Orhan Veli ALICI

Türkiye'de 2014 yılı itibariyle büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde köyler mahalle statüsüne dönüştürülerek anılan kırsal mekânlara belediyelerin hizmet sunması uygulamasına geçilmiştir. Kırsalda yaşayan vatandaşların yerel yükümlülükler karşısında korunması maksadıyla beş yıl süresince önemli istisna ve muafiyetler tanınması gerekmiştir. Ancak bahsedilen süre sonrasında kırsal alanlarda yaşayan vatandaşların bu yönetsel modele ekonomik anlamda uyum sağlayamayacağı anlaşılmıştır. Bu nedenle kırsal alanlarda yaşayan vatandaşlara tanınan indirim ve muafiyetlerin süresiz hale getirilmesi uygulamasına geçilmiştir. Ancak bir yerleşim yerinin kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan olarak belirlenmesine dair yapılan düzenlemede yer alan kriterlerin yeterli olmadığı, subjektif bir mahiyet içerdiği de görülmüş, özellikle kırsal ile kentsel alanın bütünleştiği yerlerde bahsedilen haklardan kentsel yaşam süren vatandaşların da istifade edebileceği anlaşılmıştır. Bu maksatla da kırsal alanların korunması, tanınan haklardan sadece kırsal yaşam süren vatandaşların yararlanması ve bu yerlere hizmet sunan idarelerin mali yapıları ile hizmet kalitelerinin korunması adına ilgili mevzuatta yer alan ve idarelere takdir yetkisi sunan "ve benzeri hususlar" ifadesinin içeriğinin objektif bir şekilde belirlenmesi gerekliliği doğmuştur. Bu amaçla da kentsel ve kırsal alanın bütünleştiği Mersin ili Mezitli ilçesi örneği çerçevesinde bir alan araştırması yapılarak kırsal yaşamın ve hizmet sunucularının menfaatlerini koruyacak ölçüde yeni kriterlerin tespit edilmesi ve bu çalışma kapsamında bir model önerisi sunulması amaçlanmıştır.

ÖZ Kamu yönetimi paradigmalarında yaşanan değişimle beraber dünyada yerelleşme eğilimi giderek yaygınlaşmaya başlamıştır. Söz konusu dönüşüm Türkiye'de kayda değer bir yerelleşme sürecini beraberinde getirmiş, böylece yerel yönetimlerin önemi giderek artmıştır. Özellikle göç ve nüfus artışına bağlı olarak kentsel alanların genişlemesinin yanı sıra teknolojik gelişmeler ile de yerel hizmetler giderek çeşitlenmiştir. Buna bağlı olarak hizmetlerin sunum yöntemlerinin de sürekli olarak iyileştirmesi gerekmiştir. Ancak yereli konu edinen ve süreklilik arz eden bu değişimlerin tatbik edilebilmesi için yerel yönetimlere ait mevzuatın güncellenmesi zorunlu hale gelmiştir. Günümüzde, yerel yönetimlere dair mevzuatın geçmişe nazaran sıklıkla iktidar partilerince düzenlemeye tabi tutulduğu görülmektedir. Ancak muhalefet partilerinin yerel yönetimlerin mevzuatına dair teklifleri ise genel olarak dikkate alınmamaktadır. Bu makalede de muhalefet partilerinin yerel yönetimlere dair kanun tekliflerinin mahiyeti ile öneriye konu edilen hususların gerekliliği hakkında bir değerlendirmeye gidilecektir. ABSTRACT With the change in the public administration paradigms, the tendency of localization has started to widespread in the world. This transformation brough tremarkable the decentralization process in Turkey, thus the importance of local governments has increased. As well as technologic aldevelopments, population grow the specially depending on them igrationand, the expansion of urban are as caused diversification of local services. In parallel with, the delivery methods of the services have to be improve dcontinuously. However, implementation of the sechanges, which taking place in local issue sandre quiring continuity made the legislation of local government supdated. Nowadays, it is seen that the legislation on local governments is often regulated by the ruling parties compared to the past although the proposals of the opposition parties regarding the regulation of local government sare generally not taken into the consideration. As well in this article, an assessment will be made on content the lawproposals of the opposition parties regarding loca lgovernments and about the necessity of the issues subject to the proposal.

ÖZ Toplumsal düzeyde gereksinim duyulan kamusal nitelikli hizmetlerin giderek çeşitlenmesi neticesinde bu alanlarda faaliyet gösteren idarelerin yönetim süreçleri karmaşık bir hale gelmiştir. Buna bağlı olarak da hizmetlerin ifasında denetimin önemi ve işlerliği elzem bir hal almıştır. Türkiye'de de kentleşme ve nüfus artışı gibi nedenlerle yerel hizmetlerin sunumunda etkin bir denetimin gerekli olduğu anlayışı kabul görmektedir. Bu çalışmada da ülke nüfusunun önemli bir kısmı için mahalli müşterek nitelikli hizmetleri sunan büyükşehir belediyeleri ile bağlı idarelerin denetim süreçleri özetlenerek, özellikle kamu yönetimi paradigmalarında yaşanan değişimle beraber tatbik imkânı bulan iç denetimin etkinliği açıklanacaktır. Genel yönetim kapsamındaki idarelerle beraber anılan idarelerde iç denetim faaliyetinin çıktıları, Sayıştay Başkanlığınca yapılan denetim sonuçlarıyla da mukayese edilecek, akabinde de büyükşehir belediyeleri ve bağlı idareleri özelinde mikro bir değerlendirmeye gidebilmek adına Mersin örneği ele alınacaktır. ABSTRACT Due to the increasing diversity of the qualified public services needed from the social base, the management process of administrations that work on these fields became complicated. Therefore, the importance and functionality of the audits on these services become requisite. In the case of Turkey, because of urbanization and population growth, the necessity of effective audit of local services is accepted. In this article, the audit process of the metropolitan municipalities and affiliated entities that provide local common qualified services to the majority of the population will be summarized, and specifically, the effectiveness of audit that being able to practicable with the paradigm shift of public administration will be examined. The outputs of the internal audits actions of administrations that parallel with general management's affiliated entities will be compared with audit reports of the Turkish Court of Accounts. Thereafter, Mersin will be discussed as an example to make micro-level research on metropolitan municipalities and affiliated entities.

Öz: Türkiye'de büyükşehir belediye meclislerinin oluşumunda ilçe belediye başkanlarının doğal üye olması ve ilçe belediye meclis üyelerinin beşte birinin ise büyükşehir belediye meclis üyesi olması hususu düzenlenmiştir. Bu kapsamda makalede büyükşehir belediye meclis üyelerinin kurumsal aidiyet sorunu yaşayabileceklerine, bunun da temsilde sorun-lara sebep olacağına dikkat çekilmektedir. Ayrıca hem ilçede hem de büyükşehirde aynı anda üstlenilen çok sayıdaki görevin neden olabileceği orantısızlığa vurgu yapılmakta-dır. Makale kapsamında ilçe belediyesinde bir görevin üstlenilmesi halinde gerek aynı tüzel kişilik içerisinde gerekse büyükşehir belediyesinde üstlenilemeyecek olan görevler anlamında herhangi bir yasaklayıcı müeyyidenin bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu husus dikkate alınarak makalede her iki tüzel kişilik uhdesinde bir meclis üyesinde birleşeme-yecek olan görevler tespit edilerek büyükşehir belediye meclisinde yaşanan coğrafi ve siyasi temsil sorununun yarattığı ve idarenin işleyişine sirayet eden sakıncaları giderici önerilerde bulunulmuştur. Abstract: The issue of the mayors of district municipatilies should be unconditioned members and one fifth of the council members of district municipality should be members of the metropolitan municipality council has been arrenged in Turkey. Within this framework , it is drawn attention that the members of the metropolitan municipality council would have corporate belonging trouble and consequently that may cause some issues in representation. It is also emphasized that assuming a great number of duties at the same time both in district and municipality may cause disproportion. Within the scope of the study,-in the act of undertaking a duty-it is determined that there is any prohibitor sanction of the duties which is not going to be undertaken within metropolitan municipality and legal entity. Taking account of this matter; Proposals, which functions as a corrector for geographic and politic drawbacks that pose as problems in the metropolitan municipality council and enure the running of executive, have been suggested in the article by making

Öz: Belediyeler ve bağlı idareler, yeteri kadar kaynak ve personele sahip olmalarına rağmen sundukları hizmetlerin mahiyeti ve kalitesi açısından oldukça farklılaşmaktadırlar. Anılan farklılığın en önemli sebebinin ise liyakat ve kariyer ilkelerine aykırı olarak yapılan atamalar olduğu değerlendirilmektedir. Bu makalede liyakat ve kariyer ilkelerinin anılan idarelerde ne derece uygulama alanı bulduğu değerlendirilerek rastlanılan aykırı durumlara yer verilecektir. Edinilen tespitler ise bu idarelerde çalışan iç denetçi ve müfettişlerle yapılan bir anket ile sınanacaktır. Nihayetinde ise her yerel seçim sonrasında liyakat ve kariyer ilkeleri ile çelişen personel atamalarının bir tekerrüre dönüşmesinden hareketle bu mütemadi durum "yerel sarmal" kavramı ile açıklanmaya çalışılacaktır. Abstract: Although municipalities and affiliated administrations have sufficient resources and personnel, they are quite different in terms of the quality and content of the services they provide. It is considered that the most important reason of this difference is the appointments made in violation of merit and career principles. In this article, the degree of application of merit and career principles in these administrations will be evaluated and contradictory situations will be included. The findings will be tested by a survey with internal auditors and inspectors working in these administrations. In the end, this permanent situation will be tried to be explained with the consept of "local spiral" as a result of the personnel appointments which are contradictory with the principles of merit and career turn into a repetition.

ÖZ 2010 yılında yürürlüğe koyulan bir yönetmelik ile evsel katı atıkların toplanması ve bertaraf edilmesine dair usul ve esaslar belirlenmiştir. Anılan sürecin sahipleri olarak da büyükşehir belediyeleri, diğer belediyeler ve belediye birlikleri sayılmıştır. Bu hizmet kapsamında da toplam sistem maliyeti ile kirleten öder ilkesi gereği tarifelerin belirlenmesi yoluna gidilmiş, ilgili bakanlık tarafından gerekli dokumanlar hazırlanarak rehberlik faaliyetinde bulunulmuştur. Ancak 2010 yılında yürürlüğe giren bu yönetmeliğin hükümlerinin evsel katı atık idarelerince bir yıl içerisinde sağlanması hüküm altına alınmışken neredeyse her yıl yapılan değişiklikle bu süreç 31/12/2020 tarihine dek uzatılmıştır. Hâlihazırda çevrenin korunması ve buna bağlı olarak herkesin dengeli ve sağlıklı bir çevrede yaşaması amacına hizmet eden bu düzenleme büyük oranda uygulama alanı bulamamıştır. Söz konusu mevzuata uyum sağlayanlar ile bu yönde gerekli adımları atmaya başlayan belediyelerde ise gerek mevzuatın bazı hususlara değinmemesi gerekse de sistemin oldukça karmaşık olması nedeniyle önemli sorunların yaşandığı gözlemlenmiştir. Bu makalede de anılan sürecin tarihsel gelişimi, uygulanmasında karşılaşılan sorunlar, çözüm önerileri ile özellikle çevreye dair bu tür vergi ve ücretlerin tek tipleştirilmesinin önemine değinilecektir. Ayrıca evsel katı atıkların vergilendirilmesi ile ilgili olarak Avrupa Birliği ve gelişmiş ülkelerdeki uygulamalara da yer verilecektir. Özellikle 1970'li yıllarda Avrupa Birliği gündemine gelen katı atık yönetimi çeşitli yasal düzenlemeler ve uygulamalarla üye ülkelerde geliştirilmiştir.

Öz Kamu yönetiminde maddi ve beşeri kaynaklar ile zamanın rasyonelce kullanılmasının temini için stratejik planlamanın ve buna bağlı olarak da performans yönetiminin önemi ve işlerliği giderek artmakta, stratejik yönetim araçları merkezi idare dışında yereli de kapsayacak şekilde uygulanmaktadır. Diğer taraftan kentleşmenin artmasına, dolayısıyla da yönetim sistemlerinin gelişerek değişmesine bağlı olarak Türkiye'de yerel düzeyde Su ve Kanalizasyon İdarelerinin (SUKİ) sayısı artmış, bu özel amaçlı metropoliten kuruluşların da stratejik amaç ve hedeflerini belirlemeleri, hedeflere ulaşılıp ulaşılamadığını denetleyecek göstergelerin tespit edilmesi gerekmiştir. Bu çalışma kapsamında otuz büyükşehir belediyesindeki SUKİ'lerin stratejik dokümanları incelenmiş, aynı mevzuata tabi olan bu idarelerin performans göstergelerinin oldukça farklılaştığı görülmüştür. Göstergeler arasında SUKİ'lerin kuruluş amacı ile doğrudan ilgili olmayanları tespit edilmiş, bazı göstergelerin ise uygulanabilirliğinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Özellikle kaçak tutanağı hedefi, soruşturma raporu, lehte ve aleyhte açılan dava sayısı, Kamu İhale Kurumu tarafından iptal edilen ihale sayısı gibi önceden öngörülmesi mümkün olmayan göstergelere rastlanılmıştır. Ayrıca mevzuatla hüküm altına alınan, gösterge olamayacak nitelikteki rutin iş ve işlemlerin gösterge olarak belirlendikleri anlaşılmıştır. Bu tespitlerden hareketle çalışmada SUKİ'lerin daha etkili ve ekonomik hizmet sunabilmeleri için amaçlarına hizmet edecek asli göstergelerin belirlenmesi aracılığıyla iyileştirici önerilerde bulunulmakta, önceden öngörülemeyecek nitelikte olan göstergelerin neden bir performans göstergesi olamayacağı tartışılmakta, nihayetinde ise uygulanması halinde amaca hizmet edemeyecek olan göstergelerin muadili olabilecek göstergeler önerilmektedir. Abstract In public administration the importance and operability of material and human resources, strategic planning needed to use time rationally in parallel with performance management are on the increase. Besides strategic administration have been applied to include not only central administration but also local one. On the other hand, the number of water and sewerage system administrations at local level has increased in Turkey depending upon management systems growing and transforming in connection with ascending urbanization.

ÖZET İlk kademe belediyelerinin kaldırılması ve iki kademeli büyükşehir yönetim sisteminin tesisi akabinde 6360 sayılı Kanun ile otuz büyükşehir belediyesinde uygulanır hale gelen mezkur sistemin, gelinen zaman itibariyle bilhassa ortak hizmet alanlarında ve faaliyetlerde görev, yetki ve sorumluluk ile yine bu hususlarda kaynakların bölüşülmesi noktasında büyükşehir belediyeleri ile ilçe belediyeleri arasında çeşitli sorunların yaşanmasına sebebiyet verdiği görülmüştür. Süreç içerisinde yapılan araştırmalar neticesinde iki kademeli büyükşehir yönetim sisteminin sorunları hakkında esaslı bilgilere ulaşılmıştır. Bu araştırmalarda "hizmet sunumunda karşılaşılan sorunlardan %47,7'sinin (Keleş, 1988: 44) büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeleri arasındaki görev ve yetki bölüşümünün açık olmamasından kaynaklandığı" belirtilmiş, daha sonraki araştırmalarda da bu bulgu vurgulanmış, her iki birim tarafından faaliyet gösterilen ortak hizmet alanlarının varlığı ile bazı mahalli müşterek nitelikli hizmetlerin sunulmasındaki belirsizlikler temel sorun olarak görülmüştür. 5216 sayılı Kanun gerek üst birimin (büyükşehir belediyesi) gerekse alt birimlerin (ilçe belediyeleri) görev ve yetkilerini daha kapsamlı ve ayrıntılı bir şekilde belirtse de bu iki tüzel kişilik arasında yaşanan sorunlar tamamen ortadan kaldırılamamıştır. Bu bağlamdagörev alanı ve konu itibariyle hizmet çakışması şeklinde adlandırabileceğimiz bu hususun mevzuat anlamında idamesi ile bilhassa üst ve alt yapıdaki belediyelerin siyasal partiler özelinde farklılaştığı kentlerde yaşanan yönetimsel sorunların derinleşerek devam edeceği de öngörülmektedir. Büyükşehir belediyelerinin sahip olduğu koordinasyon yetkisinin yanı sıra özellikle imar ve bütçe ile kentin altyapı ve ulaşım alanındaki belirleyicilikleri bu yapıları ilçe belediyeleri karşısında adeta birer hiyerarşik üst haline getirmiştir. İl mülki sınırı uygulaması ile de büyükşehirlerin genişleyen sınırları üst yapıyı daha muktedir hale getirerek var olan görev, yetki ve sorumluluk sorunsalını büyükşehirlerin yeni hizmet sınırlarına yaymıştır. Hizmet çakışması/örtüşmesi şeklinde yaşanan sorunlar dışında hizmet sunucusunun belirsizliği nedeniyle de bazı sorunların ortaya çıktığı görülmektedir. Örneğin küresel ısınma ve yeşil alanların azalması ile kentleşmenin hızla artmasına bağlı olarak önem düzeyi artan "yağmur sularının uzaklaştırılması" gibi esaslı bir görevin metropollerde hangi idarelerin sorumluluğu altında olduğu hususunda bir belirsizlik hali uzunca bir süre devam etmiştir. Yağmur sularının uzaklaştırılması hususuna 5216 sayılı Kanun'da yer verilmezken 2560 sayılı İSKİ Kanunu'nda bu görevin, gerekli harcamaların ilgili belediyelerce karşılanması şartıyla, İSKİ tarafından yerine getirileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak Kanun'da ilgili belediyenin; büyükşehir belediyesi mi, ilçe belediyesi mi yoksa her ikisinin mi olduğu hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Uygulamada ise İSKİ Kanunu'na göre faaliyette bulunan su ve kanalizasyon idarelerinin yağmur sularının uzaklaştırılması giderlerini ilçe belediyelerinden talep ettiği görülmüştür.Ancak, İSKİ Kanunu'na göre faaliyet gösteren bir İdareye karşı ilçe belediyesi tarafından açılan dava neticesinde yağmur sularının uzaklaştırılması konusunda asıl muhatabın büyükşehir belediyesi olduğuna hükmedilmiştir. Buna benzer örnekler çoğaltılabilmekle beraber iki kademeli yönetim sisteminin getirdiği sorunların mevzuat kaynaklı boşluklar ile bilhassa hizmet çakışmaları nedeniyle yaşandığı

Öz Günümüzde belediyeler, mevzuat kısıtları ve var olan kaynakları ölçüsünde mahalli müşterek nitelikli hizmetleri sunmaktadır. Klasik anlamda mevzuatla belirlenen zo-runlu ve ihtiyari görevleri ifa eden belediyelerin, mevcut kaynaklarını etkili, eko-nomik ve verimli bir şekilde kullanması ölçüsünde başarılı olup olmadıkları değer-lendirilmektedir. Ancak, belediyelerin var olan kaynakları bu ilkeler çerçevesinde rasyonelce kullanmaktan öte, kaynak yaratan, üretim fonksiyonunu vatandaşlar ya-rarına tesis eden ve bu çerçevede üretime yön veren bir fonksiyon da üstlenmesi gerekmektedir. Bu çerçevede klasik belediye hizmet sunum modelinden ziyade be-lediyelerin üretime katkı yapacak şekilde yenilikçi politikalar da geliştirmesi gide-rek önem kazanmaktadır. Bu çalışmada Toplumcu Belediyeciliğin önemli bir ilkesi olan Üretici Belediyecilik fonksiyonu çerçevesinde kaynak yaratan ve üretime yön veren politikaların neler olduğuna değinildikten sonra Mersin Toroslar Belediyesi-nin uygulamalarına yer verilecektir.

ÖZ Günümüzde personel rejimi açısından belediyelerde ve kamu tüzel kişiliğini haiz bağlı kuruluşlarda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre işlem yapılmaktadır. Disiplin hükümleri kapsamında önem taşıyan Disiplin ve Yüksek Disiplin Kurulları ise söz konusu Kanun'a dayalı olarak çıkarılan Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmektedir. Ancak büyükşehirlerde kurulan özel amaçlı metropoliten kuruluşlarda (bağlı kuruluşlarda), disiplin ve yüksek disiplin kurullarının belirlenmesinde farklı uygulamalara gidildiği görülmektedir. Buna bağlı olarak süreç içerisinde uygulama birliğinin tesisi için herhangi bir standartlaştırma faaliyetinde bulunulmadığı da anlaşılmaktadır. Büyükşehirlerde yerelin merkezileşmesi şeklinde okunan dönüşüme binaen bu makalede söz konusu mevzuattaki belirsizliklere ve uygulama farklılıklarına yer verilerek, metropoliten kuruluşlar özelinde Yüksek Disiplin Kurulları için bir model önerisinde bulunulacaktır. ABSTRACT Today, actions are taken in accordance with the Law on Civil Servants numbered 657 in terms of personnel regime in the municipalities and in subsidiaries having public legal personality. Disciplinary and High Disciplinary Committees, which bear importance within the scope of disciplinary provisions, are determined according to the provisions of the Regulation on Disciplinary Boards and Disciplinary Supervisors, which are enacted on the basis of the said law. However, in special purpose metropolitan institutions of metropolitan municipalities (In affiliated administrations), different methods are applied for determining the discipline and high disciplinary boards. Accordingly, it is understood that no standardization activities are carried out for establishing enforcement unity during the process. By virtue of the transformation, which is interpreted as the centralization of

Öz Türkiye'de yerel yönetimlerin seçilmiş organlarında kadın temsiliyetinin oldukça düşük olduğu bilinmektedir. Bu konuda süreç içerisinde yapılan çalışmalar anılan sorunlar hakkında önemli bilgiler verirken, genel olarak söz konusu çalışmalarda kadınların, gerek çalışma hayatına gerekse de siyasete katılmalarının önündeki " toplumsal cinsiyete " dayalı engellerin varlığında mutabık kalınmaktadır. Yerel yönetim birimlerinde seçilmişler arasında kadın sayısına bakıldığında bu oranın dünya geneline göre oldukça düşük bir seviyede olduğu anlaşılmaktadır. Bu husus-ta daha önce yerel yönetimlerin seçilmiş organlarında kadın temsiliyeti ile ilgili olarak çeşitli araştırmalar yapılmış olsa da söz konusu yerel birimlerin atanmış yö-neticileri arasında kadının rolü ve sayısı irdelenmemiştir. Bu makalede de beledi-yelerin yönetiminde " kadının rolü " büyükşehir belediyelerinde görev yapan ve be-lediye başkanının atamaya yetkili olduğu yöneticiler özelinde bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Bu bağlamda otuz büyükşehir belediyesinden edinilen bilgiler çerçevesinde seçilmişlerle atanmış kadınların sayıları mukayese edilmiştir.

Öz 6360 sayılı Kanunla gerek büyükşehir belediyelerinin gerekse de su ve kanalizasyon idarelerinin görev alanı il mülki sınırı haline getirilmiştir. Böylece nüfus yoğunluğunun fazla olduğu mekânlar dışında kırsal alan kapsamında da hizmet üretimi ve sunum süreci başlamıştır. Bu makalede su ve kanalizasyon idarelerinin il mülki sınırı kapsamında hizmet sunmaları neticesinde oluşan tablonun bütçe gerçekleşmeleri üzerinden okunması amaçlanmıştır. Bulguların daha anlaşılabilir olması açısından bir özel amaçlı metropoliten kuruluş olan Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi çerçevesinde tespit edilen hususlar anlamlandırılmaya çalışılmıştır. Neticede ise hizmet sunulan alanın genişlemesi, hizmetin götürüleceği mesafenin artması ve nüfus yoğunluğunun azalması gibi nedenlerin yapılan yatırımların maliyetini, dolayısıyla da bütçe giderlerini artırdığı görülmüştür. Öte yandan kanun koyucunun çeşitli düzenlemelerle kırsal alanda yaşayan vatandaşları ekonomik açıdan koruyacak tedbirler aldığı da tespit edilmiştir. Bu yasal kısıtların ise söz konusu idarelerin bütçe gelirini azalttığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Büyükşehir Belediyesi, Su ve Kanalizasyon İdareleri, Bütçe Gerçekleşmesi, İl Mülki Sınırı. Absract With Law No. 6360, the service area of the metropolitan municipalities, as well as of water and sewage administrations, have been transformed into provincial property boundaries. Thus, service production and presentation process has been initiated within the scope of rural areas, apart from the the places where population density is high. In this article, it is aimed to read the table which is formed as a result of providing water and sewerage administrations within the provincial property boundaries, through the budget events. In view of the fact that the findings are more understandable, the issues identified in Mersin Water and Sewerage Administration, which is a special purpose metropolitan organization, have been tried to be interpreted. As a result, it has been seen that the reasons such as the expansion of the service area, the increase in the distance to be taken by the service and the decrease of the population density have increased the cost of the investments made, thus the budget expenses. On the other hand, it has been found that the legislator has taken measures to protect the citizens living in the rural areas economically by the means of various regulations. These legal constraints, seemed to reduce the budgetary revenues of the administrations.

Öz: Devletler, küreselleşmenin bir sonucu olarak serbestleşen sermayenin dolaşımını sağlamak üzere yerelleşme politikalarını uygular hale gelmişlerdir. Yerelleşme süreciyle beraber merkezden yerele hizmet ve kaynak aktarımını gerektiren bu dönüşüm Türkiye'de mali kaynak tahsisinden çok hizmetlerin aktarılması şeklinde gerçekleşmiştir. Belediyelerin sunacağı hizmetlerdeki artış ile görev alanındaki genişleme karışışında tahsil edeceği vergi ve harçların türleri ile değerlerinin artırılmaması dikkat çekmekte olup, bu gelirlerin bütçe içerisindeki oranının ise giderek azaldığı görülmektedir. Ayrıca yerel vergi ve harçların önemli bir kısmı da teknolojik gelişmelere uyum sağlanamaması nedeniyle tahsil edilememektedir. Bu makalede belediyenin tahsil edeceği vergi ve harçların uygulama kabiliyeti ile değişen koşullar çerçevesinde revize edilmesinin gerekliliğine değinilecektir. Anahtar Kelimeler: Yerelleşme, belediyeler, öz gelir, vergi ve harçlar, belediye gelirleri kanunu Abstract: The States have ended up adopting the localization policies in order to ensure the circulation of the capital liberalized as the consequence of globalization. This transformation, which requires or a transfer of services and resources from center to local, has been realized in Turkey by means of transfer of services rather than allocation of financial resources. It is noteworthy that the types and values of the taxes and fees to be collected by the municipalities in return of extending services to be provided and the extension of service area have not been increased, and the proportion of these revenues in the budget is seen to be gradually decreasing. In addition, a significant portion of local taxes and fees cannot be collected on account of non-compliance with the technological developments. This article will address the necessity of revision of taxes and fees to be collected by the municipality in accordance with changing conditions as a result of enforcement capability.

Öz Türkiye'de büyükşehir belediyeleri de dahil olmak üzere diğer yerel birimlerin kadro unvan ve standartları ile teşkilat yapılarını düzenlemek üzere 2007 yılında Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu yönetmelikle kamu kaynaklarının etkili ve verimli kullanılması, yerel hizmetlerin dengeli dağılımının temin edilmesi, belediyeler tarafından sunulan hizmetlerde kalitenin artırılması amaçlanmıştır. Büyükşehir belediyeleri için de bu yönetmelik kapsamında nüfus esasına göre şube müdürlüğü ve üstü kadrolar ihdas edilmiş, azami sayıları belirlenmiştir. Bu makalede de büyükşehir belediyelerince yönetici kadrolarının ne kadarının kullanıldığı tespit edilerek, edinilen verilerin nüfus ve yüzölçümü gibi kriterler üzerinden değerlendirilmesine yer verilmektedir. Anahtar Kelimeler: Büyükşehir Belediyesi, Norm Kadro Standartları, Norm Kadro Unvanları. Abstract: Regulations Regarding Municipalities and Affiliated Organizations and Local Administrative Units Norm Regulation Principles and Standards were put into effect in 2007 to regulate the cadastre titles and standards and organization structures of the other local units including the metropolitan municipalities in Turkey. Said regulation aims to use public resources effectively and efficiently, with a view to ensure a balanced distribution of local services, and to increase the quality of services offered by municipalities. For the metropolitan municipalities, under the scope of this regulation, the branch directorate and superiors have been established on the basis of population and the maximum number there to has been determined. In this article, the determination is made in respect of the extent of the administrative staff employed by the metropolitan municipalities, and the evaluation of the obtained data based on criteria such as population and area. 1. Giriş Geçtiğimiz çeyrek yüzyılda merkezi idarenin kamusal hizmet sunumundaki baskın rolü yerel yönetimler ve piyasa lehine değişime uğramıştır. Böylece görev, yetki ve sorumlulukları artan yerel yönetimlerin ise en uygun teşkilat yapısı ve nitelikli işgücü ile bu vazifeyi ifa etmesi gerekmiştir. Buna bağlı olarak da süreç içerisinde yerel yönetim birimlerinin gerek yapılarının gerekse de hizmet sunum esaslarının belirli kaidelere bağlanması hüküm altına alınmıştır. Özellikle merkezi idarenin mikro nitelikli izdüşümleri şeklinde tasvir edebileceğimiz büyükşehir belediyelerinin büyüklüğü ve hâlihazırda il mülki sınırı kapsamında hizmet üretmeleri de nazara alındığında anılan yapıların ülke genelinde eşgüdüm dâhilinde standart ve vatandaş memnuniyetini sağlayacak ölçüde kaliteli hizmet sunmaları da öngörülmüştür. 2004 yılında gerçekleştirilmeye başlanılan yerel yönetimler ile ilgili reform çalışmaları neticesinde yürürlüğe konulan 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu ile 5393 sayılı Belediye Kanununun ilgili maddelerinde söz konusu yerel birimlerin norm kadroya uygun olarak teşkilat yapılarını belirleyeceği hüküm altına alınmış, böylece yerel yönetimlere dair süregelen personel rejimi ile ilgili sorunların çözümü noktasında ilk somut adım atılmıştır (Bilgin ve Can, 2008: 13-14). Anılan yasal dayanaklardan hareketle vesayet makamınca bütün yerel birimlerin teşkilat yapıları ile personel sayılarının belirli bir sistematik içerisinde belirlenmesi gerekmiştir. Buna bağlı olarak nüfus kriteri başta olmak üzere ilçe merkezi, sanayi veya ticaret ve turizm nitelikleri de esas alınarak yerel birimler gruplara ayrılmış ve bu sınıflamalara göre teşkilat yapıları, kadroları ve kadro unvanlarının belirlenmesi yönündeki çalışmaların neticesinde 22.02.2007 tarih ve 26442 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik yürürlüğe koyulmuştur. Anılan yönetmelik kapsamında teorik olarak çeşitli çalışmaların yapıldığı görülse de yerel birimlerce norm kadro standartları ile kadro unvanlarının ne oranda kullanıldığı, özdeş addedilebilecek yerel birimlerce kadro kullanımı ve teşkilat yapısı noktasında bir benzeşme veya ayrışma olup olmadığı yönünde daha evvel bir çalışma yapılmadığı da tespit edilmiştir. Yapılan ilk incelemede ise büyükşehir belediyeleri * Dr., MESKİ Genel Müdürlüğü Kamu İç Denetçisi.

Özet Türkiye'de iki kademeli büyükşehir yönetim modelinin uygulanması ile beraber büyükşehir belediyesinin sınırlarını kapsayacak şekilde birçok alt kademe belediyesi de kurulmuş ve böylece bazı mahalli müşterek nitelikli hizmetlerin alt kademe belediyeleri tarafından, bazıları ortak olmak üzere birçok hizmetin de büyükşehir belediyesi tarafından sunulması sağlanmıştır. Bu yönetim modelinde büyükşehir kapsamındaki belediyeler arasında hizmetlerin yerine getirilmesi bakımından uyum ve koordinasyonun büyükşehir belediyesi tarafından sağlanması da hüküm altına alınmıştır. Bu görev ve yetki ise büyükşehir belediyesinin alt kademedeki belediyeler üzerinde bazı alanlarda nev'i şahsına münhasır bir denetim yetkisine sahip olmasını gerektirmiştir. Söz konusu denetim yetkisi literatürde farklı kavramlarla açıklanmaya çalışılmıştır. Bu makalede de genel olarak idari vesayete benzeyen bu yetkinin " yerel idari vesayet " olarak da adlandırılabileceği hususuna değinilmektedir. Anahtar Kelime: İdari vesayet denetimi, hiyerarşik denetim, iç vesayet, dış idari denetim, yerel idari vesayet * Dr. İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü Müfettişi, orhan_alici@hotmail.com

Öz Türkiye'de büyükşehir belediyeleri de dahil olmak üzere diğer yerel birimlerin kadro unvan ve standartları ile teşkilat yapılarını düzenlemek üzere 2007 yılında Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu yönetmelikle kamu kaynaklarının etkili ve verimli kullanılması, yerel hizmetlerin dengeli dağılımının temin edilmesi, belediyeler tarafından sunulan hizmetlerde kalitenin artırılması amaçlanmıştır. Büyükşehir belediyeleri için de bu yönetmelik kapsamında nüfus esasına göre şube müdürlüğü ve üstü kadrolar ihdas edilmiş, azami sayıları belirlenmiştir. Bu makalede de büyükşehir belediyelerince yönetici kadrolarının ne kadarının kullanıldığı tespit edilerek, edinilen verilerin nüfus ve yüzölçümü gibi kriterler üzerinden değerlendirilmesine yer verilmektedir. Anahtar Kelimeler: Büyükşehir Belediyesi, Norm Kadro Standartları, Norm Kadro Unvanları. Abstract: Regulations Regarding Municipalities and Affiliated Organizations and Local Administrative Units Norm Regulation Principles and Standards were put into effect in 2007 to regulate the cadastre titles and standards and organization structures of the other local units including the metropolitan municipalities in Turkey. Said regulation aims to use public resources effectively and efficiently, with a view to ensure a balanced distribution of local services, and to increase the quality of services offered by municipalities. For the metropolitan municipalities, under the scope of this regulation, the branch directorate and superiors have been established on the basis of population and the maximum number there to has been determined. In this article, the determination is made in respect of the extent of the administrative staff employed by the metropolitan municipalities, and the evaluation of the obtained data based on criteria such as population and area. 1. Giriş Geçtiğimiz çeyrek yüzyılda merkezi idarenin kamusal hizmet sunumundaki baskın rolü yerel yönetimler ve piyasa lehine değişime uğramıştır. Böylece görev, yetki ve sorumlulukları artan yerel yönetimlerin ise en uygun teşkilat yapısı ve nitelikli işgücü ile bu vazifeyi ifa etmesi gerekmiştir. Buna bağlı olarak da süreç içerisinde yerel yönetim birimlerinin gerek yapılarının gerekse de hizmet sunum esaslarının belirli kaidelere bağlanması hüküm altına alınmıştır. Özellikle merkezi idarenin mikro nitelikli izdüşümleri şeklinde tasvir edebileceğimiz büyükşehir belediyelerinin büyüklüğü ve hâlihazırda il mülki sınırı kapsamında hizmet üretmeleri de nazara alındığında anılan yapıların ülke genelinde eşgüdüm dâhilinde standart ve vatandaş memnuniyetini sağlayacak ölçüde kaliteli hizmet sunmaları da öngörülmüştür. 2004 yılında gerçekleştirilmeye başlanılan yerel yönetimler ile ilgili reform çalışmaları neticesinde yürürlüğe konulan 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu ile 5393 sayılı Belediye Kanununun ilgili maddelerinde söz konusu yerel birimlerin norm kadroya uygun olarak teşkilat yapılarını belirleyeceği hüküm altına alınmış, böylece yerel yönetimlere dair süregelen personel rejimi ile ilgili sorunların çözümü noktasında ilk somut adım atılmıştır (Bilgin ve Can, 2008: 13-14). Anılan yasal dayanaklardan hareketle vesayet makamınca bütün yerel birimlerin teşkilat yapıları ile personel sayılarının belirli bir sistematik içerisinde belirlenmesi gerekmiştir. Buna bağlı olarak nüfus kriteri başta olmak üzere ilçe merkezi, sanayi veya ticaret ve turizm nitelikleri de esas alınarak yerel birimler gruplara ayrılmış ve bu sınıflamalara göre teşkilat yapıları, kadroları ve kadro unvanlarının belirlenmesi yönündeki çalışmaların neticesinde 22.02.2007 tarih ve 26442 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik yürürlüğe koyulmuştur. Anılan yönetmelik kapsamında teorik olarak çeşitli çalışmaların yapıldığı görülse de yerel birimlerce norm kadro standartları ile kadro unvanlarının ne oranda kullanıldığı, özdeş addedilebilecek yerel birimlerce kadro kullanımı ve teşkilat yapısı noktasında bir benzeşme veya ayrışma olup olmadığı yönünde daha evvel bir çalışma yapılmadığı da tespit edilmiştir. Yapılan ilk incelemede ise büyükşehir belediyeleri * Dr., MESKİ Genel Müdürlüğü Kamu İç Denetçisi.

ÖZ Klasik belediye yönetimlerinin yerini iki kademeli büyükşehir yönetim sistemine bırakması ile birlikte yerel hizmetlerin kent genelinde uyumlu bir şekilde sunulması da gerekmiştir. Bu amaç doğrultusunda uyum ve koordinasyonu sağlama yetkisi büyükşehir belediyelerine verilmiştir. Ulaşım ve alt yapı konusunda ise eşgüdümün sağlanması daha sistematik ve katılımcı bir oluşuma dayandırılmış, Alt Yapı ve Ulaşım Koordinasyon Merkezleri kurulmuştur. Ancak bu komisyonlarda büyükşehir belediyesinin oldukça etkin, ilçe belediyelerinin ise pasif bir şekilde kurgulanması temsiliyet sorunu yaratmış, ayrıca " subsidiarite " anlamında bir çelişkiye de sebebiyet vermiştir. Bu makalede ulaşım ve alt yapı özelinde yaşanan koordinasyon sorunları ile yapılan bir anket üzerinden elde edilen sonuçlara değinilerek sistemin iyileştirilmesi maksadıyla bazı önerilere yer verilmektedir. ABSTRACT It has become necessary to provide also the local services in harmonious manner throughout the city as a result of substitution of conventional municipal administration with the two-tiered metropolitan administration system. The authority to ensure harmonization and coordination for that purpose has been given to the municipality municipalities. Provision of coordination in aspects of transport and infrastructure has been ensured to be based on a more systematic and inclusive formation. And Infrastructure and Transportation Coordination Centers have been established. However, the quite active construction of metropolitan municipalities versus passive construction of county municipalities in those commissions have created the problem of representation, and led to contradiction in the sense of "subsidiarity". This article refers to the results obtained from a questionnaire on coordination problems experienced in transportation and infrastructure, and include a number of suggestions for improvement of the system.

ÖZ Kamu yönetimi paradigmalarındaki değişime bağlı olarak kamusal nitelikli kaynakların daha etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılması gerekmiştir. Bu anlamda hızlı, kalıcı ve yenilikçi çözümler üretmek adına kamu kaynaklarının yeniden değerlendirilmesinde bir takım modern uygulamaların da hayata geçirilmesi ve kaynakların dönüşümünde kamu yararının göz önünde bulundurulması temel ilke haline gelmiştir. Her ne kadar mevzuat, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılmasını öngörse de bu amacın lafzi boyutta kaldığı, değişen mevzuatın uygulamalara yeterince yansıtılamadığı, kamu mallarının yeniden değerlendirilmesinde hassas davranılmadığı gözlemlenmektedir. Öte yandan kamu mali yönetiminin temel ilkesi haline gelen " kaynakların etkili, ekonomik ve verimli kullanılması " prensibinin yeterince anlamlandırılamadığı ve içselleştirilemediği de görülmektedir. Bu makalede yerel mahiyette hizmet veren özel amaçlı bir metropoliten yönetim kuruluşunun kamu taşınırları özelinde gerçekleştirdiği iyi uygulama örneğine yer verilecek, kamusal nitelikli taşınırların yeniden değerlendirilmesinde kaynakları koruyan, kamu yararını esas alan bu ve benzer uygulamaların yaygınlaştırılmasının önemine değinilecek, kaynakların daha etkili, ekonomik ve verimli kullanılması perspektifinde değerlendirmelerde bulunulacaktır. ABSTRACT In parallel with the transformation in public administration paradigms, it has been necessary to utilize the public resources in a more effective, economical and efficient manner. In this sense, it has become a fundamental principle to actualize a number of modern practices in the revaluation of public resources in order to generate rapid, permanent and innovative solutions, and to take public interest into account in the transformation of the resources. Although the legislation foresees an effective, economical and efficient use of public resources, it has been observed that the purpose has remained unfulfilled, that the amended legislation has not been adequately implemented, and that the revaluation

Özet: Türkiye'de yerel yönetimler ile ilgili olarak süreç içinde birçok reform talebi, tasarı, rapor ve çalışmalar gündeme gelmiştir. Bu girişimin nihai olarak 2004 ve 2005 yıllarında gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz. Fakat, dünyada yaşanan küreselleşme ve yerelleşme süreci, yapılan bu değişiklikleri zorunlu kılmakla birlikte yapılan değişiklikler uluslar arası arenada ve özellikle Avrupa Birliğinin mevzuatı çerçevesinde belirlenmiştir. Bu reform süreciyle birlikte belediyelere idari ve mali özerklik tanınmış, ulusal ve uluslar arası alanda birliklere üye olmasının yolu açılmış, belediye ölçekleri büyütülmüş, mali kaynakları arttırılmış ve teşkilat yapısında bazı farklılıklara gidilmiş, yerindenlik ilkesi çerçevesine yeni görevler verilmiştir. Fakat 1580 sayılı Kanunun yerini alan 5393 sayılı Kanunla belediye hizmetleri daha da piyasalaşmıştır. Bunun sonucu olarak kamusallığın, sosyal refah devletinin, hizmet yapıcı ve toplumu esas alan belediyeciliğin yerini bireysellik, neoliberal devlet anlayışı, hizmet yaptırıcı ve piyasayı esas alan bir belediyecilik almıştır. Bu makalede de Büyükşehir belediyesi kanunu ve belediye kanununda yaşanan önemli bazı değişiklikler ele alınacaktır. Abstract: In Turkey, many reform requests, projects, reports and works about local administrations have been put on agenda. This inittative has been realized in 2004 and 2005 finally. However, globalisation and localisation process in the world have made these changes neccessary and in the same way, these changes have been determined according to europen union criteria in the international area. With this reform process, the municipalities have been granted administrative and financial autonomy, right to be member of national and international unions, the capacity of municipalities has been enlarged, their financial resources have been increased, their organizational structure has been modified and they have given new tasks according to the principle of subsidiarity. However, with the law numbered 5393 that has replaced the law numbered 1580, municipality services have focused on market.

Özet: Uzun bir arayış ve hazırlık sürecinden sonra 1984 yılında uygulama alanı bulan büyükşehir belediyesi yönetim sistemi günümüze dek önemli evrelerden geçerek yerel yönetim sistemi içerisindeki etkinliğini artırmıştır. İki kademeli büyükşehir yönetim sisteminin uygulandığı Türkiye'de alt kademede birçok ilçe belediyesi bulunmaktadır. Üst kademede ise alt kademede bulunan belediyeler arasında koordinasyonu sağlamak ve makro nitelikli hizmetleri sunmak amacıyla büyükşehir belediyeleri tesis edilmiştir. Bu iki farklı tüzel kişilik arasında görev, yetki ve sorumlulukların paylaşımı noktasında ise net bir belirleme yapılmamış, dolayısıyla süreç içerisinde ortak hizmet alanları ve mevzuatta varolan belirsizlikler nedeniyle çeşitli sorunlar yaşanmaya başlanmıştır. Bu makalede de gerek idari ve mali özerklik gerekse de yerindenlik ilkeleri gereği büyükşehir belediyesi yönetim sisteminin revize edilmesi, mevzuatın bir bütünlük içerisinde üst normlara ve ulusüstü düzenlemelere uygun hale getirilmesi hususları üzerinde durulmaktadır. Abstract: The metropolitan municipality management system that found a field of application in 1984 after a long seeking and preparation process increased its efficiency within the management system by going through important phases to the present day. There are many district municipalities at lower stage in Turkey in which two-stage metropolitan management system is applied. The metropolitan municipalities have been established at upper stage in order to ensure coordination between municipalities at lower stage and to provide macro-grade services. A net determination was not done in the point of sharing of the duties, authorities and responsibilities between these two different legal entities and therefore various problems have arisen because of public service areas in the process and uncertainties in the existing legislation. In this article, an emphasis is laid on revising metropolitan municipality management system, making suitable legislation for top norms and supranational regulations in a unity according to both administrative and financial autonomy and the principles of appropriateness.

Özet Belediyeler, hizmet sunumu açısından yerindelik ilkesine göre örgütlenmiş demokratik yönetim birimleridir. Bu öneme paralel olarak Türkiye'de gerçekleştirilen mahalli idareler reformu ile belediyelerin görev, yetki ve sorumlulukları arttırılmıştır. Hizmet alanı genişleyen ve hizmet çeşitleri artan belediyelerin teşkilat yapısında ve denetim sisteminde de çeşitli değişiklikler ortaya çıkmıştır. Günümüzde norm kadro sınıflandırmasına göre büyük ölçekli birçok belediyede iç denetim birimleri ile teftiş kurullarının bulunduğu görülmektedir. Aynı kamu idaresinde iki farklı denetim organının ve kadrolarının bulunması gün geçtikçe yeni sorunları ortaya çıkartmakta ve " denetim kirliliği " gibi farklı kavramların denetim yazınına girmesine neden olmaktadır. Bu çalışmada, yaşanan değişimler kapsamında mevcut denetim sistemindeki aksaklıkları çözmeye yönelik yeni bir denetim modeli konu edilmektedir. Bu model " Mahalli İdareler Müfettişliği " dir. Abstract Municipalities are organized according to the legitimacy principle in terms of service. This is important as a parallel with the reform of local governments in our country, the authorization and the responsibilities of municipalities have been enhanced. Also, various changes have been applied to the service area and the organizational structure of the increasing types of municipalities. Nowadays, according to the classification of permanent staff there are rules of internal inspection bodies and rules in most large-scaled municipalities. Two different inspection bodies and the staff in the same public agency gradually causes new problems and new terms to enter the inspection literature such as "inspection contamination". In this article, new inspection form are going to be discussed which are intended for the solution of the flaws in the current inspection system as part of the changes in local governments. This forms Local Governments Inspectorship".

ÖZET Yeni Kamu Yönetimi anlayışı ile piyasa ekonomisi önem kazanmış, merkeziyetçi yapının yerini daha adem-i merkeziyetçi bir yönetim anlayışı almıştır. Kamu yönetiminde şeffaflık, hesap verilebilirlik, etkinlik, verimlilik, ekonomiklilik, stratejik planlama, performans yönetimi ve denetimi gibi ilkeler önem kazanmıştır. Belediyelerde yeni denetim sistemi ile bir takım değişiklikler yaşanmıştır. Bu çerçevede belediyelerin iç denetimini, belediye müfettişleri ve belediye iç denetçileri; dış denetimini ise İçişleri Bakanlığı görevlileri ve Sayıştay denetçileri yapacaktır. Bu denetimlerde ise Belediye Kanununa göre çeşitli tasnif edici ayrımlara gidilmiş ve belediyelerde hukuka uygunluk, mali ve performans denetiminin yapılacağı belirtilmiştir. ABSTRACT As required by New Public Management understanding, market economy has signified, a decentralized management has replaced centralized structure. Principles like transparency, rendering accounts ability, efficiency, productivity, economic ability, strategic planning, performance management and auditing in public management have gained importance. In municipalities, with new auditing system several changes had lived. In this context, Interior Managerial Auditing will be made by municipal inspectors and internal auditors, whereas External Auditing In Municipalities will be made by Auditors of Ministry of Interior and Commissioners Of Audit. In these auditings, various classified differentiations have been

Küreselleşmenin Ulus-Devletlerin Düzenleme Gücü Üzerindeki Etkileri ÖZET Uzun süredir önemli bir gündem konusu olan küreselleşme, her geçen gün etki alanını arttırarak birçok değişikliği de beraberinde getirmektedir. Bu değişiklilerden en önemlisi Ulus-Devletlerin güç kaybederek bazı görev ve yetkilerini uluslararası örgütlere ve yerel yönetimlere bırakmasıdır. Fakat küresel sistem içerisinde Ulus-Devletler önemli bir aktör olma vasfını farklı bir mecrada sürdürmektedir. Bu önemlilik kurgusal bir planın uygulayıcılığı boyutunda kendini göstermektedir. Bu makalede de küreselleşmenin tanımları ile onu kurgulayan ve yönlendirebilen güç odaklarına değinilecek, uluslararası örgütlerin düzenlemelerine bağlı olarak güç odaklarının ve çok uluslu şirketlerin pazar kazanması adına Ulus-Devletlerin rol değişimi açıklanmaya çalışılacaktır. ABSTRACT For a long time, globalization which has been very important agenga subject, enlarges zone of influence and causes a lot of variety. For example, these changes and varieties are very important: nation states absolutely lost their authory and turnover their duty and authory to local administrations and multinational corporations. But nation states are very important actor and source of authory in the global system's different surroundings. These importance shows itself in this dimension: carriying the editing plan. In this article, you will see the definitions of globalization. I talk about the powers which can edit and direct the globalization and I talk about this topics: roles of nation states has been changed in the name of gaining market of the powers and multinational corporations and this phonomenon related with arrangaments of international corporations.

ÖZ Kırsal alan belediyeciliği Türkiye'de kullanılmaya başlanan yeni bir kavramdır. Özellikle kurulması kararlaştırılan on dört yeni büyükşehir belediyesi ile beraber toplam otuz büyükşehir belediyesinin il mülki sınırları dâhilinde hizmet üretmesi ve sunması ile birlikte önem kazandı. Ancak belediyeciliğin kentsel alan ile özdeşleştiği ve bu sınırlı alanda yoğun bir nüfusa hizmet sunduğu dikkate alındığında gerek büyükşehir belediyelerinin gerekse büyükşehir ilçe belediyelerinin kırsal alanda hizmet sunması ve gereksinimleri farklılaşan bu alanların taleplerini karşılayabilmesi zorlaşmaktadır. Bu sebeple kırsal alan belediyeciliğinin kentsel alan formatı dışında düşünülmesi ve kırsala yönelik politikaların ön plana çıkarılması gerekir. Aksi takdirde kırsal ve kentsel alan arasında hizmet sunumunda adaletsizliklerin ortaya çıkması olasıdır. Bu makalede de kırsal alan belediyeciliği üzerinde durulduktan sonra özellikle bu konu ile doğrudan ilgili olan büyükşehir belediyelerinde il mülki sınırı uygulamasının avantajlarına ve dezavantajlarına yer verilmiştir. ABSTRACT Rural area municipalism is a notion that has recently been used in Turkey. It has gained importance together with the service production and offer within the provincial administrative boundary of the planned establishment of new

Özet Kentsel alanın süreç içerisinde hızla büyümesi sonucunda klasik belediye teşkilatları bu değişime yeterince cevap verememiştir. Buna bağlı olarak da alt kademe belediyelerini kapsayacak şekilde büyükşehir belediyelerinin kurulması yoluna gidilmiştir. Ancak bazı makro nitelikli hizmetlerin büyükşehir belediyesi tarafından değil de yine bu yapı ile ilişkilendirilerek sadece bir kamu kurumu tarafından sunulması hususu önem kazanmış, böylece özel amaçlı metropoliten yönetim kuruluşlarının ulaşım, elektrik, doğalgaz, su, atık su ve kanalizasyon alanlarında tesis edilmesi yoluna gidilmiştir. Türkiye'de de ulaşım, elektrik, doğalgaz, su, atık su ve kanalizasyon alanında kurulmuş bulunan ve süreç içerisinde değişime uğramış birçok mahalli düzeyde idare bulunmaktadır. Hukuki yapıları ve işleyişleri özellikle ulaşım alanındaki idarelerde farklılık göstermekte olup, genel olarak " sui generis " bir yapıya sahip oldukları görülmektedir. Bu makalede de Özel Amaçlı Metropoliten Yönetim Kuruluşlarına yer verilecek olup, Türk idari sistemi içerisindeki yeri sorgulanacak, özellikle ulaşım alanındaki kurulmuş bulunan oluşumların standartlaştırılmasına ilişkin önerilerde bulunulacaktır. Abstract: As a result of the rapid growth of the urban area conventional municipality organizations couldn't respond to this change. Accordingly, to cover the lower level municipalities, establishment of metropolitan municipalities was chosen. However, for giving some macro-quality services, not by the metropolitan municipality but by only one public agency which is in relation to the existing structure have gained importance. So that the specific purpose metropolitan administrative establishments are established in transport, electricity, gas, water, and waste water and sewage areas.In Turkey, there are many local administrations and they have been transformed in the process in the fields of transport, electricity, gas, water, waste water and sewage. Especially in field of transportation legal structure and functioning of the administrations, differ from each other, in general, "sui generis" type is seen in their structure.This article will be about Specific Purpose Metropolitan Administrative Organizations and their place in Turkish Administrative System will be questioned. And there will be some recommendations on standardization of some Administrations especially in the field of transportation. Keywords: Specific Purpose Metropolitan Organizations Administration, the Metropolitan Municipality, Water and Sewerage Authority.