Osmanl› fier’i Mahkemesi Kay›tlar›n›n
Ortado¤u Sosyal Tarihi Aç›s›ndan
Kullan›m›:
Yeniden De¤erlendirme**
zellikle XVI. yüzy›ldan bu yana fler’i mahkeme
kay›tlar› Osmanl› ‹mparatorlu¤u ve imparatorlu-¤un
eyaletlerinin sosyal kültürel ve ekonomik tarihi
aç›s›ndan en önemli kaynaklar aras›nda yer alm›flt›r. Bu
kay›tlar ekonomik tüketim, tar›msal iliflkiler, ailelerin
durumu, sosyal tabakalaflma, suç ve yerel politika gibi
pek çok konu üzerine paha biçilmez malzemeler içermektedir.
Ayr›ca bu kaynaklar genifl bir co¤rafi alan› kapsay›p yüzy›llar›
içerirken araflt›rmac›lar taraf›ndan s›k s›k tekil ve homojen bir
kaynak olarak kabul edilmifl ve olaylar›n basit aç›klamalar›
olarak kabul görmüfltür.
Ö
Dror ZE’EV‹
Ben-Gurion Üniversitesi, Negev
Çeviri: Erol PATAN
VGM Vak›f Uzman Yard›mc›s›
Bu denemede fler’i mahkeme kay›tlar›n›n karmafl›k bir
kaynak oldu¤u ve araflt›rmac›lar›n bu kay›tlar›n itibari de¤eri
anlam›nda içerdi¤i bilgiyi kabul ederken tedbirli olmalar›
gerekti¤i tart›fl›lm›flt›r. Bu kay›tlar toplumun kesin olmayan
istatistiksel temsilinden, ‹slami kanun ve düzenin önyarg›l›
temsiline ve gerçekli¤in basit yans›mas› olan s›n›fland›rmaya
karfl› ç›kar. Farkl› co¤rafi alanlar ve farkl› zaman periyodlar›
aras›ndaki karfl›laflt›rmalar ve ayn› döneme ait fler’i
mahkemelerle ilgili tamamlanm›fl alan çal›flmalar›, kay›tlar ve
kay›tlar›n iddia olarak naklettikleri gerçeklik aras›ndaki
muhtemel uzakl›¤› gösterir.
- 215 -
VAKIFLAR DERG‹S‹
Tarihçiler 25 y›ldan uzun bir süredir Osmanl›
fler’i mahkeme kay›tlar›n› Ortado¤u tarihi kayna¤›
olarak sistemli bir flekilde kullanmaktad›rlar. Bu
süreçte siciller (sicilat) olarak bilinen kaynaklar XVI.
yüzy›l bafllang›c›ndan XX. yüzy›l›n bafl›na kadarki
sosyal ve kültürel tarih için elimizdeki en önemli
kaynak haline gelmifltir. Bugün Osmanl› toplumu,
kültürü ve ekonomisini çal›flan bir akademisyen için
sicilleri görmezden gelmek düflünülemez. Maflrik’ten
Magrib’e (do¤udan bat›ya), Balkanlar’dan Arap
Yar›madas›’na, yazarlar›n mahkeme kay›tlar›n›
kapsaml› olarak kulland›¤› yüzlerce makale ve kitap
yaz›lm›flt›r. Osmanl› toplumu hakk›ndaki düflüncelerimizin pek ço¤u tekrar de¤erlendirilmifltir. Baz›
durumlarda Osmanl› tarihi bütünüyle tekrar flekillenmifltir ve hala da flekillenmeye devam etmektedir.1
Örne¤in, Osmanl› kad›n›n›n tarihi büyük ölçüde
Osmanl› fler’iye sicil kay›tlar›nda bulunan malzeme
temel al›narak de¤ifltirilmifltir. Önceleri ezilmifl ve
sömürülmüfl olarak nitelendirilen erken modern
dönem Müslüman kad›nlar›, tozlu mahkeme
kay›tlar›ndan yeniden keflfedilmifl, mallar›n›n
kontrolünde görece ba¤›ms›z olduklar› ve sosyal ve
ekonomik ifllerin içinde aktif olarak yer ald›klar›
görülmüfltür.2 Yaln›zca hükümet ve elitlere ait
oldu¤u düflünülen tar›msal arazinin, içinde
köylülerin, bazen bütünüyle özel mülkiyete varan,
özel hak ve imtiyazlar›n›n oldu¤u daha karmafl›k bir
sistemin parças› oldu¤u flimdi anlafl›lmaktad›r.3 Ayn›
durum yerel politika, ekonomik iliflkiler ve kentsel
tarih gibi di¤er çal›flma alanlar›n› da kapsar. 4
* Bu çal›flman›n temelini 1995 y›l›nda Hayfa Üniversitesi’nde sicil çal›flmalar› üzerine düzenlenen seminerde yap›lan konuflma
oluflturmaktad›r. Kaynaklar›m›n içeri¤ini ve niteli¤ini yeniden tetkik etme f›rsat› verdikleri için Iris Agmon ve Avner Giladi’ye
teflekkür etmek istiyorum. De¤erli görüflleri ve anlay›fl› için Ido Shahav’a, Islamic Law and Society’nin editörlerine ve bu çal›flmay›
okuyup yorumlar› ve önerileriyle katk›da bulunanlara da ayr›ca teflekkür ederim.
* Bu makale Law and Society” Vol. 5, No: 1, February 1998” Dergisinde yay›nlanm›flt›r.
1 Sicillere dayal› çal›flmalar›n günümüzdeki say›s› detaylar›yla verilemeyecek kadar fazla olsa da bu tip çal›flmalara örnek olarak
verilebilecek ve daha önceden yay›mlanm›fl baz› faydal› ve aç›klay›c› çal›flmalar aras›nda: Abdul Karim Rafeq, “The Law Court
Registers and their Importance for a Socio-economic and Urban Study of Ottoman Syria” in Dominique Chevallier (ed.), L’Espace
Social de la ville Arabe (Paris 1979), 51-58; Jon E. Mandaville “The Jerusalam Shari’a Court Records as a Supplement and
Complement to the Central Ottoman Archives” in M. Sharon (ed), Studies on Palestine During the Ottoman Period (Jerusalaem,
1975); Bishara Doumani, “Palestinian Islamic Court Records: A Source for Socioeconomic History” Middle Eastern Studies
Association Bulletin, 19 (1985), 155-72) Bu denemede esas olarak kendi çal›flmamda kulland›¤›m makalelere ve kitaplara at›fta
bulundum.
2 Bkz. örne¤in Ronald Jennings, “Women in Early Seventeenth Century Ottoman Judicial Records- The Shari’a Court of Anatolian
Kayseri,” Journal of the Economic and Social History of the Orient, 18 (1975)53-114;Haim Gerber, “Social and Economic Position
of Women in an Ottoman City, Bursa 1600-1700,” International Journal of Middle East Studies,12(1980), 231-44;Abraham Marcus,
the Middle East on the Eve of Modernity: Aleppo in the Eighteenth Century(NewYork, 1989),özellikle. 202-08; Judith Tucker,
Women in the Nineteenth Century Egypt(Cambridge,1985); a.e. , “Marriage and Family in Nablus,1720-1856: Towards a History of
Arab Muslim Marriage,” Journal of Family History, 13 (1988),165-79;Iris Agmon, “ Women and Society:Muslim Women, the
Shar’I Courtand the Society of Jaffa and Haifa under late Ottoman Rule (1900-1914)”(yay›nlanmam›fl doktora tezi, the Hebrew
University ,1994); a.e., “Muslim Women in Court according to the Sijill of Late Ottoman Jaffa and Haifa: Some Methodological
Problems,” in Amira el-Azhari Sonbol(ed.), Women, the Family and Divorce Laws in Islamic History (NewYork, Syracuse
University Press,1995); Anna Würth, “A Sana’a Court: the Family and the Ability to Negotiate,” Islamic Law and Society 2:3
(1995),320-40;Dror Ze’evi “Women in the 17th Century Jerusalem:Western and Indigenous Perspectives,” International Journal of
Middle East Studies,27(1995),157-73.
3 Kenneth Cuno, The Pasha’s Peasants: Land, Society and Economy in Lower Egypt,1740-1858( Cambridge,1992);Haim Gerber, The
Social Origins of the Modern Middle East(Boulder,Co.,1987); Baber Johansen, The Islamic Law on Land Tax and Rent: the
Peasants’ Loss of Property Rights as Interpreted in the Hanafite Legal Literature of the Mamluk and Ottoman Periods (London,
1988); Dror Ze’evi, An Ottoman Century: the District of Jerusalem in the 1600s (Ithaca,Suny Press,1996),115-39.
4 Cf. Andre Raymond, Artisans et comerçants du Caire au XVIIIe siècle(Damas,1973-74);idem, “Soldiers in Trade: The Case of
Ottoman Cairo,” British Journal of Middle East Studies, 18 (1991), 16-36; Amnon Cohen, Economic Life in Ottoman Jerusalem
(Cambridge,1989); Amy Singer, Palestinian Peasants and Ottoman Officials: Rural Administration around Sixteenth century
Jerusalem(Cambridge,1994); Marcus, The Middle East on the Eve of Modernity; Mahmud Yazbak, Haifa at the end of Ottoman Rule
( Leiden, forthcoming); Ze’evi, An Ottoman Century.
- 216 -
SAYI 32
Baz› kay›tlar›n gerçekli¤i, istatistiksel
örneklerin geçerlili¤i veya çeflitli olay zincirlerinin
yeniden yap›land›r›lmas› hakk›nda çeflitli flüpheler
uyanm›flt›r.5 Fakat çal›flmalar›n ço¤unlu¤unda siciller
neredeyse gerçe¤in saydam kay›tlar›, toplum ve
kültürü tam olarak yans›tan kaynaklar olarak kabul
edilir. Bunun yan›nda, sicil kay›tlar› dört as›rl›k bir
dönemi kapsamalar›na ve Osmanl› imparatorlu¤unun
iyi savunulmufl bölgeleri boyunca yüzlerce noktada
bulunabilmelerine ra¤men, hala naifçe her yerde ve
bütün zamanlarda, ayn› belgesel de¤er, ayn› edebi
kurallar ve ayn› kanunlarla tek ve homojen kaynaklar
olarak kabul edilir.6
Burada tarihsel varsay›mlar›n yanl›fllar›n›
ayr›nt›l› olarak ele almaya gerek yoktur. Bütün
kaynaklar, içerisinde sosyal “gerçekli¤in”, bir dizi
önyarg›n›n, ça¤dafl düstur ve simgelerin, üslup ve
mecazlar›n, yay›nevi ve editör müdahalelerinin yaz›l›
bir kaynak oluflturmak amac›yla harmanland›¤›
karmafl›k bir anlam örüntüsüdür.7 Her nas›lsa bu tür
problemlerden muaf oldu¤una inan›lmas›na ra¤men,
siciller de farkl› de¤ildir. Bu makalede, araflt›rman›n
devam edebilmesi için, kayna¤›n derinlemesine
anlafl›lmas›n›n elzem oldu¤u bir safhaya ulaflt›¤›m›z›
iddia etmekteyim. Böyle bir anlay›fl, akademisyenlerin sosyal, politik ve ekonomik tarihi kaleme
alma yöntemlerini gelifltirici araçlar sunman›n
ötesinde, ayn› zamanda bafll› bafl›na bir amaçt›r:
Kâtiplerin, kad›lar›n sürekli de¤iflen ihtiyaç ve
kavray›fllar›na hizmet etmek ad›na farkl› dönemlerde
farkl› fleriat mahkemelerinde üzerinde oynad›klar› ve
yeniden ürettikleri mekanizmalara yönelik daha derin
bir alg›.
‹lerlemeden önce, ço¤u vakada sicillerin kanuni
kay›tlardan bazen daha az ve bazen daha çok
oldu¤unu belirtmek önemlidir. ‹kincil eserden al›nt›
yap›lan örneklerle muhakeme edildi¤inde, siciller
baflka sistemlerdeki benzer belgelerden bizim farz
etti¤imizden daha az hukuki bilgi içermektedir.
Yasalara veya kaynaklara dair herhangi bir at›f
bulmak zordur ve okuyucu, hükümlerin yasal
dayanaklar›na dair mu¤lâk fikirlerle bafl bafla
b›rak›l›r. Ancak bu, vakalar›n yürürlükte olan
yasalara ve süreçlere göre karara ba¤lanmad›¤›
anlam›na gelmez ve kesinlikle kararlar›n keyfi kad›
kararlar› oldu¤unu ima etmez.8 Hatta bu vakalar›n
ço¤u için elimizdeki kan›tlar olan bu kay›tlar nadiren
kad›n›n karara ulaflt›¤› yasal mant›k sürecine dayan›r.
Bu tarz detaylar›n siciller için gereksiz kabul edildi¤i
flüphesizdir. fiimdi, sicillerin yasal sürece ›fl›k
tutmad›¤› gerçe¤i baz› akademisyenleri sicilleri
esasen geleneklerin bir yans›mas› olarak
neticelendirmelerine itmifltir. Öte yandan, benim
iddiam durum tam tersi de olabilir, yani, yasal
yönden dikkatlice oluflturulmufl olan sicillerdeki
hikâyeler okuyucu taraf›ndan görülemese de
kay›tlar›n özüdür. Baflka bir ifade ile kay›tlar olaylar›
as›l geliflti¤i flekilde göstermek yerine yasal
doktrinler ve uygulamalarla tutarl› bir flekilde tart›fl›r.
Çünkü mahkeme kararlar›n›n yasal dayanaklar›
genelde belirsiz b›rak›lm›flt›r ve Layish’in de
gösterdi¤i gibi fleriat d›fl›ndaki di¤er yasal sistemleri
de temsil edebilir, sicil üzerine yap›lan bir çal›flman›n
“tarihsel” ve “normatif-kuralc›” yaklafl›mlar aras›n-
5 Elefltirilerin baz›lar› afla¤›daki makalelerde bulunabilir: James Reilly, “Shari’a Court Registers and Land Tenure around Nineteenth
Century Damascus.” Middle Eastern Studies Association Bulletin, 21 (1987), 164, Reilly sicildeki örne¤i sorgulamakta, e¤er kayda
geçmemifl ifllemler kay›tlarda olanlarla benzer ise örnek geçerlidir diyerek sonuca ba¤lamaktad›r; Ronald Jennings, “Limitations of
the Judicial Powers of the Kadi in 17th Century Ottoman Kayseri,” Studia Islamica, 50 (1979),151-84. Jennings, kay›tlara bakarak
Kayseri’deki kad›lar›n durumunu inceledikten sonra yetkilerinde baz› s›n›rlamalara ra¤men on yedinci yüzy›l mahkemelerinin
hukuka göre hareket etmede tutarl› bir kararl›l›k gösterdikleri sonucuna varmaktad›r.” Ayr›ca bkz. Iris Agmon,”Women and Society”,
32-94.
6 On the documentary and “worklike” aspects of sources, bkz. Dominick LaCapra, “Rethinking Intellectual History and Reading
Texts,” a.e., Rethinking Intellectual History: Texts, Contexts, Language (Ithaca: Cornell University Pres, 1983), 23-71.
7 Bkz., hukuki kaynaklarla iliflkili olarak, James Boyd White, Justice as Translation: An Essay in Cultural and Legal Criticism (
Chicago: University of Chicago Pres, 1990), x-xi.
8 Weberyan “kad›-adalet” kavram› birçok akademisyen taraf›ndan ikna edici bir flekilde çürütülmüfltür. ‹lginç bir tart›flma için, bkz.
David S. Powers, “Kadijustiz or Qadi-Justice? A Paternity Dispute from Fourteenth-Century Morocco,” Islamic Law and Society,1
(1994), 332-66.
- 217 -
VAKIFLAR DERG‹S‹
daki farklar üzerine bir çal›flma olmas› da güçtür.9
‹kisi aras›ndaki s›n›r fark edilemeyecek ölçüde
siliktir. Tart›flmam›z kaynaklar› kendi bütünlü¤ü
içerisinde kapsamal›d›r ki bunlar birkaç yasal sistem
grubu, sosyal normlar, formüller, benzetmeler ve
kay›tl› olaylard›r.
Sicillere dayal› tarihsel araflt›rmalar kullan›lan
metodolojiye göre üç temel kategori ya da tekni¤e
ayr›labilir: nicel( kantitatif ) tarih, hikâyeci tarih ve
mikrotarih. Bu metodolojilerin her biri bu mahkeme
kay›tlar›n› okumak, onlardan bilgi toplay›p bu
kay›tlar içinden eleme yapmak için de¤iflik bir
stratejiye gereksinim duyar. Her biri farkl› bir
araflt›rma alan› ve farkl› bir tarz gerektirir ve bizi özel
bir sonuca götürme çabas›ndad›r.
Mahkeme kay›tlar›na dayal› hemen her çal›flma
bu tarih yaz›m› modellerinden en az birini kullan›r.
Geçmifli olabildi¤ince tam ve detayl› olarak yeniden
infla etme çabas›yla bunlardan birço¤u ikisini,
baz›lar› da her üçünü de kullan›r. Fakat bu
kategorilerin her biri ileride de¤iflik problemler
do¤uraca¤› için, günümüz sicil araflt›rmalar›n›n
problemli yönlerini özetlemeden önce bu kategorileri
ayr› ayr› ele almal›y›z.
Mahkeme Kay›tlar›n›n Say›sallaflt›r›lmas›
Kantitatif tarih kaynak materyallerin istatistiksel
ifllemine dayan›r. Örnek bir veritaban› tan›mlan›r ve
sonra toplanan veriler say›sal sonuçlar sa¤lamak için,
günümüzde daha çok bilgisayar yard›m›yla ifllenir.
Hikâyeci tarihte oldu¤u gibi, kantitatif metotlar
tarihsel ilgilerin birçok alan›na uygulanabilmesine
ra¤men, daha çok sosyal ve ekonomik araflt›rmalar
için kullan›l›r ve kültürel ve siyasi tarih alan›na
nadiren girer. Ölçme-merkezli sicil araflt›rmalar›
genifl bir veri taban› ve tercihen (fakat zorunlu
olamadan) benzer tipte kay›t gerektirir. Evlilik ve
mehir kay›tlar›; toprak ve ev sat›fl kay›tlar›; meslek
çeflitlerine at›fta bulunan kay›tlar veya miras
defterleri kantitatif tarihçilerin arad›klar› kaynak
materyallerdir.
Bu kaynaklar en do¤al olarak sicil verilerinin
istatistiksel ifllemlerinde kendine kullan›m alan›
bulur. Mahkeme defterleri y›llarca çok say›da benzer
olay›n kay›tlar›n› aktar›r. Baz› kay›t çeflitleri için evlilikler, miraslar, sat›fl senetleri- genifl bir
veritaban› kolayl›kla oluflturulabilir. Evlilik kay›tlar›
ve mehir, damat ve gelinin kökeni, onlar›n sosyal
statüleri gibi ifllenen verilerden yüzlercesini
toplamaktan daha de¤erli ne olabilir? Bu tarz bir
araflt›rmadan hareketle toplumsal tabakalaflmay› ve
araflt›rd›¤›m›z toplumsal hareketlili¤i betimlemeyi
ümit edebiliriz.10
Öte yandan, bu tarz istatistiksel örneklere daha
yak›ndan bir bak›fl, yap›lan bütün çabalar› flüphe
içerisinde b›rakacak bir seri probleme neden olabilir.
Öncelikle, örneklerimizin temsiliyeti hususunda çok
az ipucuna sahibiz. Mahkemelere kimin niçin
geldi¤ini gösteren türden malzemelere nadiren
sahibiz. Asiller her zaman evliliklerini onaylatmak
için mi gelirlerdi yoksa belirsiz nedenlerle
mahkemeye gelmeye karar veren az say›da seçkin
taraf›ndan m› temsil ediliyorlard›? Fakir insanlar
mahkeme binalar›n› düzenli olarak ziyaret edebilir
miydi yoksa onlar a¤›r ücretlendirmelerle cayd›r›l›r
m›yd›?11 Yatay olarak birbirinden ayr›lm›fl sosyal
s›n›flar mahkemeye girmede kendilerini özgür
hisseder miydi yoksa baz›lar› yabanc›laflt›r›lm›fl
m›yd›? Sicillerdeki bir sat›fl kayd› ya da bir evlilik
kayd› kifliye vergi muafiyeti ya da devlet taraf›ndan
bir yard›m alma hakk› verir miydi? Yerel “subafl›”,
k›l›c›n› insanlar›n ifllerini evlerinde halletmeleri
yerine mahkemeye tafl›malar› için mi kullan›rd›?
Bilmiyoruz. Mahkeme kay›tlar›ndan al›nan örneklerin kapsam› toplumun her bir parças›n› bir muamma
olarak sunar. Örne¤in nicel araflt›rmalarda çok
9 Aharon Layish, Divorce in the Libyan Family ( New York: New York University Pres, 1991).
10 Bkz. Marcus, The Middle East, 203-07, özellikle 205’teki tablo; Tucker, “Marriage and Family in Nablus”.
11 Bkz. Nelly Hana, “The Administration of Courts in Otoman Cairo,” a.e. (ed.), The State and its Servants: Administration in Egypt
from Otoman Times to the Present ( Cairo,1995) 46-47, M›s›r’da mahkemelerin ücretlendirilmesine karfl› M›s›r halk›n›n direnci
üzerine.
- 218 -
SAYI 32
popüler olan toplumsal tabakalaflmay› gösteren tablo
ve grafik çeflitleri, örnek olay›n yaln›zca kendisini
temsil edebilecek kadar çarp›t›lm›fl olabilir.12
(sonuç olarak boflanan kad›n arada kalacakt›. Bir taraftan
boflanacak di¤er taraftan tekrar resmi olarak
evlenemeyecekti.)
Yaz›l› kay›t ve bahsetti¤i gerçeklik ile hâkim
kültürel normlar aras›ndaki iliflki de kantitatif yöntem
için daha az problemli de¤ildir. Kay›tlar as›l de¤eri
verir mi yoksa bu de¤erleri belirleyen daha baflka bir
düflünme tarz› var m›d›r? Örne¤in Iris Agmon
yüzy›l›n bafl›nda Hayfa ve Yafa’n›n kad›nlar›
hakk›ndaki eserinde, damad›n gelin aday›na mehir
olarak ödeyece¤i kaydedilen paran›n toplam›n›n
damad›n gerçek ekonomik durumuyla (ve belki de
ödenen gerçek parayla) bir alakas›n›n olmayabilece¤i
olas›l›¤›na dikkatlerimizi çeker. Büyük bir olas›l›kla
bu toplamlar, insanlar›n, evlilikte fler’i eflitlik
prensibine uygun olarak kaydedilmifl olmas› gereken,
mahkemenin tercihlerine uygunluk iste¤ini
gösterir.13 Bu akla uygundur, bu yüzden mahkeme
kendi bafl›na nüfusu uydurma ekonomik kategorilere
bölmüfltür ve insanlar mehir toplam›n› mahkeme
ölçe¤inin kendilerine ay›rd›¤› ve çok nadiren gerçek
ekonomik s›n›fland›rmaya uyan yere göre
kaydetmifllerdir.
Kad›n›n ailesi adam› mahkemeye verdiklerinde,
onunla ayr›ld›¤›n› kabul etmek zorunda oldu¤unu anlad› ve
kad›n›n babas›yla görüfltü ve ikisi baban›n kocaya
boflanma karfl›l›¤›nda ödeyece¤i para hususunda
uzlaflmaya vard›. Bu aflamada çift mahkemeye gelerek kad›
huzurunda fler’i kanunun tüm gereklerine göre
bofland›klar›n› aç›klad›. Mahkemeyi terk ettikten sonra
adam anlaflt›klar› paray› kad›n›n babas›ndan ald›.
Yaz›l› kay›tlarla gerçek durum aras›ndaki bu
uyuflmazl›¤› gösteren di¤er örnekler Ido Shahar
taraf›ndan 1995’te yaz›lan Beer Sheva Shari’a’da
verilmifltir.
Kar›s›ndan ayr›lan bir koca flahitlerin önünde
kar›s›n›n ailesinden mehiri ve dü¤ün s›ras›nda yapt›¤›
harcamalar› geri vermelerini talep etti. ‹stedi¤i yekûn aç›k
olarak gerçek yekünden daha fazlayd›. Kad›n›n ailesi bu
paray› vermeyi reddetti ve adam da onlar› boflanmay›
mahkemede aç›klamayaca¤›n› söyleyerek tehdit etti.
Yap›lan uzlaflma tabi ki kad›n›n gecikmifl
mehrini ve bekleme sürecindeki nafakas›n› almas›nda
›srarl› olan fler’i kanuna ayk›r›yd›. Bu illegal
anlaflmadan kay›tlarda hiç bahsedilmemifl oldu¤unu
söylemeye gerek yok.14
fiimdi afla¤›daki iki durumu karfl›laflt›ral›m.
Birincisi XVII. yüzy›lda Kudüs sicillerinden al›nm›fl
bir kay›tt›r. ‹kincisi Beer Sheva’da fler’i mahkemeden
bir baflka olay:
(1)
1100 H. ( 1689 M.) y›l›n›n fiaban ay›nda, fiafi bir
kad›n›n duruflmas›nda, Silvan köyünden Süleyman k›z›
Fatma babas› Süleyman’› mahkemeye verdi ve babas›n›n
onu kendi iste¤i d›fl›nda evlendirdi¤ini iddia etti. Kocas›
onunla yatt›ktan sonra onu boflad›. Sonra, babas› onu hala
reflit olmamas›na ra¤men yeniden evlendirdi. Bu ikinci
evlilik fier’i yarg›ç taraf›ndan kaydedilmedi. ‹kinci efl
henüz kendisiyle cinsel iliflkiye girmemiflti fakat yine de
evlili¤in kendi iste¤i d›fl›nda yap›ld›¤›n› iddia ederek iptal
edilmesini talep etti. Hanefi mezhebinin kurallar›na göre,
“ergenin seçim hakk›” prensibine göre, kendi iste¤i d›fl›nda
evlendirilen reflit olmayan bir kad›n evlili¤in iptali
isteminde bulunma hakk›na sahiptir.15
12 Cf. Judith Tucker, “Ties that Bound: Women and Family in Eighteenth- and Nineteenth Century Nablus,” in N. Keddie and B. Baron
(eds.), Women in Middle Eastern History (New Haven,1991). Tucker, 65 y›l› kapsayan bir zaman diliminde, 9 sicilde, 107 evlilik
kayd› bulmufltur. Bu kadar uzun bir zaman dilimi için bu say› oldukça azd›r. Tucker’›n varsay›m› asiller fazla say›dayd›. Tucker’a
göre kaydedilen olaylar “özellikle önemli ve problemli oldu¤u düflünülenlerdir” . Onun mant›k çizgisi bazen totolojik görünür.
Örne¤in problemli oldu¤u aç›k olmas›na ra¤men, yazar bir taraftan sosyoekonomik ön yarg›n›n ne oldu¤una keyfi olarak karar vermifl
görünürken, di¤er taraftan örnekten yola ç›karak sosyoekonomik sonuçlara var›r. Ayr›ca bkz. Würth, “ A Sana’a Court,” 330, yazar
burada di¤er istatistiksel veriler yoluyla mahkemeden al›nan bir örnek ile Yemen toplumunun gerçek ekonomik tabakalaflmas›
aras›ndaki iliflkiyi belirleyebilmifltir.
13 Agmon, “Women and Society”. 107-11.
14 Ido Shahar, “Trilemma in Cout: the Shari’a Court in Beer Sheva as a Convergence Point of Three Systems” ( yay›nlanmam›fl seminer
raporu, Ben Gurion University, 1996), 12-13.
15 Cf. “Talak”, Shorter Encyclopedia of Islam ( Leiden,1961), 568-69; John L. Esposito, Women in Muslim Family Law ( Syracuse:
Syracuse University Pres, 1982), 35; RonShaham, “The Muslim Family in Egypt 1900-1955” ( yay›nlanmam›fl doktora tezi, The
Hebrew University, 1991),40-41,53,140.
- 219 -
VAKIFLAR DERG‹S‹
Davadaki hakl›l›¤›n› ispat etmek için, baban›n
boflanan k›z›n› ikinci kez evlendirmesi durumunda;
k›z bakire olmamas›na ra¤men henüz reflit de¤ilse,
reflit yafla geldi¤i zaman evlilik karar›n›n ilgas› için
baflvuruda bulunma hakk›n› sakl› tutar fetvas›n›
gündeme getirdi. Bunun üzerine kad›, Fatma’dan
evlilik akdinin reflit olmadan önce yap›ld›¤›na dair
yemin etmesini istedi. Fatma yemin etti ve kad›
evlili¤e son verdi.
(2)
1995 y›l›nda mahkemeye baflvuruda bulunan bir
kad›n, henüz reflit olmad›¤› bir yaflta kendi iradesi d›fl›nda
babas› taraf›ndan evlendirildi¤ini, art›k reflit yafla geldi¤ini
ve kendisine dayat›lan evlili¤i istemedi¤ini belirterek,
evlilik karar›n›n ilgas› için baflvuruda bulundu. Sicil
kay›tlar› kad› taraf›ndan yöneltilen bir kaç soruyu ve bu
sorulara kad›n taraf›ndan verilen cevaplar› aktarmaktad›r.
Ard›ndan, kad›n›n istek üzerine evlili¤in ilgas› karar›n›
verdi¤i belirtilmektedir.
Mahkeme içinde ve d›fl›nda geliflen söz konusu olay›
daha yak›ndan inceledi¤imizde k›z›n, belki de kendi
iradesi d›fl›nda, mahkemeye babas› taraf›ndan getirildi¤ini
ö¤renmekteyiz. Me¤erse baba flu an boflanm›fl koca
durumundaki damad›n›n k›z› ile berdel evlili¤i (k›zlar›n ya
da k›z kardefllerin iki erkek aras›nda de¤ifl tokuflu)
ayarlam›flt›r. Gelin görün ki, söz konusu plan damad›n
sözünden dönmesiyle suya düflmüfltür. Bunun üzerine
sinirlenen baba hiç bir resmi müracaat yapmam›flt›r ama
k›z›n› mahkemeye yönlendirerek boflanma talebinde
bulunmas›n› sa¤lamak yoluyla misillemede bulunmufltur.16
Mahkemede hakk›n› arayan özgür ve kendine
güvenli on yedinci yüzy›l kad›n›na yönelik ilk
izlenimimiz yirminci yüzy›la ait bir örnekle tersine
dönmektedir: kat› bir erkek egemen imaj›n oldu¤u
mahkemelerde boy gösteren kad›nlarla ba¤lant›l›
olarak, kad›n›n özgürlü¤üne iliflkin elde etti¤imiz
istatistik de anlams›zlaflmaktad›r.
Bu kay›tlar› nicel araflt›rma için kullanmaya
karar verdi¤imizde, istatistiksel sonuçlar gerçekte
olup biteni pek de yans›tmayabilir. Bu istatistikler, en
iyi ihtimalle, 1995 y›l›nda Beer Sheva’da yaflayanlar›n fleriat mahkemelerinde söylemeleri ya da
yapmalar› gerekenlerle ilgili varsay›mlar›n› yans›t›r.
Antropolojik araflt›rmaya dayanan ve hiç bir
zaman ortodoks (Negev çölündeki bedevi kabileler
gibi) olarak mütalaa edilmeyen bir grupla ilgili olarak
kullan›lan bu örneklerin arka planda tarihsel kan›t
rolü oynamalar› amaçlanmam›flt›r. Bu olaylar›n
küçük bir mahkeme salonunda yaflanm›fl yaln›zca iki
örnek olmas› bir yana, unutmamal›y›z ki, modern
ça¤da, özellikle de yirminci yüzy›lda, sosyal yard›m
mekanizmalar›n›n ortaya ç›k›fl›, profesyonel
avukatl›k ve de bireylerle devlet aras›ndaki iliflkiye
yönelik tamam›yla farkl› bir yaklafl›m gibi yarg›
sisteminde baz› temel de¤iflimler meydana gelmifltir.
Bununla beraber, söz konusu örnekler, kay›t ile bu
kayd›n tafl›d›¤› düflünülen “gerçek” aras›ndaki makul
uzakl›¤› gözler önüne sermektedir.
As›l mesele sicil d›fl görünüflünün ard›nda yatan
mahkeme salonu stratejileri hakk›nda nerdeyse hiçbir
fley bilmememizdir. Yasal sistemin gerçek ya da
hayali s›n›r ve s›n›rlamalar› ve mahkemenin zorlay›c›
gücünü dikkate alan kasti bir stratejileri olmaks›z›n
insanlar nadiren mahkemeye gelir. Daval› ve davac›
kendileri gerçe¤i görseler de bu strateji “gerçekle”
uyuflmak zorunda de¤ildir. Bazen tehlikeli de olsa,
mahkemede olan, bu yüzden, bütün kat›l›mc›lar›n
kârlar›n› katlamaya çal›flt›klar› bir tak›m kurallarla
oynanan bir oyun say›labilir.17 Oyunun yerel
kurallar›n›n ne olabilece¤ine dair bizlerin genellikle
sadece belirsiz bir fikrimiz vard›r. Bu tür bilgiler
olmadan kay›tlar› yorumlarken zorlan›r›z bu yüzden
onlar› göründü¤ü gibi kabul etmemeliyiz.
Miras kay›tlar›na bakt›¤›m›zda da benzer
problemler ortaya ç›k›yor: nüfusun hangi tabakalar›,
akrabalar›n›n miraslar›n›n mahkeme taraf›ndan
16 Ido Shahar ( Beer Sheva shari’a court, work in progress). Ayr›ca bkz. Isaac Hollander, “ Ibra’ in Highland Yemen: Two Jewish
Divorce Settlements,” Islamic Law and Society, 2:1 (1995), 1-23.
17 Lawrence Rosen, The Anthropology of Justice: Law as Culture in Islamic Society ( Cambridge,1989), 78-79. Rosen bazen di¤er bir
uca gider. “Onun” Sefrou’daki mahkemesinde neredeyse hiç yaz›l› belge yoktur.
- 220 -
SAYI 32
denetlenmesine zorlanm›flt›r? Hangi gruplar
miraslar›n kaydedilmesiyle ilgilenmifltir ve neden?
Mirasç›lar ölen kiflinin tüm mal›n›n defterlere
geçirildi¤ini garantilemifl midir yoksa sadece bir
k›sm›n› m› kay›t görevlilerine sunmufllard›r? ‹kinci
durumda da, hangi k›s›mlar kay›t için sunulmufltur ve
neden? Miras listelerinin farkl› tip kay›tlarda farkl›
maddeler içerdi¤ine dair baz› göstergelerimiz vard›r.
Örne¤in Cezayir’de bir sosyal s›n›fla ilgili miras
kay›tlar› miras kay›t defterlerinde listelendi¤inde
belli maddeler içerirken, hazine kay›tlar›nda farkl›
maddeler içerir. 18
Kantitatif tarihçilerin pek ço¤u bu sorunlar›n
fark›ndad›r. Etkileyici bir çal›flmada, 1700 y›l›
dolaylar› fiam halk›n› çok detayl› ve dikkatlice
iflledikleri istatistiksel bir ankette Colette Establet ve
Jean Paul Pascual yaklafl›k 30 y›ll›k bir süreci
kapsayan 628 miras kayd›n› yeniden incelemifllerdir.19 Çal›flman›n girifl bölümünde bu kay›tlarla
ilgili problemleri ifade etmektedirler.20 ‹lk olarak,
nüfusun yüzde kaç›n›n bu kay›tlarca temsil edildi¤ini
bilmek zordur. Ayr›ca s›n›f›n, cinsiyetin ya da az›nl›k
durumunun az ya da çok ne oranda temsil edildi¤ini
anlaman›n neredeyse imkân› yoktur. Ayr›ca miras
kayd› için ödenecek ve miras›n toplam tutar›n›n % 5’i
ile % 8’i aras›nda bir bedeli olan a¤›r bir vergi de
vard›r. Pek çok fiam’l› belki bu miras kayd›ndan
kaçabildikleri kadar kaçmay› denemifl ya da en
az›ndan kaydedilmifl olan miras› flüphe çekmeden
küçültebildikleri kadar küçültmüfllerdir. Bir baflka
problem de hangi de¤erli fleylerin kaydedildi¤i
hangilerinin kaydedilmedi¤inin tam olarak
bilinmesinin mümkün olmamas›d›r. Pek çok
durumda görülebilece¤i gibi ölüm tarihi ve miras
kayd› tarihi aras›nda o kadar çok zaman geçmifltir ki
pek çok de¤erli fley ortadan kaybolmufltur.
Yazarlar örnek hakk›nda önceden yorumlarda
bulunarak, bir “istatistik bürosu” nu taklit etmek
niyetinde olmad›klar›n›, örne¤in bizzat kendisinin,
nüfusun tamam›n› temsil etmese de, istatistiksel
olarak dikkatle gözden geçirilebilecek kadar büyük
oldu¤unu vurgulamaktad›rlar. Fakat e¤er durum
buysa böylesine titiz bir çal›flman›n hedefi nedir?
‹statistiksel olmayan, empresyonist (izlenimci) bir
yaklafl›m da ayn› flekilde hizmet edebilirdi.
Sat›fl iflleri ve ticari al›m sat›m ifllerinin kayd› ile
ilgili olarak da benzer sorular ortaya at›labilir.
‹nsanlar gerçekten al›m sat›m ifllerinde kay›tl› olan
tutar› ödediler mi? Daha a¤›r bir vergi yükünden
kaçmak için al›m sat›m s›ras›nda daha az bir tutar
ödediklerini mi beyan ettiler? Kim bu sat›fl ifllerinden
sorumluydu ya da kim de¤ildi?21 Kantitatif
araflt›rman›n temeli olarak y›llard›r kullan›lan her
çeflit belge için bu tip sorular sorulabilir. Sicillere
dayal› istatistiksel araflt›rma daima çok az say›da
araflt›rmac›n›n hakk›yla inceledi¤i bir tak›m
önermelerden bafllar. Veri külliyat›n›n kendisini ciddi
olarak de¤erlendirmeye bafllamadan önce, bir araya
getirilmifl veri külliyat›n› say›s›z yoldan iflleriz.
Sicilleri Nakletme
Yaz›m tarz› genellikle politik diplomatik ya da
askeri tarihe uygun olsa da, tarihsel anlat›m sosyal ve
ekonomik tarihi de içeren pek çok araflt›rma
konusuna uygulanabilir. Bir kurumun, sosyal s›n›f›n,
bir fikrin geliflimi ya da bunlar›n hepsi bu anlat›m
tarz›na göre ele al›nabilir. Sicili ilgilendiren araflt›rma
stratejileri aç›s›ndan gereklilikler flunlard›r: (1) Belirli
bir süreye at›fta bulunan mahkeme defterlerindeki
malzemeyi incelemek. (2) Hikaye içerisindeki olay
18 Tal Shuval, “La Ville d’Alger vers la fin du XVIIIe siécle: population et cadre urbain” ( yay›nlanmam›fl doktora tezi, Université de
Provence, Aix-Marseille,1994),15-30. On sekizinci yüzy›l M›s›r’›nda yönetici-elitin miras meselelerine müdahalesi üzerine. Bkz.
Hana, “Administration of Courts”,56-57.
19 Colette Establet et Jean-Paul Pascual, Families et fortunes a Damas: 450 Fovers Damascains en 1700 (Damas, 1994)
20 A.g.e., 28-34
21 Beyrut ve fiam’daki fleriat mahkemeleriyle ilgili araflt›rma yürüten Zouhair Ghazzal, toplumun ileri gelenlerinin topraklar› kendi
topraklar›yla birlefltirip mülkiyetlerine almak için toprak sahipli¤i konusunda dikkate de¤er say›da uydurma flikayetle karfl›laflm›flt›r.
(12. CIEPO sempozyumu, Prag 1996). Ayr›ca bak›n›z Giovanni Levi “On Microhistory” Peter Burke (ed) New Perspectives on
Historical Writing (University Park, PA, 1991). Levi, Ortaça¤ ‹talya’s›nda piyasa güçlerinin de¤il arsa fiyatlar›n›n aile stratejilerini
yans›tt›¤›n› gösteren bir araflt›rmaya de¤inir.
- 221 -
VAKIFLAR DERG‹S‹
örgüsündeki dizileri bulabilmek. (3) Olaylar›n
mant›ksal s›ras›n› düzenlemeye çal›flmak.
Sicillere dayanan araflt›rmalarda yanl›fl olay
zinciri ya da yanl›fl bir hikaye yaratman›n tehlikesi
di¤er kaynaklara dayanarak yap›lan araflt›rmalardan
daha büyüktür. Di¤er kaynaklarla yap›lan
araflt›rmalarda önceki yazarlar taraf›ndan durum
araflt›rmas› (fact quarry) olarak oluflturulan ve
toplanan kan›t parçalar›na dayanan tarz bazen risk
tafl›r. Bina edilen olaylar›n ba¤lam› ve kendine has
düzeni (sekans›) yok say›labilir. Bu risk parçalanm›fl
ve birbirleriyle ba¤lant›s› olmayan kan›tlara dayal›
kaynaklarla çal›fl›l›rken daha da büyür. Fakat
genellikle kay›tlar aras›ndaki anlat›m dizileri
birbirine benzemezken, her kay›t kendi içinde çeflitli
anlat›m dizileri içerir. Yarg›ç bu anlat›m dizilerini
tartar inceler ve daima do¤ru olan› seçmez. Böyle bir
olayda ilk önce, bazen iki ya da üç gelifligüzel örne¤i
de birbirine ba¤layan, bir anlat› keflfetmeye
meylederiz. Daha sonra iddiam›z› kan›tlayacak kan›t
aramay› deneriz. Bu durum yapbozun parçalar›n› yok
sayarken yerli yerine oturmaz.
Anlat› diziniyle ilgili önyarg›lar›m›z, tarihsel bir
kay›t (kronik)22, bir seyahat hesab›, ya da bir
biyografi gibi baflka bir kaynaktan al›nt› yap›lmas›yla
oluflmufl olsa da, sicili okudu¤umuzda edindi¤imiz
kendi izlenimimiz bizi zihnimizde bir hikaye
oluflturmaya yönlendirdi¤inde de tuza¤a düflme
ihtimalimiz vard›r.
Çay ya da kahve gibi bir ürünün bir flehre
giriflini örnek alal›m.23 Bu konuyla ilgili pek çok
kayd› okuduktan sonra bu ürünlerin ilk kez mahkeme
taraf›ndan reddedildi¤i betimleyen bir anlat›m
oldu¤unda karar k›labiliriz. O zaman çay ve kahvenin
yasaklanmas› do¤rultusundaki uyar›lar› tan›mlayabiliriz. Sonunda mahkemeyi halk bask›s›na
dayanamayan bir mahkeme olarak tasvir ederiz. Peki
mahkemeye getirilen problemlerle duvarlar›n
ötesindeki dünyada hakim olan durumlar›n
aras›ndaki iliflkiyi gerçekten anlayabilir miyiz?
Mahkemedeki olaylar›n ve kararlar›n etkisini
gerçekten bilebilir miyiz? Gerçek hikaye yeni bir
mal› satmaya çal›flan ve yükselen bir tüccar ailenin
hikayesi midir yoksa kahvenin getirdi¤i s›k›nt›lar›n
ve bu s›k›nt›larla ilgili duruflmalar›n hikayesi midir?
Mahkeme taraf›ndan al›nan kararlar duvarlar›n
ötesini de izah eden fiili süreçlerle dar bir kesiflim
kümesi oluflturur.
Ya da baflka bir örne¤i ele al›rsak, köy ve flehir
aras›ndaki, flehirliler ve göçebeler aras›ndaki iliflkiler
nas›l ortaya ç›kar›l›r? Bir taraftan, siciller üzerine
çal›flan bilim adamlar› iki grup aras›ndaki as›rl›k
düflmanl›¤›n iflareti olan, köyler üzerine gerçekleflen
bedevi sald›r›lar›n›n yorumunun ne kadar çekici
oldu¤unu bilir. Bu olaylar di¤er kay›tlarda yaz›l›,
genellikle daha az etkileyici olan ve köylülerle
göçebeler aras›ndaki gündelik iliflkileri içeren
olaylar› görmemizi engelleyebilir. Di¤er taraftan,
bedevilerle yap›lan al›m sat›m ifllemleriyle ilgili
mahkeme kay›tlar› iki grup aras›nda tam anlam›yla
bir ortak yaflam›n var oldu¤unu zannetmemize sebep
olabilir.24
Bütün bu çeliflkili öyküler ve anlat›lar, güç
iliflkileri ve bu güç iliflkilerinin sicillerdeki
yans›malar› hakk›nda bütünsel bilgi sahibi
olunmadan birlefltirilmifltir. Pek çok davada ve
olayda kad›n›n ve vekilinin ne kadar ba¤›ms›z
oldu¤unu da bilememekteyiz. Mahkemeye getirilen
hangi olaylar›n ve kad›n›n verdi¤i hangi kararlar›n
otokrat yöneticilerce uzlaflt›r›ld›¤› ve bu
uzlaflt›rmalar›n kapsam› hakk›nda bilgisiziz. Siciller
üzerine çal›flan akademisyenler böyle fleyleri dikkate
22 Adil Manna, Mohley Yerushalayim mi beyt Farrukkh ve yehaseyhem im ha bedouin” in A. Cohen (ed), Prakim be-toldot
Yerushalayim be-reshit ha-tequfa ha-‘othmanit [Jerusalem in the Ottoman Period] (Jerusalem, 1979); Ze’evi, “The Sufi Connection:
Jerusalem Notables in the Seventeenth Century” in Aspects of Ottoman History (Scripta Hierosolimitana) (Jerusalem, 1994), 12642.
23 Ayr›ca bak›n›z Ralph Hattox, Coffee and Coffee Houses: The Origins of a Social Beverage in the Medieval Near East (Seattle and
London, 1985). Ammon Cohen de yak›n bir tarihte Tel-Aviv Üniversitesi’nde Ocak 1996’da Baer Forumu’nda kahve içmek üzerine
etkileyici bir konferans vermifltir.
24 Manna, “Moshley Yerushalayim”, 209-24; Ze’evi, An Ottoman Century, 87-114.
- 222 -
SAYI 32
al›yor görünmezler.25 Pek çok araflt›rmac› nerdeyse
her zaman, müzakerelerde sordu¤u sorular söz
konusu oldu¤unda kad›n›n kendisinin önyarg›l›
olmad›¤›n› ve kad›n›n tek rehberinin fleriat oldu¤unu
zannetmektedirler.
Ayr›ca mahkemenin bedevi halka karfl› olan
tutumunu bilmiyoruz. Bedevilerin mahkemeye
ihtiyac› var m›yd›? Köylüler vergi ödemekten
kurtulmak için bedevi sald›r›lar›yla ilgili flikayetler
mi uydurdular? K›rsalda ç›karlar› olan mahkeme
memurlar› ya da yaz›c›lar taraf›ndan köylülere
yard›m edilebildi mi? Bu gibi sorular sicillere dayal›
tarih anlat›m› yöntemini etkilememeli varsay›m›,
de¤iflen durumlar karfl›s›nda kafam›z› kuma
gömmekle ayn› anlama gelir.
Mikrotarih Yaklafl›m›
Mikrotarih “hikayeci tarih” bafll›¤› alt›nda
listelenebilir çünkü mikrotarih tekni¤i hikayenin
hikayeci tarih tarz› içinde ifllenmesini gerektirir. Baz›
önemli farkl›l›klar vard›r fakat amac›m›z› ilgilendiren
en ciddi olan› kaynak malzemenin kapsam›, alan› ve
kullan›lan araflt›rma stratejisidir. Mikrotarih
genellikle basit olarak detayland›r›lm›fl olay
kay›tlar›na ya da zorlukla tarif edilmifl yer ve zaman
mefhumuna atfeden kay›t dizilerine dayanmaktad›r.
Bu, küçük çapl› olaylar›n detayl› analizi vas›tas›yla
makrotarihsel e¤ilimlerin daha iyi aç›klanmas›n›n
sa¤lanmas› anlam›na gelen bir tarih yaz›m›
anlay›fl›d›r. Temel fikir Giovanni Levy’nin de dedi¤i
gibi “deneysel amaçlar için gözlemin kapsam›n›
daraltmak”t›r.26
Bu özel tarih yaz›m tarz›n› seçenlerimiz flunu
iddia edebilirler. Örne¤in, küçük bir köyde yaflayan
ve yerel bir fabrikada XIX. Yüzy›lda teknolojinin
geliflmesiyle bafla ç›kmaya çal›flan köylülerin detayl›
bir tasviri, modernleflmenin getirdi¤i anlay›fl ve
problemler hakk›nda di¤er tarih yaz›m› türlerinden
daha çok fley a盤a ç›karacakt›r.27 Sicil
araflt›rmalar›nda böyle bir strateji genellikle duruflma
ve olaylar›n, o dönemde pek çok mahkemede
bulunmas› kolay olmayan cinsten detayl› kay›tlar›n›n
araflt›r›lmas›n› gerektirmektedir.28
Kantitatif ve hikayeci yaklafl›m›n k›s›tlamalar›na karfl› duyarl› olan pek çok tarihçi, bir kayna¤›
yukar›da zikredilen bariz tuzaklara düflmeden
kullanmaya imkan verecek baflka araflt›rma yollar›
aramaktad›r. Bu noktada mikrotarih kusursuz bir
çözüm olarak ortaya ç›kmaktad›r. Mikro ölçekli
araflt›rmalar, hikayeci tarz›n hikayelerinin uzun dizi
serilerinden kaç›narak ve kantifikasyonun (ölçme)
flüpheli istatistiklerinden de sak›narak, çok daha az
bir kan›t gövdesinin derin incelemesine odaklan›r.
Burada kaynaklar›n iste¤e ba¤l› seçimiyle ya da
çarp›k istatistiklerle ilgili bir soru olamaz. Spesifik
kay›t dizileri pek çok durumda tam ve kesin olarak
seçilir çünkü bu kay›t s›radan bir kay›t de¤ildir. Ço¤u
kez tarihçinin dikkatini çeken ola¤and›fl› bir fley
vard›r. Belirgin eflsizli¤iyle bizi umutland›racak,
bizim baz› fleyleri daha aç›k bir flekilde görmemize
yard›m edecek, incelenen dönemle ilgili bize daha iyi
bir aç›klama sa¤layacak bir fley. Tarihçi bu noktada
sonuçlar› makroskopik (ç›plak gözle görülebilen) bir
alana aktarman›n zorlu¤unu dikkate almas›
gerekti¤ini mutlaka akl›nda tutmal›d›r.29
Mikrotarih mahkeme arflivlerinde do¤mufltur.
Carlo Ginzburg, Natalie Zamon Davis ya da
Emmanuel Le Roy Ladurie’nin çal›flmalar› gibi bu
tarzda yaz›lan çal›flmalar›n en bilinenlerinden baz›lar›
büyük ölçüde Avrupa Engizisyon Mahkemesi
25 Son zamanlarda yap›lan bir çal›flmada, Nelly Hanna, Osmanl› döneminde M›s›r’da kad›lar›n statüsünün, halkla ve yönetici elitle olan
iliflkilerinin defalarca de¤iflti¤ini ve bu de¤iflikliklerin mahkemenin çal›flmas›n› da etkiledi¤ini göstermektedir. Bkz. Nelly Hanna,
“The Administration of Courts in Ottoman Cairo” 44-59.
26 Giovanni Levi, “On Microhistory”, ayr›ca ‹talyan mikrotarih anlay›fl›n›n geliflimi ile ilgili ilginç de¤erlendirmeler için bkz. Carlo
Gizburg “Microhistory: Two or Three Things that I Know about It” Critical Inquiry, 20 (Autumn 1993), 10,35.
27 a.g.e., 33.
28 Mikrotarihsel anlay›fl›n örnekleri afla¤›daki çal›flmalarda bulunabilir: Cf. Ammon Cohen, Economic Life in Ottoman Jerusalem; Iris
Agmon, “Women and Society”; Dror Ze’evi, An Ottoman Century.
29 Ginzburg, “Microhistory: Two or Three Things” 33.
- 223 -
VAKIFLAR DERG‹S‹
kay›tlar›na dayanmaktad›r.30 Müslüman toplumunda
mikrotarihsel araflt›rmalarda fler’i mahkeme
kay›tlar›ndan daha uygun bir kaynak varolabilir m›?
Bu tip araflt›rmalar için en iyi kaynaklar›n
gerçekten sicil kay›tlar› oldu¤una inanmama ra¤men
öyle görünüyor ki sicil kayd› incelemelerinde de
tarihçiler için en az di¤er iki tarih yaz›m tarz›nda
oldu¤u kadar çok tuzaklar var. Bir kere flunu
söylemek gerekir ki birçok dönemde ‹slam
mahkemelerinin dava prosedürüne göre olaylar›n
arka plan› ve güdülenmelerle ilgili sorular
önemsenmez. Cinayet, ›rza geçme yada
mahremiyetin ihlalini de içeren pek çok olay
tart›flman›n yarar› için de¤il de okuyucunun
kontekstin asl›n› anlamas› için sunulur: Toprak sahibi
kifli bir çiftçi (fallahin) taraf›ndan öldürüldü; iki köy
aras›nda silahl› bir mücadele patlak verdi; bir kad›n
kocas›ndan boflanmay› talep etti; bir k›z›n kazayla
öldü¤ü rivayet olundu.31 Bütün bu olaylar sanki
mekanda ve zamanda as›l› kalm›fl gibidir.
Suçlananlar neredeyse hiçbir olayda suça sebebiyet
veren olaylar hakk›nda ya da güdüleriyle alakal›
olarak sorgulanmam›flt›r. Pek çok olayla ilgili olarak
kay›tlarda mahkemenin karar› dahi kay›pt›r. Bu
kay›tlar› inceleyen bir araflt›rmac› hüzün verici bir
flekilde sadece ‘olay flu tarihte sicillere gerekti¤i gibi
yaz›lm›flt›r’ gibi k›sa cümleler bulur.
Yans›t›lmas› gereken sosyal gerçeklik ve
sicillerde verilen hikaye aras›ndaki gözle görülebilen
boflluk sebebiyle sicillerde anlat›lanlarla gerçekte
olanlar aras›nda farkl›l›k oldu¤u hissi artar. Erken
dönemlerdeki olaylarla ilgili olarak bu bofllu¤un tam
niteli¤ini tan›mlamak çok zordur çünkü özel bir
tak›m durumlarda mahkemede olup bitenle ilgili
olarak zann›m›z› çürütecek ya da do¤rulayacak kan›ta
nadiren sahibizdir. Burada tekrar Beer Sheva fier’i
Mahkemesi’nden sahne arkas›na gizlice bakarak
faydalanabiliriz. Sene 1996:
Bedevi bir çift y›llar önce özel olarak yap›lm›fl olan
bir boflanmay› tescil ettirmek için geldiler. Kar›-koca her
ikisi de bir boflanman›n gerçekleflti¤ini kabul ettikten sonra
kad› kad›na fleriata göre almas› laz›m gelen mehrini (al
mahr al mu’ajjal) al›p almad›¤›n› sordu. Kad›n almad›¤›n›
söyledi. Kad› bunun üzerine boflanmay› geçersiz ve
hükümsüz ilan etti. Mahkemede herkesin ayn› anda
konufltu¤u ve ba¤r›flt›¤› bir karmafla bafllad›. Tam bu s›rada
fler’i avukatlardan biri her iki taraf›n da mahkeme salonunu
terk etmesini ve bir uzlaflmaya var›lmas›n›n denenmesini
önerdi. Kad› oturuma ara verdi.
Yar›m saat sonra çift geri döndü ve aralar›nda bir
anlaflmaya vard›klar›n› mahkemeye bildirdiler. Bu
anlaflmaya göre: Kocas› bofland›¤› efline mehir olarak 5000
flekel (‹srail’in para birimi) para ve üç ayl›k nafaka
ödeyecekti. Ayr›ca ev kad›n›n mülkiyetinde kalacak ve en
küçük çocu¤un vesayeti çocuk ergenlik ça¤›na gelene
kadar annede olacakt›. Sonuçta boflanma karara ba¤land›.
Bu olay ve uzlaflma sicillere kaydedildi.
Daha sonra mahkeme salonunun d›fl›nda gerçekleflen
k›sa bir tart›flma baflka bir gerçe¤i ortaya ç›kard›. Koca
göründü¤ü kadar›yla resmi olarak baflka bir kad›nla
evliydi. (devlet kanunen sadece bir efle izin vermekteydi).
Adam daha önceden de biri Gazze fleridinden olmak üzere
gayr› resmi olarak iki farkl› kad›nla daha evlenmiflti. Bu iki
evlilik yerel teamül hukukunca (örf adet hukuku) ve ayr›ca
fler’i hukukça da tan›nd›. Adam gayr› resmi olarak evli
oldu¤u bu kad›nlardan biriyle resmi olarak evlenmek
amac›yla ilk eflini resmi olarak boflamak iste¤iyle
mahkemeye geldi. Gazzeli eflin ‹srail vatandafll›¤›n›
alabilmesi için efllerin de¤iflimine ihtiyaç duyuldu. Bu yeni
anlaflma ile adam›n boflad›¤› efl yine adam›n evinde
kalacakt›. Ayr›ca adam bu resmi boflanma sonucunda bir
de ek kazan›m elde edecekti: Adam›n boflam›fl oldu¤u
kad›n Sosyal Güvenlikten özel bir ödenek ve üzerine yap›
bina edebilece¤i bir arsa almaya hak kazand›.32
30 Carlo Ginzburg, The Cheese and the Worms (London, 1980); Emmanuel Le Roy Ladurie, Montaillau: Catalans and Catholics in a
French Village, 1294-1324 (London, 1978); Natalie Zamon Davis, The Return of Martin Guerre (Cambridge, Mass., 1983)
31 Örnekler benim kendi çal›flmamdan seçilmifltir: Death of a landowner (toprak sahibinin ölümü): Kudüs sicilleri vol.168: 354,356;
vol. 171: 396. Villages and Tribes fight (köylerin ve kabilelerin savafl›): 107:no. 102, 231. Divorce (boflanma) Nablus sicilleri,
1:55;Kudüs sicilleri:107: 260; 177:46;183:137; 201: 325. Death of a girl (k›z›n ölümü): 181: 116; 191: 67; 183: 227.)
32 Shahar, “Trilemma in Court”, 8-9.
- 224 -
SAYI 32
Burada sunulan bu hikâye mikro tarih
araflt›rmalar› için, ‹srail’deki bedevi vatandafllar›n
sosyal ve kültürel sorunlar›, bu insanlar›n bu gibi
problemleri halletme yöntemleri, mahkeme salonu
içinde ve d›fl›nda yaflad›klar› dramlar, fler’i
mahkemedeki üç hukuk sisteminin gizemli uyumu ve
karmafl›k gerçekli¤i meydana getiren say›s›z nükteli
k›sa hikâye üzerinde duran bir kaynak olarak hizmet
edebilir.
Mahkemenin yaz›l› kayd› görüldü¤ü üzere uzun
ve detayl› olsa da bizi sadece boflanman›n
gerçekleflti¤i, mehir ve nafakan›n ödendi¤i
konusunda bilgilendirmektedir. Asl›nda yaz›l›
belgede geçen olaylar haricinde baflka hiçbir fley
gerçekleflmemifl de¤ildir. Söz konusu kay›t, olay›n
taraflar› ya da flahitlerince anlafl›ld›¤› fleklin tam
z›tt›d›r.
Tekrar vurgulanmal›d›r ki tasvir edilen olay,
hikâyenin yaz›l› kayd›n›n haricinde, olas› de¤iflik
tasvirlerinden sadece birisidir. Bir çiftin ayr›l›k karar›
ald›¤› ve boflanmak için mahkemeye baflvurdu¤u aç›k
bir senaryo herhangi bir zaman ve mekânda
gerçekleflebilirdi. Sanaa mahkemesine yönelik
araflt›rmas›nda, Anna Würth böyle bir vakay›
nakletmektedir33. Fakat bir hikâyenin de¤iflik
tasvirlerinin muhtemel oldu¤u -ve gerçekte muhtelif
zaman
dilimlerinde
muhtelif
koflullarda
gerçekleflti¤i- gerçe¤i bize, sicil kay›tlar›n›n
hikâyenin yaln›zca küçük bir bölümünü yans›tt›¤›n›
göstermektedir. Dolay›s›yla bu gerçek, bizi herhangi
bir kayd› oldu¤u gibi kabul etmekten al›koymal›d›r.
Ayr›ca, baz› kay›tlar›n toprak mülkiyeti ve mali
konulara dair asl›nda hiç vuku bulmam›fl baz› fleylere
resmiyet kazand›rmaya dönük bir çaban›n sonucu
olabilece¤i ihtimalini de göz önünde bulundurmal›y›z. Bazen kad› sicillerinde, bir vak›f yöneticisi
(mütevelli) taraf›ndan kaynaklar›n tahsisine karfl›,
as›l amac› vak›f senedi ya da vakfiyenin
yasall›¤›ndan emin olmak olan bir davan›n kayd›na
rastlanmaktad›r. Di¤er taraftan, di¤er bir belgeden
hareketle, biz bir mahkemede tart›flma konusu edilen
bir mülkün gerçekte sicillere kaydedilen fiyat
üzerinden sat›l›p sat›lmad›¤›n›; ya da bir duruflman›n,
bir arsan›n özel mülkiyet olarak kay›t alt›na al›n›p
al›nmad›¤›ndan emin olmak için sahnelenip
sahnelenmedi¤ini bilebilir miyiz?34 Hatta zimmetine
para geçirmekle ya da baflka bir suçla suçlanan biri
hakk›nda aç›lan bir davan›n gerçekleflip
gerçekleflmedi¤ini ya da sadece devlet görevlileri
taraf›ndan gelecekte ifllenecek bir cinayeti
meflrulaflt›rmay› gaye edinen yasal bir kurgu olup
olmad›¤›n› da sorabiliriz.
Mikro tarih yazarken, dolay›s›yla, biz önceki iki
modele göre daha sa¤lam bir zemin üzerinde
durmuyoruz. Hatta tek bir kayd›n sosyal gerçeklikle
iliflkisi yüzeyseldir ve bütün bir olas›l›klar kümesi –
sade bir yans›madan tam bir anlafl›lmazl›¤a- kendisini
okuyucuya sunar.
Sözcüklerin Zaman ve Mekânda Yolculu¤u
Biz ayr›ca, kaleme al›nan kay›tlar›n ne ölçüde
mahkemede haz›r bulunan daval›, davac› ya da
flahitlerin iddia ya da flahitlik ifadelerini (ki do¤rudan
sözün sahibinden al›nt›lan›yor olsa bile) yans›tt›¤›
konusunda da flüphe duymal›y›z. Sözler, ifade
edildikleri andan sicile kaydedildikleri ana kadar,
uzun bir mesafe kat ederler. Sözcüklerin yolculu¤u,
meram henüz kad›ya ifade edilirken bafllar. Osmanl›
döneminde, en az›ndan 19. yüzy›la kadar, Hanefi
mezhebine mensup kad›lar fler’î mahkemelerdeki
davalar›n büyük bir ço¤unlu¤unu yönetmifllerdir. Bu
kad›lar›n ço¤u, ana dilleri nüfusun ço¤unlu¤u
taraf›ndan konuflulmayan bir dil olan Türkçeyi
konuflan Rumî’lerdir.35 Arap topraklar›ndaki ço¤u
mahkeme vakalar›nda daval› ve davac›lar›n iddialar›
33 Bkz. Anna Würth, “A Sana’a Court,” 321. Gerçek sorun ve mahkeme kayd› aras›ndaki bofllu¤a dair di¤er bir dava tasviri için bkz.
agm., 334.
34 Levi, “On Microhistory.” fiam ve Beyrut mahkeme arflivlerindeki benzer örneklere dikkatimi çekti¤i için Zouhair Ghazzal’e
minnettar›m.
35 Abdul Karim Rafeq, The Province od Damascus 1723-1783 (Beyrut, 1970), 43. Muhammad Adnan Bakhit, The Ottoman Province
of Damascus in the Sixteenth Century (Beyrut, 1982), 119. Nelly Hana, “Administration of Courts,”45.
- 225 -
VAKIFLAR DERG‹S‹
Türkçeye; kad›n›n davan›n taraflar›na yöneltti¤i
sorular da yerel dile mütercimler arac›l›¤›yla
çevrilmifltir.36
metne eklenmektedir. Zaten, ancak çok sonraki
dönemlerde metinlerde imzalara (kalem ya da
parmak izi arac›l›¤›yla) rastlanmaktad›r.
Dava süreci boyunca flüphesiz mütercimlerin
ço¤u, kad›y› dava konusuna yönelik keskin kavray›fl›
ve hukuk bilgisi ile etkilemek istemifltir. Çeviri
esnas›nda ço¤u mütercim, ifadeleri fler’î üsluba
uyarlayarak çevirmifl ve yeniden flekil vermifl
olmal›d›r. Dolay›s›yla bir olaya dair basit tasvirler,
kad›n›n zaten yabanc›s› olmad›¤› bir çeflit hukuk
terminolojisiyle ifade edilmifltir. Bu mütercimlerin
baz›lar›n›n, kad›ya mevcut sorunun çözümüne
yönelik olarak hukuki tavsiyede bulunabilecek kadar
bilgi sahibi olmufl olabilece¤i de düflünülebilir.
Son olarak, ço¤u teknik terimin anlam›
zamandan zamana ve mekândan mekâna köklü
de¤ifliklikler göstermifltir. “Bâli¤” (reflit, eriflkin)
kavram›, her yerde ayn› anlama m› sahip olmufltur; ya
da zihinlerde her zaman ayn› ça¤r›fl›mlar› m›
uyand›rm›flt›r? “Ta’zir” sözcü¤ü as›l olarak
“paylama” ve “k›nama” olarak alg›lanm›fl, ama baz›
zaman ve mekânlarda ise “dayak cezas›” ya da fler’î
hukukta kad›n›n ihtiyar›na ba¤l› olarak verilebilen
di¤er bir ceza flekli olarak anlafl›lm›flt›r. “Sadâk”
terimi, Layish’in de do¤ru bir flekilde iflaret etti¤i
gibi, fler’î ve örfî hukukun ikisinde de mehir
anlam›nda kullan›lagelmifl, ama her bir sistemde
“mehir” ya da “bafll›k paras›” olarak farkl› flekillerde
yorumlanm›flt›r.37 Ço¤u fler’î mahkeme kay›tlar›
yerel örfî hukukun aç›k etkisinde oldu¤u için,
sicillerde birbirini takip eden kay›tlarda yer alan ayn›
terimler bile farkl› anlamlarda kullan›labilmifltir.
Davac› ve daval›lar birkaç kez dinlenip, kad›
taraf›ndan taraflar›n iddialar› özetlenerek sicile
kaydedilebilecek flekilde k›salt›lm›flt›r. Tam bu
noktada, sözlü ifadeler yaz›l› ifadelere çevrilirken,
di¤er bir dönüflüm yaflan›r. Böyle bir süreç yaln›zca
farkl›l›¤›n kurala dayal› oldu¤u Arapça’ya münhas›r
de¤ildir, bilakis di¤er dillerde de söz konusudur.
Mahkemede cereyan eden sözlü diyaloglar, söz
konusu ikili çeviri sürecinden sonra özgünlüklerini
kaybederek art›k tan›nmaz hale gelmifllerdir. Mevcut
yaz›l› kültür, mahkemenin hukuk terminolojisinde
›srar› ve fler’î mahkeme taraf›ndan kabul gören
oldukça k›sa kay›t format›, serbest sözlü ifade
dünyas›n›n önünde afl›lamaz bir engel teflkil etmifltir.
Peki bu, mahkemedeki sözlü diyalog sürecinde
yolun sonunu mu göstermekteydi? sorusuna kesin bir
cevap veremiyoruz. Mahkemede cereyan eden dava
kayd›n›n, ne zaman ve nerede -duruflma esnas›nda ya
da hemen duruflma sonras›nda m›- kad› siciline
kaydedildi¤ini ve ne zaman ve nerede, kâtip
taraf›ndan yaz›ld›ktan kaç gün sonra sicile kopya
edildi¤ini bilmiyoruz. Baz› vakalarda davac› ve
flahitlerin imzalar›n›n gerçek oldu¤u görünmektedir;
ama di¤er örneklerde imzalar gayet aç›k bir flekilde
ayn› el -muhtemelen müstensihin kendisi- taraf›ndan
Asl›nda, bizim sürekli olarak yapt›¤›m›z bir
fleydir ikili çeviri. ‹lk olarak, bir kavram tarihsel ve
antropolojik olarak çevrilir -kavrama daha erken bir
dönemin hukukçular› taraf›ndan verilen belli bir
anlamdan o kavram›n kültürel ve yasal ba¤lamda
sahip oldu¤u anlama-; ard›ndan da kaleme al›nd›¤›
as›l dilden dilimize tekrar çevrilir, her çevirinin
asl›nda bir yorum oldu¤u ak›lda bulundurularak.38
Sicil kay›tlar›, “saf gerçekli¤i” say›s›z yollarla
gizleyen iç içe gömülü anlam katmanlar›n›, kiflisel
ç›karlar› ve yorumlar› içerir. Ancak, bu gömülü
anlamlar o gerçekli¤i anlayabilme ve yorumlayabilmenin yeni yollar›n› açar. Bu sürecin do¤as›na
iliflkin daha detayl› bir araflt›rma olmaks›z›n, gerçekte
yaflananlar›n sicillere kaydedilinceye kadar olan süre
içerisinde hangi ölçüde de¤iflmifl olabilece¤i
noktas›nda sa¤l›kl› bir de¤erlendirme yapamay›z.
36 ibid. Bkz. ayr›ca Layish, Divorce in the Libyan Family, 3.
37 ‹bid.
38 Bkz. White, Justice as Translation, 239-41.
- 226 -
SAYI 32
Araflt›rma ‹çin Yeni Bir Yol Haritas›
San›r›m flimdi, Osmanl› döneminde Müslüman
topluluklar hakk›ndaki araflt›rmalara bulunabilece¤i
katk›lar› küçümsemeksizin -tabii ki zay›fl›klar›n› da
göz önünde bulundurarak- çal›flmam›z›n flu ana kadar
ki sonuçlar›n› ortaya koyma zaman›d›r. Bütün
kaynaklar gibi siciller de çal›fl›lmal› ve anlafl›lmal›d›r.
Tarihçiler flu anda önlerinde engel olarak gördükleri
fleyi, üzerine bilgi infla edebilecekleri yeni bir temele
dönüfltürebilmek için kendileri aç›s›ndan çok büyük
önemde bir kaynak olan sicillerdeki mevcut
güçlükleri kabul etmeli ve belki de odakland›klar›
konular› biraz de¤ifltirmelidirler.
Buraya kadar olan tart›flmalar ve örneklerden de
gayet aç›k bir flekilde anlafl›laca¤› gibi, sicil kay›tlar›
mutlak “do¤ru” ya da “yanl›fl” olarak s›n›fland›r›lamazlar. Hatta göreceli “gerçeklik” içeri¤ine
sahip olarak da nitelendirilemezler. Her mahkeme, ya
da en az›ndan her bölgesel mahkeme kümesi, ayr›
ayr› de¤erlendirilmelidir. Ayr›ca, bu ayr›ma dayal›
de¤erlendirmeler, her dönem için de ayr› ayr›
yap›lmal›d›r.
fiimdiye kadar hakk›nda çok az çal›flma yap›lm›fl
çeflitli alanlar var ki detayl› bir araflt›rma, fler’î
mahkeme kay›tlar›n›n bize bu alanlarda bulunabilece¤i katk›n›n de¤erlendirilmesi konusunda yard›mc›
olabilecektir. Bunlar, kayna¤›n kendisinin etraf›nda
yo¤unlaflan ortak bir merkeze sahip, kayna¤›n
duvarlar›n›n arkas›ndaki kültür ve topluma uzanan
daireler olarak görülebilirler. Bizim ilk ilgilenece¤imiz husus, bir metin olarak kayna¤›n kendisinin
dilbilimsel ve edebi özelliklerini göz önünde
bulundurarak, sicil olmal›d›r: nas›l bir edebi üslup
kullan›lm›flt›r? Neden di¤er birçok üslup yerine bu
üsluplar tercih edilmifltir? Bu üsluplar mekândan
mekâna de¤iflmekte midir ya da her yerde ayn› temel
çizgiyi mi takip etmektedir? Ayr›ca, imparatorluk
merkezinin dayatt›¤› hâkim bir yaz›m tarz›n›n olup
olmad›¤› ya da her bir yerel mahkemenin kendine
özgü bir tarz ve belgelere yans›yan bir teferruat
seviyesine sahip olup olmad›¤› da merak edilebilir?39
Bu kategorideki di¤er sorular, sözlü bir diyalogun
do¤rudan ya da dolayl› olarak sicile kaydedilirken
düzenlenmesinde ya da davac›n›n iddialar›na iliflkin
bizzat yazar›n tasdik ya da itiraz›n›n ifade
edilmesinde kullan›lan edebi araçlarla ilgilidir. Böyle
bir sorgulama, bizi ayn› kad› sicilinde yer alan el
yaz›lar›ndaki farkl›l›klar›n sebeplerini ve bunlar›n
buraya kadar bahis konusu edilen vakalarla
ba¤lant›lar›n› araflt›rmaya sevk edebilir.
Kad›lar ve mahkeme prosedürleri de do¤rudan
yaz›l› kay›tla ba¤lant›l› olan ikinci dairede
de¤erlendirilebilir. ‹mparatorluk merkezindeki
kad›lar hakk›nda -eyaletlerdeki kad›lar›n tersinesa¤lam bir bilgi temeline sahibiz.40 Kad›lar ve nâibler
hakk›nda –onlar›n e¤itimleri, dilleri ve siyasi
düflüncelerine yönelik- prosopografik (grup
biyografisine dayal›) bir araflt›rma, tarihsel bir
kaynak olarak farkl› zaman ve mekân dilimlerinde
kaleme al›nan sicil kay›tlar›na dair yorumlar› da
do¤rudan etkileyebilir. Dikkate al›nmas› gereken
di¤er bir mahkeme prosedürü de mütercimlerin
oynad›klar› rol ve davalar›n sonuçlar› üzerindeki
etkileridir.
Hukuki süreçte çeflitli hukuk mekteplerinin
(mezhep) oynad›klar› rolü de sistematik bir flekilde
çal›flmal›y›z. Herhangi bir mezhebe ba¤l› bir kad› ya
da müftünün, ihtiyaç duydu¤unda neredeyse hiçbir
flüphe duymadan mezhep de¤ifltirebildi¤ini biliyoruz.
Di¤er yandan, reayan›n da taraf oldu¤u davalar›n
kendi lehine sonuçlanabilmesi ya da kendi hakk›nda
daha hay›rl› olabilmesi için kendi geleneksel mezhep
ba¤l›l›¤›nda ›srar etmedi¤i ve hatta bazen mezhep
de¤ifltirdi¤ine dair baz› göstergeler var.41 Bu ve
39 Bkz. Würth, “A Sana’a Court,” 327. Burada, kâtip ve kad›lar›n titizlik derecesinin sicillerdeki kay›tlar›n detay düzeyi konusunda
belirleyici bir unsur oldu¤u, yazar›n dikkatini çekmifltir.
40 Cf. Richard Repp, The Mufti of ‹stanbul: A Study in the Development of the Ottoman Learned Hierarchy (London, 1986); Madeline
Zilfi, The Politics of Piety: The Ottoman Ulama in the Postclassical Age (1600-1800) (Minneapolis, 1988).
41 Bkz. Lutz Wiederhold, “Legal Doctrines in Conflict: The Relevance of Madhab Boundaries to Legal Reasoning in the Light of and
Unpublished Treatise on Taqlîd and Ijtihâd,” Islamic Law and Society, 3:2 (1996), özellikle 249-59; Hanna, “Administration of the
Courts,” 53-54. 17. yüzy›l Kudüs sicillerini ve ayr›ca bazen yeni bir makam ve mevki elde edebilmek ya da bir toplumsal sorunu
çözebilmek için mezheplerini de¤ifltiren ulemalar›n biyografik sözlüklerini okurken bu izlenimimi destekleyici bulgulara rastlad›m.
Bkz. Muhibbi, Khulâsat al-âthâr fî a’yân al-qarn al-hâdî ‘ashar (Kahire, tarihsiz.), cilt 1, 145, 394, 408; cilt 2, 134-136, 233; cilt 3,
212.
- 227 -
VAKIFLAR DERG‹S‹
benzeri sorulara cevap bulmaya yönelik daha fazla
araflt›rma, bize davan›n taraflar›nca dava boyunca
takip edilen stratejiler hakk›nda yeni bak›fl aç›lar›
sunabilir.
Üçüncü dairede, fler’î mahkemeler de kurumlar
olarak daha yak›ndan analiz edilmelidir. Bu
mahkemeler nas›l bir yap›ya sahipti? Nas›l bir iç
hiyerarfli söz konusuydu ve zaman ve mekâna ba¤l›
olarak nas›l bir de¤iflim göstermekteydi?42 Kâtipler
kimlerdi? Nas›l bir e¤itim alm›fllard›? Nas›l bir sosyal
çevreye mensuptular ve bu mensubiyet ile yerel
siyasette oynad›klar› rol aras›nda nas›l bir etkileflim
vard›? Di¤er taraftan, fler’î mahkemelerde görevli çok
say›da yard›mc› memur da bulunmaktayd› muhz›rbafl›lar (davac› ve daval›lar›n mahkemeye
celp edilmesi vs. gibi mahkeme prosedüründen
sorumlu memur), subafl›lar (kamu düzeni ve asayiflin
temininden sorumlu memur), muhtesipler (çarfl› ve
pazarlarda ticaretin ‹slam hukukuna uygun olarak
yürümesinden sorumlu memur), kayyâlbafl›lar (aynî
vergilerin ve vergiler al›n›rken ürünün a¤›rl›¤›n›n
tespitinden sorumlu memur), udûl (resmi mahkeme
flahitleri), fluhûdü’l-hâl,43 ve mahkeme ile toplum
aras›ndaki di¤er arac›lar. Mahkeme içi ve d›fl›
süreçlerde rol oynayan görevliler ile kad› aras›ndaki
karmafl›k iliflkiyi ve arac› memurlar› toplumun geri
kalan›na ba¤layan sosyal a¤lar› ayd›nlatmaya yönelik
bir çal›flma yap›lmal›d›r.
Bu arabuluculuk sorular› bizi, dördüncü ve son
daireye yani mahkeme ve bir bütün olarak toplum
aras›nda var olan çok yönlü ba¤›ml›l›k konusuna
götürmektedir. Tam da burada ço¤u, yerel nüfus ve
mahkeme aras›nda var olan temel güven (ya da
güvensizlik) ile ilgili olan sorunlar söz konusudur.44
Belki burada, toplumun çeflitli kesimlerinin
mahkemeye baflvurma amac›; kad› ve mahkeme
görevlilerinin yerel nüfus üzerinde sahip oldu¤u
gücün niteli¤i ve insanlar› evlilik ve ticaret akitlerini
mahkemede kay›t alt›na ald›rmaya mecbur edebilme
kudretleri hakk›nda sorular sorulabilir. Ayr›ca, biz
farkl› konumlardaki insanlar›n devleti temsil eden
mahkeme görevlilerinin beklentileri do¤rultusunda
hareket etmeleri karfl›l›¤›nda ne gibi yararlar
sa¤lad›klar› konusunu da araflt›rabiliriz.
Bütün bu araflt›rmalar, betimleyici antropolojide
hâlihaz›rda süren araflt›rmalarla da desteklenmektedir. Lawrence Rosen’›n Fas;45 Brinkley Messick’in
Yemen46 ya da Ido Shahar’›n Negev bedevileri47
hakk›ndaki çal›flmalar› gibi çal›flmalar, yaz›l›
mahkeme kay›tlar› ile toplum aras›ndaki de¤iflken
iliflkiyi belirlemek için ihtiyac›m›z olan yeni bak›fl
aç›lar›n› bize sa¤layabilir. Olas› di¤er yollar, yasal
koflullar ve yasal koflullarda hukuki sürece konu olan
belirli bir hususta yaflanabilecek de¤ifliklikler
aç›s›ndan fler’î mahkeme ve toplum aras›ndaki
iliflkinin araflt›r›lmas› olabilir. F›k›h usulünün de¤iflen
rolü hakk›nda Wael Hallaq’›n;48 ya da ‹srail’de
seküler miras hukukunun fler’î mahkemelerin dinî
hukuk alan›na dâhil edilmesi ve Libya’da fler’î
mahkemelerin yerel örfî hukuku da kapsamas›49
hakk›ndaki Aharon Layish’in çal›flmalar›, muhtelif
güncel ve tarihsel alanlardaki iliflkileri daha aç›k bir
flekilde tan›mlamam›za yard›mc› olmaktad›r. Layish,
ayr›ca, ‘sociolegal’ olarak adland›rd›¤› bir yöntem
arac›l›¤›yla mahkeme kararlar›ndaki fleriat ve örfün
ay›rt edilmesini de önermifltir.
42 Bkz. Brinkley Messick, The Calligraphic State: Textual Domination and History in a Muslim Society (Berkeley: University of
California Press, 1993), 187-92.
43 Aharon Layish, “Dar ‘Adl-Symbiosis of Custom and Sharî’a in a Tribal Society in Process of Sedentarization,” Jerusalem Studies in
Arabic and Islam, 19 (1995), 198-213.
44 Würth, “A Sana’a Court,” 330.
45 Rosen, The Anthropology of Justice.
46 Messick, The Calligraphic State.
47 Shahar, “Trilemma in Court”.
48 Wael Hallaq, “From fatwâs to Furû’: Growth and Change in Islamic Substantive Law,” Islamic Law and Society, 1 (1994), 17-56.
“Usûl al-Fiqh: Beyond Tradition” Journal of Islamic Studies, 3:2 (1992), 172-202.
49 Cf. Aharon Layish, Divorce in the Libyan Family; ayn› yazar, “Bequests as an Instrument for Accomodating Inheritance Rules: Israel
as a Case Study,” Islamic Law and Society, 2:3 (1995), özellikle 308-310.
- 228 -
SAYI 32
Yak›n zamanda yay›mlanan bir kitapta Haim
Gerber, mahkemelerin belli gruplar ya da s›n›flar›n
lehine kararlar al›p almad›¤›n› bulmak için duruflma
sonuçlar›n›n say›sal bir de¤erlendirmesini teklif
etmektedir. Gerber kendi araflt›rmas›nda, kad›lar›n
verdikleri hükümlerin istatistikî olarak toplumun
zay›f kesimlerinin (kad›nlar, z›mmîler ya da s›radan
vatandafl) lehine oldu¤unu görmüfltür. Muhtelif
zaman ve mekânlardaki mahkeme kararlar›n›n söz
konusu dengeler aç›s›ndan incelenmesi, tarihsel
kay›tlar›n de¤erinin ölçülmesi konusunda bize daha
sa¤lam bir temel sa¤layabilir, ama niceli¤in yukar›da
belirtilen sorunlu do¤as›ndan dolay› böyle bir
araflt›rma, afl›lamaz sorunlar da do¤urabilir.50
Nitekim siciller üzerindeki baz› tarihsel
çal›flmalar bu kayna¤a yönelik elefltirel bir yaklafl›m
tarz›n› do¤urmufltur. Iris Agmon’un Hayfa ve Yafa
hakk›ndaki çal›flmas›51 bunlardan biridir ve ayn›
yorum Mahmud Yazbak’›n Hayfa hakk›ndaki eseri
için de geçerlidir.52 Her iki kaynak da sicil odakl› bir
araflt›rma için okuyucuya temel araçlar› sa¤lama
çabas›ndad›r. Yazbak, say›sal olarak mahkemede boy
gösteren insanlar› ve bu insanlar›n nüfusun geri
kalan›na oran›n› tespit etmifl; baz› yerlerde zaman
zaman flehir nüfusun hemen hemen dörtte birinin bir
flekilde daval›k olarak mahkemeye baflvurdu¤u
sonucuna ulaflm›flt›r. Agmon, Hayfa ve Yafa
mahkeme kay›tlar› aras›ndaki içerik ve üslup
farkl›l›klar›n› belirlemifl ve kad›nlar›n mahkemede
yarar sa¤lamak için kulland›klar› ço¤u stratejiyi tarif
etmifltir. Cezayir belgeleri üzerinde çal›flan Tul
Shuval ise hazinedeki (beytü’l-mâl) ve mahkemedeki
miras kay›tlar› aras›nda bir k›yaslamada bulunarak bu
ayn› görevi gören iki kaynak aras›ndaki farkl›l›klara
iflaret etmifltir.53 Böyle bir karfl›laflt›rma, örne¤in
Memlük mahdar (mahkeme tutana¤›) kal›nt›lar› ile
Osmanl› sicilleri aras›nda tarihsel olarak da
yap›labilir.54
Yukar›da bahsedilenler gibi araflt›rmada
yaflanabilecek sorunlar, engel olarak görülmemelidir.
Sicilleri konu edinen daha kapsaml› bir çal›flma,
tarihçiler olarak ortaya koydu¤umuz ortak çabaya
katk›da bulunacakt›r. Birincisi ve en önemlisi, böyle
bir çal›flma bizi yeni ve umut verici bir çal›flma
alan›na sürükleyebilir: sadece ‘toplumu’ anlamaya
dönük çal›flmalar için bir araç de¤il aksine kendi
içinde bir amac› olan kültürel bir ürün olarak sicil.
Mahkemenin iflleyifli -mahkeme görevlilerinin
menfaatleri, sözlü bir ifadenin yaz›l› bir metne
dönüflme süreci, ilgili bütün taraflar›n takip ettikleri
stratejiler, sosyal normlar ve din kurallar› aras›ndaki
iliflki- dikkate de¤er etkileyici tarihsel bir resim
oluflturur. Sicil kay›tlar›n› araflt›rmak san›landan daha
fazla yarar sa¤layabilir ve bu araflt›rma bir proje
olarak belki de somut ve gayet aç›k bir sosyal
gerçekli¤i oldu¤u gibi anlama çabas›ndan daha az
de¤erli de de¤ildir.
50 Haim Gerber, State, Society and Law in Islam (Albany: State University of New York Pres, 1995), 56-57.
51 Iris Agmon, “Women and Society” (bkz. yukar›daki örnekler)
52 Mahmud Yazbak, “Haifa in the Late Otoman Period, 1870-1914” (yay›nlanmam›fl doktora tezi, Hayfa Üniversitesi, 1992)
53 Shuval, “La Ville d’Algers,” 15-30.
54 Yehoshua Frenkel’e bu hat›rlatmas› için müteflekkirim.
- 229 -
- 230 -