[go: up one dir, main page]

İçeriğe atla

Koca Yusuf

Kontrol Edilmiş
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Koca Yusuf
"Korkunç Türk"
Doğum adıYusuf İsmail
Doğum1857
Karalar, Şumnu, Osmanlı Devleti
Ölüm4 Temmuz 1898 (40-41 yaşlarında)
Atlantik Okyanusu
Eş(ler)iRefiye Hanım[1]
Çocuk(lar)Mehmet ve Hüseyin[1]
Profesyonel güreş kariyeri
Takma ad(lar)ıYusuf İsmail
Korkunç Türk
Boyu1,91 m (6 ft 3 in)
Kilosu138 kg (304 lb)
Eğitildiği yerŞumnu, Osmanlı Devleti
EğitenŞumnulu Dursun Pehlivan
Nasuhçulu Kel İsmail Pehlivan
Pomak Osman
Başlangıç1894

Koca Yusuf (y. 1857 – 4 Temmuz 1898), gerçek adıyla Yusuf İsmail veya ring adıyla Korkunç Türk (The Terrible Turk), Türk güreşçi, Kırkpınar başpehlivanıdır.

Mindere çıkan ve grekoromen güreşi yapan ilk Türk pehlivanı olduğu sanılmaktadır. 1885 yılında Kırkpınar başpehlivanı olmuş; 1894 yılından itibaren Avrupa ve ABD'de devrin en ünlü güreşçileri ile güreşmiştir. 138 kilo sıkletindeki sporcu, 1,91 metre boyundaydı. ABD turnesinden ülkesine dönerken bir gemi kazasında öldü.

Serbest güreşin efsanevi isimlerinden olan Yusuf; iri gövdesi, güreş becerisi, gücü ve sporcu ahlakı ile "Koca" lakabını almıştır. Önceleri doğduğu köyden ötürü "Karalarlı Yusuf", sonra "Şumnulu Yusuf" olarak anılmış, 1896'dan itibaren çırağı "Erikli Mehmet"e "Küçük Yusuf" denilmeye başlanınca kendisine "Büyük Yusuf" denilmişti.

Dünyada "Korkunç Türk" anlamına gelen "Terrible Turk" unvanı ile anıldı.[2] Kendisinden sonra başka Türk güreşçiler de bu unvanı kullandılar.

1900 yılında Rıza Tevfik 'Güreşte Avrupa Usulü ile Türk Usulü arasındaki Fark ve Müşahebet’ başlıklı yazısında kendisinden Koca Yusuf diye bahsedince yurtta bu isimle anılmaya başlanmıştır.[3]

Çocukluk ve gençlik yılları

[değiştir | kaynağı değiştir]

Koca Yusuf, bugün Bulgaristan sınırlarında yer alan Şumnu kasabasının Karalar köyünde dünyaya geldi. Doğum tarihi tam olarak bilinmese de İsveç güreş tarihçisi William Baster'a göre 1857 yılında doğmuştur. Babasının adı İsmail'dir. Babası ve dedesi Yusuf'un ilk güreş ustaları oldu. Çocukluğu, milliyetçilik hareketleri nedeniyle Bulgarların Türk köylerini bastığı bir ortamda geçti.[kaynak belirtilmeli] Katrancı Mehmet Pehlivan, Kurtdereli Mehmet Pehlivan, Filiz Nurullah gibi Koca Yusuf da, Osmanlı İmparatorluğu'nun "pehlivan yatağı" olarak görülen Deliorman bölgesindeki Şumnu coğrafyasından dünya güreş sahnesine adım atmıştır.

Koca Yusuf dönemin ünlü pehlivanlarından Şumnulu Dursun Pehlivan, Nasuhçulu Kel İsmail Pehlivan ve Pomak Osman tarafından yetiştirildi. Kırkpınar tarihinde 27 yıl boyunca üst üste başpehlivanlığı elinde bulunduran ve Sultan Abdülaziz'in başpehlivanı olan Kel Aliço ile 1885 yılında güreşti. Sabah başlayan mücadele akşam sona erdi. Kel Aliço mücadele sırasında güreşi bırakmış ve kendi elleriyle ülkenin başpehlivanlığı unvanını Koca Yusuf'a devretmiştir. Kel Aliço'nun çırağı olan ve 18 yıl Kırkpınar başpehlivanlığını elinde bulundurduğu söylenen Adalı Halil'i iki kez ardı ardına yendi. Sultan Abdülaziz, Sultan V. Murat ve Sultan II. Abdülhamit döneminde pek çok güreş yaptı. Koca Yusuf ile çarpışan Kara Ahmet, Katrancı Mehmet Pehlivan, Filiz Nurullah, Kurtdereli Mehmet ve Hergeleci İbrahim gibi ünlü pehlivanlar, onun kendilerinden üstün bir pehlivan olduğunu kabul ettiler.

Koca Yusuf'u yenebilen iki pehlivandan birinin Katrancı Mehmet Pehlivan, diğerinin ise Kavalalı Çolak Mümin Pehlivan olduğu iddia edilir. 1894 yılında Rami'de yapılan ve Kel Aliço'nun hakem olduğu bir karşılaşmada Çolak Mümin, Koca Yusuf'u açık düşürmüştür. Hakem Aliço bu durumu yenik sayınca Yusuf tek yenilgisini almıştır. Çolak Mümin'in bu maçta sakatlanmasından ötürü güreş hayatına devam edemediği rivayet edilir.

Fransız güreşçi Joseph Doublier ile tanışması ve Fransa’da güreşme teklifi alması hayatını değiştirdi. Fransız yazar Edmond Desbonnet'in "Güreşin Kralları" (1910, Paris) adlı kitabında anlatıldığına göre Doublier, 1894'te rakibi Sabés'e yenildikten sonra onu yenecek bir güreşçi arayışına girmiş ve Türkiye'ye gelmiş; Katrancı Mehmet Pehlivan, Kurtdereli Mehmet Pehlivan, Filiz Nurullah ve Filibeli Kara Osman ile beraber Koca Yusuf'u beraberinde Fransa'ya götürmüştü. Yusuf, başlangıçta yurt dışına çıkmayı kabul etmediyse de Müslümanların güçlü olduğunu ispat etmenin bir cihat olduğu şeklindeki ulema açıklamaları üzerine 1897'de Avrupa'ya gitti ve Paris'te minder güreşinin kurallarını öğrendi. İlk maçını Sabés ile yaptı ve onu yendi. Fransa'da 3 yıl kaldı (1894-1897). Bu dönemde güreştiği ve döneminin önemli sporcuları olan Olsen, Pons ve Fournier'yi yendi. Gambier, Raul, Rum güreşçi Antonio Pierri ve İngiliz güreşçi Tom Cannon'u da yendikten sonra Avrupa’da rakip bulamaz hâle geldi. Paris'te bir sirkte, Türk güreşçi Hergeleci Mahmut Pehlivan (İbrahim Mahmut) ile yaptığı ancak polis müdahalesi ile durdurulabilen karşılaşma, gelmiş geçmiş en acımasız güreş karşılaşması olarak hatırlanır.

Avrupa'da büyük ün kazanınca Amerika Birleşik Devletleri'nden organizatörler onu New York'a davet ettiler. Antonio Pierri ve Doublier ile birlikte gittiği ABD'de menajeri William Brady oldu. Bu ülkede yaptığı 33 karşılaşmada yendiği sporcular arasında George Bothner, Ewan Lewis, Dan McLeod ve Tom Jenkins vardır. Chicago'da bir karşılaşmada dünya şampiyonu Evan Lewis’i üst üste iki defa yendikten sonra yurda dönmeye karar verdi. Yaptığı güreşlerde yenilmemesi ve heybeti dolayısıyla ABD'de kendisine The Terrible Turk (Korkunç Türk) unvanı verilmiştir.

ABD'ye gelişinden önce hiç yenilgi almayan Yusuf İsmail, 26 Mart 1898'de Ernest Roeber ile yaptığı maçta diskalifiye oldu. Madison Square Garden'da yapılan bu maçta rakibini ringden dışarı atması, Roeber'in öldüğünü düşünen seyircilerin ayaklanmasına ve Yusuf'a karşı linç girişimine neden oldu. Söz konusu maç, spor yazarı Walter Camp tarafından kaleme alınan 1907 tarihli The Substitue: A Football Story adlı romanda anlatılmıştır.

İki rakip, Metropolitan Opera Evi'nde 30 Nisan günü tekrar karşı karşıya geldi. Aralarındaki itişmelerden sonra menajerlerinin ringe çıkıp müdahale etmesi sonucu olay büyüyüp yine seyirciler arasında bir ayaklanma dalgası olunca karşılaşma iptal edildi ve bu olaydan sonra Opera Evi güreş karşılaşmalarına kapatıldı.[4]

Türkiye'ye dönmek üzere 21 Mayıs 1898'de Fransız bandıralı La Bourgogne transatlantiği ile yola çıkan Koca Yusuf, bindiği geminin 4 Temmuz sabahı New York'un kuzeydoğusundaki Sable Adası'nın 60 mil açıklarında İngiltere bandıralı Cromartyshire şilebiyle çarpışıp batması sonucu tüm yolcular ve mürettebatla birlikte boğularak ölmüştür.

Ölümüyle ilgili iki iddia mevcuttur: ilk iddia kaza sırasında gemideki İtalyanların botlara ulaşmak üzere harekete geçtiği ve bu esnada botlara ilerleyen diğer yolcuları da bıçakları ile tehdit edip kimileri bıçakladığı söylenmektedir. Bu arbedeye dair farklı anlatılarda ise elindeki bıçak ile kendisine yol açmaya çalışan Koca Yusuf'un indirilen botlardan birine atladığı ve cüssesi nedeniyle botun alabora olmasına sebep olarak diğer yolcularla beraber boğularak öldüğü iddia edilmektedir. İkinci iddia ise Koca Yusuf'un Amerika'da kazandığı güreşlerin ardından kazandığı paraları kâğıt paralara güvenmediği için altına çevirdiği, bu altınları ise belindeki kemerinde taşıdığı ve altınların ağırlığı nedeniyle okyanusta boğulduğu yönündedir. Bahsi geçen altınların toplam değeri 10000 dolara tekabül etmekte, dolayısıyla hayli ağır olabileceği düşünülmektedir.[5]

Koca Yusuf'un eşi Refiye'den Mehmet ve Hüseyin adında iki çocuğu olmuştur.

Ölümünden sonra

[değiştir | kaynağı değiştir]

Ölümünden sonra adı, şu anda Türkiye Denizcilik İşletmelerine bağlı, Haliç Tersanesinde bulunan 40 tonluk bir yüzer vince verilmiştir. Ayrıca Büyükada'da, Kadıyoran ve Karadağ caddelerinin birleştiği noktada İsa Rum Manastırı'nın karşısında isminin verildiği bir futbol sahası ve bir adet heykeli de bulunmaktadır.

Türkiye'nin ilk kez ürettiği ve Türkiye ortaklığı bulunan A400M askerî nakliye uçağına hatırasını yaşatmak adına "Koca Yusuf" adı verilmiştir.[6] 2001 yılında basılan Bin Yılın Türkleri Hatıra Para Serisi'nde Koca Yusuf portreli hatıra para da yer almıştır.

Hayatı, gazeteci-yazar Halil Delice tarafından "Cihan'ı Titreten Türk Koca Yusuf Yalnızca Güle Yenildi" (2005) adıyla kitaplaştırılmış ve ayrıca hayatının belgesel yapılması için 2008 yılında "Koca Yusuf Türkiye'de" adlı bir araştırma projesi başlatılmıştır.[7]

Mezarı hakkında

[değiştir | kaynağı değiştir]

Koca Yusuf’un naaşının Atlas Okyanusu’nda kaybolduğu sanılmaktadır. Ancak şair Sunay Akın’ın Önce Çocuklar ve Kadınlar adlı kitabının “Okyanusa Yenilen Güreşçi” başlıklı bölümünde Azor Adaları'nda mezarının bulunduğu iddiasına yer verilmiştir. Kaza sonrasında civar adalara vuran gemi yolculara ait 20 cesetten pek heybetli değişik kılıklı olanının Koca Yusuf olabileceğini iddia eden yazar, cesedin adadaki kilisenin mezarlığına defnedildiğini belirtmiştir.

Dış bağlantılar

[değiştir | kaynağı değiştir]
Özel
  1. ^ a b "Koca Yusuf kimdir?". 4 Temmuz 2017. 14 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2020. 
  2. ^ "The Terrible Turk". The New York Public Library. 9 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  3. ^ "Koca Yusuf Roman Özeti". 15 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mayıs 2009. 
  4. ^ "New York Times Gazete Arşivi (İngilizce)". 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mayıs 2009. 
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Haziran 2014. 
  6. ^ "Koca Yusuf Semalarda kendini gösterdi". 1 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2013. 
  7. ^ "Belgesel Projesi Web Sitesi". 18 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Aralık 2010. 
Genel