Skip to main content
Buket Yağcı
  • Istanbul, Turkey

Buket Yağcı

Özet: Bu çalışmanın amacı, İnsan Hakları ve köklerini dayandırdığı “modernleşme” süreçlerini tamamladığına inanılan Batılı geleneği anlamak, anlamlandırmak ve bu geleneğin evrenselleştirilmesi ya da evrensel olduğu iddiasıyla yüzleşerek,... more
Özet:
Bu çalışmanın amacı, İnsan Hakları ve köklerini dayandırdığı “modernleşme” süreçlerini tamamladığına inanılan Batılı geleneği anlamak, anlamlandırmak ve bu geleneğin evrenselleştirilmesi ya da evrensel olduğu iddiasıyla yüzleşerek, bu temanın sebepleri ve sonuçlarını ortaya koymayı denemektir. Bu kapsamda Johan Galtung’un İnsan Hakları: Başka Bir Açıdan Bakış adlı metni ekseninde bir okuma ve eleştiri yapma yolu izlenecektir. Metin bağlamında ele alınacak konular hakkında kısaca bilgi vermek faydalı olacaktır. Şöyle ki, bu çalışmada, İnsan Hakları ve Batı Geleneği başlığı ile ilk olarak Normlar ve Norm Üçlüleri kavramsallaştırmalarıyla mevcut uygulama biçimleri açıklanmaya çalışacaktır. Ardından Tarih ve Yapı Açısından Bir Bakış başlığı ile İnsan Haklarının tarihi ve gelişimi üzerine bir perspektif sunarak “Batılılık” gündemiyle incelenecektir. Devam eden başlık ile Uygarlık ve Kültür Açısından Bir Bakış sunulmaya çalışılacaktır ve nihayet bu uygulama ve düzenlemelerin ışığında günümüz modern - “postmodern” toplum durumu ve dünya çerçevesinde karşımıza çıkan/çıkabilecek olan temel problemler, geleceğe yönelik yol göstermesi umuduyla da ortaya çıkarılacaktır.
Research Interests:
Bu çalışmanın amacı, Yunan düşüncesinde felsefenin başlangıcı ve gelişiminde teologların ve ilk filozofların arkhe problemine ışık tutan mitsel düşüncenin önemine değinerek evrenin oluşumunu araştırmaktır. Bu çalışmanın önemi, doğa... more
Bu çalışmanın amacı, Yunan düşüncesinde felsefenin başlangıcı ve gelişiminde teologların ve ilk filozofların arkhe problemine ışık tutan mitsel düşüncenin önemine değinerek evrenin oluşumunu araştırmaktır. Bu çalışmanın önemi, doğa filozoflarının arkhe problemine yönelmesine ön ayak olan evrenin oluşumu fikrini anlayabilmek açısından belirleyici olmasındadır. Doğa filozoflarının esin kaynağı olan şairler arasında en önemli iki isimden biri olan Hesiodos referans alınarak yürütülecek olan çalışmanın kapsamı, Khaos ve Kosmos arasındaki ilişki ve Kosmos oluştuktan sonra Khaos’un durumuna yönelik bir incelemeyi içermektedir. Hesiodos’a göre, her şeyin başlangıcında var olan Khaos’tan, önce Gaia ve Eros meydana gelir. Bu oluşun ardından Titanlara kadar uzanan bir Kosmos varlığa gelmiş olur ve evrenin doğuşu doğum ve üreme temelli bir kozmolojik-teolojik modelle açıklanır. Bu çalışma kapsamında Hesiodos’un kozmolojisi göz önüne alınarak Khaos-Kosmos ilişkisi incelenecek ve Kosmos oluştuktan sonra Khaos’un durumuna açıklık getirilmeye çalışılacaktır.
Research Interests:
Özet Bu çalışmanın amacı Charlotte Perkins Gilman'ın Kadınlar Ülkesi adlı ütopya kurgusu metni üzerinden insan haklarında birey ve özne olarak kadının yeri tartışılacaktır. Problem kavramının tırnak içine alınarak belirtilmesi özel bir... more
Özet Bu çalışmanın amacı Charlotte Perkins Gilman'ın Kadınlar Ülkesi adlı ütopya kurgusu metni üzerinden insan haklarında birey ve özne olarak kadının yeri tartışılacaktır. Problem kavramının tırnak içine alınarak belirtilmesi özel bir vurgudur. Burada söylenmek istenen, bunun gerçekten bir problem olup olmadığı ve söylemin etki gücünün yarattığı sorunlara işaret etmek, problemin gerçekten problem olması-olmaması üzerine tartışma yürütmektir. Bu kapsamda Gilman metniyle ilgili olarak, Kadınlar Ülkesi'nin bir ütopya mı yoksa distopya mı olduğu tartışılacak, kadın hakları bağlamında toplumsal cinsiyet rolleri ve kamusal alanda kadının varlığına yönelik durumlar değerlendirilecektir. GİRİŞ Değerlendirmeye başlamadan önce çalışmanın kapsamı açısından faydalı olacağından Gilman'ın hayatını ve ilgili metnin kurgusunu kısaca anlatmak gerekli görünmektedir. Gilman, 1860 yılında ABD'de dünyaya gelmiştir. Babasının ailesini terk etmesinin ardından mutsuz bir çocukluk geçirmiştir ve onu kadınlara karşı yapılan adaletsizlikler ve feminizm üzerine çalışmaya iten muhtemelen bu travmatik güç olmuştur. Büyüdüğünde gönülsüzce evlenmiştir, dolayısıyla mutsuzdur, bunun üzerine bir çocuğu olmuştur. Aynı dönemlerde bir sinir hastalığı nedeniyle bir klinikte tedavi görmek üzere sinir hastalıkları hastanesine yatırılmıştır. Nörolog doktorunun kendisine reçete ettiği şeyler ise "daha fazla ev işleriyle ilgilenmek", "okuma ve yazmaya zaman ayırmamak" gibi Gilman'ı esaret altına alan ve kadın olmanın genel kabulleri  İstanbul Üniversitesi, Felsefe Tezli Yüksek Lisans,
Research Interests: