[go: up one dir, main page]

Academia.eduAcademia.edu
tütün işçileri, tüccarlar ve kırık camlar EMEK TARİHİ 1905 kavala grevi can nacar 20 Mart 1905, Pazartesi günü bir araya gelen yaklaşık 6.000 işçi kentteki tütün mağazalarının cam ve çerçevelerini kırmaya başlamış, Allatini ailesine ait mağazanın yazıhanesine hücum etmiştir. Allatini Mağazası kavaslarından Hasan, revolveriyle işçilerin üzerine ateş açınca olaylar daha da büyümüş, işçiler mağaza binasını gazla yakmaya kalkışmıştır. Grevciler ancak redif deposu muhafızlarının müdahalesiyle dağıtılabilmiştir. Olaylar bittiğinde, kentteki tüm tütün mağazalarının camları kırılmıştır. Fotoğraftaki kadın ve erkek işçiler tütün yapraklarını kalitelerine göre tasnif etmektedir. 20. yüzyıl başları, Kavala’daki bir tütün fabrikası. 38 Kavala Belediyesi Tütün Müzesi. Birinci Dünya Savaşı’nı önceleyen kırk yıl boyunca geniş imparatorluk coğrafyasında meydana gelmiş grevler ve diğer işçi eylemleri/örgütlenmeleri Osmanlı emek tarihçilerinin en önemli araştırma alanlarından biri olmuştur. 1960’lı yıllardan bu yana işçi eylemleri üzerine yapılan çalışmalar, 1872- 1914 arası dönemde imparatorluk çapında 200’den fazla grevin gerçekleştiğini ortaya koymuş ve bu grevlerin nedenleri, bölgesel-sektörel dağılımları ve işçilerin talepleri hakkında detaylı bir döküm çıkarmıştır.1 Ancak bu çalışmalar, greve çıkan ve sendikalarda örgütlenen işçileri çoğu zaman homojen bir güruh olarak ele alıp onların kendi aralarındaki müzakere süreçlerini ve iktidar ilişkilerini sorunsallaştırmamıştır. Donald Quataert’in Anadolu Demiryolları ve Efi Avdela’nın Selanik tütün işçileri üzerine yaptığı çalışmalar, bu egemen yaklaşımın önemli istisnaları arasındadır. Örneğin, Quataert 1908 Anadolu Demiryolu grevi sırasında, işgücünün üst kademelerini temsil eden tutucu sendika önderliği ile gündelik ücretle çalışan işçiler arasında ciddi bir bölünme yaşandığının altını çizmiştir.2 Avdela ise Kavala’da Reji Şirketi, 20. yüzyılın başına gelindiğinde, İstanbul, İzmir, Selanik, Samsun, Halep ve Adana gibi önemli yerleşim merkezlerinde fabrika ve atölyeler açmış; iç piyasadaki yıllık tütün mamulleri satışını 6 milyon kilogramdan 7,5 milyon kilograma çıkarmayı başarmıştır.5 Ancak sektördeki asıl büyüme tekel uygulamasının dışında kalan tütün yaprağı ihracatında görülmüştür. artan tütün ihracatı ve mevsimsel krizler Özellikle 1880’li yıllardan itibaren sigara tüketiminin dünya genelinde artmasıyla Mısır, Avrupa ve ABD’deki önemli sigara üreticilerinin Makedonya, Trakya ve Anadolu’da yetişen kaliteli tütüne olan ihtiyacı giderek artmıştır. Böylece imparatorluğun tütün ihracatı 1880 yılında 8,9 milyon kilogram iken, 1897’de 15,9 milyon kilograma ve 1911’de 38,4 milyon kilograma ulaşmıştır.6 Rakamlardaki bu artışa paralel olarak Kavala, Samsun, Selanik, İskeçe ve İzmir gibi önemli ihracat merkezlerinde faaliyet gösteren yerli ve yabancı tüccarlar ihraçlık tütün yapraklarının kalitelerine göre tasnif edilip balyalandığı yeni mağazalar açmıştır. Örneğin, Tanin gazetesi yazarı Ahmet Şerif 1911 yılında Samsun’u ziyaret ettiğinde, kentte toplam 7.000- 8.000 işçi istihdam eden elli-altmış tütün mağazasının bulunduğunu yazmaktadır.7 İmparatorluğun bir diğer sahil kenti olan Kavala’daki tütün mağazalarında ise 19. yüzyılın ortasında yaklaşık 2000 kişi çalışmaktadır. 20. yüzyılın başına gelindiğinde tütün işçilerinin sayısı yedi kattan fazla artarak 15.000’e ulaşmıştır.8 Kent nüfusunun yaklaşık yüzde altmışını oluşturan bu işçilerin en az 5.000’i çevre köy ve kentlerden gelen mevsimlik göçmenlerdir.9 Osmanlı İmparatorluğu’nun 1870’li yıllarda yaşadığı derin mali bunalımın bir sonucu olarak tütün tekeli, 1881 yılında devletin yabancı alacaklılarının oluşturduğu bir konsorsiyum olan Düyun-u Umumiye İdaresi’ne, bundan iki yıl sonra da idarenin isteği ve hükümetin onayıyla Reji Şirketi’ne devredilmiştir. Üç banka grubunun (Osmanlı Bankası, Crédit Anstalt ve Bleichröder) ortaklığıyla kurulan Ele alınan dönem boyunca ihracat ve istihdamda gerçekleşen önemli artışa rağmen, tütün piyasasında mevsimsel krizler de yaşanmıştır. Örneğin, Makedonya bölgesindeki tütün tüccarları, 1903 yılı hasadının kalitesiz olduğunu gerekçe göstererek fiyatları geçmiş yıllara oranla düşürmüştür. Üreticiler ise tütünlerini düşük fiyatla elden çıkarmayı reddedince, piyasada büyük bir durgunluk başlamıştır. Osmanlı ülkesindeki işçi hareketleri üzerine yapılan bazı çalışmalarda, 1905 Kavala grevine kısaca değinilmiştir.4 Buna göre grev, 1908 Devrimi’nden önce gerçekleşen neredeyse diğer tüm işçi eylemleri gibi, ücret sorunlarından dolayı patlak vermiştir. Tütün işçilerinin talebi, düşürülen ücretlerinin eski seviyesine getirilmesidir. Bunu gerçekleştirebilmek için kentteki tütün mağazalarına saldırarak onları tahrip etmişlerdir. Fakat grev ile ilgili anlatılarda, işçilerin neden özellikle böyle bir eyleme başvurduğu sorusu sorulmamıştır. Bu yazının bir diğer amacı, grevci işçilerin eylemlerinin bir analizini yaparak onların tütün işletmelerindeki karar alma süreçlerinde ne kadar söz sahibi olduğunu tartışmaktır. Ancak bunlara geçmeden önce, 1905 grevinin nedenlerini anlamak için tütün sektöründe 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında yaşanan bazı önemli gelişmeler kısaca ele alınacaktır. TOPLUMSAL TAR‹H 213 EYLÜL 2011 bulunan tütün mağazalarındaki kalifiye işlerin erkeklerin tekelinde olduğunu ve bu cinsiyet temelli hiyerarşinin bir uzantısı olarak kadın işçilerin sendikalara kabul edilmediklerini vurgulamıştır.3 Sözü edilen alternatif çalışmalara katkı sunmak amacıyla, bu yazı, imparatorluğun en önemli tütün ihraç merkezi olan Kavala’da 1905 yılında gerçekleşen bir greve odaklanmakta ve grevci işçilerin meydana getirdiği kolektif yapının kimleri içerip kimleri dışarıda bıraktığını, grevin örgütlenip yürütülmesinde hangi işçilerin sesinin baskın olduğunu tartışmaktadır. Haziran 1904’e gelindiğinde, yani geçmiş yılın hasadının çoktan tütün mağazalarına nakledilip işlenmeye başlamış olması gereken bir sırada, Kavala bölgesindeki tütün üreticileri 1903 yılı hasadının ancak yüzde kırkını ellerinden çıkarabilmiştir.10 Bu duruma tepki olarak bölgede 1904 yılında daha az tütün ekimi yapılınca, Kavala’daki tütün mağazalarının iş yükü 1905 yılında hayli azalmış ve mevcut işçilerin bir kısmı işsiz kalmıştır. Halden faydalanmak isteyen tüccarlar, mağazalardaki iş mevsiminin daha hemen başında, yani Mart ayında, çalışanların ücretlerini düşürmüştür. Tüccarların bu uygulamasını protesto etmek amacıyla, kentteki neredeyse tüm tütün işçileri 20 Mart 1905 sabahı bir araya gelip grev ilân etmiştir. 20. yüzyıl başları, Kavala’daki tütün mağazalarından birinde işçiler öğle tatilinde. Kavala Belediyesi Tütün Müzesi. grev ve kırık camlar 20 Mart 1905, Pazartesi günü sabah saatlerinde bir araya gelen yaklaşık 6.000 işçi, kentteki tütün mağazalarının cam ve çerçevelerini kırmaya başlamış, Allatini ailesine ait mağazanın yazıhanesine hücum etmiş ve orada karşılaştıkları kâtibe hakarette bulunmuştur. Allatini Ma- 39 EMEK TARİHİ ğazası kavaslarından Hasan, revolveriyle işçilerin üzerine ateş açınca olaylar daha da büyümüş, işçiler mağaza binasını gazla yakmaya kalkışmıştır. Grevciler ancak redif deposu muhafızlarının müdahalesiyle dağıtılabilmiştir. Olaylar bittiğinde, kentteki tüm tütün mağazalarının camları kırılmıştır ve bunların tamir ğildir. Aksine işçiler seçicidirler. 20 Mart sabahı grev ilan etmek için toplandıklarında, birçoğu asker ve jandarmanın kısa süre içinde gelip onları dağıtacağını muhtemelen tahmin etmektedir. Bu durumda az sayıdaki grev kırıcıyı işleri başından kaldırmanın ve tüccarları ücretler konusunda geri adım atmaya zorlamanın İskeçe’de ihraç edilecek tütün yapraklarının balya edilmesi. Hristaki, Tütün: Tütün Ziraatinin Islahına Dair Malumat-ı Mücmel (Dersaadet: Fincancılar Yokuşu’nda Agop Matosyan Matbaası, 1327. edilip üretimin tekrar başlaması birkaç haftayı bulacaktır. 11 Yaşanan olaylar ne Kavala halkı ve bölgedeki devlet görevlileri ne de tütün tüccarları için büyük bir sürprizdir. Zira kent önceki yıllarda da, örneğin 1896’da, tütün işçilerinin grev ilan edip mağazaların camlarını kırdığı eylemlere sahne olmuştu. 12 Bu eylemler 1905 yılında hâlâ canlı bir şekilde hatırlanmaktadır. Örneğin, Drama sancağı mutasarrıfı, Rumeli Müfettişliği’ne gönderdiği 20 Mart 1905 tarihli raporda Kavala’daki işçilerin eskiden yaptıkları gibi toplanıp tütün mağazalarına saldırdığını yazmıştır. 13 Peki, işçiler 1905 grevinde ve daha önceki eylemlerinde neden çalıştıkları mekânları hedef almıştı? 40 Mağazalara saldırıp camlarını kırmak iş bulamayan, bulduklarında ise düşük ücretle çalıştırılmak istenen işçilerin tütün tüccarlarına karşı hissettiği kızgınlığın bir ifadesi olabilir. Ancak tütün mağazaları bir kızgınlık anında seçilmiş rastgele hedefler de- en etkili ve çabuk yollarından biri, mağazaların camlarını kırmaktır. Zira içerideki havanın cereyan yapması ile mahallerde tütün işlemek mümkün olmadığı için düşük ücretle çalışmayı kabul etmiş grev kırıcıların mağazaları terk etmekten başka şansı kalmamıştır.14 Böylece işçiler tüccarlara da, ücretler değişmediği takdirde, mağazalardaki üretim faaliyetlerini ve dolayısıyla tütün ihracatını kolayca felce uğratabileceklerini göstermişlerdir. Allatini Mağazası’nın yazıhanesine yapılan saldırı ise, büyük olasılıkla, ücretlerin düşürülmesi kadar şeffaf olmamasından kaynaklanan rahatsızlıklarla ilgilidir. 23 Mart günü Kavala’ya gelen bir İngiliz subayın yazdığı detaylı rapora göre, tütün mağazalarında çalışan işçiler alacakları haftalık ücreti ancak hafta nihayetinde Dolayısıyöğrenebilmektedir.15 la, işçilerin beklentileri ile ellerine geçen para arasında zaman zaman önemli farklar olması mümkündür. Bu durumda, Makedonya bölgesindeki en önemli tütün işletmelerinden birinin idari işlerinin yürütülüp hesaplarının tutulduğu yazıhane ve orada çalışan memurlar, grevci işçiler için doğal hedef haline gelmiştir. müzakereler ve grevin sonu İşçilerin yukarıda tartışılan eylemleri kısa sürede sonuç vermiştir. Grevin ilan edilmesinden hemen sonra Kavala’ya gelen Drama mutasarrıfı, birkaç gün içinde tüccar ve işçi temsilcilerinin katıldığı bir toplantı düzenlemiştir. Toplantı sonunda tüccarlar geri adım atıp işçi ücretlerini eski seviyesine çıkarmış, buna mukabil işçiler de kırdıkları cam ve çerçevelerin bedeli olarak birer yevmiyelerini tüccara bırakmayı kabul etmiştir.16 Bu anlaşma, Kavala’daki tütün mağazalarında ne zaman ve hangi koşullarda çalışılacağı hususlarında tek karar vericinin tüccarlar olmadığını, işçilerin de söyleyecek sözleri olduğunu göstermektedir. 1905 grevini izleyen dönemde de, işçiler çalışma koşulları hakkında daha fazla söz sahibi olma mücadelesine devam etmiş, bu amaçla yeni grevler düzenleyip kapsamlı talepler seslendirmişlerdir. Örneğin, Eylül 1908’de işlerini bırakarak mağazaların faaliyetlerini tekrar durma noktasına getirdiklerinde, talepleri arasında, ücretler ve çalışma saatlerinin yeniden belirlenmesinin yanı sıra işe alınma süreçleriyle ilgili bir düzenleme vardır. Buna göre, bir işçi çalıştığı tütün mağazasından ayrılıp bir başkasında çalışmaya başladığında, eski işyerinde aldığı ücretin aynısını almaya devam edecektir.17 grevcilerin arasında kimler yoktu? Yukarıdaki anlatıya dayanarak 1905 grevinin Kavala tütün işçileri açısından bir başarı hikâyesi olduğu söylenebilir. Kentteki neredeyse tüm tütüncüler greve katılmış ve düşürülen ücretlerin eski seviyesine getirilmesini sağlamıştır. Peki ama kimdir bu grevci işçiler? Meydana getirdikleri kolektif yapının içinde kimler vardır, kimler yoktur? Göçmen işçileri hedef alan söyleme uygun olarak, daha tüccar ve işçi temsilcileri grevi sona erdirecek anlaşma üzerinde tartışırken, kentteki “serseri güruhuyla işsiz amelenin bir kısmı” zabıta marifetiyle memleketlerine geri gönderilmiştir.20 Ayrıca, Drama’dan gelen bir jandarma binbaşı ve yerel polis güçleri tarafından gerçekleştirilen tahkikat neticesinde, sekiz kişi –ki bunların devlet görevlilerinin mevcut söylemleri düşünüldüğünde göçmen işçiler olması oldukça mümkündürgreve ön ayak oldukları gerekçesiyle, tutuklanıp Selanik’e yollanmıştır. Bir süre sonra, binbaşının tahkikat sırasında tutukladığı kişileri darp ettiği ve ettirdiği ortaya çıkmıştır.21 Sonuç olarak, çoğu göçmen işçinin henüz kente gelmediği, gelenlerin ise bir kısmının zorla memleketlerine geri gönderildiği bir ortamda, grevciler arasındaki baskın ses, Kavala’nın devamlı sakinleri olan işçiler olmuştur. Onlar da ücretlerin düşürülmesine verdikleri güçlü tepkiyi, muhtemelen mağazalardaki azalan iş yükünü ve ciddi işsizlik tehlikesini göz önüne alarak, göçmenleri hedef alan dışlayıcı ve baskıcı uygulamalara karşı göstermemiştir. Kavala’nın devamlı sakinleri olan işçiler de homojen bir grup değildir. Yazının giriş bölümünde Efi TOPLUMSAL TAR‹H 213 EYLÜL 2011 Grevi örgütleyip eylemleri yürütenlerin arasında az sayıda göçmen işçi vardır. Mart ayı, tütün işleme mevsiminin daha hemen başı olduğundan, bunların çoğu henüz kente gelmemiştir.18 Gelip eylemlere katılanlar ise dışlayıcı ve baskıcı devlet politikalarıyla karşı karşıya kalmıştır. Zira grev, hem sivil hem de asker devlet görevlilerine göre, göçmen işçilerin tahrikleri sonucu patlak vermişti. Örneğin, Dokuzuncu Fırka-i Hümayun Kumandanlığı tarafından hazırlanan bir raporda, Kavala’daki olayların bir daha tekrarlanmaması için “amele sıfatıyla hariçten gelen serseri takımının” memleketlerine iade edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Aynı raporun Kavala’nın yerlisi olan işçilere tavrı ise çok farklıdır. Raporda bu işçilerden “zavallılar” diye bahsedilerek onların tüccarın zorbalığından kurtarılması gerektiği belirtilmiştir. 19 Avdela’ya referansla belirtildiği üzere, tütün mağazalarındaki kalifiye işler, örneğin denkçilik, erkeklerin tekelindedir. Dolayısıyla, 1905 grevinden en kazançlı çıkanların, kalifiye işlerini ve yüksek ücretlerini muhafaza edebilen Kavala’nın yerlisi erkek işçiler olduğu söylenebilir. Bu noktada altı çizilmelidir ki, mağazalardaki tütün işleme metotlarının basitleştirildiği 1930’lu yıllara kadar, erkek işçiler denkçilik işindeki tekellerini ve dolayısıyla yüksek ücretlerini muhafaza etmeyi başarmışlardır.22 Bu da büyük ölçüde sendikal hareket ve grevlerdeki baskın rolleri sayesinde gerçekleşmiştir. Tek bir örnek vermek gerekirse, 1909 yılında kurulan ve Makedonya’daki ilk işçi örgütlerinden biri olan Kavala Tütün Amelesi Saadet Cemiyeti’nin yönetim kurulundaki yirmi bir işçinin hepsi erkek ve denkçidir.23 sonuç Bu yazıda, 1905 Kavala grevine odaklanılarak tütün işçilerinin aktivizmine dair kısa bir değerlendirme yapılmıştır. Bazı Osmanlı emek tarihçilerinin hâlâ vurguladığı imparatorluk coğrafyasındaki emekçilerin sınıf bilinçleri olmadığı savının aksine,24 Kavala’daki işçiler 19. yüzyılın sonundan itibaren etkili grev taktikleri geliştirerek tütün mağazalarında ne zaman ve hangi koşullarda çalışılacağı hususlarında söz sahibi olduklarını göstermişlerdir. 20 Mart 1905 günü yaşanan olaylar, bu durumun İskeçe’de bir tütün mağazasındaki işçiler. Hristaki, Tütün: Tütün Ziraatinin Islahına Dair Malumat-ı Mücmel (Dersaadet: Fincancılar Yokuşu’nda Agop Matosyan Matbaası, 1327. en açık ifadelerinden biridir. Ancak grev ile elde edilen kazanımlardan tüm işçiler faydalanamamıştır. Bunda bazı işçileri muhatap kabul ederken diğerlerine karşı baskıcı uygulamalara başvuran devlet görevlileri kadar, işçiler arasındaki çıkar farklılıklarının da önemli rolü vardır. Grevin hemen ardından göçmen işçilere karşı uygulanmaya başlanan politikalara karşı güçlü bir tepki veril(e)memesinin arkasında, muhtemelen böyle bir farklılık yatmaktadır. Ayrıca 1905 grevi ve sonraki yıllarda gerçekleşen diğer işçi eylemleri/örgütlenmeleri Kavala tütün mağazalarındaki cinsiyet temelli hiyerarşiyi hedef almamış, aksine sağlamlaştırmıştır. Dolayısıyla, işçilerin tütün tüccarlarına karşı yürüttükleri kolektif mücadele, bir ölçüde de dışlanma ve hiyerarşik yapıların muhafaza edilmesi hikâyesidir. 41 dipnotlar EMEK TARİHİ 1 2 3 4 5 42 Bu çalışmaların bazıları şunlardır: Mesut Gülmez, “Tanzimat’tan Sonra İşçi Örgütlenmesi ve Çalışma Koşulları (1839–1919)”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, 3. Cilt içinde (İstanbul: İletişim Yayınları,1985), s. 792– 802. Şehmus Güzel, “Tanzimat›tan Cumhuriyet›e İşçi Hareketi ve Grevler”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, 3. Cilt içinde (İstanbul: İletişim Yayınları, 1985), s. 803–830. Peter Carl Mentzel, “Nationalism and Labor Movement in the Ottoman Empire, 1872– 1914” (Yayınlanmamış Doktora Tezi, University of Washington, 1994). Yavuz Selim Karakışla, “Osmanlı İmparatorluğu’nda 1908 Grevleri”, Toplum ve Bilim, no. 78 (1998), s. 187–208. Cevdet Kırpık, “Osmanlı Devleti’nde İşçiler ve İşçi Hareketleri (1876–1914)”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, 2004). Donald Quataert, “Working on the Anatolian Railway,” Social Disintegration and Popular Resistance in the Ottoman Empire, 1881–1908: Reactions to European Economic Penetration içinde (New York: New York University Press, 1983), s. 71–93. Efi Avdela, “Class, Ethnicity, and Gender in PostOttoman Thessaloniki: The Great Tobacco Strike of 1914,” Borderlines: Genders and Identities in War and Peace, 1870–1930 içinde, der. Billie Melman (New York: Routledge, 1998), s. 421–438. Örneğin bkz. Kırpık, “Osmanlı Devleti’nde İşçiler ve İşçi Hareketleri (1876–1914),” s. 236. Donald Quataert, “The Regie, Smugglers, and the Government,”Social Disintegration and Popular Resistance in the Ottoman Empire, 1881–1908: Reactions to European Economic Penetration içinde (New York: New York University Press, 1983), s. 13–40. BOA, Y.EE, 11/17, Lef:2. Reji Şirketi Meclis-i İdaresi Tarafından Fi 10 Eylül 1324 Tarihinde Mün›akıd Cemiyet-i 6 7 8 9 10 11 12 Umumiye-i Mu›tadaya Takdim Kılınan Rapor (Dersaadet:1324), s. 8. 1296 Senesi Martı İbtidasından Şubatı Nihayetine Değin Bir Sene Zarfında Memâlik-i Mahrûsa-i Şahane Mahsulât-ı Arziyye ve Sınaiyyesinden Diyar-ı Ecnebiyeye Giden ve Bilcümle Diyar-ı Ecnebiyeden Memâlik-i Mahrûsa-i Şahaneye Gelen Eşyanın Cins ve Mikdarını Mübeyyin Tanzim Olunan İstatistik Defterlerinin Hûlâsatü’l-Hûlâsa Cedvelidir (Dersaadet: 1301), s. 25. “Tabakerzeugung, Bearbeitung und Handel in Der Europaishen Turkei,” Berichte über Handel und Industrie 18, no.7 (5 December 1912), s. 338. Ahmet Şerif, Anadolu’da Tanin, der. Mehmed Çetin Börekçi (Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1999), s. 256. Konstandinos A. Vakalopoulos, Modern History of Macedonia (1830–1912) (Thessaloniki: Barbounakis, 1988), s. 144. 1322 Sene-i Hicriyesine Mahsus Selanik Vilayet Salnamesi, s. 441. 1325 Sene-i Hicriyesine Mahsus Selanik Vilayet Salnamesi, s. 426. C. L. Constantinides, Turkish Tobacco: A Manual for Planters, Dealers, and Manufacturers (London: W. & J. Rounce Ltd, 1912), s. 25. Basil C. Gounaris, Steam over Macedonia 1870-1912: Socio-Economic Change and the Railway Factor (Boulder: East European Monographs, 1993), s. 235. Kavala’daki tütün işçilerinin çoğu Rum’dur; ancak aralarında bir hayli Müslüman ve az sayıda Yahudi de vardır. Bkz. Efi Avdela, «Class, Ethnicity, and Gender in Post-Ottoman Thessaloniki: The Great Tobacco Strike of 1914,» s. 423. BOA, DH.MKT, 854/21, Lef: 17 ve 18, 17 Rebiülevvel 1322 (1 June 1904). BOA, TFR.I.SL, 67/6659, Lef: 3, 8, 9 ve 11, 7 Mart 1321 (20 Mart 1905) ve 25 Mart 1905. BOA, Y.MTV, 272/107, 11 Mart 1321 (24 Mart 1905). Georgios Vyzikas, Xroniko ton Kapnergatikon 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 Agonon (Kavala: Kavala Belediye Müzesi, 1994), s.12–13. Metnin Yunanca’dan çevirisini yapıp benimle paylaşan Anna Maria Aslanoğlu ve Tutku Vardağlı’ya teşekkür ederim. BOA, TFR. I.SL, 67/6659, Lef: 8, 7 Mart 1321 (20 Mart 1905). BOA, TFR. I.SL, 67/6659, Lef: 3, 25 Mart 1905. BOA, a.g.e. BOA, TFR. I.SL, 67/6659, Lef: 6, 8 Mart 1321 (21 Mart 1905). BOA, TFR.I.SL, 68/6732, Lef:1, 21 Mart 1321 (3 Nisan 1905). BOA, TFR. I.SL, 196/19560, Lef:8, 31 Ağustos 1324 (13 Eylül 1908). Mağazalardaki iş mevsimi çoğunlukla Nisan ayında başlar, işin yoğunluğuna göre dörtdokuz ay arasında sürerdi. Bkz. Constantinides, Turkish Tobacco: A Manual for Planters, Dealers, and Manufacturers, s. 25. 1315 Sene-i Hicriyesine Mahsus Selanik Vilayet Salnamesi, s. 571. 1318 Sene-i Hicriyesine Mahsus Selanik Vilayet Salnamesi, s. 508. 1325 Sene-i Hicriyesine Mahsus Selanik Vilayet Salnamesi, s. 426. BOA. Y.PRK.ASK, 227/86, 17 Muharrem 1323 (24 Mart 1905). BOA, TFR.I.SL, 68/6732, Lef:1, 21 Mart 1321 (3 Nisan 1905). BOA, TFR.I.SL, 68/6732, Lef: 6, 27 Mart 1321 (9 Nisan 1905). Maria Rentetzi, “Tobacco Factories: The History of a Lost Culture,” Tobacco Factories içinde, der. Kamilo Nollas (Athens: Kastaniotis Editions, 2007), s. 31–37. BOA, DH.İD, 132/4, Lef: 5 ve 6, 6 Teşrinievvel 1325 (19 Ekim 1909). Donald Quataert, Miners and the State in the Ottoman Empire: The Zonguldak Coalfield, 1822-1920 (New York: Berghahn Books, 2006), s. 53. Kırpık, “Osmanlı Devleti’nde İşçiler ve İşçi Hareketleri (1876-1914),” s. 249. 2011 AĞUSTOS Yayına Hazırlayan Ayhan Aktar Yorgo Hacıdimitriadis’in Aşkale-Erzurum Günlüğü (1943) Anı, 325 sayfa Varlık Vergisi’ni ödeyemediği için Aşkale-Erzurum’daki çalışma kampına yollanan Hacıdimitriadis’in izlenimleri, Varlık Vergisi’nin “çalışma kampları” boyutunu gün yüzüne çıkarıyor. Ayhan Aktar’ın da iki yeni makalesiyle katkıda bulunduğu kitapta, gazeteci Feridun Kandemir’in Aşkale izlenimlerinden seçmeler ve Aşkale-Erzurum, Eskişehir-Sivrihisar kamplarına yollanan gayrimüslimlerin isim listeleri ilk kez yayımlanıyor. Tarih ve Toplum Yeni Yaklaşımlar Bahar 2012, 207 sayfa CENGİZ KIRLI: Donald Quataert anısına (1941-2011) SELİM KARAHASANOĞLU: Donald Quataert ve mirası ÖZLEM KUMRULAR: Bir adanın kaderini değiştiren saldırı: İspanyol ve Katalan kaynakları ışığında 1550’lerde Akdeniz’de Osmanlı ve 1558 Minorka çıkarması AHMET EFİLOĞLU: 1914 Osmanlı-Yunan nüfus mübadelesi girişimi ASLI ODMAN: Serbest Mıntıka’dan Amerikan Pazarı’na Tophane Rıhtımı: Ford Motor Company Exports Inc., İstanbul otomotiv montaj fabrikası, 1925-1944 FUNDA BERKSOY: Cumhuriyet döneminde modernlik/gelenek karşıtlığı ve Taksim Meydanı (1935) isimli resimdeki oryantalist kurgu Y. DOĞAN ÇETİNKAYA: Türk milliyetçiliğinin kuruluşunda kadınların rolü ve Kadınlık Hayatı dergisi MURAT KORALTÜRK: Ekonominin Türkleştirilmesi bağlamında erken Cumhuriyet döneminde bazı mesleklere yönelik düzenlemeler NİZAM ÖNEN: CHP Genel Sekreteri Memduh Şevket Esendal’ın Doğu gezisi www.iletisim.com.tr • iletisim@iletisim.com.tr • www.twitter.com/iletisimbirikim • www.facebook.com/iletisimbirikim