Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2015
2018 •
There are many factors affecting the personal development throughout a person’s life. In particular, games and toys have an important place in childhood. The game is learning many things that the child can not learn through life by creating his/her own experiences. Toys are the driving force behind these experiences. The toy library is a kind of library that brings together games and games. The toy library is a place that supports and develops children in every way, prepares children for pre-school education by providing suitable play environments and necessary materials, paving the way for children’s development and change, guiding families and children. This research was conducted to determine the views of parents of preschool age children using the toy library on the game, toy and toy library. Alipaşa and Bergama Toy Libraries were identified as samples. A questionnaire was applied to 151 parents using these toy libraries and each was asked about their views on the toy library. Frequency, percentage and cross table calculations were made in the analysis process. According to the results obtained children often come to the library; the usage of the library does not depend on the sex of the children or the education level of the participants; the majority of participants find the game and game materials in the toy library useful and participants encourage their children to use the toy library. Also all participants agree that the number of toy libraries should increase. Suggestions are presented according to the findings. Keywords: Play; toy; toy library; preschool; education; lifelong learning.
Çocuk ve Kültür Konusu Bir toplum ve ülke nüfusunun üçte birini çocuklar oluşturduğu gibi, bir kültür ve medeniyet toplamının üçte birinin çocuklara ait olması da çok önemlidir. Çocuk ve kültür bağlamı, çocuk ve çocukluk kimliğini felsefi temeller üzerine kökleştirmekle birebir ilişkilidir. Çocuğun sosyalleşmesi, kişiliğinin oluşumu ve toplumsallaşması kültürle gerçekleşir. Çocuk ve çocukluk sosyal ve kültürel bir mekân tasavvurudur. Bu tasavvura karakterini veren yerli-millî kültür ve medeniyetin insan idealidir. Hiç kuşkusuz bu insan tasavvurunun gerçekleştiği ilk ve biricik koza hâlâ ailedir. Bu nedenle her çocuk söylemi için değer üretimi ve kültürlenmenin merkezi ailedir. Çocuk ve kültür ilişkisinin sosyolojik boyutu geleneksel kültür, modern kültür ve postmodern ilişkiler içindeki çocuk söylemlerini kapsar. Bu ilişkinin en giri boyutunu ise geleneksel, modern ve postmodern çocuk kültürü oluşturmaktadır. Çok farklı ve zengin kültürel ortamlara eriştikleri hâlde günümüz çocuklarının geleneksel çocukluğa göre niçin araçsallaştığı konusu ise başlı başına incelenmeye değer bir konudur.
Bu bildiride Türk Dünyası çocuk oyunları arasında karşılaştırmalı bir inceleme yapılmıştır. Yetişkin bir bireyin ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı olmasında birçok faktörün yanı sıra temel yaşam becerilerinin varlığı ve bunları ne derece etkin kullandığı son derece önemlidir. Temel yaşam becerileri; duygusal, sosyal, zihinsel ve fiziksel olarak dört ana grupta toplanmaktadır. Bu çalışmamızda geleneksel ve güncel çocuk oyunlarının, çocukların temel yaşam beceri gelişimine ne derece katkı sağladığı da ayrıca araştırılmıştır. Türk Cumhuriyetlerinde oynanan çocuk oyunları ile günümüzde Anadolu’da oynanan oyunların ne derece benzerlik taşıdığı ve yaşatıldığı tartışılmıştır. Metin merkezli bir araştırma yapılarak Türk Dünyasından örneğin Azerbaycanlı, Kazak, Kırgız, Gagauz, Başkırt çocuk oyunları incelenmiştir. Saha çalışması olarak seçilen İzmir’in Seferihisar ilçesinde günümüz çocuklarının oynadıkları oyunlar kayıt cihazlarıyla derlenmiştir. Bu araştırmada gözlem ve katılımcı gözlem, görüşme yöntemi kullanılmış ve derlenen bilgiler ‘Bağlam Merkezli Kuram ve Yöntemler’ ile çözümlenmiştir. Azerbaycanlı, Kırgız, Başkırt, Gagauz ve Kazak çocuk oyunlarından seçilen örnekler, içerik ve yapı bakımından Seferihisar-Türkiye’de oynanan bazı çocuk oyunlarıyla karşılaştırılmıştır. Türk Cumhuriyetlerinde oynanan oyunların İzmir’de günümüz çocukları tarafından da oynandığı tespit edilmiştir. Bu oyunların şekil, içerik, oynanış biçimi, oyun kuralları bakımından ortaklık göstermesine karşın coğrafi farklılığın doğal bir sonucu olarak sözel ifadelerin bazıların aynı olduğu, bazılarının ise değişikliklere uğradığı belirlenmiştir. Sonuç olarak, Türk Dünyasındaki oyun tekerlemelerinin, bazı oyunlarda ritim ve kalıp olarak aynı olduğu anlaşılmıştır. Ritim ve kalıp olarak farklı olan bir takım oyun tekerlemeleri ise anlam ve içerik açısından ortak özellikler içermektedir. Ayrıca bu çalışmada ele alınan Türk oyunlarının çocuklarda eğlenme, doğayı ve kendini anlama, sorumluluk, ikna yeteneği, liderlik, sözel iletişim kurma, bellek geliştirme, yaratıcılık, hayal gücü, kas dayanıklılığı, öfk e kontrolü, dengede durma gibi kişisel yaşam becerilerini geliştirdiği sonucuna da ulaşılmıştır. Örneklem alanının genişletilerek diğer bütün Türk topluluklarındaki çocuk oyunlarının da karşılaştırılması ve daha ileri çalışmaların yapılmasının önemi vurgulanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Çocuk Oyunları, Türk Dünyası, Temel Yaşam Becerileri, Çocuk Gelişimi
Okuma alışkanlığı ve kütüphane kullanımı, sadece bireysel değil, toplumsal açıdan da bir gelişmişlik kıstası olarak dikkate alınmakta; okumaya ilgi ile refah düzeyi arasında önemli bir ilişki olduğu yaygın bir şekilde kabul görmektedir. Türk toplumunun okuma ve kütüphane kullanma alışkanlığı göstergelerine bakıldığında, bu konunun hâlâ bir sorun olarak güncelliğini koruduğunu söylemek mümkündür. Bu konu ile ilgili yapılan çalışmaların genellikle evde okuma ortamının olup olmamasıyla kişinin okuma alışkanlığı kazanıp kazanmaması arasındaki ilişkiye odaklanmış olması, okuma alışkanlığı konusunda ele alınması gereken temel meselelerin gözden kaçırılmasına neden olmuştur. Halbuki okuma alışkanlığı, sadece okuma yapmak değil, aynı zamanda ne okuyacağını, nasıl okuyacağını ve okuyacağı materyali nereden temin edeceğini de bilmek demektir. Türkiye’de kitap ve okuma kültürü altyapısının son derece zayıf olması, bugün içinde bulunduğumuz oku(ma)ma sorununun temel nedenidir. Bu konudaki altyapı eksikliğinin hâlâ devam ediyor olmasının en önemli nedeni ise, gelecekte ülkenin herhangi bir noktasında söz sahibi olacak çocuklarımıza, kitap ve kütüphane kültürünü yerleştirecek bir yatırım yapmıyor oluşumuzdur. Özellikle yaşamın ilk yıllarında çocukların kişilik, zihin ve sosyal gelişimlerinde ve alışkanlık edinmelerinde ailelerin rolü büyüktür. Aile konusu ele alındığında ise çocuğun hayatında “baş rol” olan anneye odaklanmak gerekmektedir. Bu çalışmada, okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 3-6 yaş arasında çocukları olan 327 anneyle hem okuma alışkanlıklarını hem de okuma algılarını tespit etmeye yönelik anket çalışması yapılmıştır. Anketler, İstanbul’un farklı semtlerinde faaliyet gösteren 13 tane okul öncesi eğitim kurumunun desteğiyle okuldaki 3-6 yaş arasındaki öğrencilerin annelerine ulaştırılmıştır. Anket sonuçları istatistiksel olarak değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır.
YETİŞKİNLERİN ÇOCUKLAR İÇİN OYUNCAK SEÇİMİNE YÖNELİK DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ ÖZET Bu araştırma ebeveynlerin oyuncak seçimini etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı, kesitsel olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini İzmir (Balçova, Karşıyaka) ve Samsun‟daki oyuncak mağazalarından çocuklarına oyuncak alan ebeveynler oluşturmuştur. Çalışma gurubunu ise 24-25 Mayıs 2008 tarihleri arasında oyuncak mağazasına gelen, çocuklarına oyuncak alan ve araştırmaya katılmayı kabul eden kişiler oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak, ilgili literatür taranarak oluşturulan, 27 sorudan oluşan “Çocuk ve Aileyi Tanıtım Formu” kullanılmıştır. Araştırmaya katılan kişilerin çoğunluğunu (%66,5) anneler oluşturmaktadır. Yetişkinlerin %80,9 ‟unun çocuklarına düzenli aralıklarla oyuncak almadıkları, %53,4‟ünün oyuncak almaya daha önce karar verdikleri ve oyuncak almaya karar verenlerin %52,8 oranında çocuklar olduğu bulunmuştur. Oyuncak alan kişilerin öğrenim düzeyi yükseldikçe, çocukların...
1.Uluslararası Çocuk Kütüphaneleri Sempozyumu Bildirileri
İlköğretim Çocuklarının Kodlama Algısı Üzerine Emprik Bir Analiz Çalışması ve Çocuk Kütüphanelerinde Uygulanmasının Önemi2018 •
Dijital çağda, yeni nesil çocukları, dijital teknolojilere yatkınlıklarının açık şekilde görülmesi nedeniyle “dijital yerliler” olarak adlandırmaktadır. Yeni nesil çocuklarına yazabilme becerileri ya da daha geniş kapsamda tasarım, oluşturma, yaratma ve icat etme gibi yetkinlikleri kazandırabilmek amacı ile bazı uygulamalar ve etkinlikler yapılmaktadır. Örneğin, alice, kodu game lab, code.org ve scratch gibi görsel programlama platformları, ilkokul öğrencilerinin geleneksel programlama dillerinin karmaşık kod yapılarını öğrenmelerine gerek kalmadan, kendi programlarını, oyun ve animasyonlarını geliştirebilmelerine ortam sağlamaktadır. Bu süreçte ön planda tartışılan ve önemine her ortamda atıflar yapılan becerilerden birisi de kodlama becerisidir. Kodlama bireylerin matematiksel ve kompütasyonel becerilerini (değişken ve koşul ifadeleri gibi) geliştirmekle beraber, bireyler kodlama yaparken problem çözmeye ilişkin öğrenme stratejilerini, projelerini tasarlamayı ve fikirler arasında bağlantılar kurmayı da öğrenmektedirler. Bu beceriler yalnızca bilgisayar uzmanlarının değil her yaştan, uğraştan ve meslekten herkes için gerekli becerilerdir. Kodlama uygulamaları, soyut bir işlem gerektiren yazılım süreçlerini somutlaştırmakta ve öğrencilere yazmış oldukları kodların derlendikten sonra bir donanım ile nasıl çalışabildiğini doğrudan gözlemleme olanağı sağlamaktadır. Bu nedenle, birçok eğitimci, programlama öğretimini bu tür donanımsal desteklerle çeşitlendirme yolunu tercih etmektedir. 21. yüzyıl becerileri arasında sayılan kompütasyonel düşünme becerisine katkı sağladığı bilinen kodlama eğitimine robotik donanımların dahil edilmesi ile düzenlenen robotik kodlama etkinlikleri sayesinde hem akıllı cihazların hem de nesnelerin internetinin çalışma mantığının somut uygulamalarla anlaşılabileceği bir öğretim ortamı sunulmaktadır. Ülkemizde kodlama eğitimi kapsamında yürütülen çalışmalar neticesinde “Problem Analiz ve Çözme Yaklaşımları”, “Algoritma ve Strateji Geliştirme (algoritma oluşturma mantığı, sözde kod, akış şemaları vb.)”, “Programlama”, “Yazılım Projesi Geliştirme, Uygulama ve Yaygınlaştırma” konu başlıkları altında kodlama eğitimi 2012 yılında Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi Öğretim Programına dâhil edilmiştir. 21. yüzyıl becerileri arasında sayılan “kompütasyonel düşünme” ve “programlama” becerisine katkı sağladığı bilinen etkinliklerini içerisinde barındıran robotik kodlama etkinliklerinin öğrencilerimize sunulması oldukça önem taşımaktadır. Çocuklara problem çözme becerisi kazandıran ve bilgisayar bilimi dünyasına adım atmalarını sağlayan robotik kodlama eğitimleri okulların müfredatında yer almasının yanı sıra ‘öğrenme’ eylemi merkezinde hizmet veren halk ve çocuk kütüphanelerinin de sorumluluklarından biri haline gelmelidir. Günümüz bilgi çağında sundukları hizmetleri ile değişmek ve gelişmek zorunda olan kütüphaneler halkın bilgiye erişimini, değişen teknolojiye uyum sağlamayı öğrenmesini mümkün kılan merkezler haline gelmektedir. Bugün dünyada birçok ülkede halk kütüphaneleri hem çocuklara hem de ailelerine verdikleri bilgisayar destekli birçok eğitim etkinlikleri ile halkın değişen ve ilerleyen teknolojik gelişime uyum sağlamasını kolaylaştırmaktadır. Çocuk kütüphanelerinde verilen robotik kodlama eğitimleri hem aileleri hem çocukları öğrenme merkezi olan kütüphanelere çekmek için de değerlendirilmesi gereken etkinliklerdir. İngiltere’de SCL (Society of Chief Librarians) çocuklar, gençler ve yetişkinlerin teknolojik becerilerini geliştirmeye yönelik eğitim programları içeren Yeşil Kod (Code Green) kampanyasını tüm halk kütüphanelerinde uygulamaya geçirmektedir. Bu kampanya ile çocuklar aileleriyle birlikte halk kütüphanelerinde robotik kodlama eğitimlerine katılmakta, robotlar ve uygulamalar oluşturma gibi faaliyetlere katılmaktadırlar. Kanada’da bulunan LP Fisher Halk Kütüphanesi ise çocuklara robotik kodlama eğitimini bilgisayar ortamı dışında vermekte olup anlaştığı bir oyuncak firması tarafından üretilen tahta bir robota kodlama yapılması oyunuyla çocukların robotik kodlama mantığı ile tanışmasını ve bu konudaki becerilerini geliştirmesini sağlamaktadır. Ülkemizde Beyoğlu Belediyesi Turabibaba Kütüphanesi de 7-14 yaş arası çocuklara robotik kodlama eğitimleri vermek üzere atölye çalışmalarına başlamaktadır. Kodlamanın gün geçtikçe artan önemi ve rolü ‘öğrenme merkezi’ olan kütüphanelerin özellikle çocuk kütüphanelerinin de sorumluluğunda olması gereken bir konudur. Bu çalışma kapsamında, ilkokul düzeyinde çocuklara robotik kodlama uygulamaları ve etkinlikleri öncesi ve sonrasında yapılacak anket çalışmaları ile kodlamaya algılarının ölçülmesi planlanmakta ve bu kodlama uygulamalarının, kütüphanelerde merkez bir uygulama hale gelmesini sağlayarak çocuk kütüphanelerinin ve kütüphanelerin önemi belirtmektir.
Okuma Kültürünün Geliştirilmesi Çalıştayı Raporu
OKUMA KÜLTÜRÜNÜN GELİŞTİRİLMESİ ÇALIŞTAY RAPORU2018 •
Türkiye'de okuma kültürüne dair, kamu, özel sektör, sivil toplu örgütleri, öğretmenler ve veliler tarafından birçok birbirinden bağımsız faaliyet yürütülmektedir. Okuma Kültürü Çalıştayı bu alanda projesi olan katılımcıları bir araya getirerek projeleri geliştirmek ve kamuoyunun dikkatine sunmak üzere düzenlenmiştir. Bu çalışma çalıştay sonucu ortaya çıkan projeleri kapsamaktadır. Bu proje Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği ile gerçekleştirilmiştir. www.okumakulturu.org
Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE OYUNCAK KÜTÜPHANESİ, İşık KAMARAJ2010 •
2011 •
I. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi: Yetişkin Bildirileri Kitabı (II. Cilt, syf. 435-445)
SUÇA KARIŞMIŞ ÇOCUKLARA YÖNELİK TEMSİL ÇALIŞMASI: “TAŞ ATAN ÇOCUKLAR”A TAŞ ATAN MEDYA (II. Cilt, syf. 435-445)2011 •