Information Management System

Sosyal medya sayesinde insanlar yalnızca içeriği tüketen olmaktan çıkıp üreten haline gelmişlerdir. Artık isteyen internet ortamında istediği içeriği üretebilmektedir. Aynı zamanda sosyal medya sayesinde dileyen herkes paylaşmak istedikleri fikirleri ya da içerikleri zaman, mekan ve ortama bağlı kalmaksızın, internetin olduğu her an paylaşabilmektedir . Bu da bazen kişilerle ilgili onların bilgisi dışında kişisel bilgilerinin paylaşılmasına neden olmaktadır. Sosyal medyada kişinin bilgisi dışında bilgilerinin veya fotoğraflarının kullanılarak adına hesap açılması özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturur. Bu da 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 134. maddesinin ilk iki fıkrasında açıkça belirtilmiştir. Bu maddeye göre sahte hesap açan kişinin hapis cezası istenebilir. Ayrıca aynı sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 136. maddesine göre de kişisel verileri hukuka aykırı olarak başkalarına yayan kişinin iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası istenebilir. Yani, o kişinin fotoğrafı ve bilgileri kullanılarak adına açılan sahte hesap başkalarıyla iletişime geçmek için kullanılırsa, bu kişisel verileri yaymak olarak kabul edildiğinden 136. madde'nin kapsamına girer. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 134. ve 136. maddeleri aşağıda detaylı olarak açıklanmıştır. Madde 134-(1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. (2) (Değişik: 2/7/2012-6352/81 md.) Kişilerin özel hayatına

Bu çalışmada ortaokul öğrencilerinin teknoloji kültürü ile etik konusuna yönelik bakış açıları ve tutumları araştırılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde Ataşehir Ali İhsan Hayırlıoğlu Ortaokulu’nda 7. ve 8. Sınıflardan 60 öğrenci, toplamda 120 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak öğrencilere uygulanan “Teknoloji Kültürü ve Etik” anketi kullanılmıştır. Veriler yüz yüze anket yoluyla toplanmıştır. Verilerin analizinde nitel araştırma tekniklerinden içerik analizi, nicel araştırma tekniklerinden bağımsız gruplar için t testi ve ANOVA kullanılmıştır. Araştırma sonunda elde edilen bulgular, sonuçlar yorumlar ve öneriler paylaşılmıştır.

The goal of this paper is to analyze the startup companies which used lean principles in order to grow. Building a startup is a complex task with full of uncertainties. Therefore, when startups implement lean principles into practice, they also reduce their risks and increase their chances of survival. Although risk management for businesses is a topic that has been covered widely in literature, risk management for startup companies is a pretty recent topic which needs to be examined further. This article first highlights the growing interest to the topic of risk management in startups. Then, it explains lean principles and finally, examines the case studies of three startup companies; Dropbox, Zappos and Groupon to show how applying lean principles helped them become successful. The paper ends with conclusions of the work along with recommendations for future research topics.

Bu çalışmada startup denilen teknoloji girişim şirketlerinin büyümeleri için çevik yazılım metodolojileri mi yoksa yalın prensipleri mi kullanmaları gerektiği incelenmiştir. Çevik yazılım geliştirme metodolojileri yinelemeli şekilde müşteri geri bildirimlerine dayanarak, değişimlere ayak uydurarak ve bunların sonucunda ortaya bir ürün koyarak ilerleyen proje yönetim metodudur. Yalın prensiplerin ise asıl amacı en kısa sürede, en az maliyetli ve hatasız ürünü, müşteri talepleriyle örtüşecek şekilde, ortaya koymaktır. Bir şirket kurmak pek çok belirsizlik içerdiği için oldukça risklidir. Bir teknoloji şirketi kurmak ise daha da risklidir. Startup şirketler risklerini azaltıp büyüyebilmek ve piyasada tutunabilmek için kendilerine en uygun yöntemi seçip kullanmalıdırlar. Bu çalışmada çevik yazılım metodolojileri ve yalın prensipler arasındaki farklar incelenip bu yöntemleri kullanarak gelişen startup şirketlere yer verilmiştir. Bunlar Zalando, Dropbox ve Wealthfront şirketleridir. Bu üç şirket vaka çalışması yöntemiyle incelenmiştir. Bu üç şirketin incelenmesi sonucunda hangi yöntemin ve bu seçilen yöntemin neden startup girişimcileri için uygun olduğu belirtilmiştir. Özellikle kurumsal ve orta ölçekli şirketler için çevik metodolojiler ve yalın yöntemler literatürde daha önce sıklıkla incelenmiş fakat bu iki yöntemin farklarına ve startup şirketlerine olan katkılarına değinilmemiştir. Ayrıca literatürde çevik yazılım metodolojilerini benimseyen startup şirketlerle yapılan bir çalışma da mevcuttur. Bu çalışmanın sonucunda da sadece yalın prensipleri benimseyen veya hem çevik hem de yalın prensipleri aynı anda benimseyen startup şirketlerle bir çalışma yapmanın literatür için önemine değinilmiştir. Ekonomimizin daha da gelişip büyümesi için yüksek katma değerli ürün veya hizmet sunan startup şirketler oldukça önem arz etmektedir. Bu yüzden de bu şirketlerin büyümelerini sağlayacak her tür yöntem literatürümüze büyük katkı sağlayacaktır.

Industry 4.0 trend affected the skills and knowledge expected from human capital. In order to keep up with this trend and raise qualified human resources, universities need to change and transform to University 4.0. In this study, an 8-tier model is proposed to help the digital transformation process of universities in Turkey. The flow of the elements in this model is logically determined to form a basis for the whole transformation process. The elements in the model consists of human resources management, hardware resources management, big data management, software development process management, learning management system (LMS) management, material design management, e-learning process management and support services management. This study contributes to the literature by introducing a road map to the researchers in this field and to all employees who will endeavor in this transformation process. Having such a road map is important for universities to keep up with the changing conditions of today. Keywords: industry 4.0, education 4.0, learning management system, digital transformation ÜNİVERSİTE 4.0 İÇİN DİJİTAL DÖNÜŞÜM MODEL ÖNERİSİ Özet: Endüstri 4.0 eğilimi, insan sermayesinden beklenen bilgi ve becerileri etkilemiştir. Bu eğilime ayak uydurabilmek ve nitelikli insan kaynağını yetiştirmek için üniversitelerin değişmesi ve Üniversite 4.0'a dönüşmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, Türkiye'deki üniversitelerin dijital dönüşüm sürecine yardımcı olmak için 8 aşamalı bir model önerilmiştir. Bu modeldeki unsurların akışı tüm dönüşüm süreci için bir temel oluşturacak şekilde mantıksal olarak belirlenmiştir. Modeldeki unsurlar, insan kaynakları yönetimi, donanım kaynakları yönetimi, büyük veri yönetimi, yazılım geliştirme süreç yönetimi, öğrenme yönetim sistemi (LMS) yönetimi, malzeme tasarım yönetimi, e-öğrenme süreç yönetimi ve destek hizmetleri yönetiminden oluşmaktadır. Bu çalışma, bu alandaki araştırmacılara ve bu dönüşüm sürecinde çalışacak tüm çalışanlara bir yol haritası getirerek literatüre katkıda bulunmaktadır. Böyle bir yol haritasına sahip olmak üniversitelerin bugünün değişen koşullarına ayak uydurabilmesi için önemlidir. Anahtar Kelimeler: endüstri 4.0, eğitim 4.0, öğrenme yönetim sistemleri, dijital dönüşüm