tütün işçileri, tüccarlar ve kırık camlar
EMEK TARİHİ
1905 kavala grevi
can nacar
20 Mart 1905, Pazartesi günü bir araya gelen yaklaşık 6.000 işçi kentteki
tütün mağazalarının cam ve çerçevelerini kırmaya başlamış, Allatini ailesine
ait mağazanın yazıhanesine hücum etmiştir. Allatini Mağazası kavaslarından
Hasan, revolveriyle işçilerin üzerine ateş açınca olaylar daha da büyümüş,
işçiler mağaza binasını gazla yakmaya kalkışmıştır. Grevciler ancak redif deposu
muhafızlarının müdahalesiyle dağıtılabilmiştir. Olaylar bittiğinde, kentteki tüm
tütün mağazalarının camları kırılmıştır.
Fotoğraftaki
kadın ve erkek
işçiler tütün
yapraklarını
kalitelerine
göre tasnif
etmektedir.
20. yüzyıl
başları,
Kavala’daki bir
tütün fabrikası.
38
Kavala Belediyesi
Tütün Müzesi.
Birinci Dünya Savaşı’nı önceleyen
kırk yıl boyunca geniş imparatorluk
coğrafyasında meydana gelmiş grevler ve diğer işçi eylemleri/örgütlenmeleri Osmanlı emek tarihçilerinin
en önemli araştırma alanlarından
biri olmuştur. 1960’lı yıllardan bu
yana işçi eylemleri üzerine yapılan
çalışmalar, 1872- 1914 arası dönemde imparatorluk çapında 200’den
fazla grevin gerçekleştiğini ortaya
koymuş ve bu grevlerin nedenleri, bölgesel-sektörel dağılımları ve
işçilerin talepleri hakkında detaylı
bir döküm çıkarmıştır.1 Ancak bu
çalışmalar, greve çıkan ve sendikalarda örgütlenen işçileri çoğu zaman
homojen bir güruh olarak ele alıp
onların kendi aralarındaki müzakere
süreçlerini ve iktidar ilişkilerini
sorunsallaştırmamıştır. Donald Quataert’in Anadolu Demiryolları ve
Efi Avdela’nın Selanik tütün işçileri
üzerine yaptığı çalışmalar, bu egemen yaklaşımın önemli istisnaları
arasındadır. Örneğin, Quataert 1908
Anadolu Demiryolu grevi sırasında,
işgücünün üst kademelerini temsil
eden tutucu sendika önderliği ile
gündelik ücretle çalışan işçiler arasında ciddi bir bölünme yaşandığının
altını çizmiştir.2 Avdela ise Kavala’da
Reji Şirketi, 20. yüzyılın başına
gelindiğinde, İstanbul, İzmir, Selanik,
Samsun, Halep ve Adana gibi önemli
yerleşim merkezlerinde fabrika ve
atölyeler açmış; iç piyasadaki yıllık
tütün mamulleri satışını 6 milyon
kilogramdan 7,5 milyon kilograma
çıkarmayı başarmıştır.5 Ancak sektördeki asıl büyüme tekel uygulamasının
dışında kalan tütün yaprağı ihracatında görülmüştür.
artan tütün ihracatı ve
mevsimsel krizler
Özellikle 1880’li yıllardan itibaren
sigara tüketiminin dünya genelinde
artmasıyla Mısır, Avrupa ve
ABD’deki önemli sigara üreticilerinin
Makedonya, Trakya ve Anadolu’da
yetişen kaliteli tütüne olan
ihtiyacı giderek artmıştır. Böylece
imparatorluğun tütün ihracatı 1880
yılında 8,9 milyon kilogram iken,
1897’de 15,9 milyon kilograma ve
1911’de 38,4 milyon kilograma ulaşmıştır.6 Rakamlardaki bu artışa paralel olarak Kavala, Samsun, Selanik,
İskeçe ve İzmir gibi önemli ihracat
merkezlerinde faaliyet gösteren
yerli ve yabancı tüccarlar ihraçlık
tütün yapraklarının kalitelerine göre
tasnif edilip balyalandığı yeni mağazalar açmıştır. Örneğin, Tanin gazetesi yazarı Ahmet Şerif 1911 yılında
Samsun’u ziyaret ettiğinde, kentte
toplam 7.000- 8.000 işçi istihdam
eden elli-altmış tütün mağazasının
bulunduğunu yazmaktadır.7 İmparatorluğun bir diğer sahil kenti olan
Kavala’daki tütün mağazalarında ise
19. yüzyılın ortasında yaklaşık 2000
kişi çalışmaktadır. 20. yüzyılın başına gelindiğinde tütün işçilerinin sayısı yedi kattan fazla artarak 15.000’e
ulaşmıştır.8 Kent nüfusunun yaklaşık
yüzde altmışını oluşturan bu işçilerin
en az 5.000’i çevre köy ve kentlerden
gelen mevsimlik göçmenlerdir.9
Osmanlı İmparatorluğu’nun 1870’li
yıllarda yaşadığı derin mali bunalımın bir sonucu olarak tütün tekeli,
1881 yılında devletin yabancı alacaklılarının oluşturduğu bir konsorsiyum
olan Düyun-u Umumiye İdaresi’ne,
bundan iki yıl sonra da idarenin isteği
ve hükümetin onayıyla Reji Şirketi’ne
devredilmiştir. Üç banka grubunun
(Osmanlı Bankası, Crédit Anstalt ve
Bleichröder) ortaklığıyla kurulan
Ele alınan dönem boyunca ihracat ve
istihdamda gerçekleşen önemli artışa
rağmen, tütün piyasasında mevsimsel krizler de yaşanmıştır. Örneğin,
Makedonya bölgesindeki tütün tüccarları, 1903 yılı hasadının kalitesiz
olduğunu gerekçe göstererek fiyatları
geçmiş yıllara oranla düşürmüştür.
Üreticiler ise tütünlerini düşük fiyatla
elden çıkarmayı reddedince, piyasada büyük bir durgunluk başlamıştır.
Osmanlı ülkesindeki işçi hareketleri
üzerine yapılan bazı çalışmalarda,
1905 Kavala grevine kısaca değinilmiştir.4 Buna göre grev, 1908
Devrimi’nden önce gerçekleşen
neredeyse diğer tüm işçi eylemleri gibi, ücret sorunlarından dolayı
patlak vermiştir. Tütün işçilerinin
talebi, düşürülen ücretlerinin eski
seviyesine getirilmesidir. Bunu
gerçekleştirebilmek için kentteki
tütün mağazalarına saldırarak onları
tahrip etmişlerdir. Fakat grev ile ilgili
anlatılarda, işçilerin neden özellikle
böyle bir eyleme başvurduğu sorusu
sorulmamıştır. Bu yazının bir diğer
amacı, grevci işçilerin eylemlerinin
bir analizini yaparak onların tütün
işletmelerindeki karar alma süreçlerinde ne kadar söz sahibi olduğunu
tartışmaktır. Ancak bunlara geçmeden önce, 1905 grevinin nedenlerini
anlamak için tütün sektöründe 19.
yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında
yaşanan bazı önemli gelişmeler kısaca ele alınacaktır.
TOPLUMSAL TAR‹H 213 EYLÜL 2011
bulunan tütün mağazalarındaki kalifiye işlerin erkeklerin tekelinde
olduğunu ve bu cinsiyet temelli hiyerarşinin bir uzantısı olarak kadın
işçilerin sendikalara kabul edilmediklerini vurgulamıştır.3 Sözü edilen
alternatif çalışmalara katkı sunmak
amacıyla, bu yazı, imparatorluğun
en önemli tütün ihraç merkezi olan
Kavala’da 1905 yılında gerçekleşen
bir greve odaklanmakta ve grevci
işçilerin meydana getirdiği kolektif
yapının kimleri içerip kimleri dışarıda bıraktığını, grevin örgütlenip yürütülmesinde hangi işçilerin sesinin
baskın olduğunu tartışmaktadır.
Haziran 1904’e gelindiğinde, yani
geçmiş yılın hasadının çoktan tütün
mağazalarına nakledilip işlenmeye
başlamış olması gereken bir sırada,
Kavala bölgesindeki tütün üreticileri
1903 yılı hasadının ancak yüzde kırkını ellerinden çıkarabilmiştir.10 Bu duruma tepki olarak bölgede 1904 yılında daha az tütün ekimi yapılınca, Kavala’daki tütün mağazalarının iş yükü
1905 yılında hayli azalmış ve mevcut
işçilerin bir kısmı işsiz kalmıştır. Halden faydalanmak isteyen tüccarlar,
mağazalardaki iş mevsiminin daha
hemen başında, yani Mart ayında,
çalışanların ücretlerini düşürmüştür.
Tüccarların bu uygulamasını protesto
etmek amacıyla, kentteki neredeyse
tüm tütün işçileri 20 Mart 1905 sabahı
bir araya gelip grev ilân etmiştir.
20. yüzyıl
başları,
Kavala’daki
tütün
mağazalarından
birinde işçiler
öğle tatilinde.
Kavala Belediyesi
Tütün Müzesi.
grev ve kırık camlar
20 Mart 1905, Pazartesi günü sabah saatlerinde bir araya gelen
yaklaşık 6.000 işçi, kentteki tütün
mağazalarının cam ve çerçevelerini
kırmaya başlamış, Allatini ailesine
ait mağazanın yazıhanesine hücum
etmiş ve orada karşılaştıkları kâtibe
hakarette bulunmuştur. Allatini Ma-
39
EMEK TARİHİ
ğazası kavaslarından Hasan, revolveriyle işçilerin üzerine ateş açınca
olaylar daha da büyümüş, işçiler
mağaza binasını gazla yakmaya kalkışmıştır. Grevciler ancak redif deposu muhafızlarının müdahalesiyle
dağıtılabilmiştir. Olaylar bittiğinde,
kentteki tüm tütün mağazalarının
camları kırılmıştır ve bunların tamir
ğildir. Aksine işçiler seçicidirler. 20
Mart sabahı grev ilan etmek için toplandıklarında, birçoğu asker ve jandarmanın kısa süre içinde gelip onları dağıtacağını muhtemelen tahmin
etmektedir. Bu durumda az sayıdaki
grev kırıcıyı işleri başından kaldırmanın ve tüccarları ücretler konusunda geri adım atmaya zorlamanın
İskeçe’de ihraç
edilecek tütün
yapraklarının
balya edilmesi.
Hristaki, Tütün: Tütün
Ziraatinin Islahına
Dair Malumat-ı
Mücmel (Dersaadet:
Fincancılar
Yokuşu’nda Agop
Matosyan Matbaası,
1327.
edilip üretimin tekrar başlaması
birkaç haftayı bulacaktır. 11
Yaşanan olaylar ne Kavala halkı ve
bölgedeki devlet görevlileri ne de tütün tüccarları için büyük bir sürprizdir. Zira kent önceki yıllarda da, örneğin 1896’da, tütün işçilerinin grev
ilan edip mağazaların camlarını kırdığı eylemlere sahne olmuştu. 12 Bu
eylemler 1905 yılında hâlâ canlı bir
şekilde hatırlanmaktadır. Örneğin,
Drama sancağı mutasarrıfı, Rumeli
Müfettişliği’ne gönderdiği 20 Mart
1905 tarihli raporda Kavala’daki işçilerin eskiden yaptıkları gibi toplanıp
tütün mağazalarına saldırdığını yazmıştır. 13 Peki, işçiler 1905 grevinde
ve daha önceki eylemlerinde neden
çalıştıkları mekânları hedef almıştı?
40
Mağazalara saldırıp camlarını kırmak iş bulamayan, bulduklarında ise
düşük ücretle çalıştırılmak istenen
işçilerin tütün tüccarlarına karşı hissettiği kızgınlığın bir ifadesi olabilir.
Ancak tütün mağazaları bir kızgınlık
anında seçilmiş rastgele hedefler de-
en etkili ve çabuk yollarından biri,
mağazaların camlarını kırmaktır.
Zira içerideki havanın cereyan yapması ile mahallerde tütün işlemek
mümkün olmadığı için düşük ücretle
çalışmayı kabul etmiş grev kırıcıların mağazaları terk etmekten başka
şansı kalmamıştır.14 Böylece işçiler
tüccarlara da, ücretler değişmediği
takdirde, mağazalardaki üretim faaliyetlerini ve dolayısıyla tütün ihracatını kolayca felce uğratabileceklerini
göstermişlerdir.
Allatini Mağazası’nın yazıhanesine yapılan saldırı ise, büyük olasılıkla, ücretlerin düşürülmesi kadar şeffaf olmamasından kaynaklanan rahatsızlıklarla ilgilidir. 23 Mart günü Kavala’ya
gelen bir İngiliz subayın yazdığı detaylı rapora göre, tütün mağazalarında
çalışan işçiler alacakları haftalık
ücreti ancak hafta nihayetinde
Dolayısıyöğrenebilmektedir.15
la, işçilerin beklentileri ile ellerine
geçen para arasında zaman zaman
önemli farklar olması mümkündür. Bu
durumda, Makedonya bölgesindeki en
önemli tütün işletmelerinden birinin
idari işlerinin yürütülüp hesaplarının
tutulduğu yazıhane ve orada çalışan
memurlar, grevci işçiler için doğal hedef haline gelmiştir.
müzakereler
ve grevin sonu
İşçilerin yukarıda tartışılan eylemleri
kısa sürede sonuç vermiştir. Grevin
ilan edilmesinden hemen sonra
Kavala’ya gelen Drama mutasarrıfı,
birkaç gün içinde tüccar ve işçi
temsilcilerinin katıldığı bir toplantı
düzenlemiştir. Toplantı sonunda
tüccarlar geri adım atıp işçi
ücretlerini eski seviyesine çıkarmış,
buna mukabil işçiler de kırdıkları
cam ve çerçevelerin bedeli olarak birer yevmiyelerini tüccara bırakmayı
kabul etmiştir.16 Bu anlaşma, Kavala’daki tütün mağazalarında ne zaman ve hangi koşullarda çalışılacağı
hususlarında tek karar vericinin tüccarlar olmadığını, işçilerin de söyleyecek sözleri olduğunu göstermektedir. 1905 grevini izleyen dönemde
de, işçiler çalışma koşulları hakkında
daha fazla söz sahibi olma mücadelesine devam etmiş, bu amaçla yeni
grevler düzenleyip kapsamlı talepler
seslendirmişlerdir. Örneğin, Eylül
1908’de işlerini bırakarak mağazaların faaliyetlerini tekrar durma noktasına getirdiklerinde, talepleri arasında, ücretler ve çalışma saatlerinin
yeniden belirlenmesinin yanı sıra işe
alınma süreçleriyle ilgili bir düzenleme vardır. Buna göre, bir işçi çalıştığı tütün mağazasından ayrılıp bir
başkasında çalışmaya başladığında,
eski işyerinde aldığı ücretin aynısını
almaya devam edecektir.17
grevcilerin arasında
kimler yoktu?
Yukarıdaki anlatıya dayanarak 1905
grevinin Kavala tütün işçileri açısından bir başarı hikâyesi olduğu söylenebilir. Kentteki neredeyse tüm tütüncüler greve katılmış ve düşürülen
ücretlerin eski seviyesine getirilmesini sağlamıştır. Peki ama kimdir bu
grevci işçiler? Meydana getirdikleri
kolektif yapının içinde kimler vardır,
kimler yoktur?
Göçmen işçileri hedef alan söyleme
uygun olarak, daha tüccar ve işçi temsilcileri grevi sona erdirecek anlaşma
üzerinde tartışırken, kentteki “serseri
güruhuyla işsiz amelenin bir kısmı” zabıta marifetiyle memleketlerine geri
gönderilmiştir.20 Ayrıca, Drama’dan
gelen bir jandarma binbaşı ve yerel
polis güçleri tarafından gerçekleştirilen tahkikat neticesinde, sekiz kişi –ki
bunların devlet görevlilerinin mevcut
söylemleri düşünüldüğünde göçmen
işçiler olması oldukça mümkündürgreve ön ayak oldukları gerekçesiyle,
tutuklanıp Selanik’e yollanmıştır. Bir
süre sonra, binbaşının tahkikat sırasında tutukladığı kişileri darp ettiği ve
ettirdiği ortaya çıkmıştır.21 Sonuç olarak, çoğu göçmen işçinin henüz kente
gelmediği, gelenlerin ise bir kısmının
zorla memleketlerine geri gönderildiği bir ortamda, grevciler arasındaki
baskın ses, Kavala’nın devamlı sakinleri olan işçiler olmuştur. Onlar da ücretlerin düşürülmesine verdikleri güçlü tepkiyi, muhtemelen mağazalardaki
azalan iş yükünü ve ciddi işsizlik tehlikesini göz önüne alarak, göçmenleri
hedef alan dışlayıcı ve baskıcı uygulamalara karşı göstermemiştir.
Kavala’nın devamlı sakinleri olan
işçiler de homojen bir grup değildir. Yazının giriş bölümünde Efi
TOPLUMSAL TAR‹H 213 EYLÜL 2011
Grevi örgütleyip eylemleri yürütenlerin arasında az sayıda göçmen
işçi vardır. Mart ayı, tütün işleme
mevsiminin daha hemen başı olduğundan, bunların çoğu henüz kente
gelmemiştir.18 Gelip eylemlere katılanlar ise dışlayıcı ve baskıcı devlet
politikalarıyla karşı karşıya kalmıştır.
Zira grev, hem sivil hem de asker devlet görevlilerine göre, göçmen işçilerin tahrikleri sonucu patlak vermişti.
Örneğin, Dokuzuncu Fırka-i Hümayun
Kumandanlığı tarafından hazırlanan
bir raporda, Kavala’daki olayların bir
daha tekrarlanmaması için “amele
sıfatıyla hariçten gelen serseri takımının” memleketlerine iade edilmesi
gerektiği vurgulanmıştır. Aynı raporun Kavala’nın yerlisi olan işçilere
tavrı ise çok farklıdır. Raporda bu işçilerden “zavallılar” diye bahsedilerek
onların tüccarın zorbalığından kurtarılması gerektiği belirtilmiştir. 19
Avdela’ya referansla belirtildiği
üzere, tütün mağazalarındaki kalifiye işler, örneğin denkçilik, erkeklerin tekelindedir. Dolayısıyla, 1905
grevinden en kazançlı çıkanların,
kalifiye işlerini ve yüksek ücretlerini
muhafaza edebilen Kavala’nın yerlisi
erkek işçiler olduğu söylenebilir. Bu
noktada altı çizilmelidir ki, mağazalardaki tütün işleme metotlarının
basitleştirildiği 1930’lu yıllara kadar,
erkek işçiler denkçilik işindeki tekellerini ve dolayısıyla yüksek ücretlerini muhafaza etmeyi başarmışlardır.22 Bu da büyük ölçüde sendikal
hareket ve grevlerdeki baskın rolleri
sayesinde gerçekleşmiştir. Tek bir
örnek vermek gerekirse, 1909 yılında
kurulan ve Makedonya’daki ilk işçi
örgütlerinden biri olan Kavala Tütün Amelesi Saadet Cemiyeti’nin yönetim kurulundaki yirmi bir işçinin
hepsi erkek ve denkçidir.23
sonuç
Bu yazıda, 1905 Kavala grevine odaklanılarak tütün işçilerinin aktivizmine dair kısa bir değerlendirme yapılmıştır. Bazı Osmanlı emek tarihçilerinin hâlâ vurguladığı imparatorluk
coğrafyasındaki emekçilerin sınıf
bilinçleri olmadığı savının aksine,24
Kavala’daki işçiler 19. yüzyılın sonundan itibaren etkili grev taktikleri
geliştirerek tütün mağazalarında ne
zaman ve hangi koşullarda çalışılacağı hususlarında söz sahibi olduklarını göstermişlerdir. 20 Mart 1905
günü yaşanan olaylar, bu durumun
İskeçe’de
bir tütün
mağazasındaki
işçiler.
Hristaki, Tütün: Tütün
Ziraatinin Islahına
Dair Malumat-ı
Mücmel (Dersaadet:
Fincancılar Yokuşu’nda
Agop Matosyan
Matbaası, 1327.
en açık ifadelerinden biridir. Ancak grev ile elde edilen kazanımlardan tüm işçiler faydalanamamıştır.
Bunda bazı işçileri muhatap kabul
ederken diğerlerine karşı baskıcı
uygulamalara başvuran devlet görevlileri kadar, işçiler arasındaki
çıkar farklılıklarının da önemli rolü
vardır. Grevin hemen ardından
göçmen işçilere karşı uygulanmaya
başlanan politikalara karşı güçlü bir
tepki veril(e)memesinin arkasında,
muhtemelen böyle bir farklılık yatmaktadır. Ayrıca 1905 grevi ve sonraki yıllarda gerçekleşen diğer işçi
eylemleri/örgütlenmeleri Kavala tütün mağazalarındaki cinsiyet temelli hiyerarşiyi hedef almamış, aksine
sağlamlaştırmıştır. Dolayısıyla, işçilerin tütün tüccarlarına karşı yürüttükleri kolektif mücadele, bir ölçüde
de dışlanma ve hiyerarşik yapıların
muhafaza edilmesi hikâyesidir.
41
dipnotlar
EMEK TARİHİ
1
2
3
4
5
42
Bu çalışmaların bazıları şunlardır: Mesut
Gülmez, “Tanzimat’tan Sonra İşçi Örgütlenmesi
ve Çalışma Koşulları (1839–1919)”, Tanzimat’tan
Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, 3. Cilt
içinde (İstanbul: İletişim Yayınları,1985), s. 792–
802. Şehmus Güzel, “Tanzimat›tan Cumhuriyet›e
İşçi Hareketi ve Grevler”, Tanzimat’tan
Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, 3. Cilt
içinde (İstanbul: İletişim Yayınları, 1985), s.
803–830. Peter Carl Mentzel, “Nationalism and
Labor Movement in the Ottoman Empire, 1872–
1914” (Yayınlanmamış Doktora Tezi, University
of Washington, 1994). Yavuz Selim Karakışla,
“Osmanlı İmparatorluğu’nda 1908 Grevleri”,
Toplum ve Bilim, no. 78 (1998), s. 187–208.
Cevdet Kırpık, “Osmanlı Devleti’nde İşçiler ve
İşçi Hareketleri (1876–1914)”, (Yayınlanmamış
Doktora Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi,
2004).
Donald Quataert, “Working on the Anatolian
Railway,” Social Disintegration and Popular
Resistance in the Ottoman Empire,
1881–1908: Reactions to European Economic
Penetration içinde (New York: New York
University Press, 1983), s. 71–93.
Efi Avdela, “Class, Ethnicity, and Gender in PostOttoman Thessaloniki: The Great Tobacco Strike
of 1914,” Borderlines: Genders and Identities
in War and Peace, 1870–1930 içinde, der. Billie
Melman (New York: Routledge, 1998), s. 421–438.
Örneğin bkz. Kırpık, “Osmanlı Devleti’nde İşçiler
ve İşçi Hareketleri (1876–1914),” s. 236.
Donald Quataert, “The Regie, Smugglers, and
the Government,”Social Disintegration and
Popular Resistance in the Ottoman Empire,
1881–1908: Reactions to European Economic
Penetration içinde (New York: New York
University Press, 1983), s. 13–40. BOA, Y.EE, 11/17,
Lef:2. Reji Şirketi Meclis-i İdaresi Tarafından
Fi 10 Eylül 1324 Tarihinde Mün›akıd Cemiyet-i
6
7
8
9
10
11
12
Umumiye-i Mu›tadaya Takdim Kılınan Rapor
(Dersaadet:1324), s. 8.
1296 Senesi Martı İbtidasından Şubatı
Nihayetine Değin Bir Sene Zarfında Memâlik-i
Mahrûsa-i Şahane Mahsulât-ı Arziyye ve
Sınaiyyesinden Diyar-ı Ecnebiyeye Giden
ve Bilcümle Diyar-ı Ecnebiyeden Memâlik-i
Mahrûsa-i Şahaneye Gelen Eşyanın Cins ve
Mikdarını Mübeyyin Tanzim Olunan İstatistik
Defterlerinin Hûlâsatü’l-Hûlâsa Cedvelidir
(Dersaadet: 1301), s. 25. “Tabakerzeugung,
Bearbeitung und Handel in Der Europaishen
Turkei,” Berichte über Handel und Industrie
18, no.7 (5 December 1912), s. 338.
Ahmet Şerif, Anadolu’da Tanin, der. Mehmed
Çetin Börekçi (Ankara: Türk Tarih Kurumu,
1999), s. 256.
Konstandinos A. Vakalopoulos, Modern
History of Macedonia (1830–1912)
(Thessaloniki: Barbounakis, 1988), s. 144. 1322
Sene-i Hicriyesine Mahsus Selanik Vilayet
Salnamesi, s. 441. 1325 Sene-i Hicriyesine
Mahsus Selanik Vilayet Salnamesi, s. 426.
C. L. Constantinides, Turkish Tobacco:
A Manual for Planters, Dealers, and
Manufacturers (London: W. & J. Rounce
Ltd, 1912), s. 25. Basil C. Gounaris, Steam over
Macedonia 1870-1912: Socio-Economic
Change and the Railway Factor (Boulder: East
European Monographs, 1993), s. 235. Kavala’daki
tütün işçilerinin çoğu Rum’dur; ancak aralarında
bir hayli Müslüman ve az sayıda Yahudi de
vardır. Bkz. Efi Avdela, «Class, Ethnicity, and
Gender in Post-Ottoman Thessaloniki: The
Great Tobacco Strike of 1914,» s. 423.
BOA, DH.MKT, 854/21, Lef: 17 ve 18, 17
Rebiülevvel 1322 (1 June 1904).
BOA, TFR.I.SL, 67/6659, Lef: 3, 8, 9 ve 11, 7 Mart
1321 (20 Mart 1905) ve 25 Mart 1905. BOA, Y.MTV,
272/107, 11 Mart 1321 (24 Mart 1905).
Georgios Vyzikas, Xroniko ton Kapnergatikon
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
Agonon (Kavala: Kavala Belediye Müzesi,
1994), s.12–13. Metnin Yunanca’dan
çevirisini yapıp benimle paylaşan
Anna Maria Aslanoğlu ve Tutku Vardağlı’ya
teşekkür ederim.
BOA, TFR. I.SL, 67/6659, Lef: 8, 7 Mart 1321 (20
Mart 1905).
BOA, TFR. I.SL, 67/6659, Lef: 3, 25 Mart 1905.
BOA, a.g.e.
BOA, TFR. I.SL, 67/6659, Lef: 6, 8 Mart 1321 (21
Mart 1905). BOA, TFR.I.SL, 68/6732, Lef:1, 21 Mart
1321 (3 Nisan 1905).
BOA, TFR. I.SL, 196/19560, Lef:8, 31 Ağustos 1324
(13 Eylül 1908).
Mağazalardaki iş mevsimi çoğunlukla Nisan
ayında başlar, işin yoğunluğuna göre dörtdokuz ay arasında sürerdi. Bkz. Constantinides,
Turkish Tobacco: A Manual for Planters,
Dealers, and Manufacturers, s. 25. 1315
Sene-i Hicriyesine Mahsus Selanik Vilayet
Salnamesi, s. 571. 1318 Sene-i Hicriyesine
Mahsus Selanik Vilayet Salnamesi, s. 508.
1325 Sene-i Hicriyesine Mahsus Selanik
Vilayet Salnamesi, s. 426.
BOA. Y.PRK.ASK, 227/86, 17 Muharrem 1323 (24
Mart 1905).
BOA, TFR.I.SL, 68/6732, Lef:1, 21 Mart 1321 (3
Nisan 1905).
BOA, TFR.I.SL, 68/6732, Lef: 6, 27 Mart 1321 (9
Nisan 1905).
Maria Rentetzi, “Tobacco Factories: The History
of a Lost Culture,” Tobacco Factories içinde,
der. Kamilo Nollas (Athens: Kastaniotis Editions,
2007), s. 31–37.
BOA, DH.İD, 132/4, Lef: 5 ve 6, 6 Teşrinievvel 1325
(19 Ekim 1909).
Donald Quataert, Miners and the State in the
Ottoman Empire: The Zonguldak Coalfield,
1822-1920 (New York: Berghahn Books, 2006),
s. 53. Kırpık, “Osmanlı Devleti’nde İşçiler ve İşçi
Hareketleri (1876-1914),” s. 249.
2011
AĞUSTOS
Yayına Hazırlayan Ayhan Aktar
Yorgo Hacıdimitriadis’in
Aşkale-Erzurum
Günlüğü (1943)
Anı, 325 sayfa
Varlık Vergisi’ni ödeyemediği için Aşkale-Erzurum’daki çalışma
kampına yollanan Hacıdimitriadis’in izlenimleri, Varlık Vergisi’nin
“çalışma kampları” boyutunu gün yüzüne çıkarıyor.
Ayhan Aktar’ın da iki yeni makalesiyle katkıda bulunduğu kitapta,
gazeteci Feridun Kandemir’in Aşkale izlenimlerinden seçmeler ve
Aşkale-Erzurum, Eskişehir-Sivrihisar kamplarına yollanan
gayrimüslimlerin isim listeleri ilk kez yayımlanıyor.
Tarih ve Toplum
Yeni Yaklaşımlar
Bahar 2012, 207 sayfa
CENGİZ KIRLI: Donald Quataert anısına (1941-2011)
SELİM KARAHASANOĞLU: Donald Quataert ve mirası
ÖZLEM KUMRULAR: Bir adanın kaderini değiştiren saldırı: İspanyol ve
Katalan kaynakları ışığında 1550’lerde Akdeniz’de Osmanlı ve 1558
Minorka çıkarması
AHMET EFİLOĞLU: 1914 Osmanlı-Yunan nüfus mübadelesi girişimi
ASLI ODMAN: Serbest Mıntıka’dan Amerikan Pazarı’na Tophane Rıhtımı:
Ford Motor Company Exports Inc., İstanbul otomotiv montaj fabrikası,
1925-1944
FUNDA BERKSOY: Cumhuriyet döneminde modernlik/gelenek karşıtlığı ve
Taksim Meydanı (1935) isimli resimdeki oryantalist kurgu
Y. DOĞAN ÇETİNKAYA: Türk milliyetçiliğinin kuruluşunda kadınların rolü ve
Kadınlık Hayatı dergisi
MURAT KORALTÜRK: Ekonominin Türkleştirilmesi bağlamında erken
Cumhuriyet döneminde bazı mesleklere yönelik düzenlemeler
NİZAM ÖNEN: CHP Genel Sekreteri Memduh Şevket Esendal’ın Doğu gezisi
www.iletisim.com.tr • iletisim@iletisim.com.tr • www.twitter.com/iletisimbirikim • www.facebook.com/iletisimbirikim