Social Studies Education

Bu araştırma; Maldiv Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti sosyal bilgiler öğretim programlarının içerik yönünden karşılaştırılması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Amaç doğrultusunda Türkiye 4,5 ve 6. Sınıf Maldivler 4,5 ve 6 sınıfların sosyal bilgiler öğretim programları araştırmanın amacına uygun olarak kullanılmıştır. Araştırmada Türkiye ve Maldivler öğretim programlarının amaç, yetkinlikler, içerik, öğretme ve öğrenme süreçleri, ölçme ve değerlendirme yönleri tarafından karşılaştırılmış olup farklılıklar ve benzerlikler tespit edilmeye çalışılmıştır. 

Araştırma boyunca nitel araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Araştırma, nitel veri toplama yöntemlerinden doküman incelemesi tekniği ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma yöntem olarak betimsel araştırma, veri toplama tekniği olarak doküman analizi yöntemi, araştırmanın amacına uygunluğu ve yazılı materyal kapsamında değerlendirilen sosyal bilgiler programlarını incelemeye olanak sağlaması nedeniyle kullanılmıştır. Ulaşılan programlar doküman inceleme tekniğine göre incelenerek, betimsel analize tabi tutulmuştur.

Araştırma sonucunda; İncelenen öğretim programları arasında çok bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir. Türkiye gibi Maldivler'de sosyal bilgiler noktasında Amerika Birleşik Devletlerinden etkilenmiştir. Çok büyük farklılıklar olmasa da içerik yönünden bazı farklılıkların olduğunu söylemek mümkündür. Türkiye sosyal bilgiler öğretim programında sosyal bilimler olarak sosyal bilgiler geleneğini hâkimdir. Maldivler ’de ise genel olarak vatandaşlık aktarımı olarak sosyal bilgiler geleneği hakimdir bu durum konulara göre değişiklik gösterdiği için yansıtıcı araştırma ve sosyal bilimler olarak sosyal bilgiler geleneğinden yararlanılmıştır.

Bu araştırma: Sosyal bilgiler eğitiminde mekânsal öğrenme ortamı olarak dini mekânların kullanımı ve sosyal bilgiler öğretmenlerinin görüşlerini belirlemek amacı taşımaktadır. Bu amaç doğrultusunda öğretmenlerin görüşleri amaca uygun olarak kullanılmıştır. Araştırmaya veri toplama noktasında on adet açık uçlu soru hazırlanarak sosyal bilgiler eğitiminde dini mekânların kullanımın ne olduğu, öğretim programı, değer, beceri, öğrenme alanı ve kazanım, avantaj ve sınırlılıklarına yönelik değerlendirmelerde bulunulmuştur. Araştırma boyunca nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veriler yazılı olarak bir görüşme form şeklinde hazırlanılarak toplanmıştır. Ulaşılan veriler içerik analizi tekniği ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda; Sosyal bilgiler eğitiminde mekânsal öğrenme ortamı olarak dini mekânların kullanımı sosyal bilgiler öğretmenlerinin görüşlerinin belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmada, öğretmenlerin mekânsal öğrenme ortamı olan dini mekân kullanımın öğrencilerin yaparak yaşayarak öğrenmelerine olanak sunduğunu, öğrencilerde etkili öğrenmeler sağladığını ve bilgiyi somutlaştırdığını, becerilerin ve değerlerin kazandırılmasında etkili olduğu bu konuda öğretim programının yetersiz, kazanımların, öğrenme alanlarının ve zamanın kısıtlılığı gibi olumsuz görüşleri tespit edilmiştir.

Gelişen teknolojiye paralel olarak dünya birçok değişim meydana gelmektedir. Bu değişim toplumları ekonomik, siyasi, eğitim, sağlık vb. alanlarda etkilemektedir. Teknolojinin gelişimine bağlı olarak yenilikler internet ve bilgisayar alanında gözlemlenmiştir. . İnternet ve bilgisayar alanında gelişen yenilikler eğitim alanını da etkilemektedir. Bu yenilikler eğitim anlayışımızın değişmesine veyahut yeni bakış açıları geliştirmememize neden oldu. Birçok derse ait öğrenme alanı teknoloji kullanımı için zengin içeriğe sahiptir. Bu dersler içerisinde zengin içeriği Sosyal Bilgiler dersi barındırmaktadır. Sosyal bilgiler dersi öğrenme alanları, beceri ve değerleri ile teknolojiyi etkin kullanmayı gerektirmektedir. Teknolojiye bağlı olarak birçok materyal konusunda değişiklik kaçınılmazdır. Bu çalışmada teknoloji noktasında bilgisayar oyun yazılımlarını dikkate alarak tarih disiplinine ait olan öğrenme alanlarını belirleyerek sosyal bilgiler öğretimi açısından değerlendirmesi mevcuttur. Yapılan çalışma seminer sunumunun yazıya geçirilmiş halidir.

Türkiye, bulunduğu coğrafya itibariyle jeopolitik açıdan büyük bir öneme sahiptir. Ancak bölgedeki diğer devletlerin siyasi iktidarsızlıkları, mezhep çatışmaları, terör gibi nedenlerle Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafya sürekli sıcak gelişmelerin yaşandığı bir yer halini almıştır. Suriye’de başlayan iç savaş nedeniyle Türkiye, 2011 yılından itibaren büyük bir göç dalgasına maruz kalmıştır. 2019 yılında Türkiye’de sığınmacıların sayısı dört milyona yaklaşmış durumdadır. Sığınmacıların gelişiyle birlikte bir takım sorunlar da beraberinde gelmiştir. Bu sorunları tespit etmek amacıyla araştırmada Nitel Araştırma yöntemlerinden temel nitel araştırma kullanılmıştır. Bu kapsamda bir İl Göç İdaresi üst düzey yetkilisi, iki Aile Hekimi, üç farklı Sivil Toplum Kuruluşu üst düzey yetkilisi, iki Sığınmacı ile görüşülmüştür. Yapılan görüşmeler nitel veri analiz yöntemlerinden betimsel analiz tekniği ile çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda sığınmacıların sağlık durumlarının iyi ancak temel problemlerinin iletişim yetersizliği (dil problemi) olduğu tespit edilmiştir. Buna ek olarak topluma entegre olma konusunda sıkıntılar yaşadıkları ve kendilerine karşı olan önyargılarla mücadele etmek durumunda kaldıkları belirlenmiştir. Turkey, in terms of geopolitics as geography has a great importance. But the political impotence of other states in the region, sectarian strife, as the geography where Turkey has taken place for reasons such as a terrorist state is experiencing continuous hot development. Due to the civil war in Syria, Turkey, since 2011 it has been exposed to a large wave of immigration. The number of asylum seekers in Turkey in 2019 is already approaching four million. With the arrival of asylum seekers, a number of problems have been accompanied. In order to identify these problems, qualitative research methods were used. In this context, a senior official of the Provincial Migration Administration, two family physicians, three senior civil society organization officials and two Asylum Seekers were interviewed. The interviews were analyzed with descriptive analysis technique which is one of the qualitative data analysis methods. As a result of the research, it was found that the health problems of the asylum seekers were good but the main problems were lack of communication (language problem). In addition, it was determined that they had difficulties in integrating into society and had to struggle with prejudices against them.