Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2024, Frigya’da Unutulmuş Bir Hristiyan Tarikat ve Kadın Peygamberler
Frigya’da Unutulmuş Bir Hristiyan Tarikat ve Kadın Peygamberler
Anadolu'nun zengin tarihi coğrafyasında önemli yer tutan Frigya bölgesi, son yıllarda yoğun bir şekilde incelenmektedir. Bölgenin hem askeri hem de ticari anlamdaki stratejik önemi, Bizans döneminde sahip olduğu yol sistemi ile belirtilir. Ayrıca, kısmen günümüze ulaşabilmiş Bizans dönemi yapıları, Frigya'nın önemli bir dini merkez de olduğuna işaret etmektedir. Bilinen kalıntılarının çoğu arkeolojik çalışmalarda bulunmuş kilise kalıntıları ve kiliselerde kullanılan mimari plastik parçalardan oluşmaktadır. Ayrıca, bugün bölgedeki birçok kasaba ve köyde Bizans dönemi mimari plastik parçalarını devşirme olarak görmek mümkündür; bununla birlikte ait oldukları Bizans yerleşimleri tespit edilememiştir. Bu durum yerleşim alanlarının zaman içerisinde yağmalandığını göstermektedir. Frigya bölgesindeki şehirlerin yağmalanması büyük oranda Arap akınları sırasında gerçekleşmiştir. M.S. 7-9. yüzyıllar boyunca süren Arap akınları, insanları emniyet için kaya yerleşim yerlerinde saklamak zorunda bırakmıştır. Aslen kaya yerleşimi geleneği bölgede Frig çağından beri vardır; kalıntılar kaya mimarisinin bu dönemden itibaren kesintisiz devam ettiğini gösterir. Frigler tarafından oluşturulan kaya yapıları Yunan ve Roma dönemleri boyunca kullanıldıkları gibi, yenileri de eklenmiştir. Dışa karşı korunaklı olan kayaların içine oydukları mekânları gerek gündelik yaşam gerekse dini ibadetlerini gerçekleştirebildikleri yerler olarak tasarladıkları muhtemeldir. Büyük olasılıkla mevcut mekânlar, Bizanslılar tarafından Hıristiyan inancına uygun ibadet mekânlarına dönüştürülmüş ve Bizans mimarisinin plan tiplerini içeren yeni örnekler eklenmiştir. Kaya Kiliseleri içerisinde temel olarak iki çeşit yapı grubu tespit edilmektedir. Bunlardan biri Bizans mimarisinde iyi bilinen plan tiplerini ortaya koymaktadır. Frigya bölgesinin kaya kiliseleri, Bizans kilise mimarisinin başlıca bütün tiplerini içermektedir: Başta tek nefli olmak üzere, iki nefli, üç nefli (bazilikal), haç planlı, kapalı Yunan haçı planlı kiliseler inşa edilmiştir. Diğeri ise analitik çözümleme gerektiren, farklı plan tipinde olanlardır. Kiliselerin duvarlarında kazıma ve boyama ile yapılmış çeşitli motifler, figürler ve yazıtlar da görülmektedir. Bu çalışmada Frigya'da, Eskişehir, Kütahya ve Afyonkarahisar şehirleri çevresinde bulunan, tüf tipi kayalıkların oyulması ile oluşturulmuş Bizans dönemi kiliselerinin plan tipleri, işlevleri ve dekoratif özellikleri ile tanımlanıp tanıtılmaları amaçlanmıştır. Abstract The Phrygia region, which has a significant place in the rich historical geography of Anatolia, is being keenly studied in recent years. Its strategic importance in both military and commercial terms is demonstrated by the road system that it had in the Byzantine period. The structures of the Byzantine period that survived partly today, indicate that Phrygia is also an important religious center. Most of the constructional remains from Byzantine period of Phrygia to date, found in archaelogical excavations, consist of churches and architectural sculpture pieces used in churches. Today, it is possible to see architectural sculptures of the Byzantine period in many towns and villages as spolia, although Byzantine settlements to which they belong are, not located yet. This indicates that such settlements were looted over time. The plundering of regional cities was probably really effective in the course of Arab raids. Between the 7th-9th centuries AD, the constant Arab raids forced people to hide in rock-cut settlements for safety. Hereabouts, this tradition can be linked to the age of Phrygians. Traces still exist to show that rock-cut architecture continued without a break. In parallel, it can be alleged that rock structures carved out by the Phrygians were used in Hellen and Roman times, also that new ones were added. It is possible that these people designed protected rock formations as places of worship and living. Most probably, these places 1 Bu makale " Dağlık Frigya Bölgesi Bizans Dönemi Kaya Mimarisi " adlı doktora tezinden üretilmiştir. Tez çalışması Anadolu Üniversitesi Proje Birimi tarafından desteklenmiştir. (Proje no: 1101E002)
2014 •
Ardahan baslangicindan itibaren Gurcu tarihinde onemli bir yere sahip olmus; 4. yuzyilin baslarindaHiristiyanligin kabul edilmesiyle birlikte, Constantinopolis’ten davet edilen mimarlar ilk kiliseyi burada insa etmislerdir. Arap akinlari sirasinda, Klarceti (Artvin Bereket Koyu)’ye yerlesen bir grup rahibin calismalariyla Klarceti onemli bir dinsel merkez haline gelmis, bunu daha sonra Tao (Erzurum) bolgesi takip etmistir. Cok sayida insa edilen manastirlardan sadece ucunun Ardahan’da yer almasi, manastir faaliyetleri acisindan Ardahan’in ikinci planda kaldigini gostermektedir.Bu calismada, Ardahan’in Cildir Ilcesi, Ovundu Koyu’nde yer alan ve sadece eski bir yayinda kisaca bahsedilen Vaslobi Manastiri tanitilacak, farkli insa donemleri tartisilacaktir
Frigya (Phrygia) Bölgesi Kaya Kiliseleri
Frigya (Phrygia) Bölgesi Kaya KiliseleriAnadolu’nun zengin tarihi coğrafyasında önemli yeri olan Frigya (Phrygia) Bölgesi, son yıllarda artan bir ilgiyle izlenmektedir. Yakın zamana kadar kültürel birikimi açısından fazla tanınmayan bölgeye ilginin artmasında kuşkusuz alan çalışmalarıyla ortaya çıkan kültürel mirasın etkisi büyüktür. Bölgenin ilgi çeken en önemli unsurlarından biri, çağlar boyu kesintisiz devam eden farklı uygarlıklara kendi doğal ortamında ev sahipliği yapmasıdır. Bu birikim, bölgenin coğrafi konumuyla da bağlantılıdır. Frigya Bölgesinin Anadolu’daki konumuyla önemli bir ulaşım ve ticaret noktası olduğu tarihi bilgilerle belgelenmektedir. Günümüzde halen varlığını sürdüren kaya mimarisi, jeolojik formasyon içindeki tüf oluşumlarında izlenebilir. Tarih öncesi çağlara uzanan ve kalınlığı yer yer ikiyüz metreyi bulan tüf oluşumu, yapısı gereği rüzgar ve sel sularının etkisiyle farklı kaya şekilleriyle ortaya çıkar. Oluşan bu kaya kütleleri içine farklı işlevde mekânların oyulması Frig döneminde başlar. Bölgede Friglerden kalma anıtlar, bu birikimin en çarpıcı örnekleridir. Friglerle başlayan bu gelenek, Roma ve Bizans dönemlerinde de kesintisiz sürdürülmüştür. Bu yapısıyla, Frigya’nın Anadolu’da Kappadokya Bölgesinden sonra kaya oluşumları ve mimarisi bakımından en zengin bölge olduğunu söylemek yanlış olmasa gerekir.
2015 •
Anahtar Kelimeler: Şanlıurfa, Tekke Musikisi, Türk Dini Musikisi, İslami Tarikatlar, İslam Dini, Dini Müzik, ZikirÖZETŞANLIURFA DERGÂH CAMİİ’NDE YAPILAN TARİKAT USÛLLERİ VE MÜZİKAL ANALİZLERİCumhuriyet’in ilanını takip eden yıllar içinde, 30 Kasım 1925 yılında 667 sayılı kanun ile faaliyetlerine son verilen tarikatların fiziksel mekânları olan dergâhlardaki dinî faaliyetlerin bir bölümü, şeklen değişikliğe uğrayarak da olsa, içerik ve amaç açısından tarikat geleneğinin ve uygulamalarının bir devamı olarak camilerde devam edegelmiştir. Müzikoloji ve Dinbilim alanları üzerinde yapılandırılmaya çalışılmış olan bu çalışma, Şanlıurfa Dergâh Camii’nde dört asırdır kesintiye uğramadan devam edegelen tarikat usûllerinin uygulamalarını ve usûllerin müzikal analizlerini bilimsel bir bakış açısı ve yöntemle incelenmesini konu almaktadır
SDÜ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ
Kitab-ı Mukaddes’te ve Liturjide Mür ve Bizans Tasvir Sanatında Myrophoroi/Mür Taşıyan Kadınlar2021 •
Öz Bu çalışma, iki ana başlık altında incelenmiştir. İlk bölümde liturjik bir buhur bitkisi olan mürün, tarihi süreç içerisinde çeşitli inançlarda yeri irdelenmiştir. Bu bölümde daha çok Kitab-ı Mukaddes'te mürün yeri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise Bizans resim sanatı içerisinden seçilen önemli örnekler, kendi aralarında karşılaştırılmış ve liturjinin sahne üzerindeki etkisi aktarılmaya çalışılmıştır. En erken örnekleri 3. yüzyıla kadar uzanan Mür Taşıyan Kadınlar sahnesi gerek Bizans ve gerekse Hıristiyan sanatı içerisinde oldukça önemli bir yere sahip olmuştur. Sanatın her alanında karşımıza çıkan sahne, liturjik olarak da önemli bir yere sahiptir. Vaftiz liturjisi ile dolaylı olarak kurulan bağlantı ile, sahne kilise resim programı içerisinde hem naratif hem de liturjik etki amaçlı düzenlenmiştir. Böylece kadın figürünün Hıristiyan sanatı içerisinde önemli bir yer edinmesini de sağlamıştır. Diğer taraftan kilise içerisinde, dekoneslik görevinin ortaya çıkmasında, mür etkin rol oynamıştır. Abstract This article has been examined under two subtitles. In first part, myrrh, which is a liturgical incense plant, has been handled according to the various beliefs throughout the history. In this part, mostly the place of myrrh in the Bible emphasized. In second part, the important examples selected among Byzantine art were compared among themselves and their liturgical functions on the scene were tried to be emphasized. The myrrh bearers/Myrophoroi scene, the earliest example of which date back to the 3 rd century, has an important place both in Byzantine and Christian art. The scene which can be seen in every field of art, has also liturgical importance. With an indirect connection with baptismal liturgy, the scene was arranged both for liturgical and narrative effect in church painting program. Thus, the female figure adopted an important place in Christian art. On the other hand, the myrrh played an active role in the emergence of deaconess position in the hierarchy of church.
Türklerde Kadın, ed. Alpaslan Demir-Tuba Tombuloğlu-Oğuz Polatel, Kömen Yayınları, Konya
Eski Türk Dini Ritüellerinde Kadınların Yeri ve Önemi2020 •
Kadın ve erkek kamlar, âlemler arası kozmik yolculuklar gerçekleştirebilen ve ilişkiler kurabilen, toplumun huzurunu, refahını, sağlığını ve mutluluğunu olumsuz etkilerden koruyabilen insanlardır. Kamlar, insanlar ile ruhlar arasındaki iletişimi sağlayan ‘aracı güce sahip’ kişilerdi. Kamlık sonradan kazanılan bir yeti olmadığından, kam neslinden gelmek gerekiyordu. Erkek ya da kadın olabilen kamların, sosyal statü açısından diğer insanlardan bir farkı yoktu. Cinsleri ayırt etmeyen Türkçe’de ‘kadın kam’ için özel bir isim mevcut değildi.Kamların diğer insanlardan üstün oldukları nokta, dini ritüel sırasında ruhlar âlemiyle kurdukları iletişimden ibarettir. Trans hali geçtikten sonra diğer ölümlü insanlardan hiçbir farkları yoktur. Eski Türk dini ritüellerinde en önemli unsurlar dans ve şiirdir. Bu nedenle kamların iyi bir ozan, dansçı ve taklitçi sıfatlarını taşıması gerekmektedir. Kamların dini ritüeller sırasında kendi çaldıkları davulun etkisi ile kendilerini transa sokmaları sonucu Tanrı ve ruhlarla iletişim sağladıkları düşünülmüştür. Kamların ritüel esnasında yaptıkları dansların ve şiirlerin belirli kalıpları olmayıp, hepsi doğaçlamadır. Eski Türk dini ritüellerinde kadınların önemli etkin katılımcılar olduklarının izleri tarihin derinliklerine kadar uzanmaktadır. Kadınlar, bedenleri ve zihinleri sayesinde insanlık tarihi boyunca şifa vermede ve geleceği görmede rol oynamışlardır. Tıbba ya da yönetime karışan kadınların ilk başta erkeklere ait olan alanlara girdiği düşünülse de tarihsel açıdan aslında bunlar kadınlara ait olan ama erkeklerin sonradan ele geçirdiği alanlardır.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Kilis Yahudi Cemaati ve Onlardan Kalan Bir Miras: Kilis Sinagogu2022 •
Yahudi Tarihi, farklı dönemlerde ve ayrı coğrafyalarda yaşayan Yahudi toplu- luklarının birikimlerinden, tecrübelerinden, kültürel dokularından, dini hayatla- rından ve belki de en önemlisi hem bireysel hem de toplumsal yaşanmışlıklarından oluşmaktadır. Erken dönemlerden itibaren Anadolu’da görülen Yahudi topluluk- larının bir çoğu günümüze kadar varlığını korunmuştur. Bu topluluklardan birisi de Halep Hahambaşılığına bağlı olarak 1960’lı yıllara kadar varlığını koruyan Kilis Yahudi cemaati olmuştur. Kendisine ait sinagogu, okulları ve mezarlığı bulunan Kilisli Yahudilerin, Müslüman komşuları ile aynı mahalleler içerisinde yaşamış ol- dukları bilinmektedir. Birbirinden farklı pek çok dini cemaate ev sahipliği yapmış olan Kilis’te, varlığını en uzun süre devam ettiren topluluk Yahudiler olmuştur. Muhafazakâr bir dini hayatlarının olduğu bilinen Kilisli Yahudiler, genel olarak ticaretle uğraşmışlardır. Milli Mücadele döneminde ise Fransızlara karşı Türklerin yanında yer almıştır. Şehirde yaşamış olan Yahudi cemaatine ait yapıların mevcut izleri, bu topluluğun mimari ve kültürel yapıları hakkında bilgi vermektedir. Bütün bu bilgilere ek olarak Kilis’te Yahudilerin yakın döneme kadar yaşamış olmaları sebebiyle Yahudilerle ilgili hatıraların, toplumsal hafızada halen canlı olduğu gö- rülmektedir. Karşılıklı saygı, hoşgörü ve gösterilen değer üzerinden şekillenen iliş- ki hem Müslüman hem de Yahudiler tarafından bozulmadan sürdürülmüştür. Bu bağlamda Kilis Sinagogu’nun yakın tarihte yapılan restorasyonu da büyük anlam taşımaktadır. Bu makalede Kilis Yahudi cemaati, sinagogların Yahudi topluluklar açısından kurumsal önemi ve son olarak Kilis Sinagogu’nun yapısal özellikleri ele alınacaktır.
K. Sporn, A. Farnoux & E. Laufer (eds.) Ancient Phokis: New approaches to its history, archaeology and topography International Conference, DAI Athens, 30 March – 1 April 2017, Wiesbaden: Reichert, 491-514
Pagan Twilight at Kalapodi: Two Pottery Assemblages of the Third and Fourth Centuries AD2024 •
Autoctonía VII/1
"Y el odio pudo más que el amor. Cartas privadas que se incautaron en la represión final al movimiento de los Tupa Amaro (1782-1783)"2023 •
Dissertationes Archaeologicae
Tiszakürt-Zsilke-tanya: An interdisciplinary analysis of an Early Avar Period cemeteryVínculos de Historia, n. 11
Davide MAFFI, Los últimos tercios. El ejército de Carlos II, Madrid, Desperta Ferro Ediciones, 2020, 356 pp. ISBN: 978-84- 121053-5-3.2022 •
CICLO DE CONFERENCIAS "ARQUEOLOGÍA MEDIEVAL DE LA CIUDAD DE GUADALAJARA"
CICLO DE CONFERENCIAS "ARQUEOLOGÍA MEDIEVAL DE LA CIUDAD DE GUADALAJARA MUSEO DE GUADALAJARA (ESPAÑA) 20242024 •
2020 •
JRTI (Jurnal Riset Tindakan Indonesia)
Hubungan penggunaan google classroom dengan kemandirian belajar siswa sekolah menengah kejuruanTese de Doutorado em Filosofia do Direito pela PUC-SP
Os direitos fundamentais na pós-modernidade: o futuro do Direito e do Processo do Trabalho2017 •
Journal of Clinical & Experimental Dermatology Research
A Novel Approach That May Explain the Role of Staphylococcus aureus, Polycations, Neutrophils Pro-Inflammatory Agonists and the Bacteriolysis and Auto Immune Phenomena as Possible Major Events in the Pathogenesis of Atopic Dermatitis: A Working Hypothesis2019 •
International Journal of Social Psychiatry
Book Reviews : A STRANGER IN THE FAMILY. CULTURE, FAMILIES AND THERAPY Vincenzo DiNicola: W.W. Norton & Co. New York, 1997. Pp. 380, Hb. bibl; index 33.00. ISBN 0-393-70228-61998 •
2006 •
Ethnographic Praxis in Industry Conference Proceedings
Mobility is more than a device: Understanding complexity in Health Care with ethnography2013 •
Journal of Vascular Surgery
Predictive factors for limb occlusions after endovascular aneurysm repair2015 •