Skip to main content
This article was written right after the election victory of the Adalet ve Kalkınma Partisi (Justice and Development Party-AKP) and its leader, Erdoğan, in 2023 May elections. In some ways, this feat can be considered unexpected. Given... more
This article was written right after the election victory of the Adalet ve Kalkınma Partisi (Justice and Development Party-AKP) and its leader, Erdoğan, in 2023 May elections. In some ways, this feat can be considered unexpected. Given the economic conditions and the massive opposition to the party's repressive policies, it would not be surprising if the party suffered a surprise electoral result as it did when AKP ousted all power-center-right parties in the 2002 elections. 1 Indeed, AKP was not a well-established political party when it came to power, but as time passed, it enhanced its political power, established its hegemony and then became more authoritarian. Also, nowadays it should be viewed in the context of a political regime transformation that can also be described as neo-fascism (Oğuz, 2023). Within this frame of reference, the key issue in this situation is whether the concept of hegemony still serves as a viable explanation for Turkey's political situation. Appropriately, in order to address this, it is necessary to first clarify what hegemony is and how it is established, maintained and reproduced.
Bu çalışmada sağlık hakkının, kamusal niteliğine yönelik saldırının önlenmesinin ve telafi edici işlevini savunmanın yeterli olmadığı vurgusuyla, sosyal hak-kolektif hak kavramları bağlamında, sosyal politikalardaki paradigma dönüşümünün... more
Bu çalışmada sağlık hakkının, kamusal niteliğine yönelik saldırının önlenmesinin ve telafi edici işlevini savunmanın yeterli olmadığı vurgusuyla, sosyal hak-kolektif hak kavramları bağlamında, sosyal politikalardaki paradigma dönüşümünün sağlık alanındaki yansımaları değerlendirilmeye çalışılmıştır. Sağlık alanında, “sağlıkta dönüşüm” adıyla sunulan ve sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi, sağlığın finansmanı ve hizmeti sunan kurumların birbirinden ayrılması, güvencesiz iş statüsünün ve performansa dayalı ücretlendirme sistemlerinin yaygınlaştırılması ve hizmet alıcıları tarafından katkı payı ödenmesi şeklinde uygulamaya dökülen politikalar, hizmetten yararlananlar ve hizmeti sunanlar açısından sosyal politikalardaki paradigma dönüşümü çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu dönüşümün yarattığı tahribata karşı, hak talep edilecek merciin görünmez kılındığı bir ortamda, sağlık ve eğitim gibi konularda “devletten bir şey beklemek yerine, tüm sorumluluğu bireylerin üstlenmesi söylemi” çerçevesindeki piyasalaşmaya eğilimine karşı yükseltilen bireye devletin sağladığı olanaklar içerisinden tanımlanan sosyal hak talebi yerine, kolektif bir özne üzerinden tanımlı kolektif hak kurgusunun olanakları üzerinde durulmuştur. Bu yapılırken vatandaşlık kavramının içeriğinin dönüşümüne de odaklanılmıştır.
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Hannah Arendt’in Totalitarizmin Kaynakları eserinin üçüncü cildi olan Totalitarizm kitabı üzerine değerlendirme.
Research Interests: