test ve belgelendirme
Sivil sertifika, ABD Sivil Havacılık İdaresi (CAA) himayesinde 1956 yılında
kazanıldı ve Taylor, 500 sipariş alabilmesi şartıyla Ling-Temco-Vought ile seri
üretim için bir anlaşmaya vardı. Bu sayıdaki alıcıların sadece yarısını bulabildiğinde,
üretim planları sona erdi ve 2008'den beri hala uçarken, diğeri Taylor tarafından tek
Aerocar III'e yeniden inşa edildi. 2013'te Disney filmi olan Planes, aerocar olan
Franz aka Fliegenhosen'e dayanan bir karakterle tasarımı ile onurlandırdı.
Aerocar III olarak yeniden inşa edilen dört Aerocar I, bir Aerocar II ve bir Aerocar I
vardır.
N101D
1954 Taylor Aerocar Seri Numarası 3, N101D olarak kaydedildi. N101D (1954)
Greg Herrick'in Yellowstone Havacılık A.Ş.'ye aittir. Uçuş durumunda korunur ve
Minneapolis'teki Anoka County-Blaine Havalimanı'nın güney batı tarafında yer alan
Golden Wings Uçuş Müzesi'nde sergilenmektedir. Bu uçak Jake Schultz'un "A Drive
In the Clouds" kitabındaki kapağın üzerinde uçan bir uçuşa sahip. Aralık 2011'de
N101D, 1,25 milyon ABD doları fiyatla satışa sunulmaya başlandı.
N102D
N102D (1960) sarı ve yeşildir. Son inşa edilen ve hala uçan tek Aerocar, Ed
Sweeney'e aittir ve Florida, Kissimmee'deki Kissimmee Gateway Havaalanı'nda
bulunan Kissimmee Hava Müzesi'nde sergilenmektedir. N102D, daha iyi performans
19
sağlayan daha büyük O-360 Lycoming motoruyla üretilen tek Aerocardı. Aerocar
yasal ve sürülen tek otomobildir. Şu anda sahibinin oğlu Sean Sweeney tarafından
uçuyor. Daha önce TV sitcom The New Bob Cummings Show'da kullanılan aktör
Bob Cummings'e aitti. Aynı zamanda ilk olarak 28 Eylül 2008 Pazar günü
yayınlanan James May'ın BBC2'deki "Büyük Fikri" nde yer aldı. Bu araçtan
esinlenilen Ed Sweeney şu anda Aerocar firmasını Aerocar firması aracılığıyla
geliştiriyor.
N103D
N103D (1956) kırmızı kanatlı kırmızı / siyah renge boyanmıştır. 1981'den beri
Colorado, Grand Junction'dan Carl Felling ve Marilyn Stine'ye aittir. Bir zamanlar
Küba'da Fidel Castro'nun kardeşi Raúl Castro'yu uçurdu. Piste bir ata çarptı ve uçağa
zarar verdi. 1961-1963 yılları arasında Aerocar, Star Stations (Don Burden) ve Wik's
Air Service, Inc. arasında sözleşme altında çalıştırıldı. Portland, Oregon'daki KISN
(910AM) radyo istasyonu için trafik izleme (AIRWATCH) uçağı olarak kullanıldı
"Scotty Wright" tarafından uçuruldu (Scotty Wright, trafik izleme yayınları sırasında
Aerocar'ın oyunculuk pilotu tarafından kullanılan takma addı). Birkaç pilot, II.
Dünya Savaşı gazisi Guilford Wikander, Wik's Air Service, Inc. Başkanı ile başlayan
AIRWATCH hizmetini sağladı. Guilford, kız kardeşi Ruth Wikander, W.John Jacob
III, Wayne Nutsch ve Alan Maris tarafından takip edildi. Scotty Wright, Nutsch'un
N103D'de AIRWATCH görevini gerçekleştiren 350 uçuş saatine sahip olduğunu
bildirdi. Trafik raporlaması 07:00 - 08:30 ve 16:30 - 18:00 saatleri arasındaydı.
Aerocar'ın AIRWATCH görevleri sırasında kırmızı kalplerle beyaza boyanmıştır ve
kanatların üstünde ve altında KISN harfleri vardı.
Şekil 8 Taylor aerocar
20
4. HAFİF PARAŞÜTLÜ UÇAN OTOMOBİL TASARIMI
Bu tasarımda daha hafif olması için paraşüt tercih edildi. Tasarım da aracın
arka kısmında paraşüt toplama yeri mevcut.
Tablo 3 hafif paraşütlü uçan otomobil değerleri
Genel karakteristiği
Yolcu sayısı:1
Kapasite: 2
Uzunluk: 3 metre
Kanat açıklığı:4 metre
Yükseklik: 1.4 metre
Kanat alanı: 16 metre kare
Boş ağırlığı: 750 kg
Kalkış ağırlığı: 1000 kg
Yakıt kapasitesi: 100 kg
Motor seçeneği: 120 hp
Performans
Maksimum hız: 240 km/saat
Uçuş hızı: 210 km/saat
Havada tutunma hızı: 80 km/saat
Menzil: 400 km
Servis yüksekliği: 2400 metre
21
Şekil 9 Hafif paraşütlü uçan otomobil
22
SONUÇ VE ÖNERİLER
Uçan otomobiller her şeyi değiştirecek. Çok kısa bir süre önce, birkaç yeni
şirket, birkaç kısa sürede ticari olarak piyasaya sürülecek olan uçan arabaları
duyurdu. Bazıları yol yasal olacak ve uçağa dönüşecek şekilde tasarlanmış olsa da,
bazıları esasen masif, oturma, insansız hava araçları olacaktır. Uçan araba fikri yeni
bir şey değil. Bilim kurgu yazarları ve film yapımcıları onlarca yıldır bu fikri dizi ve
filmlerde ortaya koymuşlardır. Yıldız Savaşları, Blade Runner ve Beşinci Eleman
gibi filmlerin hepsi, uçan otomobillerin sadece bir olasılık değil, günlük yaşamın bir
parçası olduğu bir geleceği (veya uzun zaman önce) aktif olarak salladı.
40 yıl sonra, uçan arabalar çoğu bilim kurgu özelliğinin bir parçası olmaktan
çıkıp birer araç halline gelecektir. Bunun en büyük göstergesi elektrikli otomobillerin
ve batarya teknolojisinin gelişmesi olarak söyleyebiliriz. Anti-gravür sürücüler,
iticiler ve yerçekimi alan jeneratörleri aşamasında olmasa da, pilot lisansı olması
koşuluyla hem yol hem de uçması güvenli olan araçların kullanılması muhtemel.
Peki bu ne demek?
Aslında çok fazla şey anlatıyor. Araba, kişisel bilgisayar ve cep telefonunda
olduğu gibi, erken benimseme fiyatlara göre belirlenecektir. Engelleyici
fiyatlandırma sadece üst prensibi (ve pilot lisansı alabilenlerin) yatırım yapmasını
sağlayacaktır. Ancak, havalı lansmanlardan sonra teknolojinin maliyeti tekil
kullanıcıyı etkileyecek ve fiyatlar pek istediğimiz ölçüde olmayacaktır. Fiyat
düştükçe talep de artar. Daha fazla uçan araba varsa, seyahat ağlarının davranış
biçimini değiştirmeye ihtiyaç olacaktır. Bu davranışlar şu anda oluşmamıştır ve
gelecekte oluşacaktır. Seyahat şeklimizdeki bu değişiklik, yolların daha az tıkanıklık
yaratacağı anlamına geliyor. Ayaklarını yerden kesmek isteyenler için iyi haber ve
gökyüzü daha yoğun olacaktır. Bu da farklı problemler yaratacaktır.
Uçabilen otomobiller için şüphesiz kendi yasalarına ihtiyaç duyacaktır ve
pilot lisansın niteliği, bir sürüş testinin çizgileri boyunca daha fazla olacak şekilde
değişecektir. Aslında, hafif uçakların orta irtifa kişisel kullanım uçuşlarına kıyasla,
şehir tabanlı uçuşun farklı doğası nedeniyle muhtemelen ayrı bir lisans haline
gelecektir.
Şehirler değişecek
Artan sayıda uçan araba doğal olarak şehirlerimizin düzeninde ve
boyutlarında bir değişikliğe yol açacaktır. Bina sakinleri yerde olma konusunda daha
az endişe duyacakları için binaları doğal olarak daha uzun olacak.
Daha uzun binalar, taze ekmek almak gerektiğinde en üst kattan en alt kata
seyahat etmenin pratik olmayacağı anlamına gelir, bu nedenle bu süper yapıların
içinde alışveriş merkezleri olması muhtemel olacaktır. Yürüyüş yolları kolayca
sokaklara yayılabilir, binaları birbirine bağlayabilir, teorik olarak hiç olmayacak veya
23
istemezlerse yere dokunması gereken gökyüzü seviyesi topluluklar oluşturabilir.
Benzer şekilde çatı katındaki park / iniş, bina tasarımında da dikkate alınacaktır, aksi
takdirde marangozlara veya yeraltı otopark yapılarına verilecek olan alan boş
bırakılacaktır. Yolda daha az araba olacağı için tıkanıklık rahatlayacak ve genel
olarak yollar daha güvenli hale gelecektir. Fakat bu sadece bir tahmin, bir araca sahip
olmayı ve çalıştırmayı daha ucuz hale getirecektir. Hatta sigorta primleri düşebilir.
Daha az araba ve daha fazla alan, parklarda ve topluluk alanlarındaki artışla şehir
alanlarının yeniden canlandırılması anlamına gelebilir.
Tabii ki bu, birkaç kuşak bilim kurgu yazımı ve bebeklik döneminde yeni bir
teknoloji tarafından teşvik edilen spekülasyonlardır. Ancak dünyanın otomobil için
ne kadar hazırlıksız olduğu ve bunun inşaat mühendisliğinden ortalama evlerin
tasarımına kadar her şeyi nasıl yeniden tanımladığı göz önüne alındığında, şimdi bir
yüzyılın dünyanın nasıl farklı görünebileceğini görmek zor değil. 2010 yılında, seri
üretimin 1908'de otomobili yaygın olarak kullanıma sunmasıyla birlikte dünyada 1
milyar otomobil duruyordu. Sadece bir yüzyılda artık dünyadaki her 7 kişiye bir
araba var. Bunun dünyadaki en izole edilmiş veya en fakir topluluklardan bazılarını
içerdiğini düşünürsek son kullanıcı için aradaki boşluk çok fazla olabilir.
2100 veya 2200 yılına gelindiği zaman şuan söylediğimiz neylerin gerçek
olup olmadığını kimse bilemez fakat uçan otomobiller insanların hayatına
dokunacağı muhtemel bir gerçektir.
24
KAYNAKÇA
USA pattent Office Provisional application No. 61/922,754, filed on Dec.
31,2013
USA pattent Office Subject to any disclaimer, the term of this patent is
extended or adjusted under 35 U.S.C. 154(b) by 0 days.
USA pattent Office Subject to any disclaimer, the term of this tent i tended
diusted under 35 ps g 5), O Gy JuS days.
https://www.uspto.gov/
Test Pilot Survives Flying Car Crash. AeroMobil prototype suffers major damage
after failed test flight. Flying dergisi May 12, 2015
https://www.washingtonexaminer.com/news/faa-braces-for-flying-cars-thatnow-require-no-license-or-registration
o (flying cars permission in USA/Chicago)
https://www.euroncap.com/en/about-euro-ncap/how-to-read-the-stars/ (Euro
Ncap test sonucunda verdikleri puanlama kriterleri)
https://www.grc.nasa.gov/www/k-12/airplane/geom.html
o (Nasa’nın belirlediği kanat profil örnekleği)
https://en.wikipedia.org/wiki/Torque_effect
oluşan hareketin fiziği)
https://www.flyingmag.com/technique/accidents/test-pilot-survives-flyingcar-crash/.
Rechargeable Batteries Applications Handbook Yazar: Gates Energy Products
Sayfa:87
https://en.wikipedia.org/wiki/Velodyne_LiDAR (Velodyne radar sisteminin
çalışma prensibi)
Tech firm Velodyne moves from audio to self-driving cars yazar:Brent
Snavely 26 Ağustos 2016
(https://www.usatoday.com/story/money/cars/2016/08/28/tech-firmvelodyne-moves-audio-self-driving-cars/89525612/)
(Dönme hareketinden dolayı
25
(https://www.iso.org/standards.html)Aerospace industry specific
amplifications and requirements to ISO 9001:1994. AS9100 Revision A
(2001)
(https://en.wikipedia.org/wiki/ISO/TS_16949)automotive
chain and production It is based on the ISO 9001 standard
The
(https://media.daimler.com/marsMediaSite/ko/en/13744534
PROMETHEUS project launched in 1986: Pioneering autonomous driving
(https://www.slashgear.com/aeromobile-3-0-flying-car-prototype-debuts30353147/) Slovakya hafif uçak federasyonun uçan otomobil için verdiği
sertifika haberi hakkında.
https://www.aeromobil.com/ (aeromobil uçan araba)
https://www.airbus.com/newsroom/stories/Vahana-has-come-to-an-end.html
(airbus firmasının vahana model uçan arabası)
https://terrafugia.com/who-we-are/tf-x/ (tarrafugia uçan araba)
https://www.pal-v.com/ (pal-v uçan araba)
https://www.eaa.org/eaa-museum/museum-collection/aircraft-collectionfolder/1949-taylor-aerocar---n4994p (taylor aerocar uçan araba)
industry supply
26
ÖZGEÇMİŞ
Abidin GÜN
1996 yılında Erzincan’de doğdu. İlköğretimi Erzincan’de tamamladı. Lise öğrenimi
Erzincan Lisesin’de almaya başladı ve Erzincan’da tamamladı. 2014 yılında Karabük
Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Otomotiv Mühendisliği Bölümünde okumaya
başladı. Halen Karabük Üniversitesi’nde okumaktadır.
RESUME
Abidin GÜN
He was born in 1996 in Erzincan. He completed his primary education in Erzincan.
He started his high school education in Erzincan High School and completed it in
Erzincan. In 2014, he started to study at Karabuk University Faculty of Engineering,
Automotive Engineering Department. He is currently studying at Karabük
University.
27