Kalp Yetersizliği Ve Beslenme İle İlişkili Faktörler
SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ
JOURNAL OF HEALTH SCIENCES
Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayın Organıdır
Derleme
2020; 29: 66-70
KALP YETERSİZLİĞİ VE BESLENME İLE İLİŞKİLİ FAKTÖRLER
HEART FAILURE AND NUTRITION-RELATED FACTORS
Hilal TOKLU1
1Erciyes
Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Kayseri
ÖZ
Kalp yetersizliği (KY) prevalansı yaşla birlikte artan ve
çeşitli risk faktörlerinden etkilenen bir sendromdur.
Diyabet, obezite, hipertansiyon gibi beslenme ile ilişkili
metabolik hastalıklar KY patogenezinde önemli rol oynamaktadır. Hastalığın tedavisindebeslenme önerileri
değişkenlik göstermekle beraber genel olarak sodyumdan kısıtlı bir diyet önerilmektedir. Ancak bu hastalarda
diüretik ilaç kullanımına bağlı olarak farklı besin
ögelerinde yetersizlikler ve sonuç olarak malnütrisyon
gözlenebilmektedir. Kalp yetersizliğinin önlenebilmesi
ya da semptomların düzeltilebilmesi için farklı diyetsel
yaklaşımlar uygulanıp, omega-3 ve yetersizliği görülen
mikro besin ögeleri takviye olarak verilebilir. Artan
prevalansın bir sonucu olarak bu konuda yapılan çalışmaların sayısı artmış olmasına karşın, beslenme önerileri değişkenlik göstermektedir.
ABSTRACT
Heart failure (HF) is a syndrome who seprevalence in
creases with ageand is affected by various risk factors.
Nutritional metabolic diseases such as diabetes,
obesity, and hypertension play an important role in the
pathogenesis
of
heart
failure.
Nutritional
recommendations vary, but generally a sodiumrestricted
diet
is
recommended.
However,
duetodiuretic druguse in these patients, deficiencies in
different nutrients and consequent malnutrition are
observed. Different dietary approaches should be
applied in order to prevent HF ortocorrect the
symptoms, and omega-3 and deficient micronutrien
tscan be given as supplements. Although the number of
studies on this subject has in creased as a result of
increasing prevalence, nutritional recommends vary.
Anahtar kelimeler:
malnütrisyon
Keywords: Heartfailure, nutrition, malnutrition
Kalp
yetersizliği,
beslenme,
GİRİŞ
Kalp yetersizliği (KY) karmaşık nörohormonal, biyokimyasal ve inflamatuar sistemlerin etkisi ile oluşan ile sistemik bir hastalıktır (1). Yaşla ilişkili kardiyovasküler
durumlardan, kardiyovasküler yapı ve fonksiyondaki
yaşa bağlı değişikliklerden kaynaklanan, yaşlanmanın
en önemli kardiyovasküler sendromudur (2). Nefes
darlığı, ayak bileği şişmesi ve yorgunluk gibi tipik semptomlarla karakterizedir. Yüksek jugülervenöz basınç,
pulmoner sesler (hırıltı gibi) ve periferik ödem ile birlikte kardiyak anomalilere sebep olup, dinlenme durumunda veya stres sırasında azalmış kardiyak output ve/
veya artmış intrakardiyak basınçlarla sonuçlanır (3).
Kalp Yetersizliği Epidemiyolojisi
Gelişmiş ülkelerde KY hastalar ve sağlık kuruluşları için
önemli yük oluşturan bir halk sağlığı sorunudur. Örne-
ğin, İngiltere ve ABD'de KY, hastaneye yatışın önde gelen nedenlerinden biridir(4). Kalp yetersizliği
prevalansı %2-3’ken yaşlı bireylerde bu oran %7'ye
çıkmaktadır. Önümüzdeki 20 yılda kronik KY
prevalansının %50 artacağı tahmin edilmektedir (3).
Türkiye’deki KY prevalansının saptanması amacıyla
yapılan HAPPY (Heart Failure Prevalence and
Predictors in Turkey) çalışması sonucuna göre yetişkinlerde (35 yaş ve üstü 4650 birey) KY ve asemptomatik
sol ventrikül disfonksiyonu prevalansı mutlak değeri
sırasıyla %2.9 ve %4.8 olarak bulunmuştur. Genel toplamda KY ve asemptomatik sol ventrikül disfonksiyonu
prevalansının cinsiyetler arasında benzer olduğu bulunmuştur (5). Genel popülasyonun yaşlanmasının bir sonucu olarak, önümüzdeki 20 yıl içinde kalp yetmezliği
prevalansının %25 oranında artacağı tahmin edilmektedir (6).
Makale Geliş Tarihi : 23.07.2018
Makale Kabul Tarihi: 06.01.2020
Corresponding Author: Araş. Gör. Hilal TOKLU, Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Kayseri
Tel İş: 0 352 207 66 66 - 28658
Fax: 0352 437 92 81
E-mail:tokluhilal@hotmail.com/hilaltoklu@erciyes.edu.tr
ORCID ID: 0000-0002-0052-4838
66
Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2020 ; 29 (1)
Toklu H
Kalp Yetersizliği Etiyolojisi
Kalp yetersizliği olan hastaların çoğunda hipertansiyon,
koroner arter hastalığı (KAH), kardiyomiyopatiler, kalp
kapak hastalığı görülmektedir. Kalp yetersizliği olan
hastalar, hastaneye yatış ve mortalite oranlarının yüksek olduğu, kötü prognoza sahiptir (6). Endotel
disfonksiyonu KY ilerlemesinde patofizyolojik mekanizma olarak kabul edilmektedir (7). Gelişmiş ülkelerde
iskemik kalp hastalığı ve hipertansiyon KY'nin önde
gelen nedenleri olmaya devam etmektedir (8).
Beslenme ile ilişkili faktörlerden tiamin eksikliği, Lkarnitin, selenyum, demir, fosfataz, kalsiyum, yetersiz
beslenme (örneğin malignite, AIDS, anoreksiya
nervoza), obezitede KY etiyolojisi ile ilişkilendirilmektedir.
Kalp Yetersizliği ve Beslenme ile İlişkili Faktörler
Klinisyenlerin genellikle KY olan hastalara (örn., düşük
sodyum, düşük kolesterol) diyet önerileri vermelerine
rağmen, KY’nin patogenezinde veya tedavisinde diyetsel
faktörlerin etkisi hakkında yetersiz bilgi bulunmaktadır
(9). Kalp yetersizliği olan hastalarda proinflamatuar
sitokinler kronik olarak yükselir. Bu inflamatuar
sitokinler, diğer inflamatuar mediatörlerle birlikte, protein bazlı dokularda katabolizma, besin alımı ve metabolizmanın değişmesi, sodyum ve suyun retansiyonu
dahil olmak üzere doğrudan veya dolaylı olarak birçok
KY bileşenini ortaya çıkarır. Bu açıdan bakıldığında, bu
hastalar için beslenmeyle ilgili önerilerin, diğer
mikrobesinleri ve proteini içerecek şekilde sodyumun
ötesine uzanması gerektiği açıktır (10).
Tuz Tüketiminin Azaltılması
Kalp yetersizliğinde, kardiyak outputun azalması ve
intravasküler hacmin azalması sol ventrikülde, aortik
ark ve karotis sinüste yüksek basınçlı baro reseptörlerin
salınımına yol açar. Bu durum, artmış sempatik boşalım
ve arjinin vazopressinin (AVP, antidiüretik hormon)
ozmotik olmayan sekresyonu ile sonuçlanır. Sempatik
sinir sisteminin aktivasyonu ve/veya azalmış renal kan
akışı ve/veya sodyum veriminde azalma, renin
salınımıyla sonuçlanır. Böylece renin anjiyotensinaldosteron sistemi (RAAS) aktive olur. Hem RAAS hem
de AVP, artan tuz ve su geri emilimine yol açan böbrek
toplama kanallarının geçirgenliğini artıran güçlü bir
vazokonstrüktör görevi görür. Azalmış kardiyak output
ve renal perfüzyon, tuz ve su tutulumuna neden olan
RAAS aktivasyonuna neden olur; bu durum da KY'deki
konjestif semptomlara neden olabilir ya da kötüleşmesine neden olabilir.Tuz tüketiminin artması susuzluk hissinde artışa ve daha fazla sıvı tutulmasına yol açacağından KY hastalarına düşük tuzlu diyetin önerilmesi etkili
olabilir.Bu bağlamda, KY hastaları için düşük tuzlu diyetin önerilmesi, daha fazla tuz artmış susuzluk hissi ve
daha fazla sıvı tutulmasına yol açtığından etkili görünmektedir. Bununla birlikte KY tedavisinde diüretik kullanıldığı için hiponatremi riski bulunmaktadır (11).
Doukky ve ark. (12) yaptıkları çalışmada, bireylerin
sodyum tüketimlerini karşılaştırmış ve sodyum kısıtlılığının ölüm veya KY’den hastaneye yatırılma riski ile
ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Kardiyak ölüm hızında ve
tüm nedenlere bağlı mortalitede anlamlı olmayan bir
artış görülmüştür. Bir hafta boyunca uygulanan sodyum
kısıtlı diyetin diğer besin ögeleri üzerine etkisini araştı-
ran bir çalışmada, bu uygulamanın, diyetle sodyum,
enerji, karbonhidrat, kalsiyum, tiamin ve folat alımında
anlamlı bir azalmaya neden olduğu gözlenmiştir(13).
Kalp Yetersizliğinde Beslenme ile İlgili Problemler
Malnütrisyon ve özellikle kaşeksi, hastanede yatmakta
olan kronik KY hastalarında %25 ile %40 arasındaki bir
oran ile çok sık görülür. Beslenme müdahalesi bu hastalarda komplikasyonları önleyebilir ve yaşam kalitesini
artırabilir. Malnütrisyonun en şiddetli formu olan kardiyak kaşeksinin, inflamasyonla ve nörohormonal aktivasyonla ilişkili katabolik bir tükenme hali olup hastalığın
kötü seyrine sebep olduğuna inanılmaktadır (14).
Bermejo ve ark. (14) tarafından yapılan çalışmada, beyin natri üretik peptidi(ProBNP) beslenme durumu ile
doğrudan ilişkili bulunmuştur. Hemoglobin, ProBNP,
lenfosit, lökosit, albümin, total kolesterol, LDL(Low
density lipoprotein), HDL (High density lipoprotein)
kolesterol ve trigliserit düzeyinin malnütrisyonlu hastalarda daha düşük olduğu ve ağır malnütrisyonlu hastalarda hastanede kalma süresinin anlamlı olarak daha
fazla olduğu bulunmuştur. Bonilla-Palomas ve ark. (15)
tarafından yapılan bir çalışmada ise, akut KY olan
malnütrisyonlu hastalara yapılan beslenme müdahalesinin, tüm sebeplerden ölümü ve kardiyovasküler sebeplerle olan ölüm oranını azalttığı bulunmuştur.
Obezite ile birlikte görülen koroner kalp hastalığı
(KKH), sol ventrikülsistolik fonksiyonlarının bozulmasında etken olabilir. Obezitede sol ventriküler volüm,
strok hacmi ve kardiyak debi artar, diyastolik fonksiyon
bozulur. Kardiyak debi artışına rağmen perfüzyon düşüktür. Total periferik direnç de düşüktür. Artan sempatik aktivite de KY gelişimine katkıda bulunur (16). İkinci
derece obez olan ve morbidobez olan hastalarda, oksijen tüketimi, arteriovenöz O2 farkı, kardiyak output,
strok hacmi, sağ ventriküldiyastol sonu basıncı, ortalama pulmoner arter basıncı, pulmoner vasküler direnç ve
ortalama arter basıncı normal ağırlıktaki hastalar için
öngörülen değerlerden fazladır (17). Kenchaiah ve ark.
(18) çalışmalarında, obezitenin sadece erkeklerin %
11’inde ve KY’li kadınların %14’ünde risk faktörü olduğu sonucuna varmıştır.
Fiziksel aktivite, KY prognozunun belirlenmesinde
önemli rol oynamaktadır. Ancak, fiziksel aktivitenin
koruyucu rol oynadığı patojenik mekanizmalar ve fiziksel aktivite yoğunluğunun yaşlı popülasyonda KY
prognozunu nasıl değiştirdiği hala tartışılmaktadır. Bununla birlikte egzersiz eğitimi ile birlikte KY hastalarında mortalitenin, hastaneye yatışın, kardiyak olayların
azaldığı ve yaşam kalitesini arttığı da bilinmektedir
(19). Doukky ve ark. (20) çalışmalarında, fiziksel
inaktivitenin KY hastalarnda, tüm nedenlere bağlıölüm
riskinin artışı ve kardiyak ölüm riskinin artışı ile ilişkili
olduğunu bulmuşlardır.
Diyet Yağları
Diyet yağlarının KKH insidansı üzerindeki klinik etkilerine dikkat çekilirken, KY gelişimi ve ilerlemesi üzerindeki etkiler büyük oranda göz ardı edilmiştir (21). Bazı
yağ türlerinin pro inflamatuar sitokinler üzerindeki
etkisi nedeniyle, KY riskinde yağ alımının önemli etkileri bulunabilir. Çeşitli çalışmalardan elde edilen veriler,
diyet yağ kompozisyonunun, kronik inflamasyonu olmayan sağlıklı yetişkinlerde proinflamatuar sitokinlerin
Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2020 ; 29 (1)
67
Kalp Yetersizliği Ve Beslenme İle İlişkili Faktörler
üretimini etkilediğini göstermektedir (22,23).
Doymuş yağları ve özellikle trans yağları fazla içeren
diyetin, tümör nekroz faktörü-α (TNF-α), interlökin-1
betave interlökin-6 (IL-6)'nınmonosit üretimini artırdığı
bildirilmiştir. Proinflamatuar sitokinlerden, özellikle de
TNF- α ve IL-6'nın, KY olan hastalarda kronik olarak
yükseldiği ve KY patolojisinde rol oynadığı gösterilmiştir (24). Lennie ve ark. (24) çalışmalarında besin tüketim kaydı ile elde ettikleri verilerden, doymuş yağ ve
trans yağ için en fazla tüketenlerle (sırasıyla <18 g/gün,
>3.3g/gün) en az tüketenler (sırasıyla (≤18 g/gün, ≤3.3
g/gün) karşılaştırıldığında, TNF-α’nın doymuş yağları
en fazla tüketenlerde daha yüksek olduğunu bulmuştur.
Çoklu doymamış yağ asitlerinin (ÇDYA) genellikle KAH
ve KY dahil olmak üzere kardiyovasküler hastalıklar
(KVH)üzerinde olumlu yönde ilişkili olduğu gösterilmiştir. Ancak omega-3 (n-3) ve omega-6 (n-6) ÇDYA,
antagonistik etki göstermektedir. Omega-3 ÇDYA anti
inflamatuar ve kardiyo protektif etkileri gösterirken, n6 ÇDYA proinflamatuar özellik göstermektedir. Bununla
birlikte, n-6 ÇDYA ve KVH arasındaki ilişki ve ÇDYA’nın
KY hastalarındaki rolü henüz tam olarak belirlenmemiştir (25). Omega-3 ÇDYA aritmiler, aterotromboz,
kardiyovasküler hemodinamik, enerji metabolizması ve
kardiyak hipertrofisi gibi KY’ye neden olan yapısal ve
fonksiyonel kompleks durumlar üzerine iyileştirici etkilere sahiptir. Kalp yetersizliği olan hastalarda n-3 ÇDYA,
miyokardiyal hipertrofinin önlenmesi/azaltılması, βadrenerjik yolakların ve kardiyak enerji metabolizmasının modülasyonu ile ilişkili olabilir. GISSI-HF(Gruppo
Italianoperlo Studiodella Sopravvivenzanell’
Infartomiocardico- Heart Failure) çalışmasında KY hastalarında uzun süreli (ortanca takip süresi, 3.9 yıl) 1 g /
gün n-3 ÇDYA uygulamasının hem kardiyovasküler nedenlerle hastaneye yatış, hem de tüm nedenlere bağlı
ölümler üzerine azaltıcı yönde etkili olduğu bulunmuştur (26). Kompanse KY olan hastalara 1000 mg’lık n-3
ÇDYA takviyesinin, plasebo grubu ile karşılaştırıldığında, plazma ProBNP seviyesini azalttığı; diyastol sonu ve
sistol sonu sol ventrikül boyutlarını küçülttüğü gözlenmiştir (27). Başka bir çalışmada, düşük miktarda omega
-6 çoklu doymamış yağ asitleri ve doymuş yağ asitleri ile
birlikte artan n-3 ÇDYA alımının daha küçük
miyokardiyal infarkt boyutu ile sonuçlanacağı gösterilmiştir. Bu durumda akut miyokard infarktüsünden sonra (örneğin, KY ve ölümcül aritmi) majör komplikasyon
riskinin azalmasına yardımcı olabilmektedir (28).
Mikro Besin Ögeleri
Mikro besin ögeleri normal vücut fonksiyonu için gereksinim duyulan maddeler olarak tanımlanmaktadır.Antioksidan özellikleri ve nörohormonal sinyalizasyonda rol oynadıkları için KY patofizyolojisinde önemli
rolleri bulunmaktadır (29).
Demir eksikliği, ejeksiyon fraksiyonunda azalma olan
hastaların %37'i kadarını etkileyebilir. Anemi, dokulara
giden oksijen miktarını azaltır, böbrek perfüzyonunda
azalmaya ve nörohormonal stimülasyona neden olur ve
iştahsızlık, yorgunluk, ödem ve iskemi kaybı gibi KY
belirtilerini ve semptomlarını şiddetlendirir. Kalp yetersizliği olan anemik hastalarda, demir eksikliği
prevalansı %57 daha yüksektir. Anemi bulunmasa bile,
demir eksikliğinin egzersiz performansını azalttığı ve
KY olan kişilerde yorgunluğu artırdığı bulunmuştur
68
(30).
Kalp yetersizliği olan hastalarda selenyum eksikliği görülmesi karaciğerde antioksidan kapasitenin yetersiz
kalmasına neden olmaktadır (30). Kalp yetersizliği olan
21 ambulatuvar hastada yapılan bir çalışmada, sağlıklı
kontrollere kıyasla yaklaşık %20 oranında daha az kan
selenyum düzeyi görülmüştür. Ayrıca, bu hastalarda
selenyum eksikliği ile ilişkili azalmış egzersiz kapasitesi
görülmüştür. Kronik KY’de selenyum düzeyinin azalması, oksidatif stres ve inflamasyon nedeniyle periferdeki
tükenme sonucunda görülebilmektedir (31).
Magnezyum, hücresel sodyum-potasyum pompalarının
aktive edilmesinde önemli rol oynayan ve endojen kalsiyum kanal blokeri olarak görev alan önemli bir besin
ögesidir. Magnezyum eksiklikleri hipokalemiye ve
kardiyakdisaritmilere neden olmaktadır. Kalp yetersizliği hastalarında RAAS aktivasyonu ve diüretiklerin kullanımı serum potasyum ve magnezyumun yetersiz olması
ile ilişkilidir (32).
Diüretiklerin kullanımına ek olarak, ileri yaş, bazı diyet
faktörleri ve bazı komorbid durumların varlığı KY'li
hastalarda tiamin eksikliğine neden olur (33). Bir metaanalizde plasebo ile karşılaştırıldığında, tiamin takviyesinin sol ventrikülejeksiyon fraksiyonunda belirgin bir
iyileşme sağladığı bulunmuştur (34). Başka bir çalışmada, akut dekompanse KY vakalarında tiaminin potansiyel kullanımının etkisi araştırılmış, plasebo grubu ile
müdahale grubu arasında, ilk 4 saatte dispne değişiminde ve hastanede kalış süresinde fark bulunamamıştır
(35).
Bu besin ögeleri haricinde potasyum, kalsiyum, magnezyum, çinko ve D vitamini de dahil olmak üzere diğer
vitamin ve minerallerin diyetle alınması, loopdiüretik
tedavinin neden olduğu böbrek fonksiyonu kayıpları ve
kardiyovasküler olumsuz etkiler nedeniyle kalp yetmezliği ile ilgilidir (10).
Hughes ve ark. (36) çalışmalarında KY olan hastalarda D
vitamini, E vitamini, riboflavin, B6 vitamini, demir ve
folat alımının kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha
düşük olduğunu bulmuşlardır. Kalp yetersizliği olan
hastaların %50'den fazlası, D vitamini, çinko ve selenyumu İngiltere Sağlık Referans Değerleri'nden daha az
tüketmiştir. Lourenco ve ark. (37) çalışmalarında, 125
KY hastasının diyetsel geçmişlerinden mikro besin ögesi
alımlarını değerlendirmiş, yaklaşık %80'inin magnezyumu, üçte birinden fazlasının çinkoyu ve yaklaşık üçte
birinin tiamini yetersiz tükettiğini bulmuşlardır.
Akdeniz Diyeti ve DASH Diyeti
Akdeniz diyeti, farklı bileşenleri içeren kompleks bir
diyet modelidir. Genel olarak, meyve ve sebzeler, karbonhidrat, balık, kuru baklagillerin düzenli olarak tüketimi ve et, peynir gibi ürünlerin düşük miktarlarda tüketimi, bol zeytinyağı tüketimiyle karakterizedir (38).
Akdeniz diyetinin KY üzerine etki mekanizmasına ilişkin
olarak; antioksidan ve antiinflamatuar etki göstermesi,
polifenol ve tekli doymamış yağ içeriğinin yüksek olması sebebi ile plazma nitrik oksitin artması söylenebilir
(39).
DASH (Dietary Approachesto Stop Hypertension) diyeti,
yüksek miktarda sebze ve meyve, protein ve posa, az
yağlı süt ürünleri, tam tahıllar, kümes hayvanları, balık
ve sert kabuklu meyve içeriği ile karakterize edilmesine
ek olarak kan basıncını düşürmede olumlu etkilere sa-
Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2020 ; 29 (1)
Toklu H
hip olduğu bilinen potasyum, kalsiyum ve magnezyum
gibi diğer besin ögelerini içermektedir. Toplam ve doymuş yağ, kolesterol, kırmızı et, basit şeker ve basit şeker
içeren içecekleri düşük miktarda içermektedir. DASH
diyetinin sodyum içeriğinin düşük olmasından bağımsız
olarak ta kan basıncını düşürdüğü gösterilmiştir. Ayrıca
KKH ve KY gelişme riskinin azaltılmasıyla ilişkilendirilmiştir (7).
DASH diyetinin potansiyel etkisi ise antioksidan içeriği
ile oksidatif stres ve antiinflamatuar etkilerin azaltılması yoluyla endotel fonksiyonunun korunmasına atfedilebilir (40).
Akdeniz diyetine uyumun, erkeklerde KY riskinin azalmasıyla ilişkisini araştıran bir çalışmada ortalama Akdeniz Diyet Skoru’nun KY riski ile negatif ilişkili olduğu
bulunmuştur (7). Ancak, Akdeniz diyetine uyumun akut
KY’demortalite üzerine etkisini araştıran bir çalışmada,
hastalar 14 puanlık Akdeniz Diyeti uyum puanına göre
değerlendirildiklerinde mortalitede istatistiksel olarak
anlamlı fark bulunamamıştır (39). Levitan ve ark. (41)
çalışmalarında, yüksek DASH diyet skorunun KY’li kadınlarda ılımlı olarak daha düşük mortalite ile ilişkili
olduğunu bulmuşlardır. Başka bir çalışmada, DASH diyeti uygulandıktan sonra hem kan basıncında hem de 24
saatlik idrar sodyum düzeyinde azalma ve KY hastalarında 6 dakikalık yürüme mesafesinde ve yaşam kalitesinde artış gözlenmiştir. DASH diyetinin KY'li hastalar
üzerinde arteriyel elastikiyet ve ventriküler diyastolik
fonksiyon üzerindeki olumlu etkisi, hastalığın ilerlemesin önlenmesine yardımcı olmaktadır.
SONUÇ
Kalp yetersizliği hastaları için genel olarak sodyum kısıtlı diyetler uygulansa da diüretik kullanımından kaynaklı sodyum yetersizliği görülebilir. Bu hastalarda sodyum haricinde eksikliği görülebilecek tiamin, çinko,
magnezyum, E vitamini, folat vb. KY ile ilişkilendirilen
besin ögelerinin düzeyi takip edilmelidir. Akdeniz diyeti,
DASH diyeti gibi antioksidanlardan zengin diyetlerin
uygulanması hastalar için yararlı olabilmektedir. Ancak
bu hastalar için konuyla ilgili ileri çalışmalara ihtiyaç
duyulmaktadır.
KAYNAKLAR
1.
Franco J, Formiga F, Trullas JC, et al. Impact of
prealbumin on mortality and hospital readmission
in patients with a cute heart failure. Eur J Intern
Med 2017; 43:36-41.
2.
Dharmarajan K, Rich MW. Epidemiology,
pathophysiology, andprognosis of heartfailure in
older a dults. Heart Failure Clin 2017; 13:417-426.
3.
Ponikowski P, Voors AA, Anker SD, et al. 2016 ESC
Guidelines for the diagnosis and treatment of a
cute and chronic heart failure: The Task Force for
the diagnosis and treatment of a cute and chronic
heart failure of the European Society of Cardiology
(ESC). Developed with the special contribution of
the Heart Failure Association (HFA) of the ESC.
Eur J Heart Fail 2016; 18:891-975.
4.
Callender T, Woodward M, Roth G, et al. Heart
failure care in low- and middle-ın come countries:
A systematic review and meta-analysis. PLoS Med
2014; 11(8):1-41.
5.
Değertekin M, Erol Ç, Ergene O, ve ark. Türkiye’de-
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
ki kalp yetersizliği prevelansı ve öngördürücüleri:
HAPPY çalışması. Türk Kardiol Dern Arş 2012;
404:298-308.
Metra M, Teerlink JR. Heart failure. Lancet 2017;
390:1981–1995.
Rifaia L, Silverb MA. A review of the dash diet as
an optimal dietary plan for symptomatic heart
failure. Prog Cardiovasc Dis 2016; 58:548-554.
Brahmbhatt DH, Cowie MR. Heart failure:
Classification and pathophysiology medicine
2018; 46(10):587-593.
Rich MW, Hauptman PJ. Nutrition in heart failure:
Moreth and rugs and devices. J Card Fail 2015;
21:943-944.
Arcand J, Floras V, Ahmed M, et al. Nutritionalina
dequacies in patients with stable heart failure. J
Am Diet Assoc 2009; 109:1909-1913.
Di Nicolantonioa JJ, Chatterjeeb S, O’Keefea JH.
Dietary salt restriction in heart failure: Where is
the evidence? Prog Cardiovasc Dis 2016; 58:401406.
Doukky R, Avery E, Mangla A, et al. Impact of
dietarysodiumrestriction on heart failure out
comes. JACC: Heart Fail 2016; 41:24-35.
Jeferson K, Ahmed M, Choleva M, et al. Effect of a
sodium-restricted diet on in take of other
nutrients in heart failure: Implications for
research and clinical practice. J Card Fail 2015;21
(12):959-962.
Arga Bermejo RM, Ferreiro RC, Román AV, et al.
Nutritional status is related to heart failure
severity and hospital readmissions in a cute heart
failure. Int J Cardiol 2017; 230:108–114.
Bonilla-Palomas JL, Gamez-Lopez AL, CastilloDomıngue JC, et al. Nutritional intervention in
malnourished hospitalized patients with heart
failure. Arch Med Res 2016; 47:535-540.
Helvacı A, Tipi FF, Belen E. Obeziteye bağlı
kardiyovasküler hastalıklar. Okmeydanı Tıp Dergisi 2014; 30:5-14.
Lavie CJ, Alpert MA, Arena R, et al. Impact of
obesity and the obesity paradox on prevalence
and prognosis in heartfailure. J Am Coll Cardiol HF
2013; 1:93–102.
Kenchaiah S, Evans J, Levy D, et al. Obesity and the
risk of heart failure. New England J Med. 2002;
347:305–313.
Francesco Cacciatore F, Amarelli C, Ferrara N. et
al. Protective effect of physical activity on
mortality in older adults with advanced chronic
heart failure: A prospective observational study
Eur J Prev Cardiol 2019; 26(5):481–488.
Doukky R, Mangla A, Ibrahim Z. Impact of physical
inactivity on mortality in patients with heart
failure. Am J Cardiol 2016; 117:1135-1143.
Stanley WC, Dabkowski ER, Ribeiro RF, O’Connell
KA. Dietary fat and heart failure: Moving from
lipotoxicityto lipoprotection. CircRes 2012;
110:764-776.
Han SN, Leka LS, Lichtenstein AH, et al. Effect of
hydrogenated and saturated, relative to
polyunsaturated, fat on immune and inflammatory
responses
of
adults
with
moderate
hypercholesterolemia. J Lipid Res 2002; 43:445–
Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2020 ; 29 (1)
69
Kalp Yetersizliği Ve Beslenme İle İlişkili Faktörler
23.
24.
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.
32.
33.
34.
35.
36.
70
452.
Mozaffarian D, Pischon T, Hankinson SE, et al.
Dietaryintake of trans fatty acids and systemic
inflammation in women. Am J Clin Nutr 2004;
79:606–612.
Lennie TA, Chung ML, Habash DL, Moser DK.
Dietaryfat intake and pro inflammatory cytokin
elevels in patients with heart failure J Card Fail
2005; 11:613-618.
Nagai T, Honda Y, Sugano Y,et al. Circulating
omega-6, but not omega-3 polyunsaturated
fattyacids, are associated with clinical out comes
in patients with a cute decompensated heart
failure. PLoS ONE 2016; 11(11):1-16.
Tavazzi L, Maggioni AP, Marchioli R, et al. Effect of
n-3 polyunsaturated fatty acids in patients with
chronic heart failure (the GISSI-HF trial): A
randomised, double-blind, placebo-controlled
trial. Lancet 2008; 372:1223–1230.
Chrysohoou C, Metallinos G, Georgiopoulos G.
Shortterm omega-3 polyunsaturated fatty acid
supplementation induces favorable changes in
rightventricle function and diastolic filling
pressure in patients with chronic heart failure; A
randomized clinical trial. Vasc Pharmacol 2016;
79:43–50.
Zeghichi-Hamri S, de Lorgeril M, Salen P, et al.
Protective effect of dietary n-3 polyunsaturated
fatty acids on myocardial resistance to ischemiareperfusion in jury in rat. Nutr Res 2010; 30:849–
857.
Mc Keag NA, Mc Kinley MC, Woodside JV,
Harbinson MT, Mc Keown PP. The role of
micronutrients in heart failure, J Acad Nutr Diet
2012; 112:870-886.
Valentova M, von Haehling S, Doehner W. Liverdys
function and its nutritional implications in heart
failure. Nutr 2013; 29:370–378.
De Lorgeril M, Salen P, Accominotti M. et al.
Dietary and blood antioxidants in patients with
chronic heart failure. In sights in to the potential
importance of selenium in heart failure. Eur J
Heart Fail 2001; 3:661–669.
Adamopoulos C, Pitt B, Sui X. Low serum
magnesium and cardiovascular mortality in
chronic heart failure: A propensity-matched study.
Int J Cardiol 2009; 136:270-277.
Di Nicolantonio JJ, Niazi AK, Lavie CJ, O’Keefe JH,
Ventura HO. Thiamine supplementation for the
treatment of heart failure: A review of the
literature. Congest Heart Fail 2013; 19:214-222.
Di Nicolantonio JJ, Lavie CJ, Niazi AK, O’Keefe JH,
Hu T. Effects of thiamine on cardiac function in
patients with systolic heart failure: Systematic
review and meta analysis of randomized, doubleblind, placebo- controlled trials. Ochsner J 2013;
13:495-499.
Smithline HA. Thiamine for the treatment of a cute
decompensated heart failure. Am J Emerg Med
2007; 25:124-131.
Hughes CM, Woodside JV, Mc Gartland C, et al.
Nutritional in take and oxidative stress in chronic
heart failure. Nutr Metab Cardiovasc Dis 2012;
22:376-382.
37.
38.
39.
40.
41.
Lourenco BH, Vieira LP, Macedo A, et al.
Nutritional status and adequacy of energy and
nutrient in take samong heart failure patients. Arq
Bras Cardiol 2009; 93:541-548.
Bosetti C, Pelucchi C, La Vecchia C. Diet and cancer
in Mediterranean countries: Carbohydrates and
fats. Public Health Nutr 2009; 12 (9a):1595-1600.
Miró Ò, Estruch R, Martín-Sánchez FJ, et al.
Adherenceto mediterranean diet and all cause
mortality after an episode of a cute heart failure. J
Am Coll Cardiol HF 2018; 1:52-62.
Tektonidis TG, Åkesson A, Gigante B, Wolk A,
Larsson SC. Adherence to a Mediterranean diet is
associated with reduced risk of heart failure in
men. Eur J Heart Fail 2016; 18:253-259.
Levitan EB, Lewis CE, Tinker LF, et al.
Mediterranean and DASH diets cores and
mortality in women with heart failure. Circ Heart
Fail 2013; 6:1116-1123.
Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2020 ; 29 (1)