Alan Mikhail. Under Osman’s Tree: he Ottoman Empire, Egypt, and Environmental History.
Chicago & London: Chicago University Press, 2017. 336 sayfa. ISBN 9780226427171.
M. Fatih Çalışır*
Alan Mikhail gelişmekte olan Osmanlı çevre tarihi alanının en üretken isimlerinden biridir. Nature and Empire in Ottoman Egypt: An Environmental History ve
he Animal in Ottoman Egypt başlıklı kitapların yazarı olan Mikhail, alanın önde
gelen uzmanlarınca kaleme alınan makalelerin derlendiği Water on Sand: Environmental Histories of the Middle East and North Africa adlı çalışmanın da editörlüğünü yapmıştır.1 Mikhail’in bu yazıya konu ettiğimiz son kitabı, Under Osman’s
Tree: he Ottoman Empire, Egypt, and Environmental History Osmanlı Mısır’ı ve
çevre tarihi ile ilgili daha önceki araştırmalarının gözden geçirilmiş ve genişletilmiş halidir.
Kapsamlı bir başlık taşımasına rağmen, Under Osman’s Tree esasen on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıl Mısır’ı üzerinedir. Giriş kısmında Ortadoğu çevre tarihi üzerine var olan çalışmaların bir değerlendirmesini yapan yazar, çevre
tarihinin küresel anlatısındaki önemli boşluklardan birinin Ortadoğu olduğunu;
Ortadoğu tarihinin büyük boşluklarından birinin de çevre olduğunu dile getirir.
İklim, enerji ve hastalıklar gibi konuların her iki bağlamda da nasıl yazılabileceğini tartışan yazar, mevcut çalışmalardan örnekler sunar ve yeni araştırma konuları önerir.
Kitabın devamında Mısır’da su idaresi konusunu ele alan Mikhail, Mısırlı köylülerin ve yerel halkın toprakları daha verimli kullanmak için İstanbul ile
kurdukları sürekli diyaloga değinir. Yerel bilgi ve uygulamalar Osmanlılara Nil’in
sularını etkili bir şekilde yönetme noktasında yardımcı olmuştur. Karl A. Witt-
*
1
Dr. Öğr. Üyesi, İbn Haldun Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü.
İletişim: mfatih.calisir@ihu.edu.tr.
Alan Mikhail, Nature and Empire in Ottoman Egypt: An Environmental History (Cambridge & New
York: Cambridge University Press, 2011); Alan Mikhail, he Animal in Ottoman Egypt (Oxford & New
York: Oxford University Press, 2014); Alan Mikhail, ed. Water on Sand: Environmental Histories of the
Middle East and North Africa (Oxford & New York: Oxford University Press, 2013).
DOI dx.doi.org/10.12658/Nazariyat.4.2.D0052
164
Değerlendirmeler
fogel’in “Doğu despotizmi” tezine karşı çıkan yazar, büyük ölçekli sulama kanallarının günlük işleyişinde kontrolün sultanlar, şahlar ya da imparatorlarda olmadığını, bilakis köylülerde olduğunu öne sürer. Mikhail’e göre sahip oldukları bilgi ve
tecrübe yerel halka belirli bir otonomi ve güç kazandırmıştır. Hâkim merkez-çevre
modeline bir alternatif sağlayan bu yaklaşım, Under Osman’s Tree’yi sadece bir çevre
tarihi kitabı değil, aynı zamanda Osmanlı dönemi Mısır’ın idari ve sosyo-ekonomik
tarihine yönelik bir araştırma olarak kabul etmemizi sağlar.
Kitabın “Su”, “Emek”, “Hayvan” ve “Element” şeklinde alışılmadık bölüm başlıklarına ayrılmış olması yazarın kapsayıcı teziyle uyumluluk içindedir: Osmanlı İmparatorluğu bir ekosistemdir ve imparatorluğu bu şekilde ele almak yer altı ve yer üstü
kaynaklar, insanlar, fikirler, hayvanlar ve mekânlar arasındaki ilişki kümelerini ortaya çıkarmakta ve sistemin farklı unsurları arasındaki bağlantıları görmemize imkân
tanımaktadır. Mikhail, ekolojik bakış açısının çoğu tarih yazımının gölgesinde kalmış çok sayıda ve çeşitlilikte aktörün Osmanlı tarihi araştırmalarına entegre olmasına yardım edeceğini belirtir ve bu aktörlerden bazılarını sıralar (202). Söz konusu
aktörler arasında köylüler, su sığırı, balçık, pireler, toprak, tuz, mikroplar, ağaçlar,
volkanlar ve su akıntıları yer almaktadır. Yazara göre tarihsel bir aktör olarak kabul
edilen insan dışı doğa, Osmanlı Mısır’ında en az devlet görevlileri, köylüler, savaşlar,
sultanlar ya da küresel emtia fiyatları kadar –hatta zaman zaman bunlardan daha
fazla– etkili olmuştur. Bu tarz bir yaklaşım çevresel determinizm riskini barındırsa
da Mikhail çalışmasında dengeli bir anlatı kurmaya özen gösterir.
Osmanlı İmparatorluğu’nu mikro (yerel) bir ekosistem olarak inceleyen Mikhail, bunu yaparken imparatorluğun makro (küresel) bir ekosistemin parçası olduğunu hatırdan çıkarmaz. 1783’te İzlanda’daki Laki Volkanı patlaması sonrasında
Mısır’da bazı insanların açlıktan öldüğünü belirten yazar, Laki’deki volkanın püskürttüğü lav küllerinin yıllarca sürecek bir iklim değişikliğini tetiklediğini ve bu
durumun Mısır’da büyük bir kuraklık ve kıtlıkla sonuçlandığını ifade eder (184).
Tarihte vuku bulan doğal hadiselerin ve çevre felaketlerinin karmaşık ve çok boyutlu sonuçları olduğunu hatırlatan Mikhail’e göre söz konusu kriz Mısır’daki yerel
seçkinler ve nüfuz sahiplerinin İstanbul’a karşı avantajlı bir konum elde etmelerine
yardımcı olmuştur.
Anlatısını bu ve benzeri perspektiler üzerine inşa eden yazar, ortaya koyduğu
sorularla Osmanlı tarihi için yeni bir anlayış ve kronoloji önermektedir: Mısır kırsalındaki hayvanlar, imparatorluğu nasıl tecrübe etmiştir? İmparatorluk tarihini
Mısır’daki bir kanalın suyunun artması ve azalması üzerinden dönemlendirmek
mümkün müdür? (201) İnsanlar, hayvanlar, ağaçlar, hastalıklar ve topraklar ekoloji, imparatorluk ve coğrafya bağlamlarında işlevlerini nasıl yerine getirmişlerdir?
165
NAZARİYAT İslâm Felsefe ve Bilim Tarihi Araştırmaları Dergisi
(203) Her biri için kapsamlı cevaplar bulmak kolay olmasa da bunlar sorulması ve
üzerinde düşünülmesi gereken meşru sorulardır.
Ortadoğu’nun zengin tarihî kaynaklarına vurgu yaparak bölgedeki çevresel değişimi ve insan-çevre etkileşimini yüzyıllar boyunca takip etmemizin başka coğrafyalara göre nispeten kolay olduğunu iddia eden Mikhail, bu iddiasını desteklercesine, Türkiye, Mısır ve İngiltere arşivlerinde muhafaza edilen birincil kaynakları ve
özellikle de kadı sicillerini araştırmasında beceriyle kullanmıştır. Kitabın üçte birinden fazlasının notlar ve kaynakçadan oluşması bu noktada anlamlıdır (209-325).
Under Osman’s Tree Osmanlı dönemi Mısır tarihinin daha iyi ve bütüncül olarak
anlaşılabilmesi için yeni bakış açıları getirmekte ve özgün fikirler ortaya koymaktadır. Sadece köylülerin, kırsal seçkinlerin, yerel devlet görevlilerinin ve mühendislerin
değil, aynı zamanda suların, evcil hayvanların, çamurların ve lav küllerin de anlatısını sunan bu çalışma Osmanlı ve çevre tarihçileri tarafından mutlaka okunmalıdır.
166