Skip to main content
Kadın emeği ve tarihyazımı uzun yıllar ihmal edilen bir alan olduktan sonra, feminist tarihçilerin ve kadın tarihi çalışan araştırmacıların çabalarıyla görünürlük kazanmıştır. Kadın dergileri ve romanlarla başlayan kadın tarihi yazımı,... more
Kadın emeği ve tarihyazımı uzun yıllar ihmal edilen bir alan olduktan sonra, feminist tarihçilerin ve kadın tarihi çalışan araştırmacıların çabalarıyla görünürlük kazanmıştır. Kadın dergileri ve romanlarla başlayan kadın tarihi yazımı, Osmanlı Türkçesi’ne dair zorluklarla uzun yıllar ihmal edilmiş olan arşiv belgeleri yardımıyla daha da görünür olabilmektedir. Ücretli kadın emeğinin tarihini incelemek açısından en önemli olgulardan birisi savaş olurken, bu çalışma ile kadınların ücretli emeğinin Birinci Dünya Savaşı döneminde Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ve Avrupa ülkelerindeki durumu hem sektörel bazda hem de istatistiksel veriler yoluyla incelenerek, iki bölge arasında kıyaslamalı bir değerlendirme yapılmıştır. Sanayileşme, toplumsal hareketler ve teknolojik değişimler gibi etkenler her ülkede farklı etki ederken, bazı açılardan benzerlikler taşıyabilmektedir. Bu kapsamda, kadın emeğinin savaş öncesindeki hali anlatılmış, sunulan bu genel çerçeve ile Birinci Dünya Savaşı periyodundaki gelişim Osmanlı ve Avrupa ülkeleri için karşılaştırmalı olarak irdelenmiştir.

Kadın emeğinin tarihsel incelemesi yapılırken, kısıtlı bir bölgede incelemek, kadın emeğinin genel çerçevesini oluşturmada eksikliğe yol açabilmektedir. Bu bağlamda Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ücretli işçilik yapan kadınların durumu, Avrupa ülkelerindeki kadınlara kıyasla belirli farklılıklar taşırken, Avrupa için yapılan inceleme ile birlikte kadınların çalışma koşulları, toplumsal bakış ve savaşın etkisi açısından hemen her bölgede sistematik ortaklıklar olduğu da ortaya çıkarılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa Ülkeleri, Birinci Dünya Savaşı, Kadın Emeği, İktisat Tarihi, Sanayileşme, Kadın Tarihi, Feminist Tarih
Research Interests:
...Adile’nin 14 yaşında ilk gerçek oyunculuk deneyimi de bir tiyatro oyununda makyajla yaşlandırılıp “anne” rolü oynaması ile başlamış. İlk rolünün de sonraki rollerinin de “yaşlı kadın”, “anne” rolleri ile sınırlı, kadın kimliğinin ön... more
...Adile’nin 14 yaşında ilk gerçek oyunculuk deneyimi de bir tiyatro oyununda makyajla yaşlandırılıp “anne” rolü oynaması ile başlamış. İlk rolünün de sonraki rollerinin de “yaşlı kadın”, “anne” rolleri ile sınırlı, kadın kimliğinin ön plana çıktığı rollerin de az sayıda olması ile Adile’nin, yaratılan yıldız imajının dışında kaldığına şahit oluruz...
...Hemen hemen hepimiz çocukluğumuzdan beri o ya da bu şekilde Cervantes'in (Miguel de Cervantes Saavedra) Don Kişot ile atı Rocinante'nin, yaveri Sancho Panza'nın ve Sancho Panza'nın eşeğinin hikayelerini, maceralarını biliyoruz. Jale... more
...Hemen hemen hepimiz çocukluğumuzdan beri o ya da bu şekilde Cervantes'in (Miguel de Cervantes Saavedra) Don Kişot ile atı Rocinante'nin, yaveri Sancho Panza'nın ve Sancho Panza'nın eşeğinin hikayelerini, maceralarını biliyoruz. Jale Parla'nın sunuş yazısından anladığımıza göre Cervantes'in bu romanının ilk bölümü 1605 yılında basılmış ve o zamandan beri en çok okunan ve üzerine onlarca, yüzlerce, bin milyon baloncuk kez düşünülmüş bir roman olmuş...
Don Kişot edebi, sosyolojik, tarihi vs. birçok açıdan incelendi şimdiye kadar. Kafasındaki tasına, karşısındaki yel değirmenlerine, miğferine, şövalyelik takıntısına kadar pek çok yönüne bakıldı.
Kitabın tam adı La Mancha’lı Yaratıcı Asilzade Don Quijote: Asilzademiz maceradan maceraya atılırken türlü türlü kişiyle karşılaşıyor ve hepsinden farklı bir şey öğreniyoruz kitapta; asilzadeliğe, kedere, aşka dair… Ah yok mu o aşk…
Evet, aşkın Don Kişot ile bir ilgisi olmalı.
"...Bir taraftan derin bir yoksullaşma yaşarken gözlerimizi kapatıp varımız yoğumuzla, sonra da bizim olmayanla tüketmeye, tüketmeye, tüketmeye ve daha da yoksullaşmaya devam edelim istiyor. O istiyor istiyor da ben de çığlık atmak,... more
"...Bir taraftan derin bir yoksullaşma yaşarken gözlerimizi kapatıp varımız yoğumuzla, sonra da bizim olmayanla tüketmeye, tüketmeye, tüketmeye ve daha da yoksullaşmaya devam edelim istiyor. O istiyor istiyor da ben de çığlık atmak, öfkemle haykırmak, tekrar mutlu-umutlu ve sağlıklı olmak, yeni bir dünya tahayyülüne tutunmaya devam etmek istiyorum."
Çağdaş feminizm yeni bir enternasyonalizm örüyor. Bu enternasyonalizm mücadeleyi soyutlayan ve mücadeleleri homojen hale getirerek “daha yüksek” bir düzleme taşıyan bir yapı değildir. Aksine her alanda somut bir güç olarak algılanır.... more
Çağdaş feminizm yeni bir enternasyonalizm örüyor. Bu enternasyonalizm mücadeleyi soyutlayan ve mücadeleleri homojen hale getirerek “daha yüksek” bir düzleme taşıyan bir yapı değildir. Aksine her alanda somut bir güç olarak algılanır. Mevcut yörüngelere ve bedenlere dayanan ulusötesi hale getirilmiş bir dinamiği yürütür. Bu nedenle feminist hareketin potenciası, kökü özellikle güney ülkelerinde bulunan ve buradan yükselen küresel istikrarsızlaşmanın koordine edilmiş gücü olarak ifade edilir.
Sermaye kadınları tüketmeye davet ediyor, bir nebze ruhumuzu okşamaya çalışarak. Algımızla bunca oynanırken, tüketim alışkanlıklarımızda özgür seçimler yaptığımızdan emin olabilir miyiz? Sermaye bizim özgürce seçtiğimizi düşünmemizi... more
Sermaye kadınları tüketmeye davet ediyor, bir nebze ruhumuzu okşamaya çalışarak. Algımızla bunca oynanırken, tüketim alışkanlıklarımızda özgür seçimler yaptığımızdan emin olabilir miyiz? Sermaye bizim özgürce seçtiğimizi düşünmemizi özellikle istiyorken? Şimdi reklamlar…